Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1-MAYIS1999SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Motorcular
Eminönü-Kadıköy
arasında sefer yapan
deniz motorları, gişe
düzenine geçmiş.
Eskiden ücretini
motorda ödeyen
yolcular, şimdi
gişeden aldığı bileti,
girişteki kutuya atıp
motora biniyormuş.
Ne ki, gişede satılan
bazı biletler,
koçanından
sıcağı sıcağına
koparılmışa A.
benzemiyormuş.
Vatandaşlar, kutudan
toplanan biletlerin
tekrar satıldığı
izlenimi ediniyormuş.
Bu işin denetimi
istanbul Büyükşehir
Belediyesi'nde
olmalı... Ama şu işe
bakın ki, belediyenin
de başı bilet
yolsuzluğundan
dertte!
Alagöz'den
Posta Işletmeleri
Genel Müdürü Nuri
Alagöz, istanbul
Içerenköy'deki PTT
Hastanesi'nin özel bir
şirkete satılacağı veya
49 yıllığına
y kiralanacağı
yolundaki
J
L söylentileri
yalanladı. Alagöz,
"hastaneyi nasıl
değerlendiriz" diye
Özelleştirme
Idaresi'ne görüş
soracaklarını açıkladı.
Yani, kuzuyu kurda
teslim edecekler,
kılıfını anyorlar!
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronik posta: someposta.cumliuriyetcoin.tr
- Mesut Yılmaz,
Yüce Divan'a yollanmasını
istiyormuş...
"Umduğu koltuğu bulamadı.
divan oesinde kosuvor!"
ürkiye Büyiik Millet Meclisi'ne türbanı sok-
makla görevlendirilmiş hatun kişiye en bü-
yük destek Iran'dan geliyor. Tahran'da gös-
teri yapan kadınlar, Ankara'daki türbancı ha-
tun kişiyesahipçıkıyor... Fakat, Iran'da kadınlartür-
ban takamıyor. fran'da kadınlar kara çarşafın için-
de yaşıyor!
Türkiye'deki Islamcıların türbanı, Iran'da karaçar-
şafa dönüşüyor.
Iran'daki Islamcıların kara çarşafı Afganistan'da
geçerlililiğini yitiriyor; kadının gözlerini ve burnunu
açıkta bırakan karaçarşafa bir de peçe gerekiyor.
Türban kara çarşafı, kara çarşaf peçeyi getiriyor...
Türkiye'deki Islamcılar, siyasal sembolleri türba-
nı savunurken Anadolu kadınının başörtüsünü kul-
lanıyor.
Başörtüsü, türbanla aynı kefeye konuyor.
Anadolu kadını, çenesinin altından düğüm atıp
saçının bir kısmını açıkta bıraktığı başörtüsünü ye-
Başortusuri geldiğinde çıkartıp saçını düzeltirken türbancılar
başlarına önce bir bez sarıyor ve alınlarının önüne
kadar kafasını tümüyle kapattıktan sonra üstüne
boyunlarını da örtecek biçimde türban takıyor ki
türban çıksa bile saçının bir tek teli görünmüyor.
Islamiyet'in ilk yıllarında Müslüman erkeklerin cin-
sel tacizinden korunması için hür Müslüman kadın-
ların "örtülerini omuzlarından sarkıtarak" ayırt edil-
melerini öngören ve esir Müslüman kadınlara kesin-
likle yasaklanan "örtünme", 1400 yıl sonra Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanlık Diyanet Işleri Başkanlığı
Din Işleri Yüksek Kurulu Başkanlığı'nca "türban"
kuralına bağlanıyor.
Bugün devletin başına dert olan ve demokrasiyi
tehdit eden türban, 3 Şubat 1993 tarih ve 6 numa-
ralı kararla devlet tarafından kabul görüyor:
"Cahiliyet devrinde başını örten kadınlar, başör-
tülerini enselerine bağlar veya arkalanna salıverir-
lerdi. Allah Teala, bu ayetle (Nur 31) Islamdan ön-
ceki bu adeti kesinlikle yasaklayarak mümin kadın-
lann -kendiliğinden görünen hariç- zinetlerini, zinet
yerierini açmamalannı ve başörtülerini saçlannı, baş-
lannı, kulaklannı, boyun, gerdan ve göğüslerini iyi-
ce örtecek şekilde üzerine salmalarını emretmiştir."
Kuran'ın hiç bir yerinde Diyanet'in "fetva"sındaki
gibi kadınların başörtüleri ile saçlannı, başlarını, ku-
laklarını, boyun, gerdan ve göğüslerini iyice örtme-
sini öngören birayet bulunmadığı halde, bu yorum-
la Anadolu insanına resmen yalan söyleniyor, halk
kandırılıyor. Çünkü kadınlann kara çarşafa sokula-
cağı ya da peçe altında tutulacağı şeriat devleti için
başörtüsü, yemeni, yaşmak, eşarp yetmiyor ilk aşa-
mada türbana geçmek gerekiyor.
Devlet, ektiğini biçiyor!
SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Zia Kavakci'nin kafasında hilafet var
Amerika'dan ithal türbancı Merve
Kavakçı nın Amerikalılar tarafından
Imam Yusuf Zia Kavakci olarak ta-
nınan babası Yusuf Ziya Kavakçı,
1991 yılında Amerika'da yazdığı anı-
lannda Islam dünyasının "mühim me-
seleleri"ni sıralıyor:
"Birlik. Kafalı ve kabiliyetli Müslü-
man liderler yetiştirmek. Güçlü ve bir-
likte projeleryürütmek. Ekonomiyi ve
parayı Islamın hizmetine vermek. Ce-
miyetin dinamik ve organize güçleri-
nin Islama dönmesini sağlamak."
Kavakci yerleştiği Amerika'daki
planlarını da açıklıyor:
"Çok güçlü bir Islamlaşmateşkila-
tı gerekiyor. Kendi kendine yeten bir
fınans mekanizması çalışmah. Bura-
da tekkeyi kurmak gerekiyor. Ama
nasıl tekke; hakikisi. Televizyonda,
radyoda ve gazetelerde Islami yayın-
lar ve programlar yapmak mümkün.
Fakat önce iyi ve sağlam para lazım.
Para, para, para ve para. Müslüman-
lann politik hareketlere de girmeleri ge-
rekiyor. Onun için politik metodları ve
lobilerini kurmaları ve işletmeleri la-
zım. özel ve çalışır okullannı kurma-
ları gerekiyor. Bunun için de şim-
diden lisanslı öğretmen yetiştir-
mek gerekiyor. Burada iyi bir üni-
versite kurulması bir zaruret. Chi-
cago'daki teşebbüs yetmiyor.
Tam teşekküllü bir üniversite çok iyi
olacak. Isteyen Müslüman talebeler
orada master ve doktora çalışması
yaparlar. Burada Amerikalı ve yerli
güçlü alim yetiştirilir. Bir Islam Mer-
kezi lazım. Teşkilat ve kadro. Kifayet
edecek miktarda para ve gelir. Hila-
fet Konseyi, Müslümanları bir büyük
biriik ideali ve çalışması içinde ne
mümkün ise onu yapmayı planlaya-
cak ve yapacak."
- »>*,'?---»» .'MMSS&I&
AYDINLANMA ATEŞI
tletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95
'TBMM, hiç kimsenin siyasal şov
yapabileceği birplatform değildir9
Şişli Ç YDD olarak her ayın üçün-
cü cumartesi günü bursiyer öğren-
cilerimize ve üyelerimize yönelik
söyleşili toplantılardüzenlemekte-
yiz. 15Mayıssaat 14.00'teSHÇEK-
3 £YDD Okmeydanı Toplum Mer-
-'kezi"nde( SSKOkmeydanı Hasta-
nesi Karşısı Şişli) "Anadolu'da
Aydınlanma" konulu söyleşi için,
Anadolu Aydınlanma Vakfı Baş-
kanı Metin Bobaroğlu konuğu-
muz olacaktır. Tel: 0.212.22124 82
ÇYDD Genel Merkezi
TBMM. hiçbir partinin ve hiçbir
kişinin siyasal şov yapabileceği bir
platform değildir. Meclisimizin ge-
leneğine aykın bir kılıkla. hele de
dinsel sömürü simgesi türbanla, bir
FP milletvekilinin Meclis'e sokul-
ması girişimi, seçimlerden. halkı-
mızdan aldığı olumsuz yanıtı algı-
lamayan partinin yeni Şevki Yıl-
maz'lar arayışının sonucudur ve
çok yanlıştır. Hüsranla sonuçlana-
caktır.
Edirne ÇYDD
1) Gazetemizinkuruluşunun75.
yılını. Cumhuriyet Radyo'nun 1.
yaşmı içtenliklekutlarkentıpkı ga-
zetemiz gibi radyomuzun da bizle-
re en kısa sürede ulaşarak, içimizi
ısıtmasını biliyoruz.
2) Yüce Meclis'te yaşanan çir-
kinlikleri kaygıyla izliyor, düşün-
me yeteneğini yitirmiş Merve Ka-
vakçı'yı. onun Meclis"te oturma-
sına izin verenleri. davTanışuıa des-
tek verenleri ya da tepkisiz kalan-
lan şiddetle kıniyoruz. Bu ülke sa-
hipsiz değildir. siz seçim sistemi
esprisi ile aldığınız yüzde 15'lik
oyla Türkiye halkını temsil ede-
mezsiniz. Bu halk size Cumhuri-
yetin temeline dinamit koyma yet-
kisini vermedi.
3) Malatya Üniversitesi Rektö-
rü Sayın Ömer Şarlak' ı ve üniver-
site senatosunu canları pahasına
verdikleri ödünsüz savaşmdan ötü-
rü kutluyor. sonuna dek destekle-
diğimizi ve yanlannda olduğumu-
zu vurguluyoruz.
4) İstanbul Üniversitesi Diş He-
kimliği Fakültesi Dekanı Sayın A.
Gültan Özerkana kıl payı kurtul-
duğu iğrenç saldın için geçmiş ol-
sun diyonız, bilinçli ve uyanık sü-
rücüsünü kutluyor. Cumhuriyetin
kazanımlannın tüm güçlüklere kar-
şın hepimiz tarafından korunacağı-
na olan inancımızı yineliyoruz.
Kadın Araştırmaları
Derneği
Kendi politikalannı egemen kıl-
mak isteyen bazı kendini bilmezle-
rin programlayıp ortaya salıverdi-
ği. Cumhuriyet kadınının yüz ka-
rası bir zavallının. anayasamıza, la-
ik Cumhuriyetimizin ilke ve dev-
rimlerine karşı. Mustafa Kemalin
yüce Meclisinde sergilemeye ça-
lıştığı, partisinin kapatılmasma ne-
den ohnası gerektiğine inandığı-
mız davranışmı, bız kadınlar olarak
şiddetle kımyoruz. Bu davranış kar-
şısında suskun kalarak ettikeri ye-
minin, Cumhuriyet devrimlerini ve
Türk toplumunun gerisinde kalan
MHP, ANAP ve DYPnin 'orada
bulunma nedenleri Cumhuriye-
ti korumak ve yaşatmak olan li-
der ve milletvekiierinin' artık o
Mecliste bizleri temsil etme yetki-
lerinin ofenadığma inanıyoruz. Ken-
dilerini utanç ve ibretle izledik.
Gösterdikleri onurlu davranışlayü-
ce Meclisimize. demokratik ve la-
ik Cumhuriyetimize, sahip çıkan
DSP lideri sayın Ecevit ve millet-
vekillerine ve kişisel tepkisini gös-
teren Sayın Kamer Genç'e şük-
ranlanmızı sunuyoruz.
tstanbul Kadın
Kuruluşlan Birliği
Türbanı belli bir ideolojinin sim-
gesi olarak kullanan veya kullandı-
ranlar öğrenci ile öğretmen, öğren-
ci ile öğretim üyesi, avukat ile yar-
gıç arasında yarattıklan yapay ger-
ginliğı bu defa TBMM'ye taşımak
istiyorlar. Ancak "Herkes seçtigi
yaşam biçimine uygun giyinmek-
te özgürdür" diyerek türbanın
Meclise'e taşınmasının ve kimi çev-
relerce siyasal mesaj olarak kulla-
nılmasının hukuken yanlış olduğu-
nu düşünüyoruz. Türkiye Cumhu-
riyeti demokratik, laik bir hukuk
devleti olduğu için "türban" par-
lamentomuzdan içeriye girmeme-
lidir. Bu görüşümüzü anayasamızm
24. maddesi desteğinde sonuna ka-
dar savunmaya kararlıyız.
Çanakkale Cumok
TBMM 'de yaşanan türban olayı-
nı ibretle izledik. Atatürk Cumhu-
riyeti'nde şer güçlerinin ne nokta-
ya geldiğini görüp de, ettikleri ye-
mine sadık kalmayıp tepkisiz kalan
milletvekillerini şiddetle kımyoruz.
Toplumun tüm dinamiklerini bu
olayı protesto etmeğe çağınyoruz.
Lüleburgaz ADD
Cumhuriyetten, laiklikten ve çağ-
daşlıktan yana olanlann, ulus dev-
leti çerçevesinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nde gösterdikleri sa-
hiplenme biçimleri, geleceğimiz ve
Atatürkçülük adına son derece
önemli ve olumlu bir olaydır. Ge-
rici güçlerin uzun yıllardır Türki-
ye üzerine oynanan oyununun kö-
tü ve art niyetlı düşüncelerinden
dolayı planlan 18 Nisan seçimleri
neticesinde iddialan adına Türkiye
Cumhuriyeti'nin demokraitk hu-
kuk devleti ilkesiyle alay edercesi-
ne Meclis çatısı altında ortaya koy-
maya çalıştıklan biçim, 20. >Tİzyı-
la yakışmayan birçaba olmaktan üe-
ri gidemeyecektir. Bu çabamn ga-
yesi Mustafa Kemalin 29 Ekim
1923'te kurduğu laik ve demokra-
tik genç Cumhuriyet'ten rövanşı al-
ma beklentisidir. Ancak Türkiye
Cumhuriyeti ve çağdaş Türk halkı
bu tür oyunlara gelmeyecek kadar
olgunlaşmıştır. Aynı olgunluğu
Meclis çatısı altında yemin eden
çoğunluktan da Atatürkçü Düşün-
ce Derneği Lüleburgaz Şubesi ola-
rak bekliyoruz.
HAYYANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ
ÇİZGİLÎK KÂMtL MASARACI
HARBİ SEMtH POROY
MIRMIRLAR UĞLR DVRAK
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZAMKAN 11 Mayıs
MUSIAFA KEMAL fCİN VERILENİDAMUÜKMÛ!
BUGÜH, İST7ŞINBUI- HÜKÛMETı"A&J RİRİUCİ
İDAB.e-1 Öf&İYE PİVANtHARB/ (SIKIYÖNeriHA AS-
KSSSÎ MAHKEMESt), MUST7HFA KSMAL VE ARKAD4Ş-
LA&hJl IC&MA MAHIOJM ETTİ. TBMM 'A/'A/ 23NİSAAI-
OA AÇILMASlAjrN HeiAEUARPIUMN AUUAK1 BU KA-
&ABJ, MAYtSlM SOAJUNOA SULTAAJ V4HÛETTİN ONAYU-
YACAK, SAD8A2AHA DAAMTFERİT 77*XAF<MDA+/ PA
YAÜUKU-£/S£ &6fJOeeİL£CBt.Tt. Sü F€RtAAMlA,UİL
U HARBKET Sie AYAtUAMMA 6İ8İ SÖ^TBSİÜyOIS.V£
İHAhier SAYIUYOBPU. ÖUCE, AASTPFA KEMAL, ALİ FU-
AT(Ç£8BSOY'), Or ADNAN(AUVAB:~)I
MAÜP€ EPİP(AOI-
VAIS) &İSİ ADLAK. USTBOE YEK AUOe£H, CAHA
RA, FEV2İ fÇAİMA/:') , İSMETCiUÖNÜ) ,
TAV) PA KAPSAMA AUNACAKTI. £,
Edlp, CeiAtf-AU-as ve. Pev* P*fa şSrülüyon
İLAN
T.C.
BEYOĞLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Sayı: 1998/793
Davacılar Feyzullah Hoşhaber. Abdullah Hoşhaber vekili tarafından hasımsız olarak açılan gaiplik davasında,
İstanbul, Fatih. Merkez, Sofular Mah. Rabet Sokak 18 hane, 86 cilt, 26 sayfada nüfusa kayıtlı Naki Hoşhaber'in 7 Ocak 1974 tarihin-
de gittiği hactan dönmemesi nedeni ile kendisinden halen haber alınmadığından ve dav'acı vekili de M.ICnin 32. maddesi gereğince ga-
ipliğine karar verilmesini istenilmiş olmakla. gaip hakkında malumatı olan kimselerin Beyoğlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin
1998/793 esas sayılı dosyası zımmmda malumat vermeleri, gaip hayatta ise adresinin bildirilmesi ilan olunur. 20.4.1999
Basın: 20555
GÖRÜŞ
TANJU ERDEM
CHP Nasıl Yiikselip?..
18 Nisan seçimleri sonunda, Ulusal Kurtuluş Sa-
vaşı'nı yapan milli kuvvetlerin politik gücü müda-
faa-i hukuktan görevi devralarak Cumhuriyeti ku-
ran ulusal demokratik devrimi gerçekleştiren,
Atatürk'ün kurduğu CHR TBMM dışında kalmış
bulunuyor.
Bazılan, CHP'nin bu şekilde Türk toplumunun
desteğine mazhar olamayışını, partinin değişen
dünya koşullanna uyum sağlayamamasında bu-
luyorlar. Demek istiyorlar ki: Yeni dünya düzenin-
de, küreselleşme sürecinde ulus devlet can çe-
kişiyor. Sol politikalar, devletçi görüşler geride
kaldı. Atatürk geçmişin saygın bir anısıdır. Altıokun
ideoloji belirleyen okları kırılmıştır artık.
Bu görüşleri son derece yanlış buluyorum. Tam
tersine, önce SHP, sonra CHP giderek Atatürk-
çü ideolojiden, ilkelerden saptığı; en azından o ide-
olojiye uygun programları, projeleri üretemediği
ve Türk halkı ile yeterli iletişimi kuramadığı için so-
nunda halk desteği azaldı. Bunda, özellikle son
beş yılın lider ve çevresindeki kadroların rolü bü-
yük olmuştur. Dünyada her ülkenin kendine öz-
gü sol rüzgârian pupa yelken eserken kökeni Ulu-
sal Kurtuluş Savaşı'na bina edilen, tam bağım-
sız, antiemperyalist, temel ilkeleri altıokla belirle-
nen Cumhuriyetin hertaşında damgası olan par-
tinin bu niteliklerini ön plana çıkaran hareketlere,
söylemlere uzak kalınmıstır. Parti, kamuoyuna, be-
lirsiz bir yeni sol, bazen Ingiliz, bazen Alman mer-
kez sol partilerine özenilerek takdim edilmiş, bir
kimlik bunalımı yaratılmıştır. Bu bunalım koalis-
yonlarda iktidar ortaklığı zamanına da yansımış-
tır. Gösterişli davranışlar, hizip mücadeleleri, az
da olsa ihale yolsuziukları partiyi yaralamıştır.
Tüm bu aksaklıklar parti örgütünün çekirdeğini za-
yıflatmış, tabanında ona destek olan Türkiye'nin
bilinçli aydın halkını partiden soğutmuştur.
Şimdi ne yapılmalıdır?
CHP bir kitle partisidir. Atatürk'ü ve Cumhuri-
yeti yüreğinde duyan geniş bir halk yelpazesinin
desteği yeniden kazanılmalıdır. Bunun yolu, Ata-
türkçülüğe gönül vermiş yeni bir kadronun parti
yönetiminde söz sahibi olmasından geçiyor. Böy-
le bir kadro parti meclisi ve merkez yönetim ku-
rulunda yer alırsa lider bu kadro içinden çıkabi-
lir. Bu amaca ulaşmanın yolu, kurultaya kadar
özverili ve yoğun bir çalışmayı ortaya koymaktır.
Özveri, uzlaşmayı ve layık olduğu düşünülenlere
desteği ifade eder.
Ama iş kurultayla bitmez. CHP önümüzdeki
beş yılda bir yandan Atatürkçü ideolojinin ışığın-
da Türkiye'nin sorunlarını çözümleyebilecek pro-
jeleri geliştirirken, sabıria, inatla, çalışkanhkla ile-
tişim kurarak halkımızı aydınlatmalı, bilinçlendir-
melidir. Bu, aslında Türk halkının çağdaş uygar-
lık ve demokrasi mücadelesi, ulus devlette vatan-
daş kimliğinin ön plana çıkartılmasıdır. Türkiye'nin
öz çıkarlannı korumak ve kollamaktır. Ayrıca CHP
halkımızın özlediği akılcı, yol gösterici muhalefe-
ti yapabilecek parti konumundadır. Sadece eleş-
tirerek bir yere varılamadığını deneyimler göster-
miştir.
Bu temel koşullar sağlanırsa CHP'nin önünde
halkımızın umudu olmaşansı doğabilir. Ulus dev-
letimizi, birliğimizi barış ve demokrasi ortamında
muhafaza ederek güçlenmemiz için Türkiye'nin
buna gereksinimi olduğunu düşünüyorum.
Kırk yıllık süreçte Türk kamuoyu önünde Cum-
huriyetin değerlerine, milli demokratik devrime sa-
hip çıkan, bilgi birikimi olan müstakim insan Müm-
taz Hoca etrafında herkesi kucaklayan bir kad-
ro harekettnin oluşturulup geliştirilmesi CHP ve
Türkiye'yi yükseltecek bir umut olamaz mı?
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/Gecedenizde
oluşan panltı. 2/
Fınnda ekmek.
börek, çörek çe-
virmeye yara-
yan bir tür kü- *
rek...Eskivebi-
linmeyenbirta-
rihi anlatmakta
kullanılan de- "
yim sözü. ,3/ 7
Mikroskop ca-
mı..."—Aral": 8
Geçenlerde yi- g
tirdiğimiz kari-
katür sanatçımız. 4/ Is-
tek ve tutkularda ölçü-
lü davranma erdemi...
Arka, bir şeyin sonra ge-
len bölümü. 5/ "Mey-
hane mukassi görünür 4
taşradan amma/ Bir baş-
ka ferah başka — var
içinde"(Nedım).6/Şar- 6
kı, türkü... Sodyumun
simgesi... Klfi gelme- Q
yen. 7/Birkurulusabağ- „
h yoku gemilerinin en
eski kaptanı. 8/ Uzakdoğu ülkelerinde "B" vitamini ek-
sikliğinden doğan bir hastalık. 9/ Uzaklık anlatmakta
kullamlan söz... Az tavlı toprak.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yapmacık bir gülüşle ho-
şa gitmeye çalışan. 2/ Temel niteliğinde olan... Bir giye-
ceğin göğüsle omuz arasmda kalan bölümüne eklenen
parça. 3/Ekinlere zararlı birböcek... Kuzu sesi. 4/ Utanç
duyma... Museviliğin simgesi olan sekiz kollu şamdana
verilen ad. 5/ Donuk renkli... Değişiklik. 6/ Avrupa'nm,
Ladoga"dan sonra ikinci büyük gölü... Bölmeli göçebe
çadın. 7/ Bir günahı Tann'ya bağışlatmak amacıyla
verilen sadaka ya da tutulan oruç. 8/ Yeni çıkmaya baş-
lamış ekin... Eski Mısır'da güneş tannsı... 9/ Ustüne
binilen hayvan... AIDS'e neden olan virüs.
İLAN
ANKARA 4. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NDAN
DosyaNo: 1998'1034
Davacı Şekerbank TAŞ vekili tarafından davalılar
Vural Alkan ve arkadaşlan aleyhine açılan itirazın ip-
tali davasının yapılan açık yargılamasında.
Davacı mahkememize vermiş olduğu dilekçesinde
özetle; davalılar Val Yapı San. Tıc. Ltd. Şt. Vural Al-
kan ve Vecdi Alkan aleyhlerine kredi borcundan do-
ğan alacak nedeniyle toplam 12.850.084.797.- TL
üzerinden Ankara 13. Icra Dairesi'nin 1998/3209 sa-
yılı dosyası ile takibe geçtiklerini. ancak davalılann
bu takibe itiraz ettiklerinden dolayı mahkememize iti-
razın iptali davası açmış olup bu dava dilekçesi ile
%40 icra inkâr tazminatı talep etmiş olduğundan tüm
aramalara rağmen adresi tespit edilemeyen davalı Vu-
ral Alkan'a yukanda yazılı hüküm özeti ve mahkeme-
mizde 28.6.1999 tanhinde saat 09.55'te yapılacak
olan duruşma günü HUMK'nın 213. maddesi gere-
ğince ilanen tebliğ olunur. 26.4.1999 Basın: 20474