20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC | tmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç 1 Genel Yayın Koordınatörü' Hikmet etinkaya 0 Yazıışlen Müdünı: Ibrahim Yıldız • Sorumlu Müdür Fikret tlkiz Haber Merkezı Müdurir Hakan Kara • Görsel Yönetmerr Fikret Eser fstıhbaraf Cengiz Yıldırım • Ekonomı Özlem Yüzak 0 Kultür Handan Şenköken 0 Spor Abdûlkadir Yücelman • Makaleter Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı # Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yun Haberlen Mebmet Karaç Yayın Kunılır tlhln Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke, Hikmet Çetinkavâ. Şfikran Sooer. tbrahim Yddız. Orhan Bunab, Mustaf» Balbay. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No. 125, Kat.4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7 hat), Faks 4195027 01zmır Temsılcısı. SerdarKmk, H.ZıyaBlv. 1352S Z'3Tel 4411220, Faks 4419117 0AdanaTemsilcısı Çetin Yiğenoğlu, InönüCd. 119 S.No:lKat:l,Tel 363 12 11, Faks-363 12 15 Müessese Mudâü Üstön \kmen O Koordmatar Ahmet koruban • Muha- sebe BOknt Y«er»ldare Hüseym Gfirer» Bilgı-Uleır, \aiIİMİ«Bıigı- sayarSıstem Mttrûvrt ÇDo-#Sacş FazflctKnza MEDYA C: • Yönetım KuruJu Başkanı - Genel Müdur Gûlbin Crduran # Koordınatör Reha Işıttnan 0 Genel MudurYaıdımcısı SevdaÇoban Td 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 Ya>ıntla>ao %e Basan: Yenı Gün Haber Ajansı, Basm ve Yayıncıhk. A Ş TurkocagıCad 39 41 Cağaloğlu 34334 Istanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbu! Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 www.cumhunyet.com.tr 30AĞUSTOS 1999 Imsak:4.48 Güneş:6.21 Öğle: 13.12 Ikindi: 16.52 Akşam: 19.49 Yatsı: 21.16 Steffi Graf hayatından memnun • NEW YORK (Cumhuriyet) - tkı hafta önce düzenledığı basırı toplantısında sürpriz bir bıçımde tenısi bıraktığını açıklayan ünlü Alman tenisçi Steffi Graf bugün başlayacak Amerika Açık Tenis Turnuvasf nda yalnızca bır izleyici olarak bulunmanın, kendisı için çok güzel bir duygu oldugunu söyledi. Sporu bırakmasının üzenndekı baskıyı kaldırdığını belirten Graf "tleride tenısi özleyeceğime eminim, ancak şu anda kendimi çok iyi hissediyorum" şeklınde konuştu Gelmiş geçmiş en başanlı Alman raketlerden biri olarak göstenlen Graf'ın sonbahar aylannda. bir dünya turnesine çıkarak hayranlan ile son kez buluşacagı açıklandı. Kurtarıcrtara Kapadokya daveti • NEVŞEHtR (Cumhuriyet) - Marmara Bölgesı'nde meydana gelen depremde kurtarma çalışmalanna katilan yabancı ülkelerin kurtarma ekıpleri, dünvanın sayılı doğal güzellıklerinin bulunduğu Kapadokya bölgesınde bır hafta süreyle ağırianacak. Urgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemış, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yaptığı davete olumlu cevap verileceğine inandığını belirtti. Ödemiş, aynca kurtarma çalışmalannda büyük yararlılık gösteren AKUT elemanlan için de bu davetin geçerli oldugunu söyledi Öğretmenlik başvuruları • ANKARA (ANKA) - Millı Egitim Bakanlığı'nca 40 branşta belirlenen 30 bın öğretmen kontenjanı için başvurular yann sona erecek. Deprem bölgesindekı öğretmen adaylan 3 Eylül'e kadar başYurabılecekler. Başvuru yapacak öğretmen adaylannm, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nın Öğretmenliğe atanacaklara ılişkin karan kapsamındakı yükseköğretim kurumlanndan mezun olmalan gerekıyor. Türkçe-Türk dilı ve edebıyatı ile bilgisayar branşında yurtdışındakı yükseköğretim kurumlanndan mezun olanlar da başvurabilecekler ancak bu adaylann YÖK'ten denklik almış olmalan gerekecek. Ingılizce branşmda da yurtdışından mezun olanlar başvum yapabilecekler. Aynca lngilizce eğitım yapan bır yükseköğretım kunımundan mezun olan ve 31 kredilik "tngilizce Öfretmenliği Sertıfikası" alan adaylar da başvurabilecekler. • Sonuçlar 12 Ekim'de ilan edılecek. Bilişim '99 ertelendi • ANKARA (ANKA)- Türkiye'nin bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki en büyük organizasyonu olan Bilişim '99, Marmara Bölgesı'nde yaşanan deprem felaketi nedeniyle ertelendi. Deprem bölgesindeki çocuklann ruh sağlıklan için önlem alınması gerektiği vurgulandı ÇocukLarm umudu sönmesnı• Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Derneği, çocuklann yaşlanndan küçük davranışlar sergilemelerinin ilk bir aylık dönemde normal oldugunu açıkladı. ANKARA (Cumhurtyet Bürosu}- Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Derne- ği, deprem bölgesindeki çocuklann so- rununun çözümünde aile bütünlüğü- nün önemine işaret ederek, çocuklann geleceğe yönelik umut beslemeye teş- vik edılmesi gerektiğinı vurguladı. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Der- neği "nden yapılan açıklamada, dep- remle karşılaşan çocuklarda ilk dönem- de görülmesi beklenenler şöyle sıra- landı: Korkuhali • Deprem amm hatıriatan sanmü, sal- lanma gibi durumlarda aynı oiayın tek- rarlanacağına dair korku halL • Aile üyelerinden aynlma konusun- da a$ın duyarlılık, aile üyelerini kay- bedeceğıne dair korkular ve kaygılar, bir aile üyesinin yanından uzaklas,ma- sı halınde ona bır şey olacağına dairkor- ku ve panik halı, aılenin dığer üyeleri- ni sürekli kontrol etme gereksinimı. • Uyku bozukhıklan, uykuy a dalma güçlüğü. olayla ilgili korkulu rüyalar, kâbuslar. • Felaket nedenı hakkında yanlış yo- nımlar, ömeğin yaşadıklannm yaptığı yaramazlıklann cezası olduğu, Allah'ın kendisinı ve ailesıni bir nedenle ceza- landırdığı gibi kendini suçlama düşün- celen. • Başkalan kadar zarar görmediği için kendini suçtu gibi hissetme. • Aşın canhlık hali, yennde durama- ma, her tür ses ve uyarana aşın tepkı verme. Dikkat toplama güçlüğü. Aşı- Çocuklanmızın umutları hiç azalmasa, hiç mutsuz olraasalar... (Fotoğraf: REUTERS) n sınirlilik hali, karşı cıkma, kavga çı- karma. • Olayı zihninden uzaklaşarma, bir şey olmamıs gibi davranma ya da kay- bettiği bir yakını yasıyonnuş gibi dav- ranma,ola>lan unutma. inkâr etmeça- balan, konuşmak-haurlamak isteme- me. • Yaşından küçük davranışlar sergi- leme, örneğin gece yatak ıslatma, yal- nız başına tuvalete girememe. llk birayhk dönemde bu davranışlarm gösterilmesinin normal kabul edilerek anlayışla karşılanması önenlen açıkla- mada, çocuklara güvenlikte olduklan- nın hissettirilmesi istendi. Çocuklann anne ve babalannın yanından aynlmak istemeyecekleri vurgulanarak şu gö- rûşlereyerverildı: "Bunazorlanmama- lan gerekir. Hastanede yatan çocukla- nn yanlannda anneleri mutlaka kal- malidır. Ana babalannı yitiren çocuk- lar, kendflerine sahip çıkan bir yakm- lan varsa bu kişilerin onlara bakacağı vesahip çıkacağı konusunda güvence is- terler. Yakını obnayan çocnklara ise de- ğjşen bakjcüar yerine kendisiyle ilerkle de beraber oUcak daimi bir kişinin sa- hip çüanas ve bu konudaçocuğa gûven- ce vermesi u\ gun çözümdür." 'Unut arük' deme>in Çocuklann duygulannı, korkulan- nı, kaygılannı anlatmaya teşvik edilme- sı, "korkma", "unutarûk" gibi öneri- lerde bulunulmaması gerektiğine işa- ret edildi. Büyük çocuklann ailesi ve çevresiy- le ılgilı yardım çalışmalanna katılma- sı, fazla zorlanmadan ama alabilecek- leri düzeyde sorumluluk taşımaya teş- vıkedilmesı gerektifı belırtilerek, "Bu, çocuğun sarsılan güvenini kazanması- na. hissettiği çaresizliği yenmesine yar- dımcı olacakür. Çocuğa ailenin ve top- lumun desteği haürianlarak geleceğe yönelik umut beslemesi teşvik edflme- Bdn-" denildi. Mıllı Eğitım Bakanı Metin Bostan- cıoğhı'nun okullann zamanında açıla- cağı ve depremzede çocuklann eğıtim sisteminin içıne ahnacağı açıklamala- nnın memnuniyet vericı olduğu kayde- dilen açıklamada, "Çocuklann müm- kün olduğu ölcüde eski okullannda ve aynı öğretmenleriyle eğitimlerini sür- dürmeleri vararhdır. Okul çağında ol- mayan çocuklardan da nıümkün oldu- ğu kadar çocuğa okui öncesi eğitim ola- naklan sağlanması gereklidir" denil- di. Nukleer Karsıtı Platform 'Türkiye'nin nükleer çöplük olması isteniyor 5 e-posta : tan (a prizma. net tr ADANA(Cumhurh«Gü- ney tDeri Bürosu) - Marma- ra Bölgesi'nde meydana ge- len depremden yetkililerin büyük ders alması gerektiği- nı belirten Nükleer Karşıtı Platfonn tarafindan yapılan açıklamada. "Bu yetkililer, biümsel raporlaria beigelen- diği ve sakıncalan ortaya ko- nuiduğu haldeTiirkhe'nin en büyük endüstri kompleksini Marmara Bölgesi'ne kurarak bilimi ve insan hayatını hiçe saydılar. Şimdi de Akdeniz knısındaki Ecenûş fa> hatü- na nükleer santral kurmak için direthor ve dayabyorlar. Uyanyoruz. Türkiye, nükle- er lobisinin çöplüğü yapıt- mak isteniyor" denildi. Iktıdarlann ve yetkili ku- rum görevlilerinin kısa vade- li çıkarlar için tehlikeli ve zararlı adımlar atmamalan için bundan sonra daha dik- katli davranmalan gerektiği vurgulanan Nükleer Karşıtı Platform açıklamasında şöy- le denildi: "Bugüne dek bilimin. bi- lim imanlannm ve srvü top- lum örgütlerinin uyanlannı dikkate almayarak yalnızca iktidarda veya görevde kai- dıklan kısa vadeli dönemler- deyapüldantşlerle günü kur- tannaya çahşan ve denetim- siz,sağhkaz tşkrin gercekteş- mesine çanak tutanlar bu- nun bedeiini öderken, baş- kalannın mal \e can kaybı- na da neden oknaktadırUr. Bunlardan en betirgini Mar- mara Bölgesindeki fa> hat- b üzerinde kurulan TÜP- RAŞveobölgedekidiğer bü- yük sanayi kuruluşlandır." Yerleşimlerin meyilli bölgelerde olması önerildi 6 Uygar çevre yaratmak palıah değil9 tstanbul Haber Servisi - Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) eskı öğretim üyesi, mimar Aykut Mutlu, Anadolu'nun bir deprem bölgesi ol- dugunu ve tarihteki medeniyetlerin de sırtlarda, sağlam zeminin bulun- duğu bölgelerde kurulduğunu anım- satarak."İnsan yerleşimlerinin müm- kün olduğu kadar tanni arazisi ve düz olmayan,daha meyüHyerlerde bulun- ması gerektiğini'' belirtti. Radyo Cumhuriyet'te Yalçın Ba- yer'in Sözün Özü programına ko- nuk olarak katılan eski ODTÜ öğ- retim üyesi, MESA'nın kuruculann- dan Aykut Mutlu, 1970'li yıllann sonunda Türkiye'ye getirilen "tünel kahp" modeli gibi yeni inşaat tek- nolojilerine karşı çıkılarak bunun çürük ve dayanıksız olduğunun id- dia edildığini anımsatarak, bu iddi- alann ne denli yersiz olduğunun son büyük depremde Izmit'te bulunan Yahya Kaptan evlerinin sağlamlı- ğıyla ortaya çıktığına dikkat çekti. Mutlu şöyle devam etti: "1970*0 yıllarm sonunda, 19801er- de Türkiye'ye yeni inşaat teknoloji- lerigetirfldi vebuna karşı çıkanlar da çokokhı. Bu yeni teknoktjflerin en bü- yük özelliği tünel kalıp dediğimiz ay- nı anda bir dairenin bir du'vannın be- tonunun aynı anda dökülmesi idi. Bu teknolojiyle çürük bina yapüacağı, dayanmayacağı öne süriilmüşrii. Bu konudaçokşey söylendi. Bugün Yah- ya Kaptan Evieri herkesin diHnde. Depremin ortasında bir tane ev yıkıl- mamış. Daha nıodern teknoktjüeri daha düzgün bir denetimle uygula- dığuuzda az hasar görüyorsunuz." Anadolu'nun bır deprem bölgesi olduğu ve tarihteki medeniyetlenn de sırtlarda, sağlam zemın bulunduğu bölgelerde kurulduğuna dikkat çeken Aykut Mutlu, "Binanın bulunduğu alanın zemini deprem bölgesinden dahaönemlL İnsan yerleşinderi müm- kün olduğu kadar tanm arazisi vedüz olmayan. daha meyilli yerlerde ol- ması her yönden daha iyidir" dedi. • Eski ODTÜ öğretim üyesi, mimar Aykut Mutlu, deprem yaralannın hızla sanlması için Başbakanhğa bağlı yetkilerle donatılmış birinin başkanlığmda bir organizasyonun çok yararh olacağını söyledi. Deprem bölgelerinde yıkılan ev- lerin yerine yapılacak konutlann doğ- ru yer seçimiyle inşa edilmesı gerek- tiğini ve dikkatli davranıldığı zaman maliyetin de yüksek olmayacağmı anlatan Aykut Mutlu, meyilli top- raklann, tapuda tapusuz (cebel) ya da üstünde bir ağaç olmasa bile or- man gibi gözüktüğünü iddia ederek. bu alanlann bir türlü inşaat alanı ola- rak kullanılamadığım kaydettı. Bazı sivil toplum örgütlerinin ve bürokrasinın suçlu oldugunu savu- nan Mutlu, "Bu bölgekri çesitli ge- çersiz nedenlerte kapatnğınizda zira- at arazisi yerleşim alanı haline geiir, daha sonrada talan edilhor dersiniz" dedi. Deprem yaralannın hızla sanlma- sı için Başbakanhğa bağlı ve yetki- ye sahip birinin başkanlığmda bir organizasyonun eşgüdümlü ve dina- mik çalışmalanyla çok daha yararh olacağına inandığını ifade eden Mut- lu, sivil kuruluşlann yerel yönetim- lerle hangi parti olursa olsun bölge- nin kurtanlması için işbirliğine git- mesi gerektiğini vurguladı. Belediyelerin, sivil örgütlerin ve halkın birlikte proje üretmesine en güzel örneğin Ankara'da bulunan Portakal Vadisi Projesi oldugunu ifa- de eden Mutlu, sözkonusu bölgede gecekonduda yaşayanlann, arsa sa- hiplerinin ve kamunun arazisinin de bulunduğu bir yerde, kamuya hiç para harcattırmadan çok ıyi bir ya- pılaşma sunduklannı ifade etti. Mut- lu özetle şu göriişlere yer verdi: "L'ygar bir çevre yaratmak ina- nm daha pahahohnaz.Bukonuda ön- ce jeologlara, sonra da şehir planla- macüanna iş düşüyor. Depremden sonrakl ilk 50 gün çok önemli. Doğ- ruterneflertebaşlarsanızdoğrugiderr Acil yardım Başvurulacak telefonlar Acil yardıma gereksinim duyan ailelerin başvurabilecekleri üniversite çocuk psikiyatrisi kliniklerinin telefon numaralan şöyle: Ankara Üniversitesi Tıp Fakâltesi:0312- 3623030'6609-6630 Hacettepe L'niversitesi TmFaküResi:0312- 3051150 Gazi Ünhtrsitesi Tıp Fakültesi: 0312-2141000/ 5426 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi: 0232-3343434 DokuzEylülTıp Fakültesi': 0232-2777777 Marmara Üniversitesi Tm Fakültesi: 0212- 5180055 Uhıdağ Üniversitesi Tıp Fakültesi: 0224-4428059 KocaeH Üniversitesi Tıp FakâltesL-0262-3249910 GATA: 0312-3251211 tstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi: 0212-5884800 Cerrahpaşa Tm Fakültesi: 0212-5884800 Aynca tüm devlet ve SSK hastanelerinde çalışan çocuk psikiyatrisi uzmanlan, gereken yardımlan yapmak üzere seferber olmuştur. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Demokrasi'nin 'Ayıbı' Nerede Başlar? Q ize tuhaf birşey söyleyeyim mi? Harbiye'den İETT O otobüsune binip, Fâtih'e gidemezsinız! Hoş, Taksim'e de gidemezsiniz ya, neyse! Harbiye ve Fâ- tfh, sadece Istanbul'da iki semt adı mı? Istanbul dı- şında, -o zamanki tâbiriyle 'teşra'da- doğup büyü- müş nice genç, bu iki adı, aynı nomanın kapağında, yan yana okumuştu: Peyami Safa, 'Fâtih/Harbiye', Roman. bmirde büyümüş, 'teşra'da büyümüşten farklı- dır çocukluğunda, tramvayın atlısını da görmüştür (Karşıyaka, Alsancak), elektriklisini de (Güzelyalı tarafı)! 'Şehir Hatlan' vapurlanna, yabancı değıl! O sebepten mi nedir, yatılı okumaya gekjığim Istanbul'da (Nişantaşı) '40 Karanlığı'nda ben, ne tramvaylan merak ediyordum, ne de Şirket-i Hayriye vapuria- nnı; merak ettiğim. Peyami Safa'nm romanı idi: 'Fâ- tih/Harbiye'! O tramvayı hemen de bulmuştum: rö- morklu, numarasını artık unuttuğum. rengı galiba la- cıvert/yeşil (Yoksa o Maçka/Beyazıt mıydı?) bir tramvaydı, ki Harbiye'den kalkıp Fâtih'e giderdı; o sebepten, levhasında Harbiye/Fâtih yazıyordu. Peyami Safa, tramvayın birbirine bağladığı bu iki Istanbul semtinde, 'geleneksefte 'çağdaş'\ çeliştir- miş, bu hayat diyalektiğinden, o zaman için, gerçek- ten çarpıcı görüntüler ve sonuçlar çıkarmıştı; semt- ler yayıiıp genişlese de, 30'lu yıllarda -belki daha da önceden- oluşan çelişkintn, günümüzde de aynen sür- düğünü söyleyemez miyiz: üstelik, daha da keskin- leşmiş olarak! Ama dilime doladığım o değil; Harbi- ye/Fâtih tramvayı, dumanlı bir sonbahar Istan- bul'unda kaybolmuş; Harbiye/Fâtih otobüsü ise, hiç olmadı; bu da bir şey mı, epeyce bir zamandan beri, Taksim ya da Fâtih istikametine gitmek için, oto- busünüzü bekleyip de bınebiieceğiniz Harbiye Du- rağı da artık yok! Evet, yok! Harbiye'den Fâtih'e - ya da Taksim'e- gitmek isteyen yolcu, aradığı oto- büse binebilmek için, ya Pangalt Durağı'na kadar yürümek zorunda bırakılmıştır ya da Elmadağı Du- rağı'na kadar! Yalnız bu kadar mı, hayııi Harbiye'den bir sabah otobüse atlayıp, sahil yoluyla. Maçka üzerinden Emirgân'a uzanmak mı canınız çekti; tabana kuv- vet, önce Harbiye'den Nişantaşı'na yürümek zorun- dasınızdır; aynı sebepten, çünkü Harbiye'de durak yoktuıi Bu yokluk. Harbiye'den Beşiktaş'a inmek isteyen mütevazı yolcunun Mecidiyeköy'den gele- cek otobüsune binebilmek için, taa Osmanbey Du- rağı'na kadaryürümesini gerektiriyor. Harbiye'nin iki durağından birini kaldırmakJa, yalnız Fâtih/Harbiye romanını 'topal' bırakmış olmadınız; istanbul'u, hal- kı gibi otobüslerindeyaşayan herkesi -ya kanter için- de, ya karda kıyamette- gâvur azabına mahkûm et- tiniz. . . Hangi gerekçeyle? Hangi 'ayncalıklı' kaçta kaç? umhuriyet', 'kul'u 'yurttaş'a dönüştürdüğü in- kılâpla, 'hemşehri'yi 'sosyalleştirmiştir': An- kara'da, 'Meclis', 'yurttaş'm meclisidir; yaşadığın şehirdeki meclis, nemşehri'nin, yâni halkın, yâni se- nin 'meclisini. Belediyelerin bu gerçeği 'resmV rtira- fı, seçmene hitaplannın 'sayın hemşehriler' olmasın- damündemiçtir. 'Halkçılığı'inkılâbıyla pekiştirilmiş bir Cumhuriyet'te, hemşehrilerin seçeceği meclis, şû- radan çok mu farklıdır sanırsınız: o zaman, pusula- sındaki Kutup Yıldızı, 'hemşehrinin yaran' olmak lâ- zım gelen bu meclis de, onu hizmete kriter (ölçüt) say- mak mecburiyetindedir; lâfta böyledir zaten, lâfta böyledir de acaba uygulamada nasıldır? Fâtih/Harbiye örneğinde olduğu gibi, hemşehri- yi eziyete sokacak bir karar, Allah bilir, hemşehriler- den tekinin haberdar olmadığı bir celsede alınır; ge- rekçe olarak da, 'trafiğin yoğunluğu' gösterilir. Şe- hir, kaldıramadığı yoğun bir trafiğin çarklan ara- sına sıkışmış; seyrekleştirmeye çare aranıyor; elbette aranacak, buna kimsenin Hirazı yok, yal- nız her seferinde bulunan çare, toplu taşımacı- Itğa Inanmış ve güvenmiş 'nemşehri'nin aleyhi- ne mi ofmalıdır. Her belediyenin ağzında, aynı iâf: 'Hajka Hizmef; hertürlü hizmette öncelik, hem- şehrinin tekerlekli' olanına! Trafik Polisi'nden Belediye Işletmeleri'ne kadar, hepsi; trafiği ferah- latmakteşebbüsünü, dört tekerlekli tabutlan ha- reket noktesı alarak çözmeye kalktıklan anda, hal- ka değil, 'ayncalıklı' bir kesime hizmet etmiş ol- duklannı nasıl anlamazlar? Sabah akşam, iki Boğaz Köprüsü'nün uçlannda durup bakınız, araba kuyruklan, çokluk, içinde tek ki- şi oturan araçlardan oluşmuştur; araç sahibi ahali, Istanbul'un kaçta kaçı? Sen halka hizmet ediyorum diye, acaba hangi 'ayncalıklı' kaçta kaçı rahatlatı- yorsun? Biri elinde, biri kucağında iki çocuğuyla, Harbiye Durağı'nda, beyhudeyere Kuruçeşme'ye otobus bekleyen yoksul genç kadın; bırbiri ardına tes- bih gibi dizilen, tek yolculu -trafiği ferahlamış- ara- balara nasıl bakıyor, hiç gördünüz mü? Görmelisiniz: ülkede nelerin yolunda gitmediğini, anlatabilecek açıklıktadır. Demokrasi'nin ayıbı, yoksa burada mı başlar? Halk birdenbire -hakiki üretici olan köylü ve iş- çi- olmaktan çıkıp, hizmet sektöründe fantirfüş, repodan geçinen, jet-sosyete manyağı birileri mi olup çıkar? Yasa karşısında herkes eşrttir de, bir yerden sonra, baalan, biraz daha mı eşrttir? Na- sıl 'bir örümcek'. Tevfik Fikret'i 'Hakk'a götü- rür'se; ayncalıklı tekerleklere yer açmak için kal- dınlmış bir Harbiye Durağı da, bizi, 'Sistem'in manasını ve mantığını, sorgulamaya götürür. De- mokrasi, hukukta eşit, ekonomide farklı bir top- lum oiduğundan rm, cfiyalektiğinde sosyaizm'i sak- lıyor; siz bunu düşünedurun, güçlüye prim verip güçsüzü ezen bir toplumsallığın, hangi tür bir toplumsallık oldugunu, açık açık konuşalım. 'Serbest rekâbet'in tabiattaki muâdili nedir? A A açka üzerinden giden. Taksim/Emirgân oto / VI büsünün numarası, o tarihte de yoksa 40/A mıy- dı? Dumanlı bir Boğaziçi atmosferinde, tenhalık ve yalnızlık, martılann rakı beyazı melankolisi, Marma- ra'dan Karadeniz'e geçen ağır şilepler; ve en bek- lemediğım anda, içimdeki bilinmez hangi Cenova ya da Marsilya çağnşımlannın düğmesine basrveren, kılavuz kaptanın, o nostalgique düdüğü! Yeni bir Paris yolculuğunu kafama koyduğum, - nedense bu defa kolay kolay dönemeyeceğimi san- dığım- o 27 Mayıs sonrası günlerinde, Yeşilçam Serüveni'ni ağır hayal kınklığıyla kapatmış; 'Ayna- nın Içindekiler' roman dizisinin hummasına kapıl- mıştım. Sabah, 40/A, akşam 40/A; bütün gün Emir- gân; haldır haldır. Miralay Ferid Bey (Eminönü) ile zevce-i muhteremesi Ruhsâr Hanım'ın, yaşayacak- lan evi anyorum; 27 Mayıs, her geçen gün biraz da- ha sağa kayıyor, ona ümit bağlamış aydınlann, hiç- biri de;'...e^er biraz iktisad-i siyasi bilseydileri..'; ya da Mûdafaa-i Hukuk Doktrini'ni iyi hazmetmiş ol- saydılar; 27 Mayıs'çılann o sabah, Albay Alparslan Türkeş'in ağzından, 'NATOYa bağlıyız, CENTO"ya bağlıyız!' diye bağırmayacaklannı düşünemiyor. Gerçekte bu elbet, ABD*ye bağlıyız anlamına ge- liyordu; yâni 'özelleştirme'ye, 'küreselleşme'ye, yâni Yeni Dünya Düzeni'ne, yâni 'Serbest Rekâ- bet'e! Pekı, 'Serbest Rekâbet' düzenınin, tabiatta- ki muâdili nedir, hiç düşündünüz mü? Düşünmeliydiniz! httpy/www.prizma.nettr/AILHAN rrttpy/www.bilgiyayınevi.com.tr7ailhan Faks/0-212/26019 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle