28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 1999 SALI DKIYAZI HADEP'lilere tahliye • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Abdullah Öcalan'ın ttalya'dan Türkiye'ye ıade edilmesini engellemek amacıyla basın açıklaması yaptıklan ve açlık grevi başlatarak silahli çeteye yardım ettıkleri gerekçesiyle yargılanan 16 HADEP yöneticısı tahliye edildi. Tahliye edıJenler arasında HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak. Genel Sekreter Ahmet Turan Demır, Genel Başkan Yardımcısı Bahattın Günel. 18 Nisan seçimlerinde Ağn Belediye Başkanı seçilen Hüseyın Yılmaz da bulunuyor. Ankara 2 No'lu DGM'de görülen davanın dünkü oturumuna, tutuklu bulunan sanıklar, avukatlan ve dinleyiciler katıldı. Sanık avukatlanndan Yusuf Alataş, parti yönetiminin açlık grevi yapılması yönünde de herhangi bir karar almadığını belirtti. Milli Güvenlik Akademisi • ŞANLIURFA (AA) - Milli Güvenlik Akademısı'nden çoğunluğu biirokrat 120 kişilik heyet, GAP'ta incelemelerde bulunmak üzere Şanlıurfa'ya geldi. Akademi Komutanı Tümgeneral Orhan Yöney, "GAP, Türkiye'nin nesiller boyu gurur duyacagı bır projedir" dedi. Tümgenera! Yöney, Vali Şehabettın Harput'u makamında zıyaret ederek bir süre görüştü. Vali Harput. gerek askerler gerekse bürokratlann GAP'ın merkezi Şanlıurfa'yj zıyaret etmelerinden memnun olduğunu belırterek geleceğin büyük Türkiyesi'nin lokomotifi olan GAP'ın. her yönüyle iyi tanınması ve bilinmesınin önemli olduğunu söyledı. Geübolu'daki orman yangmı • ÇANAKKALE (AA) - Gelibolu Yanmadasfnda geçen cuma günü öğleden sonra başlayan ve cumartesi sabaha karşı kontrol altına alınan orman yangınının, 400 hektar alanda etkıli olduğu ve 83 hektar ormanlık alanın yandığı açıklandı. Orman bölge müdürlüğü basın ve halkla ilişkiler bürosu yetkililerinden alınan bılgiye göre, Kumkamp bölgesinde bir biçerdöverden sızan mazotun, yükleme yapılan kamyonun sıcaklığı ile anızı tutuşturması sonucu başlayan yangmda, yapılan kesın ölçümde, 10 hektar kızılçam koru ormanı. 48 hektar başansız ağaçlandırma sahası, 17 hektar bozuk kızılçam ormanı ve 8 hektar ormaniçı açıklık olmak üzere toplam 83 hektarlık ormanlık alan yandı. M&clîste bilgi ANKARA (AA)-DSP Mılletvekili Ziya Aktaş'm gönüllü olarak çalışmalannı başlattığı 'bilgi teknolojısi grubu', 2000 sendromuyla ilgili çalışmalardan sonra şimdı de Türkiye'nin bilgi çagına hazırlıksız yakalanmaması için gerekli önlemleri belirlemek üzere araştırma komısyonu kurmaya çalışıyor. Bütün partılerin üzennde uzlaştığı bir araştırma önergesi hazırlanırken önergede Türkiye'nin bilgisayar ve iietişim teknolojısıne yönelik ulusal bır politikası olmadığı vurgulanarak bu alandaki olanaklann ve risklenn saptanması gereğıne dıkkat çekildi. Aktaş tarafından, ihtisas komısyonlan dışında bütün partilerin bu konuyla ilgılenen milletvekıllerinden oluşan gönüllü bır bilgi ve bilgi teknolojisı grubu kuruldu. Malatya'da türban olayının arka yüzü -2 İslami ağırlıkh 140 dergi ve gazeteÜniversitede islami kesim ağırlıkta. Bunlann en iyi örgütlendiği yer, Battalgazi Erkek Öğrenci Yurdu. Hizbullah yanlısı bu genç- ler, eylemlerini Islami Dayanışma Vakfi'ndan yönetiyorlar. Sayı- larının yaklaşık 250 olduğu belirtiliyor. Çalışmalanru taşradan gelmiş, ekonomik durumlan bozuk olan gençler arasında sürdü- rüyorlar, bunları saflanna çekmeye çalışıyorlar. METtVGÜR Alparslan Türkeş'ın ölümünde An- kara'ya gitmek ısteyen öğretim üyele- rine ve öğrencilere üç gün izin verili- yor. Malatya Ülkü Ocaklan Başkanı V'ahit Yıimaz, Inönü Üniversitesı Tarih Bölümü'nde öğretim görevlisi. Diller Bölümü Başkanı fbrahim L'zunoğhı, seçımlerde MHP Malatya milletvekilı adayı oluyor. Öğrenciler arasında MHP yanlılannm sayısı 400'ün üzerinde. Üniversitede İslami kesım ağırlıkta. Bunlann en ıyı örgütlendiği yer, Bat- talgazi Erkek Öğrenci Yurdu. Hizbul- lah yanlısı bu gençler, eylemlenni h- lami Dayanışma Vakfi'ndan yöneöyor- lar. Sayılannın yaklaşık 250 olduğu be- lırtilıyor. Çalışmalanru taşradan gel- mış. ekonomik durumlan bozuk olan gençler arasında sürdürûyorlar, bunla- n saflanna çekmeye çalışıyorlar. 200 Hizbullah taraftan üniversite- den aynlıyor. 1998 ders yılı içirtde üni- versitede örgütlenmeye çalışan şeriat- çı öğrenciler arasında çatışma çıkıyor. Çıkan bu çatışma sonucunda tlımciler, (Kürt-lslam kanadı), Menzilciler (Bü- yük Birlik Partisi - Türk-Islam kanadı) olarak ikıye aynlıyor. Sayılan 500'ü bulan Menzilcilerin üniversitede daha aktif olduklan söyleniyor. Üniversite- de türban olaylannın başladığı ve so- kaklara taştığı günlerde 1400 türbanlı arasından Hizbullah yanlısı 200 kız öğ- renci, kendi aralannda aldıklan bir ka- rarla üniversiteyi terk ediyorlar. Söylen- diğıne göre "Getecek yıl yöneöm deği- şecek. Bir yıl kaybumz olur. O zaman devam ederiz" diyorlar. Rektörlükten edinilen bılgılere göre, üniversitede ba- şını açmayan öğrenci sayısı 40. 1988'e kadarüniversite içinde ve dı- şında Hizbullah taraftarlan, Nurcular ve MHP'liler birlıkte hareket ediyorlar. Ülkücü kız öğrencılenn çoğu Nurcu kökenlı. Ama bu yıl bu işbirhğinin ol- madığı; şenatçılann, ülkücülerin ken- dilerinı yalnız bıraktıklanndan yakın- dıklan söyleniyor. Bırülkücü,türban ey- lemlerine katılmadıklannı, bunun Mec- lis'te çözülmesinden yana olduklannı açıklıyor. Bu aynlık, Malatya'da MHP'nin güçlenmesine de bağlamyor. IBDA-C'nın (İslami Büyük Dogu Akın- cılar Cephesi) ünıversitedeki militan sayısı 20. Çok gizli ve dar kadro çalış- ması yaptıklan içın kentte ne kadar ol- duklan bilinmiyor. Merkez üslerinin Dıyarbakır ve Batman'da olduğu bili- niyor. Malatya'da 100 yerel yayın Ezıci çoğunluğu islami ağırlıklı ol- MERICMEDIK, frtıottaatSMıt tm cıasns*! Tûrn uyanlara rağmen, hastaJann sağlığı riske edillyor T|)IVferi(ezi832iîiyarborcunuödemiy• TEDAŞ'a olan borcunu Memeyrn T)p Merkea 14 Mayıs tarlhfnde lcra Işlemlertnini başlatılmasına da es geçerek. HaaUne de tedavl gören tmtalan nake «Byor. TEDAŞ ka- nuni çerçtvede hareket etml*oUayciı bu gûnTıp Merkcünlr. ekkırlgl kesüml» olurdu. Radikal mak üzere Malatya'da yayımlanan 140 yerel dergi ve gazete var. Bunlardan 14'ügünlük gazete. Bugazetelerden sa- dece 5'i aksatmadan günlük yayınını sür- dürebilıyor. Akit, Zaman, Selam ve Miili Gazete gıbi dışandan gelen Is- lamcı gazetelenn de Malatyahalkı üze- rinde önemli etkisi var. Üniversitede en çok okunan gazetelerden biri de Za- man. Okuyucu sayısının 2 binin üzerin- de olduğu söyleniyor. Bunu 1000 oku- yucuyla Selam, 400 okuyucuyla Milli Gazete izliyor. îran yanlısı Selam, Ma- latya olaylan sırasında tutuklanan Hiz- bullah taraftan türbanlılan destekleye- rek şöyle diyor: "Ey zalim, ne kadar okunvarsa hepsiniat üzeriraize.Her ne istiyorsan yapmaktan geri durma, rüm gavTetini göster \e kendi düşmanlığın- da her türiü çabayı sarf et AUah'a ant okun ki bizleri \<ok edemezsin.bitiremez ve ilahi da> a>ı ortadan kaldırnıaya güç yetiremezsin." Yine aynı gazetede Hanımeli Kita- bevı ımzalı, Humeyni'nin ölüm yıldö- nümü nedenıyle çıkan duyuruda şöyle deniyor. "Seniunutma}aeağE.'20.yüz- ydınyen üzündeki İslam devletinin ku- nıcusu, çağın mücahkli. beşeri sistem- leriiL tagudann korkulu rüyası, putkı- ran Imam Hume>ni\\i vefat yıldönü- mûnde rahmetie anıyoruz." Üniversitede türban dırenışçilen ara- sında 900 okuyucusu olduğu belutilen yerel gazetelerden biri de Malatya Gün- dem. Olaylar sırasında Yazıişleri Mü- dürü Lutfi İnanbir hafta gözaltında ka- lıyor. 1998'de ilk sayısı çıkan Malatya Gündem hakkında şımdiye kadar 20 dava açıhnış. Hıçbir kuruluşa bağlı ol- madıklannı söyleyen Lütfi İnan, ba- şörtüsünün uısanlann ınancı olduğunu belirterek "YüzJerce insan gözaltına alınmış, fîşlenmiş. İki cuma çıkışıyia suçlu sa>üıyoriar. Şuortanunadını köy- mak çok zor. Çok acayip bir bale geldi Malatya" diyor ve Hizbullah'a yöne- lik sorumuzu ise Malatya'ya yabancı bir M A L A T Y A ' D A F A A L İ Y E T C Ö S T E R E N D İ N İ - S İ Y A S I V A K I F V E D E R N E K L E R AKB (Kültür ve Eğitinı Vakfi): Ra- dikal, îran yanlısı AKB'nın siyası ter- cihi FP'den yana. Türban olayianrun destekçisı, tabanında Hizbulah yanlı- lan ağırlıkta. Üniversitede taraftarla- n var. ( v ş ) : Ra- dikal, Îran ve Hizbullah yaniısı. Gö- rünüşte hiçbir siyasi partiyi destekle- miyor, tercihi FP'den yana. Oy kullan- mıyorlar. Malatya dışında şubeieri yok. Vakıflar içinde gençler üzerinde ağırhklan var. Kendilerinden olma- yan hocalann arkasında namaz fcıl- mazlar. Yayın organlan Yeni Gündem. Türban olaylannın destekçisı. Üni- versitede taraftarlan var. MGV (Miffi GençlikVakfi): FP'nin yan kuruluşu. Hem gençler, hem de gençler arasında aktif çalışıyorlar. Tür- ban destekçisı. Tabanındaban ve Hiz- bullah yanlılan \-ar. Ünrversitede ta- raftarlan az. BV (Battalgazi Vakfi): Fethullahçı- lann Malatya'dakikalesi. Vakıâarara- sında en güçlü olanı. Turgut özal Kız Lisesi ve Rahtme Hatun Koteji olmak üzere iki özel okula sahipter. Öğren- ciler için kıraladıklan çok sayıda ev- lerinin olduğu söyleniyor. Üniversite öğrencilerı arasında taraftarlan var. Türban olaylannt destekhyoriar. VG (Vasat Grubu): Radikal, silah- lı mücadeleyi seçen VasatGrubu'nun Malatya'daki sorumlusu Ramazao Koş. Bu grubun şûra başkanı Antep'te tutukJuŞahmerdanSan. Hizbullah'a bağlı olan Vasat'tan 14 kişi tutuklu. Türban olaymm destekçisi. FahriKığriıVakfi: Bir öğrenci yur- du, bir Kur'an kursu var. Türban olay- lannın destekçisi. Şeriatçılarm yoğun- laştığı Kığılı pasajının sahibi. tLK-SAN (tlim, Kûltûr ve Sanat VWcfi): Prof. Dr. EssrtCoşar'a bağlı. Vakıfin, aylık Seher adında bir dergi- si ve Radyo Irfan adında bir radyosu var. SV (Sağhk Vakfi): Prof. Dr. Esat Coşar'a bağiı Abdülhafcıkgüça\an Vakfi:Prof Dr. Esat Coşar'a bağlı MyaziMisri Vakfi: Saidi Nursi'ye bağlı bir grup tarafından kuruluyor. YAEV ÇV'eni Asja Eğitim Vakfi): Saidi Nursi'ye bağlı Yenı Asyacılann. Yanınlan Yeni Asya gazetesi. NW(YeşDytırtDinHb3iıeâer Vak- fi): Bir yurtian var. UV(hmiAraştırmalar Vakfi): is- tanbul merkezli vakfin Malatya'da şu- besı bulunuyor. Kurucusu Prof. Dr. Haydar Baş. Nakşibendi Tarikatı Şeyh'i. Malatya'da Öğüt adında rad- yosu, Mesaj ve Öğüt adında bir der- gisi var. HV(HayratVakfi): Bir tarikatyan- lısı TTV (Tasavvuf ve Takva Vakfi): Nakşibendi Tarikatı yanlılannm vak- fi. İV (fiılas Vakfi): N'akşibendi Tari- katı'nın Şeyhi Hüseyin Hilmi Işık'm damadı Enver Ören'e bağh. Hüseyin Hilmi Işık, Necip Fazü Kısakürek'ın de şeyhi olan Abdul Hakim Arvasi'ye bağlı. Malatya'da çok sayıda işyerle- ri ve yurtian var. ANAP ve DYP'ye 200 Hizbullah taraftan üniversiteden aynlıyor. 1998 ders yılı için- de üniversitede örgütlenmeye çalışan şeriatçı öğrenciler arasında çatışma çıkıyor. Çıkan bu çatışma sonucunda Ilimciler, (Kürt-îs- lam kanadı), Menzilciler (Büyük Birlik Partisi - Türk-îslam kana- dı) olarak ikiye aynlıyor. Sayılan 500'ü bulan Menzilcilerin üni- versitede daha aktif olduklan söyleniyor. Kontra eylemlerinin bir üssûydü. Bu Malatya'da hissedilmese de yakın ille- re sevkıyat yapan ikmal deposuna ben- zer özelliği vardı. Malatya, Doğu ve Batı illen arasında geçiş köprüsü olan bir pilot kent konumunda. Kentte Ale- vi, Sünni, Kürt, Türk nüfusukritik den- gelerle bir aradabulunuyor. Bu özellik- ler nedeniyle geçmişte Hamido olayla- n olarak bilinen provokasyonlara sah- ne olmuştur. Bu nedenle Malatya, hü- kümetlerin alttan alta bir denge politi- kası izlediği bir kent olma konumunu korumuştur.' - Malatya'daaynı zamanda güçlü bir demokratik kesim de var, değfl mi? Kohıaçık-Evet, ama bu kesimin önü- nün kesilmesi için dinci akım özel ola- rak beslendi. Bu destek sonucu Islam- cılar halkla önemli bağlar kurdular - Bu son çıktş,tsiamalann birgüçgös- terisi miydi sizce? Koluaçık - Malatya'da uzun süre gü- venlik güçlerinin hoşgörüsü içerisinde banşçıl türban eylemleri yapıldı. Daha sonra bıreylemde türbanlı bayan eylem- cilerin gözaltına alınması üzerine üç- beş bin kişilik bir kitle merkez karako- lunun önünde toplanarak, gözaltına alı- nanlann serbest bırakılmasuıı sağladı. Eylemlerin bu seyri, sanıyorum ki ra- dikal dinci akımlara bir güç denemesi yapma olanağı sağladı. -Olaylar basbnldı,ama sorunçözûl- dfi mü? Bundan sonra ne olabflir? Koluaçık - Bu akımlann tüm bağ- lantısının devletin bilgısı dahilinde ol- duğunu düşünüyorum. 28 Şubat uygu- laması çerçevesınde düşünülürse, bun- lann denetim dışuıa çıkmasına izin ve- rileceğini düşünemiyonım. Sonuçta, devlet istediği zaman kontrol edebıle- cek. Bunun nasıl bır gelişim izleyece- ğini süreç gösterecektir. Ama Malatya'da hafife alınacak bir durum yok. Küttflr çatışması gerçefll Prof. Dr. Battal Aslan, Inönü Üniver- sitesı Eğitim Fakültesi öğretim üyesi. Görüşmemiz sırasında Malatya'daki gelişmelere bir başka gözle bakıyor ve ilk sözü şu oluyor: "Malatja televiz- yonlarda görüldüğü kadar felaket de- ğil. Türkiye'de olanlar burada da oldu. Biz. ünhersitede çocuklannuzı kuma- dan. onlan kaybetmeden kazanmak is- tiyoruz. De> kitimizin yasalannı, kund- lannj en yumuşak şekikle uygulamaya çaişıyoruz. Rektörumüzbu konuda en insancıl,öğrenciierini esirgeyen bir yak- laşım jçHide." Prof. Dr. Battal Aslan. kır toplumu- nun kente geldığıni. Malatya'da büyük bir sosyal değişim süreci yaşandığını be- linerek konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Böyle bir dunımda tanm topiumu- nun değer sistemleri davraıuş kahpla- n geçerhiiğini yitirdL Yeni değersistem- lerinidaha koyamadık. O nedenle bu sar- sınûyı geçiriyomz. Bu konuda hepimiz aklımızı kullanmak zorundayc Her şe- ye rağmen çocukianmızıesirgemek, ba- ğışlaınak, onlara hataiaruu düşünmek nrsabnı vermeBjiz." Malatya'daki lslamcı gelişmenin ça- tışmaya dönüştüğünüve bununasıl de- ğerlendirdiğini sorduğumuzda Prof. Aslan şunlan söylüyor' "Malatya'da- ki kültürçaüşmasıbirgerçektir.Köykül- rüriiilekentkültürü farklı insaniarçar- ptşryor.Malatyabirlaboratu\ardır. Ma- latya öy1e sıcak. duygu yüklfi insanla- nn kenti. Coşkusu, kaderi, sevind güç- lü.Btzfandin adamımızşeriatçıdeğfl.Şe- riatçı çıkan azdır. Ötekiler halkın ma- nevigereksinimini gideriyorlar. Güzd in- sanlardır." Malatya'daki olaylarda tran'ın etkisi olduğunu hatırlatınca ya- nıtı şu oluyor: "tran Türkiye'yi etkiler, ama beürieyemez. Elbette ki bize zor- luk çıkanriar. Her şeye karşın Türkiye yolunuçiznıiştir.Demokratik.iaik bukuk devk'tine doğru gjtmektedir." SÜRECiK kelime olduğunu ileri sürerek yanıflı- yor! Malatya'da onlarca vakıf Malatya'da 50'ye yakın gönüllü kül- tür kuruluşu adı altında faalıyet göste- ren ve önemli bır bölümünün Îran yan- lısı olduğu söylenen vakıf var. Bunlar arasuıdaTslarm Dayanışma Vakfi, AKB Vakfı, Milli Gençlik Vakfi da bulunu- yor. Islamcı yurtlar arasında üç yurtla başı çeken, Fethullahçılar. Malatya'nın Yeşilyurt kazası eski beledıye başkan- lanndan M.K, son türban olaylannı kı- nayarak şöyle dıyor- "Ben Müslüman vehacıvım. Dinimiyaşıyorum. Akraba- lanma yardım ediyorum, insanlan se- viyorum. Bu grupter insanüğa. Müslû- manlığa hizmet etmiyorlar. Gençleri Kuran kursianna alıyorlar. Erginlik ça- ğma gelince>e kadar bakıyoriar. O ço- cuklar oradan bir boşahrsa önüne ge- çflemez.Orada kaiakala kaskaO oiuwr- lar, ondan sonra da mücahit olmak is- tiyorlar." 'Malatya'da hafife alınacak birtiurumyok" Avukat Yıldız tmrek Koluaçık, Ma- latya'nın tarunmış avukatlanndan. Ma- latya'da lslamcı akımlann güçlü oluşu- nu şöyle gerekçelendiriyor: "Bunlar yıllardır valilikle ve bekdiye>1e yakın ilişki içinde oldular. Bunlann mali oia- nakiannı kullandılar. Bu kurumlar dev- rimcUere,demokrarJaraciddi sorunlar çıkanriarken Islamcılar her yerde ker- mes, panel. şeniik, fuar gibi ettdnükler düzenledüer." Yıldız Imrek Koluaçık'tan son cuma yürüyüşlerinin ortaya çıkışında Malat- ya'nın hangı özelliklerinin etkili oldu- ğunu dmliyorum: Koluaçık - Malatya derin devlet ör- gütlenmesinin güçlü olduğu bir kent. Yöre illennde gerçekleştirilen Hizbi- yakınlar BV (Birlik Vakfi): Merkezi tstan- bul'da. RP'nin eski Kültürbakanlann- dan İsmailKahraman'a bağlı. Vakfin Malatya şubesinı elinde tutanlar ge- çen seçımlerde ANAP'ı destekliyor- lar. bu seçimlerde Ahmet Ozai'a des- tek veriyorlar. SV (Selçukhı Vakfi): Büyük Birlik Partisi taraftarlan tarafından kurulu- yor. Gündüz gazetesinin dağıtımı ya- pıhyor. TahsU Çağındaki Takbetere Yar- dım Derneği: Süleyman Hilmi Tuna- hanlı (Süleymancı) talebelerinin der- neği. Öğrenci yurtian var. HT-DER (Hukukçular Dernegj): FP yanlısı Türk Ocağı: MHP'nin yan kuru- luşu. Gençîer üzerinde etkinler. ÜlküOcaklan: MHPyanlılan. Va- kıflar, dernekler ve üniversite içinde en aktif grup. Aynca TürkOcağı bül- tenini çıkanyorlar. KÇV (Kamu Çahşanlan Vakfi): MHP'nin yan kuruluşu. Daha çok me- murlara yönelik çahşma yapıyorlar. RE\(Ribat EğitimVakfi): Konya'b Abdullah Büyük Hoca'ya bağlı. Kon- ya'da çıkan Ribat adh dergınin dağı- tırru yapilıyor. tHD (tslam Haklan Demegi) OÇV (Okumayı Çoğaltma Vak- fi):Okuyan çocuklara burs veriliyor. Z£ VK (Zehra Eğitim Kültür Vak- fi): Nurculann SHV (Seyid Hnseyingaa Vakfi): Nakşibendi Tarikat yanlısı. Egitim-Bin FP yanlısı. Öğretmen- lere yöneiık çalışmalan var. THV(Talebelere HizmetVakfi): FP yanlısı. Hakka Özlem adlı dergi çıka- nyorlar. DMHV (Dİni ve Milli Hizmetler Vakfi): Kurucusu Malatya eski mûf- tüsü Feyyaz Yaşar. Diyanet yanlısı. İHD (fslama Hizmet Derneği): Di- yanetmensuplannın kurduğu dernek. DGD (Din Gikvvüieri Dernegf) MfSİAD-Müsöka Sanayici ve İş Adamlan Derneği): FP yanlısı, tür- ban olaylannın destekçisı. ŞIFI^NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net Başbakan Bülent Ecevit, son çıkanlan Sosyal Si- gortalar Kurumu Yasası'yla devletin çökmekten kur- tulduğunu belirtti. Sosyal güvenlik alanında dünya ölçülerine doğru önemli adımlar atıldığını söyleme- yi de unutmadı. Ecevit, dünyanın hiçbir ülkesinde (Ba- tı ülkelerini kastediyor) emeklilik yaşının Türkiye'de- ki kadar düşük olmadığını kaydetti. Ekonomik ön- lemlerle ilgili yeni düzenlemeleri ise hep dünya stan- dartlanna ulaşmak hedefiyle yapöklannı vurgulama- yı da unutmadı. Yıllardır, bu ülkede ekonomik alanda ne zaman re- form yapılacağı söylense, mutlaka emekçilerin aley- hine yeni bazı adımlar atılacak olduğu endişesine ka- pılınz. Ekonomik reform demek, her seferinde fuka- ranın sırtına biraz daha yük bindirmek anlamına ge- liyor. Türkiye'nin ekonomik alanda Batı standartlarına ulaşmasına kim karşı çıkabilir ki? Ancak bu alınan önlemlerin, Batı ölçütlerine ulaşma çabası olduğu- nu nasıl söyleyebiliriz? Avaıpa'da çok yaygın bir iş- şiztik sigortası var. Aynca, sağlık hizmetleri herkese Dünya Ölçülerine Uymak... yaygınlaştınlmış durumda. Hiçbiremekçi veya işsiz, o ülkelerde sağlık sorunlan nedeniyle birfelaketle yüz yüze gelmez. Kamu Iktisadi Teşekkülleri'yle (KİT) yıllarca uğra- şıldı, bunlann bir an önce satılması gerektiği anlatıl- dı. Ardından, bu kurumlann satılmayanları tamamen kaderine terk edildi. Satılanlardan ise bir kazanç sağlanmadığı görülüyor. Neyse, sonuç olarak bazı alanlarda devletin ekonomiden elini çekmesi anla- şılabilir bir şey. Ancak, çok temel bazı alanlar var ki devlet dünyada da, Türkiye'de de buralan terk ede- mez. Posta, ulaştırma, sağlık, eğitim gibi alanlarda devletin varlığı gerekiyor. Bu alanlarda, olanaklan yetmeyen yurttaşlara destek sağlamak, toplumda- ki büyük uçurumları engellemek sosyal devlet ilke- sinin temel gereklerinden. Ancak bizde her şey ilkel yürütüldüğü gibi özel- leştirme de ilkel bir şekilde yürütülüyor. Örneğin, Deniz Yolları'nı özelleştirmeyi hedefleyen devlet bu alana hemen hiç yatınm yapmıyor. Bu yüzden, Is- tanbul gibi bir şehirde ulaşımın önemli bir unsuru olan deniz, yeterince kullanılamıyor. Denizcilik Banka- sı'nın gemilerı tam anlamıyla müzelik halde. Yerine ne yenisi ekleniyor ne de eskilerini geliştirecek ön- lemler alınıyor. • • • Işin en ilginç yanı, belki de paradoks olarak dik- kat çeken yanı, ekonomide çalışanlar aleyhine ka- rarlar alınırken, bunun dünya ölçülerine uygunlu- ğundan söz ediliyor. örneğin, emeklilik yaşı. Ancak bu devleti yönetenler siyasi alanda dünya ölçüleri- ne uymak gerektiğini duyduklarında da çok sinirle- niyoüar. Avrupa Birliği ile kavganın esası, insan hakları ve demokras/ konulannda düğümleniyor. Batılılar bize "Dünya standartlanna gelin, bizim kurumlanmızda yeralabilmeniziçin bizim ö/çülerimize uyun" dedik- lerinde hemen milliyetçilik damanmız kabanyor, baş- lıyoruz Batılıların aleyhinde konuşmaya. Batılıların çoğu zaman çrfte standart kullandığını biliyoruz. Onlann kızılacak çok yanlan olduğu da bir gerçek. Ama, "İnsan haklanna saygı gösterin, dü- şünce suçugibiçağdışı birkavramı kanunlannızdan temizleyin" demelerinin çifte standartla bir ilgisi ol- madığını da kabul etmek gerekiyor. Dünya ölçülerine yalnız ekonomi alanında değil, siyasi alanda da ulaşmamız iyi olmaz mı? Dünya öl- çülerine bu kadar meraklı olan siyasi liderterin, mil- liyetçi öfkelerini biraz yumuşatıp biraz da demokra- si, insan haklan, düşünce özgürlüğü alanında dün- ya standartlarına doğru adım atmalan gerekmez mi? Her gelen, devleti çökmekten kurtanyor; ama bir türiü demokrasi ayıplı bir ülke olmaktan kurtara- mıyor. Türkiye'nin ekonomik alandaki açmazlanyla siyasi alandaki gerilikleri arasında da ciddi bir bağ olduğunu kabul ettiğimiz an, dünya standarrJannı ya- kalama şansımız olacak. Ne dersiniz?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle