17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25NİSAN1999PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakan, hükümet olasılıklannı değerlendirmek ve dinlenmek için KKTC'ye gitti Koatisyona son hazırhkANKARA/LEFKOŞA (Cumhuriyet) - Başbakan Bfilent Ecevit, dinlenmek ve koalisyon olasılıklannı düşünmek için KKTC'ye gitti. Ecevit, birkaç gün KK- TC'de kalacağını, bu süre içinde iki ül- kearasuıdaki ekonomik ilişkileri de de- ğerlendireceğini söyledi. Başbakan Ecevit. eşi Rahşan Ecevit ve Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel ile dün KKTC'ye gitti. Ecevıfin KKTC gezisı son ana kadar basına bildirilme- di. Ecevit, Ercan Hava- alanı'nda gazetecilenn sorulan üzenne, KK- TC'ye özel olarak geldi- ğini belirterek "lrin ve- rirseniz. ortada görün- me>ip dinlenip düşüne- cegim. Rahat olarak KKTC'den ayrüacağı- ma inanıyorum" dedi. Ecevit. bu süre içinde i- ki ülke arasındaki eko- nomik ilişkileri de de- ğerlendireceğini kaydet- ti. Ecevit. daha sonra KKTC Cumhur- başkanı RaufDenktaş,'ı ziyaret etti. Ko- sova olaylan nedeniyle Kıbns'ın biraz gündemden düştüğünü, ancak sürekli uyanık olmak gerektiğini vurgulayarak, konfederasyon önerisinin dünyada olumlu yankı bulduğuna işaret etti. Denktaş da, Başbakan Ecevit'e, din- • Başbakan Ecevit, eşi Rahşan Ecevit ve Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel ile dün KKTC'ye gitti. Bir süre dinlenmek ve düşünmek için adaya geldiğıni belirten Ecevit, KKTC-Türkiye ilişkilerini de değerlendireceklerini açıkladı. lenmek amacıyla ölümden kurtardığı yavru vatanı seçtiği için teşekkür etti. Bunun, Kıbns Türk halkı için sevinç ve gurur kaynağı olduğunu vurgulayan Denktaş, kendisini rahat ettirmek için her şeyı yapacaklannı söyledi. Ecevit' in dinlenmiş olarak KKTC'den aynlacagı- na inandıklannı kaydeden Denktaş, "Te- mennimiz yakın gelecekte hükümeti kurmasıdır ve anavatanımran istikrartı sağlam bir hükümetk ileriye gjtmesidir. Seçimlerdeki huzur he- pimizi memnun etmiş- tir"dedı. Denktaş, 'fıJdr teati- sinde' Kıbns'ta herhan- gi bir değışiklik olmadı- ğının göriileceğini belir- terek şöyle dedi: "Rum- lar Kıbns'ı almak istiyor. Hatta aidıklannı zanne- diyorlar. Biz de vermiyo- ruz. Konu bundan iba- rettir. Aramızda köprü- ler kurmak için biz haz»- nz. Ama bu köprüler eşit şarüarda ol- malıdır diyoruz. Yani konfederasyona verflecek olumlu biradun ortaya konma- hdır. Herkes, 'Biz dıştan bir şey empo- ze edecek değiliz. Siz aklınızı başınıza alın, anlaşın' mesajını vererekgitmekte- dir. Kararülığımız karşısında zaten söy- leyecekleri başka bir şey yoktur." KKTC Cumhurbaşkanı RaufDenktaş'ı ziyaret eden Ecevit, Kosova olaylan nedeniyle Kıbns'ın biraz gündemden düştüğünü, ancak sürekli uyanık olmak gerektiğini vurguladı. (Fotoğraf: AA) Siyaset uzmanı Esmer, artık şeriat tehdidinin sorun olmadığı iddialarımn gerçeği yansıtmadığım söyledi 'Dünya sağa, biz daha sağa kayıyoruz' İstanbul Haber Senisi - Siyaset uzmanı Prof. Dr. Yılmaz Esmer, FP'nin eridiği, şe- riat tehdidinin sorun olmaktan çıktıgı tezi- ni savunanlara karşı "Böyle bir şey yok. 3-4 puan kaybetmesi bir partinin eridiği anlanu- na gelmez. Kaldı kiyerel seçimlerde FP yüz- de 24oranında oy : akh" dedi. Esmer. dünya- nın son on yılda sağa kaydıgmı, ancak Tür- kıye'de ciddı bir şekılde "en sağa" kayıldı- ğmı vurguladı. IMV Sosyal Araştırmalar Merkezi Koordinatörü CenapNuhrat ise P- KK liden Abdullah Öcalan'ın yakalanma- sının Başbakan Bülent Ecevit'e martta yüz- de 6-7, Nisanda yüzde 4-5 oranında bir oy artışı sağladığını söyledi. Istanbul Mülkiyeliler Vakft ve Mülkiye- liler Birliği lstanbul Şubesi'nin Kuzgun- cuk'taki Mülkiyeliler Lokali'nde gerçekleş- -tüdiği "CumartesiBuiuşmakn" kapsamın- da dün "Seçimlerden Ne Çıkti" konulu bir söyleşi düzenlendi. Prof. Dr. ÜterTuran'ın yönettiği söyleşiye konuşmacı olarak Prof. Dr. Yılmaz Esmer ve IMV Sosyal Araştır- malar Merkezi Koordinatörü Cenap Nuhrat katıldı. Nuhrat'ın, kendi araştırma sonuç- lanna dayalı çizdiği seçmen profili şöyle: Milliyetçilikteki tammlar sıralaması: • Bir: Kökeni ve düşüncesi ne olursa ol- sun bu topraklarda yaşayan herkesi sev mek- tir. tki: Bu ülke için çâkşmakor. Üçüncü: Türk ırkı diğer ırklardan üstündür. Üçüncü tanımın seçmenlere göre dağılı- mı ise şöyle: MHP yüzde 93İ, FP yüzde 83A DYP yüzde 83X ANAP vüzde 83, DSP yüzde 81.4, CHP 73J, HADEP yüzde 37.7. • "Şimdiye kadarki hükümetier size ver- dikleri sözü yerine getirdiler mi" şeklindeki soruya seçmenin yüzde SO'sinckn fazlası w yanıtını venyor. • Öcalan'ın yakalanmasında en çok ld- min ya da hangi kurumun rolü oldu sorusu- na mart ayında yüzde 38, nisan ayında yüz- de 30 oranında vertten yanıt: Bülent Ecevit Ecevit yamtu ordu. MİT. emniyet gibi diğer tüm yanıtiann toplamından da fazla. • Öcalan'ın yakalanması Ecevit'e mart ayında yüzde 6-7, nisan ayında yüzde 4-5 oranında bir oy artışı sağladı. • Ekim. kasım, şubat, mart ve nisan ayla- nnda yapüan 5 ayn araşûrmayagöre ise par- tilerin oy yüzdeleri sırasıyla şöyle: ANAP: Yüzde 20. 21. 15.8, 14.1, 13.9. CHP: Yüzde 9.6, 9.4, 7.7., 6.6, 8.1. DSP: Yüzde 11.5, 11.1, 17.7, 29.8, 26.1. DYP: Yüzde 12.4,10.9,12.4,10.6,12.4. FP: Yüz- de 17.3,18.7,16.4.14.1,14.7. MHP: Yüz- de 10.7,10.7, 11.6,10.2,13.9. Nuhrat, MHP'nin oylannı bu kadar yük- selteceğini aslında hiç kimsenin tahmin ede- mediğini ifade etti. FP'nin eridiği, şenat tehdidinin sorun ol- maktan çıktığı tezini savunanlara yanıt ve- ren Prof. Dr. Esmer. "Geoel seçimlerde 3-4 puankaybetmesi bir partinin eridiği anlamı- na gelmez. Kaldı ki yerel seçimlerde yüzde 24oranındaoy aldı. L'stelik FP'nin oylanki- me gitti diye de düşünmek gerekiyor: Her- halde C HPye değiL yine dinsel teması ağır- hkh olan bir başka partiye, MHP'ye gitti. Zaten CHP'nin dışındaki hiçbir partinin de birbirinden farkı yok" dedi Esmer, 1997 yılında yapılan "Dünya Değerler Araşor- ması' i na göre de dünya genelinde sağa kay- ma olduğu, ancak Türkiye'deki gibi radikal sağa kayan başka bir ülkenin bulunmadığı- nı kaydetti. DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ NATO'da Tehlikeli Dönüşüm Birieşik Devletler ve "müttefiklehnin" NA- TO'nun 50. yılını, örgütün "şanına yakışır" görkemden anndınlmış bir biçimde kutlan- masınakararvermelerini, birsüredirartan bir biçimde sivil halkı da hedef alarak vahşet boyutlanna ulaşan hava saldınlannın yarat- tığı dehşet ortamı karşısında insancıl bir du- yarlılık olarak görmek, ne yazık ki olanaksız. Banş yönündeki girişimleri doğru dürüst tar- tışmadan geri çevirmelerine bakıltrsa, hava saldınlan, gerekirse kara harekâtı da günde- me getirilerek artan bir şiddetle sürecek. Sovyet "tehdidine" karşı bir "savunma" girişimi olarak ortaya çıkan, ancak Sovyet blokunun çöküşüyle, kuşkusuz "gerekçe- siz" kaldığından ciddi bir kimlik bunalımının içine düşen örgütün, bir süredir kendisine gi- derek genişleyen bir alanda yeni "düşman- lar" icat ederek yaşamını sürdürmenin pe- şinde çaba gösterdiği kimsenin saklısı de- Anımsanacağı üzere bu konudaki tarihi fırsat Yugoslav kriziyle ortaya çıkmıştı. BM Güvenlik Konseyi askeri olanaklan nedeniy- le Bosna anlaşmasının uygulanmasını NA- TO'ya "emanet" ederek, Washington'un eli- ne, o zamana degin aklının ucundan bile ge- çirmediği tarihi bir koz bahşetmiş, böylece de NATO, BM'nin "silahlı gücü" haline gel- mişti. Sonrası biliniyor. NATO, Bosna'dan sonra, anlaşmanın görev sınıriannı da zor- layarak, BM'den gasp ettiği "dünya düze- ninin korunması" görevinin yeni sahibi sıfa- tıyla, Kosova krizi bahanesiyle işi ulustara- rası tüm yasaları çiğneyerek hükümran bir ülkeye saldıracak ölçüde ileri götürmüştür. Bu açıdan yaklaşıldığında NATO'nun sırada- ki Kosova krizini kışkırtarak (sıradaki diyo- ruz, zira NATO şu günlerde Voyvodina'yı da kanştırma niyetinde görünmektedir), önce yangın çıkartıp sonra da onu söndürerek BM'den devraldığı görevi başanyla yerine getirmekteki yeteneğini kanrtlamayı hedef- lediği söytenebilir. NATO zirvesinde devre- yegirmesi beklenen "güncelleştirilmiş stra- tejik konsept" ise, örgütün bundan sonraki görevlerınin tanırnlanması ile ilgilidir. Buna, kuşkusuz, örgütün yeni üyelerie genişletile- rek Rusya'nın sınırlanna dayanması, NA- TO'dan fazla NATO'cu tutumuna karşın yi- ne de kimselere yaranamayan Ankara'nın dışlanmasına karşın, Avrupa ülkelerinin ağ- zına bir parça bal sürülmesini amaçlayan, ne var ki dümeni VVashington'ın elinde buluna- cak yeni "Avrupa Güvenlik ve Savunma Gi- rişimi" de dahildir. 50. yıl zirvesine katılanlann, artık açıkça si- villeri de hedef alan NATO saldınlannda ya- şamlannı yrtiren binlerce masum insana say- gı için oturup sorunun çözüme ulaştınlma- sında tek çıkar yol olarak görünen banş ça- balanna kulak verecek yerde, beyaz frak ye- rine, siyah renkte frak giymek gibi galeriye dönük yürek paralayıcı girişimleri yukarda- ki gerçeklerin gözden kaçınlmasına yetme- mektedir. Amerika ve onun Avrupa'da taşe- ronluğuna soyunan ortaklan için önemli olan, bölgedeki ve gezegen boyutundaki ekonomikçıkarlan ve bu çıkarların korunma- sı için gerekli siyasal ve askersel hegemon- yasıdır. Bu yüzden ülkelerin tarihi, sanatı ekonomik altyapısıyla yerle yeksan edilme- si, yüzlercesinin hayatlannı yitirmesı, mılyo- na yakınının göç yollarına düşerek sersefil olması onlar için önemsizdir. O kadar ki. BM Mülteciler Yüksek Komitesi Başkanı Oga- ta, NATO'yu Kosova'daki göçmenler konu- sunda kendilerini bilgilendirmekten kaçın- makla suçlamıştır. Başkan Clinton'ın Ko'ng- re'den sağladığı ek altı milyar dolarhk büt- çenin sadece milyonla ifade edilen bölümü- nün bizzat yollara düşürdükleri göçmenle- rin durumlannın iyileştirilmesine ayrılmasma karşın, aslan payınıa silah üreten büyük şir- ketlere gitmesi de keza NATO'nun insan ya- şamına zerrece değer vermediğinın bir baş- ka kanrtını oluşturmaktadır. • • • Belgrad Geopolitik Enstıtüsü uzmanların- dan Milos Knezevic'in Le Monde gazete- sinin 22 Nisan Perşembe günkü sayısında, nasılsa yayımlanan ilginç yorumunu, soru- nun özüne ışık tutması açısından aktarmak- ta yarar var: "NATO, militan, yayılmacı ve saldırgan birörgüt haline dönüşmüştür. Bir- leşik Devletler'in genel olarakdünyada, özel olarak da "ikinci sınıf" konumda tutulan Av- rupa'da, egemenlik aracıdır. Kosova sava- şı ise, Amerikalılar için Kafkas petrollerine giden yolda bir engel olarak görünen Slav halklanna karşı girişilen saldınnın ilk evresi- dir. Kosova, aynca, Avrupa'nın en zengin kurşun ve çinko rezervlerine sahiptir. Ve şu anda Amehkan çokuluslu şirketlerinin sa- hiplenmediği tek maden rezervidir. Yugos- iavya'ya yönelik saldının nedenleri arasıncfa dünya ekonomisinin bugün içinde devındi- ği krizin de payı bulunmaktadır. Asya, Rus- ya ve Afrika finans alanlarında ortaya çıkan sorunlardan sonra döviz pıyasalannda bü- yükparalar 'yersiz' kalmışlardır. 10.000 mil- yar dolar düzeyindeki bu paranın bir yerle- re yatırılması ihtiyaa ortaya çıkmıştır. Bu sermayenin en uygun oranlarda kâr etme- sini güvence altına alacak Avrupa toprakla- nnda savaştır. Bu savaş Kuzey Atlantik An- laşması, NATO ve Birleşik Devletler'in gü- cü için bir test niteiiğindedir. Hedeflenen salt Sırp halkı değildir. Birleşik Devletler'in yakın gelecekteki rakipleri Rusya ve Çın de NATO 'nun hedefleri arasındadır. Söz konu- su test bugün Yugoslavya'nın sırtında ya- pılmaktadır. Aynca NATO'nun Yugosiav- ya'ya saldınsı, harekâta askeri katılım sağ- layan Almanya 'nın "yasadışı dönüşünü" de ifade etmektedir. Yorum, Nazi kıyımını anım- sattıktan sonra şu satırlarla noktalanmakta- dır: "Nerede cinayet varsa orada Alman or- dusu vardır. Böylece, Kızılderililere soykı- nm uygulamakla işe başiayan Amerika, bu- gün Almanya ile birlikte Sırp halkına soykı- nm uygu/amatoadır. Sırbistan Hitler'e kar- şın hayatta kalmayı başarmıştır. Sırbistan ve dünya Clinton'a rağmen de yaşayabılır." lnaniarYa§ate^Arıılrna!^fWu|u ^ekjeJMtera[ZorJuJçjnj2ylıguHr destek i ürurduyuyorum zge. ouayen sa-ayia Zork/mr aiBcDmcsi içn gpnşır*!': • l l ı |_ •*-*• 2 TEŞEKKÜR TEŞEKKUtUEfj... Mahalli mahkemede iki defa beraat etmeme rağmen, büyük bir hukuk kazası neticesinde 6 ay hüküm yedim. Hamdolsun, cezamı tamamlayarak aileme ve dostlanma kavuştum. Hükümlü olduğum süre zarfinda ilgi ve tepkileri gösteren başta, DEVLET BÜYÜKLERİMİZE MESLEK ODALARIMIZA ÖZEL-RESMİ KURUMLARA TÜM GÖREVLİLERE SPOR CAMİASINA YAKIN ARKADAŞ VE DOSTLARIMA MEDY4 MENSUPLARINA veHALKIMIZA Teşekkür ve mmetlerirni sunanm. Aynca "İNSANLAR Y4ŞARKEN ANILMALIDIR", "MAZHAR ZORLU SEVGİ PANELLERİ" düzenleyen Türkive Futbol Adamlan Derneği, ESL4D, MESLEK ODALARI, EGEV, BORSA ve BİRLİKLERİ'nin toplantılarında gösterilen sevgi, tepki ve vefa örnekleri bana güç ve onur vermiştir. Hele Izmir'de çok kısa sürede toplanan ellibine yakın imza tüm üzüntülerimi unutturmuştur. Büyüklerimizirı af tavsiyelerini arzu etmedim. Kabullenmek suçluluğumun tescili olacaktı. 75 yıllık onurlu yaşamımın son döneminde, 6 aylık hürriyetimi yok eden bu talihsiz dava ve hukuki hatanın düzeltilmesi için; esas şimdi sonuna kadar mücadele edeceğim. Bu olay dolayısıyla beni yücelten, sevgi ve saygılannı bana yaşarken gösterip onurlandıran, çok az faniye nasip olacak güzel, unutulmaz davranış ve duygulan ortaya koyan, beni yalnız bırakmayan dostlanma, kurumlara, büyüklerimize sonsuz minnet ve şükranlanmı bir kere daha arz ederim. Mazhar ZORLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle