Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÖL 1999 CUMA
v' İ OLAYLAR VE GORUŞLER
9 Eylül 1922: Metropolit Ağlıyordu-3
HüsnüGÖKSEL
G
eneral Fahri Belen yollar-
da halktan öldürülenler,
binalara doldurulup top-
luca yakılanlar, kuyulara
doldurulan cesetler görül-
düğünü yazıyor. Haüde
Edip Adı\ar da "\laşehir*i daima yan-
mışinsan kokusu gelen bir finn gjbi anım-
sanm" dıvor anılannda.
. "BizeÖxforddaöğretiknYunanh,be-
nim burada taıudığun Vunanlı değDdi"
diyor Grace Ellison 1922 yılında. Bugûn
Batı hâlâ Yunanh'yı Oxford"da. Sorbon-
ne'da öğretilen gibi tanımıyor mu?
Üçüncüsü, bu yanm saürdaki "ilk he-
defıniz" deyimıdir. Kjmi kaynaklarda bu
sadece "Hedefiniz'' olarak veriliyor. ED-
ver BehnanŞapoKo'nun lutabına fotoko-
pisini aldığı, Atatürk'ün el yazısı ile ya-
almış ve ımzalanmış olan metinde "He-
defımz" değil. "ÜkHedefimz" deniyor. Bu-
nun anlamı arkadan başka hedeflerin ge-
leceği degil mi? lzmir'e gırdikten beş al-
tı gün sonra, Karşıyaka'daki evde arkadaş-
lanna verdigi çay davetine Atatürk'ün.
ünifonnalannı çıkanp beyaz kazak görh-
leği ile sivil olarak katılması da ilerdeki
hedeflerden birini göstermiyor mu?
Kaçan düşman ordusunu durmamaca-
sına kovalıyor Türk bırliklen. Direnenle-
ri tepeliyor, silahlannı atıp teslim olanla-
n tutsak alıyor. Binlerce er. subay, elleri
başlannın üstünde içerlere doğru götürü-
lüyor. Düzenli bir ordu kalmamıştır artık.
Birincı Kolordu Komutanı Trikopis ile 2.
Kolordu Komutanı GeneraJ Digenis, kur-
may başkanlan, tümen komutanlan, çe-
şitli rütbelerde 300 subay ile Murat Da-
ğı'nın Curcurov bölgesinde teslim ola-
cak birini anyorlar. 2 Eylül günü o böl-
gede bulunan bir istihkâm teğmenıne ha-
fcerjjönderiyor Trikopis. Tegmen yanına
birlcaç er alıp gidiyor, hepsini savaş tut-
sağı olarak peşine takıp götürüyor. O ak-
şam Atatürk Uşak'ta Trikopis ile birkaç
generali, daha önce Kral Konstantin'e de
karargâhlık etmiş olan binada kabul edi-
yor. Tutsak generaller, Lehar'ın operet
subaylan gibi, sırmalı üniformalan ile
girdiklen zaman odada er elbisesi ile üç
kişi görüyorlar: Atatürk, Fevzi ve tsmet
Paşa'lar. Atatürk elini sıkıyorTrikopis'in,
"YonılmuşsunuzdurGeneraLoturun" di-
yor. Kahve, sigara ikram ediyor. Ailele-
rine sağ olduklan haberini iletmelerini
sağlıyor. "Savaş böyle kazanıhr" diyor
Trikopis. O zaman Atatürk soruyor: "Si-
zin Başkomutanınız nerde idi?*\ •'Kral
Atina'da saraında,General Hacancstisise,
Izmir'deki yaünda, harita üzerinde eiin-
deki pergefle, savaşı idare ediyordu." O
zaman Atatürk Trikopis'e, Hacanestis'in
başkomutanlıktan azledildiğini, yerine
kendisinin yani Trikopis'in Başkomutan
atanmış olduğunu söylüyor. Trikopis o
zaman öğreniyor kendisinin Başkomu-
tan olduğunu. Yunan ordusunun Başko-
mutanlık Karargâhı idi demek tutsak edi-
len. Başsız, komutansız, umarsız. bozgu-
na uğramış bir istila ordusunun kılıç ar-
tıklanru yok etme kovalamacasıdır bun-
dan sonrası.
9 Eylül günü saat 10.00'daYüzbaşıŞe-
rafettin Efendikomutasındaki Süvari Bö-
lüğü lzmir'e giriyor. Önlerinde güvenHk
için yürüyen sekız piyade eri vardır. Hal-
kapınarköprüsünü geçip Tuzakçıoghı fab-
rikasına yaklaşınca fabrika pencerelerin-
den ani bir ateş başlıyor. Öndeki piyade-
lerden dördü vurulup düşüyor. tlerliyorbir-
lik. Pasaportu geçince bir sivil birel bom-
bası atıyor. Birkaç kişi hafîf yaralaruyor,
aldınş eden yok. Soluğu Hükümet Kona-
ğı'nda alıyorlar. Yüzbaşı Şerafettin atın-
dan atlıyor, koşarak birkaç adımda geçi-
yor merdivenJeri, balkona çıkıp Yunan
bayrağını indiriyor direkten. Sanhp öpü-
yor getirdiği Türk bayrağını ve direğe çe-
kiyor. Bayrakyükselirken beyaz ay yıldız
üzerindeki kanı görünce anhyor, biraz ön-
ce atılan bomba ile kendisinin de yaralan-
mış olduğunu. Buhara Müslümanlannın
lzmir'e ilk girecek Türk subayına veril-
meküzeregönderdüderi kılıç, Yüzbaşı Şe-
rafettin'in oluyor.
O saatlerde Atatürk, Fevzi Paşa. tsmet
Paşa, Belkahve'de otomobillerinden ini-
yorlar. Bir incir ağacuıın gölgesinde kah-
ve içiyorlar. Izmir Körfezi ayaklannın al-
hnda. Körfez yabancı harp gemileri ile do-
lu.
Izmir'den hiçbiryangın belirtisi görül-
müyor. "Bu şehre bir şey obaydı çok üzû-
lürdünT diyor Başkomutan. Dürbünleri
iletanyorlardı Izmir'i. Kadifekale'yeTürk
bayrağı çekiliyordu. 30 Ağustos"ta Dum-
lupınar'da başlayan koşu sona ermişti.
Yunan ordusunun kaybı, ölü, yaralı, tut-
sak olarak 100.000 kişi...
Anadolu bozgunu, Yunan ulusunun ku-
şaklar boyu, içinde yaşatıp büyüttüğü
"Megaü Idea" adı verilen Bizans Impa-
ratorluğu'nu yeniden kurma rüyasına ke-
sinlikle son vermiştir.
Ege adalan ve Trakya'ya kaçabilen
Yunan ordu seli, Batı Anadolu'daki Hıris-
tiyan halkın tamamını da yanı sıra sürük-
leyip ötürdü. Bu milyonlarca meteliksız,
umutsuz, aç insanla gelen moral ve ma-
terial çöküntü ülkenin dengesini yok et-
miş, insanlan yeni bir kişilik arayışına
yöneltmişti. Yunanistan'ın Türkiye'ye
karşı bugün hâlâ süregelen dengesiz hır-
çınlığmda o çöküntünün yarattığı kimlik
kaybı aranmahdır.
13 Eylül 1922 günü ulusa bir bildiri ile
müjdeyi verir Atatürk: "Asîl Türk Müle-
ti,ordumuz9 Eyiül 1922sabahı İzmirimi-
a ve yine 9 Eylül 1922 akşamı Bursamızı
zaferie boşaltü. Akdeniz, ordulanmızın
zafer şarkilan fle dalgalamyor_ Anado-
hı'ntın kurtuhışzaferini kuttarken sana fo-
mir'den. Bursa'dan,Akdeniz ufiıklanndan
ordulannın selamını da sunuyorum.'"
Uzaktan sakin görünenbu şehir bir ana
baba günüydü oysa. Rum, Ermeni, ka-
dın, erkek, çoluk çocuk, tanınmamak için
ceketlerini atmış kaçak Yunan askerleri nh-
tımda kayıklara binmeye çalışıyorlardı.
Kayıklarda biryer bulabilmek için servet
öneriliyordu, kimi kez körfezdeki yaban-
cı gemiler ise hiç kimseyi kabul etmiyor-
du. Merdivenlerden sınldarîa, sopalarla de-
nize itiliyordu insanlar.
Denizın üstü insan kafası doluydu. Faz-
la yükten devrilen sandallar bunlann sa-
yısını arttınyor, her taraftan çığlıklar ge-
liyordu. Şaşkınlık ve korkudan çıldıran-
lar, üstünü başını parçalayanlar, saçını ba-
şını yolanlar, bir adım öne geçebilmek
için önündekinin böğrüne bıçak sokanlar
vardı.
Bu mahşer kalabalığının içinde, elleri
arkasında bağlı, siyah cübbeli biri sarsak
adımlarla sürüklenir gibi yürüyordu. Hri-
sostomos idi bu. Metropolit ağlıyordu.
Ertesi günü, 10 Eylül'de Lzmir'e girer
Atatürk. Kramer Palas'a uğrar önce. Otel
yerli yabancı Hıristiyanlarla doludur. Ne
sırmalı üniforması vardır, ne de önünde
arkasında koşuşan subai'lar. Bir garson ön-
ler bu tanımadığı asken, yer olmadığını
söyler.
Onu tanıyanlardan biri yarundakine fi-
sıldar "Mustafa KemaL" Bu fisıltı, uğul-
tuya dönüşür, bir telaş kaplar ortalığı, yer
yerinden oynar sanki. Başkumandanın,
oradakilerin rahatsız obnamalannı rica
ettiğini duyururbirgörevli. Camkenann-
da bir masaya oturur. Bir süre sonra yan-
gın başlar. Hızla yayılır. Ertesi gün Kra-
mer Palas kül olmuştur. Alevler kordon
boyundaki karargâh binasını da yalama-
ya başlayınca Karşıyaka'ya Uşşaki Zade-
lerin köşküne taşınırlar.
lzmir'e geleli bir hafta olmuştur. Hol-
deki konuklan ile otururken körfezdeki ya-
bancı devletlerin gemilerine takılır gözü
Atatürk'ün. 64 parça harp gemisi ve ay-
nca askeri nakliye gemileri vardır. "Ne işi
var budonaıunanm tzmirümanmda?'' di-
ye sorar çe\Tesindekilere. Bir yanıt gel-
mez elbet. Evin kızı Latife Hanım'a so-
rar "Siz Fransızca yazar rmsuuz?" Evet
yanıtını alınca "24 saat içinde Izmir lima-
nından çıkıp grtmeleri içinfik»komutanı-
na bir ultiınatom yazuuz" der. Göktaşı
düşmüş gibidir. Herkesi birkorku, biren-
dişe alır. Bu donanma istese 15 dakikada
Izmir'i yok edecek güçtedir. "Eyvah"
derler içlerinden, "tngDblerieharfoebıtuş-
turacak bizi, her şeyin sonu geML EMe
yorgun birordudan başka hiçbirşey yokJ"
Nota yazılır göndenlır. Sıkıntılı bekle-
yiş başlar.
Ertesi günü Atatürk odasında masa ba-
şında çalışırken bir subay telaşla girer
odaya.
"Donanma gidiyor Paşam" der.
Hiç ilgılenmez Atatürk, ne pencereden
bakar, ne de hatta başını çevirir. Duyma-
mış gibi çalışmasını sürdürür. O sırada,
gemiler teker teker limanda bir kavis çi-
zip, zincir gibi birbirlerinin arkasında kör-
fezden çıkmaktadırlar.
Bilmiyorum, savaş tarihinde, koskoca
bir dünya armadasını iki saür nota ile böy-
le yüzgeri ettiren başka bir komutan var
mıdır?
"Eşsiz kahraman Atatürk «tan sana
minnettardir_''
ARADABİR
Av. TURGUT İNAL
Balıkesir İrt an
Özaydınlı Polis Okulu
İki ay önce Içişleri Bakanı Sayın Tantan a yazmış
olduğumuz mektupta: Balıkesir Polis Okulu'nda ya-
pılan törenlere, bu okulun Balıkesir'de yapılmastnı sağ-
layan eski Içişleri Bakanı Emekli Orgeneral Irfan
Özaydınlı'yı davet etmesini rica etmiştik. RahmetJi
Özaydınlı'nın ölümü, kendisinin Balıkesir Polis Oku-
lu törenlerinde bulunması isteğimizi bir daha hiçbir
şekilde gerçekleştiremeyecektir. Dileriz okul ve ba-
kanlık yetkilileri hiç olmazsa Özaydınlı'nın ailesini tö-
renlere davet ederler.
Emekli Hava Orgenerali Irfan Özaydınlı, kontenjan-
dan 1977 yılında Balıkesir Milletvekili olmuştu. Balı-
kesir'e siyasetçi olarak geldiği günden itibaren baş-
layan disiplinlı, planlı sü'Bn siyasal çahşmalan takdir
duygulanmızıdoruğaçıkarmıştı. Balıkesir'e geldiği ilk
günde gazetecılere ve siyaset kamuoyuna Özaydın-
lı'nın özgeçmişini kaleme almak bana düşmüştü. O
zaman da CHP'nin hemen hemen her seçiminde ol-
duğu gibi, Balıkesir ll Seçim Komıtesi Başkanlığı ba-
na verilmişti. Komitedeki arkadaşlanmızla yaptığt-
mız seçim ve propaganda gezilerine en saygılı ola-
rak 2 kişi uyardı. özaydınlı ve Nejat Sarlıcalı.
Özaydınlı gezilersırasında gtttiği ılçenin kaymaka-
mını ve belediye başkanını ziyaret etmeden siyasal
çalışmalanna başlamazdı. Öbür partilere, basına,
halka, kuruluşlara ve tüm insanımıza karşı çok say-
gılıydı.
Ozaydınlı'da kem söz, şer söz yoktu. Türk siyaset
yaşamı, askerden gelen, halka yönelik bir büyükel-
çi kazanmıştı.
Kendisini bakan olarak karşılayan Altınovalılardan
bir yurttaşımızın armağan olarak vermek istediği kar-
puzu arabasına koydurmamıştı.
Kahramanmaraş'taki katliamda hiçbir kusuru, ih-
mali söz konusu değildi. Ama Batılı bir politikacının
aldığı terbiyede olduğu gibi, Içişleri Bakanlığrndan
istifa etmek soyluluğunu sergilemişti.
Özaydınlı, Balıkesir Polis Okulu'nun Balıkesir'e ku-
rulmasını sağlayan ve bu karan veren tek insandır.
Bu şehre polis okulunu okazandırmıştır. Balyalılar ve
Kepsutlular istemıştir, ama o bizim de önerimiz üze-
rine Balıkesir'i seçmiştir. Oysa kendi doğduğu ile Ay-
dın'a ve Bçesi Nazilli'ye daha sonraki yıllarda polis okul-
lan açılmıştı.
Özaydınlı'nın siyasi yaşamı 1980 Kenan Evren
darbesiyle sona ermiştir. Kendisi profesyonel politi-
kacılar gibi Halkçı Parti'nin, SHP, CHP'nin kapısını do-
laşacak insan olmamıştır. Ama yakınen tanığızdır ki
her an göreve hazır, çağn emri beklemiştir.
Yıllarca süren yazışmalanmızda bize Balıkesir Ba-
rosu'na mektup gönderirken mektuplan ve içlerinde-
ki mesajları ayn ayn yazmış, onlan dahi birbirine ka-
nştımnamıştır. Yüreğimizi asıl yakan olay Özaydınlı'nın
cenazesinde ve ondar sonra yayımlanan başsağlı-
ğı mesajlannda Cumhurbaşkanı, Başbakan, hükümet,
Meclis ve CHPTılerin hiçbirini göremedik. Nekabine
arkadaşlan, ne milletvekili arkadaşlan ve ne de Ba-
lıkesir siyasilerinden ses seda duyamadık. Cenaze-
sinde sadece emekli general arkadaşlan yer almış,
yayınlanan mesajlar da Özaydınlı aile çevresi ile sı-
nıriı kalmıştı.
Balıkesirliler, polis okulu gibi büyük eğitim kurumu-
nu kendilerıne sunan Irfan Özaydınh'ya küçük bir
jestte bulunmalıdır. Bu jest Balıkesir Polis Okulu'nun
adını "BalıkesirIrfan Özaydınlı Polis Okulu"yapmak
olmalıdır.
îzmir'in Kurtuluşu ve Yüzbaşı Şerafettin
Aydın AYBAY
U
lusal Kurtuluş Savaşımızın simgesel an-
lam taşıyan önemli olaylanndan biri de
tzmir'in, üç yılı geçen bir işgal sürcsin-
den sonra, 1922 yılının Eylül ayında Türk
ordusunca geri alınmasıdır. Bu olaya böyle bir an-
lam yükleyen neden şudur: Birinci Dünya Savaşı so-
nunda yenik düşen Osmanlı Devleti'nin Ege'deki en
önemli kıyı kentlerinden biri olan Izmir, 1919 yı-
lında -savasa muharip olarak bile katılmamış olan-
bir devletce işgal edılmışti. Bu işgale karşı Türk
halkı büyük bir tepki göstermiş ve bunu çeşitli şe-
killerde dile getirmişti. Bu tepkilere paralel olarak
bütûn yurtta, yine bu işgal olayının ateşlemesiyle
ulusal kurtuluşu sağlayacakbir savaş ve savaşım dü-
şüncesi de pekişmiş; "kurtuluş'' için, bundan baş-
ka bir yol ya da çare olmadığı inancı kamuoyunda
kökleşmişti. Işte bunun içindırki, tzmir'in geri alın-
ması, Kurtuluş Sav3şı tarihimiz içinde çok önemli
ve simgesel anlam taşıyan bir olaydır. 1922 yılının
9 Eylül günü savaş henüz bitmiş de değildir. Ama,
Başkomutan'ın, ordulanna hedef olarak'Belirledi-
ği "Akdeniz'e ulaşma*
7
buyrugu, ilk olarak güzel tz-
mir'in nhtımında at koşturan Türk ordusunun sü-
varileri tarafindan gerçekleşmişti.
Yardımcılan ve iki bölük askeri ile lzmir nhtım-
lannda Ege/Akdeniz'e ulaşarak hükümet binasın-
daki işgal bayrağını indirip Türkbayrağını çeken Yüz-
başı Şerafettin B«>, bakın bu simgesel olayın olu-
şumunu kademe kademe nasıl anlatıyor:
"Süvari Kotordusu'nun ikinci nrkasının 4. atayv-
nuı ala>' kumanda muavini idim. 8/9 gecesini Mani-
sa ve Bornova arasındaki Sabuncu Bogazı'nda ge-
çirdik.9'uncu günü ak'lsabah hareketegeçük_ Bor-
nova'nın şimaline \aklaştığıırıız zaman üzerimize
hafif bir pi>adc ateşi açıkü.. mukabele>e lüzum gör-
meyerek Boroova'>a dahfl oklum_ İki bölüğümle tz-
mir'e doğru süraüe \ürüyüşe geçtim_ Mersinli'yi
geçtikten sonra Tuzakçıoğlu fabrikasının önüne gri-
diğimizde fabrika dahilinden üzerimize ateş edildL
Dört askerim burada şehit oldu- daha sonra kıhç-
ian çektirdim \v Punta'ya (Alsancak) doğru vürü-
düm_ Puntaistas>ımu köşesinden harekrtie Kordon-
boy-u'na çıkük._ Pasaport dairesinin önüne gektiği-
mkde,befinde kayışı ve kasaturasu elindesilahıolan
birsrviksilahınıbırakmasırasoyledim. 'Bırakmam'
diyerek efindeki bombayı üzerune attu atımın kar-
m parçabuıdı veöidü; ben de iki yerimden >aralan-
dım. Süratk yürüyüşe devam ettik. Hükümet kona-
ğma geldik. Kapılar kapalıydL Yan kaptdan girerek
ccph«deki kapıyı açtık; bailûnaşanhbayrağnnızı çek-
tim."
Bu yalın anlaöm içinde, aslında o günlerin tari-
hini yazan cesaret ve kahraman]ık öyküsü yatıyor.
Yüzbaşı Şerafettin, bomba parçalanndan aldığı ya-
ralara aldırmayarak hükümetkonağınm önünde top-
lanan halk arasuîdan bir gencin kendısine uzattığı
ay-yıldızlı bayrağı alıyor; koynuna sokuyor ve bir
elinde silahı, ötekinde kıhcı ile üst kata yönelip,
balkona çıkıp bayrağı direğe çekiyor. Bu sırada ya-
nında yardımcılan Mülaam Afi Rıza ile Mülazun
Hamdi Efendiler vardır. Aşağıda hükümet konağı
önünde biriken halk, sevinç içinde sevgi ve takdir
tezahüratı yapıyor. Şeref yüzbaşının bu manzara
karşısında gözlerinden yaşlar geliyor; ama biraz
sonra kendini topluyor. Yanındakilere "Arkadaşlar,
vazifemiz birmemiştir'' diyerek yeniden harekete
geçiyor ve iki bölük askeriyle derhal, kentteki asa-
yişi sağlamak üzere, tertibat almaya başlıyor. Bu ara-
da kentteki yabancı konsoloslar kendisine gelerek
Hıristiyan ahalinin hayatlannın emniyette olup ol-
madığını soruyorlar Yzb. Şeref onlara "sflahh di-
reniş obnadıkça,aynmgözetümeksizin herkesin gü-
vencedeoiduğıuıu''bildınyor. Ertesi gün Başkomu-
tan lzmir'e gelerek yerleşiyor. tki gün sonra da, Şe-
rafettin Yüzbaşı'nın adına "İzmir" sözcüğünü ek-
liyor (Bu sözcük sonradan Şerafettin Bey'in soya-
dı olmuştur). Aradan birkaç gün daha geçtikten son-
ra, 15 Eylül'de lzmir'de Başkomutanın katılmasiy-
la bir tören yapılıyor: Başkomutan Mnstafa Kental
Paşa, Buhara Halk Sovyetler Cumhuriyeti temsil-
cilerinin kendisine verdikleri üç kılıçtan, tzmir'e
ilk girecek Türk subayına verilecek olanbir tanesi-
ni, törenle Yzb. Şerafettin'e "taükedçor" (kuşatı-
yor).Güzel tzmir'in kurtuluşunu sağlayan ulusal or-
dunun birmensubuolarak, savaştan sonra daasker-
lik hizmetini sürdüren Şerafettin tzmir, 1944 >nlın-
da albay rütbesi ile emekhye aynlmışhr.
1909 yılında Harbiye'den subay olarak mezun
olduktan sonraki yaşamında. 1922 yılma kadar ara-
lıksız olarak bütün cephelerdeki savaşlara katılmış
olan bu kahraman asker, 1951 yılında Beşiktaş'ta-
ki evinde vefat etmiştir. Başucunda kimliğini gös-
teren bir taşı bile olmayan mezan, Beşiktaş ile Or-
taköy arasındaki Yahya Efendi Dergâhı mezarhğın-
dadır.
KULTUR • SANAT 293 89 78 (3 HAT)
FİLMLER
Yüzlerce DVD film arasından hemen seçin.
Binlerce DVD film arasından sipariş verin.
8 MM, Central Statıon, A Civil Action, Casablanca,
Cruel Intentıons, The Deer Hunter, Elizabeth,
Enemy Of The State, Taxı Drıver, Pratıcal Magic.
Velvet Goldmıne, What Dreams May Come,
Trtanic, Wing Commander....-
isterseniz arşivinize katın.
Istediğiniz zaman değiştirin, veya iade edin.
Satış : 13 500 OOOTL
Değiştirme : 2 700 000 TL
İade : "O 800 Q00 TL
Filmlennız öcretsiz olarak adresinıze ulaştınlr.
Tel & Fax: 0.212 286 69 OO
e-mail: babdvd@hotmail.com
Yaşadığımız deprem felaketinin ardından büyük
bir özveri ve çabuklukla kurtarma çalışmalanna
katılan ve pek çok yurttaşımızın hayatını kurtaran
Arama Kurtarma Derneği AKUT'a teşekkür ediyoruz.
Dünya Gençlik Merkezi olarak 10 Eylül - 10 Ekim tarihleri
arasında tüm mağazalarımızda elde edeceğimiz
1 aylık net hasılatın %6'sını AKUT'a bağışlıyoruz.
DÜNYA
PENCERE
Uyan KÖP Hata!..
Avrupa uygarlığı bir bütündür. 'Avrupa Birtiği' bu
gerçeğin göstergesi. Demokrasi, bütünlüğün temel
ideotojtsi, yaşam biçimi.
Demokrasi Avrupa'da kilise şeriatına karşı
savaşımla kuruldu. Laikliğin tarihsel içeriği budur.
Ancak Avrupa mozaiğinin hertoplumunda dinciliğe
karşı savaşımın özel koşullara göre renklenmesi de
birgerçek!.. Demokrasi savaşımının, kımınde 'laisizm'
kiminde 'sekülarizm'adını taşıması, temekjeki olguyu
değiştirmiyor.
Kilise -ya da cami- şeriatını devlet düzenine
dönüştürrnek isteyen siyasal iradenin ağır bastığı
yerde, demokrasi yaşayamaz. Dinci demokrasi
geçmişte yok. Gelecekte olamaz, Türkiye'de
demokrasi isteyen kişi, laik cxımhuriyete sıkı sıkıya
sarılmalı; lafı döndürüp dolaştırmadan, eğip
bükmeden, cumhuriyetçi laikliğe sahip çıkmalı!..
Anadolu'da demokrasinin başka yolu yok!..
•
Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un 'dinci-ikinci
cumhuriyetçi-bölücü' işbirliği kesiminde baştacı
edilmesi, bir rastlantı değil...
AçtkseçikbirolguL
Peki, bu ittifak, Yargrtay'da önemli bir mevzi mi
kazandı?..
Sorunun yanrtı, Sami Selçuk'un bundan sonraki
tutum ve davranışlanyla verilecek...
Atatürk 20'nci yüzyılın islam dünyasında en
büyük demokratik devrimi gerçekleştiren kişidir.
Yalnız 'Yurttaşlar Vasas/'nı (Medeni Kanun)
benimseyip kadını erkekle eşit yurttaşa dönüştüren
hukuk devrimi bile 1923 Cumhuriyeti'nin ne büyük
demokratik atılım olduğunu kanıtlamaya yeter.
Peki Anadolu'da demokrasiyi kim engeHiyor?..
Kemalistler mi?..
•
20'nci yüzyıl Türkiye tarihine sınıfsal açıdan
yaklaşmadan bu soruya yanıt verilemez.
Avrupa'da demokrasi, aristokrat-papaz ittifakının
egemenliğine karşı burjuvanın başını çektiği taban
hareketiyle kuruldu.
Sanayileşmeden yoksun kalan Türkiye'de burjuva
sınıfı yoktu.
Çok partili rejime açılışta 'dinci-toprak ağası-
aşiretreisi-komprador' ittifakının ağırlığını koyduğu
seçim sandığından demokrasi çıkar mıydı?..
Çıkamadı.
Yanm yüzyıldan bu yana yaşadığımız çok partili
rejimin sürekli genei seçimlere karşın demokrasiye
geçemeyişinden kim sorumlu?..
Sandıktan çıkan siyasal irade değil mi?..
12 Eylül'den bu yana (1983-1987-1991-1995-
1998'de) beş kez genel seçim yapıldı.
1982 Anayasası 'gayri meşnı' mu?
1982 Anayasası'nı değiştirip 'meşnı' bir anayasayı
yürüriüğe koymayanlar kimler?..
Kemalistler mi?..
•
27 Mayts devrimryte düzenlenen 1961 Anayasası,
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa demokra-
sisinin uiaştığı en yüksek düzeyde demokratik içenk
taşıyordu.
Hangi sınıfsal güç şöyle konuştu:
"- Bu anayasayla devlet yönetilemez!.."
Toplumsal sınrfİan görmezlikten gelerekdemokrasi
edeoiyatı yapmak, kör haftzın eli kulağında gazel
atmasına benziyor.
•
Ülkemiz bir hesaplaşmaya doğru gidiyor.
Toplumdakj güçler dengesi son sözü söyteyecek!..
Laik cumhuriyeti yıkmak isteyenlerağııiık kazanırlarsa,
ortada ne laik cumhuriyet kalacak, ne de demokrasi
otacak...
OzarnangelsinlranörnegiyadaCezayirkargaşası,
buyursun Anadolu'ya...
.ML
Kabilemizi Assos'ta kurduk.
Deniıden mangala, her öğûn balık!
Ûzel teknemizle çapari turlan, dilerseniz trekking.
Günes, deniz, siz ve biz...
-2000 1 kişi T.P. 8.000.00Ö..TL.
MOTEL BAUK LOKANTASI
AJSOS. Batabartı Ktyj, SCdûcs Kofu Tal. 0286 723 <« 02 GSM: 0532 663 34 X
Yazım kılavuzunuz
Günel Altıntaş'ın
\iLMİ Yazılır \iisil Yazılmaz'ı
değilse
bazı sözcüklerin doğru yazımını
hiçbir zaman bulamayabilirsiniz.
NASIL YAZILIR NİSIL YAZILMAZ
yanlışları gösteren ve
Türkçe öğretmeni gibi
düzelten bir kılavuzdur.
Paranızı sokağa atmayın!
ksıl Yazılır \a.Mİ Yazılmaz'ı
görmeden kılavuz almayın.
İki renkli, karşılaştırmalı, 1. hamur,
544 sayfa ve 4.000.000 lira.
Cumhuriyet Kitap Kulübû'nden
edinilebilir.
Fazla bilgi İçin: ''
Günel Altıntaş 0532 . 482 27 34
GEMGLIK
MEBKEZİ |
NİSANTASI • AKMERKEZ • CARREFOUR • CAPITOL • CAROUSEL • GALLERIA • ANTALYA 2000 • MIGROS BEYLİKDÜZÜ • MİGROS ANKARA • ZAFER PLAZA BURSA
ŞİŞLİ2.SULHHUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1999/970
Sıvas, Hafık, Adamlı köyû, 0005 cilt, sayfa bila, kü-
tûk sıra no: 0018'de nüfusa kayıtlı bulunan Bekir ve Ye-
ter'den olma, 03/04/1964 dogumlu Alı Erdem hastalığa
sebebiyle hacir altına alınarak, kendisine aynı yerde nü-
fusa kayıtlı bulunan kardeşı 06/09/1973 doğumlu Mu-
harrem Erdem vasi tavin edilmiştir.
llanolunur. 6/9/1909
Basın: 42441