Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14OCAK2000CUMA
14 JvLJJ-iJ. U.K. [email protected]
Arthur Miller, Türk çevirmenin oyununun metninde değişiklik yaptığmı belirtiyor
4
BedePin soııu değiştirildi ırıi?Kültfir Servisi - Tanınmış oyun yazan
Arthur Miller ın 'Bedel' (The Price) adh
oyunu, yeniden Broadway'de, Royale The-
ater'da sahneleniyor. îlk olarak 1968'de
Broadvvay'de sahnelenen oyun, bûyûk yan-
kı uyandırmıştj. Miller, geçen günlerde
The New York Tünes gazetesinde 'Geç-
mişin Göcü: Bedel'i Niçin Yazdun' baslık-
lı bır raakale yayımladı.
'Bedd'de, oyunun iskeleti, 1929'daki
büyük ekonomik kriz sonucunda ıflas eden
dul birbabanın oğullan, Vıctor ve Walter'ın
bu çizgide yollannın aynlması ile oluştu-
rulmuş. Babasına sadık oğul Victor, ko-
leji bırakmış ve geçinmelerini sağlayıp
para kazanmak için polis teşkilatına ka-
tılmıştır. Walter ise varlıklı bir cerrah ol-
ma yolunda ilerlemiştir. Oyun yıllar son-
ra birzamanlar polis oğul ve babasının ya-
şadığı köhnemiş ve eski eşyalarla dolu
olan çatı katında başlar. Bına artık amca-
lanna kalan kardeşler, eşyalann satışı için
bir araya gelirler. Gelirin nasıl paylaşıla-
cağı konusundaki anlaşmazlık iki karde-
şin olduğu kadar Victor'un eşi Esther'in
de yanmış hayatını kesip açar. Tartışma ile
üçûnün de yaşamda yaptıklan seçimler
gözler önüne serilir. Tüm bu olaylar ara-
sında uçurumlarla aynldıklan noktalar-
da, olaylarla ilgısi olmayan 90 yaşındaki
antik mobilya satıcısı Gregory Solomon,
onlara yol göstermeye çalışır.
Miller'Bedel'i 1967'deyazdığını, oyu-
nun o yıllarda diğerlerini gölgede bırakan
iki olaya kısmen tepki içerdiğinin kabul
edilmesiyle dikkatleri çeküğıru beUrtiyor:
Bu olaylardan ilki süregelen ve manen
acı veren Vietnam Savaşı. Diğeri absürd
(saçma) tiyatroyu içeren avangar-
toyunlar.
Arthur Miller, makalenin son paragra-
finda Türk bir çevirmenin mektubuna de-
ğiniyor ve şunlan söylüyor: "Elimde bir
de metinde sadece bir değişiklik yapoğına
beni ikna eden bir Tfirk çevirmenin mek-
M
iller'ın 'Bedel'
adh oyunu,
Broadway'de
yeniden sahneleniyor.
Ünlü yazar bu oyunu
neden yazdığına ihşkin
The New York Times
gazetesinde yazdığı
yazıda, Türk çevirmenin
metinde değişiklik
yaptığına değiniyor.
Oyunun çevirmeni Nüvit
Özdoğru ise oyunun ilk
versiyonunu yeğlediğini belirtiyor. Yazar ile mektuplaştığını,
önerisini kabul ettirdiğini söyleyen Özdoğru, Miller'ı
çiğneyerek hiçbir değişiklik yapmadığını vurguluyor.
tnbtı var. Çevirmen mektubunun somın-
da, oyundaki, biri polis ofaın iki kardeşm
ıi7faynamtş yp nfkpü ntarak yıımnıktapn»
ve bir daha birbuierinin yüzünü görme-
me noktasuıa geldikleri ve bunu talrîbea
eski eşya sancısı, pofis ve eşinin aa bir ses-
siziiğe büründüğü son sahneye değmiyor.
Karakterier sahneyi terk edecekfcri s n -
da çevirmen, gözyaşbn içinde poBs kar-
deşinin koDarmaantmasıiçin abi YVrtter'ı
sahneyedöndünnesigerektiğmden söz edh
yor. Gerekçesini de şöyle açıkhyor Metnin
gerektinliği biçimde eğer kardeşler nziaş-
madan ayntarbrsa durumnn sadeceötüm-
le sonuçtanabilecek bir kan davasma dö-
nüşeceğmi ve bununseyirayi korkutabite-
ceğuıi söylüyor. Oyunun Türkçesi de de-
rinliğini aşarak böyie bir sona erişrvor."
'Öneriyi MiBer'a kabul ettirdim'
Makalede adı geçmeyen çevirmen Nü-
vit Özdoğru, konu hakkında şunlan söy-
lüyor: "1968'de New Yorkta sahnelenen
^ ııiMnnüıiMiı \t liııın ImlılııııiMiıhıııılı fcjıı
ONK Copyright ajansma Daşvurdum. Kı-
sabrsÛTtsonraroetinbanagöoderidLÇe-
vfciyebasfaunak üzereyken ajans bana ftze-
rhde 'yeniden gözden geçirilmiştir' yazan
bir başka metin daha gönderdL MnVı;
oyunn ikiverayon yazmştL tkia araaada-
ki değişikhlderi behrkdim. İkmd wnl-
yondaöyfcıbir noktavar ld,seyirdkardeş-
lerden birini tntacaktL Bunu eagdkmtk,
oyundaki dengeyi bozmamakiçnıyiBM»,
yazdığı Qk versiyonun s
itaiğinibdrtnm.Oyuıd»ld<!
Artbv MnVr'n yrahğı 'Bedel' adh oyunu Kenter Tiyatrosu oynamışü.
gözönündebuhıııdarank
tarafa kaymaması içaı yapnfpı ba
mizde. Metin And 1970 Mart'mda Uhıs
gazettriade yayuaianan yaasmda 'Be-
ddfea şöyk söz ediyor: "Bedel'i en çok
iki baknndan sevdım. Önce Miller'ın çiz-
diği Yahudi eskicı rolü, bir de Nüvit Öz-
dogru'nun tektek sözcüklere vanncaya dek
tngüizce bir oyunu her şeyiyle dilimize ka-
zandırdığııçmt
'ArtiHirMiBer'ınbana.ti-
JBİHI—II IIBHIIIIIIIIII llll İflİI llj I IIİI.İII lll
ı BMrak eüniyor değffim."
nğnn mektuptaşmalanlan da DMB açk-
ça görebihrsMK U ııj •mlı, yazan v ^ t
yerek hiçbir degşldkya|»»dm
'Bedel'in çevirisini Miller'ın anlatbğı
gibi bitirseydim çevirimi ne Devlet Tiyat-
rosu, ne Kent Oyunculan ne TRT ne de
seyircimiz kabul ederdı. Aydm Belediye
Tiyatrosu da 'Bedel'i şu günlerde aynı çe-
viriyle oynamakta. Otarihîerde çevirim üze-
rine basınmuzda yazılanlar da bugün eli-
Artfaur MiDer'ın mektupton
Elimizde Özdoğru'nun Miller'a gönder-
diği mektuplar buhmmadığı içm, Arthur Mil-
fcr'in çevirmen Nüvit Özdoğru'ya gönder-
diği mektuplardan ahnülar sunuyoruz:
27 Ekim 1968- " 'Bedel'in Türkiye'de
ilgiyle karşılanmasından beni haberdar et-
tiğiniz için teşekkür ederim. Tanıdığım
yaşamla ılışiksız gözüken çok U2ak yer-
lerde, yazdıklanmızın anlaşıhnası beni
hep hayrete düşürmüştür. Bu aynı zaman-
da keyif verici bir durum. Havalann so-
ğumasıyla daha çok kışinın tıyatro salon-
lannı doldurmasını umuyorum."
5Nisan 1%9-" 'Bedel'inTürkiye'deka-
zandığı başan beni çok memnun ediyor.
Sahnede iyi ile kötünün farkını çok iyi bi-
len birinin varhğı ise beni daha da mutlu
ediyor. Türkiye'ye gelip gelemeyeceğimi
Tann bılir ama sizin tartışma konulannız
günüme anlam kattı."
18 Ocak 1970- "Mektubunuz için teşek-
kürederim. 'Bedel'in etki yarattığı bilmek
çok hoş. Oyunum üzerinde çahştığınız
için size tekrar teşekkür ederim.
Türk telif haklan konusunda bana bir
şey sormayın. Ülkelerhakkında tarüşarak
zaman harcamayalım; küçük armağanla-
nnız için Tann'ya şükrediyorum. Telifle-
ri kullanarak Türkiye'yi ziyaret etme dü-
şünceniz çok cazip fakat seyahat etmeye
gerçekten vaktim yok... Umanm oyunun,
Kenter Tiyatrosu yapımında her şey yo-
lunda gıder. Lütfen beni gelışmelerden
haberdar edin."
'Türk dostu' Pierre Loti'nin 150. doğum yıldönümü için çeşitli etkinlikler düzenleniyor
4
Türkiye onun için vatan demektir
9
Kültür Servisi - Abdülhak Şinasi Hisar'ın -Lo-
ti'nin bürün kanaatiyie Turkkr lehinde dünya ça-
pında yapoğı teshü propagandayi, effi senedir Tür-
Idye'degehpgeçenhüknmetleriıı topu yapamann^-
' ar" dediği 'Türk dostn' Pierre Lotinın 150. do-
ğum yıldönümü nedenıyle çeşitli etkinlikler dü-
zenleniyor.
"Toplumsal Tarih'' dergisi bu ayki sayısuıda Lo-
ti için bır dosya hazırlamış. Dosyada yer alan Fa-
ruk Ersöz'ün "Gâdümlü Bir Yazar Olarak Pierre
Loti" başlıklı yazısı çok aynnüh biçimde Loti 'nin
yaşamını aktanyor. Yazısına Claude Farrere'nin,
"LotiiçinTürkhegençHkdemektir önce, sonra aşk
demektirvevatan demektir sonunda" göriişüyle baş-
layan Fanık Ersöz, bu kapsamlı yazısuıda yaşadı-
ğı dönemde ünü dünyayı tutan Fransız deniz suba-
yı Juhen Viaud, yazın dünyasındaki Pierre Loti'nin
Türkiye'yi ikinci vatanı saydığını belirtiyor. Yazı-
dan yazannTürkiye'ye gelişleri ve bunun roman-
lanna etkisi üzerine olan bölümlerden auntı sunu-
yoruz:
14 Ocak 1850 günü doğan Pierre Loti ardında
kırk kadar yapıt bırakır. Resme ve piyanoya tutkun
olan Julien Viaud'nun ismi, Thaiti'de Kraliçe Po-
mere'nin nedimelerinin tropikal bir çiçeğin adını
(Loti) takmasıyla Pierre Loti'ye dönüşür.
La Couronne fırkateyniyle Selanik'e gönderilme-
si, yaşanunda bir dönüm noktası oluştunır. Müslü-
man mahallelennde dolaşırken 18 yaşlannda bir
Çerkez kızına, Aziyade'ye âşık olur. Bu arada Istan-
bul'daki Gladiateur gemisinde bir göreve atanır. Azi-
yade de sonbaharda Istanbul'a gelecektir; çünkü ko-
cası Abeddin evini başkente taşıyacaktu.
tstanbul'da önce Beyoğlu'nda bir otelde kalan Lo-
ti, daha sonra Beyoğlu'nun tenha bir köşesinde Ha-
liç'e bakan bir ev tutar. tlk izlenimlerine bakılırsa bu
kente hayran olduğu söylenemez. Her şeye yaban-
cıdır; bir turist gibi dolaşmakta, "sık sık Azryade'yi
düşünmekte ve onu, dûşüncelerinin derinKklerinde
yer etmiş bulduğuna şaşmaktadır" Beyoğlu'ndaki
evinde kâldığı ilk haftalarda tanıştığı bir Ermeni pa-
pazdan ilk Türkçe derslerini ahr. Giderek Hnistiyan-
lann yaşadığı Beyoğlu ona sıkıcı gelir. Çarşılan,
kahveleri ve insanlanyla Türklere özgü bir semte yer-
leşmeye karar verir; fes ve kaftan giymeye, "çocuk-
lar nasıl askercflik oynuyorsa o da öyie bir 'efendi'
gibi davranmaya" başlar.
Eyüp'te bir ev tutar ve buraya taşınır. Aziyade ile
bu evde buluşacaktır. Zamanla Eyüp halkından biri
olur çıkar. "Dûnyanın en güzel ülkeİerinden birinde
oturduguna" ınanmaktadır artık, üstelik iki ayn ki-
şıligı birlıkte götürmektedir, "resmen her zaman ol-
duğu gibi, ama olabikliğince nadir Mös>ö Loti" di-
ğer zamanlarda ise Arif Efendi 'dir. Çünkü ona göre
insan Istanbul'da keyfince ve denetimsiz yaşayabi-
lirdi. Ama nasıl oluyordu da, Aziyade Julien Vi-
Kültür Bakanlığı, mektuplarını satın aldı, kolokyum duzenliyor
Ankara
y
da anma toplanüsı
Kütür Servisi • T C. Kültür Bakanlığı, Türk dostu
Fransız yazar Pierre Loti'nin yazdığı 525 mektuptan
oluşan bir koteksiyomı satın aldı. Kültür Bakanı Iste-
mihan Tabv'ın yaptığı açıklamaya göre, Paris Büyü-
kelçiliğimız aracılığıyla satın alman koleksiyon, Pier-
re Loti'nin 1910'lu yıllarda Fransız devlet adamı Lo-
uk Barthou'ya ve diğer bazı yakmlanna yazdığı mek-
tuplan ıçeriyor. Yazarın mektuplaruu kitap haüne ge-
tirme çahşmalannı sürdüren Kültür Bakanlığı.bugün
150. doğum yıldönümü olan Pierre Loti için Ankara'da
bir anma toplanüsı duzenliyor. Bugün saat 11.00'de
Devlet Resim ve Heykel Müzesi Şark Salonu'nda ta-
nıtma toplantısı, saat 15.30'da da Kültür Bakanlığı 75.
Yıl Salonu'nda da anma toplantısı yapılacak. Aynca ül-
kemızde 1920'li yıllarda kurulmuş, 1930'lardan sonra
faaliyeti sona ermiş olan Pierre Loti Dostlan Derneği,
Kültür Bakanlığı'nm girişimlerryle yeniden kurulma aşa-
masında. Ötekı etkinlikler şöyk: 1) Fransa'dan davet edi-
len Rocheford Müzesi Müdürü ve Pierre Loti Derne-
ği Başkanı'nın katılımıyla bugün yapılacak toplanü 2)
4-5 Mayıs tarihlerinde Fransız ve Türk bilim ve edebi-
yat adamlan ve kadınlannın katılımı ile tstanbul'da
'21. Yözyıb Girerken Pierre Loti, Türkrve ve Avrupa:
Pierre Loti'nin 150. Doğum Yddönâmânde Törloye ve
Avnma'nm Siyasi ve Edebi tMşkfleri' konulu bir kolok-
yum düzenlenmesi.3) 2000 sonbahannda kolokyumun
devamnıın Rocheford'da yapüması. 4) Eyüp'te Pierre
Loti Dokümantasyon ve Araştırma Merkezi olustunıl-
ması.5) Pierre Loti üzerine yapılacak yaymlann, lisan-
süstü ve doktora tezlerinin desteklenmesi.
aud'nun evine rahatça gidip geliyordu. Loti'ye gö-
re bu durum çevrede "üstü kapah biçimde kabul
edümisti".. Kimileh Aziyade'nin hiçbir zaman var
olmadığını. sanal bir sevgili olduğunu vurgularken
Gide, Cocteau ve Goncourt kardeşler gibi kimileri
de onun aslında bir erkek olduğunu ısrarla öne sür-
müşlerdir.
Julien 1876-1877 kışını Aziyade ile Eyüp'teki
evinde geçirir... Aziyade ile_yaşadığı bu aşk ona Türk
dünyasının kapısını açar. Öte yandan gelişen siya-
sal olaylar karşısında "gönmnûn haritadan süinmek
istenen bu ülkeden yana olduğunu htç farkına var-
maksmn yavaştan Türkleştiğini'' itiraf etmiştir...
Genç subay 17 Mart 1877'de, Osmanlı-Rus Savaşı'mn
çıkmasından bir süre önce, sevgilisine döneceği sö-
zünü vererek tstanbul'dan aynln-.Türkiye'den dönü-
şünde sıkıntı ve özlem kaplamışür içini. "Aosmm
tnrknsünü söytemek. içindeld acıyı önüne gelene hay-
kn-mak" istiyordu. Nasılsa günlüğü elindeydi. Ufak
tefek değişikliklerle tstanbul'da kaldığı süreyi çok öz-
gür bir tarzda roman gibi yeniden yazmaya başladı.
Yalnızca isimleri değiştirdı; Hatice'yi Aziyade, ken-
disini Loti adında bir tngiliz subayı yaptı...
Julien Viaud'nun ilk yapıtı 'Azryade' Ocak 1879'da
satışa sunuldu. 1879 sonunda ikinci romanı 'Le ma-
riage de Loti' dergıde tefrika edilince birdenbire üne
kavuştu. Üçüncü romanı 'Le Roman d'un spahi'de
Pierre Loti imzasını ilk kez kullandı. 'Ffcur de'en-
nui' (1882), 'MonfrereYves' (1883), 'Pecheur d'Is-
tande' (1886) art arda yayımlandı, son romanı ile Fran-
sız Akademisi Vıtel ödülünü aldı.
(...) 6-8 Ekim 1887 tarihleri arasında İstanbul'da
kalan Pierre Loti, bu üç gün içinde eski günlenn izi-
ni sürmeye çahşır... Çılgınca koşuşturma Topkapı 'da
Aziyade'nin mezannda noktalanır. Bundan böyle
tstanbul'a her gelişinde bu mezan ziyaret edecektir.
Bu üç günlük ziyaretini 'Fantome d'Orient' adlı ki-
tabında anlatmışbr.
12-15 Mayıs 1890 tarihleri arasında Osmanh baş-
kentınde kalan Loti, Yıldız Sarayf nda Sultan Ab-
dülhamid ile görüşür, Mecidiye nişanıyla taltif edi-
lıı. Bu üçüncü tstanbul yolculuğundan 'Constanti-
nople en 1890' çıkacaktır.
Türklere duyduğu bağülık ve saygı
Dördüncü gelişi 12-18 Mayıs 1894 tarihine rast-
lar. Abdülhamid'in davetlisi olarak Cuma Selamlı-
ğı'nı izler; Fransız sefıri Paul Cambon'un eşliğinde
Bursa'ya gider. Bursa yolculuğu izlenimlerini 'La
Mosauee Verte'de anlatmışür.
9 Eylül 1903 günü Julien Viaud beşinci kez tstan-
bul'a geldiğinde 53 yaşında ünü dünyayı tutmuş bir
yazardı. Günlerini, Fransız karakol gemisi komuta-
nı sıfafl nedenıyle.resmıresepsiyonlara kaularak, Türk
ve yabancı çevrelerden ileri gelenlerle görüşmeler
yaparak geçiriyordu. (...) 'LesDesenchantees' adh ro-
manı müthiş başan Ica7amr 1910 Ağustos'unda al-
tıncı defatstanbul'agehrve 15 Ağustos-22 Ekmı 1910
tarihleri arasında dokuz hafta tstanbul'da kalır. tstan-
bul'a romanında adını Cenan koyduğu Leyla, dola-
yısıyla Marc Helys hakkında gerçeği öğrenmek üze-
re gelmişti. (...) Loti ekim sonunda Rocheford'a dön-
• ıvı yürekli, yiğit, dürüst bir ırk' •
Ömürleri boyu Türkiye'ye hiç ayak basmamış
Batıhların Türkleri bu kadar kötü tammalan,
Türklerden bu kadar habersiz olmalan insam isyan
ettiriyor. Amerika'dan
yeni döndüm, orada da Türklerden sıklıkla
"Asya aşiretieri, barbarlar" diye söz ediyorlar.
Oysa ben yeryüzünde onlardan daha iyi yürekli,
daha yiğit, daha dürüst ve uysal bir ırk
bulunduğunu sanmıyorum.
(...) Değersiz çağrıma kulak verileceğini
biç ümit etmesem de Avrupa'nın yüzüne şunlan haylarmak
gereğini duyuyorum: "Türkleri bağışbıvm, arda
kalanlara kıymayın! Dürüstlük ve yiğhîik herkesten
ç^fc nrjfarfia'iir O^liinn mcmlpkpri rtmgmliğtnI
saygmın, yetingentiğin ve ibadetin son sığmağMÜr!"
(Pierre Loti, "Les Turca massacrent", Türkçesi
Faruk Ersöz)
' I v ı V i^Ü^^H
1» - •*••• 9 H
dü. 60 yaşıru geçmış olmasına karşın giderek artan
bir ateş ve coşkuyla Türkiye'yi savunmaya koyuldu.
Önce Figaro'da sonra Gıl Blas'da sürdürdüğü yazı-
larla Avrupa'yı küçük Balkan devletlerinin suç or-
tağı ilan etti.
Loti, Baü'nın Hnistiyanlık adına salduganlarla
dayanışmasına karşı çıkıyor, Türklere yöneltilen suç-
lamalann aslında bir iftira olduğunu belgelere daya-
narak ortaya koyuyor, kamuoyunu uyarmak için bık-
madan yılmadan didiniyordu. Avrupa'nın "ucuzHı-
ristrvanhkanlavTşını'' ve Türkleri aşağılayan tutumu-
nu eleştinyor, "Türkiye'ye hiçbir zaman ayak bas-
madıklanhalde" Türklere kara çalmaya uğraşan "sa-
uhnış yazar bozuntulanna" ateş püskürüyordu. Kar-
şılığında ise eleştirilere ve acımasız alaylara konu olu-
yor, kınanıyor ve küfürlere maruz kalıyor, bol bol düş-
man kazamyordu. Fransız basmına göre Pierre Lo-
ti kendisine roman konulan esinleyen Türklere şük-
ran borcunu ödemekteydi. Ama Pierre Loti geri adun
atmadı. Jean Jaures'nin ricası üzerine yazılanna
L'Humanite'dedevam etti. 22 Ocak 1913'te'Turqu-
ie agonisante' piyasaya çıkü. Bu kitap Loti'nin ma-
ruz kaldığı olaylara tanıklık eden mektuplardan ve
makalelerinden oluşan bir derlemedir ve Bulgar vah-
şetini aynntılı biçimde sergilemektedir.
Loti'nin Türklerden yana oluşu nasıl açıklanabi-
hrdi? Bazı Fransız araştırmacılann öne sürdüğü gi-
bi, 35 yıl önce yaşanmış bir aşkın anısı siyasal bir
tavır almaya yetebilir miydi? Loti "Turklere duydu-
ğu bağhhk ve saygnun çok daha az kişisel nedenlere
bağh" olduğunun altını çizmektedir.(...) O, özellik-
le "sadakat, dürüstlük, büyüidere saygı, konnkse-
verlik. düşman olma>an herkese beslenen, hatta hay-
vanlan da kapsayan sınırsız şefkat" gıbı artık Avru-
pa'da sarsümış olan değerlerin hâlâ Türklerin yaşam
biçemini belirlemesine hayranhk duymaktadır.
Osmanh hükümeti şükran ifadesi olarak Loti'yi
Istanbul'aresmen davet etti. 12 Ağustos-17Eylül 1913
tarihleri arasma rastlayan bu yolculuk onun Türki-
ye'ye yedinci ve son gelişi olacaktı. (...) Birinci Dün-
ya Savaşı'ndan sonra Türkleri savunan yazılar ya-
zan Pierre Loti için 1920'de Piyer Loti Cemiyeti ku-
rulur, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tstanbul'un fahri
hemşerisi unvanı verir.(...) Türkler lehine yürüttüğü
bu kampanya giderek kendisinin Türklere yaklaşı-
mında da değişikliğe yol açacak, Mustafa kemal'in
çevresindekileri. vatanlarını savunan kahramanlar
olarak selamlayacak ve kaderci bir bekleyiş içinde
değil, haklan için savaşan Türk'e destek verecektir.
Büyük Millet Meclisi hükümeti Loti'nin bu tutu-
muna incelüdi bir yoldan karşılık verir. Fransa'daki
temsilcimiz Ferit Bey'in eşi Müfide Hanım, Loti'ye
Mustafa Kemal Paşa'mn bir mektubuyla Meclis'in
hediyesi olarak bir halı vermekle görevlendirilir.
Sağlık dunımu giderek ağu-laşan Loti, 10 Haziran
1923'te Hendaye'de ölür.
YAZIODASI
SELtM tLERİ
İstanbul'u Yazmak
Aynalı Pasaj'ı yazmıştım. Istanbul'un aziz yaza-
n Çelik Gülersoy uyardı:
Naum Tiyatrosu o yapıda değil, Çiçek Pasajı'nın
bulunduğu yerdeymiş. Bu yüzden, yandaki soka-
ğın adı da Sahne Sokağı'ymış.
Sonra düşündüm, İstanbul'u yazmak günden gü-
ne güçleşiyor. Eldeki kaynaklar birbiriyle çelişen bil-
gilendinnelerie yüklü. Istanbul'u gerçekten yaşa-
mış kişiler, yazık ki birer ikişer göçtüler dünyamız-
dan; onlan özlemek kaldı. Hatıriadığım Istanbul'a
gelince...
... Evet, elden geldiğince yazmaya çabalıyorum.
Ama o kadar. Yazmak, her zaman "yaşatmak" ola-
mıyor.
Bir başka aziz dostumla, Halit Refiğ'le konuşu-
yorduk. Konu, benim "Ge///7/*Kiz"hikâyemin geç-
tiği mekânlar. Kadıköyü, Bahariye, arkasokaklar...
Halit Bey, "Gelinlik K;z"dan yola çıkarak bir te-
levizyon filmi gerçekleştirecek. Senaryoyu da ken-
disi yazdı. Ben de coşkuyla okudum. Eski İstan-
bul'da başlayıp günümüze kadar uzanıyor filmin
öyküsü.
"Eski" Istanbul dediğim, çocukluğumun kenti.
Hepi topu kırk, hadi bilemediniz, kırk beş yıl ön-
cesinin Istanbul'undan geriye ne kaldı? Betki de
hiçbir şey. Işte Bahariye: Ahşap köşkleri, malta
taşlı bahçe girişleri, kameriyeli bahçeleriyle o mi-
mariden tek örnek kalmadı. Caddedeki kilise du-
ruyor ama, öte köşedeki Asım Paşa köşkünün bü-
yülü bahçesi de kendisi de yok oldu.
Yıldızlar Altında Istanbul yayımlandığında eş
dost telefon etti, geçmişteki gezintiden hoşnut
kaldıklannı söyledi. Kim bu eş dost, hemen yanrt-
layabilirim, yaşlan kırktan ille yukan olanlar. Yani
yıldızlar altında bir İstanbul'u yaşamış olanlar.
Dünkü İstanbul'u kime yazıyorum? Bilenlere,
yaşamış olanlara mı? Yoksa genç kuşaklara mı?
Her yazı önünde sonunda genç okuru gereksinir.
Yazılann zamana direnme umudu başka ne olabi-
lir ki?!
Yıldızsız İstanbul'da yaşayanlara bu şehri kırk yıl
önceki portresiyle duyumsatmak niye?
Birkaç gündür sorup duruyorum: Yazmak iste-
diğim İstanbul'u gençler niçin okusunlar?
Yine Ziya Osman Saba'ya sığındım. Bu duy-
gun şair, daha ellili yıllarda.. noktaladığımız yimnin-
ci yüzyılın ellili yıllannda Değişen İstanbul'u yazı-
yordu. Birtasansı varmış, ölüm yanm bıraktınyor
Gündelik hayatıyla İstanbul'u, ama gözümüzün
önünde her gün değişen şehri roman dokusunda
kaleme getirmek. Değişen Istanbul'daki parçalar
o tasannın çalışmalan. Olağanüstü güzellikteki
parçalar, şehrin hayatındaki değişimleri saptar.
Daha kaç yıl önce, Ziya Osman Saba Istanbul kül-
türünün kararmakta olduğunu sezinler...
Bazı yazar arkadaşlar, öyle diyen bir kitap oku-
dum, elde kalanla yetinelim, elde kalanlann guzel-
liklerini tadalım demeye getiriyoriar. Dünkü Tstan-
bul'dan söz açmayı "nostalji modası'na veriyor-
lar.
Şu nostalji sözcüğünden iğreniyorum. Kosko-
ca bir şehrin göçüp gittiğini görmek, nostaljinin dar
ufkuyla ondurulamaz. Ama elde kalanla yetinmek
için, elde kalanı korumak, bayındır kılmak gerekir.
İstanbul'u koruduğumuz söylenebilir mi?
"Gelinlik Kız"\ yaklaşık otuz yıl önce yazmıştım.
Bir şeyler hâlâ yerii yerindeydi. Gerçi çocukluk yıl-
lanmdan izdüşümlerie yazıyordum ama dile getir-
meye çalıştığım mekânlan, Bahariye'de, Acıba-
dem'de, hatta Suadiye'de bulmak mümkündü.
Suadiye ve çevresi yeni yeni değişiyor; ama arka
sokaklar, tıpkı Bahariye'deki gibi, henüz nefes alı-
yordu, hâlâ özellikliydi oralan. Birden hepsi bitti.
Şimdi kimeanlatacağım? AkJımatakılıp kaldı. "Ge-
linlik Kız"\ yazarken hiç mi hiç böyle düşünmüyor-
dum. ölüp gitmiş o insanlann hayat hikâyeterini ta-
şımış mekânlar az buçuk ayaktaydı. Artık onlar da
yok.
Anlatmak istediğim Istanbul, bugünün genç in-
sanlanna adeta bir hortlak hikâyesi.
Nostalji filan değil. Doğrudan doğruya "korku ede-
biyatı".
Takvimde lz Bırakan:
"ölülerl Hepimiz için yatvann Atlah'a..." Ziya
Osman Saba.
Kapj Brandstatter'in 'Seyahat
Resimleri'
• Kuhür Servisi- Karl Brandstatter'in New-York,
Fas, Mısır, Hong-Kong, Amman ve Avnıpa'ya
yaptığı yolculuklann etkilerini gravürler ve çini
mürekkebiyle resmettiği 'Seyahat Resimleri' sergisi
Avusturya Başkonsolosluğu Kültür Ofisi'nde bugün
19.00'da açılacak. Mimari, edebiyat, felsefe ve
müzikten esinlenerek dinamik renk oyunlannı ve
hareket süreçlerini kullanan sanatçmuı sergisinin
ana temalannı çeşith kültürler, yerler ve zamanlar
oluşturuyor. Hiçbir stil çerçevesinden etkilenmeyen
Brandstatter işlerinde soyut ve şekilsel unsurlara yer
veriyor. Bu gece aynca, sergı açılışmın ardından,
20.00'de Melin Molla'nın Bach, Beethoven ve
Liszt'in yapıtlannı yorumlayacağı piyano resitali
gerçekleşecek.
BUGUN
• BİLGİÜNİVERSİTESİ'nde saat 19.00'da,
yönetmenh'ğini Jan TroeD'in yaptığı, başroUerinde
Max Von Sydow ve Ghita Norby'nin oynadığı
Hamsun adlı film gösteriliyor. (216 23 15)
• BORUSAN'da saat 10.00'da 'Müziğin Rengi 3'
adlı çocuk atölyesi yer ahyor. (292 06 55)
• AVUSTURYA BAŞKONSOLOSLUĞU'nda saat
20.00'de piyanist Metin Moila'mn konseri
izlenebUir. (292 39 70)
• RUHİ SU KÜLTÜR VE SANAT VAKH'nda saat
19.00 'da Nihat Behram bir söyleşi yapıyor. (245 40
32)
• CEMAL REŞtT REY KONSER SALONU'nda
saat 20.00'de Rast Caz Tophüuğu'nun vereceği
konser izlenebUir. (231 54 38)
• AKSANAT'ta Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu
tarafından sahnelenen ' Abelard ve Hektise' adlı
tiyatro oyunu yer alıyor. (252 35 00)
• ATATÜRKKtTAPUGI'nda saat 18.00'de Cahft
Erdoğaa, 'Yahuz Hüznü Vanhr Kalbi Oianm:
Hüzün MüzUderi II' konulu bir söyleşiye katılıyor.
(227 33 90)
• TARIKZAFERTUNAYA KÜLTÜR
MERKEZİ nde saat 18.00'de 'Gençük Toplannlan'
çerçevesinde Güven Erkin Erkal'm yapacağı
söyleşiye Kurban grubu konuk olarak katılıyor.
(227 33 90)