22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11EYLÜL 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DEPREM Yardım eldplerîne 6 pe£kolojik 9 destek Ekiplerin, "her şeye yetişmeliyim " gibi düşüncelerle sınırlarını gereğindenfazla zorlamalan; beslenme, barınma ve temizlik açısından yaşadıklan olumsuz koşullardan dolayı psikolojik sorunlarla karşılaşabilecekleri vurgıılandı AJNKARA (AA) - Deprem felaketinin arandan bölgeye giderek, durup dinlenmek bilmeksizin. doğru düzgün beslenmeden saatlerce çalışan yardım ekblerihin "ikincildüzevdeafetzede" olrna ihtımallennın çok yüksek olduğu bildırildi. Marmara Bölgesi'ni etkileyen deprem felaketını yaşayan ve psikolojik olarak etkılenen insanlara yardımcı olmak amacıyla Türk Psikologlar Demeğı'nın oluşturduğu "Deprem Qzel Çalışma Grubu", deprem bölgesınde çalışan yardım ekiplennin karsılaşabilecekleri psikolojik sorunlarla nasıl başa çıkılabileceği konusunu araştırdı. Araştırma sonucunda hazırlanan raporda. yardım ekiplennin. deprem bölgesınde "her şeyeyetişmeliyim'', "herfcese yardım etmeüyinT gibi düşüncelerle smırlarını gereğinden fazla zorlamalan. o ana kadar yaptıklannı yeterli bulmamalan. beslenme, bannma ve temizlik açısından yaşadıklan olumsuz koşullardan dolayı psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalabildikleri vurgulandı. Raporda, bu durumlarla karşı karşıya kalan yardım ekıplerirun gösterdiklen normal tepkıler şöyle sıralanıyor: - Fiziksel ve psikolojik rükenme dunımlannda insanlarda en sık ortaya çıkan duygu, yoğun bir öıkedir. - Olaylara olumlu yaklaşma yeteneğinızi yitırebihr ve karamsarlık gırdabına kapılabilirsiniz. - Kendi öfkeniz böylesine yogunken, diğer kişilerin sizirikilere benzer nedenlerle yaşamakta oMuklan öfkeye tahammüiüniiz kalmaz, - Onlann öfkesıni de yaşadıklan tükenmışlik durumunun bir sonucu olarak görmek yenne, kendi üstünüze alınabilirsiniz, - Çevrenizde acı çeken insanlan gördükçe, kendinizin yara bile almadan kurtulmuş olmanız, bir süre sonfa daha iyi yaşam koşuüanna dönecek olmanız, sizde suçluluk duygusu uyandırabilir, - Her şeye yetişmek isteyip, yetışemediğinız ıçin yoğun bir çaresızlık ve kaygı duyabilırsıniz. Hele yoğun kayıplan olan kişilerle çalışıyorsanız. vaşadığınız çaresizlik. kontrolü kaybermişlik duygulannız bir kat daha artar, - Yardım etmeye çalıştığuuz kişiler çocuksa, o güne kadar sizi ayakta tutan varsayımlarınız, değerieriniz altiist olabilir. isyan noklasjna gelebilirsiniz. - Kendi çocukluğunuzdan kalan korkulannız ve fantezileriniz yeniden canlanır. Yardım etmeye çalıştığınız bu kişilere aniden bağlandıgınızı görebilırsıniz. Böylece onlardan aynlmak size güç gelebilir, - •'' - Enkaz arandan ceset çıkarmak zorunda kalmışsanız. bu durum sizi geceler boyu uykusuz bırakabilir, - Gen döndüğünüzde yaptıklannızı yetersız bulabilir, kendinize eskisi gibi normal bir yaşama dönme şansı tanımayabilir, oraya tekrar gitme ısteğı yaşayabilirsiniz. Öneriler Yardım ekiplerinin bulunduklan durumun stresinden kurtulabılmeleri ıçin. raporda şunlan yapmalan önenlıyor: - Sınıriannızı biBn. Kendinizin de etten kemikten oluşmuş bir insan olduğunu unutmayın. Kendinizden gerçekçi beklentiler içine giria. - Sizınle çalışan bir arkadaşınızla ya da civardaki bir ruh sağlığı uzmanıyla kısa sürede olsa mutlaka konuşmaya çalışın. - Akşamian bir araya gelerek, sizi iizen ya da mutlu eden bazı olaytan ve duy gulannızı birbirinizle pa> laşın. birbirinize destek olun, - Bulunduğunuz bölgede diğer afetzedeler içın sağlanmış eğlence etkinliğine katılm, - Olanaklar ölçüsünde iyi beslenin, - Açık havada derin derin soluk ahp verme egzersizleri yapın, - Açık havada kültür fizik hareketleri yapmaya çalışın, - Fazla mıktarda kafeın tüketmeyin, - Alkolden uzak durun. Deprem&de aüe 4ilge&ü; ERZURUM(AA)- Marmara Bölgesı'ndeki depremden sonra depremzedelerin sıkıntılı yaşamlan devam ederken, Gölcük'te •' evleri yıkılan ve yeni yaşam için umutlannı başka illerde yeşertmek , üzere yollara düşeıj *> "*~V£ûniaîfesi, gfttiklefi4 ilde kfralık ev ve işlçin gerekli yardımı göremeyince, Gölcük'e geri dönme karan aldı. ; Gölcüklü Kuru ailesinin reisi 50 yaştnda Tahsin Kuru. SSK'den emeklı, 39 yaşındaki eşi Hediye ise Gölcük sokaklannda Milli Piyango bıleti satıyormuş deprem öncesi. tki çocuklanndan 18 yaşındaki Bülent, zıhınsel özürlü, diğer çocuklan Levent ise yeni , askerden gelmiş. Kuru i ailesinin tüm umutlan 17 Ağustos depremı ıle yıkılan evlerinin aJtında kaldı. Yeni umutlar ve yeni bir yaşam için £ depremden hemen bir - gün sonra yollara düşfü " Kuru ailesi. Tam dört il J gezdiler yeni bir yaşam kurmak için. Fakat gerekli yardımı göremeyince tüm umutlan ikinci defa yıkıldı ve depremde | harabe kente dönen Gölcük'e geri dönmeye karar verdiler. Erzurum'da bir otel odasında başlanndan geçen ilginç ve deprem sonrası yaşadıklannı anlatan baba Tahsin Kuru. depremde enkaz altmdan zorlukla kurtulduklanm | belirterek. "Zihinsel %* özürlü oğlıım Bülent'in * durumu çok ağırlaşınca 18Ağustos'taGökrük'ü terkettik r dedi. Depremde yaşadıklan acıyı. deprem sonrası yeni bir yaşam için umut ışığı ararken de yaşadıklannı belirten Kuru. şunlan söyledi: "Evimizi ve eşyalanmızı bırakıp depremden bir güo sonra Gölcük'ten aynlarak başka yerlerde yeni hayat kunnayı dfişündük. Önce tstanbul'a gidip borç para temin ettik. Istanbul'dan Trabzon'a geçtik. Burada yaşamımızı sürdürmeye karar verdik Eşim miİK piyango bayüiği yapngı için eşimin burada işine devam edebfleceğini düşünüyorduk." Trabzon'da kıralık bir ev içın valıliğe başvurduklannı anlatan Kuru. bir süre çeşitli kurumlann mi sa*ırhanelerinde banndınldıklannı ifade ederek. "Piyango baviliği ve kiratak ev için yaptıgımız yardım başvurusu sonuçsuz kalınca Trabzon'u terfc ettik" dıye konuştu. Daha sonra Ordu'ya geçtiklerini ve burada insanlan depremzede olduklanna inandırmak için yogun çaba sarfettiklerini, gözyaşlannı gizlemeye çahşarak anlatan baba Kuru, Ordu'da birçok olumsuz olaylarla karşılaştıklannı ve Artvin'in Arhavi ilçesine gönderildiklerini söyledi. Gıttikleri her yerde yardım için depremzede olduklanna daır belge istendiğini söyleyen Kuru, "Depremden hemen sonra Gölcük'ü terk ettiğimiz için depremzede okhığumuza dair bir yazı almaya imkân oulamanuştık'' dedi. Eşinin Milli Piyango baviliği yapabilme hayaliyle Erzurum'a geldiklerini ve burada da Valiliğe müracaat ertiklerini, bir otele yerleştirijdiklerini anlatan Kuru, şunlan söyledi: "Erzurum'da da istediguniz bir Idrahk ev ve piyango baviliği için gerekli yardımı göremedik. Arnk dayanacak gücümüz kalmadı ve yeni bir yaşam için çıkttgımız seriiven sona erdi. 4 ikle karşılaştığımız zorluklar ve bürokratik işlemler bizleri ikinci deifa yıkb. Şimdi tek isteğimiz enkaz böigesme geri dönebilmek. VaHEğe müracaat ederek bilet parası için yardım istedik. Lütfen btri deprem bölgesine Kara bulutların yerine güneş doğdu SAADETUSLU YALOVA/GÖLCÜK - Marma- ra Bölgesi'ni yıkan deprem sonra- sında Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği'nin (ÇYDD) rehabilitas- yon merkezlerine giden ve resim- İennin ana konusu "enkaz yığmla- n ve kara bulutiar" olan çocuklar için güneş yeniden doğmaya baş- ladı. Çocuklann büyük çoğunluğu. kısa bir sürede depremin acı izle- rini üzerlerinden atmayı başardı. ÇYDD, deprem bölgesınde en az 1 yıl çalışmalannı sürdürmeyi plan- lıyor. ÇYDD'nin deprem bölgesinde çocuklara yönelik olarak kurduğu ilk rehabilitasyon merkezi Yalo- va'daki çocuklar, depremle ilgili sorunlannı aşmaya başladılar. 20 Ağustos'ta Yalova'da kurulan ça- dırda başından beri görev yapan halk sağlığı uzmanı Doç. Dr. Ayşe Yüksel "Ben de bu depremde ya- kınlanmı kaybetmeme karşın bu çocuklan ilk gördüğüm zamanki kadar ağiamadım" divor. Yüksel, çocuklann ilk zamanlardaki du- rumlannı şöyle özetliyor: 14 İlk günlerdeçocuklar bem mut- lu hem de mutsuzdular. Çünkü hem böyle bir acıyı yaşamışlardı hem de onlaria ilgilenen bizler var- dık. tlk birkaç gün hiçbir şeye kon- santre olamıyorlardı. Dahp giden gözler, durgun yüzler >ardı. Şimdi- lerde ise tam anlamıyla çocuk olma- ya başladılar. İlk günlerde resimle- rindeki kara bulutlann yerini ba- har resimleri aldı. Birçoğunun çiz- gilerinde doğan güneşler > r ar. rl Doç. Yüksel, çocuklar için artık psikolojik tedavıden çok eğitime yönehk çalışmalar yapılması ge- rektiğini \Tirguluyor. ÇYDD şım- dilik Yalova'da yaklaşık 500 çocu- ğa hızmet götürüyor ancak kura- cağı prefabrik sınıflarla bu sayıyı arttırmayı düşünüyor. ÇYDD'nin Gölcük Gözlemen- tepe'dekı rehabilitasyon merkezin- de ise şu anda 565 çocuk bulunu- yor. Sosyal Hizmetler Görevlisi Oya Çolpan, bu bölgenın gelır dü- zeyi düşük aılelerden oluşruğuna dıkkat çekerek "Buradaki çocukla- nn sadece depremden degil, önce- sinden de problemleri var. Sanmm aile içi şiddeti yaşıyoriar. Eğmmle- ri de eksik" dıye konuşuyor. "Yaz okuhı" adını verdikleri merkeze ilk zamanlarda gelmeye çekinen çocuklar. ilgıyi ve sevgıyi bulduk- ça rahatlamışlar. "Çocuklara ilgi \e sevgi verdiğinizde karşıuğmı hemen alırsınız" dıyen Çolpan. buradakı çocuklan şöyle anlatıyor: "'Genelde erkeklerde saidırgan- lık gözledik. Bazı çocuklar ise tam tersi içine kapanıklar. Bir de yüışık- lık derecesinde scngiye susamışlık var. Buradaki ailelerin sosyo-eko- nomik düzeyi düşük. Bu çalışmayı uzun süre devam ettirmeyi düşü- nüyonız. Bizde bulduklan sevgiyi çevTelerinden bulamayacaklan için girriöimi/dedaha da korü olurlar. O nedenle ailelerin de egitiünesi ge- rekT Gençler de sorunlu Oya Çolpan. çocuklann resim- lerle, hikâyelerle duygulannı an- latmalanna karşın gençlerin bunu yapamadıklanna dikket çekıyor. Çağdaş ^aşamı Destekleme Derneği, deprem bölgesindeki çocuklar için yapüğı çalışmalan en az bir yıl sürdürmeyi planlıyor. Özellikle 14 yaş üstü gençlerin korkulannı, duygulannı ifade ede- mediklerini vurgulayan Çolpan, "Acaba yaıüış mı düşünüyorum? Beni ayıplarlar mı? gibi düşünce- lerle açılanuyorlar. Korkulanndan kurtulmalan da zor oluyor" diye konuşuyor. Bu aşamada çocuklann ya da gençlerin depremden ne ka- dar etkilendikleri konusunda kesin konuşmanın mümkün olmadığma da değinen Çolpan, bu insanlann uzun süre izlenmesi gerektiğini söylüyor. ÇYDD'nin bundan sonraki planlan içinde ise anne ve babala- ra yönelik eğitimler var. Buradaki uzmanlann çocuklar için bir yere kadar çalışabileceğine dikkat çe- ken yetkililer, "Evde yine sorunla- nn ve bilinçsizligin içine girdikleri zaman bizim yaptıklanmızın çok da bir değeri olmaz" diye uyanda bulunuyorlar. ÇYDD. bölgedeki çalışmalannı ise 1 yıl sürdürmeyi planlıyor. ARAYIŞ TOKTAMŞ ATEŞ Türk-Yunan Dosfluğu ve 6/7 Eyliil Olaylan Yıldönümüne yakın günlerde, 6/7 Eyiül 1955'te yaşadığımız dramatik olayları ele almak ve günü- müzün koşullan altında degerlendirmek niyetindey- dim. Ancak deprem felaketi. bu yazının biraz gecik- mesine neden oldu. Aynca deprem sonrasında Yu- nanistan'ın ve Yunan halkının Türkiye'ye karşı tutu- mu, yeni bazı değerlendırmeler yapmamızı zorunlu hale soktu. Öncelikle şunu anımsatmak isterim ki, Ulusal Kur- tuluş Savaşımızda, Ingiltere'nin maşası olarak Ana- dolu'ya çıkan ve bir "lonya Devleti" hâyali içinde, ina- nılmaz bir baskı ve zulüm rejimi oluşturan Yunanis- tan'la ilişkilerimiz, savaşın üzerinden 7-8 yıl geçtik- ten sonra düzelmiş ve Atatürk, geçmişin üzerine bir sünger çekebilmişti. Bu iyi ilişkiler, 1950'lerin başla- nna kadar sürecek ve Türkiye, Ingiltere'nin çabala- nyla Kıbns sorununda "taraf" olduktan sonra, bir daha düzelmeyecek biçimde bozulacaktır. Gunümüz Türkiyesı'nin Kıbns politikasına, bu ya- zı çerçevesınde hiç girmek nıyetinde değilim. Türki- ye'nın bu konuda, "taraf olmasının değeriendirHme- sine de girmeyeceğim. Daha önceleri bu konuda değişik yazılar yazmıştım, belki ilerde de yazanm. Bugün, satt yaşanan bir faciayı ve bunun sonuçlan- nı ele alacagım ve bunlann yanı sıra, günümüzdeki durumu degeriendirmeye çalışacağım. Savaş sonrasında Kıbrıslıların, özellikle Kıbnslı Rumların bağımsızlık talepleri sonrasında, Ingiltere ve Yunanistan arasında çıkan sürtüşme, Türkiye'nin de konuya taraf olduğunu bildirmesiyle, "üçlü birso- run" haline gelmışti. Türkiye (haklı bir biçimde), ada- da geniş bir Türk cemaatinin yaşadığını ıleri sürerek, kendi dışında vanlacak bir uzlaşmayı tanımayaca- ğını ilan etmişti. O günlenn hükümeti, Türk halkının konuyla ne de- recede ilgili olduğunu dünya kamuoyuna duyurma amacıyla, "pıs" bir provokasyon düzenledi. Hangi akılsızın aklına geldigi bilinmez ama, Selanik'te Ata- türk'ün doğduğu eve bir bomba konuldu ve Istan- bul'daki birkaç günlük gazete, bunu çarpıcı manşet- lerle halka duyurdu. Büyük kentlerimizde ve özellikle yoğun bir gayn- müslim azınlığın yaşadığı Istanbul'da, önce Yunanis- tan ve Rumlar'a karşı protesto gösterileriyle başla- yan olaylar, emniyet güçlerinin de goz yumması so- nucunda, birkaç saat içinde azınlıklara saldın ve azınlık mallanna ve evlerine yönelik bir "yağma" ha- reketine dönüştü. Işin kontrol edilemez bir boyuta ulaştiğını gören hükümet sıkıyönetim ilan etti ama, ok yaydan çık- mıştı. Utanç verıcı bir yağma iki gün sürdü. Rumla- ra yönelik olarak başlayan bu protestolar, diğer azın- lıklara ve hatta Türk dükkânlanna yöneldi. Bu isin dü- zenleyicilerinın, şimdı "demokrasi havarisi" olarak değerlendirilmeleri ve "anıt mezariar'da yatmalan- nı, toplumların unutkanlığına bağlıyorum. O zamanlar Lalelı'de otururduk. Komşulanmız ara- sında bir sürü Rum ve Ermeni kökenli vatandaşımız vardı. Hiçbir "aynm"ve "aynmcılık" aklımıza gelme- diği gibi, biz çocuklar arasında, arkadaşhktan ileri bir kardeşlik vardı. O "fetâket" gecesinde, Langa'da ya- kılan kilısenin alevlerinin şavkı göklere yükselirken; büyuklerımizin çoğu dahil, gözyaşlanmızı tutama- mıştık. 6/7 Eylul "fetaketinın" sorumlulannı, hiçbir zaman affetmedım ve affetmeyeceğim. Daha son- ralan, çok acı bir kader yaşayan Menderes ve ar- kadaşlarına bir tüıiü acıyamamamın kökeninde de, herhalde 6/7 Eylül dramı yatar. 6/7 Eylül sonrasında Türkiye-Yunanistan ilişkileri bir türlü düzelmedi ve her iki "halk" arasında hiçbir sorun yokken, hükümetlerin "şoven" politikalan ne- deniyle, aramızdakı uçurum gitgide derinleşti. Bu uçurumu dennleştirenlerin, Yunan polit'kacıla- n olduğunu söylemek yanlış olmaz. Zira bugün Yu- nanistan, ilkokul sıralarından başlamak üzere ço- cuklarını, Türk düşmanlığı ıle yetiştirmeyi iş edinmiş durumda. Bize belki biraz ganp gelecek ama bugün sokaktaki Yunanlı, Türkiye'nin bir gün oralan işgal edeceği korkusuyla yaşıyor. Türkiye'nin Avrupa Birlıği ile sorunlan konusunda, baş etkenin Yunanistan olduğu gibi, yanlış bir dü- şünce var. Aslında Türkiye'nin AB kapısındaki enge- li Yunanistan değil, Almanya'dır. Yunanistan, Alman- ya'nın maşası durumundadır. (Tabii bunu fazla abart- mamakgerek...) Son deprem felaketiyle, Yunan halkının ve bir öl- çüde Yunanistan hükümetinın sıcak ilgisi, yanlış yo- rumlandı. Yunanistan'ın Avrupa Bırliğı konusundaki politikaiarınıdadeğiştireceğı sanıldı. Yanılmış olma- yı içtenlikle umuyorum ama, bana kalırsa Yunanis- tan'ın uzun vadeli politikasında hiçbir değişiklik ol- mayacaktır. Bız, duygusal bir millet olduğumuz için her şeyi abartıyoruz. Bu abartma bazen, "münasebetsizlik" düzeyinde oluyor. Üyesi olduğum "Üniversite öğretim Üyeleri Derneğı'nin Istanbul Şubesi yoneticileri, Yunan Kon- solosluğu"na giderek teşekkür etmişler. Aynı şeyi, Atatürkçü Düşünce Demeği'nin Istanbul Merkez Şu- besi'nin yoneticileri de yapmış. Eğer uğradığımız felakette bize yardım elini uza- tan devletlerin konsoloslukları dolaşılacaksa; sant- yorum Yunanistan Konsolosluğu'ndan önce, kapt- sının çalınması gereken çok devlet var. Eğer Türk- Yunan dostluğuna katkı yapmak istıyorlarsa, bunun yanlış bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Dedim ya, duygusallığımız, bazen münasebetsiz- lik düzeyine ulaşıyor^ Önce kurtardılar, şimdi eğitecekler .WKARA (AA) - Marmara Bölgesf nde meydana gelen deprem felaketınde Türkiye'nin yardımına koşan İngiliz kurtarma ekıbı "Rapid-UK", arama kurtarma konusunda eğitim semınerleri vermek üzere Türkiye'ye geliyor. Yeni Yüksektepe Kültür Derneğfnden edinilen bilgiye göre, "Rapid-UK" üyelerinden 4 kurtarma üyesi. 4 gün boyunca, 42 dernek üyesme arama- kurtama konusunda eğitim semineri verecek. Yeni Yüksektepe Kültür Derneği "nin arama kurtarma ekibi "GEA" (Aktif Ekoloji Grubu) ile birlikte Adapazan'nda Arama Kurtarma çalışmalan yapan ingiliz kurtarma ekibi "Rapid- UK", eğitim seminerinı bugün "Kapadokya Lodge OtePde vermeve başlayacak. "Rapid- UK"un, dernek üyelerine vereceği eğitim karşılığında para talep etmediği bildirildı. Yeni Yüksektepe Kültür Derneği'nden Cem Vağıbasan, Adapazan'nda deprem felaketinin ilk gününden itibaren yabancı kurtarma ekiplenyle büyük bir gayret içinde kurtarma çalışmalan yaptıklannı belirterek, şunlan söyledi: "Derneğimizin özellikle yanguı kurtarma çahşmalan için egitilmiş GEA' grubu, deprem felaketinin ilk gününden itibaren Adapazan'ndaydL Orada ilk göze çarpan yardım etmek isteyen ancak ilkyardım bile bilmeyen gruplardı. Biz de bu eksikliği kapatmak için hemen harekete geçtik ve Rapid- UK ile haberieşerek eğhün semineri düzenlemeye karar verdik.7 ' Yağıbasan, Adapazan'nda yabancı kurtarma ekiplerinden 230 kişi ile birlikte çalıştıklannı ve yabancı ekiplerin koordınasyonunu sağladıklannı bildirdı. Yabancı gruplarla yapılan kurtanna çalışmalannda ISOkişıyi kurtardıklannı belirten Yağıbasan, dernek üyelennden 7 doktorun da bine yakın hastayi tedavi ettiğıni anlattı. Yardımlann dağıtılmasında ekiplennin kriz yönetim merkezi ile birlikte çalıştığını belirten Yağıbasan, "Kurtarma ekipleri Adapazan'ndan ayrılmadan önce 3 defa bütün enkazlan tarattık. Canlı şüphesi bulunan bütün yerier gözden geçirildi" diye konuştu. Betaber çalıştıklan, Ingiltere, (Hoflanda. Macaristan, Ukrayna \AImanya, Isveç. Norveç, " Danimarka, Portekiz ve Ispanya ülkelerinın kurtarma ekiplerinden, kurtarma bölgelerindeki yönlendırme ve koordınasyonlanndan dolayı derneğe teşekkür fakslan geldiğini kaydeden Yağıbasan, şimdi sıranın arama-kurtama ve ılkyardım eğitimınde olduğunu söyledi. îlkyardım konusunda halkı bihnçlendırmenin öneminin son felakette açıkça görüldüğûnü kaydeden Yağıbasan. "Rapid- ÜKM un verdıği eğitim semineri notlannı yayın haline getıreceklerinı de sözlerine ekledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle