Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 TEMMUZ 1999 CUMA
HABERLER
Tahkhn komisyona çarpb
Enerji sektörü bazında tahkim ve MAI hükümlerini içeren Avrupa Enerji Şartı'na, TBMM
Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar Komisyonu'nda karşı çıkılarak görüşülmesi ertelendi
• Yabancı yatınmcılara, uyuşmazlık durumunda yerel mahkemelerin
yanı sıra uluslararası tahkime gitme yolunu açan "Avrupa Enerji Şartı'na
TBMM'de karşı çıkıldı. Komisyon üyeleri, aralannda ABD'nin de
bulunduğu 24 ülkenin, uluslararası tahkime izin vermediklerini belirttiler.
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Özel
sektör ve yabancı sermayenın ülkeyle bü-
tünleşmesı gerekçesiyle getirilen Avrupa
Enerji Şartı, TBMM'de dirençle karşılaş-
tı. Hükümetın "yeıukme" yazısıyla TB-
MM'ye ilettiğı ve dün TBMM Sanayi, Ti-
caret, Enerji ve Tabii Kaynaklar Komis-
yonu'na getirilen düzenlemenin, yabancı
yatınmcılara "uluslararası tahkime git-
me" hakkı tanıyan maddesine karşı çıkı-
larak tasannın görüşülmesi ertelendi.
Komisyon üyeleri, aralannda ABD'nin
de bulunduğu 24 ülkenin, uluslararası tah-
kime izin vermediklerini belirterek "Bu
bir çeşit kapitüiasyoDdur" görüşünü dile
getirdiler. Komisyon, tasannın derinle-
mesine incelenmesi ve ilgili uzmanlann
göriişünün ahnabilmesi amacıyla görüş-
meleri erteledi.
Yabancı yatınmcılara, uyuşmazlık du-
rumunda yerel mahkemelerin yanı sıra
uluslararası tahkime gitme yolunu açan
"Avrupa Enerji Şartı Konferans Nihai Se-
nedi, Enerji Şartı Anlaşması ve Ekini Teş-
kil Eden Karariar ile Enerji VerimHligi'ne
ve ilgili ÇevTesei Hususlara tlişkin Enerji
Şarü Protokotü'nün Onaylanmasının Uy-
gun Bulunduğu Hakkındaki Yasa Tasan-
sT dün TBMM Sanayi, Ticaret ve Enerji
Tabii Kaynaklar Komisyonu'nda ele alın-
dı.
MHP'li Komisyon Başkanı Oktay Vu-
ral, bir çok ülkenin uluslararası hakem
düzenlemesine cekince koydugunu belir-
terek "Bu kadar ülke bu maddeyi imzala-
mıyorda. neden bizûnzauyonız" diye sor-
du. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
temsilcısi Ceialedin Pala ise yıllık 4-5 mil-
yar dolarlık yatınm gerekliliği görüşünü
yineleyerek Türkiye'nin bir karar verme
noktasında olduğunu söyledi.
DSP Kocaeli Milletvekili Ahmet Ar-
kan ise anlaşmanın çok iyi incelenmesi
gerektığını vurgulayarak "Bunu bu şekliv-
leonavlarsak, kapitülasyonlanyeniden ge-
tirmış ohınız" dedi. Uluslararası tahkime
ilişkin anayasa değişikliğine de karşı ol-
duğunu belirten Arkan. "Bu Medis tah-
kfani çok tarbşacak. Bu tasan da bir çeşit
tahkimi getiriyor. O nedenle bu konuyu
aceleye getirmeyettm" dedi. Komisyon
başkanı Oktay Vural da üyelerin görüşü-
nü alarak anlaşmanın birçok maddesinin
incelemeye ve üyelerin aydınlatılmasına
gereksinimi olduğunu belirterek görüş-
meleri erteledi.
Avrupa Enerji Şaru'nın. komisyon üye-
lerinin karşı çıktıklan, "uvuşmazlıklann
çözümünü" düzenleyen 26. maddesi,
"amaşma taraflannın her birinin, uyuş-
mazlığuı çözümü için uluslararası hakem
veva udaşüncı kuİlanmayı koşulsuz ka-
bul edeceğmi" hükme bağlanıyor. Ancak
sözleşmeye taraf ülkeler, isterlerse bu
hükme çekince koyabiliyor. Bu çerçeve-
de, uluslararası tahkime aralannda Avru-
pa Birliği ve ABD'nin de bulunduğu 24
ülke karşı çıktı ve bu tasanda yer aldı.
Sonraki bir aşamada bir yatınmcının ay-
nı uyuşmazlığı, uluslararası hakemlik ku-
rumuna yeniden iletmesine izin verme-
yen taraflann listesi şöyle:
"Avustralya, Azerbaycan, Bulgaristan,
Kanada, Hırvatistan, Kıbns Rum Kesimi,
Çek Cumhuriyeti, Avrupa Birliği ülkele-
ri, Finlandiva, Yunanistan, Macaristan,
İrlanda,İtah/a,Japonya,Kazakistan,Nor-
veç, Potonya, Portekiz, Romanya, Rusya
Federasyonu, Stovenya, lspanya. tsveç,
ABD."
Sosyal güvenlikte söz hükumette
İşçi
meydanlara
inecek
• Meslek örgütlerinin üzerinde uzlaşamadıklan
sosyal güvenlik taslağı, Ekonomik ve Sosyal
Konsey'in devre dışı kalması sonucu Bakanlar
Kurulu'nda son şeklini alacak.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Meslek örgütleri-
nin üzerinde uzlaşamadıkla-
rı sosyal güvenlik taslağı.
Ekonomik ve Sosyal Kon-
sey'in devre dışı kalması so-
nucu Bakanlar Kurulu'nda
son şeklini alacak. Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Yaşar Okuyan, işçi ve işve-
ren kesiminin de önerilerini
dikkate alacaklannı söyledi.
ESK toplantısının ardın-
dan üç kez bir araya gelen ta-
raflar, işçinin "oimazsa ol-
maz" dediği işgüvencesi, iş-
sizlik sıgortası. emeklilik ya-
Menıurun
zam
beklentisi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ödemelerin ge-
cikmemesi için gerekli dü-
zenlemelerin yapılmasma
zaman kalması açısından
yeni maaş artış oranınm
bugünkü Bakanlar Kuru-
lu'nda kesinleştinlmesi
gerekiyor. Hükümetin
Uluslararası Para Fonu'yla
(IMF) yaptığı yakın izle-
me anlaşması uyannca fa-
izdışı fazlanın da arttınl-
masma yönelik olarak ma-
aş artış oranmın en fazla
yüzde 20 düzeyinde olabi-
leceği belirtiliyor.
Bakanlar Kurulu'nun
bugün yapacağı toplantıda.
memur maaş zammı konu-
sunu ele alması gerekiyor.
Hükümetin, ödemelere 6
gün kalmış olmasına kar-
şın bugünkü toplantıda da
zam oranmı kesinleştire-
memegi durumunda, özel-
likle personeli fazla olan
kuruluşların zamlı maaş
ödemelerini 15 Tetnmuz
tarihine yetiştiremeyecek-
lerine dikkat çekiliyor. Ay-
nca kamu kurumlannda is-
tihdam edilen sözleşmeli
personelin maaşlanna iliş-
kin karann çıkarülması da,
memurmaaş zam oranınm
belirlenmemesi nedeniyle
daha da gecikebileceği u-
yansında bulunuluyor.
şı ve kazanılmış haklann ko-
runması konulanna işvere-
nin soğuk bakması üzerine
ortak taslak çıkaramamıştı.
Çalışma Bakanlığı'nca
hazırlanan taslakta, emekli-
lik yaşının kadın ve erkekte
62- 62'ye, prim ödeme gün
sayısınm 5 binden 10 bin
800"e çıkanlması öngörülü-
yordu.
Türk-lş, DİSK ve Hak-tş
tarafından hazırlanan öneri-
de, daha önce uzlaşmaya va-
nlan 50-55 emeklilik yaşı ile
5 bin prim ödeme gün sayısı
(13 yıl, 8 ay), iş güvencesi
ve işsizlik sigortasmın geti-
rilmesi ısran konındu.
TtSK, TOBB ve TÜSİ-
AD'ın hazırladığı ortak tas-
lakta 58-60 yaştaki dayatma-
sı sürerken, işçiyle anlaşılan
5 bin prim ödeme gününü de
6bin440'a(17yıl, 8ay)çı-
kartıldı. Çalışma Bakanı
Okuyan, sosyal güvenlik re-
formu taslağının bugün Ba-
kanlar Kurulu'nda netleştı-
rileceğinı belirtirken, hükü-
met taslağının hızla Meclis'e
sevk edilmesı öngörülüyor.
İşçi konfederasyonlan, is-
temleri doğrultusunda sonuç
çıkmaması ve çözüm öneri-
lerinin dikkate alınmaması
durumunda yapacaklan ey-
lemin biçimini ve programı-
nı belirleyeceklerini bildir-
diler.
Hak-lş Genel Başkan Yar-
dımcısı ve Hizmet-lş Sendi-
kası Genel Başkanı Hüseyin
Tannverdi, taslağın sosyal
güvenlıkten öte "sosyal kat-
liam tasansT olduğunu söy-
ledi.
Birleşik Sağlık-lş Genel
Başkanı Tekin Selim. iş gü-
vencesi ve işsizlik sigortası-
nı kapsamayan taslağa sos-
yal güvenlik düzenlemesi
denemeyeceğıni kaydetti.
Hak-lş Genel Başkanı Sa-
lim Uslu, ESK'nin toplan-
mamasımn üzüntü verici ol-
duğunu belirterek, "Ben bu-
nu, Saym Deviet Bakanı Hık-
met Uluğbay'uı başına gelen
üzücü olayın henüz tazeliğini
koruduğu günlerde toplan-
masının çok verimli ounaya-
cağı şeklinde yommluyo-
rum. Bu düşünceden hareket
edildiği kanaatinitaşımakis-
tiyorum" dedi.
Ankara'da toplanan memuriar, Uhıs'tan Güvenpark'a kadar yürüyerek, hükümeti yurttaşlara şikâyet ettiler. Yol boyunca memuıiar, "Tür-
Idye sevdamız, ekmek için kavgamız, memuruz, hakbyız, kazanacağtz" sloganlan attüar. (Fotoğraf: HASAN AYD1N)
MenmriarkiUtimeâşikâyetetûHaber Merkezi - Türkiye Kamu-
Sen'e üye memuriar, yılın ikinci 6
aymda yapılacak zam oranlannın
düşüklüğünü protesto için Ankara
ve Adana'da bildin dağıtarak hükü-
meti yurttaşlara şikâyet ettiler. Ka-
mu-Sen Genel Başkanı Resul Akay.
57. hükümetin de faizciye kaynak
yaratmak için memurun, emeklinin
sofrasına göz dikmeye hazıriandıgı-
nı söyledi. Istanbul'da ise DİSK
Genel Başkanı Vabdettin Karabay,
Genel Sekreter Murat Tokmak ve
konfederasyona bağlı sendikalann
başkanlan Merter'den Saraçha-
ne'ye kadar yürüyerek "tşgüvence-
si ve işsizlik sigortası olmadan sosyal
güvenlik refonnu obnaz" mesajı
verdiler. lstanbul İşçi Sendikalan
Şubeler Platformu ve KESK üyesi
yaklaşık 1500 kişı de sosyal güven-
likte kazanılmış haklann gaspına
karşı Perpa önünden SSK Okmey-
danı Hastanesi'ne kadar yürüdü.
DlSK'e bağlı sendikalareylemleri-
ni bugün de sürdürecek.
Ankara Ulus'ta toplanan memur-
lara konuşan Akay, haziran ayı iti-
banyla 4 kişilik ailenin zorunlu gi-
derlerinin 324 milyon lirayı buldu-
ğunu, oysa 107 milyon liranın altın-
da maaş alan memurlann sayısının
da azımsanmayacak kadar çok ol-
duğunu vurguladı. 57. hükümeti,
memurlann ve emeklinin sofrasına
göz dikmekle suçlayan Akay, "Ne-
reden çıkardınızgeleceğimizi karar-
tan, umutianmtn yıkan. havatımızı
zehir eden sefalet arüşlannı? Çab-
şanlan emekli olmadan mezaragön-
derme projesini nereden çıkardınız?
Memuriar, emekliler, işçiler hükü-
metten atla de>e istemiyoriar" diye
konuştu. Akay, Interbank aracılıgı
ile "kaptu-ılan" 1 katrilyon 76 tril-
yon lira ile memura, emekliye yüz-
de 40 artış yapılabiîeceğini vurgu-
ladı. Memurlar, daha sonra Ulus'tan
Güvenpark'a kadar yürüyerek, hü-
kümeti yurttaşlara şikâyet ettiler.
Yol boyunca memurlar. "Türkiye
sevdamız,ekmekiçin kavgamız, me-
muruz, hakhyız, kazanacagız" slo-
ganlan attılar. Türkiye Kamu Çalı-
şanlan Sendikalan Konfederasyo-
nu'na (Kamu-Sen) memurlar maaş
artış oranlannı protesto eden bildi-
riler dağıtarak Taksim'den Galata-
saray'a kadar yürüdüler. Kamu-Sen
lstanbul Bölge Başkanı Hanefi Bos-
tan, Galatasaray'da yaptığı konuş-
mada, yürüyüşün mezarda emekli-
liğı öngören sosyal güvenlik refor-
mu yasa taslağını protesto etmek ve
memurlara yapılması planlanan
yüzde 10'lu ve 20'li maaş artışlan
nedeniyle hükümeti halka şikâyet
etmek amacıyla düzenlendiğini
söyledi.
DİSK ve bağlı sendikalann yöne-
ticileri ile KESK Genel Başkanı Si-
yami Erdem dün saat 10.00 sırala-
nnda Merter'dekı DİSK Genel Mer-
kezı önünden "Sosyal Güvenlik Sis-
temiJçinYürüyüş''übaşlattı. ÜZCT-
lerinde "Herkese iş güvencesi'',
"Özerk demokratik DİSK için'' ya-
zılı tişörtlerle Kemal Türkler üst-
geçidinden geçerek E-5 karayolu
üzerinde yürümeye başlayan sendi-
ka yöneticilerinin önü çevik kuvvet
ekipleri tarafından kesildi. Sendi-
kacılar karayolunda trafıği aksat-
madan bir süre oturma eylemi ya-
parak "Mezarda emeklilik yasasına
hayır" sloganlan attılar. Güvenlik
güçlerinin yanyoldan yürüme öne-
risini kabul eden DlSK'liler Topka-
pı'ya kadar yürüdüler. Millet Cad-
desi boyunca kaldınmdan slogan-
lar ve pankartlarla yürüyen
DtSK'liler saat 12.00 sıralannda
Saraçhane Parkı'nda bekleyen işçi-
lerle buluştular. DİSK Genel Başka-
nı Vahdettin Karabay, burada yap-
tığı basın açıklamasında, sosyal gü-
venlik alanındaki kaygı ve tepkile-
rini hükümete ve kamuoyuna anlat-
mak üzere sokaklarda olduklannı
söyledi.
lstanbul İşçi Sendikalan Şubeler
Platformu ile KESK'in düzenledi-
ği ve yaklaşık 1500 kişinin katıldı-
ğı eylemde de sosyal güvenlikte ka-
zanılmış haklann gasbına karşı so-
nuna kadar mücadele edileceği be-
lirtildi. Perpa önünde toplanan
grup, daha sonra Okmeydanfna
doğru yürüyüşe geçti. "IMFninit-
leri, satürmayız KTT'leri", "Kah-
roisun IMF, bağımsız Türldye",
"Zafer, direnen emekçinin otecak"
sloganlan eşliğinde SSK Okmey-
danı Hastanesi'nin bahçesinde top-
lanan grup adına basın açıklaması
yapan Yol-lş 1 No'Iu Şube Başkanı
Ali Akdağ, özelleştirme uygulama-
lan ile ulusal kaynaklann, ulusöte-
si tekellere peşkeş çekildiğini söy-
ledi.
Öte yandan DİSK üyesi bir grup,
sosyal güvenlik reformu yasa tasla-
ğını Kartal Meydanı'nda düzenle-
dikleri gösteriyle protesto etti.
Üzerlerine "SSK bizimdir, bizim
kalacak", "işten çıkarmalara son"
yazılı yelekler giyen işçiler, "Me-
zarda emekliliğe hayır", "Vur vur
inlesin kurt, kuş dinlesin", "Hükü-
met şaşırma, sabnmızı taşınna"
sloganlan attı. DİSK Başkanvekili
Atilla Öngel, işçilere yaptığı konuş-
mada, SSK'nin yok edilmek isten-
diğini ileri sürerek 62 yaşın uygun
hale getirilmesi durumunda sıranın
Bağ-kur'a gelecegini söyledi. Ön-
gel, Türkiye'de 50 milyonu aşkın in-
sanı ilgilendiren SSK'nin özelleşti-
rilmek istenmesine izin vermeye-
ceklerin belirterek "SSK'yi sıkıntı-
ya işçiler değil, siyasetçiler sokmuş-
tur" dedi. Protesto gösterisine işten
aülan Limter-lş ve Belediye-lş sen-
dikalannın üyeleri de destek verdi.
DİSK'e bağlı işçiler ve kamu
emekçileri, tzmir'de dün de çeşit-
li eylemlerle reforma tepki göste-
rirken Izmir Tabip Odası Yöne-
tim Kurulu, sosyal güvenliğin
"matematik hesaplar alanı" değil,
"insanca j'aşam" sorunu olduğu-
nu bildirdi.
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Hikmet Uluğbay'ı ıntihar noktasına
getiren gelişmeler, aslında Türkiye'de
siyasetin ve ekonominin ne kadar has-
sas dengeler üzerine oturduğunu göz-
ler önüne seriyor. Bir IMF raporuyla bü-
tün borsa altüst olabiliyorsa, bundan
bazı kapkaççılartrityonlarvurabiliyorsa
ve ekonominin çivileri çıkabiliyorsa, ckj-
dı bir durumla yüz yüzeyiz demektir.
Hikmet Uluğbay'ın duyarlı bir insan
olduğu açık. Onun, siyasetin dolam-
baçlı ve kirii yollarını kaldıramayacak
kadar naif bir yüregı olduğu ortaya çık-
tı. Ancak Uluğbay'ın dramının kişisel ol-
maktan çok, toplumsal olduğu da bir
gerçek. Türkiye'nin ıçinde bulunduğu
gerilim ve dengesizlik ortamı, bir anda
en üst düzey insanlann ve toplumun bi-
lincini altüst edebilıyor.
Bir IMF raporu ülkenin ekonomisıni
nasıl anında bu kadar etkileyebiliyor?
Burada "küreselleşme" adı verilen ge-
lişmelerin payı olduğunu kabul etmek
gerekiyor. Sovyetler Birlığı'nın dağılma-
sıyla hız kazanan "globalleşme" sonu-
Ekonomide Dışa Teslim, Siyasette İçe Kapanık...
cu dünyadaki bütün ekonomilerin ve
hatta sıyasetterin birbirine bağımlı oldu-
ğu tezi genel kabul gördü.
Artık birtakım borsa sihirbazlannın,
dünya ekonomisinin geleceğiyle oyna-
yabilecek kadar etkili olduklan bir dün-
ya düzenine girdik. Bu dünya düzeni-
nin adı "yeni dünya düzeni". Yeni dün-
ya düzeninde, ekonomiler tek merke-
ze bağlandı. Bu merkez ABD ve onun
çevresinde örgütlenen çokuluslu şirket-
ler.
Türkiye'nin bu globalleşmeyle ilişki-
si de bir türtü yerine oturamadı. Türki-
ye, siyasette içe kapanma sinyalleri ve-
rirken, ekonomik alanda ise kapkaççı-
lığa olanak hazırlayan "glpballeşme-
nin" parçası haline geldi. Ülke ekono-
misi, tüm dünyada olduğu gibi, kâğrt-
lann havada uçuştuğu, çok sayıda in-
sanın rantla yaşadığı yeni bir sistemin
içine girdi.
Batı dünyasının parçası olmak için
"demokratikleşme" çağnlanna içine
kapanık bir diklenmeyle cevap veren
siyaset eliti, iş ekonomiye gelince Batı
karşıanda kuzu kesildi. Örneğin, Ba-
tı'dan "Yasalannızı demokratikleştirin;
aydınlannm, yazariannızı tutuklamaym;
düşünce özgüriüğünün önündeki en-
gelleri kaldınn" şeklindeki çağnlara ka-
badayı cevaplar verenler, IMF heyetle-
rinin önünde boyun eğdiler, emeklilik
yaşını hemen yüksettiverdiler, memur-
lara zam vermemek için yabancılara
sözler verip anında yerine getirdiler.
Küreselleşme dünyanın önünde bir
okju. Teknolojinin, haberleşmenin ola-
ğanüstü boyutlara ulaştığı, sermayenin
çokuluslu hale geldiği bir dünyada, in-
sanlığın böyle bir dayatmayla yüz yüze
gelmesi kaçınılmaz. Ancak, bu gelişme
karşısında dünya emekçileri ve yoksul
ülkeler ne yapacaklar, devrimciler ne
yapacaklar?
Avrupa İşçi Sendikalan Konfederas-
yonu'nun Helsinki'de yaptığı 9. kong-
resinde bu konu tartışıldı ve işçilerin
böyle bir sürece nasıl karşı koyabilece-
ği üzerinde duruldu. Bunun çaresi, ev-
rensel çapta bir örgütlenmeyi gerekti-
riyordu. Hem ezilen uluslann hem de
dünya emekçilerinin ortak hedeflerde
birleşerek, bu büyük rüzgâra karşı ken-
di önlemlerini alması artık kaçınılmaz
hale gelmişti. Avrupalı işçiler, kaderie-
rinin yoksul ülkelerin kaderieriyle ortak
olduğunu, globalleşme rüzgân kendile-
rini gelip vurdukça daha iyi fark ediyor-
lardı. Çokuluslu şirketler, yatınmlannı
emeğin ucuz ve hiçbir sosyal güvence-
nin olmadığı antidemokratik ve geri ül-
kelere kaydınyorlardı. Bu ise Batı'da iş-
sizlik ve ücretlerin giderek düşmesi so-
nucunu yaratıyordu.
Avrupalı işçiler yoksul ülkelerin işçi-
leriyle dayanışmaya, o ülketerdeki işçi-
lerin haklannın sosyal güvenceye alın-
masını sağlayacak demokratik adımla-
ra her zamankinden daha çok önem
veriyortardı.
Türkiye'nin devrimcileri, içinde yaşa-
dığımız globalleşmeye karşı, içine ka-
panan bir siyaset ve dışa teslim olan bir
ekonomiyle girildiğini görebiliyoriar mı?
Burada yapılması gereken en önemli
şey, sermayenin bu büyük rüzgânna
kafşı, bizim gibi olanlarta birieşecek ye-
ni yoilar bulmak. Dünyanın emekçileri-
nin ve ezilen halklannın kaderi bir kez
daha kesişiyor. Yeni bir enternasyona-
lizmin gerekliliği ortaya çıkıyor.
Bugünü tersine çevirmek gerekiyor,
siyasette dışa açılan ve dünya stan-
dartlannı yakalayan bir Türkiye; ekono-
mide ise çoğunluğun çıkanna dayalı
halkçı bir ekonomi... Sermayenin dün-
yada dostlan varsa, emekçilerin ve ezi-
len halklann da dostlan var. Üstelik on-
lardan çok daha fazla... Bütün sorun,
bu çokluğu güce dönüştürebilmek.
BIRBAKIMA
SERVER TANÎLLİ
Reform ve İnşa'
Tarihin ve toplumlann yürüyüşünde "devrim" dü-
şüncesini aklımdan çıkanp atmış değilim ama; "re-
form" fikrine de hak ettiği yeri veriyorum. Aldığınız
yepyeni birarabayı, hiçbir denetimden geçirmeden
tepe tepe kullanıp, sonra da hurdaya çıkarmak ye-
rine, zaman zaman gözden geçirip makinelerini
yağlatmanızda, ise yaramaz hale gelmiş kimi par-
çalar varsa onlan da yenileriyle değiştirmenizde
yarar vardır. Toplum söz konusu oldukta, daha da
özen ister işler; çünkü sürekli değişir toplum ve öy-
le olunca da durmadan eskitir ve yenilik ister. Ma-
yasında bu vardır. Çırt fırt devrim de yapamayaca-
ğınıza göre, dikkatli olmalısınız çürüyüp dökülen
hakkında. Çağdaş dünyada en başta partiler bu-
nun için vardır; ve en basanlı parti de, söz konusu
izlemeyi ustaca yapıp devletin kurumlannı yaşamın
akışına uydurmayı başaran partidir.
Reformun ustalan da Anglosaksonlardır. Çağ-
daş tarihten bir örnek isterseniz, Amerikalılann
1929 Büyük Bunalımı'nın arkasından örgütledikle-
ri ünlü New Deal politikasını hatırlatacağım. Temel-
de kapitalizmi yine sürdürerek, onun işleyişine ge-
tirdikleri yeni yapılanma, neredeyse essiz kalmış-
tır. Işin başında, uyanık bir adam, Başkan F. D. Ro-
osevelt vardır; ama çevresinde de dev bir ekono-
mist, hukukçu ve yönetici kadrosu. Ve elbette, uya-
caklan yeni ilketer, hem de sola dönük içerikleriy-
le. Yatağa düşmüş kapitalizm ölümden böyle dön-
dürülür.
Ama Sovyetler Birliği'nde, hem de bir devrimle
kurulmuş ve dev eserier başarmış bir ülkede, bir
yerden sonra iyiden iyiye kendini dayatan reform
ihtiyacına aklı başında bir yanıt verilemez. Mikha-
il Gorbaçev, 80'li yıllarda iktidara geldiğinde, kök-
lü bir reform mutlak bir zorunluluk taşıyordu ülke-
de. Ne var ki, aynı adam uzun yıllar taşrada birin-
ci sekreter, arkasından Moskova'da Parti Sekreter-
liği'nde üye olsa da, kendi itirafıdır, ne ülke sorun-
lannın gerçek boyutu hakkında bir bilince, ne par-
ti ve devlet bürokrasisinin inanılmaz hareketsizliği
üstüne doğru bir fikre sahiptir; sistemin reformuy-
la ilgili genel bir planı da yoktur. Sonra sonra, sis-
temdeki tıkanıklık hakkında -o da genel- çözümle-
melere gider; ama hem yetersiz kalır, hem de yü-
züne gözüne bulaştınr çoğu şeyi. Sonunda, baş-
ka etkenlerin de işin içine girmesiyle, Sovyetler Bir-
liği yıkılır, yani makine reforma uğratılmadan oldu-
ğu gibi hurdaya çıkanhr. Diyeceğim, çaplı ve ilkeli
insanlann elinde çökmeyebilirdi Sovyetler Birliği...
Peki niçin yazıyorum bunlan?
•
Ülkemiz, yüzyılın sonunda ciddi bir reform ihti-
yacını duymaktadır; sağ'dan olsun sol'dan olsun,
iktidara gelenler de bunun bilinci içindedirler. Ne var
ki, Amerikalılann New Deal hareketinde ortaya koy-
duklan gibi, bütünlüğüne bir reform plan ve örgüt-
lenişimiz ortada görülmüyor. Gördüğümüz, kimi
yetenekli ve dürüst kişilerin ortaya koyduklan pınl-
tılı örneklerdir.
Alınız, Içişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın emni-
yet örgütüne bir çekidüzen getirmek için yaptıkla-
nnı! Adam, görevinin elhak bilincinde: Polis, şu ya
da bu çıkar çevresinin, siyasetin ya da hükümetin
emrinde olamaz, devletindir polis ve halkın güven-
liğidir amacı; onu sağlamaya çalışıyor. Üstelik, dü-
rüst ve namuslu kişi!
Alınız, yargıda bir reform için kollannı içtenlikle sı-
vamış olan Adalet Bakanı Prof. Hikmet Sami
Türk'ü!
Bu insanlar, bütünlüğüne bir reform plan ve ör-
gütlenişinin içinde olsalar etkileri daha da büyük
olur ve başanya daha çabuk ulaşırlar diye düşü-
nüyorum.
Kim öncülük edecek böylesi bir plan ve örgütle-
nişe?
Yalnız polis ve yargıyla yetinmeyip, ekonomiden
eğitime, dış politikadan kültüre kadar uzanan bü-
tün alanlan kavrayıp bir genel yönelinişin içine ge-
tirip sokacak olan bir reform, plan ve örgütlenişine
kim önayak olacak?
Sorun, buraya gelip dayanmıştır.
Geçtiğimiz cuma günü, Sıvas kıyımının 6. yılıydı.
37 can parçasının -şeriatçı yobazlarca- diri diri ya-
kıidığı bir günün acısıyla yandık bir kez daha. Ga-
zeteler, "karanlıkta kalan noktalar"\n hâlâ açıklığa
kavuşturulamadığını ve davanın 6. yılında da so-
nuçlanmadığını yazıyorlardı. 6 yıl önceki yangınla
ilgili tutumumuz bu; ya yeni Sıvas'lann yaşanma-
ması için yaptıklanmız ya da yapmamız gereken-
ler?
Reform, Türkiye'nin topyekûn ve yeniden "in-
şa"s\ sorunudur.
Doğu Anadolu'da
siddetli yağış: 4 ölü
Yurt Haberieri Servisi
- Doğu Anadolu'da şid-
detli yağışlar can aldı.
Erzurum'un Aşkale ve
Ağn'nın Eleşkirt ilçele-
rinde sağanak yağış so-
nucu oluşan sel sulanna
kapılan 4 kişi öl dü, 1 ço-
cuk kayboldu. Kars'ın
Kağızman ve Sankamış
ilçelerine bağb köylerde,
sel yüzünden 40 ev otu-
nılamaz hale geldi.
Erzurum'un Aşkale il-
çesine bağlı Musatamş-
man köyünde, önceki ge-
ce arahksız devam eden
siddetli yağış sonucu
meydana gelen sele ka-
pılan Semiha Taş, Senem
Aydm ve Güler Aydm ad-
lı çocuklar boğularak öl-
dü. Kimliği henüz belir-
lenemeyen bir çocuk da
kayboldu. Yetkililer, sele
kapılarak kaybolan çocu-
ğun bulunmasma çalışıl-
dığını bildirdi.
Agn'mn Eleşkirt ilçe-
sine bağlı Dalkılıç kö-
yünde yağışlar can aldı.
Önceki gece arahksız de-
vam eden siddetli yağ-
mur sele dönüştü. Sulara
kapılan Ramazan Emek
(71), 100 metre sürük-
lendi. Vatandaşlar ta-
rafından sudan çıkanlan
Emek, olay yerinde yaşa-
mını yitirdi. Yetkililer,
Ramazan Emek'in yaz
aylannda Ordu'dan Eleş
kirt'e gelerek ancılıkla
ugraştığını söylediler.
Önceki gece geç saat-
lerde başlayan siddetli
yağmur, Kağızman'ın
Ortaköy ile Sanka mış'ın
Başköyü'nde ise hasara
yolaçtı. Sel baskmlan
yüzünden köylerde top-
lam 40 ev oturulamaz du-
ruma gelirken, yöredeki
ekili tanm alanlan da su
altında kaldı.
Kars Valisi Hüseyin
Atak, sel bölgesine gide-
rek incelemelerde bu-
lundu ve evleri oturula
maz duruma gelen va-
tandaşlara ilk yardım-
lann zamanında yapıldı-
ğını, hasar tespiti için de
kurulan komisyonun ça-
lışmalara başladığını bil-
dirdi.