Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10EYLÜL1999CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Denizer'in
öldürülmesi
• ZONGULDAK (AA) -
Uğradığı silahlı saldında
hayatını kaybeden Türk-lş
Genel Sekreteri ve Genel
Maden-lş Sendikası
(GMİS) Genel Başkanı
Şemsi Denizer'in, Türk-
Iş'teki makamında
bulunan özel eşyalannın
ailesine teslim edildiği
bildirildi. GMtS Genel
Başkanı Çetin Altun,
Denizer'in ölümünden
sorumlu kişi veya kişilerin,
cezalarını mutlaka
çekeceklerine inandıklannı
söyledi.
22 terörist
etkisiz hale
getipildi
• Dh ARBAKIR
(Cumhuriyet) - Bıtlıs'ın
Mutki ilçesi kırsahnda
çıkan çatışmada 14 terörist
öldürülürken 3 kişi
yakalandı. Bölge
genelinde devam eden
operasyonlar kapsamında
ise Tunceli merkeze bağlı
Karşılar köyünde 1 terörist
öldürüldü. Bingöl merkezi
ile Hakkâri'nin Şemdinli
ilçesinde ise 2 terörist
yakalandı. Bu arada terör
örgütünden kaçan 2
terörist de Bitlis'in Mutki
ve Hakkân'nın Yüksekova
ilçelerinde güvenlik
güçlerine teslim oldu.
Boy'lece. son
operasyonlarda 15'i ölü,
5'i sağ ve 2'si de teslim
olan olmak üzere toplam
22 terörist etkisiz hale
getirildi.
Yargıtay süreci
2000 yılına
sarkar
• DtVARBAKIR
(ANKA)-Abdullah
Öcalan. davasını 'insanlık
dışı birdava' olarak
nitelerken, Yargıtay
sürecinin 2000 yılına
sarkabileceğinı bildirdi.
Abdullah Öcalan, 'Özgür
Halk' adlı aylık yorum
dergisinde yer alan
yazısında, "... Herhalde
Yargıtay süreci 2000 yılına
kadar sarkar. Öncelik
tanınmazsa sûrer.
AİHM süreci de
en az 4 yıl sürer. BM'ye
kadar gider. Çünkü
insanlık dışı bir davadır.
Yüzyılın en büyük insan
haklan davasıdır" dedi.
Diyarbakir'ın özel konumu
gereği 'banş inisiyatifi
merkezi" olması
gerektiğine işaret eden
Öcalan. idam karşıtı
kampanyalann da yoğun
olarak başlatılmasını
istedı.
Çekiçkıran
itinaf etti
• GAZtANTEP
(Cumhuriyet) -
Gaziantep'te, 14 Mayıs
1997'de öldürülen avukat
Burhan Velı Torun'un katil
zanlısı olarak arandıgı
sırada tstanbul'da bir başka
suçtan dolayı gözaltına
alınan Murat
Çekiçkıran'ın. cinayette
tetikçilik yaptığını itiraf
ettiği bildirildi. Valilikten
yapılan açıklamada şöyle
denildi: "'Çekiçkıran,
avukat Burhan Veli
Torun'u, Nevzat Aşkın,
Erol Avşar ve Nizamettin
Önen'in teklifi ve
yardımıyla öldürdügünü ve
olaydan sonra kaçmasına
da aynı kişilerin yardım
ettiğini itiraf etti. Murat
Çekiçkıran, olaydan sonra
Erol Avşar ile yaptığı
görüşmelerde Burhan Veli
Torun'un, Mehmet Ali
Yaprak ve Hasan Nehir'in
talimatıyla kendisine
öldürtüldüğünü ve Nevzat
Aşkın'ın Yaprak ve
Nehir'den 2 milyon dolar
para aldığını öğrendiğini
beyan etti."
Yargıtay Başkanı'nın olay yaratan konuşmasma Atatürkçülerin tepkisi büyüyor
4
Sami Selçıık yargdansın'Haber Merkezi - Yargıtay Baş-
kanı Sami Selçuk'un. büyük tepki
gören adli yıl açış konuşmasında
•'köktendinci" odaklann önünü
açmayı hedeflediği belirtılerek is-
tifa çağnsında bulunuldu Selçuk
hakkında soruşturma açılması da
istendi.
Cumhunyet Kadınlan Demeği
Genel Başkanı Şenal Sanhan, dün
yaptığı açıklamada, Selçuk'un ko-
nuşmasındakı asıl amacın "kök-
tendinciliğe ön açmakr
olduğunu
kaydettı. Konuşmanın temel nok-
tasını, laikliğe karşı çıkışın oluştur-
duğunu belirten Sanhan, şu görüş-
leri dile getirdi:"Ülkemiziıı içtade
• Cumhuriyet Kadınlan Derneği, köktendinciliğin önünü açmakla suçladığı Yargıtay
Başkanı Sami Selçuk'u istifaya çağırdı. Genel Başkan Şenal Sanhan, bu ideolojinin,
ikinci cumhuriyetçiler ve küreselleşme savunuculannın ideolojisi olduğunu
vurgulayarak "...'Ben ikinci cumhuriyetçi değilim' savunmasının kıymeti harbiyesi
yoktur. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" dedi.
bulunduğu koşullarda. tarikatiara
özgüriûk isteyen anla>ış. çağdaş ya
da Başkan'ın de>imiyle çağcıi ola-
maz. Cumhuriyet devrimleri, or-
tacağ iiriinü olan şeri yasalan red-
dederek. gerçekten medeni \asalar
getirmiş. şer'i mahkemeleri kaldır-
mış, Tevhid-i Tedrisat^asası ileeği-
tim ve öğretimin biriiğini sağlaya-
rak, bilime öncelik tanımıştır. Bu-
gün ülkemizde var olan demokra-
sisonınlan.Cumhuriyetdevrimle-
rinin ihmafi ve istisman nedeni ile
ortaya çıknuşOr."
Selçuk'un, konuşmasında, cum-
huriyet ve demokrasıyi karşıt olgu-
lar gibı sunduğunu ve bulunduğu
makamı hice sayarak ideolojik bir
tutum sergiledığini ka>deden San-
han. "Bu ideotoji. ikinci cumhuri-
yetç3erin ve kûreseDeşme savunu-
culannın ideotojisidir. "Ben ikinci
cumhuriyetçi değilim' savunma»-
nın laymeti harbiyesi yoktur.Ayine-
si iştir kişinin lafa bakılmaz" dedi.
Selçuk'un bu konuşmasıyla
köktendinci ve gerici basının baş-
tacı olduğunu anlatan Sanhan,
"Yalnızca buokju bile,konuşmanın
kime hizmet ettiğini açıkça göster-
mektedir" görüşünü kaydetti.
1982 Anayasası'nın degişmesi ge-
rektiğini, ancak bu değişikliğin ir-
Isci Partisi
'Selçuk
hakkında
soruşturma
başlatdsın'
Haber Merkezi- İP
Genel Başkanı Hasan
Yalçuı da. yaptığı açık-
lamada Selçuk'un "ildn-
ci cumhuriyetin yani
mafya-gbdyo-tarikat re-
jiminin anayasasını sa-
vunduğunu" söyledi.
Selçuk'un cumhuriyet
devrimine, örgüt adına
saldırdığıru savunan Yal-
çın, "Yargıta} Başka-
nı''nın konuşması tam
bir cehatet örneğL Ken-
disi ne tarih biliyor. ne
demokrasiden anlıyor.
İlgili hakkında Yargıtay
Birinci Başkanhk Kuru-
lu derhal ceza soruştur-
ması başlatmaJıdır" de-
di.
Adana Baro Başkanı
Ziya Yergök, Selçuk'un
'din-laiklik ve cumhuri-
yet' konulanndaki gö-
rüşlerini eleştirirken yar-
gının sorunlan konusun-
da ise aynı görüşleri pay-
laştıklannı söyledi. Yer-
gök, "Türldye'de laildik
konuıaudan demokra-
si yaşatılamaz. çağdaş
toplunı oluşturulamaz"
dedi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer'den Selçuk'a sert yanıt
titatiirkçülüğesaldınyolu açüdı'
Haber Merkezi- Konuşması
büyük tepkiler yaratan Yargıtay
Başkanı Sami Selçuk'u "bahçesi-
ni düzenJemek yerine genel reçete
yazmakla" suçlayan Anayasa
Mahkemesi Başkan Vekili Güven
Dinçer, "Şikâ>etleredebiyatyapı-
larak düzeltilemez" dedi. Sel-
çuk'u teokratik düşüncelerden
fazla etkilenmiş bulan Dinçer.
açıklamalann laikliğe karşı yapıl-
dığını söyledi. Dinçer'in
NTV'nin sorulanna verdi ği ya-
nıtlar şöyle:
- Türkiye'nin, anayasası olan,
fakat anayasal bir devlet olmadı-
ğını söylüyor Sayın Yargıtav Baş-
kanı».
- Bu, bana göre son derece in-
safsız bir hükümdür. Çünkü Tür-
kiye 200 yıllık siyasi tarihinde
anayasa hareketleri bakımından
adım adım önemli aşamalan ta-
mamlamış bir ülkedir. Dünyanın
bütün ülkelennde olduğu gibi za-
man zaman günü yakalayamamak
gibi eksikliklerimiz olabilir. Bu
eksiklikleri görüp Türkiye'de bir
anayasal devlet yapısının olmadı-
ğını söylemek bana göre haksız-
lıktır. Türkiye'de gelişmiş bir ana-
yasa yargısı mevcuttur. Bu, anaya-
sa düzenini ve çağdaş hukuk dü-
zenini koruyacak kadar yeterli bir
düzendir.
- Sayın Yargıtay Başkanı yargı
biriiğini sav unuyor»
- Yargı birliği bir ara hukukçu-
lararasında konuşulan, ortaya ge-
tirilen gündem maddesidir. Ama
sürekli bir biçimde bu bir slogan
olmaktan öteye geçememiştir.
Çünkü Türkiye'de dediğim gibi
gelişmiş bir idari yargı vardır.
Hatta hatta dunyanın hiçbir yerin-
de görülmeyecek, gelişmiş bir as-
keri yargı vardır. Şimdi bu sistem-
leri beğenebiliriz, beğenmeyebili-
riz: ama böyle bir Yargıtay Başka-
nı'nın bir açış konuşmasında yok
sayılacak, hemen bir günde kaldı-
nlacak ve kaldınlması gerekli bir
düzen olarak bunlan görmek
mümkün değildir. Bunlann her
birinin 100 yılı aşan bir mazisi
vardır Yargıtay'la Danıştay 1868
yılında aynı günde loırulmuştur.
Aradan 130 sene geçtikten sonra
Sayın Yargıtay Başkanı, mesela
benim de mensubu olduğum ida-
ri yargıyı ve Danıştay'ı yok kabul
ediyor. Bu mümkün değildir.
Böyle tören konuşmalanyla falan
Türkiye'deki yargı birliği vs. sağ-
lanamaz. Cstelik böyle bir şeye
ihtiyaç olduğu da şüphelidir.
Atatürk'Ie ilgili yorumlan üze-
rinde de aynca durmak isterim.
Atatürk'ü ve Atatürk döneminin
işlemlerini ve bugünkü devlet ha-
yatımızdaki etkilerini tartışmaya
açmak ilk defa Turgut Özal'la
başlamıştır.
Hedef Atatiirk
Turgut Özal cumhurbaşkanı ol-
duğu günün ertesinde birkaç gün
içinde Tarih Kurumu'na yaptığı
bir ziyarette Atatürk'ün eleştiril-
mesi gerektiğini söylemiştir. Ata-
türk, Türk toplumunda son 100
yılın her sahifesinde etkisi olan ve
bugünkü modern yapının kurucu-
su olan bir insandır. Onu günlük
olaylar çerçevesinde bir insan ola-
rak eleştiriye açmanın manası
yoktur. Atatürk'ün eseri 75 yıldır
düzenine borçludur. Bunun üze-
rinde kimsenin yeniden tartışma-
ya bence hakkı yoktur. Kişısel
olarak hakkı olsa bile Yargıtay
Başkanı olarak hakkı yoktur.
Yargıtay Başkanf nın en tehli-
keli düşüncesi ise din eğitiminin
serbest bırakılması konusundaki
görüşleridir. Türkiye hür bir top-
lumdur. Demokratik bir devlet ya-
pısına sahiptir. Türkiye'de din ve
vicdan özgürlüğü eksiksiz bir bi-
çimde mevcuttur. Bunu yeniden
aramaya ihtiyaç yoktur. Ancak
Türkiye'de şöyle bir toplumsal ih-
tiyaç vardır: Türk toplumunun din
ve vicdan hürriyetini bazı grupla-
ra karşı korumak devletin görevi-
dir. Bu sebepten, özel şahıslara ve
kuruluşlara din eğitimi alanını aç-
mak son derece tehlikelidir ve
cumhuriyetin temel felsefesine
aykındır. Aynca bugün Türki-
ye'de özel okullann bazı cemaat-
• 'Sami Selçuk'u "bahçesini
düzenlemek yerine genel reçete
yazmakla" suçlayan Anayasa
Mahkemesi Başkanvekili Güven
Dinçer, "Şikâyetler edebiyat
yapılarak düzeltilemez" dedi.
Selçuk'u teokratik düşüncelerden
fazla etkilenmiş bulan Dinçer, açıklamalann
laikliğe karşı yapıldığını söyledi.
her gün imtihan vermektedir. Bu
bakımdan ben Sayın Yargıtay
Başkanf nın Atatürk'le ilgili yo-
rumlannı gereksiz buluyorum.
Çünkü bu tarz yorumlar buradan
başlamakta: ta Atatürk'e hakaret
eden Karaköse Belediye Başka-
nı'na kadar gitmektedir.
Laiklikle ilgili olarak da şunu
söylemek isterim: Laiklik, bugün-
kü anayasadaki yazılış şekJiyle,
bugünkü Türk toplumundaki ka-
bul edılmiş anlayışıyla Türkiye
Cumhuriyeti'nin temel taşlann-
dan biridir. Hiçbir şekilde değiş-
tirilemez.
Değiştirildiği takdirde TC'nin,
Türkiye devletinin ve Türk toplu-
munun temellerinden bırisi çatla-
mış olur. TC 1920'den bu yana al-
dığı bu büyük ve önemli gelişme-
yi ve başanlı bir 75-80 seneyi ge-
çirdiyse, bunu laiklik anlayışına
ve bu anlayışı temel alan hukuk
lerin tehdidi altında olduğunu gö-
rüyoruz. Yargıtay Başkanı' nın dü-
şüncelerini kabul ettiğimiz takdir-
de cemaatlerin kendi dinsel dü-
şünceleri ve felsefeleriyle Türk
eğitimine el koymalan tehdidiyle
karşı karşıya geliriz. Bunu yapma
şansımız hiçbir zaman yoktur.
Konuşma, halkımızın yargı ile il-
gili olan şikâyetlerinden habersiz
görünmektedir. Dunyanın bütün
ülkelennde eğitim, sağlık, yargı
daima sorunlan olan büyük kamu
hizmetleridir. Ama Yargıtay Baş-
kanf nın konuşmasında bunlarla
ilgili hiçbir teklif ve yeni bir dü-
zenleme ortaya sunulmamaktadır.
Bunun yanında güncel bazı konu-
lar hakkında bazı açıklamalarda
bulunması gerekirdi. Mesela hâ-
kimlerin kendi özlük haklanyla
ilgili olarak yargıya müracaat
haklan yoktur, dava haklan yok-
tur. Bu bizim anayasamızın en bü-
yük eksikliklerinden biridir. Yar-
gıtay Başkanı bunu hiçbir zaman
hatırlamıyor nedense. Aynca
yakm günlerde Yüksek Seçim
Kurulu'ndaki bazı hakimlerin
görev süreleri yasama organınca
uzatıldı.Bu yasa benim kanımca
siyasal amaçlıdır ve siyasi bir ih-
sandır. Yargıya da güncel bir mü-
dahaledir. Yüksek Seçim Kuru-
lu'nun, Yargıtay'ın ve Danıştay'ın
bütün hâkimlerinin bu yanlış ya-
saya karşı tepki göstermeleri bek-
lenirdi. Ne yazık ki Yargıtay Baş-
kanı da bu konuda hiçbir şekilde
söz söylememiştir
Konugmanın muhatabı
- Sizce bu konuşmanın muhata-
bı kimdir? Kime seslenikü?
- Bence, politikacılara seslendi
ve halkoyuna seslendi.Bence yar-
gı hizmetinin büyük yükünü taşı-
yan adli yargı da ürerilen çözüm-
lerdedir. Dışandan hiç kimse ge-
lip de yargı hizmetini düzeltecek
değildir. Son derece teknik ve kar-
maşık bir hizmettir. Yargıtay'daki
meslektaşlanmız bir araya gelip
üreteceklerdir bu çözümü. Ama
ben görüyorum ki hiç böyle bir
çözüm üretilmiyor, laf üretiliyor.
- Şimdi politikacüar bu konuş-
manın ardindan harekete gectiler.
Anayasa değiştirmek için teklifte
buJundular...
- K.aç tane teklif, hiçbir şey yok.
Anayasanın hangi maddesini de-
ğiştirecekler? Bazı maddeleri de-
ğişebilir. Yüksek Hâkimler Kuru-
lu'nun yapısı değişebilir. Bizim
Anayasa Mahkemesfnin görev
alanı ile ilgili bazı teknik düzen-
lemeler yapılabilir.
- Sizce 1982 Anayasası'nın han-
gi maddeleri değiştirilmeü?
- Geçici 15. madde var. Ben de
geçici 15. maddeyle ilgili bir şey
gelirse muhalefet yazıyorum. Bu
maddenin etkisini kaybettirecek
yönde düşüncelerim var. Fakat ek-
seriyetbulmadı. O, anayasal dene-
timi engelleyen bir madde. O kal-
kabilir. bizim yönümüzden.
- Bunun dışında, degişmesini is-
tediginiz başka bir şey yok mu?
- 82 Anayasası hakkındaki be-
nim genel eleştirim. fazla aynntı-
lı bir anayasa olmasıdır. Çok faz-
la konuyu düzenlemiştir. Bu ba-
kımdan anayasanın, devletin te-
mel yapısı ve hürriyet düzeniyle
ilgili kurallar içermesi gerekir.
ticaya özgürlük gereksiniminden
ötürü olmadığını vurgulayan San-
han, Selçuk"un konuşmasında yar-
gınıntemel sorunlan ilehiç ilgilen-
mediğine, Tahkim, Genel Af ve
Sosyal Güvenlik yasalannın 'Baş-
kan'ın gündeminde yer almadığı-
na işaret etti. "Cumhuriyetin de-
ğerierine karşı çıkılarak, cumhuri-
\etin ürünü olan en yüksek yargı
organına başkanlık vapdamaz" di-
yen Sanhan, laiklik mücadelesin-
de emek veren tüm kadınlar adına
Selçuk'u istifaya çağırdı.
Bünyesinde 206 srvil toplum ör-
gütü bulunduran Sivıl Toplum Ku-
ruluşlan Birliği Başkanı Prof. Dr.
Bülent Berkarda. Selçuk'un
konuşmasında kendilerinin
her gün dile getirdiği bazı
haklı eleştirilerin de bulun-
duğunu, ancak, Selçuk'un
eleştiriden önce, öneri maka-
mında oturduğunu anımsattı.
Berkarda "Selcuk, olumlu
yönler de tceren konuşmasın-
da çok çam devirdi. L'cuz
kahramanlığa gerek >ok tr-
tica tehlikesi olan bir ülkede,
din eğitiminin serbest bırakıl-
ması önerilenıez, Bu sekiz?TJ-
hk temei eğitimin gerisine
düşmek demekü'r" dedi.
Atatürk dönemi
uygulamaları
Selçuk'un adli yılın açılı-
şındaki konuşmasını değer-
lendiren CHP Parti Meclisi
Üyesi Nurettin Sözen ise
u
antiemperyalist bir müca-
deieyle kurulmuş Türkiye
Cumhuriyeti'nin kuruluş
felsefesini \e Atatürk döne-
minin u>gulama ve hedefle-
rini değeriendirmede Sel-
çuk'la a\ nı görüşte olmalan-
nın ünkânsızolduğunu" söy-
ledi. Sözen, "Ülkemizdeld
şeriatçı güçlerin, tarikaüa-
nn. partilerûı hedeflerine u-
laşmasında kolay lık sagla\a-
cak değişiklikleri anayasayla
\ermek. Türkive'nin içinde
bulunduğu koşullan en iyi ni-
yedi yorumla 'görmemek ve
bilmemek' demektir" dedi.
Çizmeyi a$tı'
Işık Hukuk Bürosu'ndan
yapılan açıklamada, Sel-
çuk'un adli yıl açış konuş-
masında "çizmeyi aşüğı ve
suç işledigi" bildirildi. Ko-
nuşma ile görev sınırlannın
aşılarak, başta devrim yasa-
lan olmak üzere cumhuriye-
tin temel niteliklerinin hiçe
sayıldığı belirtilen açıklama-
da şöyle denildi:
"Hukuku katkden af giri-
şüninLulusal yargıyıdevre dı-
şı bırakan, uluslararası tah-
kim düzenlemelerini bir ke-
nara bırakan,buniarahiç de-
ğinmeyen Selçuk, işi gücü bı-
rakmış.. tarikatlann din oku-
lu acabflmeleri için mücade-
le yûrütmektedir. Neredeyse,
Fethullahçılann Abant Top-
lanbsı karaıian Yargıtay adı-
na Adli Yıl açüışmda ayuen
aktanlmaktadır. Aynı toptan-
dda TBB Başkanı Eratp Öz-
gen'in "Fethullahçılann dev-
let destekli olduğu" yohmda-
ki açıklamalan Selçuk'un bu
konuşmasıyla doğrulanmış
olmaktadır."
'Hayret ve dehset
verici bir iconusma'
Mustafa Kemal Derne-
ği'nce yapılan açıklamada da
Selçuk'un konuşması "bir-
çok yönden hayTet ve dehşet
verid" olarak nitelendirildi.
Dernek Genel Başkanı
Kâmran Baran, Türkiye nin
anayasal devlet olmadığı id-
diasının yanlış, esefverici ve
gelecek için potansiyel bir
tehlike kaynağı olduğunu be-
lirterek, Türk devletinin ör-
gütlenme bakımından teok-
ratik olduğunu öne sürmenin
yanhşlık değilse, anlam ve
amacını gızleyen kasıtlı bir
ifade olduğunu söyledi.
Baran "Tarikatfann okul
açmasuıa izin vcrmenin laik-
lik olduğunu savunmanın,
kimlere hizmet edecegi açık-
ör. Bu nedenle Büyük Ata-
türk'ü anlamadan, Atatürk
ilke ve devrimlerinin özûnfl
kavTamadan yapılan her tür-
lü yorum, tatüısiz bir yorum
olmaktan öteye gjdemez" di-
ye konuştu.
Emekli Istanbul DGM
Savcısı Aytaç Tolay ise Sel-
çuk'un Fransız Devrimi'ne
bakış açısını eleştirdi. Sel-
çuk'un Fransız Devrimi'ni
yadsıdığını kaydeden Tolay,
Fransız Devrimi'nin temeli-
ni özgürlük ve eşitlik kav-
ramlannın oluşturduğunu
belirtti. Tolay, Türk hukuk
sisteminin temelinı de bu iki
değerin oluşturduğunu söy-
ledi.
POLTIİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Fethullahçı Gücü...
Din bezırgânlanyla ikinci cumhuriyetçileri izle-
mekteyararvar...
Yargıtay Birinci Başkanı Sami Selçuk'un kavram
karmaşasıyla dolu, doğrularla yanlışlann iç içe gir-
diği konuşmasını ayakta alkjşlamayı sürdürüyorlar...
Din bezirgânlan koro halinde "Yüzümüzü güldür-
dün, yüzümüzü ağarttın" derken; ikinci cumhuriyet-
çiler "Sen çokyaşa halkçı aydın" diyerek neredey-
se omuzlanna alacaklar.
Benim elimde bir belge bulunuyor...
Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin bir karan...
Biliyorsunuz, Sami Selçuk uzun yıllarYargıtay4. Ce-
za Dairesi'nin başkanlığını yapmıştı...
Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin Abdullah Rıza Ergû-
ven ile Berfin Yayınlan sahibi Ismet Arslan için ver-
diği karar ilginçti. Ergüven'in 'Yasak Tümceler1
kita-
bında 'kutsal kitaba ve dine' sövdüğü ıddia edilmiş,
Istanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesı'nde yargılanıp
yayıncı Ismet Arslan'la biriikte ceza almıştı...
Dosya, Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nce incelendi ve
onandı...
Onama karan şöyle başlıyordu:
"Allafı ve kutsal kitaba ve dine sövme suçundan
sanıklarAbdullah Rıza Ergüven ve Ismet Arslan hak-
kında TCY'nin 175/2-3-4,59; 647 sayılı yasanın 4-
6. maddeleriuyannca sanıkAbdullah Rıza Ergüven'in
1 yıl 8 ay hapis ve 266 bi n lira para. sanık IsmetArs-
lan'ın 3 milyon 291 bin lira ağır para cezalanyta hü-
kümlerine, sanık Abdullah Rıza Ergüven'in cezasının
ertelenmesine ilişkin Istanbul Asliye 2. Ceza Mahke-
mesi'nden verilen 1994/241 esas, 1996/394 karar
sayılı ve 28.5.1996 tarihli hükmün temyizyoluyla in-
celenmesi, sanıklarAbdullah Rıza Ergüven ve Ismet
Arslan müdafii tarafından ıstenilmiş ve temyiz edilmiş
olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'ntn 26.6.1997
tanhli onama isteyen tebliğnamesiyle 7.7.1997 tari-
hinde daireye gönderilen dava dosyası, başvurv-
nun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü. Temyiz is-
teğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esası-
na geçildi."
• • •
Sami Selçuk o tarihte de düşünce özgüriüğünü
savunurken, Yargıtay 4. Ceza Dairesi, biryazarileya-
yımcıya, kıtaptan ötürü yerel mahkemenin verdiği
mahkûmiyet karannı onadı...
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Din-
çer'in belirttiği gibi, Yargıtay Birinci Başkanı Sami Sel-
çuk önce 'kendi bahçesi'ni düzenlemeii, sonra da
kamuoyuna demokrasi dersi vermelidir...
Peki bahçe nasıl düzenlenir?
Örneğin, Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin yapması ge-
reken, önüne gelen kitaplan, yazılan okumak, hukuk-
sal değertendirmeleri 'bağnaz' bir düşünce yapısıy-
la değil, 'çağcıi' bir bakışla değeriendinnektir...
Abdullah Rıza Ergüven'in 'Yasak Tümceler
1
adlı
yapıt bir romandır.
Yazar romanında devlet erkini elinde tutan siya-
sal ikbdarlann gerici güçlerie işbiriiğini anlatıyor, ka-
ra düşüncenin temelinde yatan gerçekleri okuruna ta-
şıyor...
Böyle bir roman, nasıl suç ögesi oluşturur?
Uzun süre Sami Selçuk'un başkanlığını yaptığı Yar-
gıtay 4. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin verdiği 20
ay hapis cezasını nasıl onayiar?
Yasalar değişse bile yargı sisteminde düşünceler
'çağcıi' ve 'bağımsız' olmazsa yine yazarlar krtapla-
nndan ve yazılanndan ötürü, "kutsal kitaba ve Al-
lah'a" hakaret etmek gibi suçlardan mahkûm durlan
bu mahkûmiyetteri de Yargıtay'ca onaylanır...
Yasalann değil yargıçlann ve savcılann kendi dü-
şüncelerinin bağımsız ve yansız olması gerekmez mi?
En kötü yasa olsa bile uygulamayia en iyi karar
çıkar...
Bu kararlann sayısı artarsa o zaman yasa koyucu,
düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki yasal engel-
leri kaldırmak zorunda kalır...
O zaman 12 Eylül'e alkış tutanlann hazırladıklan
anayasada tarihin çöplüğüne atılır...
•••
Bugün, yargıda 'bağımsız', 'yansız', 'çağcıl' yar-
gıç ve savcı sayısı kaçtır? Bugün, sayılan giderek ar-
tan 'şeriat devteti özlemcisi' yargıç ve savcı sayısı
ne kadardır?
Sami Selçuk'un 'akademik' konuşmasında ne-
dense bütün bu sorulara yanıt bulamadık...
Türkiye'de 'adil yargılanma' hakkı var mıdır?
Türkiye'de Islam siyasallaşmıştır...
Tarikat şeyhleri ve şıhlan kendi özel okullannda -
özellikle Fethullahçılar- 'attn nesil' yetiştirip devleti
ele geçırme planlannı siyasal erki de yanlanna çe-
kerek hâlâ yürütmektedirier...
Bakın, Başbakan Bülent Ecevit bir gün önce Sa-
mi Selçuk'u destekliyor, bir gün sonra "Türkiye ko-
şullan farklf diyor...
Biliyoruz ki, Ecevit'in çok ciddi sağlık sorunlan var-
dır. Kendisi 'hayır' dese bile, algılama ve unutkan-
lık sorunlanyla karşı karşıyadır...
Eğitim sistemini tarikat şeyhlerine ve şıhlanna
teslim etmek isteyen Sami Selçuk'un ise kendi çev-
resinde 'dinci bir kadrolasma' olduğu, onlann des-
teğiyle Yargıtay Birinci Başkanlığı koltuğuna oturdu-
ğu bir gerçektir...
Yargıda Fethullahçıların gücü de bilinmektedir...
Ne yazık ki acı, ama gerçek olan da bu!...
hikmet.cetinkaya f cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
C A G D A Ş Y A Y I N L A R
ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR
2. BASI
600 00CTL
KUBILAY OLAYI VE TARİKAT
KAMPLARI
4 BASI
900 00CT.
SANCILI YILLAR KU$ATILMI$
SOKAKLAR
4. BASI
600 000 TL
KI|ZÜ POSTUNDA KURT
1 100 00CT.ZAMBAK SANA DA BUUJTI KAN
2. BASI
1 10O0OOTL
pİNJARONUNUN KAZLARI
1İ0ODO0TL
AŞIK KADINLAR SOKAĞI
2. BASI
1 1O0OO0TL
SERİATPAZARI
' • o: oco T_
SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL
1 5C:ÜCÛTL
TÜRKİYE'NİN JEHAN ÜÇGENİ2000 OOOTL
Cumhurıyet Kıtap Kulubu Çağ Pazarlama A.Ş Tjrkocağı Cad
No:39/41(34334)Cağalo9lu-lstanbiJİ Tel:514 01 96