24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 1999 CUMA 2 OLAYLAR VE GORUŞLER E skidencumhuriyetin öğretmen örgütleri vardı: MuallimlerCe- miyeti, yerel öğretmen dernek- leri. bolge köy öğretmenleri dernekleri, Türkiye Öğretmen- 1T Dernekleri Federasyonu... Gericilikle rücadele ederlerdi. Bağımstzlığın ve cum- hıriyet devTİminin en kararlı savunucula- ronlardı. 1960 Devrimi'nden sonra sos- yılizm de öğretmenlerin düşünse) dünya- »na girdi. Bağımsızlıkçı ve cumhuriyetçi ajretmen, bu duruşunu derin bir halkçılık- ı birleştirdi. Onlar Türkiye Öğretmenler Sendikası'nı, tlkokul Öğretmenleri Sendi- kısı'nı kurdular. 1960'tan sonra ABD'ninbüyük gericipro- jei sonucu. öğretmenler devlet tarafindan pırçalanmaya çalışıldı. Gençler arasında yirütülen "İti kurdakındırma" dedikleri po- İirikavj. öğretmenlerarasında "beslemeöğ- rermen kuruluşlan" yaratarak uygulamak ir^diler. Ancak bunda başanya ulaştıklan scylenemez. Bu örgütler, birer tabela örgü- tüolarak kaldı. TÖS ve ilk yıllannda TÖB- DER, cumhuriyet devrimcisi öğretmenle- ri bünyesinde topladı ve Türkıye'run bağım- sızlık ve halkçılık davasında büyük bir gö- rev üstlendi. Bugün TÖS'ün ve TÖB-DER'in bu sa- vaşjmını fmücadeiesini) miras edinmiş bir öfretmen örgütü yoktur! Bu durum. günü- mûz öğretmen savaşunının en can alıcı ger- çeğıdir. Gerçı bağımsızlık ve de\Tİmci cum- huriyetçilik. bugün de öğretmenler arasın- da en yaygın akjmdır, ama Türkiye'nın bu öğretmenlerin görüşlerini temsil edecek yaygın bır kuruluşu yoktur! Devrimci cumhuriyeti gözü gibi koruyan öğretmenlerin Eğit-Der gibi, Köy Enstitü- sü Vakfi gibi daha çok emeklileri bünye- sinde toplayan örgütlen. Öğretmen Dünya- sı, Abece, Çağdaş Eğitim gibi meslek or- ganlan vardır, ama başlannda bulundukla- n bir öğretmen sendikası yoktur! Gözler ister istemez yüz bınin üzerinde üyeye sahip EğMm-Sen'e çevrilmektedir. Eğitim-Sen yöneticılen. böyle bir soruya Cumhuriyetin Öğretmen Örgütü Nerede "Evet, bizdevriıncicumhurtnetinöğretmen örgütüyüz" dıyebilıyorlar mı? Onlargünümüzde yaygınadıyla "sni top- lum kuruluşu"durlar. Söylemlennde emperyalizme karşıtlık varsa da *yenidünyadûzeni'nin (YDD) biç- tiği kahplariçindekalmaktadırlar. YDD, ulu- sal devletleri hedef almakta, onun yerine mezhep. milliyet, cins,bölgeesaslama gö- re örgütlenmışgüçler koymaktadır. YDD'nin sözlüğünde böyle bir duruşun adı "demok- rssTdir, "insan haklan savunucuhığırdur. Sendika yöneticilen. sekız yıllık zorunlu eği- tim gündeme geldığinde, MGK'nm birda- yatmasıdır diye buna kayıtsız kalrruşlardır. Şeriata karşı tutum almayı, yapay gündem diye nitelemişlerdir. Türban vesile edilerek çıkanlan son bunalımda da bir taraF ol- mamışlardır. Türkiye'nın en ileri eğitim uygulaması olan Köy Enstıtülen, onlara hiçbir şey anlatmamaktadır. Bu konularla ilgili toplantılara ya hiç katılmamaktaya da şöyle bir görünüp kaybolmaktadırlar. Türkiye'mn, hem de şimdi çok gereklı olduğu bir dönemde, cumhuriyetçi bir öğ- retmen örgütünden yoksun kalışının ne- denleri, YDD'nin bütün dünyaya yaydığı görüşlerdir Şimdı moda olan ulusallık de- ğıl, "enterMsyonaliznı''dir. Bu entemas- yonalizm, emeğin değil. sermayeninenter- nasyonalidir. Merkezı Amerika ve Avru- pa'dır. Bu emperyalist ülkelerin "slviltop- hun" örgütleri, kendi emperyalist burjuva- zileriyle amaç birliği içindedirler ve çalış- malannda hiçbir şekilde emperyalizmi he-? def almamaktadırlar. Onlara göre emper- yalizm yoktur1 Dünya emperyahzm ve ezi- len uluslardiye değıL demokratik ve demok- ratikolmayan toplumkrdiye ikiye aynlmak- tadır. Batı. demokrasiyi temsil etmekte, Türkiye ise demokratik olmayan toplum- lar içinde yer almaktadır. Türkiye "de de- ZekiSARIHAN mokrasi olabilmesi için Batı tipi bir siya- sal yapı ıçine gırmelıdir. Burada her türlü sıyasal parti, toplumsal eğilim, milliyet ve marjinal gruplar kendilenni rahatça ifade edebileceklerdir. Böyle bir sıyasal örgütlen- me şemasının emperyalist tekellere bir za- ran yoktur. Çünkü emperyalist toplumla- nn emekçileri ve orta sınıflan emperyaliz- mi hedef almamaktadırlar. Çünkü emper- yalizmın dünya çapında soygun ve sömü- rüsünden onlara da bır pay düşmektedir. "DemokrarJk" ABD ve Batı Avrupa'da böyle bir sıyasal yapı vardır. Bizim gibi ül- keler bu yapı içine girerlerse emperyalizm rahat edecektir. Çünkü emperyalizme kar- şı savaşım bilıncı kaybedilecek, ulusal dev- letlerin önemi kalmayacak, siyasal ve top- lumsal örgütier ayn ayn emperyalist ülke- lerin örgütlenyle işbirliği ve dayaruşma ıçı- ne gireceklerdir. Eğitim-Sen. "EgitimEntemasvonaJi'adı verilen Batılı öğretmen kuruluşlanyla işbir- liğine, bu nedenle çok heveslidir ve bu ku- ruluşun isteklerini yerine getirme zorunlu- luğu duymaktadır. Sekiz yıllık zorunlu ke- sintisiz eğitimle Eğıtım-Sen'ın ilgisi, Eği- tim Entemasyonali'nde yapılan bildirimle olmuştur ve adı geçen kuruluş Eğitim- Sen- den Dünya Bankasf nın sekiz yıllık zo- runlu kesintisiz eğıtım için Türkrye'ye ver- diğı krediler nedeniyle. bu projenın başa- nya ulaşması isteği sonunda olabilmiştir! Yine son zamanlarda Balkanlar'daki savaş nedeniyle ABD ve NATO'nun politikala- nnın birparçası olarak Eğitim Enternasyo- nali, göçmenlerin durumuyla Eğrrim-Sen'in ilgilenmesini ıstemiş ve sendika, bu neden- le göçmen öğretmenlere yardım kampan- yası açmıştır! Sendika yönetimi, yürüttü- ğü çeşitli projeler için AvTupa sendıkalann- dan ve Eğitim Enternasyonali'nden yar- dım almaktadır! Böylece sendika Türkiye öğretmen hareketini küreselleştırme, Batı siyasal yapısının isteklenne yaklaştırma çabasının aracısı durumuna düşmektedir. Böyle biranlayış, ayru zamandakendi hal- kına ve kitlesine güvensizlikten. kendi top- lumunun yaratıcı bir proje ortaya koyaca- ğına uianmamaktan da kaynaklanıyor. Tür- kiye'de aydınlann bu dönüşümü, esas ola- rak Sovyet etkisinin yoğunlaştığı 1975'ten sonra bâşlamıştır. O tarıhe kadar sosyaliz- me sempati duyan kesimler de içinde olmak üzere yurtseverler, Türkiye'de herhangi bir dış gücün etlrisine karşı çıkıyorlardı. ABD emperyalizmiyle mücadele ederken Sovyet- ler'e dayanmayı, bu konuda yapılan iftira- lan şiddetlereddediyorlardı. 1975'ten son- ra Sovyet taraftarlığı, öğretmen hareketini de yoğunbirbiçimdeetkiledi. ABD'ye kar- şı ancak Sovyetler'ın gücüne dayanılarak bir başan kazanılabileceği düşünüldü ve buna göre bırkonumlanmaya gidildi. Böy- le bir durum devnmci öğretmen hareketi- ni bir iç çaöşmaya götürdü. Çok geçmeden, Sovyetler yıkjldı ve Sovyet yöneticilen pi- yasa ekonomısini tercıh ederek Batı sıya- sal sistemini kabul ettiler. Türkiye'de de bunun etkisi görüldü ve öğretmen hareke- tınde Avrupacılık başladı. Şımdi vaşanan durum. bu gelişmelerin sonucudur Avrupacılann görüşüne göre bütün iyı şeyler, Avrupa damgasım taşı- maktadîr. Avrupa'da bağımsızlık hareketi yoksa (ki yoktur, çünkü zaten bağımsızJı- ğı önleme merkezidirler) Türkiye'de buna gerek yoktur. Devrim yoksa (yoktur çünkü karşıde\Tİmin merkezidirler), Türkiye'de de olması gerekmez. Avrupa'da ordu siya- sete kanşıyor mu? Avrupa'lı gibi olmalıyız ve Türkiye'de de askerler siyasete kanş- mamaüdır. Bu kanşma ulusun ve halkın yaranna bile olsa... Avrupa'da ve Amerika'da bütün dinler, tarikatlar, serbestçe örgütlen- miyorlarmı? Türkiye'de niçin örgütlenme- sinler? BaO, Türkiye'deki milliyet, mezhep örgütlenmelerine iyi gözle bakıyor vebun- lan teşvik ediyorsa, demek ki doğrusu bu- dur... Başörtüsünü sorun yapmanın ne ge- reği var? ABD, Ingiltere yapıyor mu? Eğitim-Sen yöneticilerinin Avrupacı gö- rüşleri. bilerek savunduğu kanıstnda deği- lız. Bu konuda büyük bir kafa kanşıklığı- nın bulunduğu ortadadır. Sonunda sendika üyeleri hem de emperyaüzmin sömürüsün- den ötürü yoksuldurlar ve bir nak kavgası gerekmektedir. Sendika. savaşımını yahnz ekonomik ve sosyal haklarla suurlasa bile (genellikle eğilim de bu yoldadır), emper- yalizmle karşı karşıya gelmek zorundadır. Eğitim-Sen de böyle bir ikilem içindedir. Cumhuriyetin öğretmen örgütü olabil- mek için en başta gereken şey, günümüz- de uluslann ve halklann konumunu doğru saptamaktır. Bu yapılamadığı için ya da bu konuda bir berrakhğa ulaşılamadıgı için sendika yönetimi sıkıno çekmekte ve uy- guladığı politikalarla öğretmenlerin tarih- sel eğılirnlerinde de sapma göstermektedir. Türkiye öğretmenlennin Eğitim-Sen'de is- tediklerini bulamayışlannın asıl nedeni bu- dur. Eğitim-Sen'in tutumundan rahatsızbir hayli aydın ve öğretmen örgütü yöneticisi varsa da bunlar, sendikayla iyi geçinmekadı- na susmaktadırlar! Türkiye, cumhuriyetin öğretmen örgütü- ne kavuşabilir mı ya da buna ne zaman ka- vuşabilecektır? Dogrusu buna bir kalem- de yarut vermenin olanağı yok. Cumhun- yetin öğretmen örgütünün gerçekleşmesi. bazı iç gelişmeiere bağlıdır. Bunlann ba- şında, sendika yöneticilerinin çok karşı ol- duklan "28 Şubatsüred"nın kararh bir bı- çimde devam etmesı geliyor. 28 Şubat ka- rariannın asıl muhataplan şeriatçılar ol- makla birlikte Avrupa ve Avnıpacı güçler de bu kararlara karşı çıkıyor. tkınci olarak antiemperyalıst bir yükseliş cumhuriyetçi öğretmenleri güçlendirebilir. Onlara cesa- ret verir. Devrimci cumhuriyetin öğretmen örgütünü yaratacak öğretmen gücününesa- sı Eğitim-Sen gövdesi içindedir. Her gün bir adım daha geriye gidiyoruz. Ahlaki de- ğerlerimizin, gelenek ve göreneklerimizin olumsuz anlamda değiştiği, yoksulluğun, ışsizliğin kol gezdi- ği, enflasyonun canımıza tak ettirdıği, sınıfsal farklı- lıklann gittikçe uçurumlaştığı, kırlenen politikalann iç- te ve dışta bizleri üzen, utandıran bir yalnızlığa sürük- Iediğı bır ülkede yaşamak hiç kolay değil. Sınırlı, sansürlü özgürlüklerin, dahaçok basına, ya- zarlara uygulandığı bu ülkede, terörün, hırsızlık çete- lerinin devleti hortumlamalannm ardmdan bizlere çı- kanlan faturalann berabennde gelen acılann sorula- maması... Bizleri en çok da bu sonuncusu yıkıyor. Haber programlannda hergün kan, gözyaşı ağırlık- ta. Oysa insanlann eşitliği, sevgiye ve dürüst politika- lara ihtıyaçlan var. Bunun yolu da ülkesini gerçekten seven temiz, namuslu politikacılardan geçiyor. Yaşadıklanmızın etkileri. birbirimizle olan ilişkıle- nmıze de yansıyor. Kalabalıklann içinde bile yalnız- lık duygusu taşıyoruz. Cenazelerde, anma günlerinde buluşmak ınsanlann doğal yaşam bıçiminden sayılı- yor. Bu durum, düsündürücü olduğu kadar insanın içi- ni acıtıyor. Ben de bu satırlan yalnızlık duygusuyla ya- zıyorum, onlann yalnızhklannı paylaşmak için. Yaşa- nan acılar, yitırilen yakuilar hiçbir zaman unutulmaz. Umudumuz însanda 6 yıl önce 2 Temmuz'da Sıvas Madımak Oteli'nde 35 canı köktendincileracımasızca yakmışlardı. Oysa te- levizyonda hoşgörüden söz edenler, o gün yananlara hoşgörü göstermemişlerdi. Bir güç gösterisi miydi? Bu saldırganlan, başka olaylarda daha pek çok saldırga- nı, saldırtanlan hiç kimse unutmadı. Sanıldığı gibi bi- zim mılletimiz bu konularda unutkan değil. Ne yazık ki böylesi karanhk güçlenn yaphklannın faturasını yi- ne aydmlar ödediler, hem de canlanyla. Mevcut yönetimlerin başarısızlığını da yine aydın- lar, yine ezılen halk çekiyor. Ölçüsüz ve yanlış harca- malar, yine halkın küçücük bütçesinden kırpılan ke- sintilerle kapatılmaya çalışılıyor. Bu öyle bir yırtık ki, artık ne yama ne de dikış tutuyor. Deliİc gittikçe büyü- mektedir. Televizyon kanallan sık sık bağış haberle- riyle çeşitleniyor. - Organlannızı bağışlayın! - Kan bağışında bulunun! - Falan hesaba para yatınn! Daha neler neler. Insan sormadan edemiyor.BTzim veretekbir şeyi- miz kalmadı, ya siz bize ne veriyorsunuz? Halktan öz\'en beklenıyorsa. o zaman sizler de biz- lere katılın, açın cüzdanlannızın ağzını. Ülkemizı yö- netmek için bizlerin oylannı alıyorsunuz, ama seçilir seçilmezkendinizi veyedi sülalenizi kalkındırmayı amaç edıniyor, seçim kampan> r alannda vaat ettiklerinizi unu- tuyorsunuz. Halk bu aldatılmanın peşinedüşerse dekar- şısında kapalı kapılar. kalın duvarlar, korkutucu bir kararlılıkla karşılaşıyor. Bu türlü kirlenmişliklerin bir bölümünde perde birazcık aralandı gibi, ama bilinme- yenler yine de ağırlıktadır. Her şeye karşın halkın, şa- şılası bir insan sevgısi var. Keflüi yaşadığı yoksullu- ğun farkmda değilmış gibi. her yardım isteyene elini uzatıyor, yardım etmeye çalışıyor. Belkı de "yaşam ko- şullannuı artık iyüeşmeyeceğini derin derin sezhw", bunun ıçın umursamaz davranıyor O artık iyice bili- yor: Her gün doğan güneşle birlikte biraz daha yok- sullaştığını, gıderek belki de işsiz kalacağını, ama öf- kesi de sabn da gittikçe kabanyor. ••• Bildiginiz gibt T993 'teiSıvas Madımak Oteli, carnî-"' den çıkanlarca yakıldı. Her yıl yapılan Pir Sultan Ab- dal Şenlikleri'ne çağnlan yazarlar, müzisyenler, saz us- talan, şairier ve daha pek çok aydınhktan, kültürden yana gönül vermişler katıldılar O günden bugüne suç- lulann kaçı içerde, kaçı dışarda belli değil. 33 idam ka- rannm ne zaman infaz edileceği de bir sorudur belle- ğimizde. Ülkemiz yerkürede sanıyorum en çok insan yitirendir. Yitirme biçimleri ne olursa olsun yaşamak bu denli acı ve pahalı olmamah. Bu pahayı canımızla ödememeliyiz. Şiddetin yaşam dışı bırakılabilmesi için laik ve demokratik yönetimlere gereksinimimiz var. Yaşamım boyunca savassız, sömürüsüz, eşit iş dü- zenini, özgür düşünceyi istedim ve özledim. Bu istek ve özlemler kâğıt üzerinden yaşama geçirilmezse. da- ha pek çok insan canmdan olabilir. Ulkemin gerçeklerini, çarpık düzenin dayatmalan- nı düşündüğümde içimdekı umut bazen karanrgibi olu- yor. Ama insanın doğasındaki umut duygusu ortam ne denli çorak olursa olsun, bir yanından güneşe yüzünü dönerek yeşermeyi başanyor. Basarmak zorundayız. Şair "uımıttan umut kesilmez" diyor. "Unnıt" insana yakışıyor ve çok doğru. PENCERE 2 Temmuz!••• "Karikatürcüler Derneği'nın çıkardığı "Karika- tür" dergisi son sayısını 2 Temmuz 1993'te yaşa- nan "Sıvas Katliamı"na ayırdı. Metin Peker'in yönettiği dergi, nice özveriyle yedi yıldan beri yayımlanıyor. Dergiden bir alıntı: "önce ezanı Arapçaya çevirdiler.. Dinlediniz. Sonra 'siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz' den- di.. Demokrasi sandmız. Sonra çığ gibi Kuran kurslan, imam-hatip okul- lan açıldı, din dersleri anayasal zorunluk oldu.. Kabullendiniz. Tesettür arttı, cami sayısı okullan geçti.. Inanç özgüriüğû saydınız. Giyime kuşama müdahale ettiler, oruç tutma- yanlan öldürdüler. Şaşırdınız. Daha sonra bilim adamı ve yazartan vurdular, milletvekili ve gazetecileri parçaladılar, şairleri ve dansçılan yaktılar.. Kimin yaptığını düşünüp durdunuz. En sonunda kapınızı çalacaklar.. Size kendinizden başka yardım edecek kimse kalmayacak." • Karikatür dergisinin kapağındaki yazı: "Karikatürist arkadaşımız Asaf Koçak'/ ve otuz yedi canımızı unutmadık.. Yakanlan da unutmayacağız." Nasıl unutabiliriz ki?.. Diri diri yakılanlan anımsatmak için her gün bir olay çıkıyor; kara yobazın çatık kaşı bir yana "Gü- len /rf/ca"nın bile maskesı düşmedi mi!.. Fethullah Gülen'in taktığı maskenin attındaki içten pazariıklı suret dehşet verici... Mevlana ne demişti: "Ya olduğun gibi görün.. Ya göründûğün gibi ol!.." Fethuflah Gülen ne diyor: "Olduğun gibi görünme, Göründûğün gibi olma!.. • Bugün 2 Temmuz, Sıvas'ta aydın, yazar, çizer, insan, otuz yedi canın diri diri yakılmasının yıldö- nümüdür. Olaydan iki gün önce -30 Haziran 1993 günü- Sıvas'ta dağıtılan bir bildiride şöyle yazıyor- du: "Kâfırier iyi bilmeli ki IsJamın peygamberini ve kitabının (Kuran 'ın) izzetini korumak için bu uğur- da verilecek canlanmız vardır. Gün, Müslümanlı- ğımızın gereğini yerine getirme günüdür. Iman edenler Allah yolunda savaşıriar, kâfirlerde tağut yolunda savaşıriar. O halde çırkin küfüherin he- sabının sorulma günüdür." Irtica medyası bugün aynı kışkırtmayı gazeteterin- deyapmıyor mu!.. ü- _'.' i.i/ı rr r AVANTAJLARI BİTI Şimdi İstikbal Ev Tekstil ürünleri, Mart ayı fiyatlarıyla; peşin flyohna 6 tak»iHe# 13 aya varaw vod«lerl«. Üstelik ezel indlrin ve adrese tosllm avantajlarıyla. ..ı bu kcmponya boyunca, 12 Mart 1999 tarıhmde dokkıre «dılen bır oncekr luampanya fıyat hstesı ge^eHı oJocatftr tsdrkbal Yoz Kampanyası'nda sunulon avar>ta|lara dışkm ayrınhlt btlgiyi, UZB «n ydtın Ufıkbot Cenlroom, SKowroo*r> ve dığ«r Urtkbal Sah$ Hottabnndan olobilırsmız Kampanya, TC Sonay Bakantrğı'mn 25 Moyıs 1994 tonh ve 21 940 sayu* Resrnı Gozste 6e yoymianan tebitğıne uygvodur IstfkbaJ öncedWn befırimafcsızın, uruoJen uzennde değı>ıklık yapma hakkırıa sa^p*ır 01 06 1999 tanhınde bajkıyan kampanya, urettm ve ttok ımkânlarıylo «mrtıdtr lsfıkbalA5 O S B 14 Cd No 13, 38070 KAYSERİ Ûcnfta T9hai« Hon 0800 361 5553 www.istikbal com tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle