28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 1999 PERŞEMBI HABERLER DIMYADA BUGUN ALt SİRMEN Hazırlıksız Yakalanmak Abdullah Öcalan davası beklendiği gibi bit- ti, kararsanıkdahil kimseyi şaşırtmadı. TCK'nin 125. maddesi gereği Öcalan ölüm cezasına çarptırıldı. Kimilerinin iddia ettikleri gibi, Öcalan hayatı için yalvardı mı, yoksa başka pazarlıklann so- nucu mu hareket etti ya da Öcalan'ı bu şekilde davranmaya iten, başka çare kalmadığına gö- re, olayı siyasal platforma çekmek isteği miy- di? Bütün bunlar tartışmaya açıktır. Ama Öca- lan'ın çapının fazla olmadığı da ortaya çıkmış- tır. Abdullah Öcalan davasının birinci aşaması, beklendiği şekilde bitti, ama sorunlar ve soru- lar değil. Sorun Yargıtay aşamasında değil. Yüksek Mahkeme'nin davayı esastan bozması bekle- nemez, bariz bir usul hatası da görünmüyor. TCK'nin 59. maddesinin uygulanması ise Öca- lan'ın dururmu göz önünde bulundurulduğunda hukukçular tarafından pek miimkün görünmü- yor. Öyle ise sorun nerede? Sorun Türkiye'de siyasal iradenin vereceği karar ile Türkiye dışında Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nde. Mahkemenin, DGM'ninyapısınınduruşması- rasında değişmiş olması dolayısıyla, davanın yenilenmesini veya idamın infaz edilmemesini isteme durumu olabilir. • • • Bütün bunlar, bütün tartışmalar engellenebi- lirdi, eğer Türkiye hazırlıksız yakalanmasaydı. Bilindiği gibi, Türkiye idam cezalarını 15 yıl- dır infaz etmiyor. Yine bilindiği gibi, Türkiye'de iki yıldır parlamentonun önünde bekleyen, iyi kötü yanları tartışılabilecek olan, ama içinde tartışmasız çağdaş bir kurumu taşıyan bir yeni TCK taslağı var. Bu taslak idam cezalarının kaldırılmasını ön- görmekte. Ama iki yıldır bu taslak ele alınama- dı. Yine bilindiği gibi, bir yıldır, Türkiye'deki DGM'lerin yapısı ile ılgili bir AİHK kararı var. Bu karar söz konusu kurumların sivilleştirilmesini öngörüyordu. Bir yıl süreyle Ankara'da iktidarı elde tutan- lar, bunu görmezden geldiler. Oysa Türkiye'nin önüne fırsatlar çıkmıştı. Öcalan'ın italya'ya gitmesi üzerine yapılan ia- de talebi sırasında, aklı başında olan herkes, başta o dönemin Adalet Bakanı Hasan Deniz- kurdu, hemen ölüm cezalannın kaldınlması ve DGM'lerin sivilleştirilmesi girişiminde bulunul- masını istemişti. Ama ne yazık ki Ecevit'in de idâma karşı olmasına rağmen, başta Demirel olmak üzere, bütün sağ polrtikacılar demeçleri ile bu yolu tıkamışlardı. • •• Kısacası, Türkiye öngörülebilen olaylan göre- meyen iktidarlaryüzünden, hazırlıksız yakalan- dığı için, haklı bir davanın tartışılmasıyla karşı karşıya bulunuyor. "öyle olsaydı, böyle gitseydi"\er\e zaman yi- tirmeyelim. Bundan sonra ne olacağına baka- ]ım. Şu sırada yapılacak olan şey, mümkün oldu- ğu kadar ciddi düşünüp, az konuşarak çözüm üretmek, olayın üzerine soğukkanlılıkla gitmek, mümkün olduğunca zaman öğesini iyi değer- lendirmektir. Avrupalı ya da diğer Batılı "dostlarımız!" da şunu iyi btlsinler, baskı ve tehdit ile bir yere va- ramazlar. Soğukkanlılık, diplomatikterbiyeon- lar için de elzemdir. Kaba tehditler, nobran baskılar, haşin dayat- malar, almak istedikleri sonucayardımcı olmaz. Hele hele ellere verirken talkını kendileri yutar salkımı, durumunda olanlar açısından hiç akıl- lıca bir tutum değildir bu tür davranışlar. Bizler de medya olarak, soğukkanhlığa yar- dımcı bir tutum içinde olabilsek ne kadar iyi ve yarariı olur. Milli Eğitim Bakanlığı Vekil öğretmenlik açıklaması bu ay ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğ- lu. veidl öğretmenlik için yasaya birkaç madde ek- lenmesi amacıyla tasan hazırlandığını, aynntılı duyurunun bu ay içinde yapılacağını bildirdi. Devlet memurlan sma- vı (DMS) öncesinde kad- ro açığını gidermek için 1 yıl süreyle vekil öğretmen atamayı tasarlayan bakan- lık, DMS'yi kazananları da görevine devam ettire- cek. Bostancıoğlu, öğret- menlenn de Devlet Me- murlan Yasasf nabağlı ol- ması nedeniyle ÖSYM'ce yapılacak sınava girmek zorunda olduğuna dikkat çektı. Yazılı sınavı kazananla- nn daha sonra Milli Eği- tim Bakanlığı tarafından yapılacak ve genel kültür sorularından oluşacak sözlü sınava bağlı tutula- cağını anlatan Bostancı- oğlu, "Bu vekil öğretmen- ter 1 yıl süreyle görevyapa- cak ve emsallerinin, yani kadrolu öğretmenlerin tüm haklarından vararia- nacak. Devlet memurlan sınavmı ve daha sonra ba- kanlıkça yapılacak sözlü sınavı kazânanadaylar,ve- kil öğretmenlik statüsün- den asliöğretmenlikstatii- süne geçirilecek. Smavi ka- zanamayanlann ise vekil öğretmenlik görevi sona erdikten sonra bakanhkla bağı kopanlacak" dedı. Bostancıoğlu, okullar- daki norm kadrolan belir- lemeye başlayan illerin gereksinim duyduğu öğ- retmen sayısınm da yakın- da açıklanacağını söyledi. Yeni smav sistemine göre ilk defa öğretmen olarak görevlendirilecek adaylar, 21 Haziran - 5 Temmuztarihleri arasmda ÖSYM il ve ilçe bürolan- na başvuracaklar. Seçme sınavmı kazanacak aday- lar, Talim Terbiye Kuru- lu'nca ilan edilen yükse- köğretim kurumlanndan lisans düzeyinde mezun olma, gerekli pedagojik formasyona sahip olma, ilköğretim ya da lngilizce öğretmenligi sertifıkasına sahip olma koşullannı ta- şıyacaklar. Fethullahçılar sadece Orta Asya'daki Türk cumhuriyetlerinde değil, Avrupa'da da etkinlik sağlamaya çalışıyor Gülen a'da da örgütHiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Fethullahçılann etkinliği, Batı Avrupa ve Balkanlar'ı da kapsıyor. t Fethullahçılann Türkiye'deki eğitim örgütlenmesinde omurgayı Akyazılı Vakfi oluşturuyor. Cemaatin Samsun, Adana, Denizli, Nazilli. Kütahya. Er- zincan, Van'daki özel okullan vakfın önemli gelir kaynaklan. Devlet kurumlannca elde edilen bil- gilere göre, gnıbun Ortadoğu'da faali- yet gösterdiği tek yer Kuzey Irak. Kürt yöneticileri ve Irak Milli Türk- men Partisi temsilcilen ile vanlan an- laşmaya göre, Fezalar AŞ aracıhgıyla 1994 Kasım ayında Erbil'de "Özel Işık Lisesi", 1996 yılmda "Nilüfer K E KO- leji" ile birdil merkezi açıldı. Süleyma- niye'de de "Selahattin Eyyübi Usesi" kurma çalışmalan devam ediyor. Milli Görüş'ün öncülük ettiği, Nak- şibendi tarikatı mensuplan ile Süley- mancılann Avrupa'da serbestçe örgüt- lenebilme olanağı bulabildikleri, Gülen grubunun ise daha çok Avrupa alanının dışında, Ingiliz-Amerikan etkinliği al- tındaki veya ilgi alamndaki bölgelerde geliştiği gözleniyor. Arnavutluk, gnıbun ılk yurtdışı açı- lımını gerçekleştirdiği bölge. Tiran'da 1992 yılında açılan Mehmet Akıf kolej- lerini, Turgut Özal llkokulu ve bir ÎHL izledi. Grubun Romanya'Bükreş'te 1 li- se ve ilkokulu, Köstence'de 1 lisesi fa- al durumda. Zaman gazetesi, aylık pe- riyodt ve 2 bin tirajla yayımlanıyor. Gagoğuz Türklerinin bulunduğu Moldova'ya büyük önem veriliyor. Çandır-Lunga ile Kişinev'de birerokul faaliyete geçirildi. Bulgaristan'da Ufiık Ulvi Civelek'in organizasyonunda sürdüriilen faaliyet- ler kapsamında "Dunav-94" isimli bir şirket aracıhgıyla "Şumnu, Ruscuk ve Mestanlı"da 3 imam-hatip lisesi açıldı. Cemaat tarafından kurulan "Balkanlar Eğitim ve Kültür Vakfi"nın katkılany- la da. "Bıügaristan Yüksek lslam Ens- titüsü"nde söz sahibi olma yönünde adımlar atıhyor. Batı Avrupa'da Ingiltere, Almanya, tsviçre, Belçika, Hollanda ve Danimar- ka cemaat faaüyetlerinin temsilcilik dü- zeyinde sürdürüldüğü ülkeler. Ingiltere'de, diğerlerine oranla daha fazla etkinlik kazanan cemaat faaliyet- leri, tsa Saraç tarafından yürütülüyor. Cemaat, Londrada 3 katlı bır hizmet binasına sahip. Grubun tngilizce ya- yımlanan tek yayını olan "Fountain" isimli derginin de merkezi olan bina. bu ülkeye çeşitli amaçlarla gönderilen ka- mu görevlisi kişiler için, eğitim ve ko- naklama merkezi olarak kullanılıyor. Aynca, Londra'dabirbinanm 15mil- yon pound'a satın alındığı ve özel okul olarak açılmasının tasarlandığı öğrenil- di. Almanya'daki çalışmalar ise Zaman gazetesi temsilcisi olan ve zaman za- man Halil Şimşek adını da kullanan Ali H. Polat aracıhgıyla sürdürülüyor. Kurulan "Burg AŞ" tarafından Mü- nih'te bir dil merkezi, "Dost Yohı Der- neği'' tarafından da Ausburg'da bir ana okulu açıldı. Aynca. Hannover'de bilgi- sayar, dil ve lise hazırlık kurslannın ve- rildiği eğitim merkezi, Stuttgart'ta "Türk Alman Akademisyenler BirtiğT ve "Stuttgart tslam Din BirnğT isimli kuruluşlar ile bir radyo istasyonu ve hastane faaliyete geçirildi. Zaman gazetesi, Almanya'da günlük olarak 12 bin 500 tirajla yayımlanmak- ta olup, bu ülkede basılan gazetenin Hollanda (9 bin tiraj), Belçika, Fransa, tsviçre ve Avusturya'da dağıtımı yapı- lıyor. Grup, lsviçre/Zürih'tede "Hüda- vendigâr Vakfi" bünyesinde çalışmala- nnı sürdürüyor. Belçika'da bir okul açılması için ça- lışmalannı sürdüren grup. Danimar- ka'da "Kopenhag AkademiBlerBirUğr adı altmda bir yapılanma gerçekleştiri- yor. Gülen'in işveren kesimine yönelik bir yapılanmasını da 1993 'te kurulan Iş Hayatı Dayanışma Derneği (İŞHAD) oluşturuyor. Grubun en büyük finans şirketi olduğu iddia edilen Asya Finans AŞ 22.10.1996 tarihmde 2 trilyon lira sennaye ile Murat Ulus'un genel mü- dürlüğünde kuruldu. O dönem 4 şube- si vardı. Bu şirkette kunıcu ortaklann adlan ve hisse paylan şöyle: thsan Kalkavan (yüzde 10), Sadık P şan (yüzde 10), Turgut Aydın (yüzd 7.5), O.FarukBerksan (yüzde 7.5), Nı ci Altunbüken (yüzde 6.75), TahsinTı koğlu (yüzde 5.55), A. Selçuk Berksa (yüzde 5.55), M. Emin Hasıralar (yü; de 5.55), A. Rıza Tannseven (yüzd 5.55), Mustafa Fırat (yüzde 5.55), Tı cettin Neğiş (yüzde 5.55). Beyhan Nı Idboğlu (yüzde 5.55), Cahit Şahin (yü; de 5.55), Hüse>inDöğme(yüzde 5.55 M. Şevld Kavurmacı (yüzde 5), O. Gûı büz Özkara (yüzde 3.25) Bu kuruımın 1997 yılı başında bavı ticareti olarak adlandınlan sektörle ilg lenmek üzere "Ufuk Dış Tkaret'' aı altında bir kuruluş oluşturduğu bilin yor. FethuUah Gülen'e bağlı olduğu idd edilen diğer şirketlerden Işık Sigo ta'nın kuruculan da şöyle: Alaattin Pekmezci, Fazü Karamaı Mustafa Kahraman. Mehmet Emin H sırcılar. thsan Kalkavan, Nevzat Nas roğlu, Ali Açfl, Ahmet Küçûkbat, AI met Kurucan. Ecevit, ılımlı tutumunu sürdürerek tarikatçılık ve 'sözde' raporla ilgili açıklamalar yaptı 'Takıyye içtenöğe dönüşebilir'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit, Türkiyeye tarikatçılı- ğm veya dinsel akımlann si- yasallaşmasını yadırgamadı- ğını, takıyye yaparak da olsa laikliği benimseyen dinsel topluluklann laik rejim kar- şıtlanyla aynı cepheye itilme- mesi gerektiğinı söyledi. Ece- vit, grupta yaptığı konuşma- nın devamında ise "Laik de- mokratikcumhuriyeti yıkma- yı amaçlayan veya bölücü akımlara destek olan dinsel akımlar da var" göriişünü di- le geürdi. FethuUah Gülen kasetleny- le başlayan tartışmalar süre- cinde suskun kalan ve bu tav- n Güleh'i u kollanun olarak yorumlanan Ecevit, dünkü grup toplaritısmda ağırlıklı olarak bu tartışmalar üzenn- de durdır. Ecevit'in açıklama- lan ana başlıklanyla şöyle: TSK'ye yönelik kışkırtma- lar: Laıklikle, tarikatlarla ve- ya değişikdinsel akımlarla il- gili tartışmalar, kışkırtmalar ve huzur- suzluklar son günlerde Türkiye'nin gün- deminde ağırlıklı yer tutuyor. Kışkırt- malann en ileri ölçüye varanı TSK'ye yöneltilen bir uydurma iddia idi. Güya, TSK'ce tslama ve peygamberimize ha- karetler içeren bir rapor hazırlanıp ilgi- li devlet kurumlanna iletimıiş. Bu iddi- anın gerçekle ilgisi bulunmadığı açık- landı. Fakat kesin açıklamalara karşın, laiklik karşıtı bazı çevreler asılsız iddi- ayı. inatla ve günlerce yaymaya uğraştı- lar. Dünyada tarikafianTarikatçılık diye tanımlanan dinsel akımlar son zamanlar- da bütün dünyada etkinliklerini arttın- yorlar. Bazılannın etkinlikleri kimı ge- İişmiş ülkelerde cinnet ve cinayet ölçü- süne vanyor. Bazı Batılı ülkelerde, bu akım,lann etkisiyle toplu intihar eylem- leri, Japonya'da toplu cinayet eylemleri ortaya çıktı. Aynı zamanda daha yurnu- şak söylemli dinsel akımlar da dünyada yaygınlaşıyor. "Scientolog)" adlı yeni akım bunun güncel örneklerinden biri... Özellikle ABD'de "evangetist" denen gezici vaizlenn etkınlikleri ise artarak Gülen'e keskinleşiyor, hem de gele- neksel niteliklerinden uzak- laşıp gitgide siyasallaşıyor ve laikliği tehdit ediyor. Takıyye içtenliğe dönüşebi- lir: Dinsel akımlann hepsı la- ikliğe karşı görünmüyor... Veya bazılan belki takıyye yaparak, laikliğe karşı açık ta- vır almaktan kaçınıyor. Ama kimi dinsel akımlann takıyye yapma geregini duymalan bi- le, ülkemizde büyük halk ço- ğunluğunun laikliğe sahip çıktığını gösterir. Takıyye giderek içtenliğe de dönüşebilir. Yeter ki laik- liği gerçekte benimseyen ve- ya takıyye yaparak da olsa be- nimsermiş gibi görünen din- sel topluluklar, laik demokra- tik rejimi yıkmak için açıktan uğraş veren topluluklarla bir safa, bır cepheye ve dayanış- maya itelenmesinler. Bunu önlemenin başta gelen koşu- lu, devletin laikliği, demokra- ** h u k u k karşı özenli tutumuyla dikkat çeken DSP Bderi Bülent Ecevh, ıhmh tutumunu sûrdürüyoı: ^ ^ f dan sapmaksızın ve dındarla- sürüyor. Bu oluşumlar, yalnız devletle- var. Ülkemizdeki tarikatlar arasmda, nn duygulannı incitmeksizin koruyup, ABD'de olduğu gibi ekonomik etkinlik-ri ve siyasetçileri değil, yalnız ilahiyat- çılan, teologlan da değil, sosyploji, psi- koloji ve sosyal psikoloji uzmanlannı da ilgilendirmesi gereken bir sorun. Bel- li ki, hızlı değişim ve hızlı modernleş- me, giderek artan ölçüde manevi boşluk duygusuna, ruhsal bunalımlara, toplum- lerle büyük kazançlar elde edenler de var. "Modernkşme" perdesi altında ah- lak dışı yaşam biçimlerine özenenler böyle akımlan, bilmeden büsbütün kö- rüklüyor. Örneğin kimi topluni kesimlerinde • Laiklikle, tarikatlarla veya değişik dinsel akımlarfa ilgili tartışmalar, kışkırtmalar ve huzursuzlukların son günlerde Türkiye'nin gündeminde ağırlıklı yer tuttuğunu belirten Başbakan Ecevit, kimsenin devleti ele geçiremeyeceğini söyledi. sal sonınlara ve tepkilere yol açıyor. Türkiye'de tarikatlar: Böylesi bir dünyada ve çağda, Türkiye'de tarikatçı- lığın veya değişik terimkrle tanımlanan dinsel akımlann yaygınlaşmasını yadır- gamamak gerekir. Neyse ki, bizde top- lu cinayetleri veya intiharlan teşvik eden akımlar yok. Ama laik demokratik cum- huriyeti yıkmayı amaçlayan veya bölü- cü akımlara destek olan dinsel akımlar aşın ölçülere \aran açılıp saçılma. baş- ka kimi toplum kesimlerinde aşın ör- tünme eğilimlerine yol açıyor. Başörtü- sünü laiklik karşın bir siyasal simgeye dönüştürmek isteyenler de ellerine ge- çen bu fırsatı tepe tepe kullamyor. Ha- berciliği, paparazziliğe dönüştüren ki- mi yayın organlan ise bu etki-tepki sü- recini büsbütün tırmandmyor. Sonuç olarak, ülkemizde kimi tarikatlar hem kökleştirmesidir. Hükümet özenli: DSP'nin kaüldığı veya kurduğu hükümet dönemlerinde buna özen gösterildi. Kadük olan irrica- ya karşı önlem tasanlan 57. aükümetçe yeniden TBMM'ye sunuldu. 28 Şubat 1999'la 23 Haziran 1999 arasında, 700 özel vakıf ve öğrenci yurdu Milli Eğitim Bakanlığı' na bağlandı. Yine bu dört ay- lık süre içinde özel öğretim kurumlann- dan 50'si sürekli, 197'si geçici olarak ka- patıldı, Özel camiler Diyanet tşleri Teş- kilatı'na bağlanmaya başladı. Kamu ku- ruluşlannda ve okul ve üniversitelerde, devletin giyim-kuşam kurallanna uyul- masını sağlayıcı önlemler kararhlıkla uygulanıyor. Aynca, 56. hükümet döne- minde çıkanlan kararnamelerle kamu kuruluşlannda partizanlığa, kayırmacı- lığa ve kadrolaşmaya karşı etkili önlem- ler getirildi. Kimse kaygı ve kuşku duy- masın. Bu önlemler, bu uygulamalar ve bu kararlılık sürdükçe dinsel veya siya- sal amaçh hiçbir topluluk veya kuruluş, devleti ele geçirme firsatını bulamaya- caktır. Özel öğretim kurumları Dinci okula ilk denetimde kapatma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -M li Eğitim Bakanlığı, Özel Öğretim K rumlan Yönetmeliği'ni, açıktan veya gi li köktendincilik yapan okullan hemı kapatma olanağı tamyacak şekilde değı tiriyor. Yönetmelik değişikliğinden sonra kî ma eğitim yapmayan özel okullara iz verilmeyecek, ideolojik simge adlar kı lanılmayacak. Milli Eğitim Bakanhğf na Bağlı Ö2 Öğretim Kurumlan Yönetmeliği'nde 02 okul açma koşullannın ağırlaştınlması öngören hazırhklar tamamlanma aşam sına geldi. Yönetmelik. Bakanlar Kuru tarafından onaylandıktan sonra Resmi G zete'de yayımlanarak yûrürlü^e girecel 8 yıllık temel eğitim yasasınn^ardı dan İaz ve erkek öğrenciler için ayn Vkı lar açan, kütüphanelerini Talim Tsd? Kurulu'nun onaylamadığı kitaplarla dc duran tarikat okullanna karşı kökten & lem almak isteyen bakanlık, denetimi y ğunlaştırmak üzere yönetmelikte bir di değişiklik yaptı. Denetimleri sıklaştırmakûzere okul k patma koşullan kolaylaştınlıyor. Yönetmelikle getirilen değişiklik] şöyle: - Özet okuflarda eğitim diü Türkçe ol cak. - Türkçeye sahip çıkmak üzere ö; okul, kurs ve dershanelerin yabancı ad unvan kullanmalan yasaklanacak. - Herhangi bir ideolojiyi çağnsüran siı ge ve ad kullanüamayacak. - llanlar bakanlık tarafından denetU dikten sonra gazetelerde çıkabilecc Böylece türbanlı resimlerle verilen ol ilanlannın önüne geçılecek. - Kadcmeli kapatma ve lanama ceza n kaldırüacak. Milli eğitimin amaçlanı Atatürk Uke ve devrimlerine aykın eğJt yapbğı saptanan. kütüphanelerinde la lik karşıtı kitaplar bulunduran okul, kı ve dershaneler hemen tasfiye edilerek, e tim-öğretimine son veruecek.Buradakii retmen ve müdüriere işten el çektirme > zası uygulanacak. - Teftişler sırasında bilirkişi de kulla labilecek. Abdullah Çatlı'nın şirketine çıkar sağlamakla suçlanan 6 BOTAŞ yöneticisinin cezalandınlması isteniyc Çamur ihalesindeki yolsvızlıık yargı önündc ANKARA (AA) - BOTAŞ Ceyhan Bölge Müdürlüğü'ndeki ham petrol tanklannm tabanlannda biriken çamu- run çıkanlması için düzenlenen ihale- yi, Susurluk kazasında ölen Abdullah Çath'nm yönetim kurulu üyesi olduğu Baysa AŞ fırmasına, ihale yönetmeli- ğine ve gümrük mevzuatına aykm şe- kilde vererek görevlerini kötüye kul- landıklan gerekçesiyle BOTAŞ üst dü- zey yöneticisi 6 sanığın yargılanması- na başlandı. Ankara 9. Asliye Ceza Mahkeme- si'nde bugün görülen davanın ilk du- ruşmasına, sanıklar Ali Kaya Özel, Ke- rim Ünal, Mehmet Fatih Şen, Teoman Alta, Ufuk Alkan ve Tank Boynueğri ile avukatlan katıldı. Sanıklar, kimlik tespitlerinin yapıl- ması ve iddianamenin okunmasının ardından savxınmalannı yaptı. Sanık Ünal, ihalede Mehmet Özbay ve Ha- hık Kırcrnın adlannın geçtiğini bil- mediğini öne sûrerek ihalenin açık art- tırmayla sözlü olarak yapıldığını söy- ledi. thaleden önce referans olarak şirket- lerden Güney Makina'nm 20 dolar, Abak Komandit'in 10 dolar ve Baysa AŞ'ninde 17 dolar verdiğini anlatan sa- nık Ünal, yapılan ihalede, şirketlere fi- yatlan arttınp arttırmayacağmı sorduk- • BOTAŞ'ın petrol tanklannm tabanlannda biriken çamurun çıkanlması ihalesini, yönetmeliğe aykın şekilde Abdullah Çatlı'nın yönetim kurulu üyesi olduğu Baysa AŞ'ye, vererek görevlerini kötüye kullandıklan gerekçesiyle 6 sanığın yargılanmasına başlandı. lanm, onlann da sözleşmenin ağu- şart- lar taşıdığmı söylediklerini belirtti. Yargıç Mehmet Büyükbaş, sanık Ü- nal'ın, çamurun çıkanlması ve ihale işi- ni anlatırken "Çamur bizim değil, Irak'ın mah değB" demesi üze- rine, "Devletin mah değil de siz angar- ya mı yapıyorsunuz?" dedı. Sanık Alkan, ihaleye katılanlann teh- dit edildiklerini duymadığmı. ihaleye katılanlan, sadece ihale günü gördüğü- nü ifade ederek ihaleyi en çok fiyat ve- ren kişiye verdöderini söyledi. Sanık Alta da ihaleye katılan firma- lardan birinin sorumlusu Şemsettin Ü- H • ^B • v --. IU\ L U ^ /jH Mezunfyetsevinci K a S İ j l l N İstanbulTeknikÜıüverstesi » s H P L TM (ITU)MalaneFakultesrnın P ^ İ j H ^ J makine mühendisöği K T^BHHİjH bölünıünden 1998-99 döneminde K L J B H B mezaa obn 144. tekstil V f f ' ^ I ^ B tnühendisliği bolümünden mezun ı ^ B ü P İ K oiaa ^ öğrociyc diptomalan I ^ İ R & B İ törenfe verfldi. Fakühenin Yj^ES^ ' Gümüşsuyu'ndaki kampusunda H H ^ H düzentenen torende konuşan tTÜ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H Rektörii Prof. Dr. Gülsün ^ ^ H j ^ ^ ^ H Sağlamer, mezun olan ^ ^ V ^ ^ I H öğrencifcrden üretecekfcri yeni ^^M j ^ ^ projekrkrrtî'yü sürekli ^ ^ p ^ ^ ^ yenikmelerini istedL (Fotoğraf: • K J H L J YUSUFZIYAAY) kay'ın, ihale öncesinde sanık Ünal odasında kendilerine, ihaleye gim mesi yönünde baskıda bulunulduğı söylediğini belirtti. thale öncesi ve sonrasında Mehı Özbay ve Haluk Kırcı ile herhangi ilgilerinin bulunmadığını belirten mk Şen, toplam 220 bin ton çamur i ihale yapıldığını ve işin tamamlam dığını belirtti. Şen, haîen 6-7 bin ton munın bulunduğunu ifade etti. Sanık Özel de suçlamalan kabul meyerek duruşmalardan vareste tu masmı istedi. Sanık avukatı BülentAcar, ihale c yasmm istenmesini talep etti. Cum riyet Savcısı, dava konusu petrolün ğerinin bulunup bulunmadığının, ( TÜ'den uzman bir heyete sorubna istedi. Yargıç Büyükbaş, dava konusu rolün değerinin bulunup bulunmad nın belirlenmesi için ODTÜ ve V RAŞ'tan uzman bir heyetin belir mesine, Ankara DGM'ye yazı yaj rak BOTAŞ ile ilgili herhangi bir so turma ya da dava dosyası ile takip lik karan bulunup bulunmadığınır rulmasma, varsa istenmesine ve du maya katılan-sanıklann duruşmalaı vareste tutufmasına karar vererek ruşmayı erteledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle