Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 TEMMUZ 1999 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 19
GUNCEL CUNEYT ARCAYIIKEK
• Baştarafi 1. Sayfada
zorlaşıyor.
Akaryakıta bir ay içinde ya-
pılan yüzde 50'nın üzerinde
zamdan yakınan satııian yaz-
dıktan sonra, bir de ne görelim:
Hükümetle zam konusunda
yanşmak olanaksız. Gece sa-
atlerinde akaryakıta yüzde 4.7
ıle yüzde 5 arasında yenıden
zam yapılıvermiş.
Hükümetin; IMF'ye "reiorm-
lardan da, bütçe ve kamu ma-
liyesi alanlanndakı disiplinden
de kesınlikle sapma olmaya-
cağı yönünde" vaatlerde bu-
lunduğundan söz ediliyor.
Kısacası; Türkiye'nin önünü
açarken bireylere yıllardır kur-
tulamadıklan yeni mali ve eko-
nomik yükümlülükler getıriliyor.
Ekonomi dünyasını yakın-
dan izleyen Bilal Çetin, son
yazısında IMF ile pazarlığın iç-
yüzüne değinirken, "hüküme-
tin ekonomiyi çok ağır bir men-
gene altına sokacağının" altını
çiziyor.
Fakat kamuoyunda IMF ve
benzeri önemli sorunlar geri
plana itiliyor.
Hükümet ve hükümetin ba-
şı hemen her gün şaşılacak
olaylar yaratmaktan geri dur-
muyor.
Bu hükümetin sürüp gitme-
sini isteyenler, somut kimi ga-
ripsenecek olayların üzerine
gitmiyor.
_ Hükümetin bir başka şansı;
Öcalan'ın akıbeti manşetlere
sığamıyor ve tabıi, hükümetin
başka hangi ikilemler içinde ol-
duğu gözden kaçıyor. Ya da
ötekı olaylar hükümetteki iki-
lemlere örtü oluyor.
Başbakan'ın yarattığı ve ya-
şattığı tezatlar sadece IMF'yi
irdeleyen sözlerındeki iniş çı-
kışlarla ktsıtlı kalsa sorun yok.
Ama, hayır. Başbakan Ece-
vit IMF'den sonra bir başka
önemli olayda da kendini ter-
se düşüren bir olay yaratıyor.
Gazeteniz Cumhuriyet dışın-
da medyanın büyük kuçük ya-
yın organlarının ilgilenmediğı
bir olay:
Azınlık hükümetinden beri
Ecevit'in aklından çıkaramadı-
ğı biryasa var: Pişmanlıkyasa-
sı!
Öcalan'ın yakalanmasından
sonra Ecevit, bu yasa çıkarılır-
sa dağdaki teröristlenn sılahla-
n bırakıp teslim olacaklannı sa-
vundu.
Üçlü koalisyon kurulmaaşa-
masındayken pişmanlık yasa-
sını protokole aldırdı.
Fakat ne oldu?
PKK'nin dağ kadrosunun
teslim olacağı varsayımıyla
pişmanlık tasarısını Meclis'e
gönderdi.
önceki gün sabah, tasannın
"geri çekileceği" söylentileri
çıktı ve soru üzerine Ecevit,
şöyle konuştu:
"Geri çekmek veya ertele-
mek gibi bir durum söz konu-
su değil."
Üstelik Başbakan, tasarıya
ortağı MHP'den "bir itiraz gel-
medığıni" de söyledi.
Çok net bir yanıt. Fakat ara-
dan beş-altı saat geçti geçme-
di.
Bu kez; Başbakan Ecevit,
"pişmanlık tasansını 'kendi im-
zasını' taşıyan bir yazıyla TB-
MM'den çekti".
Tabii, bu tezat yüklü davra-
nışlara nelerin veya kimlerin
neden olduğu araştınldı.
Ama gerçek şuydu: MHP'nin
daha hükümet kurulmadan,
kurulduktan sonra pişmanlık
yasasına tek bir koşulla karşı
çıkmayacağını açıkladı.
MHP'nin, "öca/an ve Şem-
din Sakık gıbilerinin bu yasa-
danyararianmalannı" aslaka-
bul etmeyeceği biliniyordu.
Elbette Ecevit de bu gerçe-
ğin ayırdında olmalıydı.
Ne çare; Ecevit, öcalan'la
Şemdin Sakık'ın yararianaca-
ğı pişmanlık yasasını -bu bili-
nenlere karşın- TBMM'ye gön-
derdi.
Sabah direndi, akşam tasa-
rıyı geri çekti.
Bu hareketinin gerekçesi ön-
ceden belli bir gerekçeydi:
MHP daha önceki açıklamala-
ra koşut bir direniş gösterdi ve
bastırdı. MHP yönetici kadro-
ları "siyasal rahatsızlık yarat-
mayacak" açıklamalarta karşı
tutumlannı duyurdular.
Devlet Bahçeli'nin Ecevit'e
telefon ederek "tasanda dire-
nilmesi durumunda" MHP'nin
tutumunu açıkladığı da öne sü-
rüldü.
Başbakan Ecevit, IMF'deki
zikzaklanndan sonra, ikinci kez
yine bir gün içinde geri adım at-
tı.
Daha sonra yeni yeni zikzak-
lar bekleniyori
Jift. >-- - ^ - - — —
''Tahkim mahkûmiyettir
9
• Baştarafi 1. Sayfada
(ADD) Genel Başkanı YektaGüngör
Özden. devletler özel hukuku profe-
sörü Rona Aybay, ıdare hukuku pro-
fesöriı UHiü Azrak, ıdare hukuku pro-
fesörü Fertev Bflgen, anayasa huku-
ku profesörü Cem EroğuL, anayasa
hukuku profesörü Ersan tlal, anaya-
sa bilim dalı profesörü Yavuz Sabun-
cu ile idare hukuku profesörü Yüdı-
nm Uler, küreselleşme yanlılantun
uluslararası tahkim baskılanna karşı
dûn açıklama yaptılar.
Özden ve 8 hukuk profesörûnün
ortak açıklamasında, uluslararası tah-
kim uygulaması ve sonuçlanyla ilgi-
lı şu uyanlarda bulunuldu:
- Tahkim, anlaşmazlıklann herke-
se açık mahkemelerde ve hâkimler
elıyle değil, gızli olarak çalışan ha-
kemler aracıhğıyla çözülmesini ön-
gören bir anlaşma yoludur. Ticaret
konulu özel hukuk ihşkilerinde eşit
taraflar sayılan şirketler ile devletler
ıçin (devletlerle devletler arasında,
şirketlerle şirketler arasında) ulusal
ve uluslararası hukukta tahkime bir
engel yoktur. Amacı kamu yaran
olan ve kamu hizmeti veren devlet ve
yerel yönetimler ile temel amaçlan
kâr olan ticari şirketler eşit görüleme-
yeceği için aralanndaki ilişkilerde
tahkim yoktur, anlaşmazlıklar yargı-
da önceden belirlenmiş hukuk kural-
lan uyannca hâkimler tarafindan ka-
rara bağlanmıştır.
- Kamu hizmeti, yasalara konacak
biıkaç sözcükle tanımlanacak ve sı-
mrlanacak basit bir kavram değildir.
Nitelikleri gereği kamu hizmeti olan
alanlar yasa kurallanyla bu kapsam
dışınaçıkanlamaz. Yorumlanylabu-
na karar verecek olan, yargı makam-
landır. Yasama organının yetkisi, ba-
zı alanlan kamu hizmetinden çıkar-
mak değil, yeni alanlan kamu hizme-
tine sokmak için vardır.
- îmtiyaz şartlaşma ve sözleşmele-
rini inceleme görevının anayasadaki
155. maddeyle Danıştay'a verilmiş
olması da kamu hizmetinin bu nite-
likleriyle ilgilidir. En kısa tanımıyla
kamu hizmetlerini özel şirketlere
gördürmek anlarruna gelen imtiyaz-
larla ilgili böyle bir ıncelemenin ya-
pılması, Osmanh devletinin yıkılış
nedenlennden kaynaklanan ve hatta
cumhuriyeti kuranlarca 1924 Anaya-
sası ile doğrudan TBMM'nin görevi
sayılmış olan bir gerekliliktir.
- Sözleşmelerden doğacak anlaş-
mazlıklann yönetim hukukuna göre
çözülmesi de aynı gerekliliğin bir so-
nucudur Anayasa Mahkemesi'nin bu
konuda verdigi kararlan hiçe saya-
rak mahkemenin elini kolunu bağla-
yacak biçimde getirilen anayasa de-
ğişikliği önerileri gerçekleşirse yara-
tılan duruma göre çıkanlacak yasalar,
değiştirilmiş anayasaya uygun olsa
da hukuka uygun olmaz.
- Ülkenın bugünkü sıkıntılanndan
yararlanmak ısteyen dış çevrelerin
tahkim ısteklerine boyun eğiş hem ta-
rihten ders almamak hem de gelecek
kuşaklar açısından çok ağır bir so-
rumluluk yuklenmek demektir. Özel-
likle şu dönemde uluslararası plat-
formlara götûrülen en haklı davala-
nnda bile Türkiye'nin nasıl haksız
çıkanldığmı bilmek, tahkimin sonuç-
lannı kestirmeye yeterlıdir.
- Uluslararası tahkimle Türkiye
uluslararası mahkûm durumuna ge-
tirilecektir. Bu durumda devletin var-
lığı ve bağımsızlığını, ulusun kayıt-
sız sartsız egemenliğini korumaya
ant içmiş, olan Sayın Cumhurbaşka-
nı başta olmak üzere Türkiye'deki si-
yasi kadrolann uluslararası tahkim
konusunda yeterince bilgi sahibi ol-
madan böyle bİT anayasa değışikliği
gerçekleştirmeye çalışmalannı son
derece sakıncalı buluyoruz.
Mümtaz Soysal, uluslararası tah-
kimin kamuoyu aldatılarak getiril-
mek istendiğini, bu düzenlemenin
Türkiye'nin elden çıkışının başlan-
gıcı olacağını söyledi. Siyasilerin bu
konuda yeterince bilgileri bulunma-
dığı halde anayasa değişikliği konu-
sunda ısrarlı olmalannı eleştiren Soy-
sal, "Yok böyle bir şey. Bu memleket
sokakta bulunmadı. Bu rasgele bir
cumhuriyetdegUdir. Başta barolar ol-
mak üzere rüm mesiek kuruluşlan,
sendikalar, ünrversiteler buna karşı
çıkmak zorundadıriar" dedi. Prof.
Dr. Mümtaz Soysal, anayasadeğişik-
lik taslağı hazırlayan hükümet yetki-
lilerini. "Bunlar anayasa suavında
stfir ahrlar. Savunduklan tezin en u-
fak hukuksallığı yok. Anayasa deği-
şikliği yapılmasını istiyonız, halk bu-
nu >apürabilir" dıye eleştırdi.
Yekta Güngör Özden de "Tahkim,
kapitülasyonlar gibi bir durumdur.
Bunun başka tarifi yoktur" dedi. Öz-
den, Türkiye'de enerji konusunda ya-
pılması gerekenlerin yapılmadığını,
sorunun yabancı sermayenin azlığı-
na bağlandığını söyledi. Özden,
"Böyle bir şey doğnı degiL Afşin-EI-
bistan ve Ugın sanrrallan. birisi ya-
bancı konsorsiyumla,birisi de tümüy-
k vabancılann \apnklan yatınmlar-
dır ve tümihie Daruşta\'ındenetimin-
den geçmişlerdir. Tahkim kosulu ol-
madan yürüriüğe girmiştir. Istemiş-
lersede vazgeçerek çahşmalarma baş-
lamışlardır. Tahkim koşuluna ba^ı
olmadan yabancı sermavenin Türld-
ye'de yaünm yapmasuıa engel yok-
turr
dedi.
Türkiye'de enerji konusunda elekt-
rikteki büyük kaçak ortada dururken
yabancı sermayeye muhtaç olduğu-
nun dıle getirirrnesini eleştiren özden
şunlan söyledi:
"Yabancı sermayenin Türldye'ye
gehnesine kimse engel degil. Biz, ya-
bancı sermayenin Türkiye'yi sömür-
mesine karşı çıkıyoruz. Şirketle dev-
letin arasındaki anlaşmazlıklan bir
önvargryta, şimdiden. siz haksızsınız,
siz hukuka saygısızsınız gibi anlayiş-
la uluslararası tahkime taşunak, bu-
güne kadar Türkiye'nin uluslararası
alanda karsılastığı çeliskileri yeniden
yaşamak demektir."
nnı mceıeme gorevuıın anayasaaaıu gıcı olacağını soyledı. Sıyasılenn bu alanda karsıiastıgı çeüşkllerı yenide
155. maddeyle Danıştay'a verilmiş konuda yeterince bilgileri bulunma- yaşamak demektir."
^ ^ >»
RTUKHen siyasi baskı iddialarma yanıt
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Televizyon oknamn sorunüuluğu içerisinde, göroierini herhangi bir s
Üst Kurulu (RTÜK), üyelenn siyasi partilerce aday göstenl- yasi partiııin etkisinde kalmadan. tarafsızhkla ve onurla süı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu (RTÜK), üyelerin siyasi partilerce aday göstenl-
meleri nedeniyle kararlann siyasi baskı altında alındığı ıd-
diasına karşılık olarak dünyadaki benzer kuruluş üyelennin
göre\lendinliş biçimini gündeme getirdi.
RTÜK'ün, mart-nısan aylanna ilişkin iletişim dergisine ka-
pak konusu olarak dünyadaki benzer düzenleyici kuruluşla-
n seçmesi dikkat çekti. Dergide yer alan makalede, RTÜK'ün
halen görevde bulunan 9 üyesinden, 3'ünün ANAP, 3'ünün
DYP, 2'sinin kapatılan RP ve 1 'inın DSP kontenjanından se-
çildiği anımsatılarak "Üst kurul üyeleri TBMM'de bulunan
bütün partüere meosup muktvekJUerinin o>lanyla secOnuş
ohnamn sorunüuluğu içerisinde, göroierini herhangi bir si-
yasi partiııin etkisinde kalmadan. tarafsızhkla ve onurla sür-
dürmektedirler" denildı. Yaym kuruluşlanna uygulanacak
cezalar konusunda karar ahnabilmesi için en az 5 üyenın ay-
nı yönde oy kullanması gerektiğıne işaret edılerek "Belirti-
len rakamlara balaldığuıda hiçbir siyasi partinin kurul çabş-
malannda etkisinin bulunamayacağı ortadadır" görüşü dile
getinldı. Üst kurul üyelennin, Türkiye Cumhuriyeti'nin var-
lık ve bağımsızlığına, devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez
bütünlüğüne, anayasanm genel esaslar kısmında yazıh olan
cumhunyetin temel nıteliklenne saygıyla bağlı olduklan VTIT-
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
resini özenle aktardıktan sonra
devam ediyor:
"Son günlerde ortaya çıkan
Atatürk'e ve kurduğu cumhuri-
yete inanılmaz suçlamalar yö-
nelten kasetler, DHipak']
ın birte-
levizyon çekiminde yaptığı aslı
olmayan açıklamalar, düşünen
bir insan olarakbenisorunun kö-
kenini bulmaya zoriadı..."
Burada mektubun birinci
sayfası sona eriyor. Heyecanla
ikinci sayfaya geçtim:
"Sorunun kökeni ne gelir da-
ğılımının eşitsiztiği, ne mafya ve
çeteler, ne de dini devlet işleri-
ne kanştıranlardır. Sorun, eği-
tim sistemindeki yetersizliktir.
Busistem, Doğu'nun incisi ota-
bilecek devletimizin başına, ye-
niliğe kapalı, dengesiz ve yüz-
yıllar önceki dogmatik düşün-
celere takılı kalmış insanlan ge-
tirdi.
Siz yaşça benden büyüksü-
nûz, artık lisede okumuyorsu-
nuz. Herkim olursa olsun, dışa-
ndan gözlem yapan biriyle, ola-
yın içinde yaşayan bih çok fark-
lı noktalan yakalar. Size mektu-
bu bu yüzden yazıyorum.
Istanbul'da yaşadığım ve
sosyal aktivitelere katılmayı
sevdiğim için her tip okuldan
birçok arkadaşım var. Bu okul-
lan benim de içinde bulundu-
ğum, fen liseleri, özel liseter,
Anadolu liseleri, devlet ve sü-
per liseler olarak sıralayabilihz.
Ne yazık ki, bu dört grup eği-
tim kummunun da hepsi birbi-
rinden yozlaşmış sistemleri uy-
guluyor. Size ilk olarak, özel
okullardaki öğrenci tlpini an'at-
mak istiyorum.
özel okullar dili ve verdiği kül-
tûr ne olursa olsun öğrencileri-
ne tam bir 'işbitirici' kafasını
yerieştirmeye çalışıyor. öğren-
cilerin kafasına 'Parayı biz veri-
yoruz, istediğımizi yapanz' dû-
şüncesi yeneştikçe, öğrenci ile
öğretmen arasındaki saygı ve
sevgi tam birçıkarilişkisine dö-
nüşüyor. Ne gariptir ki, devlet
okullanna göre düşüncelerimi-
zi daha rahat açıklayabildiğimiz
bu okullarda, ülkesinden ve
halkının sorunianndan haber-
siz, gün boyu tetevole konuşan,
giydiği marka gömlek ve kra-
vatlan yanştıran, arkadaşına
'Bu ayakkabı senden bile pa-
halı' diyebilen, duygusuz, so-
rumsuz, ambalaj bir nesil yeti-
şiyor...
İkinci ömek fen //seten ise, bir
hocamtzın anlattığına göre yak-
laşık 15 yıl önce gerçek bir bi-
lim, öğretim merkeziymiş. Şim-
di dinci kadrolaşmanın hedefi
olmuş durumdalar. Arkadaşla-
nm bu okullara girdikten sonra,
büyük bir değişim geçirip evle-
rine kapanmakta, sosyal ya-
samlannı en alt seviyeye indir-
mekte, sadece derslere ve di-
ne yönelik biryaşam kurmakta.
Çoğu bu liseyi bitirdikten son-
ra Atatürk karşıtı gençler haline
gelmekte...
Anadolu liseierinde ise üst
dûzey kadrolarda genellikle
MHP'li yöneticiler bulunuyor.
Düşünceleri açıklamak kesin-
likle yasak. Gençler, milliyetçi-
likte alakası olmayan, ırkçı dü-
şüncelerle yetiştirilmeye çalışı-
lıyor... Benzer durum süper li-
selerde ve devlet liseierinde de
var...
öyle bir gençlik ki, üzerinde
dev Amerikan bayraklı kazaklar
giyip 'en büyük Türkiye' diye
bağınyorlar. Adam dövmeyi
hatta bıçaklamayı marifet bili-
yoriar..."
Seferberlik!
Keşke mektubun tümünü ak-
tarabilseydim. Sevgili arkada-
şımız yersizliğimize" versin.
Mektubun sonu şöyle:
"Benim isteğim, benim gibi
düşünen gençlerin katılacağı,
sivil toplum örgütlerinin des-
tekleyeceği bir Atatürkçü dü-
şünceyi yayma seferberiiği
başlatılmasıdır... Çocuklara
Atatürk'ün evinin pembe pan-
juriu olduğunu, anne babasınm
adım değil, onun bize bıraktığj
cumhuriyetimizin değerini an-
latırsak, bu ülke daha yaşanır
olacaktır, değil mi?°
Mektuba katılmamak elde
değil.
Başta Ankara'dakiler olmak
üzere toplumun her kesiminin,
17 yaşındaki bu gencin mektu-
bundan öğrenecekleri var.
Mektup insana hüzün veriyor,
ama bu tür gençlerin de bulun-
ması umırt veriyor.
Toplumlara yön vermede reh-
ber niteliğinde bir sözdür:
"Gençteri ve kadınlan anVası-
na almayan hiçbir toplumsal
hareket başanlı olamaz."
Bunu, gericiler de fark etti!
Cumhuriyet okurlannın bir özlemi daha gerçekleşiyor!
Artık yaz tatillerinizi, uygar bir ortamda, dünya görüşleri,
yaşama biçimleri, ahşkanlıkları, zevkleri "size yakm"
insanlarla birlikte geçirebileceksiniz.
Bu isteğinizi yerine getirmek için gezdik, gördük, ince
eleyip sık dokuyarak sizler için en uygun dinlence yerlerini
belirledik.
Seçin içlerinden birini...Hem ailenizle, dostlarınızla - ve
orada tanıyacağınız pek çok yeni dostla - birlikte keyifli bir
tatil yapın; hem de Cumhuriyet okurlanna özel indirimden
yararlanın.
V w
C u m h u r i y & t o k u r l a n n a ç a ğ r ı . . .
-O.STLARLA B İ R L İ K T E , KEYİFLİ B İ R T A T İ L !
i
ARASOTEl (*•**)
Urla-Çeşme yolu üzerinde,
Mordoğan'da.
Tum odaları korteze bakıyor. Tumünde
klıma, mınıbar, telefon ve tv var.
Fıtness center, sauna, çocuk oyun
salonu; tenıs, basketbol, voleybol ve
hıtbol alanlan. 0 232 737 52 00
ISİSHOTEl <"*••)
Bodrum-Gürnbet'te.
Merkezı havalandırma, uydu yayınlı
TV, telefon, mınıbar obfplAsaat oda
tervısi verilmektedir. Kuffl ve çakıllı
iıyısı olan ozcl plaj, 1 açık ve
'. ısmlmış kapalı havttt, sauna ve Turk
CLUB ALDA TATİL KÖYÜ (••••»)
Kemer'de, gorkemlı çam ağaçlan
arasında.
Göz alabıldığıne uzanan ozel pla).
2 yuzme havuzu, çocuk havuzu, aqua
oyunları, hamam, anfıtıyatro, fıtness
center, oyun salonu, bar, Türk kahvesı,
dısco, 8 tenıs kortu, dalgıç okulu, ok
atma alanı var.
Burun odalarda minıbar, tv, tuvalet/duş.
Sabah Tden gece 24'e kadar açık büfe,
nefis bir mutfak.1998 Dunya Çevre
ÛdiilHi tatil köytü
0 242 824 ^1 51
AQUAPARK (*•*•)
Benzersız bir guzelliği olan Kaş'ta.
Kekova ve Katık Kent'ın hemen
yanındaki bu tarıhi ve doğal mekanda
su oyunlannın en heyecanlısı yapıhyor.
Tum odalarda klıma, mınıbaı, tv,
telefon ve duş var.
Sabah ve akşam açık bufesiyle
hızmetuuzde.
0 242 836 19 02
HOTEl PRINCESS
Bodrum, Guvercinlık'te.
Havuz. Sürekh sıcak su. Açık büfe.
Canlı muzık.
Ve deniz neredeyse kapınızın onunde.
Sessız ve huzurlu bir ortam ısteyenler
ıçm.
0 252 374 52 43
ATLANTJS CLUB RESOKT
lzmır/Menderes havalımanmdan
1 saat uzaklıkta, doğayla kucak kucağa
bir tatıl beldesı olan Sığacık'ta.
Tenıs, valeybol, basketboi alanlan;
2 yuzme havuzu. 2 restoranı,
anfitıyatrosu ve barı var. En buyuk
ozelliğı su ve denız sporları olanagı
olan Atlanus'te evinızdeki rahatlığı
bulacaksmız.
0 232 745 74 55
OTEl CRAND ÖZÇELİK (•••••)
Kuşadası'na 10 dakıka uzaklıkta,
Yavansu mevkıınde.
Butun odalar balkonlu, deniz göruyor.
Butun odalar da klıma, direkt telefon,
uydu yayınlı tv, banyo.
Özel plaj, açık ve kapah yuzme
havuzları, Turk hamamı ve sauna,
2 restaurant, balo salonu, gece klubü.
0 256 614 46 01
ART MARMARİS (••»•)
Marmarıs'in merkezınde, tam konforlu
;<filerscnu
n onunde, denızde vuzun
Istanbıı
ALAADDİN HOTEl (****)
Türkiye'nin en yeşıl yorelerinden, deniz
mevsiminın S ay sürdüğü Alanya'nın
Aysallar mevkiinde, lncekum'da.
Huzurlu bir ortamda spor ve eğlence
olanakları.
Tum odalarda klima, telefon, muzık
kanallı ve uydu yayınlı tv var.
Açık ve kapah barlar, kondisyon, dısco,
2 yuzme havuzu, ozel plaj, su sporları
merkezı, tenis kortu.
Gece müzıgi eşlığınde zenguı çes.nli i
bufe.
024251? U 91
ECE EVLERJ
YAPır