Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 1999 ÇARŞAMBA
HABERLER
CHP'de iç
tartışma
• İstanbul Haber Servisi -
CHP kurultayı yaklaşırken
parli ıçi tartışmalar da
büyüyor. Parti içi
muhalefet. kurultay
hazırlık komıtesinde yer
alan CHP İstanbul ll
Başkanı Mehmet Bölük'ün
il örgütünü temsil
etmedigini ileri sûrdü.
CHP tstanbul II Yönetım
Kurulu üyesi Fuat Keskin.
yaptığı açıklamada 25
Nisan'da düzenlenen bir
toplantıda. istanbul
delegasyonunun tamamına
yakınının gelişmeleri
izlemek üzere kendilerine
göre\ verdiğini belirterek
"Bu sorumluluk nedeniyle
halen atamayla geldiği il
başkanlığı görevini yürüten
ve Ankara'da oynanan
çeşitli senaryolara katılan
Mehmet Bölük'ün gerçekte
tstanbul il örgüründen
hiçbir yetki ve onay
almadıgını dolayısıyla
örgütü temsil etmedigini
belirtiriz" dedi.
TKİP örgütü
davası
• ANKARA (AA) - Türkiye
Komünist Işçi Partisi
(TKİP) örgütü üyesi 2
sanığın 'devletin Anayasa
ve temel nizamlannı
bozduklan' gerekçesiyle
'idam', 7 sanığın ise 'Terör
örgütünün sair efradı
olduklan' ıddiasıyla 10
yıldan 15 yıla kadar ağır
hapis cezalan ıstemiyle
yargılanmalanna devam
edildi. Mahkeme Başkanı
Mehmet Orhan Karadenız,
tanık dinlenme talebinin
reddine ve sanıklardan
Hasan Oral"ın tahliyesıne
karar vererek duruşmayı
erteledı.
Denizkurdu 99
tatbikatı
• ANKARA (ANKA) -
Denız Ku\~vetleri
Komutanlığı'nın planlı
tatbikatlanndan
"Denizkurdu-99' haziran
ayında gerçekleşürilecek.
Genelkurmay Başkanlığı
Genel Sekreterliği'nden
yapılan açıklamada
tatbikatın 1-25 Haziran
arasında gerçekleştirileceği
bildirildi. Tatbikat, Ege ve
Doğu Akdeniz'in
uluslararası sulannda icra
edilecek.
Öcalan davasına
777 başvuru
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Abdullah
Öcalan'ın Imralı Adası'nda
31 Mayıs'ta başlayacak
dunışmasına katılmak için
Ankara DGM Cumhuriyet
Başsavcılığı'na müdahil,
izleyici, yerli ve yabancı
basın mensubu olmak
üzere toplam 777 başvuru
olduğu bildirildi.
DHKP-Cye dava
• BONN(AA)-
Almanya'da Federal
Başsavcıhk. DHKP-C adına
faaliyet gösteren Mesut D.
isimli Türk vatandaşı
hakkında. Hamburg Eyalet
Yüksek Mahkemesi'nin 3.
Ceza Dairesi'nde dava açtı.
Merkezı Karlsruhe kentınde
bulunan Federal
Başsavcılık'tan yapılan
yazıli açıklamada. Mesut
D.'nin örgüt bünyesindeki
terörist grubun elebaşılığını
yapmak, 15 ola\da
Almanya'daki Türk
kuruluşlannın
kundaklanması için emir
vermek. cınayet işlemek ve
adam yaralamakla
suçlandığı bildirildi. Federal
Başsavcıhk açıklamasında.
Mayıs 1993'te Almanya'ya
geldiği ve mülteci olarak
kabul edildiği belirlenen 44
yaşındakı sanığın, 5 Eylül
1997tarihinde
Hamburg'daki muhalif
"Yağan kanadmdan' Ertan
E. isimli militana silahlı
saldın düzenlemekle de
suçlandığı belirtildi.
İHD'de gözattı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - lnsan Haklan
Derneği (ÎHD) Ankara
Şube Başkanı Lütfi
Demirkapı, Ankara DGM
Savcısı'nın emriyle
gözaltına alındı. Gözaltma
gerekçe olarak derneğin
her cumartesi gûnü
"Ülkeyi çetelerden
kurtaralım'" çağnsıyla
Yüksel Caddesi'nde
yaptığı etkinlikJer
gösterildi. Olayı insan
haklanna ve derneğe
yapılan bir saldın olarak
nitelendiren tHD Ankara
Şubesi, saldınlar karşısında
insan haklan mücadelesini
yükselteceklerini bildirdi.
'Laik Cumhuriyet Mitingi'ne izin verilmedi; Atatürkçüler Anıtkabir'de yürüyecek
Ankara'da büyük eylem bugünANKARA (CumhuriyetBüro-
su) - Çağdaş kitle örgütleri. TB-
MM başta olmak üzere Türkiye
genelindeki şeriatçı eylemlere
yanıtlannı bugün Anıtkabir'de
yürüyerek verecekler.
Tiîrk Kadınlar Birliği (TKB),
Cumhuriyet Kadınlan Derneği
(CKD) ve Çağdaş Yaşamı Des-
tekleme Derneği Ankara Şube-
si'nce (ÇYDD) düzenlenen ey-
lem kapsamında. Kennedy Cad-
desi 4 numaradaki Çağdaş Sa-
natlar Merkezi'nde bugün saat
11.00'de basın toplantısı duzen-
lenecek. Yürüyüş için yurttaşlar
saat 13.OO'te Anıtkabir Aslanlı
Yol'un başında buluşacak.
Atatürkçü eylemciler, böy lece
TBMM Genel Kurulu'nun saat
15.00'teki açılışından önce "ka-
ranlık girişimlere karşı cumhuri-
yet devrirruerinin sahipleri ve ya-
şatKÜanolduklannr vurgulaya-
caklar.
Ankara Valiliği. u
Laik Cum-
• Türk Kadmlar Birliği (TKB). Cumhuriyet Kadınlan Derneği (CKD) ve Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesi'nce (ÇYDD) düzenlenen eylem
kapsamında, Kennedy Caddesi 4 numaradaki Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde bugün saat
11.00'de basın toplantısı düzenlenecek. Yürüyüş için yurttaşlar saat 13.00'te Anıtkabir
Aslanlı Yol'un başında buluşacak.
huriyet MitingTne ise izın ver-
medi. CKD Genel Başkanı Avıı-
kat ŞenalSanhan, gericiliğe kar-
şı savaşımın, ancak halk kitlele-
rinin doğrudan katılımı ve ortak
çabası ile başanya ulaşabileceği-
ne dikkat çekerek. "Bunu gör-
memek, Vlalarya'da Lrinsiz yürü-
venlere karşı izinli miting yap-
mak isteyenierin önünü kesmek,
irtkaya cesaret vermektir. Bu ru-
tumu şiddette kınıyor, gaflet uy-
kusundan uyanümasını diliyo-
ruz" dedi.
Sanhan, susmanın kabul et-
mek ve yenilmek olduğunun bi-
lincinde olduklannı. tepkilerini
demokratik yollarla sunmaya de-
vam edeceklerini söyledi.
Ankara Barosu Başkanı Avu-
kat HakkıSuhaOkay. TBMM'de
ve Malatya lnönü Üniversite-
si'nde laikliğe karşı başkaldın
yaşandığını belirterek. şeriat öz-
lemcilerinin laik ve demokratik
cumhuriyeti yıkarak yerine teok-
ratik devlet kurma heveslerinin
ve ciddi tehditlerinin sürdüğünü
kaydettı.
Tüm Öğretim Oyeleri Derne-
ği (TÜMÖD) Genel Başkanı
Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu da,
Üniversitelerarası Kurul'un tür-
ban eylemlerini kınayan bildiri
yayırnlamasını eleştirerek. "Akıl
ve bilim kurulu olan ünrvcrsitele-
rin takıyye yapmak gibi bir hak-
lan yoktur" dedi. Üniversitele-
rarası Kurul üyesi rektörlerin kı-
namalannda samimi olmadıkla-
nnı kaydeden Hatipoğlu, "Çiin-
kü o rektörier, kendi üniversitele-
rinde türban konusunda en ufak
mücadelevermemektedirler. Bir-
kaç üniversite dışuıda aslında tür-
ban serbesttir'* diye konuştu.
Eğitim konulannda eşgüdüm
sağlamak ve eğitim hakkını sa-
vunmak için 62 meslek örgütü,
sivil toplum kuruluşu ve çağdaş
vakıflann oluşturduğu Eğitim
Haktanı Savunma Komitesi Baş-
kanı Zeki Sanhan. yaptığı açık-
lamada, millen ekilinin TBMM'-
ye "dinı" kılıkla girmesinin öğ-
retim yaşamını etkileyeceğine
dikkat çekti.
Türk Tabipleri Birliği'nden
yapılan açıklamada da Başbakan
Bülent Ecevit eleştirildi. Ece-
vit'in 1980 öncesinde ıktidan dö-
neminde çok sayıda imam hatip
lisesi açtığı anımsatılan açıkJa-
mada, şu görüşler kaydedildi:
"Türkiye'de dinci gericüikle
mücadelenin bizzat dinci gericili-
ğe yol açan kurum vedüzenleme-
nin sahipleri ve halen dinci geri-
ciliğe yoğun olarak dayanan ke-
simter tarafindan yürütülüyor
görünmesi hem inandıncı değil-
dir hem desüreç içindeld olası ge-
ricilik çıkışlarını enğeUemesi kuş-
kuludur. Nitekim türban olayı
'başörîüsüne evet türbana hayır',
"başörtüsü üzerine,peruk takma-
yaevet' gibitrajikomik bir tarüş-
maya sürüklenmektedir. Türban
tarbşması yoluyla toplumun sü-
rükkndiği son derece tehlikeli bu
girişim ırkçıuğın yûkseltilmesidir.
Dinci gericüik ve ırkçıhk çift taraf-
h aynadır. Hangitarafinda durur-
sanız durun görüntüde payımza
düşen eşitsizlik, işsizlik, yabancı-
laşma, açlık, yolsuzluk ve acıdır."
Dilekçesini Sezgin'e verdi
Cindoruk DTP
liderliğinden
istifa etti
• Genel başkanlıktan
istifa eden Cindoruk. 18
Nisan seçimlerinde
Eskişehir'den milletvekili
adayı olmuştu. İstifa
dilekçesini Ismet Sezgin'e
veren Cindoruk,
Ankara'dan aynldı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hüsamettin
Cindoruk, seçimlerden yenilgiyİe çıkan DTP'nin
genel başkanlığından istifa çtti.Cindoruk istifa
dilekçesini DTP Genel Başkanvekili tsmet Sezgin'e
verdi. Sezgin. dilekçesinde DTP'nin 18 Nisan
seçimlerindeki başansızhğından kendisinin
sorumlu olduğunu kaydetti.Cindoruk, daha sonra
lstanbul'da bulunan evine gitmek üzere karayoluyla
Ankara'dan aynldı. DYP'den aynlanlarla 7 Ocak
1997'de DTP'yi kuran Cindoruk. 30-31 Mayıs 1998
tarihinde yapılan 1. olağan büyük kongresinde
genel başkanlıga seçilmişti.
Yüzde 0^8 o> almıştı
Cindoruk, üçlü koalisyondan oluşan 55. hükümette,
ANAP ve DSP ile birlikte partisini küçük ortak
olarak iktidara taşımış, ancak kendisi kabinede
görev almamıştı. 18 Nisan seçimlerinde
Eskişehir'den milletvekili adayı olan Cindoruk'un
partisi, Türkiye"de toplam 179 bin 755 oyla yüzde
0.58 oranında kalmıştı.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
TÜRBANI
ARMIYO^
TBMM, DGM'ye Kavakçı'nın milletvekilliğinin resmen başlamadığım bildirdi
tek belge yetiyorANKAR.A (Cumhuriyet Bürosu)
-Yüksek Seçım Kurulu'nun (YSK),
FP'li Merve Kavakçı'nın ABD
yurttaşlığına ilişkin elde edeceği tek
belge. milletvekili mazbatasını ge-
ri aîmak için yeterli olacak. Anka-
ra DGM Başsavcılığı'nın istemi
üzerine bir yazı gönderen TBMM
Genel Sekreterliği. Kavakçı'run ye-
min etmediği için millervekilliği
görevine resmen başlamadığım bil-
dirdi. Dışişleri'nde. ABD'-nm vere-
ceği yanıtta kullandığı dilin de Ka-
vakçı'nın vatandaşlığı konusunda
yeterli olabileceği değerlendirmesi
yapıldı. Merve Kavakçı ise pazarlık
üslubuy la *Eğer başörtüsü ile Mec-
tis'e girebileceksem. ABD'deld bü-
tün haklanmdan vazgeçerim" di-
yerek ABDyurttaşhğmı yeniden iti-
rafetti.
Kavakçı'nın çocuklannın nüfus
bilgilerinin, vatandaşlık konusunda
ipucu v erip vermeyeceği uzmanlar
tarafindan değerlendiriliyor. Anka-
ra DGM Başsavcılığı. Meclis'ten.
Kavakçı'nın millervekilliği görevi-
• FP'li Kavakçı'nın millervekilliği mazbatasının geri
alınabilmesi için, YSK'nin elde edeceği tek belge yeterli.
Kavakçı, "Eğer başörtüsü ile Meclis'e girebileceksem.
ABD'deki bütün haklanmdan vazgeçerim" diyerek
ABD yurttaşhğmı yeniden itiraf etti.
ne resmen başlayıp başlamadığım
sordu. Ankara DGM Başsavcılı-
ğı'nca TBMM'ye gönderilen yazı-
da, yemin günü genel kurula tür-
banh gelen Kavakçı'nın TBMM
Genel Kurulu'nda yemin edip et-
mediği ve milletvekili görevinin
resmen başlayıp başlamadığı sorul-
du. TBMM Genel Sekreterliği'n-
den DGM'ye gönderilen yazıda,
Kavakçı'nın yemin etmediği belir-
tildi. Yanıt yazısında aynca, Kavak-
çı'nın millervekilliği görevinin de
resmen başlamadığı bildirildi.
Ankara DGM Başsavcılığı, yazı
çerçevesinde Kavakçı'nın hukuki
durumunu yeniden incelemeye al-
dı. .Ankara İ No'lu DGM'nın. baş-
savcılığın yurtdışına çıkış yasağı is-
temini reddetmesinin ardından
TBMM Genel Sekreterliği'nın ya-
zısı dosyaya yeni bir boyut kazan-
dırdı. Soruşturmayı yürüten Nuh
Mete Yüksel'ın. Kavakçı hakkında
yeni girişimlerde bulunabileceği
bildirildi. Dışişleri'nin uyansı üze-
rine harekete geçen Türkiye'nin
Washington Büyükelçiliği de. ABD
Dışişleri Bakanlığı nezdinde giri-
şimde bulundu.
Aleyhte yeni hüküm
ABD'de yaptığı evlilik konusun-
da Türk makamlanna bilgi verme-
mesi de Kavakçı aleyhine yeni bir
hükmün uygulanma olasılığını do-
ğurdu. Vatandaşlık Yasasfnın 19.
maddesi, yabancı ile evlenen Türk
kadınının kocasırun vatandaşhğını
seçtiğini bildirmesi dunımunda,
Türk vatandaşhğını kaybedeceğini
öngörü>or. Kadın, kocasının vatan-
daşhğını "beliriikoşullardagercek-
leşmesi ile" kazanıyorsa Türk vatan-
daşlığmı o tarihte kaybedeceğı ay-
nı maddenin bir başka düzenleme-
sı olarak yer alıyor. A\TII yasanın
21. maddesi, Türk vatandaşlığından
çıkma veya başka bir devletin va-
tandaşhğını kazanmadileği, Türki-
ye içinde ilgilinin oturduğu yerin en
büyük mülki idare amirine, yurtdı-
şında da Türk konsolosluğuna bil-
dirilmesi gerekiyor.
Galatasaray Universitesi Millet-
lerarası Hukuk .\nabilim Dalı Baş-
kanı Prof. Dr. AtaSakmar. Türk \a-
tandaşlan açıstndan ikinci ülke va-
tandaşlığının izne bağlı olduğunu
anımsatarak izin almadan yabancı
ülke vatandaşlığı hakkı kazananıl-
masının yasanın 25. maddesinde
"vatana bağhlıkla bağdaşmayan bir
eylem" olarak değerlendirildiğini
söyledi. Türk Eğitim Derneği
(TED) Ankara Koleji Mezunlan
Derneği, Kavakçı'nın dernekle iliş-
kisinin kesilmesine oybirliğiyle ka-
rar verildiğini açıkladı.
Dinci basın
Akit
hedef
gösteriyor
tstanbul Haber Servisi -
Siyasal Islamcılann
sözcülüğünü üstlenen Akit
gazetesi, hırçın üslubu,
basın meslek ilkelerine
aykın yayını ve laiklik
savunuculannı hedef
göstermesiyle toplumdaki
gerilimi artırmaya devam
ediyor. Özgürlükten kara
çarşafa bürürune
özgürlüğünü,
demokrasiden de Islamcı
totalitarizmi anlayan
zihniyetin temsilcisi Akit
gazetesi, dün de Prof.
Mahmut Tezcan ile Sivil
Toplum Kuruluşlan
Birliği'ni (STKB) hedef
gösterdi. Akit'in
"haberine" göre, Prof.
Mahmut Tezcan, geçen
pazartesi Ankara'da
Kurtuluş Lisesi'nde
yapılan Kamu Personeli
Yabancı Dil Sınavı'nda
salon başkanıydı. Prof.
Tezcan, sınava türbanla
girmek isteyen Zerrin
Kır'ı salona almadı. Prof.
Tezcan'ın ev telefonunu
yayunlayarak hedef
gösteren Akit'in haber
üslubu şöyle: "Daha sonra
ısrariı aramalanmıza
rağmen telefonlanmıza
cevap verme cesaretini
gösteremeyen Mahmut
Tezcan'ın kendisini
banyoya attığı öğreniku."
Prof. Tezcan için, "korkak
ve pervasK" ifadelerini
kullanarak hakaret eden
Akit gazetesi, muhabirleri
aracıhğıyla da STKB'nin
önceki gün lstanbul'da
gerçekleştirdiği toplantıyı
provoke etti. Merve
Kavakçı'nın TBMM'ye
türbanla girmesini
protesto etmek amacıyla
toplanan STKB'nin
tstanbul Universitesi
Baltalimanı Sosyal
Tesisleri'ndeki
toplantısında Akit
muhabirleri, STKB'yi
orduyu kışkırtmakla
suçladı. Bu suçlamayı
protesto eden STKB
üyeleri ise Akit'in dünkü
gazetesinde saldırgan
olarak gösterildi. Akit,
STKB'yi ohışturan sivil
toplum örgütlerinin
isimlerini "sakürganlar"
olarak sıraladı ve hedef
gösterdi.
Y a s a m ı n ı k o m ü n i z m e a d a m ı s t ı Y a r g ı t a y ' c a b o z u l m u s t u
ZihniAnadol 81yaşında öldü BakiErdoğan davasıyeniden
tstanbul Haber Servisi - Seksen bir
yıllık yaşamını komünizm idealine ada-
yan Zihni Anadol, yıllardır savaştığı
kanser hastalığına yenik düştü. Florya
Şenlikköy'deki evinde dün akşam saat
21.30 sıralannda yaşama veda eden
Anadol, yarın Şişli Camü'nde kılına-
cak ikindi namazının ardından Feriköy
Mezarhğı'nda toprağa verilecek.
Anadol. 10 yıî önce geçirdigi mide
ameliyatından sonra kanser hastahğı
karşısında yaşam mücadelesi veriyor-
du. Anadol, ağır kanser hastalığına kar-
şın işçi sınıfmın mücadelesinden asla
vazgeçmedi. Dostlannın deyimiyle,
"birileri kıbieye, apotete ya da kottuğa
yuz sürerken o, her zaman komünizm
dedi."
Zihni Anadol 1918 yılında Zongul-
dak'ın Devrek ilçesinde doğdu. tlkoku-
lu DevTek'te okuyan Anadol, Ankara
Musiki Mektebi'nde öğrenci iken Cum-
huriyetin 10. yılında Onuncu Yü Mar-
şı'nı ilk kez okuyanlar arasında yer al-
dı. Liseyi tstanbul'da Haydarpaşa Lise-
si'nde okudu. Lisenin bitiminde Safran-
bolu'daki kaymakam ağabeyinin yanına
dönen Anadol, Karabük DemirÇelik'te
işe başladı. Bu arada, Nadye Hanım'la
1943 yılında hayatım bir daha ayırma-
mak üzere birleştirdi.
Işçilere "Orgüflenmeleyiz" diyen
Anadol'un, 1944 yılından sonra komü-
nist faaliyetlerinden ötürü bir ayağı hep
cezaevinde oldu. 8 yıldan fazla hapis
yatan Anadol, işçi sınıfı biliminden ve
siyasi ideallerinden hiçbir zaman vaz-
geçmedi. 1 Mayıs işçi bayramlannda
memleketi Devrek'te bastonu ile mi-
tinglere katıldı. Anadol'un anılannı da
içeren yedi kitabı yayımlandı. Anadol,
18 Nisan seçimlerinde Emek Parti-
si'nden milletvekili adayı olmuştu. Ev-
li ve dört çocuk babası olan Anadol, bi-
ri kendi adını taşıyan dokuz tonın sahi-
biydi.
NECATtAYGIN
AYDIN - Baki Erdoğan'ı işkenceyle
öldürmek suçundan daha önce 5 yıl
6'şaT ay hapis cezasma çarptınlan 6 po-
lisle ilgili karann Yargıtay'ca bozul-
masınm ardından davaya dün Aydın 1.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden
başlandı.
Aralannda Aydın Emniyet Müdür
Yardımcısı tbrahim Türedi'nin de yer
aldığı sanık polisler dünkü duruşma-
da hazır buhmdular. Mahkeme Başka-
nı Turgut Yıkhrnn duruşmayı izlemek
isteyen sanık yakınlanyla basın men-
supîannı yerin dar oluşu ve güvenlik
açısından içeriye almadı.
Suçlamayı kabul etmeyen sanıklar,
Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin vermiş ol-
duğu bozma kaTanna uyulmasını talep
ederken, Erdoğan'ın avukatlan ise sa-
nıklann, kasten adamöldürmek istemi
doğrultusundaki taleplerinin değerlen-
dirilerek cezalandınlmalannı istediler.
Erdoğan 11 Ağustos 1993 yıhnda ör-
güt üyesi olmaktan Aydın'ın Söke ilçe-
sinde gözaltına alınmış, on gün sonra
fenalaşarak Aydın Devlet Hastanesi'ne
kaldınlmış, 22 Ağustos'ta da yaşamı-
nı yitirmişti. Baki Erdoğan'ın babası
Mahmut Erdoğanoğlunımışkence so-
nucu öldüğünü belirterek sanıklar hak-
kında suç duyurusunda bulunmuş, açı-
lan dava sonucunda 6 polisin 5 yıl 6' şar
ay ağır hapis, memuriyetten men ve ce-
za süresinde yasal kısıthhk altında bu-
lundurulması cezasına çarptınlmışlar-
dı.
Samk avukatlan cezayı çok bularak
karann bozulması için Yargıtay'aitiraz
etmiş, dosyayı inceleyen Yargıtay 8.
Ceza Dairesi de eksik soruşturma ne-
deniyle karan bozmuştu. Dünkü du-
ruşmada da sanıklar suçlamalan kabul
etmeyerek beraatlannı istediler. Mah-
keme 24 Haziran 1999'a erteledi.
GLOBALPOLİTÎKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
Roma1923, Berlin
1933, Ankara...
MHP'nin kurulacak yeni hükümete girme olasıh-
ğı, solda. demokrasinin geleceği açısından, bir se-
ri kaygıyı ve tartışmayı gündeme getirdi.
Bir yaklaşıma göre MHP'nin 1970'lerdeki tarihi
hatırlanır, Meclis'e soktuğu kimi isimlere bakılır, DYP,
ANAP ve FP'deki eski yandaşlanyla iskemle sayı-
sının 160'a ulaşacağı düşünülür, liderinin, medya-
daki tüm yorumlara rağmen "değişmediklerini" vur-
gulaması ve bu partinin olağanüstü monolitik yapı-
sı göz önüne alınırsa kaygılann yersiz olmadığı gö-
rülür. Bir başka yaklaşıma göre, 1970'lerden bu ya-
na dünya değişmiştir. Bu koşullarda MHP'nin de de-
ğişmemesi mümkün değildir. Şimdi, ülkenin istikra-
n düşünülerek MHP'ye ön yargısız yaklaşılmalıdır.
Iki yaklaşımın da kendine göre bir seri argümanla-
ra sahip olduğu, anlaşmalannın şimdilik pek kolay
olmadığı görülüyor.
Bence, ortada, MHP'nin şimdi değişip değişme-
diğinden aynca, bir sorun daha var. Bu da MHP'nin
yükselişiyle eşzamanlı olarak yaşanmakta olan sos-
yo-ekonomik ve ideolojik iklimin özellikleriyle ilgili.
Eğer, bugün Türkiye'de yaşanan iklimin, 1920'ler
italyası'nda, 1930'lann Almanyası'nda, çok özel
partiletin hükümete gelmesine, çok özel bir devlet
biçiminin, faşistdiktatöriüğün ortaya çıkmasına ola-
nak veren iklime benzediği doğruysa ortada çok
ciddi birtehlike vardemektir. Sanınm, tartışmayı bu
noktada yoğunlaştırmak gerekir.
Italya ve Almanya'yı etkileyen uluslararası ortam-
dan başlarsak, 1890'larda başlayan küreselleşme
süreci bir ekonomik krize, 1. Dünya Savaşı'yla da
uluslararası bir siyasi krize yol açmıştır. Diğer bir
deyişle uluslararası ekonomik ve siyasi ortamda ya-
şanan sarsıntılar, Kalya ve Almanya'nın siyasi, top-
lumsal yapısı üzerinde büyük basınç yaratmaktadır.
Her iki ülkenin yönetici sınıflan ve genel olarak orta
sınıflan, uluslararası bir dış tehditle karş< karşıya ol-
duklanna inanmaktadır. Örneğin Almanya Avru-
pa'nın Versay Anlaşması'yla kendisine büyük bir
haksızlık yaptığını düşünürken, Italya savaştan son-
ra Dalmaçya'yı kaybetmiştir. Biri Afrika'ya, diğeri de
Orta Avrupa'ya olmak üzere yeni nüfuz alanlanna
açılmayı düşlemektedir.
Hem Itatya hem de Almanya
1
da kronik bir ekono-
mik kriz, toplumsal dokuyu hızla parçalamakta, or-
ta sınıflan hızla yoksullaştınrken aynı anda çaresiz-
liğe ve çözümsüzlüğe sürüklemektedir. Orta sınrf-
ların merkez (geleneksel) partilerden uzaklaşmaya
başlamasına, krizin kronikleşmesine paralel olarak
yönetici sınrfm kafası kanşmakta, bir temsil krizi par-
lamenterdemokrasiyi felç etmektedir. Özellikle ital-
ya'da, daha az da Almanya'da mafyalaşma, devlet
katında yolsuzluk, "ahlaksal çürüme", gözle görü-
lür bir yaygınlıktadır.
İşçi hareketi ve demokratik muhalefet bir önceki
dönemdeki enerjisini yitirmiş, partileri paralize ol-
muş ve bölünmüştür.
Bu ortamda, orta sınıflar radikalleşmeye, kestir-
me, hatta mucizevi çözümler aramaya, şiddet içe-
ren otoriter, siyasi akımlara, siyasi coğrafyayı ken-
di özellikleri temelinde birleştirici, istikrar sağlayıcı
olmayı vaat eden düşüncelere yönelmektedir. Içe-
ride ekonomik kriz, yoksullaşma, uluslararası ilişki-
lerden gelen "onur foncı" basınçlar, antikapitalist
reflekslerin, tüm ulusun çıkannı savunan bir pers-
pektife dönüşmesine yol açar. Milliyetçilik birleşti-
rici bir "mit" olarak şekillenir. "Anavatan" düşünce-
si adeta dini bir söyleme dönüşmeye başlar.
Hem Almanya hem de Italya'da, lider kültüne da-
yalı, son derecede merkeziyetçi, hiyerarşik, etnisi-
teAarih/ulus kavramlannı kaynaştıran şoven bir mil-
liyetçiliğe, Almanya özelinde açık bir Yahudi düş-
manlığına dayanan, esas olarak orta sınıflar, işsiz-
ler, eski askerler temelinde, bunlann korkulanna,
nefretlerine dayanarak örgütlenen özel partiler var-
dır. Italya'da faşist parti, Almanya'da Nazi partisi
daha kurulduklan andan itibaren, ordu ve polisle
aralanndaki yakın ideolojik ve organik ilişkilerden
dolayı devlet içinde yaygın bir şekilde örgütlenmiş-
lerdir. Her iki partinin "sivil topluma" nüfuz etmeye
uygun bir seri yan örgütü vardır.
Diğer taraftan, yukandaki koşullann yanı sıra, sol
partilerin bir seri hatası, faşist partilerin önce hükü-
mete gelmesini, toplumsal muhalefeti tümüyle im-
ha etmesini ve devleti dönüştürmesini kolaylaştır-
mıştır.
Almanya ve Italya'da, sol partiler, yaklaşmakta
olan tehlıkeyı zamanında göremediler, azımsadılar;
ordunun, büyük sermayenin faşist partilere uyum
sağlayamayacağını düşündüler. Sol partiler, faşist
partilerin demagojilerinin, eklektik ekonomi prog-
ramlannın, hükümete geldikten sonra gerçek yüz-
lerinin ortaya çıkmasına, tecritlerine yol açacağını
savundular. Sol partiler, faşist yükselişi durdurmak
için, kendi güçlerinden değil, Italya'da Kral Vı-
or'dan, Almanya'da devlet başkanı Hinden-
burg'dan medet umdular; Almanya'da Hinden-
burg'un, ilerieyen yaşına rağmen bir dönem daha
kalması için oy verdiler. Almanya'da Komünist Par-
tisi, sosyal demokratlarta faşistleri aynı kaba koy-
du, böylece solda birtiği engelledi. Sol, sırf yasala-
ra, biçimsel olarak uygun olduğu için Mussolini'nin
hükümete girmesine, Hitler'in şansölye olarak atan-
masına sesini çıkarmadı. Her iki ülkede de sol, fa-
şist yükselişe karşı "statükoyu" koruyarak diren-
meye çalıştı. Sol, ekonomik krizin tahribatını gör-
mek, buna merhem olmak yerine, süreci ulusa yö-
nelik tehditlerin yarattığı psikolojiyle açıkladı, böy-
lece milliyetçiliği körükledi.
Buraya kadar kısaca özetlemeye çalıştığım süreç-
le, Türkiye'deki "iklim" arasında inkâr edilemez ben-
zerlikler olduğunu, solun da benzer hatalan tekrarla-
dığını düşünüyorum. Yanılıyorsam sorun yok. Ama,
ya yanılmtyorsam?..
Köy Hizmetteri Bakımevi'ne saldın
• ERZURUM (AA) - Erzurum'un Çat ilçesindeki Köy
Hizmetleri Bakımevi'ne saldıran bir gnıp. rehin
aldıklan görevlilerden bekçi Cevdet Polat'ı öldürdü.
Silahlı saldırganlar. daha sonra diğer çalışanlann da
üzerine ateş açtılar. L'zun namlulu silahlarla taıanan
Salih Güven ve Necdet Özbay ağır. şoforler Fuat Çeçen
ve Mustafa Kumul da hafif yaralandı. Yaralılar,
Erzurum Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına
alındılar. Saldırganlann yakalanmsı için bölgede
operasyon başlatıldığı bildirildi.
Tüp patladı: 2 yaralı
• tstanbul Haber Senisi - Kadıköy'de tek katlı bir evde
dün gece saat 22.00 sıralannda LPG tüpünden sızan
gazın sıkışması sonucu patlama meydana geldi.
Patlama sonucu tamamen yıkılan ve kullanılamaz hale
gelen evden yurttaşlar tarafindan çıkanlan Salih Eren
(48) ve Selma Arda (47), SSK Göztepe ve Haydarpaşa
Numune hastanelerinde tedavi altına alındılar. Hastane
yetkilileri, yaralılann sağlık durumlannın iyi olduğunu
bildirdiler.