Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11EYLÜL 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DEPREM
Yardım eldplerîne
6
pe£kolojik
9
destek
Ekiplerin, "her şeye yetişmeliyim " gibi düşüncelerle sınırlarını gereğindenfazla zorlamalan; beslenme, barınma
ve temizlik açısından yaşadıklan olumsuz koşullardan dolayı psikolojik sorunlarla karşılaşabilecekleri vurgıılandı
AJNKARA (AA) - Deprem felaketinin
arandan bölgeye giderek, durup
dinlenmek bilmeksizin. doğru düzgün
beslenmeden saatlerce çalışan yardım
ekblerihin "ikincildüzevdeafetzede"
olrna ihtımallennın çok yüksek
olduğu bildırildi.
Marmara Bölgesi'ni etkileyen deprem
felaketını yaşayan ve psikolojik olarak
etkılenen insanlara yardımcı olmak
amacıyla Türk Psikologlar
Demeğı'nın oluşturduğu "Deprem
Qzel Çalışma Grubu", deprem
bölgesınde çalışan yardım ekiplennin
karsılaşabilecekleri psikolojik
sorunlarla nasıl başa çıkılabileceği
konusunu araştırdı. Araştırma
sonucunda hazırlanan raporda. yardım
ekiplennin. deprem bölgesınde "her
şeyeyetişmeliyim'', "herfcese yardım
etmeüyinT gibi düşüncelerle
smırlarını gereğinden fazla
zorlamalan. o ana kadar yaptıklannı
yeterli bulmamalan. beslenme,
bannma ve temizlik açısından
yaşadıklan olumsuz koşullardan
dolayı psikolojik sorunlarla karşı
karşıya kalabildikleri vurgulandı.
Raporda, bu durumlarla karşı karşıya
kalan yardım ekıplerirun gösterdiklen
normal tepkıler şöyle sıralanıyor:
- Fiziksel ve psikolojik rükenme
dunımlannda insanlarda en sık ortaya
çıkan duygu, yoğun bir öıkedir.
- Olaylara olumlu yaklaşma
yeteneğinızi yitırebihr ve karamsarlık
gırdabına kapılabilirsiniz.
- Kendi öfkeniz böylesine yogunken,
diğer kişilerin sizirikilere benzer
nedenlerle yaşamakta oMuklan öfkeye
tahammüiüniiz kalmaz,
- Onlann öfkesıni de yaşadıklan
tükenmışlik durumunun bir sonucu
olarak görmek yenne, kendi üstünüze
alınabilirsiniz,
- Çevrenizde acı çeken insanlan
gördükçe, kendinizin yara bile
almadan kurtulmuş olmanız, bir süre
sonfa daha iyi yaşam koşuüanna
dönecek olmanız, sizde suçluluk
duygusu uyandırabilir,
- Her şeye yetişmek isteyip,
yetışemediğinız ıçin yoğun bir
çaresızlık ve kaygı duyabilırsıniz.
Hele yoğun kayıplan olan kişilerle
çalışıyorsanız. vaşadığınız çaresizlik.
kontrolü kaybermişlik duygulannız
bir kat daha artar,
- Yardım etmeye çalıştığuuz kişiler
çocuksa, o güne kadar sizi ayakta
tutan varsayımlarınız, değerieriniz
altiist olabilir. isyan noklasjna
gelebilirsiniz.
- Kendi çocukluğunuzdan kalan
korkulannız ve fantezileriniz yeniden
canlanır. Yardım etmeye çalıştığınız
bu kişilere aniden bağlandıgınızı
görebilırsıniz. Böylece onlardan
aynlmak size güç gelebilir, - •''
- Enkaz arandan ceset çıkarmak
zorunda kalmışsanız. bu durum sizi
geceler boyu uykusuz bırakabilir,
- Gen döndüğünüzde yaptıklannızı
yetersız bulabilir, kendinize eskisi
gibi normal bir yaşama dönme şansı
tanımayabilir, oraya tekrar gitme
ısteğı yaşayabilirsiniz.
Öneriler
Yardım ekiplerinin bulunduklan
durumun stresinden kurtulabılmeleri
ıçin. raporda şunlan yapmalan
önenlıyor:
- Sınıriannızı biBn. Kendinizin de
etten kemikten oluşmuş bir insan
olduğunu unutmayın. Kendinizden
gerçekçi beklentiler içine giria.
- Sizınle çalışan bir arkadaşınızla ya
da civardaki bir ruh sağlığı uzmanıyla
kısa sürede olsa mutlaka konuşmaya
çalışın.
- Akşamian bir araya gelerek, sizi
iizen ya da mutlu eden bazı olaytan ve
duy gulannızı birbirinizle pa> laşın.
birbirinize destek olun,
- Bulunduğunuz bölgede diğer
afetzedeler içın sağlanmış eğlence
etkinliğine katılm,
- Olanaklar ölçüsünde iyi beslenin,
- Açık havada derin derin soluk ahp
verme egzersizleri yapın,
- Açık havada kültür fizik hareketleri
yapmaya çalışın,
- Fazla mıktarda kafeın tüketmeyin,
- Alkolden uzak durun.
Deprem&de
aüe 4ilge&ü; ERZURUM(AA)-
Marmara Bölgesı'ndeki
depremden sonra
depremzedelerin sıkıntılı
yaşamlan devam
ederken, Gölcük'te
•' evleri yıkılan ve yeni
yaşam için umutlannı
başka illerde yeşertmek
, üzere yollara düşeıj *>
"*~V£ûniaîfesi, gfttiklefi4
ilde kfralık ev ve işlçin
gerekli yardımı
göremeyince, Gölcük'e
geri dönme karan aldı.
; Gölcüklü Kuru ailesinin
reisi 50 yaştnda Tahsin
Kuru. SSK'den emeklı,
39 yaşındaki eşi Hediye
ise Gölcük sokaklannda
Milli Piyango bıleti
satıyormuş deprem
öncesi. tki
çocuklanndan 18
yaşındaki Bülent,
zıhınsel özürlü, diğer
çocuklan Levent ise yeni
, askerden gelmiş. Kuru
i ailesinin tüm umutlan
17 Ağustos depremı ıle
yıkılan evlerinin aJtında
kaldı. Yeni umutlar ve
yeni bir yaşam için
£ depremden hemen bir
- gün sonra yollara düşfü
" Kuru ailesi. Tam dört il
J gezdiler yeni bir yaşam
kurmak için. Fakat
gerekli yardımı
göremeyince tüm
umutlan ikinci defa
yıkıldı ve depremde
| harabe kente dönen
Gölcük'e geri dönmeye
karar verdiler.
Erzurum'da bir otel
odasında başlanndan
geçen ilginç ve deprem
sonrası yaşadıklannı
anlatan baba Tahsin
Kuru. depremde enkaz
altmdan zorlukla
kurtulduklanm
| belirterek. "Zihinsel
%* özürlü oğlıım Bülent'in
* durumu çok ağırlaşınca
18Ağustos'taGökrük'ü
terkettik
r
dedi.
Depremde yaşadıklan
acıyı. deprem sonrası
yeni bir yaşam için umut
ışığı ararken de
yaşadıklannı belirten
Kuru. şunlan söyledi:
"Evimizi ve eşyalanmızı
bırakıp depremden bir
güo sonra Gölcük'ten
aynlarak başka yerlerde
yeni hayat kunnayı
dfişündük. Önce
tstanbul'a gidip borç
para temin ettik.
Istanbul'dan Trabzon'a
geçtik. Burada
yaşamımızı sürdürmeye
karar verdik Eşim miİK
piyango bayüiği yapngı
için eşimin burada işine
devam edebfleceğini
düşünüyorduk."
Trabzon'da kıralık bir ev
içın valıliğe
başvurduklannı anlatan
Kuru. bir süre çeşitli
kurumlann
mi sa*ırhanelerinde
banndınldıklannı ifade
ederek. "Piyango baviliği
ve kiratak ev için
yaptıgımız yardım
başvurusu sonuçsuz
kalınca Trabzon'u terfc
ettik" dıye konuştu.
Daha sonra Ordu'ya
geçtiklerini ve burada
insanlan depremzede
olduklanna inandırmak
için yogun çaba
sarfettiklerini,
gözyaşlannı gizlemeye
çahşarak anlatan baba
Kuru, Ordu'da birçok
olumsuz olaylarla
karşılaştıklannı ve
Artvin'in Arhavi ilçesine
gönderildiklerini
söyledi. Gıttikleri her
yerde yardım için
depremzede olduklanna
daır belge istendiğini
söyleyen Kuru,
"Depremden hemen
sonra Gölcük'ü terk
ettiğimiz için
depremzede okhığumuza
dair bir yazı almaya
imkân oulamanuştık''
dedi.
Eşinin Milli Piyango
baviliği yapabilme
hayaliyle Erzurum'a
geldiklerini ve burada da
Valiliğe müracaat
ertiklerini, bir otele
yerleştirijdiklerini
anlatan Kuru, şunlan
söyledi: "Erzurum'da
da istediguniz bir Idrahk
ev ve piyango baviliği için
gerekli yardımı
göremedik. Arnk
dayanacak gücümüz
kalmadı ve yeni bir
yaşam için çıkttgımız
seriiven sona erdi. 4 ikle
karşılaştığımız zorluklar
ve bürokratik işlemler
bizleri ikinci deifa yıkb.
Şimdi tek isteğimiz
enkaz böigesme geri
dönebilmek. VaHEğe
müracaat ederek bilet
parası için yardım
istedik. Lütfen btri
deprem bölgesine
Kara bulutların
yerine güneş doğdu
SAADETUSLU
YALOVA/GÖLCÜK - Marma-
ra Bölgesi'ni yıkan deprem sonra-
sında Çağdaş Yaşamı Destekleme
Demeği'nin (ÇYDD) rehabilitas-
yon merkezlerine giden ve resim-
İennin ana konusu "enkaz yığmla-
n ve kara bulutiar" olan çocuklar
için güneş yeniden doğmaya baş-
ladı. Çocuklann büyük çoğunluğu.
kısa bir sürede depremin acı izle-
rini üzerlerinden atmayı başardı.
ÇYDD, deprem bölgesınde en az 1
yıl çalışmalannı sürdürmeyi plan-
lıyor.
ÇYDD'nin deprem bölgesinde
çocuklara yönelik olarak kurduğu
ilk rehabilitasyon merkezi Yalo-
va'daki çocuklar, depremle ilgili
sorunlannı aşmaya başladılar. 20
Ağustos'ta Yalova'da kurulan ça-
dırda başından beri görev yapan
halk sağlığı uzmanı Doç. Dr. Ayşe
Yüksel "Ben de bu depremde ya-
kınlanmı kaybetmeme karşın bu
çocuklan ilk gördüğüm zamanki
kadar ağiamadım" divor. Yüksel,
çocuklann ilk zamanlardaki du-
rumlannı şöyle özetliyor:
14
İlk günlerdeçocuklar bem mut-
lu hem de mutsuzdular. Çünkü
hem böyle bir acıyı yaşamışlardı
hem de onlaria ilgilenen bizler var-
dık. tlk birkaç gün hiçbir şeye kon-
santre olamıyorlardı. Dahp giden
gözler, durgun yüzler >ardı. Şimdi-
lerde ise tam anlamıyla çocuk olma-
ya başladılar. İlk günlerde resimle-
rindeki kara bulutlann yerini ba-
har resimleri aldı. Birçoğunun çiz-
gilerinde doğan güneşler >
r
ar.
rl
Doç. Yüksel, çocuklar için artık
psikolojik tedavıden çok eğitime
yönehk çalışmalar yapılması ge-
rektiğini \Tirguluyor. ÇYDD şım-
dilik Yalova'da yaklaşık 500 çocu-
ğa hızmet götürüyor ancak kura-
cağı prefabrik sınıflarla bu sayıyı
arttırmayı düşünüyor.
ÇYDD'nin Gölcük Gözlemen-
tepe'dekı rehabilitasyon merkezin-
de ise şu anda 565 çocuk bulunu-
yor. Sosyal Hizmetler Görevlisi
Oya Çolpan, bu bölgenın gelır dü-
zeyi düşük aılelerden oluşruğuna
dıkkat çekerek "Buradaki çocukla-
nn sadece depremden degil, önce-
sinden de problemleri var. Sanmm
aile içi şiddeti yaşıyoriar. Eğmmle-
ri de eksik" dıye konuşuyor. "Yaz
okuhı" adını verdikleri merkeze
ilk zamanlarda gelmeye çekinen
çocuklar. ilgıyi ve sevgıyi bulduk-
ça rahatlamışlar. "Çocuklara ilgi \e
sevgi verdiğinizde karşıuğmı hemen
alırsınız" dıyen Çolpan. buradakı
çocuklan şöyle anlatıyor:
"'Genelde erkeklerde saidırgan-
lık gözledik. Bazı çocuklar ise tam
tersi içine kapanıklar. Bir de yüışık-
lık derecesinde scngiye susamışlık
var. Buradaki ailelerin sosyo-eko-
nomik düzeyi düşük. Bu çalışmayı
uzun süre devam ettirmeyi düşü-
nüyonız. Bizde bulduklan sevgiyi
çevTelerinden bulamayacaklan için
girriöimi/dedaha da korü olurlar. O
nedenle ailelerin de egitiünesi ge-
rekT
Gençler de sorunlu
Oya Çolpan. çocuklann resim-
lerle, hikâyelerle duygulannı an-
latmalanna karşın gençlerin bunu
yapamadıklanna dikket çekıyor.
Çağdaş ^aşamı Destekleme Derneği, deprem bölgesindeki çocuklar
için yapüğı çalışmalan en az bir yıl sürdürmeyi planlıyor.
Özellikle 14 yaş üstü gençlerin
korkulannı, duygulannı ifade ede-
mediklerini vurgulayan Çolpan,
"Acaba yaıüış mı düşünüyorum?
Beni ayıplarlar mı? gibi düşünce-
lerle açılanuyorlar. Korkulanndan
kurtulmalan da zor oluyor" diye
konuşuyor. Bu aşamada çocuklann
ya da gençlerin depremden ne ka-
dar etkilendikleri konusunda kesin
konuşmanın mümkün olmadığma
da değinen Çolpan, bu insanlann
uzun süre izlenmesi gerektiğini
söylüyor.
ÇYDD'nin bundan sonraki
planlan içinde ise anne ve babala-
ra yönelik eğitimler var. Buradaki
uzmanlann çocuklar için bir yere
kadar çalışabileceğine dikkat çe-
ken yetkililer, "Evde yine sorunla-
nn ve bilinçsizligin içine girdikleri
zaman bizim yaptıklanmızın çok
da bir değeri olmaz" diye uyanda
bulunuyorlar.
ÇYDD. bölgedeki çalışmalannı
ise 1 yıl sürdürmeyi planlıyor.
ARAYIŞ
TOKTAMŞ ATEŞ
Türk-Yunan Dosfluğu
ve 6/7 Eyliil Olaylan
Yıldönümüne yakın günlerde, 6/7 Eyiül 1955'te
yaşadığımız dramatik olayları ele almak ve günü-
müzün koşullan altında degerlendirmek niyetindey-
dim. Ancak deprem felaketi. bu yazının biraz gecik-
mesine neden oldu. Aynca deprem sonrasında Yu-
nanistan'ın ve Yunan halkının Türkiye'ye karşı tutu-
mu, yeni bazı değerlendırmeler yapmamızı zorunlu
hale soktu.
Öncelikle şunu anımsatmak isterim ki, Ulusal Kur-
tuluş Savaşımızda, Ingiltere'nin maşası olarak Ana-
dolu'ya çıkan ve bir "lonya Devleti" hâyali içinde, ina-
nılmaz bir baskı ve zulüm rejimi oluşturan Yunanis-
tan'la ilişkilerimiz, savaşın üzerinden 7-8 yıl geçtik-
ten sonra düzelmiş ve Atatürk, geçmişin üzerine bir
sünger çekebilmişti. Bu iyi ilişkiler, 1950'lerin başla-
nna kadar sürecek ve Türkiye, Ingiltere'nin çabala-
nyla Kıbns sorununda "taraf" olduktan sonra, bir
daha düzelmeyecek biçimde bozulacaktır.
Gunümüz Türkiyesı'nin Kıbns politikasına, bu ya-
zı çerçevesınde hiç girmek nıyetinde değilim. Türki-
ye'nın bu konuda, "taraf olmasının değeriendirHme-
sine de girmeyeceğim. Daha önceleri bu konuda
değişik yazılar yazmıştım, belki ilerde de yazanm.
Bugün, satt yaşanan bir faciayı ve bunun sonuçlan-
nı ele alacagım ve bunlann yanı sıra, günümüzdeki
durumu degeriendirmeye çalışacağım.
Savaş sonrasında Kıbrıslıların, özellikle Kıbnslı
Rumların bağımsızlık talepleri sonrasında, Ingiltere
ve Yunanistan arasında çıkan sürtüşme, Türkiye'nin
de konuya taraf olduğunu bildirmesiyle, "üçlü birso-
run" haline gelmışti. Türkiye (haklı bir biçimde), ada-
da geniş bir Türk cemaatinin yaşadığını ıleri sürerek,
kendi dışında vanlacak bir uzlaşmayı tanımayaca-
ğını ilan etmişti.
O günlenn hükümeti, Türk halkının konuyla ne de-
recede ilgili olduğunu dünya kamuoyuna duyurma
amacıyla, "pıs" bir provokasyon düzenledi. Hangi
akılsızın aklına geldigi bilinmez ama, Selanik'te Ata-
türk'ün doğduğu eve bir bomba konuldu ve Istan-
bul'daki birkaç günlük gazete, bunu çarpıcı manşet-
lerle halka duyurdu.
Büyük kentlerimizde ve özellikle yoğun bir gayn-
müslim azınlığın yaşadığı Istanbul'da, önce Yunanis-
tan ve Rumlar'a karşı protesto gösterileriyle başla-
yan olaylar, emniyet güçlerinin de goz yumması so-
nucunda, birkaç saat içinde azınlıklara saldın ve
azınlık mallanna ve evlerine yönelik bir "yağma" ha-
reketine dönüştü.
Işin kontrol edilemez bir boyuta ulaştiğını gören
hükümet sıkıyönetim ilan etti ama, ok yaydan çık-
mıştı. Utanç verıcı bir yağma iki gün sürdü. Rumla-
ra yönelik olarak başlayan bu protestolar, diğer azın-
lıklara ve hatta Türk dükkânlanna yöneldi. Bu isin dü-
zenleyicilerinın, şimdı "demokrasi havarisi" olarak
değerlendirilmeleri ve "anıt mezariar'da yatmalan-
nı, toplumların unutkanlığına bağlıyorum.
O zamanlar Lalelı'de otururduk. Komşulanmız ara-
sında bir sürü Rum ve Ermeni kökenli vatandaşımız
vardı. Hiçbir "aynm"ve "aynmcılık" aklımıza gelme-
diği gibi, biz çocuklar arasında, arkadaşhktan ileri bir
kardeşlik vardı. O "fetâket" gecesinde, Langa'da ya-
kılan kilısenin alevlerinin şavkı göklere yükselirken;
büyuklerımizin çoğu dahil, gözyaşlanmızı tutama-
mıştık. 6/7 Eylul "fetaketinın" sorumlulannı, hiçbir
zaman affetmedım ve affetmeyeceğim. Daha son-
ralan, çok acı bir kader yaşayan Menderes ve ar-
kadaşlarına bir tüıiü acıyamamamın kökeninde de,
herhalde 6/7 Eylül dramı yatar.
6/7 Eylül sonrasında Türkiye-Yunanistan ilişkileri
bir türlü düzelmedi ve her iki "halk" arasında hiçbir
sorun yokken, hükümetlerin "şoven" politikalan ne-
deniyle, aramızdakı uçurum gitgide derinleşti.
Bu uçurumu dennleştirenlerin, Yunan polit'kacıla-
n olduğunu söylemek yanlış olmaz. Zira bugün Yu-
nanistan, ilkokul sıralarından başlamak üzere ço-
cuklarını, Türk düşmanlığı ıle yetiştirmeyi iş edinmiş
durumda. Bize belki biraz ganp gelecek ama bugün
sokaktaki Yunanlı, Türkiye'nin bir gün oralan işgal
edeceği korkusuyla yaşıyor.
Türkiye'nin Avrupa Birlıği ile sorunlan konusunda,
baş etkenin Yunanistan olduğu gibi, yanlış bir dü-
şünce var. Aslında Türkiye'nin AB kapısındaki enge-
li Yunanistan değil, Almanya'dır. Yunanistan, Alman-
ya'nın maşası durumundadır. (Tabii bunu fazla abart-
mamakgerek...)
Son deprem felaketiyle, Yunan halkının ve bir öl-
çüde Yunanistan hükümetinın sıcak ilgisi, yanlış yo-
rumlandı. Yunanistan'ın Avrupa Bırliğı konusundaki
politikaiarınıdadeğiştireceğı sanıldı. Yanılmış olma-
yı içtenlikle umuyorum ama, bana kalırsa Yunanis-
tan'ın uzun vadeli politikasında hiçbir değişiklik ol-
mayacaktır. Bız, duygusal bir millet olduğumuz için
her şeyi abartıyoruz.
Bu abartma bazen, "münasebetsizlik" düzeyinde
oluyor. Üyesi olduğum "Üniversite öğretim Üyeleri
Derneğı'nin Istanbul Şubesi yoneticileri, Yunan Kon-
solosluğu"na giderek teşekkür etmişler. Aynı şeyi,
Atatürkçü Düşünce Demeği'nin Istanbul Merkez Şu-
besi'nin yoneticileri de yapmış.
Eğer uğradığımız felakette bize yardım elini uza-
tan devletlerin konsoloslukları dolaşılacaksa; sant-
yorum Yunanistan Konsolosluğu'ndan önce, kapt-
sının çalınması gereken çok devlet var. Eğer Türk-
Yunan dostluğuna katkı yapmak istıyorlarsa, bunun
yanlış bir yöntem olduğunu düşünüyorum.
Dedim ya, duygusallığımız, bazen münasebetsiz-
lik düzeyine ulaşıyor^
Önce kurtardılar, şimdi eğitecekler
.WKARA (AA) - Marmara
Bölgesf nde meydana gelen
deprem felaketınde Türkiye'nin
yardımına koşan İngiliz kurtarma
ekıbı "Rapid-UK", arama kurtarma
konusunda eğitim semınerleri
vermek üzere Türkiye'ye geliyor.
Yeni Yüksektepe Kültür
Derneğfnden edinilen bilgiye göre,
"Rapid-UK" üyelerinden 4
kurtarma üyesi. 4 gün boyunca, 42
dernek üyesme arama- kurtama
konusunda eğitim semineri
verecek. Yeni Yüksektepe Kültür
Derneği "nin arama kurtarma ekibi
"GEA" (Aktif Ekoloji Grubu) ile
birlikte Adapazan'nda Arama
Kurtarma çalışmalan yapan ingiliz
kurtarma ekibi "Rapid- UK",
eğitim seminerinı bugün
"Kapadokya Lodge OtePde
vermeve başlayacak. "Rapid-
UK"un, dernek üyelerine vereceği
eğitim karşılığında para talep
etmediği bildirildı. Yeni
Yüksektepe Kültür Derneği'nden
Cem Vağıbasan, Adapazan'nda
deprem felaketinin ilk gününden
itibaren yabancı kurtarma
ekiplenyle büyük bir gayret içinde
kurtarma çalışmalan yaptıklannı
belirterek, şunlan söyledi:
"Derneğimizin özellikle yanguı
kurtarma çahşmalan için egitilmiş
GEA' grubu, deprem felaketinin ilk
gününden itibaren
Adapazan'ndaydL Orada ilk göze
çarpan yardım etmek isteyen ancak
ilkyardım bile bilmeyen gruplardı.
Biz de bu eksikliği kapatmak için
hemen harekete geçtik ve Rapid-
UK ile haberieşerek eğhün semineri
düzenlemeye karar verdik.7
'
Yağıbasan, Adapazan'nda yabancı
kurtarma ekiplerinden 230 kişi ile
birlikte çalıştıklannı ve yabancı
ekiplerin koordınasyonunu
sağladıklannı bildirdı. Yabancı
gruplarla yapılan kurtanna
çalışmalannda ISOkişıyi
kurtardıklannı belirten Yağıbasan,
dernek üyelennden 7 doktorun da
bine yakın hastayi tedavi ettiğıni
anlattı. Yardımlann dağıtılmasında
ekiplennin kriz yönetim merkezi
ile birlikte çalıştığını belirten
Yağıbasan, "Kurtarma ekipleri
Adapazan'ndan ayrılmadan önce 3
defa bütün enkazlan tarattık. Canlı
şüphesi bulunan bütün yerier
gözden geçirildi" diye konuştu.
Betaber çalıştıklan, Ingiltere,
(Hoflanda. Macaristan, Ukrayna
\AImanya, Isveç. Norveç,
" Danimarka, Portekiz ve Ispanya
ülkelerinın kurtarma ekiplerinden,
kurtarma bölgelerindeki
yönlendırme ve
koordınasyonlanndan dolayı
derneğe teşekkür fakslan geldiğini
kaydeden Yağıbasan, şimdi sıranın
arama-kurtama ve ılkyardım
eğitimınde olduğunu söyledi.
îlkyardım konusunda halkı
bihnçlendırmenin öneminin son
felakette açıkça görüldüğûnü
kaydeden Yağıbasan. "Rapid-
ÜKM
un verdıği eğitim semineri
notlannı yayın haline
getıreceklerinı de sözlerine ekledi.