18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 1999 SALI 14 KULTUR [email protected] SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL Devlet Tîyatroları'nda 50. yû oyunlarıDevlet Ti\ atrolan 50 yılı geride bırak- tı. 'DevletTiyatroveOperası'nmKuru- ItışunaDairKanun' lOHaziran 1949'ta sunulmuştu. Kanunun sunulduğutarih- ten tam elli yıl sonra. geçen 10 Haziran'da Devlet Tiyatrolan' nın 1999-2000 tiyat- ro döneminde sahneleyeceği yapıtlardan ' 'ilk tur oyunlan'nı oluşturacak olanlar T ' bır basın toplantısıyla açıklandı. Bir kutlama töreni değıldi yapılan. Yine de duygulandıncı... Tlk 'DevletTV- ' yatro ve Operası' genel müdürü Muh- sin Ertuğrurun oyunculuk dönemine yetişememiş. ama sahnelediği oyunla- nn bir bölümünü izletne şansına ulaş- mıştım. Oysa son genel müdürü Lemi Bigin'ın ilk başrolünü bile anımsıyorum. Günümüzde on iki ayn ilde hizmet ver- mekte olan Devlet Tiyatrolan'nın pek , çok ildekı müdür ve müdüryardımcıla- fc nnı ise üniversite öğrencisi olduklan ' yıllardan bu yana tanıyorum. Bir za- manlar on yedi yaşlannın coşkusuyla yaşamı ve sanatı öğrenmeye çabalayan genç kızlar ve delıkanhlar, artık yetkı ve sonımluluk sahıbı bırer yönetici... Son 75 yıl, son 50 yıl içinde tiyatroya veri- len emek boşa gıtmemiş demek. Devlet Tiyatrolan belgeseü Devlet Tiyatrolan'nın 50 yılı, Can Dündar'ın hazırlamakta olduğu Devlet Tiyatrolan belgeseliyle TV ekranmda görsel ve işitsel olarak da değerlendiri- lecek. Bugüne dek tiyatro adına yapılan- lar -birkaç kitap ve tiyatro dergilerinde yer alatı bırkaç özel sayı dışında- suya yazılmış yazılar gibi akıp gitti. Sararma- ya yüz tutm'uş \ e sayıca eksilmiş fotoğ- raflar. çok da özenli olduğunu söyleye- meyeceğım televizyon çekimleriyle bel- gelenmiş bölük pörçük anlar, gazete ve dergi sayfalan arasında uyuyan eleştiri yazılan var bır de. Bütün bu kalanlan degerlendirebilmek için başka projeler de kotarmak gereklı. Devlet Tiyatrola- n'nın 50. yılı bu tür çalışmalara başla- mak içın iyi bır fırsat. İlk tur oyunlannın açıklanmasından bir hafta sonra, TBMM'de Kültür Ba- kanlığı bütçesi tartışılırken Fazılet Par- tili milletvekilleri yalnız kültürümüzün dışında kaldığını söyledikkn opera ve bale bağlamında değil, 'tiyatro' bağla- mında da 'çıkış' yapttlar. Özellikle de Devlet Tiyatrolan'nı 'şikâyet' ettiler. Eleştiriler, tiyatro oyunu seçimlerinın denetlenmesi. yalnızca Türk kültürünü yücelten. (sanki Türk insanı insanlığın bir parçası değilmiş gibi) Türk seyirci- sine yakın düşen oyunlann sahnelen- 1) Erhan Bener, 2) Aziz Nesin, 3) Haldun Taner, 4) Bflgesu Erenus, 5) Türhan Selçuk, 6) Oğuz Atay. mesi yönündeydi. Kültür Bakanı tstemihan Talay'ın, dogru dürüst incelemelere dayandmlma- mış, genellikle binde bir izlenen oyun- lardan, çoğunlukla da 'duyum'lardan kaynaklanan bu eleştiriler karşısında yaptıgı açıklama. her bir eleştiriye ay- nntılı bir yanıt oluşturmamakla birlik- te, ilkesel açıdan doğrulan içeriyordu. Siyasilerin öngördüğü ya da yadsıdı- ğı tüiden oyunlar gibi bir sınıflama doğ- rultusunda da oyun seçimi yapılamaya- cağı bilinen bir gerçektir. (Yapılırsa, sa- natın özgürlüğünden söz edilemez.) Kal- dı ki sahne otayı içinde yer alan 'çanş- ma' farklı siyasal görüşleri savunan fark- lı siyasi görüş açılannca farklı yorum- lanacaktır. Söz gelimi, köktendinciliği, devlet içindeki çeteleri, ekonomi bağlamında oynanan oyunlan, iktidarhırsı uğruna hal- kj aldatanlan işleyen (hem 'bizdeıT hem yabancı) yapıtlar siyasi partilerimızce farklı biçimlerde değerlendirilecek, so- nuç olarak da kimi bakış açılanna göre 'alkışa değer' bulunurken kimileri tara- findan yerilecektir. Dolaylsıyla da, çok iyi biliyoruz kı, işe siyaset bulaştınldı mı, bizim kültüriimüzü yansıtan bizim yazarlannuz arasında da aynm yapılma- ya başlanacaktır. Amaçlara uygun seçim Devlet Tiyatrolan'mn ilk tur oyunla- nnın son derece dikkatle ve kurumun ku- ruluş amaçlanna uygun olarak seçildi- ği görülüyor. Açıklanan yirmı üç oyun- dan on dördü yerli yapıtlar arasından seçilmiş. Bu yapıtlar arasında şeref kö- şesine, Devlet Tiyatro ve Operasf run 1949/50 döneminde sahnelenen ilk ti- yatro yapıtı olan Cevat Fehmi Başkut' un 'Küçük ŞehSr'ı yerleştinlmiş. Ergün Uçucu'nun yerli oyunlan sergilemede- ki hünerli kıvrakhğının çekıci kılacağı- nı bildiğim bu Ankara yapımını merak- la bekliyorum. Adana'da, bir başka çağdaş klasik, Musahipzade Celal'in 'Pazartesi Per- şembe'si yer alıyor. Ayşenil Şamhoğ- lu'nun sahneleyeceği bu çalışmada. Os- manlı bürokrasisindeki yozlaşmanın bu- günün sorunlanyla örtüşüp örtüşmedi- ğıni göreceğız. SWas"ta Rahmi Dilli- gD' in Hüseyin RahmiGürpmar"dan uyar- ladığı ve Ferdi Merter'in sahneleyece- ği bir başka Türk klasiği, 'Şıpsevdi', Er- Avrupa ve Akdeniz Genç Sanatçılar Bienali Komitesi'ne Sabancı Universitesi seçildi Sanatta'Akdenizliük'tenevrenselliğeKültür Servisi - Roma. geçen günlerde. plastik sanatlardan mü- ziğe, tiyatrodan grafik ve diğer görsel sanatlara uzanan genış bir etkinlik yelpazesine ev sahipliği yaptı. Akdeniz'e kıyısı olan ülke- lerden genç sanatçılann katıldığı 9. Avrupa ve Akdeniz Genç Sanat- çılar Bıenalı'ne, Sabancı Üniver- sitesı'nin desteğiyle. Türkiye'den EserSeten,MürüvvetTürkyllnıaz ve Z. Zeren Göktan ile Gökçe Ak- çelik, Selçuk Artut, Orçun Baş- türk ve Barkın Engin'den oluşan Replikas müzik topluluğu katil- dı. Bu yıl bienal komitesinin üye- liğine seçilen Sabancı Universi- tesi. bu etkinlikte resmi olarak Türkiye'yi temsil etti. Roma Beledıyesi tarafından 29 Mayıs - 22 Haziran tanhleri ara- sında düzenlenen 9. Avrupa ve Akdeniz Genç Sanatçılar Biena- li 'ne bu yıl tspanya. Fransa, Ital- ya, Portekiz. Cezayir, Bosna, Kıb- ns, Hırvatistan, Malta, Fas, Yu- goslavya gibi Akdeniz'e kıyısı olan 25 ülkeden 1000'i aşkın sa- natçı katıldı. Sabancı Üniversite- si Sanat ve Sosyal Bilimler Fakül- tesi Öğretim Üyesi SeBm BirseL genç sanatçılanmızın çalışmalan- nın Roma'da büyük ilgiyle karşı- landığını belirtıyor. Birsel, bienal izlenımlerinı anlattı: -Bienalde Türkiye'\i resmi ola- rak Sabancı Üniversitesi temsil et- ti. Bu kaülım nasıl gerçekleşti? - Bienahn ilk yıllık toplantısı şubat ayında Atina'da gerçekleş- ti. Burada Sabancı Üniversitesı olarak resmi üyelik başvurumuz sonucunda, bienalde Türkiye'nin resmi temsilcisi olarak seçildık. Cyelikle birlikte. oy verme ve ka- rarlara katılma hakkımız doğmus, oldu. Bienal, geçen günlerde alı- loma'da gerçekleştirilen 9. Avrupa ve Akdeniz Genç Sanatçılar Bienali'ne katılan genç sanatçılanmızın çalışmalan büyük ilgi gördü. Bu yıl bienal komitesi üyeliğine seçilen Sabancı Universitesi, etkinlikte resmi olarak Türkiye'yi temsil etti. nan bir kararla, Avrupa Toplulu- ğu bünyesınde resmi bir dernek haline dönüştürüldü. Çok yakuı- da Brüksel'de resmi merkez büro- su açılıyor. - BienaLvideo art'tan tiyatroya, müziktcn plastik sanatlara, disip- linler arası niteliği>ledikkat çeken bir sanat etkinliği oldu. Genel ola- rak. Türkiye'den gjden işlere ilgi ne düzeydeydi? - Bıenale Türkiye'den ilk kez birkatılım gerçekleşti. Plastik sa- natlar alamndan sanatçılanmız ve Replikas ortak bir noktada bulu- şuyordu: Türkiye topraklan üze- rir»de yaşamaktan kaynaklanan iş- ler üretmek. Gelen tepkiler çok olumluydu, özellikle yabancı ba- sının ilgisini çektiler. Bir Fransız müzik eleştirmeni, hayatmda ilk kez Türkiye'den bir rock toplulu- ğu dinlediğini ve çok beğendiği- ni söyledi. Folklorikolma tehlikesi - Sanatçılannuzın işlerinin yerel- Bkten çok, evrensel niteükkr taşı- dığuıı görü voruz- - Plastik sanatlarda çalışırken şöyle bır tehlike vardır: Kendi ül- kemin kültüründen esinlenen bir şeyler yapayım derken, folklorik olma gibi tehlikeli bir yola sapı- labilir. Sanatçılanmız, nasıl bir coğrafyada yaşadıklannın bilin- cindeler. ama folklora düşme teh- likesinin de farkındalar. Kilım, ha- lı, çanak çömlek sergisi götürme- diler Roma'ya. Yalnızplastik alan- dan sanatçılanmız değil, Repli- kas da kendine özgü tınısı. çizgi- siyle dikkat çeken bir grup oldu. - Bienali. katılan işkr ve izleyici açısından nasıl buldunuz? İzleyi- rinin ilgisi hangi sanat disiptinle- rine yönehnişti? - Sergiler ve özellikle görsel sa- natlarla ilgili her etkinlik büyük il- gi gördü. Bienalde 1000'i aşkın sa- natçı vardı. Organizasyon olarak oldukça büyük bir etkinlikle kar- şılaştık. Bienalin anamekânı. da- ha sonra bir üniversiteye dönüştü- rülecek olan eski bir mezbahaydı. Her gün, Akdeniz'in değişik bölgelerinden değişik topluluklar geldi bienale. Romalı yerel halk. etkinlikleri ilgiyle izledi. ama te- mel kitle genç izleyicilerden olu- Komisyon Efes Tiyatrosu'nun korunması için bugün toplanacak 4 Restorasyon göreceli emniyet ANKAR\(CumhuriyetBürosu)-24bin kişilik kapasitesiyle antik dünyanm en bü- yük tiyatrosu olan Efes'in konmmaa ve ona- nmı yönünde çalışması amacıyla kurulan komisyon ilk toplantısını bugün yapacak. tzmir Selçuk'tabulunan Efes Tiyatrosu'nun onanm ve sağlamlaştınlması çahşmalan- nı, 1993 yılında Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlügü'nün istemi doğrultusunda Avusturya Arkeoloji Ensti- tüsü üstlendi. 5 yıl süren proje ile tiyatrodaki tehlike oluşturanbölümler saglamlaştınldı. Kültür Bakanı tstemihan Talay'nı geçen yıl tiyat- ronun onanmı konusunun da ele ahnması- nı istemesi üzerine yürütülen çalışmalar kapsamında 29 Ocak 1999'da Viyana'da resmi bir toplantı gerçekleştirildi. Toplan- tıda, projeyle öngörülenlerin yerine getiril- diğine işaret ediidi. Toplantıda,tiyatro için son yıllarda yapılan restorasyon çahşma- lannm göreceli bir emniyet sağladığı. an- cak sahne btnası ve üst sıralardaki problem- lerin çözülemediği belirtildi. Toplantıda, tiyatronun korunmasına yö- nelik öneri sunacak bir komisyon kurulma- sı da kararlaştınldı. Buna göre komisyon Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Kenan Yiırttagül. Efes Selçuk Müzesi Müdürü Sc- lahattin Erdemgil ve Efes Kaziîan Başka- nı Prof. Dr. Fritz Krinzinger'in yanı sıra il- gili yetkililerden oluştu. Komisyon ilk top- lantısını 1 Temmuz'a dek Efes'te yapacak. Çeşitli ülkelerden çok sayıda uzmanın da katılacağı toplantıda tiyatro için gelecekte yapılması gereken çalışnıalarbelirlenecek. şuyordu. Bienal mekânının önün- deki Vespa ve mobılet ordusundan da, izleyici katıhmmın yoğun ol- duğu belliydi. Bienal; Ürdün, Mı- sır, Tunus gibi ülkelerin çağdaş sanat üreümine tanık olma fırsa- tını da sundu. Çok genç sanatçı- lann çok güzel işlenni izledik. -Türkh'eiiçağdaş sanatçılar, ba- n örnekler dışında, bugüne dek uluslararası sanat platformunda yeterince >er alamadı. Bu biena- lin, özelükk genç sanatçüanmızâ uluslararası sanatortamının kapı- lannı a^ması dolayısıyla büyük önemi var kuşkusuz. Böyle bir et- IdnMği, uzun vadede tstanbul'a ta- şımak mümkün mü? - Bu. uzun vadeli bir proje. bi- enal komıtesi, olimpiyat komite- si gibi işliyor. Komiteye her ülke- den birden fazla kent katılabili- yor. En geniş katılım, 15-16 şehir ile îtalya'dan sağlanıyor. Oylama- larda da halyan tarafi baskin çıkı- yor. Bienal öncesinde gerçekleş- tirilen bir konferansta bienalin, konferans, workshop ayağının Is- tanbul'a taşınması da gündeme geldi. Bu kapsamda, genç sanat- çılarla bir workshop düzenleme- yi düşünüyoruz. Bu toplantılar, çok büyük bir olasılıkla, 2001 'de- ki Saraybosna Bienali öncesinde, Istanbul'da gerçekleştirilecek. Bi- liyorsunuz, Sabancı Üniversitesi Ekim 1999'da açılıyor. Bu etkin- likler kapsamında üniversite ola- rak, genç sanatçılarla düzenlene- cek bir vvorkshop düşüncesi üze- rinde duruyoruz. zurum'da ise Tank Buğra'nın ünlü ya- pıtı 'tbiş'in Rüyası', Serhat Nalbantoğ- lu'nun sahne düzeniyle sunulacak. Konya'da, Haldun Taner'in, tiyatro- muzda çığır açmış müzikli oyunu 'Ke- şanlı AMDestanj'. Selçuk Yöntem'in yo- rumuyla sahnelenecek. Trabzon'da ise en az Keşanlı .41i' kadar ünlü'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz" sunuluyor. .\riz Ne- sin'in bu ölümsüz 'müzikli' oyununu AH Düşenkalkar sahneliyor. Bır başka müzikli oyun da Bursa'da Raik Abuaçık tarafindan sahnelenecek olan. Ülkü Ay- vaz'm 'KüJhanbeyiOperasT. Antalya'da E ^ Aydan'ın rejisiyle sunulacak olan 'Abdüİcanbaz'ı ise TurhanSeJçuk'tan Ül- kü Ayvaz uyarlamış. Ankara'da Rüştü AsvakOğuz Atay'ın tek oyunu 'Oyunlarla Yaşayanlar'ı sah- nelerken Diyarbakır'da Erhan Bener'in 'Şahmeran'ını Coşkun Irmakyorumlu- yor. tlk kez sahneye çıkanlan yerlı oyun- lar arasında lstanbul'da Metin Bilgen ta- rafından sahnelenen, Bilgesu Erenus'un 'Kırmızı Karaağaç'ı. Van'da Zafer Ka- raokav'ın sahneleyeceği, Erhan Gökgü- cü'nün (yerli bır 'Romeo ve Jühet' tadı taşıyan) Ramazan'la Cülide'si, Ozan Sanlı Şentürk'ün, Ozan Yıklırun tara- fından sahneye aktanlacak olan 'Ma- sauarla Yeniden'. Ashhanİ nlü'nün An- talya'da Sönmez Ataso> rejisiyle sunu- lacak olan 'Othello'mın Ölümü' oyun- lan var. 50. yılda parlak başlangıç Pek çoğunda Osmanlı dönemınin renk- lerinin ve seslerinin bugüne 'uyan' ta- şıdığı, günümüzün sorunlanna ışık ru- tan, 'masal'dan 'gerçeğe' ulaşan. bozuk düzeni çoğunlukla gülünçleme yoluyla taşlayan; banşa, hakça bir yaşama dü- zenine, insanca ilişkilere. pisliklerden annmış bir dünyaya özlem duyan oyun- lar hepsi de. Çoğu Türk seyircisine yıl- lar önce mal olmuş sağlam yapıtlar. Ço- ğu mideye 'gülle gjbi' oturan... Tiyatro başka türlü olmaz ki... Yabancı oyunlar arasında ise en çok merak ettiğim, Işıl Kasapoğlu'nun yo- rumuyla Ankara'da sahneye çıkanlacak olan, Shakespeare ın 'III. Rkhard'ı İk- tidar hırsının ve siyasi erke ulaşma yo- lunda uygulanan Makyevelist taktıkle- rin/kişilik özelliklerinin kusursuz bi- çimde sergilendiği bu yapıt bize çok 'tanıdık' gelecek gibi görünüyor. Shakespeare'den, Semih Sergen'in sahneledigi 'Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyasa' ile Diyarbakır da pay alıyor. Dı- yarbakır seyircisi Shakespeare'den ne anlar diye düşünenler, ya- nıldıklannı kabul etsinler. Diyarbakır seyircısınin bağ- rına basacağı. dördüncü Shakespeare oyunu bu. Yabancı oyunlar arasında Lorca'nın ünlü köy traje- dilerinden biri olan 'Kanh Düğün' tstanbul'da Mahir Günşiray'ın rejisiyle yer alı- yor. Friedrich Dürren- mattın ünlü Büyük Ro- mulus' oyunu ise aynı ya- zann 'Uyarca' adlı oyunuy- la bir dolu ödül almış olan ŞakirGürzumar'ın Anka- ra'daki çalışması olacak. Daha önce Rutka> Aziz ta- rafından AST'ta sahnelen- mış olan Jose Santia Sinis- terra'nın ünlü •Carmela ve PaoBnası ise Bülent Annın sahneleyeceği bir tzmir ya- pımı olarak tasarlanmış. An- kara'da Bozkurt Kuruç'un yorumuyla sahnelenecek olan Arnold Wesker'in 'Ta- cir'i de ilgiyle beklenen oyunlardanbin. Shakespe- are'in 'Venedik Taciri'ne 'nazire' olarak yazıhruş, an- cak 'Yahudi'nın hakkını da veren, etnik farklılıklan 'in- sanlık potası'nda eriten bir oyun... Yücel Erten'in ilk turda iki çalışması görünüyor. tz- mir'de sahneleyeceği Aris- tofanes'in 'Banş'ı ile tstan- bul'da sahneleyeceği Brecht'in 'Arturo Ui'in Ön- lenebilir Tırmanışf. Er- ten'in daha önce de seyirci karşısma çıkarmış olduğu bu iki oyuna getireceği ye- ni yorumlar ilgiyle beİdenı- yor. Görülecek ki, bu yaban- cı oyunlann tümü de. Türk seyircisini yakından ilgı- lendiren. genel izleksel açı- dan ilk turdaki yerli oyun- larla da örtüşen yapıtlar. Ti- yatro, insanlar ve toplum- lar adına doğrulan savunur çünkü. tster bizim kültürü- müzün ürünü olsun ister bir başka kultürün. Tiyatro baş- ka türlü olamaz ki. Öyle sanıyorum ki yeter- li düzeyde sahnelendikle- rinde Türiaye düzeyinde bir tiyatro şöleni oluşabilecek. Yeter ki görevi üstlenen yö- netmenler, oyuncular ve di- ğer sanatçılar yeterince sı- kı tutsunlar işlenni, yete- rince gönül ve düşünce akıt- sınlar sahneye. Bu gerçek- leşirse Devlet Tiyatrola- n'nın ikinci 50 yılına par- lak bir başîangıç yaptığıru göreceğiz. Gayretiniz bol ola... YAZI ODASI SELİM İLERİ Sinemaya Damga Vuranlar llkgençliğim neredeyse sona ererken, sinema sa- natında asıl imzanın 'yönetmen' olduğunu ayırt edecektim. O vakte kadar, varsa artistler yoksa ar- tistler. Sinema oyuncusu, aktris, aktör falan denmez- di. Artist! Yeni Melek sinemasının fuayesinde ar- tistlerin büyük boy portreleri asılı dururdu. Holly- wood yıldızlan: Birbinnden görkemli güzel kadın- lar, birbirinden yakışıklı erkekler. Atillâ Dorsay son yapıtında yıldıziarın, beyaz- perdede boy göstermişlerin portrelerini çiziyor: 100 Yılın 150 Oyuncusu. Gerçek bir başyapıt oku- yorum. Ayrıca Remzi Kitabevi'nin her zamanki özenli basımını, o pırıl pırıl basılmış, harikulâde gü- zel siyah-beyaz fotoğraflan vurgulamak isterim. Atillâ Dorsay, yüzyılın sanatı sinemanın serüve- nine yüz yönetmen ve yüz filmi dile getirerek ko- yulmuştu. Yönetmenler, elbette artık biliyorum, imza sahipleri. Ne var ki çocukluktan kalma izle, galiba hâlâ az buçuk uzağımda yönetmenler. Ama filmler öyle mi?! Dorsay'ın kitabından, ör- nekse bir Cherbourg Şems/ye/eri'ni okurken, ye- niden görürgibi olmuştum fılmi, şarkılannı bile işit- miştim: Mon Amour, Je T'Aime... Atillâ Dorsay, yalnızca sinema eleştirmeni, sine- ma yazarı, sinema tarihçisi değil. Bunlar kadar, edebiyat tutkusunu sinema yazısına aktarabilmiş bir yazar. 100 Yılın 150 Oyuncusu'nu okurtcen, ya- zınsal sezginin bu portrelere derin anlam kattığını saptıyorsunuz. Zamandizinsel sıralamaya bağlı kalarak okumu- yorum kitabı. Her zamanki, bitmez tükenmez ar- tist hayranlığımla, sevdiğim oyunculardan başla- dım. Beyazperdede görür görmez büyülendiklerinv. Rrta Hayvvorth, Ava Gardner, Susan Hayvvard, Monica Vıtti, Jeanne Moreau, Joan Crawford; kadın oyuncular geçit töreni böyle sürüp giderken, benim için dünyanın en güzel kadını olan Gina Lollobrigida'nın sayfasını açayım dedim. Gina or- talarda yok. (Alacağı olsun Atillâ'nın!) Bu kez ister istemez önsöze döndüm ve Dorsay, önsözünde bazı oyunculan kitabına niye alamadığını zaten açıklamış... Gina içimde ukde, bunu saklamayacağım. Bu- nunla birlikte, öylesine bir Greta Garbo, Elizabeth Taylor, Brigitte Bardot kaleme getirilmiş ki, tadı- nı çıkara çıkara okudunuz mu, bütün sinema coş- kulannız da geri geliveriyor. Kâh Catherine Deneuve'le yine Saray sinema- sında, -haydi bizdegösterilirkenki adıylayazayım- Şerburg Şemsiyelerı'ndesiniz, kâh James De^ an'le Asi Hayaf'ta... Marion Brando, Burt Lan- cester... Yeni Melek sinemasının fuayesinde yıldızfotoğ- raflarına bakarken, hayaller kurardım. Bir gün mut- laka sinema oyuncusu olacaktım. Inanılır gibi değil, ama kendimi çok yakışıklı bu- luyordum, kimi gün Gary Cooper'dım, kimi gün Tyrone Power. Povver'a daha çok benzediğimi dü- şünüyordum, kahverengi gözlüyüm ya... Hatta, Hollyv/ood'a gidecektim. Neyse bu ha- yallerim çabuk geçti, söndü; unuttum. Fakat şim- di Atillâ Dorsay'ı okurken yine o günlere uğradım. Beyazperdede izlediğimiz bütün bu insanlann bi- linmeyen trajediteri, bize yansımamış kişisel sorun- lan, acılan, bunalımlan, boğunçlan yıldırtmadı be- ni. Ah keşke sinema yıldızı olsaydım... Demedim! Demedimse de, geçmişin rüyasından kınk bir se- vinç duydum... Yıldızlar büyüleyicidir. Hele bizden önceki kuşa- ğın ve bizim kuşağın yıldızlan. Bugün Lana Tur- ner yok artık. O yüzden Zehirii Hayat, Madame X gibi filmler de yok. Ben melodram hastasıyım, ol- dum bittim. Bu kıtap, sinema oyunculuğunu günümüze, gü- nümüzün bambaşka sinemasına getirirken, be- nim gibilerı de asla unutmuyor, melodramlann ve melodram yıldızlarının serüvenlerine alıp götürü- yor. Çağın sanatı sinemaya, oyunlarıyla hayat ve- renlerin portreleri. Onlan, hayatının bir anlamı sa- yabilmiş usta kalemden... Takvimde İz Bırakan: "Elimi alnına koymaktan başka bir şey gelmedi elimden." Oruç Aruoba. İle, Metis Yayınlan, 1999. Yeşim Ustaoğlu'nun filmi Varlety'nin ilk 10'unda • Kültür Servisi - Yeşim Ustaoğlu'nun yönettiği "Güneşe Yolculuk' fılmi, Variety dergisi sinema eleştirmenleri tarafından yılın en iyi 10 Avrupa filminden biri seçildi. Variety eleştirrnenlerinin "Europe Now' ismini verdıkleri seçkide Güneşe Yolculuk dışında Catherine Corsini'nin 'The New Eve' (Fransa), Peter Kahane'ın 'To the Honzon and Beyond' (Almanya). Julio Medem'in 'Lovers of the Arctıc Circle' (İspanya). Simon Shore'un 'Get Real' (tngiltere), Genevıeve Jolliffe'nin 'Urban Ghost Story' (lngiltere), Alex Van Warmerdam'ın 'Little Tony' (Hollanda), Torben Skjodt Jensen'in 'The Man Who Would Live Forever" (Danimarka), Benoit Mariage'ın 'The Carriers are Waiting' (Belçika) ve Claude Miller'in 'Class Trip' (Fransa) isimli filmleri yer alıyor Bamş bmir Antik liyatro'da • Kültür Servisi - Aristophanes'in ünlü oyunu Banş. Uluslararası Izmir Sanat Festivali kapsamında bugün saat 21.30'da Celcius Kitaplığı'nda sahnelenecek. Yücel Erten'in uyarlayıp yönettiği oyunun dekor-kostümü Tayfun Çelebi. ışık tasanmı Kemal Görgün. müziği Cem tldiz tarafvnda hazırlandı. Oyunun dans düzeni ise Salima Sökmen ile Suna Çubukçu'ya ait. BUGÜN • BORUSAN KÜLTÜR \E SANAT MERKEZÎ'nde saat 10.00'da Uğur Değinnencioğlu'nun 'Ses ve Devinim Atölyesi'; 12.30 ve 17.30'da videodan Rossini'nin 'La Cenerentola' operası yer alıyor. (292 06 55) 27. ULUSLARARASI ISTANBUL MUZIK FESTİVALİ BLGÜIS • La Stagione Franknırt'un konseri saat 19.30'da Aya Irini Müzesi'nde izlenebilir. YARIN • La Stagione Frankfurt saat 19.30'da Aya Irini Müzesi'ne konser verecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle