Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 EYLÜL1999S/
HABERLER
Denktaş fafıri
bflim doktoru
• AVDEV (AA) - Adnan
Menderes Üniversıtesi,
KKTC Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş/a "fahri bılim
doktoru" unvanı verecek.
Rektör Prof. Dr. Cezmi
Öncüer. unvanın üniversite
senatosu tarafindan alınan
karar uyannca, 27 Eylûl'de
düzenlenecek törenle
Denktaş'a venleceğinı
kaydetti. Adnan Mendenes
Üniversitesi bu yıl 7.
ögretim yılına, Spor ve
Kültür Salonu'nda
düzenlenecek törenle
başlayacak.
Mühendıslik
sempozyumu'
• İstanbui Haber Servisi -
L'luslararası Mühendıslik
Eğıtımi Kurumu (IGIP)
tarafından düzenlenen "28.
Mühendıslik Eğitımı
Sempozyumu", dün
Istanbul Tekuik
Ünıversjtesi'nin Maçka
kampusunda başlad/.
Türkıye'nın
yükseköğretimde genç
nesiller ıçin yenı fırsatlar
oluşturması gerektiğını
kaydeden ITÜ Rektörü
Prof. Dr. Giilsün Sağlamer,
devlet veya vakıflar
tarafindan yeni ünıversıteler
kurulmasını, öncelıkle
eğitım ve araştırmada
kalıtenın arttınlmasını
istedi. İTÜ'nün
Gümüşsuyu, Taşkışla ve
Maçka kampuslannda 24
EyiüTe kadar devam edecek
olan toplantılara, 32
ölkeden yaklaşık 500
mühendıs ve bilım adamı
katılacak
Karadeniz
Ortaklık-99
• İSTANBUL(AA)-
Karadenız'e sahili olan
ülkelerin katılacağı
Karadeniz Ortaklık-99
Tatbıkatı(Blacksea
Partnershıp-99), tatbikata
katılacak gemilerin İstanbul
Limanı'nda toplanmasıyla
başladı. Batı Karadeniz'de
24 Eylül'e kadar ıcra
edilecek tatbikata, Türkiye
2 fırkateyn, 1 denızaltı, 3
hücumbot ve 1 kurtarma
gemisi ıle katılırken,
Bulgaristan, Romanya,
Ukrayna ve Gürcıstan 1 "er
gemi ile ıştırak edecek.
Harp Filosu Komutanı
Tümamıral Metın Ataç'ın
sevk veidareedeceği
tatbikatın, Karadeniz'e
sahili olan ülkeler arasında
eğitım ve işbirliğinin
geliştirilmesı ve banş için
ortaklık faaliyetlennin
desteklenmesini amaçladığı
bıldinldi.
JBDA/C
üyesine dava
• İstanbul Haber Servisi -
İstanbul DGM Cumhuriyet
Başsavcılığı, yasadışı
IBDA'C örgütü adma çeşitli
bombalama eylemlen
düzenledikleri gerekçesiyle
3 kişı hakkında. 22.5 yıla
kadar ağır hapis cezası
istemiyle dava açtı. 5 yıl
önce de aynı suç
kapsamında İstanbul
DGM'de yargilanan ve daha
sonra tahlıye edilen Hasan
Kapar'ın. "yasadışı örgüte
üye olmak" suçunu
düzenleyen TCK'nin 168/2
ve 3713 sayılı Terörle
Mücadele Yasası'nın 5.
maddesi gereğınce 22.5 yıla
kadar ağır hapıs cezasına
çarptınlması ıstendi.
tSDBI/lftrde kaza
• İSKENDERUN(AA)-
İskenderun Demir-Çelik
Fabnkalan'nda
(ÎSDEMİR), yük treninin
altmda kalan başmühendıs
öldü. ÎSDEMlR'de Makine
Bakım Müdüriüğü
Başmühendisı olarak görev
yapan Yavuz Camızcıoğlu,
nöbetçi amir olarak curuf
sahasında çalışırken, yük
taşıyan trenı fark edemedi
ve altmda kalarak olay
yerinde hayatını kaybetti.
Deprem en ağır Kocaeli Üniversitesi'ni vurdu. Bütün bölümler kullanılamaz durumda
Çadırüniversitesi kuruluyor• 20 bin öğrencinin açıkta kalmaması için Kocaeli Üniversitesi'nde, • Kocaeli'nin her yanına dağıhnış üniversitenin bütün bölümlerinde, ya
Rektörlük çadırlara taşınmış. Gecikmeli başlayacak yeni ders yıiına tümü ile kullanılamayacak, yıkım, ağır hasarlar ya da uzun süre
yetiştirilmek üzere kışa dayanıklı ve dershane olarak kullanılabilecek kullanılamayacak ciddi onanmı gerektiren tahribat var. Toplam deprem
büyük çadır ihaleleri başlatıhyor. zaran 18 trilyon 457 milyar olarak hesaplanmış.
ŞÜKRANSONER
Deprem sonrası önünden kaç kez geçriğimi
anımsamıyorum. Kocaeli Üniversitesi'nin rek-
töriüğü de içine alan Merkez Kampusu bana
çok saglam görünüyordu. Karadeniz Teknik
Üniversitesi kökenlı arkadaş öğretim üyelen
ve yardımcılan grubuna "geçmiş obun" ziya-
retı ıçın, aynı kökenden arkadaşım Ülkü Ozen'e
rehberlik yapacaktırn. Rektdr Yardımcısı Prof.
Ozer Kenar'ın, üniversitenin ugradığı tahriba-
ta ilişkin bilgilendirme önerismi bir ıncelik ola-
rak yorumlamışnm. Olayın gerçek boyutlannı,
çıkacak tabloyu düşünmek bile ıstemezdim. Bır
sanayi kentinin gelişmesi ıle özdeşlesmek iste-
yen. kente yayılmış 8 fakülte, 2 yüksekokul, 10
meslek yüksekokulu, 3 enstıtüJü, 20 bın ögren-
ci kapasiteli, yıllann emeğı, ürünü bır üniver-
sitenin bütün temel yapılanması ile göçtüğünü
öğrenmek ınsanın ıçinı acıtıyor.
Ankaralı, deprem bölgesini görmemış arka-
daşıma, depremın boyutları hakkında bir fıkir
verebilmek için. Kocaeli'ne ugramayı en sona
bırakmıştım. Körfezi en azından bir otobüsle
dolaşmak, Gölcük 'ün ıçtne girmek gerekiyor-
du. Gölcük'te artçı sarsıntılarla yeniden su al-
tma giren enkazlann başında toplanmış kala-
balıklarda, yinebıldık cüppelı sakallı hplerpro-
pagandalannı yapıyorlardı. JCumar ve ıçki
âlemlerinin sonunda olanlann sürpriz olmadı-
ğını kafalann içine yerleştırmeye bakıyorlardı.
Yıne yenı ders yıllannda asla ögrencıîeri bağ-
nna basamayacak ağırlıkta harap olmuş mes-
lek okullannın bahçelennde gönüllü sivıl top-
lum örgütlerinin çadırlarmda kendinden geç-
mış olarak çalışan. deprem olayının boyutlan-
nı düşündüğünüzde. bana göre bir avuç gönül-
lü canmı dişine takmış çalışıyordu. Yeni gelmiş
çadır, yatak. yastık. çocuk bezı, mama.. ne var-
sa çadırkentlenn gereksınim listeleri, mahalle-
ler dağılımını gösteren notlanna bakarak bölü-
yorlardı.
Artçı depremlerle hasarlı binalarda yaşanan
yıkımiar. evlerden bır şeyler çıkarabilme caba-
lanna sekte vurmamıştı Önünden geçılmesi
bile risklı bınalann ıçınden eşya taşıma çaba-
lannda bır yavaşlama göremedim. Enkaz kal-
dırma çalışmalan da her tarafi toz duman için-
de bırakacak tempoda, ama böyle giderse ay-
lar yılfar alacak bır hızda yürûyordu. Toz ve
maskeden yüzlen tanjnmayacak işçiler "Şûk-
ran AMa sen misin?" diye seslenineetoırsokak
arasında durduk.
•çofc ?ev yaşadılc'
Adanalı, Bayındırlık Bakanhğı'na baflı en-
kaz kaldırma işlerinde aralıksız çalışan işçiler
depremın ıkinci gönünden bu yana Gölcük'te
ımışler. "Adana'dameâersebizbngördüğüınüz
deprem sa\ılmazıruş. fîk günlerde enkaz alün-
dan geien.caniı insanlann çtğhklannı unutamı-
yoruz, Sonra sesleri kesiidi Onlan kurtarama-
dık. Hâiâ da toprak aftuıda çok ceset van Btıra-
da hiçbirşev düzenegirmivor. Herşe) dahada
körtiJeşrvor. İnsanlann varaJan soğudukça da-
ha da acrtnor. İnsanı utandıraa, onurtandıran
o kadar çok $ey yaşadık ki~~
Soluksuz yaşadıkiannı anlatma gereksıni-
mındeler. Bütün deprem bölgesi yaşayanJann-
da bu gereksinım her geçen gün daha bir çar-
pıcı hal alıyor. Ama sizin soru soracak halıniz
olmuyor. Ortak bir suçluluğun, utancm baskı-
sı soru sormayı engellıyor. Olağan çalışma, ya-
şam koşullannın birkaç katı ağırlığında bir ay-
dır çalışan işçilenn bundan bir yakınmalan ol-
muyor. Ama bır başka deprem bölgesinde, Iz-
mıt'te örneğın, özel şırketlerin hangı paralar
karşılığı enkaz kaldırdıklannı bilen olarak bu
çarpıklıktan ben utanıyorum. Tabii orada da
enkaz kaldıran işçüun aynı ağır koşullan pay-
laştığmı bılsem de, kamu, özel hizmet çelişki-
sınden. çarpıcılığından, yükün ülke capında se-
ferberiıkle paylaşılmamasından utanıyorum.
Yürümekten, harabe, msan dramından kesit-
ler görmekten yorulup ana>ola çıkmak üzere
yıne toz duman arasında bir minibüs seçmeye
ya da otostop yapmaya çabalarken, bizim gibi
araç bekleyen birgençkız yanınuza sokuluyor.
Gölcük Hastanesi'nde hemşire imiş. Yardrm
götüren aracı kaçırmış. Kira ile oturduklan ev
de yıkıldıfı için aılesi ıle Gölcük'ten taşınıyor-
larmış. Ancak yerıne bin gelmeden işinı orta-
da bırakmayacâkmış. O da ılk gecenm ayıbını,
acısını unutamayanlardan. Nöbette imiş. Tek
doktorun çaresızliğıni, yardım isteyen yaralı-
lara yetışememeyi, çıflıklannı, birbirölmele-
rini hiç unutamayacak. Ertesi günün ilerleyen
saatlerine kadar ciddi bir destek gelmemiş.
Kendisinin bile babası gelipsağ olduklannı bil-
direne kadar, nerede ise bir saate yakın deprem
şokunda pek bir işe yaramadığmı anlatıyor.
Neyse ki, sonra bir cesaret gelmiş. Aralıksız,
uykusuz kaç gün, gece çalışnğını anımsamıyor.
Ama elinden geleni yaptığı için de çok huzur-
lu. Yapması gerekenleri yapmamış o kadar suç-
lunun, sorumlunun olduğunu düşünüyor ki...
Ama biz ortak utanca bulaşmış olarak ona da
soru soramıyomz. Anlattıklannı dinlemekle
yetıniyoruz.
Refctörlük çadırda
Izmit'e gün karanrken ulaşabiliyoruz. Ül-
kü'nün yanında gazetecı olduğunu duyan Rek-
tör Prof. Baki Komsuoğiu, beklemiş beklernış,
umudunu keserek girmış. Yardımcısı Prof. Öz-
erKenarbizi eve götürmeden MerkezKampu-
su gezdirmek ıstiyor. Meğerse benım kapınm
önünden geçerken bile sapasağlam gördüğum
merkez binalann çoğu kullanılmaz durumda;
boşaltılmış. Önce ıdari binalan kullanıyorlar-
mış. Ilk büyük artçı depremden sonra onlan da
terk etmek zorunda kahnışlar. Şimdi binalar
arasındaki avlunun ortasında Rektörlük olarak
kullaruJan üç tane büyükçe çadır var.
Rektör'ün kullandığı çadırda bugünlerde en
önemli, en çok kullantlan araç, gelen konukla-
ra deprem zararlannm slaytlarla gösterildiği te-
pegöz galiba. Sabahtan beklendığimız için bu
rşı Rektör'ün kendisi yapacakmış. Bır toplan-
tıya gitmek zorundakaldığı içinözür notunubı-
rakmış.
RektörYardımcısı bugünlerde gelen yerli ya-
bancı herkese başlanna gelenleri anlatabilme
çabası içindeolduklanna işaretediyor. Üniver-
site sıl baştan olacak. Bu işuı şaka götürür bır
yanı yok. Gelin görün ki, şımdilik gelenler sa-
dece bilgi alıyor. Çözüm üretecek, Türkçesi ça-
re, yardım olacak bırproje henüz ufukta gözük-
müyor.
Sözü uzatmadan meraklılannın Intemet'ten
www.kou.edu.tr dosyasından da alabileceklen
bılgilerin bir özerini okurlara aktaralım...
I- Aslanbay kampusu
a) Hukuk, Ürtısadi ve Tican Bilimler Fakül-
tesi, Sosyal Bilimler Enstıtüsübinalan tümden
yılalıruş. Tahribat yüzde 100. Tahminı keşif 3
trilyon, donanım masrafi 800 milyar.
b) Mediko-Sosyal (Fen-Edebiyat fakültele-
ri olarak kullanılmak üzere 1 Eylûl'de bitiril-
mesi programlanmış). Tahribat yüzde 40 (Ko-
lonlarda, ayaklarda ve duvarlarda önemli hasar
var. Yeryerçökmetespitedilmiş). Tahmini ke-
şif, kulJanılabılırraporu alınırsa 3.5 trilyon. Do-
nanım masrafi yok.
c) Kapalı Spor Salonu. Bina kısmen hasarlı.
Yüzde 30hasarsaptaması var. Kullarulabilir ra-
poru alınırsa tahmini keşif 3.5 trilyon. Dona-
nım masrafi 20 milyar.
d) Öğrenci yurdu. Bina yüzde 60 oranında
hasar görmüş. Kullanılamaz konumda. Onan-
labilirse onanm masrafi 1.5 trilyon, donanım
masrafi 2 milyar olabilir.
e) Ek Hukukbinası inşaatındahasar gözlem-
lenmedi.
f) Ek Edebıyat binası inşaatındada hasar gö-
rülmedi.
2- Merkez Kampusu
Mühendıslik, Fen-Edebiyat, Teknik Eğitim
Fakültesi ve Rektörlük bınalanrun bulunduğu
6 bmada kısmi hasarvar. Tahribat derecesi yüz-
de 25. Tamirat masrafi 2 trilyon. donanım mas-
rafi 750 milyar. (Bu saptamalar son artçı ek
tahribat yapan depremler öncesüıe göreydi.)
3- Üniversite Hastanesi
Ağır DHanço
Hastane tamamen boşaltılnuştır. Iç kısımJar
ve kolonlarda önemli hasarlar saptanmışftr.
Prefabrike kulübelerde ve yemekhanede acil
ameliyatlar ve ilk yardım müdahaleleri, sağlık
hizmetleri gerçekleştinlmektedir. Deprem ya-
ralılarının ilk tedavı hızmetlerinde, 550'hasta-
ya müdahale için 400 milyarlık, ilaç, serum vs.
niteliğinde malzeme kullanılmıştır. Tamirat
masrafi 2 trifyon, donanım masrafi 1.5 trilyon
olarak besaplanmıştır.
4- Hereke Kampusu
Yüksekokul ve Güzel SanatlarFakültesi 'nde
yüzde 10 hafifhasarsaptanmjştır. Tamiratmas-
raflan 300 milyar, donanım masraflan 200 mil-
yar olarak belirlenmiştir.
5- Okullar
MYO'larda zarar yüzde 25, orta derece ola-
rak belırlenmiş. Kullanılabilirhalegelmesi için
350 milyar tamirat masrafi, 250 milyar dona-
nım masrafi öngörülmüştür.
Üniversitenin toplam tamirat masraflan 14
trilyon 405 milyar, donanım masraflan 4 tril-
yon 52 milyar olarak gözükmektedir.
Zarar 18.5 trilyon
Rektör Baki Komsuoğiu ile mühendislik ve
ilgili sorumlu alanlardan oluşan bılırkişi heye-
tinin imzalannı taşıyan depreme ilişkin ilk ha-
sar belirleme raporuna görc, üniversitenin dep-
rem zararlan malıyet olarak 18 trilyon457 mil-
yara ulaşmaktadır.
1992 yılında 3837 sayılı özel yasa ile üniver-
site olmuş bir kurumun yıllara dayalı birikimi
yok olmuştur. Sil baştan yola çıkıîması gerek-
mektedir. Depremın Türkiye ölçeğindeki yıkı-
mı göz önüne ahndığındabelkı de sil baştan bir
üniversite yaratılmasından vazgeçme bile gün-
deme gelebılecektir. Ancak bu Kocaeli Üni-
versitesi'nin yerle bir olmasma karşın söz ko-
nusu bile edilmemesı gereken bir durumdur.
Sadece çok önemlı bir sanayi merkezinde sa-
nayinm gelışmesınde katkıda bulunma savı,
yıllann ürünü bilimsel kadrolaşması, birikimi
nedeni ıle de değil. 20 bin öğrenci kapasitesi
söz konusudur. Bu kapasitenin başka üniversi-
telere aktanlması düsünülemeyecek bir ger-
çekliktir.
Işte bu nedenle Kocaeli Üniversitesi yeni-
den, sil baştan yapılanma, donanım için SOS
veriyor. Ulusal ve uluslararası alanda, düşünü-
lebilecek her kaynaktan yardım bekliyor. Ka-
muoyunun ilgisinı çekmeye çabalıyor. Yakala-
yabildikleri herkese, her örgütlenmeye buna
yönelik brifingler verilıyor. Şimdiye kadar el-
de edilen sonuç mu? Çok fazla dinleyen, hal-
ferine acıyan, "vah vah" diyenler olmuş, Ama
ksîiut, rşık olabıfecek bir gelışme henüz kay-
dedilememiş. Ya da kayıplann kimı dilimleri
için somut çözüm önerileri gelmemiş.
Tabii zaman hızla geçiyor. Yeni ders yılı çö-
züm ürerilemedıği ıçin birkâbus, karabasan gi-
bi yaklaşıyor. Bugüne kadar devlet işbirliğin-
de programlanabilea ders yıhnın ortalama bir
ay gecikme ile çadırüniversitelerde başlatılabil-
mesi. Evet bu ders yılı için, üniversitenin tümü
için, dershaneler, laboratuvarlar, dahası yöne-
tim merkezlen, öğrenci bannmaalanlan ile ko-
caman bir çadır ünıversitesi programlanıyor.
Bu nedenle şimdiden büyük boy, kışa dayanık-
lı çadır ihalelen başlamış bile.
Çadır rüzgâr geçlrfyor
Deprem uzmanı, alım satımlarda sorumlu
Rektör Yardımcısı Prof. Özer Kenar şu günler-
de en önemli işinin çadır ihaleleri olduğunu
söylüyor. Rektörlük merkezi olarak kullandık-
lan çadınn bu mevsımde bile altından rüzgâr
geçirdiğine işaret ettığimde, "Meraketmej'iıı,
kışayöneiikatttandestekJcnecekter. İçferineso-
baJar bile kurulabikcek" diyor.
Bizi sabahtan beri bekleyenlere, eve yeme-
ğe gıderken yolda Ülkü, arabasmın eskiliğine
takılıvor. "Bövie külüsrür arabalı rektör yar-
dunctSL çadır rektörlük makamı, bunlar nasıl
iş?" dıye takılıvor. Prof. Özer Kenar, şakasın-
dan bile ürkmüş olarak, u
Deü misia her gfio
mjlyarhk ihaleiereimzaanyorum.FAb'tsebileve-
nflemekten korkanm" yanıtıru venyor.
Kocaeli Üniversitesi bu ders yılı, belki de
daha çok ders yılı ıçın 20 bin öğrencisı, çok sa-
yıda fakülte. yüksekokulu, enstitüsü, meslek
yüksekokulu ile çadırlardan üniversite olmaya
hazırlanırken Izmıtlıler sağlam binalar önünde
bile çadır yaşamıru sürdürüyor.
Bizim şerefimize, kapılan açık tutulmak ko-
şulu ile birincı katta yemek sofrası kurulmuş.
Sapasağlam binalann uzmanı erkekler gecele-
ri deevde kalmaktan yana; çoğunlukla öyle ya-
pıyorlar. Ama üstkatlarsakınleri asla vede as-
la binalarda yatmama, geceleri çadırlarda ya da
arabalann içinde geçirmekte dıretiyorlar.
NOKTASH ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net
'Son Türk devleti'ni korumak adına siyasete gi-
renlerin iktidar ortağı olduğu bir dönemi yaş/yoruz.
Aslında, yalnızca o partı değil, uzunca bir dönem-
dir Türkiye, 'milliyetçi-mukaddesatçı' güçler tara-
fından yönetiliyor. 'Vatan! Millet! Sakaryal'sözcük-
leri en çok bu dönemde kullanılır hale geldi. Yani
neresinden baksak, üzerine en kutsal anlamlaryük-
lenen sözcüklerın sahipleri bugün tam anlamıyla
ıktidardalar.
öldürdüler vatan için. Hırsızlık yaptılar vatan için.
Devlet/n en etkili yertennden destek buldular, ko-
rundular. Cinayetleri meşru sayı/dı, yargılanmadılar.
Yargılananlar aklandılar. Açıkçası, onlann güçlü ol-
ması için bu ülkenin kaderine hükmedenler 'hiç bir
fedakâriıktan kaçınmadılar.'
Işin ilginç yanı, düne kadar onlan eleştiren veya
onlardan korkanlar da, onlarda bilmediğimiz cev-
herier keşfetmeye başladılar. En büyük gazetelerin
'en büyük' köşelerinde onlara övgüler düzüldü. Ki-
mi solcu akımlar ve kişiler, onlarda 'yeni devrimci-
likler' keşfettiler. Biz şaşkınlıkla olanlan izlerken,
Türkiye sağıyla-soluyla bir mılliyetçılik paranoyaa-
na kapıldı.
'Milliyetçilik'i Bir Sorgulasak
'Son Türk devleti'ritn milliyetçi tosuncuklan artık
iktidar koltuklannda. Gerçek bütün çıplaklığıyla
önümüze dikildi. Yüzünden sağ/ık fışkıran, sempa-
tik mi sempatik birbakanımız 'mil/iyetçilikîn iktidar
perdesini açarak, gelecek icraatların işaretini ver-
di. Onu, Yalova'daki milliyetçi müteahhrtler izledi.
Bizim için sürpriz degildi. Faşizm ve diktatörlük,
en aşağılık yolsuzlukların yapıldığı, en büyük ahlak-
sızlıklann kol gezdiği birsistem yaratırdı. Bunu, ya-
şanmış önceki örneklerden biliyorduk. Baskının ol-
duğu yerde toplumsal denetim olmazdı. Çürüme ve
ispiyonculuk gelışirdi. Yolsuzluğun en babası yaşa-
nırdı. En ahlaksızlar, en zayıf karakterliler öne çıkar-
dı. Tanhin şaşmaz gerçeği Türkiye'de de aynı şe-
kilde işledi.
Türkiye, uzun zamandan beri katilden-hırsızdan
hesap sorulamayan bir ülke görüntüsünde. 12 Ey-
lül'le artan çürüme, baskı ve yolsuzluk günümüz-
de devam ediyor. Böyle dönemlerde demokrasi is-
temeye kalkmak tehlikelidir. Kuvvetliye, egemene,
zorbaya sığınmak ıse garantili ve güvenli.
•••
Milliyetçiliğin bu kadar kıymete bindiği bir dö-
nemde, bu kadar karanlık bir tablonun ortaya çık-
ması, en azından milliyetçiliğe prim veren sol açı-
sından bir sorgulamayı gerektirmiyor mu? Düzen
savunuculuğuyla devlet fetişizminin ve milliyetçili-
ğin aynı kabın içinde olması, bu konuyu derinleme-
sine düşünmeyi zorlamıyor mu? Ne kadar çok mil-
liyetçilik yapıldıysa, o kadar çok hırsızlık gizlendi. Ne
kadar çok milliyetçilik yapıldıysa, o kadar çok cina-
yet ışlendi.
Milliyetçi ideolojinin ulus- devletin yaratılması dö-
nemınde, feodal sistemi yıkarken devrimci bir rol
oynadığını biliyoruz. Ancak o dönem gende kaldı.
Milliyetçilik, günümüzde egemenliği elinde tutan
tutuculaşmış burjuvazinin toplumu peşinde koş-
turmak ve statükoyu pekiştirmek amacıyla kullan-
dığı bir demagojiye dönüştü. Bir de, bölgesel ça-
tşmalarda, çevreye ve diğerine karşı kendini haklı
çıkarmak için yaratılan havaya destek veren bircan-
kurtaran simidi.
Franko diktatörlüğüne bakın, Hrber Nazizmine ba-
kın, Mussolini faşizmine bakın; hepsi, kendi miltet-
lerinin milliyetçisidir. Kendi milletlerinde kerameti ken-
dinden menkul özellikler keşfetmişlerdi, uluslannı da
bu ilkel duygularia peşlerinden sürüklemişlerdi.
•••
Milliyetçiliğe yatkın aydınlarımızın, yaşadığımız
son iktidar deneyimini iyice bir gözden geçirmele-
ri gerektiği inancındayım. Denebilir ki, 'bunlarkötü
milliyetçi'. Bir ülkede ulus-devlet kurulduktan ve
feodalizm tasfiye edildiktensonraki milliyetçilik, za-
man zaman burjuvazinin mılliyetçiliği bile olmaktan
çıkıp ilkel milliyetçiliğe dönöşüyor. Türkiye'de biz bu
gerçekle çok yüzyüze ge/dik. Ancak şımdi yaşadık-
lanmız, unutanlara ders verecek örneklerı gözümü-
ze yeniden sokuyor.
Milliyetçi partimizin iktidar ortaklığı en azından
bu açıdan yararlı oldu. Tıpkı s/yasi Islamcı partimi-
zin iktidar ortaklığının bir uyanışa yot açması gibi.
Şu mılliyetçiliği en azından yeniden bir tartışsak
diyorum.