28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 OCAK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bayram Meral, hükümetin 2000 yılında da IMF politikalannı sürdüreceğini vurguladı /Çahşan gözden çıkarddı9 ANKARA - Türk-Iş Genel Başkanı Bayram Meral, hükü- metin 2000 yılında da IMF'nin ortaya koyduğu politikalan izle- yeceğini vurguladı. Meral, hükü- metin sosyal devlet ilkesini "def- terinden" sildiğine işaret ederek, çalışanı "isyana" sürüklediğini kaydetti. Hükümeti, IMF'nin ta- limatlan doğrultusunda hareket etmekle suçlayan Meral, "Arbk hükümetin kafasında çahşan di- ye birisi yok. Valnız sermaye kesj- minirı çıkarlan var" dedi. Hak-îş Genel Başkanı Salim Uslu, eko- nomideki kötü gidişatın ve seçim ekonomisinin faturasınm IMF ve Dünya Bankası'nın zorlamasıy- la çahşanlara kesildiğine dikkat çekti. Uslu, 2000 yılında ümit ve- recek gelişmelerin yasanmadığı- nı kaydetti. Türk-lş Genel Başkanı Meral, 2000 yılında da IMF'nin ortaya koyduğu politikanın izleneceği- ni, bunun da çalışanlan son dere- ce mağdur edeceğini söyledi. Hükümetin "enflasyonu aşağı çe- keceğim'' diyerek, ücretleri yok denecek seviyede tuttugunu kay- deden Meral, "tşçi hak ve özgür- lüklerini genişletecek herhangi bir yasal düzenlemeye gidilmeye- cek! Yeni yılda da işçi hak ve öz- gürlüğü suuriı kalacak" dedi. Bu yılki toplusözleşmelerde tespit edilecek ücretlerin aşağı yukan şimdiden belirlendiğini anlatan Meral, bunun serbest top- lu pazarlık düzenine müdahale anlamma geldiğini vurguladı. Meral, bu nedenle yeni yılın me- mur, işçi ve emekliyi ekonomik bunalımm beklediğini kaydede- rek, "Bu, önceld gün betirlenen asgari ücretie başlamışnr. Gele- 734 işçi yeni yıla grevde giriyor ANKARA (AA) - Türk-lş ve DtSK'e üye 734 işçi yeni yıla grevde giriyor. Türk-İş ve DlSK'e bağlı 6 sendikanın 15 işyerinde uyguladığı grevlere, bu işyerlerinde çahşan toplam 1440 işçiden 734'ü katılıyor. Türk-Iş'e bağlı TÜMTİS, TOLEYlS. Petrol-lş, Türkiye Maden-lş ve Türkiye Deri-Iş, ÎDI bağlı Tekstil Sendikası üyeleri yeni yıla grevle giriyorlar. TUMTİS Sendikasrnın lzmir'deki 7 ayn işyerinde 22 Mayıs 1996 tarihinden bu yana uyguladığı grev en uzun, yine Türk-lş'e bağlı Petrol-Iş Sendikası'nın îstanbul'daki Bagfaş Gübre Fabrikalan A.Ş. işyerinde 12 Aralık 1999 tarihinde uygulamaya. koyduğu grev ise en kısa grev nıteliğınde bulunuyor. Türk-lş'e bağlı TÜMTÎS Sendikası 7 işyerinde uyguladığı grevlerle en çok grev uygulayan sendıka özelliğini taşırken, Türk-lş'e bağlı Petrol-lş Sendikası 3 işyerinde, DlSK'e bağlı Tekstil Sendikası 2 işyerinde, Türk-tş'e bağh TOLEYIS.Tfefciye Maden-tş ve Türkiye Deri-lş sendikalan ise l'er işyerinde grev uygulamasında bulunuyorlar. Türkiye Maden-tş Sendikası'nın Manisa'daki Soma Kömür Işletmeleri işyerinde uyguladığı greve 258 işçi katıhrken, TÜMTlS Sendikası'nın lzmir'deki Uşak Nakliyat işyerinde uyguladığı greve ise sadece 1 işçi katılıyor. cek dönemde bizleri zor günler beklemcktedir. Bu zor günleri as- mak için birlik. bürünlük içinde demokratik tepldmizi ortaya kay- ma mecburryeti doğacaktır" diye konuştu. Hükümetin çalışanı gözden çı- kardığına işaret eden MeYal, "Kafasında çahşan diye bir kün- se yok. Yalnız işveren ve sermaye- nin geUrini nasd artürabUecekle- rivar" dedi. Meral, asgari ücret- ie çahşanlann büyük bir kesiminin özel sektörde yer aldığını anımsatarak şunlan söyledi:"Asgari üc- retin 80 miryon oknası in- safla bağdaşır bir davraıuş değildir. Bu ücretin savunu- lacak hiçbir tarafı yoktur. Hükümet tarafindan çah- şana vurulmuş büyük bir yumruktur. Gelecek hafta Başbakan'dan randevu is- teyip, ücretin yeniden göz- den geçirilmesini isteyece- ğiz. 4 kisilik ailenin murfak masrafı 120 miryon lira. Yalnız çahşan dikkate ah- nıyor. Bunun çoluğu çocu- ğu, geçindirmekk görevH künsesi yok mu? Böyie bir adalet olur mu? Bu nasl bir sosyal devlet mantığıdır. Hükümet, sosyal devlet 0- kesüıi defterinden silmiş, çalışanı resmen isyana su- rüldüyor." Hak-lş Genel Başkanı Salim Uslu, 1999'da eko- nomideki kötü gidişatın ve seçim ekonomisinin fatu- rasının IMF ve Dünya Ban- kası'nın zorlamasıyla yine çalışana kesildiğini vurgu- ladı. Uslu, ekonomik ve si- yasi istikrarsızlıklar nede- niyle etkilenen çahşan ke- simin IMF'nin talimatlan doğrultusunda uygulama- ya konulan sosyal güvenlik yasasıyla haklannın gasp edildiğini kaydetti. Uslu, 2000 yılına girerken ümit verecek gelişmeler yaşan- madığını, ancak Türki- ye'nin AB'ye aday ülke ol- masının sendikalar olarak ümitlerini arttırdığmı be- lirtti. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATE§_ İnönü ve Halk Geçen hafta, Ismet Inönü'nün ölüm yildönümü idi. 25 Aralık 1973'te, Tuzla Piyade Okulu'nda yedek subay öğrencisi idim. Yaşantımın en sorum- suz ve en sorunsuz 6 ayını yaşamış- tım. Oradaki dostlanmı ve "kuman- danlanmı" sevgi ile anımsıyorum. Ismet Paşa'nın öldüğü duyuldu- ğunda, gerçekten çok üzülmüştük. Once, "dersleryapılacak" denildi. Ve tam, kartı bir havada "Tavşantepe yo- luna" yönelmişken, yeni bir emir gel- mîş ve yoldan geri çevrilmiştik. "Se- vinmedik" dersem, yalan olur... Ismet Paşa ile ilgili duygu ve düşün- celerim, "inişli çıkışlı" bir trend izle- mişti. 1960 öncesinde tüm umutlan- mızı bağladığımız ve uğruna canımı- zı vermeye hazır olduğumuz, "Ata- türk'ün arkadaşı" Ismet Paşa, 1961 seçimlerinden sonra bizleri hayal kı- nklığına uğratmıştı. O dönemdeki po- litikasının ne kadar haklı olduğunu, ancak çok ileri yaşlarımda anladım. Kendi kapattığı Köy Enstitülenni öz- lemle anması da, "ortanın solu" poli- tikası da bizleri tatmin edememişti. Ve bu nedenle, daha sonra Genel Sekreteri Bülent Ecevit'in yaptığı, "kurultay darbesi'ni de sevinçle kar- şıtamıştk. (O kurultayın, CHP'nin so- nunu hazırlamış olduğunu da çok uzun yıllar sonra anladım). ••• Bu yazıyı, elbette Ismet Paşa hak- kındaki duygu ve düşüncelerımdekı değişimi, sizlerle paylaşmak ıçin ka- leme almıyorum. Nedenlenni de açık- lamak koşuluyla, böyle bir yazı da il- ginç olabilirdi. Ama bugünkü niyetim o değil. Bugün, Ismet Paşa'ya mal edilen ve pek çok yazarın kaleminde ve dilinde, Türkiye'deki bürokratları "mahkûm etme" vesilesi olan birolayı ırdeleme- ye çalışacağım. Olay şudur: Kurtuluş Savaşı günle- rinde, Ismet Paşayanındaki subaylar- la birtikte köy yolunda giderken, kar- şıdan gelen köylüleri görür. Ve rivayet olunur ki; bu köylülerin de, kendileri- nin düşmanı olduğunu söyler. "Bürokratlar halkı düşman gibi gö- rür", diye ahkâm kesenler, Jacobe- nizmi mahkûm etmek isteyenler, sü- rekli olarak bu anekdotu anlatırlar ve düşüncelerine kanıt olarak ileri sürer- ler. Acaba böyle bir olay yaşanmış mı- dır? Bilmiyorum, ama sanmıyorum. Zaten Ismet Paşa zekâsında bir in- san; böyle birdüşüncesı olsa bile, bu- nu dile getirmeyecek kadar akıllıdır. Kaldı ki;îsmet Paşa'nın, böyle birdü- şüncesi olmasını da mümkün görmü- yorum. Buna benzer bir olay yaşanmış ola- bilir ve Ismet Paşa da buna benzer birşeyler söylemiş olabılir. Fakat bu- nun ardında; ne halkı düşman gibi görmek vardır, ne de halkın kendile- rini düşman gibi gördükleri inanç ve korkusu. Anadolu halkı yorgundur. 10 yılı aş- kın süren savaşlar, insanların ellerinde avuçlannda ne varsa götürmüştür. Top- lumun en üretici ve seçkin çocuklannın önemli bir bölümü, cephelerde kalmış- tır. (1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'nın bize getirdiği maliyetleri, ya da PKK terörü- nün faturası düşünüldüğü zaman; ön- ce Libya Savaşı, sonra Balkan Savaş- lan, ardmdan 1. Dünya Savaşı'nın top- lumda ne gibi etkiler yarattığını anlaya- bilıriz.) Işte insanların böylesine yorgun ve bezgin olduğu bir dönemde, kent kö- kenli birtakım subaylar, bu ınsanlan ye- niden savaşmaya davet etmektedir... Düşünce sınırları, tarlalarının bittiği yerde sona eren ve "ulus bılıncınden" de yoksun olan, belki de böyle bir şe- yi hiç duymamış olan bu insanlann, "soğuk" ve hatta "düşmanca" tavır- larını anlamamız mümkündür. Benim "anlamakta" asıl zorlandı- ğım konu, insanlann bu duygu ve dü- şüncelerini hiç dikkate almadan, (eğer olmuşsa) bu olayı, karşılıklı bir "düş- manlık" kanıtı olarak, sürekli bir bı- çimde gündeme getıren insanların "sığ" düşünceleridir. Ismet Paşa'nın Türk demokrasisi- ne ve Türkiye Cumhuriyeti'ne neler kattığını değerlendirebılmek ıçın, ya- kın tarihimizi çok anahatlarıyla göz- den geçirmek, fazlasıyla yeter. Ismet Paşa, "Ikinci Adam"d\r ama, Mustafa Kemal'in ardından gelen ikinci adamdır. Ve Mustafa Kemal im- zasıyla yaşadığımız şeylerdeki katkı- sı bir yana, Mustafa Kemal'ı yıtirdik- ten sonra da, "emaneti" elden yere düşürmemiş, daha yüksek burçlara taşımanın çabası ve mücadelesi ıçin- de olmuştur. Gençlikteki yanlış değerlendirme- lerimin mahcubiyeti içinde de olsa, Ismet Paşa'yı sevgi ve minnetle anı- yor ve anımsıyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle