Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21EYLÖL 1999 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI
TÜRKİYE
'- Isaıbul PB 24 Sinop PB 21 Adana
Edine PB 25 Samsun
Kocaeli PB 24 Trabzon
Y 21 Mersin
Carakkale PB 24 Giresun
Izrrv B 28 Ankara
Y 22 Diyarbakır PB 31
Y 21 Şanlıurfa PB 31
PB 25 Mardin PB 28
Marisa
Aydn
B 29 Eskişehir PB 24 Siirt PB 30
Denzli
B 30 Konya PB 26 Hakkâri
B 29 Sıvas PB 22 Van
Zcrguidak PB 21 Antalya A 29 Kars
O <pk !
T^tı
Parçalı OUutkj
Orta Karadeniz kı-
yılan, Doğu Kara-
deniz ile Doğu
Anadolu'nun ku-
zey ve doğusu sa-
ğanak yağışlı, di-
ğer yerler parçalı
veazbulutlugeçe-
cek. Havasıcaklığı
biraz azaiacak.
DIS MERKEZLER
Oslo PB 15 Berlin Y 23 Moskova PB 13
Helsinki PB 15 Budapeşte Y 22
Stockholm Y~Tî) Madrid Y 24
Londra PB 22 Viyana Y 22
Amsterdam P B ^ I
Brüksel PB
ırad Y 18
Y 22
Paris Roma Y 24
Bonn
Münih
PB 21
~T~22
Atına PB 25
Zürih PB 19
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tİflİ8
Kahlr»
PB
PB
PB
Y
PB
Y
A
30
22
25
26
29
22
31
^ Çofc bu/utkj Yağmurlu
ş«m
******
A 39
Gûfc güfûltülü
•«
GLJNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
, • taştarafı 1. Sayfada
göneyaptığı hesaplan Cottarelli'ye anlattı.
Rjkama 170 milyon dolarektendi, 500 mityona çık-
t».
Fa<at medyamızın bir kesimi IMF'yi 'rahatsız"etme-
. meklçin olacak, rakam artışjna başka bir kılrf uydur-
du.
O ara Carlo Cottarelli deprem bökjesinde ufak bir
turaiı.
Bizim zekâ fakiri yalak kimi gazetelere göre; "feta-
ketınbüyüklüğünügözleriylegörünce, Cottarelliraka-
mı 500 milyon dolara çıkarmıştı!"
IMr
, Türkiye'nin kara kaşı ve gözü içtn aman daha
fazla dolar vereyim telaşındaydı sanki.
Birzamanlar keskin Bursa bıçağı gibi solcuydu Baş-
bakai Ecevrt. Ama onun sayesinde -Allah bozmaan-
Türkr/e'nin IMF ile arasından su sızmıyor.
Başbakanlık'a girer çıkarken hükümet sözcülüğü
.* görevini layıkıyla yapan Ecevit; son ayaküstü deme-
cinde. bir noktanın altını özente çizdi.
Hem de taaa VVashington'dan Ecevit'in eylül ayı so-
nunda yapacağı Amerıka gezisinin "programını görüş-
mek"jzere geldığinı söyteyen Bakan Yardımcısı Mark
Grossman'la buluştüktan, Clinton'ın yandım vaadini
aJdıktan bir süre sonra...
Başbakanımız, "IMF'nin daha fazla yardım yapma-
st için ABD yönetiminin destek vereceğine güvenim
tamdır" dedi.
Işbrtiginde birinci ayak böylece tamamlandı.
Cotarelli de boş durmadı. Şu kısa Ankara ziyaretin-
. de Türkıye ile ekim ayında imzalanması olası stand-
by anlaşması içın koilan sıvadı.
llgilı bakanlan ziyaretinde stand-by için Tûrtaye'de
'istikrar
1
aradığını" söylemekten ve Ecevit hükümeti-
nin "ömrünü araştırmaktan" gen durmadı.
Yönetimdeki keşmekeşin bireyleri rahatsız ettiği bir
. sıradaCottarelli'ninhangianlamda istikrar aradığıor-
tada.
IMF; stand-by'a imza atacak olan hükümetin bir ve-
ya iki yıl daha sürüp sürmeyeceğini "yetkili ağızlara"
doğrulatmak istiyor.
Cottarelli'nin bir konuda rahat olması gerekiyor
Bu hükümetin başanlara yeni başanlar katmayaca-
ğını bilmelerine karşın, başta medyamız, devletin ön-
. de giden büyükleri bu hükümet giderse yerine başka
• bir hükümetin gelemeyeceğini biliyor, gelmemesini is-
* tiyorlar.
Ya şu gerçek...
Tek korkuları; Ecevit giderse, ömeğin MHP liderinin
" başkanlığında bir hükümetin gelmesi veya Fazilet'li bir
ortaklığın kurulması!
Muhalefet desen, yok! DYP kendi derdine düşmüş.
Fazitet ise ilketerine koşut hergelişmenin yanında. Re-
fah gibi kapatılma olasılığıyla dehşet içınde.
l Milli matbuatımız "müsfâM3e/Aaz/Wan"bitebileayır-
; dındadeğıl.
._ Cottarelli, ara sıra "ikinci vergi"öen söz ediyor.
" Arkasından önünden daha neler gelir, belli değil.
Bir zamanlar zamlara pek meraklı olan IMF bu ko-
nuda rahat.
Ecevit ve bakanlannın zam torbasından zaten elle-
ri çıkmıyor.
Hükümetin de, tabii IMF'nin de umurunda olmadı-
; ğı yaşamsal gerçek şu:
Hak-lş'in açıkladığına göre, "4 kişilik bir ailenin 15
Ağustos-14 Eylül dönemi için sadece mutfakmasra-
fı 123 milyon 681 bin 690 71".
IMF veAmerika böyle "dost" bir hükümet, değişim-
den geçe geçe iç ve dış politikada işbirtiği yapacak
Ecevit'ten başka başbakan bulabilir mi?
BirAmenka var; ulusal yararlanndan çok, gecegün-
düz Türkiye'ye daha ne kadar ve nasıl yardım yapsam
drye düşünen!
Bir Başbakan var; yaşamı boyunca kafastna, gön-
lüne kaadıgı ilketerden vazgeçen!
Daha ne ıstersiniz bre gafılleri
Yeni enerji üretimigerekli
BÜLENTECEVtT
ANTALYA - Uluslarara-
sı Büyûk Barajlar Komis-
yonu'nun (ICOLD) 67'nci
Yıllık lcra Konseyi Toplan-
tısı Antalya'da başladı.
Tûrkiye Barajlar Milli Ko-
mitesi (TRCOLD) Başkam
Mflmtaz Turfan, tüm su ve
kömür rezervleri dikkate
alınarak hesaplandığında,
Türkiye'nin 124milyarki-
lovat/saat olan elektrik ûre-
tim potansiyelinin 2020 yı-
lından sonra ihtiyaca yet-
meyeceği ve bu nedenle ye-
ni enerji üretme yollannın
da kullanılması gerektiğini
söyledi. Turfan,"Her yıl
için üave bir Atatfirk Bara-
jı'na gerek duyuluyor" de-
di.
60 ülkeden 600 kadar de-
legenin katıldığı Cam Pira-
mit'teki toplantıda, baraj
temelieri konusunda yeni
teknolojik sistemler tartışı-
lacak.
TopJantıya davet edilen,
barajlara karşı çıkan çevre-
ci gruplann da cuma gün-
kü oturumda görûşlerini
belirtmesi bekleniyor.
Toplantıda konuşan
Mûmtaz Turfan, ICOLD'-
un bir sivil toplum örgütû
olarak çahştıgını ve teknık
kurallar koyduğunu anım-
satarak, Türkiye'nin de
1953 yılında buna üye ol-
duğunu vurguladı.
Kiiresefleşme gelişmeye engel• Baştamfı 1. Sayfada
sini istedi. UNCTAD raporunun ha-
zırlanmasına katkıda bulunan Prof.
Dr. Korkut Boratav dün raporun
açıklandıgı basın toplantısında. ge-
li^mekte olan ûlkelere giden özel
sermaye akımlannın kalkınmaya
katkı yapacak üretken amaçlarla
kullanılmadığma dikkat çekerek,
Türkiye gibi ülkelerde spekülatif sa-
yılan kısa vadeli sermaye hareketle-
ri nedeniyle kriz öncesi ve içinde
hem yabancı hem de yerii yatınm-
cılann dışanya para kaçırdıgını söy-
ledi. "Töridye'den çıkan para giren
parayı hep aşnuş" dıyen Boratav,
sermaye hareketleri üzerine kontrol
getirilmemesini eleştirdi. Boratav,
sermaye hareketleri üzerinde en faz-
la kontrol uygulayan ülke Çin'in
1990'dan sonra en çok yabancı ser-
maye çeken ülke olduguna dikkat
çekti. UNCTAD'uı yıllık raporunda
kûreselleşmenın özellıkle gelişmek-
te olan ûlkeler üzerindeki olumsuz
etkıleri değerlendirildi. Raporda şu
saptama ve değerlendirmelere yer
verildi:
• Yasadığımız dönemde
iki olgu birlıkte gözleniyor:
Bir yandan dünya ekonomi-
si çok yüksek ve benzersiz
bir bütünleşme derecesine
ulaşmıştır. Bir yandan da
gelişmekte olan ülkeler
yoksulluk ve azgelişmişlık
sorunlannı gögusleyecek
bir büyüme hızına ulaşabil-
mek için her zamankinden
daha fazla dış kaynağa ge-
rek duymaktadırlar.
• Doğu Asya'daki finan-
sal kargaşanın dolaysız ma-
liyeti çok yüksek otaıuştur.
Endonezya, Malezya, Fili-
pinler ve Tayland'da milli
gelir 1998 yılında yüzde 9
gerilemiştir. Gelişmekte
olan ülkelerin tümünde
1996 yıiında yüzde 6'yı bu-
lan büyüme hızı, 1998'de
yüzde 1 8'e, Çin dışarda tu-
tulursa yüzde I 'e düsmüş-
tür. Bu oranlar son on yıl bo-
yunca ilk kez sanayileşmiş
ülkelerdeki büyümenin ge-
nsindedir.
• Gelişmekte olan ülkele-
rin sanayi ürünü ihraç fiyat-
lan düştü. Asya'run yeni sa-
nayileşen ülkelerinin birim
ihraç fiyatlan 1998'de yüz-
de 4 ile 17 arasında gerile-
di. Buna karşılık, sanayileş-
miş ülkeler ithal ettikleri
ham madde ve sanayi ürün-
lerinin kriz nedeniyle ucuz-
lamasından kârlı çıktılar.
OECDülkeleri 1998'de yal-
nızca daha ucuz petrol itha-
latı nedeniyle 60 milyar do-
lar tasarruf ettiler. Bu rakam
aynı ülkelerden gelişmekte
olan ûlkelere giden resmi
yardunlan aşmaktadır.
• Sermaye piyasalannda-
ki nitelikli yatırunlara kaç-
ma eğilimi, gelişmiş ülkele-
rin borsalanna yaramış, bu
da tüketim harcamalan ve
büyüme hızlannı beslemiş-
tir. Asya krizi başladığından bu ya-
na ABD'de tüketiciler 400 milyar
dolarlık ek harcama yapmışlardır.
Bu rakam "Kara Afrflca" nın yıllık
gelirinin iki katıdır.
• Geçen yılın durgunluğunun
1999'da sürmesi bekleniyor. Küre-
sel bir geriletneyi bugüne kadar ön-
leyen en etkili engel, ABD'de son
üç yıl boyunca yüzde 4 oranmda
sürdürülen hızlı büyüme olmuştur.
Ancak, bu ülkelerde artmakta olan
enflasyonla ilgili endişeler daraltı-
cı bir para politikasına yol açarsa.
menkul kıymet pıyasalannda daha
da geniş boyutlu bir gerileme mey-
danagelebilir. Borsalardaki gerile-
meler, ekonominin diğer alanlann-
da daha büyük boyutlarda yansıya-
bilir. Bu da dünya ekonomisindeki
canlanma olasılığuu riske atar.
• Küresel ekonomide ciddi bir
gerileme riski karşısında gelişmek-
te olan ülkelerin hareket serbestile-
ri suıırlıdır. Dünya ekonomisinde
büyümenin teşvik edilmesi görevi
sanayileşmiş ûlkelere düşüyor. Ge-
rileme riskine karşı ABD, maliye
polirikasında hareket serbestisine
sahiptir. Hem Japonya hem AB'de
büyük boyutlu cari işlem fazlalan
vardır ve bunlan yeniden dolasıma
sokarak gelişmekte olan ülkelere li-
kıdite sağlama olanaklan vardır. En
yoksul ülkelerin birikmiş dış borç
yüklerini sıfırlayacak yöntemler
araştınlmalıdır.
• Gelişmekte olan ülkeler, soo
yıllarda dünyaekonomisiyle bütün-
leşmek için yoğun çaba harcadılar
ve bunu çoğıı kez yüksek maliyet-
le sürdûrdüler. Ne var ki var olan
veya potansiyel rekabet üstünlükle-
rinin meyvelerini, gelişmiş ülkeler-
de izlenen korumacılık nedeniyle
derleyemediler. Tahminlere göre
gelişmiş ülkelerin ticarete koyduk-
lan engeller. gelişmekte olan ülke-
lerin düşük teknolojilı endüstn
ürünlerinde 700 milyar dolariık bir
ihracat kaybına yol açmaktadır.
Bu miktar aynı ülkelere 199O'lı yıl-
larda yönelmiş olan tüm yabancı
sermaye girişlerinin yıllık ortala-
masuu en az dört kez aşmaktadır.
• Gelişmekte olan ülkelerde hem
ithalat patlamasını azaltmak hem
de ihracatı desteklemek için reka-
KİCEM Başkam Mümtaz soysal
'DeprenükulkmıyoHar'
ANKAR4 (Cumbari>«tBu rosn}-Ka-
mu îşietmecıliğini Geliştirme Merkezi
Vakfi (KİGEM) Başkanı MümtazSoysaJ,
u
&2eieştirme.de\1«in küçühiilmesi" slo-
ganianyla kamuhizmetinin içeriğinin bo-
şaltılmasının, depremi ulusal felaketedö-
nûştûrdüğünü bildirdi. Depremden sonra
bı'Ie yeni sağ politikalann çözüm olarak
öne sürüldüğüne dikkat çeken Soysal,
özelleştirme İdaresi Başkanı Uğur Ba-
yar'ın depremde devleti iç çamaşın üret-
melde suçlamasuıı "saçmalıktan öte suç
anırianııdagezinmek"' olarak nıtelendir-
di. AKUT gibi sivil toplum örgütlerinin
depremdeki işievinin, asıl sorumlulugu
unutturamayacağını ve
u
20 >TJdır ülk^e
satdtnak bteoen düşünceterin destekJeyi-
ct» olarak kuflaıulanıayacağınr aniatan
Soysal, butür kamuyaranna kurubnuş ör-
gütlerin daha etkili hizmet edebiimeleri
için dogru dürüst kamu yönetımi gerek-
tiğini vurguladı. KİGEM, dün düzenledi-
ği toplantıyla, deprem sonrasındaöne sü-
riiîen çözümlerdeki temel yanlışüğa dik-
kat çekti. KİGEM Başkanı Soysal, dep-
remin ulusal felakete dönüşmesiyle top-
lumun "dognı dfirfist kamu yönetinüne
l k i
^yeddveetJdniğininarttffilınasıgereği-
nî" fark ettigini söyledi. Dolefin bu dep-
remle degii, kamu hizmetinin ikinci pla-
na itilmesi ve içeriğinin boşaltılmasıyla
zaten cökertildigini aniatan Soysal şöyte
konuştu: "Febıkeöe berkesn kafimna txı
cder,saatdbııgöefcınkrotoBiınışgib<$im-
dtye kadarid pofitikalan sürdürmek.K»-
y p >
ee İHştansş. Kamu yönetiminde sağfam
dal bırakmamak için. nerede>w tersme
phnhmayta, DPT de dahil olmak üzere.
üiâeyioasâMrazdaha başıbozuk halege-
Mümtaz Soysal, planlama kavramiBdan
başlayarak yerlesim. sanayileşme ve konut
poiitikası bakımından ciddi kamu yöneti-
minm olusturulması gereğınin alnru çizer-
ken '"Yeni sağ diye önfimüze veniyıoiş gOM
19. yözyiHıeralinııi en kötâHçBÜyfcso-
nufûyor'" dedi
Soysal, yapı denetüninin yönetim tara-
findan kötüyapıbnasının, özelesıçramaran
nedenı olamayacağıni anlatuken, özel si-
gorta şirketleriran olabiieceginı, ancak si-
gorta pazannı dengelemek, denetim altın-
da tubnak ve asgari hizmetleri sağlamak
_ için kamu sigorta şirketine gereksinim ol-
duğunu belırtti-
Soysal, özeUeştirme idaresi Başkanı
UğurBayar'ın "d^prenıohırkendevirtffliç
canuşınûretimryteuğrasngıw(kvfc<nıkü-
çühülmesi' açıkianıalanru. "saçmahktoB
ötesuçanırtenndageztamefcdramatJkbir
ortamda yakt^kso: bir bicimde suçla flört
eönek" olarak nıteieadirdi. Bu açıklama-
lan yapan bir Idşiran kamugörevini yürü-
temeyeceğine ilişkin KİGEM'in uyan ya-
zısırun siyasi parti îiderien ve Bakanlar
Kurulu üyelerinin yanı sıra Cumhuriyet
Savcıhğı'na da gönderiidiğini açıklayan
Soysal, bunun suç duyurusu oimadığını,
ancak durumu hukuk adarnJannın takdiri-
ne bnaktıklannı söyledi. Soysal. Bayar'la
ilgıiı "EJindengefeedq)remideözefleşttre-
cekki,ticarişirkrtlerkararverçcekdepre-
miabâynldûğfine.AstoKİatHikaınug6re\-
fid, depran nedenivie yaşanan bir fcbke-
ÛBb«ş»nını)ulanndan
r
diyekonuştu Ba-
yar'm açıklamalannın tersine, deprem ne-
deniyleyalraz TÜPRAŞ'ta değil özel sek-
tör kuruluslannda da hasariar olduğunu,
bunun genel hazırlıksızbş ortaya koydu-
ğunu vurgulayan Soysal, ÖlB'nin sorum-
luiuğunun tersrne çevnidi|ini, '•fîyafc
mûmkün olduğu kadardüşsün di>« kann
kunıhışiarımcürûme}<eterketnıe,persond
pomibnBa mödahaieeşfevteigönnm''
başladığırtı anlatn.
betçi sanayilere gerek vardır. An-
cak uluslararası ticaret sisteminde-
ki çarpıklıklar gelişmekte olan ül-
kelerin aleyhine işlemektedir. Dün-
yannı en zengin ülkeleri olgunlas-
mış üreticilerini desteklemeye ola-
ğanüstü mali kaynaklar ayırmakta-
dır.
• Ağır aksak büyümekte olan ül-
kelere önerilen hızlı liberalleşme-
nin yabancı sermayeye, teknolojiye
ve dış pazarlara ulaşmayı sağlaya-
rak olumlu bir alternatif getireceği
vaat ediliyordu. 1980'li yıllardan
199O'lı yıllara geçildiginde geliş-
mekte olan ülkelerin ortalama bü-
yüme hızlan yüksehniştir ama kar-
şılastırma 1970'li ve 1990'h yıllar
arasında yapılırsa ortalama büyü-
menin iki puan düştüğu, dış ticaret
açıklannın ise 3 puan yükseldiği
ortaya çıkmaktadır. Gelişmekte
olan ülkelerde dış açıklann gelir-
den daha hızlı biçimde büyümesi-
nın ardında üç neden vardır
1. Hızlı ve ani liberalleşme geliş-
mekte olan ülkelerde ithalatın tır-
manmasına yol açarken ihracat bu-
na ayak uyduramanıışor.
2. 19701i yıllann başm-
dan itibaren sanayileşmiş
ekonomilerde büyümenin
yavaşlaması, gelişmekte
olan ülkelerin ticaret açık-
lannda yüzde birlik artışa y-
ol açmıştır.
3. Dış ticaret hadlerinde-
ki gerilemeier gelişmekte
olan ülkelerde ihracatın
alım gücünü süreklı olarak
aşındırmaktadır.
Gelişmekte olan ülkeler,
bu koşullar altında dış tica-
rette liberalleşme çabalarmı
desteklemek umuduyia ya-
bancı özel sermaye arayışı-
na zorlanmışlardır. Ne var
ki, sermaye hareketlerinin
serbestleşmesi, dövizkurla-
nnda degerlenmelere yol
açarak dış ticaret basanmı-
nı kösteklemiş ve durumu
daha da kötüleştirmiştir.
• 199O'lı yıllarda dolay-
sız yabancı sermaye yatı-
nmlannda gerçekleşen pat-
lama, kısmen şirket birleş-
me ve edinimleri tarafindan
sürüklenmiştir ve bunlann
büyük bölümü ticarete gir-
meyen hizmet sektörlerinde
gerçekleşmiştir. Bu tür ya-
bancı sermaye yatınmlan-
nın bir yandan ithalatı kö-
rûklemesi, biryandan da kâr
transferleri nedeniyle yol
açacağı dış açıklan yeni ser-
maye girişleriyle karşılama
çabası, bir kısnrdöngü oluş-
turacaktır.
• Spekülatif kazançları
arayan likit sennaye, kalkın-
ma finansmanına yaygın bir
istikrarsızlık ögesi sokmus-
tur. Hisse senetlerine dönük
portfoy yatınmlanyla kısa
vadeli krediler 199O'lı yılla-
nn ortalannda 100 milyar
dolara yaklasmıştı, Asya ve
Rusya krizlerinden sonra 15
milyar dolara düşmüştü.
Haksız rekabet görüşülecek• Baştamfı 1. Sayfada
nunda soruşturma açılıp
açılmamasına karar vere-
cek. Soruşturma açılmasına
karar verildiğinde kurul, ge-
rekli görürse 6 aylık sürenin
üzerine 6 aya kadar ek süre
tanıyabiliyor.
Gazetelerin fiyat kınna
yoluyla maliyetin altında sa-
tışlarla rekabeti engelleme
girişimlerinin yasa kapsa-
mında, rekabeti sınırlayıcı
anlaşma, uyumlu eylem ve
kararlar başlığıyla düzenle-
nen 4. madde ya da hâkim
durumunkötüyekullanılma-
sını düzenleyen 6. madde
uyannca incelenebileceği
belirtildi.
Rekabetin Korunması
Haldonda Yasa'ya göre, ya-
saya aykın eyJem, karar, söz-
leşme ya da anlaşma ile re-
kabetin engellenmesi,bozul-
ması, kısıtlanması, beiirli bir
mal ve hizmet piyasasındaki
hâkim durumun kötüye kul-
lanılması durumuna neden
olan kişi ya da kurumlar,
bundan zarar görenlerin her
türlü zarannı tazmin etmek-
le yükümlüler. Rekabet Ku-
rulu Başkanı Müftüoğlu'nun
açıklamasına göre kurul, ga-
zetelerin maliyetin altında
satışlarla rekabeti engelleyi-
ci tutumunu durdurmak üze-
re tedbir karannı her an ala-
büiyor. Kurul, beklenmesi
durumunda ekonomik so-
nuçJannın giderilemeyecek
olduğunu görûrse "tolbir"
karanyla uygulamayı durdu-
rabiliyor.
MTA'nın çalışmaları sürüyor
Deprem kınklan
araştınlıyor
ANKARA / DÜZCE
(Cumhuriyet) - Maden Tet-
kik Arama (MTA) Genel
Müdürü Cengiz Atak, Sis-
mik-1 araştırma gemısinin,
çahşmalannı bundan sonra
Doğu Marmara Denizi 'nâe,
Çınarcık havzasında ve bu
havzayı sınırlayan hatlar
üzerinde sürdüreceğini be-
lirterek çalışmalann 1
Ekim'de sona ereceğini kay-
detti. Türk ve Japon bilim
adamlannın Gölcük'tenbaş-
layarak Gölyaka'ya kadar
uzanan bölgedeki deprem
kınklanm ınceleme çalışma-
lan da sürüyor.
Atak, 1997'degerçekleşti-
rilen proje ile Marmara De-
nizi tabanında yer alan aktif
faylann yerlerinin belirlen-
digini kaydetti. CengizAtak,
geminin depremden sonra
ise Izmit Körfezi'nin taban
topoğrafyasnıı belirlemeye
yönelik ölçümler ve fayın
deniz tabanı ile daha altın-
dakijeolojik birimleri nere-
de kestiğini anlamaya yöne-
lik çalışmalar yapmaya baş-
ladıgını vurguladı.
Atak, araştırma gemisinin
şu sıralarda Dil Burnu ile
Kababurun arasındaki alan-
da, tekrarlanması gereken
birkaçprofıl üzerinde çalış-
tığını bildirdi.
Japon bilim adamianyla
MTA Jeoloji Etütleri Daire-
si Doğal Afet Araştırma Bö-
lümü'nün ortaklaşa başlatn-
ğı çalışmalar kapsammda,
depremin merkez üssü Göl-
cük'ten, Gölyaka ve Düz-
ce'ye doğru uzanan hatta
meydana gelen kınklar üze-
rinde duran bilim adanüan
tiimkınkJan fotoğraflayarak
rapor ediyor. Yaptıklan ça-
lışmanın sadece "deprem kj-
nJdan" üzerine olduğunu
belirten MTA yetkilileri,
depremin merkez üssü Göl-
cük'ten Gölyaka'ya kadar
tüm köylerde meydana ge-
len kınklan incelediklerini
ifade ettiler.
Deprem sonrası Marmara
*Denizsuyunda
isınmayok'
ANKARA (AA)- Deprem
nedenı ile Marmara Denizi
ve Izmit Körfezi'nde denız
suyu sıcaklıklannda herhan-
gi bir artışuı söz konusu ol-
madıfi bildirildi.
TUBİTAK tarafindan
desteklenen araştırma prog-
ramı çerçevesinde, ODTÜ
DenizBilimleri Enstitüsübi-
lim adamlannın, üniversite
araştırma gemisi R/V Bl-
LlM ile 4-7 Eylül tarihlerin-
de Marmara Denizi ve Izmit
Körfezi'nde yürütmüş ol-
duklan çalışmalar tamamla-
narak ilk sonuçlan altndı.
TÜBÎTAK'tan yapılan açık-
lamada, elde edilen ilk so-
nuçlann deniz suyu sıcak-
lıklannın mevsim normalle-
ri suurlan içerisinde olduğu
ve olağandışı herhangi bir
ısınmanın kesinlikle bulun-
madığı bildirildi. Açıklama-
da, "Bir başka deyışle TÜP-
RAŞ yanguu sonucu körfeze
yayılan petrol venîrevleri ne-
deni ile flkgünlenk izlendigi
befirtüen petrol kirtffiği, kö-
fezde mevcut akınü sistemle-
rinin de olumlu erkisi ile Qa-
ve bir petrol kiriiligi yarat-
manuşüT. Körfeze akan pet-
rol vetüre\lerinin denizdibt-
ne çökelmiş olduğu vana>ıl-
maktadır. Ancak bu çökei-
menin körfezde deniz dibin-
de doğal oksijen eksikliği ne-
deni üe zaten olma>an bahk
popülasyonlan üzerinde her-
hangi bir oiumsuz etki bek-
lenmemektodir" tespitine y-
er verildi.
Açıklamada, diğer bulgu-
lardaşöylesıralandı: "Dep-
rem dolayısi)la körfeze sız-
nuş otabilecekzehirfa' madde-
lerin neden olabileceği her-
hangi bir olumsuz dunımla
da karşılaşıunı; degfldir. Do-
ğaJ >apısal özelliği nedeni ile
iki rabakalı olan Marmara
Denizi'nde 25 metre derin-
likteki ara tabakadavarolan
oksijeni az sulann olası ilk
sert ha>ada üst suya ani ka-
nşmasıöniinıuzdcki aylarda
geçici batak ölümlerine yol
açabilecektir."
Cenazesi yarın toprağa verilîyor
OrgeneralBayazıtöldü
Istantml Haber Servisi -
Eski Milli Güvenlik Kurulu
Genel Sekreteri, emekli Or-
general Doğan Bayaat ya-
kalandığı hastalık sonucu
yaşamını yitirdi. Cumhur-
başkanı SöJeyman Demirei
ve Başbakan Bülent Ecevit
Bayazıt'ın ölümü nedeniyle
Bayazıt'ın ailesi ile Genel-
kurmay Başkanı Hüseyin
Krvnkûghı'na birer başsağ-
lığı mesajı gönderdiler.
Beynindeki tümör nede-
niyle 3 hafta önce Amerikan
Hastanesi'nde tedavi altına
alınan Doğan Bayazıt, önce-
ki gece saat 01.10'da öldü.
Bayazıt, yann Levent Ca-
mii'nde öğle namazmın ar-
dından kıunacak cenaze na-
mazından sonra Kanlıca
Mezarlığı'nda toprağa veri-
lecek.
Istanbul'da 1931 yılında
dünyaya gelen Doğan Baya-
zıt. 1953 yılında Kara Harp
Okulu'ndan mezun oldu.
Türk Silahlı Kuvvetleri'njn
(TSK) çeşitli kademelerinde
birlik komutanlığı. karargâh
subaylığı ve Italya'da Afso-
uth Lojistik Daire Ikmal Şu-
be Müdürü olarak görev ya-
pan Bayazıt, 1978"de tuğge-
neralliğe, 1983'tetümgene-
rallige, 1987'dekorgeneral-
liğe, 1991 yılında da orge-
neralliğe yükseldi. Doğan
Bayazıt, Milli Güvenlik Ku-
rulu Genel Sekreterliği göre-
vinden emekli olmustu.
Yer: Ege'nin en büyük market
zincirinin herhangi bir rtoktası
Tarih: 20 Eylül 1999
w
Saat: 13:50 ^
39
Aynı ürünler, aynı kalîte,
I aynı alışveriş...
Çok yakında İstanbul'
L
. İzmir fiyatlarıyla
alışveriş yapmanın
keyfine hazırlamn..
Yer: Istuııbul'un en büyük
market zincirlerinden herhnngi biri
Tnrih: 20 Eylul 1999
Saat: 13:50
^K^rV i • \wmmum
49.875.000