Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 MAY1S1999SALI
14 KÜLTÜR
PORTAL DÎKMEN GÜRÜN
Ydıııaz Öğütle düıı, bugün, yaraı...Tiyatro dünyasında Yılmaz Oğütadını
bılmeyen var mıdır acaba? MitosBoyut \ e
Yılmaz Öğüt yıllardır tiyatroyla ılişkıli
herkesin. özellikle sanatçılann, eğitimci-
lerin, öğrencilenn aynlmaz birparçası. Ne
var kı maddi sorunlar da, hele şu son dö-
nemde, Yılmaz Ögüt'ün aynlmaz birpar-
çası. Bu, MitosBoyut hayatımızdan çıka-
cak anlamına mı geliyor? Hayır, ama dün-
yada ömekleri sayılı böyle özel bir yayı-
nevının her anlamdadesteklenmesi gerek-
tiğı de kesin.
- Sayın Yılmaz Öğiit geçen günlerde
Eskişehir Anadolu Lniversitesi Rektörlü-
ğü tarafından Tiirk th atrosuna yapüğııuz
katkılar nedeım le onur ödülüne layıkgö-
rüldünüz. Bu arada Jan Kott'un önemli
biryapıtı,Çağdaşımız Shakespeare sizin
sayenizde Türk okuriaria buluştu. Bu an-
lamlı ödüL bu kitap bana kısa süre önce
sizinle yapbğımız bir konuşmayi hanrlat-
tı. MitosBoyut, bunca güzel işlere karşm
maddi sorunlaria yüzyüze. Neden? Sizce
niçin ti\ atro kitaplannın dolaşun alanı ge-
rüş degil? Genelde kitapla banşık bir top-
lumsaydmayız. ama MitosBoyufun biray-
ncalığı olduğuna inanı>onım. çünkü ta-
mamen tiyarrma yönelik bir >a\ınevi.
Y. Ö. - Yayınevimiz bu yıl sekiz yıldır
dirençle sürdürdüğü tiyatro yaymlanmn
satışı konusunda önemli zorluklar yaşa-
dı. Oysa bugün 135'e varan tiyatro kita-
bı ile göz ardı edilemeyecek özel bir ya-
yın kataloğuna sahibiz. Biz bunun nede-
nıni, şu ünlü ekonomik krizle açıklıyoruz.
Oldum olası zaten tiyatro kitaplan az sa-
tan kitaplar arasında bulunur. Kriz nede-
nıyle kitapçılar az satan bızım kitaplan de-
ğıl, daha hızlı satan kitaplan tercih etti-
ler. Dediğiniz gibi bizim yayınevimtzin bir
ayncalığı var; yalnızca tiyatro kitabı ya-
yımladığımızdan sıradan bir kitap okuyu-
cusu, normal dönemlerde bizim kitapla-
nmvzdan satın almak eğilimini göstermi-
yordu. Bizim okuyucumuzun büyük ço-
ğunluğu, tiyatro ile fiilen uğraşanlar ve ti-
yatro ögrencileri...
Yani bizim kitaplanmız belli bir kesi-
min ihtiyacma cevap veriyor. Tiyatro et-
kınlikleri ve tiyatro okullannda eğitim
sürdüğüne göre satışlanmızda da önem-
li düşüşün olmaması gerekirdi. ama kitap-
çılann ısrarh olarak çok satan kitabı pa-
zarlama istekleri. potansiyel okuyucu-
muzla buluşmamızı engelledi. Bunu, bü-
tün yıl boyunca okuyuculanmızdan gelen.
kitaplarımızı kitabevinde bulamadıklan-
na ait şikâyetlerden anlıyoruz. tstanbul'da,
hatta Beyoğlu"nda bile kitaplanmız bu-
lunmaz oldu. Oysa bildiğiniz gibi yayı-
nevimiz Beyoğlu'nda. Önümüzde örûlmüş
bu duvan kendi olanaklarımızla aşmak
mümkündeğıl. İCitaplabanşıkolmadığı-
mız kadar herhalde bırbirimizle de deği-
Ydmaz öğüt, Mhos Boyut Ya>ınlan'nın 135'e varan tiyatro kitabı ile özel bir vayın kataloğuna sahip olduğunu belirtryor.
liz. Cumhuriyet Kitap Eki, ücretsiz olan
kitap tanıtma köşesı Vitrin'e tiyatro kitap-
lanmızı çıkarmayı gereksiz görüyor. Bu
ilgisizliğı kanıksadık. Kitaplanmız 2000
baskı yapıyor. bu küçük baskı sayısı ûl-
kemizde oldukça gelişmiş olan sponsor-
luk kurumunu da harekete geçirmiyor;
anlayacağınız bız yine kendı yagımızla
kavrulup işimizi sürdüreceğiz. Bütün bu
olumsuzluklann geçici olduğunu biliyo-
ruz. Çünkü yaprığımız ışin, kültür yaşa-
mımızm bir ihtiyacını karşüadığına yürek-
ten inanıyoruz. Bu bakımdan sorunuzun
başında sözünü ettığiniz. yayınevimizı
ödüle layık gören Anadolu Universite-
si'ne büyük bir gönül borcumuz var. Bu
ödül bu konudaki kararlılığımızi da, so-
rumluluğumuzu da arttırdı. Aracılığınız-
la bu seçkin kurumumuza bir kez daha te-
şekkür ederim.
-Kkapseçiminineyegöre>apıyor$unuz?
Temel ölçüleriniz neterdir?
- Öncehkle dünya ve Türk tiyatro tari-
hi ıçinde, yazar ve oyun olarak özgün bir
yerde bulunmasma ve bu sanatın gelişim
aşamalannda önemli görevler üstlenmiş
olmasına dikkat ediyoruz. Örnek olarak
bu konuda bizden V. Öngören, O. Arayı-
a, G. Dilmen, T. Özakman gibi 1960 son-
rası tiyatromuzun biçimlenmesine önem-
li katkılan olmuş yazarlanmızı sayabili-
rim. Yabancılardan daen iyi ömek, 20. yüz-
yılın en büyük tiyatro adamı Brecht'in
60'ı bulan bütün oyunlannı... tkinci önem-
li nokta da, oyunun, tiyatro pratiğimiz
ıçinde güncelliğini korumuş olmasıdır.
Bu nokta ticari bir kuruluş olmamızın da
zorunlu bir sonucu zaten. Buna da, Yağ-
murdereü'nin AST tarafindan oynanan
Akrep oyunu. halen tstanbul DT'de oynan-
makta olan Goethe'nin Urfaust'u, Abe-
lard ve Heloise'den Mektuplar örnek gös-
terilebılır. Önem verdiğimiz üçüncü bir
nokta da yenı yazarlara fırsat yaratmak...
Türk tiyatrosunun, Türk oyunlan ile ki-
şilik kazandığına inanıyoruz. Bu bakım-
dan, yeni yazarlann ortaya çıkması konu-
sunda ciddi bir sorumluluk taşıdığımızın
bilincindeyiz. Bebiç Ak, AJi Berktay, Bu-
rak M. Lçar. Özen Yula. Cuma Boynuka-
ra, Turgay Nar. Orhan Güner, Funda Gin-
yol (Özşener), Coşkun Irmak ın oyunla-
nnı yayımlayarak onlan geniş kitlelere
tanıtmış olduk.
- Sizin çok önemli bir gjrişiminiz de, ti-
yatro sanatına vönelik kuramsal kitaplar
diziruotuştunnanızdLBu alanda Azız Ç a-
lışlar'la birtikte çok iyi işfcr çıkardııuz.
Son kitabııuz Çağdaşımız Shakespeare de
bu bütünün bir parçası değil mi?
Oyun kitaplan yanında bizim Tiyat-
ro/Kültür Dizısı dediğimiz tiyatro sana-
tına ait kuramsal ve temel kitaplar ülke-
mizde oldukça eksık. Bugüne kadarbu di-
zide, Çağdaşımız Shakespeare dahil 32 ki-
tap yayımladık. Bu dizimiz ne yazık ki de-
ğerli kültür adamı, dostumuz Azız Çalış-
lar'ınkaybından sonrayavaşladı, amabu
diziye yenıdenbir hız kazandınyoruz. Ar-
tık bu kitaplara yayında öncelik tanıyo-
ruz. Basılmayı bekleyen, bol fotoğraflı, mi-
min pratik ve kuramsal yanını anlatan
çok yararlı olacağına inandığımız Pan-
domimin Anatomisi adlı bir temel kitap.
Itaryanlann commedia dell arte'sini bü-
tün yönleriyle açıklayan resimli, fotoğraf-
lı bir eser, Jan Kott'un başka bir temel
kitabı olan Antik Yunan Oyunlannm Çö-
zümlenmesi adlı çalışması ile yine bir Po-
lonyalının, Zurovvsky'nin Lehçeden çes-
rilmekte olan Shakespeare'i Okumak ad-
lı kitabı var. Prof. Ayşegül Vüksel kendi
oyun eleştirilennden derlenmiş bir kitap
hazırhyor; aynca Dikmen Hanım, bildi-
ğiniz gibi sizin Tiyatro Üzerine Eleştin-
ler adlı kitabınız da yayın hazırlığında.
-Tryatroyla yıDaröncesineda>anan sag-
bunbirgöbekbagını/\ar. 196O'İann,7ü'le-
rin coşkulu tiyatro ortamına dayanıyor
bu bağ. Biraz o günlerin coşkusuyla bu-
günleri kıyaslar mısınız?
-1960 ve 70"h yıllar, yalnız tiyatroda
değıl tüm düşünce ve sanat yas^mımızın
en dinamik, parlak yıllan. 1961 Anaya-
sası'nm yarattığı Rönesans. o zamanın
genç kuşagı olarak bizı çok etkiledi. Dü-
şünsel alanda bizi biçımledi ve yaşama her
zaman toplumsal bir bakış açısıyla bak-
mamızı sağladı. Bu tanhsel aydınlanma
dönemini gençken yakalamış olmayı her
zaman bir şans diye nitelerim. O dönem
Ankara'dakı etkinlikleri izleme fırsaüm
vardı. AST' ın ilk çıkışıyla bırlikte hemen
bütün oyunlannı izledim. AST'm oyun-
lan, benım tiyatroya bakışımı bütünüyle
değiştirdi. Sahne sanatının, toplumcu,
çağdaş ve ılerici dünya görüşüne ne ka-
dar derinden etki yapabildiğine tanık ol-
dum. Tiyatro ile bu ilişkim, sonralan do-
ğal olarak benı tiyatrocularla yakın iliş-
kiye götürdü. Hiçbir nostaljik saplantıya
kapılmaksızm, o döneme bugün objektif
bir gözle baktığımda, o zaman yaşanmış
coşkuyu. ne yazık ki bir daha yakalaya-
mayız diyorum. Oysa yaşamımızın her
dalında olanaklar artıyor. Toplumsal ola-
rak ekonomik ve sanatsal bir gelişme sü-
recinde olduğumuzyadsınamaz. Bencebu-
gün, o günlere göre en önemli eksiklik,
günümüzde insanlar arasmdaki etkileşi-
min çok aza inmiş olması. Daha bireysel
bir yaşam biçimi sürdürüyoruz. dayanış-
ma duygularımız yok oldu, hiçbir şey
üretmeden paradan para kazanmak ya da
aracıhk yapmak yükselen değer oldu. Po-
pülist etkinliklerin bombardımam altm-
dayız. Tiyatroyu eğlence aracı saymak
eğilimi yine öne geçti. Bütün bunlan aş-
mamız gerekli
- Yayınlarmızda Türk oyunlanna ağır-
lık veriyorsnnuz. Bu çok önemli bir giri-
şim. Oyun yazariıgımız üstüne görüşleri-
niri alabilir mrvim?
- Bugüne kadar kısa oyunlarla birlikte
300 oyun yayımladık, bunlann yüzde 52'si
yerli oyun. Her ne kadar oran eşit görii-
nüyorsa da, dünya tiyatrosunun oyun da-
ğarcığıyla bizimkini karşılaştınrsanız,
ağırlığın yerli oyun yönünde olduğu açık-
ça görülür. Aynca tanıdığım hemen bü-
tün tiyatrocular, yerli oyunlann seyirci ile
daha çabuk buluştuğunu ve halkımızm
yerli oyunlann özünü daha zevkli alım-
İadığmı söylüyorlar.
Son yıllardaki oyun yazariıgımız, ne
yazık ki 60-70'li yıllann o yenilikçi, ve-
rimli dönemini yaşamıyor. Bunun elbet bir-
çok nedeni var. En önde geleni, tiyatro se-
yircisinin eskiye göre azalmış olması. Se-
yirci azlığı özel tiyatrolan riski olmaya-
cak yapımlara doğru itiyor veya çizgile-
rinden ödün vermeyenler işini bırakıyor.
Öncü ve yenilikçi hareketler hep, özgür
ve bağımsız özel tiyatrolarda çıkış olana-
ğı buluyor. Yeni yazarlar oyunlan için
sahne bulamadıklanndan oyun ürerme
heyecanlan da kalmıyor. Birazönce de söy-
ledim. Türk tiyatrosu öz ve biçim olarak
kendıne özgü bir kimliğe, ancak kendi
yazarlannın eserleri ile ulaşabilir. Bence,
yenı oyunlann üretilmesinı her sorumlu
kişi ve kurum kendıne mesele edinmeli-
dir. Bunedenle biz yerli oyun yayımlama-
yı i^imızin ahlaki bir yönü olarak görü-
yonız. Genelde oyun yazarlığımız diğer
edebiyat dallannda ülkemızin ulaştığı,
bana göre, çok iyi noktadan bugün biraz
geri kalmış görünüyorsa da, özendirici
uygulamalarla bu noktaran aşılabileceği
düşüncesindeylftı. *"
- Bu a> dınlartcı ve zevkli konuşma için
çok teşekkür ederim.
CurtaMEHTER'DEN MOZART'A
24-30 MATIS 1 9 * * / TOPHAME-I AHİHt
"AllaTurca"
başlıyor!. Mehter'den Mozart'a yo/cufuk. Bu mmi
mehter müziginin Batı'yı Wasık dönemden bugüne nasıl etkılediğinı ortaya
koyuyor. Tophane binası, olağanüstü atmosferiyle ilk kez kapsamlı bir
müzik olayına kapılannı açıyor. "Alla Turca" için çok cazip bir mekânda,
çok nitelikli bir programda, usta sanatçılarla buluşmak dileğıyle...
Akbank Oda Orkestrası / 26 Mayıs Çarşamba, 20.30
Cem Mansur f^f, Suna Kan
J. J. Fux, W. A. Mozart, J. Haydn
Okay Temiz & Mehteran / 27 Mayıs Perşembe, 20.30
Mısafir Sanatçılar S a k a r i K l i k k o (TenorsotaDftjn sopronc sakscfon, flutj
Ivo Ibrahim Papazov (Ktameıı. Yamar Thiam [D<w;, Ahmet Özden
TC Kültür Bakanlığı Mehter Takımı
jı. Kürşat Tuncay
Mercan Dede Ensemble / 28 Mayıs Cuma, 20.30
"Türk Müziğinden Batı Müziğine Etnik Caz"
Mercan Dede (Ne/ b^a- ^m-aı saza Hugh Marsh ,%eman)
Ben Grossman fut gtor ^T-C<I sazart Faroukh Shams (jar,
Mısafir Sanatçılar
I Özgen (Kemençe ve tarnbur) Neva Özgen (Ke-^ençe) Yelda Özgen
"Zaide" W. A. Mozart / 29 Mayıs Cumartesi - 30 Mayıs Pazar, 20.30
K344, Opera, 2 perde - Turkıye'de ilk seslendînlıjı - (Konser oforak sunubcakor.)
Zaıde. Anna Ryberg (sopronoj Gomatr JameS GilChrİSt (tenor)
Allazım David EIİİS (bas-bomon) Sutan Soliman: Stephen Allen (tenor),
Kevork Tavityan (b
n: Köksal Engür
Akbank Oda Orkestrası
Sef: Cem Mansur
Panel / 29 Mayıs Cumartesi, 17.00
"Kültür ve Sanatta 18. Yüzyıl Oryantalizmi,
Osmanlı-Avrupa Etkileşimi"
Prof. Dr. Zafer Toprak
Prof Dr. Semra Germaner
Prof. Dr. Ethem Eldem
Cem Mansur
Gravür Sergisi / 26-30 Mayıs
"Avrupah Ressamların Gözüyle Osmanlı"
: Ottomania
Bîlet Satış Yerieri ve Fiyatlan
Aksanat
Vakkorama Taksim, Akmerkez, Suadiye
Megavizyon Beyoğiu, Carousel, Capttol
6.000.000 TL, 4.000.000 TL, 3.000.000 TL
AKBANK
S a n a t ı n . S a n a t ç ı n ı n Y a n ı n d a
www.akbank.com.tr/sanat
'Almanya'da
Canlandırma
Filmleri'
sergisi
Kültür Servisi - Marma-
ra Üniversitesi Güzel Sa-
natlar Fakültesi Resim Bö-
lumü Galerisi 13 Mayıs-4
Haziran tarihleri arasında
'Alman>a'da Canlandırma
Filmkri' sergisine ev sahir>
liği yapacak. Istanbul Go-
ethe Enstitüsü ve Marmara
Üniversitesi Güzel Sanat-
lar Fakültesi'nın işbirliği ile
gerçekleşen sergi Ifa Dış
Ilişkiler Enstitüsü etkinliği
olacak.Almanya'da Canlan-
dırma Filmleri sergisi
Ifa'nın bu konu ile ilgili ola-
rak gerçekleştirdiğı ikinci
sergi. 1985-1992 yıllan ara-
sında 16 ülkede gösterilen
ilk sergi StuttgartÇizgi Film
Festivali 'nin kuruluşundan
birkaç yıl sonra Alman-
ya'dakı canlandırma fılmle-
rinin başlangıç dönemini
yansıhyordu.
Alman Canlandırma Si-
neması bugün Hamburg,
Kassel. Stuttgart ve Bra-
unschvveig Güzel Sanatlar
Akademilerinin çalışmala-
n ve Uluslararası Stuttgart
Cizgi Film Festivali'nin ver-
diği sürekli desteksayesin-
de büyük başanlar elde et-
ti.
Küratörlüğünü Baden-
Württemberg, Ludwigsburg
Film Akademisi'nin sanat
yönermeni Prof. Albrecht
Ade'nin üstlendiği sergi tam
bir bütünlük oluşrurma id-
diasmda bulunmadan 9O'lı
yıllarda ilginç ve kaliteli bu-
İunan yapımlan yansıtma-
yı amaçhyor. Sergi ve 90
dakikalık fvlm gösterisin-
den oluşan programda Tho-
mas Meyw-Hermann. And-
reas Hykade. SusanneFran-
zd, Daniel Nocke, Heinrich
Sabl, Stellbach / Tyron
Montgotnery,Johen Kuhn,
Kirsten Winter gibi sanat-
çılann filmleri, fotoğrafla-
n, çizimleri, resimleri, ob-
jeleri ve fıgürleri izlenebi-
lecek. Film gösterileri yann
15.00'te M.U Güzel Sanat-
lar Fakültesi Konferans Sa-
lonu'nda, 24 Mayıs'ta
18.30'da Goethe Enstitü-
sü'nde gerçekleşecek.
(249 20 09)
YAHODASI
SELİM İLERİ
İstanbul Şiirleri
Istanbul'u o kadar sevmiş Çelik Gülersoy'un
'tramvay'\ özne tutan bir şiiri vardır. Burada İstan-
bul, çocukluğumuzun tramvaylan olup çıkar.
O zamanlar daha sık görüşebildiğim de^erli dos-
tum Çelik Gülersoy, "istanbul için başka şiirter de
yazdınız mı?" diye sorduğumda, yanıtlamamış,
gülümsemişti.
Tramvayın şiiri gibi, trenin, tren istasyonlannın,
vapurun, iskelelerin, hattatroleybüsün şiiri... Bun-
lar bende, gönlümde iz bırakmıştır. Doğrusu, yaz-
mak isterdim şiirlerini.
Elimin altında bir kitap: Aşk ve Hüzündür İstan-
bul, özgür Yayınlan, Atilla Birkrye belleğinde iz bı-
rakmışTstanbul şiirlerini bir araya getirmiş, bu ki-
tapta derlemiş.
Dün, bütün gün o kitapla baş başaydım.
Atilla Birkiye, ihtiyar yüzyılımızda doğanlarla sı-
nırlandırmak istemiş seçkisini. Ne var ki, Ne-
dim'den, Tevfik Fikret'ten, Yahya Kemal'den
vazgeçememiş.
Hiçbir zaman sevemedim Nedim'in ünlü şiirini.
Yapmacıktı geldi. Divan şiiri tutkunlannın, bir za-
manlar, çocukluğumda, ilkgençtiğimde, söz Nedim'e
gelince, bir 'şuh eda'dan konuşmaları vardı ki, hep
irkilirdim.
Seçkide, Fikret'ten "Sis". Bu ilenç şiiri, benim
için, göz kamaştıncıdır. Hiçbir zaman sönüp git-
meyecek.
Birkiye, "Sis"in A. Kadir'ce yapılmış sadeleştir-
mesini yeğlemiş. Emek ürünü bir sadeleştirmedir.
Dıranas'ınkini de anmak isterim.
Aşk ve Hüzündür Istanbul'da A. Kadir'den, yü-
rekyakıcı üçşiir: "Cibali", "İstanbul" ve "Beşiktaş
Tramvayı". ilk şiir, bir semte, bir fabrikaya, o fab-
rikanın 'kadın' işçilerine yazılmış başyaprttır.
"Beşiktaş Tramvayı "nı daha önce okumamışım.
öyle içten, öyle yalın bir şiir ki...
Seçkilerin anlamı da bizi, bir şaine, bir yazara bir-
denbire alıp götürmeleri. A Kadir'in tüm şiirlerini
hemen okuyacağım.
Sonra, Cahit Irgat Cahit Irgat'ın şiirini, Attilâ ll-
han'dan dinlemiştim. Önem verirdi Attilâ llhan.
Cahit Irgat, "Istanburda, birbirine alabildiğine kar-
şıt iki Istanbul'a sesleniyor, çalışanlann Istanbul'u,
tıkın yolundalann Istanbul'u. Ikinciler birincilerin
ekmeğine kan doğruyoriar.
Derken Cahit Külebi Düşlerindeki İstanbul Kü-
lebi'nin. Cahit Külebi'yi nasıl özlemez insan! An-
dıkça burnumun direği sızlar. "Küçük Haberci Bu-
lut", keşke, geçmiş günlere, Ankara'ya, Külebi'nin
başkentine savrulup gitse...
Atilla Birkiye, Necatigil'den unutulmaz "Keyif
şiirini niye almamış? Çiçek Pazan'na ağıttır o şiir.
Edip Cansever'den de Ben Ruhi Bey Nasılım
şiirleri alınabilirdi gibime geliyor. Cansever sayfa-
lan sanki eksik kalmış.
Ama Sabahattin Kudret'ten, Necati Cuma-
lı'dan incecik, içli şiirier iyi ki bu kitapta diyorum.
Usul usul günümüze... Haydar Ergülen'e. Tur-
gay Fişekçi'ye, Ömer Ateş'e, Enver Ercan'a...
Bakıyorsunuz, hep, ümitler ve ümitsizlikler Istan-
bul'u. Daha çok, en çok, 'çalışanlar'\n Istanbul'u.
Şairier, bu kentte, Kemal Özer'in dizesiyle, "sa-
bırsız fabrika kapılan"n\ hiç göz ardı etmemişler,
edememişler.
Necatigil'de orta halli, işinde gücünde, yorgun
insanlar; Oktay Rifat'ta bıçkın delikanlı, "BalıkEk-
mek"; şu dizeler Ataol Behramoğlu'ndan: "Fab-
rika dönüşü, yorgun bir kıntmayla I Geçersolgun
giysili kızlar"...
Şu dizeler de -hep ezberimde turtuğum gibi-
Ziya Osman Saba'dan: "Gün görmemiş insan-
lar, I Konuşanlar, bir hüzünle sesinde, I Susanlar,
susanlar..."
Öyle bir kent ki, şiire geçerken, çogu kez can yak-
mış.
Ama denizleri, sandalları, Kızkulesi, Adalar'ı,
seçkin dizelerde hâlâ yaşıyor...
Takvimde İz Bırakan:
"Bu akşam sana ben de bir hatıra söyleyece-
ğim Zeyno." Halide Edib Adıvar, Kalb Ağnsı,
1924.
Çukurova Devlet Senfoni
Orkestrası konseri
• Kültür Servisi - Çukurova Devlet Senfoni
Orkestrası 14 Mayıs Cuma akşamı
saat 20.00'de ve cumartesi saat 11.00'de şef Walter
Proste yönetiminde konser verecek.
Sedat Civelek (obua), Atilla Şentin (klarnet),
Tahsin Arslan (fagot) ve Fazlı Arslan'ın (korno)
solist olarak katılacağı konserde Fabrizio
Franoia, Mozart ve Mendelsohn'un yapıtlan
yorumlanacak.
Papirüs'ün yeni sayısı çricd
• Kültür Servisi - Papirüs dergisinin bu ayki kapak
konusu, günlük yaşantımızın davetsiz misafiri
'reklam'. Reklamcılar Dernegi Başkanı, şair ve
yazar Hulki Aktunç'la yapılan söyleşi, Hakkı
Devrim'in reklam yazarlannın dil ile ilişkilerini
irdelediği yazısı, Kemal Sezer'in 'Atatürk'ün
kurumunda neler oluyor?', Sedat Memili'nin
'Dil: Banş zamanlannın silahı'. Feyza
Hepçilingirler'in 'Seçim reklamlan',
Asaf Güven Aksel'in 'Soyut shnge, somut hayat'
başlıklı yazılan yer ahyor. Derginin bu sayısında
aynca Aydan Gündüz. Semra Eren,
Dursun Ozden, Mustafa Şerif Onaran, Tarık
Dursun K., Gerard Austin, Erendiz Atasü,
Ayşe Kilimci, Burçay Anger ve
Kaysın Kuliev'in yapıtlanna yer verilmiş.
Papirüs'ün bu sayısında Eray Canberk'in
hazırladığı 'Şiirin kan dolaşımı' adlı bir köşe de
okurlara sunuluyor.
h/KB Heykel Yanşması
sonuçtandı
• Kültür Servisi - tstanbul Menkul Kıymetler
Borsasrnın (tMKB) düzenlediği heykel yanşması
sonuçlandı. Prof. Hüseyin Gezer. Prof. Meriç
Hızal, Prof. Ali Teoman Germaner, Prof. Ruşen
Dora, Prof. Aytaç Katı, Heykeltıraşlar Derneği
Başkanı Ertuğ Ath ve sanat eleştirmeni Levent
Çalıkoğlu'ndan oluşan jüri, başan ödülünü Fatma
Akyürek'e verdi. Mansiyon ödüllerine ise Ercan
Yılmaz, Ali Osman Avşar, Kemal Can ve Seçkin
Pirim değer bulundu. 75 yapıtın katıldığı
yanşmada yapıtlann hepsi sergilenmeye değer
görüldü. Yanşmaya katılan yapıtlar 4 Haziran-2
Temmuz tarihleri arasında ÎMKB Fuaye
Salonu'nda sergilenecek.