Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 HAZİRAN 1999 PAZARTESİ CUMHURtYFT SAYFA
HiJVİ_FI^l vJIVIJ. / ekonomi(5 cumhuriyet.com.tr 13
ŞİRKETLERDEN
• LEVTS babalar günü
için şık ve kullanışlı hediye
seçenekJeri sunuyor.
Bırbirinden farklı üriinler
içinde özellikle aksesuvarlar
dikkat çekiyor.
• LACOSTE 7 kat örerek
yakasının dik durmasııu
sağladığı polo t-shirt için 20
knı iplik harcıyor. Erkekkre
özel üretilen Lacoste poloian
babalar günü için i>i bir
hedive olarak önerüivor.
• BENETTON'ınyaz
koleksiyonu 22 renkteki 322
farkJı üründen olu^uyor.
Koleksiyonda kanvas
pantolonlar, şortlar, tışörtler
bulunuyor. UKİ 'Babam
Hep Benimle Olsun'
kampanyası için özel
indirim uygulaması başlattı.
Kampanyada takım
elbiseler, ceketler.
pantolonlar, gömlekler,
kravatlar, aksesuvarlar,
likralı kanvas pantolonlar,
jean pantolonlar satılıyor.
• İGS babasına hediye
almak isteyen tüm
öğrencilere \üzde 10 indirim
u\gulu>or. tnterbank kredi
kartı olanlar indirimli
alışveriş vapabilme, İGS
kartı olan müşteriler ise 3
taksitk ödeme imkânına
sahipler.
• GILLETTE'nin piyasaya
yeni sürdüğü 3 bıçaklı ve
nemlendrriaözelliğe sahip>»=
MACH 3 serisi en az tahriş
ve pürüzsüz tıraş sağlıyor.
Güette'nin hazırladığı
babalar günü paketınde
MACH 3 ve Gilette Pacific
Light tıraş jeli bulunuyor.
• BEYMEN babalar günü
için Beymen veya Beymen
Club'dan auşveriş yapanlara
'baba \e çocuk sevgisi"
temasuu işleyen 1 tişört,
Nautica koleksiyonundan iki
üriin alanlara da 1 Nautica
tişört hediye edhor.
• PHlLIPS'ın babalara
özel kampanyasında eski
tıraş makinesini getirenlere
yeni tıraş makinesi veriliyor.
Eskı makinenin 10 mılyona
sayildığı kampanya hazıran
sonuna kadar sürecek.
• DERİMOD babalar
gününde seçkin ayakkabüar
sunuyor. Rahatlığın ve
şıkbğın ön planda tutukhığu
yeni kreasjonda deri \e süet
ayakkabılar bulunuyor.
• NIVEA FOR MEN
babalar günü için 1 balsam
ve temizleyici burun bandı
alanlara, bir tıraş çantası ve
tıraş köpüğü hediye ediyor.
Erkeklerin tıraş ve tıraş,
sonrası bakım için
kullandıklan ürünler cildi
gerginlik ve yanma
etkilerine karşı koruyor.
• HİLTON 20 Haziran
Pazar günü kudanacak olan
babalar günü için bir
brunch düzenüyor. Babalara
mini parfiim hediye edecek
olan otel aynca ücretsiz
havuz girişi sunuyor.
• UNE DUE babalan
şehrin stresinden
uzaklaştırmayı planlıyor.
Une Due'den alacağınız bir
ayakkabı ile 'babanızı
pikniğe ya da trekking
gezisine götürün' önerisinde
bulunuyor.
• ORIFLAME erkekler
için hazırladığı Energy
Sport Serisi
ile babalar
gününe
hazırlanıvor.
Bu seride
sakallan
yumuşaop
kolay
kesilmesini
sağlayan köpüğün yanı sıra
krem ve aftershave
bulunuyor.
Kotaların sıfırlanacağı 2005 yılında, tarife dışı engellerin ön plana çıkması bekleniyor
AB tekstîlciyi zorlayacak• îstihdam ettiği
işçilerin henüz yarısını
bile sigortalı
çalıştırmayan ve"kayıt
dışı cenneti" haline
gelen tekstil sektörünün
başı ağnmak üzere.
FATMAKOŞAR
Kayıt dışı istihdam, tekstil sek-
törünü 2000'li yıllarda güç du-
rumda bırakacak. Kotalann sı-
firlanmasıyla Avrupa BirliğTnin
(AB) "kayıt dışr basta olmak
üzere tarife dışı engelleri devre-
ye sokacağı 2005 yılı. ortalama
2 milyon kişiden sadece 500 bin
civannda işçisi kayıtlı görûnen
tekstil sektörünün yeniden yapı-
lanmasını zorunlu kılıyor.
Sektörtemsilcıleri. dünya ge-
nelinde kotalann sıfırlanacağı
2005 yılına hazırlık çerçevesin-
de kayıt dışı işçi çalıştırmaya
son verilmesi gerektiginı vurgu-
ladılar.
AB'nin "tarifedışT hazırlığı
konusunda uyanlar yapılıyor.
Türkiye Giyim Sanayıcilen Der-
neği (TGSD) kotalar kalktıktan
sonra, herticari blok gibi AB'nin
de tarife dışı engeller koyacağı-
nı goz önünde bulundurarak, Av-
rupa ülkeleri pazannın kaybe-
dilmemesi için üyelerini "istenen
sosyal koşullar" konusunda bil-
gilendiriyor. thracatının yansın-
dan fazlasını AB ülkelerine ya-
pan Türk tekstil \ e hazır giyim-
cilenn önünü keserek kendi üre-
Çahşanlannın yana sigortasız olan tekstil sektörünü 2005 yüında zorlu bir sınav bekliyor.
ticisini korumaya yönelik ön-
lemler alması beklenen AB'nin,
işçi çalıştırma koşulları, ücretler,
devlete ödenen vergi başta olmak
üzere çeşitli tarife dışı engelle-
ri gündeme getirmesine kesin
gözüyle bakıhyor. Buna karşılık.
istihdam ettiği işçilerin henüz
yansıru bile sigortalı çalıştırma-
yan tekstil sektörü bu yönüyle
"kayıt dışı cennetı" haline gelir-
ken aynı zamanda dış ticaretten
aldığı payla Türkiye'nin loko-
motif sektörü olmayı sürdürü-
yor.
Söz konusu kotalann sıfırla-
nacağı tarihe kadar sektörün ka-
yıt altına alınamaması durumun-
da, Brüksel'in tarife dışı engel-
lerinin Türkiye'nin ihracatını
önemli oranda etkileyeceği de
dile getiriliyor.
TGSD Başkanı Büknt Atuk,
Türkiye'den alım yapan ulusla-
rarası alıcılann "sosyalşartbn-
IU" içeren bir kitapçık hazırlayıp
üyelerine dağırtıklannı belirte-
rek "Sektör, kayıt dışı tarafını
gitâkçedüzetanekte. Anadolu'ya
kayarak kayıtlı hale gelmekte.
Belli bir süre alacakrır" dedi.
Atuk, bunun hızlanması için aşı-
n vergi yükünün kalkması gerek-
tiğini de savunarak maliyetlerin
düşürülmesi için kayıt dışı çalış-
tırmaya yönelenlere karşı olduk-
lannı, insanı çalışma koşullan-
nı yaygınlaştırma çabasına gir-
diklerini dile getirdi.
Modi-Teks Yönerim Kurulu
Başkanı İsmet Özcan tarife dışı
engellerin ön plana çıkacağını
belirterek, Avrupa'da yaygınla-
şan "İnsanlanaçuksuunndaca-
hştırarak para kazananlann ma-
ünı nasıl gjyeceksiniz?" yaklaşı-
rrunın Uzakdoğu'yu zorlamaya
başladığına dikkat çekti. Özcan,
"2005 yılına kadar bu sonınlan
halledemeyenler ayakta dura-
mayacaktır. İnsanlan sömüre-
rek üretenlerin ürünü arûkkabul
edilmiyor, menşeine bakılarak
almrvor" dedi.
Türkiye
temyize
hazırlanıyor
Ankara, Hindistan'ın şikâyeti üze-
rine Dünya Ticaret Örgütü (WT0)
Tahkim Kurulu'nun Türkiye'nin
aleyhıne aldığı "V\TO üyeterine it-
halat kısıtlamasında bulunamaya-
cağı" yönündeki karan temyize gö-
türmeye hazırlanıyor.
Dış Ticaret Müsteşarhğı (DTM)
•karann eksik. yanlı ve hatalı ola-
rak nitelendirilebilecek hukuki yo-
rumlan ve bulgularT olduğunu tes-
pit etti. Hukuki sürecin incelenme-
sinin ardından WT0 Terrryiz Orga-
nı nezdinde karara itiraz etmeye ha-
zırlanan DTM yetkilileri, konuyla il-
gili gelişmeleri yakından takip ettık-
lerini ve ilk aşamada kısıtlamalann
kaldınlması gibi bir uygulamanın
söz konusu olmayacağını behrtiyor-
lar.
Yetkililer. VVTO'nun Gümrük Bir-
liği'nin (GB) gereklerini ve işleyi-
şini dikkate almadığına dikkat çe-
kerek itiraz çahşmalannm Avrupa
Birliğı (AB) Komisyonu'ndan da-
nışmanhk hizmeti veren bir avukat-
la gerçekleştiğini bildirdiler.
DTM, temyiz sürecinin bu yıl so-
nuna kadar süreceğini belirtirken
tekstilciler WTO'nun Hindistan'a
ve diğer üye ülkelere miktar kısıt-
laması yapamayacağı yönündekı ka-
rann yerli sanayiye büyük darbe vu-
racağına dikkat çekiyorlar.
Uzmanlar, imzalanan 4 sözleşmeninde hukuk açısından 'yok' hükmünde olduğunu bildirdi
Enerji yağmasına ortak tavırANKARA(CumhuriyetBürosu)-TürkMi-
mar ve Mühendıs Odalân Bırlıği (TMMOB),
Tes-tş. Enerji Yapı Yol-Sen. Kamu tşletme-
ciliğini Geliştırme Merkezi Vakfı (KİGEM)
ile Tüketicı Haklan Derneği'ncedüzenlenen
'Elektrik Enerji Sektöründe Özelleştirme
Uygulamalan ve Kamu Yönetimine Etkile-
lirt konulu sempozyumda enerji sektörün-
"
1
deki"yağmaya dikkat çekıldı.
Elektrik Mühendıslen Odası (EMO) avu-
katı Gökhan Candoğan, yap-işlet-devret söz-
leşmelerinın. imtıv az ışlemınin bugüne uyar-
lanmış şekli olduğuna dikkat çekerken, im-
zalanan 4 sözleşmenin hukuk sistemi açısın-
dan 'yok' hükmünde olduğunu söyledi. Can-
doğan, Esenyurt'ta Doga tletim Şirketi'yle,
Birecık Santralı ve Marmara Ereğlisi'nde
imzalanan yap-işlet-devret sözleşmelerinin
özel hukuka göre yapıldığına dikkat çekti.
Candoğan, bu sözleşmelerde Danıştay 1
Dairesi'nin kamu hizmeti oldugu saptama-
sıyla ön denetım ıstemine uyulmayarak ulus-
lararası tahkim getirildiğinı kaydettı. Üreti-
len elektriğın tamamına alım garantısı veren
TEAŞ'ın 3.5 cente ürettığı elektriğı bu şır-
ketlerden 9.5 cente aldığım belırten Cando-
ğan, "Burada tam anlamıyla soygun var"
dedi.
Uluslararası tahkim konusunda Anayasa
Mahkemesi kararlan doğrultusunda anaya-
sa değişikliğine de gıdilemeyeceğini anlatan
Candoğan, "Türkiye'nin bir hukuk devleti
olduğunu söylemek mümkün değil. Bu iş-
lemierden sonra sosyal de\ let de olmayacak.
Danıştay üyderinin ilgili bakanlar tarafindan
ziyaret edilmediği, ABD'ye götürülmediği.
centilmenlik anlaşmasının imzalanmadığı
bir ortam okaydı bu davalar coktan sonuç-
lamrdı" diye konuştu. Enerji Yapı Yol-Sen
Genel Başkanı CengizFsydah da, enerji sek-
törününyatınm yapılmayarak zayıflatıldığı-
nı. dışa bağımlılığın armnldığını. uzun erim-
li enerji politikalannın yapılmadığını anlat-
tı. Faydalı, özelleştirmeye karşı şu alterna-
tif politikalan önerdi:"Saghk. egitim ve sos-
yal güvenük alanından özel sermaye çekilsin.
Enerji gibi stratcjiktşkoUannda kamunun bu-
lunması ekonomi için zorunludur. Tüm üre-
tim alanlannda kamu girişimi. tekeli kıracak
ve fiyat artışını kontrol edecek tek mekaniz-
madır. Ortak çahşanlar yasasj yönünde ab-
lacak her adım. özelleştirmeye karşı en cid-
di adımlardan birisidir."
Ankara'ya \ürü\üş
Öte yandan Enerji Yapı Yol-Sen Istanbul
Şubesi 4. Olağan Genel K.urulu"nda özelleş-
tirmelere karşı Ankara yürüyüşü ve işyerle-
rini terk etmeme gibi eylem kararlan alın-
dı. Kongrede. KESK. DİSK, Hak-tş ve de-
mokratik kitle örgütlerine özelleştirmeye
karşı ortak mücadele çağnsı yapıldı. •
EMO Başkanı An" Yiğit ise, enerji sektö-
ründeki plansızlığa dikkat çekti. Yatağan,
Kemerköy ve Yeniköy santrallanmn birbi-
rine çok yakın olması nedeniyle çevre kir-
liliğinin arttığını. üçünün tam kapasıte ça-
lıştınlamadığını anlatan Yiğit, geleceğe yö-
nelık projeksiyonlarda da Türkiye'nin tüke-
tim talebinın abartıldığına dikkat çekti. Tü-
ketici Haklan Derneği Genel Başkanı Tur-
han Çakar da, enerji sektörünün kamu hiz-
meti olduğunu vurgulayarak, bu alanda ana-
yasa gereği devletin görevli olduğunu anlat-
tı. Gazetemiz yazan Işık Kansu da, medya
kuruluşlannın birkaç gazete-televizyonun
yaranda sıgortacılık, bankacılık, inşaat ve pek
çok sektörde faaliyet gösterdikleri gibi ener-
ji ihaleleriyle santral ve dagıtım şirketi sahibi
olduklanna dikkat çekti.
D Ü N Y A E K O N O M Î S Î N E B A K I Ş / ERGtNYILDIZOĞLU LONDRA ergin@ergin.demon.co.uk
Perşembe günü Birteşmiş Mil-
letlerGüvenlik Konseyi Kosova
Banş Anlaşması'nı onayladığın-
da, Çin, NATO'yu ve ABD'nin
uluslararası hegemonya kurma
eğilimlerini eleştirerek çekimser
kaldı. Çin temsilcisi konuşma-
sında, bundan sonra da ulusla-
rarası askeri operasyonlarda yal-
nızca BM'nin iradesini tanıma-
ya devam edeceklerini vurgula-
dı. Rusya, Kosova'da Banş Gü-
cü çerçevesinde kendisine ay-
n bir sektör verilmemiş olma-
sından son derecede hoşnut-
suzdu. Cuma gecesi, beklen-
medik bir askeri inisiyatifle, NA-
TO'dan önce Priştina'ya gire-
rek bir "fait accomplit" yarattı.
Her iki ülkenin bu tutumlannın
arkasında ortak bir neden var.
Soğuk Savaş döneminde, Ba-
tı'yı en çok korkutan bu iki ülke,
NATO'nun Kosova'ya müdaha-
lesi sırasında itirazlannın dikka-
te alınmadığını gördüler. Hem
Çin hem de Rusya, ABD'nin NA-
TO aracılığıyla ve Avrupa'nm
desteğiyle uluslararası hege-
monyasını güçlendirdiğini gö-
rüyortar.
Kosova Savaşı'nda NATO'nun
sergilediği teknik-askeri kapasi-
te Rus ve Çin askeri çevrelerin-
de büyük endişe yarattı. Her iki
ülkenin de Ntsan ayından bu ya-
na yeni askeri strateji arayışla-
nna hız verdikleri bildiriliyor. Ge-
lişmelerin yönüne bakarak,
ABD/NATO, Rusya ve Çin ara-
sında diptomatik ilişkilerin gele-
cekte daha da istikrarsızlaşa-
cağı söylenebilir.
'Neden kimse bizden
korkmuyor?'
VVashington Post'un bildir-
diğine (12/06/99) göre 29 Nisan
tarihinde Kremlin'deyapılan giz-
li bir üst düzey toplantıda Yelt-
sin, ordu tarafindan sunulan
"taktik nükleersilahlan yenileş-
tirme" önerisini görmezden ge-
lerek, nükleer silahlara atıfla sor-
muş: "Hiçbir şeyi durdurmayı
beceremedik! Neden bizden
korkmuyorlar?" VVashington
Post'un yorumuna göre, top-
Çin ve Rusya'da Yeni Stratejik Arayışlar
lantıdaki generallerin bu soruya
tatmin edici bir cevap vereme-
miş olması. Rusya'nın karşı kar-
şıya kaldığı askeri-stratejik za-
aflan ortaya koyuyor.
Batı'nın askeri teknolojisinin
son 20 yılda gösterdiği ilerle-
melere karşın Rusya savunma-
sında, giderek daha fazla stra-
tejik nükleer silahlara dayanma-
ya baştamıştı. Ne kı, zaman için-
de Rusya'nın stratejik nükleer si-
lah stoklan kaynak yokluğun-
dan giderek aşındılar, kapasite-
teri düştü. Diğer taraftan bu tür
silahlar etki alanı açmaya da
(kullanma olasılıklan son dere-
cede düşük oldugu
için) uygun de-
ğillerdi. Buna
karşılık, ABD
ve NATO'nun
önce Körfez
Savaşı'nda,
sonra da Ko-
sova'da kul-
landığı yüksek
teknolojiye da-
yanan hassas vu-
ruşlu (iddia edildi-
ği kadar hassas ol-
masalar bile) kon-
vansiyonel silahla-
nn, güç yahsıt-
maya ve etki
alanı açmaya
çok daha uy-
gun olması,
Rus askeri çevrele-
rinde, bir savaş anında,
taktik nükleer silahlann hiç bek-
lenmedik bir şekilde etkisiz kılı-
nabileceğini düşündürdü: Bu
yüksek teknolojiye dayalı kon-
vansiyonel silahlar, günün ulus-
lararası hegemonik rekabet ko-
şullanna, güç yansıtmaya daha
uygundu. Ne ki, Rusya, ekono-
mik zorîuklardan dolayı, var olan
uydu kapasitesini bileyeterince
yenileyemiyor. Buyüzden, Rus-
ya'nın kısa zamanda yüksek tek-
noloji alanında büyük atılımlarya-
parak Batı'yı yakalaması müm-
kün değil. Bu gerçeklik, Rusya
askeri çevrelerinde büyük ger-
ginlik yaratıyor ve Kosova'da
oldugu gibi ani, ancak askeri ve
diplomatik olarak riskli siyasi
manevralaria etki yaratma yol-
lan aramaya zoriuyor. Bu tür ma-
nevralann ise, uluslararası ilişki-
lerde "önceden görülebilirlik
olasılığını "azaltarak istikrarsızlık
yaratması kaçınılmaz.
Çin'in kuşatlma
korkusu
Tüm itirazlarına rağmen
ABD'nin Kosova politikasında
bir etki yaratamayan Çin'de de
Rusya'ya benzer bir gerginlik,
Yeni Askeri Strateji ve dış po-
litika arayışlan var.
Çin, NATO'nun
Kosova müdaha-
lesinin gerekçete-
nnın, ege-
menliği altındaki Tıbet, Zinjian
gibi bölgelere müdahale koşul-
lannı yarattığını düşünüyor, hiç-
bir zaman hükümranlık hakkın-
dan vazgeçmediği Tayvan'la
arasındaki dengelerin de bozul-
masından korkuyor. Ancak Çin'rı
korkulannın daha karmaşık stra-
tejik kaynaklan da var. Çin, bu-
gün "ABD'nin tekhedefınin bir
dünya egemenliği kurmak ol-
duğuna" inanıyor. (Internati-
onal Herald Tribune 12/06).
Çin'e göre, ABD'nin bu dünya
egemenliği kurma eğiliminin iki
ayağı var. Birincisi, NATO'nun
doğuya doğru genişlemesi; ikin-
cisi, yeni ABD-Japonya savun-
ma işbiriiğı.
Çin, Asya'da ABD tarafindan
kuşatılmaya başlandığına ina-
nıyor. Soğuk savaşın hemen ar-
dından, Çin'in bölgesindeki kor-
kusu, Japonya'nın ekonomik
gücünün, giderek siyasi ve son-
ra da askeri bir güce dönüşme-
si idi. Çin, soğuk savaşın bit-
mesiyle, Japonya'nın ABD'ye
olan bağımlılığının azalacağını,
Japonya'da ulusal silahlanma
eğiliminin güçleneceğini düşü-
nüyor, ABD-Japonya askeri it-
tifakını bölgede bir istikrar un-
suru olarak görüyordu. (Foreign
Affairs Eylül/Ekim 1996). Çin'in
bu yaklaşımı zaman içinde de-
ğişti. Çin şimdi Japonya ve
ABD'nin kendisine
karşı bir ittifak ge-
liştirdiğine inanı-
yor. Çin'in Asya
krizi sırasında
bölgede etkisi-
nin ve öneminin
artmasına {"Fil-
ling Asian Vacu-
um" Bloom-
berg-18/05/99)
karşılık yaşanan
bir seri gelişme
Çin'in bu inananı daha da
güçlendırdi. Diğer taraf-
tar>, piyasa ilişkilerinin
yayılması ve resmi komü-
nist söylemin zayıflamasıy-
laegemen ideolojideaçılan boş-
luğun milliyçtçilikle (Çin'in Belg-
rad Konsolosluğu'nun bomba-
lanmasından sonra oldugu gi-
bi) doldurulabilmesi için de "dış
düşmanlartarafindan kuşatılıyo-
ruz" korkusunun öne çıkanlma-
sı gerekiyordu.
Bu arada ABD'de de (Çin'i
mali yardım aracılığıyla ABD iç
politikasına müdahale etmekle,
nükleersırlan çalmakla suçlayan
raporiann gösterdiği gibi) hava
değışmiş, beş sene önce ge-
çerii olan "Stratejik Işbirliği"
konsepti, yerini "engagement"
(etkilemek amacıyla ilişki kur-
mak) konseptine bırakrnıştı.€k
olarak Çin'le Spratley Adası
bağlamında askeri diplomatik
anlaşmazlığı olan Filipinler'in 28
Nisan'da karasulannı yeniden
ABD ile ortak savaş oyunlan ve
tatbikata açması 24 Mayıs'ta
imzalanan yeni Japon-ABD sa-
vunma anlaşması, ABD'nin Tay-
van'a bir füze kalkanı sistemi
satma planlan, bölgede denge-
lerin Çin aleyhine değişmeye
başladığını gösteriyordu.
Diğertaraftan ABD askeri güç-
leri ile Çin'in batı komşulan (önü-
müzdeki dönemde petrol kay-
naklan), Tacikistan, Kazakistan
ve Kırgızistan'ın bir seri ortak
tatbikat, seminerdüzenlemele-
ri, Çin'in kuşatılmışlık hissini da-
ha da güçlendırdi.
Çin'de Rusya ile yeni askeri
güçbirliği arayışlannı yeniden
canlandırdı. International He-
rald Tribune'ün bildirdiğine gö-
re Mayısta Çin ve Rus genelkur-
may başkanlan Pekin'de bir ara-
yageldiklerinde ABD'nin hege-
monik eğilimleri konuşulmuş,
Çin, çok merkezli bir yeni dün-
ya düzeninin oluşması için Rus-
ya'dan yardım istemiş. Benzer
konulann. yıl sonunda yapıla-
cak olan Rusya-Çin zirvesinde
tekrar gündeme gelmesi bekle-
niyor.
Diğer taraftan Çin'in yeni as-
keri konseptinin oluşmasında
Kosova savaşının bir başka
etkisi daha oldu. Financial Tî-
mes'ın (12/5/99) bildirdiğine gö-
re Çin, yeni askeri stratejisini
"yüksek teknoloji ortamında
yaşanacak sınırlı bir savaşa
haztrlanmak" olarak saptamak
istiyor. Yine çeşitli kaynaklar,
Çin'in bu yıl içinde, denizaltıdan
atılabilen 8000 km menzilli ba-
listik füzeleri hizmete sokmayi,
yıl sonuna kadar uzaya insan
taşıyan bir araç göndermeyi
planladığını bildiriyorlar. IHT'nin
China Revievv'a atıfla bildirdi-
ğine göre Çin askeri çevrelerin-
de bazı kesimler, kitle imha si-
lahlannın satışına tekrar başlan-
ması gerektiğini savunuyoriar.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Ya Barışsever Kürtler?..
Siyasal gelişme ve olgular, kimi zaman, kay-
gan biryamaçtan aşağı inişe dönüşür. Tek amaç,
düşmeden düzlüğe inmektir; çevreye bakılmaz,
ayrıntılar görülmez.
Yine kimi zaman siyasal yanlışlar, birikimli bir
özellik kazanır. Daha doğrusu, üst üste yapılan
yanlışlar birbirini tamamladıkça, bunlann için-
de kimileri, yanlış olma özelliğini yitirir, doğru sa-
nılır; böyle olunca da neyin yanlış, neyin doğru
oldugu saptanamaz olur. Çoğu kez oldugu gi-
bi, sonuçta, ya da bu nedenle at izi it izine ka-
nşır. Oysa ortak sorunlann çözümünde, çok
daha uzun dönemli düşünmeyi iş edinmek; dü-
nü, bugünü ve yannı bir bütünlük içinde görmek
ve bunlan, yalnız kendi iç dünyamıza göre de-
ğil, bölgedeki ve dünyadaki gelişmeleri de göz
önünde tutarak başarmak büyük önem taşıyor.
•••
Öcalan davasının sorgulama veiddia aşama-
lan sona erdi, söz savunmaya kaldı; sonra da
karar verilecek.
Yargılama sürecinde, önemli bir kesimin ko-
numu hiç gündeme gelmedi. O kesim, banşse-
ver Kürtlerdir. Bölgenin insan haklan, etnik ve
kültürel kimlik konulannı gündeme getirmekle
birlikte yörenin ekonomik ve toplumsal kalkın-
masına öncelik verilmesini isteyen ve özellikle
ülkenin bölünmesine açıkça karşı çıkan Kürt
kökenliler, yargı sürecinin, savlar ve karşı sav-
lar ortamında göz ardı edildiler.
Banşsever Kürtler, PKK yanlılannca, yıllarca,
acımasızca aşağılandı, işkenceden geçirildi,
hain ilan edildi ve giderek öldürüldüler. Çoğu kez
de iki ateş arasında kaldılar, sesleri sürekli ke-
sildi.
Daha köktenci, keskin ve savaş yanlılan on-
lann susturulmasını sağladı. Sürekli, baskı ve yıl—
dırma altında tutuldular.
Başka yanlışlar da yapıldı. Banşsever Kürtle-
rin sesi kısılınca, toplum, Kürt kökenli yurttaş-
lann tümünü PKK yandaşı saymaya başladı. Or-
du ili örneğinde oldugu gibi, kimi yerlerde, işe
almada ve işyerlerinde aynmcılık yapıldı. Top-
lumun tarihsel ve toplumsal dokusunda bulun-
mayan etnik aynmcılık tohumlan ekilmeye ça-
lışıldı; kışkırtıcı tutumlar sergilendi. Aşırı kışkırt-
malarla, toplum, bir iç savaşın eşiğine getirilmek
istendiyse de savaş çığırtkanlıklannı o eşsiz ba-
nşseveriiğiyle yenmeyi başardı.
Yanlışlar sürdürüldü; kimi yıllar, Türkiye'nin
insan haklan sorunu neredeysetümüyle Kürt hak-
lan kapsamına indirgendi. Türkiye insanının hak
ve özgüriükleri bir bütün olarak alınmadı, alına-
madı.
Ancak banşsever Kürtlerin sesi kısılmasaydı,
insan haklan düzleminde bir ortak payda yaka-
lanır, insan özgürlüğüne tek gözlükle bakış ya
da büyük yanlış bir ölçüde de olsa önlenebilir-
di.
Yanlışlar sürdürüldü; bu ülkenin demokratla-
n, ya Kürt aynlıkçılığını savunmak ya da de-
mokrat sayılmamak gibi aptalca birikilem ile kar-
şı karşıya bırakıldı. Yinelenmeli, eğer banşse-
ver Kürtlere yaşam olanağı verilseydi, sonuç-
ta demokratikleşme süreci çok daha sağlıklı bir
çizgide ve asıl önemlisi çok daha güçlü olabi-
lirdi.
Yanlışlar sürdürüldü; 12 Mart ve 12 Eylül re-
jimleriyle ezilen ve parçalanan Türkiye solu,
1990'lann özgül koşullannın da katkısıyla, sol-
culukla uzaktan-yakından ilgisi olmayan Kürt ay-
rılıkçılığının kuyruğuna takılmak istendi; aynlık-
çı olmayan solculuk, akıl almaz bir tutumla, ne-
redeyse ayıp sayıldı.
İnsan haklan, demokrasi ve sol, böyle bir ek-
lemlenme yıkımına sürüklenince, geriye, sağ-
lıklı bir düşünce ve tartışma ortamı kalmayaca-
ğı çok açıktır. Türkiye, bu büyük olumsuzluğu
yaşıyor.
• • •
Yanlışlar sürdürüldü; Mudanya duruşmala-
nnda, PKK terörünün banşsever Kürtler üzerin-
de oluşturduğu baskı, yıldırma ve yok etme ey-
lemleri, izleyebildiğim kadanyla, sorgulama ko-
nusu edilmedi.
Oysa, can korkusuyla banş havarisi kesilen-
lerin yargı karşısında hiçbir biçimde veremeye-
ceği hesaplardan biri de, barışsever Kürtlere
karşı uygulanan terördü.
Ve Türkiye'nin, yalnızyaralannın sanlması için
değil, toplumsal iç banşı güçlendirmesi, de-
mokratikleşme yönünde yol alabilmesi ve eko-
nomik ve toplumsal gelişmesi için de, barışse-
ver Kürtlere, onlann sesine, gerçekten büyük ge-
reksinimi var.
e-posta: yakup@metu.edu.tr
Yoksul ülkelere destek
'Zenginler Kulübü'
sonunda insafa geldi
• G-7 maliye bakanlan yoksul
ülkelerin borç batağından kurtanlması
konusunda anlaştılar.
Ekonomi Servisi -
Sanayileşmiş 7 Batılı
ülkenin oluşturduğu G-
7 maliye bakanlan,
dünyanın en yoksul
ûlkelerini borç
batağmdan kurtarmak
için daha cömert bir
paket hazırlanması
konusunda anlaşmaya
vardılar.
ABD Hazine Bakanı
Robert Rubin, G-7
maliye bakanlannın
Frankfurt'ta 1 gün
süren toplantısının
ardından yaptığı
açıklamada.
hazırlanacak paketin
hızlı dehnliği olacağını
ve daha fazla yoksul
ülkeyi kapsayacağını
söyledi. Hazırlanacak
pakette daha önce 29
olarak öngörülen
yoksul ülke sayısı
36'ya çıkanlırken. 80
milyar dolar nıtannda
borç, ya tamamen
silinecek ya da önemli
ölçüde indirilecek. G-7
maliye bakanlan,
yoksul ülkelerin bir
kısım borcunun
silinmesi için
Uluslararası Para
Fonu'nun (IMF)
rezervinde bulunan 103
milyon ons altının bir
kısmının satılması
konusunda anlaştı.
Maliye bakanlannın
önceki gün
gerçekleştirdikleri
toplantı, Almanya'da
gelecek cuma günü
toplanacak olan G-7 ve
Rusya zirvesine
hazırhk mahiyeti
taşıyor.