Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 1999 CUMA
14 JVlJLiJ. U K . kultur(a cumhuriyet.com.tr
Görgün Taner, konser ve mekân sayısını geçen yıla göre daha da arttırdıklan belirtiyor
4
Geçmişteld dengeyi koruduk9
CUMHUR CANBAZOĞLU
6. L luslararası tstanbul Caz
Festivali, 7 Temmuz'da Açıkhava
Tiyatrosu'ndaki Breziha Gece-
si'yle açılıyor. Her yıl cazm ya-
nında diger miizık türlerine genış
yer verdığı içın eleştirilen festı-
val bu yıl cazseverleri memnun
edecek zengın bır hsteye sahip.
Festivahn yönetmenı Görgün
Taner ise cazla dığer türler ara-
sındaki dengenın bu yıl da ko-
runduğu görüşünde. Belirttiğine
göre bilet satışlanndaki artış da
yelpazenin genış tutulduğunun
dığer bir kanıtı.
- Bu yü festivale caz dışı türler-
den davetedilen yüdız isimkrin az-
hğıdikkatçekiyor. Cazm ağır bas-
masuun belli bir nedeni \-ar mı?
Cazmüziğı buyıl Atatürk Kül-
tür Merkezi Büyük Salon'daki
flaş konserlerle biraz daha öne
çıktı. Aslında programa dikkatle
bakıldığında geçmiş yıllardaki
dengenin korunduğu görülecek-
tir. Caz festivalinin karargâhı ni-
teliğindeki Açıkhava Tiyatro-
su'nda caz konserlerinin yarun-
da Latin ağırlıkh üç konsere, Pat-
ti Smith ve Suzanne Vega gıbı
ozanlara. dünya müzığınden Kha-
kd'e. BenHarperve BSndBoys'la
neredeyse ılk defa blues ve gos-
pele yer venyoruz. Cazdakı yenı
akımlar. düşünceler nereye gidı-
yor dıye düşünenlen de kulüple-
re davet ediyoruz. Geçmışteki
denge korunuyor böylelikle.
Projeler gerçekleşmeyince
- Ancak trip-hop gjbi uç türier-
de müzik dinleven binlerce kişi-
yi Açıkhava\a çeluniş festivaL
bu yü 'çok dunlT bir liste\le bu
insanlan unutmuş gözüküyor_
Bu türlenn olmaması özellik-
le verilmiş bir karar değil; prog-
rama gırmesını düşündüğümüz
sanatçılann çeşitli nedenlerle ls-
İSTMİBBİ
CftZ FESTİVAIİ
konserlerine,
Latin ve Küba Müziği
Gecesi'ne büyük ilgi
var. Bence Marc Ribot,
ChuchoValdes'in
konseri olağanüstü...
Üç yıl sonrasımn Keith
Jarrett'ını dinlemek
isteyen varsa Brad
Mehldau'nun birinci
sınıfkonserine
gitsin diyorum.
tanbul'a gelemeyişinden kaynak-
lanıyor. Alanis Morissette vardı
örneğin listede. Biz Morıssette
ıçin festivali geç bile bıtirmeyi
planladık, ama turneyı on yedi-
sinde kesıyor ve Amerika'ya dö-
nüp VVoodstock'ta çalacak. Nlck
Cave yıne son anda olmadı. Ay-
nca MassiveAttack ve Björk'den
sonra Jamiroquai\ ı düşünüyor-
duk. Onlann da basçısı aynldı, bu
sene turne yapmıyorlar; gelecek
sene gezecekler. tşte görüldüğü
gibi listedeki isimler bunlardı.
Projeler gerçekleşmeyince onla-
nn yerine devreye Suzanne Ve-
ga, Patti Smith girdı.
- Bu değşikliklerde Türkiye'de
bombalann patlamasınınetlda o(-
dumu?
Bu konuda çok faks geldi, gü-
venlikle ilgılı bılgı alındı ama.
Türkiye'de terör var. Bu neden-
le gebnjyonım' diyen çıkmadı.
-Türkiye'nin riskHülkelerara-
smda gösterttmesi sanatçılar için
yapılan sigorta harcamalannı
yükseltrvor mu ?
Sanatçılardan ilave sigorta is-
teyen de olmadı şu ana kadar.
Onlara biz yeterli gûvenceyi ve-
nyoruz, onlar da sözüne güveni-
lir bir kuruluş olduğumuz bil-
diklerinden ekstra bir şey iste-
meden gelıyorlar.
- Bu yü Avnıpa'daki savaş ne-
deniyk festrvallerin genelinde bir
rahatsızhk>aşanıyor. Maddi aç>-
dan hedeflerinizde bir küçülme
varmı?
Bilet satışlanna iki hafta önce
başladık, ne olacağını bilmek
mümkûn değil. ama gördüğüm
kadanyla tam tersine ilgi arttı.
Konser ve mekân sayrmızı ge-
çen seneye göre daha da arttırdık.
Mesela caz konserlerine bütü-
nüylebirilgi var. Eski yıllarda Le-
gends konseri ağzına kadar do-
larken bazılan bin kişide kalır-
dı. Şimdi Duke EUington gece-
sine, Latin müziği konserlerine
bir hayli ragbet var. Bu da bızi
memnun edıyor doğrusu.
t
Seçenek sunuyonız'
- Rox>, Dukinea, Babylon gibi
küçükmekânlardan neterbekli-
yorsunuz?
Birtakım müzikler mekânla
birlikte anlam taşıyor. Cazda son
dönemde mekânlar bm, beş yüz-
lük salonlara dönüşüyor. kulüp-
ler de ayn birönem kazanryor. Bi-
zim programdaki kulüplerin her
birinin ayn kimliği var. Konser
serisine bakıldığında kimlikler
ortaya çıkıyor. Roxy daha dans
ağırlıklı, Babylon biraz cazın
avangard kısmına yönelik, Dul-
cinea ise elektronik caz ve 2001
cazını sorgulayan konserler ağır-
lıklı mekânlar. Insanlara seçe-
nek sunmayı, oradan oraya gi-
dip türlü müziklen izleme im-
kânı yaratmak ıstıyoruz. Bunlar
dünyada çalınan türler. bizde de
dınleyicisi var.
- Mekân deyince aklımıza gel-
di. İki yılönce Maçka Parkı'nı ca-
za açma gibi bir projeniz vanü.
Bugün hangi aşamada ?
O proje olmadı, çünkü bu se-
ne Istanbul Caz Festivali"nın ku-
lüp yönüne ağırlık verdik. So-
kaklara taşma projesinı de ıleri-
ye bıraktık. Parklarda yapacağı-
mız konserler ücretsiz olacağın-
dan, takdir edersiniz ki mali bir
ağırhk getirecek. Onun için büt-
çe sıkışıklığını ilk atlattığımızda
projeyi ele alacağız
-Getelim agırtoplara. Bu yılfes-
tivalin ağuiığını kimler taşı>acak
sizce?
Tahminlerimin aksine bu yıl
Latin \e Küba Müziği Gecesi
büyük ilgi görüyordınleyıciden.
Açık söyleyeyim. LaBandaMu-
nkipal de Santiago de Cuba, Ar-
turo Sandoval konserinin bu ka-
dar satacağını tahmin etmıyor-
dum. Suzanne Vegave Khaled de
ılgı görüyor, ama bu normal.
- Sizin kac.ırmayacağınız kon-
sener hangUeriolacak? tki kon-
ser soyleveceğım, bınncisi Marc
Ribot, Chucho Valdes yanı 12
Temmuz akşamı Açıkhava Ti-
yatrosu Bence bu olağanüstü bir
konser. tkıncısı 8 Temmuz ak-
şamı Brad MehMauTrio. Bu kon-
senn ızleyıcısinın az olacağını
tahmin ediyordum, hakikaten de
öyle olacak. Ancak bence birin-
ci sınıf konser; üç yıl sonrasının
Keith Jarrett'ini dinlemek iste-
yen varsa Brad Mehldau konse-
nne gıtsın diyorum
-Gelecekier arasında özel istek
listesi gönderen oklu mu ? Bu yıl
ensfrüman açıstndan festivalin
durumu nedir ?
Ne yalan söyleyeyim,*yiyece-
ğim. içeceğhn şu obun' diye is-
tekler var, ama öyle özel bir is-
tekte bulunan olmadı. Enstrü-
man açısmdan sorun yok. Her
yıl eksıklerimızi hiraz daha ka-
patıyoruz ve donanımımızı art-
tınyoruz. Yurtdışından gelen enst-
rüman talepleri o yılki gelişme-
lere endeskli oluyor, biz de on-
lan takıp etmeye çalışıyoruz. Tek-
nik altyapı açısmdan bu yıl hiç-
bir sorun yok.
- Festrval hediyelik neterhazır-
ladı izleyicikrinc ?
Bu yıl bir tişörtümüz var. Be-
hiç Ak çizdi önündeki desenı.
Hula hop yapan bır kurbağa bu,
neşeli bir tişört yani. Broşürle
katalog arası bir yayınımız da
olacak. o da bır hafta ıçinde çı-
kacak. Kep. rozet gibi eşyalar
bizde pek yaygın talep görmedi-
ğinden yalnızca tişört yapıyoruz.
'Savaş ve Banş: 15-19. Yüzyıl Osmanlı-Polonya îlişkileri' sergisi Türk ve Islam Eserleri Müzesi'nde
Osmanh'nın Polonya'daki izleri...Kültûr Servisi - Istanbul Türk ve Is-
lam Eserleri Müzesi, Osmanlı Devle-
ti'nin kuruluşunun 700. yılı kutlama-
lan çerçe\esinde Polonya koleksiyo-
nundaki Osmanlı yapıtlannı konu alan
ve üç ay süreyle açık kalacak Savaş ve
Banş: 15-19. Yuzyıl Osmanlı-Polonya
ttişkileri baijhklı bir sergıye ev sahipli-
ği yapıyor. 1683'ten bu yana Polon-
ya'daki 26 müze, arşiv, kilise ve kütüp-
hanelerde bulunan yapıtlardan derlenen
382 sanat yapıtından oluşan sergi, Cum-
hurbaşkanı Süle>Tnan Demirel, Kültür
Bakanı İstemihan Talay, Polonya Bü-
yükelçisi Miroslavv Palasz, Polonya
Kültür Bakanı Yardımcısı Stanislaw
Zurwvski, Sakıp Sabancu Şakir Ecza-
abaşı, Nail Güreli, Murat Bardakçı,
Stefanos Yerasimos ve birçok davetli-
nin katılımıyla açıldı. Sergınin kalıcı-
lığını sağlamak amacıyla Türkçe ve tn-
gilizce katalog hazırlandı.
Haçh Ordusu pey etmişti
1995 yılında, Polonya Cumhurbaşka-
nı'nın Türkiye'yi zıyaretı sırasında ım-
zalanan Polonya-Türkiye Kültür An-
laşması çerçevesinde açılan bu sergıy-
le 15. yüzyıldan 19. yüzyıl sonlanna ka-
dar Polonya Koleksiyonlan'nda bulu-
nan eserlenn gün ışığma çıkanlması
amaçlanıyor.
Serginin en ilgi çekıci bölümü, bu-
gün önemli bir kısmı Polonya müze, ar-
şiv ve kütüphanelennde saklanan ve 2.
Viyana seferi sonrasmda Polonya'nın
payına düşen Osmanlı ganimeti. Viya-
na Müzesi'nden gelen Sadrazam Mer-
zifonlu Kara Mustafa Paşa'nm portre-
sinin yanı sıra sadrazama ve maıyetin-
deki yüksek rütbeli komutanlara aıt çe-
şitli eşyalar, Viyana'yı kuşatmadan kur-
tarmak üzere oluşturulan ve çeşitli Av-
rupa krallık, prenslik ve dükalıklann ka-
tıldığı Haçh Ordusu'nca pay edilmiş,
en büyük ganimet ise Leh kralı III. Jan
Sobieski tarafından Polonya'ya götürül-
müştü.
Dev boyutlu ışlemelı çadırlan, halı
ve kumaşlar, değerli taşlarla süslü kı-
lıç, miğfer, kalkan ve her türde askeri
teçhizat, kaftanlar, at koşum takımla-
n, altın ve gümüş eşyalar, Kuran ve çe-
şitli el yazmalannın yer aldığı bu hazi-
nenın yanı sıra daha sonrakı yıllara ait,
karşıhklı savaş ve banş ilişkileri sonu-
cu kraliyet ve kilise hazinesinde, mü-
ze. arşiv ve kütüphanelerinde yer alan
çeşitli eşyalar, iki devlet arasındaki res-
mi yazışma örnekleri. fermanlar da Po-
lonya'daki eserler arasmda bulunuyor.
Sultan portrekri ve mektuplar
'Savaş ve Banş: 15-19. Yüzyü Os-
manhPolonyatBskfcri' sergisi, atlar üze-
rinde dönemin tüm teçhizatlanyla do-
natılmış mankenler; kumaş, halı, yas-
tık ve el işlemeleriı fermanlar, el yaz-
malan ve Kuranlar; harita, plan ve gra-
vürler; Mihrumah Sultan, Sultan 1.
Mustafa. Sultan II. Osman, Sultan IV.
'usergiyle
15. yüzyıldan
19. yüzyıl
sonlanna kadar
Polonya
Koleksiyonları 'nda
bulunan eserlenn
gün ışığına
çıkanlması
amaçlanıyor.
En ilgi çekici
bölümü
2. Viyana seferi
sonrası
Polonya'nın
payına düşen
Osmanlı ganimeti.
Mehmed, Sultan DL Murad. Sultan III.
Mehmed ve Kanuni Sultan Süley-
man'ın portreleri; huzura kabul resim-
leri; Viyana kuşatmasına ait resim, tab-
lo ve belgeler, Varna. Estergon, Ka-
maniçe, Karlofça savaş ve banşına ait
resimler; Hotın Savaşı ve banşına aıt
büyük boy tablolar; 1414 Çelebi Meh-
med döneminden itibaren sefaretna-
meler; aralannda Fatih Sultan Meh-
med'in 1456 tarihli Sırpça mektubu
ile Mihrimah Sultan'ın Kral Sigismund
Aııgust'a gönderdiği mektubun da yer
aldığı mektuplardan oluşuyor.
Türkiye'de nüshası olmayan Karlof-
ça Banş Antlaşması'nın Mehmed Ra-
miEfendi tarafından imzalanan orjinal
metni, ressam Chlebonvski'den ders
alan Sultan Abdûlaziz'in resim defte-
rinin yanı sıra , diplomatik ilişkileri
gösteren yazışma ve kitap ömeklen, el
yazmalan, 19. yüzyıl Polonya resim
sanatında Hotin ve Viyana seferlerini
konu alan gravür ve tablolann büyük
ilgi çekmesı beklenıyor
Polonya Büyükelçisi Miroslaw Palasz
yaptığı konuşmada sergıyı 'yüzyıunen
önemli sergilerinden biri' olarak de-
ğerlendirdi.
Polonya Kültür Bakanı Yardımcısı
Stanislav. Zurovvski ise sergınin iki
ülkenin ılişkilerini anlattığını. sa-
vaş ve banşın çağımızın da soru- '
nu olduğunu söyledı.
Kültür Bakanı tstemihan Ta-
lay da sergınin son yıllarda ülke-
mize getirilen sergıler arasında
en güzel tarihsel, kültürel birikım-
leri yansıttığını behrtti.
Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel Osmanlı Devleti'nin 700. yı-
lı kutlamalannda amacın tarih içın-
deki fetihleri. savaşlan, kavgalan ye-
niden yansıtmak olmadığını belir-
terek büyük bir uygarlık olan Os-
manlı Devletf nın diğer uygarhk-
lan etkiledığinı ve bu uygarlıklar-
dan etkiiendiğini anımsattı. Tarih-
ten ders çıkarmanın bır yolu-
nun da kültür alanında y apılan
işbirliği olduğuna dikkat çe-
ken Demirel, Türkiye Cum-
huriyeti'nın 75 yıl boyunca
banşı koruduğunu. bundan
sonra da koruyacağını belirt-
ti. Bu sergiyle unutulanlann
hatırlandığmı ve iki ülke
dostluğunun bugünkü du-
rumunun yansıtıldığını
söyleyen Demirel.
Türkiye'nin Polon-
ya'nın NATO ülke-
si olmasını des-
teklediğıni
açıkladı.
Mihrimah
Sultan
Degas 'nut Dinlenen Balerin'ine rekorfiyat
Sanatçının çerçevesini de yaptığı eser Sotheby s'desatıldı
Balerinler dûdsinin bir parçası olan resim, kâğıt üzerine pastel boya.
Kültür Servisi - Edgar Degas'm kâğıt
üzenne pastel boyayla yaptığı balerin
resmi geçen hafta 17.6 milyon sterlıne
satılarak bugüne dek kâğıt üzerine
yapılan en pahalı ikinci resim oldu.
Pans'in dışına hiç çıkmamış olan
'Danseuse au Repos' (Dinlenen Dansçı)
başhkh resmin 5-7 milyon sterlin
arasında alıcı bulması bekleniyordu.
Resim aynı zamanda bugüne dek en
yüksek fîyata giden Degas yapıtı olma
özelliğine sahip. Bugüne dek kâğıt
üzerine yapılan resimler arasında en
yüksek fiyata alıcı bulan resim ise
1998'de 19 milyon sterline satılan
Picasso'nun akrobat ve soytan resmı
olmuştu.
Sotheby's Müzayede Salonu'nda
düzenlenen bir müzayedede sattlan tablo
Degas'ın 1870'lerin sonunda yaptığı
balerinler dizisinden bir parçaydı.
Yapıtın 4 milyon dolar olan başlangıç
fiyatı kısa sürede 16 milyon dolara
yükseldi ve resim komisyon payının da
eklenmesiyle 17.6 milyon sterline,
müzayedeyeye telefonla katılan ve adını
açıklamayan bir koleksiyoncuya gıttı.
Tablonun bir başka özelîiğı ise onjinal
çerçevesinin de Degas tarafından
yapılmi:, olması. \brgun bır dansçının
oturarak bıleğme masaj yapışını gösteren
resmin 1879 yılında tamamlanmış
olduğu tahmin edilıyor. Resim 1885
yılında Degas" ın bır dostu olan ışadamı
Jules-Emile Boivin tarafından 1.200
franka satın alınmıştı Fransa'da ilk şeker
fabnkasını kuran Boivin, resmi
Fransa'nın ızlenımcı yapıtlara ılk yer
veren Durand-Ruei Gallery'den satın
aldı. Tablo o tanhten beri Boivin
aılesının elinde bulunuyordu. Aynı
müzayedede Degas'ın 'Femme Assie
Devant un Piano' (Piyano'nun Önünde
Oturan Kadın) başhkh tablosu da 3
mılvon sterline satıldı.
YAZI ODASI
SELJM İLERİ
Geçmişin İlanları
Sevgili Radyo Cumhuriyet'te, Kırk Ambar'ı, ba-
zı pazariar geçmişin ilanlarından örnekler vererek
bitiıiyorum. Geçmişin ilanlannın Türkiye'de toplum-
bilimsel anlam taşıdığına inanıyorum.
Nasıl değişip gitmiş, şimdi artık büsbütün sona
eımişbiryaşama...
Bakın, meşhur sözmüş: Bir kadın ucuz diye is-
termiş, pahalı diye istermiş, moda diye, antika di-
ye, herkeste var diye istermiş, kimsede yok diye
istermiş. Fakat! Fakat bir kadın...
... Şaheser Romanlar'ı en güzel romanlar oldu-
ğu için istermiş!
1960 yılı. Şaheser Romanlar'ın listesine göz ata-
lım:
Flaubert'in Madame Bova/y'si en başta. Onu,
Cennet Yolu izliyor, Steinbeck. Oğul Dumas'tan
elbette Kamelyalı Kadın, Zola'dan pek sevdiğım
Nana, Tolstoy ve Diriliş'i, Pasternak'ın DoktorJi-
vago'su ikinci baskıya ulaşmış, Notre Dame'ın
Kamburv, Silahlara Veda...
Bugünün hanımlanna -ve beyierine- andıgım ro-
manları okutmak kolay mı? Bugünün insanlan te-
levizyon kanallannın birbirinden pespaye dizileri em-
rinde. Roman okumak, belki de "çağdışı" o\du. Üs-
telik daha o zaman, kırk yıl önce de beyler pek ro-
man okumuyoıiarmış ki, Şaheser Romanlar'ın ila-
nı yalnızca hanımlara seslenmiş...
Fotoğrafta gayet şık giyinmiş, güzel, alımlı iki ka-
dın. Kravatlı, ceketli, yelekli garson, elinde tepsi,
küçük pizalar, börekler, sandviçter ikram ediyor. Alt-
ta şu yazı: "Filtreli Samsun sigarası nefis harma-
nı ve tatlı biçimi ile yemeklerinizin en iyi tarrtam-
layıcısıdır. T.C. Inhisartar Idaresi."
Zavallı Samsun, zavallı Maltepe.
Eski gözağnmdı Maltepe. Radyatör üstünde ku-
rutur, fosur fosur içerdim. Sonra Kent, derken Mal-
boro, hazin özenti. Ömrümün sonuna kadar Mal-
tepe'den vazgeçmeyen biricik Armağan'ı, son soy-
lu Armağan llkin'i gel de anma. Biz Kent, Dun-
hill, Philıp Morris derken, Armağan sobasınınke-
narında Maltepe'lerini kurutmayı sürdürürdü.
Bir başka ilan, traş losyonu ilanı. Türk erkeği
traş losyonuyla herhalde yeni tanışıyor.
Traştan sonra rahatlamak için Sensir! Her traş-
tan sonra yüzünüze "bir miktar" Sensir sürecek-
siniz. Yorgunluk ve kınşıklık izlerini Sensir "berta-
raf edecek, cildinize hayatiyet, serinlik, ferahlık ve-
recek.
Ava Gardner, "Hoilywood'un sihiriisinema yıl-
dızı" dıyor ki: "Ben, Lüks tuvalet sabununu kulla-
nınm."
Çocukluğumuzun en ilanlı, reklamlı Sana neba-
ti margarin, gazetelerde, dergılerde yemek tarifle-
riyle boy göstenyor. Sana'yla yemeklerimiz "daha
nefis" olacak. Işte Sana'lı değırmenci omleti:
Kullanılacak malzeme, 3 yumurta, 3 çorba ka-
şığı un, 3 çorba kaşığı süt, ınce kıyılmış mayda-
noz ve dereotu, tuz, biber, 75 gr. rende gravyer ve-
ya kaşar, 75 gr. Sana'dan ibaret.
Yumurta, un, süt, maydanoz, dereotu, tuz, bi-
ber, peynir hep beraber kanştınlarak "vurulur." Ta-
vaya Sana nebati margann konacak, eritilecek,
üzerine omlet harcı dökülecek. Sıcak ofarak ser-
vis edilecek. Arzu ederseniz, omlete küçük doğ-
ranmış sucuk da ilave ediyorsunuz...
O zamanlar Sana'nın, Vıta'nın, artık hangisinin-
se, kâğıdı mı, kapağı mı ne toplanılır, fabrikaya
gönderilir, karşılığında yemek kitabı hediyesine ka-
vuşulurdu. Bu yemek kıtapları, renklı yemekfotoğ-
raflan oylesine çekici gelirdi ki...
Kırk yıl geçmiş. Ama bana daha dün gibi geli-
yor. Dingin yaşamayı özlüyorum, sessiz kenti, ses-
siz, taşıtsızyollannı (stanbul'un. Işe giden, işten dö-
nen baba, çarşıya giden, yemek pişiren anne, ders
çalışan abla, çocuk parkı, arkadaşlıklar, çocuk-
luk...
Cahit Srtkı altmış yıl önce yazmış "Robenson"
şiirini:
"Robenson, akıllı Robenson 'um, I Ne imreniyo-
rum sana bilsen! I Göstersen adana giden yolu; I
Başımı dinlemek istiyonjm."
Tam o havadayım. Ama şiirin son dörtlüğü ger-
çekliğe çağınyor:
"Robenson, halden bilir Robenson, I Adan hâ-
lâ batmadıysa eğer, I Alıp götürsen beni oraya, I
Deniz yolu kapanmadan evvel!"
Ada batmış. Kapandı gitti deniz yoiu.
Takvimde lz Bırakan:
"Ve nerede yanılmış, nasılaldanmışsam I Genç-
liğimi görüp çok çok uzaklarda I El sallayaca-
ğım..." Nedret Gürcan, Beş Çayı, Broy Yayınevi,
1999.
Renoir'm tahlosu satridı
• Kültür Servisi - Renoir'ın son 20 yıldır hiçbir
yerde sergilenmeyen 'Young Girl On a Bench' adlı
tablosu. Chnstie's'de düzenlenen bir müzayedede
4.7 milyon dolara satıldı. 1875 tarihli tabloda ünlü
ressam en gözde modeli Nina Lopez'i Paris'teki
stüdyosunda çiçekler arasında tasvir ediyor.
Sanatçının 'Le Moulin de la Galette' adlı tablosu
1990 yılında 45 milyon pounda ahcı bulmuştu.
K Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K
K Â M t L M A S A R A C I