25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 1999 PAZARTESİ DEPREM Gülöksüz, 'yeminli mali müşavirlik' benzeri bir denetim mekanizması oluşturulmasını önerdi 4 Deprem politikası belirlensn' "Vığit Gülöksüz MUTLUSERELİ ANKARA - Erzincan depremi sırasın- da Toplu Konut tdaresi Başkanlığı göre- vini yürüten CHP Genel Sekreter Yar- dımcısı Yiğit Gülöksüz. imar sisteminin başmdan sonuna kadar denetlenmesi ge- rektiğini vurgularken. bu denetimin "ye- minli mali müşarvirük" benzeri "bağun- sız kontrol firmalannca" yürütülmesi önerisini getirdi. Gülöksüz, Marmara Bölgesi'ndeki depremde zarar gören her yerleşim mer- kezıne ayn bir proje olarak bakmak ge- rektiğini söyledi. Gülöksüz, ulusal bir deprem politikası belirlenmesi ve dep- rem öncesi, deprem sırasında ve deprem • Deprem öncesi, deprem sırasında ve deprem sonrasında yapılacak işlerin bir programa bağlanmasının zorunlu olduğunu vurgulayan Gülöksüz, evlerin deprem yönetmeliğine uygun yapılmadığını söyledi. Düşük kalitede beton kullanıldığını ve demir donanımının eksik olduğunu anlatan Gülöksüz, "Inşaat yapmak da doktorluk kadar ciddi bir iştir. Herkes ameliyat yapmaya kalkmıyor ama herkes bina yapıyor" dedi. sonrasında yapılacak işlerin bir programa baglanmasının zorunlu olduğunu bildir- di. Erzincan depreminden sonra Avrupa Iskân Fonu'nun Bayındırlık ve Iskân Ba- kanlığı'na 190 milyon dolar, Dünya Ban- kası'nın da TOKl'ye 285 milyon dolar kredi verdiğini anlatan Gülöksüz, TOKÎ olarak tüm yatınmlan gerçekleştirdikten sonra bu paradan 105 mılyon dolar para arttırdıklannı söyledi. Gülöksüz. o dö- nemde alınan bu kredıden 41.5 milyon dolar kaldığına dikkat çekerek, "Şu an- da bu para kullanılabilir ve Dünya Ban- kası kaynaklı paralarla hemen kullanıla- bilir kısmı 100 nıüyon dolara kadar çıka- biür. Bu depremden sonra da kredi için başvunıldu. Bu krediler efekrif hale ge- Hnceyekadar bu para kuUanılabilirdi" dı- ye konuştu. TMMOB Talay felakete kayıtsız'İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -TMMOB Izmir II Koordınasyon Kurulu, Türkiye"de uzmanlann görüş ve kararlanna uyulmamasının en acı gerçeğınin Marmara depremi ıle yaşandığına dikkat çekerek böylesi bir ortamda duyarlılıkla görevini yapmaya çalışan Izmir'deki koruma kurulu üyelerinin Kültür Bakanı Istemihan Talay ve müsteşar Osman Tekin Aybaş tarafından görevinden alınmasına tepki gösterdi. Kültür Bakanı fstemihan Talay ve müsteşar Aybaş'm uygulamalannın. bakanhğın deprem felaketine kayıtsızlığını yansımğını savunan TMMOB Izmir tl Koordinasyon Kurulu. tanm ve yeşıl alan olmasının yanı sıra. tzmir'de olası bir depremde sığınılabilecek birkaç alandan biri olan Inciraltt'nı korumaya yönelık kararlar alan Izmir 1 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu üyesı ve müdürünün Marmara depreminden ikı gün sonra görevden alınması tavnnın. "kamusal sorumluluk anla>ışı"> la bağdaşmadığını vurguladı. TMMOB tzmır tl Koordınasyon Kurulu'ndan yapılan açıklamada. Bakan Talay ve müsteşar Aybaş'ın deprem sonrası çalışmalara destek vermeleri gerekırken. gündemın ağırlığını fırsat bilerek kurul üye ve müdürünü görevden alması 'düşündürücü' olarak nitelenerek şöyle denıldı: "Kültür Bakanı Istemihan Tala> ve müsteşar Osman Tekin Aybaş, görev ve sorumluluk alanlan gereği, yaygmlaştırmaian ve güçlendirmeleri gereken koruma kurullan ve müdürlüklerinde hukuk dışı görev den almalara devam etmektedir. Tanm \e yeşil alan olması yanı sıra İzmirlilcrin de olası bir depremde sığınılabilecek birkaç açık alandan biri de olan İnriraltTıu korumaya yönelik kararlar alan İzmir 1 No'lu Kültür ve Tabiat Varüklannı Koruma Kurulu üyesi \e müdürünü Marmara depreminden iki gün sonra görevden alan bakanlığın tavn kamusal sorumluluk anlayışıyla bağdaşmamaktadır.~ Binlerce insanın yaşanunı yitirdiği deprem. banndıgımız binalann ne kadar güvenilir olduğunu da gözler önüne sermiş oldu. Meslek odalan, yapı denetiminin kendilerine verilmesini istiyor 'Belediye etkinliğikalksın' • Siyasi rantın egemen olduğu belediyelerin, imar konusunda bilimsel ve kamu yaranna kararlar almadığını söyleyen uzmanlar, "Yapı denetimi dahil olmak üzere projelerde karar verme yetkisi kurumsallaşan meslek örgütlerinde olmahdır" görüşünü dile getirdiler. ve şimdi de Marmara Bölgesi'nde aynı manzarayla karşı karşıya oiduklannı be- lirterek "YıUanhr üzerinde durduğumuz \e sürekli yinelediğimiz yapı denetimi uy- gulaması sağlansavdı bu kadar çürük bi- nalaryapıunazdı ve binlerce insan yasanu- nıyitirmezdrdedi. OZAN YAYMAN İZMİR - "Yapı denetimi". Marmara Bölgesi'ndeki depremde gündemin ılk sı- rasına oturdu. Uzmanlar, inşaatlann pro- je ve uygulama aşamasında belediyelerin etkinliginin ortadan kalkması gerektığini vurgularken. "Siyasi ranön egemen oldu- ğu belediyeler, imar konusunda bilimsel vekamuyaranna kararlar alımyorlar. Ya- pı denetimi dahil olmak üzere projelerde karar verme yetkisi kurumsallaşan mes- lek örgütlerinde olmabdır" görüşünü di le getirdiler Kuzey Batı Anadolu'yu etkileyen dep- rem sonrası bölgede incelemelerde bulu- nanakademisyenler, mühendislik fakülte- si öğrencileri ve meslek örgütlerinin tem- silcileri, izlenımleri doğrultusunda değer- lendirmelerde bulunuyorlar. lnşaat Mü- hendisleri Odası Izmir Şubesi üyelerinin depremden en fazla etkilenen Adapazan ve Gölcük'e gerçekleştirdıği inceleme ge- zisinin ardından yapılan açıklamada, ya- şanan felaketin. inşaatlann hiçbir aşama- sında denetim uygulanmamasından kay- naklandığı bildirildi. lnşaat Mühendislen Odası Izmir Şube- sı Genel Sekreteri Sadettin Uçkan, 1992 vılmda Erzincan'da, 1995 vılında Dinar'da Meslek odalan yetki istiyor Uçkan, yapı denetimierinin ve inşaat projelennde karar yetkisinin meslek oda- lannda olması gerektiğini de sözlerine ek- leyerek şu görüşlere yer verdi: "Bayındıriık Bakanoğı, imar konusun- da meslek odalanna verki ve sorumluluk vermeüdir. tmar alanında tam yetkili olan meslek örgüneri,özerkve bağunsız birya- pıvla, denetim konusunda her biri konu- sunun uzmanı kişilerce daha etkin hale ge- tirilmeu'dir. Yapılacak yasal düzenlemeyle bu örgütlere kaynaklar yaratılmahdır. Böyklikle akaderruk normlar da uygulan- mış olur. Şu an belediyelerin söz hakknun bulunduğu proje denetimi de meslek ör- gütlerinin yetki alaıunda olmalıdır. Siyasi cevTelerin etkisi alnnda olan belediyelerin bu sorumhıluğu taşıyamadığı görülmekte, büyük oranda rant sağlay an imar konula- nnda vapılann her aşamasında tavizler verilmektedir. Gerçekanlamda meslek ör- gütlerine yetki ve sorumluluk verfldiği za- man, kennerdeki talanlann da önüne ge- çflmiş olur. Akademik deneyimi olan ldşi- lerceoluşturulan bu bağımsız yapL,sağlık- h projelere onay verdiği gibi, kent bilincin- den uzak projeleri de onay lamaz." Uçkan. yapı denetimi konusunda özerk ve bağımsız biryapının gerekliliğini de şu örnekle dile getiriyor: "Protokol düzeyinde gerçekleştirdiği- miz denetimler sonrası kurallara uygun görmediğinuz binalar belediy e tarafından mühürleniyor. Müteahhide kurallara ııy- masını ancak o şekilde yapısını tamanıla- yabileceğini bildiren belediyeler olduğu gi- bi. 'Git şuraya belli oranda bağışta bulun o zaman yapını tamamla' diyen yerel yö- netinuere de şahit oluyoruz." Uçkan izlenimlerinden elde edilen so- nuca göre hatalar zincirinde müteahhitle- rin, mühendislerin, yerseçiminin, merke- zi yönetimin ve yerel yönetimlerin payı bulunduğunu da vurgulayarak sözlerini şöyle sürdûrdü: "tzmir'de belediye ile imzaladığımız protokolün bu hatalan en az seviyede rut- tuğunu söyleyebilirim. Kent genetinde 24 noktada gerçekleştirdiğimiz denetimleri protokol düzeyinde uyguluyoruz. Tüm ge- lişmiş ülkelerde olduğu gibi y apı denetim- ierinin yasal düzenlemelerle uygulanması gerekiyor. TBMM'den buna ilişkin çıka- cak v asal düzenlemeyle denetim mekaniz- masinın gerçek anlamda sürdürülebilme- si mümkün." Gülöksüz, ön hasartespitlerine başlan- dığını, ancak orta ve az hasarlı binalar bulunduğunu ve bunlann bir an önce ayırt edilmesi gerektiğini söyledi. "Başlangıç- ta geç kalındı, artık kalınmasın" uyan- sında bulunan Gülöksüz, üniversitelerin deprem araştırma merkezlerinden müşa- virlik hizmeti alınması gerektiğini ve bunlann kış gelmeden tamamlanması ge- rektiğini vurguladı. Gülöksüz, "Hasar tespitkomisyonu karar vermeden eve sok- mak risktir. Ekipler hjzla bu değerlendir- meyi yaparlarsa iyi olur. Problemin bir kısmı bu şekilde haUolur" dedi. Evlerin deprem yönetmeliğine uygun yapılmadığını, düşük kalitede beton kul- lanıldığını ve demir donanımının eksik olduğunu anlatan Gülöksüz, "ln- şaal .vapnıak da doktorluk kadar ciddi bir iştir. Herkes ameliyat yap- maya kalkmıyor ama herkes bina yapıyor" diye konuştu. Gülöksüz. şöyle devam etti: "Bu kadar hasar olmasının pek çok nedeni var. Bunlardan biri ze- minle UgUi. Depremde hareket eden kısun zemindir. Binanın bu zemin- le biriikte hareket etmesi önemlidir. Binanın zemin iletemas eden kısmı- nın uyumlu olması lazım. Fay hat- lannuı daha hassas bir şekilde be- lirlenmesi gerekir. Fay hatlannın gectiği yerler daha çok yeşü alanla- ra, parklara bırakılu* genellikle. Ze- min arasOrnıasının mutlaka >apıl- ması, zemin yapısuun ve depremde nasd davranacağının bilinmesi gere- kir. Bina ile zemin ilişkisinin uyum- lu olması için de, yer uzmanlânyla statik projesini yapan mühendisle- rin biriikte çalışması gerekir. Bina- nın mimari projesinin iyi düşünül- mesi lazım. Mimariarın deprem bil- gileriyle donatılması gerekmekte- dir. Projelerin deprem yönetmeliği- ne uygun olması lazım." İmar sistemine denetim İmar sisteminin mutlaka denetim altına alınması gerektiğini vurgula- yan Gülöksüz, "Türkrye'de en çok aksayan kısun bu kısundır. Türki- ye'de kontrol mekanizması yok. Kontrolden belediyeler sorumlu- dur. Ancak bakıyorsunuz, deprem- de önce belediye binası yıkılıyor, ka- mu binalan yıkıuyor" görüşünü di- le getirdi. Denetimlerin "yeminli maK müşavüier" gibi çalışan "ba- ğımsız kontrol fırmalan" tarafın- dan yürütülmesini öneren Gülök- süz, uygulamanın gelişmiş ülkeler- de de böyle olduğunu belirterek, belediyeler kontrol edemediği için hertürlü kontrol mekanizması ola- nağının kullanılması gerektiğini söyledi. Gülöksüz, bazı belediyelerin T- MMOB'ye bağlı bazı meslek oda- lan ile protokolleri olduğunu anım- satarak. bu tür girişimlerin sürdü- rülmesi gerektiğini belirtti. Gülök- süz, bu tür kontrolleri yapılan bina- lann daha dayanıklı olduğunun gö- rüldüğüne dikkat çekti. CHP Yüksek Danışma Kurulu üyesi ve TESAV Başkanı ErolTun- cer'le biriikte CHP adına hazırla- dıklan "Deprem Raporu"nda da ileriye dönük olarak yapılması ge- rekenleri saptadıklannı anlatan Gü- löksüz, bu raporu yetkili makamla- ra sunduklannı kaydetti. Gülöksüz, bu raporda da 3194 sayılı tmar Ya- sası'nın değişmesi gereğinin üze- rinde durduklannı ve Erzincan dep- remi döneminde çıkanlan 3838 sa- yılı yasa benzeri bir özel afet yasa- sı çıkanlması görüşünü aktardıkla- nnı bildirdi. Gülöksüz, her şeyden önce zihniyet ve tavır değişikliğine gidilmesi gerektiğini vurguladı. YALOVA ÎZLENÎMLERÎ Ünlü siyasilerin deprem bölgesindeki evleri LEVENTGENCELLİ YALOVA - Bataklıktan, lüks bınalann yapıldığı konutalanına dönüştüriilen Yalova'daki Hacımehmet Ovası'ndaki hasar tespit gözlemleri, bölgedeki yapı- lann yüzde 90'ının kullanılamaz durumda olduğunu ortayakoydu. Hacımehmet Ovası'ndaYalova'nm ün- lü siyasılennin konut yaptıklan ya da yaptırdıklan bir birortayaçıkıvor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yalova Mil- letvekili Yaşar Okuyan'ın yeğeni Metin Koçal'm or- tağı olduğu ve çok sayıda kişive mezarolan ME-SA konutlannın bulunduğu bölgedeki ılk inşaatı DSP Yalova Milletvekili Hasan Suna'nın yaptırdığı öne sürüldü. Suna'nın projesini çizdiğı Vatan Sitesi'yle bölgede betonlaşmanm başladığı, Suna. CHP'dey- ken temel atma törenine gelen dönemin belediye baş- kanı Cengiz Koçal'm. yaptığı konuşmada, "Buranın ruhsaa yok. Eksiklerini giderecekler. Önlemleriniala- caldar. Bana söz verdikr. Bu söz üzerine kooperatifin temeliniaüvorum" dediği öğremldı. DSP Yalova Mil- letvekili Hasan Suna'nm miman olduğu Vatan Sıte- si de Hacımehmet Ovasf ndaki hasarlı binalardan. Yalovalılar, Hacımehmet Ovası "nm, tüm yönleriy- le incelenmesi durumunda depremde kusuru bulu- nanlann birer birer ortaya çıkacağını. ovadaki hasar- lı binalann birer suçüstü belgesı olduğunu aktanyor- lar. 18 Nısan seçımleri öncesinde belediye başkanlı- ğını yürüten DYP'li tbrahim Uzun'un. Yalova Bele- diyesı'nde uzun yıllar Fen Işleri Müdürü olarak ça- lıştığını da anımsatan Yalovalılar. şöyle konuşuyor: "1980'den sonraki gelısmeler çok i)i incelenmeli. Hacımehmet Ovası, kenrin ileri gelenlerinin paylaşma kavgası nedenivle binlerce kişive mezar oldu. YıUar- Depremzedeler, temiz su alabilmek için uzun kuyruklar oiusturuyor. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) ca ANAP ve CHP yönetimlerinde Yalova Fen Işleri Müdürü olarak. yani imar uygulamalarını denetteye- cek organizasvonda görevli biri olarak sorumluluğu- nu yerine getirmeyen İbrahim Uzun, kendisini politi- kaya attı. 1994-1999 döneminde Cevdet Aydın'uı ko- rumasında DYP adayı oldu ve seçimi kazandı. Hacı- mehmetOvası, 1980'liyıllann başmdan itibaren göz- den çıkarümıştı. Bu bölgenin yapilaşmaya açılmasın- da zincüieme sorumluluk var. Bölgede bina baanda incelemeler gerçek suçlulan ortaya çıkarmaz." Yalova'daki duyarlı çevreler, kentın politikasına yön verenlerin konumlannın da deprem soruşturma- sı sırasında gündeme taşınmasını ıstiyorlar. Yalova'ya hâkim olan Koçal Ailesi ıçinden 2 milletvekili Turan Koçal (MHP), Yaşar Okuyan (ANAP), belediye baş- kanı Cengiz Koçal (1984-1994 dönemi önce ANAP, sonra CHP) ile işbaşındaki Yakup Koçal'ın çıktığı- na, çok sayıda müteahhit ıle meslek odası yöneticı- sinin de aynı ailede banndığına dikkat çekiyor. Yaiova'daki rant paylaşımında yerel yönetimlen ele geçiren ailelenn öne çıktığını anımsatan Yalova- lılar, daha önce Fen Işleri Müdürü olarak görev ya- pan ibrahim Uzun'un eski DYP milletvekili Cevdet Aydın'a CHP ve ANAPdönemlerinde bile çıkar sağ- ladığını öne sürüyorlar ve şöyle konuşuyorlar:"Yalo- va'nın siyasi yapısı ortada. Cevdet Avdın AP'den bu yana o misyonda ipleri elinde tuttu. Yapurdığı yazhk konutlar. yüzierce kişive mezar oldu. Destek verdiği eski Fen İsjeri Müdürü İbrahim Uzun'u belediye baş- kanı yapnrdı. Müteahhidi bol Koçal \ilesi'nden de 2 miUetvekUL 2 belediye başkanı çıkö. Bu yapıdald Ya- lova da çöken bina sayisı az bile." Körfez depreminm yaralannı sarmaya çalışan Ya- lova'da hafta sonu deprem öncesinin kalabalığı var- dı. Yurdun değişik yörelerinden gelen yüzierce kişi Yalova'yı "gezdi", "inceledi''. Hafta sonu eğlencesi olarak Yalova'ya gelen yurttaşlar, yerle bir olan bi- nalan enkazlan kaldınldığı için göremediler. Yalo- va'da dün enkaz kaldırma çalışması yavaştı. Kent dı- şından gelen ekiplerin önemli bölümü, dinlenmek için kentlerine döndüler. Kamyon trafiğinin yerini özel taşıt trafıği aldı. Bu arada Çevre Bakanı Feyzi Aytekurin "Denizeenkazdökülmüyor" açıklaması- nın aksine, Yalova'da dün çalışan az sayıdaki kam- yon, enkaz hafriyatını yine denize döktü. Depremze- deler, enkaz kaldırma çalışmalannın yanı sıra hasar tespitlerindeki karmaşadan dün de şikâyet ettı. Elle- rine belge verilmediği için zararlannın karşılanma- yacağına inandıklannı bildirenler. Yalova Kriz Yö- netim Merkezi'nden elleri boş döndüler. Öte yandan, deprem felaketzedelerine yardımda bulunmak amacıyla 60 kişilik bir ekip Yalova'da ka- rargâh kurdu. Avusturya Ordusu Acil Yardım Ekibi ile Avusturyalı gönüllülerden oluşan ve aralarında Avusturya vatandaşı Türk gençlerinin de bulunduğu ekip, depremzedeler için sağlıklı su temin edecek. Ya- lova'ya getirilen antma cihazlannı dere yataklanna kuran ekip, dere suyu antılarak elde edilecek içme suyunu beraberlerinde getirdiklen 25 su tankıyla dep- remzedelere dağıtacak. BÎZ BÎZE... ERDAL ATABEK Deprem Sonrasında Rııhsal Durumumuz... Önce büyük bir 'şok' yaşadık. Yataklanmızdan gürüftülü bir sarsıntı ile fırladık, bir yeriere sığındık, korku içinde sarsıntının durmasını bekledik. Dehşet verici saniyeler bitmek bilmedi. Arkadan 'panik' geldi. Kaçanlar, kaçamayanlar, evlerinden çıkanlar, çıkamayanlar, yaygın bir panik yaşandı. 'Panik reaksiyonu' aslında sürüyor. Pek çok kişi ya evlerine giremiyor ya da girdiği zaman tedirgin oluyor, yatak odasında yatamıyor, yatağına giremi- yor. Bütün bu belirtiler yaşanan olayın büyüklüğü ile bağlantılı ve orantılıdır. Biz ölmemiş olsak da tanı- dık tanımadık pek çok insanımız öldü, yaralandı, evsiz kaldı. Şimdi yavaş yavaş yaralanmızı saraca- ğız, birbirimize tutunarak yaşamayı başaracağız. Başka bir yolumuz yok. Tıp dilinde 'Akut Stres Bozukluğu' denilen durum budur. Bu olayda yaşanan travmanın iki özelliği var- dır: 1. Kendisinin ya da bir başkasının ölüm, ölüm tehdidi ya da fiziksel bütünlüğüne yönelik birtehdi- din yaşanması, tanık olunması. 2. Aşın korku, çaresizlik ve dehşetin yaşanması. Belirtilerine gelince: 1. Yaşananlara ve çevreye karşı duygusaf tepki- sizlik, 2. Olup bitenlerin farkına vanşta azalma, afalla- ma, 3. Gerçek dışılık duygusu, 4. Kendisi bunlan yaşamamış gibi algılama, 5. Travmanın bir yanını anımsamama, Sonradan yaşananlan 1. Görüntülerin yeniden göz önüne gelmesi, 2. Takıntılı olay düşünceleri, 3. Rüyalar, karabasanlar, 4. Yanılsamalar, gene oluyormuş sanmalar, sıkın- tılar. Kaçınma ve uzaklaşma davranışı: Olayla ilgili konuşmalardan, duygulardan, düşün- celerden, yerlerden, kişilerden uzaklaşma ve kaçın- ma eğilimi görülür. Kaygı ve uyanlmışlık: Uyumakta zorluk çekme, aşın uyanlmışlık, sinir- lilik, en küçük bir sesin, hareketin olayı anımsatma- sı üzerine şiddetle tepki verme, korku, düşüncele- ri yoğunlaştırmada güçlük çekme, amaçsc hareket- ler yapma ortaya çıkar. Süresi ne kadardır? Bu belirtiler en az iki gün, en çok da dört hafta sürer. Dört haftadan fazla süren belirtilerde 'Post Travmatik Stres Bozukluğu-PTSD' düşünülmelidir. Olaylan yaşamış olanlar (bizler de içinde olarak) bu belirtileri az ya da çok gösterdik. Kimimiz kısa bir süre içinde biraz rahatladı, kimimiz kendine gö- re tarih ve saatler koyarak rahatlamaya çalıştı, ki- mimiz de pek açığa vurmadan bu belirtilerle ugra- şıyor. Böyle büyük bir olaydan sonra ruhsal dengemi- zin de sarsılması elbette şaşırtıcı değildir. Şimdi ya- pılma»gerekenler nelerdir, onları görelim. 1. Öncelikle, yakın ve uzak çevremizin (ailemiz, dostlanmız, tanıdıklarımız, yardımımıza koşan tanı- madıklanmızın) gösterdikleri paylaşım, yardım, da- yantşmanın tedavi değeri vardır. Ilk günlerden baş- layarak oralara koşmamız, ulaşmamız, insanlanmı- zın yüzlerini görmemiz, seslerini duymamız, acıla- nnı paylaşmamız son derece önemlidir. 'İnsanın paylaşımcı desteği'nin önemi kanımca her türlü profesyonel yardımdan daha fazladır. 2. Olayı yeniden yeniden yaşayarak acılan ko- yuftmak yerine yaşamayı hedefleyen çalışma ve dayanışma olağanüstü önemlidir. Bu alanda tele- vizyonların, radyolann, basının çok büyük sorum- luluğu vardır. Duygu sömürüsü yaparak rating yan- şına girmek büyük bir sorumsuzluktur. Yayınlar in- sanlann yaşama isteğini arttırmalı, yaşama bağlan- malan için gerekenler üzerinde durulmalıdır. Insan- lara sorumluluk verilmeli, yaşama istekleri arttınlma- lıdır. Bu alanda 'sosyal lideıier'e çok önemli görev- ler düşmektedir. Öfke ve depresyon böyle aşılacak- tır. 3. Çocuklara yönelik önlemler özel bir önem ta- şımaktadır. Çocuklar olaydan etkilenmelerine karşı değişik tepkiler verebilirler. Çocuklara yönelik 'grup oluşturma', 'biriikte çalışma', 'ortakyaşamayadö- nükprogramlar' çok önemlidir. Bütün amaç, çocuk- lara 'yalnızolmadıktannı, çaresizolmadıklannı, güç- süz olmadıklarını' anlatabilmektir. 4. Aşın etkilenmeler, ruhsal dengenin düzeleme- mesi gibi durumlar psikiyatrlar tarafından tanı ko- narak tedaviye alınmalı, psikologlar da yardımcı ol- malıdırlar. Bu gibi durumlarda hem ilaç verilmesi hem de psikoterapi söz konusu olduğu için bu ala- nın mesleklerinin işbiıiiği içinde çalışmasının önemi de büyüktür. Sonuçta 'bir musibetin bin nasihatten iyi oldu- ğu'na ilişkin atasözünü anımsayalım. Bin musibet de akıllan başa getirmiyorsa ne diyelim, bilmem ki? em.erdalataccumhuriyet.com.tr. Faks:0212 513 90 98 Bolu'da son asama Enkaz altında ölü yok BOLU (Cumhuriyet) - Depremden etkilenen Bolu'nun Cumayeri, Çi- limli, Düzce, Gölyaka ve Gümüşova ilçelerinde hasar tespit çalışmalan son aşamaya gelirken en- kaz altında ölü kalmadı- ğı bildirildi. Bolu'da dep- remzedeler için ömür bo- yu kullanabilecekleri "Depremzede Kimlik Belgesi" düzenlenmeye başlanıldı. Bolu'da kurulan çadır- kentlerde depremzedeler yaşamlannı düzene koy- maya çalışırken Bolu Va- lili'ği Kriz Merke- zi'nden yapılan açıkla- mada depremde ölenle- rin sayısının 262, yarala- nanlann sayısının 1446. enkaz altından sağ kur- tulanların sayısının da 685 olduğu bildirildi. Depremde 906 yıkık bi- na, 1274 ağır hasarlı bi- na, 1421 orta hasarlı bi- na, 1523 az hasarlı bina olduğu belirlendi. Kriz Merkezi'nden ya- pılan açıklamada Düzce, Gümüşova, Çilimli ve Gölyaka ilçe merkezleri ile Cumayeri ilçesinin ta- mamında hasar tespit ça- lışmalannın bitirildiği, bu ilçelerin kırsal kesim- lerinde çalışmalann de- vam ettiği kaydedildi. Çadırkent sakinleri günlük yaşama dönebil- me çabası verirken gö- nüllüler tarafından halka "sağnkeğHüni" veriliyor. Vatandaşlara sağlıklı iç- me suyu, kişisel hijyen, bulaşıcı hastalıklardan korunma, tuvalet kulla- nımı gibi konularda eği- tim veriliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle