Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS 1999 PAZAR
HABERLER
Şükriye Tutkun, bar yerine festivalleri tercih ediyor
'Müziğin sağı solu olmaz
y
BÜLENTECEVtT
TUT / ADIYAMAN - Müzikte aşın uç-
lara karşı olduğunu belirten sanatçı Şûk-
riye Tutkun, •"Müziğin sağı soJu olmasın is-
tiyonım" dedi. Barlarda çalışmak ısteme-
diğıni belirten Tutkun, "Insanlann gerçek-
ten müzik dinlemek için gittiği yer kooser-
lerdir. Bara, müzik dünemeve değU,içM iç-
oıe>e gklili>or. Ben de konser venneyi sevi-
yorum'* dıye konuştu.
"Sevin GayrT ve "Çiğdem Der kT ad-
lı 2 kasetı bulunan Şüknye Tutkun, reper-
tuvanna aldığı türkülen kendisinin seçip ka-
rar verdiğını belirtti. Adıyaman'ın Tut il-
çesinde gerçekleştirilen festivale katılan
ve burada konser veren Tutkun ile söyleş-
tik.
- Barlarda cahşıruyorsunuz. Bunun ııe-
deninedir?
- Insanlann benı barda dinlemelerini is-
temiyorum. Konser veriyorum. Gerçekten
müzik dinlemek isteyen insanlar konsere
gelır. Barda para verdiği için ve içki kul-
landığı için sahibi görüyor ve istek veriyor-
lar. Bunu sevmiyorum. Bir de mûzik din-
letisi yapılabilecek bar yok.
- HİÇ barda yhşmafhnr? nn?
- Barlarda ben de çahştım. 6 yıl boyun-
ca konservatuvarda teknık öğreniyoruz,
ama uygulamak gerekiyor. Hem para ka-
zandım hem de sesimi kontrol etmeyi öğ-
rendim. Bar benim için bir uygulama ol-
du.
- FestivaHere de kaöhyorsunuz»
- Festivallere katılmayı seviyorum. Para
değil amaç. Gittiğim yerlerde zaman da
olursa birkaç gün kalabıliyorum ve insan-
larla sıcak ilişkiler kurabiliyorum. Bu gi-
bi yerler daha büyük mutluluk veriyor.
- Daha çok ne tûr türküleri sövtemeyi se-
viyorsuııuz?
-Azeri, Kınm ve Trakya türkülerini söy-
lemeyi seviyorum. Bu türküleri söylerken
sesim de mutlu oluyor. Sadece Azeri ve sa-
dece Kınm albümlen yapmak istiyorum.
Müzikte aşın uçlar olsun istemiyorum.
Müziğin sağı solu oimasın istiyorum.
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Aşagıda Anabılım Dalı ıtıban ıle unvan ve ko$ullan belımlen ûnıversıtemız fakülte, ensntü ve yüksekokulbnnda açık
bulunan kadrolara 2547 sayılı Yûksekögrenm Kanunu'nun ılgılı maddelenne göre ögretım elemanı almacalcnr.
keklılenn 5 Agustos -19 Agustos I999 tanhlen arasında,
Yardrmcı Doçent ve Araştrrma Görevlısı kadrolan tçuı ılgılı fakülte dekanlıklan ıle enstıtü ve yüksekokul müdüriükle-
nne, profesör ve doçent kadrosuna başvuranlar ıse Rektöriük Yazı lşlen Müdürlügü'ne bvr adel dilekçe ekmde dıploma ve
ögreüm durumunu göstenr belge, nüfiis cüzdanı surctı. 3 adel vesıkalık fotograf. özgeçmışı. Ögreüm Uyelığıne Yükseltme
ve \ a n a Yönetmehğı'mn l
7
maddesınde bchralen belgeler ıle Rektöriük Yazı lşlen Müdürlügünden temın edeceklen
belgelen de ekleyerek mûracaat etmelen gerekmektedır
Doçent ve Yardımcı Doçent kadrolanna başvuranlar yayınlannı ıçeren dosyalannı 4 nüsha, profesör kadrosuna başvu-
ranlar ıse 6 nüsha olarak vereceklerdır
Profesör kadrosuna başvuranlann ılgılı anabılım dalı alanında en az 5 yıl çalışmış olmalannı belgelemelen gerekİKtar.
Doçent ve profesör atamalannda ümverstteımz senatosu tarafından kabul edılen knterleri fRektörtük Yaa lşlen Müdür-
iügû'nden ögrenılebılır).gerceklesürme koşullan aranacaktır Ba kriterlere uymı.nılann başrarılan işknc konılm»-
tacakbr.
Not: Bu kadrolara daımı statûye göre atama yapılacaktır
Profesör ve Doçent olanlar, Yardımcı Doçent, Araşörma Görevlesı ve Ögretim
Görevlısı kadrosuna başvuramazlar
Posta ıle yapılan mûracaatlar kabul edılmeyeceknr
tlan olunur.
DtŞHEKlMÜCtFAKCUISt
ftnodonıolon
Protetık Dış Tedavısı
DışHjslalıUanveTedavısı
ECZACIUKmâLTESt
Fırausctık Kımya
Farmakognozı
FirausöokTcknolo»!
Aralitik Kımya
Fımtasötık Totsıtc4ojı
Tonei Eczaalık BılımİCT
EPEBİYATFAKİ1TISİ
YoııÇajŞTanlu
Kunmlır Sosyoiojısı
Uygulıaıah Sosyoioıı
FebcfeTtnht
AmerJun SCüJöjrii vc Edcbıyao
Ing Mûtcrcırn vt Tacümanlık
EClTlMr\KİLTESl
Mâlcrmtık Eğttunı
Eiıtım Yönetim ve Tef Pim.
FİNFAKCLTESİ
Hıdrobıyolojı
Bıvocrknolojı
Boomk
CebırvjSayılar
tygulamalı Matemank
Oranıkpjmya
Profeör
Yıntana Doçtnt
Yııdımcı Doçoıt
Profesör
Yardımcı Doçtrt
Profesâr
AıaşünM Görcvhsı
Profesâr
Profesâ
Profesör
YınhmcıDocat
Doçent
Yndıma Doçent
Doçent
Yırdıma Doçent
Yantımcı Doçenl
Yırdımcı Doçent
Profesör
Doçent
Doçent
Doçent
Yıntana Doçent
Yardımcı Doçent
Yırdımcı Doçent
Yardımcı Doçent
TgfAKÛLTtSİ
Aacstrayolajı
Aojtanu
Hıstoto)ivtEmbnyolo)i
rKIOIOjl
Kırdıyolojı
Radyodugnostk
Göps-ICalr^Dınur Canbsı
PlasakCemhı
PtatikCor*
Profesör (Tûtçc)
Doçent(Tâkçe)
Ymhmcı Doçent(Tûrkçe)
Profesör(laouzce)
Prof«or(lnplcct)
Profesör (Takçt)
- Yardmn Doçent (lngihzct)
Profesör(Tûrtçtl
f I
Mucrobıyov^ı
ÇocukSi^veHjsalıklan
GöpsHastatıklan
NileoTıp
IçHastaliklan
Bıyorcık
Bryokunya
Fızyolou
ÇocukRıâSı|lı|ı
Fmubk)]i
tlngslızcc)
GenelCemhı
KulakBurunBoto
Profesör(Tûrkce)
Profesör(Tûrkçe)
Profesâr(Inptace)
Doçent(ln^Bce)
Doçtat(Tûrkçe)
Yrdnrcı Doçent (Tûrkçe)
Yardmıa Doçenl(lagınzce)
Doçent (lngflıat)
Doçeat(Titçe)
'Yanhmcı Doçent iTûrkçe)
' ^ jrimcı Doçent llngıhzce)
Doçent (bpİHceı
Doçent (kmlaalT
YadmaDo(al(
Ymhmcı Doçent(
YntanaDotratl
YBOHBCI Doçent (Tûrkceı
Doçent(Tûrkçe)
Yadmcı Doçeffi (tngıhzcel
YadacıDoçemıTûrkçel
Yadacı Doçem (tnpkcel
"Yadıma Doçent
İKTİSADİ \ I İDARİ BİLtMLtR FAKİLTESİ
Sıyaset ve Sosval Bılımler
Iktısit Pohnke.
Iklısjt Teonsı
Ikı Oelısme ve Lluslararısı bnsat
lknsatTanhı
Muha^ebe ve f ımnsman
Crenm Yönehnu ve Pazarüım
Sayısal Yöntemler
TıcıretHukuku
YöoeBm ve Organızısyon
MalıHukuk
Mahtlüal
Malıye Teonsı
BûçeveMabPlanlama
Uuslaarası llışyer
SıyasıTjnh
DevktlerNukuku
Yönetraı Bılımlen
Hukıık Bılımlen
MfHINDİSÜKFAKtlTESİ
Proses ve Reahör Tasanmı
Temel Islemler TennodııiMiık
GıdaTeknolOjtsı
Bılgısayar Yazılıraı
ElektromanvetikAlanlar
Gıda Bılımlen
Hıdroıeolojı
Çevre Bıunılen
Doçent
Anşunnı Görevla
Ansnrma Görevlısı
Araştırma Görevlısı
.Araşnrmı Görevlısı
Yanbmcı Doçent
1
Ans^mnı Görevlısı
Anşnma Görevlısı
Araşörma Görevlısı
Araştırma GörevBsı
ArasttrmaGörevnsı
1
Araşrjnna Gorevbsı
AnsOrma Gmvfcı
Anıştınna Görevlısı
YınhrjKi Doçent
.Vasnrma Görevlısı
Yardıma Doçent
ArasOrma Görevlısı
Yardımcı Doçent
Arıştınna Görevlısı
'Anştımıa Görevlısı
Araşnnna Görevtısı
VaşörmaGörcv'usı
Profesör
Profesör
Doçenl
Yaduncı Doçtnt (Inphzce)
Yadmcı Doçenl tTürkçe)
Yardımcı Doçenl Itngıhzcel
FİZİK TEDAVİ M REHABİLtTASYON VtKSEKOIOILl'
Profesör
'YanfacıDoçent
SOS^AL HtZMITLEH YtTaEKOKUll'
Profesör
DEV1ET KONSERVATUV AR1
Pıyano 'Protesör
EV EKONOMİSİ YlTCSEKOKlll
Profesör
SACLIK İDARESİ YİKStKOKlll
8Doçent
Yarthmn Doçent
SAĞLIK HİZMITLERİ UKSEKOKl Lt
Anştınra Görevlısı
ÖgretnnGörcvİBi
HEMŞİREIİK VİKSEKOiaiU
Psıbyatn HensırelıŞ Doçsnt
Cemhı Hası Hemşrrelı|ı ' Yardnna Doçent
Hemşırelîk EsaUan ' Anştmnı Görevlısı
MESIEKİTEKNOLOJİ VİTaEKOiai,l
Profesör
SrORBİLİMIi:RİVETEK>0L0Jl YtKSEKOiail
Doçent
Yanhmcı Doçent
ATATÜtK İLKELERİVX MflL-U1
TARİHİ ENSTtTÜSÜ
Doçent
Yardmcı Doçent
YndBaDoçcot
Ymhmcı Doçent
OPiKOLOJİENSTtTOsC
KlmıkOnkolon
ÇOOIKSAÖJĞIE>STrrtSİ
Doçent
Yardımcı Doçent
Yardımcı Doçent
Profesör
Açıklınu:
1 - Yabancı dılın Ingılız olması şarti aranacaktır. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 50 d maddestne
göre atama yapılacaktır
2-Ozel hukuk alanında Yûksek Lısans ve Doktora yapıyor olması ve vabancı dılın Almanca olması şartı
aranacaktır 2547 sayılı Yuksekögrctım Kanunu'nun 50'd maddesme göre atama yapılacaktır.
3- Doktorasını cerrahı hemşırehğı dalında yapmış olmak şartı aranacaktır
4- Hemşrrelık esaslan anabılım dalmda doktora ögrencısı olmak
5- Devlet Konsenatuvarlan pıyano yüksek devTe mezunu olmak. halen devlet konservatuvarlan pıyano
anasanat dalında daımı statüde (maaşh). 2809 sayılı kanunun geçıcı 10 maddesme göre sözleşmelı
profesör uavanmı almış olmak. esas pıyano dersı venr olmak şartı aranacaktır
6- Fızık Tedavı ve Rehabılıtasyon Yûksek Okulu mezunu olması şartı aranacaktır
7-Onkolojı Yandal Uzmanı olması şartı aranacakOr
8- Sağlık kurumlan yönetrmı dalmda doktora yapması şartı aranacaktır
9- Pedıatrık Onkolojı Uzmanı olması şartı aranacaktrr
10- Çocuk Endoknnolojı Uzmanı olması şartı aranacaktır.
11- Halk Sagiığı Izmanı olması şartı aranacaktn".
12- Serobro-Vaskûler Hastalıklannda deneyımlı olması şartı aranacaktır
Basın. 36527
Şehit asteğmenin not deflterî
Çokşeyler bildiğini söylüyordu, anlatamadı... 10 roketle durdurabildiler
onu... Kimseyardımına koşamadı!.. Ailesi soruşturmayapılmasını istiyor...
AHMETŞEFÎK
TRABZON - "Ne diyebiirim Id ve Idm-
ler ne söylediğıri ve yaşadüdanını anlaya-
büir ki? Sadece yaşamak için verikn bir sa-
vaş bu!- YaşamakgüzeL Ve anlayamadığını,
özûmseyemediğim bir sürü olayta karşıiaşı-
yorum burada— Yme de birileri bu işi yap-
mak zorunda, öimek ve öMürmekL Yaşa-
m n m nıanöğı, nuuıtıksıztığın manttğL-"
Karanlıkbirgeceydı Surt'ın Pervari ilçe-
si Arferheliz tepesınde. Kanşık duygular
içerisindeydi Asteğmen Gürnan Yardım
Aylardır sürekli operasyonlara gidiyordu ön
saflarda. Tim komutanıydı. Ancak timin-
deki askerler terhis olmuştu. Şimdı yanın-
daki birkaç korucuyla bir mevziyi tutuyor-
du. Gözler karanlığa gömülmüş, sinirler
gergin, elleTtetikte.
Gürhan bütün bu gergin bekleyiş içinde
annesinden dinlediği doğumunu anımsadı.
Bunaitıcı bir yaz günüydü Trabzon'un Be-
şikdüzû ilçesinde. Yardım ailesinin büyük
heyecanı, kahredici bir kaygıya dönüşmüş-
tü. Adı Gürhan olacaktı, ama henüz nefes
almıyordu; vücudu mosmor kesılmişti. Bü-
yük ağabeyı Mustafa Yardun, anne Fadune
Zefara Yardmı'ın yanına koştu. Nefes ala-
madığı için mosmor kesilen bebeğin üzeri-
ne çöktü, ağzını ağzına dayadı, suni tenef-
füs yaptırmaya başladı. Bir süre sonra her-
kesi mutluluğa boğan çığlıklannı duydular
Gürhan'ın. Tarihler 24 Temmuz 1970' i gös-
teriyordu.
Saat 23.50, takvimlerde 28 Nisan 1999 ya-
ayordu. Teröristlerin sızma girişiminde bu-
lunduklan anlaşıldı. Silahlar konuşmaya
başladı. tki korucu mevziden kaçmıştı. Gür-
han Asteğmen, kardeşi kadar sevdiği koru-
cu TahirTomris, thsan Sökmen vuruşuyor-
lardı. Gürhan'ın elinde G-3, diğerlerinin
Kalaşnikof. Çatışma olanca hızıyla sürü-
yordu. Gürhan boşalan şarjörü çıkanp ye-
nisini takıyordu. Karşıdan sürekli atış gelı-
yordu. Tahirve Bısan vuruldular. Gürhan tek
basına kalmıştı karanlığın içinde. Hâlâ ateş
ediyordu. Teröristlere geçit vermiyordu Gür-
han. Ve teröristlerin, bu dev engeli aşmak
için Kalaşnikoflan yetmiyordu. Roketlere
başvurdular. Tam 10 roket yolladılar, Gür-
han Asteğmen'in mevzisine. Ve gece ağır
bir sessizliğe büründü. Çatışma ıki buçuk sa-
at sürmüştü.
Sonra ağır ağır yaklaştılar darmadağın
olmuş mevziye. Kalaşnikoflan ahp G-3'ü
bıraktılar. Koruculann kulaklannı kestiler,
ancak Gürhan'dan kesecek pek bir parça
bulamadılar. Ölü ve yaralılannı ahp kaür-
larla gecenin karanlığında uzaklaştılar... An-
cak saat 04.00'te gelmişti helikopterler ve
parçalanmış cesedi toplamıştı.
Böyle anlatıyordu ağabey Zeki Yardun,
araştırması sonucu kardeşinin şehit oluşu-
nu...
"Bogûn umutgünûdürdosdar!-Gâzd de-
ğfl mi?- Peki hani nerede?- Hepsi yaian ve
saçma. Ve eminim ki bu dünya kaJles— tn-
sanlann >aşadığı yer, o insanlann pisliğiyie
doiudur. Ve kokuşmuştur. Ben de öyleyim.
Ve umut etmekten başka bir şe> yapamıyo-
rum. Lmut etmek bfle istemiyorum arük. Yı-
kıktım ve her gün biraz daha batağa sapta-
nryorum. Ve her yanım kan kokuyor, insan
Siirt'in Pervori flçesi
Aferhebz tepesinde
28 Nisan 1999
tarihinde çıkan
çafjşmada şehit olan
Gürhan Yardım. 29
yaşuıda ölen
V'ardım'uı annesi ve
ağabeyi soruyor
şimdi "niye öldu
bunlar".
Sessiztören
Olağanüstü bir gün yaşıyordu Beşikdü-
zü. Büyük bir acının, feryadın dayamlmaz
görüntüsü herkesın içini paralıyordu. Bütün
Beşikdüzü, bütün Trabzon oradaydı. Hatta
Doğubeyazıt'taki öğrencileri, bütün Doğu-
beyazıt oradaydı. Hatta Manisa Celal Bayar
Üniversitesi Spor Akademisi'ndekı arka-
daşlan. Hatta Trabzonspor'un altyapısında
top koşturduğu futbolcu kardeşleri. Hatta ide-
allerine karşı çıkanlar...
Pek severdi Kürtleri. Türklerden hiç ayır-
mazdı. Zaten yaşamı boyunca büyük insan-
lık idealleri için, adaletli, ezen-ezılen çeliş-
kisinin olmayacağı bir dünya için mücade-
le etmişti. Bir gün annesine "Atatürk'ün
peşinden gidecegün" demişti.
Ama anne, baba ve kardeşleri onu göre-
memişti. Göstermediler parçalanmış cese-
dini, aynı kalsın diye onların kafasındaki, anı-
lanndaki Gürhan.
Ama ağır bir hava vardı cenazede. On
binlerce insan yürüyordu sessiz. Ve Zekı
Ağabeyi dayanamadı bazı bilinmezlere.
"_ Dostian yazdmayanlar, yazamadıkia-
nrodır arük benim gerçeklerim. Yanan bu
yangmlar bizkrte sönmez. Aksine. daha da
korfauur- Ve midembubuuncaya kadar kus-
mak! Vesnirim boşahnca>-a kadar bağırmak
istiyorum-. Halbuki bizlere verilen sıfirian;
soouca doğru, öiüme doğnı tüketiyonız. tp-
ler hep onlann elinde. Bizler de birileri var-
bğmı bize kabul etrirsin diye >aşam aklatma-
caa içerisinde degtşik roUeri o>nu\wruz. Son-
ra da hep birUkte alkış rutup gülüyoruz_r
Ihmalmi?
Çatışmada yalnız bırakıldığına manıyor-
du ailesi Gürhan'ın. Onca çatışma oluyor-
du, ama hemen yanlanndaki mevzilerden des-
tek gelmemişti. Ağabey Zeki'nin iddiasına
göre, ateş etmeme emri verilmışti.
"30 kisilik terörist grup, 120 kişflik bir
birfiğin içine sıa>ordu. Üstelik yapoğumz
araşnrmaya göre, Albay Emın Alpman bir-
liğc. termal kamerayla gördüğü 30 kişilik
terörist grubu bildirmiştL. Kardeşim orada
öiüme terk edildi."
Zeki Yardım şöyle devam ediyor iddiala-
nna: "Albay Emin Alpman kendisinin, terö-
ristlerin sızınü >'apağuu haber Nerdiğini,sor-
gulanması gereken adresin kendisi olmadı-
ğuu söyledL Demek ki sorgulanacak adres-
ler vır. Bir tim nasıl dört korucu ve bir as-
teğmendenoiuşucMademaskerler terhis edi-
mişti. neden yeni askerler bu time verilme-
di? Mevzflerin arasmda 5-10 nıetre olduğu
söykniyor. Nasıl destek geunez diğer mevzi-
lerden? Nasıl 120 kişilik birlik müdahale et-
mez bu olaya_"
Ağabey Mustafa Yardım, bölgede silah,
uyuştunıcu ve insan kaçakçılannın cirit at-
tığını, bazı kesımlerin bu savaşın bitmesini
istemediğini söylüyor. Kardeşinin herkes
tarafindan çok sevilen bir insan olmasına kar-
şın ateşin ortasında bilinçli olarak bırakıl-
dığını iddia ediyor! Ve kardeşinin şu sözle-
rini anımsatıyor "Buradaçokacayipdurum-
lar var. Geldiğimde anlatacağım»''
Ağabey Zekı de ıddiaları sürdürüyor:
"Büîiğin geri kafamnn tepenin öbir yamn-
da olduğu söykniyor. Çaoşmayı duymamış-
lar. Albay, gelen terörisderi tespit edip bildi-
riyor. tki buçuk saat çatışma oluyor. Roket
aûhyor, ama bunu duymuyvrlar. Bunlar ke-
sinkkle inandıncı değü."
Anne Fadime Zehra Yardım orduya baş-
vıırup durumun araştınlmasmı istiyor. Van
Jandarma Asayiş Komutanı Korgeneral Çe-
rin Doğan imzasıyla 12 Temmuz tarihinde
bu başvuruya yanıt geliyor.
Yanıtta, Yardım aılesine anlatılanlann
yanlış olduğu, olay günü teröristlerin geçiş
yollannın kapatılması amacıyla oradaki bır-
liğin bir bütün olarak yerini aldığı, Gür-
han'ın çatışma sırasında hamle halindey-
ken teröristlerin attığı bir roketin vücuduna
isabet etmesi sonucu şehit olduğu belırtili-
yor. Korgeneral Doğan şöyle dıyor: "Perva-
ri Jandarma Asayiş Komando Bölük Ko-
mutanı ve komando bölüğünün diğer per-
soneli basiretsizlik örneği gösterseydi can
kaybı çok fazla olurdu."
Yine Çetin Doğan'ın verdiği bilgilere gö-
re, çatışma sırasında kaçan iki korucu A. S.
ve 1. O., 11 Mayıs'ta yargılanıp cezaevine
kondular ve görevlenne son verildi.
Yeni soruşturma istemi
"_ Bir gün hepsinin hesabını soracagım
kendi adıma— Ve bir gün hesaplaşacağız..
mancınMkıranlanninanclannıkıracağınu.'*
Aradan iiç ay geçti. Ailenin gözlen hâlâ
yaşlı, kafalan hâlâ kanşık, bütün bilinmez-
lenn netlik kazanmasun istiyorlar. "Yedir-
diler benim çocuğumu" diyor Fadime Ana
ve soruşturmanın yinelenmesini istiyor. Ye-
ni bir başvuruda bulunmaya hazırlanıyor
aile.
"Üç mezan var" dıyor Ağabey Mustafa,
"Biri Pervari'de,biri otopsiyapdan hastane-
de ve digeri Beşikdüzü'nde" ve ekliyor:
"Türkiye'de hukuk varsa araşOnr. Ora-
da ağır silahlar var deniliyor. O zaman niye
çaöşmaya girmediler? Ağır silahlann bo--
zuk olduğu öne sürülmü\or...
r
"
Zeki ısrar ediyor: "HedefGürhan'dLÇün-
kü çok şey biüyordu. Onun >ardımına git-
mediler. Çaoşmayı duymadık di>orlar. Ama
bir kadın teröristin vurulduğu zaman sesi-
ni duyduklaruu söylüyorlar. Bu nasıl olu-
yor? Ciddi bir araşürma yapıldığında mut-
laka bu gerçekler ortaya çıkacaktır_"
Karakız
"_ Ve kimse nutukatmasın. Vekimse kim-
seye yaşadıklan ile ilgili kendi gerçeklerini,
herkesin gerçeğiymiş gibi göstermeye kalk-
maan_ \ar olan güç_ varsa kikimseyemuh-
taç değildir. Ortaya çıkıp kendini gösterme-
fidir. Eğer bunu yapamayacaksa o bir katü-
dir. Çünkü hepimiz ölüyoruz. Ve hepimiz
birbirimizi öldürüyoruz-."
"_ Bu arada. bir itirafçı ele geçiren bir şa-
hısla görüştüm. Konuştuklanmız, anlatük-
lanmız tam bir şok!_ tnanamı>orum_. Ofü-
me yaklaş&ğımı hissettiğim anlar oldu. Ma-
yuı teüni alırken tuzaklanabileceği ihtimaB
çok yüksekti. Yine de emniyetü bir şekilde
ip kullanarak aldım. Sonra tamamrvla böl-
genin mayinlı oluşu tedirgûuik yaratiyor. Öl-
mek de var. Sonra hep çüe, çile... Şunu söy-
leyebilirim. şimdi burada olmak güzeL Ve gü-
zeL, seni düşünmorum kara kız_. 11.04.99-
Pazar-Haftanin >adisL"
"Puşt bir yilan olmuş hayat dönüyvr dö-
nüyor. Sarun sanm çuıgırağıyia-. Öİüm ve
özfcm ve umutianm, vannlanm_ Ya diğer-
leri ne >apıyor bu puşt yılanın dünyasında.
Hissettikleri ne ve amaç ne, gerçek ne?_"
"Anne, benden kimse kötülük bekleme-
sin bundan sonra. Ne mutlu bana ki bir iyi-
\arsa_"
BffiIRMIK /AYDIN ENGİN aengin@doruk.nettr.
1789 Büyük Fransız DevTİmi'nin 200. yıl-
dönümüydü. Kardeşi, uyuştunıcu kuryeliği
yüzünden Fransrz hapishanelerincleyatan bir
Türk, birAlmantanıdığınasevinçleveumut-
lasordu:
- Genel af çıkar herhalde değil mi?
Alman anlamadı, neredeyse bön bön s a -
du:
- O niye o?
Alman haklı çıktı. Devrimin 200. yıldönü-
münde Fransa'da ne af ilan edildi, ne affın
sözü edildi.
Aynı yılın sonbahannda Beriin'de "duvar"
yıkıtdı. Ardından kestirmeden Doğu Alman-
ya diye anılan Demokratik Alman Cumhuri-
yeti (DDR) ortadan kalktı. Iki Almanya birteş-
ti, bölünmüş Alman halkı yeniden buluştu.
Alman halkının yakın tarihinde büyük bir ta-
rihsel dönemeçti.
BatıAvrupa'dayaşayanTürkler, "Türkka-
fası" ile düşünüp sordular:
- Genel af ilan edilir artık değil mi?
Almanlar soruyu anlamadılar. Soruyu ge-
ne soruyla yanıtladılar
- Yooo... Hem, o niye o?
Aynı yılın sonunda Türkiye'de adına "şart-
lı tahliye" denen btr kısmi af ilan edildi. Ce-
zasının altıda birini yatanlann serbest bıra-
kılması kararlaştınldı. Bu satırlann yazan da
bu aftan yararlanıp, sıyasal göçmenlik ya-
şamını noktalayıp ülkesıne dönme olanağı-
na kavuştu. Sevincini bölüştüğü bir Alman
Af Edersiniz Ama...
gazeted arkadaşt betli beiirsiz dudak bük-
tü:
- Siz Türider ne tuhafsınız, dedi. Yasala-
nntzı düzelteceğinize durmadan afgkanyor-
sunuz. Sen 1974'te de aftan yararlanıp çık-
mamış mıydın hapishaneden?
Gene af çıkryor.
"Türk usulü" hukuk mantığı ile düşünüp
bir gerekçe anyorsunuz.
Cumhuriyetin 75. yıldönümü desek... l-ıh,
o geçen yıldı.
Birönemli yıldönümü, biryuvarlaktarih...
2000 yılı için desek... l-lh, ona daha bir yıl
var.
Osmanlı'nın 700. yılı... Bak bu olabilir, ama
böyle söylenmiyor.
Bir başka gerekçe aramalı.
Acaba Öcalan'ın yakalanması ve cam
kafeste bir banş güvercıni kesilmesinin ar-
dından, ülkede 20 yıla yaktn sürüp gitmek-
te olan "savaş koşullan"nı ortadan kakJırmak,
birtoplumsal, sryasal banşortamı yaratmak
için mi af ilan ediliyor?
l-ıh, besbelli ki gerekçe bu değil. Eline si-
lah alıp daga çıkmış PKK gerillası da, düşün-
sel planda o çızgıye yakın durmuş, derneç
vermiş, etkinlik göstermiş Kürt ve Türk ay-
dınlan da "kapsam d/ş/"nda.
Peki, acaba Batı Avrupa ile bütünleşme
süreçlerindeTürkiye'nin karştsına engel ola-
rak çıkanlan "düşünce suç/an"na af çıkan-
larak bir sryasal manevra aianı mı yaratılmak
isteniyor?
l-ıh, onlar da "kapsam dışı" nda. Akın
Birdal'ın, EşberYağmurdereli'nm, Muzaf-
fer llhan Erdosf un orta avlularda volta at-
maya devam edecekleri anlaşılıyor.
Peki kimler için ve daha da önemlisi ne
için çıkanlıyor bu af?
•••
Çıkmakta olan affın kimler için olduğu
aşağı yukan belli oldu. Buyrun keyifle, ibret-
le ve mideniz kaldınyorsa övünçle izleyin:
Katiller, fuhuş yapanlar ve pezevenkleri,
sarkıntıhk suçlulan, sahtecilik ve kalpazan-
lık yapanlar, yağmacılar ve hıleli ıflasa baş-
vuranlar, tehdıtle para, çek ve senet tahsi-
latı yapanlar, her türiü trafik suçlan, kumar-
bazlar, halkın sağlığını tehlikeye düşüren gı-
da maddeleri üreten ve satanlar, yalancı ta-
nıklık yapanlar, binatann yıkılmasınayol açan-
lar ve onanmında ihmali görülenler...
Nasıl?
DSP-MHP Hükümeti'nin dört duvar ara-
sından çıkanp yeniden aramıza katılmasını
sağlamakta yarar gördüğü kişiler işte bun-
lar. Bunlann, bu suçlan ısteyenlerin yeniden
topluma kazanılmasında hükümetimiz yarar
görmekte. O yüzden bayram değil, seyran
değil, herhangi bir önemli yıldönümü bile
değilken apar topar bir af yasası haariandı,
koalisyon kanatlan affın kapsamında muta-
bık kaldı.
Bir iki hafta içinde çek senet tahsilatçısı,
kırmızı ışıkta dört yayayı gebertip, on dör-
dünü hastanelik eden trafik katilleri, kalp pa-
ra basanlar, banka hortumlayan "işadamla-
n", kamuya gırtlağa kadar borçlanıp hileli if-
lasla paçayı kurtarmtş işbilir işadamlanmız,
eksik çimento, eksikdemir kullandığı için çö-
ken ve çöküntü artında üç, beş, on yurtta-
şımızı yamyassı eden müteahhrtlerimiz ya-
kında yeniden aramızda olacaklar. Kimileri
direksiyona oturacak gene; kimılen piyasa-
da borçlusu ödeme zorluğu çeken çek ve
senetJerin serbest dolaşımını sağlayarak ser-
best piyasa ekonomisine hizmete kaldıkla-
n yerden devam edecekler, pezevenkler pa-
zarlayacak genç kız avına başlayacaklar,
kalpazanlar kıtlığı çekılen nakit para boşlu-
ğunu dolduracak, katiller, bu kez yakalan-
madan adam öldürmeyı deneyecekler...
Düşünce suçu (!) işleyenler?..
Hayır, onlar "af" edılmeyecek, cezalan er-
tetenecek. Ömeğin Eşber Yağmurdereli, Akın
Birdal, Muzaffer llhan Erdost, IsmaM Beşik-
çi affın kapsamına elbette alınmayacaklar.
Hükümetimiz, kimlerden "af dileyeceği-
ni" iyi biliyor...