Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 TEMMUZ 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(g cumhuriyet.com.tr 15
Paris'teki Robert Delaunay'nin sergisi 1906-1914 arasındaki resimlerini ilk kez biraraya getiriyor
Renlderde ve aşkta eşzamanlıbk
Robert Delaunay. otoportre, 1906.
darmadağm olmuş damlan, gi-
rintili çıkıntılı bacalann arasmda
neredeyse kaybolmuş bir gökyü-
zü. Delaunay'nin modern kent
yaşamını okuyuş tarzını böylesı
klasik tanımlamalarla aktarmak
mümkün mü? Hayır. Kübistlerin
küçük bir "nature morte"u, bir gi-
tan ya da insan yüzünü yorum-
larken kullandığı tekniği dev bo-
yutlu tablolanna aktanrken sa-
natçı sahne dekoru eğitimi almış
olmasının verdiği güçle Paris'in
oldukça farklı portrelerini çiziyor.
G. Eiffel'in zarif kulesini böyle-
si bir parçalama - yeniden kurma
mantığıyla otuz kereden fazla re-
simlerine konu eden Ddaunay'nin
haklı olarak kendisıne büyük bir
ün kazandıran bu çalışmalann-
da "form" olgusunu, bilinen kı-
yılan terk ederek, her türlü etki-
den uzaktaetkileyici bir görsel dil
oluşturacak şekilde ele aldığı gö-
rülûr. Sanatçınm analitik yönden
kübizmi kendine özgü metotlar-
Oskar Kokoschka'nın yeni bir biyografisi Ingiltere'de yayımlandı
Acüı âşığın üginçyaşamı
NECMİSÖNMEZ
PARİS - "Robert Delaunay de
rimpressionisme a l'abstracti-
on" başlığı altında CentreGeor-
geo Pompidou'da açılan sergi.
yûzyıl başında modern sanatın
sancılı bir döneminde değışen sa-
nat anlayışını kavramış ve çalış-
malannı farklı deneylerle zen-
ginleştirmeyi başarmış bır ressa-
mın önemli yapıtlannı bir araya
getiriyor. 20. yüzyılın başlangı-
cı. ekonomik, politik değişmele-
re paralel olarak aynı zamanda
yeni bir ressam aktöresinı oluş-
turacak funda toprağını da hazır-
lamıştı. Dogma büyüme Parislı
olan Robert Delaunay (1885-
1941) bir yanda 1900yılrndabu
kentte kurulan Dünya Fuan'nda
ilk kez gösterilen teknik buluşla-
nn. öte yanda burada kendı resim-
lerini gösteren Monat, Signac ve
Seurat'nın izlenimci resimlen-
nin etkisiyle Modern Sanat için-
de bir çıkış noktası arar.
1905-08 arasında Delaunay,
G-Apollinaire'den Gümriikçü Ro-
usseau'ya. Blais Cendrars'dan,
Jean Metzinger'e dek dönemin
önemli sanatçılanyla. entelektü-
elleriyle yakm dostluk kurarak
Cezanne'ın açtığı aydınlık yolda
ilerlemeye, dış dünyada gözlem-
lediklerini soyutlamaya başlar.
Pompidou sergisinin ilk salonu
genç ressamın Fovist Fransız Res-
samlannın etkisi altında gerçek-
leştırdiğı portre ve manzara ça-
hşmalanndan oluşuyor. Yaşar-
ken hiçbır yerde sergilenmesine
izin vermediği bu resimler, özel-
likle 1906 yılında gerçekleştir-
diği u
Otoportre"si sanatçının
Signac'm etkisini aşıp soyutla-
manın kapılannı aralamak için
nasıl çaba harcadığını duyumsa-
tıyor. Oysa kübizmin başta Pi-
casso ve Braque"ın güncel sanat
ortamında önemli bir etkiye sa-
hip olduğu bu yıllarda Delaunay
yavaş ama kendisinden emin ola-
rak yorumladığı "kendi formla-
nnı" araştırmaya başlamıştır.
1909-12 yıllan arasında "Saint-
Severin" resimlerine başlayan
genç sanatçı. vefatına dek kul-
landığı Rue des Grands-Augus-
tin'deki atölyesine komşu olan
bu kilisenin mimarisinden etki-
lenerek oluşturduğu dizisinde
önemli bir atılım gerçekleştırerek
kendine özgü tarzma ulaşmıştır.
Paris'in farkh portreleri
Delaunay, bir yanda kilisenin
ıçinde gün ışığının mekânda oluş-
turduğu kınlmalan öte yanda da
geleneksel perspektif anlayışıru bir
tarafa itıp tek rengın (yeşil) fark-
lı tonlannı kullanarak oluşturdu-
ğu atmosferler (aura) ilgınç bir
senteze varmıştır. Sergıde küçük
boyutlu desenlerin, çıziktırmele-
rin eşliğinde sunulan bu diziye ait
resimlerde karşılaşılan anlatım
gücü. genç sanatçının formlannı
Cezanne'ın öğretisi ışığında kü-
çük parçalara ayırmakla beraber,
şematıkleşmediğını duyarlı ve
şeffaf renklerin yardımıyla o yıl-
lardaki kişiliksiz 'Kübist Resim'
modasına takılmadığını düşün-
dürüyor. Bu resimlerde mekânı
kübizme özgü bir tarzda parçala-
ra ayıran sanatçının daha sonra ay-
nı rengin farklı tonlannı kulla-
narak adeta bir mozaik oluştu-
rurcasına her parçayı farklı fark-
lı yorumlamaya çalışması ilk ba-
kışta gereksiz bir elişçiliği izle-
nimi uyandınyor. Ama. resim yü-
zeyinin bu sayede "hareketlendi-
rilmesini'' Delaunay'nin "Şehir-
fer" dizisinde yöneleceği renk ve
form aynşmasının ilk denemele-
ri olarak da yorumlamak müm-
kün.
Birpencerenin arkasmdan gö-
rünen Paris manzarası, evlerin
Tiyatro ve TV Yazarları Derneği'nden açıklama
'Repertuvar gözden geçirilmeli'
resimlerin
arkasında izleyicinin
ayaklannı yerden
kesecek bir güç var;
aşkın eşzamanlıhğı.
Robert'in delicesine
Sonia'ya âşık olduğu
bir dönemin ürünü
olan bu çalışmalar,
bunca yıl sonra
izleyene "aynı ateşi"
taşıyabiliyor.
"Modern yaşamın
elektriği" adeta bir
mıknatıs gibi
izleyenleri kendisine
çekiyor. Robert Delaunay, Ritim, Hayann Neşesi, 1952.
la dönüştürdüğünü de ortaya ko-
yan "EiflelKulesi" dizisinde De-
launay özellikle yeşil-kırmızı
renklerini kullanarak parçalara
ayırdığı formlara dramatik bir et-
ki kazandırmayı başarmıştır. Ser-
ginin bu bölümünde yer alan el
yazılan, notlar sanatçının özellik-
le naif ressam Gümriikçü Rous-
seau'nun tanınması ıçin harcadı-
ğı çabayı da ortaya çıkanyor.
Askerliğini garnizon kütüpha-
necisi olarak Loan kentinde ya-
pan Delaunay 'nın bu kentte ger-
çekleştirdığı manzaralannda, yan
yana geldiklerinde birbirini iterek
"adeta" hareketlendiren renkle-
rin etkilerini yorumlamaya baş-
lamıştır. Loan'da klasik renk te-
orilerini okuyarak resmini zengin-
leştirecek kuramsal araştırmala-
ra girmesi sanatçıyı sıradan bir kü-
bizm yorumcusu olmaktan kur-
tardığı gibi, çalışmalanna ancak
"kalp gözüyte" okunabilecek olan
duyarlı bir "iç ışık" kazandırmış-
• 3 :
"3*
• Susanne Keegan yazdığı
biyografide, yüzyılın en
büyük sanatçılanndan biri ve
mutlu bir adam olarak
portresini çizmeyi deniyor
Kokoschka'nın.
Kültür Servisi- Başanyla dolu uzun ya-
şamı boyunca Oskar Kokoschka. sadakat-
siz sevgiliyle tango yapan acılı âşık, mey-
haneye giderken 'ölünı'le karşılaşan kay-
gılı ölümlü ya da vesvese içindeki uyku-
suz nevrotik halleriyle birçok kez kendini
resmetti. 1937 yılında yaptığı en ünlü tab-
losunda kollan sinirli biçimde göğsünde
bağlanmıştı ve başı bir kaya parçası kadar
büyüktü.
Kokoschka, yaşamını 'büyütmekten'
her zaman zevk aldı. Bır dönem kaleme al-
dığı otobıyografisi abartılarla doluydu.
1886 yılında dünyaya gelen sanatçı, Impa-
rator Franz Joseph Avusturyası 'nda yaşa-
dı; Ronald Reagan ve Margaret Thatcher
dönemlerine. kendi estetik anlayışını
1970lerde hicıvle tekrar eden neo-eksp-
resyonizm akımına tanık oldu. Kokosch-
ka'nın Susanne Keegan tarafından kale-
me alınan ilginç yaşamı, 'TheEyeofGod:
A Life of Oskar Kokoschka' başhğıyla ge-
çen günlerde tngiltere'de yayımlandı.
Kokoschka'nın yaşamına birçok kez po-
litik gelişmeleryön verdi. Viyana'dan Dres-
den'e, Dresden'den Prag'a yerleşti. Ancak
II. Dünya Savaşf nın başlamasıyla burayı
da terk etti. 1937 yılında yaptığı otoport-
re, sekiz tablosunu 'Dejenere Sanat' adıy-
la sergıleyen Nazilere verilmiş bir yanıttı.
Almanya'da avant-gard sanat karşıtı pro-
pagandalar sürerken, Vıyana'da Kokosch-
ka'nın tüm çalışmalannı kapsayan bir ret-
rospektif sergi açıldı. Aslında ressamın er-
ken dönem yapıtlan Viyana'da da pek an-
laşılamamış ve küçümsenmişti. Hatta Ar-
şidük Ferdinad. "Bu adamın vücudunda-
Idbütfin kemikleri knrnakgerek" gibi söz-
ler söylemişti Kokoschka için; ancak re-
simleri hiçbir zaman, kısa bir süreliğine ha-
Oscar Kokoschka, yaşamını 'büyütmekten' her zaman zevk aldı.
pis de edilen Schiele'ninkiler gibi yasak-
lanmadı. 1949'da belediye reisi bile resmi-
ni yaptırmak için ona gelecekti.
Freud, Schönberg ve Schiele'mn Viya-
nası'nda çok çalışması gerekiyordu Ko-
koschka'nın. 1909 yılında tüm karakterle-
ri ölen ekspresyonist bir oyun sahneledi.
En önemli psikolojik otoportrelerini de bu
dönemde yaptı.
1912 yılında. ünlü bestecınin dul eşi Al-
ma Mahler'e âşık oldu. Sadakatsizlikler-
le dolu ılişkileri, Mahler'in WaherGropi-
us'la gızlice yaptığı evliliğe dek üç yıl sür-
dü. Ancak bu aşkın izlerini taşımayı sür-
dürecekti Kokoschka...
Mahler'in, her türlü aynntısıyla ve öl-
çüleriyle gerçeğe uygun birkuklasını yap-
tı. Uzun bir süre onunla uyudu. onunla ye-
mek yedi, onunla konuştu. Oyuncak Be-
beklı Otoportre"de yansıttığı, Mahler'in
vücuduydu aslında.
Keegan, hazırladığı biyografide Mah-
ler'in. Kokoschka'yı dinlemeyerek aldır-
dıği çocuğundan ve bu olayın ressamı ne
denli bunalıma sürüklediğinden söz etmi-
yor. Keegan"ın. Kokoschka'nın yaşamı-
nın olumlu yönlerini göstermeye çalıştığı
da çok açık. Kitapta uzak durulan konu-
lardan biri de ressamın erken dönem ça-
lışmalarındaki erotizm ve şıddet öğeleri.
Keegan, biyografisinde yüzyılın en büyük
sanatçılanndan biri ve mutlu bir adam ola-
rak portresini çizmeyi deniyor Kokosch-
ka'nın.
Biyografide Kokoschka'nın yazılanndan
alıntılar da var. Keegan. gereken bilgi ve
belgeler konusunda ressamın eşı Olda Ko-
koschka'nın kendisıne çok yardımcı ol-
duğunu ve yapitını Olda'ya ithaf ettiğinı
belırtiyor.
tır. lç ışık derken, Delaunay'ye
1912 Salon Sergisi'nde büviik bir
ün kazandıran "La VTDede Paris"
ısimli kompozisyonunda gözlem-
lenen. adeta renklerin arkalann-
dan aydmlanlmış gibi, aşağıya-yu-
kanya, sağa-sola serbestçe hare-
ket edebilmelerini savlıyonım.
Iki metreye dört metre büyüklü-
ğündeki bu dev kompozisyon
ıçerdiği birçok özellikle Dela-
unay'mn anahtar resimlerinden
biri olarak yorumlanabilir. Bu ça-
lışmasından sonra "safsoyuüama-
ya" (pure abstraction) girdiği
"Peocereter" dizisine başlar sa-
natçı. Sergide bu diziye ait yirmi-
ye yakın resim onun adeta bir
eşikten ötekine geçercesine ra-
hathkla soyut resme yöneldiğini
duyumsatıyor.
Yaşamın önemli ikonlan
Genellikle üçgen, kare formla-
nna indirgenmiş olan formlann,
yumuşak tonlann yardımıyla bir-
birine yakınlaştınldığı bu diziye
ait resimlerinde Delaunay'nin
adeta öğle güneşı parlaklığında et-
kileyici bir "resim anlayışına"
(peinture) vardığı gözlemlenir.
lzleyicileri adeta bir tutsak gibi
olduklan yere çakan bu resimler
eğer askerler gibi arka arkaya ser-
gi lenmeselerdi etkileri daha da
açık olarak ortaya çıkabilecekti.
Bu dizinin arkasından gelen bü-
yük boyutlu "L'Equipe de Car-
difP (1913) sanatçmın modern
yaşamın önemli ikonlannı (futbol
maçı, Eiffel Kulesi, Çelik Dön-
me Dolap vb.) oluşturduğu devi-
nımli birkompozisyondur. Parça-
lara aynlan renk bloklannın ha-
reketliliğini yoğun bir grafık et-
kiyle tanımlamaya çalışan sanat-
çının "simuftane" (eşzamanlıhk)
kavramını tanımladığı görülür
burada. Yuvarlak formlu (tondo)
bir tuvali sadece renk sarmallan
oluşturacak şekilde boyayan De-
launay'nin 1914'ten itibaren ger-
çeleştirdıği disque'leri, modem sa-
natın oluşum süreci içinde önem-
li bır adım olarak değerlendiril-
mektedir. 1910 yılında evlendi-
ği Rus asıllı ressam Sonia'nın ku-
maş ve elbise tasanmlannda kul-
landığı patchworklerdende etki-
lenen sanatçının renklerin birbi-
riyle olan ilişkisini "kavramsal"
bir boyuta çektiğı disque'leri, I.
Dünya Savaşı'nın ayak sesleri
arasında gerçekleştirilmiş en et-
kileyici resimlerden biri olarak
değerlendirmek yanlış olmaya-
cakS Braque,Mansse,Picassogi-
bi devlerin varlığına rağmen.
Renklerin optik etkileri
Robert Delaunayrenklerinop-
tik etkilen. yansımalan üzerine
yaptığı bilimsel araştırmalann
yardımiyla kuramsal olmasına
rağmen kuru olmayan bir görsel
dil perdesini aralayarak BiaueRe-
iter ve Bauhaus gruplaşmalanrun
çözüm önerilerini gündeme ge-
tirecekleri sorunlan ortaya atmış
oluyordu böylece. Bu resimlerin
arkasında izleyicinin ayaklannı
yerden kesecek bir güç var; aşkın
eşzamanlıhğı. Robert'in delice-
sine Sonia'ya âşık olduğu bir dö-
nemin ürünü olan bu çalışmalar,
aradan neredeyse seksen yıl geç-
mesine rağmen izleyene "aynı
ateşi" taşıyabiliyor. Delaunay'nin
1906-14 arasındaki resimlerini
ilk kez bir araya getiren bu ser-
giyi iki ya da üç kez gezmekten
kendini alamıyor insan. Çünkü
bu resimlerde, Maleviç'in son
derece yakın olarak tanımladığı
gibi "modern yaşamın elektriği''
adeta bir mıknatıs gibi izleyenle-
ri kendisine çekiyor. Renkler dı-
şmda bunu sadece aşk başarabi-
lir.
Sergi Centre Pompidou'da
ağustos sonuna dek izlenebilir.
Kültür Servisi - Tiyatro ve TV Yazarlan
Derneği. 1999/2000 tiyatro sezonunun baş-
lamasından önce Devlet Tiyatrolan'nın
açıklanan repertuvar taslağının gerekli ön-
lemlerle gözden geçirilmesini öneren "Bu
repertuvar politikalan ile ulusal tiyatromuz
dünya sahnesinde yerini alamaz Sayın Ba-
kanr
başlıklı bir açıklama yaptı.
Kültür Bakanı Istemihan Talay'a yapı-
lan açıklamada, Devlet Tiyatrolan'nın re-
pertuvar politikasıyla ulusal tiyatromuzun
dünya sahnesinde yerini alamayacaği belir-
tildî.
Tiyatro ve TV Yazarlan Demeği Yöne-
tim Kurulu'ndan yapılan açıklamada. der-
neğin ulusal tiyatromuzun çağdaşlanmn
buluştuğu sahnede, yerini ve rolünü ancak
yerli yazarlar ve oyunlarla alabileceğini özel
ve ödenekli kurumlara anlatmaya çalıştığı
vurgulandı. Bu savla tiyatro sanatına duyar-
lılıkla yaklasacağına inandıklan Kültür Ba-
kanı Istemihan Talay'ı uyardıklan belirtil-
di.
Açıklamada şu sözlere yer verildi:
Devlet Tıyatrolan Genel Müdürü Lemi
Bilgin. mayıs ayı program dergisinde yaz-
dığı önsözde "ülkeningündemhiebuluşmuş,
repertu>ar politikası ile bu ülkenin nŞ-atro-
su olduğunu karutlayan bir devlet tiyatrosu"
amaçladığını \iirguluyordu.
Toplumumuzun müzmin kimlik bunalı-
mını ve günümüzdeki hızlı kültür yozlaş-
masıru aşmada sanata düşen görevin bilin-
cine sahip tüm aydmlanmız gibi. tiyatro
yazarlan olarak bizler de kuşkusuz o hede-
fe yönelmiş bulunuyoruz.
Yazık ki Devlet Tiyatrolanmızın uygula-
malardaki rotası, daha doğrusu rotasızlığı,
o çizgiye çok uzak görülüyor. Yeni tiyatro
mevsimi için açıklanan repertuvar taslağı.
özellikle ağirlıklı ocaklar olan Ankara ve fs-
tanbul'daki 1. tur oyun listeleri, kamuoyu-
nun ilgili kesimleriyle birlikte, üyelerimizi
de hayal kınklığına uğrattı.
Osmanlı Imparatorluğu'nun kuruluşu-
nun 700., cumhuriyetimizin 75 ve Devlet Ti-
yatrolan'nın 50. İcutlamalan aynı dönem-
de kesişti. Bu mutlu kavşakla ulusal birikım-
lerimizi değerlendirecek. kişiliğimızi net-
leştirecek, geleceğimize ışık tutacak atak,
çarpıcı, renkli ve etkili programlar üretme-
nin tam zamanıdır. Devlet Tiyatrolanmız ise
bunun tam karşıtı bir ilkesizlik ve dağınık-
lık sergileyerek bizleri üzmektedir.
Fethi Izan'm sergisi 7-22 Temmuz arasında The Marmara'da
Fotoğraflarla
4
Cazın Sihîrli Yüzleri'
Kültür Servisi - The
Marmara Istanbul Ote-
li. 7-22 Temmuz tarih-
leri arasında Fethi
tzan'ın 'Cazın Sihirli
Yüzleri" başlıklı fotoğ-
raf sergisine ev sahip-
liği japacak.
Mimar Sinan Oni-
versitesi Güzel Sanat-
lar Fakültesi Ana Sa-
nat Dalı mezunu olan
Fethi lzan, pek çok fo-
toğraf sergisinin yanı
sıra dia paroma göste-
rilerini hazırladı ve çe-
şitli etkinliklerde sun-
du. Fotograflanyla ulu-
sal ve uluslararası pek
çok sergiye katılan sanatçı bu sergilerden çeşitli ödül-
ler de kazandı.
Cazın Sihirli Yüzleri fotoğraf sergisinde 1989 yılın-
dan bu yana. Istanbul'a gelen dünya cazının önemli ad-
lannm konserler sırasmda çekilmiş görüntüleri yer alı-
yor. Farklı tekniklerin kullanıldığı fotoğraflara yalnız-
ca anın görüntüleri olmaktan daha fazla anlam ve çağ-
nşımlar yüklüyor lzan.
Istanbul Kültür ve
Sanat Vakfi'nın düzen-
lediği uluslararası fes-
tivallerin kurumsal
sponsorluğunu yapan
The Marmara Istanbul.
Cazın Sihirli Yüzleri
sergisini de 6. Ulusla-
rarası Istanbul Caz Fes-
tivali sırasında gerçek-
leştiriyor. 7 Temmuz
Cuma akşamı açılacak
olan sergiyi, festivalin
The Marmara Istan-
bul'da misafır edilecek
dünyaca ünlü caz sa-
natçılan da ziyaret ede-
bilecekler. Sergi günün
her saati açık kalacak.
Cazseverlerin, sergide fotoğraflannı bulacaklan caz
sanatçılan ise şöyle: John Mdaughlin, Jan Garbarek,
Miroslav Vhous, Tito Puente, Eberhard Weber, Don
Byron, Marcus Miller, Ben Harper, Michael & Randy
Brecker, Al Di Meola, Stanley Clark,Jean Luc Pönty,Ja-
meieddin Tacuma, VV'ynton Vlarsalis.John Surnıan, Ab-
dullah İbrahim,ChkCorea,Joshua Redman,DeanCan
Danct. Gerry MuUigan. (251 46 96)
Hoffmann'ın Masalları bugün j
Aspendos'ta
• Kültür Servisi - Istanbul Devlet Opera ve Balesi,
6. Aspendos Uluslararası Opera ve Bale
Festivali'nde Carmina Burana balesinin ardından
bugün saat 21.00'de J.OfFenbach'ın yapıtı
'Hoffmann'ın Masallan" adlı baleyi sahneliyor.
Başak Sigorta'nın sponsorluğunda sahnelenen yapıtı
İDOB'un Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Yekta
Kara sahneye koyuyor. Sanatçının düşle gerçek
arasındaki dünyasını ve 'ideal kadm'a ulaşma
çabalannı anlatan yapıtin orkestrasını konuk şef
Ivan Anguelov yönetiyor. Balenin koreografisi
Erdal Uğurlu'ya, dekor tasanmı Duygu
Sağıroğlu'na, kostüm tasanmı Sevim Çavdar'a. ışık
düzeni ise Ahmet Defhe'ye ait. Koroyu şef Gökçen
Koray yönetiyor. Hoffmann'ın Masallan'nda başlıca
rolleri Bülent Külekçi, Kevork Tavityan, Mesut Iktu,
Jaklin Çarkçı, Aylin Ateş, Özlem Soydan, EvTen
Ekşi, Şamil Gökberk, Kenan Dağaşan ve Nursel
Sönmez paylaşıyor.
üzay, fllm stüdyosu olarak
kullanılacak
• MOSKOVA (AFP) - Tarihte uzaya ilk kez insan
gönderen ülke unvanını taşıyan Rusya, gelecek yıl
uzayı bir film stüdyosuna çevirerek bir ılke daha
ımza atacak. Ünlü film yönetmeni Yuri Kara, yeni
filmini gelecek yıl uzay istasyonu Mir'de çekmeyi
planlıyor. Yönetmen. bu ilgınç proje için ilk adımı
şubat ayında, filmde rol alacak bir kozmonotla
istasyona gidip deneme çekimleri gerçekleştirerek
atacak. Kara, iki kozmonotun rol alacağı filmini
dünyadan yönetecek. Film, ünlü Kırgız yazar
Cengiz Aytmatov'un bir romanından uyarlandı.
Romanda, yok edilmek üzere olan bir uzay
istasyonunu terk etmek ıstemeyen bir kozmonotun
öyküsü anlatılıyor.
Koreli gruptan IVHIenyuımın
Dansı'
• Kültür
Servisi-
Türkiye ve
Kore arasındaki
diplomatik
ilişkilerin 42.
yıldönümü
nedeniyle
ülkemıze gelen
Kore Ulusal Dans Topluluğu, geçen akşam Cemal
Reşit Rey Konser Salonu'nda 'Kore-Milenyumun
Dansı' adlı bir gösteri sundu. Türk ve Kore
ortaklığının önde gelen kunıluşlanndan Hyundai
Assan tarafından organize edilen geceye Kore
Büyükelçisi Cho Cho Sang- Hoon da katıldı.
Topluluğun 1977'den bu yana sahnelediği gösteri,
Kore geleneksel dansınm ilk ortaya çıktığı şekilde
canlandınlmasını ve Kore'nın tarihi özelîiklerinin
günümüze taşınmasını amaçlıyor.
Rusya'nın kültür kurumları
sıkmtHla
• MOSKOVA (AFP) - Rusya'nın seçkm müzeleri,
tiyatrolan ile diğer sanat kurumlan ülkede yasanan
nakıt sıkmtısı nedeniyle artık devletin ayırdığı
ödeneğin sadece dörtte birini alabilecekler. Rusya
bütçesinde sanata aynlan ödenek yıllık bütçenin yüzde
ikisi oranından yüzde 0.5"e düşüyor. Kültür Bakanlığı
buödeneği, anıtlann konınması. ülkedeki yüzlerce
müzenin gözetılmesı. Bolşoy tiyatro ve konservatuvan
gibi kurumlan ayakta tutmak için kullanacak.
Piyanist Byron Janis'e
Legion ıTHonneur unvanı
• KüHür Servisi - Amerikalı piyanist Byron Janis'e,,
Fransız Legion d'Honneur unvanı verildi. Chopin
Müzik Festivali için Paris'te bulunan 71 yaşındaki
Janis, böylece bir Legion d'Honneur Komutanı
unvanınm sahibi oldu. Sanatçı geçen yıllarda,
kaslanndaki rahatsızlık nedeniyle bazı konserlenni
yanda kesmek zoranda kabnıştı.
Foça Çevre Hlmleri Festh/ali'nm
ödulleri sahiplerini buUu
• FOÇA (A.\) - tzmır'ın Foça ilçesınde düzenlenen
1. Foça Çevre Filmleri Festivali sona erdi. Alin
Taşçıyan, Binnur Küıçkaya, Ediz Hun, Hilmi
Etikan, llhan Uçku, Oğuz Makal ve Vural
Çavuşoğlu'ndan oluşan jüri, en iyi belgesel film .
dalında, Sadık Aslankara'nm 'Ormanım'ını ödüle -
değer buldu. Belgesel Özendirme Ödülü ise
yönetmenliğini Almila Öter. Kemal Çipe ve Ayşem
Ergin'in yaptığı 'Bu Seçim Bitmez'e verildi.
Kurmaca dalında Ebru Yapıcı'run 'Kıyıda' adlı
filmi ödül kazanırken Jün Özel Ödülü. Özgür
Poyrazoğlu, Muharrem Tırmık ve Özgür Uğraş
Akgün'ün yönettiği 'Son Gülen tyi Güler'e;
Özendirme Ödülü ise Mustafa Ünal'ın yönettiği
'Nereye' ile Recep Akar'ın yönettiği 'Yansıma' adlı
filmlere verildi.
Entelektüel sinemada porno
göstepimi
• PARİS (AFP) - Bugüne kadar yahıızca sanatsal
nitelikli fılmler gösteren, bu nedenle de Paris'teki
entelektüellenn gözde mekânlanndan olan ünlü
sinema Paris Cinematheque, bugün. tarihinde ilk ve
son kez olmak üzere porno filmleri gösterecek.
'Cinsel Çılgınlık Gecesi' olarak adlandınlan gecede.
pornografik filmin ilk örneklerinin görüldüğü 1920
ve 1930'lardan başlayarak porno filmleri
endüstrisinin tarihi gözler önüne serilecek.
BUGÜN
• YUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ nde
Bakırköy Belediye Tiyatrosu'nun düzenlediğı
'Hayal Bahcesi '99'etkinlikleri kapsamında 18.00-
23.00 saatleri arasında tiyatro oyunlan, geleneksel
sahne sanatlan gösterilen. dans göstensi, konser ve
film gösterimi yer alıyor. (661 19 42)
• DULCINEA'da modern dans sanatçısı Rebecca
Lazier'in sunacağı 'Hikâyeler' başlıklı gösteri 19.00
ve 21.00 saatlerinde izlenebilir. (245 10 39)