25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 EYLÛL1999 ÇARŞAMBA O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr Sorunun Köküne Inmek... H a k k l A T U N Y Muh Mımar-Şehırcı-Esh KKTC Meclıs Başkanı H er Turk gıbı ben de çok" cıddı ve çok yonlu ulusal bır boyut kazanan 17 Ağustos'takı deprem fe- laketı karşısında kan ağ- ladım. Denn uzuntum yal- nızca buyuk can kaybı ve ulusça uğranı- lan maddı ve manev ı kayıp ve tahnbattan değıl, daha da fazla, çağdaş uygarlık du- zeyıne varmanın şaşmaz yolu olan bılım- sel, akılcı yaklaşımlardan ve bunu gerçek- leştırecek olan yasal ve dısıplmlı yontem- lerden yoksun ve yanlış uygulamalann goz göre göre yıllarca sûrup gıtmesınden kaynaklanıyor Bınncı derecede deprem bolgesı olan ve çok kntık bır fay hattı ûzennde bulunan boylesıne genış ve ay- nca müstesna tanhsel ozellıkler taşıyan alan uzennde yerleşım ve yapılaşma böy- le mı olmalıydı9 Buna, Istanbul kent ve çevresının, deprem tanhı ıçınde nufus ve yapılaşma yoğunluğu çok daha az oldu- ğu halde geçınüğı acı deneyımlenn goz ardı edıldığı de eklenınce ıhmal ve sonım- suzluğun derecesı ve boyutlan bır o ka- dar daha artmış oluyor Tanhsel sureç ıçındekı benzen olay- lardan ve deneyımlerden bıle ders çıkar- madan, yanı tıtız, koruyucu, zarar azalu- cı karşı önlemler almadan arazı kullanı- mını rantçılara teslım ederek, spekülatör- lere adeta boyun eğerek dunvadakı doğ- nı omeklen görmezlıkten gelerek ve uz- manlann eleştın ve haykınşlanna kulak tıkayarak yanlış olduğunu bıle bıle bu ge- lışıguzel yoğun fızıkı yapılaşmayı sûr- durmelen gerçekten ancak gaflet olarak tanımlanabılır Herne hal ıse, ozellıkle son otuz yıldan ben bu sağlıksız, ahlaksız ve çevre cınayetı boyutuna varan olumsuz gı- dışat Erol Manisah'nın koyduğu tanı gı- bı bır dışsallıklar olgusuna dönüşmüş ve zararlı gûçlenn üstünlük kılıtlenmesıne uğ- raıruştır (l)Sonuçtaortayaçıkancankay- bının ve hasann yok edıcı (katastrofık) 51- çekte büyûk olmasında bu sorumsuzca .uygulamalann etkısı ve rolü olmadığını kım ıddıa edebılır? 17 Ağustos'tan ben ateş düştuğü yen yakadursun, gündelık yaşamınarka fonun- da olen ve yaralananlar, canrnı kurtanp da bu kez evsız ve penşan duruma düşenler olduğu halde, TV ekranlannda bu konu- da sayısız tartışma yer almış, gazetelerde bınlerce yazı ve makale vazıhnış, kısaca- sı çok kapsamlı yorumlar ve önenler ya- pümıştır Bunlan olabıldığınce okumaya ve ızlemeye çalıştun Yirmı beş yıla ya- kın bırsurepohtıka ıçınden geçmış bır şe- hırcı-mırnarolarak baştaSn OktayEldn- ci olmak uzere değerh meslektaşlanmın bu konudakı yazdıklanna ekleme yap- mayı duyumsal (vıcdanı) bırgörev büdım Şehır ve bölge planlaması alanında çok deneyımh, etkılı, yeteneklı bır kurum olan Ingılız Kralıyet Planlama Enstıtüsü'nün otuz beş yıldan ben üyesıyım Ensütüyet- kılılen ulusal, uluslararası çalışma ve et- kınlıklennı haftakk 'Phıdama' ısımlı mec- muasıyla üyelenne ıleterek onlarla canlı ve sağlıklı bır dıyalog surdûrurler Ptan- lama mecmuasının 20 Agustos sayısı In- gıltere'de ekonomık ayncahğın, daha zen- gın ve kalkınmış olan gûneydoğu bolge- sıne kıtlesel göçü getıreceğını yazıyor Bugunkü akımın (trendın) devarn etme- ' sı halınde Gûneydoğu tngıltere'ye bırbu- çuk mıh/on ınsanın yerleşmesının soz ko- nusu olacağını, buna karşılık kuzey ve kuzeybatı bolgelennın ıse nufus kaybına ugrayacağını belırtıyor Sonuç olarak kal- kınmışlık duzeyı ve nüfus yoğunluğu za- ten yüksek olan güneydoğunun sıkışaca- ğına ve yaşamın çok zorlaşacağına par- mak basıyor Bu gjdışın önüne geçmek ıçuı ekonomık yatınmlann ve çevreyı ıyıles- ürme ve daha yaşanır hale geürme pro- jelennın ısrarla ekonomısı zayıflayan ku- zey bölgelenne yönlendınhnesı gerekn- ğını vurguluyor Devamla,ılgılıbakanhk- lann ve dığer kurumlann buyönde gerek- lı adımlan atmaya başladıklannı belırtı- yor Yanı konunun ûzenne cıddıyetle gı- dılıyor Demek oluyor kı AB'nın en gehşmış ulkelennden bın olan Ingıltere'de bıle bu- gun bolgeler arasında kalkınmanın eşıt ve nüfusu yaşadığı yörelerde tutabılmek ıçın ulusal pohtıkalar uygulanmaktadır Bılımsel bırıçenkle benden önce bu ko- nuya Cumhunyet'te Deprem Bölgeterin- de K^llnnma Ptanlanndan Şehir Planla- nna başlıklı yazısıyla mımar-plancı Ley- lâSundeğınmışü(2) Planlamanınamaç ve hedeflnın kaynaİdann ekonomık ve dengelı kullanımını sağlamak olduğunu ve sûrdurulebılırlık ılkesme dayandınl- ması gerektığını yazmıştı Aynı bıçımde Oktay Ekıncı 4 Eylül 1999 tanhh Cumhunyet'te "Eğer hem imar yasamızda hem de planlamayla flgı- H kurumsal vapüanmamızda. ülke-bolge vealtplanlar duzenı egemen oba>dı Ada- pazan-Avcuar kusağındakı unar düzeni bakm nasl şeküleoecektr demektedır El- bette depremın yakaladığı çarpık ve sağ- lıksız halıyle şekıllenmeyecektı Bır ke- re, ülkesel fızık planın yaşamsal önem- deb yaranna ve hangı bolgelerde hangı sektorlenn yoğunlaşması gerektığıne ka- rar venldıkten sonra, yatınm -ver seçım- ısühdam dokusu en rasyonel bıçımde şe- kıllenecek ve ülke dûzeyınde sağlıklı, dengelı ve sürdürûlebılır bır ekonomık ve sosyal yapı ortaya çıkacaktı Bır baş- ka deyışle tûm ûlkeye ve tüm ulke ınsa- nına sahıp çıkan ve eşıt yaşama ve kal- kınma firsatı sağlayan bır düzen yaratüa- caktı Gelın görûn kı bu hıç boyle olma- mış, Devlet Planlama Teşkılatı'na bunu gerçekleştırme yonunde yetkı ve sorum- luluk sağlanamamıştır Kanımca konu- nun köküne ındığımızde, en onemlı so- run Turkıye'nın ûlkesel ve bölgesel plan- lamadan yoksun olmasında yatmaktadır Halbukı üzenne ana ve dığer kararlann bına edıleceğı bılımsel ve dûşûnsel altya- pı doğnı ve ışler bıçımde mutlaka ve bır an önce oluşturulmalıdır Cumhunyet dö- nemının en büyük açmazı da budur' Amenka'yı yenıden kesfetmeye gerek yoktur 1970'hyülardanbaşlayaraksana- yı devnmını yakalayan Türkıye, hızlı bır kalkınma ve artan nufusuyla da şehırleş- me sürecıne gırmıştır Geç de olsa planlı bırkalkınmayı ve bolgeler arası dengele- n sağlayacak rasyonel bır, yaklaşım ve uygulamayageçılmelıdn" Bugünedekbu ılkesızlığın, otonte boşluğunun ve sıya- sal tavızlenn buyük zaraıiannı görmüş ve 17 Ağustos deprerrayle de bunun be- dehnıçokağııodemıştır Onca ınsanın ca- nı ve malı yok ohnuştur Bu ulusal kayıp ve gerçek ışığında DPT Mûsteşan Sayın Gfivener ruhayet patlamış ve yetkısızlık ıçınde kıvranan teşkılatının yûrekler acı- sı durumuyla ılgılı ıbret vencı açıklama- larda bulunmuştur Bır dunya devleta ve gücü ohnaya soyunan modern Tûrkıye Cumhunyetı'nı deprem adeta suçustü ya- kalamıştır Sorumluluğun kıme aıt oldu- ğunu tarhşmaya bıle gerek yoktur Bun- ca yıl sıyası ıradeyı ellennde tutanlar ve ona dayanarak ülkeyı her kademede yö- netenler, bu enkazın sorumluluğundan kendılennı asla soyutlayamazlar Popülıst polıtıkalarla hıçbır yere vanlamayacağı, Turkıye ve KKTC 'de de apaçık ortadadır Çıkış yolu bılımsel ve çağdaş vöntemle- nn devlet polıtıkası halıne getınlerek ta- vızsız ve dısıplınle uygulanmasındadır lçışlen Bakanı Saym Tantan'ın Sam- sun'da depremle ılgılı sempozyumda soy- ledıklen, değındığîm acı gerçeğı yansıt- maktadır "Marmara BoJgesJ'nde yaşanan fda- ket bize bilimın önde, cehalebn arkada oJ- duğunu gostermıstır Bugune kadar ber- kesolava maddı açıdan vakJaştğından bt- hm her zaman terk edılmış ve adeta biB- mk alav edılen duruma gehnnuşOr \ma göriilmüştur ki sığınılacak tek ver, ınsan- bnn guvenle stğuıabOeceğı tekşey bilim- dü-." Kanımca bu büyûk felaketın eğınrrun- den geçerek Türkıye'yı üçuncü bınyıla göturecek yepyenı bırbaşlangıç yapma za- manıdır Unutulmamalıdır kı Londra ve öbür Ingılız şehırlenne 1943 ve sonrakı yıllarda bombalar yağarken yüalan şe- hırlenn nasıl ımar edıleceğı konusunda planlar yapılmaya başlanmıştı ve modern şehır plancıhğının temellen Sir Patrick Abenrooıbie gıbı uzmanlannonculüğün- de yenıden aülmıştır Türkıye de şımdı böyle bır firsat ve po- tansıyeh yakalamış bulunuyor Modern dünyanın mûhendıslık hankalarından sa- yılan GAP, kullanıma yanı Anadolu m- sanınınhızmetıne gırmıştır ve on beş yıl- lık terordepremımn yaralannı da sarrnak üzere dengelı bölgesel ekonomık kalkın- mayı uygulamaya koymak üzere hazır beklemektedır Turtaye'yı ıçten kerruren kırsal alanlardan göç olgusu \ e bunun so- nucunda felakete donuşen çarpık şehırleş- me ancak Gûneydoğu ve obur bölgelere yatınm gotürmekle onlenebılır Anado- lu'nun gerçek sahıbı Türk ınsanına doğup buyüdügü yerde ış ve aş olanağı ve dola- yısıyla hak ettığı her türlü varsıllık sağ- lanabılmelıdır İTÜ hocalanndan Prof Y*nazOktaç» buyük sanayının Anadolu'ya taşınmasını öneımekte ve önensının salt depremverleşımlen açısından değıl, eko- nomık kalkınmada, bölgesel eşıthk ılke- len açısından da onem taşıdığına ve çok yonlü yarar ıçerdığıne parmak basmak- tadır (4) Elbette Anadolu'nun her köşe- sı eşıt duzeyde yaşanabılır olmalıdır Anavatan Türkıye'ye dıştan da bakabı- len bır Tûrk olarak dıyorum kı, Türkıye ıçuı ne yapsak azdır ve her şeye değer1 Ulusça çağdaş ve onurlu bır gelecek ıs- teğımız bunu emredıcıdır1 (1) Cumhunvet - 8 Eylül 1999 - Bıçak Sırtı 'Kılıtlenme Dtye Bır Şey (2) Cumhunvet - 6 Evlül 1999 (3) Cumhunvet - 4 Eylül 1999 - 'Dep- reme karşı planlama (4) 1999 Cumhunyet 3 Eylül "Ülke ekonomısmın geleceğı ıçın htanbul 'un ta- şınması ıstenıyor - Büvûksanayı Anado- lu ya taşınsın ARADABİR Prof. Dr. KAYA ÖZGEN ÎTU Mımarhk Fakultesı Bundan Sonrası İçin... Her depremde olduğu gıbı bu depremde de ulke- mızde artik klasıkleşen yapım hata ve kusurtannın varlığı ortaya çıkmıştır Bunlann başında, bınanın oturduğu zemıne ılışkın bılgılenn yetersızlığı ya da go- zardı edılmesı gelmektedır Deprem bolğesınde ze- rrHnın ozellıklen bılınmeden ya da bılınmesıne kar- ştn gereklı önlemler alinmadan yapılan bınalann ço- ğu yıkılmış ya da hasarlı duruma duşmüştur Ada- pazan, Golcük, Yalova ve obur deprem bolgelenn- de zemınden kaynaklanan olumsuzluklar çarpıcı bı- çımde ortaya çıkmıştır Projelendırme hatalan ya dayetersız projeler baş- ka bır halkayı oluşturmaktadır Ulkemızde, kamu bı- nalannda bıle projelendırmeye gereklı// yeteriı one- mın venlmedığı bılınmektedır Bınalanmızın çoğun- da, ruhsatlı olanlarında bıle, tutarlı projeye az rast- lanmaktadır, olanlar da boluk porçuktur Çoğu bına- ya proje dışı, hesap ve denetım yapılmadan kat ya da katlar eklenmıştır Yapı kooperatıflennde durum daha da olumsuzdur, bır hata konut sayısıyla çar- pılmakta, gıdenlme malıyetı altından kalkılması guç boyutlaravarmaktadır Bu konut sahıplennın çoğun- lukta dar gelıriı olmalan, durumu daha da olumsuz kılmaktadır Yapım nıtelığı (kalıtesı) zıncınn onemlı halkalann- dan bındır Nrtelıklı betonarme betonu uretımının ul- kemızın buyuk derdı olduğu bılınmektedır Yıllardır tum uyanlara ve yaşanan olumsuzluklara karşın, ka- nşımda agrega oranlan, kanşım suyu ve çımento mıktanna gereklı ozen gostenlmemış, kalıtesız ure- tım surup grtmıştır Son yıllarda hazır beton uretımı bu sorunun bır oranda azalmasını sağlamışsa da kalıtesız uretıme yıne de yaygın olarak rastlanmak- tadır Donatı konusunda dadert brtmemektedır; mas- rafından kaçınılmamakla bırtıkte donatı yerleştınl- mesıne yeteriı ozen gostenlmemektedır ozellıkle kolon-kınş bırieşımlerınde artık onemı/gereğı her- kesçe bılınen etnye sıklaştırmasına uyulmamakta, bu- nun sonucu, depremde en çok zorlanan bu bolge- ler en çabuk, en çok hasara uğramaktadır Yaşanan deprem, gerçeklenn çarpıcı bıçımde or- taya çıkmasına yol açmıştır Ulkemızın buyuk bolu- munun etkın deprem kuşağı ıçınde yer aldığı, artık bılınıyor Depremle bıriıkteyaşamakzorundayız öy- leyse bunun gereklennı yenne getıımek, yapılaşma- da mûhendıslık kurallanna uymaktan başka seçe- neğımız yoktur Şımdı hasarlı bınalann onanm do- nemı başlamıştır Hıç olmazsa bundan sonra kural- lara uymak zorundayız Bunun ıçın bınaların tutariı bır lyıleştırme/guçlendırme projesı hazıriandıktan sonra, uzman ekıplertarafından uygulamanın yapıl- ması gerekmektedır Bu kapsamda çok elvenşlı ya- pı kımyasallannın vartığı bılınmekte olup bunlann kullanımı hasar onanmında buyuk kolaylık sağlaya- caktır Son depremın ortaya çıkardığı yenı, olumsuz bır olgu da donatı korozyonu sorunudur Nemlı ve ıslak ortamlar korozyonun başta gelen nedenıdır Beto- narme betonu uretımınde denız kumu kullanıldığın- da, karşımı suyu fazla kullanılır, çımento mıktannın da yetersız ve gereklı sıkıştırma yapılmayan durum-, larda, beton donatıyı lyıce saramaz Zaman ıçınde nem donatıya ulaşınca korozyon başlar arttıkça şı- şen donatı pas paylarını patlatır ve olumsuz durum kınş ve kolonlarda, ozellıkle koşe çatlaklanyla orta- ya çıkar Deprem olmadan da son derece sakıncalı olan bu olgu en kuçuk sarsıntıda pas paylarının at- masına yol açarak kendını bellı eder, zamanında on- lem alınmazsa kanser gıbı tum bunyeyı sarar Son depremde bunun çok çarpıcı, olumsuz omeklen or- taya çıkmıştır Şunu da belırtelım Ulkemızde yıllann ıhmalıyle bırıken, çoğu kusuriu bırkomrtstoğBvardır, eksık ve kusuriar deprem vesılesıyle ortaya çıkmış- tır Şımdı sakın ve sennkanlı olarak bınalanmızın de- ğeriendırılmesı, taşıyıcı sısteme ılışkın eksık ve ye- tersızlıklenn saptanarak tutariı bır lyıleştırme projesı çerçevesındegıderılmesı zorunlu duaıma gelmıştır Bu arada artık bazı alışkanlıklarımızı da terk etmek zorundayız Konut ıçlerındekı aşırı kaplamalar, ko- lon ve kınşlerdekı olası hasann ızlenmesını guçleş- tırmekte ya da tumuyle engellemektedır Kolon ve kınşlerdekı olumsuzlukların ızlenebılmesı ve zama- nında onlem alınabılmesı ıçın bu elemanlann mum- kun olduğunca açık bırakılması gerçeğı açıktır Kamu Görevlisi ve Hukuk AH KRAÇKJKAArkeolog B ır kamu görevlisi olarak hukuk- çulann hoşgörûsüne sığınarak bu yazıyı yazıyorum Anayasa- nın 26 maddesı herkesın dü- şûnce ve kanaatlennı söz ve ya- zı ıle açıklama hakkına sahıp ol- duğunu, yıne 27 maddesı de herkesın bılım ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama ve yayma hakkına sahıp olduğunu söyler Dıyelım kı, sız bır kamu görevlısısını? Bellı bır kanyenmz var Kamunun sıze verdığı sonım- luluk duygusu ıle kendı mesleksel alanınızda toplumu aydınlatmak, bılınçlendırmek, duyarlı davranılmasını sağlamak amacıyla basında ya- zılar yazıyorsunuz Yalan ve yanlış şeyler yaz- mıyorsunuz, lamseye hakaret etmıyorsunuz, la- şı ya da kurumlan karalamıyorsunuz devletın gızlı bırbelgesını açıklamıyoTsunuz, yazılannı- za sıyasal ıçenk vermıyorsunuz Kaldı kı yazı- lannız basma venlmış bır demeç, açıklama ya da beyan bıçımınde de değıl Yukanda da belır- tıldığı gıbı mesleğmızle ılgılı konularda toplu- mun aydınlatılmasına, bılgılendınlmesıne ve duyarlı davramlmasına yönelıkör Ama gel gör kı genel çerçeve ıçınde yazdığı- nız bu yazının ıçenğıne bakılmadan -mal bul- muş mağribı gıbı- sadece basında çıkmasını suç olarak kabul edıp Devlet Memurlan Kanunu'nun 15 maddesıuyanncabasınavenhTiış bır demeç olarak algılayıp hakkınızda soruşturma açıhyor Kaldı kı DMK'nın 15 maddesı göruş ve düşün- ce açıklanmasını da yasaklamaz Tersı düşunü- lürse yargıç, doktor. edebıyatçı, muhendıs, sa- natçı vs gıbı aydınlann yazı yazması, duşünce- lennı kamuoyuna yansıtmalan yasaklanmış olur Böyle bır davranış, anayasanın 26 ve 27 mad- delenyle düzenlenen duşünce bılım özgurlüğu- ne, Avrupa Insan Haklan Sözleşmesı'nın 10 maddesıne aykın olur Toplumda hıçbır şey tar- tışılamaz Böylece, tartışma ortamırun yarata- cağı bılımsel venlerden hareketle toplumun ge- lışmesı önlenır Bu durumda hukuk devletı ıl- kelenne aykın duşer DMK'nın 15 maddesı. sadece kamu gorevlen hakkında yapılan açık- lamalann doğrudan bakanın yetkılı olduğu bı- çımınde düzenlenmış olup basınla ılışkıler ko- nusunda yanlış bılgı venlmesının onlenmesı dü- şünülmûştür Devletmemurudaanayasanın 26ve27 mad- delennde belırtılen "herkes" gıbı bın olduğuna göre onun da en azından kamunun ona verdığı sorumluluk duygusu nedenıyle mesleğı ıle ılgı- lı olarak toplumun aydınlatılmasına katkıda bu- lunması gerekır Bunun ıçın de topluma ulaşa- bılmede en onemlı ıletışım aracı olan basında yazı yazmasindan daha doğal bır şey otmasa gerelc Oncelıkle basında çıkan yazılarla ılgıh ola- rak DMK'nın 15 maddesı gereğınce kamu gö- revlılen hakknıda soruşturmayı açacak olan gö- revhlenn, yazılann ıçenğını, ne olup ne olma- dığını çok ıyı anlamalan kavramalan ve araş- tırmalan gerekır Nedendırbılınmez,bazenön- yargılı, uzaktan yönlendınlmeh, bıraz da had- dını aşarak venlen cezalar (kademe durdurma, maaştan kesme vs) nedenıyle mağdur olan ka- mu görevlılenyargıyabaşvurmaktadırlar Ülke- de yargıçlar bulunduğu ıçın, yargı tarafindan mağdurlar suçsuz bulunmakta ve venlen ceza- lar ıptal edılmektedır Bu durumda, kendılenne venlen bır yetkıyı yennde kuHanmayarak yargı karşısında kurum- lannı zaafa uğratan kamu görevhlen hakkında da yasal bazı yûkumlulük ve hukûmler olsa ge- rek. Kamu görevme yenı atanan bır görevlı. aday- lık dönemını tamamlayıp asıl memur olduğu za- man kendısıne okutulup ımzalatılan "yemin bd- gesi"nın son tûmcesı " „ TC'ne karşı gorev ve sonunluluklannı bilerek bunlan davranış ha- Hnde gostereceğhne namusum ve şerefun uzeri- ne yemin ederim" şeklınde son bulmaktadır Öy- leyse, bilerek \ e bılınçlı olarak doğru davranış- laredınehm Bılmeden, duşünmeden venlen ka- rarlann doğuracağı olumsuzluklann ayırdına varalım Kışılennhakvehukukunasaygılıola- lım Hukukun üstünlüğûne ınanalım Hukuk, haksızlığa uğrayan her bıreyın sığınacağı tek sığınaktır ve herkese lazımdır Unutmayın kı gün gebr sıze de lazım olabılır PENCERE Tanhsel Bir Açıklama Hüsnü A. GOKSEL S ayın Erdoğan Sorguç'un, 8-9-10 Eylül gunlennde Cumhunyet'te yayunlanan 'Metropolit Ağbyordu' başlıklı yazı dı- zıme gonderdığı açıklama ve dûzelt- meyeteşekküredıyorum Daha önce olduğu gı- bı ılende denemelenmı toplarsam bu açıklama- yı da ekleyeceğım, elbet Bıldığnuz gıbı ben o yaayı, yazuna ek ola- rak verdığım dızelgede göstenlen on kaynaktan yararlanarak bu- ay suren bu- uğraşla yazmış- tım Sayın Sorguç'un duzeltme yaptığı ıkı ko- nudakı yazdıklanm, Sûleyman Fethi Be> 'le ay- nı gun aynı yerde sungülenen Dr Şükrü Bey'ın oğlu Avukat Muzaffer Tansu'nun 1974 yılında yazdığı ve derledığı, adıma da ımzalayıp gön- derme lütrunda bulunduğu 'Konuşan Haora- br' adlı kıtabı ıle, Mılhyet gazetesının o yılla- nn gazetelennden gunu gunüne derledığı haber, makale, fotoğraf, resım ve belgelerden oluşan ve her günün tanhı ıle yayımlanan 'tstiklal Sa- vaşıGazetesf koleksıyonunun 17 Mayıs 1919 Cu- martesı tanhlı sayısrnda venlen bügılere dayan- maktadır Bunlann fotokopılennı ılışıkte sunu- yonım bu açıklamayla bırlıkte yayımlanabılır- sedıye Bu konuda tıtızlenmem kendım ıçın de- ğıl, "Cumhurtyet'in oyie, her aktana esenin her akhna eseni yavımlayan bir gazete olmadığını belırtmek ıçındır Sayın Sorguç'un değındığı ıkı noktadan bm, Albay Sûleyman Fethı Bey'ın askerhk daıresı baş- kanı değıl, asker alma heyetı başkanı olduğudur MuzafFer Tansu'nun kıtabında Sûleyman Fethı Bey'ın onınu (makamı), fotokopılerde gorule- ceğı gıbı dört kez geçmektedır Bunlardan ıkısı 'kolordu askerükdaıresı başkanı',bın 'asker al- ma heyett başkanı', bın de 'koiordu ahz-ı asker reisi'dır Ben, Kolordu Komutanı Ali Na«ör Pa- şa'nın raporunda yazdığı gıbı 'kolordu askerlik daıresı başkanı' deyımını kullanmıştım Demek kı yanlışmış Sayın Sorguç'un, Sûleyman Fethı Bey'ın he- men ölup denıze atılmadığı, yaralı olarak has- taneye kaldınldığı \e 23 Mayıs 1919 gûnu has- tanede ölduğü konusundakı düzeltmesı çok de- ğerlıdır Benım yazımdakı bılgıler şu kaynakla- ra dayanıyor 'tstiklal Savaşı' gazetesuun 17 Mayıs 1919 günkü sayısmda Sûleyman Fethı Bey'ın şeha- detı haben çerçeve ıçınde şöyle verıknektedır "Sûkyman Fethi Bey.Yunanaskerinin 'Zıto Ve- nızelos' diye bagırması ve Venizetos'u setamla- ması. ellerini kaldırması için yaptığı sert ihtar- lara aldırmamış \e nıha\et: - Bir Turk asken ancak miHetinin bımıkleri- ne ihnram ıçın elını kaldırır \e ağzını açar, diye cevap vennce de birkaç sungu darbesi 3e şehit edihniştir." Avukat Muzaffer Tansu ıse Sûleyman Fethı Bey ılebabası Dr Şükrü Bey'ın şehadetlen konusun- da şu bılgılen venyor "Gerek Miralay Fethi Bev'in ve gerek babamın şehadetieri olavı hak- kında ne yazık a> nntılı bügılere rastia>^madnn. Bu hususta görgu şahrtlen olduğunu soyleyen knnseierin btdere anlatnklan da birbınnı tutma- maktadjr." "Vkdanunda behren bazı tereddütleri gider- mek için, araşUrma yapmak uzere Genelkur- may Harp Dairesi Başkanlığı'na gittiğünı sö\1e- yebiHrim. Ne var ki tanhı gerçeklere nüfiız etmek istevenler. aradıklan dehllen her zaman arsivier- de bulamamaktadırlar." "Silahla uzenne ateş edildiğıni, vurulup yere dûştüğûnü ve sungulendikten sonra denize aül- dığuu gören kımseler. yenıın ederek olavı anne- me anlatmışiardL Buyüzden annem dalgıçlar in- direrek denizin dibine vanncaya kadar her yeri aratnuştL" "Boyunlanndan birbirine bağh ceseder çıka- nimıştı denizden. Annem. her naaş uzenne eği- iyor,gözyaşlan içinde,onu bubnayaçahşıyordu." Avukat Muzaffer Tansu nun, Hayat Tanhı Mecmuası'nın 9 Ekım 1968 tanhlı sayısından alıntı yaptığı, Albay Tahsin Ünaltarafindan 'Zat- ı Şahane'ye arz edilen gjzli raporlar' dosyasının ıncelenmesı ıle kaleme alınan makaledekı 'Ko- lordu Askerlik Dairesi Başkanı Kurmay Albay Sûleyman FethiBey, Kurmay Albay An" Bey, Ko- kırdu Baştabibi Yarbav Şûkrü Bey, Kurmay Baş- kan Vekili Binbaşı Abdulnıecit Bey, Zito \enize- los dij-e bağırmadıklan ıçın şehit ediküfcr" sa- tırlan, tstiklal Savaşı gazetesuun 17 Mayıs 1919 tanhlı sayısında çerçeve ıçınde verdığı haberle bırleştınnce Sûleyman Fethı Bey'ın de Dr Şûk- ru Bey'le bırlıkte. süngulendıklen yerde şehit ol- duğu ızlenımını almış akıbetlennın de aynı ol- duğu duşûncesıne varmıştım Mınnka mufetuşı Yuzbaşı ZiyaBey'm Jandar- ma Genel Komutanlığı'na gonderdığı 5 Hazı- ran 1919 tanhlı raporunda "ÖMurukn Müslu- man ceseöeri birkaç gün olduğu gibi kabnış ve buTilarınahnmasuıahiçbirMushlmaneesaretede- memiştır'" demesı karşısında Sule>Tnan Fethı Bey ya da herhangı bır yaralmm bunlann ara- suıdan alınması olasılığını da düşunememıştım. Sayın Erdoğan Sorguç bu açıklaması ıle o gunlenn sıs perdesını aralamakta ve en azından Sûleyman Fethı Bey'ın şehadetı hakkındakı ger- çeğı ortaya koymakla hıstonografiye katkıda bulunmaktadır Bu açıklamasından ötürû ken- dısıne bır kez daha teşekkûr etmek ısöyorum ARZUALGUR Üe AMÎR BALKAN Evlendiler. 25 Eylül 1999 îstanbul Rıfat Ilgaz Kültur Merkezı yenı bır kültür, yenı bır ınsan CRUP YORUM KONSERİ Tanh 2 Ekım 1999 I Saat 1900 Yer Rıfat Ilgaz KulürM&kezı Te/ 02126231565 Bir Komutamn Ölümü Üzerine Muhsin Batur sızlere omur Çalkantılı bır donemın, ardından çok laf soyte- nebılecek havacı generalı. Bır avuçluk koşeye Batur'un yaşamınm anlamı- nı sığdırmak olanağı var mı' Bu çaba, damar- dan çekılen kanın laboratuvarda ıncelenmesı gı- bı bır şey olmalı, yalınkat yargılann sığlığından ote- de, tanhsel donemın koşullanna da ışık tutmalı . Muhsin Batur 9 Martçı ıken 12 Mart'a katılmış btr komutan Pekı, 12 Mart ne demek? 9 Mart ne demek? • 14 Mayıs 1950'de Turkıye'de serbest bır se- çımle Demokrat Partı ıktıdara geçtı Bu olayın mıman CHP'lı Ismet Paşa'dır Demokrat Partı'nın ılk çıkardığı yasalardan bı- nncısı Turkçe ezanın Arapça okunması ıçındır, ıkınası fikır ozguriuğunu kısrtlamak ıçın gerçekleş- tınldı, Ceza Yasası değıştınldı Ne oluyordu? Turkıye'nın sınıfsal yapısı ıktıdara ağıriığını koy- muştu, toprak sınıflannın devlet ıdeolojısı dınctlık- tır, tanmsal kesımdekı 'toprak ağalığı, taşra mü- tegallıbelığı, aşıret reıslığı' pariamentonun çoğun- luğunu oluşturuyordu bu sınıflann ıktıdanndan çağdaş demokrası beklenemezdı Tum dunya tanhınden yapılan çıkarsama, bu sonucu vermıştır Laık cumhunyetın ıçenğını dol- duracak demokrasıyı, tanm sınıflan değıl, sanayı sınıflan, yanı burjuva ıle proletarya oluşturabılırdı. Anadolu'da ıkısının de ağırlığı yoktu • 27 Mayıs, ordunun alttan uste doğru yukselen bır eylemle yonetıme el koymasıdır, ama askenn arkasındakı guç DP-CHP çekışmesınde ıkıncısı- nın vurguladığı toplumsal sınrf ve katmanlardı Ne yazık kı bu toplumsal sınıf ve katmanlann seçım sandığındakı ağıriıklan, demokrasıyı pekıştırecek bır guce hıçbır zaman kavuşamadı 27 Mayıs devnmının hukuk belgesı 1961 Ana- yasası'dır, bzguriukçudur, sosyal demokrası ıçe- nklıdır; ne yazık kı uygulanamamıştr, çunku Tur- kıye'dekı toplumsal yapı, butun sanayıleşme ça- balanna karşın, yeteriı olçude değışmemıştı Muhsın Batur 27 Mayıs devnmıne eyiemcı ola- rak katılan bır subaydı Bu kımlığını 9 Mart'a dek korudu Sonra 12 Martçı oldu Batur'un hayatını yazacak olan kışı, bu ıkısı ara- sındakı aynmın geçmışten geleceğe doğru ne an- lam taşıdığını ınceiemezse, yuzeyde kalır • 12 Mart'ın ardından 12 Eylul geldı Sonra 28 Şubat' Geçmışten geleceğe her btnnın ayn anlamı ol- duğu kesındır Demokrat Part 1950'de ıktdara geçmışt- 2000'e 3ay var 1 Demokrası var mı' Nasıl otuyor da laık cumhunyet yanm yuzyıl sü- recınde demokrasıye tam anlamında geçemıyor? . Çok partılı rejım bugun Turkıye'de nasıl bır ya- pıyı vurguluyor^ Sanayı kapıtalızmıne geçebıldık mı? Yoksa devlet ıçınde çeteler ve ozel kesım- de mafya ıle ışbıriıkçı 'parasa/ olıgarşı' mı egemen'. "Demokrasının vazgeçılmezlen" olan sıyasal partılenn yapısında demokrası var mı? Yoksa ge- nel başkanlık koltuğuna oturanlar partının tapu- sunu ceplennde mı taşıyoriar' Emekçı ıle ışve- renın tartışması mı toplumda ağır basıyor, yoksa sıyasal rejım ırtıca ıpoteğı altında mı' 2(XX)'e 3 5 ay kala Orgenerai Muhsin Batur'u son yolculuğuna uğuriarken duşunmeye değmez mı?. **L Araştırmacı Gazeteci Adaylarına Çağrı Dunya'yı ve Türkıye'yı bılen. Gelışmelen doğru yargdayan, sorgulayan ve denetleyen... Meslek ükelenne ve topluma saygıh... Toplumsal sorumluluk taşıyan.. Uğur Mumcu'nun arasürmacı gazetecilik çızgısını devam etürecek.. gazetecıler yetıştumek amacıyla Araştırmacı Gazetecilik Kursu duzenlenmıştır Şu anda herhangı bır yerde çalışmayan, 25 yaşım aşmamış unıversıte mezunlanna, karşdıksız burs venlecekhr Adaylar, yuz yuze yapüacak goruşme sonucunda belu"lenecektır Burs almaya hak kazananlar, 3,5 ayhk yoğun kuramsal eğıtım çalışmasından sonra 3 ay sureyle gazetelerde meslekı deneyımlennı gehşüreceklerdır Vakfunızdan alınacak başvuru dosyalannın 8 Ekım 1999 Cuma gunu saat 17 OO'ye kadar vakfa teslım edılmesı gerekmektedır mu uğuı mcu UİARAŞTIRMACI GAZETECİLİK VAKFI I 14 •4540 Kı*aklHlm ANKARA IX (§312) 417 77 20 pbl Fıks 1*312) 417 S7 4i ŞİLE'de DEVREN SATILIK Denız manzaralı, mustakıl tnpleks vılla, kooperatıften satılık Tel: 0532 237 47 16
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle