22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
t AĞUSTOS 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR kulturfa cumhuriyet.com.tr 15 77 yaşındaki Tito Puente yarım yüzyıldır davullann başına geçip dünyayı dans ettiriyor Mambo krah yîne Açıkhava'daCL MHUR CANBAZOĞLU Türkiyeli müzikseverlenn festivalkr- de dinleyerek sevdikleri Tito Puente'ye büyük bır sempati duyduklan. konser- lerdeki sıcacık atmosferden anlaşılıyor. Yanm yüzyıldır davullann başına geçip dünyayı dans ettiren usta, Türkiye*ye gel- diği her seferde onlaramuhteşembir mü- zik ziyafetı çekerek evlerine gönderme- yi başardı. Bu gece saat 21.00"de Povver FM 'in konuğu olarak Açıkhava'da çala- cak olan 77 yaşındaki usta, yıne aynı gü- zellikte bir konser vaat ediyor müzıkse- verlere. İlerlemiş yaşına karşın böyle bir enerji. böyle bir müzik aşkıyla karşılaş- mak. sahnede ilk günkü heyecanla çalan ustayı izlemek gerçekten çok etkileyici. Uzun kariyeri boyunca başta timbal olmak üzere tüm vurmalılan elden geçı- ren, bununlayetinmeyip saksofon ve klar- net üfleyen, pıyanonun ardında dört yüz- den fazla besteye imza atan Tito Puente tam bir müzikemekçısi. Dört Grammy'si ve bir sürû irili ufaklı ödülü var. Tito Puente 20 Nisan 1923 New York doğumlu; Portoricokökenli bır ailenin ço- cuğu olan Tito (Asıl adı Ernesto Anto- nio Puente jr.) on üç yaşında Nino Mo- anyen boyunca tüm vurmalıları elden geçiren, saksofon ve klarnet üfleyen, piyanonun ardında 400'den fazla besteye imza atan Puente tam bir müzik emekçisi. Dört Grammy'si, bir sürü irili ufaklı var. rafcs OrkestrasTnda davul çalarak müzık- ten para kazanmaya başlamış. O bölge- de Latin müzığinin yanında Küba ezgı- lerini. swingi ve cazı inceleyerek büyü- müş. DukeEBngton,ArtieSho» ve Benny Goodman'ı kendine örnek almış. 2. Dünya Savaşı sırasında Amerikan or- dusunda görev yaptıktan sonra sokaklar- da öğrendıklenm okulda pekiştırmek is- temiş ve Julliard Müzik Akademisi'ne devam etmiş. Kısa sürede düzenlemele- riyle ilgi çekip orkestra şefleri tarafın- dan aranan bır isim haline gelmiş. 1940'lann sonlannda kendi grubu Pi- cadilh Boys'u kurmuş \e kısa süre son- ra da adını TitoPuenteOrkestrası'na çe- virmiş. Bu dönemde Tico şirketı etiketiy- le birçok albümyapmış ve TitoRodrigıt- ez'le birlikte mambo krallanndan biri ol- muş. Puente'nin orkestrası 60'lann başın- da Broadway şovlannın Latin düzenleme- lerini. bossa nova ve big band kayıtlan- nı bir aradaharmanlayarakbirçok hit par- ça yaratmış. Latin müzığiyle ilgili herkes, usta la- kabı kazanan Tito Puente'nin yaptıklan- nı yakından izlemeye başlamış. Yıllar geçtikçe evindeki Grammy ödüllerinin sayısı artarken 199l'de The Mambo King: lOOth LP adlı albümle yüzüncü albümü- ne ulaşmış. Ancak daha ince hesaba gö- re o tarihteki albüm sayısı yüzü çoktan aşmış. Bir de Armaıtd Assante ve Anto- nio Banderas'la •kendini' oynadığı filmi var Tito Puente'nin: The Mambo Kings (1992). Bu gecekı konserede aynı adı ya- ni 'Mambo Krau'nı veren Portoricolu sa- natçının sinema serüveni bununla bitmi- yor tabii: birçok filmde de kısa kısa gö- rünmekten her zaman zevk almış usta; TV şovlan da cabası... Son yıllarda Uluslararası lstanbul Caz Festivali'nde Latin geceleri ya da Latin çtkışlı müzik yapan isimlerin konserleri büyük ilgi görmeye basladı. Bu işin po- punu yapan Rkkv Martin gibi yıldızla- nn yapıtlan da plakçılarda en fazla satan- lann arasında 1 numara. Latin'in bu de- rece baştacı edildiğı bir ortamda akade- mik çalışmalarla müzik endüstrisinin ta- lep ettigi kolay tüketilen malzeme arasın- da gidip gelen Puente'nin konseri hoş bir deneyim olacak. îshak Reyna, yayımlayacağı kitapları öncelikle kendisinin sevmesi gerektiğini vurguluyor 'Yaynıcı, kütüphanesi için de çahşır' • "îdealimiz, hem klasik, hem modern-klasik yapıtlardan Türkçeye hiç çevrilmemis, olanlan, hem de baskısı tükenmiş klasik yapıtlan yayımlayabilmek. Yıldönümlerinde yerli ve yabancı yazarlar için 'saygı' kitaplan hazırlamayı gelenek haline getirmeyi, Tanzimat sonrası ve Cumhuriyetin ilk dönem Türk edebiyatının temsilcilerinin yapıtlannı nitelikli çevriyazılarla okura yeniden kazandırmayı amaçlıyoruz." Y E N İ YAYINLAR Kaf Yayınlan, ağustos ayı içerisinde Aydm Enginin 'Ben Frakfurttt Şoförken' adlı anlatısı ile Tank GünerseTm 'Kumlaşmak' adlı anı kitabını okurlarla buluşturacak. Eylül aymda ise Setim İkri'nin 'Ay Hâlâ Guzel\ Roland Barthes'm -Paris Akşamlan" ve MehmetRifat'ın 'Gosterge EleştirisP adlı kitaplan yayımlanacak. Bu ytlın sonuna kadaT yine Selim tleri'nin 'Biten(lki)YüzyTJ)', Ludwig Vvntgenstein'm 'Güncel Notlar", Ahmet Cemal'in •ŞanatveEstetik Czerine Denemeter', Çetin AJtan !n -Ben Mlktvekili İken\ Jonathan Swift'in 'Aiçakgönöilü Bir Önerf. Ahmet Mithafm'Kan-Koca Masair. Jnles Yerne'in '2O.Yözyılda Paris'. Mehmet Rifat'ın 'Homo Semioticus' ve Roland Barthes'm •Göstergebinmsel Serüven' adlı yapıtlan sunulacak okurlara. AHSEN ERDOĞAN Kaf Yayınlan. henüz bu yılın başında ka- tıldı Türk yayıncılık dünyasına. Sahibi ts- hak Reyna. yayıncıhkla ilgilenenlerin yakın- dan tanıdığı bir isim. Bu ışe atıhrken öyle çok büyük ıddialannın olmadığını söylü- yor Reyna. "Nitelikli >ayınevlerinin sayısı- nın artmasına bir katkınuz olsun yeter" dı- yor. Kaf Yayınlan. mayıs ayından bu yana Pto- ton. Alexandre Duınas Fils. JulesVerne. Çe- tin Attan. Halid Ziya Lşaklıgil ve Mehmet Rifat'ın toplam sekiz kitabını sundu okur- lara. Reyna'nın en çok önemsediği proje- lerden birı. Balzac'm 200. doğum y ıldönü- mü nedeniyle Mehmet Rifat tarafından ha- zırlanan 'HonoredeBalzac' adlı kitap. Rey- na, böyle yıldönümlerinde yerli ve yaban- cı yazarlar için 'saygT kitaplan hazırlama- yı gelenek haline getirmeyi arzuluyor. Bir diğer arzusu ıse Tanzimat sonrası ve Cum- huriyetin ilk dönem Türk edebiyatının tem- silcilerinin yapıtlannı nitelikli çevriyazılar- la okura yeniden kazandırmak. Bu projenin ilk ürünü ise Serrrtin Kurç'un çevriyazısıy- la hazırlanan Halid Ziya işakugU'ın 'Vali- de Mektuplan' adlı yapıtı. -\aklaşık on yıldır yayın dünyasının için- desiniz. Kendi>ayine\inifl kurmakfikrina- sıl bir gereksinimden doğdu? Yayınevı kurmak fikn bır süreden beri vardı aklımda. Ama yeterı kadar deneyim kazanmak ve gereklı sermayeyı bulmak için beklemem gerekıyordu. Hem orta hem de büyük çapta yaymevlerıyle çahştım ben. Yazar ve çevirmenleri yeteri kadar iyi tanı- dığıma. çalışma yöntemlerini öğrendiğime inandıktan sonra kendimi bu iş için hazır his- settim. Amacım. küçük çaptan başlayıp or- ta büyüklükte bir yay ınev ine doğru gıtmek. -Ortabüyuklükteyayınevi derken neyikas- tediyorsunuz? Seçiminizi neden bu yönde yaptınız? Yaklaşık bir sayı verecek olursak, yüz ki- tap yayımlamış bir yayınevi orta büyüklük- tedir. Bu sayı üç yüzün üstüne çıktığında ise yayınevıne artık 'büyük' diyebiliriz. Yayi- nevinin küçük olması onun nıtelıkMz oldu- ğu anlamına gelmez asla. Benim orta büyük- lükte bir yayınevi istememm nedeni. az sa- yıda insanla çalışmanın. arzu ettiğim doğ- rultuda bır şeyleryapmamı sağlayacağını dü- şünmem. Elbette ki daha büyük firmalann dınamizmi de büyük olur, ancak buna bag- lı olarak sorunlan da büyük olabilir. Aşırı büyümek. yayımlayacağınız ürünü tanımak ve sevmek için ayıracağınız zamanı kısal- tır. bir tür fabrikasyon üretim yapmaya baş- larsınız. Benim görebildiğim kadanyla, ay- da dört kıtaptan fazlası bu durumaneden olu- yor. Biz iki-üç yılhk bir plan yaparak bas.- ladık bu işe. Yıllık üretim hızımız otuz beş ile kırk beş kitap dolayında olacak ve o şe- kilde devam edecek. Hedefimiz ayda iki, gi- derek üç ve dört kitap çıkarmak. ^Kişisel beğenilerim ön planda' - Yayımlayacağınız kitabı sevmek, sizin için başat bir koşul öyley se« Kesınlikle. Yayımlayacağım kitapları se- çerken bir okur gibi davTanıyorum. hangi ya- zarlan ve hangı çevirmenleri okumak ıste- diğimi göz önüne alıyorum. Bence yayın- cılık biraz da böyle bir şey: Bir parça ken- di kütüphaneniz için çalışıyorsunuz açık- çası. Kaf'ın bir kuruma değil de tek bir ki- şiye bağlı bir yayınevi olması. kişisel beğe- nilerimi ön planda tutmama daha fazla ola- nak sağlıyor. Bır kurumla birlikte çahşırsa- nız her zaman o kurumun yaym politikası devreye girer. - Bugüne kadar Kaf Vayınlan'ndan çı- kan kitaplara baküğımızda fekefe, deneme ve edebi>at türierinin öne çıktığını görüyo- ruz. Bizim okurkiticmizjn en aztükettiği tür- leri yayın çizginidn eksenine yerleştirmek biraz riskli değil mi? Kişisei olarak bu türlere yakınlık duy- mamdan kaynaklanıyor bu. Deneme benim en se\diğım türlerden biri. Deneme gibi bi- raz daha geriye atılmış türleri de sahiplen- mek gerektiğini düşünüyorum. Birde sonuç- ta, ortalamabaskv sayısı bin-bin beş yüz do- layında olan bir yayın sektörü için artık risk denen bir etkenın kalmadığı kanısındayım. Eğerbu kadarda okunmuyorsa. okuyucu için değişik bir formül bulmak gerek herhalde. - Birliktecauşbğınız çevirmenleri hangi öl- çüdere göre seçiyorsunuz? Buçoktitizlik gösterdiğimız bir nokta. Tür- kiye'de özellikle klasiklerin iyi bir çevir- menin elinden çıkması takdir edilir bir ni- telik olmaya başladı. Dolayısıyla okuyucu- da çe\ irmen bilincinin oturmaya başladığı- nı görüyoruz. Biz gerek yazarlanmızı gerek- se çevırmenlerimizi bir tür gü\en markası gibi görüyoruz. Daha önceden edindiğim de- neyimlerden. hangi çevirmenlerle çalışaca- ğımı, kimin çevirisine güvenebileceğimı bi- liyorum. Hemen herkuşaktan iyi çevirmen- lerle çalışmaya gayret ediyoruz. Ömegin Selahattin Hila\. Tahsin Yiicel, Ahmet Ce- mal, Mehmet Rifat. Sema Rifat gibi çok de- Lennon ve Ono 9 nun taşbasküarı sergüeniyor Küttür Servisi - John Lennon-Yoko Ono çifti- nin tam otuz yıl önce Londra"da bir galeride ser- gilenirken rjolis baskınıyla el konulan erotik taş- baskılan. Liverpool'da bir galeride sergüeniyor. Geçen ay açılan Matthew Street Gallery. dünya- da yalnızca John Lennon'ın yapıtlannı sergileyen iki galeriden biri olma niteliğini taşıyor (Diğeri Kaliforniya'da bulunuyor). Yetmiş üç yapıttan oluşan koleksiyonun Lennon'ın doğum yeri olan Liverpool'a getirilmiş olması ise ayn bir anlam taşıyor. Bugüne kadar taşbaskı- « _ _ _ ^ . _ _ lardan yirmi altısının satıldığı- nı belirten galeri yetkilileri, ya- pıtlara yalnızca Beatles hayran- lannm değil genç kuşaktan pek çok kişinin de ilgi gösterdiğini belirtiyor. Galeride sergilenen koleksiyon John ve Yoko çiftı- nin görsel güncesi niteliğinde... Çoğunlukla Yoko Ono'yu erotik pozlar içerisinde gösteren yapıt- lar. Lennon'm eşine duyduğu tutkunun bir gös- tergesi. 1969'da Yoko Ono'yla evlendiğinde eşi- ne düğun hediyesi olarak yaptığı 'BagOne' baş- hklı portfolyo, çiftin evlilik törenlerinin, balayı- lannm ve savaş karşıtı savaşımlannın tarihsel bir belgesi adeta. 'BagOne' adlı sen ilkkez 1970 yı- lında LondraSanat Galerisi nde sergilenmiş, an- cak daha serginin ikinci gününde polis baskınıy- la kapatılmış ve taşbaskılara pornografik olduk- lan gerekçesiyle el konulmuştu Liverpool Sanat «/ohn Lennon ve Yoko Ono'nun erotik taşbaskılan Liverpool'da sergileniyor. 73 yapıttan oluşan sergi çiftin görseî güncesi niteliğinde. Okulu'nda 1957'den 1960'a kadar öğrenim gö- ren Lennon, özellikle karakalem ve mürekkeple yapılan çizimlere ilgi duyuyordu. Yapıtlan sanat çevreleri tarafından kabul gören Lennon. 'çizgileri şaşırtıcı bir biçjmde kullanan ve çok seri çizimler yapabilen bir sanatçf olarak de- ğerlendiriliyordu. Lennon'un ölümünden sonra Yo- ko Ono, eşinin yapıtlannı sanatseverlerle paylaş- maya karar verdi ve Lennon'm dört koleksiyonu- nu daha sergiledi. _ _ _ _ _ _ Yapıtlarilkbakıştabiraz'aca- yip' görünseler de şiırsel yanla- n daha ağır basıyor. Hepsi de çiftin birbirlerine ne kadaryakın olduklannı göstenyor. Eleştir- menler John Lennon'm karısını ve kendisini tek bir ruh v e tek bir bedenmiş gibi çizmek konusun- da gerçekten büyük bir yetene- ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ğe sahip olduğunu görüşünde- l ™~™~™~~™" ler. Koleksiyona adını veren 'Bag One' adlı yapıt, John ve Yoko Ono'yu Doğu fel- sefesinde Yin-Yang kucaklaşması adı \ erilen bir pozisyonda göstenyor. Baskılarda Yoko ve John'un bedenleri birbirine kanşmış durumda. Yapıt bir bakıma kadın ve erkeğin bölünmez bİT bütün ol- duğunu göstermesi bakımmdan da ilginç. Matthevv Street Galeri'de sergilenen baskılann her biri 5 bin pound'luk etiketler taşıyor. Bu, 20. yüzyılm en önemli müzik adamlanndan biri olan John Lennon için çok fazla bir fıyat olmasa gerek... Çiftin sergilenen yaprtlann şiirsel yanlan ağır basıyor. "Yayımlayacağım kitaplan seçerken bir okur gibi davTaıuyonım, hangi yazarian ve hangi çevirmenleri okumak istediğimi göz önüne alıyorum. Bence yayıncıhk biraz da böyle bir şey: Bir parça kendi kütüphaneniz için çalışıyorsunuz açıkçası. Kafın bir kuruma değil de tek birkişiyebağhbir yayınevi olmast, kişisel beğenilerimi ön planda tutmama daha fazla oianak sağhyorT (Fotoğraf: KADER TUĞLA) ğerli deneyimli çevirmenlerle, daha genç kuşaktan Fatih Ozgüven. Deniz Hakyemez, Nükhet Esen, Aykut Derman ve Roza Ak- men gibi yetenekli. iyi ustalann yetiştirdi- ği kişilerle çalışıyoruz. Işbirliğimizi de sü- rekli kılmak niyetindeyiz. Metnini okudu- ğumuz çevirmen hiçbir denetimi gerektir- meyecek kadar usta olsa da mutlaka bir üst göz olarak biz de metinleri okuyoruz, ge- rekli yerlerde fikirlerimizi söylüyoruz. Çe- virmenlerini izleyen bir yayınevi olmak is- tiyonız kısacası. Zaten nitelikli yazarlar ve çevirmenler uyanlan, eleştirileri dikkate alanlardır. ÇevTİlmemiş yapıtlar okunacak -Niye'Kar? Çok önceden düşündüğümbir isimbu. Ya- yınevine bu ismi vermek istememin birkaç nedeni var. Birincisi, harflerle ilgilenen bir insanım ben. Kaf sözcüğünün ortasındaki 'a' harfi de Ibranicede 'kaT olarak okunu- yor. lşaret olarak seviyorum bu harfi. Ayn- ca kısa ve çağnşımlı bir isim olduğunu dü- şünüyorum. Kof. gaf, Kaf Dağı gibi olum- lu ve olumsuz çağnşımlan var. Tok bir tı- nısı var, üstelik tek heceli olduğundan do- layı akılda kalıcı. - Gelecek için projeleriniz neter? Îdealimiz, hem klasik hem modern-kla- sik yapıtlardan Türkçeye hiç çevrilmemiş olanlan, hem de yeni baskısı bir süredir ih- mal edilmiş klasik yapıtlan yayımlayabil- mek. Orneğin geçmişte Tah- sin Yücel'in Türkçeye ka- zandırdığı 'Kamelyalı Ka- dın' neden yeniden buluş- masın okurla? Türkçeye hiç çevrilmemiş, ama okurumu- zun artık tanışması gereken yapıtlarayer vermek istiyo- ruz. Jules Verne' in daha ön- ce hiç yayımlanmamış bir romanını yayımladık. Eğer 21. yüzyılm eşiğinde, bu fan- tastikyazarhâlâ ilgi görüyor- sa' sürdüreceğiz Jules Ver- ne serisini. 20. yüzyıltn en önemli de- nemecilerinden ve edebiyat kuramcılarından biri olan Roland Barthes'ın iki kita- bını yayımlayacağız. Ahmet Cemal'in yıllardır üzerinde çalıştığı bazı çeviriler varve biz de bunlan 2000 yılı prog- ramımıza aldık. Ömeğin In- geborg Bachman'ın öykü- leri. Alfred de Musset'nin 'Niteliksiz Adam'ı, Goet- he'nin 'Faust'u üzerinde ça- lışıyor Ahmet Cemal. Yap- mak istediğimiz bir başka şey de bugüne kadar ayn ay- n zamanlarda beşer altışar öyküleri çevrilmiş yazarla- rın bütün öykülerini toplu halde sunmak. tlk olarak Os- car VVUde ve Edgar AUen Poe'nun öykülerini bir araya getirmeyi düşünüyoruz. Turgut Uyar'ı anma toplantısı • Kühıir Servisi- Turgut Uyar 24 Ağustos | Salı günü saat 18.30'da Cumhuriyet Kitap Kulübü'nde anılacak. Fügen Kıvılcımer'in kurgulayıp sunduğu anma toplantısının sonrasında 'Toprak Çömlek Hikâyesi' adlı şiir CUMOK Tiyatro Kulübü tarafından dramatize edilecek. İnternet'te sanat keyfl • İSTANBUL (ANKA) - Genç sanatçılardan oluşan Çekirdek Sanat Topluluğu. "www. cekirdeksanat.com" adını taşıyan lnternet adresinde yaklaşık 100 sayfalık bir kültür-sanat sitesi kurdu. Sitede sinema, tiyatro, sergi, dûnyadan ve Türkiye'den sanat haberleri. yeni yayınlar, en çok satanlar gibi bölümler yer alıyor. Sitenin "Genç sanatçılan tanıyalım" bölümünde, sanat eleştirmeni ve yazar Ümit Gezgin, her ay genç sanatçılan lnternet kullanıcılanna tanıtıyor. "Çekirdek Sanat Galerisi" bölümünde ise 10 genç sanatçının yapıtlan sergileniyor. Her gün güncelleştirilen şiir sayfası bölümünde de siteyi ziyaret edenler her gün. yeni bir şiirle karşılaşıyor. Topluluğun. Türkiye ; genelindeki galeri, sanatçı ve koleksiyonculara ulaştırdığı "Çekirdek Sanat Bülteni"ne ulaşamayanlar da sitenin "Dergi" bölümünden bülteni inceleyebiliyor. Sitede önümüzdeki eylül ayından itibaren "Ayın Sergisi" başlığı altmda sanal sergiler gerçekleştirilecek. Yine bu ay içerisinde Sanal&Chat odasında ressam Bedri Baykam ile ilk sanal sohbet gerçekleştirilecek. Çatahöyük yamşmasına son katilım tarihi uzatrtdı • Kültür Servisi - lngilız Havayollan British Ainvays ve Radikal gazetesinin dünyanın en eski yerleşim alanlanndan biri olan Çatalhöyük'le ilgili olarak düzenlediği 'Çatalhöyük, Geçmiş ve Gelecek' konulu yanşmaya son katilım tarihi 18 Ağustos 1999'a kadar uzatıldı. Yanşmada ödül kazanan eser sahipleri 23 Ağustos 1999 tarihinde açıklanacak. Yanşmanın amacı Çatalhöyük'ü Türkiye'nin kültür gündemine taşımak ve gençler arasında tarihi eserlerin korunması bilincine katkıda bulunmak. Yanşma, kompozisyon ve resim olmak üzere iki kategoride düzenleniyor. Yanşmacılar, dünyanın bu en eski yerleşim alanının tarihi önemini, bir kültür mirası olarak değerini, geçmişten yannlara uzanan anlamını yazı ya da resimle ifade edebilecekler. Yanşmanın bı'rincileri, 27-30 Ekim tarihleri arasında, arkeoloji ve sanat tarihi derslerinin de izleneceği Cambridge Üniversitesi gezisi ve Çatalhöyük gezisiyle ödüllendirilecek. Yanşma ile ilgili aynntılı bilgi almak isteyenler *0 212 - 286 33 50' numaralı telefona başvurabilirler. Efes antft Kenti gece de gezilebilecek • SELÇUK(AA)- Kültür Bakanı Istemıhan Talay, Efes antik kentinin ışıklandinlarak gece de ziyaretçilere açılacağını açıkladı. Talay, Efes antik kentinin ışıklandınlmasına bir firmanın sponsor olarak katkıda bulunacağını, bunun için hazırlanmış bir proje olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Efes'in ışıklandınlması hem güzel hem de yararlı olacak. Bunun için tüm koşullar da mevcut. Güvenlik sorunu ve personelin niteliği göz önüne alındığında, bu sorunu da halledebilirsek, belki ilerde 24 saat açtk kalacak ilk antik kent olacak. Efes antik kenti Türkiye'nin en çok ziyaretçi toplayan müze ve ören yerlerinin başında gelmektedir. Bu nedenle de gece ışıklandınlması ve ziyarete açılması zorunludur. Kültür Bakanlığı olarak bu konuda hazırlanan ciddi bir projenin üzerinde çalışıyoruz. Proje en kısa zamanda sonuçlandınlarak buranın gece boyunca ışıl ışıl olması ve ziyaretçilere daha farklı görüntüler sunması sağlanacaktır." kesitter • Kültür Servisi - Philippe Sollers'in romanı Stüdyo. Esin Talu Çelikkan'ın çevirisiyle Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıktı. Bordeaux'da doğan, ilk romanı Bir Garip Yalnızlık ile Mauriac ve Aragon tarafından övgüyle karşılanan Sollers, Park adlı kitabıyla 1961 'de Medicis ödülünü kazanmıştı. 1960'ta Tel Quel, 1983 te L'lnfini adlı dergi ve dizileri kurarak Fransa'nın entelektüel yaşamındaki yerini iyice pekiştirdi. Her yapıtıyla Fransa'da yankılar uyandıran Sollers. kuramsal çahşmalan. deneme ve eleştirileriyle olduğu kadar alaycı kişiliğiyle de yazın dünyasının en renkli, en hırçın yüzlerinden biri olarak tanınıyor. Yazann Kadınlar adlı romanı da Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıkmıştı. Stüdyo ise Sollers'in kalabalık düşleminden süzülen tannlann gizli ajanı Hölderlin, lanetli dâhi Rimbaud, şiir, ameliyat masalan, gizli servisler. lsa, iktidar, şeytan, para. ölüm, seks, aynntılar ve rastlantılann dünyasına davet ediyor okuru. Pipsefimoghı'nun Daymf îflmi Venedik Rlm Festivali'nde • Kültür Servisi -Yönetmenlığini Tayfun Pirselimoğlu'nun yaptığı 'Dayım' adlı fılm, 1-11 Eylül günleri arasında gerçekleştirilecek 56. Venedik Film Festivali Kısa Film Yanşma bölümü Corto-Cortissimo'ya seçildi. Başlıca rollerini Ahmet Uğurlu ve Halil Tatari'nin paylaştığı fılmin görüntü yönetmeni Colin MoulieT. Akh uçmakta olan birinin öyküsünü bir çocuğun gözünden anlatan 'Dayım', Pirselimoğlu'nun ilk kısa filmi. BUGÜN • BORLSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ'nde saat 10.00-13.00 arasında Dgur Değirmencioğlu'nun 12-16 yaş grubu için Ses ve Devinim başlıklı atölyesi gerçekleşecek. Saat 12.30 ve 17.30'da Verdi'nin 'Simon Boccanegra' operası videodan gösterilecek. (292 06 55) • BEYOGLU SlNEMASI YAZ ŞENLİĞl'nde Olağan Şüpheliler başlıklı film gösterilecek. (251 32 4ÛJ • RLMELt HİSAR1 KONSERLERİ nde Arif Sağ ve Belkıs Akkale konseri izlenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle