23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 9 ÎYLÜL1999 ÇARŞAMBA CUMHURtYET SAYFA HABERLER VaS Çakır'dan ziyıret • tsanbul Haber Servisi - Istaroul Valısi Erol Çakır, Anafolu Ajansfnın (AA) Istarbul Bölge Müdirlüğü'nü dün ziyaret etti. y'ali Çakır, AA'nın Cagtloğlu'nda bulunan bölge müdürlüğündeki zıyaıetinde ajansın yapısı ve işley.şi hakkında bilgi aldı. Vali Çakır, ziyarette cezaev lerindekı son durum hakkında yöneltilen bir soru>a. "Bir gelişme yok. Bir yumuşama havası da var gibi" dedi. Pişmanlık Yasası'na başvuru • GAZİANTEP(AA)- Gaziantep Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Karayiğit, terör suçlulannın bulunduğu özel tip cezaevinden 60 hükümlü ve tutuklunun, Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak için başvurduğunu bildirdi. Karayiğit. daha önce, terör örgütü üyesi ya da eylemcisi olmak suçlanndan yargılanan ve cezalannı çektikleri sırada, kendi inisiyatifleri ile koğuş kapılanna "'Devletçi Koğuş" levhası ve Türk bayrağı asanlaria "tarafsızlar" ve "bağımsızlar" koğuşlanndan 60 kişinin. Pişmanlık Yasası'ndan yatarlanmak için başvurduğunu behrtti.. Sarı basın kartları değişiyop • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada. uluslararası kurallara uygun yenı basın kartlannın 31 Aralık 1999 tanhine kadar hak sahiplenne dağıtılacağı. kullanılmakta olan kartların da bu tarihten sonra geçersiz olacağı belırtildi. Açıklamada. san basm kartı sahiplerinm, Basın Kartlan Yönetmeliği'nın 69. maddesi uyannca çalıştıkları kurumlar aracılığıyla san basın kartı beyannamesi doldurmalan (ikı nüsha) ve 15 gün ıçinde Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'ne göndermelen istendi. Baybaşin'in ortagı yakalandı • İstanbul Haber Servisi - Uluslararası uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Bavbaşin'in ortağı Ali Narin, Hollanda"ya kaçmak ısterken Atatürk Havalimanı'nda yakalandı. Hollanda'da tutuklu bulunan Hüseyin Baybaşin'in Türkiye"dekı işlerini yürüten ve "adam öldürmek ve uyuşturucu ticareti yapmak" suçlaruıdan aranan Ali Narin'in, Fazıl Ertunç adlı birkişiyi Hollanda'da öldürdüğü ve uyuşturucu anlaşmazlığı sonucu çıkan bir çatışmada da yaralandığı ortaya çıktı. Bolu'da şüpheii ölüm • BOLt (AA) - Düzce Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Oğuzhan Ciba (40), Ankara-Istanbul Karayolu'nun Bolu Dağı Keskin viraj mevkiine park halindeki 34 AY 933 plakalı BMW parka otomobilinin içinde başından tabancayla vurulmuş halde bulundu. Jandarma yetkilileri yaptıkları açıklamada, otomobilin şoför mahallinde oruran Ciba'nın elinde 17 mermi alan Beretta cinsi 9 milimetrelik bir tabanca bulunduğunu, mermilerden 16'sının şarjörden çıkanldıktan sonra sadece birinin kullanıldığı bildirildi. Kımlik, ehliyet ve bankamatik kartımı kaybettım. Hükümsüzdür. MUSTAFAAY Başlatılan soruşturmanın üzerinden 3 ay geçmesine karşm hiçbir ilerleme sağlanamadı Babuna bflmecesiİstanbul Haber Servisi - Birkaç ay öncesıne dek. kemik iliği nak- li yapılmazsa öleceği söylenen Dr. Oktar Babuna. tamamen sağlığı- na kavuşmuş olarak ortaya çıktı. Babuna 'kanser hücrelerinden inancı sayesinde kurtukluğunu' açıklarken yaklaşık 3 ay önce kam- panyadaki çelişkiler nedeniyle baş- latılan soruşturmada hâlâ hiçbir ilerleme sağlanamadı. Lösemi hastası olan Oktar Ba- buna için mart ayında. Türkiye'nin sağlıkJa ilgili en geniş kapsamlı si- vil kampanyası başlatılmıştı. Bu tarihlerde ABD'de bulunan Dr. Babuna. televizyon ve gazetelere verdiği demeçlerde ilik nakli ya- • Lösemi hastası Oktar Babuna, tamamen sağlığına kavuşmuş olarak ortaya çıktı. Doktor Oktar Babuna, kanser hücrelerinden inancı sayesinde kurtulduğunu açıklarken yaklaşık 3 ay önce kampanyadaki çelişkiler nedeniyle başlatılan soruşturmada hâlâ hiçbir ilerleme pılmazsa 1 ay içinde yaşamını yi- tirebileceğini belirtiyordu. Düzen- lenen kampanyalarda toplanan on binlerce kan örnegi yurtdışına test amacıyla gönderilirken Sağlık Ba- kanı Osman Durmuş'un tepkisi ûzerine olay tersine döndü ve kam- panyayla ilgili olarak soruşturma başlatıldı. Babuna için toplanan yaklaşık 105 bin kan örneğinden sadece 20 binınin sonucu Türki- kaydedilemedi. ye'ye geldi. Dığer kan örnekleri ise hâlâ yurtdışında. 2 Nisan tarihinde, Babuna için uygun kemik iliğınin bulunduğu açıklanırken uzmanlar, Babuna'mn hastalığı olan Richters Sendro- mu'nda kemik iliğı naklinin şart olmadığını belirtmişti. Haziran ayı içinde İstanbul Emniyet Mii- dürlüğü'nün başlattığı soruştur- manın ardından Fatih Cumhuri- yet Savcılığı'nca da soruşturma başlatıldı. 2860 sayılı Yardım Toplama Ya- sasfna muhalefet edildiği gerek- çesiyle açılan soruşrunnanın ûze- rinden 3 ay geçmesine karşın hâ- lâ bir ilerleme kaydedilemedi. Fatih Cumhuriyet SavcılığYnda devam eden soruşturmada, yeni yasama yüında savcı degişikliği ya- şandı. Babuna dosyası, Savcı Serdar Uyanık tarafından yürûtülüyor. Dr. Oktar Babuna, deprem son- rasında gittiği ABD'den tamamen iyileştiğini belirterek geri döndü, Bazı gazetelere yaptığı açıklama- larda, doktorlann 6 aylık ömrü kaldığını söylediklerini belirten Babuna, ilk kemoterapi sonrası bezelerinin tamamen kayboldu- ğunu, tedavınin mayıs ayına kadar sürdüğünü kaydetti. Oysa Dr. Ba- buna, 29 Temmuz 1999 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafindan yapı- lan Etik Kurul toplantısı sonra- sında, kendisine hâlâ kemik iliği naklinin şart olduğu konusunda ısrar ediyordu. Ağn kesicilerin tavan etkisi olduğu,fazla kullanılmasının sadeceyan etkiyi arttırdığı belirtildi Ağnnın 140çeşidivarSAADET USLU Belki de insanoğlunun var olduğu günden bu yana sıkıntısını çektiği ağnnın bilinen 140 çeşidi var. Ağn çeken hastanın hekim tarafindan çok yönlü olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan İstanbul Tıp Fakültesi Algoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serdar Erdine. "Ağn kesiciler ise zehirdir. Bunlann tavan etkisi var. Fazla almmasının bir yaran yok" dıye konuştu. Prof. Serdar Erdine. kökenleri insanoğlunun varlığıyla denk olan ağnnın birdenbire popüler olduğunu söyledi. 70'li yıllann başında tıbbm kronik ağnyı hastalık olarak ele almaya başladığını ifade eden Erdine. "Bunun nedeni aslında hastayı isuıden gücünden eden etkenin ağn ounasr dedi. Bilinen 140 çeşit ağn olduğunu belirten Prof. Erdine, bunlann 17-18 ana başlık altında toplandığını söyledi. Serdar Erdine, ağnlann yüzde 30"unun kanser, yüzde 30'unun baş> yüzde 20'sinin bel, kalanının da diğer ağnlar olduğunu Abidin Dino. Acıyı Anlatmak adlı albümünde acıyı değişik çizgüerle yorumladı. kaydetti. Ağn çeken hastanın çok yönlü olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdine. şöyle devam etti: "Hekim uzmanlaştığı için hastayı tek taraflı görmeye başlryor. Oysa hekim hastayı bir bütün olarak görmeli. Örneğin bel ağnsında hem nörolojinin hem fızik tedavinin veri var. Biz burada hastalan vönlendirebiliyonız. Önemli olan hastanın doğru zamanda doğru yerde olması. Ancak insanlanmızm bu sistem içinde doğnı yere başvurması mümkün değfl." Hekimlerin de bu konuda yeterli eğitimi almadıklanna değinen Serdar Erdine, Algoloji dersinin bütün tıp fakültelerinde olmadığını söyledi. Erdine, tıp eğitiminin bu yöndeki eksikliklerinin giderilmesini istedi. Fazla llaç zehirdlr Toplumumuzda sıkça rastlanan bilinçsiz ilaç kullanımına da değinen Serdar Erdine. "İnsanlar hekünin değU yakınıoın tav siyesini dinliyor" dedi. Erdine ilaç kullanımı hakkında şu bilgileri verdi: "Ağn kesiciler zehirdir. Bu tür ilaçlann gelişigüzel, çok miktarda alınması sakıncalı. Bunlann tavan etkisi var. 3-4 taneden sonra etld göstermezler. Sadece yan etkileri artar. Hatta çok ağn kesici kullanmaya baglı baş ağnsı büe var." Celişmeler arttı Son yıllarda ağn mekanizmalannm araştınldığıru ve yeni tedavi yöntemlerinin geliştirildiğini belirten Erdine, "Eskiden ağn yüzde 50 onuunda tedavi edilirken, günümüzde bu oran yüzde 90'lara çıku* diye konuştu. Prof. Erdine bazı gelişmeleri şöyle anlattı: "Ağnnın siniri. radyofrekans denen dalgalarla yakılıyor. 3 sanh'e süren operasyon sonrası ağn dindiriliyor. Bu teknik, bazı bel ağnlan. kanser ağnlan, yüz ağntannda kullanılıyor. Doğru yapıhrsa yüzde 100 başan şansı var. Bir de kalp piline benzer onıirilik pilleri var. Omirüik yaralanmalannda kullanıuyor ve başan oranı yüzde 70-80 civarında." KJiniklerinin Avrupa'nın üçüncü büyük merkezi olduğunu belirten Serdar Erdine, halkın 300 bin dolar bağış yaptığını söyledi. En sık karşılaşılan rahatsızlık: BAŞAĞRISIInsanlann en sık karşılaştıklan sağlık sorunlanndan biri olan ağn- lar içinde baş ağnsı birinci sırayı alı- yor. 17 çeşidi bulan baş ağnlannı ise kanser ve bel ağnlan izliyor. İstanbul Üniversitesı Algoloji Bi- lim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serdar Er- dine, ağnlann yanlış tedavi yüzün- den tam anlamıyla tedavi edileme- diğini söyledi. Erdine, belli başlı ağ- n çeşitlerini \e özelliklerini şöyle sıraladı: Ba$ ağnlari: En sık görülen ağnlardır. Kadınlarda 20-50 yaşlar arasında daha sık rastlanır. 17 çeşit baş ağnsı vardır. Bunlardan en sık karşılaşılanlan gerilim, kas kasıl- ması, migren ve küme baş ağnsıdır. Yapılan araştırmalara göre insanla- nn yüzde 60'ının hayatlannın bir döneminde başı ağnyor. Özellikle baş ağnlannda beyin bilgisayar gi- bidir. Herbilgiyi kodlar. Önemli olan beyındeki ağn kodunun silinmesidir. Başı ağnyan kişi, sürekJi ağnyı bek- lemeye başlar. Tedavide, bu bilgıyi silmek önemlidır. En az 2-3 ay dü- zenli ağn kesici kullanmak gerekir. Bu şekilde beyindeki ağn kodu si- linir ve kişi ağnyı beklemez hale ge- lir. Migren tanısı konulan hastala- nn yüzde 9O'ı migren değıldir. Mig- ren ağnsı her zaman tek taraflıdır. Hiçbir zaman çift taraflı olmaz. Ta- nı yanlış konulursa tedavi de yanlış olur. Baş ağnlan içinde migrenin görülme oranı ise yüzde 5 civann- dadır. Bu tür baş ağnsında kişiyi krizler bezdirir. Düzenli ilaç kulla- nımında bu krizlerin gelişi önlenir. Bir de kriz anında ilaç kullanılabi- hr. Bel ağnlari: Erkeklerde daha sık görülür. 30-50 yaşlarda sıklıkla rastlanır. Insanm beli, dört ayaktan ikı ayağa doğrulduğu için ağnr. Çün- kü omurga dört ayağa göredir. Bü- tün güç bele bıniyor ve darbelere açık hale geliyor. Bel ağnlannın te- davi edilebilmesi için nedenlerinin doğru saptaması gerekir. Aynntılar değerlendirilmeli. Hasta tedavi edil- dikten sonra, hastanın kendi kendi- ne yetebilmesmin öğretilmesi gere- kir. Bel ağnlannın önknmesindeki en önemli şey ise egzersiz. lnsanın belindeki kaslar da doğal korsedir. Ancak Türk insanı egzersiz yapma- dığı için beli ağnr. Bel ağnlannın yüz- de 70'i tedavi edilir. Dünyada bel ağnlanna bağlı heryıl 16 milyar do- lar kayıp var. Kahser ağnlari: Kanserlerin yüzde 80'inde ağn görülür. Yüzde 90 oranında tedavi edilebilir. Kan- ser hastalannda 'ağnm artti, demek ki gidiyorum' görüşü hâkımdir. Bu doğru değil. BoyiUI ağnlan: Sık görülen bir ağn çeşididir. Çünkü trafık kazala- n sıklıkla görülüyor. Örneğin arka- dan araba vurdu, baş öne doğru gi- der gelir. Buna kırbaç darbesi denir. Kişiler önemsemez. ancak bunlann çoğunda bo> r un fıtığı gelişir. Bu ki- şilerin mutlaka aspirin türevi alarak 48 saat dinlenmesi gerekir. 1-2 ay son- ra da uzmana gidilerek kontrol edil- melidir. Bunlarbaş ağnlannın önem- li kaynaklanndandır. Boynu kütlet- mek de son derece sakıncalıdır. Ilaçta patent yasası üretimi etkiledi tstanbul Haber Servisi- Türkiye'de 1 Ocak 1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ilaçta patent yasası nedeniyle yerli sanayinin ilaç üretemez hale geldiği belirtildi. Türk Eczacılan Birliği Başkanı Mebmet Domaç, yerli ilaç sanayiinin pazar payının yüzde 38'lere indiğine dikkat çekerek, "Ülkemizdc araşürma- geliştirmc eksikliği var. Hem devlet hem özel teşebbüs araşbrmaya az yaürun yapjyor"dedi. Mehmet Domaç, ilaçta patent yasasının tartışıldığı 1995 yılından bu yana 1500 civannda başvuru olduğunu, bunlardan 300 tanesinin patent aldığını söyledi. Başvuru yapan firmalardan sadece 50 tanesinin ülkemizden olduğunu belirten Domaç, "Patent olgusu çıkbktan sonra Türkiye ilaç sanayü yeni ilaç üretemez hale gekti. Pazar paylan yüzde 38'lere indi, gjderek de kaybediyorlar" diye konuştu. Olkemızde araştırma-geliştirmenin çok eksik olduğuna değinen Mehmet Domaç şöyle devam etti: "Gayri Safı \IiIIi Hasılanın (GSMH) binde 3'fi araştırnıa-geliştinneye aynlıyor. Bunun yüzde 22'a özel teşebbüse ait GSMH'nin yüzde rinin üstünde bir payı AR- GE'ye ayırnıayan ülkekr yeni bir ürün ortaya çıkaramazlar. Türkiye, bunu vapmazsa çağı yakalay-an bir ülke olamayacakur. Bir de bizdeki arastırmaa sayısı 10binde8iken, Almanya'da bu rakam 10 binde 38'lere kadar çıkıyor. Onlara yeuşebümek için hem devlet, hem üniversiteter hem de özel teşebbüs olarak AR-GE'vi ön pbna çıkartmahvız." Patent nedir? Yeni bir ilacın üretimi ve satışı ile ilgili tüm haklann belirli bir süre için (15-20 yıl) sadece o ilacı bulan kişi ya da firmaya ait olmasıdır. DUZYAZI ORHAN BtRGtT Sinsice Kışkırtma... Fazilet Partisi yöneticileri geçmiş uygulamala- nndan hayli ders almış olmalılar./ Amaçlanna ulaş- mak için, 'Nizam, MilliNizam, Milli Selametya da Refah Partisi' dönemindeki gibi açıktan vuruş- mak yerine sütre gerisinde kalmayı yeğliyorlar. Deneyimli bir futbol oyuncusu gibi, sayı için ge- rekli paslan hazırlayarak, sondan bir önceki vuruş- lan ya kendi doğrultularındaki sivil toplum örgüt- lerinden ya da basındaki yandaşlarından bekliyor- lar! Böylelikle 'kuzupostundaki kurt' masalı, kim- bilir kaç bininci kez belleklerimizdeki canlılığını koruyacak yeni versiyonlar kazanıyor. Ulucanlar Cezaevi olayı karşısında da yandaş medyanın vitrini, acaba bu olaydan nasıl kazanç- lı çıkanz hesabı içinde donatılmıştı./ Önceki gün- kü 'Akit', dünkü 'Milli Gazete', yeri gelmişken söy- leyelim, 7 yıldır devletin ayağı basmamış bu ce- zaevindeki kalkışmadan 100 günlük koalisyonu bi- rinci derecede sorumlu tutmanın çabası ile dona- tılmıştı. Oysa o 7 yılın içinde bugün parlamento dı- şında kalmış CHP'yi de unutmayarak söylemeli, tüm partiler iktidar oluşumunda görev yaptılar. O arada Refah Partisi de sadece başbakanı ile de- ğil, adalet bakanı ile de siyasi erkte boy gösterdi. Şimdi, dünkü 'Milli Gazefe'nin manşeti ile iyi ni- yetli bir görüntü içerisinde, artık hükümet mi, yok- sa tüm kamuoyu mu uyanhyor tam anlaşılamıyor, ama şunlar yazılıyor: Deprem bölgesinde halk ve esnaf patlama nok- tasında. Uyanyoruz. Hükümet cezaevleri ve afko- nusunda takındığı duyarsız ve beceriksiz tavnnı deprem bölgesinde de tekrariıyor. Yaklaşan kış mev- simine rağmen kötü koşullannda bir değişiklik ol- mayan ve günleriyemek kuyruğunda geçen dep- remzedelerle kriz içindeki bölge esnafı büyük bir gerginlik içinde." Tabiı, bölgede kimi akraba va- kıflann depremzedeye yardım görüntüsünün ar- kasına saklayarak dağıttıklan Said-i Nursi imza- lı ve kökeni 1939 Erzincan depremine uzanan tef- sirleri içeren bildirilerı ve Islam misyoneri görün- tülü kimi insanlann yumuşak yaklaşımlarla giriş- tikleri tahrikleri bilmiyorsanız, cezaevlerindeki olay- lar karşısında yapılan bu benzetmeli uyanları, te- miz yurttaşlann iyi niyetli tepkileri arasında değer- lendirebilirsiniz. Ama bakın, akıl almaz gibi görünen yeni bir gi- rişim ile 'bizimkiler' nelerte uğraşıyorlar? Birkaç gündür deprem yöresinde, 'Şeyh Ah- met'in vasiyetnamesi' başlıklı bir bildiri el altından sunuluyor. Bu sözde 'vasiyetname'', sözümona 'Medine-i Münevvere 'den gönderilmiş' gibi gös- terilerek, ya mektup ya da faks biçiminde yaralı depremzedelere gönderiliyor. Hazreti Muhammed'in 'Türbe-i Şerif Hatibi Şeyh Ahmet'e rüyasında görünerek, "Depremde 16 bin kişi öldü. Bunlann içinden Müslüman çık- madı" dediği yalanının yer aldığı o bildiride hem Islamın peygamberine, hem kırk bir gün önce yi- tirdiğimiz binlerce insanımıza iftira etmekten çe- kinilmiyor. Bildiriye göre, Hazreti Muhammed, o rüyada bu vasiyetnameye inanmayanlann ve kâfirolacağnTK küfürden kurtulmak isteyenlerin, mektubu çöğal- tarak hemen başkalanna iletmelerini söylediği de duyuruluyor! Acılı, yaralı binlerce yurttaşı gerçekten gergin- liğe sokmak, suyu kaynama noktasına getirmek için başvurulan bu alçakça girişimi, Diyanet Işle- ri Başkanı'nın dün yaptığı bir açıklama ile öğreıi- dim. Başkan Mehmet Nuri Yılmaz, 'Şeyh Ahmet Vasiyetnamesi' adı altında dağıtılan bu gerçek kü- für belgesinin, hurafelere dayanan bir uydurma ol- duğunu uzun uzun anlatıyordu. Bu tür kışkırtmalan yapanların ulaşmak istedik- leri amacı öncelikle gören ve değerlendirenler Si- lahlı Kuvvetler mensuplan olunca bu kez, sadece kışkırtıcılar ve koruyuculan değil, kimi iyi niyetli çev- reierden de çoğulcu demokrasinin kurallan ile il- gili söylemler birbirini izliyor. Oysa önceki gün yeni öğrenim yılının başlayişı nedeniyle Kara Harp Okulu'nda konuşan Kara kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aflla Ateş, son dep- rem felaketi nedeniyle 'devleti parçalamaya ve yıkmaya yönelik örgütlü gayretlerin sonuçsuz ka- lacağını' söyleyerek yannın subaylannın dikkatle- rini 'az da olsa birtakım gruplann bu felaketi ken- di amaç ve çıkarian için kullanışlanna' odaklıyor. Aynı gün, Gülhane Askeri Tıp Fakültesi'nde açı- lış dersini veren Prof. Tuğg. Işıner. inananların kendi dilleri ile Tann'ya dua etmelerini önleyen El- Ezher kafasının adeta anatomisini ortaya koyuyor. Islam dininin yüceliğinı, hurafeleryumağı ilean- laşılmaz hale getirerek toplumda huzursuzluk ya- ratmaya çalışanlar, bakalım bugünkü gazetelerin- de Diyanet Işleri Başkanı'nın şu sözde Şeyh Ah- met Vasiyetnamesi'nin içyüzünü ortaya koyan açıklamasına yer verecekler mi? Siz ne dersiniz Recai Bey? Faks: 0212 677 07 62 E-Mail:orhan.birgiticı do.net.tr. ORTA(DAKİ) ASYA ÜLKELERİ Cumhuriyet k ı t a p l a r ı Kalemınden bal damlayan gazetecı Mustafa Balbay, Atatürk'ün 23 Ekim 1933'te, "Sovyetler BirlıgYnın ne olacagını kimse bugünden kestiremez... Bugün elinde ruttuğu mılletler avuçlanndan kaçabilır" sözlenyle tanımladıgı: avuçlardan kaçan ülkeleri gezdi dolaştı. F Cumhurtyet Çağ Pazarlama A Ş Torkocağı Cad No 39/41 k kitapkulübü (34334Cağaloğlu-İstanbul Tel-1212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle