Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 24 HAZİRAN 1999 PERŞEMBE
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
llvŞKffaıa . " .
Keşke, ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl-
maz 8 Richter ölçeğindeki toplumsal depre-
min hangisi olduğunu, nereden kaynaRlandığı-
nı zamanında iyi kavrayıp değerlendirseydi de
28 Şubat sürecine gerek kalmasaydı...
Keşke, Mesut Yılmaz devletin içine düştüğü
karanlığın nedenlerini iyi teşhis etseydi de ko-
alisyon ortağı bir partinin lideri olarak şaşkın, a-
ciz ifadeler içinde olmasaydı...
Keşke Mesut Bey, geçen yasama dönemin-
de parlamentoya, Cemil Çiçek ve Ali Coşkun
gibi, sonradan rejim karşıtı partiye mayna ede-
cek kişileri sokmamış olsaydı da tarikatlarla işi
olmadığı yolundaki açıklamalarında daha inan-
dırıcı olabilseydi...
Keşke Mesut Bey, laikliğin tek yasal tarifi ola-
rak kanunlarımızda kalmış olan Anayasa'nın 24.
maddesini kaldırmayı bir zamanlar kendine şi-
ar edinmeseydi de dini siyasete alet etmek is-
teyenler ile aynı safta görülmeseydi...
Keşke Saytn Yılmaz, geçen dönemde, bu-
ram buram şaibe kokan karşılıklı aklama oyun-
lanna girmeseydi de, hem parlamento, hem si-
yasiler daha inandıncı, daha güvenilir bir görün-
tü ile ortaya çıksaydı da, kamuoyu, sivil kadro-
lar içinde güvenecek bir odak bulabilmiş olsay-
dı...
• • •
Keşke, Bülent Ecevit, Fethullah Gülen ile il-
gili olarak, kendisine sunulan bilgi ve belgele-
rin üzerinde biraz daha dikkatle dursaydı, ge-
reğinin yapılması için kollan sıvasaydı da, son-
radan devletin içindeki birimler bıçak kemiğe
dayandığında, bantları medya aracılığıyla ka-
muoyuna açıklamak zorunluluğunu duymasa-
lardı ve de Bülent Bey "Keşke kamuoyuna açık-
layacak yerde devletin yetkili kişilehne gelse-
lerdi" yollu konuşmalar yapmak durumunda
kalmasaydı...
Keşke liderlerimiz, Fethullah Hoca'dan tali-
mat ya da emir almamış olsalardı da bugün
yaptıklan açıklamalan kamuoyu inandıncı bul-
saydı...
Keşke partilerimiz Fethullah Gülen'in deste-
ğini almak için yandaşlarını, müritlerini aday
yapmasalardı da Hikmet Çetinkaya, "Bugün
partamentoda, Fethullahçı ve sempatizanı
200 milletvekili var" diyemeseydi...
Keşke Sayın Ecevit, bir zamanlar kendi mi-
tinglerini bile basanlarta rejimin sırtından anlaş-
maya kalkmasaydı da kendisini, Merve Ka-
vakçı olayındaki çıkışını anımsatarak savun-
mak zorunda kalmasaydı...
Keşke Bülent Bey, daha tutarlı politikalar iz-
leseydi de oy alabilmek için, "Laikliğe saygıb-
yız, ama vicdan özgürlüğüne saygılı olan laik-
liğe" diyerek sağdakiler gibi, laikliğin içini bo-
şaltabilecek bir girişimin öncüsü olmasaydı...
Keşke, entelektüel kapasitesi yüksek olan
Bülent Ecevit, laikliğin zaten tanımı gereği, vic-
dan özgürlüğüne saygılı olduğunu görüp söy-
leseydi de Türkiye'de sanki vicdan özgürlüğü-
ne saygısız bir laik uygulama varmış görüntü-
sünü yaratmasaydı...
• • • • -
Keşke hiç değilse ortanın solunda olduğunu
söyleyenler ile orta sağda olduğunu ileri süren-
ler, demokrasinin temel ilkelerinden biri olan la-
ikliğe içtenlikle sahip çıkmayı becerselerdi de
kamuoyunda, Cumhuriyet'in sivil güvencesi de
olduğu görüşü yaygınlaşabilseydi...
Keşke politikacılarımız, sivil çözümler ürete-
bilmeyi becerselerdi de gerçekten sivil bir rejim
yerleşebilseydi...
Keşke Deniz Baykal, birbirini izleyen yanlış-
lar yapmasaydı da, CHP bu dönem de az sa-
yıda milletvekili ile de olsa parlamentoda bulun-
saydı da, laikliğin Meclis içinde savunuculan
da olabilseydi...
Keşke, bir üzüntü ifadesi olan ve olması ge-
rekenlerin olmadığını vurgulayan şu "keşke"
sözcüğünü kullanmak zorunda kalmasaydık...
Tartısmalı atamalar
MEB bürokratından
türbancılara ödül
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - REFAH-
VöL döneminin Ankara
Milli Eğitim Müdürü
Mustafa Demirkan Da-
nıştay karanyla göreve
döndükten sonra türban-
lı öğretmenlere ayncalık
tanımayabaşladı. Behçet
Yavuz döneminde kılık
kıyafet yönetmeliğine
uymadıklan gerekçesiyle
soruşturma geçiren tür-
banlı öğretmenleri evleri-
nin yanındaki okullara
atayarak ödüllendiren
Demirkan, "Adam Sin-
can'da oturuyorsa. Ma-
mak'a verecek halim yok
ya. Türbanlı öğretmenk
türfoansız arasında aynm
yapmam" diye savunma
yaptı.
Cumhurbaşkanlığı,
Başbakanlık, Genelkur-
may Başkanlığı ve Milli
Güvenlik Kurulu'na gön-
derilen "Atatürkçü ve
Cumhuriyetçi Oğret-
menler" imzalı şikâyet
dilekçesinde, Ankara
Milli Eğitim Müdürü
Mustafa Demirkan hak-
kında belgelere dayanan
iddıalardabulunuldu. Di-
lekçede. Danıştay kara-
nyla 3 ay önce yeniden
Ankara Milli Eğitim Mü-
dürlûğü'ne dönen Mus-
tafa Demirkan'ın, son 2
yılda kılık kıyafet yönet-
meliğine uymadığı için
soruşturma geçiren ve
görev yerleri değiştirilen
öğretmenleri ödüllendir-
meye başladığı belirtildi.
"Demirkan siyasi dü-
şünce aynmı yapmakta-
dır. Kılık kıyafet yönet-
meliğine uymadığı için
soruşturma sonucu görev
yerlerinin değiştirümesi
teklif edilerek kararna-
me düzenienen öğret-
menlerin karamameleri-
nin tebiiğ edilmesini, yet-
kisi olmadığı halde kay-
makamlıklara bir yazı
yazarak engeUemiştir'1
denilen dilekçede, Baş-
bakanlık tarafından tûm
atamalann durduruldu-
ğuna da dikkat çekildi.
Dilekçede, Demirkan'ın
17 Mayıs 1999'da yazdı-
ğı dilekçede Atatürk ve
Cumhuriyet düşmanı irti-
cai faaliyet gösteren öğ-
retmenlerin yer değişikli-
ğini önlemek için bu ya-
zıyı, atamaya yetkili bir
amir olmadığı halde kay-
makamlıklara gönderdi-
ği vurgulandı.
CHP lideri Altan Öymen parlamentodaki liderlerin tersine, laik cumhuriyeti hedef alanlara karşı sert
TBMM'de Gülen duyarsızhğıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM'de temsil edilen siyasal partile-
rin tümü, gündemin ilk sırasına yerleşen
Fethullah Gülen kasetlerine karşı bekle-
nen duyarlılığı göstermedi. Gerek ko-
alisyon ortaklan, gerekse muhalefet par-
tileri açık ya da "mahcup" birbiçimde
Gülen'e destek verdi. Başbakan Bülent
Ecevit ve ANAP Genel Başkanı Mesut
Yümaz'ın açıklamalanndan sonra dün
de bugüne dek sessiz kalmayı yeğleyen
MHP kurmaylan Gülen'ı sahiplendi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı tsmail
Köse. "Düne kadar arkasında kuyruğa
girenler,- bugün maalesef onu arkasın-
dan hançeriemektedirier'" dedı.
TBMM'de Fethullah Gülen'i destek-
leyen açıklamalara dün de devam edil-
di. Düne kadar çok net bir tavır ortaya
koymayan MHP de açıkça Gülen'e sa-
hip çıktı. MHP Genel Başkan Yardım-
cısı Ismail Köse. "Partinizin, Fethullah
Gülen üe ilgili olarak uzun süredir sessiz
kalmasının özel bir anlamı var mı" so-
rusunu yanıtlarken korktuklan için de-
ğil, kurumlara saygılı bir parti oldukla-
n için uzun ve detaylı bir açıklama yap-
maktan kaçındıklannı söyledi. Köse da-
ha sonra uzun bir açıklama yaparak dü-
ne kadar arkasında kuyruk olanlann
şimdi Gülen'i hançerlediklerini ileri sür-
dü. Ismail Köse şunlan söyledi:
"İnanan kitleleri bu ölçüde rahatstz
etmemek ve eğitimle ilgili herhangi bir
hizmette bulunmuş kişilerlede uğraşma-
mak lazun. Türkiye Cumhuriyeti devle-
tine ve Ukelerine düşman olan düşünce-
yi yerieştirme aşamasında herhangi bir
faaliyet varsa ona mani olmak gereidr.
Yoksa ülkesini, milletini seven \e özellik-
leyüzde 99'u Müslüman olan bu insan-
lara bu eğitim veriliyorsa bunu da kına-
mamak lazım."
Türkiye'nin bir kör dövüşüne girdiği-
ni ifade eden Köse, "Şu anda bu dövü-
şü yapanlar, dün Hoca'nuı arkasında
kuyruğa ginniş insanlardır. Hocaefen-
di'yi akp diyalog ve uzlaşmadan yana,
Türkiye'nin yetiştinniş otduğu en önem-
li din adamı olarak lanse edenler bugün
maalesef onu sırtından hançerlemekte-
dirler. Buna da dikkat etmek lazım" di-
ye konuştu.
Oymen'den sert tepki
CHP Genel Başkanı Altan Öymen ise
parlamentodaki liderlerin tersine, laik
cumhuriyeti hedef alan gelişmelere kar-
şı sert tepkisini sürdürdü. Fethullah Gü-
len'le ilgili olarak geçen dönemde Mec-
lis 'te pek çok uyanlaryaptıklannı anım-
satan Altan Öymen. bazı parti liderieri-
nin o dönemde "iyi tarikat-kötü tarikat"
aynmı yaptığını vurguladı. Öymen,
" Bunun yanhş olduğunu söyledik. Bizim
bu uyanlanmızı dikkate almak yerine
Fethullah Bey'in söyledikleri dikkate
ahndı" dedi. Oymen, TBMM'de şu ana
kadar Gülen'le ilgili olarak çekınce bi-
le ifade eden bir siyasetçi çıkmadığına
dikkat çekti.
Siyasetçilerin bunu oy kaygısı nede-
niyle mi yaptıklanna ilişkin soruya Öy-
men, "Niyet tespiti yapmak güc. Oy ka-
zanmak amacıyla da olabilir. İnanıyor
da olabilirler. Ama bu yaşananlardan so-
nuççıkanlmazsa daha kötü olur. Bu,cid-
diye ahnmasL, tedbirinin alınması gere-
ken bir hadisedir. Bırakalım Fethullah
Bey savunmasuu kendi yapsın. Biz laik-
liğin savunusunu yapalım'" diye konuş-
tu.
Öymen, Meclis dışmda olmalanna
karşı n bu konuda tüm demokratik hak-
lannı kullanarak seslerini duyurmaya
çalışacaklannı vurgularken tüm partile-
ri bu konuda üzerlerine düşen görevi
yapmaya çağırdı. Öymen şöyle devam
etti:
"Amaç açıkça beflidir, ser'i devlet kur-
mak. Hiçbir devlet kendi Ukelerine kar-
şı kimseleri üstdüzev de banndırmakzo-
runda değildir. Her de\ let kendi ilkeleri-
ni korumak zorundadır. Biz de laiklikU-
kesini korumak zorundayız."
Öymen, ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz'ın Gülen'le ilgili sözlerinin
anımsatılması üzerine de "Ihtiyaç varsa
tüm o kasetierde dediklerini unutalım
mı? "Özür de diledi, bırakalım gitsin.'
Bundan bu anlam çıkar. Sayın Yılmazin-
sallah o demecinde ısrarta değUdir. Me-
deni demokratik ülkeierdeki Bderler di-
ni işJerle uğraşacak yerde daha çok asii
işlerle uğraşuiar" yanıtını verdı.
Dinci gericilik
yüzünü en çok
türfoan e> lemleriyle
gösterdi Başta
Abdurrahman
Dilipak olmak üzere
birçok şeriatçı yazar
unrversite
öğrencilerini rürban
gerekçesiyle laik
cumhuriyete karşı
kışkırttı.
Laik cumhutiyetçilerctyaktaHaber Merkezi - Fethullah Gülen'e
yönelik olarak "Laik Cumhuriyetrl
e
duyarlı kesimlerden gelen tepkiler gı-
derek artıyor. Gülen'in şeriat yanlısı
söylemlerini içeren kasetlenn yayım-
lanmasının ardından açıklamalarını
sürdüren kitle örgütleri, Başbakan Bü-
lent Ecevit'i de devlet içindeki şeriatçı
güçleri korumakla eleştirdiler.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD)
Genel Başkanı Yekta Güngör Ozden.
Fethullah Gülen'le ilgili tartışmalann
kendisi için yeni olmadığını belirterek
"Bu obya karşı, bu duyarhbkla veözen-
leyıllarönce önkm alınması gerekirdi"
dedi.
Çorum'da düzenienen "Atatürk ve
Türkjye" konulu konferansa katılan
Özden, Fethullah Gülen'in kasetlerin-.
de açıkladığı görüşlere ilişkin bir soru
üzerine "Bir hukuk devleti ciddhetin-
de bunlan tHe almamız gerekir. Bu zo-
nınluluk göz ardı edilirse kimi yakınhk-
la, kimi oy kaygısı ve shasal ödünlerle
yaklaşırsa Türkiye'nin sorunlan çözü-
lemez" diye konuştu.
Özden, türban ve tesettürle ilgili gö-
rüşlerini anlatırken de şunlan söyledi:
"Bu başörtüsü falan degil. sıkmabaş.
Ülkeyi karanüğa gömmek isteyenlerin
bir dayatması. 53 Müslüman ülke için-
de inancı en iyi yaşayan ülke Türki-
ye'dir. İnsanlann tertemiz inançlannı
sömürüp kötüye kullanıp mezhep veta-
rikat çaüşmalan çıkarmak isteyenler
Atatürk düşmanhgı > apr\ orlar."
'Okullan kamulaştmlsın'
Eğitim Hakkını Savunma Komitesi
Başkanı Zeki Sanhan, Fethullah Gü-
len'e yakın kişi ve kuruluşlara ait okul-
lannın kamulaştınlmasını istedi.
Sanhan yaptığı yazılı açıklamada.
bu tankatlann nasıl bu kadar dalbudak
saldığının açıklanmasını istedi ve Türk
halkının zorlu bir bağımsızlık savaşıy-
la kazandığı cumhuriyetin gericiliğe
teslim edilmesine razı olmayacağını
bildirdi.
Atatürkçü Düşünce Derneği Aydın
Şubesi Başkanı Erol Ertuğrul yaptığı
açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti'nin
kurulduğu günden bu yana sürekli kar-
şıtlannın olduğunu vurgulayarak
"Bunlar gerektiğinde en kanh eylemle-
ri yapabüecek >'aradıhştadu1ar. Kubi-
lay'ı Menemen'de kesenler bunlardır.
Sıvasta 37 aydını yakanlar bunlardır"
dedi.
Bahkesir CHP II Başkanı Tamer
Moüa konuyla ilgili düzenlediği basın
toplantısında, Ecevit'in devlet içinde-
ki şeriatçı güçleri koruduğunu savun-
du. Fethullah Gülen hakkında CHP'nin
yıllardır uyanlar yaptığını belirten
Molla şöyle konuştu:
"Olav çokciddi boyutta. Cumhuriyet
tehlike altında. Ancak CHP'de ve Cum-
hurbaşkanı Sülevman Demirel'den baş-
ka tepkisini ortaya koyan kimse yok.
Olayın en üzücü yönü. adında da olsa
sol kimliği olan bir partinin genel baş-
kanı ve TC'nin Başbakam'nın devlet
içindeki şeriatçı güçleri komduğu süp-
hesidir. Seçimlerde listekrinde bu cum-
huriyet düşmanlanna yer veren, lideri-
nin etinden ödül alan, methiyeler dü-
zen, şu anda da "Karşı tarafi dinlemek
lazun'' diyen anlayış zan alündadır. Eğer
içlerinde hâlâ cumhuriyet ilkelerine bi-
raz sa\gı kaldıvsa bu dosyanın kapan-
masuu engeUemek görev ve sorumlu-
luklandır.-
Eskişehir Demokrasi Platfor-
mu'ndan yapılan açıklamada da Fet-
hullah Gülen olayının gerçekte herke-
sin bildiği şeylerin topluma yansıması
olduğu belirtildi. Atatürkçü Düşünce
Derneği (ADD) îskenderun Şube Baş-
kanı Cemil Igutmen "BebekkaniiAb-
dullah Öcalan ile Fethullah Gülen ara-
sında bir farkın olmadığını" söyledi.
Son 1 ayda 47 özel okul, dershane ve kurs antilaik uygulamalar nedeniyle kapatıldı
MEB, yurûarı denetime aldıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Milli Eğitim Bakanlığı, son 1 aydatop-
lam 47 özel okul, dershane ve kursu,
Atatürk ılke ve devrimlerine aykın eği-
tim verdiği için kapattı. 177 eğitim ku-
rumunun çalışmalan da geçıci olarak
durduruldu. Aynı dönemde 3 yurt kapa-
tldı, 10 yurt ise faaliyetlerine kendili-
ğinden son verdi. 94 öğretmen ve yöne-
ticinin görevine son verilirken 90'ına
da aylıktan kesim cezası venldi.
Türkiye'de bulunan 238 bin 79 öğren-
cinin öğrenim gördüğü toplam 1.232
özel okûl, 441 bin 348 öğrencinın de-
vam ettiği 1.736 özel dershane. 1 mil-
yon 81 bin 521 ögrencinin eğitim gör-
düğü 1.355 kurs Milli Eğitim Bakanlı-
ğı tarafindan yakın denetime alındı. Son
2 yıl içinde (1 Temmuz 1997-30 Nisan
1999) 30 özel okul. 54 dershane. 74 özel
kurs kapandı. Son 1 ay içinde yapılan
denetimlerde de 8 özel okul, 6 dersha-
ne, 21 özel kurs, 12 sürücü kursu kapa-
tıldı.
Türkiye genelinde etkinlik gösteren
2 bin 365 özel öğrenci yurdu da bakan-
lık tarafından mercek altına alındı.
1.329'u dernek yurtlan olan özel yurt-
larda 129 bin 920 ögrencinin banndığı
büdirildi. Son 2 yıl içinde 41 'i valilik,
6'sı Milli Eğitim Bakanlığı tarafindan
kapatılan toplam 47 yurdun etkinliğine
son verildi. Son 1 ay içinde de 15 özel
yurt açıldı. 10 yurt kapandı. Valilikler-
ce yjlda en az 3 kere denetlenen yurtla-
ra ilişkin bilgiler şöyle:
-1997 vılında 314,1998 yılında 228,
Ocak-Nisan 1999'da 95 vıırt hakkında
gereğinin yapılması için bakanhk tara-
findan vaiüiklere yazı yazıldı.
- 1999'da2 bin'361yurt denetlendi.
- Mavıs 1999'daki denetimler sonu-
cunda "Bornova Özel Muradiye Yük-
sek Öğrenci Yurdu. Ödemiş tlahi Ted-
risat Öğrenci Yetiştirme Değiştirme Or-
taöğretim Erkek Yurdu ve Kütahya Özel
Prestij Yüksek Öğrenci Erkek Yurdu",
MüM Eğitim Temel Yasası'na aykın eği-
tim vermeieri nedeniyle kapabkh.
'Okullan kamulaştırılsın'
72 sivil toplum kuruluşunun oluştur-
duğu Eğitim Hakkını Savunma Komi-
tesi Başkanı Zeki Sanhan, Fethullah
Gülen'e ait üniversite, okul, kurs. yurt
ve Işık Evleri'nin zaman kaybedilme-
den bakanlığa devTedilmesini ve kamu-
laştınlmasını istedi. Bu kurumlarda şe-
riatçı kadrolar yetiştirildiğinin yıllardır
bilindiğini söyleyen Sanhan. "Eğitim
ve öğretim devletin başta gelen görevle-
ri arasında iken on binlerce gendn eği-
timinin bir tarikann eünetesfim edilme-
si, Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler
için utanç verici olmalıdır" dedi.
Gülen'in arkasında hâlâ bazı devlet
adamlannın yer almasının düşündürü-
cü olduğuna işaret eden Sanhan, "Bu
tarikann nasıl bu kadar dal budak sal-
dıği ortadadır. Türkiye halkı. zorlu bir
bağımsızlık savaşıyia kazandığı cumhu-
riyetini, emperyalist desteğindeki gerici-
liğe teslim etmeyecektir" dedi.
Sanhan. tarikat okullannın 3 Mart
1924 tarihli Öğretim Birliği Yasası'na
aykın olduğunu vurgulayarak şöyle ko-
nuştu:
"ABD'nin nüfuz kurduğu ve kurmak
istedigi bölgelerde O A güdümünde açı-
lan Fethullah Gülen cemaatine ait üni-
versite ve okullann arkasındaki Türld-
yedevletinin desteği bir an önce çekflme-
li ve bu okullann kapaülması için dev-
let, ilgili hükümetleri uyannabdnf
iş dünyası
'Gülen'in
felsefesinden
kuşkuluyduk'
HAZALATEŞÇAKIR
Fethullah Gülen'in tçişleri Bakanlığı ve
yargı bünyesindeki müritlerine seslendiği vi-
deo kasetiyle ortaya çıkan "şeriat devleti" he-
defı iş dünyası tarafindan "Kaygı verici ve
tehliketi" olarak yorumlandı. tşadamlan, la-
ik düzene ve cumhuriyet ilkelerine yönelik
gızli gündem sahiplennin açığa çıkanlması-
nın en etkin yolunun, onlann siyaset yapma-
lannı engellemek olduğunu söylediler. Eski
Türk Sanayicileri ve Işadamlan Demeği (TÜ-
SİAD) Başkanı Munarrem Kayhan sistemi
dini düzene dayandırmak için takıyye yapan
Fethullah Gülen'i her zaman şüpheyle karşı-
ladığını vurgularken "Ortada bir felsefe var-
sa ona da şüphem var. Hep şüpheyie karşıla-
nuştim*1
dedi. TÜSİAD üyesi işadamı Sedat
Akığlu da Işık tarikatının öteki yüzünü bugü-
ne kadar bilmediklerini belirtirken Gülen'in
ifadelerini "tehlikeü" bulduğunu söyledi.
Iş dünyası. Milli Güvenlik Kurulu'nun
(MGK) dün yapılan toplantısı için hazırlanan
raporda "Türldye'deki en etkiü irticai grup"
olarak nitelendırilen Fethullahçılann bugüne
kadar verdikleri uzlaşmacı mesajlann arkâ-'
sındayatan gerçeğin ortaya çıktığını bildirdi-
ler. TUSÎAD Yönetim Kurulu Başkanı Erkut
Yücaoglu, girişim ve ifade özgürlüğünün çağ-
daş demokrasinin birbirine bağlı unsurlan ol-
duğunu vurgulayarak "Cumhuriyet ilkelerine
ve ülke bütünlügüne yönelik gizli gündem sa-
hipkrinin açığa çıkanlmasııun en etkin yoiu,
onlann demokrasi talepederek siyasetyapma-
lannı önlemektir" diye konuştu. Yücaoglu,
demokrasinin gelişmiş ülkeler standardına
yükseltildiğınde özgürlüklerin istismar edil-
mesinden çekınenlere şu uyanlarda bulundu:
"Geüşıniş demokratik, siyasal ortam iş dün-
yası için soluduğumuz hava kadar önemlidir.
Bab standarüannda bir demokrasinin Türki-
ye'de de uygulanması, bu kesimlerin gerçek
yüzlerini daha kolay ortaya çıkaracaktir."
'Gerçek yaderini bilmiyorduk'
Eski tKV Başkanı ve TÜSİAD üyesi Se-
dat Aloğlu "Bu hareketin öteki yüzü nedir?
Doğrusu bilmiyorduk"' diye söze başlarken
Gülen'in bantlardakı keskin ifadelerini "fev-
kalade tehlikeli" olarak yorumladı. Aloğlü.
Işık tarikatının şeriat hedefini, devleti ıçten
ele geçirme amacı taşıyan kasetlerine ilişkin
şunlan söyledi:
"Adalete intikal etmiş bir konu. Geniş bo-
yudarda ele alınmalı. Topiumun uzlaşma rae-
sajlanna ihtiyaa var. Çok üzüldüğümü söyle-
mek isterinı. Gülen, belli bir konum elde et-
miş bir shil hareketin üderiydi. Verdikleri rae-
sajkr öyley di. Batı ülkelerinde de bu tür olay-
lar yaşandı. Din ağırlığı olan insanlar ABD'de
üniversiteler kurdu. Bunu misyonerler yapo.
Türkiye debunu yapmah." İşadamı Sakıp Sa-
bana ise Türkiye'nin öncelikle ekonomik so-
runlan ele alması gerektiğini anlatarak "Bu-
gün Fethullah Hoca gündeme geldi. 6 ay önce
başka bir konu vardı. Her zaman topu taca
auyoruz* diye konuştu.
CHP'nin 18 Nisan seçimlerinde Istanbul
büyükşehir beledıye başkan adayı olan işada-
mı Adnan Polat da Gülen ile ilgili iddialar ka-
nıtlanmadan suçlama yapılmaması gerekti-
ğini savundu. Polat. "Şu anda iddialar var.
Bazı kasetler var. Türkiye'de bu aralar kaset
çıkarmak moda oldu. Bunlann kanıtianması
lazun. Suçluluğu kanıtianana kadar bir insa-
na suçlu denilmemesi lazun" diye konuştu.
Istanbul DGM, ihbar niteliğindeki dokümanlan bir araya getirerek Şişli DGM'ye gönderdi
Dilipak''a soruşturma açdması istendi
Dilipak-Zor durumda.
Istanbul Haber Senisi - Istanbul DGM
Cumhuriyet Başsavcılığı, Akit gazetesi yaza-
n Abdurrahman Dilipak hakkında, bir TV
programında yayımlanan kasette. Atatürk'e
hakaretler içeren sözlennden dolayı Şişli
Cumhuriyet Başsavcılığı'na ihbarda bulun-
du. ADD Şarköy Şubesi de Dilipak'ın yargı-
lanması için topladıklan 1500 imzayı Şar-
köy Cumhuriyet Savcılığı'na venrken sivil
toplum kuruluşlan, tarihi gerçekleri çarpıtan
Dilipak'a tepkı gösterdi.
Istanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı,
Dilipak'ın, Atatürk'e hakaretler içeren söz-
lerinin yayımlanmasından sonra dün hareke-
te geçti. Aynı konuya ilişkin gazetelerde yer
alan haber kupürlerini kesen DGM Cumhu-
riyet Başsavcılığı, bunlan "ihbar niteliğinde
uvan" amacıyla soruşturma başlatılması için
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi.
Soruşturma başlatılırsa Dilipak hakkında
5816 sayılı "Atatürk Aleyhinelşlenen Suçlar
Hakkmdald Kanun'a muhalefet etmek" su-
çundan dava açılabilecek. Söz konusu kanu-
nun 1. fıkrası. "Atatürk'ün amsına hakaret
eden ya da söven bir Idmsenin 1-3 yıl hapis ce-
zasına çarptinlacağı''nı öngörüyor.
ADD Şarköy Şube Başkanı Sertok Keskin.
"Dilipak hakkında Şarköy Cumhuriyet Sav-
cılığı'na suç duyurusunda bulunduk. 1500
imzalı dilekçeyi de savcılığa vereceğiz. Atamı-
za hakaret eden kişi cezasını çekene dek tüm
gücümüzü kullanacağız" dedi.
Türkiye Kuvayı Milliye Mücahit ve Gazi-
leri Derneği Genel Başkanı Selahattin Gün-
gör, Dilipak'a çektiği faks mesajuıda, "Ta-
rihi gerçekleri saptırmay a dönük be\anlan-
mzl şiddetie kınıyüruz* dedı ADD fstanbul
Merkezi Şube Başkanı Bilge Bilgiç de açık-
lamasında "Dilipak ve onun gibi şeriat öz-
lemcileri yeni dünya düzeninin kuklala-
nndan başka bir şey değildir" dedı. Bılgıç,
"Cumhuriyet savctlannı göreve, kamuoyunu
da duyarlı olmaya çağmyonız" dedi.
Dilipak kimdir?
Haruniye'de 1949 yılında doğan lslamcı
yazar Dilipak, imam hatipi 7 ayn lise değiş-
tirerek bitirdikten sonra ÎTlA Gazetecilik ve
Halkla llişkiler Yüksekokulu'ndan mezun
oldu.. Fetih Yayınevi'ni laıran. Adım ve Ye-
ni Sanat dergilerini çıkaran Dilipak. Yeni De-
vir ve Milli Gazete'de yazdı. Dilipak, 1978-
1980 arasında Necmettin Erbakan'ın danış-
manlığını yaptı.
Dilipak, Istiklal Mahkemeleri'nde yargı-
lanan ve asılan 1350 kişiyi yıllarca arttıra art-
tıra 120 bin kişiye çıkarmıştı. Bir gün Istan-
bu] Üniversitesi önündeki türban eylemine
katılan, bir gün Taksim'deki şeriatçı kalkış-
mada, "Ey Müslümanlarsırbnızdaki kambu-
nı atm" diye konuşan, Cerrahpaşa Tıp Fa-
kültesi'nde lslamcı öğrencilerin protesto gös-
terisınde yer alan, bir diğer gün de Eyüp Sul-
tan Camii önündeki şeriatçı gösteride görü-
len Dilipak hakkında çok sayıda soruşturma
ve dava bulunuyor.
Evli ve 3 çocuk babası olan Dilipak. yazar-
lığına halen Akit gâzetesinde devam ediyor.