18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURtYET 24 HAZİRAN 1999 PERŞEMBE HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİ SİRMEN llvŞKffaıa . " . Keşke, ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl- maz 8 Richter ölçeğindeki toplumsal depre- min hangisi olduğunu, nereden kaynaRlandığı- nı zamanında iyi kavrayıp değerlendirseydi de 28 Şubat sürecine gerek kalmasaydı... Keşke, Mesut Yılmaz devletin içine düştüğü karanlığın nedenlerini iyi teşhis etseydi de ko- alisyon ortağı bir partinin lideri olarak şaşkın, a- ciz ifadeler içinde olmasaydı... Keşke Mesut Bey, geçen yasama dönemin- de parlamentoya, Cemil Çiçek ve Ali Coşkun gibi, sonradan rejim karşıtı partiye mayna ede- cek kişileri sokmamış olsaydı da tarikatlarla işi olmadığı yolundaki açıklamalarında daha inan- dırıcı olabilseydi... Keşke Mesut Bey, laikliğin tek yasal tarifi ola- rak kanunlarımızda kalmış olan Anayasa'nın 24. maddesini kaldırmayı bir zamanlar kendine şi- ar edinmeseydi de dini siyasete alet etmek is- teyenler ile aynı safta görülmeseydi... Keşke Saytn Yılmaz, geçen dönemde, bu- ram buram şaibe kokan karşılıklı aklama oyun- lanna girmeseydi de, hem parlamento, hem si- yasiler daha inandıncı, daha güvenilir bir görün- tü ile ortaya çıksaydı da, kamuoyu, sivil kadro- lar içinde güvenecek bir odak bulabilmiş olsay- dı... • • • Keşke, Bülent Ecevit, Fethullah Gülen ile il- gili olarak, kendisine sunulan bilgi ve belgele- rin üzerinde biraz daha dikkatle dursaydı, ge- reğinin yapılması için kollan sıvasaydı da, son- radan devletin içindeki birimler bıçak kemiğe dayandığında, bantları medya aracılığıyla ka- muoyuna açıklamak zorunluluğunu duymasa- lardı ve de Bülent Bey "Keşke kamuoyuna açık- layacak yerde devletin yetkili kişilehne gelse- lerdi" yollu konuşmalar yapmak durumunda kalmasaydı... Keşke liderlerimiz, Fethullah Hoca'dan tali- mat ya da emir almamış olsalardı da bugün yaptıklan açıklamalan kamuoyu inandıncı bul- saydı... Keşke partilerimiz Fethullah Gülen'in deste- ğini almak için yandaşlarını, müritlerini aday yapmasalardı da Hikmet Çetinkaya, "Bugün partamentoda, Fethullahçı ve sempatizanı 200 milletvekili var" diyemeseydi... Keşke Sayın Ecevit, bir zamanlar kendi mi- tinglerini bile basanlarta rejimin sırtından anlaş- maya kalkmasaydı da kendisini, Merve Ka- vakçı olayındaki çıkışını anımsatarak savun- mak zorunda kalmasaydı... Keşke Bülent Bey, daha tutarlı politikalar iz- leseydi de oy alabilmek için, "Laikliğe saygıb- yız, ama vicdan özgürlüğüne saygılı olan laik- liğe" diyerek sağdakiler gibi, laikliğin içini bo- şaltabilecek bir girişimin öncüsü olmasaydı... Keşke, entelektüel kapasitesi yüksek olan Bülent Ecevit, laikliğin zaten tanımı gereği, vic- dan özgürlüğüne saygılı olduğunu görüp söy- leseydi de Türkiye'de sanki vicdan özgürlüğü- ne saygısız bir laik uygulama varmış görüntü- sünü yaratmasaydı... • • • • - Keşke hiç değilse ortanın solunda olduğunu söyleyenler ile orta sağda olduğunu ileri süren- ler, demokrasinin temel ilkelerinden biri olan la- ikliğe içtenlikle sahip çıkmayı becerselerdi de kamuoyunda, Cumhuriyet'in sivil güvencesi de olduğu görüşü yaygınlaşabilseydi... Keşke politikacılarımız, sivil çözümler ürete- bilmeyi becerselerdi de gerçekten sivil bir rejim yerleşebilseydi... Keşke Deniz Baykal, birbirini izleyen yanlış- lar yapmasaydı da, CHP bu dönem de az sa- yıda milletvekili ile de olsa parlamentoda bulun- saydı da, laikliğin Meclis içinde savunuculan da olabilseydi... Keşke, bir üzüntü ifadesi olan ve olması ge- rekenlerin olmadığını vurgulayan şu "keşke" sözcüğünü kullanmak zorunda kalmasaydık... Tartısmalı atamalar MEB bürokratından türbancılara ödül ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - REFAH- VöL döneminin Ankara Milli Eğitim Müdürü Mustafa Demirkan Da- nıştay karanyla göreve döndükten sonra türban- lı öğretmenlere ayncalık tanımayabaşladı. Behçet Yavuz döneminde kılık kıyafet yönetmeliğine uymadıklan gerekçesiyle soruşturma geçiren tür- banlı öğretmenleri evleri- nin yanındaki okullara atayarak ödüllendiren Demirkan, "Adam Sin- can'da oturuyorsa. Ma- mak'a verecek halim yok ya. Türbanlı öğretmenk türfoansız arasında aynm yapmam" diye savunma yaptı. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genelkur- may Başkanlığı ve Milli Güvenlik Kurulu'na gön- derilen "Atatürkçü ve Cumhuriyetçi Oğret- menler" imzalı şikâyet dilekçesinde, Ankara Milli Eğitim Müdürü Mustafa Demirkan hak- kında belgelere dayanan iddıalardabulunuldu. Di- lekçede. Danıştay kara- nyla 3 ay önce yeniden Ankara Milli Eğitim Mü- dürlûğü'ne dönen Mus- tafa Demirkan'ın, son 2 yılda kılık kıyafet yönet- meliğine uymadığı için soruşturma geçiren ve görev yerleri değiştirilen öğretmenleri ödüllendir- meye başladığı belirtildi. "Demirkan siyasi dü- şünce aynmı yapmakta- dır. Kılık kıyafet yönet- meliğine uymadığı için soruşturma sonucu görev yerlerinin değiştirümesi teklif edilerek kararna- me düzenienen öğret- menlerin karamameleri- nin tebiiğ edilmesini, yet- kisi olmadığı halde kay- makamlıklara bir yazı yazarak engeUemiştir'1 denilen dilekçede, Baş- bakanlık tarafından tûm atamalann durduruldu- ğuna da dikkat çekildi. Dilekçede, Demirkan'ın 17 Mayıs 1999'da yazdı- ğı dilekçede Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı irti- cai faaliyet gösteren öğ- retmenlerin yer değişikli- ğini önlemek için bu ya- zıyı, atamaya yetkili bir amir olmadığı halde kay- makamlıklara gönderdi- ği vurgulandı. CHP lideri Altan Öymen parlamentodaki liderlerin tersine, laik cumhuriyeti hedef alanlara karşı sert TBMM'de Gülen duyarsızhğıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM'de temsil edilen siyasal partile- rin tümü, gündemin ilk sırasına yerleşen Fethullah Gülen kasetlerine karşı bekle- nen duyarlılığı göstermedi. Gerek ko- alisyon ortaklan, gerekse muhalefet par- tileri açık ya da "mahcup" birbiçimde Gülen'e destek verdi. Başbakan Bülent Ecevit ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz'ın açıklamalanndan sonra dün de bugüne dek sessiz kalmayı yeğleyen MHP kurmaylan Gülen'ı sahiplendi. MHP Genel Başkan Yardımcısı tsmail Köse. "Düne kadar arkasında kuyruğa girenler,- bugün maalesef onu arkasın- dan hançeriemektedirier'" dedı. TBMM'de Fethullah Gülen'i destek- leyen açıklamalara dün de devam edil- di. Düne kadar çok net bir tavır ortaya koymayan MHP de açıkça Gülen'e sa- hip çıktı. MHP Genel Başkan Yardım- cısı Ismail Köse. "Partinizin, Fethullah Gülen üe ilgili olarak uzun süredir sessiz kalmasının özel bir anlamı var mı" so- rusunu yanıtlarken korktuklan için de- ğil, kurumlara saygılı bir parti oldukla- n için uzun ve detaylı bir açıklama yap- maktan kaçındıklannı söyledi. Köse da- ha sonra uzun bir açıklama yaparak dü- ne kadar arkasında kuyruk olanlann şimdi Gülen'i hançerlediklerini ileri sür- dü. Ismail Köse şunlan söyledi: "İnanan kitleleri bu ölçüde rahatstz etmemek ve eğitimle ilgili herhangi bir hizmette bulunmuş kişilerlede uğraşma- mak lazun. Türkiye Cumhuriyeti devle- tine ve Ukelerine düşman olan düşünce- yi yerieştirme aşamasında herhangi bir faaliyet varsa ona mani olmak gereidr. Yoksa ülkesini, milletini seven \e özellik- leyüzde 99'u Müslüman olan bu insan- lara bu eğitim veriliyorsa bunu da kına- mamak lazım." Türkiye'nin bir kör dövüşüne girdiği- ni ifade eden Köse, "Şu anda bu dövü- şü yapanlar, dün Hoca'nuı arkasında kuyruğa ginniş insanlardır. Hocaefen- di'yi akp diyalog ve uzlaşmadan yana, Türkiye'nin yetiştinniş otduğu en önem- li din adamı olarak lanse edenler bugün maalesef onu sırtından hançerlemekte- dirler. Buna da dikkat etmek lazım" di- ye konuştu. Oymen'den sert tepki CHP Genel Başkanı Altan Öymen ise parlamentodaki liderlerin tersine, laik cumhuriyeti hedef alan gelişmelere kar- şı sert tepkisini sürdürdü. Fethullah Gü- len'le ilgili olarak geçen dönemde Mec- lis 'te pek çok uyanlaryaptıklannı anım- satan Altan Öymen. bazı parti liderieri- nin o dönemde "iyi tarikat-kötü tarikat" aynmı yaptığını vurguladı. Öymen, " Bunun yanhş olduğunu söyledik. Bizim bu uyanlanmızı dikkate almak yerine Fethullah Bey'in söyledikleri dikkate ahndı" dedi. Oymen, TBMM'de şu ana kadar Gülen'le ilgili olarak çekınce bi- le ifade eden bir siyasetçi çıkmadığına dikkat çekti. Siyasetçilerin bunu oy kaygısı nede- niyle mi yaptıklanna ilişkin soruya Öy- men, "Niyet tespiti yapmak güc. Oy ka- zanmak amacıyla da olabilir. İnanıyor da olabilirler. Ama bu yaşananlardan so- nuççıkanlmazsa daha kötü olur. Bu,cid- diye ahnmasL, tedbirinin alınması gere- ken bir hadisedir. Bırakalım Fethullah Bey savunmasuu kendi yapsın. Biz laik- liğin savunusunu yapalım'" diye konuş- tu. Öymen, Meclis dışmda olmalanna karşı n bu konuda tüm demokratik hak- lannı kullanarak seslerini duyurmaya çalışacaklannı vurgularken tüm partile- ri bu konuda üzerlerine düşen görevi yapmaya çağırdı. Öymen şöyle devam etti: "Amaç açıkça beflidir, ser'i devlet kur- mak. Hiçbir devlet kendi Ukelerine kar- şı kimseleri üstdüzev de banndırmakzo- runda değildir. Her de\ let kendi ilkeleri- ni korumak zorundadır. Biz de laiklikU- kesini korumak zorundayız." Öymen, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın Gülen'le ilgili sözlerinin anımsatılması üzerine de "Ihtiyaç varsa tüm o kasetierde dediklerini unutalım mı? "Özür de diledi, bırakalım gitsin.' Bundan bu anlam çıkar. Sayın Yılmazin- sallah o demecinde ısrarta değUdir. Me- deni demokratik ülkeierdeki Bderler di- ni işJerle uğraşacak yerde daha çok asii işlerle uğraşuiar" yanıtını verdı. Dinci gericilik yüzünü en çok türfoan e> lemleriyle gösterdi Başta Abdurrahman Dilipak olmak üzere birçok şeriatçı yazar unrversite öğrencilerini rürban gerekçesiyle laik cumhuriyete karşı kışkırttı. Laik cumhutiyetçilerctyaktaHaber Merkezi - Fethullah Gülen'e yönelik olarak "Laik Cumhuriyetrl e duyarlı kesimlerden gelen tepkiler gı- derek artıyor. Gülen'in şeriat yanlısı söylemlerini içeren kasetlenn yayım- lanmasının ardından açıklamalarını sürdüren kitle örgütleri, Başbakan Bü- lent Ecevit'i de devlet içindeki şeriatçı güçleri korumakla eleştirdiler. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Yekta Güngör Ozden. Fethullah Gülen'le ilgili tartışmalann kendisi için yeni olmadığını belirterek "Bu obya karşı, bu duyarhbkla veözen- leyıllarönce önkm alınması gerekirdi" dedi. Çorum'da düzenienen "Atatürk ve Türkjye" konulu konferansa katılan Özden, Fethullah Gülen'in kasetlerin-. de açıkladığı görüşlere ilişkin bir soru üzerine "Bir hukuk devleti ciddhetin- de bunlan tHe almamız gerekir. Bu zo- nınluluk göz ardı edilirse kimi yakınhk- la, kimi oy kaygısı ve shasal ödünlerle yaklaşırsa Türkiye'nin sorunlan çözü- lemez" diye konuştu. Özden, türban ve tesettürle ilgili gö- rüşlerini anlatırken de şunlan söyledi: "Bu başörtüsü falan degil. sıkmabaş. Ülkeyi karanüğa gömmek isteyenlerin bir dayatması. 53 Müslüman ülke için- de inancı en iyi yaşayan ülke Türki- ye'dir. İnsanlann tertemiz inançlannı sömürüp kötüye kullanıp mezhep veta- rikat çaüşmalan çıkarmak isteyenler Atatürk düşmanhgı > apr\ orlar." 'Okullan kamulaştmlsın' Eğitim Hakkını Savunma Komitesi Başkanı Zeki Sanhan, Fethullah Gü- len'e yakın kişi ve kuruluşlara ait okul- lannın kamulaştınlmasını istedi. Sanhan yaptığı yazılı açıklamada. bu tankatlann nasıl bu kadar dalbudak saldığının açıklanmasını istedi ve Türk halkının zorlu bir bağımsızlık savaşıy- la kazandığı cumhuriyetin gericiliğe teslim edilmesine razı olmayacağını bildirdi. Atatürkçü Düşünce Derneği Aydın Şubesi Başkanı Erol Ertuğrul yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu günden bu yana sürekli kar- şıtlannın olduğunu vurgulayarak "Bunlar gerektiğinde en kanh eylemle- ri yapabüecek >'aradıhştadu1ar. Kubi- lay'ı Menemen'de kesenler bunlardır. Sıvasta 37 aydını yakanlar bunlardır" dedi. Bahkesir CHP II Başkanı Tamer Moüa konuyla ilgili düzenlediği basın toplantısında, Ecevit'in devlet içinde- ki şeriatçı güçleri koruduğunu savun- du. Fethullah Gülen hakkında CHP'nin yıllardır uyanlar yaptığını belirten Molla şöyle konuştu: "Olav çokciddi boyutta. Cumhuriyet tehlike altında. Ancak CHP'de ve Cum- hurbaşkanı Sülevman Demirel'den baş- ka tepkisini ortaya koyan kimse yok. Olayın en üzücü yönü. adında da olsa sol kimliği olan bir partinin genel baş- kanı ve TC'nin Başbakam'nın devlet içindeki şeriatçı güçleri komduğu süp- hesidir. Seçimlerde listekrinde bu cum- huriyet düşmanlanna yer veren, lideri- nin etinden ödül alan, methiyeler dü- zen, şu anda da "Karşı tarafi dinlemek lazun'' diyen anlayış zan alündadır. Eğer içlerinde hâlâ cumhuriyet ilkelerine bi- raz sa\gı kaldıvsa bu dosyanın kapan- masuu engeUemek görev ve sorumlu- luklandır.- Eskişehir Demokrasi Platfor- mu'ndan yapılan açıklamada da Fet- hullah Gülen olayının gerçekte herke- sin bildiği şeylerin topluma yansıması olduğu belirtildi. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) îskenderun Şube Baş- kanı Cemil Igutmen "BebekkaniiAb- dullah Öcalan ile Fethullah Gülen ara- sında bir farkın olmadığını" söyledi. Son 1 ayda 47 özel okul, dershane ve kurs antilaik uygulamalar nedeniyle kapatıldı MEB, yurûarı denetime aldıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanlığı, son 1 aydatop- lam 47 özel okul, dershane ve kursu, Atatürk ılke ve devrimlerine aykın eği- tim verdiği için kapattı. 177 eğitim ku- rumunun çalışmalan da geçıci olarak durduruldu. Aynı dönemde 3 yurt kapa- tldı, 10 yurt ise faaliyetlerine kendili- ğinden son verdi. 94 öğretmen ve yöne- ticinin görevine son verilirken 90'ına da aylıktan kesim cezası venldi. Türkiye'de bulunan 238 bin 79 öğren- cinin öğrenim gördüğü toplam 1.232 özel okûl, 441 bin 348 öğrencinın de- vam ettiği 1.736 özel dershane. 1 mil- yon 81 bin 521 ögrencinin eğitim gör- düğü 1.355 kurs Milli Eğitim Bakanlı- ğı tarafindan yakın denetime alındı. Son 2 yıl içinde (1 Temmuz 1997-30 Nisan 1999) 30 özel okul. 54 dershane. 74 özel kurs kapandı. Son 1 ay içinde yapılan denetimlerde de 8 özel okul, 6 dersha- ne, 21 özel kurs, 12 sürücü kursu kapa- tıldı. Türkiye genelinde etkinlik gösteren 2 bin 365 özel öğrenci yurdu da bakan- lık tarafından mercek altına alındı. 1.329'u dernek yurtlan olan özel yurt- larda 129 bin 920 ögrencinin banndığı büdirildi. Son 2 yıl içinde 41 'i valilik, 6'sı Milli Eğitim Bakanlığı tarafindan kapatılan toplam 47 yurdun etkinliğine son verildi. Son 1 ay içinde de 15 özel yurt açıldı. 10 yurt kapandı. Valilikler- ce yjlda en az 3 kere denetlenen yurtla- ra ilişkin bilgiler şöyle: -1997 vılında 314,1998 yılında 228, Ocak-Nisan 1999'da 95 vıırt hakkında gereğinin yapılması için bakanhk tara- findan vaiüiklere yazı yazıldı. - 1999'da2 bin'361yurt denetlendi. - Mavıs 1999'daki denetimler sonu- cunda "Bornova Özel Muradiye Yük- sek Öğrenci Yurdu. Ödemiş tlahi Ted- risat Öğrenci Yetiştirme Değiştirme Or- taöğretim Erkek Yurdu ve Kütahya Özel Prestij Yüksek Öğrenci Erkek Yurdu", MüM Eğitim Temel Yasası'na aykın eği- tim vermeieri nedeniyle kapabkh. 'Okullan kamulaştırılsın' 72 sivil toplum kuruluşunun oluştur- duğu Eğitim Hakkını Savunma Komi- tesi Başkanı Zeki Sanhan, Fethullah Gülen'e ait üniversite, okul, kurs. yurt ve Işık Evleri'nin zaman kaybedilme- den bakanlığa devTedilmesini ve kamu- laştınlmasını istedi. Bu kurumlarda şe- riatçı kadrolar yetiştirildiğinin yıllardır bilindiğini söyleyen Sanhan. "Eğitim ve öğretim devletin başta gelen görevle- ri arasında iken on binlerce gendn eği- timinin bir tarikann eünetesfim edilme- si, Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler için utanç verici olmalıdır" dedi. Gülen'in arkasında hâlâ bazı devlet adamlannın yer almasının düşündürü- cü olduğuna işaret eden Sanhan, "Bu tarikann nasıl bu kadar dal budak sal- dıği ortadadır. Türkiye halkı. zorlu bir bağımsızlık savaşıyia kazandığı cumhu- riyetini, emperyalist desteğindeki gerici- liğe teslim etmeyecektir" dedi. Sanhan. tarikat okullannın 3 Mart 1924 tarihli Öğretim Birliği Yasası'na aykın olduğunu vurgulayarak şöyle ko- nuştu: "ABD'nin nüfuz kurduğu ve kurmak istedigi bölgelerde O A güdümünde açı- lan Fethullah Gülen cemaatine ait üni- versite ve okullann arkasındaki Türld- yedevletinin desteği bir an önce çekflme- li ve bu okullann kapaülması için dev- let, ilgili hükümetleri uyannabdnf iş dünyası 'Gülen'in felsefesinden kuşkuluyduk' HAZALATEŞÇAKIR Fethullah Gülen'in tçişleri Bakanlığı ve yargı bünyesindeki müritlerine seslendiği vi- deo kasetiyle ortaya çıkan "şeriat devleti" he- defı iş dünyası tarafindan "Kaygı verici ve tehliketi" olarak yorumlandı. tşadamlan, la- ik düzene ve cumhuriyet ilkelerine yönelik gızli gündem sahiplennin açığa çıkanlması- nın en etkin yolunun, onlann siyaset yapma- lannı engellemek olduğunu söylediler. Eski Türk Sanayicileri ve Işadamlan Demeği (TÜ- SİAD) Başkanı Munarrem Kayhan sistemi dini düzene dayandırmak için takıyye yapan Fethullah Gülen'i her zaman şüpheyle karşı- ladığını vurgularken "Ortada bir felsefe var- sa ona da şüphem var. Hep şüpheyie karşıla- nuştim*1 dedi. TÜSİAD üyesi işadamı Sedat Akığlu da Işık tarikatının öteki yüzünü bugü- ne kadar bilmediklerini belirtirken Gülen'in ifadelerini "tehlikeü" bulduğunu söyledi. Iş dünyası. Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) dün yapılan toplantısı için hazırlanan raporda "Türldye'deki en etkiü irticai grup" olarak nitelendırilen Fethullahçılann bugüne kadar verdikleri uzlaşmacı mesajlann arkâ-' sındayatan gerçeğin ortaya çıktığını bildirdi- ler. TUSÎAD Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Yücaoglu, girişim ve ifade özgürlüğünün çağ- daş demokrasinin birbirine bağlı unsurlan ol- duğunu vurgulayarak "Cumhuriyet ilkelerine ve ülke bütünlügüne yönelik gizli gündem sa- hipkrinin açığa çıkanlmasııun en etkin yoiu, onlann demokrasi talepederek siyasetyapma- lannı önlemektir" diye konuştu. Yücaoglu, demokrasinin gelişmiş ülkeler standardına yükseltildiğınde özgürlüklerin istismar edil- mesinden çekınenlere şu uyanlarda bulundu: "Geüşıniş demokratik, siyasal ortam iş dün- yası için soluduğumuz hava kadar önemlidir. Bab standarüannda bir demokrasinin Türki- ye'de de uygulanması, bu kesimlerin gerçek yüzlerini daha kolay ortaya çıkaracaktir." 'Gerçek yaderini bilmiyorduk' Eski tKV Başkanı ve TÜSİAD üyesi Se- dat Aloğlu "Bu hareketin öteki yüzü nedir? Doğrusu bilmiyorduk"' diye söze başlarken Gülen'in bantlardakı keskin ifadelerini "fev- kalade tehlikeli" olarak yorumladı. Aloğlü. Işık tarikatının şeriat hedefini, devleti ıçten ele geçirme amacı taşıyan kasetlerine ilişkin şunlan söyledi: "Adalete intikal etmiş bir konu. Geniş bo- yudarda ele alınmalı. Topiumun uzlaşma rae- sajlanna ihtiyaa var. Çok üzüldüğümü söyle- mek isterinı. Gülen, belli bir konum elde et- miş bir shil hareketin üderiydi. Verdikleri rae- sajkr öyley di. Batı ülkelerinde de bu tür olay- lar yaşandı. Din ağırlığı olan insanlar ABD'de üniversiteler kurdu. Bunu misyonerler yapo. Türkiye debunu yapmah." İşadamı Sakıp Sa- bana ise Türkiye'nin öncelikle ekonomik so- runlan ele alması gerektiğini anlatarak "Bu- gün Fethullah Hoca gündeme geldi. 6 ay önce başka bir konu vardı. Her zaman topu taca auyoruz* diye konuştu. CHP'nin 18 Nisan seçimlerinde Istanbul büyükşehir beledıye başkan adayı olan işada- mı Adnan Polat da Gülen ile ilgili iddialar ka- nıtlanmadan suçlama yapılmaması gerekti- ğini savundu. Polat. "Şu anda iddialar var. Bazı kasetler var. Türkiye'de bu aralar kaset çıkarmak moda oldu. Bunlann kanıtianması lazun. Suçluluğu kanıtianana kadar bir insa- na suçlu denilmemesi lazun" diye konuştu. Istanbul DGM, ihbar niteliğindeki dokümanlan bir araya getirerek Şişli DGM'ye gönderdi Dilipak''a soruşturma açdması istendi Dilipak-Zor durumda. Istanbul Haber Senisi - Istanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Akit gazetesi yaza- n Abdurrahman Dilipak hakkında, bir TV programında yayımlanan kasette. Atatürk'e hakaretler içeren sözlennden dolayı Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'na ihbarda bulun- du. ADD Şarköy Şubesi de Dilipak'ın yargı- lanması için topladıklan 1500 imzayı Şar- köy Cumhuriyet Savcılığı'na venrken sivil toplum kuruluşlan, tarihi gerçekleri çarpıtan Dilipak'a tepkı gösterdi. Istanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Dilipak'ın, Atatürk'e hakaretler içeren söz- lerinin yayımlanmasından sonra dün hareke- te geçti. Aynı konuya ilişkin gazetelerde yer alan haber kupürlerini kesen DGM Cumhu- riyet Başsavcılığı, bunlan "ihbar niteliğinde uvan" amacıyla soruşturma başlatılması için Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Soruşturma başlatılırsa Dilipak hakkında 5816 sayılı "Atatürk Aleyhinelşlenen Suçlar Hakkmdald Kanun'a muhalefet etmek" su- çundan dava açılabilecek. Söz konusu kanu- nun 1. fıkrası. "Atatürk'ün amsına hakaret eden ya da söven bir Idmsenin 1-3 yıl hapis ce- zasına çarptinlacağı''nı öngörüyor. ADD Şarköy Şube Başkanı Sertok Keskin. "Dilipak hakkında Şarköy Cumhuriyet Sav- cılığı'na suç duyurusunda bulunduk. 1500 imzalı dilekçeyi de savcılığa vereceğiz. Atamı- za hakaret eden kişi cezasını çekene dek tüm gücümüzü kullanacağız" dedi. Türkiye Kuvayı Milliye Mücahit ve Gazi- leri Derneği Genel Başkanı Selahattin Gün- gör, Dilipak'a çektiği faks mesajuıda, "Ta- rihi gerçekleri saptırmay a dönük be\anlan- mzl şiddetie kınıyüruz* dedı ADD fstanbul Merkezi Şube Başkanı Bilge Bilgiç de açık- lamasında "Dilipak ve onun gibi şeriat öz- lemcileri yeni dünya düzeninin kuklala- nndan başka bir şey değildir" dedı. Bılgıç, "Cumhuriyet savctlannı göreve, kamuoyunu da duyarlı olmaya çağmyonız" dedi. Dilipak kimdir? Haruniye'de 1949 yılında doğan lslamcı yazar Dilipak, imam hatipi 7 ayn lise değiş- tirerek bitirdikten sonra ÎTlA Gazetecilik ve Halkla llişkiler Yüksekokulu'ndan mezun oldu.. Fetih Yayınevi'ni laıran. Adım ve Ye- ni Sanat dergilerini çıkaran Dilipak. Yeni De- vir ve Milli Gazete'de yazdı. Dilipak, 1978- 1980 arasında Necmettin Erbakan'ın danış- manlığını yaptı. Dilipak, Istiklal Mahkemeleri'nde yargı- lanan ve asılan 1350 kişiyi yıllarca arttıra art- tıra 120 bin kişiye çıkarmıştı. Bir gün Istan- bu] Üniversitesi önündeki türban eylemine katılan, bir gün Taksim'deki şeriatçı kalkış- mada, "Ey Müslümanlarsırbnızdaki kambu- nı atm" diye konuşan, Cerrahpaşa Tıp Fa- kültesi'nde lslamcı öğrencilerin protesto gös- terisınde yer alan, bir diğer gün de Eyüp Sul- tan Camii önündeki şeriatçı gösteride görü- len Dilipak hakkında çok sayıda soruşturma ve dava bulunuyor. Evli ve 3 çocuk babası olan Dilipak. yazar- lığına halen Akit gâzetesinde devam ediyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle