18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 TEMMUZ 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI /ekonomi/i cumhuriyet.com.tr 13 THY'den yiizde 3.5zam • AMCVRA (ANKA) - THY, ağustos ayından geçerli olmak ûzere iç hat bilet ücretlerine yüzde 2.3 ile yüzde 4.3 oranlan arasında zamyaptı. Ortalama zam oranı yüzde 3.5 olarak hesaplandı. THY'den yapılan açıklamaya göre, halen 29 milyon lira olan Ankara- Istanbul, Istanbul-lzmir ve Ankara-tzmir bilet ücreti Ağustos'tan itibaren 30 milyon lira olarak uygulanacak. Aynı şekilde Istanbul'dan Kayseri, Samsun, Sinop. Tokat. Trabzon ve Nevşehir'e, Ankara'dan da Antalya, Bodrum ve Dalaman'a uçuş ücreti 29 milyon liradan 30 milyon liraya yükseltildi. Petrol fiyatları yükselişte • LONDRA(AA)- Uluslararası petrol piyasalannda hampetrolün fıyatı, son 20 ayın en yüksek seviyesinde seyrediyor. Petrol fıyatlannın yüksek seyretmesine neden olarak, dünyanın önde gelen petrol tüketici ülkesi ABD'nin petrol stok seviyesine dönük, yatınmcılar arasında görülen endişeler gösterildi. Londra Borsası'nda eylül ayı vadeli Kuzey Denizi Brent türü petrolün varil fiyatı 19.05 dolar, New York Emtia Borsası'nda ise 20.14 dolardan işlem görüyor. Telekom'un özelleştirilmesi • A!SKARA(AA)- Şırket değeri, gerekli düzenlemelerin yapılması durumunda, en az 10 milyar dolar olarak belirlenen Telekom'un özelleştirilmesi çalışmalanna. 2. aşama olan stratejik satış ve halka arzı kapsayan satış işlemlen ile devam edîliyor. Özelleştirme ldaresi Başkanlığı. Telekom'un özelleştirilmesindeki ilk aşamada, şirket analizi, sektör reformu. değer tespiti ve satış stratejisini belirledi. Sabancı'ya hisse satışı • İSTANBUL(AA) - Koç Grubu'nun Kav Ambalaj Sanayi ve Ticaret AŞ'nın sermayesindeki yüzde 50 hissesinin Sabancı Holding'e satışı tamamlandı. Kav Danışmanlık Pazarlama ve Ticaret AŞ'den İMKB'ye gönderilen açıklamaya göre, Kav Ambalaj'daki 1 trilyon 850 milyar lira nominal değerli hisse karşılığında Hacı Ömer Sabancı Holding'den 11 milyon dolara tekabül eden 4 trilyon 722 milyar 124 milyon lira tahsil edildi. Rekabetin korunması • ANKARA(AA)- Rekabet Kurumu ve Kurulu Başkanı Taner Müftüoğlu, ' Rekabet Kurulu. ayınm gözetmeksizin, kendisine başvuru olduğu takdirde veya kanunun kendisine tanıdığı yetkileri kullanmaktan çekinmeyecektir" dedi. Rekabet Hukuku'nun Türkiye için çok yeni bir disiplin olduğunu da belirten Müftüoğlu, bunun sonucu olarak rekabet kurallannın toplumun hemen tüm kesimleri tarafından yeterince bilinmediğini söyledi. Baklava pahalandı • GAZİANTEP(AA)- Gaziantep'te baklava fiyatları yüzde41.l'e varan oranlarda arttmldı. Bir kilogram baklavanm fıyatı. çeşidine göre 3.5-6 milyon lira arasında değişiyor. Şubatayında 2.5 milyon liradan 3 milyon liraya yükseltılen ve en ucuz ceşit olan antepfıstıklı ve sadeyağlı baklava, yüzde 16.6'lık artışla 3.5 milyon liraya çıkanldı. Krizden en çok etkilenen ülkeler iyileşme sürecinde; Türkiye ise hâlâ suçlu anyor Asya toparlaıiıyor...Ekonomi Servisi - Türkiye hâlâ yüzde 100 'leri aşan yüksek faiz, ağır dış borç yükü ve bir türlü aşağıya çekilemeyen enflasyonla boğuşur ve suçu küresel krize aîarken, global krizden en çok etkilenen ülkeler ağır ağır toparlanmaya başladı. Malezya'daimalat sanayii yeniden atağa kalktı. Satışlar mayıs ayında yüzde 14 oranında arttı. Çin ekonomisinin 1999'un ilkyansında yüzde 7.6 büyüdüğü, ancak büyüme hızının yılın ikinci yansında biraz yavaşlayacağı bildirildi. Peş peşe reform paketlerini uygulamaya kovan Japonya hükümeti, özel şirkeîlere yönelik bir açıklama yaparak kamu desteği beklemeden 'kendi ayakları üzerinde durmalarını' söyledi. Tayland ise Japonya dan aldığı maddi desteği, faiz ve borç ödemelerinde kullanmak yerine 100 bin kişiyeyeni istihdam kapısı yarattı. Japonya'da hükümetten şirkeüere destekyok Asya'da ekonomik krizin patlamasının ardından bölgeye yönelik yeni krediler açan ve kendi ekonomisini canlandırabilmek için sürekli tüketimi teşvik paketleri çıkaran Japonya, ekonomik zaaflanndan kurtulma çabalannı sürdürüyor. Hükümet, özel şirketlere, devletten fazla yardım beklemeden kendi kendilerine ayakta durmayı öğrenmeleri gerektiği uyansında bulundu. Japonya'nın kamu ve özel mülkiyetinin iç içe geçtiği şirketleşme yapısı bazı Batılı ekonomistlerce eleştiri konusu oluyordu. Başbakan Keizo Obuchi dün kabineye sunduğu yıllık raponında, şirketleşme yapısında bir reformun kaçırulmaz olduğunu dile getirdi. Obuchi, "Şirkeder yeniden yapılanma çalışmalannı devlet desteği bekJemeden sürdünneüler" dıyerek hükümetin zaten harcamalan teşvik paketleri çıkararak üzerine düşeni yaptığını ifade etti. Hükümet geçen hafta 700 bin istihdam yaratarak işsizliği düşürmeyı hedefleyen 4.5 milyar dolarhk bir ek bütçe planını meclise sunmuştu. Geçtiğimiz 2 yıh çaUcantüaıia geçiren Asya borsalan arük yükseüş eğüiminde. Daralma sona erdi Endonezya bclinidoğmlttn IMF, Endonezya'nın 2000 mali yılında yüzde 1.5 ile 2.5 arasında ekonomik büyüme sağlamasını bekliyor. IMF'nin daha önce açıkladığı büyüme beklentisi ise yüzde 0-2 arasında idi. AFP'nin haberine göre, IMF Asya Pasifık Bölgesi yöneticisi Hubert Neiss, aynı zamanda rupinin dolar karşısındaki değerinin de daha önce yapılan tahminin üzerinde olacağını söyledi. Endonezya ekonomisi, mart ayında açıklanan bu mali yıla ait verilere göre yüzde 14 daralma göstermişti. Türkiye 'yalnızca' aghyor ANKARA(CumhuriyetBü- rosu) - Uygulanan enflasyon- la mücadele programıyla içe- ride tüketim kısılırken, dış dün- yada da yaşanan bunalımın et- kisiyle dış ticaretin gerileme- si Türkiye'yi çıkmaza soktu. Devletin, yüksek faızle iç pi- yasadaki kaynaklan toplama- sı nedeniyle üretime kaynak kalmazken. sıkıntının neden- leri henüz tam olarak uygula- maya geçmeyen vergi yasası- nabağlandı. Türkiye'nin altından kal- kamayacağı boyutlara ulaştığı belirtilen borç ve faiz batağı dı- şında, ekonomideki darboğa- zın_diğer göstergeleri şöyle: Üretim: Yalnız mayıs ayın- da yüzde 4 gerileme gösteren sanayi üretiminde, bu yılın ilk 5 ayı itibanyla oluşan gerile- me yüzde 5.8'e ulaştı. Sanayi üretimi geçen yılın ilk 5 ayın- • Türkiye'nin altından kalkamayacağı boyutlara ulaştığı belirtilen borç ve faiz batağı dışında, ekonomideki göstergeler de içler acısı durumda. da yüzde 5.7 büyüme göster- mişti. Dayanıklı tüketim mal- lan üretimi geçen yılın ilk 4 ayında yüzde 27.1 artış göste- rirken, bu yılın ilk 4 ayında yüzde 2.4 düşuş kaydetti. Da- yanıklı tüketim mallan satı- şında geçen yılki yüzde 18.8'lik artışın yerini, yüzde 7'lik dü- şüş aldı. Çimento üretiminde, yine yıhn ilk 4 ayında geçen yd- ki yüzde 9.9'luk artış yüzde 3.4'lik gerilemeye dönüştü. Büyüme: Ulusal gelir ge- çen yılın ilk 3 ayında yüzde 9. 2'lik büyüme gösterirken, bu yıl bu değer yüzde eksi 8.4'e düştü. Büyümedeki ciddi ge- rileme. öngörülen yüzde 3'lük büyüme hedefinin gerçekleş- urilemeyeceğine kesin gözüy- le bakılmasına neden oldu. Bü- yümeye ilişkin sektörel geliş- me hızlan ise, sanayi, inşaat, ticaret, ulaştırma-haberleşme, dışahm vergisi, serbest meslek ve hızmetler gibi üretime dö- nük alanlardaki gerilemeye karşın hızında düşüş olmakla birlikte mali kuruluşlann yüz- de 7.8'le en çok büyüyetı sek- tör olması dikkat çekti. Kapasite kullanmı oranı: Geçen yıl haziran ayında yüz- de 78.7 olan kapasite kulla- nım oranı, bu yılın aynı ayın- da yüzde 76.6 oldu. Firmala- nn tam kapasite çalışamama nedenlerinin başında yüzde 65.2 oranıyla iç pazarda tüke- tim yetersizliği yer aldı. Özel imalat sanayii kapasite kulla- nım oranı, geçen yılın ilk 4 ayında yüzde 77.2'lik artış de- ğerini yüzde 67.7'ye bıraktı. Dış ticaret: Bu yılın ilk 4 ayhk döneminde dışsatım yüz- de 8.1, dışahm yüzde 25.4 ora- nında gerileyerek dışsatım 7 milyar 955 miryon dolar, dışa- hm 11 milyar 178 milyon do- lar oldu. Bu dönemde açık tutan yüz- de 49 oranında gerileyerek 3 milyar 223 milyon dolar oldu. Dışsatımın dışalımı karşılama oranı yüzde 57.8'den yüzde 71.2'yeçıktı. Ancak açıİcmik- tanndaki gerilemeye karşın bu veriler olumlu değerlendirile- miyor. Malezya 'da umut var Malezya imalat sanayiinin satışlannda geçen yıla göre yüzde 14.7 artış kaydedildi. Istatistik Bürosu, mayıs ayı için açıklanan verilerin sanayidekı genişleme sonucu satışlann artması ve yeni iş alanlan yaratılmasına bağlı olduğunu ifade etti. Malezya, 2 Eylül 1998 tarihinde ulusal parasınm ülke dışında kullanımını ve 1 aydan kısa süreli para giriş çıkışlarını engelleyen sermaye kontrolleri kararlan sonrasında ekonomik açıdan iyileşme belirtileri gösteriyor. Döviz rezervleri artan ve ödemeler dengesi kriz öncesi koşullara dönen ülkede bu yıl için yüzde 1, gelecek yıl için ise yüzde 5 ekonomik büyüme bekleniyor. Malezya ekonomisi geçen yıl yüzde 6.7 daralmıştı. Çin hâlâ hızJı Tayland 'da Çin ekonomisi bu ytlın ilk yansında yüzde 7.6 büyüdü. Devlet Istatistik Bürosu'nun dün açıkladığı verilere göre, ülkenin toplam Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYİH) 3.62 trilyon yuana (437 milyar dolar) ulaştı. Sabit yatınmlardaki artış ise yüzde 15.1 olarak gerçekleşti. Büro sözcüsü, yılın ilk yansındaki büyüme oranının 'normal' olduğunu, ancak talep yetersizliği sorununun önemini koruduğunu belirtti. Büronun açıklamasında, yılın ikinci yansı için yatınmlann genişletilmesi, tüketimin canlandınlması ve ihracatın desteklenmesi konusundaki öiçütlerin daha verimli kıhnması gerektiği ifade edildi. yeni istihdam Tayland, Japonya'dan aldığı krediyle 100 bin kişiye iş olanağı sağladı. Bangkok Post gazetesinin haberine göre, Japonya'dan alınan kredi daralan ekonomiyi kurtarabilmek ve istihdam yaratmak için harcandı. Hükümet, alınan krediyle 500 bin kişiye iş olanağı yaratacak 500 büyük ve küçük projeyi uygulamaya geçirmeyi hedeflediğini açıkladı. Tayland, Ağustos 1997'de IMF'den aldığı kredinin yanı sıra Japonya Maliye Bakanı Küchi Mİyazawa'ya atıfla 'Miyazawa Fonu' olarak adlandınlan ve Asya ekonomilerini canlandırabilmek için kullandınlan 30 milyar dolarhk kredinin 1.8 milyar dolannı almıştı. Tayland bir yandan da Ticaret Bakanı Supachai Panitchpakdi'nin WT0 dönem başkanlığı ile ilgiîi durumunun netleşmesi için çalışıyor. Önlem alınmazsayılın 2. yansı kaybedilecek Turizmde sorunlar henüz bitmediEkonomi Servisi - Turizmciler, "krizin aşıldığına" yönelik haberlerin doğruyu yansıtmadığı görüşünde birleşirken Türkiye Seyahat Acentalan Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Talha Çamaş, bugünkü tabloyla sektörün zor durumda olduğunu söyledi. Türkiye Seyahat Acentalan Birliği (TÜRSAB) ye Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) dün düzenledikleri basın toplantısında, turizmdeki talebi arttırmak için başlattıklan "çözüm ortaküğı'' projesindeki son gelişmeleri değerlendirdiler. Toplantıda konuşan TÜRSAB Başkanı Çamaş. gerekîi önlemlerin alınmaması nedeniyle yılın ikinci yansının da kaybedileceğini vurgulayarak, "Bugün otelierin doluluk oranlan yüzde 38 ile yüzde 60 arasındadır. Fiyatlarda ise yüzde 50'lere varan indirim yapümaktadır" dedi. Çamaş, turizmin içinde bulunduğu durumu aşabilmesi için özellikle Almanya ve İngiltere'den gelen "son dakikacr müşterileri Türkiye'ye yöneltebilmek için bu iki ülkede güçlü bir tanıtım kampanyasının başlatılması gerektiğini söyledi. Çamaş, ancak bunda da geç kalındığım belirterek, aynı şekilde, hızla düşen talebi yeniden canlandırmak için pazarlama kesimine finansman desteği sağlanmasmı istedi. Talha Çamaş. Türkiye'nin haklı olarak içinde bulunduğu nedenlerden dolayı IMF ile üzüntülü sonuçlar da doğuran bir görüşme süreci yaşandığını dile getirerek, Türkiye'nin anlaşmalar sonunda elde etmeyi hedeflediği 3-5 milyar dolar rakammı bu sektörün hızlı bir şekilde sağlayabileceğini savundu. Çözüm önerileri TÜROB Başkanı AK Güreü de, 57. hükümete bağladıklan ümitlerin hayal kınklığına dönüştüğünü belirterek basmda çıkan "turizmde krizin aşıklığr yönündeki haberlerin yanıltıcı olduğunu kaydetti. Güreli, turizmdeki sorunlann aşılabilmesi için şu önerileri dile getirdi: - Vakit geçirihneden tanıtım kampanyalan başlatüsuı. - KDV oranlan düşürülsün. - Sektörde 150 Idşinin altında eleman çabştıran işletmeler KOBİ kapsamına aunsın. - Ulusal Turizm Konseyı kurulsun. - Turizm işletmelerine kredi verilsin. TÜRSAB ve TÜROB başkanlan bugün de Ankara'da Turizm Bakanı ve müsteşanyla görüşerek sorunlannıdile getirecekler. Türkiye ağır sanayüninilk göz ağnsı ve haik sektörünün ilk örneği Kardemir Genel Miidürü Valçın Amanvermez, 3 yönetim kurulu üyesinin istifasuun şirketi üzdüğünü söviedi. Genel Müdür sahtekârlık yapılmadığını söyledi 'Kardemir krizi atlatacak' ALİAYAROĞLU ZONGULDAK- Türkiye ağır sanayiinin ilk göz ağnsı ve halk sektörünün ilk örneği Karabük De- mir Çelik Fabrikalan (Kardemir) Genel Müdürü Yalçm Amanvermez, Kardemir yönetiminde son günlerde meydana gelen gelişmeleri anlattı. Aman- vermez yörenin tek ağır sanayi kuruluşu Kardemir'in alınacak önlemlerle krizi aşacağını söyledi. - Kardemir'de son günlerde sahtekârhk, yöne- tim kunılunda değişiklik gibi kamuoyunun dikka- tini çeken olaylar meydana geldL İstifalaria sahte- cilik olayı arasında bir paraJellik var mı? Erdemir'den, Isdemir açıklaması tSTANBUL(AA) - Ereğli Demir ve Çelik Fabrikalan T.A.Ş'den (Erdemir) borsaya gönderilen açıklamada. lsdemir'in özelleştiril- mesine talip olmalanna ilişkin yaklaşımlanna açıklık getirildi. Erdemir'in, 2005 yılına kadar Avrupa'da ilk 10 demir çelik üre- tkisi arasında yer alma hedefini gerçeklestirebilmek amacıyla, ha- zır tesisler satın alarak kapasite artırma yolunu benimsediği bildi- rildi. Isdemir'de 700 milyon dolarhk yatınm gerekeceğinin tahmin edildiği belirtildi. - Sahtekârhk söz konusu değildır. Vadeli satış yapan bir çok kuruluş gibi bir defa 1 firma tara- findan teminat mektubu sahtekârhğına muhatap ol- muştur. Her gün 2000 ton mali satan ve 45 gün va- deli işlem yapan bir şirkette bir günlük üretim kar- şılığı bir sahtekâr fırmaya rastlanmış ve yasal iş- lem yapılmıştır. Ancak yönetim kurulunda görev yapan üç üyenin istifası şirketi üzmüştür. - Kardemir nereye gidryor? - Kardemiryahnmlannın önemli bölümünü ta- mamlamdı. Yörenin tek geçim kaynağı olan bu fabrika sektörde 1998'de baş gösteren ve 1999 yılında de süren krize karşın bu sıkıntılı döne- mini atlatacak. -Erdemir'in İsdemir'iabnası sizcesapkh bir gefişme mkür? - Halen entegre tesis olma- sına karşın uzun üreten lsde- mir'in yassı ürün üretmesinin doğru bir karar olduğu kanısın- dayım. Ancak özelleştirme kapsamında olan bir kurulu- şun yine özelleştirilecek bir ku- ruluşun almaya kalkmasını da anlayamıyorum. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Kral Çıplak Medyatik çağın özeliiklenni kavramış, gazeteci kö- kenli Çalışma Bakanımız Yaşar Okuyan kendi ha- zıriadığı yasanın sonuçlarını savunmada sıkıştıkça "Kral çıplak" deyip işin içinden sıynlmaya bakıyor. Dikkat ediyorum da, sadece Okuyan değil, yıllar- dır "genç emekliler cenneti Türkiye" edebiyatı ile saldırı kampanyasını yürütenler, emek cephesin- den karşı atak gelince sıkıştılar. Türkiye'de yürür- lükteki düşük emeklilik hakkı yasası ile biie, işçile- rin çogunluğunun sürekli sigortalı iş bulamama, ka- çak çalıştırılma nedenleriyle bırakınız genç, hiç emekli olamadıkları SSK rakamlarıyla, acı bir ger- çeklik olarak anlatıldıkça, aynı anlamda "Ama SSK batıyor" polemiği ile tartışmadan kaçmanın yolunu anyorlar. Rıdvan Budak, Yaşar Okuyan'a Türkiye'de özel sektörde 50 yaşın üzerinde sigortalı çalıştınlan işçi hiç bulunmadığını anımsatarak, bu durumda işçi- lerin nasıl emekli olabilecekleri sorusuna yanıt an- yor. Sorumlu Bakan palavradan olsa bile bir şey- ler söyleyemiyor, "SSKzaten batıyor" demekle ye- tiniyor. Sigortasız çalıştırmaya karşı önlemlerden başlayarak. iş güvencesine, SSK gelirlerinin çarçur edilmemesine, devlet katkısına uzanan gerçek SSK reformunu gündeme getirmek işlerine gelmiyor. Ba- kan kibarca(!) "SSK'nin işini bitirerek, yararianabi- lecek işçi bırakmayarak, SSK'nin kara deliğinden kurtuluyoruz. Işçinin SSK'den emekli olabilme hak- kını elinden alıyoruz. Işçiye ödeyecekparamızyok" diyor. Tabii ki, "Bafan bankalan kurtarmaya para bulu- ruz. Bütçede en büyük payı, SSK kara deliğinin en az 6 katını faize ayınnz. Zaten işçi ile karşılaştınldı- ğında, gelin'nden 10 katı, 20 katı daha az vergi al- dığımız varsıllann, sermaye ve rantın vergilerini da- ha da düşürürüz. Hiç vergi almadığımız kayıt dışı, kural dışı hatta kara ekonomiyi büyüterek birilerini zengin ederiz. Ekonomiyi düze çıkarma önlemleri- mizin felsefesinde, sosyal devleti rafa kaldırmak, iş- çinin sosyalgüvenlik haktannı ortadan kaldırmak var.." diyecek hali yok. Bütün bunları söylemeden "Kral çıplak" deyin- ce, "Herkes parası kadar, özel sigortalara ödeye- bildiği primler kadar sağlık ve emeklilik haklarından yararlansın. Parası olmayandan devlete ne? Dev- let kendi krizini yaşayan varsıllara, sermayeye kay- nak aktarmanın derdinde. Nereden bulacak? Tabii kiyoksuldan, işçiden daha fazla pay aktararak.." de- mekten kurtuluyor. Böylece SSK'yi kara delikten kurtarma sorumlu- luğundan da kurtulmuş oluyor. Bütün dünyada ol- duğu üzere, devlet bütçesinden doğrudan katkı payı ayırma derdi ortadan kalkıyor. Çok daha önem- Itsi yüzde 61 'i vergi ödemeksizin sigortasız işçi ça- lıştıran özel sektöre, "Nasılsa SSK'den emekli ol- ma umutlan kalmıyor, daha çok işçiyi kayıt dışı ça- lıştırabilirsiniz. Daha kolay boyun eğerter. Vergi, SSK paylannın ellerine biraz daha fazla net ücret olarak geçmesine fit oluıiar" deme şansını elde ediyor. Üstüne üstlük "Para ve sermaye için daha daha güvence, işçi ve emek gücü için daha daha ucuz- latma" isteyen IMF'nin dediği yapılarak, dışardan Türkiye'ye neye patlayacağı bilinen sıcak paranın gelmesi umudu besleniyor. Doğrusunu isterseniz Sayın Çalışma Bakanı'nı tek başına hedef almak, yazının buraya kadarki üs- lubu ile eleştirmek olayın bütünü içinde biraz hak- sızlık bile oluyor. Özal'dan bu yana, aslında 12 Ey- lül yönetiminin açtığı kapının sayesinde bu türden işleri bütün hükümetler, bütün başbakan ve bakan- lar hep bu yollardan, bu doğrultuda çözüyorlar. Sa- dece ve sadece sermayenin gücü, paranın çıkan kollanıp; emeğin, halkın, insanın hakları her geçen gün biraz daha ağır biçimde kısıtlanıyor. Emeklinin çalışmadan, insanca yaşama hakkı mı vardı? Şimdi son yasa ile yapılmak istenen, çok önemli bir çoğunluğun daha bu sadaka niteliğinde- ki düşük emeklilik hakkını bile hiç kullanamaması. Emeğin, parası olmayanlann sağlık hakkından na- sıl yararlandınldıklan ortada. Devlet neredeyse "Pa- ran yoksa okuma" bile diyecek. Her kademede özel okullar ya da hem devlet destekli hem çok pahalı özel vakıf üniversitelerinin varsıllar için ayrıcalığı yetmiyor. Yoksulların okudu- ğu devlet okullannın kaynakları her yıl daha ağır kı- sıtlanıp, eğıtim kalitesi düşürülüyor. Kamu okulları bile zorunlu katkı paylan ile paralı hale gelmiş bu- lunuyor. Aslında "Kral çıplak", "Paran kadar yaşa" anla- mına geliyor. Beyinler öylesine yıkandı, kamuoyu öylesine tek yanlı yönlendiriliyor ki hâlâ pek çok kimse işçilerin, kamu çalışanlannın niye sokağa döküldüğünü an- layamıyor. İşçilerin, kamu çalışanlarının, emekcep- hesinin kaybedecek bir şeylerinin kalmadığı bir pat- lama noktasında olduklan atlanıyor. Işçiler, kamu çalışanları bugün de Istanbul'da Şişli Abide-i Hürriyet Meydanı'nda toplanarak ken- dilerini sokağa döken nedenleri anlatmaya, bu gi- dişi, hükümeti durdurmaya çalışacaklar. DPT. Ulusal Eylem Planını anlattı '2000 sorununa henüz hazır değiliz' Ekonomi Servisi - 2000 yılına altı aydan daha az bir süre kala Türkiye'de bir- çok kurum ve kuruluşun bilgisayarlardaki 2000 yı- lı tarih sorununu çözüp çöz- mediği endişeleri artarken, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) 2000 yıh uyum ça- lışmalannın hızlandığını belirtti. DPT koordinasyo- nunda devam eden Ulusal Eylem Planı çerçevesinde behrlenen öncelikli sektör- lerde, sorunun yıl sonuna kadar büyük ölçüde çö- zümlenebileceği bildiril- mesine karşın hâlâ sektör- lerin 2000 yılına hazır ol- madığı gözleniyor. Enerjl: Uyum çalışma- lannm 31 Ekim'den önce bitirilebilmesi için çalış- malara hız venldi. Haberiesme: Türk Te- lekom tüm testleri eylül ayında tamamlamayı plan- larken, kuruma ait her tür- lü santralın uyum testleri mayıs ayı içinde yapıldı. Kurumu ilgilendiren fatu- ralama sisteminde tarih de- ğişikliği sebebiyle oluşa- bilecek yanlışlıklar için , programlarda yapılacak de- ğişikliklerin kasıma kadar düzeltilmesi planlanıyor. UlSŞtlima: Havaseyrü- sefer sistemlerinde kullanı- lan radarlardaki 2000 yıh probleminin acilen çözül- mesi gereğine işaret edilir- ken, demiryollannın sin- yalizasyon sistemleriyle il- gili çalışmalann önem arz ettiği belirtiliyor. SdglllC Hastanelerde kul- lanılan cihazlarda gömülü yonga sayısının fazlalığı nedeniyle sağlıkta uyum çalışmalannın nispeten ge- ri kaldığı gözleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle