Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3AĞUSTOS1999SAU CUMHURİYET SAYFA
Meclis'e 27
km'lik perde
• ANKARA
(Cumhurryet Bttrosu) -
TBMM, ihtiyacı olan
yaklaşık 27 kilometrelik
perde alımı için ihaleye
çıktı. Resmi Gazete'de
yer alan duyuruya göre,
Meclis'in alacağı 23 bin
500 metre düz tergal tül,
18 metre güneşlik saten
perde ile 3 bin 500 metre
polyester tül için
yapılacak ihale. 13
Ağustos'ta kapalı teklif
alınarak gerçekleşecek.
Ihalenin tahmini bedeli
66 milyar 145 milyon,
geçici teminatı da 1
milyar 984 milyon lira
olarak belirlendi.
Çumra'ya
şeker fabrikası
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Bakanlar Kurulu.
Konya'nın Çumra
ilçesinde, şeker fabrikası
yapılmasına izin verdi.
Çumra Şeker Sanayi ve
Ticaret Anonim Şirketi
tarafından yapılacak
fabrika. günde 9000 ton
kapasite ile çalışacak.
Bakanlar Kurulu iznine
göre 2003 yılından önce
üretime geçemeyecek
olan fabrika, yatınm
tarihinden itibaren en geç
5 yıl içerisinde
tamamlanacak.
Kaçak
kullanıcılara
gözaltı• ZONGULDAK (AA) -
Zonguldak, Bartın,
Karabük ve Çankın'da,
kaçak elektrik kullanan
522 aboneden, 26 milyar
726 milyon lira para
cezası tahsil edildiği
bıldirildi. Karaelmas
Elektrik Dağıtım AŞ
(K.EDAŞ) Genel
Müdürlüğü yetkilileri, .
kaçak elektrik
kullanımını
engelleyebilmek için
denetimlerini
sıklaştırdıklannı
belirterek "'Şehır ve köy
şebekelerinin
çalışmalanna hız verdik.
Bo<ythn 6 aylık
döneminde, 715 milyon
133bin802kilovatsaat
elektrik eneıjisi satın
aldık. Bunun 615 milyon
940 bin 168 kilovatsaatini
satarak 12 trilyon 641
milyar 147 milyon lira
gelir elde ettik" dedi.
300 personel
emekli edilecek
• ERZURUM(AA)-
Erzurum Büyükşehir
Belediye Başkanı
Mahmut Uykusuz, yıl
sonuna kadar 300
personelin emekli
olmasını beklediklerini
söyledi. Belediyenin 6
trilyon lira borcu
olduğunu belirten
Uykusuz, personel
giderlerinin azaltılması
amacıyla, emeklilik
süresi dolan çalışanlann
yıl sonuna kadar emekli
olmasını ıstediklenni
söyledi. Büyükşehir
belediyelerinde personel
sayısının, kent nüfusuna
oranla binde 2,
Erzurum'da ise bınde 6
olduguna dikkati çeken
Uykusuz, "Mevcut işçi
sayısı çok fazla.
Emeklilıği dolan 300
işçiyi, yıl sonuna kadar
emekli yapacagız. Daha
sonra işçi sayısım bine
düşürmek için
girişimlerde
bulunacağız" dedi.
Petrole
alternatif enerji
• VAN/BİTLİS(AA)-
Doğu Anadolu
Bölgesi'nde, jeotermal
enerji kaynaklannın
değerlendirilmesi
amacıyla MTA tarafından
araştırma başlatıldıgı
bildirildi. MTA Van
Bölge Müdürlüğü'nden
alınan bilgiye göre,
petrole ve diğer enerji
kaynakianna alternatif
olan jeotermal enerji
kaynaklannın
değerlendirilmesi
amacıyla Doğu Anadolu
Bölgesi Jeotermal Enerji
Projesi hazırlandı. Proje
kapsamında. Ağn'nın
Diyadin, Van'ın Erciş,
Muradiye ve Çaldıran,
Bitlis'in Tatvan ve
Güroymak ilçelerinde
jeolojik etüt çalışmalan
başlatıldı. Divadin'deki
çalışmalar olumlu
sonuçlandı ve yöredeki
bazı binalara 75 derece
sıcaklığında termal su
verilmeye başlandı.
HABERLER
M E C L İ S ' İ N K A D I N L A R I /
Niçin milletvekili seçildiler
oaîs
GÜRGÜNSAY
18 Nisan 1999 genel seçimleri sonu-
cunda 22 kadın temsilci TBMM'ye girdi.
DSP: 12, DYP: 4, MHP: 2, ANAP: 2, FP:
2 kadını Meclisimize taşıdı (Türk vatan-
daşı olmadığı gerekçesiyle milletvekilliği-
nin düşürülme sûreci devam etmekte olan
Merve Kavakcı hariç).
Dünya ülkelerinde kadınların parlamen-
toda temsiline bakıldığında yüzde 1 ile
yüzde 43 arasında değişen bir oranla kar-
şılaşılıyor. Ülkemizde bu oran,
Fazilet Partisi'nin kadm-erkek
eşitliği adına kadınların yöne-
time katılması gerektiğine ina-
narak değil, TBMMye şeriat
unsurlannı yerleştirmek ama-
cıyla Meclisimize taşıdığı "tür-
bancı" kadınların da katkısıy-
la, yüzde 4 olarak gerçekleşti.
Halen ülkemizde kadınlann
parlamentodakı oranı, yüzde
12 olan dünya ortalamasının
çok altında ve dünya ülkeleri
sıralamasında en gerilerde.
Yasama dönemleri itibarıy-
la bakıldığında, bugüne kadar
yapılan seçimlerde 8 bin 189
milletvekili seçilmiş.. Bunlann
sadece 16O'ı kadın. Türkiye'de
kadına seçme seçilme hakkı
verildikten 1 yıl sonra, 1935 yı-
lmda yapılan genel seçimler-
de, parlamentoya giren 441
milletvekilinin 18'i kadın ve
kadınların oranı yüzde 4.08.
Bu oran süreç içinde artacağı-
na, tam tersıne azalmış. Özel-
likle çok partili demokrasiye
geçilen yıllarda. parlamentoda
kadm oranı yüzde 0.61 ile yüz-
de 1.31 arasında seyretmiş. 18
Nisan 1999 seçimleri sonucun-
da ise bu oran yüzde 4'e ulaş-
tı. Böylece 64 yıl önceki baş-
langıç noktasına gelinmiş ol-
du. Bu sayısal yetersizlik ne-
deniyle, ülkemizde nüfusun
yüzde 50'sini oluşturan kadın-
lann temsil edilemediği açık.
MecUsimizde yüzde 4 glbi ktt-
çük blr onutda kadın buhınma-
«, hükümettmlzde ise hlç kadm
bulunmayışı, kuşkusuz demok-
rasi ve çağdaşlık göstergesi de-
Demokratikleşmenin teme-
linde bütün insanlann haklar-
dan eşit yararlanması ilkesi bu-
lunuyor. Oysa pratik hayatta
geleneksel kültür ve ataerkil
aile yapısı nedeniyle, nüfusun
yansını oluşturan kadınlann
adaletsizliklere uğradıklan gö-
rülüyor. Örneğin ülkedeki bü-
tün bireylere yönelik olan eği-
tim hizmetlerinden kadınlar
eşit olarak yararlanamıyor. tl-
köğretim, ortaöğretim, yükse-
köğretimde kız çocuklannın
okullaşma oranı düşük. Kadın-
lann üçte bıri okuma-yazma
bilmiyor... Bunun gibi, sosyal yaşamın her
alanında, iş alanında, siyaset alanında ka-
dınlar daha sıkıntılı durumda. Bu neden-
le kadınlann Meclisimizde temsil edilme-
si demokratikleşmemiz açısından önem-
li. Kadınlann temsil edilmesi, geleneklerin
kıskacı arasına sıkışmış olan kadınlann da
dikkate alınması anlamına gelijor. Örne-
ğin eğitim hizmeti venlirken kız çocukla-
nnın olcutulmaması konusunda da önlem-
ler almak gibi. Genelde bu önlemlerin ka-
dm milletvekilleri tarafından önenlmesı
bekleniyor. Çünkü seçilen kadınlann, ka-
dın çıkarlannı ve beklentilerini daha iyi an-
layabilecekleri varsayılıyor. Daha açık bır
deyişle. seçilen kadınlann, nüfusun yan-
sını oluşturan kadınlann uğradıklan ada-
letsizlikler üzerinde çalışarak, demokrasi-
mizin bu sıkınbsı konusunda ülkeve yarar-
h olmalan bekleniyor.
21. yasama döneminde Meclisimizde-
ki kadın milletvekili sayısı 13'ten22'yeyük-
seldi. "Siyasette kadın" konusunda araş-
tırmalar yapan bir kişi olarak bu artışın
anlamlı olup olmadığını incelemek istedim.
Amacım. kadın milletvekillerimizin bu ya-
sama döneminde kadın kesimini ne ölçü-
de temsil edebileceklerine ışık tutmakn.
Böyle bir çalışmayı gerçekleştirebilmek
için 20 Mayıs-30 Mayıs 1999 tarihleri ara-
sında Ankara'daydım. Bu süre içinde ka-
dın milletvekillerimizle söyleşiler yapa-
rak kişisel özelliklerini, siyasal açıdan
amaçlanm, milletvekili olarak neler yap-
mak istediklerini öğrenmeye çalıştım. Bu-
nun gibi. amaçlan doğrultusunda çalışa-
bilmeleri için Meclis içindeki çalışma or-
tkinci bölümde, nasıl milletvekili seçil-
diklenni ele aldım. Siyasi partilerin ken-
dilenni. hangi özelliklerinden dolayı aday
olarak gösterdiklerini ve Meclis' e taşıdık-
lannı aydınlatmaya çalıştım. Seçim kam-
panyalannı nasıl yürüttükleri, kimlerden
destek aldıklan, propaganda söylemleri, ne
kadar harcama yaptıklan ve kimlerden oy
aldıklan bu bölümde yer aldı.
Üçüncü bölümde, "Kadınlann temsilci-
si olabilecekler mi" sorusuna cevap aradım.
Bu amaçla, eğitim düzeylerini, hangi dal-
AyşeGürocak(DSP)
31
yıl
eğıtıme
ve
bürokrasiye hizmet
verdikten sonra bu
emeklerimi siyasi
kimlikle topluma
aktararak yararh
olmak istedim.
25:
NesrüıÜnal(MHP)
Nesrin Nas (ANAP)
r
yıl
I öğretmen
olarak
çalıştım, sonra 10
derneğe üye oldum.
Ülke şartlan
nedeniyle politika
ile ilgilenmeye
başladım.
Siyasete lise
çağlannda ülkü
ocaklanndan
başlayıp, uzun yıllar
MHP çatısı altında
siyaset yapmış.
Kadınların şimdiye
kadar çözülmemiş
sorunlannı
TBMM'ye taşımak
amacıyla
milletvekili oldum.
Güler Aslan (DSP)
Tür
lürkiye'deki
dağınıklık,
radikal uçlara
doğru kayması,
çözülemeyen
sorunlar,
hükümetlerin hep
aynı olması beni
siyasete itti.
Melek Denli Karaca (MHP)
tamlannı. çalışma şartlannı ve çalışabilme-
leri için onlara sunulan olanaklan araştır-
dım. Söyleşiler sırasında. geçen dönem de
Meclis'te görev yaptıklan için kendileri-
ni basın yohıyla tanıdığımız Tansu Çiller,
Meral Akşener, Işüay Saygın, Sema Piş-
kinsüt gibi millen ekilleriyle konuşma ge-
reğini duymadım. Aynı şekilde Fazilet Par-
tisfnin, ünü bütün dünyaya yayılan "tür-
bancT ve Türbansavunucusu'" kadın mil-
letvekıllenni de bir kenara bıraktım. Bu-
nun yerine, Meclis'e yeni kangetirme,top-
hımdaki kadınlan temsil etme, kadınlar
için gurur kavnağı olma gibi konularda
iimit olabilecek yeni millervekilleri ile ko-
nuştum. Işlerinın yoğunluğu nedeniyle ula-
şamadıklanm oldu. Onlar hakkında da ya-
kınlanndan bilgi aldım. Kadın mılletvekil-
lerinden \e içinde bulunduklan çalışma
ortamından elde ettiğim bilgileri dört bö-
lüm altında topladım.
Birinci bölümde, çeşitli partilerdeki ka-
dm milletvekillennin kişisel özelliklerine
ve ne amaçla milletvekili olmak istedik-
lerine yer verdim. . .
da eğitim aldıklannı, kadın statüsü ve so-
runlan konusunda uzman olup olmadık-
lannı araştırdım. Kadın konulannda ça-
lışma yapmayı isteyip istemediklerini sor-
guladım. Çalışmak istedikleri takdirde de
partı dısiplinı ve politik kariyerlerinin uy-
gun olup olmadığını irdeleyip. kadınlan ne
ölçüde temsil edebileceklerine ışık tutma-
ya çalıştım.
Dördüncü bölümde, kadınlann temsil-
cisi olarak çalışmalanna engeller koyan
faktörler üzerinde durdum. Bu amaçla.
yüzde 96 sı erkeklerden oluşan Meclisimiz-
de. kadın sorunlannı gündeme getirme-
nin zorluğunu. bu konularla uğraşmanın agır
bir bedeli olduğunu. kadın milletvekille-
nnin sayısal olarak ne kadar yetersiz oldu-
ğunu vurguladım.
Bunun yanında, TBMM'de yasama ça-
lışması yapılan konularda, milletvekilleri-
ne bilgi ve belge olarak sunulan olanak-
lardan, millervekillerine yardımcı olarak
verilen sekreter ve danışman kadrolann-
dan sözcttım. Sonuçolarak, kadın millet-
vekillennin kadın konulanna eğilen sivil
2 binin
plajları
1999 yılının sıcak yaz günlerini yaşarken mayo
firmalan 2000 yılıı için modellerini belirlemeye
başladı. Nelson Mayo'nun 2000 vılı katalog
çekimleri için 17 vaşındaki ,\zra Akın kamera
karşısına geçecek. Dünyamn en büyiik
mankenlik ajansı EUte ile kontrat imzalayan ilk
Türk kızı olan Azra'nın çekimleri Akdeniz
sahillerinde yapılacak, Yeni modelleri kesfeden
Zeki Triko da Chantal Bruizn'i moda
dünyasına kazandırmaya hazırlanıyor.
Keşfettiği veni modellerle dünva plajlannı
gi>diren Zeki Triko, önümüzdeki sezon 17
vaşındaki Hollandalı nıanken Bruizn ile
çalışacak.
toplum örgütleri ve kadın kuruluşlan ta-
rafından desteklenmesi gereğini gözler
önüne serdim.
Böylece, yaptığım çalışmayı, her bölüm
kendi içinde bağımsız olan 4 günlük bir ya-
zı dizisi haline getirdüm. Ankara'daki ilk
günümde, henüz hiçbir millervekilimiz-
den randevu almadığım bir sırada, rast-
lantısal olarak DSP Ankara Milletvekili Ay-
şeGürocak'lakarşılaştım. Oniversiteli Ka-
dınlar Derneği'nin Ankara Şubesi'nin dü-
zenledigi bir "gösteri-konferans"ta yan
yana oturduk. Teatral öğeler-
le gerçekleştirilen göstennin
konusu Kurtuluş Savaşımızda
Türk kadınlannın fedakârhk-
lan ile ilgiliydi. Ayşe Güro-
cak'la gösteri boyunca birlik-
te duygulandık ve ağladık.
Sonra ağlamaktan lozaran göz-
lerimızle tanıştık. 24. yıl An-
kara'da öğretmenlik yaptık-
tan sonra Tunceli'ye milli eği-
tim müdürü olarak atandığı-
nı ve oradan siyasete atıldığı-
nı anlattı. "31 yıl eğirime ve
bürokrasiye hizmet verdikten
sonra bu emeklerimi siyasi
kimlikle topluma aktararak
yararb olmak istedim*' dıv or-
du.
DSP'nın 12 kadın millet-
vekilinin neredeyse hepsi Ay-
şe Gürocak gibi duygulu, yu-
muşak huylu. sıcakkanlı, mü-
tevazı, Atatürk sözünü dilin-
den düşürmeyen, Anado-
lu'nun yetiştirdiği, ülke so-
runlanna duyarh Cumhuriyet
kadınlan... Soru sormaya fır-
sat vermeden. politikaya niçin
atıldıklannı açıklamaya ba§-
lıyorlar... Her cümlelerinde
ülkeye yararlı olmak amacıy-
la milletvekili olduklannı vur-
guluyorlar. Örneğin lzmir Mil-
letvekili GülerAslan, "Hizmet
etmek için yara&fanış bir insa-
nım, çevremesürekü hisnetel-
mek istiyorum. Bu özelliğim-
den dolayı 25 yıl öğretmenlik
yaptıktan sonra 10 dernege
birden üye oldum. Halen tşH-
me EngeOfler Derneği'nin baş-
kanıyım Snn Tgmanlarri» Hİ-
ke jartlannın kötüye gftmesi
nedeniyle politika Ue ilgilen-
meye başladım,sonunda efimi
taşın altına koymaya karar
verdkn" diyor. Istanbul Mil-
letvekili YücdErdeoer de "Si-
yasetbaşmdan beri gönûl koy-
duğum bir konuydu. Bütün
bu çıkmazlann karşKinda bi-
rflerinin taşın arana eHni koy-
ması gerekivordu. Şimdi hal-
ka hizmet zamanı" diyor.
DSP'li kadın milletvekilleri-
nin hepsi böyle konuşuyor.
ANAP'ta İcadın milletveki-
li Işüay Saygın ve yeni seçilen
tstanbul Milletvekili Nesrin
Nas var. Nesrin Nas daha ilk
bakışta. özel sektörün ve bürokrasinin en
üst düzeyinin başanlı kadınlanndan biri ol-
duğunu hissettiren, güçlü bir kişi. Çağdaş
dünyada görmeye alışık olduğumuz,
zamanını iyi kullanabilen, işlerini öncelik
sırasına koyabilen, otoriter, kendinden
emin. enerjik ve güven duygusu uyandıran
muktedirkadınlardan. Oda politikaya han-
gi amaçla katıldığını şu sözlerle açıkladı:
"Türkiye'deki dağınıklık, siyasette mer-
kezin parçalanması. radikal uçlara doğru
kaymasu yıllardır çözülemeven sorunlar,
hükümetlerin hep ayru olması benisiyaset-
le ilgilenmeye itti. Arkadaşlar arasında' Ne
olacak bu ülkenin hali', 'Birileri çıkmah',
' Birileri bu işe dur demeli' diye konuşuyor-
duk. Daha sonra hep birtterini beklemenin
hata olduğunu anladık. Türkiye'nin çağ-
daş bir ülke olabilmesi için hepimiz taşın
altHia efimizi ko>malıyızdiyerek aktif potitika
yapmaya karar verdik."
MHP'de kadın milletvekili olarak avukat
Melek Denli Karaca ile dahiliye uzmanı Dr.
Nesrin Ünal var. Siyasete lise çağlannda
ülkü ocaklanndan başlayıp, uzun yıllar
MHP çatısı altında siyaset
yapmışlar. Her türiü toplan-
tıya ve resepsiyona türbanı
ile giren, sadece TBMM
Genel Kurul Salonu'nda tür-
banını çıkaran Nesrin Ünal,
kadınlann şimdiye kadar
çözülmemiş sorunlannı
TBMM'yetaşımak amacıy-
la milletvekili olduğunu söy-
lüyor.
Genel olarak bakıldığın-
da, yeni seçilen kadınlann
büyük çoğunluğunun çok iyi
niyetli olduguna inanmak
mümkün, ancak geçen
dönemlerde bazı kadın mil-
letvekillennin, erkek
politikacılarda görmeye alışık
olduğumuz, yolsuzluk, hak-
sızlık, çıkarcılık gibi işlere
adı kanşti. Bu yüzden yeni
seçilen kadın milletvekil-
lerinin iyi niyetlerine inan-
mak güçleşti. Bu durumda
kadın miDetveldllerinin, bal-
lı villalan kapışan, kendi
maaşlannı durmadan art-
üran ve bol bol tatil yapan
klasik milletvekillerinden
farklı olduklannı kanıt-
lamalan gerekiyor. Ancak o
zaman kadınlar için gurur
kaynağı oiabüuier vetoplum,
yetiştirdiği bu kadınlarla
övünebilir.
SÜRECEK
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Bip Rektör Böyle
Değiştirlldi
Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer
Faruk Batırel, dün görevini aynı üniversitenin ec-
zacılık fakültesi öğretim üyelerinden bir arkada-
şına devretti. Batırel'in, süresini doldurmasına.
bir buçuk yıl kaldığı için yeni rektör vekili sena-
tonun seçim tarihini saptamasına kadar görev ya-
pacak.
Batırel'in görevden aynlışı biçimsel olarak "is-
tifa" yönteminden doğuyor. Yani, bu görevi da-
ha fazla sürdürmek istemediği için bıraktığı ileri
şürülüyor. Ama, üst üste iki dönem Marmara
Üniversitesi'nin rektörlüğünü yapan ve bu göre-
ve kendi senatosunun oyunu alarak Yükseköğ-
renim Kurulu'nca önerilen üç aday arasından
cumhurbaşkanınca seçilen bir bilim adamına as-
lında birdenbire "kırmızı kart" gösterildiği anla-
şılıyor.
Batırel'in görevinden aynlması, ÖSYM sınav so-
rulannın Marmara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Kampusu'ndan çalınmasının yarattığı çalkantılar-
la o sınavlarda bu yıl ilk kez uygulanan yöntemin
ülke çapında uyandırdığı karmaşanın kesişme ma-
kasına rastladı. Her iki olay nedeniyle YÖK'e ve
özellikle yöneticilerine duyulan hoşnutsuzluğun
tepkileri doruk noktasındayken, kurum başkanı
Prof. Kemal Gürüz'ün Prof. Dr. Batırel'i çağınp
"devletin bazı kademelerinde kendisinin göre-
vinde kalmasının uygun görülmediğini söyledi-
ği ve istifa etmezse, zorunlu olarak işlem başla-
tılacağını ilettiği" bildirildi.
Bu bildirimler yalanlanmadı. Ama istifasını YÖK
Başkanı'na sunarak Istanbul'a dönen rektöre,
üniversite senatosu sahip çıktığını gösteren ağır
bir bildiriyle ortaya koydu. Bu bildiriyi, öğretim
Elemanlan Sendikası Genel Başkanı Prof. Dr. iz-
zettin Önder'in, YÖK'ten Batırel'e gelen baskı
yöntemini bir hukuk skandalı olarak niteleyen
demeci izledi.
Daha önceki uygulamalann aksine, Batırel'in
görevden aynlma zorunda bırakılışının YÖK'ün
türban yasağına uymama, üniversitede irticaı
odaklar oluştuıma gibisinden açıktan bir suçla-
maya dayanmadığı, sadece kimi çevrelerden es-
ki rektörün bir tarikat üyesi olduğu söylentileri-
nin yayıldığı görülüyor.
YÖK Başkanı, üniversite senatosunun ve öğ-
retim Üyeleri Sendikası'nın kendi telkinleri kar-
şısındaki tepkilerini duymazdan gelmeyi yeğle-
yerek Batırel'e geçmiş hizmetleri nedeniyle dip-
lomatik birsöylemleteşekkürterini iletti. Eski rek-
törde, yakın çevresine kendisine reva görülen
istifa zorlamasından ötürü çok kırgın bir biçim-
de görevinden ayrıldığını söyleyerek veda etti.
Batırel'in, ayrılış sırasında "Niçin istifa ettiniz
de görevden alınmayı beklemediniz" biçimin-
deki arkadaş sorulannı, "üniversitenin adınınyıp-
ranmasını istemediğini ve yönetimin otohtesini
konımayı amaçladığınım" söyleyerek yanıtladı-
ğı anlatılıyor.
Ben Prof. Dr. Batırel'i kimi törenler nedeniyle
tanıdım. Yakın bir ilişkim olmadı. Çekingen ya-
pılı, görevinin gerektirdiği sorumluluğun bilincin-
de biryönetici olduğunu öğrendim. Bu üniversi-
tede çağdaş, Atatürkçü düşüncelere sahip olduk-
lannı bildiğim arkadaşlarım bu gözlemlerimi doğ-
rulamakla kalmadılar, eski rektörün YÖK'ün tür-
ban genelgesi üzerine yaptığı toplantıda fakülte
dekanlanna bu genelgelerin uygulanması için or-
tak bir karar oluşturmalannı bildirdiğini de anlat-
tılar.
Birdekan, senato karannın öğrencileri yumuşak
ikna yöntemi biçiminde oluştuğunu, kendi fakül-
tesinde bu yöntemle örtülü tek öğrenci kalma-
dığını söyledi ve ekledi:
"Ama iki fakültemizde az da olsa aykırı görün-
tülere rastlanıyor. Bu daha çok o fakültelerin yö-
neticilerinin sorunu ve sorumluluğu olmah değii
midir?"
Üniversite senatosunca art arda iki kez o üni-
versitenin rektörlüğü için yapılan oylamada en çok
oyu almış, o sonuçlara uyan YÖK tarafından su-
nulan listede adı en üst sıraya yazılmış ve cum-
hurbaşkanı tarafından art arda iki kez ataması
onaylanmış bir bilim adamının, görev süresinin
dolmasına az bir süre kala "bak arkadaş sen bu
görevinden aynlmazsan.." biçiminde bir yön-
temle, kırmızı kartla karşılaşmasını ben şık bul-
madım.
Sadece şık değil, ahlaki biryönteme de dayan-
dıramadım. YÖK Başkanı, pekâlâ bir ihtilal ana--
yasasının kendisine verdiği o uçsuz bucaksız
yetkiyi, ÖSS sınavlannın ertelenmesini isteyen get-
niş kitleler karşısında, hatta başbakan karşısın-
da nasıl kendi doğrultusunda kullanıyorsa, Ba-
tırel için de öyle yapabilirdi.
Hem kapalı kapılararkasında "istifaya çağınp"
hem kamuoyu önünde geçmiş hizmetleri için
teşekkür edeceğine, varsayımlan bir yana bıra-
kıp varsa sorumluluğunu da üstlenerek "seni
görevden aldık" diyebilirdi.
Deseydi, belki ben de aynı uzaklıktatanıdığım
bu iki bilim adamı arasında eleştiri seçimimi b*-
risi için yaparak "ayıp etmiş" diye düşünmezdim.
Faks:0212 677 07 62
E-Mail:orhan.birgit@do.net.tr.
(021 2) 293 89 78 (3 HAT)
Millenium'un son tam güneş tutulmasını ve Hattusaş,
Yazılıkaya, Amasyajokat, Zile
Bölgesini tanımak için;
)-11 -12 AĞUSTOS
tarihlerinde 33 yıllık rehber İbrahim EREN ve
bir astronom (Gökbilimci) eşliğinde
Orta ve batı karadeniz gezisi düzenledik.
Katılmak isleyenler için: 0212.252 65 78-79-80
sİOTBu'ğiü'BRT • BIRSEY TUfllZM organizasyonu ile yapılmaitadır/