Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET fEMMUZ 1999 CUMAFtTESl
OLAYLAR VE GORUŞLER
Isveçli Tavşan
Tevfîk UNAYDIN Emekli Büyiikelçi
K
ısa bır süre önce, usta
kalem Hasan Pulur
Mılliyet'teki köşesin-
de Batılılarin Tûrkiye
hakkındakı önyaıgılan-
nın değiştınlmesının
olanaksız olduğunu kendine özgü biçe-
mi (üslubu) içerisinde anlatmaya çalışı-
yordu. Pulur'un yazısindan birkaç gûn
sonra da Cumhunyefte. Isveç'ın Türk
düşmanı gazetesi Aftonbladet'ın tem-
muz aymda Istanbul'da düzenlenecek
A\TupaYüzmeŞampiyonası'nı Isveç'in
boykot etmesı yönünde yayın yapmak-
ta olduğu haben çıktı.
Pulur'un yazısı ve Cumhuriyet'teki
haber bent birkaç yıl öncesıne götürdü
ve Isveç'te kaldığtm 4 yıl süresince ts-
veç ve Isveçli hakkında edindiğim ızle-
nımlen çağnştırdı.
Isveç, yeryuvarlağının (küremizin)
yukan köşesıne yerleşık, dış dünyadan
uzak, iklımi soğuk, kendi içine kapanık
bir ülkedır. Bu coğrafya koşullan ister
istemez ülke halkını da etkiler. Denır
ki, Isveç'te birbirine yabancı 9 milyon
insan yaşar. Kabuğu dışına yeni yeni
çıkmaya başlayan Isveç. uzun sûre ken-
di dışındaki dünyaya küçûmseyerek bak-
mış ve aydın tsveçlılerin de açık kalp-
lilıkle söylediği gibi, kendini dünyaya dü-
zen vermek, adalet dağıtmak ûzere gök-
ten yeryüzûne gönderilmiş Mesıh ola-
rak görmüştür. Bu nedenle de Isveçli
yaşammı kendi dışındaki yaşamdan so-
yutlanmış olarak, yaşadığı soğuk iklim-
lı bölgenin de etkisiyle dondurulmuş bir
mantık kalıbı içerisinde sürdürür ve bu
katılaşmış kalıba uymayan fıkir, düşün-
ce ve davranışlan algılamakta zorlanır.
Isveçlinın bu zihinsel yapısını Avru-
pa'da yaygın bır fıkra ile anlatmak ola-
sıdır. Sının geçen bir Isveçli tavşanla kar-
şılaşan Norveçli tavşan, Isveçli tavşana
neden Norveç'e geldığini sorar. Isveçli
tavşan ülkesinde geyikleri öldürdükle-
nni, katliamdan kaçtığıru söyler. Norveç-
li tavşan "Ama sen geyik değüsin ki" de-
yince, Isveçli tavşan 1
*Sen gel de bunu
bizimkiJere anlat" diye yanıt verir.
Böyle bır fıkraya konu olabilen Is-
veçli kafa yapısının oluşumunu, kendi-
ni çok yükseklerde görmesini sanınm de-
rinlerde yatan bır eziklik, suçluluk duy-
gusuyla açıklamak olasıdır.
Geçen yüzyılda mütevazı köylü ko-
numunda olan Isveçli, doğanın cömert-
liği nedeniyle kısa sûrede zenginleşmiş
ve "sonradan görme" kompkksine gir-
miştir. Aynca 2. Dünya Savaşı'nda ta-
rafsız kalan Isveç, komşusu Norveç'in
işgali için Almanlara kapılarını ardına
kadar açmış. keza savaşta Isveç'e sığı-
nan binlerce Estonyah'yı Sovyetier Bir-
lıği'ne geri vermiştir. Bulduğu dinami-
tin insanlığa zarar verdiğirıi gören Isveç-
li kimyager Nobel'in duyduğu vicdan
azabının kefareti olarak tüm serveüni in-
sanlığa hizrnet edenlere adamış olması
örneğinde olduğu gibi, tsveçli de geç-
mişteki insanca duygu ve dûşünceyle
bağdaşmayan davranışlannın kefaretini
insanlık yaranna gördüğü etkınliklerle
ödeme yoluna gjtmış ve insan haklan kav-
ramına dört elle sanlmıştır. Ancak bu kav-
ramı kendi dar ve dondurulmuş mantık
kalıbı içerisinde algılayabildiği içın de
yanılgılara düşmektedir.
tsveçlinin gözündeki Türk ve Türki-
ye görünümü hiç de olumlu değil. Bu-
nun nedeni. Batı dünyasmda yaratılan
olumsuz görüntünün etkisinin yanı sı-
ra, özellikle son yıllarda Isveç'te yoğun-
laşmış bulunan PKJCyandaşlannınTür-
kiye karşıtı etkınliklennden, Isveç'e sı-
ğınan Süryanilerin sığınma nedeni ola-
rak gösterdikleri gerekçelerden ve 12
Eylül'den sonra Isveç'e giden gerçek
sol düşünceli ya da kendilerini öyle ta-
nıtmakta yarar gören bazı yurttaşlan-
mızın bilerek veya bilmeyerek neden
olduklan Türkiye karşıtı izlenimlerden
kaynaklanmaktadır.
Isveç'te Türkiye hakkındaki olumsuz
kanı ve tutumlardaha çok siyaset ve ya-
yın organlan çevrelerinde yoğunlaşmış
bulunmaktadır. Buna karşı, dış dünya-
ya daha açık olan ve yargılannda çok da-
ha esnek görünen diplomasi ve işadam-
lan çevrelerinde Türkiye'ye karş1
öbür-
lerinin tersıne olumlu ve anlayışlı yak-
laşımlar vardır.
Ülkemizi Isveç'te temsil eden eşimın
gerçekleri anlatmak ve kafalardaki yan-
lış düşünceleri gidermek amacıyla ya-
yın organlan temsılcileri ve parlamen-
terlernezdinde sürdürdüğü yoğun çaba-
lara yakından tanık oldum ve onlann
önyargılannı gidermenin ne kadar güç
olduğunu gözlemledım. Bunlardan bi-
ri Isveçli bir dostumuza şunu söylemiş:
"Büyükelçrvi kabul edryor, anlatüklan-
nı ügryk dinliyorum. ama yine de içim-
den inanmak gdmryor." Bu sözler kar-
şısında gelin de Isveçli tavşan fikrasını
anımsamayın.
Baa kez de tsveçlinin Türkiye karşı-
tı tutumu bilgi eksikliğinden ya da yü-
zeysel bilgiden kaynaklanmaktadır. Ve-
rilen bir davette yanıma düşen Isveçli bir
parlamenter eşinin bana, PKK konusun-
da "SUahh mücadeleye ne zaman son ve-
receksmiz?" demesi üzerine kendisıne
tsveç'in kuzeyinde yaşayan 20 bin La-
pon nüfusun Isveç'teki konumunuanım-
satarak verdiğım karşılaştırmah (kıyas-
lamah) yaruttan sonra Isveçli bayan "Ben
bunlan bUmiyordum" demek durumun-
da kaldı, ancak düşüncesıni değıştırip de-
ğiştirmediğinden emin olamadım. Çün-
kü o da tavşan'ı geyikgörmeye alışmış-
b.
Onfcınn kalıplaşmış, donmuş ve bel-
ki de bilinçli önyargılannı gidermek ola-
naksız değilse bile çok güç. Tavşan fik-
rasını tüm Iskandinav ülkelerine, hatta
önyargılı tüm Avrupa ülkelerine uyarla-
mak olasıdır Tavşanla geyiği ayırt ede-
meyenlere ya da etmek istemeyenlere dert
anlatmanın çok güç olduğunun bilinci
içerisinde, ama yılmadan, sabıria Ba-
tı'ya tavşanm tavşan olduğunu anlat-
maya çaba göstermek durumunda ol-
duğumuzu hiç unutmayalım.
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
2Temmuz1993'ü
Unutmamak...
Dün 2 Temmuz'du. 1993 yılının 2 Temmuz'u...
Unuttunuz mu yoksa?
Sıvas'ta 33 kışinın bir otelde sıkıştınlarak diri di-
ri yakılışını, dumanlar arasında boğuluşunu!..
Evet, duruşmalar duruşmalan izledi. Mahkeme-
ler ceza verdı. Yargıtay, cezaları az buldu. Yeniden
duruşmalar. Sonunda ne oldu, ne olacak? Ölen-
leröldüğüylemi kalacak?
Öner Yağcı "Sivas'ı Unutmak" kitabında şöy-
le diyor:
"Sivas yangını unutulur, ya Sivas'ta yakılmak!
Unutma hakkımız varmı? Benceyok. Bağışlama
hakkımız var mı? Bence yok. Eğer unutmazsak
yaşamı hakederiz. Unutma diyor haritalardan Si-
vas. Unutma diyor mezarlıklar, çocuklar, bebele-
rimiz geleceğimiz. Unutmayın ve anlatin diyorlar."
Zaman hızla geçiyor. Işte altı yıl öncesi!.. Bir sı-
caktemmuzgünü. Sıvas'ta Pir Sultan Abdal adı-
na bir sanatsal toplantı. Aziz Nesin'ler, Asım Be-
zirci'ler, Behçet Aysan'lar, Metin Arbok'lar, Ne-
simi Çimen'ler, Hasret Gürtekin'ler; şaiıier, sa-
natçılar, gencecik kızlar, delikanlılar...
Bir resim: Aziz Nesin ile Lütfü Kaleli yangın
merdiveninden zorlukla iniyorlar. Ama aşağıda gö-
zü dönmüş bir adam var, eliyle ontarı gösteriyor,
"Kurtarmayın onu, o öldürülecek insandır" diye
bağırıyor. Cafer Çakmacı adlı bu adam Sıvas Be-
lediye Meclisi üyesidır. O gün bugün kayıptır. Bir
yerlerde saklanmaktadır. Belki de Sıvas'ta gözler
önündedır. Bakacaksınız bir gün politikaya girip,
belki Meclis'e bile gelecek... O günlerin Sıvas Be-
ledıye Başkanı gibi...
Kimse kanştırmıyor geçmişlerini birtakım poli-
tikacıların!.. Oysa neler neler çıkacak! Karanlıkta
kalan suçlar, örtbas edilen, korunan cinayetler,
"takıyye" kandırmalan!.. Bir karmakarışıklıktage-
çiyor günlerimız, aylarımız, yjllanmız.
"Sivas'ı Unutmak" demiş Öner Yağcı... Doğru-
dur, Sıvas kıyımı unutuldu, unutturuldu. Birkaç yıl
geçsin, izi bile kalmaz.
Sıvas'ta kıl payı ölümden kurtulan Aziz Nesin bir
yıl sonra şöyle konuşmuştu:
"Atatürkçülük yoktur, ama Atatürk vardır. Onun
devrimleri, ilketeri vardır. Ama Türkiye'de bugün
Atatürkçü yoktur. Yalan söylüyorlar. Hepsisahte-
ci. Mevcutpolıtikacılann içinde ben gerçekten Ata-
türk'ü seven, onun ilkelerini savunan tanımıyorum.
Eğer Atatürkçü olsalardı onun zamanında Türk-
çeleşen ezan, sonradan Arapçaya çevrilmezdi."
Sıvas'ta yazarlara. şairlere, sanatçılara neden kıy-
dılar? Neden Tansu Hanım'ın başbakan olduğu
bir hükümet böyle bir olaya göz yumdu, hatta sal-
dırganlan koruyan sözler söyledi:
"Otelin etrafını saran vatandaşlanmıza hiçbir
zarar gelmemiştir. Onlardan ölen ve yaralanan
yoktur."
Yalnız bu konuşma bile gerçekleri saklamak de-
ğil midir? Gerici eylemleri, cinayetleri hoş görme
değil midır?
Aradan yedi yıl geçti. Suçlular, hâlâ yargı aşa-
masında. Katiller hâlâ korunmada... Eliyle Nesin'i
göstererek "Vurun bunu" diyen adam hâlâyaka-
lanmadı. "Daha nice Sıvas lara" diyenler "Müs-
lümanlann asıi hedefi Türkiye Cumhuriyeti'nin ta
kendisidır" diye yazanlar günümüzde de korun-
mada, işbaşında, önemli yerlerde...
"GÜLEN ÎRTİCA"NIN İÇYÜZÜ
FETHULLAH GÜLEN
ŞOK FİYATA
Belgeler, bılgiler, fotoğraflarla cami imamlığından
hocaefendıliğe. hocaefendılıkten Papa ile buluşmaya varan
yolun öyküsü...
2 CD'Hk Bir Did
TÜM CUMHURİYET KİTAP K.ULÜBÜ SERGİ
SALONU VE TEMSİLCILIKLERİNDE
CumhuriYet Çağ Pazariama A.Ş Turkocağı Cad. No:39/41
kitap kulûbü (34334}Cağaloğlu-istanbul Tel 1212)514 0196
Bırakın, 312. Madde Yerinde Kalsın
ReniZİ DEMİR5^e/ın C Savcısı
A
tatürk'ün "Ne Muüu Türküm
Diyene" ve "Ulusal ,\nt sınır-
tan içerisinde yaşayan berkes
Tûrictür'' ilkeleri doğrultusun-
da Türk ulusu, ayncalıksız ve
kaynaşmış bir ulus olarak yet-
miş beş yılda çok önemli gelişmeler ve başan-
lar sağlamıştır. Bu toplumsal dokuyu bozmak
isteyenler karşılannda başta cumhuriyet savcı-
lan olmak üzere Cumhuriyet'ın zinde güçlerini
ve yasal düzenJemelerini bulmuşlardır. Yargıtay
Cumhunyet Başsavcısı Sayın V^ıralSavaş'ın ve
yurtseverlerin kaldınlmasına karşı çıktıklan ya-
sal düzenlemelerden birisi de Türk Ceza Yasa-
sı'nın 312. maddesıdır. Nedirbu son günlerde
sıkça konuşulan TCY'nin 312. maddesi soru-
sunu birlikte yanıtlayalım;
Türk Ceza Yasası'mn 312/1. maddesine gö-
re, yasanın suç (cürüm) saydığı bir eylemi açık-
ça öven ya da iyi gördüğünü söyleyen ya da hal-
kı yasaya uymamaya kışkırtan kimsenin altı ay-
dan iki yıla kadar hapis ve iki bin liradan on bin
liraya kadar agır para cezasıyla cezalandınlaca-
ğı, aynı maddenin ikinci fikrasına göre de hal-
kı; sınıf, ırk, din, mezhep ya da bölge aynmı gö-
zeterek kin ve düşmanlığa açıkça kışkırtan bir
kimseniubir yıldaaüç yıla kadarhapis ve üç bin
liradan on iki bin liraya kadar ağır para cezası
ile cezalandınlacağı, kışkırtmanm tehhkeli ola-
bilecek bir biçimde yapıldığı takdirde suçu iş-
leyene verilecek cezanın üçte birden yanya ka-
dar arttınlacağı öngörülmüştür. Maddede yazı-
lı ağır para cezalannın miktan arttınlmıştır.
TCY'nin 312. maddesinde yer alan "suçadoia-
yıaylatahrik" eylemi kamudüzeni aleyhine iş-
lenen cürümlerdendir. Kamu düzeni, toplum
hayatının huzur ve güvenlik içinde yürümesini
sağlayan düzenin bütünü olup, kamu düzenine
karşı işlenen cürümler, kamu huzur ve güven-
liğini tehlikeye koyabilen suçlardandır.
Bu maddede bütünsel olarak suç işlemeye, do-
layısıyla kışkırtmak suçunu oluşturan suç eyle-
mini övme, halkı yasalara uymamaya kışkırtmak
ve halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmak eylem-
leri düzenlenmiştir.
Çağdaş ve demokratik toplumlarda devlet,
toplumsal düzeni koruyan yasalara karşı itaat-
sizlik gösterilmesinin kışkırtılmasına seyirci ka-
lamaz. Aksı halde Hitler Almanyası ile Musso-
lini Italyası ömeklennde olduğu gibi demokra-
siyı kullanarak demokratik rejımin yok edilme-
si, hukuk düzeninin bozulması söz konusudur.
TCY'nin 312/2. maddesinde yer alan halkı kin
ve düşmanlığa kışkırtma (tahrik) suçunun, ana-
yasaya aykın olduğu ıleri sürülmüş, Anayasa
Mahkemesi 29.Ocak.1964 gün ve 193/9 sayılı
karanyla "Türkiye CumhuriyetiAnav-asası'nda
böyie bir eylemin suç sayıhnasuu engelleyen her-
hangi bir hüküm yoktur. Cumhuriyetin muhte-
lifsuuflannı urnumun güvenüği için tehlikeü bir
şekilde kin ve düşmanlığa tahrikten ibaret olan
unsurian 312. maddede açıkça beKrtflmişnr. Ce-
miyetiıı muhteüf sınıflanru vatandaşlar arasın-
da umumun güvenüği içintefaUkelibir tarzda kin
ve düşmanlığa izin verme, huzunın bozulması-
nı istemek olur. Yurtta güven ve düzenin bozul-
ması engeflenmek istenmektedir" gerekçesıyle
anayasaya aykın olmadığına karar vermiştir.
Kanunlara itaatsizlik suçu ile eleştin kavram-
lannı kanştırmamak gerekir. Eleştiri başka şey-
dir, halkı kanuna karşı koymaya çağırmak, hal-
kı çeşitli farklıhklan kaşıyarak kin ve düman-
lığa tahrik etmek başka şeydir.
Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu 25.1.1993
tarihinde verdiği yol göstenci karanna göre"Ya-
sanın hukuka uygun olmadığuu, çağdaş uygu-
lamalarateodu^i^inü.buntdealekakfanİına-
sı veya değiştirilmesinin fleri sürülmesini dfişün-
ce ve kanaat özgürlüğü çerçevesinde değerlen-
dirmek gerekmekle beraber, bu eleştiriler ya-
nında mevcut yasaya aykın davranmayı teşvik
eden, aykm davranışlan öven bir tutum da ser-
güenmişse, o takdirde dunım TCY'nin 312/1.
maddesine giren bir suçu oluşrurur. "Y. Gn.
K.nun 25.1.1993 gün ve 8/299-10 sayıh karan).
Vatandaş Halil Efendı, yolda yürürken ken-
disine karşı yapılan saldınyı nasıl bizzat ya da
devletin kolluk güçleri aracıhğıyla defedip, ken-
dısini koruyorsa, demokratik rejimin de kendi-
sini savunma hakkı vardır.
Özgürlüklerin, özgürlüğü yok etme amacıy-
la kullanılmasmı yasaklayan uluslararası huku-
kun kaynağı olarak 1948 tarihli İnsan Haklan
Evrensel Beyannamesi'nin 30. maddesi, tnsan
Haklan Avrupa Sözleşmesi'nin 17. maddesi,
1976 tarihli Kişisel ve Sosyal Haklara Uişkin
Uluslararası Sözleşme'nin her türlü aynmcılı-
ğı, düşmanhğı, şıddete yol açacak ulusal, ırk-
sal, dinsel nefret savunuculuğunu ve propagan-
dasını yasakladığı görülmektedir.
Anayasamızın başlangıç bölümü ile 14 ve 24.
maddeleri birlikte değerlendınldiğınde din ve vic-
dan özgürlüğünün dil, din, ırk ve mezhep ayn-
mı yaratmak amacıyla kullanılamayaca|ı belir-
tilmiştir. 1987 tarihli Türk Ceza Yasası Ontasa-
nsı'nın 289. maddesinde TCY'nin 312^1. mad-
desi aynen korunurken, aynı maddenin 2. fıkra-
smdakı hapis cezasının üst sının beş yıla kadar
yükseltılmiş ve "kamu düzenini bozma olasıu-
ğuu orta>
ı
a çıkaracak surette" unsuru madde
metnine eklenmiştir.
Hıyaneti Vataniye Yasası ile TCY'nin 163.
maddesinin 3713 Sayılı ve 12.04.1991 tarihli Te-
rörle Mücadele Yasası'nın 23. maddesinin a ve
c bentlen ile kaldınlmasından sonra anayasal la-
iklik ilkesine karşı yapılan eylemler ancak
TCY'nin 312. maddesiyle cezalandınlabilmek-
tedir. Bu maddenin kaldınlması durumunda bö-
lücü, yıkıcı ve ırticai güçlerle yürütülen müca-
delede kamu görevlilerinin, güvenlik güçlerimı-
zin moral durumu zayıflayacak, terör örgütlen
ve demokratik laik Curnhuriyetimıze düşman un-
surlar ise rahatlayacaklardır.
Yüksek Yargıtay, sanığın hükmün açıklan-
masından sonra duruşma salonunda söylediği
"¥q«an PKK, bizi ancak PKK yargılayvbttir,
sizin verdiğiniz cezalar bizi yıklıramaz.-" şeklm-
deki sözlerin TCK'nin 3121. maddesındeki öv-
me suçunu oluşturacağını kabul etmiştir. (Yar-
gıtay 9. Ceza Daıresi'nin 18.3.1999 gün ve
529/1464 sayıh karan).
TCY'nin312. maddesinin kaldınldığındaKe-
malist düsünceyi benimseyenleri kastetmek su-
retıyle Kemalizmin ve laikliğin Allah düşmanı,
Kuran düşmanı ve Islam düşmanı bir din ve re-
jim olduğunu, Müslûmanlann bu rejime karşı
cihat etmesi gerektiğini söyleyen sanığın bu
sözleri cezasız kaldığı gibi, binlerce sivil, asker,
kadın, erkek ve yaşlı-genç yurttaşımızı katleden
bölücü yasadışı PKK terör örgütünü kastederek
"Yasasın PKK" diye mahkeme salonunda ba-
ğıranlar da cezalandınlmayacaktır. (Y. 8. C.
D.'nin 4.2.1998 gün ve 15078/1127 sayılı kara-
n ile yukanda alıntıladığımız karar).
Ülkesini ve insanını seven, özgürlüğüne düş-
kün, yurttaşlık bilinci olanbırey, acababöyle bir
sonucu ister mi?
163. Madde...
M. tskender ÖZTURANU
Şubat kararlan
arasında enönem-
lisi "Türk Ceza
Yasası'ndan 163.
maddeninçıkanl-
masnia > araülan boşhık en kısa za-
nunda doklurulmaİKhr'" bıçiminde
olanıdır. Ne var ki iki buçuk yıldan
beri bu yolda bir adım bile atılma-
mıştır. Konu 23 Haziran'da yapılan
MGK toplantısında yeniden ele alın-
mış ve "trtica ile mücadelede MiDi
Ejiem Stratejisi saptanması" karar-
laştınlmıştır. Bu nedenle Başbakan
Ecevk, Yılmaz hükümeti zamanında
hazırlanan. ama bir türlü yasalaşü-
nlamayan tasanlan 24 saat içinde
Meclis'e göndermiştir. Ancak bun-
lann arasında 163. madde yoktur.
Ve bu maddenin "geri gearihnesinin
söz konusu ntmaAgıın" da açıkça
söylemiştir. ANAP lideri Mesut Yıl-
maz da aynı gün "163. maddeninge-
ri getirilrnesi çabalanna destek ol-
mayacaklan" yolunda bir açıklama
yapmıştır. Durum çok düşündürü-
cüdür. Her iki lıderde konuyu denn-
lemesine irdelemeden, uzman kuru-
luşlara inceletmeden ayaküstü poli-
tika üretmişlerdir. Oysa 55. hükü-
meti kurarlarken 28 Şubat kararlan-
nı yaşama geçireceklerine söz ve-
ren, bu kararlar doğrultusunda yasa-
larçıkaracaklannı. uygulamalarbaş-
latacaklannı söyleyen kendileridir. 55.
hükümet bu amaçla kurulmuştur. Bu
nedenle şimdi sergiledilderi tutum,
devlet adamlığı ciddiyetiyle bağda-
şır nitelikte değildir. Konuya dogru
ve gerçekçi biçimdeyaklaşabilmiş de
değillerdir. 28 Şubat kararlan arasın-
da 163. maddenin, olduğu gibi geri
getirilmesi yolunda biryargı yoktur.
"Boşluğun en lasa zamanda dokfu-
rulması" söz konusudur.Yasalan-
mızda laik cumhuriyet düzenine kar-
şı örgütlenmeyi önleyecek başka bir
madde de bulunmamaktadır. Top-
lumsal erinç için 163'ebenzer bir dü-
zenlemeye gereksinim duyulması
doğaldır.
Laiklik, Türk devletinin temel ta-
şı, cumhuriyetin sigortasıdır. Laik
düzeni koruyan 163. maddenin
1990'larda yasadan büsbütün çıka-
nlmast ülke yaranna olmarraşnr. Kal-
dı kı bir aldarmaca sonucu "Terörle
Mücadele Yasası" ile 141, 142 ve
163. maddeler Ceza Yasası'ndan çı-
kanlmış, ama ^TII yasa ile 141 ve 142
geri getirilmiştir. 163 ise temelli or-
tadan kaidınImışOr. Bunedenle mad-
denin yeniden gündeme getirilmesi
gereklidir. Ancak eski metni olduğu
gibi benimsemek doğru degıldir. Or-
neğin bu maddenin 3. fikrasında yer
alan "Her ne yotta olursa olsun pro-
paganda yapan ya da düşünce aşıla-
yan kimseye bir>ıManbeşyılakadar
ağır hapis cezası veriar" tümcesi.
doğrudan doğruya düsünceyi suçla-
makta ve cezalandırmaktadır. Bu yar-
gı yumuşatılmah. "kışkırtKi eylem-
de bulunan ktşT bıçimine dönüştü-
rühnelidir.
163. maddenin kaldınlmasıyla ül-
kenin ne duruma geldigi ortadadır.
Madde yeniden Ceza Yasası"na ge-
çirilmeli, ama çağın koşullanna uy-
gun bir düzenlemeye gidilmelidir.
Aklın buyruğu budur. Laik cumhu-
riyeti, şeriatçılann ve gericilerin sal-
dınlanndan kurtarmanın başka yo-
lu yoktur.
KADIKÖY
6.ASLİ\THUKÜK
MAHKEMESt'NDEN
1997/1049
Izmir ili, Konak ilçesi,
Namık Kemal (Akçah-
mescit) Mah. c. 081
(114/1) s. 12(77), kütük
10 (12)'de nüfusa kayıtlı
davacının babası Mehmet
oğlu, Nesibe'den olma
1306 doğ. Hıfzı, amcası
1304 doğumlu Fuat, am-
cası 1311 doğumlu Ihsan
ve üvey amcası Ali Çavuş
oğlu, 1298 doğumlu Ha-
mit'in MK'nin 31. mad-
desi gereğince gaiplikle-
rine, 14.6.1999 tarih ve
463 sayı ile karar veril-
miştir.
Ilanolunur. 28.6.1999
Basın: 31135
ADAPAZARI1. İCRA VE tFLAS MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
KAMBİYO SENETLERİ (Çek PoBçe ve Emrer Muharrer şenet) ÜZERİÎVDEKİHACİZ
YOLU İLE YAPILACAK TAKİPLERDE ÖDEME EMRİ
1999/1668
Alacaklv. EktransUluslararası Nak. ve Tic. AŞ Vek. Av. Haydar Aksu Borçlu: Ali Çiyit- B Bölgesi 4. Tip No: 32
Gaziantep Borç: 9.750.00 DEM. Asıl alacak
700.00 DEM. yıllık %12 işlemiş faiz
10.450.00 DEM Toplam alacağın takıp tarihınden ıtibaren ışleyecek yıllık %12 faizi ile birlikte B.K.nın 83. mad-
desi uyannca füli ödeme tarihindeki TCMB Efektıf saoş kuru üzerinden TL karşıhğının, icra takıp masraflan ve üc-
reti vekâlet ile birlikte tahsıli talebidir.
Harca esas değer: 2.169.503. 600 TLÜir.
Senet ve trh: 27.4.1998 tanzim tarihli 25.7.1998,25.8.1998,25.9.1998 vadeli ve 9750 DEM meblağlı üç adet bo-
no Yukanda yazılı borç ve masraflan ışbu ödeme ömrinin tebliğinden itibaren on güne on beş gün ilavesiyle 25 gün
içinde ödemeniz, takip dayanagı senet kambiyo senedi niteliğini haiz değilse keza takıp dayanağı senet altındakı
imza size ait olmadığı iddıasında iseniz beş güne on beş gün ilavesiyle 20 gün içinde açıkça bir dilekçe ile tetkik mer-
ciine bildirmenız, aksı takdirde kambiyo senedindekı imzanın sizden sadır olmuş sayılacağı, imzanızı haksız yere
inkâr ederseniz senede dayanan takip konusu alacağın yûzde 40'ı oranında para cezasına mahkûm edileceğıniz,
borçlu olmadığınız veya borcun ıtfa veya ımhal edildiği veya alacağın zamanaşımına uğradığı hakkında veya yetkı
itirazınız varsa bunu sebepleriyle birlikte 5 güne 15 gün ilavesiyle 20 gün içinde tetkik mercıi hâkimliğıne bır di-
lekçe ile bildırerek tetkik merciinden itirazın kabulüne daır bir karar getirmediğinız takdirde cebri icraya devam olu-
nacagı, itiraz edılmedıği ve borç ödenmedigi takdirde 10 güne 10 gün ilavesiyle 20 gün içinde 74. madde gereğin-
ce mal beyanında bulunmanız, bulunmazsanız hapis ile tazyik olunacağınız, hiç mal beyanında bulunmaz veya ha-
kikate aykın beyanda bulunursanız, hapis ile cezalandınlacağınız hususu ilanen tebliğ olunur. 28.6.1999
Not: 34.REU.80 plaka sayılı 1992 model Fruehauf marka Dorsenız fıilen haczedılip (2.4.1999 tanhinde) (ıhtıya-
ten) muhafaza altına alınmıştır. ltK.nın 103. maddesi gereğince ilanen tebliğ olunur. Basın: 31236
PEI RE
Farfaı ı Şamatanm
Ardındt Gerçek...
oirinci maddesine oturan ko-
retinin çengeli gibi yurttaşın
Medyadagünd
nu, irkiltici bir son.
beynine takılıyor:
Apo'yu asalım
Besleyelim mi
Avrupa'da öli ezası yok!.. Amerika'nın kimi
eyaletinde var!. /ısa idam cezasını Mitterrand
döneminde kal JI.
Daha dün b-., ougün iki!..
Yabizde?..
12 Eylül'de sıra sıra sallandınlan gençlerin gölge-
len daha üstümüzden kalkmadı; "Asmayalım da
besleyelim mi" lafı da o günlerden kalma!.. Kenan
Evren'in incisi...
Peki, Apo'yu ne yapalım?..
Ters taraftan bakınca Apo'nun yaran ortaya çıkı-
yor, öcalan yüzünden Devlet Güvenlik Mahkeme-
leri sivilleşti; ölüm cezasını da belki bu yüzden kal-
dınnz...
•
Gazetelerdeki şamataya, çoğu köşe yazısındaki
farfaraya bakınca insan şaşınyor, felakettellallığının
muhabbetine kendimızi kaptıımış gidiyoruz. Apo la-
kabıyla anılan Abdullah Öcalan ile Hoca Efendi d»-
ye yücettılmeye çalışılan Fethullah Gülen son gün-
lerimizin doya doya didiklediğımiz iki malzemesi;
ama, bu konularda ne kadar kısa sürede nereden
nereye geldiğimizin farkında mıyız?..
Gülen, -nam-ı diğer Hoca Efendi- daha düne ka-
dar ABD'nin desteklediği imparatoriuğunun postu-
na bağdaş kurmuş, "sözde ılımlı Islam"seçeneğiy-
le Türkiye'nin siyasetinde yannlara posta koyuyor,
cumhurbaşkanlanna, başbakanlara ödül dağıtıyor-
du.
Maskesi bir günde düştü.
Gülen artık devletin adlıyesine havale edilıyor, yar-
gıç karşısında hesap verecek!..
Müritlerine ahlaksızlık aşılayan, devletin adliyesi-
ni, mülkiyesini, askeriyesini hileyle ele geçirmeye
çalışan köy imamının, Nakşibendilik bidatinin siya-
si liderlerinden Satd-i Nursi'nin yolunda yel yepe-
lek yelken kürek yürümeye çabaladığını Mısır'daki
sağır sultan bile duyup öğrendi...
YaApo?..
•
Cam kafesin içinde yargılanıp cezalandınlan bu
adam, çok değil bir yıl önce, Suriye'deki üssünden
Güneydoğu'daki terör harekâtını yönetmiyor muy-
du? Üç-beşyıl öncesinı birdüşünün bakalım!.. Kent-
te esnafa kepenk kapattıran kimdi?.. Yol kesip oto-
büs çevirttiren, suçsuz insanlan kurşuna dizdiren
kimdi?.. İkinci Cumhuriyet korosuna göre TC artık
brtmişti!.. Bölünüp parçalanmanın eşiğinde değil
rniycik?.. Bu ülkenin ahı gitmiş vahı rm kalmışt?.. Cum-
huriyet düşmanlan zil takıp oynamıyorlar mıydı?..
Peki, bugünkü derdımiz ne?..
Apo'yu asalım mı?
Besleyelim mi?..
Besleyelim, besleyelim...
Çünkü Apo açık seçik vatan haini!.. Birde ihane-
ti gizli din gibi benliğinde taşıyanı var, Te-Ce yıkıl-
madr diye gece uyuyamayanı var ki bunlann bir eli
yağda, bir eli baldah. Onlara inal Apo'yu asmaya-
lım. Hani bir şarkı vardı: "Ben esmeri fındık ile, ben
esmeri fıstık ile, ben esmeri badem ile beslerim.."
•
Kimse farkında değil, Türkiye rotasına oturuyor,
Gülen de geride kalryor..
Apo da..
MÜDAFAA-İ HUKUK DERCİSİ
11. sayı çıktı
"CHP ÖZEL SAYISI"
ATATÛRK: CHP 3 Kiyûk Kunıltayı Ag? Söyievı;
•t*
tnL Dr. tnl Cca AŞİOJN: CHP'de Yaufcn Yaplamo.
E R U BAYSAL: Anıdotar (Çtfg),
Dr. Aln COŞKUN: CHP'ım Kötioı.
£ » • DEĞER: CHP • Ak Yazçs. Itmlacmtjractılm Pat,
Onr ERCENK. 18 Nısao vc CHP,
Ömr GtNGOİk AİC OtKoaUsjootÇupl.
M d a a KEMEIOİ: Aka Oyna'e tfcklv
KESKİNU BAYDAK: En bûyik Tik Dıyor b Dcvtnıüeraı Bckçmdı OjanlWAIü Ok (Şnr).
Tnt. Dr. Smı KÖJ: CHP'mn Knnıloşiî w Kan*n Nedm
M a a h KMI»I PALAOĞLl: Cımiııınyfl Halk Pjmsını Anlamak.
S.T.: fflova ValaUıaalar.
ftümt ŞAHİNKAYA: CHP, 1923-19»,
$• AJp TtCtN: EarMt "lrea Zsrarazdu. Dcmralam Hafta Yarar Yotor".
S<>*ni>TnUU.N:Yjfcıakna.BııPan CHP.
Seyfcoh THtHAN'dm Bır Belge-An.
V n n YAŞAR:Y ûzüı Hüzön Atlas - Sıvas katltfmnm 6 yılı ıçm - (Şnr);
\AT\Ğ.\NOĞLl'ALİMC^ CHP vt Ay(h«i«r
rnrf. Dr. Çdiı YETXÎ>: Mıllı Jef lnöoû ve CHP'de \atûAçû Çızgıdeo Sapınalar.
Çrth Raui YCRIĞIR: Cunhmyel Hik Parası Ne Üs",
••«
AY1UCA:
CHP"yi II Niuı lW»'ı SiriUr^ı Ariıyifi Bir Öraek: Htot^t n PKK Tertri
Terir w EcCTİffı T M * Öıimfc Y oıttunMi Gtrckn Sonbr
Yazışmı PX 15. Kmltoprak Postahanes - Affiaryı
Bâro H0kiımetad.Karate>-ırİ5!knj.Uı:.V 44-Antalya
Tel 0242 244 5O29.Td vefaks 02424413146
ayidiDba#mkınat)
3arlık,2i50000TL.,6aylıİL4500000TL'AboııebedelaıııZırMBuAasıAmılya.t ÇeUı
Yetkm 0036 0003 0003 0552 413 no'lu besab. >adnlıp naUmzoa bır âracgmm açık ad ve adres
ile bırblae posta vey» faks ıte uiaştınlması gercb«tedv
DwpM»ıa<ı«
Slp Kitabtri: Sakarva Câd No 8. Yraıschır - ANKAKA,
Ntaılüttlı«i:Kır.>-yıMıllryeCad.Zjy3ErdenıUrIam.ZanfflKjt,No 19-MERStN
m KiOb«»i: Aaıârk Od. N4ey4m k Merktn, No 8 - StVAS
Ga^kKiHl)«i:KiikMah.Mıl]ıEgeıneiılikCad,4l Sokak.No 14-ANTALYA
Kıbakı Kitakevi- Ortahahçe Cad, No 22»4 Be^ıltaş • İSTANBUL
Kibdt İOtatevi: Ismel lnöni Cad, No 64 - ES*LJ$EHİR
Vrik Kinbni: Mühûrda Cad. No 40, Ka<ıköv - tSTANBUl
Sakıf Ojıc Rampalı Çarsı. Nc 36 - KOVYA
ANKARA10. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
Esas No: 1999/257
Konya ilı, Kulu ilçesi, K.ömüşını köyû, c-0033, k. sıra no:
0027'de nüfusa kayıtlı Abdulaziz kızı Zehra'dan
15.05.1961'de doğma Gülay Namalan'ın nûfustaki soyadı-
nın Kaya olarak değışttrilmesıne karar verilmiştir. MK'nin
26. maddesi gereğince ılan olunur. 22.06.1999 Basın: 31108
BEYOĞLU 3. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Mahkememızın 18.05.1999 tanh 1998/956 esas,
1999/279 sayılı karan ile Beyoğlu, Bülbül Mahallesi, cilt no.
0006, kütük sıra no: 0817'de nüfusa kayıtlı Ismail Tayfun ve
Hesna'dan olma, 25.11.1980 doğumlu Süleyman Sankaya
hacir altına alınarak kendisıne teyzesı Diyarbakır, Lice, Ye-
nişehir Mahallesi, c- 0012, kütük: 0030'da nüfusa kayıtlı Se-
dat ve Muzaffer'den olma 10 05.1952 doğumlu Güler Akşa-
hın vasi tayin edılmıştır. Ilan olunur. Basın' 31150