28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç • Genel Yayın Koordinatörü Hikmet Çetinkaya 9 Yazıişleri Müdürü: tbrahim Yıldız 0 Sorumlu Müdûr Fikret tlkiz 0 Haber Merkezı Müdurü: Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser Istıhbarat. Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı: Özlem Yüzak 0 Kültür Handan Şenköken 0 Spor: Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karabren 0 Duzeltme Abdullah Yazıct 0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgi-Belge: Edibe Buğra 0 Yun Haberleri Mehraet Faraç Yayın Kurulu. tlhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, OkUy Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şâkran Soner, tbrahim Yıidız, Orhan Bunak, MustafaBalbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No. 125, Kat.4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 0Iznur Temsılcisi: SerdarKıak, H.ZıyaBlv. 1352S.i3Tel 4411220, Faks: 4419117 0 Adana Temsılcisi: Çetin Y »ğenoğiu, Inönü Cd 119 S.No.l Kat:l.Tel:363 12 11. Faks-363 12 15 Müessese Muduni. Lstün Aknen # Koordnıatör Ahmet Korufean • Muha- sebe Bölent Yentr • tdare Hûseyin Gûrfr • Bılgı-lşloT. >>U lniJ» Bıigı- sa>ar Sıstem Mörövet ÇBer# Satış FufletKuzı MEDYA C: • Yonetun Kuralu Başkaıu - Genel Müdur Gülbin Erduran V Koordınatör Reha Işitman 9 Genel MudurYardımcısı SevdaÇoban Tel. 514 07 53 - 51395 80-513846O-61.Faks 5138463 V »ımuvın ve Basan: Yenı Gun Haber Aıansı. Basın ve Yayıncılık A Ş TurkoapCad. 3" 41 Cağaloglu 34334 tstanbul PK 246 - Sıkecı 34435 lstanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks 10212)513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 2TEMMUZ 1999 lmsak:3.27 Güneş: 5.29 Öğle: 13.15 tkindi: 17.13 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.39 Hemşire adayları diploma aldı • lstanbul Haber Servisi - Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi, Özel Amiral Bristol Hemşirelik Okulu. 1998-1999 dönemi mezunu 69 hemşire adayı Kuruçeşme Divan Tesisleri'nde düzenlenen törenle diplomalannı aldılar. Diploma töreninde konuşan Okul Müdürü Gülsevim Çeviker. mezun hemşirelere seslenerek "Öyle inanıyorum ki. yannki yaşamıntzda ve çalışmalannızda. birer Amiral Bristoriü olmanın ayncalığını taşıyacaksınız ve aynı zamanda da bütün insanlığa hızmet etmenin erdemını kazanmtş meslek insanının gurur ve şerefine erişeceksiniz" dedı. Törene, Amerikan Hastanesi Genel Müdürü George D. Rounrree, Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seha Tinic. Vehbı Koç tdare Heyeti Başkanı Semahat Arsel, Türkan Şoray. tıyatro sanatçısı Yıldız Kenter katıldı. Türkçe gonüHıileri dernekleşiyor • lstanbul Haber Servisi - Türkçe Gönüllüleri Dıl lzleme Grubu. dildekı kirlenmenin önlenmesi amacıyla dernekleşme karan aldı. Grup Sözcüsü ve Türkçe Gönüllüleri Derneği Kurucular Kurulu Başkanı Hüseyın Motiv yaptığı açıklamada, dildeki kirlenmenin iletişim araçlanyla hızla her yere yayıldığını ve RTÜK'ün Türk dilinin kurallara uygun, anlaşılırbiçimde kullanümasını sağlamaya yönelik yetkisini mutlaka kullanması gerektiğıni belirrti. Alternatit yaz okulu • Haber Merkeri - Deneme Bilım Merkezi'nde alternatif bir yaz okulu düzenleniyor. 13 Temmuz'da başlayacak, haftada 4 gün ve birer aylık sürelerle devam edecek yaz okulunda. öğrenciler. radyo yapmayı, bılgisayar ve înternet kullanmayı öğrenecek, aynca dış gezilere çıkacaklar. lstanbul içinde fosil aranacak. Şişe Cam gibı fabrikalar gezilecek. bıtkı tanıma gezileri yapılacak. tlkokul 5. sınıf - lise 1 yaşlannda öğrencilerin katılması öngörülen yaz okulu için aynntıhbilgi0212-292 08 92 No'lu telefondan edinilebilir. Kyabetliler için yaz kampı • İstanbul Haber Servisi - Diyabet merkezleri tarafından, şeker hastal-ığının daha iyi tanınması, beslenme alışkanlıklannm düzenlenmesi, şeker hastalannın yalnızhk hissınden kurtularak özgüven kazanması amacıyla düzenlenen yaz kamplan ilgi görüyor. Kuşadası'ndaki KuşturTatil Köyü'nde temmuz ayında gerçekleştırilecek olan yaz kampına, 30 yaşından küçük, insülın kullanan diyabetliler katılacak. TBVIA Vakfl yararına sengi • lstanbul Haber Servisi - Ressam Yusuf Taktak ve Can Aytekin"in çalıştırdığı Yıldız Grubu'nca, TEMA Vakfı yaranna düzenlenen resim sergısi, Beytem Sanat Galerisi'nde dün törenle açıldı. Törende konuşan Yusuf Taktak. çalışmalannı 8 yıldır Yıldız Teknık Üniversitesi bünyesinde sürdürdüklerini ve her sene düzenledıklen yıl sonu sergilerinın gelinni, bir hayır kurumuna bağışladıklannı söyledi. Lösemi hastası Dr. Oktar Babuna'ya "6'da 6" uyan kemik iliğinin aylar önce bulunduğu kesinlik kazandı Babuna olayında 2.5 aybk aldatmacaANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Lösemi hastası Dr. Oktar Babuna'ya tam uygun kemik iliğinin aylar önce bulunduğu kesinlik kazandı. Uzmanlar. "kampanya çerçevesinde Türkiye'de bir bayandan aünan kanın" Dr. Babuna'ya "6'da 6" uygun olduğunun. hastanın ailesine 2 Nisan 1999 günü iletildiğini resmi belgelerle belırlediler. Genel suçlamalann yanı sıra kampanyanın 2.5 aylık bölümü tamamen kuşku altında kalırken, aylardır toplanan kanlann ve paralann hangi amaca hizmet ettiği tartışılıyor. Oktar Babuna'ya tam olarak uyan iliğin, bugüne kadar toplam 8 bin 650 hastaya ilik nakli yapmış olan dünyanın en büyük kemik iliği aktanm merkezlerinden birinde analiz edildiği öğrenildi. Konusunda uzman hekimlerin. Babuna'ya bulunan vericı için "Gerekirse ilik nakli için uygun verici olabilir" tanımlamasını yaptıklan bildirildi. j Uzmanlar, Oktar Babuna'nın ' • Dr. Babuna için başlatılan kampanyayı "bilimsel gerçeklikten uzak" olarak değerlendiren uzmanlar, kampanya çerçevesinde kan veren insanlardan "bilgilendirilmiş onay" alınmadığına, konuyla doğrudan ilgilenen uzmanlann kampanyaya kanştınlmadığına dikkat çekiyorlar. yakalandığı lösemi tipi olan "Rkhter's SendromuT 'nda bugüne kadar yalnız akrabalardan ilik aktanmı yapılabildiğini. Oktar Babuna'ya uygulanmak ıstenen akraba dışı ilik aktanmının yalnızca deneysel nitelikte olduğunu, bu tür ilik naklinden sonra Babuna'nın yaşama olasılığının yüzde 20'den fazla olmadığını belirtıyorlar. Dr. Babuna için başlatılan kampanyayı "bilimsel gerçeklikten uzak" olarak değerlendiren uzmanlar, kampanya çerçevesinde kan veren insanlardan "bügüendirilmiş onay" ahnmadığına, konuyla doğrudan ilgilenen uzmanlann kampanyaya kanştınlmadığına dikkat çekiyorlar. Sağlık Bakanlığı'nın Dr. Babuna kampanyası için "Bu durumda devam etmesi doğrn degUdir" şeklinde görüş bildirmesine karşın kampanyanın durdunılmasıyla ilgili herhangi bir resmi girişimde bulunulmadığı belirlendi. Dr. Babuna kampanyasında paralann toplandığı bankalara, hesaplann dondurulması ya da incelenmesi yönünde bir isteğin iletilmediği açıklandı. Yetkililer, açılan hesaplara para akışının devam ettiğini, ancak Sağlık Bakanı'nın açıklamalanndan sonra yurtdışına para aktanmının durdurulduğunu bildirdiler. Sağlık Bakanlığı, yapılan tüm açıklamalann suç duyurusu yerine geçeceğini söylerken, savcılıklar soruşturma başlatmak için resmi bir isteğin gelmesini bekliyorlar. Kampanyayı düzenleyen vakfın "Yardun Toplama Yasası"na aykın hareket ettiğinin belirlenmesine karşın Içişleri Bakanlığı henüz harekete geçmedi. lstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri ise inceleme sürecinin başlamak üzere olduğunu, Sağlık Bakanlığı 'ndan bir yazı beklediklerini belirtiyorlar. Kampanyaya " lstanbul ili dahiünde para toplamak Jçin" izin veren İstanbul Valiliği ve tstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün, 50 milyar lira sınır koymasına karşın toplanan miktann çok fazla olması da inceleme maddelerinden birini oluşturuyor. Sağlık Bakanlığu Babuna otayiyla ilgili olarak yapüan tüm açık- lamalann suç du yurusu >erine geçeceğini sm lerken, sav cılıklar so- ruşturma başlatmak için resmi bir isteğin gelmesini beküyoriar. Sinema oyuncusu Cathrine Zeta-Jones,Entrapment filminin Ingiltere'deki galasına katıldı. Güzel oyuncu. Edinburgh'daki gösterüne. Amerikalı aktör Mkhael Dougİas'la beraber geldi Zeta- Jones, son zamanlarda Mkhael Dougİas'la olan 'özel arkadaşuğT ile adından söz ettiriyor. (Fotoğraf: REUTERS) * w Ozel arkadaşlık Turizm Bakanı Mumcu, sektör temsilcileriyle bir araya geldi 'Terör gündemden düştiv* Ekonomi Servisi - Tu- nzm sektörünün yerli ve yabancı temsilcileri ile Turizm Bakanı Erkan Mumcu. terör örgütü li- deri Abdullah Öcalan'ın yakalanmasıy la başlayan ve ilk 5 ayda sektörde yüzde 30'luk bir gerile- meye yol açan *17Şubat süreci'nin aşılmaya baş- landığını ifade ettiler. Tu- rizm Bakanı Mumcu, terör konusu- nun artık gündemden düştüğünü ve bu konulann arnk konuşulmaması ge- rektiğini vurguladı. Türkiye Seyahat Acenteleri Birli- ği (TÜRSAB) ve Türkiye Otelciler Birliği'nin (TÜROB) sektörde ya- şanan daralma üzenne başlattıklan • Karadeniz Ekonomik Işbirliği içinde yer alan ülkelerin turizm temsilcileri toplantısına başkanlık eden Mumcu, turizm bölgelerinde yeterli güvenlik önlemlerinin uzun bir süredir var olduğunu söyledi. 'Çözüm Ortaklığı' projesinin en te- mel hedefinın. turisrik tanıtım ama- cıyla kullanılmak üzere ayni ve nak- di olarak 10 milyon dolarhk bir fon oluşturmak olduğu belirtildi. Bu amaçla Türkiye açısından en önertv li ilk üç pazar olan Almanya, Rusya ve lngiltere'de tüketiciyi etkilemek Sektör temsilcilerinden itiraf 'Tedbirsizyakalandık' EkonomiServisi-Turizmde yaşa- nan sıkıntıyı çözmek üzere Turizm Bakanı Erkan Mumcu ile sürekli gö- rüşme halinde olan sektör temsilci- leri bir yandan panik ortamı yarat- mamaya çalışırken diğer yandan da «TedMrsHyalaüandık"itiranndabu- lunuyorlar. Halen yüzde 40-50 dolu- luk oranlan ile çalışan ve yılı mini- mum zararla kapatma mücadelesi veren turizm şirketlerinin umudu agustos ayında gelir diye bekledik- leri son dakika rezervasyonlan ve yerli turist Sektörtemsilcilerinin hü- kümetten beklentisi ise turizmde ta- şımacılık. konaklama ve pazarlama- nın birlikte desteklerunesi. ^ktör desteklennıeli' Turizm sektörünün bir bütün ola- rak görülmesi ve desteklenmesi ge- rektiğini dile getircn Türkiye Otel- ciler Birliği (TÜROB) Başkanı AH GüreM, Turizm Bakanı Erkan Mum- cu'nun çalışmalara hızlı başladığını belirterek "Bakanlagöriişmeterimiz sırasında. sektöre destek verümesi koDusunda Lsrarcı bir tutum ideye- ceğjz. Bîz 1999 yûaa kaybettik ve şu anda. en az zararla nasıl kapaünz, onun çabası içindeyiz. Bu nedeule Bakan'a isletnıe sermayesi tesisi ko- nusunda da ısrar edeceğiz" dedi. TLROB Yönetim Kurulu üyele- nnden AlTErdin de ortada bir panik havası dolaştığını belirterek "Çok dikkatii ohnamız lazım. OteBer ka- panıyor. batbk, banyoruzgibi haber- ler sektöre zarar verir" diye konuş- tu. Abdullah Öcalan'ın yakalanması ile başlayan iptallere de değınen Er- dın. "ttirafebnekgerekirkibizdeted- birslzyakalandikn derken sözlenne şöyle de\am etti: "Şapkamm onümüze koyup dû- şünmeiiyiz. AJn ayda üç bakan değiş- tirdüi^dışandaistikrariıbirülkegö- rünümü sergSemiyoruz. Dovizgettr- lerinin yüzde 29'unu turizmdenelde eden bir ülke olmamıza karşın bu sektöre yeterti önem verilmiyor. Aa- caktüm olumsuzşartiara karşın sek- tör olarak gücümüzü ortaya kovup kendimizi yıprarmadan yolumuza devam etmeliyiz." ve basında olumlu ha- berler çıkmasmı sağla- mak amacıyla profesyo- nel danışmanlık şirket- leriyle anlaşma yapıldı- ğı kaydedildi. TUROB Başkanı Ati Güreli, turizm 'ürünle- rinin' satılmaması ha- linde, esnafın, tekstilci- nin, işçinin ve inşaat sek- törünün de bu durum- dan etkileneceğine dikkat çekti. Tu- rizmde krizlerin geçici olduğunu ve sektörün bu tür olasılıklara karşı ba- ğışıklık sistemini geliştirmesi gerek- tiğini vurgulayan Turizm Bakanı Er- kan Mumcu, fıyat istikrannın sağlan- masının da bakanlığın öncelikleri arasında olduğunu dile getirdi. Mum- cu, özel ilgi turizmimn inanç ve kong- re turizmi başta olmak üzere geliş- tirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Basma görev Önceki gün Karadeniz Ekonomik lşbirliği (KEİ) içinde yer alan ülke- lerin turizm temsilcileri 4. dönem toplantısına başkanlık eden Turizm Bakanı Mumcu, PKK lideri Öca- lan'ın idamla cezalandınlmasının turizm sektörü üzerindeki etkileriy- le ilgili sorulara net yanıt vermekten kaçındı. Yargının karannı tartışma- mak gerektiğini dile getiren Mum- cu, "Sektöraçsmdan bakıküğında ise fazla bir etki ounayacağuıı samyo- nım. Ancak burada basma önemMbff görevdüşüror. Terör oJayiannı büyöt- memeli ve panik yaratacak haberler vermekten kaçınmah. BBC'nin ha- ber tarzı artık Türldye'ye de yerteş- meB" diye konuştu. Mumcu, turizm bölgelerinde yeterii güvenlik önlem- lerinin uzun bir süredir var olduğu- nu ve korkulacak bir şeyin olmadı- ğını da sözlenne ekledi. Bugün sona erecek KEİ Turizm Çalışma Grubu 4. Toplantısı hak- kmda da bilgi veren Mumcu, top- lantıda bir eylem planı ortaya çıka- nlacağını söyledi. Mumcu, Karade- niz Bölgesi'nde turizm hareketleri- nin arttınlması amacıyla sınır ve bü- rokratik formalitelerin kolaylaştınl- ması yönünde çalışmalar yapılaca- ğını ifade etti. Dilbilimci Püsküllüoğlu Başbakanlık ve Cumhurbaskanlığına dilekce yazdı 'TDK'ninyeni dolıCANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Dil Kurumu'nca (TDK) hazırla- nan, 60 bin 152 sözcükten oluştuğu be- lirtilen "Türkçe Sözlüğü"nün yanlış. tutarsızlık ve çelışkılerle dolu olduğu be- lirtildi. Dilbilim uzmanı Ali PüsküDü- oglu. "Bir sözJükte birtek virgül, bir tek yanlış bik çok önemüdir. Sözlük,yanhs- sız olmaudır. Türk Dil Kurumu'nca ya- yımlanan sözlükte ise hiçbir yanlış bu- hınmamabdır. Düini sewn biryurttaş ob- rak bu söriüğün sabşının durdurulrna- smıistiyorum" dedı. Ali Püsküllüoğlu, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı'nadilekçeverdi. 12 Eylül döneminde kapatılan TDK'de 23 yıl uzman olarak çahşan, 15 sözlük ha- zırlayan, 4 antoloji, 11 şiir kıtabı bulu- nan, 30 yıldır sözlükçülük üzerinde ça- lışan Püsküllüoğlu, dilekçesinde şun- lan söyledi: "TDK bir TürkçeSöriük hazırianuş- tir. Bir devlet kuruluşunca hazuianıp kamuya sunulan yapidara güvenduy- gusuyta södüğu sann ahp khaptagıma ko\- dum. Ancak kullandıkça gördüm ki. sözlük bir bilimsel yapıta y akışmayacak ölçüde pek çok yanlışla doludur. Bir ka- mu kuruluşu olan TDK, bu yayınıyla Türkçeyeçok büyük kötülüketmiştir. Bu kadar çok yanlişı bulunan bir södük, sözlük degüdir" Püsküllüoğlu, saptadığı yanlışlardan bazılannı şöyle sıraladı: - Sözlükte "OsnıaııhTürkçesr ^ . T olarak belirtılmiş. "Osmanbca'' denilen ve her sözlükte Osm. kısaltmasıyla gös- terilen dil, "Osmanh Türkçesi" olmuş. - Sunuşta internet sözcüğü. ilk har- fı büyük olarak yazılıyor: "İnternet" - Bunca yüdır kullanılan "çoğul", "te- kfl", sözcükleri yenne "çokhık". "tek- Bk" sözcükleri kullanılmış. - Aynı cümlede. "bitişik ketime" ve "birieşik kelime" diye ikı ayn kavram kullanılmış. Ama bitişik kelimenın ta- nımı yapılmamış. - Arşın maddesinde örnek gösterilen "Halep oradaysa. arşın burada" deyi- mı "Halebi ordaysa. arşın burada" di- ye yazılmış. - Sözlüklerinde ve kılavuzlannda ya- zımını "gardırop" olarak gösterdıkleri sözcüğü, yeni sözlükte ıki kez "gardrop" biçıminde yazmışlar. - Eski Türk Dil Kurumu'nun, halkın söylediği biçimde yaalması gerektiği- ni düşündüğü "aptes almak" yerine, "abdest almak" kullanılmış. - April (lngilizce) ve Abril (Yunanca) olmak üzere iki ayn kök tanımı verilmiş. Okunı, bir ona bir buna göndermışler. - Agnozi: "Duyularda herhangi bu* bozuklukolmamasına rağmen sınav sis- teminin belirli biryerindeki doku bozuk- luğundan ileri geten algı kaybı ve yoklu- ğu" diye tanımlanmış. Ancak açıkla- mada adı geçen "sınav sistemi". "sinir sistemi" olmalıydı. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN İnsanlık Öldü mü? Güler misin, ağlar mısn? Fransız Başbakanı üonel Jospin. Kosova'yı kurtaracak NATO 'müdaha- tes/'ne, 'bu bir medenryet vazrfesidir 1 demiş; pat! Gözlerimin önünde bir resim, Yüksek Faşist Konse- yi Başkanı, 'll Duçe' Benito Mussolini, ünlü balko- nunda faşist kolunu selâma kaldırmış: "- Katya, Ha- beşistan'a medeniyet götürecektir!" diyor. Karşıyaka (Izmir) Cumhuriyet llkokulu öğrencisi- yim; nasıl Fenerbahçe'ye açıkfarklı yenildi diye, Ga- latasaray'lı olduysam; çocuk aklımla bile, rtalya'ya yenileceğini hissettiğim, Habeşistan'dan yanayım; ama, Duçe'nin tahmini hilâfına, savaş kolay geçmi- yor: gazetelerde, yabancısı olduğumuz Habeşistan (Ethiopya) coğrafyasından şehir; her iki tarafın ordu- lanndan, general isımleri! Günün binnde ise, dehşet verici o haber: "karyanlar Habeşistan'da Zehirli Gaz Kullanıyor!" Gençler ne bilecek? 'Zehirli Gaz' ilk Dünya Sava- şı'nın 'bitirici' silâhıdır; II. Dünya Savaşı'nın -ya da sonraki bütün savaşlann- da 'bitiricisilâhı' olacağı sa- nıldığından, ikı savaş arasındaki dönem, 'Gaz Sava- şı'na hazıriık ve tedbirle geciyor. II. Dünya Sava- şı'nın ilk 'havadis 'filmlerinde, IngiKere Başbakanı Sir Chemberlain'i, omzunda askılı birtorbayiagörürdük, içinde 'özelgazmaskesi^. ttarya, II. Dünya Savaşı'nda, taraflann 'gayr-ı insani' bulup hiç kullanmadığı bu si- lâhı, 'medeniyet götürdüğü' Habeşistan'ı dize ge- tirmek için kullanıyordu; aynen, NATO'nun, inatçı ve nobran Sırbistan'ı yola getirmek için kalkıştığı 'be- şeriamaçlı' savaşta, hiç de konvansiyonet sayılama- yacak, uranyumlu -yâni radyo/aktif- silahları kullan- dığı gibi. Haberiniz yok mu? Tabii, olmaz! Media'mız ayna- larda güzelliğini seyredip; bu arada eşe dosta -al gü- lüm, ver gülüm- koltuk çıkmaktan, etrafına dogru dü- rüst bakamıyor ki! uranyumu 'yoksul' ama. 'zehirl' zengln! A IATO sözcüsü, -tesadüfe bakın- bir Italyan: Gi- 1 V useppe Marani. Japonya'dayayımlanan 'May- niçi' gazetesi muhabirine, 21 Nisan 1999'da 'tank avcısı' (ya da, 'tank kaatili') diye namlı (tankbus- ters1 ) uçak ve helikopterlerin, Kosova'da operasyo- na katıldığını açıklıyor: Bunda ne var? Hiç! Hepimiz zaten biliyoruz da, bu uçaklann tank avcıs/' olmala- nndaki kerametin nereden geldiğini, acaba biliyor muyuz? 'Yoksullaştınlmış uranyum'öan yapılmış, çeşitii mer- mi, obüs, füze ve bombalan. Birieşik Amerika ve Bir- ieşik Kralhk Silâhlı Güçleri tarafından Köffez Sava- şı'nda kullanılmıştı; Giuseppe Marani'nin açıklama- sıyla, aynı 'mühimmatın' Kosova Savaşı'nda da 'kul- lanıldığı' anlaşılıyor; şimdi ister misiniz, zehiri fevka- lâde zengin, bu 'yoksullaştınlmış uranyum' silahlan- na Christine Abdelkrim-Delanne ne diyor, ona bir göz atalım: "... yoksullaştınlmış uranyum, ya da U-238, do- ğal uranyumu zenginleştirme işlerninden arta ka- lan bir 'atık'tır ki, sivil amaçlarla nükleer santral- larda, havacılıkta; askeri amaçlarla, silâhlarda ve nükleer denizaltılarda kullanılan uranyum 238'in elde edilmesini sağlar; en yoğun, en ağır metal budur, saniyede 1.200 metre hızla fırlatılırsa, tank zırhlannı deler; yerin altndaki üç metre kalınlığın- daki betonu dağıtabilin yâni o icad edilinceye ka- dar kullanılmış olan tungsten'e oranla çok daha etkilidir..." "... dahası -nükleer endüstrinin, tam anlamıy- la- bir 'abğı' olduğundan, rthali gereken tungsten'e oranla neredeyse bedavaya gelir, üstelik mühim- mat sanayiindeki kullanımı, içinden çıkılmaz o nükleer atıklar sorununun çözümünü de kolay- laştınr. 1991 yılında, önündeki on yıllık dönem için ABD Federal Bütçesi, -ulusal savunma rezer- vi olarak-130.000 ton 'yoksullaştınlmış uranyum' satn alınmasını öngörmüştü; o günden bugüne, bu rakam daha da artmıştır..." (Le Monde Diplo- matique, Haziran 1999) İyi de, bu gerçek, hangi başka bir acı gerçeği or- taya döküyor Yugoslavya'dakı Kosova Operasyo- nu'nda görev yapan A-10 Amerikan uçaklan ya da Apache helikopterleri, yalnız tanklan 'avlamakla' kal- mıyor; ınsanlara da radyo/aktivite bulaştırarak, onla- n da zehirliyoıiar. Özetin özeti, işte bu. 'Beşerîamaç' da (!) zaten buna denilmez mi? Pekl, o teknlk bülten 1 ne? A BD Savunma Bakanlığı, bir memorandum yayım- f\ layarak, bunlann kullanılmasına 'yeşil ışığı' yak- mış; o yüzden mi nedir, bu silâhlann radyo/aktif ka- rakteri de, yüksek düzeyde zehirleyici oluşu da, gör- mezden geliniyor. Oysa... "... mühimmat olarak kullanıldığında, yoksultaş- tınlmış uranyum, hedefe vurduğu anda, radyo/ak- tif partikülleri serbest bırakıyon ağır mağdenle- rin ürettiği türden zehirli kimyasal tozlan etrafa savuruyon üstelik aşın yanıcı, çabucak alev ala- bilen, harareti olağanüstü yüksek buhariar salı- veriyor..." (Aynı dergi, aynı yazı) Buna rağmen, askeri makamlar, bu silâhlann çev- re ve çevrede yaşayanlar üzerindeki bulaşıcı etkile- rini, uzun süre inkâr edip durmuşlar; ne var ki, 28 Ey- lül 1990'dayayımlanmış, kocaman bir 'teknik bülten' var ki, yoksullaştınlmış uranyum malzemesinin bir kazaya uğraması halinde, alınması zorunlu sayılan ön- lemleri bir bir sıralıyor; bunlar da, hiç öyle hafifsene- cek şeyler değil: "... kazaya kanşmış, olay sırasında orada kal- mış, hiçbir donatım, hiçbir araç/gereç, radyo/ak- tif koruma görevlileri tarafından, iyice kontrol edilmeden ve bulaşma olasılığı yok edilmeden asla buiunduğu yeri terk etmemeliymiş! Bu ka- darla kalsa iyi! Bir kere tutuştu mu, bu patlayıcı- lar birbirine kanşır, uçuşur, damlar, çevreye ve en- kaza yayılırmış; yangın söndürülse de, patlayıcı- nın tamamı yanıp tükenmedikçe, tehlike devam edebiliyor; dahası, tükenmemiş kalıntılar, aşın derece patlama riski taşryorlar, eğer soğumuş- larsa tuhaf şekiller alabilen bu metallerin, etraf- taki pisliklere bulaşması, içine sinmesi ya da yer- teşmesi, mümkün -ki bu da o artk ve atıklann, evvelce olmadıklan kadar tehlikeli olmasına yol açıyor..." Amma da atıyor muyum? Yooo, bunlan açıklamak- ta sakınca görmeyen, ABD Silahlı Kuvvetleri'nin 'res- mi' bürteni. kod numarası TB 9-1300-278; yayımla- yan kim derseniz, o da belli: Department of The Army; adı, Technical Bulletin! Kısacası. ABD Silahlı Kuv- vetleri'ne bağlı, A-10 uçakları ve Apache helikopter- leri, 'beşen amaçlı' Kosova Operasyonu'nda; ne mertebe zehirli olduğunu ağızlanyla açıkladıklan, 'yok- sullaştınlmış uranyum 'içeren bu mühimmatı kullanı- yorlar, çünkü 'tankavcısı' olmanın yolu, bundan ge- çiyor. İyi de, 'insan avcısı' da olmuyorlar mı? http:// www. bilgiyayinevi. com. tr/ailhan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle