Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İ4 HAZİRAN 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
316 bin öğrenci, kolejlerin alternatifi olan devlet liseleri için yanştı. Sonuçlar temmuz ayının son haftası açıklanacak
Sınavda türlıaıı gergiııliğiANKARA/İSTANBUL(Cumhuriyet)- Mil-
li Eğıtun Bakanlığı yetkililerinin, sınavın tüm
merkezlerde sakin geçtiğinı savunmalanna kar-
şın tstanbul ve Ankara'dakı bazı okullarda tür-
banlı adaylann sınava alınmaması gergınliğe ne-
den oldu. Toplam 316 bin 48 öğrencinin başvur-
duğu sınav sonucunda. 90 bin 193 öğrenci, söz
konusu liselere girmeye hak kazanacak. Sınav
sonuçlan temmuz ayının son haftasında açık-
lanacak.
Fen. Anadolu, Anadolu Öğretmen, Anadolu
Imam Hatıp, Anadolu Teknik, Anadolu Meslek
ve Mılli Eğıtim Bakanlığı'na (MEB) bağlı sağ-
lık meslek liselerine alınacak öğrencileri belir-
lemek amacıyla yapılan sınav, Türkiye'de tüm il
merkezleri ile Lefkoşa, Riyad, jMedine, Cidde ve
Trablus'ta gerçekleştinldi. Yıllık ücreti 4 milya-
ra yaklaşan özel okullara alternatif Anadolu ve
fen liselerine de öğrenci alınacak, ılköğretimin
son sınıfında okuyan öğrencılerin girdiği sınav
saat 10.00'da başladı ve 120 dakıka sürdü. Sı-
navda öğrencilere Türkçe, Fen, Matematık ve
Sosyal Bılgıler-Din Kültür Ahlak Bilgısı testle-
• Ortaöğretim Kurumlan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı
(OKÖSYS) dün Türkiye'nin tüm il merkezleri ile Lefkoşa, Riyad,
Medine, Cidde ve Trablus'ta yapıldı. Şehremini ve Vefa Anadolu
Lisesi'nde türbanlı adaylann sınava alınmaması, yöneticiler ile veliler
arasında taıtışmalann yaşanmasına neden oldu.
rinin her birinden 25'er olmak üzere tek kitap-
çıktan toplam 100 soru yöneltildi. Tek tür kitap-
çık dağıtılarak yapılan sınavda her aday sırala-
ra tek başına orurtuldu. Sorulann hazırlanması
ıçin matbaa ışçileri ve soru hazırlayıcılann bir
ay kapalı kalarak hazırladıklan soru kitapçıkla-
n ve cevap kâğıtlan. sınavın ardından toplana-
rak özel mühürlü kutulara yerleştirildi. Kitapçık-
lar ve cevap kâğıtlan Ankara'daki Milli Eğıtim
Bakanlığı Bilgisayar ve Sınav Hizmetleri Genel
Müdürlüğü'ne gönderildi.
Türbanlı adaylar
lstanbul İl Milli Eğitım Müdürlüğü yetkilile-
rinin, millı eğıtim müdür yardımcılannın sına-
vtn yapıldığı 203 binada sınav süresince dene-
tim yaptıklannı belirtmelerine karşın Cağaloğ-
lu Anadolu Lisesi'nde türbanlı adaylar sınava
alındı. Şehremini ve Vefa Anadolu Lisesi'nde ise
türbanlı adaylan sınava alınmaması, bu okulla-
nn yöneticileri ile veliler arasında gerginlik ya-
ratan tarnşmalann yaşanmasına neden oldu. Tar-
tışma sonucu bazı türbanlı adaylann başlannı
açarak sınava girdikleri görüldü. Kartal Endüst-
ri Meslek Lisesi ve Semiha Şakir Lisesi'nde de
türbanlı öğrencılerin sınava alınmaması üzerine
tartışma yaşandı.
Ankara Çankaya Lisesi'nde 2 salon başkanı
türbanlı öğrencileri, ICılık Kıyafet Yönetmeliği
gercği sınava alamayacağını bildirdı. Bunun
üzerine türbanlı öğrencılerden bıri başını açtı.
Türbanını çıkarmamakta dırenen diğer öğrenci
ise sınava alınmadı. Milli Eğıtim Bakanlığı'nda
üst düzey bir görevde çalıştığını belirten öğren-
ci velisı, çocuğunun sınava alınmasını istedi. Sa-
lon başkanlannın direnci karşısında okul müdü-
rü AK Oztürk ile görüşen v eli, türbanlı öğrencı-
lerin sınava alınmaması konusunda bir yasak ol-
madığını öne sürdü. Okul müdürü Öztürk ise
yönetmeliği uygulayan salon baskanlan ile gö-
rüşerek türbanlı öğrencilerin sınava alınmasını
söyledi.Öztürk, yasa \e yönetmelikler gereği
Kılık Kıyafet Yönetmelıği'nı uygulamak zorun-
da olduklannı yineleyen salon başkanlannı gö-
revlennden çekerek odasına çağırdı. Yapılan iş-
lemin yasalara aykın olduğunu vurgulayan 2 sa-
lon başkanı da görevlerinden cekilince, Eğitim
Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından belir-
lenen toplam 4 görevli, görev yerlerinden aynl-
dı. Görevden alınanlann yerine okulun müdür
yardımcılan sınava girdı. Yapılan işlemin yasa-
lara aykın olduğunu belirten 10 öğretmen tuta-
nak tutarak imzaladı. Olaylann büyümesi üze-
rine .Ankara Milli Eğitim Müdürü Mustafa De-
mirkan okula gelerek incelemelerde bulundu.
Ankara ve tstanbuTda rürbanlı öğrencilerin sınava girmek istemesi çeşitli
tartısmalara ve gergjnüğe yx>l açtL(Fotoğraf: YUSUF ZİYA AY)
Türbanını çıkaran öğrenci
Tarikat yurtlan
başortusu
sorununda etkili'
• lstanbul Üniversitesi öğrencisi
N. S. büyük kentlere okumaya
gelen yoksul kız öğrencilerin
"namus kaygısı" nedeniyle cemaat
ve tarikat yurtlannı tercih
ettiklerini, bu yurtlann etkisiyle
açık öğrencilerin bile zamanla
türban takmaya başladıklannı
kaydetti.
YUSUF ZİYA AY
Kampusa ve derslere girerken türbanını
çıkaran tstanbul Üniversitesi öğrencisi
N. S., büyük kentlere okumaya gelen
geleneklerine bağlı yoksul kız
öğrencilerin "namus kaygBryla" cemaat
ve tarikat yurtlannı tercih ettiklerini, bu
yurtlann etkisiyle "tsbnni tarzda
giyinmek" zorunda kaldıklannı söyledi.
N S., üniversitede türbanla derse
girmekte ısrar etmenin yasalara karşı
gelmek olduğunu, bu nedenle dışanda
taktığı türbanını üniversitede çıkardığmı
belirtti. Üniversite dışında türban takan,
ancak kampusa girerken çıkaran tstanbul
üniversitesi öğrencisi N. S.,
üniversitelerdeki türban sorununun,
tarikat yurtlannın etkisiyle
yaygınlaştığını söyledi. Türbanla derslere
girmekte ısrar etmenin "yasalara karşı
çıkmak oMuğunu" vurgulayan türbanlı
öğrenci N. S.. birçok kız öğrencinin,
içine kapanık ve geleneklenne bağlı
olmalannın yanı sıra ailesi ve yakın
çevresınin tepkisinden çekindiklen ıçin
türbanı bir sığınak olarak seçtiklerini
savundu. Küçük bir çevTeden büyük
kentlere üniversite öğrenimi için gelen bu
öğrencilerin ve ailelerinin, •'namus
kavgısı ve geleneksei yapıJanna uygun
olması" nedeniyle cemaat ve tarikat
yurtlannı tercih ettiklerini söyleyen
N. S.. tarikat yurtlanna alınan başı açık
öğrencilerin de bu yurtlarda kalabilmek
için zamanla türban takmaya
başladıklannı kaydetti. N. S. şunlan
söyledi: "Bir laz düşünün. Henüz liseyi
yeni bitirmiş ve üniversite okıunak için
büyük şehre gelmiş, maddi durumu ryi
değiL Anadolu'dan, küçük bir çevreden
geliyor. Geleneklerine bağlı. ailesinin ve
çe\Tesinin etkisinde, onlann gözünü hep
üstünde hissedhor. Yurtlardaki tecavüz ve
taciz olaytannı duyuyor. Kendisini büyük
şehirde yalnız, korunmasız, çaresiz
hissedhor. Tek güvenebfleceği tarikat ve
cemaatlerin yuroan kalryor. Tarikata
bağlı insanlarui \e bu yurtlann yardımım
görüyor. Buralan tercih ediyor. Buralarda
korunduğunu hissedhor. Buralarda
geleneklerine uygun yaşayabiliyor.
Zamanla bu yurtiarda kalabilmek için
kapanıyor, tesettüre giriyor veya zaten
tesettürlü geliyor. Ünrversitenin
kurallanna uysa kaklığı yurttald
insanlann ne diyeceğinden korkuyor.
Başını açmak istese de açamıyor. Ailesi ve
vurttaki çevresinden korkuyor. Yaşam
Istanbul'da öyle zor ki, kimseye
güvenemiyorsun, kimseyle
konuşamıyorsun, yalnızsın. Bunun için
inançlanna sığmmak zorunda
kalıyorsua" Istanbul'da kendı evinde
yasadığı için kimsenin kendisine tarikat
yurtlanndaki öğrenciler gibi psikolojik
baskı yapmadığını belirten N. S., "Ama o
kız arkadaşlann böyle bir rahatlığı yok.
aOesine ve çevTesine bağunlılar" dedi.
Türbanı sadece inandığı için taktığını
vurgulayan N. S.. üniversite kapısından
girerken türbanını çıkanp çantasına
koyduğunu kaydetti. N. S. şöyle devam
etti: "Bu beni rahatsa edivor, bazen
başunı açtığun için vkdan azabı
duyuyorum, ama okumak isriyorum.
Mezun olunca çalışacağun yer devlet
dairesi olursa yine yasalara u>acağun.
Ama cemaat yurtlarında kalmak
zorunda olan kız öğrencilerin çoğu
gelenekieri ve inançlan için türban
takıyor. Siyaset için kullanmalan da
istenebüiyor. Ama türbanı siyaset için
kullanmak yanlış. Siyasi bir hareket
haline getirmek yanliş. Türbanı siyasi
hareket gibi kullanan Refah Partisi oldu.
Dini siy asete soktu."
FP lideri Recai Kutan, Türkiye'de inancına göre yaşayanlara müdahale edildiğini ileri sürdü
'Laiklik baskı aracı olarak kııllaııılıyoı^
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - FP Genel Başkanı Recai Ku-
tan, Türkiye'de laikliği "antide-
mokrarik şekilde anlayıp baskı
araa olarak kullanmak iste>en ki-
şüer" bulunduğunu ılen sürdü.
Kutan, ülkede inancına göre ya-
samak isteyenlere müdahale edil-
diğini savundu.
Recai Kutan, dün, Yunus Em-
re Kültür Merkezi'nde üyesi ol-
duğu Teknik Elemanlar Derne-
ği'nin 5. olağan genel kuruluna
katılarak konuşma yaptı. Kutan,
gelişmiş ülkelerin, yurttaşlannın
daha çok özgürlüğe ve insan hak-
lanna kavuşması için 2025-2030
yıllannı planladığını belirterek
"Cumhuriyetimizin 100. yüını
kutiayacağimız 2023 yıüna göre,
ptanbnmızı, projeJerimizi strate-
jilerimizi hazuiamak, bepimize
düşen görevdir* dedi.
Yurttaşların önemli bir bölü-
münün "laiklikdüşmanT gibi bir
ithamla karşı karşıya bulundugu-
nu öne süren Kutan, şu görüşlen
savundu: "Nedemeklaiklik: Her-
kes, inancında özgür olacak, kim-
seye inancından dolayı baskı va-
pumayacak. Hem 'Laiklik ihlal
ediliyor" diyorsunuz,sonradasiz
ihlal ediyorsunuz. Adana'da tica-
ri bir tesettür defOesi düzenleni-
yor. Bu def11e>i profesyonel man-
kenler sunuvor, eüerinde Ata-
türk'ün annesinin tesettürlü re-
sünlerL'Vaygösteremezsinız' di-
yorlar, niyt camm. işte öyle. Bu ül-
kede aziz milk'tin dediği olacak.
Bir avuç insanın ke\fıne göre tat-
bikat olmayacak. Onun için bu ül-
kede laiklik ihlal edilhormuş, ha-
yır. Aziz halkunızın, laikliöe ner-
kesten daha fazla ihth-aa var. Bu
aziz halk deli mi Id. Banh evrensel
normlarda laikliğe karşı çıksın.
Bu ülkede laikliği- antidemokra-
tik şekilde anlayıp bir baskı araa
gibi kullanmak isteycn laikçüer
\ar. laikler degiL"
Bir tarafta halkın gündeminin,
diğer tarafta ise "Ne olursa olsun
bu ülkeyi ben yöneteceğim'7
dı-
yenlenn gündeminin olduğunu
idda eden Kutan. "Ülkede, irtica
bortladı, laiklik ihlal ediliyor,
Cumburiyete karşı çalışmalar
varnuş. Bunlann hepsi vehimlere
da%alı iddialardır" dedi.
Metallica 'nın 2. konseri
Metallica son
albümleri Siaıluımıf ııda
(iarajjc lııc ikimi ke/ IHIIIIŞIII
turncsi lu'a\ \
kapsaııııııdii. dün nıetHrNOvrlerlc.
akşarn Ali Saıııi \hnul Saıı
IVodıation
tarafımkın
Siimcrhank'ııı
ı N|H)iiMirlıı^tııuia
(lü/fiılenen
koRsenle on »nıp
<ıl|rak Mıınvlcr
Ma^iK't. kıırbun
\t- Mıfıaııva'daıı
Başbakan Dervîs Eroglu
'Kıbns'ta iki
devlet olduğu
kabul edilmeli'
AYŞE YILDIRIM
BERTAN AĞANOĞLU
>RJDANYA - KKTC Başbakanı Deniş
Eroğhı,G-8'lerin devreye girerek nihai bildir-
geye Kıbns'ı koyma noktasına gelmesinin
üzücü bir olay olduğunu söyledi. Eroğlu, "BH
polirikamızı orta\a ko\duk Kıbns'ta iki ayn
devlet vardır. Dünyanın bu gerçegigörmesi ve
kabul etmesi gerekir'' dedi. Yunanıstan'm ve
Kıbns Rum kesiminin Abdullah Ocalan'a
yardım ettığinin ortaya çıktığını anımsatan
Eroğlu, Yunanistan'ın ve Kıbns Rum kesimi-
nin "Düşmanımın düşmanı benim dostum-
dur" feİsefesi ıçınde hareket ettiğini göster-
diğıni söyledi.
Bursa Valısi Orhan Taşanlar'ın davetlisi
olarak geldiği Bursa"da Uluslararası Bursa
Festivali'nin açılışına gelen Eroğlu, akşam
da Mudanya'da onuruna venlen yemeğe ka-
tıldı. Yemek öncesi gazetecilerin sorulannı
yanıtlayan Eroğlu, Kıbns konusundaki ge-
lişmelere değindi.
G-8'lerin devTeye girmeye cahşarak konu-
ya müdahıl gibi görünüp nihai bildirgeye
Kıbns'ı da koyma noktasına gelmelerinin
üzücü bir olay olduğunu vurgulayan Eroğlu
şöyle devam ettı:
"Biz politikamızı açık ve net ortaya koy-
duk. Kıbns'ta iki ayn devlet vardır. Türki-
ye'nin dışında başka ülke tanımasa da gerçek
olan budur. Bu gerçek kabul edilmediği süre-
ce ve statükr benimsenmediği sürece masa-
başında bulunmanın bir yaran olmadığını,
1970'li yıllardan beri yapilan görüşmelerde
hiç sonuca vanlmamasını göstermiş olması
gerekir.''
Bodrum'da imar izni tepkilere yol açan alışveriş merkezi 'çevre filmlerine' ev sahipliği yaptı...
w
Rant küDiyesinde' çevre festivaliOKTAYEKtSCÎ
Bu yıl 3'üncüsü gerçekleştırilen "LTusto-
rarası Bodrum Çevre FUmleri FestivaM'' ılk
gündeme geldiğinde, "bundan iyi yer seçi-
mi otanuz" dıye düşünmüş v e düzenleyen-
leri kutlamıştım.
Çünkü Bodrum artık öylesine gözü kara
bir *imar tahribaü" yaşıyordu ki bu "dün-
>a mirası" kentimizi kurtarmak için "ulus-
İararası duyaıiı kesimlerin'' de ilgisini çek-
mek gerekiyordu. Böylesi bir film festivali
ise çevre için düşünen, yaratan ve mesaj ver-
mek isteyen dünya sinema sanatçısı ve
emekçilerinin de "Bodrum'un içine düştü-
ğü durumu görerek" kentlerini korumak is-
teyenlerle el ele tutuşmalan sürecini de baş-
latabilirdi...
tlk iki yılın festival etkinliklerin-
de. bu yönde güçlü bir gelışme pek
gözlenmese bile özellikle kimi pa-
nel ve tartışma toplantılannın "ya-
rarh" olduğunu söylemek mümkün.
Çevre filmlen ıçin bir araya ge-
lenler, tarihsel ve doğal değerlerin
korunmasıyla ilgili sorunlan dile
getinrken "gözler önündeki Bod-
rum'a" da değinmeden elbette ki
kendilerini alamamışlardı. Festiva-
lin yarattığı "duyarh ortam" içınde,
aynı filmlerdekı "mesajlara" en çok
gereksinimi bulunan Bodrum da
"konuklannı sorunlanna ortak e-
den bir ev sahibi" oluyordu...
Bu kazanımın geçenlerde sona
eren 3. festival süresince de yasan-
dıgı, gazetelere yansıyan haber ve
izlenimlerden anlaşılabiliyor.
Ömeğin Sungu Çapan, Cumhu-
riyet'ın kültür sayfasmda aynntılı
gözlemlerini yazarken söze daha ılk
girişinde Bodrum'un "dünyanın en
güzel ve en çok kirletflmiş köşelerin-
den biri" olduğunu vurgulayarak
çe\Te filmlen festivalinin bu eşsiz
kenti yıne "bir haftahğuıa" kucak-
ladığına dikkat çekiyor. (Cumhuri-
yet, 11.06.1999)
Benzer şekilde Vecdi Sayırda ay-
nı sayfadaki "Kedi Gözü" köşesin-
de, festıvalin "çevre etkinliklerini" anlattığı
yazısma şöyle başlıyor: "Kediler, doğalan
gereğiçevTeci yaraüklardır (...) Ama pek faz-
lakonuşmazlarbu konuda.OysaBodrum'da
bugünlerde hangi kediye rastlasanız, söz dö-
nüpdolaşıpçevreyegenyor.Festh-albirişeya-
nyorgaMba-"
Bodrum'un betonlaşması
Peki, Uluslararası Çevre Filmleri Festiva-
li'nin Bodrum'da yarattığı bu olumlu tartış-
ma ortamı, acaba "sorunlann çözümü'* ko-
nusunda da kalıcı adımların atılmasına ola-
nak sağlayacak bir düzeye ulaşabiliyor mu?
Ömeğin, kapalı kapılar arkasında gerçek-
leşen pazarlıklar sonucu "halktan gjztene-
rek" verilmiş kimi."ayncahklı imar izinle-
rhle'' Bodrum'un betonlaşmasma daha da
hız kazandınldığı açıkça dile getirilebiliyor
mu?
Yine Vecdi Sayar'm yazısmdan anlaşıldı-
ğına göre, örneğin festivalin ikinci günü ya-
pılan "Çevre BUinci \« Avrupa Çevre RDÜti-
kalannda Shil Toplum Kuruluşlannuı Ro-
lü" başlıklı panelde konuşan Dünya Doğal
Hayatı Koruma Vakfi Avrupa politikalan so-
rumlusu Tony1
Long, Bodrum'daki bu gerçe-
ği bilmese bile sankı "sezmiş'' gibi şunlan
söylüyor. "Çe\Te koruma alnında yüksek
standartiara sabip ülkeier, AvTupa'da bilgi-
ye ulasnn, politik katahm gibi demokrasistan-
darüan açısudan da en önde geliyor_"
Bu panelin hiç kuşkusuz en "çarpıa" (a-
ma pek söz edılmeyen) yanı ise aynı sözle-
rin yankılandığı mekânın tam da Tony
Long'un altını çizdiği gibi "halkın bOgisin-
den uzak". "politik kaühmın dışlandıgı" ve
"demokrasi standardıdüşük" ilışkiler sonu-
cunda özel imar izni verilmiş bir "syncahk-
h yapi kompteksi" içinde olması.
Çünkü sadece bu panelin değil, çevre
filmleri festivalinin birçok göstensi için de
bu yıl yeğlenen "OASİS Kültür Merkezi'',
Bodrum'daki imar dengelerinı altüst eden
\e "kentsel çevre dokusuna duyarsız'' rant
yapılaşmalan arasında son yıllann en çok
tartışma konusu olan uygulamalardan belki
de en ünlüsü olarak "beyaz evter kentini'' iş-
gal ediyor...
Daha proje aşamasındayken, başta "Bod-
rumlugönüllüler" ohnak üzere mimarlann.
Çevre filmleri
festivali için
seçüen OASİS
alışveriş
kompleksL
Bodrum'un
geleneksd
mimari
ölçülerini ve
oranlanm
gözetmeyen
yoğun yapı
kütiesi
nedeniyle
çevrecflerin
tepküerine
rağmen "özel
imar ayrıcalığı"
sağlanarak inşa
edfldL_
çevTecilerin ve kımı yerel basm yazarlannın
tepkilerini çeken OASİS "anşverişveegleD-
ce" kompleksi. dönemin belediye yönetimi
ile yapımcı fiftna arasuıda ~sivil toplum mu-
halefetme kulak asılmadan" vanlan anlas-
malar sonucunda ve çevreyi koruma amaç-
lı imar kurallan "deünerek" ınşa edilmişti.
Şimdi a>nı yapımcı fırma. "rant külliye-
si" ıçındeki kültür merkezi denilen mekinı
"çe\re filmleri" etkinliklerine ayırarak bir-
kaç yıl öncekı "imajını" da bir güzel değiş-
tirmış oluyor. Dahası. "OASİS-HaHkarnas
Bahkçısı Kısa Film Maratonu" ile de Hali-
karnas Baltkçısı'nın mezardaki kemiklenni
bile sızlatacak imar duyarsızlığını "Onun
adıyla" gizlerken bu girişimine ortak ettiği
Bflği Cniversitesi'nın de eminim ki "bflgisiz-
ttğinden'' yararlanmış oluyor...
Neyse ki 'Bodrum
Kalesi' varmış~. •_
Sinema sanatı ve çevre savaşımı-
ntn beyaz perdeyle de desteklenme-
si açısından Türkiye'nin "yüz ata"
denebılecek düzeyde birbaşanlı or-
ganizasyon olarak geride kalan 3.
Uluslararası Çevre Filmleri Festi-
vali için, acaba Bodrum'da "Çevre-
ye karşı notu kınk olmayan" me-
kânlar bulunamaz mıydı?..
Bir yandan topluma ve insanlığa
çevre bılinci taşımaya gönül vermiş
sanatçılarteşvik edilirken öbüryan-
dan bu bilincin tersi politikalarla
çevTecılenn de tepkisıni çekmiş bir
yatınmın "aklanma" çabalanna
alet olmamaya da özen gösterile-
mez miydi?..
Bu sorulan düşünürken festıval-
de büyük ödülü alan Takashi Mfl-
ke'nin yönetmenliğindeki Japon
yapırru "Çin'in Kuş tnsanlan" ad-
lı filmin 'Bodrum Kalesi'nde gös-
terildiğini öğreniyor ve biraz rahat-
lıyorum. Hiç değilse festivalin en
büyük coşkusunun "Bodrum'asay-
gır
içinde yaşanmasına olanak sağ-
ladığı için de Müze Müdürü Oğuz
Alpgözen'e sessiz bir selam gönde-
riyorum...