28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 TEMMUZ 1999 CUMA HABERLER Tahkhn komisyona çarpb Enerji sektörü bazında tahkim ve MAI hükümlerini içeren Avrupa Enerji Şartı'na, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar Komisyonu'nda karşı çıkılarak görüşülmesi ertelendi • Yabancı yatınmcılara, uyuşmazlık durumunda yerel mahkemelerin yanı sıra uluslararası tahkime gitme yolunu açan "Avrupa Enerji Şartı'na TBMM'de karşı çıkıldı. Komisyon üyeleri, aralannda ABD'nin de bulunduğu 24 ülkenin, uluslararası tahkime izin vermediklerini belirttiler. ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Özel sektör ve yabancı sermayenın ülkeyle bü- tünleşmesı gerekçesiyle getirilen Avrupa Enerji Şartı, TBMM'de dirençle karşılaş- tı. Hükümetın "yeıukme" yazısıyla TB- MM'ye ilettiğı ve dün TBMM Sanayi, Ti- caret, Enerji ve Tabii Kaynaklar Komis- yonu'na getirilen düzenlemenin, yabancı yatınmcılara "uluslararası tahkime git- me" hakkı tanıyan maddesine karşı çıkı- larak tasannın görüşülmesi ertelendi. Komisyon üyeleri, aralannda ABD'nin de bulunduğu 24 ülkenin, uluslararası tah- kime izin vermediklerini belirterek "Bu bir çeşit kapitüiasyoDdur" görüşünü dile getirdiler. Komisyon, tasannın derinle- mesine incelenmesi ve ilgili uzmanlann göriişünün ahnabilmesi amacıyla görüş- meleri erteledi. Yabancı yatınmcılara, uyuşmazlık du- rumunda yerel mahkemelerin yanı sıra uluslararası tahkime gitme yolunu açan "Avrupa Enerji Şartı Konferans Nihai Se- nedi, Enerji Şartı Anlaşması ve Ekini Teş- kil Eden Karariar ile Enerji VerimHligi'ne ve ilgili ÇevTesei Hususlara tlişkin Enerji Şarü Protokotü'nün Onaylanmasının Uy- gun Bulunduğu Hakkındaki Yasa Tasan- sT dün TBMM Sanayi, Ticaret ve Enerji Tabii Kaynaklar Komisyonu'nda ele alın- dı. MHP'li Komisyon Başkanı Oktay Vu- ral, bir çok ülkenin uluslararası hakem düzenlemesine cekince koydugunu belir- terek "Bu kadar ülke bu maddeyi imzala- mıyorda. neden bizûnzauyonız" diye sor- du. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı temsilcısi Ceialedin Pala ise yıllık 4-5 mil- yar dolarlık yatınm gerekliliği görüşünü yineleyerek Türkiye'nin bir karar verme noktasında olduğunu söyledi. DSP Kocaeli Milletvekili Ahmet Ar- kan ise anlaşmanın çok iyi incelenmesi gerektığını vurgulayarak "Bunu bu şekliv- leonavlarsak, kapitülasyonlanyeniden ge- tirmış ohınız" dedi. Uluslararası tahkime ilişkin anayasa değişikliğine de karşı ol- duğunu belirten Arkan. "Bu Medis tah- kfani çok tarbşacak. Bu tasan da bir çeşit tahkimi getiriyor. O nedenle bu konuyu aceleye getirmeyettm" dedi. Komisyon başkanı Oktay Vural da üyelerin görüşü- nü alarak anlaşmanın birçok maddesinin incelemeye ve üyelerin aydınlatılmasına gereksinimi olduğunu belirterek görüş- meleri erteledi. Avrupa Enerji Şaru'nın. komisyon üye- lerinin karşı çıktıklan, "uvuşmazlıklann çözümünü" düzenleyen 26. maddesi, "amaşma taraflannın her birinin, uyuş- mazlığuı çözümü için uluslararası hakem veva udaşüncı kuİlanmayı koşulsuz ka- bul edeceğmi" hükme bağlanıyor. Ancak sözleşmeye taraf ülkeler, isterlerse bu hükme çekince koyabiliyor. Bu çerçeve- de, uluslararası tahkime aralannda Avru- pa Birliği ve ABD'nin de bulunduğu 24 ülke karşı çıktı ve bu tasanda yer aldı. Sonraki bir aşamada bir yatınmcının ay- nı uyuşmazlığı, uluslararası hakemlik ku- rumuna yeniden iletmesine izin verme- yen taraflann listesi şöyle: "Avustralya, Azerbaycan, Bulgaristan, Kanada, Hırvatistan, Kıbns Rum Kesimi, Çek Cumhuriyeti, Avrupa Birliği ülkele- ri, Finlandiva, Yunanistan, Macaristan, İrlanda,İtah/a,Japonya,Kazakistan,Nor- veç, Potonya, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, Stovenya, lspanya. tsveç, ABD." Sosyal güvenlikte söz hükumette İşçi meydanlara inecek • Meslek örgütlerinin üzerinde uzlaşamadıklan sosyal güvenlik taslağı, Ekonomik ve Sosyal Konsey'in devre dışı kalması sonucu Bakanlar Kurulu'nda son şeklini alacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Meslek örgütleri- nin üzerinde uzlaşamadıkla- rı sosyal güvenlik taslağı. Ekonomik ve Sosyal Kon- sey'in devre dışı kalması so- nucu Bakanlar Kurulu'nda son şeklini alacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, işçi ve işve- ren kesiminin de önerilerini dikkate alacaklannı söyledi. ESK toplantısının ardın- dan üç kez bir araya gelen ta- raflar, işçinin "oimazsa ol- maz" dediği işgüvencesi, iş- sizlik sıgortası. emeklilik ya- Menıurun zam beklentisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ödemelerin ge- cikmemesi için gerekli dü- zenlemelerin yapılmasma zaman kalması açısından yeni maaş artış oranınm bugünkü Bakanlar Kuru- lu'nda kesinleştinlmesi gerekiyor. Hükümetin Uluslararası Para Fonu'yla (IMF) yaptığı yakın izle- me anlaşması uyannca fa- izdışı fazlanın da arttınl- masma yönelik olarak ma- aş artış oranmın en fazla yüzde 20 düzeyinde olabi- leceği belirtiliyor. Bakanlar Kurulu'nun bugün yapacağı toplantıda. memur maaş zammı konu- sunu ele alması gerekiyor. Hükümetin, ödemelere 6 gün kalmış olmasına kar- şın bugünkü toplantıda da zam oranmı kesinleştire- memegi durumunda, özel- likle personeli fazla olan kuruluşların zamlı maaş ödemelerini 15 Tetnmuz tarihine yetiştiremeyecek- lerine dikkat çekiliyor. Ay- nca kamu kurumlannda is- tihdam edilen sözleşmeli personelin maaşlanna iliş- kin karann çıkarülması da, memurmaaş zam oranınm belirlenmemesi nedeniyle daha da gecikebileceği u- yansında bulunuluyor. şı ve kazanılmış haklann ko- runması konulanna işvere- nin soğuk bakması üzerine ortak taslak çıkaramamıştı. Çalışma Bakanlığı'nca hazırlanan taslakta, emekli- lik yaşının kadın ve erkekte 62- 62'ye, prim ödeme gün sayısınm 5 binden 10 bin 800"e çıkanlması öngörülü- yordu. Türk-lş, DİSK ve Hak-tş tarafından hazırlanan öneri- de, daha önce uzlaşmaya va- nlan 50-55 emeklilik yaşı ile 5 bin prim ödeme gün sayısı (13 yıl, 8 ay), iş güvencesi ve işsizlik sigortasmın geti- rilmesi ısran konındu. TtSK, TOBB ve TÜSİ- AD'ın hazırladığı ortak tas- lakta 58-60 yaştaki dayatma- sı sürerken, işçiyle anlaşılan 5 bin prim ödeme gününü de 6bin440'a(17yıl, 8ay)çı- kartıldı. Çalışma Bakanı Okuyan, sosyal güvenlik re- formu taslağının bugün Ba- kanlar Kurulu'nda netleştı- rileceğinı belirtirken, hükü- met taslağının hızla Meclis'e sevk edilmesı öngörülüyor. İşçi konfederasyonlan, is- temleri doğrultusunda sonuç çıkmaması ve çözüm öneri- lerinin dikkate alınmaması durumunda yapacaklan ey- lemin biçimini ve programı- nı belirleyeceklerini bildir- diler. Hak-lş Genel Başkan Yar- dımcısı ve Hizmet-lş Sendi- kası Genel Başkanı Hüseyin Tannverdi, taslağın sosyal güvenlıkten öte "sosyal kat- liam tasansT olduğunu söy- ledi. Birleşik Sağlık-lş Genel Başkanı Tekin Selim. iş gü- vencesi ve işsizlik sigortası- nı kapsamayan taslağa sos- yal güvenlik düzenlemesi denemeyeceğıni kaydetti. Hak-lş Genel Başkanı Sa- lim Uslu, ESK'nin toplan- mamasımn üzüntü verici ol- duğunu belirterek, "Ben bu- nu, Saym Deviet Bakanı Hık- met Uluğbay'uı başına gelen üzücü olayın henüz tazeliğini koruduğu günlerde toplan- masının çok verimli ounaya- cağı şeklinde yommluyo- rum. Bu düşünceden hareket edildiği kanaatinitaşımakis- tiyorum" dedi. Ankara'da toplanan memuriar, Uhıs'tan Güvenpark'a kadar yürüyerek, hükümeti yurttaşlara şikâyet ettiler. Yol boyunca memuıiar, "Tür- Idye sevdamız, ekmek için kavgamız, memuruz, hakbyız, kazanacağtz" sloganlan attüar. (Fotoğraf: HASAN AYD1N) MenmriarkiUtimeâşikâyetetûHaber Merkezi - Türkiye Kamu- Sen'e üye memuriar, yılın ikinci 6 aymda yapılacak zam oranlannın düşüklüğünü protesto için Ankara ve Adana'da bildin dağıtarak hükü- meti yurttaşlara şikâyet ettiler. Ka- mu-Sen Genel Başkanı Resul Akay. 57. hükümetin de faizciye kaynak yaratmak için memurun, emeklinin sofrasına göz dikmeye hazıriandıgı- nı söyledi. Istanbul'da ise DİSK Genel Başkanı Vabdettin Karabay, Genel Sekreter Murat Tokmak ve konfederasyona bağlı sendikalann başkanlan Merter'den Saraçha- ne'ye kadar yürüyerek "tşgüvence- si ve işsizlik sigortası olmadan sosyal güvenlik refonnu obnaz" mesajı verdiler. lstanbul İşçi Sendikalan Şubeler Platformu ve KESK üyesi yaklaşık 1500 kişı de sosyal güven- likte kazanılmış haklann gaspına karşı Perpa önünden SSK Okmey- danı Hastanesi'ne kadar yürüdü. DlSK'e bağlı sendikalareylemleri- ni bugün de sürdürecek. Ankara Ulus'ta toplanan memur- lara konuşan Akay, haziran ayı iti- banyla 4 kişilik ailenin zorunlu gi- derlerinin 324 milyon lirayı buldu- ğunu, oysa 107 milyon liranın altın- da maaş alan memurlann sayısının da azımsanmayacak kadar çok ol- duğunu vurguladı. 57. hükümeti, memurlann ve emeklinin sofrasına göz dikmekle suçlayan Akay, "Ne- reden çıkardınızgeleceğimizi karar- tan, umutianmtn yıkan. havatımızı zehir eden sefalet arüşlannı? Çab- şanlan emekli olmadan mezaragön- derme projesini nereden çıkardınız? Memuriar, emekliler, işçiler hükü- metten atla de>e istemiyoriar" diye konuştu. Akay, Interbank aracılıgı ile "kaptu-ılan" 1 katrilyon 76 tril- yon lira ile memura, emekliye yüz- de 40 artış yapılabiîeceğini vurgu- ladı. Memurlar, daha sonra Ulus'tan Güvenpark'a kadar yürüyerek, hü- kümeti yurttaşlara şikâyet ettiler. Yol boyunca memurlar. "Türkiye sevdamız,ekmekiçin kavgamız, me- muruz, hakhyız, kazanacagız" slo- ganlan attılar. Türkiye Kamu Çalı- şanlan Sendikalan Konfederasyo- nu'na (Kamu-Sen) memurlar maaş artış oranlannı protesto eden bildi- riler dağıtarak Taksim'den Galata- saray'a kadar yürüdüler. Kamu-Sen lstanbul Bölge Başkanı Hanefi Bos- tan, Galatasaray'da yaptığı konuş- mada, yürüyüşün mezarda emekli- liğı öngören sosyal güvenlik refor- mu yasa taslağını protesto etmek ve memurlara yapılması planlanan yüzde 10'lu ve 20'li maaş artışlan nedeniyle hükümeti halka şikâyet etmek amacıyla düzenlendiğini söyledi. DİSK ve bağlı sendikalann yöne- ticileri ile KESK Genel Başkanı Si- yami Erdem dün saat 10.00 sırala- nnda Merter'dekı DİSK Genel Mer- kezı önünden "Sosyal Güvenlik Sis- temiJçinYürüyüş''übaşlattı. ÜZCT- lerinde "Herkese iş güvencesi'', "Özerk demokratik DİSK için'' ya- zılı tişörtlerle Kemal Türkler üst- geçidinden geçerek E-5 karayolu üzerinde yürümeye başlayan sendi- ka yöneticilerinin önü çevik kuvvet ekipleri tarafından kesildi. Sendi- kacılar karayolunda trafıği aksat- madan bir süre oturma eylemi ya- parak "Mezarda emeklilik yasasına hayır" sloganlan attılar. Güvenlik güçlerinin yanyoldan yürüme öne- risini kabul eden DlSK'liler Topka- pı'ya kadar yürüdüler. Millet Cad- desi boyunca kaldınmdan slogan- lar ve pankartlarla yürüyen DtSK'liler saat 12.00 sıralannda Saraçhane Parkı'nda bekleyen işçi- lerle buluştular. DİSK Genel Başka- nı Vahdettin Karabay, burada yap- tığı basın açıklamasında, sosyal gü- venlik alanındaki kaygı ve tepkile- rini hükümete ve kamuoyuna anlat- mak üzere sokaklarda olduklannı söyledi. lstanbul İşçi Sendikalan Şubeler Platformu ile KESK'in düzenledi- ği ve yaklaşık 1500 kişinin katıldı- ğı eylemde de sosyal güvenlikte ka- zanılmış haklann gasbına karşı so- nuna kadar mücadele edileceği be- lirtildi. Perpa önünde toplanan grup, daha sonra Okmeydanfna doğru yürüyüşe geçti. "IMFninit- leri, satürmayız KTT'leri", "Kah- roisun IMF, bağımsız Türldye", "Zafer, direnen emekçinin otecak" sloganlan eşliğinde SSK Okmey- danı Hastanesi'nin bahçesinde top- lanan grup adına basın açıklaması yapan Yol-lş 1 No'Iu Şube Başkanı Ali Akdağ, özelleştirme uygulama- lan ile ulusal kaynaklann, ulusöte- si tekellere peşkeş çekildiğini söy- ledi. Öte yandan DİSK üyesi bir grup, sosyal güvenlik reformu yasa tasla- ğını Kartal Meydanı'nda düzenle- dikleri gösteriyle protesto etti. Üzerlerine "SSK bizimdir, bizim kalacak", "işten çıkarmalara son" yazılı yelekler giyen işçiler, "Me- zarda emekliliğe hayır", "Vur vur inlesin kurt, kuş dinlesin", "Hükü- met şaşırma, sabnmızı taşınna" sloganlan attı. DİSK Başkanvekili Atilla Öngel, işçilere yaptığı konuş- mada, SSK'nin yok edilmek isten- diğini ileri sürerek 62 yaşın uygun hale getirilmesi durumunda sıranın Bağ-kur'a gelecegini söyledi. Ön- gel, Türkiye'de 50 milyonu aşkın in- sanı ilgilendiren SSK'nin özelleşti- rilmek istenmesine izin vermeye- ceklerin belirterek "SSK'yi sıkıntı- ya işçiler değil, siyasetçiler sokmuş- tur" dedi. Protesto gösterisine işten aülan Limter-lş ve Belediye-lş sen- dikalannın üyeleri de destek verdi. DİSK'e bağlı işçiler ve kamu emekçileri, tzmir'de dün de çeşit- li eylemlerle reforma tepki göste- rirken Izmir Tabip Odası Yöne- tim Kurulu, sosyal güvenliğin "matematik hesaplar alanı" değil, "insanca j'aşam" sorunu olduğu- nu bildirdi. NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Hikmet Uluğbay'ı ıntihar noktasına getiren gelişmeler, aslında Türkiye'de siyasetin ve ekonominin ne kadar has- sas dengeler üzerine oturduğunu göz- ler önüne seriyor. Bir IMF raporuyla bü- tün borsa altüst olabiliyorsa, bundan bazı kapkaççılartrityonlarvurabiliyorsa ve ekonominin çivileri çıkabiliyorsa, ckj- dı bir durumla yüz yüzeyiz demektir. Hikmet Uluğbay'ın duyarlı bir insan olduğu açık. Onun, siyasetin dolam- baçlı ve kirii yollarını kaldıramayacak kadar naif bir yüregı olduğu ortaya çık- tı. Ancak Uluğbay'ın dramının kişisel ol- maktan çok, toplumsal olduğu da bir gerçek. Türkiye'nin ıçinde bulunduğu gerilim ve dengesizlik ortamı, bir anda en üst düzey insanlann ve toplumun bi- lincini altüst edebilıyor. Bir IMF raporu ülkenin ekonomisıni nasıl anında bu kadar etkileyebiliyor? Burada "küreselleşme" adı verilen ge- lişmelerin payı olduğunu kabul etmek gerekiyor. Sovyetler Birlığı'nın dağılma- sıyla hız kazanan "globalleşme" sonu- Ekonomide Dışa Teslim, Siyasette İçe Kapanık... cu dünyadaki bütün ekonomilerin ve hatta sıyasetterin birbirine bağımlı oldu- ğu tezi genel kabul gördü. Artık birtakım borsa sihirbazlannın, dünya ekonomisinin geleceğiyle oyna- yabilecek kadar etkili olduklan bir dün- ya düzenine girdik. Bu dünya düzeni- nin adı "yeni dünya düzeni". Yeni dün- ya düzeninde, ekonomiler tek merke- ze bağlandı. Bu merkez ABD ve onun çevresinde örgütlenen çokuluslu şirket- ler. Türkiye'nin bu globalleşmeyle ilişki- si de bir türtü yerine oturamadı. Türki- ye, siyasette içe kapanma sinyalleri ve- rirken, ekonomik alanda ise kapkaççı- lığa olanak hazırlayan "glpballeşme- nin" parçası haline geldi. Ülke ekono- misi, tüm dünyada olduğu gibi, kâğrt- lann havada uçuştuğu, çok sayıda in- sanın rantla yaşadığı yeni bir sistemin içine girdi. Batı dünyasının parçası olmak için "demokratikleşme" çağnlanna içine kapanık bir diklenmeyle cevap veren siyaset eliti, iş ekonomiye gelince Batı karşıanda kuzu kesildi. Örneğin, Ba- tı'dan "Yasalannızı demokratikleştirin; aydınlannm, yazariannızı tutuklamaym; düşünce özgüriüğünün önündeki en- gelleri kaldınn" şeklindeki çağnlara ka- badayı cevaplar verenler, IMF heyetle- rinin önünde boyun eğdiler, emeklilik yaşını hemen yüksettiverdiler, memur- lara zam vermemek için yabancılara sözler verip anında yerine getirdiler. Küreselleşme dünyanın önünde bir okju. Teknolojinin, haberleşmenin ola- ğanüstü boyutlara ulaştığı, sermayenin çokuluslu hale geldiği bir dünyada, in- sanlığın böyle bir dayatmayla yüz yüze gelmesi kaçınılmaz. Ancak, bu gelişme karşısında dünya emekçileri ve yoksul ülkeler ne yapacaklar, devrimciler ne yapacaklar? Avrupa İşçi Sendikalan Konfederas- yonu'nun Helsinki'de yaptığı 9. kong- resinde bu konu tartışıldı ve işçilerin böyle bir sürece nasıl karşı koyabilece- ği üzerinde duruldu. Bunun çaresi, ev- rensel çapta bir örgütlenmeyi gerekti- riyordu. Hem ezilen uluslann hem de dünya emekçilerinin ortak hedeflerde birleşerek, bu büyük rüzgâra karşı ken- di önlemlerini alması artık kaçınılmaz hale gelmişti. Avrupalı işçiler, kaderie- rinin yoksul ülkelerin kaderieriyle ortak olduğunu, globalleşme rüzgân kendile- rini gelip vurdukça daha iyi fark ediyor- lardı. Çokuluslu şirketler, yatınmlannı emeğin ucuz ve hiçbir sosyal güvence- nin olmadığı antidemokratik ve geri ül- kelere kaydınyorlardı. Bu ise Batı'da iş- sizlik ve ücretlerin giderek düşmesi so- nucunu yaratıyordu. Avrupalı işçiler yoksul ülkelerin işçi- leriyle dayanışmaya, o ülketerdeki işçi- lerin haklannın sosyal güvenceye alın- masını sağlayacak demokratik adımla- ra her zamankinden daha çok önem veriyortardı. Türkiye'nin devrimcileri, içinde yaşa- dığımız globalleşmeye karşı, içine ka- panan bir siyaset ve dışa teslim olan bir ekonomiyle girildiğini görebiliyoriar mı? Burada yapılması gereken en önemli şey, sermayenin bu büyük rüzgânna kafşı, bizim gibi olanlarta birieşecek ye- ni yoilar bulmak. Dünyanın emekçileri- nin ve ezilen halklannın kaderi bir kez daha kesişiyor. Yeni bir enternasyona- lizmin gerekliliği ortaya çıkıyor. Bugünü tersine çevirmek gerekiyor, siyasette dışa açılan ve dünya stan- dartlannı yakalayan bir Türkiye; ekono- mide ise çoğunluğun çıkanna dayalı halkçı bir ekonomi... Sermayenin dün- yada dostlan varsa, emekçilerin ve ezi- len halklann da dostlan var. Üstelik on- lardan çok daha fazla... Bütün sorun, bu çokluğu güce dönüştürebilmek. BIRBAKIMA SERVER TANÎLLİ Reform ve İnşa' Tarihin ve toplumlann yürüyüşünde "devrim" dü- şüncesini aklımdan çıkanp atmış değilim ama; "re- form" fikrine de hak ettiği yeri veriyorum. Aldığınız yepyeni birarabayı, hiçbir denetimden geçirmeden tepe tepe kullanıp, sonra da hurdaya çıkarmak ye- rine, zaman zaman gözden geçirip makinelerini yağlatmanızda, ise yaramaz hale gelmiş kimi par- çalar varsa onlan da yenileriyle değiştirmenizde yarar vardır. Toplum söz konusu oldukta, daha da özen ister işler; çünkü sürekli değişir toplum ve öy- le olunca da durmadan eskitir ve yenilik ister. Ma- yasında bu vardır. Çırt fırt devrim de yapamayaca- ğınıza göre, dikkatli olmalısınız çürüyüp dökülen hakkında. Çağdaş dünyada en başta partiler bu- nun için vardır; ve en basanlı parti de, söz konusu izlemeyi ustaca yapıp devletin kurumlannı yaşamın akışına uydurmayı başaran partidir. Reformun ustalan da Anglosaksonlardır. Çağ- daş tarihten bir örnek isterseniz, Amerikalılann 1929 Büyük Bunalımı'nın arkasından örgütledikle- ri ünlü New Deal politikasını hatırlatacağım. Temel- de kapitalizmi yine sürdürerek, onun işleyişine ge- tirdikleri yeni yapılanma, neredeyse essiz kalmış- tır. Işin başında, uyanık bir adam, Başkan F. D. Ro- osevelt vardır; ama çevresinde de dev bir ekono- mist, hukukçu ve yönetici kadrosu. Ve elbette, uya- caklan yeni ilketer, hem de sola dönük içerikleriy- le. Yatağa düşmüş kapitalizm ölümden böyle dön- dürülür. Ama Sovyetler Birliği'nde, hem de bir devrimle kurulmuş ve dev eserier başarmış bir ülkede, bir yerden sonra iyiden iyiye kendini dayatan reform ihtiyacına aklı başında bir yanıt verilemez. Mikha- il Gorbaçev, 80'li yıllarda iktidara geldiğinde, kök- lü bir reform mutlak bir zorunluluk taşıyordu ülke- de. Ne var ki, aynı adam uzun yıllar taşrada birin- ci sekreter, arkasından Moskova'da Parti Sekreter- liği'nde üye olsa da, kendi itirafıdır, ne ülke sorun- lannın gerçek boyutu hakkında bir bilince, ne par- ti ve devlet bürokrasisinin inanılmaz hareketsizliği üstüne doğru bir fikre sahiptir; sistemin reformuy- la ilgili genel bir planı da yoktur. Sonra sonra, sis- temdeki tıkanıklık hakkında -o da genel- çözümle- melere gider; ama hem yetersiz kalır, hem de yü- züne gözüne bulaştınr çoğu şeyi. Sonunda, baş- ka etkenlerin de işin içine girmesiyle, Sovyetler Bir- liği yıkılır, yani makine reforma uğratılmadan oldu- ğu gibi hurdaya çıkanhr. Diyeceğim, çaplı ve ilkeli insanlann elinde çökmeyebilirdi Sovyetler Birliği... Peki niçin yazıyorum bunlan? • Ülkemiz, yüzyılın sonunda ciddi bir reform ihti- yacını duymaktadır; sağ'dan olsun sol'dan olsun, iktidara gelenler de bunun bilinci içindedirler. Ne var ki, Amerikalılann New Deal hareketinde ortaya koy- duklan gibi, bütünlüğüne bir reform plan ve örgüt- lenişimiz ortada görülmüyor. Gördüğümüz, kimi yetenekli ve dürüst kişilerin ortaya koyduklan pınl- tılı örneklerdir. Alınız, Içişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın emni- yet örgütüne bir çekidüzen getirmek için yaptıkla- nnı! Adam, görevinin elhak bilincinde: Polis, şu ya da bu çıkar çevresinin, siyasetin ya da hükümetin emrinde olamaz, devletindir polis ve halkın güven- liğidir amacı; onu sağlamaya çalışıyor. Üstelik, dü- rüst ve namuslu kişi! Alınız, yargıda bir reform için kollannı içtenlikle sı- vamış olan Adalet Bakanı Prof. Hikmet Sami Türk'ü! Bu insanlar, bütünlüğüne bir reform plan ve ör- gütlenişinin içinde olsalar etkileri daha da büyük olur ve başanya daha çabuk ulaşırlar diye düşü- nüyorum. Kim öncülük edecek böylesi bir plan ve örgütle- nişe? Yalnız polis ve yargıyla yetinmeyip, ekonomiden eğitime, dış politikadan kültüre kadar uzanan bü- tün alanlan kavrayıp bir genel yönelinişin içine ge- tirip sokacak olan bir reform, plan ve örgütlenişine kim önayak olacak? Sorun, buraya gelip dayanmıştır. Geçtiğimiz cuma günü, Sıvas kıyımının 6. yılıydı. 37 can parçasının -şeriatçı yobazlarca- diri diri ya- kıidığı bir günün acısıyla yandık bir kez daha. Ga- zeteler, "karanlıkta kalan noktalar"\n hâlâ açıklığa kavuşturulamadığını ve davanın 6. yılında da so- nuçlanmadığını yazıyorlardı. 6 yıl önceki yangınla ilgili tutumumuz bu; ya yeni Sıvas'lann yaşanma- ması için yaptıklanmız ya da yapmamız gereken- ler? Reform, Türkiye'nin topyekûn ve yeniden "in- şa"s\ sorunudur. Doğu Anadolu'da siddetli yağış: 4 ölü Yurt Haberieri Servisi - Doğu Anadolu'da şid- detli yağışlar can aldı. Erzurum'un Aşkale ve Ağn'nın Eleşkirt ilçele- rinde sağanak yağış so- nucu oluşan sel sulanna kapılan 4 kişi öl dü, 1 ço- cuk kayboldu. Kars'ın Kağızman ve Sankamış ilçelerine bağb köylerde, sel yüzünden 40 ev otu- nılamaz hale geldi. Erzurum'un Aşkale il- çesine bağlı Musatamş- man köyünde, önceki ge- ce arahksız devam eden siddetli yağış sonucu meydana gelen sele ka- pılan Semiha Taş, Senem Aydm ve Güler Aydm ad- lı çocuklar boğularak öl- dü. Kimliği henüz belir- lenemeyen bir çocuk da kayboldu. Yetkililer, sele kapılarak kaybolan çocu- ğun bulunmasma çalışıl- dığını bildirdi. Agn'mn Eleşkirt ilçe- sine bağlı Dalkılıç kö- yünde yağışlar can aldı. Önceki gece arahksız de- vam eden siddetli yağ- mur sele dönüştü. Sulara kapılan Ramazan Emek (71), 100 metre sürük- lendi. Vatandaşlar ta- rafından sudan çıkanlan Emek, olay yerinde yaşa- mını yitirdi. Yetkililer, Ramazan Emek'in yaz aylannda Ordu'dan Eleş kirt'e gelerek ancılıkla ugraştığını söylediler. Önceki gece geç saat- lerde başlayan siddetli yağmur, Kağızman'ın Ortaköy ile Sanka mış'ın Başköyü'nde ise hasara yolaçtı. Sel baskmlan yüzünden köylerde top- lam 40 ev oturulamaz du- ruma gelirken, yöredeki ekili tanm alanlan da su altında kaldı. Kars Valisi Hüseyin Atak, sel bölgesine gide- rek incelemelerde bu- lundu ve evleri oturula maz duruma gelen va- tandaşlara ilk yardım- lann zamanında yapıldı- ğını, hasar tespiti için de kurulan komisyonun ça- lışmalara başladığını bil- dirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle