Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 1999 PERŞEMBI
HABERLER
DIMYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Hazırlıksız Yakalanmak
Abdullah Öcalan davası beklendiği gibi bit-
ti, kararsanıkdahil kimseyi şaşırtmadı. TCK'nin
125. maddesi gereği Öcalan ölüm cezasına
çarptırıldı.
Kimilerinin iddia ettikleri gibi, Öcalan hayatı
için yalvardı mı, yoksa başka pazarlıklann so-
nucu mu hareket etti ya da Öcalan'ı bu şekilde
davranmaya iten, başka çare kalmadığına gö-
re, olayı siyasal platforma çekmek isteği miy-
di?
Bütün bunlar tartışmaya açıktır. Ama Öca-
lan'ın çapının fazla olmadığı da ortaya çıkmış-
tır.
Abdullah Öcalan davasının birinci aşaması,
beklendiği şekilde bitti, ama sorunlar ve soru-
lar değil.
Sorun Yargıtay aşamasında değil. Yüksek
Mahkeme'nin davayı esastan bozması bekle-
nemez, bariz bir usul hatası da görünmüyor.
TCK'nin 59. maddesinin uygulanması ise Öca-
lan'ın dururmu göz önünde bulundurulduğunda
hukukçular tarafından pek miimkün görünmü-
yor.
Öyle ise sorun nerede?
Sorun Türkiye'de siyasal iradenin vereceği
karar ile Türkiye dışında Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi'nde.
Mahkemenin, DGM'ninyapısınınduruşması-
rasında değişmiş olması dolayısıyla, davanın
yenilenmesini veya idamın infaz edilmemesini
isteme durumu olabilir.
• • •
Bütün bunlar, bütün tartışmalar engellenebi-
lirdi, eğer Türkiye hazırlıksız yakalanmasaydı.
Bilindiği gibi, Türkiye idam cezalarını 15 yıl-
dır infaz etmiyor. Yine bilindiği gibi, Türkiye'de
iki yıldır parlamentonun önünde bekleyen, iyi
kötü yanları tartışılabilecek olan, ama içinde
tartışmasız çağdaş bir kurumu taşıyan bir yeni
TCK taslağı var.
Bu taslak idam cezalarının kaldırılmasını ön-
görmekte. Ama iki yıldır bu taslak ele alınama-
dı.
Yine bilindiği gibi, bir yıldır, Türkiye'deki
DGM'lerin yapısı ile ılgili bir AİHK kararı var. Bu
karar söz konusu kurumların sivilleştirilmesini
öngörüyordu.
Bir yıl süreyle Ankara'da iktidarı elde tutan-
lar, bunu görmezden geldiler.
Oysa Türkiye'nin önüne fırsatlar çıkmıştı.
Öcalan'ın italya'ya gitmesi üzerine yapılan ia-
de talebi sırasında, aklı başında olan herkes,
başta o dönemin Adalet Bakanı Hasan Deniz-
kurdu, hemen ölüm cezalannın kaldınlması ve
DGM'lerin sivilleştirilmesi girişiminde bulunul-
masını istemişti. Ama ne yazık ki Ecevit'in de
idâma karşı olmasına rağmen, başta Demirel
olmak üzere, bütün sağ polrtikacılar demeçleri
ile bu yolu tıkamışlardı.
• ••
Kısacası, Türkiye öngörülebilen olaylan göre-
meyen iktidarlaryüzünden, hazırlıksız yakalan-
dığı için, haklı bir davanın tartışılmasıyla karşı
karşıya bulunuyor.
"öyle olsaydı, böyle gitseydi"\er\e zaman yi-
tirmeyelim. Bundan sonra ne olacağına baka-
]ım.
Şu sırada yapılacak olan şey, mümkün oldu-
ğu kadar ciddi düşünüp, az konuşarak çözüm
üretmek, olayın üzerine soğukkanlılıkla gitmek,
mümkün olduğunca zaman öğesini iyi değer-
lendirmektir.
Avrupalı ya da diğer Batılı "dostlarımız!" da
şunu iyi btlsinler, baskı ve tehdit ile bir yere va-
ramazlar. Soğukkanlılık, diplomatikterbiyeon-
lar için de elzemdir.
Kaba tehditler, nobran baskılar, haşin dayat-
malar, almak istedikleri sonucayardımcı olmaz.
Hele hele ellere verirken talkını kendileri yutar
salkımı, durumunda olanlar açısından hiç akıl-
lıca bir tutum değildir bu tür davranışlar.
Bizler de medya olarak, soğukkanhlığa yar-
dımcı bir tutum içinde olabilsek ne kadar iyi ve
yarariı olur.
Milli Eğitim Bakanlığı
Vekil öğretmenlik
açıklaması bu ay
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Milli Eğitim
Bakanı Metin Bostancıoğ-
lu. veidl öğretmenlik için
yasaya birkaç madde ek-
lenmesi amacıyla tasan
hazırlandığını, aynntılı
duyurunun bu ay içinde
yapılacağını bildirdi.
Devlet memurlan sma-
vı (DMS) öncesinde kad-
ro açığını gidermek için 1
yıl süreyle vekil öğretmen
atamayı tasarlayan bakan-
lık, DMS'yi kazananları
da görevine devam ettire-
cek. Bostancıoğlu, öğret-
menlenn de Devlet Me-
murlan Yasasf nabağlı ol-
ması nedeniyle ÖSYM'ce
yapılacak sınava girmek
zorunda olduğuna dikkat
çektı.
Yazılı sınavı kazananla-
nn daha sonra Milli Eği-
tim Bakanlığı tarafından
yapılacak ve genel kültür
sorularından oluşacak
sözlü sınava bağlı tutula-
cağını anlatan Bostancı-
oğlu, "Bu vekil öğretmen-
ter 1 yıl süreyle görevyapa-
cak ve emsallerinin, yani
kadrolu öğretmenlerin
tüm haklarından vararia-
nacak. Devlet memurlan
sınavmı ve daha sonra ba-
kanlıkça yapılacak sözlü
sınavı kazânanadaylar,ve-
kil öğretmenlik statüsün-
den asliöğretmenlikstatii-
süne geçirilecek. Smavi ka-
zanamayanlann ise vekil
öğretmenlik görevi sona
erdikten sonra bakanhkla
bağı kopanlacak" dedı.
Bostancıoğlu, okullar-
daki norm kadrolan belir-
lemeye başlayan illerin
gereksinim duyduğu öğ-
retmen sayısınm da yakın-
da açıklanacağını söyledi.
Yeni smav sistemine
göre ilk defa öğretmen
olarak görevlendirilecek
adaylar, 21 Haziran - 5
Temmuztarihleri arasmda
ÖSYM il ve ilçe bürolan-
na başvuracaklar. Seçme
sınavmı kazanacak aday-
lar, Talim Terbiye Kuru-
lu'nca ilan edilen yükse-
köğretim kurumlanndan
lisans düzeyinde mezun
olma, gerekli pedagojik
formasyona sahip olma,
ilköğretim ya da lngilizce
öğretmenligi sertifıkasına
sahip olma koşullannı ta-
şıyacaklar.
Fethullahçılar sadece Orta Asya'daki Türk cumhuriyetlerinde değil, Avrupa'da da etkinlik sağlamaya çalışıyor
Gülen a'da da örgütHiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Fethullahçılann etkinliği, Batı Avrupa
ve Balkanlar'ı da kapsıyor. t
Fethullahçılann Türkiye'deki eğitim
örgütlenmesinde omurgayı Akyazılı
Vakfi oluşturuyor. Cemaatin Samsun,
Adana, Denizli, Nazilli. Kütahya. Er-
zincan, Van'daki özel okullan vakfın
önemli gelir kaynaklan.
Devlet kurumlannca elde edilen bil-
gilere göre, gnıbun Ortadoğu'da faali-
yet gösterdiği tek yer Kuzey Irak.
Kürt yöneticileri ve Irak Milli Türk-
men Partisi temsilcilen ile vanlan an-
laşmaya göre, Fezalar AŞ aracıhgıyla
1994 Kasım ayında Erbil'de "Özel Işık
Lisesi", 1996 yılmda "Nilüfer K E KO-
leji" ile birdil merkezi açıldı. Süleyma-
niye'de de "Selahattin Eyyübi Usesi"
kurma çalışmalan devam ediyor.
Milli Görüş'ün öncülük ettiği, Nak-
şibendi tarikatı mensuplan ile Süley-
mancılann Avrupa'da serbestçe örgüt-
lenebilme olanağı bulabildikleri, Gülen
grubunun ise daha çok Avrupa alanının
dışında, Ingiliz-Amerikan etkinliği al-
tındaki veya ilgi alamndaki bölgelerde
geliştiği gözleniyor.
Arnavutluk, gnıbun ılk yurtdışı açı-
lımını gerçekleştirdiği bölge. Tiran'da
1992 yılında açılan Mehmet Akıf kolej-
lerini, Turgut Özal llkokulu ve bir ÎHL
izledi. Grubun Romanya'Bükreş'te 1 li-
se ve ilkokulu, Köstence'de 1 lisesi fa-
al durumda. Zaman gazetesi, aylık pe-
riyodt ve 2 bin tirajla yayımlanıyor.
Gagoğuz Türklerinin bulunduğu
Moldova'ya büyük önem veriliyor.
Çandır-Lunga ile Kişinev'de birerokul
faaliyete geçirildi.
Bulgaristan'da Ufiık Ulvi Civelek'in
organizasyonunda sürdüriilen faaliyet-
ler kapsamında "Dunav-94" isimli bir
şirket aracıhgıyla "Şumnu, Ruscuk ve
Mestanlı"da 3 imam-hatip lisesi açıldı.
Cemaat tarafından kurulan "Balkanlar
Eğitim ve Kültür Vakfi"nın katkılany-
la da. "Bıügaristan Yüksek lslam Ens-
titüsü"nde söz sahibi olma yönünde
adımlar atıhyor.
Batı Avrupa'da Ingiltere, Almanya,
tsviçre, Belçika, Hollanda ve Danimar-
ka cemaat faaüyetlerinin temsilcilik dü-
zeyinde sürdürüldüğü ülkeler.
Ingiltere'de, diğerlerine oranla daha
fazla etkinlik kazanan cemaat faaliyet-
leri, tsa Saraç tarafından yürütülüyor.
Cemaat, Londrada 3 katlı bır hizmet
binasına sahip. Grubun tngilizce ya-
yımlanan tek yayını olan "Fountain"
isimli derginin de merkezi olan bina. bu
ülkeye çeşitli amaçlarla gönderilen ka-
mu görevlisi kişiler için, eğitim ve ko-
naklama merkezi olarak kullanılıyor.
Aynca, Londra'dabirbinanm 15mil-
yon pound'a satın alındığı ve özel okul
olarak açılmasının tasarlandığı öğrenil-
di. Almanya'daki çalışmalar ise Zaman
gazetesi temsilcisi olan ve zaman za-
man Halil Şimşek adını da kullanan Ali
H. Polat aracıhgıyla sürdürülüyor.
Kurulan "Burg AŞ" tarafından Mü-
nih'te bir dil merkezi, "Dost Yohı Der-
neği'' tarafından da Ausburg'da bir ana
okulu açıldı. Aynca. Hannover'de bilgi-
sayar, dil ve lise hazırlık kurslannın ve-
rildiği eğitim merkezi, Stuttgart'ta
"Türk Alman Akademisyenler BirtiğT
ve "Stuttgart tslam Din BirnğT isimli
kuruluşlar ile bir radyo istasyonu ve
hastane faaliyete geçirildi.
Zaman gazetesi, Almanya'da günlük
olarak 12 bin 500 tirajla yayımlanmak-
ta olup, bu ülkede basılan gazetenin
Hollanda (9 bin tiraj), Belçika, Fransa,
tsviçre ve Avusturya'da dağıtımı yapı-
lıyor. Grup, lsviçre/Zürih'tede "Hüda-
vendigâr Vakfi" bünyesinde çalışmala-
nnı sürdürüyor.
Belçika'da bir okul açılması için ça-
lışmalannı sürdüren grup. Danimar-
ka'da "Kopenhag AkademiBlerBirUğr
adı altmda bir yapılanma gerçekleştiri-
yor.
Gülen'in işveren kesimine yönelik
bir yapılanmasını da 1993 'te kurulan Iş
Hayatı Dayanışma Derneği (İŞHAD)
oluşturuyor. Grubun en büyük finans
şirketi olduğu iddia edilen Asya Finans
AŞ 22.10.1996 tarihmde 2 trilyon lira
sennaye ile Murat Ulus'un genel mü-
dürlüğünde kuruldu. O dönem 4 şube-
si vardı. Bu şirkette kunıcu ortaklann
adlan ve hisse paylan şöyle:
thsan Kalkavan (yüzde 10), Sadık P
şan (yüzde 10), Turgut Aydın (yüzd
7.5), O.FarukBerksan (yüzde 7.5), Nı
ci Altunbüken (yüzde 6.75), TahsinTı
koğlu (yüzde 5.55), A. Selçuk Berksa
(yüzde 5.55), M. Emin Hasıralar (yü;
de 5.55), A. Rıza Tannseven (yüzd
5.55), Mustafa Fırat (yüzde 5.55), Tı
cettin Neğiş (yüzde 5.55). Beyhan Nı
Idboğlu (yüzde 5.55), Cahit Şahin (yü;
de 5.55), Hüse>inDöğme(yüzde 5.55
M. Şevld Kavurmacı (yüzde 5), O. Gûı
büz Özkara (yüzde 3.25)
Bu kuruımın 1997 yılı başında bavı
ticareti olarak adlandınlan sektörle ilg
lenmek üzere "Ufuk Dış Tkaret'' aı
altında bir kuruluş oluşturduğu bilin
yor.
FethuUah Gülen'e bağlı olduğu idd
edilen diğer şirketlerden Işık Sigo
ta'nın kuruculan da şöyle:
Alaattin Pekmezci, Fazü Karamaı
Mustafa Kahraman. Mehmet Emin H
sırcılar. thsan Kalkavan, Nevzat Nas
roğlu, Ali Açfl, Ahmet Küçûkbat, AI
met Kurucan.
Ecevit, ılımlı tutumunu sürdürerek tarikatçılık ve 'sözde' raporla ilgili açıklamalar yaptı
'Takıyye içtenöğe dönüşebilir'ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Bülent
Ecevit, Türkiyeye tarikatçılı-
ğm veya dinsel akımlann si-
yasallaşmasını yadırgamadı-
ğını, takıyye yaparak da olsa
laikliği benimseyen dinsel
topluluklann laik rejim kar-
şıtlanyla aynı cepheye itilme-
mesi gerektiğinı söyledi. Ece-
vit, grupta yaptığı konuşma-
nın devamında ise "Laik de-
mokratikcumhuriyeti yıkma-
yı amaçlayan veya bölücü
akımlara destek olan dinsel
akımlar da var" göriişünü di-
le geürdi.
FethuUah Gülen kasetleny-
le başlayan tartışmalar süre-
cinde suskun kalan ve bu tav-
n Güleh'i u
kollanun
olarak
yorumlanan Ecevit, dünkü
grup toplaritısmda ağırlıklı
olarak bu tartışmalar üzenn-
de durdır. Ecevit'in açıklama-
lan ana başlıklanyla şöyle:
TSK'ye yönelik kışkırtma-
lar: Laıklikle, tarikatlarla ve-
ya değişikdinsel akımlarla il-
gili tartışmalar, kışkırtmalar ve huzur-
suzluklar son günlerde Türkiye'nin gün-
deminde ağırlıklı yer tutuyor. Kışkırt-
malann en ileri ölçüye varanı TSK'ye
yöneltilen bir uydurma iddia idi. Güya,
TSK'ce tslama ve peygamberimize ha-
karetler içeren bir rapor hazırlanıp ilgi-
li devlet kurumlanna iletimıiş. Bu iddi-
anın gerçekle ilgisi bulunmadığı açık-
landı. Fakat kesin açıklamalara karşın,
laiklik karşıtı bazı çevreler asılsız iddi-
ayı. inatla ve günlerce yaymaya uğraştı-
lar.
Dünyada tarikafianTarikatçılık diye
tanımlanan dinsel akımlar son zamanlar-
da bütün dünyada etkinliklerini arttın-
yorlar. Bazılannın etkinlikleri kimı ge-
İişmiş ülkelerde cinnet ve cinayet ölçü-
süne vanyor. Bazı Batılı ülkelerde, bu
akım,lann etkisiyle toplu intihar eylem-
leri, Japonya'da toplu cinayet eylemleri
ortaya çıktı. Aynı zamanda daha yurnu-
şak söylemli dinsel akımlar da dünyada
yaygınlaşıyor. "Scientolog)" adlı yeni
akım bunun güncel örneklerinden biri...
Özellikle ABD'de "evangetist" denen
gezici vaizlenn etkınlikleri ise artarak
Gülen'e
keskinleşiyor, hem de gele-
neksel niteliklerinden uzak-
laşıp gitgide siyasallaşıyor ve
laikliği tehdit ediyor.
Takıyye içtenliğe dönüşebi-
lir: Dinsel akımlann hepsı la-
ikliğe karşı görünmüyor...
Veya bazılan belki takıyye
yaparak, laikliğe karşı açık ta-
vır almaktan kaçınıyor. Ama
kimi dinsel akımlann takıyye
yapma geregini duymalan bi-
le, ülkemizde büyük halk ço-
ğunluğunun laikliğe sahip
çıktığını gösterir.
Takıyye giderek içtenliğe
de dönüşebilir. Yeter ki laik-
liği gerçekte benimseyen ve-
ya takıyye yaparak da olsa be-
nimsermiş gibi görünen din-
sel topluluklar, laik demokra-
tik rejimi yıkmak için açıktan
uğraş veren topluluklarla bir
safa, bır cepheye ve dayanış-
maya itelenmesinler. Bunu
önlemenin başta gelen koşu-
lu, devletin laikliği, demokra-
** h u k u k
karşı özenli tutumuyla dikkat çeken DSP Bderi Bülent Ecevh, ıhmh tutumunu sûrdürüyoı: ^ ^ f
dan sapmaksızın ve dındarla-
sürüyor. Bu oluşumlar, yalnız devletle- var. Ülkemizdeki tarikatlar arasmda, nn duygulannı incitmeksizin koruyup,
ABD'de olduğu gibi ekonomik etkinlik-ri ve siyasetçileri değil, yalnız ilahiyat-
çılan, teologlan da değil, sosyploji, psi-
koloji ve sosyal psikoloji uzmanlannı
da ilgilendirmesi gereken bir sorun. Bel-
li ki, hızlı değişim ve hızlı modernleş-
me, giderek artan ölçüde manevi boşluk
duygusuna, ruhsal bunalımlara, toplum-
lerle büyük kazançlar elde edenler de
var. "Modernkşme" perdesi altında ah-
lak dışı yaşam biçimlerine özenenler
böyle akımlan, bilmeden büsbütün kö-
rüklüyor.
Örneğin kimi topluni kesimlerinde
• Laiklikle, tarikatlarla veya değişik dinsel akımlarfa
ilgili tartışmalar, kışkırtmalar ve huzursuzlukların son
günlerde Türkiye'nin gündeminde ağırlıklı yer
tuttuğunu belirten Başbakan Ecevit, kimsenin devleti
ele geçiremeyeceğini söyledi.
sal sonınlara ve tepkilere yol açıyor.
Türkiye'de tarikatlar: Böylesi bir
dünyada ve çağda, Türkiye'de tarikatçı-
lığın veya değişik terimkrle tanımlanan
dinsel akımlann yaygınlaşmasını yadır-
gamamak gerekir. Neyse ki, bizde top-
lu cinayetleri veya intiharlan teşvik eden
akımlar yok. Ama laik demokratik cum-
huriyeti yıkmayı amaçlayan veya bölü-
cü akımlara destek olan dinsel akımlar
aşın ölçülere \aran açılıp saçılma. baş-
ka kimi toplum kesimlerinde aşın ör-
tünme eğilimlerine yol açıyor. Başörtü-
sünü laiklik karşın bir siyasal simgeye
dönüştürmek isteyenler de ellerine ge-
çen bu fırsatı tepe tepe kullamyor. Ha-
berciliği, paparazziliğe dönüştüren ki-
mi yayın organlan ise bu etki-tepki sü-
recini büsbütün tırmandmyor. Sonuç
olarak, ülkemizde kimi tarikatlar hem
kökleştirmesidir.
Hükümet özenli: DSP'nin kaüldığı
veya kurduğu hükümet dönemlerinde
buna özen gösterildi. Kadük olan irrica-
ya karşı önlem tasanlan 57. aükümetçe
yeniden TBMM'ye sunuldu. 28 Şubat
1999'la 23 Haziran 1999 arasında, 700
özel vakıf ve öğrenci yurdu Milli Eğitim
Bakanlığı' na bağlandı. Yine bu dört ay-
lık süre içinde özel öğretim kurumlann-
dan 50'si sürekli, 197'si geçici olarak ka-
patıldı, Özel camiler Diyanet tşleri Teş-
kilatı'na bağlanmaya başladı. Kamu ku-
ruluşlannda ve okul ve üniversitelerde,
devletin giyim-kuşam kurallanna uyul-
masını sağlayıcı önlemler kararhlıkla
uygulanıyor. Aynca, 56. hükümet döne-
minde çıkanlan kararnamelerle kamu
kuruluşlannda partizanlığa, kayırmacı-
lığa ve kadrolaşmaya karşı etkili önlem-
ler getirildi. Kimse kaygı ve kuşku duy-
masın. Bu önlemler, bu uygulamalar ve
bu kararlılık sürdükçe dinsel veya siya-
sal amaçh hiçbir topluluk veya kuruluş,
devleti ele geçirme firsatını bulamaya-
caktır.
Özel öğretim kurumları
Dinci okula
ilk denetimde
kapatma
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -M
li Eğitim Bakanlığı, Özel Öğretim K
rumlan Yönetmeliği'ni, açıktan veya gi
li köktendincilik yapan okullan hemı
kapatma olanağı tamyacak şekilde değı
tiriyor.
Yönetmelik değişikliğinden sonra kî
ma eğitim yapmayan özel okullara iz
verilmeyecek, ideolojik simge adlar kı
lanılmayacak.
Milli Eğitim Bakanhğf na Bağlı Ö2
Öğretim Kurumlan Yönetmeliği'nde 02
okul açma koşullannın ağırlaştınlması
öngören hazırhklar tamamlanma aşam
sına geldi. Yönetmelik. Bakanlar Kuru
tarafından onaylandıktan sonra Resmi G
zete'de yayımlanarak yûrürlü^e girecel
8 yıllık temel eğitim yasasınn^ardı
dan İaz ve erkek öğrenciler için ayn Vkı
lar açan, kütüphanelerini Talim Tsd?
Kurulu'nun onaylamadığı kitaplarla dc
duran tarikat okullanna karşı kökten &
lem almak isteyen bakanlık, denetimi y
ğunlaştırmak üzere yönetmelikte bir di
değişiklik yaptı.
Denetimleri sıklaştırmakûzere okul k
patma koşullan kolaylaştınlıyor.
Yönetmelikle getirilen değişiklik]
şöyle:
- Özet okuflarda eğitim diü Türkçe ol
cak.
- Türkçeye sahip çıkmak üzere ö;
okul, kurs ve dershanelerin yabancı ad
unvan kullanmalan yasaklanacak.
- Herhangi bir ideolojiyi çağnsüran siı
ge ve ad kullanüamayacak.
- llanlar bakanlık tarafından denetU
dikten sonra gazetelerde çıkabilecc
Böylece türbanlı resimlerle verilen ol
ilanlannın önüne geçılecek.
- Kadcmeli kapatma ve lanama ceza
n kaldırüacak. Milli eğitimin amaçlanı
Atatürk Uke ve devrimlerine aykın eğJt
yapbğı saptanan. kütüphanelerinde la
lik karşıtı kitaplar bulunduran okul, kı
ve dershaneler hemen tasfiye edilerek, e
tim-öğretimine son veruecek.Buradakii
retmen ve müdüriere işten el çektirme >
zası uygulanacak.
- Teftişler sırasında bilirkişi de kulla
labilecek.
Abdullah Çatlı'nın şirketine çıkar sağlamakla suçlanan 6 BOTAŞ yöneticisinin cezalandınlması isteniyc
Çamur ihalesindeki yolsvızlıık yargı önündc
ANKARA (AA) - BOTAŞ Ceyhan
Bölge Müdürlüğü'ndeki ham petrol
tanklannm tabanlannda biriken çamu-
run çıkanlması için düzenlenen ihale-
yi, Susurluk kazasında ölen Abdullah
Çath'nm yönetim kurulu üyesi olduğu
Baysa AŞ fırmasına, ihale yönetmeli-
ğine ve gümrük mevzuatına aykm şe-
kilde vererek görevlerini kötüye kul-
landıklan gerekçesiyle BOTAŞ üst dü-
zey yöneticisi 6 sanığın yargılanması-
na başlandı.
Ankara 9. Asliye Ceza Mahkeme-
si'nde bugün görülen davanın ilk du-
ruşmasına, sanıklar Ali Kaya Özel, Ke-
rim Ünal, Mehmet Fatih Şen, Teoman
Alta, Ufuk Alkan ve Tank Boynueğri ile
avukatlan katıldı.
Sanıklar, kimlik tespitlerinin yapıl-
ması ve iddianamenin okunmasının
ardından savxınmalannı yaptı. Sanık
Ünal, ihalede Mehmet Özbay ve Ha-
hık Kırcrnın adlannın geçtiğini bil-
mediğini öne sûrerek ihalenin açık art-
tırmayla sözlü olarak yapıldığını söy-
ledi.
thaleden önce referans olarak şirket-
lerden Güney Makina'nm 20 dolar,
Abak Komandit'in 10 dolar ve Baysa
AŞ'ninde 17 dolar verdiğini anlatan sa-
nık Ünal, yapılan ihalede, şirketlere fi-
yatlan arttınp arttırmayacağmı sorduk-
• BOTAŞ'ın petrol tanklannm tabanlannda biriken çamurun çıkanlması ihalesini,
yönetmeliğe aykın şekilde Abdullah Çatlı'nın yönetim kurulu üyesi olduğu Baysa AŞ'ye,
vererek görevlerini kötüye kullandıklan gerekçesiyle 6 sanığın yargılanmasına başlandı.
lanm, onlann da sözleşmenin ağu- şart-
lar taşıdığmı söylediklerini belirtti.
Yargıç Mehmet Büyükbaş, sanık Ü-
nal'ın, çamurun çıkanlması ve ihale işi-
ni anlatırken "Çamur bizim
değil, Irak'ın mah değB" demesi üze-
rine, "Devletin mah değil de siz angar-
ya mı yapıyorsunuz?" dedı.
Sanık Alkan, ihaleye katılanlann teh-
dit edildiklerini duymadığmı. ihaleye
katılanlan, sadece ihale günü gördüğü-
nü ifade ederek ihaleyi en çok fiyat ve-
ren kişiye verdöderini söyledi.
Sanık Alta da ihaleye katılan firma-
lardan birinin sorumlusu Şemsettin Ü-
H • ^B
• v
--. IU\ L
U ^ /jH Mezunfyetsevinci
K a S İ j l l N İstanbulTeknikÜıüverstesi
» s H P L TM (ITU)MalaneFakultesrnın
P ^ İ j H ^ J makine mühendisöği
K T^BHHİjH bölünıünden 1998-99 döneminde
K L J B H B
mezaa
obn 144. tekstil
V f f ' ^ I ^ B tnühendisliği bolümünden mezun
ı ^ B ü P İ K oiaa
^ öğrociyc diptomalan
I ^ İ R & B İ törenfe verfldi. Fakühenin
Yj^ES^ ' Gümüşsuyu'ndaki kampusunda
H H ^ H düzentenen torende konuşan tTÜ
^ ^ ^ ^ ^ ^ H Rektörii Prof. Dr. Gülsün
^ ^ H j ^ ^ ^ H Sağlamer, mezun olan
^ ^ V ^ ^ I H öğrencifcrden üretecekfcri yeni
^^M j ^ ^ projekrkrrtî'yü sürekli
^ ^ p ^ ^ ^ yenikmelerini istedL (Fotoğraf:
• K J H L J YUSUFZIYAAY)
kay'ın, ihale öncesinde sanık Ünal
odasında kendilerine, ihaleye gim
mesi yönünde baskıda bulunulduğı
söylediğini belirtti.
thale öncesi ve sonrasında Mehı
Özbay ve Haluk Kırcı ile herhangi
ilgilerinin bulunmadığını belirten
mk Şen, toplam 220 bin ton çamur i
ihale yapıldığını ve işin tamamlam
dığını belirtti. Şen, haîen 6-7 bin ton
munın bulunduğunu ifade etti.
Sanık Özel de suçlamalan kabul
meyerek duruşmalardan vareste tu
masmı istedi.
Sanık avukatı BülentAcar, ihale c
yasmm istenmesini talep etti. Cum
riyet Savcısı, dava konusu petrolün
ğerinin bulunup bulunmadığının, (
TÜ'den uzman bir heyete sorubna
istedi.
Yargıç Büyükbaş, dava konusu
rolün değerinin bulunup bulunmad
nın belirlenmesi için ODTÜ ve V
RAŞ'tan uzman bir heyetin belir
mesine, Ankara DGM'ye yazı yaj
rak BOTAŞ ile ilgili herhangi bir so
turma ya da dava dosyası ile takip
lik karan bulunup bulunmadığınır
rulmasma, varsa istenmesine ve du
maya katılan-sanıklann duruşmalaı
vareste tutufmasına karar vererek
ruşmayı erteledi.