24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 TEMMUZ 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(g cumhuriyet.com.tr 15 Paris'teki Robert Delaunay'nin sergisi 1906-1914 arasındaki resimlerini ilk kez biraraya getiriyor Renlderde ve aşkta eşzamanlıbk Robert Delaunay. otoportre, 1906. darmadağm olmuş damlan, gi- rintili çıkıntılı bacalann arasmda neredeyse kaybolmuş bir gökyü- zü. Delaunay'nin modern kent yaşamını okuyuş tarzını böylesı klasik tanımlamalarla aktarmak mümkün mü? Hayır. Kübistlerin küçük bir "nature morte"u, bir gi- tan ya da insan yüzünü yorum- larken kullandığı tekniği dev bo- yutlu tablolanna aktanrken sa- natçı sahne dekoru eğitimi almış olmasının verdiği güçle Paris'in oldukça farklı portrelerini çiziyor. G. Eiffel'in zarif kulesini böyle- si bir parçalama - yeniden kurma mantığıyla otuz kereden fazla re- simlerine konu eden Ddaunay'nin haklı olarak kendisıne büyük bir ün kazandıran bu çalışmalann- da "form" olgusunu, bilinen kı- yılan terk ederek, her türlü etki- den uzaktaetkileyici bir görsel dil oluşturacak şekilde ele aldığı gö- rülûr. Sanatçınm analitik yönden kübizmi kendine özgü metotlar- Oskar Kokoschka'nın yeni bir biyografisi Ingiltere'de yayımlandı Acüı âşığın üginçyaşamı NECMİSÖNMEZ PARİS - "Robert Delaunay de rimpressionisme a l'abstracti- on" başlığı altında CentreGeor- geo Pompidou'da açılan sergi. yûzyıl başında modern sanatın sancılı bir döneminde değışen sa- nat anlayışını kavramış ve çalış- malannı farklı deneylerle zen- ginleştirmeyi başarmış bır ressa- mın önemli yapıtlannı bir araya getiriyor. 20. yüzyılın başlangı- cı. ekonomik, politik değişmele- re paralel olarak aynı zamanda yeni bir ressam aktöresinı oluş- turacak funda toprağını da hazır- lamıştı. Dogma büyüme Parislı olan Robert Delaunay (1885- 1941) bir yanda 1900yılrndabu kentte kurulan Dünya Fuan'nda ilk kez gösterilen teknik buluşla- nn. öte yanda burada kendı resim- lerini gösteren Monat, Signac ve Seurat'nın izlenimci resimlen- nin etkisiyle Modern Sanat için- de bir çıkış noktası arar. 1905-08 arasında Delaunay, G-Apollinaire'den Gümriikçü Ro- usseau'ya. Blais Cendrars'dan, Jean Metzinger'e dek dönemin önemli sanatçılanyla. entelektü- elleriyle yakm dostluk kurarak Cezanne'ın açtığı aydınlık yolda ilerlemeye, dış dünyada gözlem- lediklerini soyutlamaya başlar. Pompidou sergisinin ilk salonu genç ressamın Fovist Fransız Res- samlannın etkisi altında gerçek- leştırdiğı portre ve manzara ça- hşmalanndan oluşuyor. Yaşar- ken hiçbır yerde sergilenmesine izin vermediği bu resimler, özel- likle 1906 yılında gerçekleştir- diği u Otoportre"si sanatçının Signac'm etkisini aşıp soyutla- manın kapılannı aralamak için nasıl çaba harcadığını duyumsa- tıyor. Oysa kübizmin başta Pi- casso ve Braque"ın güncel sanat ortamında önemli bir etkiye sa- hip olduğu bu yıllarda Delaunay yavaş ama kendisinden emin ola- rak yorumladığı "kendi formla- nnı" araştırmaya başlamıştır. 1909-12 yıllan arasında "Saint- Severin" resimlerine başlayan genç sanatçı. vefatına dek kul- landığı Rue des Grands-Augus- tin'deki atölyesine komşu olan bu kilisenin mimarisinden etki- lenerek oluşturduğu dizisinde önemli bir atılım gerçekleştırerek kendine özgü tarzma ulaşmıştır. Paris'in farkh portreleri Delaunay, bir yanda kilisenin ıçinde gün ışığının mekânda oluş- turduğu kınlmalan öte yanda da geleneksel perspektif anlayışıru bir tarafa itıp tek rengın (yeşil) fark- lı tonlannı kullanarak oluşturdu- ğu atmosferler (aura) ilgınç bir senteze varmıştır. Sergıde küçük boyutlu desenlerin, çıziktırmele- rin eşliğinde sunulan bu diziye ait resimlerde karşılaşılan anlatım gücü. genç sanatçının formlannı Cezanne'ın öğretisi ışığında kü- çük parçalara ayırmakla beraber, şematıkleşmediğını duyarlı ve şeffaf renklerin yardımıyla o yıl- lardaki kişiliksiz 'Kübist Resim' modasına takılmadığını düşün- dürüyor. Bu resimlerde mekânı kübizme özgü bir tarzda parçala- ra ayıran sanatçının daha sonra ay- nı rengin farklı tonlannı kulla- narak adeta bir mozaik oluştu- rurcasına her parçayı farklı fark- lı yorumlamaya çalışması ilk ba- kışta gereksiz bir elişçiliği izle- nimi uyandınyor. Ama. resim yü- zeyinin bu sayede "hareketlendi- rilmesini'' Delaunay'nin "Şehir- fer" dizisinde yöneleceği renk ve form aynşmasının ilk denemele- ri olarak da yorumlamak müm- kün. Birpencerenin arkasmdan gö- rünen Paris manzarası, evlerin Tiyatro ve TV Yazarları Derneği'nden açıklama 'Repertuvar gözden geçirilmeli' resimlerin arkasında izleyicinin ayaklannı yerden kesecek bir güç var; aşkın eşzamanlıhğı. Robert'in delicesine Sonia'ya âşık olduğu bir dönemin ürünü olan bu çalışmalar, bunca yıl sonra izleyene "aynı ateşi" taşıyabiliyor. "Modern yaşamın elektriği" adeta bir mıknatıs gibi izleyenleri kendisine çekiyor. Robert Delaunay, Ritim, Hayann Neşesi, 1952. la dönüştürdüğünü de ortaya ko- yan "EiflelKulesi" dizisinde De- launay özellikle yeşil-kırmızı renklerini kullanarak parçalara ayırdığı formlara dramatik bir et- ki kazandırmayı başarmıştır. Ser- ginin bu bölümünde yer alan el yazılan, notlar sanatçının özellik- le naif ressam Gümriikçü Rous- seau'nun tanınması ıçin harcadı- ğı çabayı da ortaya çıkanyor. Askerliğini garnizon kütüpha- necisi olarak Loan kentinde ya- pan Delaunay 'nın bu kentte ger- çekleştirdığı manzaralannda, yan yana geldiklerinde birbirini iterek "adeta" hareketlendiren renkle- rin etkilerini yorumlamaya baş- lamıştır. Loan'da klasik renk te- orilerini okuyarak resmini zengin- leştirecek kuramsal araştırmala- ra girmesi sanatçıyı sıradan bir kü- bizm yorumcusu olmaktan kur- tardığı gibi, çalışmalanna ancak "kalp gözüyte" okunabilecek olan duyarlı bir "iç ışık" kazandırmış- • 3 : "3* • Susanne Keegan yazdığı biyografide, yüzyılın en büyük sanatçılanndan biri ve mutlu bir adam olarak portresini çizmeyi deniyor Kokoschka'nın. Kültür Servisi- Başanyla dolu uzun ya- şamı boyunca Oskar Kokoschka. sadakat- siz sevgiliyle tango yapan acılı âşık, mey- haneye giderken 'ölünı'le karşılaşan kay- gılı ölümlü ya da vesvese içindeki uyku- suz nevrotik halleriyle birçok kez kendini resmetti. 1937 yılında yaptığı en ünlü tab- losunda kollan sinirli biçimde göğsünde bağlanmıştı ve başı bir kaya parçası kadar büyüktü. Kokoschka, yaşamını 'büyütmekten' her zaman zevk aldı. Bır dönem kaleme al- dığı otobıyografisi abartılarla doluydu. 1886 yılında dünyaya gelen sanatçı, Impa- rator Franz Joseph Avusturyası 'nda yaşa- dı; Ronald Reagan ve Margaret Thatcher dönemlerine. kendi estetik anlayışını 1970lerde hicıvle tekrar eden neo-eksp- resyonizm akımına tanık oldu. Kokosch- ka'nın Susanne Keegan tarafından kale- me alınan ilginç yaşamı, 'TheEyeofGod: A Life of Oskar Kokoschka' başhğıyla ge- çen günlerde tngiltere'de yayımlandı. Kokoschka'nın yaşamına birçok kez po- litik gelişmeleryön verdi. Viyana'dan Dres- den'e, Dresden'den Prag'a yerleşti. Ancak II. Dünya Savaşf nın başlamasıyla burayı da terk etti. 1937 yılında yaptığı otoport- re, sekiz tablosunu 'Dejenere Sanat' adıy- la sergıleyen Nazilere verilmiş bir yanıttı. Almanya'da avant-gard sanat karşıtı pro- pagandalar sürerken, Vıyana'da Kokosch- ka'nın tüm çalışmalannı kapsayan bir ret- rospektif sergi açıldı. Aslında ressamın er- ken dönem yapıtlan Viyana'da da pek an- laşılamamış ve küçümsenmişti. Hatta Ar- şidük Ferdinad. "Bu adamın vücudunda- Idbütfin kemikleri knrnakgerek" gibi söz- ler söylemişti Kokoschka için; ancak re- simleri hiçbir zaman, kısa bir süreliğine ha- Oscar Kokoschka, yaşamını 'büyütmekten' her zaman zevk aldı. pis de edilen Schiele'ninkiler gibi yasak- lanmadı. 1949'da belediye reisi bile resmi- ni yaptırmak için ona gelecekti. Freud, Schönberg ve Schiele'mn Viya- nası'nda çok çalışması gerekiyordu Ko- koschka'nın. 1909 yılında tüm karakterle- ri ölen ekspresyonist bir oyun sahneledi. En önemli psikolojik otoportrelerini de bu dönemde yaptı. 1912 yılında. ünlü bestecınin dul eşi Al- ma Mahler'e âşık oldu. Sadakatsizlikler- le dolu ılişkileri, Mahler'in WaherGropi- us'la gızlice yaptığı evliliğe dek üç yıl sür- dü. Ancak bu aşkın izlerini taşımayı sür- dürecekti Kokoschka... Mahler'in, her türlü aynntısıyla ve öl- çüleriyle gerçeğe uygun birkuklasını yap- tı. Uzun bir süre onunla uyudu. onunla ye- mek yedi, onunla konuştu. Oyuncak Be- beklı Otoportre"de yansıttığı, Mahler'in vücuduydu aslında. Keegan, hazırladığı biyografide Mah- ler'in. Kokoschka'yı dinlemeyerek aldır- dıği çocuğundan ve bu olayın ressamı ne denli bunalıma sürüklediğinden söz etmi- yor. Keegan"ın. Kokoschka'nın yaşamı- nın olumlu yönlerini göstermeye çalıştığı da çok açık. Kitapta uzak durulan konu- lardan biri de ressamın erken dönem ça- lışmalarındaki erotizm ve şıddet öğeleri. Keegan, biyografisinde yüzyılın en büyük sanatçılanndan biri ve mutlu bir adam ola- rak portresini çizmeyi deniyor Kokosch- ka'nın. Biyografide Kokoschka'nın yazılanndan alıntılar da var. Keegan. gereken bilgi ve belgeler konusunda ressamın eşı Olda Ko- koschka'nın kendisıne çok yardımcı ol- duğunu ve yapitını Olda'ya ithaf ettiğinı belırtiyor. tır. lç ışık derken, Delaunay'ye 1912 Salon Sergisi'nde büviik bir ün kazandıran "La VTDede Paris" ısimli kompozisyonunda gözlem- lenen. adeta renklerin arkalann- dan aydmlanlmış gibi, aşağıya-yu- kanya, sağa-sola serbestçe hare- ket edebilmelerini savlıyonım. Iki metreye dört metre büyüklü- ğündeki bu dev kompozisyon ıçerdiği birçok özellikle Dela- unay'mn anahtar resimlerinden biri olarak yorumlanabilir. Bu ça- lışmasından sonra "safsoyuüama- ya" (pure abstraction) girdiği "Peocereter" dizisine başlar sa- natçı. Sergide bu diziye ait yirmi- ye yakın resim onun adeta bir eşikten ötekine geçercesine ra- hathkla soyut resme yöneldiğini duyumsatıyor. Yaşamın önemli ikonlan Genellikle üçgen, kare formla- nna indirgenmiş olan formlann, yumuşak tonlann yardımıyla bir- birine yakınlaştınldığı bu diziye ait resimlerinde Delaunay'nin adeta öğle güneşı parlaklığında et- kileyici bir "resim anlayışına" (peinture) vardığı gözlemlenir. lzleyicileri adeta bir tutsak gibi olduklan yere çakan bu resimler eğer askerler gibi arka arkaya ser- gi lenmeselerdi etkileri daha da açık olarak ortaya çıkabilecekti. Bu dizinin arkasından gelen bü- yük boyutlu "L'Equipe de Car- difP (1913) sanatçmın modern yaşamın önemli ikonlannı (futbol maçı, Eiffel Kulesi, Çelik Dön- me Dolap vb.) oluşturduğu devi- nımli birkompozisyondur. Parça- lara aynlan renk bloklannın ha- reketliliğini yoğun bir grafık et- kiyle tanımlamaya çalışan sanat- çının "simuftane" (eşzamanlıhk) kavramını tanımladığı görülür burada. Yuvarlak formlu (tondo) bir tuvali sadece renk sarmallan oluşturacak şekilde boyayan De- launay'nin 1914'ten itibaren ger- çeleştirdıği disque'leri, modem sa- natın oluşum süreci içinde önem- li bır adım olarak değerlendiril- mektedir. 1910 yılında evlendi- ği Rus asıllı ressam Sonia'nın ku- maş ve elbise tasanmlannda kul- landığı patchworklerdende etki- lenen sanatçının renklerin birbi- riyle olan ilişkisini "kavramsal" bir boyuta çektiğı disque'leri, I. Dünya Savaşı'nın ayak sesleri arasında gerçekleştirilmiş en et- kileyici resimlerden biri olarak değerlendirmek yanlış olmaya- cakS Braque,Mansse,Picassogi- bi devlerin varlığına rağmen. Renklerin optik etkileri Robert Delaunayrenklerinop- tik etkilen. yansımalan üzerine yaptığı bilimsel araştırmalann yardımiyla kuramsal olmasına rağmen kuru olmayan bir görsel dil perdesini aralayarak BiaueRe- iter ve Bauhaus gruplaşmalanrun çözüm önerilerini gündeme ge- tirecekleri sorunlan ortaya atmış oluyordu böylece. Bu resimlerin arkasında izleyicinin ayaklannı yerden kesecek bir güç var; aşkın eşzamanlıhğı. Robert'in delice- sine Sonia'ya âşık olduğu bir dö- nemin ürünü olan bu çalışmalar, aradan neredeyse seksen yıl geç- mesine rağmen izleyene "aynı ateşi" taşıyabiliyor. Delaunay'nin 1906-14 arasındaki resimlerini ilk kez bir araya getiren bu ser- giyi iki ya da üç kez gezmekten kendini alamıyor insan. Çünkü bu resimlerde, Maleviç'in son derece yakın olarak tanımladığı gibi "modern yaşamın elektriği'' adeta bir mıknatıs gibi izleyenle- ri kendisine çekiyor. Renkler dı- şmda bunu sadece aşk başarabi- lir. Sergi Centre Pompidou'da ağustos sonuna dek izlenebilir. Kültür Servisi - Tiyatro ve TV Yazarlan Derneği. 1999/2000 tiyatro sezonunun baş- lamasından önce Devlet Tiyatrolan'nın açıklanan repertuvar taslağının gerekli ön- lemlerle gözden geçirilmesini öneren "Bu repertuvar politikalan ile ulusal tiyatromuz dünya sahnesinde yerini alamaz Sayın Ba- kanr başlıklı bir açıklama yaptı. Kültür Bakanı Istemihan Talay'a yapı- lan açıklamada, Devlet Tiyatrolan'nın re- pertuvar politikasıyla ulusal tiyatromuzun dünya sahnesinde yerini alamayacaği belir- tildî. Tiyatro ve TV Yazarlan Demeği Yöne- tim Kurulu'ndan yapılan açıklamada. der- neğin ulusal tiyatromuzun çağdaşlanmn buluştuğu sahnede, yerini ve rolünü ancak yerli yazarlar ve oyunlarla alabileceğini özel ve ödenekli kurumlara anlatmaya çalıştığı vurgulandı. Bu savla tiyatro sanatına duyar- lılıkla yaklasacağına inandıklan Kültür Ba- kanı Istemihan Talay'ı uyardıklan belirtil- di. Açıklamada şu sözlere yer verildi: Devlet Tıyatrolan Genel Müdürü Lemi Bilgin. mayıs ayı program dergisinde yaz- dığı önsözde "ülkeningündemhiebuluşmuş, repertu>ar politikası ile bu ülkenin nŞ-atro- su olduğunu karutlayan bir devlet tiyatrosu" amaçladığını \iirguluyordu. Toplumumuzun müzmin kimlik bunalı- mını ve günümüzdeki hızlı kültür yozlaş- masıru aşmada sanata düşen görevin bilin- cine sahip tüm aydmlanmız gibi. tiyatro yazarlan olarak bizler de kuşkusuz o hede- fe yönelmiş bulunuyoruz. Yazık ki Devlet Tiyatrolanmızın uygula- malardaki rotası, daha doğrusu rotasızlığı, o çizgiye çok uzak görülüyor. Yeni tiyatro mevsimi için açıklanan repertuvar taslağı. özellikle ağirlıklı ocaklar olan Ankara ve fs- tanbul'daki 1. tur oyun listeleri, kamuoyu- nun ilgili kesimleriyle birlikte, üyelerimizi de hayal kınklığına uğrattı. Osmanlı Imparatorluğu'nun kuruluşu- nun 700., cumhuriyetimizin 75 ve Devlet Ti- yatrolan'nın 50. İcutlamalan aynı dönem- de kesişti. Bu mutlu kavşakla ulusal birikım- lerimizi değerlendirecek. kişiliğimızi net- leştirecek, geleceğimize ışık tutacak atak, çarpıcı, renkli ve etkili programlar üretme- nin tam zamanıdır. Devlet Tiyatrolanmız ise bunun tam karşıtı bir ilkesizlik ve dağınık- lık sergileyerek bizleri üzmektedir. Fethi Izan'm sergisi 7-22 Temmuz arasında The Marmara'da Fotoğraflarla 4 Cazın Sihîrli Yüzleri' Kültür Servisi - The Marmara Istanbul Ote- li. 7-22 Temmuz tarih- leri arasında Fethi tzan'ın 'Cazın Sihirli Yüzleri" başlıklı fotoğ- raf sergisine ev sahip- liği japacak. Mimar Sinan Oni- versitesi Güzel Sanat- lar Fakültesi Ana Sa- nat Dalı mezunu olan Fethi lzan, pek çok fo- toğraf sergisinin yanı sıra dia paroma göste- rilerini hazırladı ve çe- şitli etkinliklerde sun- du. Fotograflanyla ulu- sal ve uluslararası pek çok sergiye katılan sanatçı bu sergilerden çeşitli ödül- ler de kazandı. Cazın Sihirli Yüzleri fotoğraf sergisinde 1989 yılın- dan bu yana. Istanbul'a gelen dünya cazının önemli ad- lannm konserler sırasmda çekilmiş görüntüleri yer alı- yor. Farklı tekniklerin kullanıldığı fotoğraflara yalnız- ca anın görüntüleri olmaktan daha fazla anlam ve çağ- nşımlar yüklüyor lzan. Istanbul Kültür ve Sanat Vakfi'nın düzen- lediği uluslararası fes- tivallerin kurumsal sponsorluğunu yapan The Marmara Istanbul. Cazın Sihirli Yüzleri sergisini de 6. Ulusla- rarası Istanbul Caz Fes- tivali sırasında gerçek- leştiriyor. 7 Temmuz Cuma akşamı açılacak olan sergiyi, festivalin The Marmara Istan- bul'da misafır edilecek dünyaca ünlü caz sa- natçılan da ziyaret ede- bilecekler. Sergi günün her saati açık kalacak. Cazseverlerin, sergide fotoğraflannı bulacaklan caz sanatçılan ise şöyle: John Mdaughlin, Jan Garbarek, Miroslav Vhous, Tito Puente, Eberhard Weber, Don Byron, Marcus Miller, Ben Harper, Michael & Randy Brecker, Al Di Meola, Stanley Clark,Jean Luc Pönty,Ja- meieddin Tacuma, VV'ynton Vlarsalis.John Surnıan, Ab- dullah İbrahim,ChkCorea,Joshua Redman,DeanCan Danct. Gerry MuUigan. (251 46 96) Hoffmann'ın Masalları bugün j Aspendos'ta • Kültür Servisi - Istanbul Devlet Opera ve Balesi, 6. Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali'nde Carmina Burana balesinin ardından bugün saat 21.00'de J.OfFenbach'ın yapıtı 'Hoffmann'ın Masallan" adlı baleyi sahneliyor. Başak Sigorta'nın sponsorluğunda sahnelenen yapıtı İDOB'un Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Yekta Kara sahneye koyuyor. Sanatçının düşle gerçek arasındaki dünyasını ve 'ideal kadm'a ulaşma çabalannı anlatan yapıtin orkestrasını konuk şef Ivan Anguelov yönetiyor. Balenin koreografisi Erdal Uğurlu'ya, dekor tasanmı Duygu Sağıroğlu'na, kostüm tasanmı Sevim Çavdar'a. ışık düzeni ise Ahmet Defhe'ye ait. Koroyu şef Gökçen Koray yönetiyor. Hoffmann'ın Masallan'nda başlıca rolleri Bülent Külekçi, Kevork Tavityan, Mesut Iktu, Jaklin Çarkçı, Aylin Ateş, Özlem Soydan, EvTen Ekşi, Şamil Gökberk, Kenan Dağaşan ve Nursel Sönmez paylaşıyor. üzay, fllm stüdyosu olarak kullanılacak • MOSKOVA (AFP) - Tarihte uzaya ilk kez insan gönderen ülke unvanını taşıyan Rusya, gelecek yıl uzayı bir film stüdyosuna çevirerek bir ılke daha ımza atacak. Ünlü film yönetmeni Yuri Kara, yeni filmini gelecek yıl uzay istasyonu Mir'de çekmeyi planlıyor. Yönetmen. bu ilgınç proje için ilk adımı şubat ayında, filmde rol alacak bir kozmonotla istasyona gidip deneme çekimleri gerçekleştirerek atacak. Kara, iki kozmonotun rol alacağı filmini dünyadan yönetecek. Film, ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un bir romanından uyarlandı. Romanda, yok edilmek üzere olan bir uzay istasyonunu terk etmek ıstemeyen bir kozmonotun öyküsü anlatılıyor. Koreli gruptan IVHIenyuımın Dansı' • Kültür Servisi- Türkiye ve Kore arasındaki diplomatik ilişkilerin 42. yıldönümü nedeniyle ülkemıze gelen Kore Ulusal Dans Topluluğu, geçen akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda 'Kore-Milenyumun Dansı' adlı bir gösteri sundu. Türk ve Kore ortaklığının önde gelen kunıluşlanndan Hyundai Assan tarafından organize edilen geceye Kore Büyükelçisi Cho Cho Sang- Hoon da katıldı. Topluluğun 1977'den bu yana sahnelediği gösteri, Kore geleneksel dansınm ilk ortaya çıktığı şekilde canlandınlmasını ve Kore'nın tarihi özelîiklerinin günümüze taşınmasını amaçlıyor. Rusya'nın kültür kurumları sıkmtHla • MOSKOVA (AFP) - Rusya'nın seçkm müzeleri, tiyatrolan ile diğer sanat kurumlan ülkede yasanan nakıt sıkmtısı nedeniyle artık devletin ayırdığı ödeneğin sadece dörtte birini alabilecekler. Rusya bütçesinde sanata aynlan ödenek yıllık bütçenin yüzde ikisi oranından yüzde 0.5"e düşüyor. Kültür Bakanlığı buödeneği, anıtlann konınması. ülkedeki yüzlerce müzenin gözetılmesı. Bolşoy tiyatro ve konservatuvan gibi kurumlan ayakta tutmak için kullanacak. Piyanist Byron Janis'e Legion ıTHonneur unvanı • KüHür Servisi - Amerikalı piyanist Byron Janis'e,, Fransız Legion d'Honneur unvanı verildi. Chopin Müzik Festivali için Paris'te bulunan 71 yaşındaki Janis, böylece bir Legion d'Honneur Komutanı unvanınm sahibi oldu. Sanatçı geçen yıllarda, kaslanndaki rahatsızlık nedeniyle bazı konserlenni yanda kesmek zoranda kabnıştı. Foça Çevre Hlmleri Festh/ali'nm ödulleri sahiplerini buUu • FOÇA (A.\) - tzmır'ın Foça ilçesınde düzenlenen 1. Foça Çevre Filmleri Festivali sona erdi. Alin Taşçıyan, Binnur Küıçkaya, Ediz Hun, Hilmi Etikan, llhan Uçku, Oğuz Makal ve Vural Çavuşoğlu'ndan oluşan jüri, en iyi belgesel film . dalında, Sadık Aslankara'nm 'Ormanım'ını ödüle - değer buldu. Belgesel Özendirme Ödülü ise yönetmenliğini Almila Öter. Kemal Çipe ve Ayşem Ergin'in yaptığı 'Bu Seçim Bitmez'e verildi. Kurmaca dalında Ebru Yapıcı'run 'Kıyıda' adlı filmi ödül kazanırken Jün Özel Ödülü. Özgür Poyrazoğlu, Muharrem Tırmık ve Özgür Uğraş Akgün'ün yönettiği 'Son Gülen tyi Güler'e; Özendirme Ödülü ise Mustafa Ünal'ın yönettiği 'Nereye' ile Recep Akar'ın yönettiği 'Yansıma' adlı filmlere verildi. Entelektüel sinemada porno göstepimi • PARİS (AFP) - Bugüne kadar yahıızca sanatsal nitelikli fılmler gösteren, bu nedenle de Paris'teki entelektüellenn gözde mekânlanndan olan ünlü sinema Paris Cinematheque, bugün. tarihinde ilk ve son kez olmak üzere porno filmleri gösterecek. 'Cinsel Çılgınlık Gecesi' olarak adlandınlan gecede. pornografik filmin ilk örneklerinin görüldüğü 1920 ve 1930'lardan başlayarak porno filmleri endüstrisinin tarihi gözler önüne serilecek. BUGÜN • YUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ nde Bakırköy Belediye Tiyatrosu'nun düzenlediğı 'Hayal Bahcesi '99'etkinlikleri kapsamında 18.00- 23.00 saatleri arasında tiyatro oyunlan, geleneksel sahne sanatlan gösterilen. dans göstensi, konser ve film gösterimi yer alıyor. (661 19 42) • DULCINEA'da modern dans sanatçısı Rebecca Lazier'in sunacağı 'Hikâyeler' başlıklı gösteri 19.00 ve 21.00 saatlerinde izlenebilir. (245 10 39)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle