20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3AĞUSTOS1999SALI OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL ÇeşiUeme Glbi Amerika Birieşik Devletleri'ne bağlılık andı içen bir Türk, TBMM'ye üye olabilir mi? Ama oldu işte!.. Bayan Akgönen aylardır Meclis'teki kol- tuğunda oturuyor; kürsüde düşüncesini açıklıyor; ay başla- nnda milyan aşan aylığını alıyor; belki de Meclis lojmanlann- da yaşıyor! Bir de Merve Hanım var. Bilmem, o da rnilletvekili ayhğt- nı hâlâ alıyor mu, çeşitli ayncalıklardan yararianıyor mu? Iki ABD'li Türk, ABD'ye bağlılık andı içerek, ABD yurttaş- lığına alınmış, öte yandan Bay Erbakan'ın araakğıylaTBMM'ye sokulmuş... Kimse çıkıp sormayacak mı, ABD yurttaşlannn Atatürk'ün TBMM'sinde ne işlerinin okiuğunu? • • • Işverenler açıkça söylüyor: "Altmışında işçi çalıştırma- yo..." böyleyken Ecevit-DevletJi iktidan büyük bir dirençle "mezarda emeklilik" olayını gerçekleştirme yolunda!.. iyi de, milletvekillerinin iki yılda en üst çizgide aylıkla emek- li olmalan konusu ne olacak?.. Milletvekilleri de altmış yaşn na gelmeyi mi bekleyecekler, emekli olmak için? Yoksa on- lar kapalı kapılar ardında çıkanlacak bir yasayla üstün nite- likli, ayncalıklı yurttaşlar haline mi getirilecek? Çok "milliyetçi" bir iktidar var işbaşında.. Bu iktidar, mü- letvekillerinetanınan ayncalıklan ortadan kaldırmayı milliyet- çilik gereği olarak neden düşünmez? ••• "H/ç kimse işçiyi benden çok düşenemez." Bülent Ecevrt böyte konuşuyor... Evet, bir zamanlar öy- leydi! Ecevrt, gazeteci olarak bir emekçiydi. Genç yaşında Çalışma Bakanı olunca, emeğiyle yaşamını sürdürenlere ye- ni haklar, olanaklar tanıdı. Ne zaman ta, 1961'de... Kaç yıl geçmiş, nerdeyse kırk yıl... O günterde otuz yaşlanndaydı, şimdi yetmişlerde! insan bu, değişir. Kişi yaşlandıkça baş- kalaşır. Kimi zaman olumluya, kimi zaman olumsuza doğ- ru!.. Geçen gün yaşı doksana gelmiş bir dost söylüyordu: "Çok uzun yaşamak insana çok şey öğreüyor. Sevip saydı- ğınız kişilerin nereferden neretere geldiğini görûyorsunuz." • • • Genç şair Sunay Akın'ın Milliyette çıkan konuşmasmı okudum. Genç diyorum, ama o kadar da değil! Akın ortaya- şa yaklaşmış ünlü bir şair. Iki binli yıllann şairi de olmak isti- yor. Diyorki: "Şiir mi? Yeni yazılmaya başlandı." Bu sözü kendisi için söylüyorsa sorun yok! Ama yüzyıllar- dır sürüp gelen Türk şiiri için böyle düşünüyorsa yanılıyor. Şiir, her zaman yenidir, şiirse!... 'Yeniyazılmaya baş/ayan' şi- irin nasıl bir şey olacaiğını iki binli yıllarda göreceğiz, o gün- lere yetişebilirsek!.. • • • Ne kadar uzun yazıyoriar yeni köşe yazarianmız! Sayfanın tepesinden ta aşağılara kadar inen bir yazı önce göz korku- tuyor. Sonra da insan saate bakıyor, değer mi buna ayıraca- ğtm zamana diye!.. En iyisi yazının başını sonuna bir göz at- mak. Hep yazıyorum, sorarlarsa söylüyorum: Köşe yazısı, adı üstünde köşesinden uzaklaşmamalı... Usta yazarlar, Ulu- nay, Felek, Refik Halit, Vâ-Nû vb. birkaç dakika içinde oku- nan, ama ilgiyle okunan yazılarla okurla iletişim kurma usta- lanydılar. Günümüzden örnekler ise, llhan Selçuk, Hasan Pulur, Mümtaz Soysal vb. Bana gelince, ben de ekJen gel- diğince kısa yazmaya çalışınm. Okuru sıkmadan, bunaltmadan yazmayı öğrenmeden yazar, hele köşe yazan hiç olunmaz! Kırk Katır mı, Kırk Satır mı?.. YAYINLARI Halit ESKtŞAR B irkoalisyon hükümeti kurul- du; sözde tıkır tıkır işliyor. Ama ben seçim sonuçlan- na taküıpkaldım. Çünkü bi- Hyorum ki MHP, FP'den da- ha az tehlikeli değildir. Bun- lann her ikisi de inanç partileridir. Bugûn gerçek yüzünü gizlemeye çalışsa da, FP'nin Refah Partisi'nin izinde bir siyasal kuruluş olduğu bellidir. Öteden beri yandaşlanıun kulaklanna fi- südanan amaçlan "şcriatdevletikunııak'tır. Herkes biliyor bunu. MHP'ye gelince, bunlarkendilerini *mi- tiyetçT ve "üflakâ" olarak tanımlıyoriar. llk bakışta çok yurtsever, çok vatansever Irişi- ler sanırsınız. Belki öyledirler de. Ama ne- ye yarar? Biraz konuşturmaya kalkışırsa- nız, ne denli bilinçsiz, basmakalıp düşün- celerin tutsağı olduklan ortaya çıkıverir. "Müiyetçflik''lerinin ırkçıhğa kaydıgını, *ûlkücûlûk''lerinin, her türlü sol düşünce- nin ûstûne "komüııizın" yaftası asıp ko- mûnizm düşmanlığı yapmak olduğunu gö- rûrsûnüz. Ülkücûlûğe ilk özenenler, yeterli temel bilgileri edinememiş, dogru düşünme yön- temini henûz kavrayamamış, okumaya da pek hevesli obnayan ve bu yüzden coşku- lannı inanç temeline dayalı eylemlerie gös- termeye egilimli ögrenci dûzeyindeki genç- lerdir. Bunlarkendilerini geliştirme olana- gı bulamazlarsa, yaşam boyu ülkücü ola- rak kalırlar. Kûltûrsüz davaadamıolmanın en kolay yolu... Bunlarlahiçbirfıkri tarüşamazsınız. He- deflerini, "başbuğ" diye adlandırdıklan önderleri belirlemiştir. Kendilerini onun buyruğu ile ölüme yürûmeye hazır "fe- dai*ler gibi duyumsarlar. Bu özellikleriy- le "ülkücülük'', dincilerin *mifli görûş"ü gi- bi ne idüğü belirsiz mistik bir kavramdır. Yani, akıl yoluyla kavranmış bir gerçeklik değil, duygu yoluyla kucaklanan bir inanç- nr "ûBcûlûk". Akla ve bilimsel verilere da- yalı olmayan her inanç gibi kör bir inanç- nr. Bu nedenle ister dinci olsun, ister ülkü- cû, her kör inanç şiddete başvurur. Kendi- sinden saymadıklannı en acımasız biçim- de susturmaya yeltenir. Elbetteki ûlkûcü- lûk, tıpkı dincilik gibi demokrasiyle bağ- daşmaz. MHP'nin varuk koşullannın ortadan kalk- tığı görûşûne katılmıyorum. Rusya'da ko- münist rejimin yıkılmasıyle bilim dûnya- sında Marksist kuramın iflas ettiği söyle- nebilir mi? Sosyalizmi savunan insanlar bulunduk- ça, MHP'nin komünizm dûşmanhğı sona ermez. Nitekim, kısa bir sûre önce üniver- site öğrencileri arasındaki sağ-sol çabşma- sında sağcı gençlerin yere düşen solcu gen- cin kafasını öldüresiye tekmeleyişlerini te- levizyon kanallannda içimiz ürpererek iz- ledık. Aslında, MHP'nin geçmişte yaptıkJan- nı ve yapmak istediklerini biliyor halkı- mız. Bu yüzden, başında efsaneleşmiş bir lider, "BaşbuğTûrkeşvarkenbile 1995 se- çimlerinde barajın altır.da bıraktı bu parti- yi. Ne var ki, sağcı partilerin liderlerinin "medya karteM"nin de körüklemesiyle bi- tip tükenmez didişmeleri, bu partilere du- yulan gûveni sarsınca onlara oy verenlerin bir bölümü MHP'ye oy verdi. Verdi de, ne yazık ki halk kendini "kırk kaür mı, kırk sabr mı" ikilemi karşısında bıraktı. Bir yan- da MHP birinci parti, öbûr yanda FP üçûn- cüparti. Biri kuzu postuna bürünmûş "bozkurt", öteki şeriat devleti kurma düşleriyle *ya sa- bır" çeken '^akryyeci''. Server TannilHnın dediği gibi, "1999'da Tûrkiye'nin gdip durduğu yere bak." Ne yapalım ki olan oldu. Aydınlar ve sağduyulu yurttaşlar için sıkıntıh gûnler gelebilır. Kanımca,bundan kurtubnanmyo- hı MHP'nin değişmesini bekkmekten de- ğil, CHP'nin değişmesinden geçiyor. Aydın- lar, bilim adamlan, sanatçılar, yazarlar, çi- zerier, Kemaüstler,büinçiive sağduyulu her- kes Atatürk'ün kurduğu CHP'ye yardıma koşmabdır. CHP devletin yeniden yapdan- masını sağbıvacak progranunı hazuiamah ve neler yapJması gerektiğini halka açık se- çikanlatmakiçinhalkınarasınadalmaudır. Toplumun esenliğe çıkması, CHP'nin hal- kuı güvenini yeniden kazanmasına bağb- dır. Halkuı bütününü kucaklay an, halkınSH kmtdannasomırtçözümlerbulan,dürüstve bflgüi insanJardan oluşan bir Cumhuriyet HalkPartisü. Sol kanat içinde ideolojik târ- bşmalar CHP tek başına iktidara gelinceye değhı erteknmelidir. Hedef, Türkiye Cum- huriyeti Devleti'nin A'dan Z'ye yeniden yapılanması olmalıdır. Bunu gerçekleştirmek yolunda kollan sı- vamak ve öne atılmak, Atatürk'ün kurdu- ğu CHP'ye yakışır. Var mı başka çıkar yol? Muzaffer İlhan Erdost Yeni Dünya Düzenine Zoıianması Odağında T Ü R K İ Y E Yazann, Üç Sivas'ın çocuğu olarak oluştuğunu vurguladığı son kitabı: Yeni Dünya Düzenine Zorlanması Odağında Türkiye "Azınlık ve Anadil" Tartışmalan "Federasyon" Tartışmalan "İmparatorluk" Tartışmalan "Pan" Tartışmalan "Din, Bilim ve tdeoloji" Tartışmalan başhkh beş bölüm- den oluşuyor. 216sayfa, 1.500.000.-TL SOL \c ONUR YAYINLARI Aşk İmiş Her Ne Var Âlemde... VEDATGÜNYOL A şk, sevginin, çügın sevgi- nin uzantısıdır. Sevgi, aş- ka dönüştü mü yer yerin- den oynar. Bence sevgi sev- gidir. Sevginin sapığı ol- maz. Ancak sevgiye sapık- lık açısından bakanlar sapıktır. Doğa, bir savaşım ortarrudır. ahlakla ahlaksı/ diye bir aynma da yer vermez. lnsanlann kedi-köpek-kuş seygisi sapık olabilir mi? Eşekle, herbangi bir hayvan- la sekse adım atan ilk erkek gençlik, son- radan insana yönelik sevişme ile mi nor- malleşiyor? Herçeşit sevgi normal sevgi- dir bence. Aşk deyince iki tûrlüsü geliyor akla. Bi- ri sekse yabancı romantik aşk, biri de sek- se vurgulu, adına sevda denilen o ölesiye tutku. Bu tutku, binde bir yaşanıyor, yaşa- tılıyor; çoğu kez ise tüketiliyor! Yaşatılan aşka ömek ararken, akhma Roma impara- toru ChBdfaszamanında yaşanmış bir olay geliyor. Isa'dan önce, bilmem kaç yılında, impa- ratora karşı bir ayaklanma düzenlenir. Ayaklanmayı yöneten Paetus adlı bir kon- süldûr. Ayaklanma bastınlır ve elebaşı Paetus ölûm cezasına çarptınhr. O dönemlerde Roma'da olsun, Atina'da olsun, ölüm ce- zasını cellat adı verilen bir görevli uygu- lamaz, cezaya çarptınlan kişi kendi canı- na kıyar, daha doğrusu kıymaya zorlanır. Örneğin gençlere kötü örnek olmakla suç- lanan Sokrates, baldıran adlı zehri kendi eliyle içer. Yukanda adı geçen Paetus da kendini hançerleyerek cezasmı uygulamak zorundadır, meydanda toplanmış seyirci- lerin karşısında. Kalabalık içinde, Paetus'un eşi Arriâ,elin- de hançer, öne atıhr ve hançeri bağnna saplayarak"Pete nondotet" (Paetus acıtmı- yor) diyerek kocasına cesaret verir. Yaşa- yan, yaşatılan aşkın, tarihe mal olmuş en büyük örneğidir bu. Bu eşsiz örnek karşısında divan şairi- mizin "Aşk imiş her nevar âlemde/ tbn bir kflfikal imiş ancak" yollu o nefıs dizesini durmadan okumaktan başka ne yapabiliriz ki? Karanfıl Sokak 30/1 Kızılay Ankara Tel: 0 312 417 00 08 Faks: 419 43 76 E-posta: ilhankit@ prizma.net.tr ŞtŞLİ 1. SULH HUKUK HÂKİMLtĞt'NDEN GAYRİMENKULAÇIKARTTIRMA tLANI DosyaNo: 1998,1227 VasiT. Mahçure Anum Adel Adut'a ait olup satılmasına karar verilen ga>Tİraenkulün: Tapu Kaydı: Şişli, Harbiye Mah. Emlak Caddesi, 777 ada. 8 parseli teşkil eden 319.50 m2 miktanndaki kâgir apartmamn 12/100 arsa payh zemin kat- ta 2 no'lu meskenin 180/192 hıssesi aşagıda yazılı şartlarla açık arttırma suretiyle satılacaktır. Halihazır durumu: Şiş- li, Harbiye Mah. (Emlak Cad.) Abdi tpekçi Caddesi'nde ka- in 37 no'lu Eralak Palas isimli apartmamn gıriş kat, 2 no'lu dairesi olup ikametgâh olarak kullanılmaktadır. Zemin halı, duvarlan yağhboya, ıslak zeminleri fayanstır. Caddeye cep- heli salonun zemıni çini kaplı. senis kapılı. giriş aydmlığa bakan erzak bölümü bulunan ahşap dolaplı mutfak, 2 oda, 1 yatak odası ile lavabo ve küvet ıhtıva eden, banyo-WC ile kondorda ayn bir tuvalet mevcuttur. Salon, giriş ve yemek nişinde tavanlar kartonpıyerli olup mutfak dahil yaklaşık 200 m2 faydalı kullanım alanı mevcuttur. KaloriFer ile ısın- maktadır. Bu dairenin 180/192 hissesi mahçureye ait olup bu hisse satılacaktır. Taşınmaz tstanbul ve Şişli'nin en mü- tena caddelennden (Emlak Caddesi) Abdi tpekçi Caddesi üzerindedir. Kıymeti: Şişli'de mahçureye ait 180/192 his- senin kıymeti 84.375.000.000- TL olarak bilirkişilerce tak- dir edilmiştir. Satış Şartlan: Mahçureye ait sarışa konu da- iredeki hisseye bilirkişiler tarafından takdir edılen değerden aşağı olmamak kaydıyla açık arttırma suretiyle en çok artü- rana ihale yapılacaktır. Satış peşin para iledir. Satışın Sulh Hukuk Hâkimı tarafından tasdiki yapılacalctır. Tellalıye, KDV, Damga Resmi, tapu alım harcı alıcıya aittir. Satrç Ye- ri: Şişli 1. Sulh Hukuk Hâkimliği duruşma salonunda 09.09.1999 günü saat 13.30-13.45 arasında yapılacaktır. Sa- tışa iştirak etmek isteyenlerin satış gün ve saatinde, belirti- len satış mahallinde hazır bulunmalan ve daha fazla bilgi al- mak isteyenlerin satış memuruna müracaatlan ilan olunuı. 30.07.1999 Basın: 37059'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle