23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EYLÜL 1999CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(a cumhuriyet.com.tr 15 Klaus Boltze, yönetmenlerin iç dünyalannı sahneye taşımamalan gerektiğini düşünüyor AHSEN ERDOĞAN "Oyuncunun enstrümanı bedenidir. Bu bedenie rofününfigürferiniyararma- lıdır. Oyuncu konuşma oyuncusu değil- dir! Bu da demektir ki, oyuncu bedeni- ni buna haarlamalıdır. (_) Sahnede mü- kemmellik beni ügüendirmiyor! Ben, oyuncunun izleyiciye dokunmasını isti- yorum.'" Ünlü Alman tiyatro egıtimcisı Prof. Klaus Boltze, genç tiyatroculara oyun- culuğu otuz yıldır bu sözlerle anlatma- ya başhyor. Boltze'nin 1946'da Berlin Alman Tıyatrosu Oyunculuk Okulu'nda başlayan tıyatro serüvenı tiyatro eğitmen- lif iyle devam ediyor. Geçmişte oyun- culuktan yönetmenliğe. koreograflık- tan ekip antrenörlüğüne kadar tıyatro- nun pek çok dalında çalışan Bolt- ze.''Dünyada herkesin bir görevi vardır. Ben de, 70 yaşıma yaklaşırken, asd gö- revimin eğftmenlik olduğunu anladım" diyor. Bu görevini kısa bir süredir Ham- burg Alman Tiyatro Okulu'nda sürdü- rüyor. Bochum Tiyatro Enstıtûsü'ndeki ça- lışmalannı ızleyen ve çok beğenen Muh- sin Ertuğrul'un aracıliğıyla ilk kez 1968'de Türkiye'ye gelerek seminerler veren Boltze, geçen günlerde lstanbul'a altıncı zıyaretinı gerçekleştırdi. Istanbul ŞehirTiyatrolan Tıyatro Araştırma La- boratuvan'nın düzenledığı bir seminer- le dört hafta süreyle 28 oyuncu ve 22 araştırmacıyla bir arada olan Boltze, enerjiyi kullanma, gevşeme, bedeni 'ev' olarak algılayabilme, doğaçlama, koro çahşmalan konulanndaki bilgilerini ak- tardı genç tiyatroculara. 'Gerilim oyuncunun düşmanT Oyuncuyu 'insanı canlandıran insan' olarak tanımlıyor Boltze Bunutaman- lamıyla başarmak ısteyen bir oyuncunun ıse, hertürlü algılamaya açık olması ge- rektiğini belirtiyor. Oyuncu, çevresınde gördüğü, kokladığı. dokunduğu, duy- duğu her şeyı bır sünger gıbi içine çek- meli ona göre; oyuncunun, algıladıkla- nnı sahnede yansıtabilmesi için de her şeyden önce çok rahat olması şart "An- cak her şeye açık okluğunuzzaman sah- iü bir törendir' ± 01 (Fotograflar: KAAN SAĞA.NAK) ören, oyunun kendisidir. Tören demek, yönetmen demek değildir. Bugün oyunlann afişlerine yönetmenlerin adlan büyük puntolarla yazılırken, yazann adı bir köşeye iliştiriliyor. Oysa yönetmen, yazann temsilcisidir." nede yüzde yüz var olabifirsiniz. Oyun- culuk, açık ounakla var olmanın bileşi- mkUr." Ancak bu 'sahnede varoluş' ça- basının oyuncu üzerinde inanılmaz bir gerilim yarattığını, her temsilin oyun- cu içın bir sınav olduğunu, her sınavın da beraberinde korkuyu v e endişeyı ge- tirdiğinı söylüyor: "Oysahertürdenge- rilim oyuncunun düşmamdır. Hayaa bo- yunca da bu gerilimlere karşı savaşır oyuncu. Bedenini ve du\ gularını rahat- latması için de teknik alışormalara ge- reksinim duyar. Ben, onlara raharJama- nın yoUannıöğretiyorum. Oyuncu, sah- neye çıktıgı zaman avucunda kiiçük bir polisin olduğunu varsaymah. O polis sü- rekli olarak sinyal vermeli, 'gerginlik bu- rada, onu yok et' diye." Oyuncunun baş düşmanının ise, ken- dinı beğenmışlik olduğunu düşünüyor Kendini beğenmişliğm. korkunun bir başka biçımi okiuğu görüşünde: "Bir oyuncu eğer kibirli olursa tembeUeşme- ye başlar ve kendi geh'şünini engeller. kendini beğenmişlikdemek,durakiamak demektir." Dığer buyük düşmanın da eleştınden korkmak olduğunu söylü- yor. Deneyımlı oyunculann eleştiriye açık olmayışlannın kibirli olmalann- dan kaynaklandığı; genç oyunculann da eleştirildiklennde suçlujuk duygusuna kapıldıklan kanısında:'Oğrencilerimin, benim eieştirilerimin nedenini anlama- lan için çok uzun bir sürenin geçmesi ge- rekiyor. Oysa amacım.onlan iyiye > önelt- mek. Deney imli u> uncuların kendini be- ğenmişlikleri de eleştiriyi kabullenmete- rini engelliyor. Ve eleştirildikleri anda yüzlerine bir duvar örüyorlar. Bir süre sonra o duvan delmeyi benim de canım istemiyor. Ama genç öğrenrilerin duvar- laruu kırmak zonındayım.*1 'Metnin özüne sadık kalınmalı' Bu noktada, tiyatro eleştırmenlerine de değınmeden edemıyor Boltze. 'Bir ti- yatro eteştirmeni nasıl olmah?' sorusu- na verebileceği net bır yanıtı yok: "Ama şunuçokiyibiliyorunTdiyor "Bireleş- tirmen, ne olursa olsun, bir zamanlar oyuncu olmakisteyip de bunu başarama- mış birisi olmamalı. En önemli koşul da tiyatroyu sevmesi. Koltuğuna oturup, kollannı kavuşturarak daha oyun baş- lar başlamaz o> un hakkında ne söyleye- ceğini formüle etmemeli. "Bakalım ne- leri yanlış yapacaklar' diye değil. 'güzel olan ne, göreceğiz' diye gelmeliler o sa- lona." Son birkaç yıldır hiçbır tiyatro oyu- nunu yönetmemiş Boltze. Bunun ne- denlennden biri. zamansızlık. Diğerne- den de Almanya'nın tiyatro ortamında yaşandığını düşündüğü kaos. Artık Al- man tiyatro topluluklannın boş sandal- yelere oyun sahneledığini, bu durumun, yönetmenlerden kaynaklandığını düşü- nüyor. Yönetmenlenn. sahnelenen oyunun ızleyici tarafindan anlaşılıp anlaşılma- masını hiç önemsemedıklerini, sahne- ye metnin özünü değil. kendi iç dünya- lannı taşıdıklannı, izleyicinin de artık böyle narsist yönetmenlere sabredeme- diğinı dıle getiriyor: "Yaprtın özüne sa- dık kalma düşüncesi gittikçe yandaş \\- tiriyor. Bir yönetmen Goethe'yi nasıl görmek istediğine kendisi karar ve- riyor, ama Goethe'nin neyi anlatmak istediğini hiç mi hiç önemsemiyor. Oy- sa izleyici Goethe'yi izlemek istiyor; falanca yönetmenin onu nasıl gördü- ğünü değil!" Metne sadık kalmakla dekora. kosrü- me, olayın geçtiği çağın söylemine bi- re bir bağlı kalmayı kastetmıyor Bolt- ze. Onun anlatmaya çalıştığı, metnin çö- zümlemesinin iyi yapılması. satır ara- lannın iyi okunması "Oysa artık hiçbir yönetmen bunlann üzerinde durmak is- temiyor. Sanata. yazara ve izleyiciye kar- şı saygı kalmadı. Yönetmenler komp- lekslerini, iç dünyalannı sahneyetaşıya- rak O'Neıli a, Schiller'e, Shakespe- are'e, Goethe'ye tecavûz ediyorlar.Es- ki bir metni. bugüne göndermeler ya- pan bölümlerini vurgulayarak güncel- leştirmek yerine yaşamdan soyutluyor- lar. Sahneye yaşamı değil, kendi teori- lerini aktarıyorlar." 'Yönetmen yazann temsikisidir' Tiyatroyu büyülü bir tören' olarak nitelendiriyor Boltze. Yönetmeni de, bu törenin düzenleyicisi olarak tanımlıyor. "Tören, oyunun kendisidir. Tören de- mek. yönetmen demek değildir. Bugün oyunların afişlerine yönetmenlerin ad- lan büyük puntolarla yazılırken. yaza- nn adı bir köşeye iliştiriliyor. Oysa yö- netmen, vazann temsikisidir." Munch 'ın 1895 'teyaptığı 'Madonna sı açık arttırmaya çıkıyor 'Nefes kesicitablo9 satışta 'Madonna'nın 7 milyon pounda saülacağı tahmin edüiyor. Kühür Servisi - Modern sanatın öncülennden Edvard Munch'ın Madonna tablolanndan biri 1895 yılında çizilmesmın ardından ilk kez Christies Müzayede Salonu'nda açık arttırmayla satılacak. Yetkilıler tablonun 7 milyon pounda satılacağını tahmin ederken koleksiyonerlerin bu fiyatı yükseltebileceği düşünülüyor. Modern sanatın en önemli isimleri arasında sayılan Munch (1863-1944) avand-garde hareketin öncüleri arasında görülüyor. En ünlü tablolanndan Scream (Çığlık), 1994 yılında Oslo Müzesi'nden çalındığında tablonun fiyatı 30 milyon pound olarak açıklanmıştı. Sanatçı beş ayn versiyonunu çizdıği Madonna tablolannın taşbaskılannı da yapmıştı. Madonna tablolanndan üçü şu anda Hamburg ve Oslo'dakı müzelerde sergileniyor. Tablolar 'Doğanm fotoğrafinı çizmek ve insanhğa bir şey veren bir sanat yaratmak isterdim" dıyen Munch'ın aşk, ölüm ve cinsellık Beş ayn versiyonu bulunun tablolar, 'Doğanın fotoğrafinı çizmek ve insanhğa bir şey veren bir sanat yaratmak isterdim' diyen Munch'ın aşk, ölüm ve cinsellik konulanndaki takıntılannı \ansıtı\or. konulanndaki takıntılannı yansıtıyor. Christies Müzayede Salonu'nun 20. Yüzyıl ve lzlenimcilık Bölümü Başkanı Jussi Pylkkannen satışa sunulacak Madonna'yı değerlendirirken şu sözlere yer \eriyor: "IN'e tablo._ Modernitenin ikonu. Van Gogh'un Ayçiçekleri gibi herkesin bildiği bir görüntü. Daha önce pa/ara çıkmamış, güzel bir ikonik görünrüy le karşılaştığınız zaman koleksiyonerler bu parçaya büyük ilgi gösteririer. Ona adeta ihtiyaç duyarlar. Bütün mallanmı bu tabtoya sahip olabilmek için satabiiirdim. Bugüne kadar gördüğüm en nefes kesici tabto_." Resım üzerine yapılan yonımlar, resmedilen kadının cinsel ılişkinin doruklannda olduğundan kollan arkasında bağlı, savunmasız bir canlıyı temsil ettiğine dek uzanıyor. Munch'ın Madonna'yı çizerken model olarak kimi kullandığı da bir başka tartışma konusu. Pylkkannen. tablodaki kadının ressamın Norveçli doktor arkadaşmın kızı Dagny Juell olabileceğini söylüyor. Bağımsız modern bır kadın olan Dagny, ılham perisiydi Munch'ın. Ünlü ressam takıntılı bır tutkuyla bağlıydı Dagny'e. Daha o zamanlarda özgür seksi savunan genç kadm, hiç sarhoş olmadan litrelerce alkol içmesiyle de kendinden söz ettıriyordu. Şu anda Oslo'da bulunan Madonna tablolanndan biri 1906 yılında satıldığında aynı müzayedede satışa sunulan Scream'in iki katı fiyata gitmiştı. . » 3. Uluslararası İzmir Seramik Sempozyumu 15 sanatçıyla 20 günlük workshop İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Dokuz Ey- lül Üniversitesi Güzel Sa- natlar Fakültesi Seramik Bölümü'nün düzenlediği "3. Uluslararası tzmir Se- ramikSempozyumu" dün başladı. 29 Eylül'e dek sürecek olan sempozyum bu yıl Kültür Bakanlığı'nın kat- kılarıyla düzenleniyor. Workshop ve sergi olmak üzere iki ayn etkinlikten oluşan sempozyuma Al- manya, Avustralya, ABD, Belçika, Çek Cumhuriye- ti, tspanya, Makedonya Cumhuriyeti, Norveç, Slo- vakya, Türkiye ve Yuna- nistan'dan toplam 15 sera- mik sanatçısı katılacak. 3. Uluslararası İzmir Se- ramik Sempozyumu kap- samındaki workshop- atöl- ye çalışmalan 10-29 Ey- lül tanhleri arasında Do- kuz Eylül Üniversitesi Se- ferihisar Dinlenme Tesis- len'nde gerçekleştirilecek. Sanatçılann 20 gün sü- re içinde yarattıklan ya- pıtlanndan oluşan sergi ise 29Eylül-21Ekimtarihle- ri arasında daha önceki yıllarda olduğu gıbi tzmir Resim ve Heykel Müze- si'ndeyeralacak. Seramik Bölüm Başka- nı Sevim Çizer önderliğin- de düzenlenen sempozyu- ma Franz Stahler (Alman- ya), Phyllis Kudder Sulli- van (ABD), Mitsuo Shoji (Avustralya), Joe-Anne Caron (Belçika). Jindra Vlkova (Çek Cumhuriye- ti), Enrique Mestre (ts- panya). Lazarov Miho (Makedonya Cumhuriye- ti), TullaElieson (Norveç), Lucia Huckova (Slovak- ya), Kostas Karakitsos Yordanides'in (Yunanıs- tan) yanı sıra, Türkiye'den Mustafa Tunçalp, Semih Özkan. HamiyeÇolakoğ- lu ve GürdaJ Ozçalık ka- tılacak. Sempozyuma katkıda bulunan kuruluşlar arasın- da, Çanakkale Seramik, Eczacıbaşı Seramik, Öz- mak Makine, Adnan Fran- ko Sanat Galensi. Lıons Kulüplen, Konak Beledi- yesi, Resım Heykel Müze- si Koruma Demeği, Sevi- len Şaraplan, Piyale Dr. Oetkeryer alıyor. İngiliz Kültür Bakanı Chris Smith,. eleştirmenlerin 'beğeni' testinden geçti Lüks, zevldi ve cesıır seçim KöltiirServisi-tngiliz Kültür Ba- kanı Chris Smith'in daha önce kül- tür bakanlığı yapmış isımlerden en önemli farkı modern sanata da- ha çok ügi duyması... Oldukça yo- ğun geçen haftanın ardından Smith. ulusal ve özel galerileri gezip, sa- natçılarla tanışıyor. Damien Hirst'ten Turner Odülü adaylan- na kadar pek çok sanatçı ile ileti- şim halinde olan Smith'in, bu dav- ranışı pek çok kişi tarafindan olum- lu eleştinler alıyor. Geçen aylarda Venedik Bıena- li'nin açılışı sırasında tngiliz Pa\ - yonu'nun gözde isimlerinden Gary Hume ile yemek yemesi bakanın görsel sanatlara ve sanatçılara il- gisini bir kez daha gözler önüne ser- di. Eleştirmenler, çağdaş sanatın 'öncü' etkinliklerinden biri olan Venedik Bienali 'nde boy gösteren Smith'in kişisel tercihlerinde gö- ründüğü kadar da 'ilerici' oimadı- ğını düşünüyor. Ünlü tngiliz gazetesi Indepen- dent On Sunday Chris Smith'in ofisi için seçtıği yeni koleksiyonu geçen günlerde haber yaptı. Bu haberin yayımlanmasından sonra sanat ortamı ikiye bölündü Kimi- leri Smith'in seçimlerinin 'profes- yonel' olduğunu iddia ederken, ki- mileri ise bakanın seçimlerinin or- talama bir beğeniden öteye gitme- diğini öne sürüyor. Chris Smith'in modern sanata olanügLsi otumlueleştirilerafaynr. Peki Chris Smith'in bakanlık makamında kimlerin yapıtlan var? Bakanlık masasuıın üzerinde İskoç sanatçı Craigie Aitchison'un yap- rruş olduğu bir büst yer alıyor Aitc- hison. yapmış olduğu bir portre- nin Kültür Bakanı'nın odasında yer aldığını duyduğunda çok şaşır- dığını dile getiriyor. Smith'ın oldukça kalabalık olan masasının yakınında ise ünlü res- sam SirHowardHodgkin'in 1977 tarihli 'A Storm' başlıklı litografı çahşması bulunuyor Bakanın Art- deco üslubundaki kütüphanesinin; Leger, Sisley \ e Odılon Redon'un monografilennin hemen üstünde ise soyut, belli belirsiz fallik bırım- genın seçildiği heykeltraş Nigel Hall'ın 'Small Steel Passage' adlı çahşması yer alıyor. Chns Smith'in müziğe olan tut- kusu JacopEpstein'in Nazi'ler ta- rafindan sınır dışı edilen ünlü şef Dr. Orto Klemperer'ın büstüyle desteklenıyor. Kültür bakanının konferans masasının hemen üze- rinde tngiliz sanat ortamının mo- daıkılısı Langlandsve Bell'inhe- nüz bu yıl tamamlanan dört renk- lı serigrafısi asılı. Ben Langlands ve Nikki Bell 1997'de Royal Aka- demi'de Genç İngiliz Sanatçılann katılımıyla açılan ve büyük sansas- yon yaratan 'Sensation' sergisin- de büyük ilgi görmüşlerdi. Bu yı- lın başında Langlands ve Bell'in baskılan Londralı galerici Alan Cristea tarafindan 3 bin pounda alıcı bulmuştu. Cristea, Chris Smith'in bu yapıtlan duvanna as- masma inanamadığını belirtiyor. "Bu ikili uluslararası sanat piy asa- sında yakından tanınan sıradışı isimler. Her Ud sanatçının yapıtla- n da çağdaş sanat koleksiyonerle- ri tarafindan alıcı buluyor. Chris Smith'in bu isimlerin yapıtlannı duvanna asmasına dogrusu şaşu*- dım." Norman Ackroyd'un Winder- mere Gölü'nün baskısının yer al- dığı bir başka yapıt ise Chris Smith'in odasmı süsleyen çalış- malardan. Kültür Bakanının ofî- sinin biraz dışmda 18. yüzyılın az bilınen sanatçılanndan biri olan Paul Sandby'ın karakalem çahşma- sı yer alıyor. Bazı sanat eleştirmenleri Chris Smith'in ofisınde yer alan resım- leri her şeye karşın 'lüks ve zevk- H' olarak nitelendiriyor. Bazılan ise Kültür Bakanı *nın ofisi için seç- tıği yapıtlarda son derece cesur davrandığını dile getiriyor. Deprem öncesi konser vermişti Ertuğrul Çayıroğlu 55 yaşında öldü Kültür Servisi - Sanat- çı Ertuğrul Çayıroğlu, Gölcük'te Deniz Kuvvet- leri devır teslim törenin- de bir konser verdikten sonra meydana gelen dep- remde yaşamını yitirdi. Ankara Devlet Konser- vatuan eski müdürlerin- den Şeref Çayıroğhı'nun oğlu olan Ertuğrul Çayı- roğlu, 1955'te Ankara Devlet Konservatuan Vi- yolonsel bölümüne girdi. 14 yaşında konservatuar- dan gece kaçışlan ile pro- fesyonelliğe ilk adımını attı. 1979 yılında lstanbul Radyosu Eğlence Prog- ramı Orkestrası Şefliği'ne atandı, 1986-87 arasında lstanbul Üniversitesi Dev- let Konservatuan'nda pop orkestrası şefliğini yürüt- tü. Son üç yıldır Deniz Kuvvetleri donanma. ban- do ve pop orkestrası mü- zik öğretmenliğı yapan sanatçı, Gölcük Donan- ma Üssü'ndeki bandoyu uluslararası yanşmalara hazırlaması ve aldığı ödül- lerle tanınıyordu. Bestecılik, aranjörlük, sahne çalışma repertuar- lan ve sahnede eşlik alan- lannda çalışan Çayıroğlu, 1984-96 yıllan arasında 19 Mayıs Atatürk'ü An- ma ve Gençlik ve Spor Bayramı töreninin müzik- lerinı düzenledi, şiirleri- ni seslendirdi. Çahştığı orkestra ve sa- natçılar arasında Üstün Poyrazoğlu Orkestrası, Yurdaer Doğulu, Berkant, Selçuk Ural, Atilla Öz- demiroğlu, tlhan Feyman Orkestrası, Kanat Gür Or- kestrası, Doruk Onatkut Orkestrası, Topkapı Or- kestrası ve kuruculuğunu yaptığı Fiesta Orkestrası yer alıyordu. 2 LP sahibi olan sanat- çı, eşi Meral Çayırog- hı'ndan ilhamalarak 'Kö- çüğüm' adlı besteyi yap- mıştı. Ertuğrul Çayıroğ- lu, 1997'de 35. sanat yı- lını kutlamıştı. Harem Suare 24 EylüTde gösterime girecek • Kültür Servisi - Ferzan Özpetek'in son filmi Harem Suare 24 Eylül'de Türkıye'de gösterime girecek. Özpetek'in ilk filmi Hamam37 ödül kazanmış, Harem Suare de 1340 film arasından seçilerek 52. Cannes Film Festivali'nin Belli Bir Bakış bölümünde kapanış filmi olarak gösterilerek sinema çevrelerinden büyük ilgi görmüştü. ttalya'da geçen Mayıs ayında gösterime giren Harem Suare, Türk- ttahyan-Fransız ortak yapunı bir film. Başrollerini Marie Gillain ve Alex Descas'ın paylaştığı, Serre Yılmaz, Haluk Bilginer, Ayla Algan, Nilüfer Açıkalm ve Selda Özer'in de rol aldığı filmde Osmanu Hareminde Sultan II. Abdülhamit'in bir gözdesiyle, haremağası arasında yaşanan aşk ve bu aşkın çevresinde gelişen olaylar anlatılıyor. Depremde yaşamını yrtiren sanatçılar anılacak . • Kültür Servisi - Beyoğlu Belediye Başkanhğı bugün Marmara Depremi'nde yaşamını yitıren Ziya Taşkent, depremin yaşandığı üzüntülü dönemde ölen Münevver Ayaşlı ve Mehmet Çınarlı'yı anacak. Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde düzenlenecek tören saat 14.00'te gerçekleşecek. Ayasofya Müzesi'nde Yas ve Sükran konseri • Kültür Servisi - Chamelon halkla ilişkiler şirketi ülkemızde meydana gelen deprem felaketi nedeniyle Ayasofya Müzesi'nde iki konser düzenlenecek. Yas ve Şükran konserleri başlığı altında gerçekleşecek konserlerin amacı bütün dünyaya deprem felaketi ; sırasında insanlık adına sergiledıkleri seferberlikten dolayı şükran mesajı duyurmak ve uluslararası kamuoyunda yankı uyandırmak. Bütün dünyaya duyunılacak olan Yas Konseri'nin bilet geliri bağışlanmak üzere satışa sunulacak. Konser progranu Mozart'ın Requem'i ya da Mahler'in Kindertotenlieder'i gibi yas ile ilgili eserlerden oluşacak. Şükran Konseri'ne ıse Türkiye'deki dış ülke temsilcileri ve yardım kuruluşlannın temsilcileri davet edilecek. Programda şükran teması ile ilgili eserler seslendinlecek B Be depremzedelen için vakıf olııyor • Kültür Servisi - Deprem felaketinin yaralannı sarmak için bir araya gelen ve El Ele oluşumunu başlatan Türk Müzik Endüstrisi'nin bu konuya yönelik çalışmalan hızlandınldı. Depremle ve bundan yola çıkarak ülkemizde meydana gelebilecek tüm doğal afetlerle iç içe yaşama, korunma bilincini kamuoyuna vermeyi ve bu konuda uzun vadede fayda getirmeyi amaçlayan El Ele, çalışmalannı vakıf kimliği altında sürdürecek. Oluşumun planladığı uygulamalar arasında önemli bir yer tutan uluslararası organizasyonlar için Almanya, Ingiltere ve Yunanistan'daki organizatörlerle görüşmeler yapılıyor. Organizasyonun Amerika ayağında ise Warner Music Başkanı Ahmet Ertegün'ün girişimiyle ekimde New York'taki Madison Square Garden salonlarında dünyaca ünlü sanatçılann katılımıyla gerçekleştirilecek bir konser de yer alıyor. ' TYS'nin kampanyası sürüyop • Kühür Servisi - Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), deprem bölgesinde kurulacak kitaplıkJarla ilgili olarak başlatılan çocuk kitaplan ve okul gereçleri toplama kampanyasmı 17 Eylül'e dek sürdürecek. tlköğretim düzeyinde eski ders kitaplan, kültür kitaplan, ansiklopedi, sözlük vb. ile çanta, defter, kalem, suluboya gibi okul gereçleri bağışlamak isteyen kişiler, TYS'nin Yıldız Sarayı Dış Karakol binasındaki merkeziyle ya da 259 74 74 nolu telefonla iletişim kurabilirler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle