Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 EYLÜL1999 PAZAR
12 PAZAR KONUGU
tstanbul Barosu Başkanı YücelSayman, afyasasının yeniden elden geçirilmesi gerektiğini söyledi
'Anayasa'nın 87. ve 14. maddeleri değişnieli'
Basına neden
erteleme
getirildi?
-Şu konuya da bir açıklıkgetirsek.» Neden,ya-
sa basın cezalarına erteleme, diye çıku da, afdi-
ye çıkmadı?
- Çünkü anayasaya göre bu konularda af çıkar-
tanuyorsunuz. Hep yasaklar arasmda slalom ya-
pıyorsunuz. Buna hukuki engeller var. Bunlar da
Anayasa'nın 87. ve 14. maddeleri... 87. madde
TBMM'nin af yetkısini düzenleyen madde. Bu
madde, 14. maddedebelirtilen eylemlerden suç iş-
leyenlerin affedilemeyeceğini hükme bağlıyor.
Ya da Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesi
uyannca dûşüncenizi açıklanuşsanız 14. madde
nedeniyle işlediğiniz o suç afkapsamına alınamı-
yor. Aynı şekilde TCK'nin 168 ve 169. maddele-
ri kapsamına giren bir füli işlemişsenız yine affe-
dilemiyorsunuz.
Birinci olarak, bu hukuki engeller var. tkincisi,
toplumsal baskılardan gelen ideolojik engeller
var. TCK"de bu eylemlerin tanımı olan suç kate-
gorileri "Devlete Karşı İşlenen Suçlar" olarak y-
eralıyor. Bunlar siyasi nitehkli suçlardır. "Devİe-
te karşı suç işleyenler vatan hainkİir''. dediğimiz
zaman siyasi irade olarak insanlar bunun üzerine
gitmekten çekiniyorlar.
Toplumsal olmasa bile halki temsil ettiğmi ile-
ri süren belirli siyasi partilerden ya da onlann yan
kuruluşlanndan gelen baskılar ve tepkilerin getir-
diğj bir çekingenlik ve korku bulunuyor.
Uçüncüsü de. halkın çok katılmadığı, ama top-
lumsal baskılann getirdiği kişilerle ilgili tartış-
malar var. Eşber Yağmurdereli mi affedilecek? Ya
da Kırcı mı affedilecek? Ya da Tayyip Erdofan'ı
mı affedeceksiniz? Bu gibi baskılar. Bunlann ara-
sından dolaşarak hukuki ve toplumsal engelleme-
ye takılmadan o insanlan özgürlüklerine kavuş-
turmak istediğînizde mayın tarlasında dolaşjr gi-
bi dolaşırsmız.
Erteleme diye bir kavrambulursunuz. Ama öy-
le bir erteleme olur ki Eşber Yağmurdereli ve pek
çoklannı yine dışarda bırakır. Buna insanlar kıs-
men razı olabılirler. Hele bir de çok eleştirilen bir
af yasasıyla bunu birhkte gündeme sokmuşsanız
gönülleri razı olmayanlar bile böyle bir erteleme-
ye katlanır. Ama cesur olmak gerek.
Siz gerçekten düşûnceye, basına özgûrlük ge-
tirmek istiyorsanız erteleme kapsamına giren suç-
larda cesur olup bunu bir siyasi irade olarak açık-
ça belirtmeniz gerekır. "Evet, Anayasa'nın 87. \«
14. maddeterinde gerekli düzenlemeleri yapaca-
j^m", diyebilmelisiniz.
Bu yasa derhal geri çekilerek Anayasa'nın 87
ve 14 maddelerinde yapılacak değişiİdiklerle ye-
niden düzenlenmelidir. Artık cambazhk yapılrna-
mahdır.
Af artık
dönülemez
noktada
- Seçim Yasast 'nda nastl değişiklik öneriyor-
sunuz?
- Getirilen baraj sistemi, tartışmalan açabile-
cek küçük de olsalar muhalefet partilennin TB-
MM'ye girmelerini engelliyor. Bu engel olunca
da rahathkla o pazarhkları yapabıliyorsunuz,
Af vasası kapsammda İcalarak söylüyorum.
Anayasa'nın 87 ve 14. maddelerinin değiştirile-
rek hukuki ortamın sağlanması ve bu ortamdan
yola çıkarak gerçekten toplumdaki kırgmhk ve
İcızgınlıklan giderecek uzlaşma ve banşuı yolu-
nu açacak bir af düşûnülmeli. O zaman, basında
ceza ertelemesi gibi cambazlıklardan kurrulursu-
nuz. •'Terörle Mücadele Yasası'mn 8. maddesini
kakbrdım. O kapsamdaki suçlar affedilmistir",
der»inız.
En azından Güneydoğu'da bir banşın yaratıl-
masının yohınu açabihrsiniz. Böyle özgürleşme
\e demokratik]eşmeye giden ortamda o suçun
mağdurlan. "Bu projeye ben de vanm. Actlannu
bir yana iterek bu af konusunu destekliyoram".
dedırtebilirsiniz.
- Peki, bu afyasasından vazgeçilmeli mi?
- Şımdi artık affın dönülmez bir noktaya gel-
diğini düşünüyorum. O zaman da ıvi bir şey yap-
mak gerekiyor. Şu anda aftan tamanuyla \azge-
çerseniz özgürlüklerini kazanma noktasma ka-
üar gelmiş olan insanlann ve yakmlannın büyiik
tepkisiyle karşılaşırsınız. O insanlara ikinci kez
bir ceza vermenin çok yıkıcı ve felaket sayılabi-
leceğini düşünüyorum. Ama yasa, değişiklik ya-
pılmadan ilk haliyle TBMM'den geçerse büyük
öfke duyacak milyonlarca insanın kırgmlıklan
derinleşecek.kızgınlıklaniyiceartacakvekamp-
laşma daha fazialaşacak. Bu kamplaşmayı orta-
dan kaldırmak için her iki tarafı da tarmin edebi-
lecek bir af tasansı uzerinde çalışmak gerekir.
Bu da iki aylık bir süreçte çözülebilir.
PORTRE / YÜCEL SAYMAN vs
LEYLA TAVSÂNOĞLU ®n
binlerce suçlunun cezaevinden salıverilmelerinisağlayacakafyasası, TBMM'den geçti. Aylardır süren kamuoyu tepk
* lerine kulaklarım tıkayan siyasilerimiz, üstelik depremfelaketinden birkaç gün sonra yangından mal kaçırır gibiyasayı çı-
karıverdiler. Ondan sonra da "Biz de bunu içimize sindiremiyoruz " diye kıvırtmaya, topu birbirlerine atmaya kalkıştılar. Cumhurbaşkanı Demirel ise, önüne ge-
len yasayla ilgili olarak, toplumsal tepkilerden çok, işin hukuksal yönünü dikkaîe alacağını söylüyordu. Derken bir akşamüstü Cumhurbaşkanı yasayı TBMM'ye
geri gönderdi. Ertesi gün ise bu afyasasıyla birlikte TBMMden geçen basına ceza ertelemesi ve memura disiplin suçlarınm affedilmesini öngöreh yasalan onay-
ladı. Bu gelişme özellikle basın çevrelerinde kısmen memnunlukla karşılandı. Ancak akıllardapek çok soru işareti kalmıştı. Afyasası, TBMM'den ilk haliyie mi
çıkacaktı, yoksa Cumhurbaşkanı 'nın
geri gönderme gerekçeleri, hatta daha
önemli esaslar dikkate alınacak mıydı ?
Şimdilik Meclis tatilde olduğu için ko-,,
nuyla ilgili belirsizlik egemen. Ancak
yasamn olduğu gibi yeniden çıkması
durumunda kamuoyu tepkilerinin ar-..
tarak büyüyeceği de kesin. Konuyu, •
enine boyuna, Istanbul Barosu Başka-
nı olan avukat Yücel Sayman 'la konuş-
tuk. Sayman, artık basına ceza ertele-
me gibi "cambazlıkların "yerine basın
suçlarını ağırlaştıran Anayasa'nın 87
ve 14. maddelerinde değişiklik yapıl-
ması gerektiğini, af yasasımn da çok
ciddi bir şekilde yeniden elden geçiril-
mesinin zorunluluğunu anlattı.
Ortaöğrenimini Saint-Joseph Lisesi'nde, yükseköğrenimini İstanbul
Hukuk FakültesVnde tamamladu 1969 yılında, Strasbourg Hukuk ve
Siyasal Bilimler FakültesVnde doktor unvanını, 1978 yılında doçent
unvamnı kazandu 1963 yılından buyana İstanbul Hukuk Fakültesi
Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalı öğretim üyesi 1988-1992 yıllan
arasında İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyeliğiyapan Sayman 1991
yılından bu yana Uluslararası Avukatlar Birliği Başkan Danışmanı,
Yönetim Kurulu Üyesi, Birliğin, "Kadının Statüsü Komisyonu"nda
başkan yardımcılığı görevini üstleniyor. Sayman, İstanbul Üniversitesi
Kadın Araştırmalan ve Uygulamaları Enstitüsü 'nde de yönetim kurulu
üyelğiyaptu Fransızca ve Ingilizce bilir.
- Sizce Cumhurbaşkanı afyasasının genel bölü-
münü neden TBMM'ye geri gönderdi?
SAYMAN - Okuduğumuz zaman haklı gerekçe-
leri olduğu ortaya çıkıyor? Bir kere, " Hukuk ilkele-
rine, eşhÜğe aytan, adaletanlaytşına uymuyorve ka-
mu vkdanını rahatsız ediyor" dedi. Toplumda çok
ciddi bir tepki vardı. Cumhurbaşkanı herhalde bu
tepkiyi göz önünde tuttu. Kendısinin hukuk danış-
manlan da tepkileri bir platform içine koyup Cum-
hurbaşkanı'nın dikkatini çektiler. herhalde. Ben şun-
dan kaygı duyuyorum, çünkü bir yanlış tartışmaya
sürükleniyoruz. Çeteler, cinayetler, yolsuzluklar,
TBMM'nin eski başkanınm yolsuzluğu gibi suçlar
af kapsamına alınmasaydı ya da yedi kişiyi öldür-
düğü ileri sürülen bir kişi hakkında özel bir yasa dü-
zenlemesi getirilmemiş olsaydı bunu sanki kabul
edilebilirbir yasaymış gibi tartışacaktık. Eleştirilme-
sı ve tartışılması gereken nokta bu maddelerin ayık-
lanması değil. tasanmın bütününün yararlı olup ol-
madığı tartışılmah. Şimdi, bundan sonra TBMM
yasada ısrar ederse Cumhurbaşkanı'nuı yapacağı
bir şey yok. Yasa o haliyie yürürlüğe girmiş olacak.
Başka şekilde değiştirilirse o zaman bir kez daha bu
değişiklikleri gözden geçirip TBMM'ye geri gön-
derme hakkı doğuyor.
- Ama sizyapılacak bir değişikliğe karşısınız, öy-
lemi?
-Yasanın tümüyle geri çekilerek yeniden başka bir
afyasası hazırlanması lazımdır. Af, hukuki olmak-
tan çok temeli siyasi olan bir anlayış, bir tasarruf.
- Peki, tam bu dönemde bu af gerekiyor muydu?
-Affın bırfelsefesivardır. Demokrasilerde affay-
er yoktur, denir. Bu-doğru degıl. Demokrasilerde af
vardır. ama gerek duyuİmaz. Demokrasilerde halkın
katılımını, tepkilerinin sonuç almasını sağlayacak
mekanizmalar vardır. Esas siyasi suçlara uygulana-
cak olan genel af bir ihtıyaç olarak ortaya çıkmaz.
Ama çıktığı dönemler de oluyor.
- Bir örnek verir misiniz?
- Şimdi Ingıltere'de Kuzey lrlanda sorununu çö-
zebilmek için IRA'yla (lrlanda Cumhuriyetçi Ordu-
su) ilgili bir af gündemde. Sonuçta orada bir af çık-
ması ihtimali de çok güçlü. Bunu tngiliz hükümeti
de dile getiriyor.
Demek ki af bir toplumsal ihtiyaca dayanır. Yok-
sa, duygusal olarak "Ben sokakta bir lazçocnğu gör-
düm. Annesi hapisteymiş. Onun gibi pek çok kader
kurbanı>^ar". dıyemezsmiz. Bu bir siyasi söylem de-
ğildir. Bu, toplumun ihtiyacı da değildir.
Böyle bir af çıkarmak otonter bir toplum anlayı-
şıdır. Yani.
u
Ben ihsan e>1erim. Önemligünlerdeacı-
ma duygusunu dile getiririm'". yaklaşımı. Bu, cum-
huriyetin yıldönümü olabilir, hükümdann doğum
günü. diktatörün evlenme yıldönümü olabilir. Yani
hep bu tarihler esas alınıp af çıkanlabilir.
Ama demokratik toplum söz konusuysa ya da öy-
le bir perspektif varsa af toplumsal bir ihtiyacın par-
çası olarak ortaya çıkar.
Kızgınlıklar ortadan kalkmalı'
-Nedirbu?
- Yani devlet. toplumsal kızgmlıklara, kırgınlık-
lara yol açmış. çekişmelere yol açmış bir sorunu
çözme iradesini göstermek istemektedir. Yada fark-
lı bir toplumsal projeyi yürürlüğe koymak istemek-
tedir. Demokratik devlet yapısını gerçekleştirecek-
tir, hukuk devletine gidecektir. Onun için de tasan-
lanru dile getirmiştir.
Yani. daha açıkça. "Düşüncenin önündeki bütün
engelleri kaldm^nım". beyanı. Bu şekilde
TCK'nin 159.. 312. maddesini. Terörle Mücadele
Yasası'nı. Olağanüstü Hal Yasasf nı kaldırmak. üni-
versiteye kendi özerkliği ve bilimselliğini sağlamak.
yargıyı bağımsızlaştırmak demektır. Yani devlet,
"Her yerde olan demokratik toplum projesini sunu-
yorum. Ama bu projeyi benim uygulay abilnıem. halk
khieterinin büyük desteğini sağla\abümem. uzlaş-
malann yaratüması ortannna da bağlı. Bunun için
herkesiseferber edeceğim. Kırgınlıklan ortadan kal-
dıracağırn" dese af bunun bir parçası olarak ortaya
çıkar. Yani afbütün mağdurlan da heyecanlandırma-
lı. Mağdurlan "Bu acılan ben ve yakınlanm yaşanuş
olabilir. Ama bu projeye destek olmak. onun hcveca-
nını duyup herkesle kaynaşabilmek. targmhklan gi-
derebilınekiçin ben de vanm. Mağduriyetimi bir ke-
nara bırakıyor ve affi destekliyorum" diyebilmeli-
ler. Aksi takdirde, yasanm şu haliyie insanlan ikna
edemezsıniz.
Bakın. tasanda küçük çocuklarla ilgili bir madde
var. Suç işlediği tarihte 15 yaşından küçük olanlar
eğer Terörle Mücadele Yasası ve TCK'nin 168 ve
169. maddelerine giren suçlan işlemişlerse bunlar
afyasası kapsamı dışında tutuluyor. Yani 11 -12 ya-
şında olan çocuklar. Bu çocuklann Olağanüstü Hal
Bölgesi'ndeki sayılan çok yüksek. Suç işledikleri
zaman 10-11 yaşında olan bu çocuklan affın kapsa-
mı dışında tutuyorsunuz.
Küçükler için bir af getirilecekse bunlann işledik-
leri suçlar bakımından aynma tabı tutulmalan da an-
laşılabilir bir durum değil. O çocuklann ailelerine,
yakınlarına bu affi neden destekleyeceklerinı anla-
tamazsınız. Çok derin bir öfke duyacaklardır. Gü-
neydoğu sorununu çözmek istiyorsanız oradaki ya-
ralan saracaksınız. insanlan kucaklayacaksnıız.
O bölgede her aileden birisınin ve küçük çocuk-
lann hapiste olduğu bir ortamda o suçlann hiç bıri-
sini af kapsamına almıyorsunuz. Buna karşılıkadam
- Kanunda "Çeteler affediliyor", deniyor. Sizce
bu kanunla ilgili olarak çetelergerçekten affagiri-
yor mu? Deprem nedeniyle müteahhitlerin de af
kapsamına alındığı söyleniyor. Kanunun getirdiği
afkimlere yarıyor?
- Milyonlarca kişi çeteler olayının aydınlatılması
amaçıyla "Aydınük İçin Bir Dakika Karanhk" ey-
lemine katıldı. Bu yasada çetelenn serbest bırakıl-
ması iradesi gösteriliyor. O zaman o milyonlarca in-
san nasıl sevindirilecek?
Bütûn bu suçlan bir kenara bıraksak bile bir pan-
kart açtığı için ya da örgüt üyesi olduğu için tutuk-
lanıp işkencede alınan ifadelerle sekiz-on yıl hapse
mahkûm edilmiş gencecik insanlan hâlâ içerde tut-
makta ısrar ederseniz kamuoyunda büyük rahatsız-
lık uyanüıran bu dava ve sonuçlannı zaten çok cid-
di biçimde protesto eden insanlarda ağır tepkiler ya-
ratırsınız.
Manisalı gençleri af kapsamına almıyorsunuz, a-
ma çete kuranlan, çete üyelerini afTediyorsunuz.
Baklava çalan çocuklar af kapsamına giriyorlar. A-
ma baklava çalıp PKK'li birisine veren 10 yaşında-
ki çocuk affedılmiyor.
Size bir başka örnek, Tayyip Erdoğan için pazar-
lık yapılıyor. Tayyip Efdoğan'm mahkûm olduğu
TCK'nin 312. maddesinin 2. fıkrasına giren suçla-
n af kapsamı dışuıda bırakılıyor. Şimdi af kapsamı
içıne alınsm, tartışması yapılıyor.
öldürmüş binsıni af kapsamına alıyorsunuz. Af de-
meyelim de ceza indirimi diyelim. Bu indirime tabi
tutuyorsunuz. Öyle çok özel indirimler yapıyorsu-
nuz ki o kişi bu ındirimlerden yararlanarak hiç ha-
pisyatmavacak.
1991 'de Özal dönemınin yasasında, meşruten tah-
liye kavramı Terörle Mücadele Yasası'nın geçici
maddesıne konmuştu. Geçici maddelerden bir tane-
si şöyle bir düzenleme yapıyordu. "Her adam öldür-
mefifliiçin veıüen idam cezası 10 yüa indirilir". Ya-
ni siz yedi kere cinayet işlediyseniz ve her birinden
idam cezası almışsanız bu bozuluyor ve yetmiş yı-
la mahkûm oluyorsunuz.
Şimdi bu yasayla birhkte getirilen düzenlemede
bu durum ortadan kaldınlıyor ve deniyor kı: "Yedi
kere idam cezası verilmişse bu bir kere idam cezası
almış sayılır."
Yani adam yedi kez idama mahkûm edildiyse bu
bir kez sayılacak ve cezası 10 yıl olarak belirlene-
cek. 12 yıla kadar zaten ceza indirimi olduğu için
adam hapisten çıkacak.
Bu çok özel yazılmış bir düzenleme. Böyle bir dü-
zenlemeyi o kadar itinayla yazdığınız zaman belki
kendi taraftarlanmzı sevindirebüirsiniz. Ama, böl-
gede yataklık yaptığı, fiile yardım ettiği, bazen de
nzasına aykın olarak yardım ettiği için hapiste ya-
tan insanlar hâlâ hapiste tutulmaya devam edilecek-
se o bölgenin yaralannı saramazsımz.
Erdoğan bahanesiyle uzlaşma
- Sizce neden?
- 312. maddedeki suça karşı çıkıldıgı için değil,
Tayyip Erdoğan affedilsin, diye. Ama uzlaşma, di-
yorlar. Bence bu pazarhk siyasi yozlaşmanın bir
göstergesidir. Kişiler üzerine pazarhk yapılmaz.
Ben kendi payıma bunu çok ciddibir ayıp olarak
görüyorum.
Eşber YağmurdereH'nin durumuna bakın. Garip
yasaklan dolanarak affa gitmek için, yani Anaya-
sa'nın 87. ve 14. maddesindeki engellere takıhnak-
sızın 1991 'deki affi çıkardılar. tnsanlan onlara takıl-
maksızın özgürlüklerine kavuşturmak istiyorsanız
çıkardığınız garabetlere başka garabetler eklemez-
siniz. Eşber Yağmurdereli 10 ay hapse mahkûm ol-
muştu. Ama daha önce yapılan o engçlleri dolanma
amacını taşıyan garabet yasa nedenij'le 20 yıldan
fazla süre hapis yatmak zorunda kalacak. Bunu ya-
parsanız insanlan böyle bir affa ikna edemezsıniz.
- Sizce bu afyasası neden gerekligörüldü?
-Bakıyorsunuz. hiçbiranlamı yok. Kıra'yı, çete-
leri, işkenceci polisleri bir tarafa bıraktık. Onlar af
kapsamı dışında kaldı. lyi de neden adam öldürme-
de ceza indırimıne gidiyorsunuz? Kasıtlı olarak
adam öldürdüğünüz zaman 24 yıl ceza almışsanız
yasa bunu zaten 12 yıla kadar indiriyor. Geriye ka-
lan 12 yılın da bir bölümü meşruten tahliye hüküm-
lerine göre indiriliyor, sonuçta verilen cezanın beş- .
te ikisi yaühyor. Af tarihinde önce bilerek, isteye- '
rek adam öldürmüş kişi böylece en fazla alü yıl ha-
pis yatacak. -
Bu kişinin öldürdüğü insanın yakınlanm nasıl ik-
na edersiniz? Toplumsal tepkileri nasıl giderebilir-
siniz? Yasa taslak halindeyken dahi hiçbir toplum-
sal proje öngörmeyen bir taslaktı. Başbakanın, par-
tinin genel başkan yardımcısı olan eşinin sokakta
gördüğü kız çocuğunun annesınin kan davası nede-
niyle hapiste olmasına üzülüp, "Kader kurbanlan-
m serbestbırakanm" anlayışıylabaşlayan, amahiç-
bir toplumsal projeye oturmayan, hiçbir rasyonali-
te içermeyen, sadece suç işleyenler ve yakınlannı
memnun etmekten öteye geçmeyen, buna karşıhk
toplumdaki kızgınlıklan ve kırgınlıklan daha da de-
rinleştirip arttıran bir af tasansı getirildi.
Bunun için ben her zaman, "Felsefesi de yok" de-
dim. Çünkü felsefe demokratik bir içeriğin de, bir
toplumsal işlevinin de olmasun gerektirir. Böyle bir
işlev yok. Anlayış tam bir otoriter devleL bir padi-
şahlık anlayışı. Halkın tepkisi hiç dikkate bile alın-
mıyor. Türk halkı, Cumhuriyet'in 75. yıldönümü
adına, nedeni izah edilemeyen, Yeşilçam sloganla-
nna benzeyen, "Kaderkurbanlannı affedelim''e da-
yanarak çıkanlan böyle bir affa layık değildir.
Cerefcçe
-Zaten Cumhuriyet'in 75.yıldönümü degeride
kaldL Arak 76. yü içûtdeyiz—
- Böyle bir af, btriSHim doğum günü için çıkartı- 2
labilirdi. ,
-Pekisiz, "Kaderkurbanlannıkurtaralım"ge-'\
rekçesinin içtenliğine inanıyor musunuz?
- Tabii kı hayır. Ama bir gerekçe göstermeleri la-
zımdı, bunu söylediler. Bir yıl önce halk için anlam-
lı olan 75. yıldönümünün kutlanmasıydı. Bütün Tür-
kiye'de kutlanıyordu. Ama bir sultan için kendi do-
ğum günü daha anlamlı olabilir. Bir an için 100 yıl
sonrasını düşünelım. 2100 yılında Türkiye üzerine
araştırma yapan bir-iki araştırmacı bir de bakıyor-
lar kı 75. yıldönümü nedeniyle bir afyasası çıkanl-
mış. O zaman demokrasinin yerleşmiş olduğuna ina-
narak söylüyorum. bu araştırmacılar. "75. yiklönü-
münde nasd bir toplumsal değişiklik olmuş ki bu af
düşûnülmüş" sorusundan hareketle durumu ilginç
bulup araştıracaklar. Bula bula, yasada birkaç gün
önce deprem olduğunu bulacaklar. Depremle af ta-
sansı arasındaki bağlantıyı kurmaya çalışacaklar.
Belki diyecekler ki: "Depremde 40 bin kişi ölmüş.
Cezaevlerinden 50 bin kişi\i çıkararak oöknlerinye-
rine mi koymak istediler? Ya da enkaz kaldırmada
yardıma ohnalan için mi afTedfldfler?'' Tabii ki bir •
şey bulamayacaklar.
Ama hiçbirisinin aklına o dönem başbakan olan
kişinin, parti genel başkan yarduncısı olan eşinin so-
kakta gördüğü bir kız çocuğunun annesinin hapiste
olduğunu ögrenince "kader kurbanlannın affedil-
mesini istediğt" gelmeyecek.
- Afyasasının, basına ertelemeyle ilgili bölümü
Cumhurbaşkanınca onaylandı. Basınagetirilen ce-
za ertelemesikonusunda radyo, TV'iyazıU basına ör-
tülü afgetirilirken sözleişlenen füllerbu erteleme-
nin dışında kaltyor.Bu bir eşitsizlikyaratmıyormu?
Demokrasi, hukuk devleti ilkeleri veya yargı böyle
biryaklasımdan zarar görür mü? Vygulamada so-
run çıkabilir mi?
- Bir kere kesinlikle eşitsizlik yaratıyor. Yani şöy-
le: Siz televizyonda bir konuşma yapıyorsunuz. Bu
konuşmayı milyonlarca kişi dinliyor. Ya gazetede ya
da radyoda yayımlanıyor. Buna karşılık bir konfe-
ransta ya da açık oturumda bir görüş beyan ediyor-
sunuz. Bunu belki 20 kişi dinliyor. O konuşma suç
saydıp cezaevine giriyorsunuz. Sonra, milyonlarca
kişinin izlediği aynı konuşmanız nedeniyle ceza er-
telemesinden yararlanıyorsunuz, ama 20 kişinin din-
lediğı konuşma yüzünden hapiste kalıyorsunuz.
Şimdi, yasa tasansını hazırlarken eşitliği sağlamak
hükümete ve TBMM'ye düşerdi.
yy«.fji:ıiTnn
Türkiye'de güzel sanatlar eğitiminde en iyi olduğumuzu söylemiyoruz. Mezunlarımızın başarısı ve yaptığımız uluslararası anlaşmalar kanıtlıyor.
iç mimarlık, grafik, moda, resim / ingiltere'de üniversiteHerkese açık sanat çalışmaları: MÜZİK- gitar (klasik, pop), piyano (klasik), flüt, saksafon. klarinet, ses eğitimi. BİLGİSAYAR- freehand, quarkxpress,
photoshop, autocad, word, excel, windows, DESEN YAĞLIBOYA, ÇOCUKLARLA SANAT (h.içi-h.sonu) Ekim döncmi kayıtları başladı.
istasyon sanat merkezi«\\ \v.istas\nns(
uı.ıl.cnnı.tr
TAKSIM : Miralay Şefik Bey Sokak \o:9 Gümuşsuyu Tel: 0212.252 92 22 - 23
BAK1RKÖY : Istanbul Cad. R e y h a n Sokak \ o . 8 1 Tel: 0212.570 95 00-01
KADIKOY : Moda. Dr. Esat Isık Caddesi Sifa Sokak No:28 Tel: 0216.414 96 38 - 39
BEKSAV
BIUM EĞİTİM ESTETK KUİTUR SANATARAŞTKMALARIVAKFI
BEKSAV Sanat Galerisi (1999-2000 yılı) sezonu
başvunılan başlamıştır. Plastik sanatlar alanında
sergi açmak isteyen sanatçılar bir hafta içinde dosyası ile
vakfimıza başvurabilirler. İlgılenen sanatçılara duyunılur.
Bilgi içh: F*z hamm / T«t C0216) 349 91 55- 56
Adı««: Osmonoğo Moh. Kırtaayecı Sk No 21 KADIKOY
İlanlarınız için: 0212. 293 89 78
T.Ç.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIGI
OZEL
YENEKMILLENIUM 2O00 EĞİTİM PROGRAMLARI
MODELISTLİK
SANAYI ATOLYELI
MODELISTLİK
BILGISAYARLI
MODELİSTLİK
BONFIT PRATIK PIYASA
MODELİSTLİĞİ
STİLİSTLİK
AMERIKAN TARZI
OEKORATİF EL SANATLARI-1
AMERIKAN TARZI |
DEKORATİF EL SANATLARI-2
DEKORATIF BOYAMA
ÜNLÜ SANATÇILAR
PLAID
AHŞAP BOYAMA
PLAID
KUMAS BOYAMA
MODA/HAZIR GİYİM EL SANATLARI
EÖnriM AUEMOZİ EGITIM MERKEZİ
Bakırfcöy y543 5118 - 543 50 77 Batartüy /543 44 72 - 572 54 59