22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10EYLÜL1999CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Denizer'in öldürülmesi • ZONGULDAK (AA) - Uğradığı silahlı saldında hayatını kaybeden Türk-lş Genel Sekreteri ve Genel Maden-lş Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Şemsi Denizer'in, Türk- Iş'teki makamında bulunan özel eşyalannın ailesine teslim edildiği bildirildi. GMtS Genel Başkanı Çetin Altun, Denizer'in ölümünden sorumlu kişi veya kişilerin, cezalarını mutlaka çekeceklerine inandıklannı söyledi. 22 terörist etkisiz hale getipildi • Dh ARBAKIR (Cumhuriyet) - Bıtlıs'ın Mutki ilçesi kırsahnda çıkan çatışmada 14 terörist öldürülürken 3 kişi yakalandı. Bölge genelinde devam eden operasyonlar kapsamında ise Tunceli merkeze bağlı Karşılar köyünde 1 terörist öldürüldü. Bingöl merkezi ile Hakkâri'nin Şemdinli ilçesinde ise 2 terörist yakalandı. Bu arada terör örgütünden kaçan 2 terörist de Bitlis'in Mutki ve Hakkân'nın Yüksekova ilçelerinde güvenlik güçlerine teslim oldu. Boy'lece. son operasyonlarda 15'i ölü, 5'i sağ ve 2'si de teslim olan olmak üzere toplam 22 terörist etkisiz hale getirildi. Yargıtay süreci 2000 yılına sarkar • DtVARBAKIR (ANKA)-Abdullah Öcalan. davasını 'insanlık dışı birdava' olarak nitelerken, Yargıtay sürecinin 2000 yılına sarkabileceğinı bildirdi. Abdullah Öcalan, 'Özgür Halk' adlı aylık yorum dergisinde yer alan yazısında, "... Herhalde Yargıtay süreci 2000 yılına kadar sarkar. Öncelik tanınmazsa sûrer. AİHM süreci de en az 4 yıl sürer. BM'ye kadar gider. Çünkü insanlık dışı bir davadır. Yüzyılın en büyük insan haklan davasıdır" dedi. Diyarbakir'ın özel konumu gereği 'banş inisiyatifi merkezi" olması gerektiğine işaret eden Öcalan. idam karşıtı kampanyalann da yoğun olarak başlatılmasını istedı. Çekiçkıran itinaf etti • GAZtANTEP (Cumhuriyet) - Gaziantep'te, 14 Mayıs 1997'de öldürülen avukat Burhan Velı Torun'un katil zanlısı olarak arandıgı sırada tstanbul'da bir başka suçtan dolayı gözaltına alınan Murat Çekiçkıran'ın. cinayette tetikçilik yaptığını itiraf ettiği bildirildi. Valilikten yapılan açıklamada şöyle denildi: "'Çekiçkıran, avukat Burhan Veli Torun'u, Nevzat Aşkın, Erol Avşar ve Nizamettin Önen'in teklifi ve yardımıyla öldürdügünü ve olaydan sonra kaçmasına da aynı kişilerin yardım ettiğini itiraf etti. Murat Çekiçkıran, olaydan sonra Erol Avşar ile yaptığı görüşmelerde Burhan Veli Torun'un, Mehmet Ali Yaprak ve Hasan Nehir'in talimatıyla kendisine öldürtüldüğünü ve Nevzat Aşkın'ın Yaprak ve Nehir'den 2 milyon dolar para aldığını öğrendiğini beyan etti." Yargıtay Başkanı'nın olay yaratan konuşmasma Atatürkçülerin tepkisi büyüyor 4 Sami Selçıık yargdansın'Haber Merkezi - Yargıtay Baş- kanı Sami Selçuk'un. büyük tepki gören adli yıl açış konuşmasında •'köktendinci" odaklann önünü açmayı hedeflediği belirtılerek is- tifa çağnsında bulunuldu Selçuk hakkında soruşturma açılması da istendi. Cumhunyet Kadınlan Demeği Genel Başkanı Şenal Sanhan, dün yaptığı açıklamada, Selçuk'un ko- nuşmasındakı asıl amacın "kök- tendinciliğe ön açmakr olduğunu kaydettı. Konuşmanın temel nok- tasını, laikliğe karşı çıkışın oluştur- duğunu belirten Sanhan, şu görüş- leri dile getirdi:"Ülkemiziıı içtade • Cumhuriyet Kadınlan Derneği, köktendinciliğin önünü açmakla suçladığı Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'u istifaya çağırdı. Genel Başkan Şenal Sanhan, bu ideolojinin, ikinci cumhuriyetçiler ve küreselleşme savunuculannın ideolojisi olduğunu vurgulayarak "...'Ben ikinci cumhuriyetçi değilim' savunmasının kıymeti harbiyesi yoktur. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" dedi. bulunduğu koşullarda. tarikatiara özgüriûk isteyen anla>ış. çağdaş ya da Başkan'ın de>imiyle çağcıi ola- maz. Cumhuriyet devrimleri, or- tacağ iiriinü olan şeri yasalan red- dederek. gerçekten medeni \asalar getirmiş. şer'i mahkemeleri kaldır- mış, Tevhid-i Tedrisat^asası ileeği- tim ve öğretimin biriiğini sağlaya- rak, bilime öncelik tanımıştır. Bu- gün ülkemizde var olan demokra- sisonınlan.Cumhuriyetdevrimle- rinin ihmafi ve istisman nedeni ile ortaya çıknuşOr." Selçuk'un, konuşmasında, cum- huriyet ve demokrasıyi karşıt olgu- lar gibı sunduğunu ve bulunduğu makamı hice sayarak ideolojik bir tutum sergiledığini ka>deden San- han. "Bu ideotoji. ikinci cumhuri- yetç3erin ve kûreseDeşme savunu- culannın ideotojisidir. "Ben ikinci cumhuriyetçi değilim' savunma»- nın laymeti harbiyesi yoktur.Ayine- si iştir kişinin lafa bakılmaz" dedi. Selçuk'un bu konuşmasıyla köktendinci ve gerici basının baş- tacı olduğunu anlatan Sanhan, "Yalnızca buokju bile,konuşmanın kime hizmet ettiğini açıkça göster- mektedir" görüşünü kaydetti. 1982 Anayasası'nın degişmesi ge- rektiğini, ancak bu değişikliğin ir- Isci Partisi 'Selçuk hakkında soruşturma başlatdsın' Haber Merkezi- İP Genel Başkanı Hasan Yalçuı da. yaptığı açık- lamada Selçuk'un "ildn- ci cumhuriyetin yani mafya-gbdyo-tarikat re- jiminin anayasasını sa- vunduğunu" söyledi. Selçuk'un cumhuriyet devrimine, örgüt adına saldırdığıru savunan Yal- çın, "Yargıta} Başka- nı''nın konuşması tam bir cehatet örneğL Ken- disi ne tarih biliyor. ne demokrasiden anlıyor. İlgili hakkında Yargıtay Birinci Başkanhk Kuru- lu derhal ceza soruştur- ması başlatmaJıdır" de- di. Adana Baro Başkanı Ziya Yergök, Selçuk'un 'din-laiklik ve cumhuri- yet' konulanndaki gö- rüşlerini eleştirirken yar- gının sorunlan konusun- da ise aynı görüşleri pay- laştıklannı söyledi. Yer- gök, "Türldye'de laildik konuıaudan demokra- si yaşatılamaz. çağdaş toplunı oluşturulamaz" dedi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer'den Selçuk'a sert yanıt titatiirkçülüğesaldınyolu açüdı' Haber Merkezi- Konuşması büyük tepkiler yaratan Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'u "bahçesi- ni düzenJemek yerine genel reçete yazmakla" suçlayan Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Güven Dinçer, "Şikâ>etleredebiyatyapı- larak düzeltilemez" dedi. Sel- çuk'u teokratik düşüncelerden fazla etkilenmiş bulan Dinçer. açıklamalann laikliğe karşı yapıl- dığını söyledi. Dinçer'in NTV'nin sorulanna verdi ği ya- nıtlar şöyle: - Türkiye'nin, anayasası olan, fakat anayasal bir devlet olmadı- ğını söylüyor Sayın Yargıtav Baş- kanı». - Bu, bana göre son derece in- safsız bir hükümdür. Çünkü Tür- kiye 200 yıllık siyasi tarihinde anayasa hareketleri bakımından adım adım önemli aşamalan ta- mamlamış bir ülkedir. Dünyanın bütün ülkelennde olduğu gibi za- man zaman günü yakalayamamak gibi eksikliklerimiz olabilir. Bu eksiklikleri görüp Türkiye'de bir anayasal devlet yapısının olmadı- ğını söylemek bana göre haksız- lıktır. Türkiye'de gelişmiş bir ana- yasa yargısı mevcuttur. Bu, anaya- sa düzenini ve çağdaş hukuk dü- zenini koruyacak kadar yeterli bir düzendir. - Sayın Yargıtay Başkanı yargı biriiğini sav unuyor» - Yargı birliği bir ara hukukçu- lararasında konuşulan, ortaya ge- tirilen gündem maddesidir. Ama sürekli bir biçimde bu bir slogan olmaktan öteye geçememiştir. Çünkü Türkiye'de dediğim gibi gelişmiş bir idari yargı vardır. Hatta hatta dunyanın hiçbir yerin- de görülmeyecek, gelişmiş bir as- keri yargı vardır. Şimdi bu sistem- leri beğenebiliriz, beğenmeyebili- riz: ama böyle bir Yargıtay Başka- nı'nın bir açış konuşmasında yok sayılacak, hemen bir günde kaldı- nlacak ve kaldınlması gerekli bir düzen olarak bunlan görmek mümkün değildir. Bunlann her birinin 100 yılı aşan bir mazisi vardır Yargıtay'la Danıştay 1868 yılında aynı günde loırulmuştur. Aradan 130 sene geçtikten sonra Sayın Yargıtay Başkanı, mesela benim de mensubu olduğum ida- ri yargıyı ve Danıştay'ı yok kabul ediyor. Bu mümkün değildir. Böyle tören konuşmalanyla falan Türkiye'deki yargı birliği vs. sağ- lanamaz. Cstelik böyle bir şeye ihtiyaç olduğu da şüphelidir. Atatürk'Ie ilgili yorumlan üze- rinde de aynca durmak isterim. Atatürk'ü ve Atatürk döneminin işlemlerini ve bugünkü devlet ha- yatımızdaki etkilerini tartışmaya açmak ilk defa Turgut Özal'la başlamıştır. Hedef Atatiirk Turgut Özal cumhurbaşkanı ol- duğu günün ertesinde birkaç gün içinde Tarih Kurumu'na yaptığı bir ziyarette Atatürk'ün eleştiril- mesi gerektiğini söylemiştir. Ata- türk, Türk toplumunda son 100 yılın her sahifesinde etkisi olan ve bugünkü modern yapının kurucu- su olan bir insandır. Onu günlük olaylar çerçevesinde bir insan ola- rak eleştiriye açmanın manası yoktur. Atatürk'ün eseri 75 yıldır düzenine borçludur. Bunun üze- rinde kimsenin yeniden tartışma- ya bence hakkı yoktur. Kişısel olarak hakkı olsa bile Yargıtay Başkanı olarak hakkı yoktur. Yargıtay Başkanf nın en tehli- keli düşüncesi ise din eğitiminin serbest bırakılması konusundaki görüşleridir. Türkiye hür bir top- lumdur. Demokratik bir devlet ya- pısına sahiptir. Türkiye'de din ve vicdan özgürlüğü eksiksiz bir bi- çimde mevcuttur. Bunu yeniden aramaya ihtiyaç yoktur. Ancak Türkiye'de şöyle bir toplumsal ih- tiyaç vardır: Türk toplumunun din ve vicdan hürriyetini bazı grupla- ra karşı korumak devletin görevi- dir. Bu sebepten, özel şahıslara ve kuruluşlara din eğitimi alanını aç- mak son derece tehlikelidir ve cumhuriyetin temel felsefesine aykındır. Aynca bugün Türki- ye'de özel okullann bazı cemaat- • 'Sami Selçuk'u "bahçesini düzenlemek yerine genel reçete yazmakla" suçlayan Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer, "Şikâyetler edebiyat yapılarak düzeltilemez" dedi. Selçuk'u teokratik düşüncelerden fazla etkilenmiş bulan Dinçer, açıklamalann laikliğe karşı yapıldığını söyledi. her gün imtihan vermektedir. Bu bakımdan ben Sayın Yargıtay Başkanf nın Atatürk'le ilgili yo- rumlannı gereksiz buluyorum. Çünkü bu tarz yorumlar buradan başlamakta: ta Atatürk'e hakaret eden Karaköse Belediye Başka- nı'na kadar gitmektedir. Laiklikle ilgili olarak da şunu söylemek isterim: Laiklik, bugün- kü anayasadaki yazılış şekJiyle, bugünkü Türk toplumundaki ka- bul edılmiş anlayışıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin temel taşlann- dan biridir. Hiçbir şekilde değiş- tirilemez. Değiştirildiği takdirde TC'nin, Türkiye devletinin ve Türk toplu- munun temellerinden bırisi çatla- mış olur. TC 1920'den bu yana al- dığı bu büyük ve önemli gelişme- yi ve başanlı bir 75-80 seneyi ge- çirdiyse, bunu laiklik anlayışına ve bu anlayışı temel alan hukuk lerin tehdidi altında olduğunu gö- rüyoruz. Yargıtay Başkanı' nın dü- şüncelerini kabul ettiğimiz takdir- de cemaatlerin kendi dinsel dü- şünceleri ve felsefeleriyle Türk eğitimine el koymalan tehdidiyle karşı karşıya geliriz. Bunu yapma şansımız hiçbir zaman yoktur. Konuşma, halkımızın yargı ile il- gili olan şikâyetlerinden habersiz görünmektedir. Dunyanın bütün ülkelennde eğitim, sağlık, yargı daima sorunlan olan büyük kamu hizmetleridir. Ama Yargıtay Baş- kanf nın konuşmasında bunlarla ilgili hiçbir teklif ve yeni bir dü- zenleme ortaya sunulmamaktadır. Bunun yanında güncel bazı konu- lar hakkında bazı açıklamalarda bulunması gerekirdi. Mesela hâ- kimlerin kendi özlük haklanyla ilgili olarak yargıya müracaat haklan yoktur, dava haklan yok- tur. Bu bizim anayasamızın en bü- yük eksikliklerinden biridir. Yar- gıtay Başkanı bunu hiçbir zaman hatırlamıyor nedense. Aynca yakm günlerde Yüksek Seçim Kurulu'ndaki bazı hakimlerin görev süreleri yasama organınca uzatıldı.Bu yasa benim kanımca siyasal amaçlıdır ve siyasi bir ih- sandır. Yargıya da güncel bir mü- dahaledir. Yüksek Seçim Kuru- lu'nun, Yargıtay'ın ve Danıştay'ın bütün hâkimlerinin bu yanlış ya- saya karşı tepki göstermeleri bek- lenirdi. Ne yazık ki Yargıtay Baş- kanı da bu konuda hiçbir şekilde söz söylememiştir Konugmanın muhatabı - Sizce bu konuşmanın muhata- bı kimdir? Kime seslenikü? - Bence, politikacılara seslendi ve halkoyuna seslendi.Bence yar- gı hizmetinin büyük yükünü taşı- yan adli yargı da ürerilen çözüm- lerdedir. Dışandan hiç kimse ge- lip de yargı hizmetini düzeltecek değildir. Son derece teknik ve kar- maşık bir hizmettir. Yargıtay'daki meslektaşlanmız bir araya gelip üreteceklerdir bu çözümü. Ama ben görüyorum ki hiç böyle bir çözüm üretilmiyor, laf üretiliyor. - Şimdi politikacüar bu konuş- manın ardindan harekete gectiler. Anayasa değiştirmek için teklifte buJundular... - K.aç tane teklif, hiçbir şey yok. Anayasanın hangi maddesini de- ğiştirecekler? Bazı maddeleri de- ğişebilir. Yüksek Hâkimler Kuru- lu'nun yapısı değişebilir. Bizim Anayasa Mahkemesfnin görev alanı ile ilgili bazı teknik düzen- lemeler yapılabilir. - Sizce 1982 Anayasası'nın han- gi maddeleri değiştirilmeü? - Geçici 15. madde var. Ben de geçici 15. maddeyle ilgili bir şey gelirse muhalefet yazıyorum. Bu maddenin etkisini kaybettirecek yönde düşüncelerim var. Fakat ek- seriyetbulmadı. O, anayasal dene- timi engelleyen bir madde. O kal- kabilir. bizim yönümüzden. - Bunun dışında, degişmesini is- tediginiz başka bir şey yok mu? - 82 Anayasası hakkındaki be- nim genel eleştirim. fazla aynntı- lı bir anayasa olmasıdır. Çok faz- la konuyu düzenlemiştir. Bu ba- kımdan anayasanın, devletin te- mel yapısı ve hürriyet düzeniyle ilgili kurallar içermesi gerekir. ticaya özgürlük gereksiniminden ötürü olmadığını vurgulayan San- han, Selçuk"un konuşmasında yar- gınıntemel sorunlan ilehiç ilgilen- mediğine, Tahkim, Genel Af ve Sosyal Güvenlik yasalannın 'Baş- kan'ın gündeminde yer almadığı- na işaret etti. "Cumhuriyetin de- ğerierine karşı çıkılarak, cumhuri- \etin ürünü olan en yüksek yargı organına başkanlık vapdamaz" di- yen Sanhan, laiklik mücadelesin- de emek veren tüm kadınlar adına Selçuk'u istifaya çağırdı. Bünyesinde 206 srvil toplum ör- gütü bulunduran Sivıl Toplum Ku- ruluşlan Birliği Başkanı Prof. Dr. Bülent Berkarda. Selçuk'un konuşmasında kendilerinin her gün dile getirdiği bazı haklı eleştirilerin de bulun- duğunu, ancak, Selçuk'un eleştiriden önce, öneri maka- mında oturduğunu anımsattı. Berkarda "Selcuk, olumlu yönler de tceren konuşmasın- da çok çam devirdi. L'cuz kahramanlığa gerek >ok tr- tica tehlikesi olan bir ülkede, din eğitiminin serbest bırakıl- ması önerilenıez, Bu sekiz?TJ- hk temei eğitimin gerisine düşmek demekü'r" dedi. Atatürk dönemi uygulamaları Selçuk'un adli yılın açılı- şındaki konuşmasını değer- lendiren CHP Parti Meclisi Üyesi Nurettin Sözen ise u antiemperyalist bir müca- deieyle kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini \e Atatürk döne- minin u>gulama ve hedefle- rini değeriendirmede Sel- çuk'la a\ nı görüşte olmalan- nın ünkânsızolduğunu" söy- ledi. Sözen, "Ülkemizdeld şeriatçı güçlerin, tarikaüa- nn. partilerûı hedeflerine u- laşmasında kolay lık sagla\a- cak değişiklikleri anayasayla \ermek. Türkive'nin içinde bulunduğu koşullan en iyi ni- yedi yorumla 'görmemek ve bilmemek' demektir" dedi. Çizmeyi a$tı' Işık Hukuk Bürosu'ndan yapılan açıklamada, Sel- çuk'un adli yıl açış konuş- masında "çizmeyi aşüğı ve suç işledigi" bildirildi. Ko- nuşma ile görev sınırlannın aşılarak, başta devrim yasa- lan olmak üzere cumhuriye- tin temel niteliklerinin hiçe sayıldığı belirtilen açıklama- da şöyle denildi: "Hukuku katkden af giri- şüninLulusal yargıyıdevre dı- şı bırakan, uluslararası tah- kim düzenlemelerini bir ke- nara bırakan,buniarahiç de- ğinmeyen Selçuk, işi gücü bı- rakmış.. tarikatlann din oku- lu acabflmeleri için mücade- le yûrütmektedir. Neredeyse, Fethullahçılann Abant Top- lanbsı karaıian Yargıtay adı- na Adli Yıl açüışmda ayuen aktanlmaktadır. Aynı toptan- dda TBB Başkanı Eratp Öz- gen'in "Fethullahçılann dev- let destekli olduğu" yohmda- ki açıklamalan Selçuk'un bu konuşmasıyla doğrulanmış olmaktadır." 'Hayret ve dehset verici bir iconusma' Mustafa Kemal Derne- ği'nce yapılan açıklamada da Selçuk'un konuşması "bir- çok yönden hayTet ve dehşet verid" olarak nitelendirildi. Dernek Genel Başkanı Kâmran Baran, Türkiye nin anayasal devlet olmadığı id- diasının yanlış, esefverici ve gelecek için potansiyel bir tehlike kaynağı olduğunu be- lirterek, Türk devletinin ör- gütlenme bakımından teok- ratik olduğunu öne sürmenin yanhşlık değilse, anlam ve amacını gızleyen kasıtlı bir ifade olduğunu söyledi. Baran "Tarikatfann okul açmasuıa izin vcrmenin laik- lik olduğunu savunmanın, kimlere hizmet edecegi açık- ör. Bu nedenle Büyük Ata- türk'ü anlamadan, Atatürk ilke ve devrimlerinin özûnfl kavTamadan yapılan her tür- lü yorum, tatüısiz bir yorum olmaktan öteye gjdemez" di- ye konuştu. Emekli Istanbul DGM Savcısı Aytaç Tolay ise Sel- çuk'un Fransız Devrimi'ne bakış açısını eleştirdi. Sel- çuk'un Fransız Devrimi'ni yadsıdığını kaydeden Tolay, Fransız Devrimi'nin temeli- ni özgürlük ve eşitlik kav- ramlannın oluşturduğunu belirtti. Tolay, Türk hukuk sisteminin temelinı de bu iki değerin oluşturduğunu söy- ledi. POLTIİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Fethullahçı Gücü... Din bezırgânlanyla ikinci cumhuriyetçileri izle- mekteyararvar... Yargıtay Birinci Başkanı Sami Selçuk'un kavram karmaşasıyla dolu, doğrularla yanlışlann iç içe gir- diği konuşmasını ayakta alkjşlamayı sürdürüyorlar... Din bezirgânlan koro halinde "Yüzümüzü güldür- dün, yüzümüzü ağarttın" derken; ikinci cumhuriyet- çiler "Sen çokyaşa halkçı aydın" diyerek neredey- se omuzlanna alacaklar. Benim elimde bir belge bulunuyor... Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin bir karan... Biliyorsunuz, Sami Selçuk uzun yıllarYargıtay4. Ce- za Dairesi'nin başkanlığını yapmıştı... Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin Abdullah Rıza Ergû- ven ile Berfin Yayınlan sahibi Ismet Arslan için ver- diği karar ilginçti. Ergüven'in 'Yasak Tümceler1 kita- bında 'kutsal kitaba ve dine' sövdüğü ıddia edilmiş, Istanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesı'nde yargılanıp yayıncı Ismet Arslan'la biriikte ceza almıştı... Dosya, Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nce incelendi ve onandı... Onama karan şöyle başlıyordu: "Allafı ve kutsal kitaba ve dine sövme suçundan sanıklarAbdullah Rıza Ergüven ve Ismet Arslan hak- kında TCY'nin 175/2-3-4,59; 647 sayılı yasanın 4- 6. maddeleriuyannca sanıkAbdullah Rıza Ergüven'in 1 yıl 8 ay hapis ve 266 bi n lira para. sanık IsmetArs- lan'ın 3 milyon 291 bin lira ağır para cezalanyta hü- kümlerine, sanık Abdullah Rıza Ergüven'in cezasının ertelenmesine ilişkin Istanbul Asliye 2. Ceza Mahke- mesi'nden verilen 1994/241 esas, 1996/394 karar sayılı ve 28.5.1996 tarihli hükmün temyizyoluyla in- celenmesi, sanıklarAbdullah Rıza Ergüven ve Ismet Arslan müdafii tarafından ıstenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'ntn 26.6.1997 tanhli onama isteyen tebliğnamesiyle 7.7.1997 tari- hinde daireye gönderilen dava dosyası, başvurv- nun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü. Temyiz is- teğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esası- na geçildi." • • • Sami Selçuk o tarihte de düşünce özgüriüğünü savunurken, Yargıtay 4. Ceza Dairesi, biryazarileya- yımcıya, kıtaptan ötürü yerel mahkemenin verdiği mahkûmiyet karannı onadı... Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Din- çer'in belirttiği gibi, Yargıtay Birinci Başkanı Sami Sel- çuk önce 'kendi bahçesi'ni düzenlemeii, sonra da kamuoyuna demokrasi dersi vermelidir... Peki bahçe nasıl düzenlenir? Örneğin, Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin yapması ge- reken, önüne gelen kitaplan, yazılan okumak, hukuk- sal değertendirmeleri 'bağnaz' bir düşünce yapısıy- la değil, 'çağcıi' bir bakışla değeriendinnektir... Abdullah Rıza Ergüven'in 'Yasak Tümceler 1 adlı yapıt bir romandır. Yazar romanında devlet erkini elinde tutan siya- sal ikbdarlann gerici güçlerie işbiriiğini anlatıyor, ka- ra düşüncenin temelinde yatan gerçekleri okuruna ta- şıyor... Böyle bir roman, nasıl suç ögesi oluşturur? Uzun süre Sami Selçuk'un başkanlığını yaptığı Yar- gıtay 4. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin verdiği 20 ay hapis cezasını nasıl onayiar? Yasalar değişse bile yargı sisteminde düşünceler 'çağcıi' ve 'bağımsız' olmazsa yine yazarlar krtapla- nndan ve yazılanndan ötürü, "kutsal kitaba ve Al- lah'a" hakaret etmek gibi suçlardan mahkûm durlan bu mahkûmiyetteri de Yargıtay'ca onaylanır... Yasalann değil yargıçlann ve savcılann kendi dü- şüncelerinin bağımsız ve yansız olması gerekmez mi? En kötü yasa olsa bile uygulamayia en iyi karar çıkar... Bu kararlann sayısı artarsa o zaman yasa koyucu, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki yasal engel- leri kaldırmak zorunda kalır... O zaman 12 Eylül'e alkış tutanlann hazırladıklan anayasada tarihin çöplüğüne atılır... ••• Bugün, yargıda 'bağımsız', 'yansız', 'çağcıl' yar- gıç ve savcı sayısı kaçtır? Bugün, sayılan giderek ar- tan 'şeriat devteti özlemcisi' yargıç ve savcı sayısı ne kadardır? Sami Selçuk'un 'akademik' konuşmasında ne- dense bütün bu sorulara yanıt bulamadık... Türkiye'de 'adil yargılanma' hakkı var mıdır? Türkiye'de Islam siyasallaşmıştır... Tarikat şeyhleri ve şıhlan kendi özel okullannda - özellikle Fethullahçılar- 'attn nesil' yetiştirip devleti ele geçırme planlannı siyasal erki de yanlanna çe- kerek hâlâ yürütmektedirier... Bakın, Başbakan Bülent Ecevit bir gün önce Sa- mi Selçuk'u destekliyor, bir gün sonra "Türkiye ko- şullan farklf diyor... Biliyoruz ki, Ecevit'in çok ciddi sağlık sorunlan var- dır. Kendisi 'hayır' dese bile, algılama ve unutkan- lık sorunlanyla karşı karşıyadır... Eğitim sistemini tarikat şeyhlerine ve şıhlanna teslim etmek isteyen Sami Selçuk'un ise kendi çev- resinde 'dinci bir kadrolasma' olduğu, onlann des- teğiyle Yargıtay Birinci Başkanlığı koltuğuna oturdu- ğu bir gerçektir... Yargıda Fethullahçıların gücü de bilinmektedir... Ne yazık ki acı, ama gerçek olan da bu!... hikmet.cetinkaya f cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 C A G D A Ş Y A Y I N L A R ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR 2. BASI 600 00CTL KUBILAY OLAYI VE TARİKAT KAMPLARI 4 BASI 900 00CT. SANCILI YILLAR KU$ATILMI$ SOKAKLAR 4. BASI 600 000 TL KI|ZÜ POSTUNDA KURT 1 100 00CT.ZAMBAK SANA DA BUUJTI KAN 2. BASI 1 10O0OOTL pİNJARONUNUN KAZLARI 1İ0ODO0TL AŞIK KADINLAR SOKAĞI 2. BASI 1 1O0OO0TL SERİATPAZARI ' • o: oco T_ SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL 1 5C:ÜCÛTL TÜRKİYE'NİN JEHAN ÜÇGENİ2000 OOOTL Cumhurıyet Kıtap Kulubu Çağ Pazarlama A.Ş Tjrkocağı Cad No:39/41(34334)Cağalo9lu-lstanbiJİ Tel:514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle