Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
îmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç
• Genel Yayın Koordinatörü. Hikmet
Çetinkaj a 9 Yazıişleri Müdüni: Ibrahim
Yıldız "• Sorumlu Müdür Fikret llkiz
# Haber Merkezi Müdürü: Hakan
K»r» • Göreel Yönetmen: Fikret Eser
tstihbarat. Cengiz Yüdırım 0 Ekonomr. Özlem
Yûzak • Kültûr: Handan Şenköken • Spor
Abdnlkadir Yücelman • Makaleler: Sami
Karaören • Düzelttne Abdullah Yaacı #
Fotograf: Erdoğan Köseoğlu • Bılgi-Bdge:
Edibe Buğra • Yurt Haberlen: Mehmet Faraç
Yayın Kunılu l]h«n Selçuk
(Baskan), Orhan Erinç, Okt»\
Knrtböke, Hikmet Çetinkaya,
Şükru Soaer, tbrahim YıMa,
Orhan Bonah, Mıutefiı Balbay.
Hakan Kar».
AnkaraTemsılcısiMustafaBalb»y Atatürk Bulvan
No 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7
hat), Faks: 4195027 • lzmir Temsilcisı: Serdar Kızık,
H.ZıyaBlv. 1352 S. 2/3Tel.4411220, Faks 4419117
• AdanaTemsilcisi: Çetin Yiğenoğtu, inonüCd 119
S.No:l Katl.Tel. 363 12 11, Faks-363 12 15
Müessese Müdürü- Üstün Akmen #
Koordmatör AJuKtKorulsan # Muha-
sebe Bûknt Yener • Idare Hûseyin
G â r e r » Bılgı-Islon N>İJ lnal • Bılgı-
sayarSısttm Mûrövet Çikr*SaOş
FazletKua
MEDYA C: • Yönetını Kunıhı
Başkam - Oenel Müdür Gülbia
Erduran # Koordınator Reha
Işıtman 9 Genel MüdürYardımcıa
SevdaÇobaa Tel 514 07 53 -
513 95 80-5138460*1,Faks-5138463
Yavıtnla>an *e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı, Basm \e Yayıncıhk A Ş.
Türkocagı Cad 39'41 Cağaloglu 34334 Istanbul. PK 246 - Sirkecı 34435 laanbul
Tel (O'212)51205 05(20hat)
Faks (0,212)513 85 95 www.cumhuriyet.com. tr 29 EYLÜL 1999 lmsak:5.24 Güneş:6.51 Öğle: 13.02 îkindi: 16.20 Akşam: 18.59 Yatsı: 20.20
Ertelenen
sınavlar hatta
sonunda
• Haber Merkezi -
Marmara depremi
nedeniyle ertelenen
Anadolu Üniversitesi
Açıköğretim, lktisat ve
Işletme Fakültesi
öğrencilerinin bütûnleme
sınavlan bu hafta
sonunda yapıhyor.
Deprem bölgesinde
yaşayan öğrencilerin bir
bölümünün sınava giriş
binalannın yeniden
düzenlendiğini bildiren
AÖF Dekanı Prof. Dr. Ali
Ekrern Özkul, başka illere
giden ve başvuruda
bulunan 430 öğrencinin
de sınavlannın yeni
merkezlere alındığını
söyledi. Depremde
kitaplannı yitiren
öğrencilere yeni
kitaplann ücretsiz olarak
gönderildiğini ve öğrenci
kimliklerinin yeniden
çıkartıldığını belirten
Özkul, depremzede
öğrencilerin bütûnleme
sınavlannı kaçırmamalan
gerektiğini vurguladı.
Bilkent de •*
öğretmen
yetiştirecek
• ANKARA (ANKA) -
Açığın kapatılamaması
nedeniyle öğretmenlik en
gözde mesleklerden biri
olma konumunu
konırken. özel
üniversiteler de bu ilgiyi
dikkate alarak öğretmen
yetiştirme işine el atıyor.
tlk özel eğitim
fakültesini, Bilkent
Oniversitesi kuracak.
Bilkent Üniversitesi
bünyesinde eğitim
fakültesi kurulmasına
ilişkin Bakanlar Kurulu
karan, Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe
girdi. KaralOrlabirlikte,
Türkiye'nin ilk özel
üniversitesi konumundaki
Bilkent Üniversitesi, 19
özel üniversite arasında,
ilk eğitim fakültesi açan
kurum olacak.
Krediter
arttıpıldı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bfirosu) -
Yükseköğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu (YURT-
KUR), yükseköğrenim
kredilerini Ekim 1999
itibariyle yüzde 50
oranında arttırdı. YURT-
KUR'dan yapılan
açiklamaya göre, öğrenim
kredileri, ön lisans ve
lisans öğrencileri için 10
milyon liradan aylık 15
milyon liraya, master
ögrencileri için 20 milyon
liradan 30 milyon liraya,
doktora öğrencilen için
de 30 milyon liradan 45
milyon liraya yükseltildi.
Öğrenciler, öğrenim
kredilerini 7 Ekim 1999
tarihinden itıbaren Ziraat
Bankası şubelerinden
veya ATM
makinelennden
alabilecekler. YURT-
KUR'a 1999-2000
öğretim yılında öğrenim
ve katkı kredisi almak
için başvuruda bulunan
öğrencilerin tahsis
işlemlerinin
tamamlanmasının
ardından kredi almaya
hak kazanan öğrencilerin
listeleri, 2000 yılı genel
bütçe çalışmalannın
sonuçlanmasını takiben,
ilgili öğretim
kuruluşlanna . '
gönderilecek. . '
Depremzedetep
in kermes
NEWYORK(AA)-
Merkezi Nevv York'ta
bulunan Türk-Amerikan
Dernekleri Birliği
(TADB), depremzedelere
yardım amacıyla bir
kermes düzenliyor.
Türkevi'nde 6 Ekim'de
yapılacak olan kermeste
Türk yiyecekleri
tanıtılacak. K.ermesten
sağlanacak gelırin
tamarru, Nevv York
Başkonsolosluğu
aracılığıyla Türkiye'deki
deprem fonlanna
aktanlacak. Kermese,
Türkevi'nin karştsında
bulunan BM Merkezi'nde
çalışan personelin büyük
ilgi göstermesi
bekleniyor.
Fransa'da doğan hareket kadmlann cinsiyetine laf söyleyen erkekleri basın yoluyla rezil ediyor
şi Bekçi KöpelderT ısırabüirî•.
Fransa'daki kadar radikal obnasa da Türki-
ye de feminist eylemJeri oldukça sık yaşıyor.
• Birtakım çevrelerce neo-
feminizm veya radikal kadın
haklan savunuculannın yeniden
doğuşu olarak adlandınlan deraek
mart ayında kuruldu.
UĞURHÜKÜM
PARtS-"Chiennes(fcGarde-DişiBekçi Kö-
pekleri". Feminist hareketin gittıkçe büyüdü-
ğü Fransa'da. kadının cinsiyetine yönelik ha-
karet edenleri "medya öoündereziletmek, ge-
rekirse sınnak" için kuruldu. "Kadının her şey-
den önceinsanolarak. birkadınbkhaysiyeti var-
dır" diyen hareket. kadınlara >önelik saldın-
lara karşı dişlenni göstermeye devam ediyor.
Son olarak Fransız radyolanndan "FVance
Cıüture"un yeni müdürü Bayan Laure Ad-
ler'e (aynı zamanda tanınmış bir TV anima-
törü, programcısı ve yazar), yönelik eleştiri-
ler karşısında ortaya çıktı "Diji Bekçi Köpek-
leri''. Adler, 1999-2000 yayın dönetni vesile-
siyle eylül ayı başında, oldukça klasik ve mu-
hafazakâr bir yapıya sahip bu radyoda birta-
kun köklü değişikliklere gidildiğini açıklıyor-
du. Özellikle bazı programlann kaldınlması-
nı protesto eden işyerinde örgütlü sendikalar-
dan FO sendikası ise (Fransa'nın sayıca 3. bü-
yük konfederasyonudur) en yaygın kullanılan
yöntemle, bir bildiriyle yeni *patroniçe''yi ye-
riyordu. Amaneyerme: "Madam,'Genel Ev-
ler' üzerine bir kitap yızdınızdı. Gayet iyi işle-
rüen bu evterden biraz ilham ahn barL. Ede-
biyat programlannuzı daha ryi ezebümek için
Imetda Marcos (lüks yaşamıyla tanınmış eski
Füpiııkr diktatörünün eşi) gibi ayakkabı ko-
leksiyonu mu yapıyorsunuz?. Dikkat edin, mü-
direhanunsivritopuklannızprogranuannrnn
arasınasıkışmasın- A\nı malikâııeden yarar-
lanmtş bileokanız Madame Pompadour değil-
siniz (Mme. Pompadour, Kral 15. Louis'nin
(1710-74) en ünhi metresivedevtetişlerine mû-
dahaielemle Unınmtşn. Sendikacılar Laure
Adkr'in zamanmda devkt büyûkkri, örneğin
François Mitterrand'layakmlığıdedikoduları-
nı kasttdiyor.)"
Olayı haber alan «Dişi Bekçi Köpekleri"
ciddi bir eyleme girişiyorlardı. Hem de epey-
ce patırti kopartacak bir eyleme. Laure Adler'le
ilgili bildiriyi çıkartan FO Sendikası birkaç
gün önce kamu önünde Bayan Adler'den özür
dilemek zorunda kaldı. Hem de "maço"lu-
ğuyla tanınrmş. konfederasyonun genel sek-
reteri MarcBlondel'in bizzat kaleminden çık-
mış bir açık mektupla. Yeşillerin sözcülerin-
den öğretim üyesi, araştırmacı ve "Manifes-
to"yu imzalayanlardan Alain Lipietz dıyor ki:
"Böyksi değerli dişi çobanlann erkek bekçi
köpeği oktuğum için iftihar edi>oruın_"
PaulNizan'ın 1932'deyazdığıveadaletsiz-
sınıflı kapitalisttoplumu eleştiren "Bekçi Kö-
pekleri" ve 3 yıl önce yayımlanan Serge Ha-
timi'nin, mevcut düzeni ve onun maşası olan
basın-yayını eleştiren "Yeni Bekçi Köpekle-
ri" başhklı eserierine atfen "DişiBekçi Köpek-
leri" adını alan ve birtakım çevrelerce neo-fe-
minizm veya radikal kadın haklan savuncula-
nnın yeniden doğuşu olarak adlandınlan der-
neğin kuruluşu bu yılın mart ayından daha ge-
riye gitmiyor.Yıllarca "Afle Planlaması" mi-
litanlığı da yapmış olan Florance ve arkadaş-
lanna ilk dişlerini gösterme olanağını, ünlü "G«-
leries Lafayette" mağazalan sağhyordu. Nisan
ayında dış vitrinlerinde "iç çamaşuianyta ev
işi vapan canh güzel mankenler"i sergileyen ma-
ğaza yönetımi inanılması zor bir medyatik tep-
kiyle karşılaşıyordu. Seferberliğin arkasında
"Dişi Bekçi Köpekleri" vardı. "Galeries Lafe-
yette" mankenli vitrini bir hafta içinde değiş-
tirmek zorunda kahyordu.
Derneği üye olmadan destekleyen ünlü dü-
şünür, psikolog. yazar, kadın haklan savunu-
cusu Elisabeth Badinter, bu kuruluşa ve üye-
lerine olan güvenini yinelerken, isimden rahat-
sız olduğunu ve böyle birhareketin (püritanizm)
belirli bir ahlaki katılık tuzağına düşebilece-
ği tehlikesine dikkatleri çekiyor.
Felaket haberlerinin kamuoyundaki etkisi Umut Vakfıpanelinde tartışıldı
'Basın görevini tam yapamadı'tstanbul Haber Servisi -
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
Başkanı Nail GüreB, yönetim
kadrosunca basının işlevinin
kavranmadığını kaydederek
u
Depremde arkadaşlanmız
habere ve doğruya ulaşmada
sıkıntı çekti. Bu da yankş ve
eksik haberlere neden oldu"
dedi. Umut Vakfı tarafından
düzenlenen "Toplumumuzda
ŞhJdet ve Silah" konulu haber
ve fotograf yanşmasında
dereceye giren gazetemız
muhabirlerinden Alper Turgut.
ödülünü düzenlenen törenle
aldı. Umut Vakfi'nca
düzenlenen "Bireysel
Süahsızlanma Günü" etkinliği
çerçevesinde "Kide İletişün
Araçlannm \e Felaket
Haberierinin Kamuoyu
Üzerindeki Eüda" konulu bir
panel düzenlendi. Umut Vakfi
• Umut Vakfi'nca düzenlenen 'Bireysel Süahsızlanma Günü' çerçevesinde düzenlenen
panelde deprem felaketi konuşuldu. TGC Başkanı Güreli, "Depremde arkadaşlanmız
doğruya ulaşmada sıkıntı çekti" dedi. Umut Vakfi'nm fotograf yanşmasında dereceye
giren muhabirimiz Alper Turgut ödülünü psikolog Özcan KökneFden aldı.
Başkanı Nazire Dedeman,
günümüzde habercilikte geçerli
olanın, olay yerine gitme,
çabucak ve kısa görüşmeler
yapma ve hemen olayın peşini
bırakma yöntemi olduğunu
söyledi. Dedeman, "Bu
yöntem, haberierin çıkış nedeni
belirsiz, konu hakkında bilgi
sahibi olmadan sonucu belirsiz
ve çözümsüz olarak
sunubnasuıa yol açmaktadır'
1
dedi.
'Acıü anne'
Nazire Dedeman, haberlen
izlediğinde genelde, herhangi
bir çatışmanın neden çıktığı
hakkında bilgilendırilmedığini
duşündüğünü söyleyerek "Bir
örnek vereyim. 6 yıl önce
bugün, oğlum Umut Önal
öldüriiMü, bu olav medyada
hemen manşet haber oldu.
Neden, niçin öMürüldu, beffi
değikU. Medya bunu
araştınnadL Bunun yerine ben,
kamuya "acılı anne' olarak
sunuldum ve yıllar boyu
haberin bu yönü ele almarak
sunuunaya devam ettim. Ancak
asıl haber bu değil. Haber,
oğlumun niçin ve nasıl
öldürüklüğü idi. Bu işlenmedi
ve böylece haber, başı sonu
olmadan orta yerde btrakıldı"
diye konuştu.
Paneli yöneten Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Nail Güreli, deprem felaketi
sonrasmda, gazetecilerin
doğnıya ulaşması noktasında
karşılannda pek çok engel
olduğu için gerçekle ilgili
olmayan söylentilerin
yayıldığını belirtti.
k
Toplum hazırhksızdı'
Güreli, özellikle yönetim
kadrosunca, basının işlevinin
kavranmadığını kaydetti. Tüm
toplum gibi medyanm da
depreme hazırlıksız
yakalandığını belirten Güreli,
*Basının görevini tam olarak
yerine getirmediği konusunda
bazı eteştiriler var. Medya da
depreme hazırlıksız
yakalanmasına rağmen, halkı
bflgilendirme konusundaki
görevini yerine getirdi" dedi.
'Depremi anlatamadılar'
Depremi tzmit'te yaşayan
Özgür ICocaeli gazetesi
başyazan tsmet Çiğh de
medyanın deprem
bölgelerindeki ruh halini
anlamaktan oldukça uzak
olduğuna dikkat çekerek
televizyonlarda çocuklara
izletecek çizgi film, gençler
için müzik programlan
bulunamadığım anlattı.
Konuşmalann ardından haber
ve fotograf dalında düzenlenen
yanşmada dereceye girenlere
ödülleri verildi. Gazetemiz
muhabiri Alper Turgut,
ödülünü psikolog Özcan
KökneTden aldı. e-posta: tan (a prizma. net. tr
El işleri, spor ve eğitim spastikleri yaşama döndürüyor
Ozrün erken fark edilmesi çok önemli. Bu nedenk aflelere büyük görev düşüyor (Fotograf: UĞUR GUNYUZ)
'Spastiğim aıııa ıııııtluyıuıı'
FİGENATALAY
Yüzünde kocaman bir gülümsemey-
le, "özel yaşama girmek yok" diyerek
oturdu karşımıza. 19 yaşındaydı. Si-
yah dalgalı saçlarla çevrili yüzü pek
güzeldi. Güçlükle konuşuyor, beyni
kollanna ve bacaklanna hükmedemi-
yordu. Ama çok mutluydu ve galiba
da âşıktı.
Adı Sermin'di. Konya'lıydı. tki yıl-
dır SHÇEK Metin Sabancı Spastik
Çocuklar ve Gençler Rehabilitasyon
Eğitim ve Üretim Merkezi'nde kalı-
yor, seramikte harikalar yaratıyor-
du. Konya'da da çok spastik oldu-
ğunu, bu tür merkezlerin orada da
açılmasını istiyordu.
Sekiz aylıktı. Hem spastik, hem
zeka özürlüydü. 2.5 aylıkken Af-
yon, Dinar'da bir tren istasyonun-
da terk edilmiş olarak bulunmuş-
tu. Birçok kurum dolaştıktan son-
ra buraya getirilmiş, toplu ve mut-
lu bir bebek olmuştu. Adı Meli-
sa'ydı. Hakkında bildikleri yakuzca
buydu. Çok seviliyor, iyi bakıhyordu.
33 yaşındaki Hatke, iyi bir atletti.
Mutluluğu spordabulmuştu. llkoku-
lu bitirdikten sonra epilepsi hastası ol-
duğu için onunla alay eden çocukla-
nn acunasızhğına dayanamamış, oku-
mayı reddetmişti. 19 yıldır bu mer-
kezde atletizm ve atölye çahşmalan
yapıyor. kendinden kiiçüklere des-
tek oluyordu.
ABD'de yapılan Özel Olimpiyat-
lar'dan bu yıl iki altın madalya ile dö-
nen Ozkan, 1991 'de altın madalya ka-
zanan Koray, yıllardır hem spor yapı-
yor hem de atölye çahşmalanna katı-
lıyorlardı.
Nazmiye, "özürlüye kötü gftzk bak-
masuılar, bizi hiçbîr şey yapanuz sa-
nıyorlar''diyordu. Isteyen onlann ne
çok şey yapabildiğini gelip görebilir-
di. En çok istediği ise çalışmaktı.
Spastik ve zeka özüriü Handan ve
Okan'ın anneleri onlan terk etmişti. Ba-
balannı da Kocaeli depreminde kay-
bettiler. Onlann Merkez'e geldikleri
ilk günü Metin Sabancı Spastik Çocuk-
lar ve Gençler Rehabilitasyon Eğitim
• Türkiye'de 3-16 yaş grubunda
engellilerin sayısı 2.5 milyon.
Toplam 307 özel eğitim okuluna
gidebilen engelli sayısı ise 32 bin
542. Bakanhk, yüzde 3 olan
okullaşma oranını yüzde 10'a
çıkarmayı hedefliyor.
ve Üretim Merkezi Müdürü TankBit-
Bs'den dinleyelim:
"tki kardeş de konuşamıyor. Gel-
dikkrinde sekizyaşlanndald Handan
bize bir şev ler anlarmaya çahşıyordu.
Aç olduklannı düşünerek yiyecek ver-
65k Handan hâlâ bir şeyler söyleme-
ye çabalıyordu. Anlavamadık. Sonra
Handan bir bisküviyi ağzına aldı, ez-
di ve çıkanp dört vaşlanndaki karde-
şinin ağzma verdi. Kardeşi verken ona
başıyla 'tanıam mı?' işareti yaptı. Bir
bisküvi daha akh, vine ağzında çiğne-
di veçıkanp kardeşine verdi Uzunyd-
lardırbuçoculdarlabirlikteolunca in-
san kolay kolay etkflenmiyor, ama bu
sahne hepimizi çok etküedi. Handan,
kardeşinin çigneyemediğini bize an-
latmak istedi, başanunaymca da onu
kendisi doyurdu."
Spastik kime denir?
Halk dilinde "spastik", tıp dilinde
cerebral paby-beyin özürü" olarak ta-
nımlanan olgu, hamilelik, doğum es-
nası veya doğumdan sonraçocuk bey-
ninde oluşabilecek bir zedelenme so-
nunda ortaya çıkan, esas olarak sinir
sisteminde ve buna bağh olarak
kas sisteminde görülen bir bozuk-
luk. Spastik çocuk ve gençlerin ço-
ğunda zeka özrü bulunmuyor. Bu
çocuklarda erken teşhis ve tedavi
büyük önem taşıyor. Ancak, spas-
tik çocuklann büyük bölümü, Me-
tin Sabancı Spastik Çocuklar ve
GençlerRehabilitasyon Eğitim ve
Üretim Merkezi'ndekiler kadar
şanslı değil.
Çocuk gelişimveeğıûmi uzmanı De-
met Bitiis, amaçlannın, spastik bir ço-
cuğu performansının en üst düzeyine
getirmek, toplurnauyum sağlamasmı,
üretime katkıda bulunmasını sağla-
mak olduğunu söyledi. Bitiis, Mer-
kez'e devam eden çocuk ve gençler-
deki farklılıgı şöyle anlattı:
" Buçocuklar hepkonmmnş,destek-
le büyümüş. Bu nedenledeözgüven ek-
sikUğj ohıyor. Burada, afleden ayn ya-
şamaya başlayuıca pek çok şevi kendi
başlainna yapabfldiklerini keşifediyor-
lar. Özgüvenleri getişiyor."
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Devletin, 'Kuruluş Felsefesine' Aykırı
Hani adam, listesi patlıcan türevi yemeklerle do-
lu lokantada, garsondan su isteyecek olmuş
da, bıyik attından gülerek, "-...bana liitfen bir bar-
dak su..." demiş, "...patlıcansjz tarafından...";
bizimki de o hesap, media'mız öylesine 'özelleş-
tirme' ve sorunlanyla yüklü ki, müvezzie pekâlâ:
"-... bana birgazete, lütfen 'özelleştirme's/z tara-
fından!..." diyebiliriz, tuhaf da düşmez. Türkiye, han-
diyse yanm yüzyıldır, 'KlT'/erin fenalığını', 'özel-
leştirme'n/n iyiliğini' konuşuyor bırakınız DYP'yi,
ondan çok önce, Serbest Fırka da, Terakkiper-
ver Cumhuriyet Fırkası da, 'Özel Sektör'den
yana, 'KİT'lere karşıydılar; yâni cumhuriyet ekono-
misinin temel yapısını oluşturan Kamu Iktisadi
Teşekkülleri (KİT'ler) aleyhine, oldum olası, ter-
sine akan bir yeraltı nehri mevcut!
Buna şaşacak mıyız? Yan sömürge, adamakıllı
'küreselleştirilmiş', -yâni paylaşılmış- Osmanlı
ekonomisini 'ulusallaştınyor', 'kamu'yadayananbir
kalkınma modeliyle geliştiriyorsunuz: ulusallaştın-
lan, ya da kamulaştınlan işletmelerle, kimlerin aya-
ğına bastınız kimbilir? önce o yeraltı nehrini, şah-
si çıkan 'ecneb/'ninçıkannabağlı, 'Komprador'bur-
juvazisinin arta kalanı ve de 'mağluplan' besliyor-
du. 'Devletçilik', inönü Cumhuriyeti'yle 'devtet
kapitalizmi'ne dönüşünce, bürokrasinîn 'arpa-
lığı' oimadı mı; bu defa açıkta kalanlar da 'ön-
cekilere' katıldı: hassaten II. Dünya Savaşı 'ka-
raborsası'nda iyice palazlanan tüccar ve sana-
yici çevreler, KİT'lere iyice cephe aldılan yay-
gın lâfı habrlayanlar çıkacaktır"-... devtet ko-
lonya yapar mı canım?"
Demokrat Parti Hareketi, sanılırdı ki, iktidar
olursa o dakika bürokratik KlT'leri darmadağın
eder; tam da o sıra ABD'Iİ uzmanların raporların-
da tavsif ettikleri gibi, liberal mi liberal bir ekono-
miyi, şıpın işi gerçekleştirir; DP iktidar oldu ama,
yıllardır hayali kurulan 'öze/teşt/rme/er' gerçekleş-
tirilemedi; sadece, KİTIerden CHP yerine AP
yandaşlan yararianmaya başladılar. Bürokra-
si, yetişijrmeye uğraştığı 'millT burjuvaziyi bes-
leyebilmek için, KlT'leri tldelik' olarak kullan-
mayı keşfetmişti.
O gün bugün, aynı uygulama sürüyor; elli yıldır,
herkesin ağzından 'özelleştirme' lâfı düşmese de,
uygulamanın bu kadar ağır aksak gitmesi, bundan!
Garip bir 'ortak yaşam'...
Dinlediğimiz onca 'özelleştirme' mavalına rağ-
men, meğerse hem etkileyici bir uygulama
programı yürütülememiş, hem işin astan yüzünden
pahalıya gelmiş, hem de umulan kazanç sağlana-
mannş! Dahası, birsürü KİT ayakta duruyor, bir tür-
lü uzaktan salyalannı akıtarak ellerini ovuşturan
özel sektör ehline aktanlamıyor isim degişiklikle-
ri dolayısıyla, çoğumuzun çoktan özelleştirildi san-
dığı bazı KİT'lerin, Özelleştirme Idaresi'nce ye-
ni 'satılmaprogramına alındığını' gazetenin birin-
de görünce, şaşırdım kaldım: Türk Telekom, Ka-
radeniz Bakır Işletmeleri, Turban, Isdemir, Pet-
kim, Petrol Ofisi, Tüpraş, Türk Hava Yollan,
Deniz Nakliyat vs.» Bırakın öncekileri, 12 Ey-
lül'den sonra, önce Özal'ın, daha sonra ANAP'ın,
DYP'nin ve Refah'ın 'devr-i saltanatında' nasıl ol-
muş da, bu 'temel' KİT'ler, 'meraklısına' satılama-
mış, doğrusu hayret!
Doğu Bloku, komünist kamu kombinalannı,
kaşla göz arasında özelleştirdi; sadece 'sosyal
devtet' olmak iddiasındaki Türkiye Cumhuriyeti,
elli yıl sonra, nasıl oluyor da, bu kadar KlT'ı bağ-
nnda banndınyor? Cevap basit: kuvözde yetişti-
rilen Mümpen' Türkiye burjuvazisi, gerçekte
KİT'lerie garip bir ortakyasam (symbiosis) ha-
lindedir, KİT'ler özelleştirilirse, siyasi partiler,
'arpalık olarak' dağıttıklan iktidar nimetlerin-
den çoğunu yitireceklerdir; bunlara halktaki
'ulusal direnci', bürokrasideki 'kamu çtkarmı ko-
ruma insiyakını' ilâve ettiniz mi.. IMF ve Dün-
ya Bankası'nı çileden çıkaran gecikmenin ba-
sit izahını belki bulmuş olursunuz.
Halkın 'özelleştirme' ve 'küreselleşme' terâ-
nesinden bıktığı; durumu yıllardır 'sistem'e iyi kö-
tü baş eğip 'ıdare etmeye' çalışan partileri, paldır
küldür iktidardan alaşağı etmesınden belli. Hem de
tam, 'sistem'in işi tam güvence altına almak için,
'ulusal hukuku' devre dışı bırakıp, olayı bütünüy-
le denetimine alabilmenin yollannı aradığı, o sebep-
ten Tahkim'i devreye soktuğu sırada. Manası açık:
Türk halkı, 'özelleştirme' ve 'küreselleşme' ta-
kımını, iktidarda görmek istemiyordu; oyüzden,
oytannı, daha önce buna karşı olduğunu açık-
lamış olan iki başka partiye yığıyor.
Gel gör ki ANAP'sız hükümet kuramıyorlar; kur-
salar fark eder miydi, emin değilim, ama 'yeni' ik-
tidann ilk icraatı, seçmenler neyi tasartadılarsa,
onun tam karşıtıdır.
'Ekonomide tarihsel adımlar...'
Marifeti, sadece Fikret Bilâ'nın 'Ekonomide
Tarihsel Adımlar" başlığınt taşıyan o haberi-
nin, girişini vererek size aktaracağım:
"-...Başbakan Ecevit, Başbakan Yardımcısı
Oevlet Bahçeli, ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın
gerçekleştirdikleri zirve, ekonomi politikası
açısından dönüm noktası sayılabilecek nrtelik-
te. 1961 ve 1982 Anayasalan'nda rfadesini bu-
lan 'devlet' ve 'devletJeştirme'ye dayalı eko-
nomi politikası anlayışı bu zirveyle terk edili-
yor ve yerine 'özelleştirme'ye dayalı anlayış
getiriliyor."
Bu 'işin' 'mahiyetini', anayasadaki üç değişikli-
ğin neler olacağını görerek, çok daha güzel ve ay-
nntılı anlayabiliyoruz:
"-...1. yeni zihniyet: Anayasaya 'özelleştir-
me' hükmü konuyor. 2. Danıştay'a sınırlama: İm-
tiyaz'da Danıştay 'bağlayıcı' olmayacak. 3. Tah-
kim'e evet: 'Uluslararası tahkim yolu açılıyor.'
(Milliyet, 18Temmuz 1999)
Uzun sözün kısası, 'Sistem'e direnecek diye ık-
tidara getirilen DSP ve MHP, A^4AP'a uyarak, di-
renişin hukuka dayanan imkânlarını ortadan kal-
dmp, düpedüz tesiim oluyor1
: ekonomideki, bu 'fa-
rihsel adımlar', yalnız Cumhuriyet'in anayasaan-
layışına değil, devletin kuruluş felsefesine de ay-
kın!
O tabii, başka bir tartışma konusu.
httpV/www.prizma.r»eLtr/AILHAN
http-7/www.bilgiyayınevi.com.tr/ailhan
Faks/0-212/26019 88