25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 AĞUSTOS 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Dağdaki MHP'hler MHP'lileriOyıldır dağa çıkıyor, Erciyes'in Tekir Yaylası'nda "kurultay" yapıyordu. Bu yıl ilk kez iktidardayken dağa çıktılar. Yine silahlannı konuşturdular. Jandanma ve özel harekâtçı polislerie birlikte yaylanın güvenliği için nöbet tutarak devletin güvenlik kuvvetlerine yardımcı olma misyonunu sürdürdüler. Dağa çıkan otomobillerden park parası alarak tahsilat pratiklerini geliştirdiler. Devletin sağlık ve yol gibi hizmetlerini kendileri için kullandılar. Abdullah Çath'yı andılar. Bol bol Hitler'in "Kavgam" kitabını satın aldılar. Atatürk'ün Kocatepe'deki görüntüsüne Bozkurt resmi eklediler. Ezan okudular, şarkı söylediler, çiğköfte yoğurdular. Türk - Islam Sentezi'ni doya doya yaşadılar. Dağdan inerken tek başına iktidar yemini ettiler. Tann, Türkiye Cumhuriyeti'ni korusun! Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97EJektronik posta: som©posta.cumhuriyetcom.tr Tuvaiet kâğıdı yüzyılm buluşu seçilmiş... "Hela da insanlık tarihinin bulusu olmalı!" bir Kosovalı... Kosovalı bir Türk aydını Ha- san Mercan... 1944yılındaPirizren'dedoğ- muş, ömrünü Türkçe bayrağını taştmakla ge- çirmiş. 50'den fazla kitap yazmış, 20 oyu- na imzasını atmış, 40 kitap çevirmiş... Sırpça, Arna- vutça, Makedonca, Slovence biliyor... Tan ve Birlik gazetelerindeyorum yazmış... Sevinç, KuşveTomur- cuk dergilerini yönetmiş. Çığ dergisinin sorumlulu- ğunu üstlenmiş. Priştine TV'sinde 20 yıl çalışmış. 1970'li yıllarda dönemin Başbakanı Bülent Ece- vit, Yugoslavya'yı ziyaret ettiğinde Tito ile görüş- mesinde çevirmenlik yapmış... Ne yaptıysa hep Türkçe'yi yaşatmak için yapmış. O bir Kosovalı... Kosovalı bir Türk aydını iken Ko- sovalı sığınmacı oluvermiş... Hasan Mercan, kansını ve biri üniversite öteki lise öğrencisi iki oğlunu alıp yanlannda bir tek battaniye ile yollara düşmüş... Kosova'daki savaştan canını zor kurtarmış. Kosovalı Kendini Kırklareii'ndeki sığınmacı kampında bul- muş. Bülent Ecevit, yine başbakanmış... Eşi Rahşan Ecevrt'le kampı ziyaret ettiğinde Hasan Mercan, sı- ğınmacılar arasından öne çıkıp kendini tanıtmış... Ecevitler anımsamış... Mercanlarla Ecevitler sanlıp ağlaşmışlar... Bülent Ecevit, Hasan Mercan'ı ailesiyle birtikte kamptan çıkartıp Ankara'ya getirtmiş... Eskişehir yolu üzerindeki Umitköy'de bir daireye yerleştirilmişler... Bilkent Üniversitesi'nden Hasan Mercan'a üç aylığına araştırmacı bursu verdirilmiş, 180 milyon lira maaş bağlanmış... Hasan Mercan, sayılı günlerin çabuk geçeceğini bildiğinden Türkiye'deki eski dostlanna habersalmış, "Bana bir iş" diye... Yugoslavya günlerinde ağırlayıp da dost bildiği aydınlardan bir tek Fikret Otyam a- ramış eşi Filiz Otyam'la birlikte. Antalya Gazipa- şa'daki evlerine çağırmışlar Mercanları Otyamlar, "Hele bir dinlenin, sağa sola birlikte haber salanz" demişler... Salınan haberlere ses veren olmamış ve geçen hafta Hasan Mercan Gazipaşa'dan Ankara'ya döndüğünde maaş da alamamış, "burs"u bitmiş! Fikret Otyam, özel kaieminden özel bir randevu alıp Hasan Mercan'ı Bülent Ecevit'le buluşturmuş birda- ha. Ecevit, "Nasılsın, iyi misin" diye sormuş, Hasan Mercan anlatmış her bir şeyi: "İş yok, güç yok. Çocukların okul vakti geliyor pa- ra yok, pul yok. Amavutlar Kosova'da Türkçe'yi ya- sak etti, Kosova'dan umut yok." Ecevit, öyle dinlemiş, not bile almamış. Hasan Mercan ağlayası olmuş. Türkiye'de Kosovalı olma- nın Kosova'daTürk olmaktan daha zor olduğunu an- lamış... SESSİZ SEDASIZ (!) NVRÎKURTCEBE Milli Eğitjm'in yönetici atamaları Bir öğretmen anlatıyor: "Geçen yıl yapılan yönetmelik değişikliğiyle Milli Eğitim Bakanlığı'nda sınavla yönetici atama esası getirildi. Sınavlar yapıldı, sonuçlar belli oldu. Her ilden az sayıda öğretmen bu sınaviarı kazanarak yönetici adayı sertifıkalannı aldı. Beş aydır atamalar bekleniyordu ki, geçenlerde yayımlanan bir genelge ile işlemler başlatıldı. Açık bulunan okul müdürlüklerine başvurularaçıldı. Ancak, Bakanlığın genelgesiyle halen müdür olanlann da, açık müdüriüklere yönetici olarak atanabileceği belirtildi." öğretmen soruyor: "Halen yönetici olanlann, boş müdürlüklere atanması yeni boş müdürlükler yaratmayacak mı? Ayrıca bu durum, sınav kazanan yönetici adaylarının önünü kesmeyecek mi? Başvurular puanlama esasına göre değeriendirileceği için takdir ve teşekkür ödüllerine sahip müdürlerin arasından yönetici adaylan nasıl öne çıkabilecektir? Mevcut yöneticilerin emekli olmasını mı bekleyecekler? Genelge ile getirilen yeni uygulama yönetmeliğin özündeki 'sınav'la çelişmiyor mu? Madem mevcut yöneticilerin tercihi ve başanları gündeme gelecekti o zaman bunca çalışmaya, masrafa yönetmelik değişikliğine, zaman kaybına ne gerek vardı." Sözde örgüte 675yıl ceza • Baştarafı 1. Sayfada üyesi kabul edilmek için, kod is- mi, askeri hiyerarşi, silahlı eği- tim gibi maddi şartların belirlen- mesi gerekir. Bu davada ise sav- cılığın. gençlerin günlük yaşan- tılarından yola çıkarak 'kurgula- dığV ilişkilerden başka hiçbir şey yok" diye konuştu. Gençlerin gözaltında tutuldukla- n 6 gün boyunca işkence uygula- malanna hedef olduklannı belirten Közâğaçlı, gençlerin işkenceyi ay- nntılarıyla yargıca anlattıklannı, ancak resmi bir işlem yapılmadı- ğını söyledi. Kozağaçlı, gençlerin beraat etmesi yönünde umutlu ol- madığını, en iyimser olasılıkla sav- cılığın suçlamayı "yardım-yatak- hk" yönünden değerlendirebile- ceğini söyledi. Kozağaçlı, dosya- daki adli hata ve yasaya aykın iş- lemleri şöyle özetledi: • Gençlerin bir öğrenci etkinli- ği çerçevesinde andıklan Birtan Altunbaş, "DHKP-C örgütü mi- litanı" olarak tanımlanryor. Bir- tan Altunbaş Hacettepe Universi- tesi'nde öğrenciyken gözarana alın- dı ve hakkında henüz bir savcılık iddiası bile yokken gözaltında öl- dü. İşkence yapan polisler şimdi Ankara 2. Ağır Ceza Mahkeme- sr nde yargılanıyor. Hakkında sav- cılık iddiası bile olmayan bir öğ- renci için polis ve savcılık tarafın- dan 'yasadışı örgüt militanı' ifa- desinin kullanılması anayasal hak- lara saldırıdır. • Yasal bir hak olan "susma hakkını" kullanan gençler "ör- gütsel tavır" sergilemekle suçlan- mış. Polisin bu yorumu gençlerin yasadışı örgüt üyesi olduklannı is- patlayan bir karut olarak kabul edil- miştir. • Gözaltı süresmin bitiminden sonra savcılıga sevk edilen genç- ler, savcınm "sorgunun geri ka- lan bölümünfl ertesi güne bırak- ması" üzerine Terörle Mücadele Şubesi'ne geri götürülmüş, savcı- lıkta işkence gördükleri yönünde ifade veren gençler şubede tekrar işkenceden geçirilmiştir. • Muayeneden sonra Adli Tıp Kurumu tarafından doldurulması gereken raporun "olayın öyküsü" başlıklı 3. bölümünde. "Olayın oluş şekli ile ilgili iddialar hasta- nın kendi ifadesi ile yazılacak- tır" ibaresinin yer almasına karşın doktor bu bölümlere yalnızca "DHKP-C" yazmakla yetinmiştir. • Adli tıbbın kendilerini sevk ettiği hastaneye götürülen gençler- den burada muayene için para is- tenmiştir. Üzerlerindeki her şeye el konulmuş durumda olan gençler bu isteği karşılayamamışlardır. • Gençlerin evlerinde yapılan aramalar sırasında ele geçirilen bir daktilonun, bazı örgütsel doküman- lann yazılmasmda kullanılıp kul- lanılmadığının araştınlması için mahkeme bilirkişi raporuna baş- vurmuştur. Bilirkişi raporunda, "Ele geçirilen daktilo. doküman- ların yazılmasmda kullanılan daktilo değildir" açıklamasımn yer almasına karşın bilirkişi rapo- runun üst yazısını hazırlayan Em- niyet Müdür Yardımcısı Vekili Os- man Ak. "Ele geçirilen daktilo- nun, dokümanlann yaaldığı dak- tilo olduğunun, bilirkişi rapo- runca anlaşüdığını" belirtmiştır. Zor durumda kaldılar Türk kamyonları tran sınmnda bekletiliyor İstanbul Haber Servisi - Fazla akaryakıt gettrmelerine izin verilmeyen Türk kam- yonlannın Gürbulak sınır ka- pısında tran tarafmda iki gün- dür bekletildiği belirtildi. Gazetemizi arayan kam- yon sürücüleri, Gürbulak'ta- ki yığılma nedeniyle iki gün- dür Iran yakasında 15-20 ki- lometrelik araç kuyruğu oluş- ruğunu ve bir dağ eteğinde aç susuz beklediklerini ifade et- tiler. Almanya'dan Tahran'a yük getirdiğini ve 4 gûn önce Tür- kiye'den lrana'a giriş yaptığı- nı söyleyen Nadir Bektaş, yaşadıklan eziyeti Uluslara- rası Nakliyeciler Derneği'ne bildirdiklerini ancak duru- mun değişmediğini kaydetti. SİT'e tesisyapan ANAP'lı milletvekiligazeteleri dava etti IZMtR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) - Çevrecilerin mücadeleleri sonucu SİT ilan edilen Fethiye Ge- mile Koyu'nda turistik tesis yaptı- ran ANAP Muğla Milletvekili Ha- san Özyer, 18 Nisan seçimleri ön- cesinde hakkında çıkan haberlerle ilgili mahkemelere başvııruyor. Ga- zetemiz ile Muğla muhabirimiz Öz- can Özgür hakkında 3 milyar lira- lık tazminat istemiyle dava açan Özyer, Hürriyet gazetesini de da- va etti. Orman Bakanlığı, koyun milli park ilan edilmesini, Çevre Bakan- lığı da özel çevre koruma bölgesi içine alınmasını gündeme getirir- ken, Kültür Bakanlığı da SİT ha- zırlıklanna başlamıştı. Bu arada Hasan Özyer'in sahibi olduğu Öz- yer AŞ'nin koydaki tapulu mülk- leri üzerinde turistik tesis yapmak üzere Turizm Bakanlığı'ndan yatı- nm belgesi aldığı anlaşıldı. Özyer, Muğla Valiliği Bayındır- lık Müdürlüğü'ne başvurarak tesis için inşaat ruhsatı alarak inşaata başladı. Kurulun 8 Ocak 1999 ta- rihinde aldığı kararla daha önce 1. derecede doğal SİT ilan edilen Ke- lebek Vadisi'nden Yedi Tepeler'e kadar olan koyun tamamımn 1. de- rece doğal SİT, Özyer'in inşaatının bulunduğu alanın ise 2. derece do- ğal SİT karan yerdiği öğrenildi. Böylelikle Özyer'in koyda 'ay- rıcalıklT duruma geldiği savu- nuldu. ÇİZGİLÎK KÂMİL MASARACI Kamil Masaracı yıllık izninin bir bölümünü kullanacağı için çizgilerine ara vermiştir. HARBt SEMtH POROY TARÎHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 3 Ağustos NÜER'IN BAĞ1MSIZLIĞ1.. IKO'TA 6Ü&İH, BİR. OKTA AFItiKA ÛUeESİ OC4V NİfsK SfiğlMSrZUĞtNA KAnJŞTU. CEZ4YİG,t-(gY/l,ÇAD,Hİ- Jse>H, OAHOMEY, yUKARI \/OLm VE M4Çİ İL£ S/HIIZ- IA& BULUNAN NİTEIi., 19. YÛZYIUN JKİNCİ YABfSHV DA FBAMSIZLA&M /ŞGAÜNE UĞEAMtŞ, 2O. YÛ2YIL 8AŞLAR/NPA DA BU OevLETİN KOLOUİSİ DİIRUMU- MA GELM/ŞTİ- 136O'TA &>6MSlZU&lN( KAZANIİZ- tCBU, GCNEL VAU OCAN HAMAUİ DİO& DeVLET BAŞkANU&UA SeçiLMiŞrİ- AU1 MH.YOHA YAKM NÛFUSUUUU YÛZPE sensEueeşi MÜSLÜAAAN OLAfJ AJİJEft, AYNI ADI 7»ÇrmfJ NEHRİU(£OLCA) GEÇTİĞİ BÖLJCE P/ŞfAIOA, ÇJDK GBAI/Ç VE&M- Sİ2. TOPRAKLA&I SAHİPTİR. Su A/£Ö£SMC€ OB SIK S/K AÇUK SOtSUNUYLA A& ote.. GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMAİLANI KARTAL 2. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DosyaNo: 1996/838 Tal. Bir borctan dolayı ipotekli bulunan ve aşağıda tapu kaydında. adedi, cinsi, evsafi, kıymeti ve önemli özellikleriyle satış şartlan belir- tilen taşınmazlar, müdürlüğümüzce açık arttırma suretiyle ayn ayn satılarak paraya çevrilecektir. Satış ilanı ilgilılenn adreslenne tebliğe gönderilmiş olup, adreste tebligat yapılamaması veya adresi bilinmeyenler için de işbu satış ilanının ilanen tebliği yerine kaim olacağı ilan olunur. Tapo kaydı: Kartal 2. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü'nün 18.9.1996 tarih ve 2980 yevmiye No'lu yazısına göre: A) İstanbul ili, Kartal ilçesi, Yakacık Mahallesi, 118 pafta, 2665 ada, 56 parsel sayıh, 913 m2 miktarlı arsanın tamamı. B) İstanbul ili, Kartal ilçesi, Yakacık Mahallesi 116 pafta, 2641 ada, 493 parsel sayılı, 451 m2 miktarlı arsanın tamamı. Halihazır durumu ve evsafi: Satışa konu gaynmenkuller: A) Kartal Yakacık Mahallesi 118 pafta, 2665 ada, 56 parsel; Karaca ve Birlik sokaklara cepheli, yamuk şekilli, her tarafı kadastral yollarla çevrili, 913 m2 yüzölçümlü arsadır. Arsa üzerinde kıymetine etki edecek herhangi bir şey bulunmamaktadır. Arsa az meyilli bir durumdadır. B) Kartal Yakacık Mahallesi, 116 pafta, 2641 ada, 493 parsel; Kartal Yakacık mevkii, Hürriyef Mahallesi, Şekersuyu deresi boyunca, Burcu Kent Yapı Kooperatifi arsasına kadar yol boyunca takriben 105.00 metre boyunda 4.50 metre genişliğinde par- seldir. Parsel halihazırda inşa edilmekteki yol içerisinde kalmaktadır. Arsa toplam olarak 451 m2 sahalıdır. Imar durumu: Dosyada mevcut: A) Kartal Bedediye Başkanlığı tmar Müdürlüğü'nün 16.10.1996 tarih, 96/4981 sayılı imar durumunda söz konusu 118 pafta, 2665 ada, 56 sayılı parselin 1.9.1976-26.5.1992 T.T'li Yakacık İmar ve Emsal Arttınm Planı'nda tamamı ağaçlandınlacak alanda kaldığı bil- dirilmiştir. B) Kartal Belediye Başkanlığı imar Müdürlüğü'nün 11.10.1996 tarih, 96/4839 sayılı imar durumu yazısında söz konusu 116 pafta, 2641 ada, 493 sayılı parselin 1.9.1992 T.T'li Yakacık İmar ve Emsal Arttınm Planı'nda tamamı ağaçlandınlacak alanda kaldığı bildi- rilmiştir. Kıymeti: Bulunduklan semt, semt içindeki yeri, imar durumlan, halihazır vaziyetleri, bu civardaki gayrimenkul alım satım rayiçle- ri, diğer hususlar ile günün iktisadi koşullan da göz önünde bulundurularak: A) 56 sayılı parselin 4.565.000.000.- TL (dört milyar beş yüz altmış beş milyon lira), B) 493 sayılı parselin 1.353.000.000.- TL (bir milyar üç yüz elli üç milyon lira) kıymetler takdir edilmiştir. Satış şartlan: 1- Yukanda tapu kaydı, imar durumu, halihazır durumu ve evsafi ile kıymet takdiri verilen: A) Kartal, Yakacık Mahallesi 118 pafta, 2665 ada, 56 parsel sayılı 913 m2 miktarlı arsanın: l.satışı 14.09.1999 Sahgünüsaat 14.00-14.20'ye kadar, "• -" 2. satışı 24.09.1999 Cumagünüsaat 14.00-14.20'ye kadar . . . .' B) Kartal, Yakacık Mahallesi, 116 pafta, 2641 ada, 493 parsel sayılı 451 m2 miktarlı arsanın: ' ' . .' ~- 1. satışı 14.09.1999 Salı günü, saat 14.30-14.50'ye kadar, . „ ' ' ; 2. satışı 24.09.1999 Cuma günü saat 14.30-14.50'ye kadar Kartal 2. Icra Müdürlüğü'nde yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacak- lan mecmuunu ve satış masrafıarmı ve paylaştuma masraflannı geçmek şartı ile gayrimenkuller en çok arttırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa. en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla arttırma 10 gün daha uzatılarak 10. gün olan yukanda yazılı ta- rihte aynı yer ve aynı saatlerde gayrimenkuller 2. arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul- ler en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu ka- dar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40'mı bulması ve satış isteyenin alacagına rüçharu olan alacaklann top- lamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz- sa satış talebi düşecektir. 2- Arttırmaya ışrirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar ka- dar milli bir bankamn kesın ve süresiz teminat mektubunu vermelen lazımdır. Satış, peşin para iledir, alıcı istedığinde 20 günü geçme- mek üzere mehil verilebilir. Yüzde 15 katma değer vergisi, ihale damga pulu bedeli, tapu alım harcı, tahliye masraflan alıcıya aittir. Bi- rikmiş vergiler, tapu satım harcı ve tellaliye satış bedelinden ödenir. 3- lpotek sahibi alacaklılaria diğer ilgililerin (•) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri la- zımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye katılıp daha sonra ihale be- delini yaürmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki fark- tan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerriit faizi aynca hükme hacet kahnaksızm dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenle- rin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1996/838 Tal. sayılı dosya numa- rasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 29.07.1999 1İK. 126 (*) Ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 37163 GORUŞ Av. Dr. ENGİN UNSAL* Taroşılan Sosyal Güvenlik Gerçeği Işçilerin emeklilik yaşını ve prim ödeme gün sayısını arttıran yasa tasarısının kamuoyundan saklanmaya çalışılan asıl amacının özel emek- lilik sigortaları kurmak ve bu yoldan sigortacılık dalında faaliyet gösteren holdinglerin kasasına trilyonlar akıtılmak olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye'de insanların çalışma pazarına girme- leri 20 yaş dolayında olduğu varsayılırsa, sürek- li iş bulabilen bir işçinin 8 bin 300 gün prim öde- me süresi 43 yaşında (7 bin 200 gün olursa, 40 yaşında) dolacak ve yasa tasansı böyle kabul edil- diği takdirde kadın işçi 58, erkek işçi 60 yaşına gelmeden emekli maaşı alamayacaktır. Bu önenv li bir boşluktur. Bundan yararlanacak sigorta şirketleri özel ih- tiyarlık sigortalarını devreye sokacak işverenle- rin de özendinmesi ile çalışanlann emeklilikleri, bu sigortalara kaydırılacak, böylece kayıt dışı işçi çalıştırma eğilimleri artacak, SSK kurtarılmalk istenirken bu kez kurulacak yeni sistemden dar- be yiyecektir. Çalışma Bakanı, emeklilik yaşını ve prim öde- me gün sayısını yükselten yasa tasarısının ardın- dan özel emeklilik fonlarına izin veren bir tasa- rının getirileceğini söylemiştir (Cumhuriyet, 29.7.1999, s. 4). Böylece hükümetin gerçek ni- yetinin sigorta şirketleri için çok büyük fonlar yaratmak ve belki de bu fonlârı 15-25 sene va- deli borçlanmalar için kullanmak isteğinde oldu- ğu ortaya çıkmaktadır. Özel ihtiyarlık sigortaları Batı'da çok yaygın- dır. Batı'da "Private Pension Plan Funds" ola- rak bilinen bu fonlar sendikaların denetimi altın- dadır. Türk sendikalan, işçinin sırtından ikinci bir post çıkarma girişiminin ayırdına varmalı ve önlemi- ni almalıdır. Eğer yerti kurulacak sosyal güvenlik sistemin- de işçi, emekli maaşını alabilmek için 15-20 yıl bekleyecekse (ki öyle gözüküyor) özel ihtiyarlık sigortalarının çekimi kaçınılmaz olacaktır. Bu si- gorta türü, işçisini kayıt dışında tutmak isteyen işverene ve çok daha erken bir sürete emekli ma- aşına kavuşmak isteyen işçiye de çekici gelebi- lir. Böyle bir gelişme bir yandan SSK'yi zayıfla- tacak, öte yandan sendikasızlaşmayı hızlandı- racak ve holdinglere trilyonlar akacaktır. Eğer ülkemizde özel ihtiyarlık sigortaları kuru- lacaksa -TBMM'de görüşülmekte olan tasarı bu sonucu kesinlikle doğuracaktır- bunu sendika- lar kurmalı, bu, işçilere ikinci bir emekli maaşı sağ- lamak amacı ile yapılmalı, finansmanı işçi ve iş- veren tarafından ortaklaşa karşılanmalı ve de- netimi sendika, işveren ve Çalışma Bakanlığı ta- rafından yapılmalıdır. Sendikalar böyle bir sigortanın finansmanını çok basit biryöntemle gerçekleştirebilirier: Sen- dikalar ileride çıkacak yasaya uygun ya da ya- sa çıkmazsa kuracakları bir vakıf bünyesinde bir özel ihtiyarlık sigortası sistemi oluşturur ve bunu yönetmek için uzmanlar istihdam ederler. Yapacakları toplu iş sözleşmelerinde elde ede- cekleri ücret zamlarını yüzde 5 eksiği ile işçile- re yansıtırlar. Işverenin de her işçi için ücretinin yüzde 5'i oranında katkıda bulunması sözleşme- de hükme bağlanır. İşveren her ay işçinin ücre- tinin yüzdesi tutarındaki bu parayı işçi adına sendikanın özel ihtiyarlık sigortası fonuna yatı- rır. Bu fonlar üçlü denetim tarafından akıllıca yö- netilirse sanayide yeni bir sektör olacak potan- siyele sahip bir parasal güç yaratılabilir ve DPT'nin öncülüğünde bu fonlar sanayide yatırımlara dö- nüşebilir. Büyüyen fonlarla sendikalar, sisteme katılan işçiler için hastane, poliklinik ve huzur evleri ku- rabilirler. Bunlar düş değildir. Batı sendikalan bunları gerçekleştirdi. Neden Türk sendikaları yapama- sın? Inanmayanların yakınımızdaki Israil sendi- kalarının ve Histadrut'un (israil İşçi Sendikalan Konfederasyonu) gerçekleştirdiklerini inceleme- si kendilerini çok şaşırtacaktır. Sendika yöneticilerimîz repocu sendikacılık anlayışını terk edip bu konularda düşünce üret- meye başlasalar, üyelerine çok büyük iyilik eder- ler. (*) Sosyal Siyaset Uzmanı BULMACA SEDÂT YAŞAYAIŞ SOLDAN SAĞA: 1/Tekkışüikis- kambil oyunu. 2/ Malik, sa- hip... Gemici, işçi gibi kimse- 3 lerin eğlenmek A için gittikleri iç- kili ve danslt yer. 3/ Çeşitli amaçlarla kul- lanılmak için tel ya da halattan „ örülerek yapıl- " mış ağ... Yap- g ma, etme. 4/ "Hayır" anlamında kul- lanılan sözcük... "Ha- rami var diye korku ve- rirler / Benim — yük- lü kervanım mı var" (Karacaoğlan). 5/ Oze- 4 rinde sayı saymaya ya- rayan boncuklar bulu- nan, dikdörtgen biçim- li levhacık. 6/ Adın du- rumeklerindenbiri...lçe 8 dogmaylaaklagelenya- g ratıcı duygu. 7/ Kütah- ya'nın bir ilçesi... Leylak rengi, açık mor. 8/ Istatistikte bir grup veri içinde en sık görülen değer... Derinliği ay- m olan sığ su alanı. 9/ Yün atkı... Bir gösterme sıfatı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Tekkelerde ayini yöne- ten kimse. 2/ Bir hayvan... Bir sesin yanm ton kalınlaş- tınlacağını gösteren nota işareti. 3/ Mürekkepbalığından elde edilen siyah boyaya ve bu boyayla yapılmış resmi verilen ad... Büyük erkek kardeş. 4/ Yosma. 5/ " — var, post var, meydanda er yok" (Yahya Kemal)... Aritme- tikte bir kuvvetin derecesini veren sayı... Demirin sim- gesi. 6/ Olumsuzluk belirten bir önek... Sıcaktan ya da terlemekten vücutta görülen küçük pembe kabartılar. 7/ Kısa külot... Afrika'da bir ırmak. SJ 106 taşla oynanan bir oyun... Kokmuş hayvan ölüsü. 9/ "Memleket mi, yıl- dızlar mı / Gençliğim mi daha —-" (Nâzım Hikmet)... Eskiden Karagöz oynatılan kahvelere verilen ad.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle