25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21EYLÖL 1999 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE '- Isaıbul PB 24 Sinop PB 21 Adana Edine PB 25 Samsun Kocaeli PB 24 Trabzon Y 21 Mersin Carakkale PB 24 Giresun Izrrv B 28 Ankara Y 22 Diyarbakır PB 31 Y 21 Şanlıurfa PB 31 PB 25 Mardin PB 28 Marisa Aydn B 29 Eskişehir PB 24 Siirt PB 30 Denzli B 30 Konya PB 26 Hakkâri B 29 Sıvas PB 22 Van Zcrguidak PB 21 Antalya A 29 Kars O <pk ! T^tı Parçalı OUutkj Orta Karadeniz kı- yılan, Doğu Kara- deniz ile Doğu Anadolu'nun ku- zey ve doğusu sa- ğanak yağışlı, di- ğer yerler parçalı veazbulutlugeçe- cek. Havasıcaklığı biraz azaiacak. DIS MERKEZLER Oslo PB 15 Berlin Y 23 Moskova PB 13 Helsinki PB 15 Budapeşte Y 22 Stockholm Y~Tî) Madrid Y 24 Londra PB 22 Viyana Y 22 Amsterdam P B ^ I Brüksel PB ırad Y 18 Y 22 Paris Roma Y 24 Bonn Münih PB 21 ~T~22 Atına PB 25 Zürih PB 19 Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tİflİ8 Kahlr» PB PB PB Y PB Y A 30 22 25 26 29 22 31 ^ Çofc bu/utkj Yağmurlu ş«m ****** A 39 Gûfc güfûltülü •« GLJNCELcÜNEYT ARCAYÜREK , • taştarafı 1. Sayfada göneyaptığı hesaplan Cottarelli'ye anlattı. Rjkama 170 milyon dolarektendi, 500 mityona çık- t». Fa<at medyamızın bir kesimi IMF'yi 'rahatsız"etme- . meklçin olacak, rakam artışjna başka bir kılrf uydur- du. O ara Carlo Cottarelli deprem bökjesinde ufak bir turaiı. Bizim zekâ fakiri yalak kimi gazetelere göre; "feta- ketınbüyüklüğünügözleriylegörünce, Cottarelliraka- mı 500 milyon dolara çıkarmıştı!" IMr , Türkiye'nin kara kaşı ve gözü içtn aman daha fazla dolar vereyim telaşındaydı sanki. Birzamanlar keskin Bursa bıçağı gibi solcuydu Baş- bakai Ecevrt. Ama onun sayesinde -Allah bozmaan- Türkr/e'nin IMF ile arasından su sızmıyor. Başbakanlık'a girer çıkarken hükümet sözcülüğü .* görevini layıkıyla yapan Ecevit; son ayaküstü deme- cinde. bir noktanın altını özente çizdi. Hem de taaa VVashington'dan Ecevit'in eylül ayı so- nunda yapacağı Amerıka gezisinin "programını görüş- mek"jzere geldığinı söyteyen Bakan Yardımcısı Mark Grossman'la buluştüktan, Clinton'ın yandım vaadini aJdıktan bir süre sonra... Başbakanımız, "IMF'nin daha fazla yardım yapma- st için ABD yönetiminin destek vereceğine güvenim tamdır" dedi. Işbrtiginde birinci ayak böylece tamamlandı. Cotarelli de boş durmadı. Şu kısa Ankara ziyaretin- . de Türkıye ile ekim ayında imzalanması olası stand- by anlaşması içın koilan sıvadı. llgilı bakanlan ziyaretinde stand-by için Tûrtaye'de 'istikrar 1 aradığını" söylemekten ve Ecevit hükümeti- nin "ömrünü araştırmaktan" gen durmadı. Yönetimdeki keşmekeşin bireyleri rahatsız ettiği bir . sıradaCottarelli'ninhangianlamda istikrar aradığıor- tada. IMF; stand-by'a imza atacak olan hükümetin bir ve- ya iki yıl daha sürüp sürmeyeceğini "yetkili ağızlara" doğrulatmak istiyor. Cottarelli'nin bir konuda rahat olması gerekiyor Bu hükümetin başanlara yeni başanlar katmayaca- ğını bilmelerine karşın, başta medyamız, devletin ön- . de giden büyükleri bu hükümet giderse yerine başka • bir hükümetin gelemeyeceğini biliyor, gelmemesini is- * tiyorlar. Ya şu gerçek... Tek korkuları; Ecevit giderse, ömeğin MHP liderinin " başkanlığında bir hükümetin gelmesi veya Fazilet'li bir ortaklığın kurulması! Muhalefet desen, yok! DYP kendi derdine düşmüş. Fazitet ise ilketerine koşut hergelişmenin yanında. Re- fah gibi kapatılma olasılığıyla dehşet içınde. l Milli matbuatımız "müsfâM3e/Aaz/Wan"bitebileayır- ; dındadeğıl. ._ Cottarelli, ara sıra "ikinci vergi"öen söz ediyor. " Arkasından önünden daha neler gelir, belli değil. Bir zamanlar zamlara pek meraklı olan IMF bu ko- nuda rahat. Ecevit ve bakanlannın zam torbasından zaten elle- ri çıkmıyor. Hükümetin de, tabii IMF'nin de umurunda olmadı- ; ğı yaşamsal gerçek şu: Hak-lş'in açıkladığına göre, "4 kişilik bir ailenin 15 Ağustos-14 Eylül dönemi için sadece mutfakmasra- fı 123 milyon 681 bin 690 71". IMF veAmerika böyle "dost" bir hükümet, değişim- den geçe geçe iç ve dış politikada işbirtiği yapacak Ecevit'ten başka başbakan bulabilir mi? BirAmenka var; ulusal yararlanndan çok, gecegün- düz Türkiye'ye daha ne kadar ve nasıl yardım yapsam drye düşünen! Bir Başbakan var; yaşamı boyunca kafastna, gön- lüne kaadıgı ilketerden vazgeçen! Daha ne ıstersiniz bre gafılleri Yeni enerji üretimigerekli BÜLENTECEVtT ANTALYA - Uluslarara- sı Büyûk Barajlar Komis- yonu'nun (ICOLD) 67'nci Yıllık lcra Konseyi Toplan- tısı Antalya'da başladı. Tûrkiye Barajlar Milli Ko- mitesi (TRCOLD) Başkam Mflmtaz Turfan, tüm su ve kömür rezervleri dikkate alınarak hesaplandığında, Türkiye'nin 124milyarki- lovat/saat olan elektrik ûre- tim potansiyelinin 2020 yı- lından sonra ihtiyaca yet- meyeceği ve bu nedenle ye- ni enerji üretme yollannın da kullanılması gerektiğini söyledi. Turfan,"Her yıl için üave bir Atatfirk Bara- jı'na gerek duyuluyor" de- di. 60 ülkeden 600 kadar de- legenin katıldığı Cam Pira- mit'teki toplantıda, baraj temelieri konusunda yeni teknolojik sistemler tartışı- lacak. TopJantıya davet edilen, barajlara karşı çıkan çevre- ci gruplann da cuma gün- kü oturumda görûşlerini belirtmesi bekleniyor. Toplantıda konuşan Mûmtaz Turfan, ICOLD'- un bir sivil toplum örgütû olarak çahştıgını ve teknık kurallar koyduğunu anım- satarak, Türkiye'nin de 1953 yılında buna üye ol- duğunu vurguladı. Kiiresefleşme gelişmeye engel• Baştamfı 1. Sayfada sini istedi. UNCTAD raporunun ha- zırlanmasına katkıda bulunan Prof. Dr. Korkut Boratav dün raporun açıklandıgı basın toplantısında. ge- li^mekte olan ûlkelere giden özel sermaye akımlannın kalkınmaya katkı yapacak üretken amaçlarla kullanılmadığma dikkat çekerek, Türkiye gibi ülkelerde spekülatif sa- yılan kısa vadeli sermaye hareketle- ri nedeniyle kriz öncesi ve içinde hem yabancı hem de yerii yatınm- cılann dışanya para kaçırdıgını söy- ledi. "Töridye'den çıkan para giren parayı hep aşnuş" dıyen Boratav, sermaye hareketleri üzerine kontrol getirilmemesini eleştirdi. Boratav, sermaye hareketleri üzerinde en faz- la kontrol uygulayan ülke Çin'in 1990'dan sonra en çok yabancı ser- maye çeken ülke olduguna dikkat çekti. UNCTAD'uı yıllık raporunda kûreselleşmenın özellıkle gelişmek- te olan ûlkeler üzerindeki olumsuz etkıleri değerlendirildi. Raporda şu saptama ve değerlendirmelere yer verildi: • Yasadığımız dönemde iki olgu birlıkte gözleniyor: Bir yandan dünya ekonomi- si çok yüksek ve benzersiz bir bütünleşme derecesine ulaşmıştır. Bir yandan da gelişmekte olan ülkeler yoksulluk ve azgelişmişlık sorunlannı gögusleyecek bir büyüme hızına ulaşabil- mek için her zamankinden daha fazla dış kaynağa ge- rek duymaktadırlar. • Doğu Asya'daki finan- sal kargaşanın dolaysız ma- liyeti çok yüksek otaıuştur. Endonezya, Malezya, Fili- pinler ve Tayland'da milli gelir 1998 yılında yüzde 9 gerilemiştir. Gelişmekte olan ülkelerin tümünde 1996 yıiında yüzde 6'yı bu- lan büyüme hızı, 1998'de yüzde 1 8'e, Çin dışarda tu- tulursa yüzde I 'e düsmüş- tür. Bu oranlar son on yıl bo- yunca ilk kez sanayileşmiş ülkelerdeki büyümenin ge- nsindedir. • Gelişmekte olan ülkele- rin sanayi ürünü ihraç fiyat- lan düştü. Asya'run yeni sa- nayileşen ülkelerinin birim ihraç fiyatlan 1998'de yüz- de 4 ile 17 arasında gerile- di. Buna karşılık, sanayileş- miş ülkeler ithal ettikleri ham madde ve sanayi ürün- lerinin kriz nedeniyle ucuz- lamasından kârlı çıktılar. OECDülkeleri 1998'de yal- nızca daha ucuz petrol itha- latı nedeniyle 60 milyar do- lar tasarruf ettiler. Bu rakam aynı ülkelerden gelişmekte olan ûlkelere giden resmi yardunlan aşmaktadır. • Sermaye piyasalannda- ki nitelikli yatırunlara kaç- ma eğilimi, gelişmiş ülkele- rin borsalanna yaramış, bu da tüketim harcamalan ve büyüme hızlannı beslemiş- tir. Asya krizi başladığından bu ya- na ABD'de tüketiciler 400 milyar dolarlık ek harcama yapmışlardır. Bu rakam "Kara Afrflca" nın yıllık gelirinin iki katıdır. • Geçen yılın durgunluğunun 1999'da sürmesi bekleniyor. Küre- sel bir geriletneyi bugüne kadar ön- leyen en etkili engel, ABD'de son üç yıl boyunca yüzde 4 oranmda sürdürülen hızlı büyüme olmuştur. Ancak, bu ülkelerde artmakta olan enflasyonla ilgili endişeler daraltı- cı bir para politikasına yol açarsa. menkul kıymet pıyasalannda daha da geniş boyutlu bir gerileme mey- danagelebilir. Borsalardaki gerile- meler, ekonominin diğer alanlann- da daha büyük boyutlarda yansıya- bilir. Bu da dünya ekonomisindeki canlanma olasılığuu riske atar. • Küresel ekonomide ciddi bir gerileme riski karşısında gelişmek- te olan ülkelerin hareket serbestile- ri suıırlıdır. Dünya ekonomisinde büyümenin teşvik edilmesi görevi sanayileşmiş ûlkelere düşüyor. Ge- rileme riskine karşı ABD, maliye polirikasında hareket serbestisine sahiptir. Hem Japonya hem AB'de büyük boyutlu cari işlem fazlalan vardır ve bunlan yeniden dolasıma sokarak gelişmekte olan ülkelere li- kıdite sağlama olanaklan vardır. En yoksul ülkelerin birikmiş dış borç yüklerini sıfırlayacak yöntemler araştınlmalıdır. • Gelişmekte olan ülkeler, soo yıllarda dünyaekonomisiyle bütün- leşmek için yoğun çaba harcadılar ve bunu çoğıı kez yüksek maliyet- le sürdûrdüler. Ne var ki var olan veya potansiyel rekabet üstünlükle- rinin meyvelerini, gelişmiş ülkeler- de izlenen korumacılık nedeniyle derleyemediler. Tahminlere göre gelişmiş ülkelerin ticarete koyduk- lan engeller. gelişmekte olan ülke- lerin düşük teknolojilı endüstn ürünlerinde 700 milyar dolariık bir ihracat kaybına yol açmaktadır. Bu miktar aynı ülkelere 199O'lı yıl- larda yönelmiş olan tüm yabancı sermaye girişlerinin yıllık ortala- masuu en az dört kez aşmaktadır. • Gelişmekte olan ülkelerde hem ithalat patlamasını azaltmak hem de ihracatı desteklemek için reka- KİCEM Başkam Mümtaz soysal 'DeprenükulkmıyoHar' ANKAR4 (Cumbari>«tBu rosn}-Ka- mu îşietmecıliğini Geliştirme Merkezi Vakfi (KİGEM) Başkanı MümtazSoysaJ, u &2eieştirme.de\1«in küçühiilmesi" slo- ganianyla kamuhizmetinin içeriğinin bo- şaltılmasının, depremi ulusal felaketedö- nûştûrdüğünü bildirdi. Depremden sonra bı'Ie yeni sağ politikalann çözüm olarak öne sürüldüğüne dikkat çeken Soysal, özelleştirme İdaresi Başkanı Uğur Ba- yar'ın depremde devleti iç çamaşın üret- melde suçlamasuıı "saçmalıktan öte suç anırianııdagezinmek"' olarak nıtelendir- di. AKUT gibi sivil toplum örgütlerinin depremdeki işievinin, asıl sorumlulugu unutturamayacağını ve u 20 >TJdır ülk^e satdtnak bteoen düşünceterin destekJeyi- ct» olarak kuflaıulanıayacağınr aniatan Soysal, butür kamuyaranna kurubnuş ör- gütlerin daha etkili hizmet edebiimeleri için dogru dürüst kamu yönetımi gerek- tiğini vurguladı. KİGEM, dün düzenledi- ği toplantıyla, deprem sonrasındaöne sü- riiîen çözümlerdeki temel yanlışüğa dik- kat çekti. KİGEM Başkanı Soysal, dep- remin ulusal felakete dönüşmesiyle top- lumun "dognı dfirfist kamu yönetinüne l k i ^yeddveetJdniğininarttffilınasıgereği- nî" fark ettigini söyledi. Dolefin bu dep- remle degii, kamu hizmetinin ikinci pla- na itilmesi ve içeriğinin boşaltılmasıyla zaten cökertildigini aniatan Soysal şöyte konuştu: "Febıkeöe berkesn kafimna txı cder,saatdbııgöefcınkrotoBiınışgib<$im- dtye kadarid pofitikalan sürdürmek.K»- y p > ee İHştansş. Kamu yönetiminde sağfam dal bırakmamak için. nerede>w tersme phnhmayta, DPT de dahil olmak üzere. üiâeyioasâMrazdaha başıbozuk halege- Mümtaz Soysal, planlama kavramiBdan başlayarak yerlesim. sanayileşme ve konut poiitikası bakımından ciddi kamu yöneti- minm olusturulması gereğınin alnru çizer- ken '"Yeni sağ diye önfimüze veniyıoiş gOM 19. yözyiHıeralinııi en kötâHçBÜyfcso- nufûyor'" dedi Soysal, yapı denetüninin yönetim tara- findan kötüyapıbnasının, özelesıçramaran nedenı olamayacağıni anlatuken, özel si- gorta şirketleriran olabiieceginı, ancak si- gorta pazannı dengelemek, denetim altın- da tubnak ve asgari hizmetleri sağlamak _ için kamu sigorta şirketine gereksinim ol- duğunu belırtti- Soysal, özeUeştirme idaresi Başkanı UğurBayar'ın "d^prenıohırkendevirtffliç canuşınûretimryteuğrasngıw(kvfc<nıkü- çühülmesi' açıkianıalanru. "saçmahktoB ötesuçanırtenndageztamefcdramatJkbir ortamda yakt^kso: bir bicimde suçla flört eönek" olarak nıteieadirdi. Bu açıklama- lan yapan bir Idşiran kamugörevini yürü- temeyeceğine ilişkin KİGEM'in uyan ya- zısırun siyasi parti îiderien ve Bakanlar Kurulu üyelerinin yanı sıra Cumhuriyet Savcıhğı'na da gönderiidiğini açıklayan Soysal, bunun suç duyurusu oimadığını, ancak durumu hukuk adarnJannın takdiri- ne bnaktıklannı söyledi. Soysal. Bayar'la ilgıiı "EJindengefeedq)remideözefleşttre- cekki,ticarişirkrtlerkararverçcekdepre- miabâynldûğfine.AstoKİatHikaınug6re\- fid, depran nedenivie yaşanan bir fcbke- ÛBb«ş»nını)ulanndan r diyekonuştu Ba- yar'm açıklamalannın tersine, deprem ne- deniyleyalraz TÜPRAŞ'ta değil özel sek- tör kuruluslannda da hasariar olduğunu, bunun genel hazırlıksızbş ortaya koydu- ğunu vurgulayan Soysal, ÖlB'nin sorum- luiuğunun tersrne çevnidi|ini, '•fîyafc mûmkün olduğu kadardüşsün di>« kann kunıhışiarımcürûme}<eterketnıe,persond pomibnBa mödahaieeşfevteigönnm'' başladığırtı anlatn. betçi sanayilere gerek vardır. An- cak uluslararası ticaret sisteminde- ki çarpıklıklar gelişmekte olan ül- kelerin aleyhine işlemektedir. Dün- yannı en zengin ülkeleri olgunlas- mış üreticilerini desteklemeye ola- ğanüstü mali kaynaklar ayırmakta- dır. • Ağır aksak büyümekte olan ül- kelere önerilen hızlı liberalleşme- nin yabancı sermayeye, teknolojiye ve dış pazarlara ulaşmayı sağlaya- rak olumlu bir alternatif getireceği vaat ediliyordu. 1980'li yıllardan 199O'lı yıllara geçildiginde geliş- mekte olan ülkelerin ortalama bü- yüme hızlan yüksehniştir ama kar- şılastırma 1970'li ve 1990'h yıllar arasında yapılırsa ortalama büyü- menin iki puan düştüğu, dış ticaret açıklannın ise 3 puan yükseldiği ortaya çıkmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde dış açıklann gelir- den daha hızlı biçimde büyümesi- nın ardında üç neden vardır 1. Hızlı ve ani liberalleşme geliş- mekte olan ülkelerde ithalatın tır- manmasına yol açarken ihracat bu- na ayak uyduramanıışor. 2. 19701i yıllann başm- dan itibaren sanayileşmiş ekonomilerde büyümenin yavaşlaması, gelişmekte olan ülkelerin ticaret açık- lannda yüzde birlik artışa y- ol açmıştır. 3. Dış ticaret hadlerinde- ki gerilemeier gelişmekte olan ülkelerde ihracatın alım gücünü süreklı olarak aşındırmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler, bu koşullar altında dış tica- rette liberalleşme çabalarmı desteklemek umuduyia ya- bancı özel sermaye arayışı- na zorlanmışlardır. Ne var ki, sermaye hareketlerinin serbestleşmesi, dövizkurla- nnda degerlenmelere yol açarak dış ticaret basanmı- nı kösteklemiş ve durumu daha da kötüleştirmiştir. • 199O'lı yıllarda dolay- sız yabancı sermaye yatı- nmlannda gerçekleşen pat- lama, kısmen şirket birleş- me ve edinimleri tarafindan sürüklenmiştir ve bunlann büyük bölümü ticarete gir- meyen hizmet sektörlerinde gerçekleşmiştir. Bu tür ya- bancı sermaye yatınmlan- nın bir yandan ithalatı kö- rûklemesi, biryandan da kâr transferleri nedeniyle yol açacağı dış açıklan yeni ser- maye girişleriyle karşılama çabası, bir kısnrdöngü oluş- turacaktır. • Spekülatif kazançları arayan likit sennaye, kalkın- ma finansmanına yaygın bir istikrarsızlık ögesi sokmus- tur. Hisse senetlerine dönük portfoy yatınmlanyla kısa vadeli krediler 199O'lı yılla- nn ortalannda 100 milyar dolara yaklasmıştı, Asya ve Rusya krizlerinden sonra 15 milyar dolara düşmüştü. Haksız rekabet görüşülecek• Baştamfı 1. Sayfada nunda soruşturma açılıp açılmamasına karar vere- cek. Soruşturma açılmasına karar verildiğinde kurul, ge- rekli görürse 6 aylık sürenin üzerine 6 aya kadar ek süre tanıyabiliyor. Gazetelerin fiyat kınna yoluyla maliyetin altında sa- tışlarla rekabeti engelleme girişimlerinin yasa kapsa- mında, rekabeti sınırlayıcı anlaşma, uyumlu eylem ve kararlar başlığıyla düzenle- nen 4. madde ya da hâkim durumunkötüyekullanılma- sını düzenleyen 6. madde uyannca incelenebileceği belirtildi. Rekabetin Korunması Haldonda Yasa'ya göre, ya- saya aykın eyJem, karar, söz- leşme ya da anlaşma ile re- kabetin engellenmesi,bozul- ması, kısıtlanması, beiirli bir mal ve hizmet piyasasındaki hâkim durumun kötüye kul- lanılması durumuna neden olan kişi ya da kurumlar, bundan zarar görenlerin her türlü zarannı tazmin etmek- le yükümlüler. Rekabet Ku- rulu Başkanı Müftüoğlu'nun açıklamasına göre kurul, ga- zetelerin maliyetin altında satışlarla rekabeti engelleyi- ci tutumunu durdurmak üze- re tedbir karannı her an ala- büiyor. Kurul, beklenmesi durumunda ekonomik so- nuçJannın giderilemeyecek olduğunu görûrse "tolbir" karanyla uygulamayı durdu- rabiliyor. MTA'nın çalışmaları sürüyor Deprem kınklan araştınlıyor ANKARA / DÜZCE (Cumhuriyet) - Maden Tet- kik Arama (MTA) Genel Müdürü Cengiz Atak, Sis- mik-1 araştırma gemısinin, çahşmalannı bundan sonra Doğu Marmara Denizi 'nâe, Çınarcık havzasında ve bu havzayı sınırlayan hatlar üzerinde sürdüreceğini be- lirterek çalışmalann 1 Ekim'de sona ereceğini kay- detti. Türk ve Japon bilim adamlannın Gölcük'tenbaş- layarak Gölyaka'ya kadar uzanan bölgedeki deprem kınklanm ınceleme çalışma- lan da sürüyor. Atak, 1997'degerçekleşti- rilen proje ile Marmara De- nizi tabanında yer alan aktif faylann yerlerinin belirlen- digini kaydetti. CengizAtak, geminin depremden sonra ise Izmit Körfezi'nin taban topoğrafyasnıı belirlemeye yönelik ölçümler ve fayın deniz tabanı ile daha altın- dakijeolojik birimleri nere- de kestiğini anlamaya yöne- lik çalışmalar yapmaya baş- ladıgını vurguladı. Atak, araştırma gemisinin şu sıralarda Dil Burnu ile Kababurun arasındaki alan- da, tekrarlanması gereken birkaçprofıl üzerinde çalış- tığını bildirdi. Japon bilim adamianyla MTA Jeoloji Etütleri Daire- si Doğal Afet Araştırma Bö- lümü'nün ortaklaşa başlatn- ğı çalışmalar kapsammda, depremin merkez üssü Göl- cük'ten, Gölyaka ve Düz- ce'ye doğru uzanan hatta meydana gelen kınklar üze- rinde duran bilim adanüan tiimkınkJan fotoğraflayarak rapor ediyor. Yaptıklan ça- lışmanın sadece "deprem kj- nJdan" üzerine olduğunu belirten MTA yetkilileri, depremin merkez üssü Göl- cük'ten Gölyaka'ya kadar tüm köylerde meydana ge- len kınklan incelediklerini ifade ettiler. Deprem sonrası Marmara *Denizsuyunda isınmayok' ANKARA (AA)- Deprem nedenı ile Marmara Denizi ve Izmit Körfezi'nde denız suyu sıcaklıklannda herhan- gi bir artışuı söz konusu ol- madıfi bildirildi. TUBİTAK tarafindan desteklenen araştırma prog- ramı çerçevesinde, ODTÜ DenizBilimleri Enstitüsübi- lim adamlannın, üniversite araştırma gemisi R/V Bl- LlM ile 4-7 Eylül tarihlerin- de Marmara Denizi ve Izmit Körfezi'nde yürütmüş ol- duklan çalışmalar tamamla- narak ilk sonuçlan altndı. TÜBÎTAK'tan yapılan açık- lamada, elde edilen ilk so- nuçlann deniz suyu sıcak- lıklannın mevsim normalle- ri suurlan içerisinde olduğu ve olağandışı herhangi bir ısınmanın kesinlikle bulun- madığı bildirildi. Açıklama- da, "Bir başka deyışle TÜP- RAŞ yanguu sonucu körfeze yayılan petrol venîrevleri ne- deni ile flkgünlenk izlendigi befirtüen petrol kirtffiği, kö- fezde mevcut akınü sistemle- rinin de olumlu erkisi ile Qa- ve bir petrol kiriiligi yarat- manuşüT. Körfeze akan pet- rol vetüre\lerinin denizdibt- ne çökelmiş olduğu vana>ıl- maktadır. Ancak bu çökei- menin körfezde deniz dibin- de doğal oksijen eksikliği ne- deni üe zaten olma>an bahk popülasyonlan üzerinde her- hangi bir oiumsuz etki bek- lenmemektodir" tespitine y- er verildi. Açıklamada, diğer bulgu- lardaşöylesıralandı: "Dep- rem dolayısi)la körfeze sız- nuş otabilecekzehirfa' madde- lerin neden olabileceği her- hangi bir olumsuz dunımla da karşılaşıunı; degfldir. Do- ğaJ >apısal özelliği nedeni ile iki rabakalı olan Marmara Denizi'nde 25 metre derin- likteki ara tabakadavarolan oksijeni az sulann olası ilk sert ha>ada üst suya ani ka- nşmasıöniinıuzdcki aylarda geçici batak ölümlerine yol açabilecektir." Cenazesi yarın toprağa verilîyor OrgeneralBayazıtöldü Istantml Haber Servisi - Eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri, emekli Or- general Doğan Bayaat ya- kalandığı hastalık sonucu yaşamını yitirdi. Cumhur- başkanı SöJeyman Demirei ve Başbakan Bülent Ecevit Bayazıt'ın ölümü nedeniyle Bayazıt'ın ailesi ile Genel- kurmay Başkanı Hüseyin Krvnkûghı'na birer başsağ- lığı mesajı gönderdiler. Beynindeki tümör nede- niyle 3 hafta önce Amerikan Hastanesi'nde tedavi altına alınan Doğan Bayazıt, önce- ki gece saat 01.10'da öldü. Bayazıt, yann Levent Ca- mii'nde öğle namazmın ar- dından kıunacak cenaze na- mazından sonra Kanlıca Mezarlığı'nda toprağa veri- lecek. Istanbul'da 1931 yılında dünyaya gelen Doğan Baya- zıt. 1953 yılında Kara Harp Okulu'ndan mezun oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri'njn (TSK) çeşitli kademelerinde birlik komutanlığı. karargâh subaylığı ve Italya'da Afso- uth Lojistik Daire Ikmal Şu- be Müdürü olarak görev ya- pan Bayazıt, 1978"de tuğge- neralliğe, 1983'tetümgene- rallige, 1987'dekorgeneral- liğe, 1991 yılında da orge- neralliğe yükseldi. Doğan Bayazıt, Milli Güvenlik Ku- rulu Genel Sekreterliği göre- vinden emekli olmustu. Yer: Ege'nin en büyük market zincirinin herhangi bir rtoktası Tarih: 20 Eylül 1999 w Saat: 13:50 ^ 39 Aynı ürünler, aynı kalîte, I aynı alışveriş... Çok yakında İstanbul' L . İzmir fiyatlarıyla alışveriş yapmanın keyfine hazırlamn.. Yer: Istuııbul'un en büyük market zincirlerinden herhnngi biri Tnrih: 20 Eylul 1999 Saat: 13:50 ^K^rV i • \wmmum 49.875.000
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle