25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAVFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 1999 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN ALt SİRMEN Doğu Timor'da NeOluyor? Dünyanın merkezi neresi sorusunu, Nasret- tin Hoca'ya sorsaydınız, alacağınız yanıt "öe- nim eşeğimin dört ayağının tam ortası" ya da "Benim bastığım yer" olabilirdi. Böylelikle Nas- rettin Hoca fıkrası yoluyla, somut kavramlara daha yatkın bir halk insanın ben merkezciliği- ni hicvetmiş olurdu. "Aslında neresidir dünyanın merkezi?" der- seniz yanıt kolaydır, en güçlünün ve görece güçlülerin bulunduğu yerter. "Merkezeyakın olmakmı iyidir, yoksa uzak ol- mak mı" sorusunun yanıtı ise çok daha deği- şiktir. "Zavallı Latin Amerika, Allah'a o kadar uzak ve ABD'ye o kadaryakın ki" sözü, güçlüye ya- kınlığın nice acılara ve canlara malolan sakın- calarını dile getiriyor. Ama şu Doğu Timor halkının çektiklerine ve bu acıların dünya ekranları ve gazetelerinde kapladığı, olayın büyüklüğü ile oransız yere ba- kınca, insan kendi kendine soruyor: "Acaba Doğu Timorgüç odaklannın bu den- li uzağında olmasaydı, Endonezya'nın kasap- lan böylesine rahatça sürdürebilirler miydi, kı- yımlarını?" ••• Evet Doğu Timor da, referandumun hemen ertesinde, büyük bir kıyım, büyük bir tehcir ha- reketi yaşanıyor. Ve herkes biliyor ki, olayın sorumlusu, Endo- nezya ordusu. Timor'da neler olup bittiği konusunda kısa- ca bir fıkir edinebilmek için, yakın tarihe hızla göz atalım. 17. yüzyılda Timor'u ele geçiren Portekizliler, 1859 anlaşması ile arşipelin diğer bölümlerinde egemen olan Hollandalılar ile yaptıkları anlaşmayla, Avustralya'nın kuzeyin- de Cakarta'ya 2100 km uzaklıktaki bu 14 bin 165 kilometrekarelik adayı bölüştüler. Timor Adası'nın doğusu Portekiz'de kalır- ken, batısı da Hollanda'ya geçti ve Batı Timor, 1945'te bağımsız olan Endonezya'nın bir par- çası haline geldi aynı tarihte. Doğu Timor ise, Karanfiller devrimi Porte- kiz'in kolonilerini tasfiye hareketi başlatana ka- dar, Lizbon'a bağlı kaldı. ^.~... - • • • 5 Aralık 1975'te, Portekiz'in çekilmesinden sonra bağımsız Timor Demokratik Cumhuriye- ti'nin ilanının üzerinden 10 gün geçmeden, En- donezya burayı işgal ederek kendi Cumhuri- yeti'nin 27. eyaleti ilan etti. .,24 yıllık Endonezya diktatörlüğü işgali sıra- sında Tımorlular, işgalciye karşı gerilla savaş- larıyJa direndiler. Savaş, açlık,_salgın hastalık yüz binlerce kişinin ölümüne neden oldu, nü- fusu 800 bin ile 1 milyon arası tahmin edilen bu ülkede. Suharto zamanında, D. Timor'un bağımsız- lığını kabul etmeyen Endonezya'da, Suhar- to'nun yerine geçen Yusuf Habibi, bağımsız- lık isteklerini geri çevirirken, Timor'a bir tür özerklik sundu. Ama çatışmalar dinmiyordu. Bu yılın 27 Oca- ğında, Endonezya Dışişleri Bakanı Ali Alatas, otonomi kararının referanduma sunulacağını, eğer kabul görmez ise, D. Timor'a bağımsızlık verileceğini belirtti. Herkesi şaşırtan bu açıklamadan sonra ya- pılan referandumun sonuçlan 4 Eylül günü bel- li oldu. Halkın yüzde 78.5'i otonomiyi reddet- ti. Işte ne olduysa ondan sonra oldu. Endonez- ya ordusunun desteğindeki milisler kırıma ve tehcire başladılar. Timor'da ölenlerin veya tehcire tabi tutulan- ların sayısı Kızılhaç'a göre 60.000. BM'nin bir sözcüsü ise, bu rakamın 300.000 ile 600.000 arasında olabileceğini söylüyor. Cakarta, dünyanın gözünün içine baka ba- ka oynuyor oyununu. Yeni Zelanda ve Avust- ralya'nın dışında ise kılını kıpırdatan yok. Kosova'ya müdahale edenler yorgun ve is- teksiz. Oyun böylece sürüyor bir haftayı aşkın sü- redir. Zavallı D. Timorlular dünyaya o kadar uzak ve Endonezya'ya o kadar yakınlar ki... Zehirli sızıntı Çevre Bakanlığı ÂKSA için devrede ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Marmara depremınde zarar gören AKSA Akrilik Fabrıkasf ndan sızarak denize kanşan kimyasal maddenin kansere yol açabileceği iddia edildı. Çevre Bakanı Fevzi Aytekin, bölgeden ve yiyecekJerden öraek alınarak incelenmek ûzere ODTÜ'ye gönderildiğıni bildirdi. Çevre Mühendısleri Odası (ÇMO) Baskanı Ethem Torunoğlu, yapacaklan incelemenin ardından bölgedekı bu tür tesisler hakkında suç duyurusunda bulunacaklannı bildirdi. Aytekin, bölgeden ve yiyeceklerden numune alınarak incelenmek üzere ODTÜ'ye gönderildiğıni belirtirken sonucu bekledıklerini söyledi. Aytekin, fabrikanın hâlâ . çalıştığını kaydederek şu an riskin olmadığını ancak daha önce olduğunu söyledi. Aytekin, "Gerekli tedbirleri aldırdık, o tedbiıier doğrulrusunda genel müdürlüğümüz de orada bizzat çalışmalannı sürdürüyor. Şu anda üretime devam ediliyor. Daha önce çevre kirliliği oldu tabi" dedi. Aytekin, bölgede zehirli atıktan etkilenen yiyeceklenn ülkenin diğer bölgelerine göndenldiğınin anımsatılması üzenne de, "Yiyeceklerin örnekleri alındı. Ancak yiyeceklerde olumsuz bir şey var diye üniversiteden bize herhangi bir şey gelmedi" dıye konuştu. Ankara DGM ve Asliye Ceza Mahkemeleri, 12 dosyadaki kesinleşmiş hapis cezalanm erteledi Beşîkçi'ye özgürliik yolü İsmail Beşikçi-Düşünce suçlusu ANKARA (AA) - Basın ve Yayın Yoluyla tşlenen Suçlann Ertelenmesine Ilişkin Yasa, yaklaşık 6 yıldır cezaevinde bu- lunan sosyolog-yazar İsmail Beşikçi'ye özgürlügün kapısı- nı araladı. Beşikçi'nin avukatı Levent Kanat, müvekkilinin yazdığı kıtaplar ile çeşitli yayın organ- lannda yer alan makale ve ön- sözlerinde "bölücüliikpropa- gandası yaptığı, Atatürk ve hâ- kimlere yayın yoluyla haka- ret ettiği'' gerekçesiyle hakkın- da kesinleşmiş hapis cezası olan 52 dosyadan 50'sinin af • Cezaevine 1993'te giren sosyolog-yazar ismail Beşikçi'nin, kesinleşmiş hapis cezası olan 52 dosyasından 50'sinin basın affı kapsamma girdiği ve önümüzdeki hafta içinde tahliye olabileceği bildirildi. Istanbul DGM'nin, 40 dosya üzerinde cezalann ertelenmesi için yapılan başvurulan değerlendirme aşamasında olduğu belirtildi. kapsamma gırdığını bildirdi. rindekı işlemlerin ise devam et- Avukat Kanat, Beşikçi'nin 12 Kasım 1993 tarihinde cezaevi- ne girdiğini söyledi. Terörle Mücadele Yasası'nın yürürlü- ğe girdiği 1991 yıhndan bugü- ne kadar Beşikçi hakkında 105 dava açıldığını belirten Kanat, bu davalann 52 'sinin mahkûmi- yetle sonuçlandığını ve cezala- nn kesinleştığini. 10 dosya üze- tığini kaydetti. Kanat, geçen günlerde yûrür- lüğe giren ve basm-yayın yo- luyla ışlenen suçlann ertelen- mesinı öngören 4454 sayılı ya- sadan, İsmail Beşikçi'nin ke- sinleşmiş hapis cezası olan 52 dosyasından 50'sinin etkilendi- ğini belirterek, müvekkilinin cezalannın ertelenmesi için il- gili mahkemelere başvurdukla- nnı söyledi. Beşikçi'nin kesinleşmiş mahkûmiyetı olan. Ankara 1 ve 2 No'lu Devlet Güvenlik Mah- kemelerinın "bölücülük pro- pagandası" yaptığı gerekçe- siyle 10, Ankara 2. Asliye Ce- za Mahkemesi'nin de "Ata- türk ile askeri hâkimlere ya- yın yoluyla hakaret ettiği" ge- Susurluk skandalıyla ortaya cıkan ve emniyete hibe edilen 10 suikast silahı kaybolmustu Kayıp silalılarm taıuğı Sedat Bucak ANKARA (AA) - Susurluk kazasından sonra açılan ve Hospro Şiniceti'nce Emniyet Genel Müdjrlüğü'ne hibe edilen malzemeler arasında bulunan 10 adet Baretta marka suikast silahı ile bu sılahlara ait susturucuİEJin kaybolmasında. "gerekli gözetim ve denerim görevlerini yerine getirmedikleri ve böylece görevlerini kötûye kullandıktan" gerekçesiyle 4 üst düzey polıs ile l polis memurunun yargılandığı davada, DYP Şanlıurfa Milletvekil- Sedat Bucak'ın tanık olarak dınlenilmesine karar verildı. Mahkeme dava dosyasını. eski Özel Harekât Daıresi Başkan Vekili lbrahim • Ankara l. Asliye Ceza Mahkemesi, 4 üst düzey polis ile 1 polis memurunun dava dosyasını, eski Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili lbrahim Şahin'in de aralannda bulunduğu 10 özel timcinin yargılandığı davayla birleştirdi. Şahin'in de aralannda bulunduğu 10 özel harekâtçının yargılandığı dava ile birleştirdi. Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü oturumuna sanıklar ve avukatlan ile müdahil Hazine avukatı katıldı. Müdahil Hazine avukatı Sema Özgül, dava dosyasının lbrahim Şahin'in de aralannda bulunduğu 10 sanığın Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı dava ile birleştirilmesini ve Susurluk kazasmda 06 AC 600 plakalı Mercedes'ten çıkan silahla ilgili olarak DYP Şanlıurfa Milletvekih Bucak'ın tanık olarak dınlenmesini istedi. Sanık avukatlan Selahattin Canpolat ile Bülent Yentürk ise davalann taraflan, konulan ve nedenlerinin farklı olduğunu ifade ederek, birleştirilme isteminin reddine karar verilmesinı talep ettiler. i, V Sanıklar da, avukatlannın söylediklerine katıldı. Cumhuriyet Savcısı Arif Ökemen, Şahin'in de aralannda bulunduğu 10 sanığın yargılandığı dava ile mahkemelerindekı dava *.--. arasında hukuki ve fîili irtibat bulunduğunu, bu nedenle birleştirilme karan verilmesinı istedi. Savcı Ökemen, 06 AC 600 plakalı Mercedes'te bulunan silahla ilgili bilgisine başvurulmak üzere DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak'ın tanık olarak dinlenilmesini talep etti. Yargıç Oktay Saday, Bucak'ın tanık olarak dinlenmesine ve davalann da hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesine karar verildiğini belirterek duruşmayı erteledi. Sanıklar eski Emniyet Genel Müdürlüğü tkmal Dairesi Başkanı Necmertin Ercan. eski tkmal Dairesi Başkanlığı Depo Şube Müdürü Musa Teber, eski Dış Tedarik Şube Müdürü Mustafa Tekin Hatipoğlu, eski Akreditif ve Gümrük tşleri Büro Amıri Nazmi Kara ve Ikmal Daire Başkanlığı Akreditif Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Ömer Aydoğan'ın, hibe edilen silahlann teslimı sırasında gözetim ve denetim görevlerini yerine getirmeyerek "görevlerini kötüye kullandıkJarr gerekçesiyle, TCY"nın 240. maddesıne göre 1 'er yıldan 3 'CT yıla kadar hapis cezalanna mahkûm edilmeleri istenıyor Sağanak'a Anterödülü Gazetemiz foto muhabiri Kaan Sağanak. 'Gölcük' fotoğrafıyla 'Musa _ Anter ve Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülü'ne layık göriildü. 7'ncisi Özgür Bakış gazetesince düzenlenen yanşmanm sonuçlan belirlendi. Seçici kurullann değerlendirmeleri sonucu haber dalında 'Şipşak adalet' başlıklı haberiyle Radikal gazetesinden Adaan Keskin, fotoğraf dalında 'Gölcük" adlı fotoğrafıyla gazetemiz ftrto muhabiri Kaan Sağanak, karikattir dalında ise 'basın şehitleri' adlı calışmasıyla Eray Özbek ödül kazandı. Özgür Bakış gazetesi yönetimince belirlenen ve basın özgürlüğü, insan hakları. politika alanlarında onurlu bir vaşam için çaba gosterenlere \erilen Özel Onur Ödülleri ise barış için yaptığı çalışmalar nedeniyle Barış Anneleri Inisiyatifı ile deprem felaketi sırasında yaşam kurtarmada ve yaralann sanlmasında büyük çaba gösteren sivil toplnm örgütleri adına KESK'e verildi. Odüller 20 Eylül 1999 tarihinde tstanbul, Mecidiyeköy Kükür Merkezi'nde 18.30-21.00 saatleri arasında düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek. Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Başkanı (STKB) Prof. Dr. Bülent Berkarda'dan yorum 'Türkiye'yi 3. sınıf kadrolar yönetiyor 9 BARIŞ DOSTER Sivil Toplum Kuruluşlan Bir- liği Başkanı (STKB) Prof. Dr. Bülent Ber- karda sivil top- lum örgütleri- nin (STO) öne- minin ve çaba- lannın deprem sonrasıçokaçık birşekildeanla- şıldığmı belirte- rek "Devlet si- vil toplum örgütlerini bir rakip. muha- lif ya da ayakbağı olarak değil, toplu- mun sorunlarını çözmede işbirliği ya- pabileceği, yardım alabileceği kuruluş- lar olarak görmeli" diye konuştu. Deprem sonrası yaptıklan çalışmalar, toplumun geniş kesimlerince beğenilen STÖ'ler hakkında görüştüğümüz, 206 üyeli STKB'nin Başkanı Berkarda, ıyı niyetli tüm çabalanna karşm STÖ'lere toplumun umulan ve beklenen desteği vermemesinden yakındı. Mevcut politik yapı nedeniyle, ülkemizin iyi yetışmiş, birikimli, deneyimli kadrolannın siyase- te girmediklerini ifade eden Berkarda, "Birinci sınıf kadrolar siyasete olum- lu bakmayınca, Türkiye'yi şimdiki üçüncü sınıf kadrolar yönetiyor" dedi. Türk toplumunun tepki toplumu olmadı- ğına ışaret eden Berkarda. halkın önem- li bölümünün olanbıtenlerden ve yapılan çalışmalardan habersiz. ilgisiz olduğunu söyledi. Berkarda, deprem olur olmaz bölgeye ilk gidenlerin Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Demokratik llke- ler Derneği, Çağdaş Eğıtim Vakfı ve ka- dın örgütlennin de aralannda bulunduğu STÖ'ler olduğunu anımsattı. Berkarda, STÖ'lerin topluca ilk kez REFAHYOL hükümetine karşı aldıklan tavır ve yaptıklan eylemlerle Türkiye'nin gündemini belirlediklerini belirterek, STKB'nin de bu süreçte oluştuğunu vur- guladı. Berkarda, bırlik ıçindeki 206 ör- gütün ortak paydasının ve vazgeçilmezi- nın "Atatürkçülük ve laik cumhuriyet" olduğunu kaydetti. Türkiye'de 65 bin STÖ bulunduğunu fakat bunlann ezici çoğunhığunun işlevsiz ve verimsiz oldu- ğunu söyleyen Berkarda, "Sivil toplu- mun gelişmesi için bilinç ve duyariılık çok önemli. Bir derneğe girmek için çok büyük para ya da özveri gerekmi- yor ki. İnsanlar yıllık 10 milyon TL ödentiyi bile vermiyor, verme duyarlı- lığını göstermiyorlarsa, sürekli olarak yakınmaya, başkalarını eleştirmeye, dert yanmaya da haklan olmaz" dedi. Türkiye'de STÖ'lerin devlet tarafından istenmediğini, devletın kendılerine adeta "Gölge etme başka ihsan istemez" de- diğini, hatta çoğu zaman işlennı güçleş- tırdiğmi ammsatan Berkarda, "Devleti devletin yönetmesine bir itirazımız yok ama bu yönetime yurttaşların da katıl- ması, katkı vermesi gerekir. tstanbul Valiliği STKB'yi Ulegal olarak niteliyor ve Vali Yardımcısı, Şişli Kaymakamlı- ğı'na yazı yazarak bu görüşünü ifade ediyor" diye konuştu. HADEP Genel Başkanı Ahmet Turan Demir, aynmsız genel aftan yana olduklarını söyledi 6 Şiddetin gerekçesi ortadan kalkb9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - HA- DEP Genel Baş- kanı Ahmet Tu- ran Demir. Cumhurbaskanı Süleyman De- mirel'in af yasasını TBMM'ye göndermeîhıı olumlu buldukla- nnı, koşulsuz ve aynmsız genel affın çıkan lmasından yana ol- duklannı bildirdi. Demir, Genel- kurmay Başkanı Orgeneral Hü- seyin Kıvrıkoğlu'nun partilenne ılişkin açıklamalannı olumlu kar- şıladıklannı, Türkiye'de kısmen de olsa yumuşama sürecine giril- diğini kaydetti. Murat Bozlak'ın sıyasetten yasaklanacak şekılde mahkûm olmasının ardından HADEP'in Genel Başkanlığı'na seçilen Ah- met Turan Demir, partileri hak- kında açılan kapatma davasında sürecın devam ettiğini söyledi. Şu anda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın değeT- lendirmesi aşamasında bulunan davanın ne kadar süreceğinin bel- li olmadığını dıle getiren Ahmet turan Demir, "Türkiye'de 2 yıl- da da sonuclanmış dava var 6 ayda da sonuçlanan dava var" diye konuştu. HADEP hakkında böyle bir davanın aslında açılmaması ge- rektiğini savunan Demir. "Dava siyasi nedenlerle açılmıştır. So- nuç da siyasi olacaktır. HA- DEP'in kapatılmasının yasal gerekçeleri yok.Siyasi Partiler Yasası'nda yapılan değişikük- ten sonra HADEP'in kapatıl- masının mümkün olmadığını düşünüyoruz. Partinin varlığı- na halk vereceği oylarla karar venneli" dedi. Demir, 18 Nisan seçimleri par- tilerinden aday olarak kazanan 37 belediye başkanımn bölgelerin- de rutın çalışmalannı sürdürdük- lerini sövledı. Merkezi hükümet- ten olmasa bıle bölgedeki devlet yetkililerinden kaynaklanan olumsuzluklann gözlendığini be- lirten Demir. "Biz bunu bütün bir devlet politikasının tezahü- rü olarak görmüyoruz. Bölge- deki devlet yetkililerinin tutu- mu olarak görmek istiyoruz. Cumhurbaşkam Demirel. yerel mülki yetkililerden kaynakla- nan olumsuzluklann devlet po- litikası olmadığını dile getir- miştir" diye konuştu rekçesiyle 2 dosyada erteleme işlemıni gerçekleştirdiğini an- latan Kanat, Istanbul DGM ve Ağır Ceza Mahkemelerine 40 dosya için yaptıklan başvurula- nn sonuçlannı beklediklerini bildirdi. Kanat, müvekkilinin Ankara 2 No'lu DGM'de 1995 yılında Tunceliler Gecesi'ne gönderdi- ği mesaj ile Ankara 1 No'lu DGM'de 1992 yılında Özgür Ünıversıte'nin açılışında yaptı- ğı konuşmada bölücülük pro- pagandası yaptığı gerekçesiyle yargılanıp mahkûmıyet aldığı 2 dosyasının af kapsamma gir- mediğıni. ancak Beşik- çi'nin yattığı hapis süresi- nin bu davalarda verilen cezalan karşıladığmı söy- ledi. Af kapsamma girme- yen 2 dosyadaki mahkû- miyetler ile para cezalan- nın Beşikçi'nin yattığı sü- reden düşülmesi için talep- te bulunacaklannı belirten Kanat, yasa konusunda da şu görüşleri savundu: "Yasa, ciddi bir hu- kuksuzluk içermekte, düşünceyi suç olmaktan çıkarmamaktadır. 23 Ni- san'dan sonra düşünce- lerinizi açıklamak ister- seniz, ertelenen cezaları- nızla birlikte sizi mah- kûm ediyor. Düşüncele- rini açıklamak isteyenle- rin başında Demokles'in kılıcı gibi duruyor. Ya- sa'nın Türkiye Cumhu- riyeti Devleti'ne getire- ceği bir şey yok. Bir an önce düşünceyi suç sayan yasalar ortadan kaldırd- malıdır." Dava sürüyor Bahçelievler davasında - mütalaa IV'A hazırlanıyor • Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın . dünkü duruşmasına, sanıklardan gelen olmazken, sanık , • avukatlan ve müdahil avukatlan hazır bulundu. ANKARA (AA) - Türkiye lşçi Partisi (TtP) üyesi 7 öğrenciyi, Ankara'nm Bahçelievler semtinde 8 Ekim 1978'de öldürdükleri gerekçesiyle, Susurluk'ta meydana gelen kazada ölen Abdullah Çatlı ile Mahmut Korkmaz, Kadri Kürşat Poyraz, Bünyamin Adanalı ve Ünal Osman Ağaoğlu'nun, yargılandığı davanın dosyası esas hakkında mütalaanın hazırlanması için Cumhuriyet SavcılığVna verildi. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasına, sanıklardan gelen olmazken, sanık avukatlan ve müdahil avukatlan hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Mehmet Koçak, sanıklar Poyraz ve Korkmaz'ın yakalanamadıklannı ve MİT raporu için yazılan talımatın cevabının gelmediğini bildirdi. Tanık Duran Demirkıran'ın olayla ilgili bilgı ve görgüsünün saptanması için yazılan talimatın cevabının gönderildiği belirtildi. Müdahil avukatı Ersan Şansal, tanığın anlatımlannı kabul etmediklerinı söyledi. •• • Cumhuriyet Savcısı Sedat Sayın, tanığın anlatımına bır dıyeceğinin ohnadığını ifade ederek suçun vasıf ve mahiyetine, mevcotv< • delil durumuna göre •„.- •. tutuklu sanıklann ^ i ' *', tutukluluk hallerinin .* -<• devamına karar -H- . venlmesini istedi. Sanık Ünal Osman Ağaoğlu'nun avukatı Selçuk Sunay, müvekkili hakkında herhangi bir delilın bulunmadığmı savunarak tahlıyesini istedi. Mahkeme, esas hakkındaki mütalaasmı hazırlaması için dosyamn Cumhunyet Savcılığı'na iletılmesıni de kararlaştırdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle