Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAVFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 1999 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Doğu Timor'da
NeOluyor?
Dünyanın merkezi neresi sorusunu, Nasret-
tin Hoca'ya sorsaydınız, alacağınız yanıt "öe-
nim eşeğimin dört ayağının tam ortası" ya da
"Benim bastığım yer" olabilirdi. Böylelikle Nas-
rettin Hoca fıkrası yoluyla, somut kavramlara
daha yatkın bir halk insanın ben merkezciliği-
ni hicvetmiş olurdu.
"Aslında neresidir dünyanın merkezi?" der-
seniz yanıt kolaydır, en güçlünün ve görece
güçlülerin bulunduğu yerter.
"Merkezeyakın olmakmı iyidir, yoksa uzak ol-
mak mı" sorusunun yanıtı ise çok daha deği-
şiktir.
"Zavallı Latin Amerika, Allah'a o kadar uzak
ve ABD'ye o kadaryakın ki" sözü, güçlüye ya-
kınlığın nice acılara ve canlara malolan sakın-
calarını dile getiriyor.
Ama şu Doğu Timor halkının çektiklerine ve
bu acıların dünya ekranları ve gazetelerinde
kapladığı, olayın büyüklüğü ile oransız yere ba-
kınca, insan kendi kendine soruyor:
"Acaba Doğu Timorgüç odaklannın bu den-
li uzağında olmasaydı, Endonezya'nın kasap-
lan böylesine rahatça sürdürebilirler miydi, kı-
yımlarını?"
•••
Evet Doğu Timor da, referandumun hemen
ertesinde, büyük bir kıyım, büyük bir tehcir ha-
reketi yaşanıyor.
Ve herkes biliyor ki, olayın sorumlusu, Endo-
nezya ordusu.
Timor'da neler olup bittiği konusunda kısa-
ca bir fıkir edinebilmek için, yakın tarihe hızla
göz atalım. 17. yüzyılda Timor'u ele geçiren
Portekizliler, 1859 anlaşması ile arşipelin diğer
bölümlerinde egemen olan Hollandalılar ile
yaptıkları anlaşmayla, Avustralya'nın kuzeyin-
de Cakarta'ya 2100 km uzaklıktaki bu 14 bin
165 kilometrekarelik adayı bölüştüler.
Timor Adası'nın doğusu Portekiz'de kalır-
ken, batısı da Hollanda'ya geçti ve Batı Timor,
1945'te bağımsız olan Endonezya'nın bir par-
çası haline geldi aynı tarihte.
Doğu Timor ise, Karanfiller devrimi Porte-
kiz'in kolonilerini tasfiye hareketi başlatana ka-
dar, Lizbon'a bağlı kaldı. ^.~... -
• • •
5 Aralık 1975'te, Portekiz'in çekilmesinden
sonra bağımsız Timor Demokratik Cumhuriye-
ti'nin ilanının üzerinden 10 gün geçmeden, En-
donezya burayı işgal ederek kendi Cumhuri-
yeti'nin 27. eyaleti ilan etti.
.,24 yıllık Endonezya diktatörlüğü işgali sıra-
sında Tımorlular, işgalciye karşı gerilla savaş-
larıyJa direndiler. Savaş, açlık,_salgın hastalık
yüz binlerce kişinin ölümüne neden oldu, nü-
fusu 800 bin ile 1 milyon arası tahmin edilen
bu ülkede.
Suharto zamanında, D. Timor'un bağımsız-
lığını kabul etmeyen Endonezya'da, Suhar-
to'nun yerine geçen Yusuf Habibi, bağımsız-
lık isteklerini geri çevirirken, Timor'a bir tür
özerklik sundu.
Ama çatışmalar dinmiyordu. Bu yılın 27 Oca-
ğında, Endonezya Dışişleri Bakanı Ali Alatas,
otonomi kararının referanduma sunulacağını,
eğer kabul görmez ise, D. Timor'a bağımsızlık
verileceğini belirtti.
Herkesi şaşırtan bu açıklamadan sonra ya-
pılan referandumun sonuçlan 4 Eylül günü bel-
li oldu. Halkın yüzde 78.5'i otonomiyi reddet-
ti.
Işte ne olduysa ondan sonra oldu. Endonez-
ya ordusunun desteğindeki milisler kırıma ve
tehcire başladılar.
Timor'da ölenlerin veya tehcire tabi tutulan-
ların sayısı Kızılhaç'a göre 60.000. BM'nin bir
sözcüsü ise, bu rakamın 300.000 ile 600.000
arasında olabileceğini söylüyor.
Cakarta, dünyanın gözünün içine baka ba-
ka oynuyor oyununu. Yeni Zelanda ve Avust-
ralya'nın dışında ise kılını kıpırdatan yok.
Kosova'ya müdahale edenler yorgun ve is-
teksiz.
Oyun böylece sürüyor bir haftayı aşkın sü-
redir.
Zavallı D. Timorlular dünyaya o kadar uzak
ve Endonezya'ya o kadar yakınlar ki...
Zehirli sızıntı
Çevre Bakanlığı
ÂKSA için devrede
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Marmara
depremınde zarar gören
AKSA Akrilik
Fabrıkasf ndan sızarak
denize kanşan kimyasal
maddenin kansere yol
açabileceği iddia edildı.
Çevre Bakanı Fevzi
Aytekin, bölgeden ve
yiyecekJerden öraek
alınarak incelenmek
ûzere ODTÜ'ye
gönderildiğıni bildirdi.
Çevre Mühendısleri
Odası (ÇMO) Baskanı
Ethem Torunoğlu,
yapacaklan incelemenin
ardından bölgedekı bu
tür tesisler hakkında suç
duyurusunda
bulunacaklannı bildirdi.
Aytekin, bölgeden ve
yiyeceklerden numune
alınarak incelenmek
üzere ODTÜ'ye
gönderildiğıni belirtirken
sonucu bekledıklerini
söyledi. Aytekin,
fabrikanın hâlâ .
çalıştığını kaydederek şu
an riskin olmadığını
ancak daha önce
olduğunu söyledi.
Aytekin, "Gerekli
tedbirleri aldırdık, o
tedbiıier
doğrulrusunda genel
müdürlüğümüz de
orada bizzat
çalışmalannı
sürdürüyor. Şu anda
üretime devam ediliyor.
Daha önce çevre
kirliliği oldu tabi" dedi.
Aytekin, bölgede zehirli
atıktan etkilenen
yiyeceklenn ülkenin
diğer bölgelerine
göndenldiğınin
anımsatılması üzenne de,
"Yiyeceklerin örnekleri
alındı. Ancak
yiyeceklerde olumsuz
bir şey var diye
üniversiteden bize
herhangi bir şey
gelmedi" dıye konuştu.
Ankara DGM ve Asliye Ceza Mahkemeleri, 12 dosyadaki kesinleşmiş hapis cezalanm erteledi
Beşîkçi'ye özgürliik yolü
İsmail Beşikçi-Düşünce suçlusu
ANKARA (AA) - Basın ve
Yayın Yoluyla tşlenen Suçlann
Ertelenmesine Ilişkin Yasa,
yaklaşık 6 yıldır cezaevinde bu-
lunan sosyolog-yazar İsmail
Beşikçi'ye özgürlügün kapısı-
nı araladı.
Beşikçi'nin avukatı Levent
Kanat, müvekkilinin yazdığı
kıtaplar ile çeşitli yayın organ-
lannda yer alan makale ve ön-
sözlerinde "bölücüliikpropa-
gandası yaptığı, Atatürk ve hâ-
kimlere yayın yoluyla haka-
ret ettiği'' gerekçesiyle hakkın-
da kesinleşmiş hapis cezası
olan 52 dosyadan 50'sinin af
• Cezaevine 1993'te giren sosyolog-yazar ismail Beşikçi'nin, kesinleşmiş
hapis cezası olan 52 dosyasından 50'sinin basın affı kapsamma girdiği ve
önümüzdeki hafta içinde tahliye olabileceği bildirildi. Istanbul DGM'nin, 40
dosya üzerinde cezalann ertelenmesi için yapılan başvurulan değerlendirme
aşamasında olduğu belirtildi.
kapsamma gırdığını bildirdi. rindekı işlemlerin ise devam et-
Avukat Kanat, Beşikçi'nin 12
Kasım 1993 tarihinde cezaevi-
ne girdiğini söyledi. Terörle
Mücadele Yasası'nın yürürlü-
ğe girdiği 1991 yıhndan bugü-
ne kadar Beşikçi hakkında 105
dava açıldığını belirten Kanat,
bu davalann 52 'sinin mahkûmi-
yetle sonuçlandığını ve cezala-
nn kesinleştığini. 10 dosya üze-
tığini kaydetti.
Kanat, geçen günlerde yûrür-
lüğe giren ve basm-yayın yo-
luyla ışlenen suçlann ertelen-
mesinı öngören 4454 sayılı ya-
sadan, İsmail Beşikçi'nin ke-
sinleşmiş hapis cezası olan 52
dosyasından 50'sinin etkilendi-
ğini belirterek, müvekkilinin
cezalannın ertelenmesi için il-
gili mahkemelere başvurdukla-
nnı söyledi.
Beşikçi'nin kesinleşmiş
mahkûmiyetı olan. Ankara 1 ve
2 No'lu Devlet Güvenlik Mah-
kemelerinın "bölücülük pro-
pagandası" yaptığı gerekçe-
siyle 10, Ankara 2. Asliye Ce-
za Mahkemesi'nin de "Ata-
türk ile askeri hâkimlere ya-
yın yoluyla hakaret ettiği" ge-
Susurluk skandalıyla ortaya cıkan ve emniyete hibe edilen 10 suikast silahı kaybolmustu
Kayıp silalılarm taıuğı Sedat Bucak
ANKARA (AA) - Susurluk
kazasından sonra açılan ve
Hospro Şiniceti'nce Emniyet
Genel Müdjrlüğü'ne hibe
edilen malzemeler arasında
bulunan 10 adet Baretta marka
suikast silahı ile bu sılahlara ait
susturucuİEJin kaybolmasında.
"gerekli gözetim ve denerim
görevlerini yerine
getirmedikleri ve böylece
görevlerini kötûye
kullandıktan" gerekçesiyle 4
üst düzey polıs ile l polis
memurunun yargılandığı
davada, DYP Şanlıurfa
Milletvekil- Sedat Bucak'ın
tanık olarak dınlenilmesine
karar verildı. Mahkeme dava
dosyasını. eski Özel Harekât
Daıresi Başkan Vekili lbrahim
• Ankara l. Asliye Ceza Mahkemesi, 4 üst düzey polis ile 1 polis memurunun
dava dosyasını, eski Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili lbrahim Şahin'in de
aralannda bulunduğu 10 özel timcinin yargılandığı davayla birleştirdi.
Şahin'in de aralannda
bulunduğu 10 özel harekâtçının
yargılandığı dava ile birleştirdi.
Ankara 6. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde görülen
davanın dünkü oturumuna
sanıklar ve avukatlan ile
müdahil Hazine avukatı katıldı.
Müdahil Hazine avukatı Sema
Özgül, dava dosyasının
lbrahim Şahin'in de aralannda
bulunduğu 10 sanığın Ankara 1.
Asliye Ceza Mahkemesi'nde
yargılandığı dava ile
birleştirilmesini ve Susurluk
kazasmda 06 AC 600 plakalı
Mercedes'ten çıkan silahla ilgili
olarak DYP Şanlıurfa
Milletvekih Bucak'ın tanık
olarak dınlenmesini istedi.
Sanık avukatlan Selahattin
Canpolat ile Bülent Yentürk
ise davalann taraflan, konulan
ve nedenlerinin farklı olduğunu
ifade ederek, birleştirilme
isteminin reddine karar
verilmesinı talep ettiler. i, V
Sanıklar da, avukatlannın
söylediklerine katıldı.
Cumhuriyet Savcısı Arif
Ökemen, Şahin'in de
aralannda bulunduğu 10 sanığın
yargılandığı dava ile
mahkemelerindekı dava *.--.
arasında hukuki ve fîili irtibat
bulunduğunu, bu nedenle
birleştirilme karan verilmesinı
istedi. Savcı Ökemen, 06 AC
600 plakalı Mercedes'te
bulunan silahla ilgili bilgisine
başvurulmak üzere DYP
Şanlıurfa Milletvekili Sedat
Bucak'ın tanık olarak
dinlenilmesini talep etti.
Yargıç Oktay Saday, Bucak'ın
tanık olarak dinlenmesine
ve davalann da hukuki ve fiili
irtibat bulunduğu gerekçesiyle
birleştirilmesine karar
verildiğini belirterek duruşmayı
erteledi. Sanıklar eski Emniyet
Genel Müdürlüğü tkmal Dairesi
Başkanı Necmertin Ercan. eski
tkmal Dairesi Başkanlığı Depo
Şube Müdürü Musa Teber, eski
Dış Tedarik Şube Müdürü
Mustafa Tekin Hatipoğlu,
eski Akreditif ve Gümrük tşleri
Büro Amıri Nazmi Kara ve
Ikmal Daire Başkanlığı
Akreditif Müdürlüğü'nde
görevli polis memuru Ömer
Aydoğan'ın, hibe edilen
silahlann teslimı sırasında
gözetim ve denetim görevlerini
yerine getirmeyerek
"görevlerini kötüye
kullandıkJarr gerekçesiyle,
TCY"nın 240. maddesıne göre
1 'er yıldan 3 'CT yıla kadar hapis
cezalanna mahkûm edilmeleri
istenıyor
Sağanak'a
Anterödülü
Gazetemiz foto muhabiri Kaan
Sağanak. 'Gölcük' fotoğrafıyla 'Musa
_ Anter ve Basın Şehitleri Gazetecilik
Ödülü'ne layık göriildü. 7'ncisi Özgür
Bakış gazetesince düzenlenen
yanşmanm sonuçlan belirlendi. Seçici
kurullann değerlendirmeleri sonucu
haber dalında 'Şipşak adalet' başlıklı
haberiyle Radikal gazetesinden
Adaan Keskin, fotoğraf dalında
'Gölcük" adlı fotoğrafıyla gazetemiz
ftrto muhabiri Kaan Sağanak,
karikattir dalında ise 'basın şehitleri'
adlı calışmasıyla Eray Özbek ödül
kazandı. Özgür Bakış gazetesi
yönetimince belirlenen ve basın
özgürlüğü, insan hakları. politika
alanlarında onurlu bir vaşam için
çaba gosterenlere \erilen Özel Onur
Ödülleri ise barış için yaptığı
çalışmalar nedeniyle Barış Anneleri
Inisiyatifı ile deprem felaketi sırasında
yaşam kurtarmada ve yaralann
sanlmasında büyük çaba gösteren
sivil toplnm örgütleri adına KESK'e
verildi. Odüller 20 Eylül 1999
tarihinde tstanbul, Mecidiyeköy
Kükür Merkezi'nde 18.30-21.00
saatleri arasında düzenlenecek törenle
sahiplerine verilecek.
Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Başkanı (STKB) Prof. Dr. Bülent Berkarda'dan yorum
'Türkiye'yi 3. sınıf kadrolar yönetiyor
9
BARIŞ DOSTER
Sivil Toplum
Kuruluşlan Bir-
liği Başkanı
(STKB) Prof.
Dr. Bülent Ber-
karda sivil top-
lum örgütleri-
nin (STO) öne-
minin ve çaba-
lannın deprem
sonrasıçokaçık
birşekildeanla-
şıldığmı belirte-
rek "Devlet si-
vil toplum örgütlerini bir rakip. muha-
lif ya da ayakbağı olarak değil, toplu-
mun sorunlarını çözmede işbirliği ya-
pabileceği, yardım alabileceği kuruluş-
lar olarak görmeli" diye konuştu.
Deprem sonrası yaptıklan çalışmalar,
toplumun geniş kesimlerince beğenilen
STÖ'ler hakkında görüştüğümüz, 206
üyeli STKB'nin Başkanı Berkarda, ıyı
niyetli tüm çabalanna karşm STÖ'lere
toplumun umulan ve beklenen desteği
vermemesinden yakındı. Mevcut politik
yapı nedeniyle, ülkemizin iyi yetışmiş,
birikimli, deneyimli kadrolannın siyase-
te girmediklerini ifade eden Berkarda,
"Birinci sınıf kadrolar siyasete olum-
lu bakmayınca, Türkiye'yi şimdiki
üçüncü sınıf kadrolar yönetiyor" dedi.
Türk toplumunun tepki toplumu olmadı-
ğına ışaret eden Berkarda. halkın önem-
li bölümünün olanbıtenlerden ve yapılan
çalışmalardan habersiz. ilgisiz olduğunu
söyledi. Berkarda, deprem olur olmaz
bölgeye ilk gidenlerin Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği, Demokratik llke-
ler Derneği, Çağdaş Eğıtim Vakfı ve ka-
dın örgütlennin de aralannda bulunduğu
STÖ'ler olduğunu anımsattı.
Berkarda, STÖ'lerin topluca ilk kez
REFAHYOL hükümetine karşı aldıklan
tavır ve yaptıklan eylemlerle Türkiye'nin
gündemini belirlediklerini belirterek,
STKB'nin de bu süreçte oluştuğunu vur-
guladı. Berkarda, bırlik ıçindeki 206 ör-
gütün ortak paydasının ve vazgeçilmezi-
nın "Atatürkçülük ve laik cumhuriyet"
olduğunu kaydetti. Türkiye'de 65 bin
STÖ bulunduğunu fakat bunlann ezici
çoğunhığunun işlevsiz ve verimsiz oldu-
ğunu söyleyen Berkarda, "Sivil toplu-
mun gelişmesi için bilinç ve duyariılık
çok önemli. Bir derneğe girmek için
çok büyük para ya da özveri gerekmi-
yor ki. İnsanlar yıllık 10 milyon TL
ödentiyi bile vermiyor, verme duyarlı-
lığını göstermiyorlarsa, sürekli olarak
yakınmaya, başkalarını eleştirmeye,
dert yanmaya da haklan olmaz" dedi.
Türkiye'de STÖ'lerin devlet tarafından
istenmediğini, devletın kendılerine adeta
"Gölge etme başka ihsan istemez" de-
diğini, hatta çoğu zaman işlennı güçleş-
tırdiğmi ammsatan Berkarda, "Devleti
devletin yönetmesine bir itirazımız yok
ama bu yönetime yurttaşların da katıl-
ması, katkı vermesi gerekir. tstanbul
Valiliği STKB'yi Ulegal olarak niteliyor
ve Vali Yardımcısı, Şişli Kaymakamlı-
ğı'na yazı yazarak bu görüşünü ifade
ediyor" diye konuştu.
HADEP Genel Başkanı Ahmet Turan Demir, aynmsız genel aftan yana olduklarını söyledi
6
Şiddetin gerekçesi ortadan kalkb9
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) - HA-
DEP Genel Baş-
kanı Ahmet Tu-
ran Demir.
Cumhurbaskanı Süleyman De-
mirel'in af yasasını TBMM'ye
göndermeîhıı olumlu buldukla-
nnı, koşulsuz ve aynmsız genel
affın çıkan lmasından yana ol-
duklannı bildirdi. Demir, Genel-
kurmay Başkanı Orgeneral Hü-
seyin Kıvrıkoğlu'nun partilenne
ılişkin açıklamalannı olumlu kar-
şıladıklannı, Türkiye'de kısmen
de olsa yumuşama sürecine giril-
diğini kaydetti.
Murat Bozlak'ın sıyasetten
yasaklanacak şekılde mahkûm
olmasının ardından HADEP'in
Genel Başkanlığı'na seçilen Ah-
met Turan Demir, partileri hak-
kında açılan kapatma davasında
sürecın devam ettiğini söyledi.
Şu anda Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Vural Savaş'ın değeT-
lendirmesi aşamasında bulunan
davanın ne kadar süreceğinin bel-
li olmadığını dıle getiren Ahmet
turan Demir, "Türkiye'de 2 yıl-
da da sonuclanmış dava var 6
ayda da sonuçlanan dava var"
diye konuştu.
HADEP hakkında böyle bir
davanın aslında açılmaması ge-
rektiğini savunan Demir. "Dava
siyasi nedenlerle açılmıştır. So-
nuç da siyasi olacaktır. HA-
DEP'in kapatılmasının yasal
gerekçeleri yok.Siyasi Partiler
Yasası'nda yapılan değişikük-
ten sonra HADEP'in kapatıl-
masının mümkün olmadığını
düşünüyoruz. Partinin varlığı-
na halk vereceği oylarla karar
venneli" dedi.
Demir, 18 Nisan seçimleri par-
tilerinden aday olarak kazanan 37
belediye başkanımn bölgelerin-
de rutın çalışmalannı sürdürdük-
lerini sövledı. Merkezi hükümet-
ten olmasa bıle bölgedeki devlet
yetkililerinden kaynaklanan
olumsuzluklann gözlendığini be-
lirten Demir. "Biz bunu bütün
bir devlet politikasının tezahü-
rü olarak görmüyoruz. Bölge-
deki devlet yetkililerinin tutu-
mu olarak görmek istiyoruz.
Cumhurbaşkam Demirel. yerel
mülki yetkililerden kaynakla-
nan olumsuzluklann devlet po-
litikası olmadığını dile getir-
miştir" diye konuştu
rekçesiyle 2 dosyada erteleme
işlemıni gerçekleştirdiğini an-
latan Kanat, Istanbul DGM ve
Ağır Ceza Mahkemelerine 40
dosya için yaptıklan başvurula-
nn sonuçlannı beklediklerini
bildirdi.
Kanat, müvekkilinin Ankara
2 No'lu DGM'de 1995 yılında
Tunceliler Gecesi'ne gönderdi-
ği mesaj ile Ankara 1 No'lu
DGM'de 1992 yılında Özgür
Ünıversıte'nin açılışında yaptı-
ğı konuşmada bölücülük pro-
pagandası yaptığı gerekçesiyle
yargılanıp mahkûmıyet aldığı 2
dosyasının af kapsamma gir-
mediğıni. ancak Beşik-
çi'nin yattığı hapis süresi-
nin bu davalarda verilen
cezalan karşıladığmı söy-
ledi. Af kapsamma girme-
yen 2 dosyadaki mahkû-
miyetler ile para cezalan-
nın Beşikçi'nin yattığı sü-
reden düşülmesi için talep-
te bulunacaklannı belirten
Kanat, yasa konusunda da
şu görüşleri savundu:
"Yasa, ciddi bir hu-
kuksuzluk içermekte,
düşünceyi suç olmaktan
çıkarmamaktadır. 23 Ni-
san'dan sonra düşünce-
lerinizi açıklamak ister-
seniz, ertelenen cezaları-
nızla birlikte sizi mah-
kûm ediyor. Düşüncele-
rini açıklamak isteyenle-
rin başında Demokles'in
kılıcı gibi duruyor. Ya-
sa'nın Türkiye Cumhu-
riyeti Devleti'ne getire-
ceği bir şey yok. Bir an
önce düşünceyi suç sayan
yasalar ortadan kaldırd-
malıdır."
Dava sürüyor
Bahçelievler
davasında -
mütalaa IV'A
hazırlanıyor
• Ankara 3. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde
görülen davanın .
dünkü duruşmasına,
sanıklardan gelen
olmazken, sanık , •
avukatlan ve
müdahil avukatlan
hazır bulundu.
ANKARA (AA) -
Türkiye lşçi Partisi (TtP)
üyesi 7 öğrenciyi,
Ankara'nm Bahçelievler
semtinde 8 Ekim 1978'de
öldürdükleri gerekçesiyle,
Susurluk'ta meydana
gelen kazada ölen
Abdullah Çatlı ile
Mahmut Korkmaz,
Kadri Kürşat Poyraz,
Bünyamin Adanalı ve
Ünal Osman
Ağaoğlu'nun, yargılandığı
davanın dosyası esas
hakkında mütalaanın
hazırlanması için
Cumhuriyet SavcılığVna
verildi.
Ankara 3. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülen
davanın dünkü
duruşmasına, sanıklardan
gelen olmazken, sanık
avukatlan ve müdahil
avukatlan hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı
Mehmet Koçak, sanıklar
Poyraz ve Korkmaz'ın
yakalanamadıklannı ve
MİT raporu için yazılan
talımatın cevabının
gelmediğini bildirdi. Tanık
Duran Demirkıran'ın
olayla ilgili bilgı ve
görgüsünün saptanması
için yazılan talimatın
cevabının gönderildiği
belirtildi. Müdahil avukatı
Ersan Şansal, tanığın
anlatımlannı kabul
etmediklerinı söyledi. •• •
Cumhuriyet Savcısı Sedat
Sayın, tanığın anlatımına
bır dıyeceğinin ohnadığını
ifade ederek suçun vasıf
ve mahiyetine, mevcotv< •
delil durumuna göre •„.- •.
tutuklu sanıklann ^
i
' *',
tutukluluk hallerinin .* -<•
devamına karar -H- .
venlmesini istedi.
Sanık Ünal Osman
Ağaoğlu'nun avukatı
Selçuk Sunay, müvekkili
hakkında herhangi bir
delilın bulunmadığmı
savunarak tahlıyesini
istedi. Mahkeme, esas
hakkındaki mütalaasmı
hazırlaması için dosyamn
Cumhunyet Savcılığı'na
iletılmesıni de
kararlaştırdı.