Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 1999 ÇARŞAMBA
8 HABERLER
Mario Teran, 9Ekim saat 13:10'da infaz emrini titreyerekyerinegetiriyor
Efsaneler asla ölmez
C
he'nın \akalandığı saniye
hakkındaki belirsizliklerbir-
kaç detaydan ıbaretse de. o
andan ölümüne kadar geçen
22 saatlik sürede neler yaşan-
dıgı konusundakı rivayetlenn bazılan çok
çelişkilerle dolu. Olay yerinde öldürülen
gerillalar Antonio \e Arturo'rrun cesetle-
ri, ağır yaralı Pacho, Che ve VVTlh ile be-
raber Hıguera'ya getinldiler Che'nin el-
len önden baglıydı. Kaymakam Miguel
Ayoroa ve Albay Andres Seüch'in ve bir-
çok asker ve meraklmın önünden geçir-
diler. Che'yi sağından ve solundan tutan
askerler. Hugo Franco ve Humberto Mon-
tenegro ıdı. Montenegro. Che'nın 'pusu-
laya benzeyen" saatinı almak ıçin onu ik-
na\açalışı>ordu. Selıch ona küfrederek teh-
dit ettı. Başka askerler de Che'nın saatle-
rine ve üzerindekı eşyalara saldınp aldı-
lar. Higuera'daki küçük. eskı okul bınası-
na götürüldüler Iki oda vardı. Che. oda-
lardan birine arkadaşlannın cesetleri ile
kondu.
Öbür odaya ıse VVilly ve Pacho alındı.
Bu arada La Paz'da bu 'mutiu haberi' alan
Başkan Barrientos. General Ovando ve
Torres durumu analız ettıler. Hıguera'da
ise Selich. Yüzbaşı Gary Prado ve Ayo-
roa önce yemek yiyıp. telgrafçının evin-
de Che'nin kâğıtlannı. eşyalarını karış-
tırdılar. Che'nın iki ajandaya yayılan Bo-
livya günlüğü. alınan ve yollanan mesaj-
lar dosyası, ikı "sosyalizm' üzerine kıtap.
haritalar, 12 boş film. Bolivya pesoslan
ve dolarlar, bir M-1 tüfek. bir 9 mm taban-
ca ve bir şiirdefteri. Oradan okula. Che'ye
gittiler. Ondan. yakalanamayan gerillala-
nn yerini öğrenmeye çalıştılar ve tabii ba-
şanlı olamadılar. 'Kübahlar'a göre Selich
"Vallegrande'de çok resmini çekecekler.
ne dersin. Seni şöyle bir nraş etsek" deyip
onun sakalını cektı ve kısmen kıllan ko-
pardı. Che bağlı elleriyle sertçe onun çe-
nesine hamle >aptı. sonra da suratına tü-
kürdü Gece saat 21 'e doğru Vallegran-
de'den Başkan Barrıentos'a "Che'yi ne
yapacağız?" diye bırmesaj geldı. Başkan
henüz karar almamıştı. "Şimdilik ruruk-
lulara bir şey yapmayın" şeklindeki yanı-
tı La Paz'dan Vallegrande'ye. oradan da
Higuera'ya gitti. Saatler 22.00yi göste-
riyordu. Kübalılara göre. Che'yi ortadan
kaldırma karan Washıngton'da 1960 yı-
lında çoktan alınmıştı.
ABD Che'nin yaşamasını
istemiyor
Saat 23.00'e doğru Büyükelçi Hender-
son aracılığıyla Barrientos'a \Vashing-
ton'un mesajı geldi. Buna göre komüniz-
me karşı verilen savaşta kav betmiş ve \ u-
rulmuş bir Che imajı göstermek çok önem-
liydi. Che hayatta kalırsa. mahkemesi
uluslararası de\ bir olay olur ve tüm dün-
ya kamuoyunun gözü ve sempatısı Boliv-
ya 'yakayardı.
Gece yarısını bıraz geçe Henderson.
Barrientos, Ovando ve yakın bazı gene-
rallen karan alıp sav fayı çev ırmişlerdi ar-
tık. Higuera'da a>nı anlarda kaymakam
Ayoroa ortalığı kolaçan etmek ıçin çıkmış-
tı. Askerlerin bulunduğu bölgeden gürül-
tüler gelıyordu. Gıdınce gördüğü tablo.
epey alkol almış olan Mano Teran ve Ber-
nardinoHuanca'nın kafayı bulup Che'yi
öldürmeye kalkışmalanydı. Pacho ise al-
dığı yaralar v e hıçbır tıbbı yardım gelme-
mesiyle o sıralarda ölüp gıttı. Ayoroa ve
Prado araya sert bir şekılde gırerek cina-
yete manı oldular ve Toty Aguilera. Car-
los Perez Panoso. Eduardo Huerta Loren-
zetti et Raul Espinosa yı da Che'ye bekçı
olarak bıraktılar. Che'nın başında nöbet tut-
ma sırası Huerta Lorenzettf ye gelince.
Comandante onunla da uzun uzun konuş-
tu. Lorenzetti Che'yı hipnotıze olmuş gı-
bi dinliyordu. Huerta Lorenzetti onu bir
ağabeyi dinler gibi dinliyordu. Bu adam-
dan etkılenmemesi imkânsızdı. Yıllardır
şöhretiyle kıtalan sarsan adam karşısın-
daydı ve o anda 'tarih' yaşadığmın farkın-
daydı. Che üşümüştü. Huerta ona bir ör-
tü getirdi. Ağzına koyduğu sigarasını yak-
tı, Che teşekkür etti ve emperyalizme kar-
şı savaşın önemıni ısrarla anlarmayı sür-
dürdü.
Che tekrar ondan ellenni çözmesini ve
oradan kurtulmak içın yardım etmesini
ıstedi. Huerta dışarıya çıkıp okulun cıva-
nndaki durumu kolaçan etti. 'El Oso' la-
kaplı Aranabar isimli bir arkadaşına du-
rumdan söz ettı. O ıse bu projenin çok
tehlıkeli olduğunu \e hayatlanna mal ola-
bileceğini söyleyerek Huerta'yı vazgeçir-
di. Huerta Lorenzetti o gün Che'yi kaçı-
ramadı. ama yaşanan her an belleğine ka-
zındı.Hatıratınıkalemealmayakalkıştık-
tan sonra 1970'te Bolivya ordusu onu da
ortadan yok etti. Hem de bu cinayeti sol-
culara yükleyerek! O günkû çaüşmalardan
üç Kübalı, Pombo, Benigno ve Lrbano ve
üç Bolivyalı. Inti Peredo. Dario ve Nato
kurtulmuşlardı. Önceden saptanan buluş-
raa yenne vardıklannda Che'nin aralann-
da olmadığını dehşetle fark ettiler.
Gerillalar tekrar Higuera'ya doğru yö-
neldiler. Kader onlara tarihin en büyük ve
de en kalleş oyunlanndan birini oynamak
üzereydi. On gün önce o bölgede kaybet-
tiklen arkadaşları geldi akıllanna. Inanıl-
maz bir şekilde gidip Higuera'da Che'nin
esır bulunduğu okulun yakınlannda bir
yere oturup çöktûler. Inti Peredo'ya göre
Daha sonra çatışma bölgesinden Ani-
ceto'nun cesedı ve 'Chino' getınliyor. Fe-
lix Rodriguez onu da dayakla konuştur-
maya çalışıyor. Bu arada La Paz'da sabah
09.00'da Bolivya Dışişleri Bakanı Dr. Wd-
terGuevara Arce, Washington'dan Barri-
entos'u anyor. Israrla Che'nın öldürül-
mesinın Bolivya'ya getireceği ımaj zara-
nnı anlatıyor. "İnsanlar uzun süre hapis
kalınca unutur giderter" diyor. .Ama ge-
celeytn ödevıni ıyı çalışan Barrientos inan-
dıncı bir sesle sözünü kesiyor: "Üzgü-
nüm doktor. Telefonunuzgeç geldi. Che si-
lahhçaüs.madaöldü." 9 Ekim günü sabah
10.00'da Felix Rodriguez herkesten önce
'kahraman gerilla'nın (heroico guenlle-
ro) öldürülmesini emreden kodlu mesajı
almıştı bile.
Saat 12.30'da da La Paz'dan Zenteno
emir alır almaz kendinı NVılly'nin odası
önünde bulur. Tüfek sesleri duyan Che
sıranın kendisine geldiğini bilmektedir.
Hemen akabinde kapıda Mario Teran be-
lirir. Onun da elinde M-2 otomatik tüfek
vardır. Che smıf sıralanndan bırinın üstü-
ne oturmuştur. Teran onu ayağa kaldınr,
ama heyecandan ve sinirden bir türlü ateş
edememektedir.
Che sakın gözlerle onu süzerken cellat
adayı güç toplamak için içkı ister. Ellen
titremektedir. Odadaki diğerleri "Ateş et
arük, salak. ateş et" diye bağırmaktadır-
lar. Bu saniye uzadıkça Che'nin da sab-
n taşar, "Ateş etsenealçak, alttarafi bir in-
san öldüreceksin" diye bağınrken Bolı\ -
yalı subayların ve Felix Rodrigez'ın tut-
tuklan Mario Teran nihayet gözünü kapa-
yıpateşeder. tlkkurşunlar Che'yi ellerin-
8Ekim gecesi Che, Higuera'da küçük bir okul binasında son gecesini tutuklu olarak yaşarken
çahşmadan kurtulan kendi gerillalan onun varlığını bilmeden, binanın yanı başında,
Comandante'nin akıbetini tartışmaktadırlar.
Che Guevara'yı öldüren Mario Teran, bugün hâlâ Bolivya'da yaşamaya devam ediyor. Estetik
ameliyatiar geçirerek, saklanarak, sokağa gece çıkarak, tam çekilmez bir hapis hayatı artık
onunki. Yalnız bazı paralı röportajlara, kayıt olmamak kaydıyla olurunu veren, yaşayan bir ölü artık o.
hatta neredeyse okulun karşısındaydılar.
Tarih acaba bundan daha dramatik bir sah-
ne yaşamış mıydı? Che de hıçbir zaman,
o son gecesinde gerillalannın o kadar bur-
nunun dibinde olduğunu bilemeyecekti.
9 Ekim sabahı, güneşin ilk ışıklan or-
taya çıkmaya calışırken öğretmenlerden Ju-
lia Cortes okula, Che'yi görmeye geliyor.
İlk düşüncesi ona küfredip, o kutsal okul
bınasından atürmak. Ama Che onunla öy-
le yumuşak bir sohbet başlatı>or ve öyle
bir soru-yanıt silsilesı gerçekleşiyor ki Ju-
lia'nın bütün bakış açısı birden değişiyor.
Karşıstnda, askerlerin kendisine tanıttı-
ğından tamamen farklı bir insan var. Ju-
lia Cortes Higueralılara ve askerlere
Che'nin nasıl dürüst ve asil bir insan ol-
duğunu anlatıyor.
Tam o sıralarda sabah saat 06.15 'te bir
helikopter Higuera'ya Albay Joaquin Zen-
teno .Anaya ve CIA ajanı Felbt Rodrigu-
ez'i getınyor. Yüzbaşı Prado onlan Che'nin
yanına götürüyor. Bir köşede duvara yas-
lanıp oturan Che'nin bandajlı >arası öyle
duruyor. hiçbir doktor müdahalesi olma-
dan. Zenteno bu ünlü tutukluyu başanlı ola-
madan konuşturmaya çalışıyor.
Anaya'ya, Albay Selıch'e verilmek üze-
re bir mesaj geldi. Emir, 'Senor Gueva-
ra'nın ortadan kaldınlmasınT buvuruyor-
du. Selich de Zenteno Anaya'ya görevın
Ayoroa'nın olduğunu hatırlattı. Oğle ci-
varında Higueralı Bn. NinfeArteagave b-
zı EBda Hidalgo. Che'ye çorba getirdıler.
Askerler ıçen sokmak istemeyince çorba-
nın onlar dahil herkes için olduğunu söy-
leyip barajı aştılar. Villa Clara'da Che anı-
tının müzesinde Ninfa Arteaga'nın o gün
Che'ye çorba getirdıği parlak bakır kabı
gördüğümde içimde bir şey cız etti. Nin-
fa Arteaga bu kabı daha sonra Kübalı yet-
kililere verebilmişti. Kadın ve kızı. Che
ile yalnız kalıp, ellerini çözüp onun çor-
bayı icmesini sağlamışlardı. Arteaga o gü-
nü müteakiben yıllarca Che'nin o günkü
yumuşak ve derin bakışlannı anlatacak, ne
zaman kendini güçsüz hissetse Che'nin o
bakışlannı çağırdıgını ve onun yardımıy-
la zor sorunlannı aşabildiğini \-urgulaya-
caktı. Selich, Ayoroa ve Rodriguez bera-
berce nöbettekı askerlerden bu ınfazlan
yapmak için 'gönüllü' ısterler. Bernardi-
no Huanca. Mario Teran \ e Carlos Perez
Panoso öne çıkarlar. Bernandino Huanca
den \e ayaklarından vurmuştur. Che'nin
'çanşmada öldiigü' palavrasını insanlara
yutturmaya çalışmak ıçin kendisine boyun-
dan aşağıya ateş etmesi emn \ erilmiştir.
Che bağırmamak için yerde bileğini ısır-
maktadır. Sonra Teran otomatik silahın
tetiğını yine çeker. Dokuz kurşundan ölüm-
cül olanı Che'nın gögüs kafesmi aşıp cı-
ğerini kanla doldurur. Bir başka ıddia ise.
yerde can çekışmekte olan Comandan-
te'nin acısına son vermek içın bir başka
subayın onun kalbine yakın mesafeden
ateş etmiş olduğudur.
Bir heliEopter Che'nin cansız \ ücudu-
nu almaya gelır ve VaHegrande'de Senor
de Malta hastanesıne götürür. 10 Ekim
salı günü Albay Saucedo dişçi alçısı kul-
lanarak Comandante'nin yüzünün mas-
kesini almak ister. Ama özel bir pomad sür-
mediği içın deriyi, kaşlan ve kıllan bera-
ber kaldınr. Sonra Albay Roberto Quin-
tanilla. Che'nin kafasını ve ellenni kesip
La Paz'a götürme emrini gündeme getı-
nr. .Ama Saucedo bu kadanna ızın vermez...
Sonuçta yalnız kanıt ve parmak izleri açı-
sından eller bileklennden kesilir. Selich ise
vücudu kaçınp gizlice gömer. Ondan bir
önceki gün. 9 Ekim öğle vakti geceleyin
Higuera'da Che'nın bulunduğunu bilme-
den orada olan kendi gerilla arkadaşlan bu
sefer şehrin dışından gidip gelen bir heli-
koptere pek anlam vermezler.
Bolivyalılar hemen bir bastn toplantı-
sı yapıp, Che'nin •silahlı çaüşmada' can
verdığinı açıkladılar. Tabiı ayyuka çıkan
bilgiler, dedikodular ve somut verilerle
bu yalanın balonu 24 saat içinde patladı
ve gerçekler su yüzüne çıktı. Özellikle
olaylar yaşanırken bölgede olan ve herkes-
ten bilgı toplayan lngiliz Rkhard GouM
gibi gazetecilerin varlığı tüm yalanı hemen
eritti. Che'nin ölümünde sorumluluğu
olan insanlann çoğu bir felaketle enyıp git-
tiler. Barrientos 1969'da bir helikopter ka-
zasında feci şekilde yanarak öldü. Gene-
ral Ovando. oğlu bir uçak kazasında ölün-
ce hayattan soğudu ve 1982'de gözlerini
yumdu. General Juan Torres 1976'da Bu-
enos Aıres'te bir cmayete kurban gittı. Jo-
aquın Zenteno Anaya 1976'da Paris'te so-
kakta sözde bir 'Che Guevara komando-
su' tarafından vurulup katledildı. Bu ör-
gütün varlığı kanıtlanamadı. Che'nin ka-
fasını vücudundan a>ırmak ısteyen Albay
Roberto Quintanılla 1971'de Hamburg
konsolosunun bürosunda öldürüldü. Al-
bay Andres Selich 1973'te La Paz'da de-
mır çubuklarla dövülerek öldürüldü.
Che'yi yakalayan yüzbaşı Prado, 1972'de
yediği bir kurşunla ömür boyu felç oldu.
Che'ye ölümcül kurşunu sıkan Mario Te-
ran bugün. 1999'da hâla canlı ve Bolhya'da
nefes alıp vermeye devam ediyor. Hayatı
kaymış bir çöp torbası olarak sürekli sak-
lanarak. sürekli tebdıl-i kıyafetlere gire-
rek, perukalar takarak. paranoyak bir ya-
şamla günlerini doldurmaya çalışıyor.
20. yüzyılın efsanesi
CIA ve Bolivyalılar Che'nin ellerini
kanıt olarak kesip sakladılar ve ceset 30
yıl boyunca saklı kalacağı Vallegrande'de-
ki bir çukura başka genlla cesetleri ile
atıldı. Che'nin gerilla arkadaşjan, 15 Ka-
sım'da çıkan bir çatışmada ağır yaralanan
Nato'yu kendileri onun isteğıne uyarak
vurup yola devam ederler. 18 Şubat 1968'de
Şili topraklanna geçip kurtulurlar. Inti Pe-
redo ve Dario, Bolivya'da kalırlar, ama
1969'da polis tarafından öldürülürler. Ara-
lanndan Inti ölmeden önce 'Che ile Karn-
panyam' (seferim) kitabını yazar.
Che'nin ölümü 15 Ekim 1967'dc Kübaj-
tarafından kabul edildı. Gerek Küba'da. ge-
rek tüm dünyadamilyonlarca insan Coman-
dante'nin anılan. fikırleri, kişilıği ve yıl-
maz mücadelesi önünde saygı duruşuna
geçtiler. François Mitterand
i
*Gue>
r
ara
savaşı, özgür insanlann savaştdır" dıye-
rek ona şapka çıkaran onca ünlü ismm
arasındadır. 20. yüzyılın sonunda ise Che
hâlâ dünyanın milyarlarca insanına ışık
tutan birefsanenin kahramanı olmaya de-
vam ediyor.
İİTTÎ
B/BL/YOGRAFYA
1. Pierre Kalfon. Che Edınons du Seuil
Mai 1997 Pans
2. Adyss Cupull ve Froilan Gonzalez. La
CIA contre le Che' (CIA. Che\e karşı). Edi-
tıonEPO199S.
3 Adyss Cupull ve Froilan Gonzalez A
Brave \fan' (Cesur Bir Adam). Edıtorial Jo-
seMarti. 1997 Brüksel, Belçika.
4. Ernesto Che Gue\ara Alberto Granado.
Latino Americana' A\-ustralya. 1986-1992
5 J.L Anderson. Che Guevara, A Revolu-
tionary Life' (Guevara De\rimciBir Havat)
Grove Press 1996 Ne* York
6 Michael Ratner & Michael Smith. Che
Gue\ara and the FBI' (Che Guevara ve FBl)
1997 Ocean Press, Melburn. ,Ven' York.
" FidelCastro Che, A Memoir'(Che. Bir
Anı KUabıl 1994 Ocean Press Avustralva.
8 Ernesto Che Guevara Bolnıan Diary '
(Bolhya Günlüğü) ve Inti Peredo, 'My Cam-
paign wıth Che' (Che ile Seferim) 1994 Path-
fınder Press \ew York L'SA
9 Tncontinental. Specıal Tnbute Issue•'. S'o.
83 5-1982
10. CIA Targets FideV (CIA, Fideli He-
defAlıyor). Ocean Press 1996. Australya
11 Ernesto GuevaraL\nch 'OğlumChe'
Çivi Yazılan. 1996
12. Ernesto Che Gue\ara. Savasçıya Pra-
tık Önerıler' Yar Yaymlan (36) Uart 1977
13. Ernesto Che Gue\ ara Saıaş Anılan'
Ant Yaymlan.
14. Claudia Funati. The Plot to Kill Ken-
ned\ and Castro (Kennedy ve Castro yu öl-
dürmekıçinsuikastplanı). OceanPress Avust-
ralva, Şubat 1994
15. David Sandison. Che Guevara '. St
Martin 's Gnffin, New York. 1997.
21. yüzyılın eşiğinde: Çocuk
ve ergen ruh sağlığı
Sokak
çocuklan
toplumun
kaybıdır
Dr.ERDALATABEK
ADANA-Kongrenin birinci günündeki önemli
panel "Sokak Çocuklan" konusunu ele alıyordu.
Prof. Dr. Tiirkân Saylan, Prof. Dr. Esin Küntay,
Prof. Dr. Fazilet Aksu, Prof. Dr. Oğuz Polat ile Uzm.
Dr. Türkay Demir'in katıldığı panelde sokak
çocuklanyla ilgili çalışmalann sonuçlan irdelendi.
Prof. Dr. Türkân Saylan. Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği Başkanı olarak "sokak
çocuklarTnı derneğin bütün şubeleriyle birlikte ele
almakta, uzun süredir bu çalışmalarda somut
çözümler için uğraş vermektedır. Burada en önemli
konu. "sorunu deviet çözümlesin" anlayışının bir
yana bırakılarak, ama kuşkusuz kamu hizmetlerinin
ilkeleri de göz önüne alınarak sivil toplum
kurluşlannın etkin ve somut çözümler
üretebileceklerinin kanıtlanmış olmasıdır. Işte
"Cumhuriyet bireyi"nin yazan, laik demokratik
cumhuriyetin savunucusu Prof. Dr. Türkân Saylan,
topluma en önemli mesajı "Gel, kaül, sen de bir
tuğla koy" çağnsıyia yapmaktadır.
"Sokak çocuklan" evlerinden neden kaçıyorlar?
Panelde bu sorunun yanıtı şöyle veriliyordu:
• Baskı
• Şiddet uygulanması (dayak vb.)
• Duygusal, fiziksel, cınsel ıstısmar
• Aile içi çatışma
• Ailenin dağılması
Bu konuda yapılan çalışmalarda. bu nedenlere ek
olarak
"dilendirme/zoıia
çalıştırnıa. üve> anne-
baba, kardeş, ailenin
çocuğa bakmayı
reddi, ana baba
alkolizmr
görülmektedir.
Prof. Dr. Fazilet
Aksu. Adana'da 381
çocuk üzerinde
yapılan araştırmada
sokak çocuklannın
yaş ortalamasının,
çocuklann yüzde
55'inde 11-15 yaşlar
arasında olduğunu
açıkladı.
Aile durumlannda
yüzde 76'sının ana-
Bir 'sokak
çocuğu'nun
mektubu
"Ben sokağa dört
senedir düştüm. Babam
beni dövdü, evimden
kaçom. tstanbul'a
geldim, karakola
düştüm, orada bana
sahip çıktılar, yurda
yatırdıiar. evimi
öztemiştiın, ama
gidemiyordum yurda
yaürdıklan zaman. Bir
sevinçliyim bir de
değUim. Niye
' sorarsanız annemi ve
r
, '^kardeşimi ozKryorum.
Vurtta çok iyiyim,
büyüyünce potis
olacağmı, sokaklardald
çocuklan
kurtaracağun. Onlan
evlerine götüreceğim.
Annesi ounayanlan
yuvaya götüreceğim,
canüerihapse
götüreceğim. Çok
büyük bir adam
Adun Biigiıı Kip
(Kaynak, Çocuk
Forumu'99)
l!.5'inintek
ebeveyni vardır.
Çocuklann yüzde
7T'i geceevlerinde
kalmaktadır. Sokakta
çalışan, sokakta
yaşayan çocuklann
yüzde 12'si sokakta,
yüzde 7'si kâğıt
deposunda
gecelemektedir.
Prof. Dr. Esin
Küntay, bu
çocuklann karşı
karşıya kaldıklan
tehlikeleri (risk)
şöyle açıkladı:
- Cinsel sömürüye
uğrama, suç işleme, suç aracı olma, madde
bağımlılığı (uyuşturucu, tiner, bally vb.) şiddet
uygulama/şiddete maruz kalma. AIDS'ten
bitlenmeye kadar sağlık sorunlannı yaşama, küçük
yaştaki kız çocuklannın seks aracı olarak
pazarlanması. Prof. Dr. Oğuz Polat "sokak
çocuklannuı" en büyük eksiğinin "güven
duygulan" olduğunu, bu çocuklann geçirdikleri
hayat deneyimleri nedeniyle hiç kimseye ve hiçbir
şeye güvenmediklerini belırtti ve "Bu çocuklan
kazanmamn yolu güven sagiamaktan geçecektir"
dedi. Bu çocuklann kara para ve uyuşturucu
kuryeliğine yöneltildiklerini. hırsız çetelerine
katılmaya zorlandıklannı, suça itildiklerini belirten
Prof. Dr. Oğuz Polat "Onlara çocukluklannı hediye
etmeliyiz" dedi. Istanbul'da yapılan bir çahşmada
sokakta çalışan çocuklann ağırlıklı olarak 12-15 yaş
grubunda olduklan (yüzde 77). ikinci sırayı ise 6-11
yaş grubunun (yüzde 19) aldığı görülmüştür. (Ilik ve
Türkmen-1994). Ankara'da yapılan bir araştırmada
da sokak çocuklannın yüzde 60'ının 11-14 yaş
grubunda olduklan ortaya çıkmıştır.Uzman doktor
Işık Görker ve psıkolog Füsun Aygölü'nün
çalışmalannda "Çocukİarda Özkavram" ölçeğiyle
yapılan testte sonuçlar şöyle bulunmuştur.
Mutsuzluk, doyumsuzluk yüzde 53.84, kaygı yüzde
60.57, popüler olamama, gözde olamama yüzde
33.5, da\Tanış sonınu, uyum güçlüğu yüzde 46.87,
fiziksel görünümünden rahatsız olma yüzde 43.12,
zihinsel yetersizlik ve okul durumu yetersizliği
yüzde 41.07.
Kaynak: Çocuk Forumu, Mayıs '99
K e m i k i l i ğ i t r a n s p I a n t a s y o n u n d a T ü r k i y e ' d e g i i n c e l s o r u n l a r , g e l i n e n n o k t a v e ö n e r i l e r ( 2 )
Kemik iliği vericileri bilgi bankaları aracılığıyla saptanmalı
Prof.Dr.HALUKKOÇ
Ankara Üniversitesi TıpTakültesı Hemato-
loji Bilim Dah Başkanı, Türk Hematoloji
Derneği Genel Sekreten
Ülkemizde başarı oranları. hem ge-
nelde, hem hastalık gruplan göz önüne
alındığında dünya ortalamalan ile aynı dü-
zeydedir. Genel beklentilere ve önerile-
re geçmeden önce, son günlerde yoğun-
laşan aile dışından verici belirleme gay-
retlerıne deginmek gerekiyor.
Kemik iliği nakli ile yüksek oranda iyi-
leşme olanağı sağlanabilecek uygun
hastalıklann uygun hastalık dönemle-
rinde, tam uygun kardeş bulunamama-
sı durumunda ne yapılıyor? Neler yapıl-
malıdır? Bunun için toplumda hastanın
doku antijenleri ile tam benzerliktaşıyan
aile dışı bir verici bulunması durumun-
da, bu kişinin verici olarak kullanılması
(kendi öz isteği ile) ne derece geçerlidir?
Bu vericiler nasıl belirlenmelidir? Dünya-
da özellikle ABD, Ingiltere, Fransa ve
tüm istekli verici adaylannın doku anti-
jeni bilgilerinin kayıtlandığı Hollanda'da
birimler bulunmaktadır. Bugün için 8 mil-
yon kişinin kayıtlı olduğu bir bilgi ban-
kası mevcuttur. Ülkemizde Istanbul (Is-
tanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Bölü-
mü) ve Ankara'da (Ibni Sina Hastanesi)
kendi kardeşleri için verici incelemeleri
yapılan sağlıklı kişilerin kendi öz istek-
leri de göz önüne alınarak küçük çaplı
kayıtlar tutulmaktadır. Bu konuda son
10 yıldır kendi çabalan ile hem bu uygu-
lamalann ülkemiz insanına sunulabilme-
si hem de çeşitli olanaksızlıklar içerisin-
de dünya standartlarını yakalama gay-
retleri içinde özveri ile çalışan ekıplere;
"Neden bizde bu eksik?", "Neden biz
dünyadan kopuğuz?" gibi eleştiriler ge-
tirmek, dozu ağır bir haksızlık olmuyor
mu?
Bir diğer konu; aile dışında buluna-
cak bir vericinin doku uygunluk antijen-
leri hastanınki ile tam uygunluk göster-
se de; bu vericinin tam uygun bir kardeş
verici kadar başanlı sonuç vermeyece-
ğinin bilinmesidir. Çünkü bugünkü tek-
niklerle belirleyemediğimiz bazı minör
antijenik yapıların aile dışı vericilerde,
gösterilebilenlertam uygun olsadafark-
lılıklartaşıyabileceği birgerçektir. Budu-
rum, nakil sonrası yaşanabilecek ve ba-
şarıyı olumsuz etkileyecek birçok sıkın-
tının nedenı olacaktır. Bütün vericiler-
den yapılan kemik iliği nakillerinde ba-
şarı şansı, yan yanya azalmaktadır.
Güncel tartışmalardaki bir diğer yan-
lış anlaşılmayı vurgulamak gerekiyor. Ke-
mik iliği nakli mutlak başarı demek de-
ğildir. Çeşitli kan hastalıklarında bazen
ilaç tedavisi ve izlem daha başanlı olmak-
tadır. Bu şekilde kesin çözüm olarak
yansıtılan bu işlem, bazı hastalarda, uy-
gulanan akılcı tedavi yöntemlerinin alter-
natifi olmamaktadır. ikonuyla ilgili biruz-
man olarak, tüm hastalara ve ailelerine,
tedavilerini üstlenen kurum ve hekimle-
re güvenmelerini ve önerilerini uygula-
malarını salık veriyorum.
Olayın parasal boyutunu da kısaca
aktarmak gerekiyor. Yurtdışındaki uygu-
lama maliyeti 200.0O0-250.CX)0 USD ola-
rak değişen bu tedavi yöntemleri, ülke-
mizde hastane ve genel hizmet ücret bi-
rimterinin, gelişmiş ülkelere göre daha dü-
şükolması nedeniyle, ortalama 20.000-
30.000 USD'ye mal olmaktadır.
Aradakı fark yıllık uygulama sayısı ile
çarpılırsa, ülkede tutulan kaynak karşı-
iığı kolayca hesaplanmış olur. Konuya bu
boyutuyla yaklaşılırsa, bugün ülkemiz-
de çeşitli kapasitelere sahip 9-10 kadar
merkezde gerçekleştirilebilen bu teda-
vi seçenekleri, özellikle üniversitelerin
bu merkezleri çeşitli olanaklarla destek-
lemesi ile daha büyük boyutlara ulaştı-
nlabilecektir.
Bu konuda çeşitli duygu yüklü kam-
panyalar ile bireysel sıkıntılann çözümü
yönünden kamuoyu oluşturmak yerine,
akılcı, ileriye dönük yatırımlann gerçek-
leştirilmesini sağlayacakgirişimlerin için-
de olunmasının, hastalara ve ailelerine
yanlış tedavi edildikleri telkini yapılma-
masının, daha tutarlı, daha etik ve so-
rumluluk taşıyan bir davranış şekli oldu-
ğuna inancımı belirtmek istiyooım.
İÎTTİ