Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1S-YLÜL 1999 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERÎN DEVAMI
TURKİYE
Istasbul
Eche
Koaeli
Çarakkale
Izrr
Marsa
Ayan
Denzli
PB
PB
PB
PB
A
A
A
A
23
25
22
23
26
27
30
26
Zorguldak PB 21 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
PB
Y
Y
Y
PB
PB
Y
Y
20
20
21
21
20
20
21
18
PB 27 Kars
Adana
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
PB
Y
Y
Y
PB
PB
PB
PB
27
27
26
25
25
27
24
21
Ot* f*^ Parçalı buluBu
Yurdun doğu kesımteri
parçalı çok bukıtlu, Do-
ğu Akdeniz, iç Anado-
(u'nun doğusu, Orta ve
Doğu Karadenız. Doğu
Anadolu'nun kuzey ve
batısı ıle Güneydoğu
Anadolu'nun batısı sa-
ğanakyağışlı.dığeryec-
ler az bulutiu geçecek
Hava acaklığı yağış alan
yerlerde azalacak, diğer
yerierde bvaz artacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
PB
PB
Y
Y
PB
PB
15
15
20
24
25
26
27
23
Münih PB 24 Zürih
Beriin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sorya
Roma
Atina
PB
PB
PB
PB
PB
PB
Y
PB
25
26
25
26
25
22
26
28
Y 28 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Y
PB
PB
PB
Y
Y
Y
A
13
37
24
34
26
30
21
34
A 31
k
Çk* bulutlü Yağmurtu
gs»py
Kartı • Gökgürüttülü
GUNCELcÖEYT ARCAYÜREK
H laştarafı 1. Sayfada
dar.
Bîşbakan Ecevrt, 26 Eylül'de ABD'ye gidiyor. 28
Eylü'de Beyaz Saray'da Başkan Clinton'la görti-
şecek ve biriikte yemek yiyecek.
Partisi koalisyona ortak, ama kimi mazeretler
önesürerek hükümette görev almayan Genel Baş-
kan Mesut Yılmaz, bugüne kadar ikinci bir baş-
bakan gibi davrandı.
Ecevit'ten önce, 6 Eylül günü ABD'ye uçtu. Ga-
zeteciler, Mesut Yılmaz'ın Amerika gezisinin ama-
cını sordular Başbakan'a.
Ecevit, gelişmelere ters düşen bir yanıt verdi:
"Ğzel".
Oysa, adamın maşallahı var. Turp gibi. Kalpten
rahatsız olsa Özal gibi doğru Houston'a. Ama ha-
yır. Oyleyse ne olabilir "özel gezinin'' amacı?
Oğlu Yavuz Amerika'da eğitim görüyor. Onu zi-
yareî.
Ana ne ziyaret? 6 Eylül'de başlayıp 16 Eylül'de
sona erecek olan on günlük bir ziyaret.
Başbakan'ın özel diye nitelediği geziyi Mesut
Yılmaz, başka türden özelliklerle anlatıyor:
"VVashington 'da Beyaz Saray, Dışişleh ve Ener-
ji bakanlıkları yetkilileriyle görüştüğünü" söylüyor.
Başbakan'ın; Kıbrıs, AB, Kuzey Irak'taki Kürt so-
runu, Bakû-Ceyhan, Türkmen gazı, trans Kafkas-
ya hattı ve... evet ve..
Amerika'nın Türkiye'deki enerji yatırımları ile
deprem, IMF kredilerini konuşmaya hazırtandığı
sırada:
Mesut Yılmaz gibi hiçbir sorumluluğu bulunma-
yan, sadece Ecevit'e "ortak ve dost birsiyasetçi"
özelliği olan kişinin, Başbakan'ın ele alacağı konu-
ları daha önce ABD'li yetkililerle görüşmesini il-
ginç bulmuyor musunuz?
atv'nin Washington muhabiri Savaş Süzal, özel
gezinin kapsamını genişletiyor. "Yılmaz'ın bura-
daki Türk Büyükeiçiliği mensuplannı devre dışı bı-
rakarak bazı özel lobi gruplanyla temaslarda bu-
lunması da dikkat çekici" diyor.
Oncü heyetin yeni rotası
Başka bir olasılık daha çıkıyor ortaya:
Clinton'ın Hazar havzası özel temsilcisi John
Wolf, gelecek hafta Rusya'ya gidiyormuş. AA'nın
VVashington muhabirine Mesut Yılmaz, "Rusya'da
VVolfile görüşeceğini" söylemiş.
Haber doğruysa, demek ki Yılmaz, Rusya'ya da
"özel bir gezi" yapacak! Otel lobisinde rastladığı
John Wolf ıle uzun bir söyleşi olanağı bulacak.
Bilıyorsunuz; Ruslar Başbakan Ecevit'i Mosko-
va'ya çağırdılar.
Yılmaz'ın "özel" gezisi gerçekteşirse, Ecevit'in
"resmi" gezisi de gerçekleşecek demektir.
"Devletin işine akıl ermez" derler ya. Işte görü-
yorsunuz bu deyim gerçekleşiyor. Şu kurnazlığa,
şu ince diplomasiye bakın: Başbakan'ın gezisin-
den önce ABD'yi sınamak için öncü heyetler gön-
deriliyor.
Amerika'nın düşüncelerini keşfediyor hükümet.
Hatta Türkiye'nin belirti konularda vazgeçemeye-
ceği (örneğin Kıbns gibi) politikalan "Mesut Yılmaz
öncü heyeti" Amerikalılar'a duyuruyor.
Ama bir nokta var ki, Ecevit'in hakkını Ecevit'e
vermek ve Başbakan'ı kutlamak gerekiyor.
Kısa uzun gezi demeden Cumhurbaşkanı'nın
uyguladığı "bedavacılığı" Başbakan kaldırdı.
Cumhurbaşkanı, yurtdışına gider ve gelirken üç
paragraflık demeçlerinin ilgi çekmesi için belirli ga-
zetecilerin uçak. beş yıldızlı otel masraflarını dev-
lete ödetiyor.
Masraflan karşılayan gazeteci Ecevit'in özel uça-
ğı ile ABD'ye uçacak.
Kimilerine göre, belki yakışık almayacak bir so-
ru gelir akla:
Yılmaz özel uçakla gittiyse ABD'ye, masrafı kim-
den çıktı acaba?
Devletten mi, partiden mi?
ena firsah kaçırmadıMETtNGÜR
AJmanya ve Avrupa'da faaliyet gös-
teren Tüıiciye kökenli şeriatçı öıgûtler,
Marmara Bölgesi'nde yaşanan depre-
min acısını, çağdışı görüşlerinin gelece-
ği için bütün olanaklanyla kullanıyor-
lar. Bunlar, belirli aralıklarla, Türki-
ye'nin yurtdışındaki elçiliklerinden ve
konsolosluklardan, devletin tayin ettiği
din görevlilerinin bazılanndan da 'dep-
remeyardım' kılıfi adı altında faydalan-
maya çalışıyor; onlann hoşgörûsünü,
ya da yıkıcı propagandalanna gözyum-
malannı sağlayabiliyorlar.
tnsanhğı yasa boğan 17 Ağustos dep-
reminden bu yana başta Almanya ol-
mak üzere Avrupa'nm birçok kentinde,
Türkiye'ye, Kuran'a dayalı bir sistemin
getirilmesi için çalışan ve bu amaçla
binlerce camiyi, mescidi araç olarak
kullanan irili ufaklı 15 Islamcı akım.
saflanna insan kazanmaya yönelik ey-
lemlerine devam ediyorlar, duygu sö-
mürüsü yaparak senetsiz sepetsiz para
toplamalannı sürdürüyorlar.
Paralar nereye gidiyor?
En önemlisi, depremi kullanarak
"Yardım etcennetteyerin olsun!", "Acı-
yı paylaşryoruz", "Müshunan aksiyon-
cu olmab", "Cihat yolunda nefes, za-
man, maL, gerekirse can verebilmeüyiz"
gibi hocalann telkin edici sözleriyle
toplanan yüz binlerce markın nereye
gittiği, kime verildiği, ne için verildiği
bilinmiyor. Sadece yardım edildiği söy-
leniyor. Her akım bunu, şeriat yolunda
çalışmasının bir parçası olarak gördü-
gü, bu yüzden kendi çizgisine yakın ola-
na ya da safına çekebileceği kimselere
yardım etmeyi amaçladığından, kimse-
ye hesap vermemek için toplanan para-
îann gizli tutuldugu belirtiliyor.
Avrupa'da Islamcı kuruluşlar arasın-
da deprem acısi üzerine en çok şov ya-
pan, en çok para toplayan lslam Toplu-
mu Milli Görüş (IGMG). Toplanan yar-
dımlann lGMG'nin Köln'deki merke-
zine gçnderilmesi isteniyor.
Bilgl verllmlyor
İGMG ve Uluslararası tnsani Yardım
Teşkilatı (IHH) ortaklaşa para toplama
kampanyalannı sürdûrürlerken, şimdi-
ye kadar ne kadar para topladıklannı
açıklamıyorlar, cami cemaatlerine bil-
gi vermiyorlar. Nasıl yardım yapılaca-
gı konusunda verilen bilgide "Gönüflü
kunıluşlaria irtibata geçeiim. IHH ve
Milli Gençlik Vakfi (MGV) ve diğerle-
ri" deniliyor. Parasal yardımlardan bi-
rinci derece sorumlu Erbakan'ın yeğe-
ni olan lGMG'nin Genel Sekreteri
Mehmet Sabri Erbakan.
Aynı zamanda, merkezi Frankfurt'ta
bulunan ve Mısır Müsiüman Kardeşler
Örgütü'ne bağlı olan Müsiüman Öğ-
renciler Birliği'nin yönetim kurulu üye-
si Mehmet Sabri Erbakan, 18 Ağustos
tarihli Milli Gazete'nin Avrupa baskı-
sındaki depremle ilgili açıklamasmda,
tGMG'nin zekât fonundan deprem böl-
gesine, kime verildiği konusunda bilgi
verilmeden, 200 bin mark yardım yap-
tığını belirtiyor, "Tüm teşkilaüanmu-
da, özellikle camilermizde yardım ko-
miteleri kurulacak ve toplanacak bağış-
lar acilen genel merkezbnize ulaşünU-
cak" diyor. lGMG'nin zekât fonunda
200 bin markın oluşunun böylece orta-
ya çıkması Milli Görüş'e yıllarca hiz-
met etmiş hocalann tepkisine neden ol-
du.
Milli Görüş eski yöneticilerinden ve
eski müftülerden bir din görevlisi, mer-
keze muhalif olan bir grup hoca adına
gazetemize yaptığı açıklamada genel
merkez yöneticilerinin cemaati hiçe
saydığını belirterek şöyle diyor: "Ra-
mazan geçeü seidz a\ oMu. thtiyaç sahip-
lerinin hakkı olan 200 bin markı ne hak-
la şündhe kadar tutuyorlar? Demek ki
bu parayı faize yatırdılar. Şimdhe kadar
yardım adı altında topladıklan parala-
n işte bep böyle kendi hesaplannda tut-
tular."
Eski müftü, Milli Görüş teşkilatlan-
nı, politik yaşamındaki çizdiği zikzak-
larla şaşırtan, takıyye yapmakla tabanı
kendisine bağlayan Necmettın Erbakan
olduğunu söyleyerek, onun Temel Esas-
lar ve Cihat adlı teşkilat içi eğitim not-
lanndan şu alıntıyı venyor:
"Bizim meselemiz bizden olmayanı
davettir. Biz bizden olmayanın evine gi-
decegiz. Her zamankinden daha müsa-
it bir ortanı içindeyiz. Cenabı Hak'kın
lütfu ile şartiar lehimize dönüşmüştür.
Kendi kendimize Islamı yaşamak bir şe-
ye yaramaz. Kuran nizamını topyekûn
yaşamak gerekir. Kendimize göre değil,
karşunızdaki insana göre konuşacağız.
Konuşmalanmıza dikkat edeceğiz. On-
cemannkholacağız, "Arkadaş. Milli Gö-
riişçü olmaktan başka çare yok
1
dhj'ece-
ğiz. Böyie inanabilmeli." Eski müftü, lG-
MG'nin deprem olayında, Erbakan'ın
bu temel anlayışı doğrultusundaki ya-
naşımını gösterdiğini vurguluyor.
Alman maliyesinin ve Berlin'de bu-
lunan Federal Kredi Kontrol Dairesi'nin
yakından takip ettiği, işlemlerini ince-
İemeye aldığı Jet-Pa da depremden çı-
kar sağlama peşinde. Türkiye, Zaman,
Sabah ve Milli Gazete'nin aynı anda
Türkiye Avrupa baskılannda günlerdir
yayımlanan büyük boy reklamlarda
duygu sömürüsü içerikli cümleler kul-
lanılıyor ve Jet-Pa. "3 bin aileye toplam
3 trilyon liralık yardım yapmayı kendi-
ne göre\' saynuşür" deniliyor. Bu konu-
da Frankiurt Barosu avukatlanndan Ab-
durrahman Ülger, gazetemize yaptığı
açıklamada bunun tamamen para topla-
maya yöneük bir rekJam olduğunu söy-
leyerek "Depremden yararlanıp Al-
manya ve Avrupa"daki insanlardan pa-
ra topiamaya devam edecekler. Reklam-
larında, sanki depremzedeler için bü-
yük miktarda para yatmnışlar gibi bir
izienim venneye çabşıyorlar. Reklamda
yer alan 'Depremzede Yardım Talep
Formu' ise balık a\lamak için aolmış bir
ofta. O koşuilar altında onu kimse gaze-
teden kesip yollamaz" dedi. Jet-Pa da
çalışanlann. "Bir araba süsleyip 'adını
siz koyun' diye ilan veriyonız, paralar
yagıyor. Sergen'üı resimlerini çektirip
yayımlıyoruz, ilanlara yaordığunız pa-
ralann birkaç mistinj kazanıyoruz" de-
dikleri belirtiliyor. Son aylarda Jet-
Pa'nın Frankfurt merkezi tarafından
"kâr ortakuğı' adıyla toplanan paranın
giderek azaldığı söylentileri yaygın. Bu
nedenle merkez büroda çalışan 4 kişi-
nin işine son verildiği belirtiliyor.
Kaplancılar'dan tehdlt
Türkiye'de bir şeriat devleti kurmak
amacıyla, Anadolu Federe lslam Dev-
leti adıyla Köln'de eylemlerini sürdüren
Kaplancılar, yayınlannda 'Hilafet Dev-
leti' olarak depremzedelere yardımlan-
nın sürdüğünü, camilerde para topla-
dıklannı açıklıyorlar, depremle ilgili şu
değerlendirmeyi yapıyorlar: "Hiç kim-
se Allah kadar merhametB değildir. O,
acı çeken insanlara sanki acunıyor mu?
Hatta .Allah acımasımn bir geregi olarak
onlara bu tokadı, Allah 'ın tslamdaki şe-
riadn yaşam şekH olan nizanuna dön-
sünlerdiye atnuştır. Hem sonra AUah bu
tokadı,kendileri uyanldığı halde bu uya-
nlara kulak asmayan Türkiye'nin bir
kısmına atmıştır. Eğer adına 'Müsiü-
man' denen 70 müyonluk Türk milleti
bu depremden bir ders aüp kötülükle-
rin en körüsü olan zaüm Kemalist reji-
mive bekçilerini bırakıp Allah 'ın gerçek
dini olan İslam Şeriat'ına dönmezlerse
bundan çokdaha büyük bir deprem on-
lan kuşatacakür." Almanya Federal
Yüksek Mahkemesı tarafindan terör ör-
gütünün yöneticisi olma gerekçesiyle
tutuklanan ve 24 Mart 1996'dan ben ce-
zaevinde olan sözde halife Metin Kap-
lan "Anadolu insanına tebtiğ" adıyla
yaptığı açıklamada, Islamın hem din
hem devlet hem ibadet ve hem de siya-
set olduğunu belirterek insanlan şeriat
için mücadeleye çağınyor.
Kaplan şöyle diyor:
H
Ey Anadolu in-
sanı, kritik bir noktadasın. Bu deprem
felaketini muttaka degerJendirmeü, ken-
dini hesaba cekmelisin. Bu felaketten ab-
nacak çok ibretler ve dersler \~anhr. Bu
küçiik bir felaket değüdir. C'enab-ı Hak
tarafindan bu bir ikazdır, bir uyannadır,
dünyadaki küçük bir cezadır. İşte senin
önünde iki seçenek >ar: Ya hilafet, ya
put düzeni."
IMF heyeti
deprem bölgesindeKOCAELİ(AA)- Depremin ardından
Türkiye'ye gelen ve Kocaeli bölgesinde
incelemelerde bulunan Uluslararası Para
Fonu (IMF) Türkiye Masası Şefi Cark»
CotereUi, acil yardım fonunu
yükseltebileceklerini bildirdi.
Kocaeli Valisi Memduh Oğuz'u ziyaret
eden Carlo Coterelli, burada yaptığı
açıklamada, IMF'nin böyle felaketlerde
kullanılmak üzere hazır tuttuğu Acil
Yardım Fonu'nun. bölgenın durumu göz
önüne alınarak yükseltilebileceğini
kaydetti. îzmit ve çevresindeki
incelemelerini sürdürdüklerini ifade eden
Coterelli şöyle konuştu:
"Ben de, depremin en çok yaşandığı
ülketerin başmüa gelen ttalya'da yaşıyorum.
Bu nedenle depremi yakradan tanıdığım
için, acınızm ne kadar büyük olduğunu
tahmin edebiliyorum. IMF olarak,
bötgedeki çahşmalanmızı büyük bir
titizlikie sürdürüyoruz. Raporiar
tamamlandığı zaman kararunızı vereceğiz.
Acil Yardım Fonu çerçevesinde, deprem
bölgesine yapacağımız yardımlarda limiti
artürabiliriz. Sanıyorum hafta sonuna
kadar Türkiye'de kalacağız ve geri
döndükten sonra yardımın en kısa zamanda
deprem bölgesine aktanlacağuu
umuyonım."
'Ekonomik büvüme etküenmez'
Depremin iktisadi büyümeye engel
olmadığını, büyümenin, yıkılan binalann
yerine yenisinin yapılması ve hayatın
normale dönmesiyle hızlanacağun da
anlatan Coterelli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yapüacak yardımın yanı sıra iktisadi
büyümeye de çok önem \ eriyoruz, Bu yolda
luzla UerleyebUmeniz için her türlü katkıya
hazınz. Çünkü, hepinizin acısına yakından
ortak oldum ve bö^gede gördûğüm
manzaralar beni bir hayli etkikdL
İnanryonım ki, Türkiye en kısa
zamanda bu zorluklan aşarak normale
dönecektir."
Başbakan Ecevit: Eğitim riskli
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Bülent Ecetit deprem bölgesinde öğretimin ne
zaman başlayacağı konusunda şimdilik bir tarih
verilmesinin mümkün olmadığını belirterek "Şu
sırada okullann açılmasının göze alınamayacak
bir risk olduğu anlaşıldı" dedi. Milli Eğitim Ba-
kanı Metin Bostancıoğlu da önceki gün meydana
eelen depremde hiçbir okulun yıkılmadığuu söy-
ledı.
Deprem bölgesinde öğretimin ne zaman başla-
tılacağına iüşkin belirsizlik devam ediyor. Başba-
kan Ecevit,"Deprem olasılıklanyla ilgili inceleme-
ler yapılnor. Fakat şu sırada okullann açılmasının
göze alınamay acak bir risk olduğu anlaşıldı. Zan-
nediyorum kamuoyunda da kabul gördü. Zaman
içinde fazla gecikmeksizin bunun ne zaman sona
erdirilebileceği belli olur" dedi.
Deprem sonrasında cep telefonlannın kililtlen-
mesi ile ilgili sorulan da yanıtlayan Ecevit, firma-
larla ilgili iddialann inceleneceğini söyledi. Ece-
vit, "bgili firmalann iddiası, çok telefon konuşma-
sı yapıklıgı için ükanma olacağı yolunda. Bunu in-
celeyeceğjz" diye konuştu.
Bostancıoğlu da deprem bölgesinde 13 Eylül'de
açılan okullann artçı deprem nedeniyle aynı gün
kapanması konusunda kendisine yöneltilen eleş-
tirilere tepki gösterdi. Okullann Kandilli Rasatha-
nesi, eğitimciler ve psikologlann görüşlerinin alı-
narak açıldığını kaydeden Bostancıoğlu, "Dünkü
depremde hiçbir okulumuzda panik. yaralanma
meydana gelmemiştir'' dedi.
Bostancıoğlu deprem bölgesindeki kentlerde
okullann geçici süreyle kapatılmasının, okullann
dayanıkh olup olmasıyla ilgili olmadığını kayde-
derek "Bu ertelemenin amacı, öğrenci, öğretmen
ve velilerimizin psikolojik yönden rahadamalan-
nı sağlamaktır" dedi. Önceki günkü depremde
deprem tatbikatlannın da yardımıyla öğrencilerin
soğukkanlılıkla bahçeye çıkanldığını söyleyen
Bostancıoğlu, öğrencilerin deprem bılıncı kazan-
dığını kaydederek "Eğm'min deprem bölgesinde
baslamamast, orada yasayan öğrencüere telafisi
mümkün ounayan zarariar verecektir" dedi. Me-
tin Bostancıoğlu. en güvenli yerlerin eğitim bina-
lan olduğunu v urgulayarak "Hiçbir çocuğu riske
atmam. Benim 2 çocuğutn vardı, şimdi 13 milyon
oMu. Hiçkimse çocuğunu feda etmez" diye konuş-
tu. Bostancıoğlu, Karamürsel 4 Temmuz Ilköğre-
tim Okulu'nda yakalandığı depremde "bahçeye
kaçöğT yönündeki iddialann da doğru olmadığını
öne sürdü.
Ihaleler telefonla bildirildi
M Baştarafi 1. Sayfada
söyledi.
Tiryaki İnşaat'ın ortağı Şahin
Tiryaki. ihalenin, ağabeyinın il
başkanı olması sıfatıyla değil, ya-
pılan binalann sağlam olmasın-
dan ötürü \erilmiş olabileceğini,
herhangi bir davet almadıklannı
belirterek "Buradaneldeedecegi-
miz parayı herhangi bir hayır ku-
rurruna bağışlayabiiiriz veya iha-
leden çekUiriz" dedi.
Yılova \alisi'nin oğlu, Burak
Özgöl'ün inşaat firmasında,şan-
tiveşefi olarak çalıştığı ve ANAP
II \önetim Kurul üyesi Niyazi
Aktemir'e aıt Akdemir Inşat'ın
sahbi Niyazi Akdemir de geçen
yıl :endile:ine Yalova Otelcilik
ve "unzm ve Otelcilik Meslek
Lisei ve ötretmen evi inşaatının
ihabsînı alJığını, yaptığı işlerin
güvenceli olduğu gerekçesiyle,
Milli Eğitim Müdürlüğü tarafin-
dan kendisine verilmiş olacağını,
kendisinin de bu ihaleden daha
sonra haberdarolduğunu söyledi.
Okuyan: Haberim yok
Dün Yalova Kriz Merkezi 'nde
bir toplantı gerçekleştiren, kriz
merkezi sorumlusu Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Yalova
Milletvekili Yaşar Okuyan, yapı-
lan ihalelerden kendisinin haber-
dar olmadığını, basında yer alan
haberlerin ise spekülasyon niteli-
ği taşıdığını, toplam ihale önke-
şif bedelinin 240 milyar olduğu-
nu söyledi.
'İhale geçersiz'
Eğitim-Sen Yalova Temsilcili-
ği yaptığı açıklamada, Milli Eği-
tim bünyesindeki okullann ona-
nm ve tadilat işlerinin Yalova'da-
ki siyasilere, yakınlanna ve bü-
rakratlara verilmemesi gerektiği-
ni, yapılan ihalenin geçersiz sa-
yılması gerektiğini söyledi.
TMMOB Yalova Temsilcisi
Hannan Öngü, odalanna kayıtlı
bazı üyelerinin siyasilerle yakın
ilişkide olduklannı ve suç ortağı
konumunda olduklanndan kenti
terk ettiklerini ve bu kişilerin üye-
liklerinin gözden geçireceklerini,
Milii Eğitim'in ihalesini alan mü-
teahhitlerin büyük bir bölümü-
nün de inşaat mühendisi oldukla-
nnı, böylesi bir felakette dahi rant
peşinde koştuklannı belirterek
"Bu kişileri kmıyoruz, ihaleleri
bir an önce ertelenmeli ve siyasi
partilerte ilişkide olan müteahhit-
tere ihale verilmemeli" dedi.
Yunan uçağı
kaza geçirdi
• Baştarafi 1. Sayfada
na katılmak üzere bu ülkeye giden Yunan he-
yetini taşıyan "Fafcon" tipi jet hava boşlu-
ğuna düştü. 25 bin fitten 3 bin fite düştüğü
öğrenilen uçakta, Yunanistan Dışişleri Bakan
Yardımcısı Yannis Kranidiotis öldü.
Ölü sayısmın 6 olduğunu bildiren Yunan
televizyonlan, ölenlerin arasında Kranidi-
otis'in Ingiltere'de eğitim gören 19 yaşında-
ki oğlu, iki gazeteci ve bir uçuş görevlisinin
de bulunduğunu duyurdu.
Yunan televizyonlan, içinde 13 kişinin bu-
lunduğu uçağın kazanın ardından Bükreş
Havaalanı'na iniş yaptığını bildirdi.
Uçak kazasından yaralı kurtulanlar arasın-
da Kranidiotis'in kansı ve sekreterinin yanı
sıra iki pilot, bir hostes ve Vradini gazetesi
ile Yunan devlet televizyonu ERT l'in bir
muhabirinin de bulunduğu öğrenildi.
ABD
9
ye Kıbns eleştirisi
• Baştarafi 1. Sayfada
settoptonnsı: Arairk 1997 karannın Türk toplumun-
da ciddi tepki yarattığını, Türkiye'ye yapılan aynm-
cılığın kabul edilmediğini belirttim. Aramızdaki
psikoloj ik ortamın iyiye gittiğini ve bundan etkilen-
diğimi de söyledim. Elbette Türkiye'nin de bütün
adaylara sunulan hazırlık sürecine başlayacağını
söyledim. Ama bunlardan büyük sonuçlarçıkarmı-
yorum. Bizim ıstediğimız gibi bir sonuç gelecek
demiyorum, ama iyi bir gelişme olabileceğini gör-
mekteyim.
tsveç ve Danimarka: Özel koşuilar öne sürdük-
leri izlenimini almadım. Ama bu onlann böyle ni-
yetleri olmadığını göstermez. Onlardan bize gelen
resmı bır çekınce yok. Bizim söylediğimiz, AB,
Türkiye'ye ne kadar yararlı olacaksa, Türkiye'nin
de AB'ye yararlı olacağıdır. Isveç ve Danimar-
ka'ya kasım ayı sonunda gideceğim.
Yol haritası: Özel olarak da, resmi olarak da "Si-
zi aday kabul edeceğiz, bir yıl sonra durumu göz-
den geçireceğiz'' diye bir açıklama yapılmadı bize.
Ama ben basında okuyunca o
konuyu gündeme getirdim
Brüksel'de. AB'nin resmi li-
sanında olan "screening pro-
cess - hazuiık süred"dir. Yol
haritası günlük kullanımda
kullanılan bir söz. Elbette a-
day olduktan sonra bu sürecin
gerekleri yerine getirilecektir.
Bu tür şeyler umanm ileride
çıkmaz. Bugüne kadar Finlan-
diya dönem başkanlığından
Türkiye'ye olumsuz bir şey
gelmedı.
ABD Ue iUşkiJer: ABD ile
yaklaşımlanmızın, çıkarlan-
mızın farklı olduğu noktalar
vardır. Ben bunu çok normal
buluyorum. ABD küresel çı-
karlan olan bir ülke. biz böy-
le bir ülke olmamakla birlik-
te geniş bir coğrafyada büyük
sorunlarla uğraşmak duru-
mundayız. iki ülkenin ilişkile-
rinde farklı yaklaşımlar ola-
biliyor. Örneğin Kuzey Irak
konusunda böyle bir farkhhk
var. ABD'nin kendi çıkarlan
doğrultusunda bir yaklaşımı
var ve bunlar bizim öncelikle-
rimizden farklı. ABD, Irak'ı
başka bir kıtada yer alan bir
ülke olarak görürİcen, yaptık-
lanndan bazılan Iraİc'm iç
ilişkilerine kanşma olarak ni-
telenebiliyor. Biz ise Irak'ı
komşu bir ülke olarak, insan-
lan ile ortak bir tarihimiz ol-
duğu bir ülke olarak görüyo-
ruz. Bizim önceliğimiz, I-
rak'ın toprak bütünlüğünün
olduğu gibi korunmasıdır. So-
nuç olarak. farklı yaklaşımla-
nmız. önceliklerimiz var ve
bunlan tartışabiliriz.
ABD'nin bazen Kıbns konu-
sunda da bizden farklı yakla-
şımlan olabihyor. Bu normal-
dir. Ama temelde ABD ile ya-
kın çıkarlarımız vardır. Uma-
nm Başbakan'ın Amerika'da-
ki görüşmelerinin ardından bu
yakın çıkarlanmız daha da ge-
liştirilecektir.
Kıbns'ta planlar: Bize
ABD'den gelen resmi ya da gayri resmi plan ya da
model yok. Basından okuyorum. Bizim Kıbns po-
litikamız açıktır. Uzlaşma ohnayacak demiyoruz.
Ama Kıbns Türk toplumunu azınlık durumuna dü-
şürecek planlan da kabul etmeyiz. Türkiye'nin
adada garantörlük haklanndan vazgeçmesi de dü-
şünülemez.
Çözüm, iki toplumun üzerinde anlaşacağı bir
zeminde durmalıdır. Böyle, KKTC'ye zorla kabul
ettirilecek çözümlere iyi bakmayız ve bunlan. çö-
zümleri kolaylaştıracak şeyler de yapmayız.
Denktas'la görüş aynbğı yok: Kıbns konusunda-
ki parametrelerde bir değişiklik olmamıştır. Ola-
yın esas sahibi KKTC'dir.
Türkiye garantör ülke olarak kesin tutumunun
dışına çıkmaz. KKTC ile son yıllardaki ılişkımiz
son derece yakmdır ve iyi bir işbirliği olanağı ya-
kaladık. Kıbns konusunda değişik bir şey söyle-
yecek olsam, önce açar KKTC'ye danışınm. KK-
TC de bize danışır. Aramızda en küçük bir aynlık
yok.
Türkiye tartışması
• Baştarafi 1. Sayfada
sürdürüyor. Isveç, Türkiye'nin
üyelik görüşmelerine başlaya-
cak olan aday ülkeler arasında
yeralabilmesi için ülkedeki ia-
san haklanna saygıyı arttırma-
sı gerektiği seklindekı sert tav-
rmı sürdürüyor.
AB'nin dönem başkanhğını
yapan Fİnlandiya, Türkiye'nin
aday ülke oterak tanınıp tanın-
maması konusunun gündem-
den çıkanlması sayesinde bu
konuda AB ülkelerini daha
sonra sonbaharda görüş birliği-
ne varması için zaman kazan-
mayı başanmş oldu.
Ancak, Türkiye Dışişleri
Bakanı tsmailCemöğle yeme-
gindemeslektaşlanyla 1 ay ön-
ceki depremden dolayı AB
yardımı almakonusunukonuş-
mak için geldiğinde; Isveç,
Portekiz, Avusturya ve Yuna-
nıstan'm, ülkesindeki insan
haklan konusundaki eksiklik-
leri dile getiren eleştirileriyle
karşılaştı.
Kürt sorununa
çözflm
AB ülkelerinin çoğunluğu
Türkiye'yi aday ülke olarak ta-
nımaya hazır olduklannı daha
şımdiden beyan etmişlerse de,
başta Isveç oknak üzere küçük
bir grup ülke, AB üyesi adayı
olarak kabul edilmeden önce
Türkiye'nin. AB'nin öne sûr-
düğü koşullanndan bir mikta-
nm daha yerine getirmesini is-
tiyor.
Isveç; Portekİ2, Avusturya
ve Yunanistan'la birlikte, Tür-
kiye'nin AB'yle üyelik görüş-
melerine başlamasından önce.
BM'nin bir dizi anlaşmasını
imzalamasmı. ölüm cezasını
kaldırmasını ve ülkedeki insan
haklanna saygının belirgin bir
şekilde artmış olduğunu gös-
termesi gerektiğini savunuyor.
îsveç Dışişleri Bakanı Anna
LJndh,toplantıdan sonra şöyle
konuştu;
"Türkiye, reform yapmaya
niyeti olduğunu göstermeH ve
tafepferimizi yerine getirmeli-
dfcözelflkte, bir Kürt sorunu
oMngumı kabul etmelidir."
Almaıya olumlu
Alman Dışişleri Bakanı
Joscfaka Fischer. Brüksel top-
lantısmdan sonra yaptığı açık-
lamalarda, Türkiye'nin pratik-
te yıllardır aday ülke statüsün-
de bir kabul gördüğüne dikkat
çekti Fischeı; Türkiye'nin
şimdiye dek Orta ve Doğu Av-
rupalı diğer AB adayı ülkeler-
îe biriikte aynı masaya otura-
madığını, bunun da görüşme-
leri sürekli çıkmaza soktuğunu
savundu. Alman Dışişleri Ba-
kanı,psikolojik havaaın bu ne-
denle olağanüstü agirlaştığını.
dolayısıyla bir sonuç alınama-
dığını belirtti.
Fischer şöyle konuştu:
"Bu prestij sorunu, Türki-
ye'ninsörekli basında bulunan
insan haklan, demokraâ eko-
nomik gerilik gibi nazik konu-
larda yapdan tüm tarhşmaları
engefliyor. Federal hükümet,
Hdsinki'de yapılacak AB Zir-
vesi'nde Türklere,adayiar gru-
buna çıkan yohı açmakiçin son
dereceyoğun bir uğraşı içinde-
dir. Bu noktada Bülent Ece-
vit'in basbakanhğmdaki Türk
hükümetinin büyük gerçekçffî-
ği yardımcı oknaktadır."'