20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 AĞUSTOS 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Liberal ekonomi bkırında Depremden bir gün önce devlet, iç borçlanma senetlerini yüzde 94 faiz ile satıyordu. Depremden sonra perşembe günü faiz yüzde 100'e, cuma günü yüzde 104'eçıktı. Rantiyeden devlet bir gıdım vergi almaya kalkınca kıyameti koparmışlardı: "Aman yapmayın! Finans sektörü, bankalar çöker." Geçen hafta binierce ev, onbinlerin üstüne çöktü. Aynı günlerde nazlı ve narin finans sektörü, devleti daha fazla çarpmaya kalkıştı. Rant kesimi, yıllardır bu topraklar üzerinde yaşayanları soyuyordu. Şimdi fırsatını buldu, ölü soyuculuğuna başladı. :: KA\SI Kuralsızlığın sonucuTürkiye Ortadoğu Amme Idaresi Enstitüsü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Birgül Ayman Güler'e göre.deprem sonrası ortaya çıkan manzaranın tek yorumu var: "20 yıllık uyarlama politikalannın iflası..." "Uyarlama politikaJan" denen şey ne? Güler, özetliyor: "Yapısal uyarlama politikalan, tümüyle özel sektöre dayandınlmış, devletin küçültûlmesini, sosyal devletin ortadan kalkîığı bir sistemi öngörür. Az gelişmiş ülkelerin, Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu gibi kuruluşlann aracılığıyla kapitalist dünyaya uyarianmasını hedefler. 24 Ocak kararlanndan bu yana uygulanan politikalardır." Yapısal uyarlama politikalannın en önde gelen ilkesi, "kuralsızlık." Daha doğrusu, girişimciliğin, yani sermayenin önündeki tüm engellerin, bir başka tanımıyla kamusal "kural"\ar\n kaldırılması. Nedir o kurallar? Plan örnegin. Birgül Ayman Güler'in sözlerine geri dönelim: "Iktisadi ve sosyal planlama, kentsel planlama ve kamu yönetiminin örgütlenmesindeki planlama rafa kaldınldı. Bu üç ana boyut, son 20 yıl içinde büyükzaafa uğradı. örneğin, kentsel planlama tümüyle yerel meclislere devredilen biryetki oldu. Kentsel planlar, ilgili belediye meclisi tarafından onaylanıp yürürlüğe giriyor. Bunun üzerinde hiçbir demokratik denetim yolu ya da merkezi yönetim denetimi yok. Yani kentsel planlama, belediye meclislerinin, belediye başkanlannın, bürokrasinin kapalı kapılar ardında belirledikleri bir iş haline geldi. Kapalı kapılar ardında karar verenlerin, inşaat sektörünün başlıca unsuhan ya da onlann temsilcileri olduğu gözden ırak tutulmamalı. Sonuç olarak kentsel plan, rantın yönetme aracı olarak meşrulaştırılınca kaçak yapılaşma ile biriikte depremdeki manzara ortaya çıktı." Yıllardır temcit pilavı gibi yinelenen "yapısal uyarlama", "yeniden yapılanma" depremi insanlanmızı yuttu. Çözüm? Birgül Ayman Güler'in gösterdiği akılcı çözüm yolu şu: "Yönetsel, kentsel ve ulusal planlama." Deprem gelişmelerini kamuoyuna aktaran medyamızdan "inciler eksik olur mu hiç... Sıkıştığı yerden kurtarıiması için yalvaran depremzedeye, kafasını delikten sokup "Beni tanıdın mı?" diye soran ünlü programcı mı ararsınız, konuk ettiği uzmana "Insanlar neden bu kadar ucuz ev alıriar, bilmem ki" deme cehaletini gösteren toplum sorunlanndan uzak spikerler mi istersiniz... Sorumlular, Sonumluluk Hepsi, ama hepsi ekranlarımızda hazır ve nazırdı... Medyamız, depremin baş sorumlusunu da buldu: Yalova'da yaptığı evler yıkılan müteahhit Veli Göçer. Yanlış anlaşılmasın, Veli Göçer'i savunmuyoruz. Ama, çürük binalarla yüzlerce insanın öiümüne yol açan Göçer, zincirin yalnızca tek bir ' halkası. Bir dostumuz anlattı. Yakın akrabası, bir kamu kuruluşunda kontrolör imiş. Binaların yasa ve yönetmeliklere uygun yapılıp yapılmadığını araştırır, rapor verirmiş. Geçenlerde yine bir binaya göndermişler. ölçmüş, biçmiş, binanın yönetmeliklere uygun olmadığını beliıiemiş, inşaatın durdurulmasını içeren raporunu yazmış. Müteahhit siyasi açıdan ensesi kalın olmalı ki, kontrolörün amiri kendisini çağırmış: "Mühendis bey, bu işler sana kalmadı, imzala gitsin..." "Oimaz" demiş bizimki, "Ya inşaatı düzeltin ya da yönetmeliği. Ben yönetmelikte ne diyorsa onu yapbm." Sen misin böyle diyen! Mühendisi görev yaptığı yerden sürmüşler... Dün dündür, bugün bugünÖzelleştirmenin büyülü deg- nek olduğunu savunan, kamu alanının, devletin daraltılmasının şampiyonluğunu yapan, hatta "Kötülüklerin anası kamudur" di- ye açıklamalar yapan özelleş- tirme Idaresi Başkanı Uğur Ba- yar, Adapazan'nda birçok yakı- nını yitirmenin acısıyla ekran ara- cılığıyla yakınmalarını dile getiri- yor "Devletnerede?Subileyok. Organizasyon yok. Deprem böl- gesine gelen kurvluşlar, bıyığı kesilmiş kediye benziyoriar, yön- süzler..." Yıllardır devletin küçül- tülmesine ilişkin uygulamaları yürürlüğe sokan, kamu alanının özel sektöre açılmasının yılmaz savunucusu Cumhurbaşkanı Sü- teyman Demirel de, Gölyaka'da konuşuyor: "Devleti küçültürsek, itibarsız yaparsak, kimden ne umacağa?" Onbinlerce yurttaşımızı yitirdik- ten sonra, yakın geçmişte kamu alanını, sosyal devleti küçülten, aşağılayan, tasfıye eden, bıyığı kesilmiş kediye döndüren, kötü- lüklerin anası ilan edenleri ibret- le izliyoruz. Çürüme Izmit'ten, Gölcük'ten, Adapa- zarı'ndan, Yalova'dan yükselen dayanılmaz kokular, yıllardır ül- ke yönetiminde söz sahibi olan 7/boş"lann çürümüşlüğünün ka- nıtıdır. Yurttaşlann çıkarlanna sır- tını dönen siyasetçilerin yıpran- mışlığıdır. Toplumsal ve ulusal dayanışmayı çökerten vahşi ka- pitalizmin kokuşmuşluğudur. Iz- mit'ten, Gölcük'ten, Adapaza- n'ndan, Yalova'dan yükselen ko- kular, ölümlerinde bile yalnızlaş- tınlan masum insanlardan değil, bozuk düzenden geliyor. ÇALIŞANLARIN SORULARIN/SORUNLARI YILMAZ ŞIPAL SSK'de En Çok ve En Az Yaşlılık Aylığı 9 Temmuz 1987 günü yürürlüğe giren ve kamuoyunda 'Sfiper Emeklilik Yasası' olarak bilinen 3395 sayılı yasa ile Sosyal Sigor- talar Yasası'mn bazı maddeleri değiştirilmiş ve bu yasaya ek ve ge- çici maddeler eklenmiştir. Bu yasayla 'ûst gösterge tablosıT olarak isimlendirilen ikinci bir gösterge tablosu yürürlüğe sokulmuş, böylece sigorta emeklileri de normal ve süper emekli olarak ikiye aynlmıştır. SSK emeklilerinden, en üst göstergeden yaşlılık aylığı alanlara borçlanma hakkı da tanınmıştır. Bu yasayla getirilen üst gösterge tablosunun yürürlüğe girişiyle emekli aylıklan arasında oluşan dengesizlik sonucu devlet memur- lannın bir bölümü, daha yüksek emekli aylığı alabilmek için Emek- li Sandığı'ndan aynlıp SSK'li olarak çahşmaya başlamıştır. Emekli aylıklan arasındaki dengenin SSK yönünden olumlu ola- rak değişmesi üzerine, 1989 yılında 375 sayılı Yasa Hükmünde Ka- rarname ile TC Emekli Sandığı'nca her emekliye aynı tutarda öde- nen 'sosyal yardım zammı' uygulaması yürürlükten kaldınlmış, yerine belirli bir göstergesi ve genel katsayıdan ayn bir katsayısı olan 'taban aylık' konulmuştur. Bu uygulama ile bu kez emekli aylıklan arasındaki dengesizlik, Emekli Sandığı yönünde olumlu olarak değişmiştir. Böylece, en yüksek emekli aylıklanndan SSK emeklileri, en azını almaya baş- lanuştır. Bugün, SSK emeklileri sosyal güvenlik kunımlan arasında en az aylığı alır chıruma gelmişlerdir. En yüksek aylık bağlama oranlan, TC Emekli Sandığı'nda, işti- rakçinin 50 yıl kesenek ödemesi koşuluyla yüzde 100, Bağ-Kur'da sigortalının 40 yıl prim ödemesi koşuluyla yüzde 90, SSK'de sigor- talının 37 yıl 2 ay 20 gün (13.400 gün) prim ödemesi koşuluyla yüz- de 85'tir. Temmuz 1999'dan gecerli katsayı 12.000'e ve en düşük gösterge (taban) 9.475 ve en yüksek gösterge (tavan) 15.175'e gö- re en az ve en çok SSK yaşlılık aylıklan: SSK: EN ÇOK YAŞLILIK AYLIĞI Katsayı 12.000 Gösterge 15.175 Sosyal Yardım Zammı En çok emekli aylığı Aylık 154.785.000 4.690.000 159.475.000 SSK: EN AZ YAŞLILIK AYLIĞI Katsayı 12.000 Gösterge 9.475 Sosyal Yardım Zammı En çok emekli aylığı Aylık 79.590.000 4.690.000 84.280.000 TC Emekli Sandığı'nca ödenen en az emekli aylığı, SSK en az yaşlılık ayhğından 23 rnilyon 692 bin lira ve yüzde 28 fazlasıyla ayda 107 milyon 872 bin liradır. OF SULH HUKUK MAHKEMESÎ'NDEN Esas: 1990/268-Karar: 1997/382 Davacı Ahmet Faik Cevahir vekili avukat Mustafa Keser tara- findan davalılar Bahriye Cevahir ve 43 mirasçılan hakkında mah- kememizde açtıgı Taksim davasının sonunda: Of Sulaklı Mahalle- si ada: 49, pafta: 7, parsel: 2'de kayıtlı taşınmazın Taksimi müm- kün olmadığından satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar ve- rilmiştir. Karann davahlardan Sultan Reşat Cevahir mirasçılan: Sevim Cevahir, Hayri Cevahir, Haluk Cevahir, Ayşe Cevahir, Fatma Ceva- hir ile Hanife Erkan'a tebliğ edilemediği gibi adreslerinin de tes- pit edilemediği anlaşıldığından keza işbu karann Halil tbrahun Cevahir taraftndan temyiz edildiğinden karann ve temyiz dilekçe- sinin tebliğ edilemeyen yukanda isimleri yazıh mirasçılara ilanın tebliğine karar verildiğinden işbu ilanın gazete ilanmdan itibaren 10 gün sonrası günûnde tebliğ edilmiş sayılacağı ve karann temyiz aşamasından sonra kesinleştirileceği hususu ilan olunur. 12.8.1999. Basm: 39848 ANKARA BİRİNCİASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN Esas No: 1999/200 Davacı Fadime Soğurtin tarafindan davalılar T.E.K. Vakfi Başkan- hğı Başkent Elektrik E>ağ. A.Ş. ve Ahmet Çokrak aleyhlerine açılan menfı tespit davası nedeniyle; Davahlardan Ahmet Çokrak'm adresi yapılan adres tahkikatında tebligata yarar açık adresi tespit edilemediğinden duruşmanın bıra- kıldığı 9.11.1999 günü saat 10.00'da mahkememizde bizzat hazır bu- lunmanız veya kendinızı bir vekil ile temsil ettirmeniz, duruşmaya gelmediğiniz takdirde yargılamaya yokluğunuzda devam edileceği ve karar verileceği hususu ihtaren ilan olunur. 13.07.1999. Basın: 40179 KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK [email protected] H A R B İ SEMİH POROY BULUT BEBEK SVRAYÇIFTÇI or-taya çıkıp yeni evter yap/cak / ?atnn/ MIRMIRLAR UĞUR DURAK TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 23 Ağustos 7&C£RLEG/NDE YEN/LJKZ19SO'p£ BUeÛM, OTOMOBİL TSH£ej_£Ğ( İÇİM Y4PILAN BİR Y£tJIUĞe, ABP'OB BEŞ Miu yOM POLAtS T&UJF EPİLPİ. Sit-£ZYALI ûzee.iNoe ONBIG. YIL ÇAUŞT76I su TB- KEGLEK MÇK4KJIZMAS/Mı Ç IS/OAU•-SCJAAUNUJ S/S- T£M YEKifje, yAUM/2O4 ÖZ-BL. Bi£ AAJAH- BİR. KAO/M #\P LaH*<*r SHtnetzJcî GÖRÜŞ CİHAT U Y S A L Mimar, Yüksek Mühendis Mühendislik Toplumsal Bir EtkinliktJr Yıl 1999 ve halkımız kan ağlıyor. Deprem, bu kez bu güzel ülkeyi, insanların en yoğun olduğu böl- gede yakaladı. Bu anda ne haklı olmak, ne de sız- lanmak kimsenin işine yaramayacaktır. Bundan çı- kar umacak olanlar, leş kargalarıdır. Medya ken- di ebedi yörüngesinden sapmadan, kolaycı birçı- ğırtkanlıkla "şifahi" bir milletin medyası olduğu- nu kanıtlıyor. Hep biriikte, bütün bu olup bitenin medyanın gündeminden nasıl silinip gideceğini ya- şayıp göreceğiz. Oysa, bugünlerde sıradan yurt- taştan müteahhite, mühendislerden siyasetçile- re varıncaya değin hemen herkesin gerçekten üzüldüğüne inanıyorum. Unutmayı ilaç ederek yaşamaya alıştırıldık ve de alıştık. Yapıların yakasını ruhani anlayışlı mimarların elinden kurtarmak, insanlanmızın nasıl bir yapı istedikleri konusunda kendilerini geliştirmesine ve bunu istemesine bağlı öznel bir süreç. Mima- ri kararlardaki yanlışlıklar insanı öldürmez, sürün- dürür. Ne var ki, mühendislik için aynı şeyi söyle- yebilir miyiz? Insanlar, mühendislerin elinde ade- ta kurbanlık koyun gibidir. Çünkü, bir yapının ayakta durması ile ilgili kararlar, olmazsa olmaz özelliktedir. Doga, var oluşundaki değişmez ya- saların işleyişinde insanoğluna bir ayrıcalık tanı- mamaktadır. (Niye tanısın, insanın ne hayrını gö- rüyor?) Doğanın bu özelliğini anlamamakta di- renmek, cahilliktir. Cahillik, doğa olaylannı açık- lamada çaresiz kalınca vahşileşir. Olaylan tann- nın gazabı olarak açıklamakla kalmaz, din bezir- gânlanna kullanılacak sınırsız olanaklar verir. Yara sarma dışında yapılacak olan, herkesin kolaylıkla uyum sağlayabileceği, dünyada çö- zümleri bulunmuş yöntemleri uygulamaya geçir- mek ve bunda kararlı olmakdır. Çözüm, toplu- mun her konuda sağlıklı örgütlenmesinin sağlan- masıdır. Yardıma koşan ülkelerin ne kadar hazır- lıklı olduğuna bakarsak bu farkın ayırdına varırız. Medyanın abartması değilse eğer, yardımlan yön- lendirmekteki kanşıklık ise bizim hazıriıksız ve ye- tersiz yapımızın kanıtı. Sonuçlanna bakacak olursak, biz mühendisle- rin bu sınavda sınıfta kaldığını söyleyebiliriz. Çün- kü, halkın bilgisizliği, teknisyenler tarafından ne- rede ise, kolay bir gelir kaynağı olarak kullanılmış ve buna yeterli direnç gösterilememiştir. Üstelik, bütün bunlar dünyadaki en eski yerleşmelerin, ilk planlı kentin bulunduğu ülkemizde olmuştur. Yer- leşirn kararlannda bu zengin tarihsel mirastan ya- rahanılamadığı, gibi yapılann hesap yöntemleri- nin oluşmadığı tarihi yapıların dayanımının çok gerisine düşüldüğü de act bir gerçektir. Bütün bu olanlar, toplumumuzun var olma direncinin ne ka- dar zayıfladığını gösteriyor. Yaşananlardan ders alınmadıkça, bu direnç artmaz. Yaşananlardan yararlanırsak, leş kargalan azalacak ve yok ola- caktır. B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1V 1 tLAN T.C. DİKİLİ ASLİYE MAHKEMESt HÂKİMLtĞl'NDEN 1997/84 Davacı Kültür Bakanhğı 'na izafeten Mahye Hazine- si vekili tarafindan davalılar Gültas Inş. Turizm Tic. A.Ş. ve Erdinç Ergül aleyhine açtıgı Kâl davasının ya- pılan açık duruşrnası sonucunda verilen Dikili ilçesi - Bademli köyü Sazlık mevkiindeki 2038 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın KÂL'ine karar verildiğin- den ve işbu karar davahlardan Erdinç Ergül'e tebliğ edilemediğinden işbu karann ilanen tebliğine karar ve- rildiğinden işbu ilanın yayımlanmasından 15 gün son- ra tebliğ edilmiş sayılacağı ve 15 gün içinde de temyiz hakkının bulunduğu hususu ilan olunur. Basın: 40114 İLAN T.C. ANKARA 17. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1998/723 Davacı Maliye Vekili tarafından davalı Ahmet Yük- sel aleyhine açılan alacak davasının yapılan açık yar- gılaması sonunda; Davanın kabulüne, 65.757.000 asıl 35.406.972.- TL faiziki toplam 101.163.972.- TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine 6.4.1999 tarihinde karar ve- rilmiştir. Keyfiyet davalı Ahmet Yüksel'e ilanen tebliğ olu- nur. 21.5.1999. Basın: 401931 SOLDAN SAĞA: 1/ Köpek yavru- su. 21 Yunan mi- tolojisinde aşk tannsı...Birtah- ta parçası üzeri- ne tutturulmuş köselebirüstlük- ten oluşan ayak- kabı. 3/Işıkakı- sı birimi... Do- nukrenkli.4/Sır- ma ya da gümüş işJemeli bir tür ipekli kumaş. 5/ 9 Oyunda cezalı çocuk... Seviye. 6/ Lan- tan elementinin simge- "I si... Iki paranın kambiyo 2 degerinin eşit olması. II 3 Eski Yunan mimarlığının üç biçemindenbiri... Hay- vanlara vurulan damga. ü Müslüman ülkelerde bir 6 konutun kadınlara aynl- mış bölümü... Bir oyun 3 ya da filmde aniden ya- g raülan komik durumlar. 9/ Akıl... Şırnak ilinin bir ilçesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Başa takılan elmas ya da altın iğne... Derviş selamı. 2/Otlak... Harman kaldmldık- tan sonra yerde kalan toprak, çöp ve samanla kanşık tahıl taneleri. 3/Şişkin, kabank... Müsöhkem yer. 4/Yapıt... Mey- ve ve sebzelerin suyunu ya da yağını sıkarak çıkarmaya ya- rayan aygıt. 5/ Ostü toprakla örtülü saman yığını... Bir so- ru eki. 6/ Müzikte sus işaretine verilen bir başka ad... Ma- denci ocağı. 7/ Adı hemen anımsanmayan küçük ve değer- siz şeyler için kullanılan sözcük. 8/ İnşaat ve maden işçi- lerinin giydiği bir tür koruyucu başlık... Bir haber ajansı- nın simgesi. 9/ Borsada belli miktardaki hisse senedini be- lirtmekte kullanılan işlem birimi... Galibiyet.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle