25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 1999 ÇARŞAMBA HABERLER CHP'de iç tartışma • İstanbul Haber Servisi - CHP kurultayı yaklaşırken parli ıçi tartışmalar da büyüyor. Parti içi muhalefet. kurultay hazırlık komıtesinde yer alan CHP İstanbul ll Başkanı Mehmet Bölük'ün il örgütünü temsil etmedigini ileri sûrdü. CHP tstanbul II Yönetım Kurulu üyesi Fuat Keskin. yaptığı açıklamada 25 Nisan'da düzenlenen bir toplantıda. istanbul delegasyonunun tamamına yakınının gelişmeleri izlemek üzere kendilerine göre\ verdiğini belirterek "Bu sorumluluk nedeniyle halen atamayla geldiği il başkanlığı görevini yürüten ve Ankara'da oynanan çeşitli senaryolara katılan Mehmet Bölük'ün gerçekte tstanbul il örgüründen hiçbir yetki ve onay almadıgını dolayısıyla örgütü temsil etmedigini belirtiriz" dedi. TKİP örgütü davası • ANKARA (AA) - Türkiye Komünist Işçi Partisi (TKİP) örgütü üyesi 2 sanığın 'devletin Anayasa ve temel nizamlannı bozduklan' gerekçesiyle 'idam', 7 sanığın ise 'Terör örgütünün sair efradı olduklan' ıddiasıyla 10 yıldan 15 yıla kadar ağır hapis cezalan ıstemiyle yargılanmalanna devam edildi. Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadenız, tanık dinlenme talebinin reddine ve sanıklardan Hasan Oral"ın tahliyesıne karar vererek duruşmayı erteledı. Denizkurdu 99 tatbikatı • ANKARA (ANKA) - Denız Ku\~vetleri Komutanlığı'nın planlı tatbikatlanndan "Denizkurdu-99' haziran ayında gerçekleşürilecek. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamada tatbikatın 1-25 Haziran arasında gerçekleştirileceği bildirildi. Tatbikat, Ege ve Doğu Akdeniz'in uluslararası sulannda icra edilecek. Öcalan davasına 777 başvuru • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Abdullah Öcalan'ın Imralı Adası'nda 31 Mayıs'ta başlayacak dunışmasına katılmak için Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na müdahil, izleyici, yerli ve yabancı basın mensubu olmak üzere toplam 777 başvuru olduğu bildirildi. DHKP-Cye dava • BONN(AA)- Almanya'da Federal Başsavcıhk. DHKP-C adına faaliyet gösteren Mesut D. isimli Türk vatandaşı hakkında. Hamburg Eyalet Yüksek Mahkemesi'nin 3. Ceza Dairesi'nde dava açtı. Merkezı Karlsruhe kentınde bulunan Federal Başsavcılık'tan yapılan yazıli açıklamada. Mesut D.'nin örgüt bünyesindeki terörist grubun elebaşılığını yapmak, 15 ola\da Almanya'daki Türk kuruluşlannın kundaklanması için emir vermek. cınayet işlemek ve adam yaralamakla suçlandığı bildirildi. Federal Başsavcıhk açıklamasında. Mayıs 1993'te Almanya'ya geldiği ve mülteci olarak kabul edildiği belirlenen 44 yaşındakı sanığın, 5 Eylül 1997tarihinde Hamburg'daki muhalif "Yağan kanadmdan' Ertan E. isimli militana silahlı saldın düzenlemekle de suçlandığı belirtildi. İHD'de gözattı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - lnsan Haklan Derneği (ÎHD) Ankara Şube Başkanı Lütfi Demirkapı, Ankara DGM Savcısı'nın emriyle gözaltına alındı. Gözaltma gerekçe olarak derneğin her cumartesi gûnü "Ülkeyi çetelerden kurtaralım'" çağnsıyla Yüksel Caddesi'nde yaptığı etkinlikJer gösterildi. Olayı insan haklanna ve derneğe yapılan bir saldın olarak nitelendiren tHD Ankara Şubesi, saldınlar karşısında insan haklan mücadelesini yükselteceklerini bildirdi. 'Laik Cumhuriyet Mitingi'ne izin verilmedi; Atatürkçüler Anıtkabir'de yürüyecek Ankara'da büyük eylem bugünANKARA (CumhuriyetBüro- su) - Çağdaş kitle örgütleri. TB- MM başta olmak üzere Türkiye genelindeki şeriatçı eylemlere yanıtlannı bugün Anıtkabir'de yürüyerek verecekler. Tiîrk Kadınlar Birliği (TKB), Cumhuriyet Kadınlan Derneği (CKD) ve Çağdaş Yaşamı Des- tekleme Derneği Ankara Şube- si'nce (ÇYDD) düzenlenen ey- lem kapsamında. Kennedy Cad- desi 4 numaradaki Çağdaş Sa- natlar Merkezi'nde bugün saat 11.00'de basın toplantısı duzen- lenecek. Yürüyüş için yurttaşlar saat 13.OO'te Anıtkabir Aslanlı Yol'un başında buluşacak. Atatürkçü eylemciler, böy lece TBMM Genel Kurulu'nun saat 15.00'teki açılışından önce "ka- ranlık girişimlere karşı cumhuri- yet devrirruerinin sahipleri ve ya- şatKÜanolduklannr vurgulaya- caklar. Ankara Valiliği. u Laik Cum- • Türk Kadmlar Birliği (TKB). Cumhuriyet Kadınlan Derneği (CKD) ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesi'nce (ÇYDD) düzenlenen eylem kapsamında, Kennedy Caddesi 4 numaradaki Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde bugün saat 11.00'de basın toplantısı düzenlenecek. Yürüyüş için yurttaşlar saat 13.00'te Anıtkabir Aslanlı Yol'un başında buluşacak. huriyet MitingTne ise izın ver- medi. CKD Genel Başkanı Avıı- kat ŞenalSanhan, gericiliğe kar- şı savaşımın, ancak halk kitlele- rinin doğrudan katılımı ve ortak çabası ile başanya ulaşabileceği- ne dikkat çekerek. "Bunu gör- memek, Vlalarya'da Lrinsiz yürü- venlere karşı izinli miting yap- mak isteyenierin önünü kesmek, irtkaya cesaret vermektir. Bu ru- tumu şiddette kınıyor, gaflet uy- kusundan uyanümasını diliyo- ruz" dedi. Sanhan, susmanın kabul et- mek ve yenilmek olduğunun bi- lincinde olduklannı. tepkilerini demokratik yollarla sunmaya de- vam edeceklerini söyledi. Ankara Barosu Başkanı Avu- kat HakkıSuhaOkay. TBMM'de ve Malatya lnönü Üniversite- si'nde laikliğe karşı başkaldın yaşandığını belirterek. şeriat öz- lemcilerinin laik ve demokratik cumhuriyeti yıkarak yerine teok- ratik devlet kurma heveslerinin ve ciddi tehditlerinin sürdüğünü kaydettı. Tüm Öğretim Oyeleri Derne- ği (TÜMÖD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu da, Üniversitelerarası Kurul'un tür- ban eylemlerini kınayan bildiri yayırnlamasını eleştirerek. "Akıl ve bilim kurulu olan ünrvcrsitele- rin takıyye yapmak gibi bir hak- lan yoktur" dedi. Üniversitele- rarası Kurul üyesi rektörlerin kı- namalannda samimi olmadıkla- nnı kaydeden Hatipoğlu, "Çiin- kü o rektörier, kendi üniversitele- rinde türban konusunda en ufak mücadelevermemektedirler. Bir- kaç üniversite dışuıda aslında tür- ban serbesttir'* diye konuştu. Eğitim konulannda eşgüdüm sağlamak ve eğitim hakkını sa- vunmak için 62 meslek örgütü, sivil toplum kuruluşu ve çağdaş vakıflann oluşturduğu Eğitim Haktanı Savunma Komitesi Baş- kanı Zeki Sanhan. yaptığı açık- lamada, millen ekilinin TBMM'- ye "dinı" kılıkla girmesinin öğ- retim yaşamını etkileyeceğine dikkat çekti. Türk Tabipleri Birliği'nden yapılan açıklamada da Başbakan Bülent Ecevit eleştirildi. Ece- vit'in 1980 öncesinde ıktidan dö- neminde çok sayıda imam hatip lisesi açtığı anımsatılan açıkJa- mada, şu görüşler kaydedildi: "Türkiye'de dinci gericüikle mücadelenin bizzat dinci gericili- ğe yol açan kurum vedüzenleme- nin sahipleri ve halen dinci geri- ciliğe yoğun olarak dayanan ke- simter tarafindan yürütülüyor görünmesi hem inandıncı değil- dir hem desüreç içindeld olası ge- ricilik çıkışlarını enğeUemesi kuş- kuludur. Nitekim türban olayı 'başörîüsüne evet türbana hayır', "başörtüsü üzerine,peruk takma- yaevet' gibitrajikomik bir tarüş- maya sürüklenmektedir. Türban tarbşması yoluyla toplumun sü- rükkndiği son derece tehlikeli bu girişim ırkçıuğın yûkseltilmesidir. Dinci gericüik ve ırkçıhk çift taraf- h aynadır. Hangitarafinda durur- sanız durun görüntüde payımza düşen eşitsizlik, işsizlik, yabancı- laşma, açlık, yolsuzluk ve acıdır." Dilekçesini Sezgin'e verdi Cindoruk DTP liderliğinden istifa etti • Genel başkanlıktan istifa eden Cindoruk. 18 Nisan seçimlerinde Eskişehir'den milletvekili adayı olmuştu. İstifa dilekçesini Ismet Sezgin'e veren Cindoruk, Ankara'dan aynldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hüsamettin Cindoruk, seçimlerden yenilgiyİe çıkan DTP'nin genel başkanlığından istifa çtti.Cindoruk istifa dilekçesini DTP Genel Başkanvekili tsmet Sezgin'e verdi. Sezgin. dilekçesinde DTP'nin 18 Nisan seçimlerindeki başansızhğından kendisinin sorumlu olduğunu kaydetti.Cindoruk, daha sonra lstanbul'da bulunan evine gitmek üzere karayoluyla Ankara'dan aynldı. DYP'den aynlanlarla 7 Ocak 1997'de DTP'yi kuran Cindoruk. 30-31 Mayıs 1998 tarihinde yapılan 1. olağan büyük kongresinde genel başkanlıga seçilmişti. Yüzde 0^8 o> almıştı Cindoruk, üçlü koalisyondan oluşan 55. hükümette, ANAP ve DSP ile birlikte partisini küçük ortak olarak iktidara taşımış, ancak kendisi kabinede görev almamıştı. 18 Nisan seçimlerinde Eskişehir'den milletvekili adayı olan Cindoruk'un partisi, Türkiye"de toplam 179 bin 755 oyla yüzde 0.58 oranında kalmıştı. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN TÜRBANI ARMIYO^ TBMM, DGM'ye Kavakçı'nın milletvekilliğinin resmen başlamadığım bildirdi tek belge yetiyorANKAR.A (Cumhuriyet Bürosu) -Yüksek Seçım Kurulu'nun (YSK), FP'li Merve Kavakçı'nın ABD yurttaşlığına ilişkin elde edeceği tek belge. milletvekili mazbatasını ge- ri aîmak için yeterli olacak. Anka- ra DGM Başsavcılığı'nın istemi üzerine bir yazı gönderen TBMM Genel Sekreterliği. Kavakçı'run ye- min etmediği için millervekilliği görevine resmen başlamadığım bil- dirdi. Dışişleri'nde. ABD'-nm vere- ceği yanıtta kullandığı dilin de Ka- vakçı'nın vatandaşlığı konusunda yeterli olabileceği değerlendirmesi yapıldı. Merve Kavakçı ise pazarlık üslubuy la *Eğer başörtüsü ile Mec- tis'e girebileceksem. ABD'deld bü- tün haklanmdan vazgeçerim" di- yerek ABDyurttaşhğmı yeniden iti- rafetti. Kavakçı'nın çocuklannın nüfus bilgilerinin, vatandaşlık konusunda ipucu v erip vermeyeceği uzmanlar tarafindan değerlendiriliyor. Anka- ra DGM Başsavcılığı. Meclis'ten. Kavakçı'nın millervekilliği görevi- • FP'li Kavakçı'nın millervekilliği mazbatasının geri alınabilmesi için, YSK'nin elde edeceği tek belge yeterli. Kavakçı, "Eğer başörtüsü ile Meclis'e girebileceksem. ABD'deki bütün haklanmdan vazgeçerim" diyerek ABD yurttaşhğmı yeniden itiraf etti. ne resmen başlayıp başlamadığım sordu. Ankara DGM Başsavcılı- ğı'nca TBMM'ye gönderilen yazı- da, yemin günü genel kurula tür- banh gelen Kavakçı'nın TBMM Genel Kurulu'nda yemin edip et- mediği ve milletvekili görevinin resmen başlayıp başlamadığı sorul- du. TBMM Genel Sekreterliği'n- den DGM'ye gönderilen yazıda, Kavakçı'nın yemin etmediği belir- tildi. Yanıt yazısında aynca, Kavak- çı'nın millervekilliği görevinin de resmen başlamadığı bildirildi. Ankara DGM Başsavcılığı, yazı çerçevesinde Kavakçı'nın hukuki durumunu yeniden incelemeye al- dı. .Ankara İ No'lu DGM'nın. baş- savcılığın yurtdışına çıkış yasağı is- temini reddetmesinin ardından TBMM Genel Sekreterliği'nın ya- zısı dosyaya yeni bir boyut kazan- dırdı. Soruşturmayı yürüten Nuh Mete Yüksel'ın. Kavakçı hakkında yeni girişimlerde bulunabileceği bildirildi. Dışişleri'nin uyansı üze- rine harekete geçen Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği de. ABD Dışişleri Bakanlığı nezdinde giri- şimde bulundu. Aleyhte yeni hüküm ABD'de yaptığı evlilik konusun- da Türk makamlanna bilgi verme- mesi de Kavakçı aleyhine yeni bir hükmün uygulanma olasılığını do- ğurdu. Vatandaşlık Yasasfnın 19. maddesi, yabancı ile evlenen Türk kadınının kocasırun vatandaşhğını seçtiğini bildirmesi dunımunda, Türk vatandaşhğını kaybedeceğini öngörü>or. Kadın, kocasının vatan- daşhğını "beliriikoşullardagercek- leşmesi ile" kazanıyorsa Türk vatan- daşlığmı o tarihte kaybedeceğı ay- nı maddenin bir başka düzenleme- sı olarak yer alıyor. A\TII yasanın 21. maddesi, Türk vatandaşlığından çıkma veya başka bir devletin va- tandaşhğını kazanmadileği, Türki- ye içinde ilgilinin oturduğu yerin en büyük mülki idare amirine, yurtdı- şında da Türk konsolosluğuna bil- dirilmesi gerekiyor. Galatasaray Universitesi Millet- lerarası Hukuk .\nabilim Dalı Baş- kanı Prof. Dr. AtaSakmar. Türk \a- tandaşlan açıstndan ikinci ülke va- tandaşlığının izne bağlı olduğunu anımsatarak izin almadan yabancı ülke vatandaşlığı hakkı kazananıl- masının yasanın 25. maddesinde "vatana bağhlıkla bağdaşmayan bir eylem" olarak değerlendirildiğini söyledi. Türk Eğitim Derneği (TED) Ankara Koleji Mezunlan Derneği, Kavakçı'nın dernekle iliş- kisinin kesilmesine oybirliğiyle ka- rar verildiğini açıkladı. Dinci basın Akit hedef gösteriyor tstanbul Haber Servisi - Siyasal Islamcılann sözcülüğünü üstlenen Akit gazetesi, hırçın üslubu, basın meslek ilkelerine aykın yayını ve laiklik savunuculannı hedef göstermesiyle toplumdaki gerilimi artırmaya devam ediyor. Özgürlükten kara çarşafa bürürune özgürlüğünü, demokrasiden de Islamcı totalitarizmi anlayan zihniyetin temsilcisi Akit gazetesi, dün de Prof. Mahmut Tezcan ile Sivil Toplum Kuruluşlan Birliği'ni (STKB) hedef gösterdi. Akit'in "haberine" göre, Prof. Mahmut Tezcan, geçen pazartesi Ankara'da Kurtuluş Lisesi'nde yapılan Kamu Personeli Yabancı Dil Sınavı'nda salon başkanıydı. Prof. Tezcan, sınava türbanla girmek isteyen Zerrin Kır'ı salona almadı. Prof. Tezcan'ın ev telefonunu yayunlayarak hedef gösteren Akit'in haber üslubu şöyle: "Daha sonra ısrariı aramalanmıza rağmen telefonlanmıza cevap verme cesaretini gösteremeyen Mahmut Tezcan'ın kendisini banyoya attığı öğreniku." Prof. Tezcan için, "korkak ve pervasK" ifadelerini kullanarak hakaret eden Akit gazetesi, muhabirleri aracıhğıyla da STKB'nin önceki gün lstanbul'da gerçekleştirdiği toplantıyı provoke etti. Merve Kavakçı'nın TBMM'ye türbanla girmesini protesto etmek amacıyla toplanan STKB'nin tstanbul Universitesi Baltalimanı Sosyal Tesisleri'ndeki toplantısında Akit muhabirleri, STKB'yi orduyu kışkırtmakla suçladı. Bu suçlamayı protesto eden STKB üyeleri ise Akit'in dünkü gazetesinde saldırgan olarak gösterildi. Akit, STKB'yi ohışturan sivil toplum örgütlerinin isimlerini "sakürganlar" olarak sıraladı ve hedef gösterdi. Y a s a m ı n ı k o m ü n i z m e a d a m ı s t ı Y a r g ı t a y ' c a b o z u l m u s t u ZihniAnadol 81yaşında öldü BakiErdoğan davasıyeniden tstanbul Haber Servisi - Seksen bir yıllık yaşamını komünizm idealine ada- yan Zihni Anadol, yıllardır savaştığı kanser hastalığına yenik düştü. Florya Şenlikköy'deki evinde dün akşam saat 21.30 sıralannda yaşama veda eden Anadol, yarın Şişli Camü'nde kılına- cak ikindi namazının ardından Feriköy Mezarhğı'nda toprağa verilecek. Anadol. 10 yıî önce geçirdigi mide ameliyatından sonra kanser hastahğı karşısında yaşam mücadelesi veriyor- du. Anadol, ağır kanser hastalığına kar- şın işçi sınıfmın mücadelesinden asla vazgeçmedi. Dostlannın deyimiyle, "birileri kıbieye, apotete ya da kottuğa yuz sürerken o, her zaman komünizm dedi." Zihni Anadol 1918 yılında Zongul- dak'ın Devrek ilçesinde doğdu. tlkoku- lu DevTek'te okuyan Anadol, Ankara Musiki Mektebi'nde öğrenci iken Cum- huriyetin 10. yılında Onuncu Yü Mar- şı'nı ilk kez okuyanlar arasında yer al- dı. Liseyi tstanbul'da Haydarpaşa Lise- si'nde okudu. Lisenin bitiminde Safran- bolu'daki kaymakam ağabeyinin yanına dönen Anadol, Karabük DemirÇelik'te işe başladı. Bu arada, Nadye Hanım'la 1943 yılında hayatım bir daha ayırma- mak üzere birleştirdi. Işçilere "Orgüflenmeleyiz" diyen Anadol'un, 1944 yılından sonra komü- nist faaliyetlerinden ötürü bir ayağı hep cezaevinde oldu. 8 yıldan fazla hapis yatan Anadol, işçi sınıfı biliminden ve siyasi ideallerinden hiçbir zaman vaz- geçmedi. 1 Mayıs işçi bayramlannda memleketi Devrek'te bastonu ile mi- tinglere katıldı. Anadol'un anılannı da içeren yedi kitabı yayımlandı. Anadol, 18 Nisan seçimlerinde Emek Parti- si'nden milletvekili adayı olmuştu. Ev- li ve dört çocuk babası olan Anadol, bi- ri kendi adını taşıyan dokuz tonın sahi- biydi. NECATtAYGIN AYDIN - Baki Erdoğan'ı işkenceyle öldürmek suçundan daha önce 5 yıl 6'şaT ay hapis cezasma çarptınlan 6 po- lisle ilgili karann Yargıtay'ca bozul- masınm ardından davaya dün Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden başlandı. Aralannda Aydın Emniyet Müdür Yardımcısı tbrahim Türedi'nin de yer aldığı sanık polisler dünkü duruşma- da hazır buhmdular. Mahkeme Başka- nı Turgut Yıkhrnn duruşmayı izlemek isteyen sanık yakınlanyla basın men- supîannı yerin dar oluşu ve güvenlik açısından içeriye almadı. Suçlamayı kabul etmeyen sanıklar, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin vermiş ol- duğu bozma kaTanna uyulmasını talep ederken, Erdoğan'ın avukatlan ise sa- nıklann, kasten adamöldürmek istemi doğrultusundaki taleplerinin değerlen- dirilerek cezalandınlmalannı istediler. Erdoğan 11 Ağustos 1993 yıhnda ör- güt üyesi olmaktan Aydın'ın Söke ilçe- sinde gözaltına alınmış, on gün sonra fenalaşarak Aydın Devlet Hastanesi'ne kaldınlmış, 22 Ağustos'ta da yaşamı- nı yitirmişti. Baki Erdoğan'ın babası Mahmut Erdoğanoğlunımışkence so- nucu öldüğünü belirterek sanıklar hak- kında suç duyurusunda bulunmuş, açı- lan dava sonucunda 6 polisin 5 yıl 6' şar ay ağır hapis, memuriyetten men ve ce- za süresinde yasal kısıthhk altında bu- lundurulması cezasına çarptınlmışlar- dı. Samk avukatlan cezayı çok bularak karann bozulması için Yargıtay'aitiraz etmiş, dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi de eksik soruşturma ne- deniyle karan bozmuştu. Dünkü du- ruşmada da sanıklar suçlamalan kabul etmeyerek beraatlannı istediler. Mah- keme 24 Haziran 1999'a erteledi. GLOBALPOLİTÎKÜLTÜR ERGtN YILDIZOĞLU Roma1923, Berlin 1933, Ankara... MHP'nin kurulacak yeni hükümete girme olasıh- ğı, solda. demokrasinin geleceği açısından, bir se- ri kaygıyı ve tartışmayı gündeme getirdi. Bir yaklaşıma göre MHP'nin 1970'lerdeki tarihi hatırlanır, Meclis'e soktuğu kimi isimlere bakılır, DYP, ANAP ve FP'deki eski yandaşlanyla iskemle sayı- sının 160'a ulaşacağı düşünülür, liderinin, medya- daki tüm yorumlara rağmen "değişmediklerini" vur- gulaması ve bu partinin olağanüstü monolitik yapı- sı göz önüne alınırsa kaygılann yersiz olmadığı gö- rülür. Bir başka yaklaşıma göre, 1970'lerden bu ya- na dünya değişmiştir. Bu koşullarda MHP'nin de de- ğişmemesi mümkün değildir. Şimdi, ülkenin istikra- n düşünülerek MHP'ye ön yargısız yaklaşılmalıdır. Iki yaklaşımın da kendine göre bir seri argümanla- ra sahip olduğu, anlaşmalannın şimdilik pek kolay olmadığı görülüyor. Bence, ortada, MHP'nin şimdi değişip değişme- diğinden aynca, bir sorun daha var. Bu da MHP'nin yükselişiyle eşzamanlı olarak yaşanmakta olan sos- yo-ekonomik ve ideolojik iklimin özellikleriyle ilgili. Eğer, bugün Türkiye'de yaşanan iklimin, 1920'ler italyası'nda, 1930'lann Almanyası'nda, çok özel partiletin hükümete gelmesine, çok özel bir devlet biçiminin, faşistdiktatöriüğün ortaya çıkmasına ola- nak veren iklime benzediği doğruysa ortada çok ciddi birtehlike vardemektir. Sanınm, tartışmayı bu noktada yoğunlaştırmak gerekir. Italya ve Almanya'yı etkileyen uluslararası ortam- dan başlarsak, 1890'larda başlayan küreselleşme süreci bir ekonomik krize, 1. Dünya Savaşı'yla da uluslararası bir siyasi krize yol açmıştır. Diğer bir deyişle uluslararası ekonomik ve siyasi ortamda ya- şanan sarsıntılar, Kalya ve Almanya'nın siyasi, top- lumsal yapısı üzerinde büyük basınç yaratmaktadır. Her iki ülkenin yönetici sınıflan ve genel olarak orta sınıflan, uluslararası bir dış tehditle karş< karşıya ol- duklanna inanmaktadır. Örneğin Almanya Avru- pa'nın Versay Anlaşması'yla kendisine büyük bir haksızlık yaptığını düşünürken, Italya savaştan son- ra Dalmaçya'yı kaybetmiştir. Biri Afrika'ya, diğeri de Orta Avrupa'ya olmak üzere yeni nüfuz alanlanna açılmayı düşlemektedir. Hem Itatya hem de Almanya 1 da kronik bir ekono- mik kriz, toplumsal dokuyu hızla parçalamakta, or- ta sınıflan hızla yoksullaştınrken aynı anda çaresiz- liğe ve çözümsüzlüğe sürüklemektedir. Orta sınrf- ların merkez (geleneksel) partilerden uzaklaşmaya başlamasına, krizin kronikleşmesine paralel olarak yönetici sınrfm kafası kanşmakta, bir temsil krizi par- lamenterdemokrasiyi felç etmektedir. Özellikle ital- ya'da, daha az da Almanya'da mafyalaşma, devlet katında yolsuzluk, "ahlaksal çürüme", gözle görü- lür bir yaygınlıktadır. İşçi hareketi ve demokratik muhalefet bir önceki dönemdeki enerjisini yitirmiş, partileri paralize ol- muş ve bölünmüştür. Bu ortamda, orta sınıflar radikalleşmeye, kestir- me, hatta mucizevi çözümler aramaya, şiddet içe- ren otoriter, siyasi akımlara, siyasi coğrafyayı ken- di özellikleri temelinde birleştirici, istikrar sağlayıcı olmayı vaat eden düşüncelere yönelmektedir. Içe- ride ekonomik kriz, yoksullaşma, uluslararası ilişki- lerden gelen "onur foncı" basınçlar, antikapitalist reflekslerin, tüm ulusun çıkannı savunan bir pers- pektife dönüşmesine yol açar. Milliyetçilik birleşti- rici bir "mit" olarak şekillenir. "Anavatan" düşünce- si adeta dini bir söyleme dönüşmeye başlar. Hem Almanya hem de Italya'da, lider kültüne da- yalı, son derecede merkeziyetçi, hiyerarşik, etnisi- teAarih/ulus kavramlannı kaynaştıran şoven bir mil- liyetçiliğe, Almanya özelinde açık bir Yahudi düş- manlığına dayanan, esas olarak orta sınıflar, işsiz- ler, eski askerler temelinde, bunlann korkulanna, nefretlerine dayanarak örgütlenen özel partiler var- dır. Italya'da faşist parti, Almanya'da Nazi partisi daha kurulduklan andan itibaren, ordu ve polisle aralanndaki yakın ideolojik ve organik ilişkilerden dolayı devlet içinde yaygın bir şekilde örgütlenmiş- lerdir. Her iki partinin "sivil topluma" nüfuz etmeye uygun bir seri yan örgütü vardır. Diğer taraftan, yukandaki koşullann yanı sıra, sol partilerin bir seri hatası, faşist partilerin önce hükü- mete gelmesini, toplumsal muhalefeti tümüyle im- ha etmesini ve devleti dönüştürmesini kolaylaştır- mıştır. Almanya ve Italya'da, sol partiler, yaklaşmakta olan tehlıkeyı zamanında göremediler, azımsadılar; ordunun, büyük sermayenin faşist partilere uyum sağlayamayacağını düşündüler. Sol partiler, faşist partilerin demagojilerinin, eklektik ekonomi prog- ramlannın, hükümete geldikten sonra gerçek yüz- lerinin ortaya çıkmasına, tecritlerine yol açacağını savundular. Sol partiler, faşist yükselişi durdurmak için, kendi güçlerinden değil, Italya'da Kral Vı- or'dan, Almanya'da devlet başkanı Hinden- burg'dan medet umdular; Almanya'da Hinden- burg'un, ilerieyen yaşına rağmen bir dönem daha kalması için oy verdiler. Almanya'da Komünist Par- tisi, sosyal demokratlarta faşistleri aynı kaba koy- du, böylece solda birtiği engelledi. Sol, sırf yasala- ra, biçimsel olarak uygun olduğu için Mussolini'nin hükümete girmesine, Hitler'in şansölye olarak atan- masına sesini çıkarmadı. Her iki ülkede de sol, fa- şist yükselişe karşı "statükoyu" koruyarak diren- meye çalıştı. Sol, ekonomik krizin tahribatını gör- mek, buna merhem olmak yerine, süreci ulusa yö- nelik tehditlerin yarattığı psikolojiyle açıkladı, böy- lece milliyetçiliği körükledi. Buraya kadar kısaca özetlemeye çalıştığım süreç- le, Türkiye'deki "iklim" arasında inkâr edilemez ben- zerlikler olduğunu, solun da benzer hatalan tekrarla- dığını düşünüyorum. Yanılıyorsam sorun yok. Ama, ya yanılmtyorsam?.. Köy Hizmetteri Bakımevi'ne saldın • ERZURUM (AA) - Erzurum'un Çat ilçesindeki Köy Hizmetleri Bakımevi'ne saldıran bir gnıp. rehin aldıklan görevlilerden bekçi Cevdet Polat'ı öldürdü. Silahlı saldırganlar. daha sonra diğer çalışanlann da üzerine ateş açtılar. L'zun namlulu silahlarla taıanan Salih Güven ve Necdet Özbay ağır. şoforler Fuat Çeçen ve Mustafa Kumul da hafif yaralandı. Yaralılar, Erzurum Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındılar. Saldırganlann yakalanmsı için bölgede operasyon başlatıldığı bildirildi. Tüp patladı: 2 yaralı • tstanbul Haber Senisi - Kadıköy'de tek katlı bir evde dün gece saat 22.00 sıralannda LPG tüpünden sızan gazın sıkışması sonucu patlama meydana geldi. Patlama sonucu tamamen yıkılan ve kullanılamaz hale gelen evden yurttaşlar tarafindan çıkanlan Salih Eren (48) ve Selma Arda (47), SSK Göztepe ve Haydarpaşa Numune hastanelerinde tedavi altına alındılar. Hastane yetkilileri, yaralılann sağlık durumlannın iyi olduğunu bildirdiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle