18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 TEMMUZ 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Şehit binbaşı toprağa verHdi • ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Hakkâri'nin Çukurca ilçesine bağlı Çayırlı Köyü'nde, teröristlerce askeri konvoya düzenlenen hain saldında şehit olan Jandarma Binbaş.ı Erdoğan Özdemir'in cenazesi, Antalya'da Şehitler Mezarlığı'nda toprağa venldi. Çevrecilerden Tantan'a destek • Istanbul Haber Servisi - Doğa Savaşçılan Demeği, tçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın eğlence yerlerine ilşkin yasak ve uygulamalannı desteklediİderini bıldirdi. Dernek Başkanı Zafer Murat Çetmtaş, yaptıgı açıklamada, bu tip uygulamalardan rahatsız olanlann turizmi bahane ettiklerini belirterek "Hayvan katliamlan ve orman yangınlan konusunda niye sessiz kaliyorlar? Yoksa hayvan katliamlan, orman yangınlan gibi sorunlann, turizmi etkiletnediğini mi düşünüyorlar" dedi. Maltepe'de orman yangını • İstanbul Haber Servisi - Maltepe'de Süreyyapaşa Göğüs Hastahklan <Hastanesi'ne ait çafHÎva"^ ağaçlannın bulundugu onnanhk alanda, henüz belirlenemeyen bir '• nedenle yangın çıktı. Kısa • sürede kontrol altına ahnarak söndürülen yangın sonucunda 4-5 dönümlük orman alanının tahrip olduğunu belirtildi. TÜPk işçisinin çabşma süresi • ANKARA(AA)- Türkiye'deki işçilerin. ABD. Avustralya ve Uzakdoğu ülkelerindeki işçilerden daha az süre ile çalıştığı öne sürüldü. TtSK tarafından. konfederasyonun da üyesi bulundugu Avrupa Sanayi ve Işveren Konfederasyonlan Birlıği'nce yayımlanan "Avrupa Rekabet Gücü 1999YıhRaporu"baz ahnarak yapılan araştırmaya göre, işçi başına yılhk ortalama fıili çalışma süresi, ABD'de lOO(endeksdegeri) olarak baz alındığmda, Japonya'da96, Türkiye'de ise 93. Araştırmaya göre, ortalama çalışma süresi Türkiye"den fazla olan diğer ülkeler lrlanda (97), Avustralya (95) ve lzlanda (94) olurken, yine Portekiz ve tspanya, 92 endeks değen ile Türkiye'ye çok yakın düzeye sahip ülkeler. 1PG temiz yakırİstanbul Haber Servisi - Kadıköv Belediyesi ile Ipragaz tarafından Gönüllü Hizmet Vakfi'nın katkılanyla Caddebostan Kültür Merkezi'nde dün "Yaşantımızda LPG'nin Yeri" konulu bir panel düzenlendi. Panelde, ısınmadan mutfağa, tanmdan üretime kadar sayısız alanda faydalandığımız LPG'nin, elektrikten sonra doğalgaz ile birlikte en temiz yakıt türü olması nedeniyle ülkemızde 38 yıldan beri tercih edilen bir yakıt türü olduğu vurgulandı. Ehliyetimi kaybettim, hükümsüzdür. AYDINDODAK Kıyısı olan ülkeler yılda yaklaşık 145 milyon metreküp lağımı denize boşaltıyor Karadenız lağnna donııştu tPEKYEZDANt Eski Karadeniz Çevre Progra- mı Türkiye Ulusal STK Forumu Genel Sekreteri Gül Göktepe, Ka- radeniz'deki kirliliğin önüne ge- çilmesi için hükümetin, ulusal STK tarafından hazırlanan "Ka- radeniz Stratejik Eyiem Planı"nı bir an önce hayata geçırmesi ge- rektiğini söyledi. Karadeniz'deki kirliliğe en çok deterjan, evsel atıklar, tanm ilaç- ları gibi organik kirleticilerin ne- den olduğunu belirten Göktepe, sivil toplum kuruluşlannı da bu ko- nuda harekete geçmeye çağırdı. ICaradeniz Çevre Programı Tür- kiye Ulusal STK Forumu tarafın- dan geçen hafta düzenlenen top- lantıda, yedi çevre kuruluşunun temsilcilerinden oluşan yeni yö- netim oluşturuldu. Karadeniz' in temizlenmesiyle ilgili Karadeniz'e kıyısı olan di- • Karadeniz Çevre Programı Türkiye Ulusal STK Forumu tarafından geçen hafta düzenlenen toplantıda, yedi çevre kuruluşunun temsilcilerinden oluşan yeni yönetim oluşturuldu. Karadeniz'in temizlenmesiyle ilgili kıyısı olan diğer ülkelerle geliştirilen projelerin de tartışıldığı toplantıda, ulusal stratejik eylem planının uygulanması için STK'ler arasında işbirliği yapılması kararlaştınldı. ğer ülkelerle birükte geliştirilen or- tak projelerin de tartışıldığı top- lantıda, ulusal stratejik eylem pla- nının uygulanması için STK'ler arasında işbirliği yapılması ka- rarlaştınldı. Forumun eski Genel Sekreteri Gül Göktepe, Karadeniz kıyılann- da 50 sıcak (kirletici) nokta tes- pit edildiğini, bu noktalann 10'unun Türkiye'de olduğunu söy- ledi. Bunlann büyük bölûmünü kent çöpleri, belediye çöpleri ve ant- masız lağımlardan kaynaklanan evsel atıklann oluşturduğunu ifa- de eden Göktepe. bu noktalarda düzenli çöp depolama ve lagım antma tesisinin yapılması gerek- tiğini söyledi. Bu tesislerin mali- yet açısından çok pahalı tesisler olduklanna dikkat çeken Gökte- pe, bundan böyle hükümetlerin Karadeniz kıyılanndakı yatınm- lannı Öncelikli olarak bu sıcak noktalara yönlendirmelerini iste- diklerini vurguladı. Karadeniz havzasında yer alan 17 ülke ve 13 başkentte yaşayan 160 milyon insanın atığının özel- likle Tuna, Dinyeper ve Don ne- hirleriyle Karadeniz'e döküldüğü- nü belirten Göktepe, "Arük Ka- radeniz'i Idmin ne kadar kirietti- ğine ihşkin suçlamalan bir kena- ra bırakahm. Karadeniz havza- sında yer alan tüm ülkelerin kar- şıbkfasuçhı aramaktan vazgecerek sonunluluklannı pavlaşması gere- Idyor" dedı. Karadeniz'deki kir- liliğin önlenmesinin boğazlann güvenliğiyle de yakmdan ilişkili olduğunu ifade eden Göktepe, bu konuda hükümet, sivil toplum ku- ruluşları ve yerel yönetimlerin iyileştirme için çahşmalan gerek- tiğini vurguladı. Çarpıa rakam ve bilgiler - Karadeniz'e krym olan üHte- lerden yüda yaklaşık 145 milyon metreküp lağnn, doğrudan deni- ze boşahılıyor. - Karadeniz'in kirlilik kaynak- lannı başta evsel atıklar, petrol ürünleri, tanm ve böcek ilaçlan, sanayi atıklan, radyoaktivite ve kıyılara doğrudan dökülen büyük miktarda çöpler oluşturuyor - Azot ve fosfor büeşiklerinin valdaşıkyüzde60'ıTunaNehri'yte gefiyor. ' - Yılda yaklaşık 110 bin ton petrol üriinü nehirler kanalıyla atılıyor, bunun yüzde 48'i Tuna Nehri'yle geliyor. - 1%0'u yıUarda Karadeniz bahkçüığının temetini oluşturan 23 tûr babktan günümüzdesadece beş türün bahkçıhğı yapüabitiyor. -1980 yılmda yaklaşık 85Obin ton balık tutulurken 1994 yılında bu rakam 410 bin tona düştü. - Gemilerin balast suyuyla Karadeniz'etasınan, küçük baİık- lan velarvalan yokeden işgaki bir canhtürüoianMnemiopsisLeid- yi'ninmiktan 19901ıydlardatop- lam 900 milyon tona ulaşü. Küre Dağı WWF listesinde İstanbul Haber Servisi - Dünya Doğayı Koruma Vakfi (WWF), Avrupa kı- tasındaki önemli orman- lann korunmasını amaç- layan 'Avrupa'mn Sıcak NoktalarT kampanyası- nın Akdeniz ayagını bu aydan itibaren başlattığı- nı açıkladı. Vakıf, uluslararası bir etkinlik niteliği taşıyan kampanyanın 2005 yılına kadar bölgedeki bütün or- man tıplerinin en az yüz- de 10 oranında temsil edil- diği bir koruma alanlan ağı oluşturmayı amaçlı- yor. WWF yaptığı yazılı açıklamada, Akdeniz hav- zasının çok çeşitli orman tiplerine sahip olduğunu, bu bakımdan Avrupa'mn diğer bölgelerine oranla çok daha fazla sayıda çe- şitliliği söz konusu oldu- ğunu kaydetti. Aynca or- manlann kötü yönetimi, insan kaynaklı yangınlar ve turizm baskısı nede- niyle Akdeniz ormanla- nnın hemen hemen yüz- de 85 'inin yitirildiği vur- gulandı. Vakıf, yaptığı ça- lışmayla 300 adet 'önem- li orman alanı" belirlendi- ğini ve koruma çalışma- lannın bu alanlar içinden seçilen on sıcak nokta üze- rinde odaklandınldığını ifade etti. Bu noktalariçinde, Tür- kiye'de bulunan Karade- niz Bölgesi'ndeki Küre Dağı yeralıyor. Diğerböl- geler ise Portekiz, îspan- ya, Fransa, Italya, Hırva- tistan, Yunanistan, Lüb- nan, Tunus ve Fas'ta bulunuyor. Dünya Doğayı Koruma Vakfi, 2005 yıhna kadar Akdeniz Bölgesi'ndeki bütün ormantiplerininen az yüzde 10 oranında temsil edüdiği bir koruma alanlan ağı ohışturmayı amaçhyor. Sönmezışık seçim dönemlerinde çıkanlan yasalann ormancılığa zarar verdiğini söyledi 6 Ormanlann yaküması teşvik ediKyor' Ormansızlaşmanm çok yoğun yaşandığı Türkiye'de ormanlan yok edenkrin ödüllendirUdiği belirfildL İstanbul Haber Servisi - TMMOB Orman Mühendisleri Odası Genel Baş- kanı SaHh Sönmezışık, seçım dönem- lerinde ormanlarla ilgili çıkanlan ya- salann ormanlann yakılmasını teşvik ettiğinı söyledi. 1950 yılından sonra ormanlarda ya- sal talan döneminin başladığını belir- ten Başkan Salih Sönmezışık, 1950. 1954, 1956, 1958, 1969, 1973, 1983, 1986,1987,1995 yıllannda seçimler- den önce ya da sonra çıkanlan yasala- nn ormancılığa büyük zarar verdiğini vurguladı. Sönmezışık, 1982-87 yılla- n arasında Orman Yasası'nda yapılan 5 değişiklikle. 2 milyon 790 bin dö- nümlük alanın ormancılık düzeni dışı- na çıkanldığını belirtti. Salih Sönmezışık, orman yağması- ran en önemli nedenlerinden birinin de uygulanan arazi kullanım politikalan ol- duğunu vurgulayarak "Orman sektörii diğer tüm sektöriere arazi kapbrması- na rağmen hiçbir sektörden arazi ka- zanamamaktadır. Türkiye'de yitirilen 26 miKon dekar toplam orman alanının yüzde 56'sı yasal düzenlemelerle, yüz- de 27J'si yangın, yüzde 8.8'i başansız ormancıhk çahşmalan, yüzde 7'si tar- la açma ve yüzde l'i de yerieşmeyle eV- den çıkmışbr. Orman örgütü, Devlet Arsa Ofısi gibi çaksmaktadır" dedi. Orman BakanhğYnın 61 çeşit yatı- nm için 4 milyar 392 milyon 226 bin 447 metrekarelik alanı bedelli, 4 mil- yar 884 milyon 627 bin 376 metreka- relik alanı da bedelsiz verdiğini ve bu alanın verimli orman alanının yüzde 10.47'sini oluşturduğunu söyleyen Sön- mezışık, sözlerinı şöyle sürdürdü: "Böylesine bir orman yağması hiçbir ülkede yok. Ormanlanmız, 'halkın sı- yasi desteğini sağlama aracı' olarak görülüyor. Ormancılık politikası or- manlann yatirun ve yeıieşim alanlan- na dönüşmesineobmaktaıumaktadır." Ülkemizdeki orman yangınlannın Türkiye Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Salih Sönmezışık, orman kesen, açan ve yok edenlerin odüliendirildiğine, siyasi gücü olanlara ise yasal yollaria trilyonlar değerindeki ormanlann peşkeş çekildiğıne dikat çekti. yüzde 98'ınde insan faktörünün tekba- şına egemen olduğunu vurgulayan Sön- mezışık. yangınlann önlenmesi ve yol açtığı zararlann azaltılması yönünde planlama yapılabilmesi için öncelikle birveri tabanı oluşturulması, aynca ge- nel seçim yıllan ve ormancılıîda ilgili yasal değişiklikler öncesi orman suç- lan işleme eğilimi arttığından, bu sü- relerde özellikle ağaçlandırma ve tanm alanı ara kesitlennde önlemlerin arttı- nlması gerektiğini söyledi. Türkiye Orman Mühendisleri Oda- sı Genel Başkanı Salih Sönmezışık, or- man yangınlannıntüm dünyada en bü- TEMA Vakfi savaşmııııı sürdürüyor Istonbul Haber Servisi - TEMA Vakfi. başta ülke topraklan olmak üzere doğat varlıklann korunma- sı, erozyon ve çevre kiriiliğiyle sa- vaşım konulannda bilinçli bir ka- muoyu yaratma çabasına hukuki boyut da kattı. Kamuoyu oluşturma çalışmala- nna paralel olarak. topraklanmızm korunmasını sağlayacak birçerçe- ve "toprak-su kaynaklanBi koru- ma yasaönerisf hazıriığında olan TEMA Vakfi, bu kapsamda "top- raktann konınmasna sağlayacak bir otorite" oluşturulmasmı da ön- görüyor. Başta Anayasa ve Orman Yasası olmak üzere diğer bütün ya- salardaki doğal varlıklann korun- masını engelleyen tüm maddelerin saptanarak çıkanlması veya yeni- den düzenlenmesi amacıyla ayn bir çalışma da yürüten vakfin di- ğer bir çalışması da yasal olmayan uygulamalarakarşıyargıyoluylasa- vaşjm vermek.TEMA vycfi'nm aç- tığı davalar ve bu davalardaki son gelişmeler ise şöyîe: -Orman köylülerinin kalkuınta- lannın desteklenmesi hakkmdaki yönetmeliğin kısmen iptali için Da- nıştay 8. Daire'de Orman Bakan- lığı aleyhine açılan dava 1998 yılı içinde kısmen kabui, kısmen (bü- ayrıayn ^ılan ve TEMAolarak da- vacı yanında müdahil olunan ikı dava da lehte sonuçlandı. -Başbakanlık vç TurizmBakan- lığı aleyhine Danıştay 6'mcı da- irede, Âdana-Karataş Kıyı Bandı, Antalya-Alanya Kargıcak kıyı ban- dı, tçel-Anamur Mamure Kalesi, • Başta Anayasa ve Orman Yasası olmak üzere diğer bütün yasalardaki doğal varlıklann korunmasını engelleyen tüm maddelerin saptanarak çıkanlması amacıyla ayn bir çalışma da yürüten TEMA Vakfi'nın diğer bir çalışması da yasal olmayan uygulamalara karşı yargıyoluyla savaşım vermek. yük çoğunlukla) retk sonuçlandı. Idari Dava Daireleri Genel Kuru- lu'na yapılan temyız istemi henüz sonuçlanmadı. - Mannaris tçmeler Belediye Başkanlığı 'nca resenyapılan imar planı değişikliginin iptali için Da- nıştay 6'ıncı Daire'de Bayındırlık ve Turizm Bakanhklan aleyhine Îçel-Kaladıran kjyı bandı, Oıdu- Mesudiye Yeşilce Topçam Yayla- sı, Trabzon-Araklı Yılantaş Yayla- sı, Antahya-Ibradı Maşata Yaylası, Hatay-Jskenderun Kıyı Bandı, Is- parta-Gölcük turizm merkezleri- nin iptali için açılan 9 ayn davanın tamarrunda yürütmeyi durdurma karan âhndı. 1., 2., 3., 4., 7., ve 8. sırada bulunanlar için keşif icra edüdi veAntafya, Alanya Kargjcak Kıyı Bandı ve Adana Karataş Kı- yı Bandıturizmmerkezieri içinbi- lirkişi raporu lehte oiacak şekılde verildi. -Tanm alanlannın tanm dışı ga- yeyle kullanümasına dair yönet- meliğin tamamen iptali için yürüt- meyi durdurma veduruşmaistem- li olarak dava açüdı. -RizeDılekGürolukHidroelekt- rik Santralı yapımınm (Fırtma Deresi- Çamlıhemşin) iptali için bir grup vatandaşm Trabzon Idare Mahkemesi'nde Çevre Bakanlığı aleyhine açmış bulundugu davaya davacı yanında müdahil olarak katıhndı. Yürütmeyi durdurma karan almdı. Mera Yönetmeliğİ'mn kısmen iptali için birözel şirket ve Madenci Demeği tarafindan Tanm ve Köy Işleri Bakanlığı aleyhine açılan davaya. davalı bakanhğm yanında müdahil olundu. yük çevre felaketi olarak kabul edildi- ğini, bızim gibi ormansızlaşmanın çok yoğun yaşandığı bir ülkede ise bunun çok daha büyük bir felaket olduğunube- lirtti. Ülkeyi yönetenlerin oraıan yan- gınlan konusunda toplumu yanılttığı- nı ileri süren Sönmezışık, her büyük yan- gın sonrası "devleömizin orman yan- gınlan konusunda güçlü oMuğuna, ya- nan alanlann en kısazamanda ağaçian- dınlacagı T 'na iüşkin hamasi nutuk din- lediğımizi vurguladı. Sönmezışık, Tür- kiye'de 1998'den bu yana 57 bin 22 or- man yangınındayanan 1 milyon 501 bin 441 hektar alanın yansuıdan fazlası- nın daha önce yakıldığı için ikinci, hat- ta beşinci kez yanan sahalar olduğunu belirtti. Orman yangınlannın söndü- rübnesinin değil önlenmesinin önem- li olduğu üzerinde duran Sönmezışık, "Ormancıhk örgütünün yangınlar ko- nusunda kurduğu haberieşme ağmın iyi olmasına karşuı araç, gerec, ekip- man ve >^ngm işcisiaçısından nicetikve nitetikolarak yetersizdir. Öncelikle köy- lerde bik ahnacak yangın işcisine AD- kara'daki siyasi eridn karar vermesi, bu olumsuzluğun en ilgjnç örnekierin- den birisidir"" dedi. Sönmezışık, orman kesen, açan ve yok edenlerin odülien- dirildiğine, siyasi gücü olanlara ise ya- sal yollaria trüyonlar değerindeki orman- lann peşkeş çekildiğine dikat çekti. " Orman yakanlara ölümcezas»bik ve- rilmesine karşuı insan öznesi unutul- duğu için bu yaptınmlar ile yangınlar önlenememiş, aksine geçen ydlara na- zaran artmıştır'' diyen Sön- mezışık, ormanlanmızı yan- maktan kurtarmak için yan- gına neden olan ve onu sön- dürmeye çalışan insanlan- mızı eğitmek zorunda oldu- ğumuzu vurguladı. Sönme- zışık, yangınlann önlenme- si için öncelikle orman yağ- masına neden olan yasal dü- zenlemelere son vermek ge- rektiğini belirtti. Orman Bakanlığı 'nrn yan- gınlan söndürmek için hata yaparak pahalı helikopter ve uçak teknolojisine başvur- duğunu kaydeden Sönmezı- şık, "Gerekli altyapı hazır- lanmadan. orman yanguüa- nnın söndürülmesinde heli- kopter ve uçak gibi teknolo- jilerin kullanımı büy ük yan- gınlann sayısını artnnyor" dedi. Orman yangınlan ile iyi bir savaşım verebilmek için Türkiye'de ulusal bir or- mancılık politikası saptan- ması gerektiğini vurgulayan Sönmezışık, ormanlann po- litik amaçlardan annmış, ba- ğımsız, etkin ve dınamik bir kuruluş tarafından yönetil- mesi gerektiğini söyledi. DUZYAZI ORHAN BİRGİT OlkiB Silah SesL Ne zamandan beri silah, yaşamımıza ya terör ya da cinayet ve soygun gibi olaylarla girmekteydi. Bu yüzden olmalı, bir namus anrtının önceki ge- ce Ankara'da sıradan bir apartıman dairesindeki odasında şakağına dayadığı 38'lik Smith VVesson'un namlusundan çıkan sesler kamuoyunu gerçekten şaşırttı. O şaşkınlık, dün birçok gazetemizin köşe yazılannda Uluğbay'ın hareketinin, "Japon usulü intihar" olarak tanımlanmasına neden olmuştu. Bir arkadaşım, olaydan çok duygulanmış, Uluğ- bay için "O tam bir samuray.." diyordu. Nice yıllardır, politikacısını köşedönücü ile eşde- ğer görmeye, işadamını üçkâğıtçı olarak tanımla- maya alışmış, her sabah evinden bugünkü vurgu- num ne oiacak diye aynlanlann çoğunlukta olduğu bir toplum, Hikmet Uluğbay gibi devlet adamlan- nın varlığından haberli olunca, ister istemez Japon yöntemini çağnştınyor. Dürüstlüğüne toz kondu- rulduğu için yaşamına son vermekten çekinmeyen bir politikacıyı, eski yıllann Japonya'sındaki samu- raylara benzetiyor. Oysa yakın tarihimiz anımsansa, Kurtuluş Sava- şı'nı noktalayacak Büyük Taarruz sırasında, Albay Reşat'ın alayı ile yanm saat içerisinde Çiğiltepe'yi alması için Mustafa Kemal'in verdiği emri yerine getiremeyecegi kuşkusu içerisinde benzerbiryön- tem ile canına kıydığını, dahası Başkomutanlık Ka- rargâhı'na bu acı ölüm haberinin tepenin alındığı müj- desi ile aynı anda ulaştığı bilinirdi. 1946'da dönemin Ankara Valisi Nevzat Tando- ğan'ın, Dr. Neşet Naci adında bir hekimi muaye- nehanesinde öldürdüğü savı ile yargılanan Haş- met Orbay için tanıklık yaptığı sırada, mahkeme baş- kanı tarafından paylanmasını içine sindiremediği için makamına gidip beynine kurşun sıktığı da ha- tırlanırdı. 27 Mayıs 1960'da ihtilalciler tarafından öteki ar- kadaşlan ile birlikte Harp Okulu'na götürülerek gö- zetim altına alınırken haysıyeti ile oyanmasını, itilip kakılmasını bakanlık kimliği ile bağdaştıramayan Dr. Namık Gedik'in, kendisini pencereden atarak yaşamına son verdiği de bir başka örnek olarak sı- ralanırdı. Doğrudur. Sayın Hikmet Uluğbay'ı bunalıma so- kan olaylar, yukandaki örneklerden çok farklıdır. Ama bu eski anılar, bizim kamuoyumuzun uzun za- mandan beri hasret kaldığı "haysiyet, dürüstlüğü- ne toz kondurtmama" gibi kimi insanları öteki hem- cinslerinden ayıran nitelikleri gündemimize getir- mektedir. Sevinerek öğreniyoruz ki Hikmet Uluğbay ya- şamsal tehlikeyi atlatmakla kalmamış, dün boğa- zındaki tüpü çıkartan değerli hekimleri, kısa bir sü- re sonra ayağa kaldırılarak yürütüleceği müjdesini vermişlerdir. Kendisini ziyaret eden Başbakan Ecevit, Uluğ- bay'ın plastik bir operasyona gereksinme duyma- yacağını söylerken, "moralim iyi olarakaynlıyonım" diyor. Bir gün önce partisinin grup kürsüsündeki gö- rüntüsünün yerine, yakın bir çalışma arkadaşının hız- la sağlığına dönmesinin verdiği bir dinginlik içinde- ki başbakan haklı sitemlerde bulunuyor. Bu sitemlerden kimi siyasetçiler, kimi borsa ve iş çevreleri ve bizim medya dünyamız kendi paylan- na düşenleri acaba paylaşabilecekler mi? Dünkü Hürriyet'te Muharrem Sankaya'nın Ned- ret Uluğbay'dan naklettiği son gece konuşması, Hik- met Bey'in evine gergin geldığıni ve eşine "Beni de borsa skandalıyla iilişkilendirmeye çalışmaları ca- nımı çoksıkıyor. Bundan rahatstzım" dediğini orta- ya koyuyor. Hazineden Sorumlu Bakan, demek ki 2 Temmuz günü İMKB'de dönen manipülasyonlan ve çıkartı- lan spekülasyonlan bir skandal olarak görüp isim- lendiriyor. Sonra odasınageçiyor ve NTV'nin saat 24.00 ha- berlerini izliyor. O haberierde Mesut Yılmaz'ın, bu manipülasyon söylentileri ile ilgili olarak kendisini suçlayan çevreleri yanıtlarken, mutlaka amacını aşan bir biçimde, IMF'yle görüşme belgelerini Gü- neş Taner'in değil, Uluğbay'ın verdiğini bildiren sözleri de var. Bunca kez bakanlık ve başbakanlık yapmış bir po- litikacı, borsa manipülasyonunda etken olduğu suç- lamasını reddetmek isterken, pekâlâ "Koalisyon or- tağı bir partinin lideri olarak elbette eşdeğer baş- bakan gibi tüm görüşmelerden bilgılendiriliyorum" diyeceğine sorumlu bakanı bulutlar arkasında bı- rakabilecek bir söylem biçimi kullanıyor. Bu duru- mu kendisi de kabul etmiş olmalı ki dün verdiği bir demeçte "Derdimi iyi anlatamadım" diyor Yılmaz.. Ve yıpratıcı IMF görüşmelerinin burgacı içindeki bakan, bir şeyleri içine sindirememenin yarattığı şoku, kendi yaşamı ile gidermek amacı ile silahını ateşleyiveriyor. Şükürler olsun ki Tann, Hikmet Uluğbay'ı ailesi- ne, ulusuna ve dürüst, namuslu siyaset adamlan- na özlem duyanlara bağışladı. Uluğbay'ın silahından çıkan kurşunlardan birisi, kimi aymaz politikacılanmızı, yüzsüzlük şampiyo- nu manipülatörieri kendilerine getirebılse.. öteki de, bizim medyamızın insan haysiyetini hi- çe sayan, kişiliklerle oynamaktan kendilerini alama- yanlan için eğiticilik görevi yapmış olsa... Faks:0212 677 07 62 E-Mail:orhan.birgit(a do.net.tr. Bulaşıcı hastalıklar 'Su ve gıdaya dikkat' İstanbul Haber Servisi - tstanbul Tabip Odası, su ve gıdalarla bulaşan hastalıklar konusunda yurttaşlan ve yet- kilileri uyararak "Su ve be- sinlerle bulaşan hastauk et- kenleri, sıcakİanabirlikte ar- tryor. Bu nedenleyaşanan is- haüi hastalıklar bazen ölüm- lerebilenedenokbüiyor" de- di. Yeterli ve temiz su sağla- namayan, kanalizasyon sis- temi yeterli olmayan, deniz veya göl suyunun temiz ol- madığı ve kişisel hijyen alış- kanlıklannın iyi olmadığı toplumlarda bulaşıcı hasta- lıklara daha sık rastlandığı vurgulandı. istanbul Tabip Odası'ndan yapılan yazılı açıklamada, bu tip hastalıklar arasında ilk aİda gelenlerin tifo, ko- lera, akut bağırsak enfeksi- yonlan. Hepatit A ve bazı paraziter hastalıklar olduğu belirtilerek yurttaşlara şu önerilerde bulunuldu: "Tüp şişelerle sanlan iç- me sulan için, SağlıkBakan- bğıtarafindan ruhsaüandınl- mış markalan tercih edin. Tuvalet sonrası, yemek ha- zırtamadan önce, yemekten önce eUerinizi sabunlu su ile yıkayın. Gıdalangünlük ola- rak tüketin, bekletilecekse buzdoiabınakoyunw buzdo- labında bekleyen yiyecekleri yaz ay lannda en çok 48 saat içinde tüketin. İshalle se> re- den hastalıkJarda mutlaka bir heküne başvurun, ishal- li kişikre daha fazla sıvı ve- rin. Suyun temizliğindenşüp- he ediyorsanız. suyu 5 daki- ka kaynatın veya kloriayın."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle