25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 1999 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Türk Günü Yürüyüşü ve Yanlışlıklar TEVFİK ÜNAYDIN Emekli Büyükelçi ; t . U zun süren meslek >aşa- verilmesi gereken etkinliklerdir. Istanbul mımda gördüklerımin, ve Ankarakültürfestıvalleri gibi etkinlik- edındığim bılgilerin ka- zandırdığı belirli bır de- neyımle yurtdışı tanıtırnı konusuna ilışkın bazı gö- riişierımı okuvucuya aktarmak istedım. Dış lanıtımı. basit biçimde ülkenın top- lumsal. siyasal. kültürel. sanatsal. bılimsel vb. değerlennden oluşan kişilığinın dış dünyaya tanıtılması olarak tanımlamak mümkündür. Amacı ve bu amaca yöneiık etkinliklenn farklılık göstermesı nedenıy- le aınzm tanıtmasını genel çerçe\e dışın- da ele almak kanımca daha uygun olur (*). Benım asıl üzennde durmak ıstedigım. ge- nel anlamda ülke tanıtımıdır. Zaman zaman ıçende ve dışanda gın- şilen çok güzel ve yararlı tanıtım etkinlık- lerine karşın bu alanda ıstediğimız sonu- cu alabildığimizı söylemek zor. Bence bu durum ıç sorunlardan kaynaklanan neden- lerin yanı sıra. bu alandaki deneyım eksık- liğimız, etkinliklenn daha çok kışisel ça- balara baglı kalması \e genel bır tanıtım anlayışı vepolıtikasının henüztam olarak oluşmamış olmasıdır. Bu alandaki dene- yim eksiklığınden yararlanan bilgisiz. ama- tör. hatta çıkarcı kımselenn zaman zaman tanıtma etkınliklen düzenlemekle göre\- lendırildıklerını de göz ardı etmemek ge- rekır. Yabancı ülkelerde olumlu izlenim bırakacak. saygınlık kazandıracak etkinlik- ler, toplumsal yaşamımıza özgü gelenek- sel değerlerimizi boşlamadan. ülkemızın cagdaş degerlerinı. uygardüzeyıni yaban- cılara anlatabilecek ölçü ve olgunlukta ol- malıdır. Kültürel, sanatsal. bilimsel etkın- Iılder kanımca bu alanda en ön sırada önem ler. çeşitli alanlardaki kongre düzenleme- leri. yayın organlan mensuplannın karşı- lıklı temaslannın yoğunlaştınlması, görsel \ e yazılı dış yayın organlannda iyi düzen- lenmış tanıtım etkinliklerinin arttınlması, bu arada sportif ilışkilerin ve gençlere yö- nelik ıç ve dış etkinliklere katılımın yoğun- laştınlması vb. etkinlikJer dış tanıtım ko- nusunda kuşkusuz bizim amaçladığımız so- nuca ulaştıracak yollardır. Ozetle söyle- mekgerekırse. ıyi düşünülmüş \eplanian- mış. akılcı, yennde ve zamanında düzen- lenmiş etkınlıklere gereksinım \ardir. Bu arada benim ve daha birçoklannın yadırgadığı bir tanıtma etkinliğinden söz etmek ıstenm. Bu. Nevv York'ta her yıl Mayısayındadüzenlenen TürkGünüYü- rüyüşü'dür. Buetkınlik 1980yılındaözel- likle Nevv York ve civannda bulunan 20'yi aşkın demek arasındaki oldukçagevşekolan bağlan sıklaştınnak, Amerika'dakı Türk- lerin birlik ve beraberlik duygulannı. da- yanışmalannı güçlendirmek, Türklük bi- lıncınin canlı tutulmasını sağlamak ama- cıyla başlatılmıştır. New York'ta her yıl Mart ayında yapılan 'Iriaodalılar Gü- nü'ndenesinlenerekbaşlatılan 'Türk Gü- nü Yürüyüşü* 19 Mayıs tarihine en yakın düsen birtatıl günü düzenlenir. Modem Tür- kiye'nın doğuşunun simgesi olan 19 Ma- yıs. 'TürkGünü Yürüyüşü'nün de simge- sıni oluşturmuştur. Belirttiğım gibi, 'Türk Günü Yürüyü- şü' sadece Amenka'dakı Türklere yöneiık biretkınlık olarak başlatılmıştır. Bu etkin- lıgın, Türkiye'nin Amerika'da tanıtılması gibi bir amacı yoktur. 'Yürüyüş' New York'un ünlü 'Central Park'ından başlar ve 'Madison Avenue' caddesinden geçile- rek Birleşmiş Milletler binasına yakın 'Türk Evi'nin bir sokak ilerisindeki alan- da sona erer. New York'ta yerleşik Türk- Amerikan bayraklan, Türk demeklerinın pankartlan, dövizleri taşınır ve yürüyüş amaca uygun konuşmalarla sona erer. Za- manla geniş katılımlı bir gösteriye dönü- şen bu etkinlik Amerika'daki Türkler içın uzun yıllar sürecek güzel ve kökJü bir ge- lenek oluşturmuşrur. Ancak sonralan bu etkinliğin amacı saptınlmış ve 'Yürüyüş'. Türkiye'nin Amerika'da taıutılmasına yö- nelik bır etkinlik haline dönüştürülmüş- tür. Bu değışıkhk 10. Yd KufJaması olarak (aslında başlatılış tarihine göre 12. yıl ol- ması gerekir) 1991 yılında gerçekieştiril- mıştir. Herhalde 10., 25., 50. yıl gibi özel önem verilen kutlamalann daha görkem- lı, daha coşkulu geçtiği düşüncesiyle olsa gerek, 1991 yılı 10. yılkutlamasıilanedil- mış ve bu kutlama ıçin Türkiye'den önem- lı yardım sağlanmıştır. Bu çerçevede meh- tertakımı Nevv York'a gönderilmış. Mec- lıs'te adçekme (kura) ile seçilen milletve- kıllengösteriye katılmış. hattaCumhurbaş- karu Özai'ın da bu gösteriye katılması plan- lanmış, ancak Amerikan makamlannın ile- ri sürdükleri hakJı güvenlik gerekçesiyle bu gerçekleşememiştir. Yanhşhklar O zaman basından ızleyebildiğim haber- lere ve Amerika'da bulunan dostlanmdan öğrendikkrime göre bu 'Yürüyüş' Türki- ye ıçin yazık ki olumsuz bir görüntü oluş- turmuştur. Meclis'te seçim için yapılan çe- kişmeler, New York Havaalanı'nda mil- letvekillerimizin tabanca ile yakalanmala- n. Özai'ın daveti nedeniyle Amerikan ma- kamJannın güç duruma sokulması gibi hoş olmayanolaylann yanı sıra, .Amerika'da ya- şayan bazı Türk dostlanm da mehter takı- mının 'Yürüyüş'e katılmasınm pek de olumlu bir katkı oluşturmadığını belirt- mişlerdir. Nitekim, geçen Ocak ayında NTV televizyon kanalında Murat KrseTm söyleşi programınakatılan Washington'da- ki ATA (American Turkish Association) Başkanı Sabri Soyeri de mehter takımının gönderilmesinin yerinde olmadığını ve Amenkahlar üzerinde Türkiye hakkında yanlış izlenim yaratmış olabileceğinı be- lirtti. Amerika'da genış haJk kitlesınin Amerika dışındaki ülkeler hakkındaki bil- gisi oldukça kısıtlıdır ve bu nedenle Ame- rikalı ne görüyorsa izlenimi de gördüğü ile sınırlanır. Bunu anlamak ıçin, bir ara Tür- kiye'de mevsimin ılk tunst kafılesinin kı- lıç kalkan oyunu ile karşılanmasının yaban- cılar üzerinde bıraköğı yadırgatıcı izleni- mi anımsamak yeterlidir. Aynca, bu etkin- lik içın Türkiye önemli parasal yük altına girmektedir. Âmenka'daki Türk dernekle- n 'Türk Günü Yürüyüşü' için yapılacak harcamalan kolayca karşılayabılecek du- rumdadır. Nitekim, 1979 yılında New York'ta düzenlenen 19 Mayıs törenleri ile 1980 ve 1981 yıllannda yapılan 'TürkGü- nü Yürüyüşleri' için Türkiye'den herhan- gı bir yardım aJınmamış, giderler tümüy- le dernekler tarafından karşılanmıştır. Mehter takımı bize geçmışten kalan de- ğerlı bır mirastır. Ancak Paris'te Versail- les Sarayı'nda açılan Osmanlı Sergisi ne- deniyle düzenlenen mehter gösterisi gibi, bu mirasın yerinde ve zamanında deger- lendirilmesi gereklidir. Daha önce vurguladığım gibi 'Türk Gü- nü Yürüyüşü' Âmenka'daki Türklerin ken- di aralannda düzenlediklen bir dayanışma etkinligidir. Türkiye'nin tanıtılması gibi bir amacı yoktur. Kaldı ki bu amaca yöne- lik bir tanıüm herhalde, mehter takımının katılımıyla da olsa, Türlderin bir caddede yürümesıyle gerçekleştırilemez. Ögrendi- gıme göre bu yıl 15 Mayıs günü 20. yılı kutlanacak etkinliğe mehter takımı da ka- tılacakmış. Olasıdır ki milletvekillerimiz deNew York'a gidecektir. Bu etkinlik ıçin Türkiye'nin herhalde oldukça önemli pa- rasal katkıda bulunması gerekecektir. Böy- lece 1980 yılında ABD'deki Türldere yö- nelik olarak başlatılan 'TürkGünü Yürü- yüşü' zamanla Türkiye'yı tanıtma etkınlı- gine, daha dogrusu Türkiyeli Türklenn Amerika'yı tanıma etkinligine dönüştü- rülmüş oldu. Bu tür yanlış ve gereksiz tanıtma etkin- liklerinin herhalde önlenmesi gerekir. Ken- dimizi tanıtmaya gerçekten büyük gerek- sinimimiz var. Ancak Türkiye'ye yaraşır bir tanıtım bu tür bölük pörçük gösteriler- le değil, akılcı, bilinçli, ciddi bir yaklaşı- mın üreteceği çok daha geniş ve farklı et- kmliklerle saglanabilir. Kanımca bunun ıçin, Dışışleri Bakan- lıgı'nın eşgüdümünde ılgili bakanlıklar yetkililerinden oluşacak, aynca tanıtma konusunda önde gelen uzmanlarla işbirli- gi halinde düzenli, planlı çahşacak bir or- ganın oluşturulmasının yararlı olacağını düşünüyorum. (*) Turistik zenginlikleriyle dünyamn en öndegelen ülkelerinden biri olan ülke- mizin bir süredirgelişen olaylarsonucu tu- rizm alanında sıhntıh günler geçirdiğini biliyoruz. Ancak olaylann durulmasıyla ve alınacak etkin önlemleıie bu dar boğaz kuşkusuz kolayca aşılacaktır. ARADA BIR Dr. NECDET TUNA Türban ve Rapor Son günlerde, kendı yorumlarıyla "Meclis Içtü- züğü 'nde türbanla yemin edilemeyeceğine ilişkin madde olmadığı için". dört dörtlük makyajı ve vü- cudunun hatiannı belli eden tayyörünün üstünetak- tığı türbanıyla yemin etmekte ısrar eden sayın (!) milletvekılinın o gün Meclis'te bulunmamak için ra- por alabıleceğınden söz edıliyor. Milletvekili ol- duktan sonra. çok rahatlıkla haydi haydi rapor alabilır. Meclis oturumlanna katılmamak ıçin rapor alıp, sonra sevgılisıyle pavyonda görülen millet- vekili yok mu sankı! Raportezgâhı toplumumuzda o denli kanıksan- mış, o denlı normal görtılür olmuş ki! Görev yerı- ne gitmek istemeyen, amıriyle geçınemeyen, ız- ıuni üzatmak isteyen, görevinı savsaklayan memu- run, sınavdan kaçan ya da okulu asan öğrenci- riin; askerden kaçan, Meclis oturumlanna katılmak istemeyen mılletvekilinin sığınağı, görevden, so- rumluluktan kaçmanm en kolay, en risksiz yolu... Yalan tezgâhını işleten ya da işlemesıne alet olan, destek verenler de mezun olurken doğruluktan, meslekı ahlak kurallanndan, yasalardan sapma- yacağına namusu ve şerefi üzerine yemin etmış olan hekımler! Hekimin hastasınm karşısında ya- lan söylemek zorunda kaldığı durumlar yok değil- dır. ama yalan ve sahtekârlıkların düzenlendiği tezgâhlarda değil, hastasına umut ve moral ver- mek içın! Toplumumuzda yozlaştırılan (dejenere edilen) kurumların varlığı yadsınamaz. Fakat hıçbirinin ra- por müessesesı düzeyinde yozlaştığını söylemek de zor. Memuruna, öğrencisine ya da öğrencisi- nin velısine, yasal uygtılamalardan kurtulabilmek ıçin rapor almasını söyleyebilen müdürler, öğret- menler... Yaptıklan ve uygulanmasından sorumlu olduklan yasaları yok sayan milletvekillerı, hatta bakanlar. Memur, müdür, milletvekili, bakan ve de hekim; hıçbıri ortaklaşa düzenlediklen tezgâhın yalancılık ve sahtekârlık olduğunu aklının kıyısın- dan bıle geçırmiyor. iş rapora gelince Müslüman- lık kurallan da bükmünü yitıriyor, ahkâma göre ka- rar, ama nasıl ışine gelirse! Yasal suç olduğunu dü- şünen ise hiç yok. Yasa işlemezse toplumun ah- lak ve değer yargıları egemen olur! Hükümet tabıpliği yaptığım yıllarda, anımsaya- madığım hastalığı nedeniyle memurun birine bir haftalık rapor vermiş ve her rapora yazıldığı gibi "evinde ıstirahati gereklidır" kaydını koymuştum. Bırkaç gün sonra kaymakamlıktan yazı geldi. Kay- makam. rapor alan memuru parkta arkadaşlany- la keyifle sohbet ederken görmüş. Sağlıklı görü- nen memura neden rapor verdiğim soruluyor, sa- vunmam ısteniyorve memurun Elazığ'a heyetegön- derileceğı bildiriliyordu. Memuriyetimin ilkaylany- dı; korkmuştum, yanlış bir iş mi yapmıştım? Ya- nıta, "hastanın aynı zamanda ruhsal bunalımı da olduğu ve kendini iyi hissettiği zaman dışarı çı- kıp dolaşmasını, parkta oturmasını benim salık ver- diğimi" yazdım. konu kapandı. Sonradan öğren- dim, Memurin Muhakemat Kanunu'nun bilmem ka- çıncı maddesıne göre, yalan yere rapor veren dok- tor da, raporu alan da cezalandırılmış. Ama yarım yüz yıllık meslek yaşamımda ne yalan yere rapor verdiği içın cezalandınlan doktor ne de hasta ol- madan rapor aldığı için hakkında yasal işlem ya- pılan memur gördüm! Hasankeyfi kurtaralım Turkierin. Kurtlenn. Araplann, Suryaniienn... bır oya gıbı işledıkleri eşsız Hasankeyf'ın baraj sulan altında kalmasını istemıyoruz. "Hasankeyf Gönüllüleri Grubu" oluşturarak, "bir şeyleryapabilmek" içın bir çalışma içine gindik. istikla! Cad. Imam Adnan Sok. Don Kışot Sanatevi'nde gerçekleştirilen etkinliklerden sonra Hasankeyfte buluşuyoruz. Bu amaçla 18-22 Mayıs tarihleri arasında, Anazarba, Toprakkale, Belkıs-Zeugma, Şanlıurfa, Mardin, Midyat, Hasankeyf, Batman, Silvan, Diyarbakır1 ! kapsayan destek gezısi düzenliyoruz. Katılmak için: 0 212 252 65 78 - 79 • 80 HASANKEYF SULAR ALTINDA KALMASIN Not Gezımız, Ibrahım Eren'ın rehberlığınde BRT-Bırsey Tunzm organızasyonu ıle yapılmaktadır. fÖRSAB Türkiye Seyahat Acentelerı Bırlığı'nin katkılanyla NiçinCHP'liydik?.. HASAN SATIR Emekli Geneml H angi insan olursa olsun, eger büyük Atatürk'ün ülkemize sağladıgı o toplumsal çıkarlardan kendisinin özel çıkan bozulmamışsa ya da dı- şandan beslenen bir dış ülke uşa- gı degilse ve bu insan da bir CHP üyesi ya da sempatizanı ise, bu insanın hiç kuşku yoktur ki CHP üyesı ve sempatizaru olmasının bir nedeni vardır. Bu neden, elbette kı Atatürk'tür, Ata- türkçülüktür. Çünkü biz, gerçek CHP üyeleri ve sem- patizanlan, bu ülkenin mutluluk ve çağdaşlık şan- sının sadece Atatürkçü düşüncede bulunduğuna inanmaktayız. O halde, belirli bir zamandan ben, hep kendi kendimize sordugumuz şu soruyu, şim- di bır kez de toplum önünde yineleyelım: CHP bu- gün Atatürkçü bir düşünce içinde midir? Buna, büyük ve gerçek bir CHP üye kitlesınin evrt diyeceğini sanmak, gerçekleri görmemek de- mek olur. Evet, CHP bugün. gün gibi aşikârdır ki Atatürkçü düşünce içinde değildir. Ya hangi düşün- ce ıçindedir? CHP. Atatürkçü düşüncedir diye su- nulan ortanın solu fantezisinı ıçeren, ne olduğunu kendisinin bile pek anlayamadıgı garip bır düşün- cenin içindedir. CHP. Orta Avrupa özentisi olan ve adının Avrupa'dan aktanlmış bir deyim olmasmdan başka ve sosyalizme şirin görünmenin dışında. ül- kemiz için herhangi bir faydasmın izah edilemedi- gi sosyal demokrasi düşüncesi içindedir. CHP. ül- kemizdeki fantastik demokrasi rüzgân içinde, ül- keyi bölücü fikirlere bile sıcak bakabılecek moda- vâri bir düşünce içindedir. Yine CHP, ilke oklann- dan birine ihanet edercesine, 'denize düşen yıUna sanhr' kabilinden bile olsa, dinsel bir gruba mavı boncuk dağıtacak bir düşünce içindedir. Biz. gerçek CHP üye ve sempatizanlan, eğer o parti içinde üye, dışında sempatizan idıysek ve bun- lan olmaya da belki bugün bir kısmımız direniyor- sak. bunun nedeni, asla CHP'de her yönetıme ge- lenin. yukandabelirtildiğı gibi, kendı ideolojik gö- rüşüne göre bir ilke eklesin de Atatürkçü düşünce- yı bir yana koysun diye degil; o partinin, bu ülke- nin çagdaşlaşma şansını içeren Atatürkçü düşün- cesi var olduğu için üyesi ve sempatizanı idik. Şu son seçimler açıkça ortaya koydu kı. bu ko- nuda biz haklıyız. Şimdi, bu kadar açık kanıt kar- şısında bile şu hakJıdır, bu haklıdır şeklinde, sade- ce zaman kaybettincı bir davranış içine girmek fev - kalade yanlıştır. Bütün hepimiz bu ülkenin evladı- yız. Ister Atatürkçü düşünceyi bu ülkenin mutlu- luk şansı olarak gören bizler, isterse ötekiler, hiç bi- rimiz bu ülkenin aleyhıne olan bir davranışı tasvip edemeyiz. Fakat ne yazık ki ortada yine de av pe- şinde olanlar hâlâ eksik değildir. Bazı medya un- surlannın da şakşakçılığı ile, yıllardan beri CHP'nin barmasına, yukanda belırtılen yanlış ideolojileriy- le omuz vermiş kişiler. 'kurtdumanlı havayı sever' örneği. bu kritik anda bile ekranlardadır, gazete sayfalanndadır. Bu davTanış daha da yanlıştır. Sevgili CHP'liler, gelin bugün hemen yapılma- ya başlandığı gibi, bizim fîkrimız daha yararhdır, ınadından vazgeçelım, kapmış olduğumuz köşele- ri, ülkenin yaranna olmadığını toplum kafamıza vur- muşken bile, hâlâ daha zarannı bile bile koruma- ya kaikışmayalım; böylece başkalannın da düşün- ce katkılannı sağlamış oluruz. Şapkamızı önümü- ze koyalım. Düşünelim... Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, birörgütün des- tekçisi, o örgütün ilkeleri yaşadıkça yaşar. Tersi durumda bugünkü CHP'de olduğu gibi, ölür. CHP içiade Atatürkçü düşünce rafa kondugu içın parti- >i destekleyen bizler onu terk etmek zorunda kal- dık. Yıllardan beri bugüne kadardelege oyunlany- la CHP'de köşe kapmış olanlar, bunu marifet sa- yanlar, bunu böyiece bilmelidirler. PENCERE YAI*Ş DAMŞaH HERKEaE» VE BAÛU OUN U.ER ADMIA «KE2|322 e»«(WT*Y) • «Wf*Z*« |O-2«|278 10 79 • HfrON(0-272)215C 52 • AAKKM72)21Saffi • «S«IUTı(K»J) îl2 59 54 213260» • «M»SYA (I 21222 33 'UKAIU (0-312) 351 M W |5W|ÇANKBUSPW* OTMMlt YOZGAT)-Am*inr«(0«e2<e'5«-*^Ur« (»242)2^ 242 3131 ÇO)UI|0-3M)213«27 Ü (0-256)26139 15 'MYMMKm «M121251 65«S(2M)(B*™«Mİ«ÖN.SİRT. ŞBMK) • B M â JM24)2163472 - 237««1 StlOOu«TÜS. MUŞ. HJHCSJ Vm -ao*e»lt (0^461 224 26 43 ffOmtH. 6C»R MflSl E S ^ (0-222)221 09 99 IBİLfCV. KÛTAHYAJ • OA2UKT9 KK342] 220 7031 -220 20 11 (HUS. ŞA*JUflfAJ • «MHUH <0-454) 212 74 19 (3 M PBX) (0R0U) • STAIBUL (0-218) 30B 54 'Ç ÎPBX) -BARTK BOLUftjnSA.ÇANMOÜtLE. ED*HE KAflABÛK. KVKLAREU K0O£U TGOFOMĞ. YALOVA. 20NGULDHCİ - OMR IO432) 853 13 00 853 13 13 (AYDK IMMSA. UU&A UŞAK) • KAHRAMAMIAIUŞ (0-344) 231 42 19 -KMAMAM (0-336)213 50 71 (2*M) -KASTAI (0-366) 214 19 31 • KAYSE» 10-352) 245 04 00 (20 M) XBfiS KIRŞB«>| • KOHYA10-3321 251 04 14 - 251 35 95 (2 ha) • HALATYA (0-422) 322 7e 68 325 46 61-68 |A(XYWW) ' MB&N (0324) 327 39 80 (5 ım • NEVSjM «M84] 213 75 05 • MĞK (0-388) 213 44 26 -MZE (0-464) 213 18 73 p W> («ITV»» • SAİ6SU» (»362)286 67 29 (TOKAT) • SJVAS «W46)225 0S 05 225 74 7S 3M0C10-388) 281 15 44 'TIUazON (0-482) 321 17 36IUVBURT GUHUŞNMC1 YATAŞ HOME HAâAZALAAI ADAHA 4Mr YaUş Homt 233 28 29 - AJKAM Çankaya Ytfaı HonM 439 62 33 • CMman Yao* Hom« 479 89 34 • HMhoy Yılaf NONH 339 99 41 • KızıtaY Y*i| Homt 419 51 17-16 19 Ne Yapılabilir lOGünde?.. Mütena Hanım Muğlalıdır, duldur, şendir, Sa- burhane'de oturur. Sordum: - Oyunu kime verdin?.. Bir kahkaha attı: - Kime vericem, dedi, belediyede CHP'ye, mil- letvekilinde Ecevit'e verdim. -Neden?.. -Oda bizim, öteki de.. • Mutena Hanım bir değil, bin değil, yüz bin de- ğil, milyon değil... Inanmayan seçim sonuçlanna bakar. Muğla çar- pıcı bir örnek. Muğlalı 18 Nisan seçimlerinde DSP'den üç milletvekili çıkarıyor, CHP'Iİ Belediye Başkanını üstüne ekleyin, ilin tarihinde görülme- miş birsol atılım... CHP'nin yerel seçimlerindeki oy oranı, genel seçimlerdekinin iki katı... Abece'den habersiz birini getirin, CHP adına seçim sonuçlannı okuyabilir. 18 Nisan'da halk ne dedi. Açık ve seçik: - Baykal ve takımı gitmeli!.. "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az" atasözü bu gibi durumlar için söylen- mişur; halk, CHP parti örgütünün yapamadığını yap- tı. 22 Mayıs'ta toplanacak CHP Kurultayı, halka la- yık olmak istiyorsa, 18 Nisan'ın yörüngesinden sapmaz. Saparsaneolur?.. Umutsuzluk yoğunlaşır, kimse soluk alamaz olur; "bu parti adam olmaz" kanısı öylesine yay- gınlaşır ki CHP bir daha belini doğrultamaz. • Oysa CHP önemli... Öylesine önemli ki durum bir özdeyişi anımsa- tıyor; ünlü bir Frenk ne demiş: "Siyasetyalnızpo- litikacılara bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir." Bu aşamada denebilir ki: "CHP'nin yazgısı yalnız CHP'lilere bırakılmaya- cak kadar ciddi bir iştir." Kimsenin tapulu malı mülkü değil bu parti; ulu- sun, halkın, tarihimizin, Kuvayı Milliye'nin, laik Cumhuriyetin, sosyal demokrasinin, Mustafa Ke- mal Atatürk'ün, Ismet Paşa'nın, geçmişimizin ve geleceğımızın bileşkesinde yuğrulmuş bir tüzel kişilik... Ve durum öylesine ciddi ki aklı başında DSP'li- ler bile CHP'ye sahip çıkmak zorundalar; Meclis'te sağdan soldan kıskıvrak kuşatılmış demokratik sol neyapabilir?.. • 22 Mayıs'ta CHP Kurultayı toplanacak.. On gün çok kısa bir süredir.. Ne yapılabilir?.. Birtekşeyyapılabtlir CHP'nin önde görünen isim- leri bir araya gelirler, Kurultay'da seçilecek kişi üzerinde anlaşabilirier. Bu kişinin ille de lafügüzaf- la mangalda kül bırakmayan bir lider olması ge- rekmiyor. Lidertik, uzun vadeli bir süreçle ortaya çıkacak kimlikte belirlenebilir. Ilk adımda serinkanlı, den- geli, sağduyulu, tartışmaya, katılıma açık ve kü- çük hesaplara kapalı bir "normal" kişi yeterli... • Halk bu serinkanlı ve dengeli uzlaşmayı parti- nin üst kesiminde göremez de "Fırsat bu fırsattır, malı ben götüreyim " diyenlerin post çekişmesi ve saray kavgasını seyrederse, on gün sonra umut- lar sönecektir. ACI KAYBIMIZ Aydınlık bir beyın ve yürekle yaşamında aılesı, ülkesi, dostlan içın; onurlu bır insan olmanın gerektırdıği her anlamiı ve değerlı çabanın içinde yer almış; Merfıum Recep Ali ve merhume Hatıce Uğur'un oğullan, merhum Metımet Mahır ve Nımet Gülek'in damatlan, merhum Fevzı Uğur ve Melek Gürsoy'un ağabeyleri, Sevınay Altındağ'ın eniştesi, Nılgün Uğur, Nilüfer ve Remzi Dalay ile Ayhan ve Reta Uğur'un babalan, Memetcan Dalay ve Allıson Incı'nın dedefen, Güner Uğur'un sevgılı eşı EMEKLİ HAVA KORCENERAL (SARI ŞEREF/1947-25) ŞEREF UĞUR9 Mayıs 1999 tarihinde vefat etmiştır Cenazesı 13 Mayıs 1999 Perşembe günü Ankara Kocatepe Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Cebecı Asn Mezartığı'nda toprağa venlecektır. Hepimizin başı sağolsun. AİLESİ Not- Çelenkgöndenlmemesi, isteyenlerin TEV Vakfı'na bağışta bulunmalan rica olunur 447 08 69 (3 hal) • SMr Yatof Honw 34B 67 69 'ANTALVA Yattt HOM247 17 22 •lAUKEBM Yriış H0RW 242 31 31-244 98 28 • DfYARB)AM< YalM Hom» 251 «5 65 (2 M ) - 21480 33 ERa*U8IYu»4Hon»235 1984 2186798 -E«WŞB*I YM»Hon»22i 0699 • 0A2İAMT9 VaBf Hona220 70 31 • IĞOm Yaa« Hm2279042 • H T M M L 8 * i * « 1**•*»»»98953• 2596994 • BayiMfeu Y.1^ Hom >52 03 50|3hK).C«1naYUfHcm425 42S3'FallYamHI>IM6367153 521 93 13 • İUM Uato YalqHm»67501 93 (3 la» • MoooUı YM»Hm38455 43-420 8843-ŞnıMvYı!a«H(na64415 28-Şqt YMtHıyıi 230 77 73 Yıu« Hora 309 54 10 . t2MtT Ytftty YalM HoiM 341 35 57 • KABS YaUf Hom 212 05 20 • KAYltm Y.l», HoıM 235 73 30 • BUUTYA Y«U| H m 322 78 66 325 46 «1-68 • SAKADYA Yau; Hona 278 10 79 SlZJfl evin HC ekSİgj Vardl? BÜYÜKÇEKMECE ASLİYE HUKUK HÂKtMLtĞl'NDEN EsasNo: 1996/896 KararNo: 1998/893 Davacılar lsmaıl Fırat ve vânslen (Turgut Fırat. Turhan Fırat vs) vekülen tarafindan davalılar Molla Hüseyin, Fatma ve Ah- met Öktem vânslen, Hasan Öktem vânslen, Moila Hüseytn ve Nazıre vânslen aleyhıne açılan tapu ıptalı ve tescıl davasının ya- pılan açık duruşması sonunda mahkememızce verilen 15.9.1998 tarih ve 1996'896 esas. 1998'893 sayılı karar geregince, Davacılar vekılı taraftndan davalılar aleyhıne açılan davanm da\a tarihi ıtibariyle değen sulh hukuk mahkemesı görevıne gır- dığınden rnahkememızin görevsızlığme. görevlı ve yetkılı mah- kemenm B.Çekmece Sulh Hukuk Mahkemesı olduğuna. bu ne- denle mahkememızın görevsızlığıne karar venlmiştır. îş bu ılanın yayımından ıtıbaren 7 günlük tebliğ müddetı so- nunda, işleyecek 15 gün ıçersınde davalılar, (aşagıda adlan yazı- lı) temyiz etmediklen takdırde ış bu karann kesınleseceğı 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun 29, 30, 31. maddelen gereğınce ila- nen tebliğ olunur. 15.2.1999 Davalılar: 1- Molla Hüseyin ve Fatma ve Ahmet Öktem yârislen a- Lütfıye Türker. b- Ethem Öktem. c- Esma Öktem. d- Me- diha Öktem. e- Ekrem Öktem, f- Rıdvan Öktem 2- Hasan Öktem vânslen a- Emine Öktem, b- tıfan Öktem, c- Orhan Öktem, d- Sedef Öktem 3- Molla Hüseyin ve Nazıre vânsleri a- Mehmet Nun Tanışlar. b- tsmail Kema! Tanışlar, c- Sami Tanışlar. d- Hav™va Sebahal Tanışlar. e- Seza Sürdüren, f- Neba- hat Arpacıoğlu, h- Mustafa Seygıttin Tanışlar Basın: 20503
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle