Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÜL 1999 CUMA
HABERLER
DÜNYU)A BUGUN
ALt StRMEiV
S.Selçuk'u İyi Anlamak
Televizyon ekranında Yargıtay Başkanı, kal-
kık yüksek yakalı, cafcafalı yaldızlı, afili cübbe-
si, tok sesiyle veryansın ediyor, Anayasa'yı.
devletin yapısını, yargının durumunu dile geti-
riyor.
Rical -i devlet, karşısında oturmuş dinliyor.
Çoğunluk etkilenmişti. Çünkü biri bozuk dü-
zenden yakınıyor, özgürlük, demokrasi diyordu.
Ve protokol gereği, iktidan ve muhalefeti, tüm
temsilcileriyle bozuk düzenin erkânı karşısında
oturmuş dinliyordu.
Çoğunluk öylesine özlemiş ki, bu temsilcile-
rin fırçalanmasını...
Ama ne diyordu acaba Sami Selçuk?
Onu anlıyorfar mıydı, dinleyenler?
Salondakilerden Bülent Bey, öyle görünüyor
ki, iyi anfayamamıştı söylenenleri, ilk yaptığı
açıklamalar, o doğrultudaydı, aradan 24 saat
geçtikten sonra, ilk tepkilerinden döndü.
Bülent Bey rahatsızdı, onu bu yanlış anlama
konusunda mazur görmek mümkündü.
• • •
Bol dipnotlu, konuşma aslında eklektikti. Bel-
ki de, eklektizm, Sayın Sami Selçuk'un degişi-
minin çelişkilerini yansrtıyordu.
Laiklik konusunda, numaracı cumhuriyetçiler
ile Fethullahçılar'a yaklaşan, hatta onlarlatıpa-
tıp uyum sağlayan görüşleri (Bakınız, "Selçuk
ve Nurcular", Hikmet Çetinkaya Cumhuriyet
Gazetesi 9.9.1999 sayfa 5) gerçeğe ne kadar
uyuyordu ve verdiği örnekler, ne kadar isabet-
le seçilmişti?
Örneğin Belçika örneği talihsiz değil miydi?
1830-31 de Hollandalılar'a karşı bir halk
ayaklanmasının üzerine Avrupa'nın da deste-
ğiyle kurulan, şu anda da birligi can çekişmek-
te olan Belçika'yı biraraya getiren etkendi te-
melde Katoliklik. Protestan Hollanda yönetimi-
ne karşı salt kendi Katolikliğini korumak için sa-
vaşım veren Flamandlar bu uğurda dillerinden
bile vazgeçerek, Fransızcayı resmi dil olarak
kabule bile yanaşmışlardı.
Bu, çok kendine özgü ve son irdelemede ba-
şansız deneyden evrensel sonuçlar çıkarmak
ne denli yerindeydi.
ingiliz Kilisesi'ni, ruhani iktidara karşı başkal-
dınnın sonucu olarak, Kral kuımamış mıydı?
Laiklikiği yalnızca din ve devlet işlerinin, bir-
birlerinden ayrılması, ikisinin birbirferi karşısın-
daki bağımsızlıkları olarak tanımlamak, çağdaş
bir demokrasinin temeli olan devletin inançla-
nn birbirleri üzerinde baskı kurmalannı engel-
lemek işlevini görmezden gelmek ne kadar.bi-
limsel ve gerçekçi bir tavırdı?
Türban konusunda, Avrupa Insan Haklan Ko-
misyonu'nun bu doğrultudaki kararlan herhal-
de Sayın Selçuk'un da eline ulaşmıştı.
Türkiye'de laiklikten sözederken, Sairrt Bart-
helemy'den bunca yüzyıl sonra meydana ge-
len Sıvas Madımak Öteli olayını anımsamamak
mümkün mü?
Orada insanlan diri diri yakanlann, avukatla-
rının Yargıtay Başkanı'na içten alkış tutmalan
sizce sevinilecek bir şey mi?
•••
Cumhuriyet Gazetesi'ningarip bir yazgısıvar.
Eski yazarlan arasında, öyleleri var ki....
Eski bir Cumhuriyet yazarı olan Sami Sel-
çuk'un konuşmasına, kimi başka eski Cumhu-
riyet yazarlan, "Demokrasi için" diye, belki de
içeriğini tam anlamadan, alkış tutuyorlar, kimi-
leri ise Humeyni'den sonra Sami Selçuk'un ki-
şiliğinde yeni kurtancılar buluyorlar.
Aynı garip yazgı Türkiye Cumhuriyeti'nde de
var. Açılan laik okullardan ve Teknik Üniversite
gibi bilim yuvalarından, kimler kimler çıkmadı,
Ozal mı, Erbakan mı istersiniz....
Ben asıl buradaki çelişkiyi merak ediyorum.
Yoksa Sami Selçuk'un tahkime, mezarda
emekliliğe. değinmemesine şaşırmıyorum.
Çünkü Sami Selçuk ulusal devleti çoktan aş-
mış, birgloballeşmedelikanlısı, onu görüyorve
anlıyoruz.
Seçim yenilgisi SPD'yi karıştırdı
Almanya'da hesaplaşma
OSMANÇUTSAY
BONN / FRANK-
FURT - Almanya'da hü-
kümet ortaklan içindeki
dalgalanma, giderek bir
'kanatlar sürtüşmesi'ne
dönüşüyor. Sosyal De-
mokrat Parti'nin (SPD).
kalesi sayılan iki eyalette
ağıryenilgileralması, Ye-
şiller'in ise ancak yüzde
2-3 düzeyinde bir oya ula-
şarak adeta silinmesi, iki
partiyi de kanştırdı.
Brandenburg'da SPD'-
nın, Hıristiyan Demokrat
Birlik (CDU) ile mi, yok-
sa Demokratik Sosyalizm
Partisi (PDS) ile mi ko-
alisyon yapacağı konu-
sunda çıkan 'rota' tartış-
ması, kıncı üsluplarla sür-
dürûlürken, Yeşiller'in
Başbakan Schröder'in
'tasarruf paketine" vere-
ceği behrtilen destegin
herhangi bir garantisinin
olmadığı da ortaya çıktı.
Brandenburg Sağhk
Bakanı Regina Hildeb-
randt, SPD'nin ağır bir
yenilgi aldığını kabul ede-
rek, Hıristiyan Demokrat
Birlik (CDU) ile bir 'bü-
yük koalisyona' karşı uya-
nda bulundu. Hildeb-
landt, partisini böyle bir
ortalığa karşı uyardı.
CDU'nun Branden-
burg Eyalet Başkanı ve
emekli general Jörg
Schönbohm ise iki parti
arasındaki koalisyon pa-
zarlıklannm oluinlu bir
çizgide ilerlediğini, ken-
disinin umutlu olduğunu
söyledi.
SPD'li Eyalet Başkanı
Manfred Stolpede iki par-
tinin aralannda temel
noktalar açısından büyük
bir fark olmadığının orta-
ya çıktığını bildirdi. Bu
arada. Stolpe'nin, PDS ile
değil. CDU ile ortak hü-
kümet kurmaktan yana
olduğu iddia edildi.
Başbakan Gerhard
Schröder'in yeniden ya-
pılanma atağı ile birlikte,
sağ ve sol kanat arasında
birortayol bulmaya çahş-
ması da dikkat çekti. Ni-
tekim Saarland'm, pazar
günkü seçimden az fark-
la da olsa yenilerek çıkan,
eski Maliye Bakanı ve
SPD Genel Başkanı Os-
kar Lafontaine'e yakınlı-
ğı ile bilinen 'eleştirel sos-
yal demokrat' Reinhard
Klimmt'ın ise Federal U-
laştırma Bakanlığı göre-
vinı devTalabileceği iddi-
alan dile getirildi.
Sendikacılar, Sosyal Güvenlik Yasası'nın, anayasanın eşitlik ilkesine ters düştüğünü söyledi:
'tşçiniıı lıakkı yok oflilcli*ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Sağlık Jşçileri Sendikası
(Sağhk-lş) Genel Başkanı Mustafa
Başoğlu. "Sosyal Güvenlik Yasası ile
memurun haklan korunurken işçinin
haklan ortadan kaldınlmışar" dedi.
Sağlık-Iş Sendikası Genel
Merkezi'nde basın toplanüsı
düzenleyen Başoğlu.
Emek Platformu'nun ve muhalefet
partilerinin itirazlanna rağmen
yasalaşan ve çalışanlann sosyal
güvenlik haklanna yeni düzenlemeler
getiren Sosyal Güvenlik Yasası'nın,
anayasanın eşitlik ilkesine ters
hükümler taşıdığını söyledi.
Sosyal Güvenlik Yasası'nda işçi ve
Yeni yasama yılı
memur arasında hak aynmı
yapıldığını ve işçilerin
2. sınıf konumuna düşürüldüğünü
savunan Başoğlu.
"Yasayla memurun haklan
korunurken işçinin haklan ortadan
kaJdınlmıstir" diye konuşru.
Başoğlu, yasanın, işçinin
zorunlu tasarrufiınu ortadan
kaldırdıgını ve ücretinin asgari
düzeyde yüzde 3 oranında gelir
kaybına uğradığmı belirtti. Yasanın,
emekli aylıklannın hesaplanmasında
da farklılık öngördüğünü bildiren
Mustafa Başoğlu şunlan kaydetti:
"ljçi emeklDerinin aytıklan ödenirken
TUFE esas alınacak. Buna karşın Bağ-
Kur emekli ayhklan, gelir tablosu
üzerinden hesaplanacak.
Emekli Sandığı'na tabi olanlarda
mevcut uygulama devam edecek.
TUFE'ye göre aylığı hesaplamak
ayncauk getiriyorsa memurlara
neden bu uygulama getirilmedi?
Emekli ücreöerüıe yapılacak zam
konusunda da işçiler için TÜFE,
memurlar için mevcut uygulama
konınmuştur. Aynen, TÛFE
ayncalıksa memurlar neden mağdur
edildi? Emekli ayhğmda da eşitsiziik
vardır. Getirilen 60 >aş sının da
ülkenin şartlanna uygun değüdir."
Yeni işe girecek işçilerin ancak 4 ay
prim ödemek ve yasada belirlenen
diğer şartlan yerine getirmek şartıyla
sağhk hizmetlerinden
yararlanabileceğini belirten Başoğlu,
"O şartiardan birisinin eksik ounası,
işçinin sağlık hizmeti abnasma engel
olacaktur" dedi.
Uzun süre tartışılacak
Başbakan Bülent Ecevit ve Çahşma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar
Okuyan'a. "Acaba sizler, 18 yaşuu
henüz tamamlamamış ve yeni işe
girmiş olsaydınız, sizin için emekMliği
hayal haüne getiren böyle bir kantıni
düzenlemeye gönül nzası ile evet der
miydiniz" diye soran Mustafa
Başoğlu, "Yasayla ilgili bu ve benzeri "*
sorulara Sayın Ecevit'in ve Okuyan'ın I
vereceği cevaplar, bu yasanın ne kadar Z
iyi olduğunu ortaya koyacakür" diye .
konuştu. Cumhurbaşkanı Süleyman :>
Demirerin Sosyal Güvenlik Yasa
Tasansı'nı onaylamasını da eleştiren
Başoğlu, basında yer alan haberlerde
Cumhurbaşkanı Demirerin yasayla -.
ilgili bazı iyileştirici istekleri -
olduğunun anlaşıldığını ifade ederek,
bu isteklerin, yasanın yeniden
görüşülmesi için Meclis'e iadesini j !
haklı kıldığını söyledi. Mustafa ' .
Başoğlu, Sosyal Güvenlik Yasası'nın
yürürlükte kaldığı sürece tartışma
konusu olacağını sözlerine ekledi.
Giindemde
anayasa
tarbşmalan var
ANKARA (Cumhuri\et
Bürosu) - Yargıtay Başkanı
Sami Selçuk'un "1982
Anayasası gecersiz" açıkla-
ması, "yeni bir anayasa"
tartışmasını gündemin ilk
sırasına taşırken. siyasal
partiler anayasanın geçici
15. maddesinin kaldınlma-
sı konusunda görüş biriiği
ortaya koydu. TBMM Ana-
yasa Komisyonu Başkanı
Ertuğrul Yalçuıbayır. yeni
yasama yılı başladıgında
anayasa değişiklikleriyle il-
gili olarak komisyonda bir
genel görüşme açacaklannı
bildirdi. Yalçmbayır, geçici
15. maddenin kaldınlması
konusunda partiler arasın-
da tam bir ittifak bulundu-
ğunu da vurguladı. Yeni ya-
sama yılında, Uyum Ko-
misyonu" nun üzerinde uz-
laşma sağlanacak anayasa
değişikliği önerilerinin pa-
ketler halinde gündeme ge-
leceği bildirildi. DYP Ge-
nel Başkan Yardımcısı
Hayri Kozakçıoğlu ise Tür-
kiye'nin şimdiye kadar,
olağanüstü dönemler son-
rasında, "tepki anayasala-
n " yaptığını belirterek TB-
MM Başkanı Yıkurun Ak-
bulut'u, "veni-Mva anayasa
yapılması" için çahşma
başlatmaya çağırdı.
TBMM, ekim ayında
başlayacak yeni yasama yı-
Ima yoğun bir gündemle gi-
recek. Selçuk'un konuşma-
sından sonra, af, yargı ve
yerel yönetimler reformu
paketlerinin yanı sıra ana-
yasa değişikliği de TB-
MM'nin öncelikli tartışa-
cağı konulan arasına girdi.
Partilerin anayasa değişik-
liği önerileri üzerinde TB-
MM Uyum Komisyo-
nu'nda yürütülecek çalış-
malarla uzlaşma aranacağı
bildirildi. Palcetler haiinde
anayasa değişikliği önerile-
rinin gündeme gelebileceği
belirtilirken, ilk aşamada
üzerinde uzlaşma sağlanan
maddelerin gündeme geti-
rilebileceği bildirildi.
Milli Güvenlik Konse-
yi'nin, bu konseyin yöneti-
mi döneminde kurulmuş
hükümetlerin, Danışma
Meclisi'nin her türlü karar
ve tasarruflanndan dolayı
hakJannda cezai, mali veya
hukuki sorumluluk iddiası
ileri sürülemeyecegini ve
bu amaçla yargıya gidile-
meyeceğini hükme bağla-
yan anayasanın geçici 15.
maddesinin kaldınlması
konusunda partiler arasın-
da görüş biriiği bulunuyor.
Bütçe görüşmeieri sırasuı-
da bu maddenin kaldınlma-
sı gündeme gelmiş. Adalet
Bakanı Hikmet Sami Türk
de "bukonuda genel bir uz-
laşma bulunduğunu" vur-
gulamıştı.
TBMM Anayasa Komis-
yonu Başkanı Ertuğrul Yal-
çınbayır, Selçuk'un konuş-
masuıın önemine dikkat çe-
kerken "Yüksek yargı or-
ganlan başkanlan, anaya-
sada değjşiklik zaruretini
öteden beriortaya koymak-
tadır. Anayusanın artık de-
ğiştirilmesi gerekmektedir "
dedi. Yalçınbayır. "düşün-
ceyi ifade özgüriüğünün ve
insan hakiannın anayasay-
lada gü\ enccaJtına aluuna-
sı" zorunluluğuna dikkat
çekerek "Yasama, yürütme
ve>argı arasındaki işbiriigi-
nin medeni bir sekilde orta-
ya konması bakımuıdan ay-
nca değişikliklere ihriyaç
\'ardır" değerlendirmesini
yapü.
DeğişHcHk zorunlu
Yalçmba>ır, demokratik-
leşme ve insan haklan stan-
dartlannın yükseltilmesi
için anayasada değişiklik
yapılmasınm zorunlu oldu-
ğunu vurguladı. Uzlaşma
sağlanabileceğini kayde-
den Yalçınbayu-, partiler
arasında anayasanın geçici
15. maddesinin kaldınlma-
sı konusunda ittifak bulun-
duğunu bildirdi.
Yalçınbayır. yıl sonuna
dek anayasa değişiklikleri-
nin tartışmaya açılması ve
bunlann ışığında anayasa-
nın tümden değiştirilmesi-
nin sağlanabileceğini belir-
terek "Bu,pratikgörünmu-
yorsa, birbiriyle bagianülı
konulann bütünselliği bo-
zulmaksızm getirilmesi de
sağlanabilir. Onıeğin mah-
kemelerin bağımsızbğu hâ-
kimlik teminatı ve yargı bir
paket halinde getirilebilir.
Temel hak ve özgürlükler
bir paket olarak gelebilir.
Parti liderlerinin bir araya
gelmesinde de yarar olur.
Anayasa değişiklikleri hü-
kümet tasarrufiıyla, tasa-
nyia olmaz. Bu, milletM'kit-
lerinin \e partilerin işidir"
dedi.
Yalçınbayır, yeni yasama
yılı başladıgında anayasa-
nın tümü, temel hak ve öz-
gürlükler, yargı, yürürme,
ekonomik ve sosyal haklar-
la ilgili olarak komisyonda
genel görüşmeler açacakla-
nnı sözlerine ekledi.
1ĞIVELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇlN
76. yıl
îzmir'in
kurtuluşu sade
törenlerle
kutlandı
İZMIR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Îzmir'in
düşman işgalinden kurtuJuşunun 76. yılı deprem
felaketi nedeniyle sade törenlerle kutlandı. Et-
kinliklerin ikinci bölümünde Alsancak Gan'na
gelen "Cumhuriyet TrenTde törenle karşılan-
dı. Cumhunyet Alanı'ndaki törene Izmir Valisi•
Kemal Nehrozoğlu, Büyükşehir Belediye Baş-
kanı Ahmet Piriştûıa, Ege Ordu Komutanı Or-
genaral Çetin Doğan'ın yanı sıra tzmir"deki ka-
mu kurum ve kuruluşlan sivil toplum örgütü ve
siyasi parti temsilcileri, gaziler ve yüksek rüt-
beli subaylar da katıldı. Tören, saygı duruşu ve
Istiklal Marşı'nm okunmasıyla başladı. Ardm-
dan törene katılan kurum ve kuruluşlann tem-
silcileri Atatürk Anıtı'na çelenk bıraktılar. Cum-
huriyet Alanı'ndaki etkinliğe, depremde büyük
hasar gören ve tzmirlilerin yardırnlan için teşek-
küre gelen Gölcük Belediye Başkanı Ismaü Ba-
nş da katılarak Atatürk Anıtı'na çelenk koydu.
Cumhuriyet Meydanf ndaki törenin ardından
Konak Meydanı'ndaki hükümet binasma kurtu-
luş gününü temsilen bayrak çekildi.
Ardından, Alsancak Gan'na gelen "Cumhu-
riyet Treni''ni karşılama töreni düzenlendi. Ata-
türkçü Düşünce Demeği'nin (ADD) öncülügün-
de gercekleştirilen törene Deviet Bakanı Yüli;-^
sel Yalova, Izmir Valisi Kemal Nehrozoğlu, \z-
mir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriş-'
tina, TRT Genel Müdürü Yücel Yener ve çok sa-'
yıda yurttaş katıldı. Halkoyunlan eşliğinde kar-
şılanan trenin gara girişinde yüzlerce kişi elle-
rindeki Türk Bayraklan'nı salayarak, coşkuyla -
alkışladılar.
Koray Aydm iîe Sadi Somuncuoğlu prefabrike yapılar konusunda anlaşamadı
Deprem konuthmndaresûeşmeANKARA (Cumhurijet Bürosu)
- Bayındırlık ve Iskân Bakanı Koray
Aydm ile Devlet Bakanı Sadi So-
muncuoğlu arasındaki, deprem böl-
gesinde yapılacak konutlara ilişkin
anlaşmazlık restleşrne boyutuna gel-
di. Aydm, prefabrike konutlardan
geri adım atılmayacağını belirtirken
prefabrike yerine kalıcı konut yapıl-
masuıı, geçici olarak da bölgedeki
46 bin kooperatif evinin tamamlan-
masmı öneren Somuncuoğlu, bugün
Bakanlar Kurulu'na bir rapor suna-
cak. Başbakanlık Kriz Yönerim
Merkezı, inşası yüzde 90 oranında
tamamlanan 6 bin konutun 2 ayda
bitirilmesi için kooperatiflere 10
trilyon liralık kaynak aktanlmasını
kararlaştırdı. TMMOB'nin eleştiri-
lerine kızan Koray Aydın, "Onlan
ciddiye almıyonım" dedi.
Başbakan Bülent Ecevh, Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel ile
görüşmesinin ardından yaptığı açık-
lamada, iskân sorununun çözümüy-
le ilgili bir yandan ivedi, bir yandân
da kalıcı konutlann yapımı için ha-
zırlıklann başladığını söyledi. Yer
seçiminin büyük önem taşıdığını an-
latan Ecevit, yurttaşlann bütün ge-
reksinimlerini karşılayacak gelişmiş
• Bayındırlık Bakanı Aydın ile Devlet
Bakanı Sadi Somuncuoğlu arasında
yaşanan prefabrike yapılar konusundaki
uzlaşmazlık büyüdü. Somuncuoğlu'nun
bugün Bakanlar Kurulu'na deprem
bölgelerine kalıcı konut yapılması için
bir rapor sunacağı öğrenildi.
çadırlar üzerindedurulduğunu açık-
ladı. Ecevit, Kızılay'ın yeniden ya-
pılandınlması yoluyla mı çadırlann
sağlanacağının sorulması üzerine,
"Kızılay "ın şu andaki teknotojisi ile
çadır ûretiminin söz konusu olacağı-
nısanmıyorum. Bu konuda TSK'nin
daha geniş olanaklan var. Vatandaş-
lann kış aylannı rahat geçirebilme-
leri için hangi ülkeden ne kadar ça-
dır alabileceği araşanbvvr" dedi.
Depremzedeleriçin yapılacak ko-
nutlarla ilgili olarak MHP'li iki ba-
kan arasında tartışma sürüyor. Ay-
dın, dün düzenlediği basın toplanü-
sında, yaklaşan kış nedeniyle pre-
fabrike konut yapımının bir zorun-
luluk olduğunu savunurken "Bunun
geriye, ileriye adımı yoktur. Bakan-
lar Kurulu bunun karannı alıruşur,
bu da şu anda kararlı bir şeküde uy-
gulanmaktadır" dedi. Aydın, pre-
fabrike konut finnalannın depremin
hemen ardından zam yapmasıyla il-
gili olarak yorum yapmadı. Aydın,
TMMOB'nin prefabrike geçici ko-
nutlann rant sağlamaya yönelik ol-
duğu şeklindeki eleştirileri için
"Onlan ciddiye aJmıyorum.Çok ge-
ride kaumşlar. Hadiseleri iyi takip
etsinfcr. Rant bunun neresinde. bu-
nu anlatsınlar. Görüştuğüm tüm
mühendisler. fîyjjaar düşuk diyor"
diye konuştu.
Prefabrike konutlann yaklaşık 50
trilyon liraya mal olacağını belirten
Aydm, geçici prefabrike konutlara
"paranın boşa gkfcceği" gerekçesiy-
le karşı çıkan Somuncuoğlu'nu eleş-
tirdi. Aydın, "Bazılan diyor ki bu
beba olur, Niye heba olsun? Yani o
insanlann bir kışı geçireceği rahat
mekânlariçin sağlanan paraniye he-
ba oiacak? Yerinde harcamadır.
Devletin yoksuluna, ih tiyaç sanibine
elini uzatması, onlann yarasını sar-
masıdır bu. Asla boşa harcanan bir
para değildir'" diye konuştu.
Başbakanlık Kriz Yönetim Mer-
kezi, depremden zarar görmeyen ve
yapımının yüzde 90'ı tamamlanan 6
bin kooperatifin 2 ay içinde bitiril-
mesi için kooperatif yönetimlerine"
10 trilyon liralık kaynak aktanlma-
sını kararlaştırdı.
Somuncuoghı'nun raporu
Somuncuoğlu, bugünkü Bakan-
lar Kurulu'na bölgedeki 46 binlik
kooperatif konutlanyla ilgili bir ra-
por sunacak. Raporunda, prefabrike
konutlar yerine kalıcı konutlar ya-
pılmasındaki ısrannı dile getirecek.
Somuncuoğlu şu önerilerde de bu-
lunacak: "MüteahhirJerin Rus-
ya'dan rthalettiği hurdademir, çeşit-
11 iştemlerden geçirilerek inşaat de-
miri olarak kullanılıyor. \fetaJ yor-
gunu olarak nitelendirüen bu demi-
rin inşaadarda kullanıbnası zararh
ve denetim gerekiyor. Yine Rus-'
ya'dan sıfir gümrükle hhal edilen ve
hangi amaçla üretildiği bifinmeyen
karbon oranı yüksek kütüklerin it-
halaD da denerJenmeli."
^DÜNYADA DİNİ ÖZGÜRLÜKLER^ RAPORU AÇIKLANDI
ABD: Türkîye'de türban sorunu var
WASHEVGTON(AA)-ABD Dışişleri Bakan-
lığı tarafından ilk defa yayımlanan "Dünyada
Dini Ozgürlükler'' başlıklı raporda, Türkiye'de
hiç kimsenin dini inançlanndan dolayı tutuklan-
madıgi belirtildi ve türban sorunu olduğu bildi-
rildi.
Ocak 1998-Haziran 1999 dönemini kapsayan
raporda, 194 ülkedeki
dini özgürlükler konusu
değerlendirildi. ABD
Dışişleri Bakanlığı'nın
raporunda, Türkiye'de
hiç kimsenin, dini inanç-
lanndan dolayı tutuldan-
madığı ve hapse atılma-
dığı, Türkiye'deki Muse-
vi ve Hıristiyan topluluklannm da dini vecibe-
lerini serbestçe yerine getirebildikleri vurgulan-
dı. Raporda, Türkiye'deki ABD diplomatik tem-
silciliklerinin, dini azmlıklann kurumlanyla ra-
hat ve yakın bir ilişki içinde oiduklan aniatıldı.
Aynı raporda, Lozan Antlaşması'nda yer alan
dini azınlıklardan söz edilirken Türk hükümeti-
• 'Dünyada Dini Özgüriükler'
raporunda Türkiye'de kimsenin dini
inançlanndan dolayı tutukJanmadığı
belirtildi. Raporda. Türkiye "deki
azınJıklann dini vecibelerini rahatça
yerine getirdiği vurgulaadı.
nin, Fener'deki Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin
"ekûmeııik'' (evrensel) niteliğini kabul etmedi-
ği, ancak patriğin faaliyetlerini de engellemedi-
ği belirtildi.
Patrikhanenin, Heybeliada'daki ruhban okulu-
nu yeniden acma isteğinin kabul edilmemesin-
den dolayı. yeni din adamı yetiştirilemediği kay-
dedildi.
Raporda, Türkiye'de-
ki irticai faaliyetler ve
bunlara karşı alınan ön-
lemlere değinilirken 8
yıllık kesintisiz eğitim ve
üniversiteler ile kamu
kurumlanndaki türban
yasağı dile getirildi.
Raporda, Refah Partisi'nin kapatılması. Fazi-
let Partisi'nden milletvekilliğine seçilen Merve
Kavakçı'nın durumu. eski Istanbul Belediye
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 ay hapis
cezasına mahkûm edilmesi. üniversite ve kamu
kuruluşlanndaki türban tartışmalanndan söz
edildi.
CAPRIO, ASYA BUNALIMI HAKKINDA BİLGİ VERDI
6
Sorun gerçek sermaye obııaıııası'
ANKARA (CumhuriyetBürosu)- Uluslarara-
sı Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın dere-
gülasyon (düzensizleştirme), serbestleştirme po-
fîtikalan Asya kriziyle tartışmaya başlamrken bu
kurumlann yetkilileri sorumluluğu düzenlemele-
rin yetersizliğine bağlıyorlar. Dünya Bankası Fi-
nansal Araştırmalar Bölüm Başkam Gerard Cap-
rio, "Birkaç yıl önce mali
alanda serbestleştirme,
ekonomik kalkınmanm
önkoşulu olarak görülü-
yordu. Burada yanlış olan
şey; mali prvasâlaruı ser-
bestleştirflmesinin yeterli
hukuki düzenlemelerie
desteklenmemesi. Bu po-
litika bazı ideolojiler tarafından inkâr edilmişti"
dedi.
ODTÜ 3. Uluslararası Ekonomi Kongresi'nin
dünkü oturumunda konuşan Gerard Caprio. As-
ya bunalımı sırasında bölgedeki bankalann bü-
yük riskler aldıklanna dikkat çekerek "Birkaçyıl
süreyle gerçek sermaye ile çahşacak dununda de-
• ODTÜ 3. Uluslararası Ekonomi
Kongresi'nde konuşan Dünya Bankası
Finansal Araştırmalar Bölûin Başkanı
Caprio, mali piyasaJann
serbesîleşmesinin hukuki
düzenlemelerie beslenmediğüıi söyledi.
ğıDerdi. Bu nedenledoğnıdan vedolaybolarak ya-
bancı sermaye hareketine maruz kaktalar" dedi.
Caprio. bankalann döviz kredileri verdiklerini,
firmalann dolarla ödeme yapamamalannm bu-
nalımın bir başka nedeni olduğunu belirtti. Ser-
mayeyi ölçmenin çok zor olduğunu kaydeden
Caprio. Asya bunalımının bir nedeninin de orta-
da gerçek bir sermayenin
olmamasmdan kaynak-
landığmı söyledi.
Latin Amerika'da da-
ha fazla likit sermaye ve
daha fazla hukuki dü-
zenleme bulunması ne-
deniyle Asya'ya göre
bunalımın daha kolay at-
latıldığını söyleyen Caprio, "Birçok ülkede siya-
si liderlcrin kendilerine ve ailelerine kredi aktar-
mak üzere yetldlerini suiistimal ettikkrini gör-
dük" diye konuştu. Caprio. mali sistemde kural-
lardan çok uygulamanm önemli olduğunu, bunun'
için de daha güçlü siyasal iktidarlar gerektiğini
ileri sürdü.