20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 MART 1999 CUMA HABERLER Atatiirk'iin dilinden Cumhuriyet • tstanbul Haber Servisi - Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesı'nce, okulun "Atatûrk" adını alışının 46. yıldönümü nedeniyle Harbiye Askeri Müze Kültür Sitesi'nde Cumhuriyet'in ilanı, Atatürk'ün dilinden dialarla sunuldu. Çağlayan'ın davası başladı • tstanbul Haber Servisi - "Emlak Kralı" olarak bilınen işadamı Metin Kaya Çağlayan'ın "sahtecilık ve dolandıncıhk" yaptığı gerekçesiyk 5 iîe 13 yıl arasında hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı. lstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada sorgusu yapılan Çağlayan. suç konusu edılen bononun da kendisi tarafindan verilmediğini savundu. lddianamede, bono veren şirketlerden birinin sicil kayıtlannın bulunmadığının belirtildiğini söyleyen Çağlayan, söz konusu Tempaş Şirketi'nin Kocaeli Ticaret Sicili'ne kayıtlı olduğunu. suç tarihinden önce kurulduğunu ve Mekân Yataklan'nın yan kuruluşu olduğunu kaydetti. İletişim dekanları toplantısı • ANKARA (AA) - İletişim fakültelerinin sorunlannın aynntıh biçımde ele alınacağı iletişim fakülteleri dekanlan toplantısı, Gazi Üniversıtesi İletişim Fakültesi'nin ginşimiyle gerçekleştirilecek. Gazı Universitesi Gölbaşı Sosyal Tesisleri'nde bugün başlayacak ve iki gün sürecek toplantıda, Tûrkiye'deki 14 iletişim fakültesinin dekanlannın yer alacağı bır kurul oluşturularak iletişim fakültelerinin sorunlan tüm yönleriyle tartışılacak. Saraç'tan haraç isteme davası • lstanbul Haber Servisi - Kendilerine eski lstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdogan'ın "'gizli kasası" olarak tanıtılan Fatih Saraç'tan tehditle para almak amacıyla kardeşinın evinı kurşunladıklan öne sürülen başka bır davadan hüküm giyen tutuklu sanık Yılmaz Çelık ve Tufan Mengi'nın yargılanması Fatih 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Mahkemeheyeti, duruşmayı sanığın tutukluluk halinin sürmesini kararlaştırarak duruşmayı erteledi. kışaat işçileri 6. kattan dilştü • tstanbul Haber Servisi - Esenler Oruçreıs Mahallesi, Hazinedaroğlu lnşaatı. Galeri Blok 2. kısım inşaatında Bülent Sami (23) veŞakırBasut(19)adlı işçiler, dış cephe sıvası yaparken üzerinde durduklan iskelenin çelik halatınm boşalması sonucu 6. kattan düştüler. Sami, hastaneye kaldmlırken yolda hayatını kaybetti. Vakıf Gureba Eğitim Hastanesi'nde tedavi altına alman Basut'un sağlık durumunun da ciddiyetinı koruduğu bildirildi. Asırlık kilise müze oluyor • Ç ANAKKALE (AA) - Çanakkale'nın Fevzipaşa Mahallesi'ndeki asırlık Ermeni Kilisesı Kültür Bakanlığı'nca etnografya müzesine dönüştüriilecek. 1880 yılında kilise olarak yapılan ve 1965-1985 yıllan arasında arkeoloji müzesi olarak kullanıldıktan sonra tiyatro ve konferans salonuna dönüştürülen eski kilisede, restorasyon çalışmalanna başlandı. Çanakkale ll Kültür Müdürü Mustafa Sevim, 74 milyar harcanacağını belirtti. IVtehmetçik Anıtf töpenle açıldı • tstanbul Haber Servisi-1. Ordu Komutanlığı"nın bulundugu tarihi Selimiye Kışlası'nda şehitlerin anısına yaptınlan "Mehmetçik Anıtı" törenle açıldı. TGC'den PPOI. DP. Kutay'a plaket • tstanbul Haber Servisi - Türkıye Gazeteciler Cemiyetı (TGC). basın ve kültür dunyasına yaptığı hizmetlerden dolayı tarihçi Prof. Dr. Cemal Kutay'a törenle plaket verdi. Halkalı 5. Etap Konutlan'nın NATO'nun tesislerine ait boru hattı üzerine yapıldığı bildirildi Askeri bölgeye koııut tarbşması BIRBAKIMA HAZAL ATEŞ ÇAKIR Milli Savunma Bakanlığı, Toplu Konut Idaresi (TOKl) ta- rafindan 1998 yılında ihale edi- len lstanbul Halkalı 5. Etap Ko- nutlan'nın askeri NATO tesisle- rine ait olan akaryakıt boru hat- lan üzerinde yapıldığını bildire- rek, inşaatlann durdurulmasını istedi. Milli Savunma Bakanlığı tarafindan TOKl'ye gönderilen yazıda. "Bu tesislerin 10 metre yakınına bir ağaç bile dikilemez. Hattın güzergâhı değişecekse bu- nun masraflanıu idarenin üstlen- mesi gerekir" uyansında bulu- nuldu. TOKl yetkilileri de. so- runa çözüm bulacaklannı, bu bölgeden konut alan yurttaşlann mağdur olmasının söz konusu olmadıgını bildirdi. Başbakanlık'ta görev yapan üst düzey bir yetkili. TOKt'nin Milli Savunma Bakanlığı'ndan konutlann yapıldığı bölgedeki boru hattınm kaldınlmasmı iste- diğini belirterek, "Savunma Ba- kanhğı. daha sonra hattın TOKİ tarafindan kamulaştınldığ\ yaıu- tını verdi. Bakankk 10 yıl önce bu konuya üişkin protokol imza- landığuu anımsatarak, yapılan hattın masraflaruun yine idare tarafindan karşılandığına dikkat çekti" dıye konuştu. Savunma Bakanlığı güzergâ- hın değiştirilmesi gerekiyorsa bunun idare tarafindan yapılma- sı gerektiğini vurgularken, TOKl yetkilileri sorunun çözümlene- ceğini açıkladı. Binlerce yurttaşın Halkalı 5. etaptan konut aldığını belirten yetkili. "Söz konusu olan alan- dan 200 metrelik bir boru hatü geçiyor. Bu bölgeye nasıl ruhsat verildiği de beUi değiL Aynı za- manda bu bölge 2. derece SİT alanı. Kültür ve Tabiat Varükla- nnı Koruma Kurulu kararlanna da aykın davranılıyor" açıkla- masını yaptı. Bu arada TOKl 1998 yılında 15 konut projesinin yapımını başlatırken 1999 yılına kaynak sıkıntısıyla girdi. TOKl 1998 yı- lında 55 bin konuta kredi açar- ken, lstanbul Halkah'daki arsa satış gelirlerinin geri dönmeme- si nedeniyle 7 trilyon lirayı top- layamadı. Yetkililer, TOKl'nin Emlak Bankası'nda bulunan Ko- nut Edindirme Yardımı hesabın- dan nemalarla birlikte 160 tril- yon liranın üzerindeki parayı tahsil etmeye çalıştığını belirti- yor. İdare, toplu Konut Fonu ge- lirlerinin hesaplandırma oranla- nnın da Konut Edindirme Yardı- mı (KE Y) hesaplanna yansıtıla- bileceği düşüncesiyle gelir or- taklığı senedi ihraç etmesini ve bunlann KEY hesaplanna akta- nlmasını planlıyor. Gelir ortak- lığı senedi için TOKl'nin yurt- taşlardan 10 yıl içinde tahsil ede- ceği 100 trilyon liralık alacağın teminat göstenleceği kayde- diliyor. Çifte pasaport istiyorlar Almanya'daki Türkler dönüş planı yapmıyor Belediye otobüsününfreni patladı İstanbul Haber Servisi - Almanya'da yaşayan Türk yurttaşîannıiT büyük bölü- münün Alman yurttaşlığı- na geçmeye hazırlandığı ve çıfte pasaport edinmek is- tedikleri belirtilerek bu ül- kedeki Türklerin artık Tür- kiye'ye dönme planlan yapmadıklan vurgulandı. Almanya'daki Türkiye Araştırmalar Merkezi'nce 1003 Türk üzerinde yapı- lan bir kamuoyu araştırma- sı, Almanya'da yaşayan Türklerin yaklaşık yüzde 18'inin Türkiye'ye yerleş- meyi düşündüğünü. yüzde 8.5'inin bu konuda karar- sız olduğunu, yüzde 73.7'sinin ise Türkiye'ye dönmeyı "kesinhkk dfi- şünmediğini" ortaya koy- du. Araştırma sonucunda, Almanya'da yaşayan Türk- ler içinde hem Türk hem de Alman yurttaşlığına sa- hip olanlann oranı yüzde 2.7'de kahrken Türk yun- taşı olanlann oranı yüzde 84.7, Alman yurttaşlığına geçenlenn oranı ise yüzde 12.4 oldu. Araştırma, Türk yurttaşlığına sahip olan Türklerin yüzde 8.8'inin. Alman yurttaşlığına geç- mek konusunda son derece kararlı olduğunu ortaya çı- kardı. Ancak her iki Türkten biri, Alman yurttaşlığına geçmek için Türk yurttaş- lığını koruma şartını öne sürdü. Türklerin yüzde 48.7'sı Türk yurttaşhğını koruması şartıyla, Alman yurttaşlığına geçmek ıster- ken yüzde 24.8'lik bir ke- sim de Alman yurttaşlığı- na kesinlikle geçmek ıste- mediğini belirtti. Yani her 4 Türk yurttaşından biri Alman yurttaşlığına geç- meye "her hal ve şarttaza- ten sıcak bakmadıgını" açıkladı. Bu konuda karar- sızlann oranı yüzde 10'u bulurken araştırma sonuç- lannı değerlendiren Türkı- ye Araştırmalar Merkezı Direktörü Prof Dr. Faruk Şen, eldeki verilerin yeni kombinasyonlara dikkat çektiğini belirtti. Şen, Türk yurttaşlığının Türkler nez- dinde önemli bir değere sa- hip olduğunun, yaptıklan her araştırma sonucunda yeniden ortaya çıktığını annnsattı ve şöyie dedi: "Ancak kesin olan bir şey, bu insanlann Türki- ye'ye tfimüyle yerleşmeyi düşünmedikleri ve bu ka- nuiannı açıkça ifade etme ihtiyacı duymuş olmalan- dır. TürklerTürk pasapor- tundan da kolayca vazgeç- meyi düşünmüyorlar" Görünmez kaza: 2 ölüOkmeydanı'nda, freni paüayan tETT otobusünün cadde üzerinde ve yoi kenannda bulunan yurttaşiara çarpması sonucu 2 kişi öMü, 4'ü agır 15 kîşt de yaralandL Topkapt- MecidiyekÖy hattmda çaltşan Hüseyin Keskin'üı kuDandığı tETT otobüsünün freni Okmeydanı Şarkkahvesi Caddesi üzerinde patladı. KontroMen çıkıp parkhafinde bulunan 2 ozel otomobüe çarpan otobüs. kaçmaya çalışan \ urttaşlann arasına daldı. Otobüs, cadde üzerindeki Eser Otobüs Durağı'nda tamirat çaüşması vapan, İETT Beyoğhı Bölgesi Şişii Işletnie Şefliği'ne ait otobüse çarpbktan sonra durdu. Kazada Cevat Döner (35) ve Bilal Kenıerizioğlu adh \ urttaştar vaşanuıu yitirirken 15 kişi de yaralandi. Yarahlar SSKOkmeydanıHastanesi'neve Özel Oknıcydanı Hastancsi'ne kaidınkİL Yarahİardan Semra Bakı. Esra Bakü. Rahime Urcan ve Hasan Nuri Sülün'ün sağlık durumlanmn ciddrvetini koruduğu öğrenikli. (Fotoğraflar: AA) Halkbank'tan acil destek kampanyası Doğu ve G.Doğu'ya 250 trilyon lîra kredi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Ozkan, bu ay esnafa kullandınlmak üzere 12 trilyon liralık kaynak aynldığını bildirdi Özkan. "1998 yıh sonunda 220 trilyon lira olan esnaf plasmanlan tutan vıhn Uk 3 a> ında 31 trilyon lira yeni ek plasmanla birlikte 251 trilyon liraya ulaşmıştır" dedı. Özkan, dün yaptığı yazılı açıklamada, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun gelişmesi kapsamında hükümetin mart ayı başında 6.1 trilyon kaynağı acil destek kapsamındaki illere gönderdiğini bildirdi. Böylece yüzde 20 artışla bölgeye verilen kaynağın 50.7 trilyon liraya çıktığını belirten Özkan şunlan kaydetti :"Bu yıl Doğu ve Güneydoğu bölgeterine kullandınlacak esnaf plasmanlan tutan 80 trilyon liraya vlikscltilecektir. Doğu- Güneydoğu Bölgesi'nde 1293 firmaya 24 trihon lira kredi kullandmbnış ve 14 bin kişiye ila>e istihdam yaraülmıştır. Bu yıl başında bölgeden gelen kOBl'lere ah 4.2 trilyon liralık kredi taleplerinin de değeriendirilmesi tamamlanmjştır. Halk Bankası'nuı açılacak ve 1999 yılında kullandınlacak 1 katrilyon lira olarak hedef alınan ihtisas kredilerinin 250 trilyon lirası Doğu ve Güneydofu'daki acil destek kapsamındaki illere kullandınlacaktır." Sanıklar suçlamalan kabul etmedi Halk Bankası^nın eski yöneticileri yargdandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Halk Bankası Genel Müdürü Sezgin Taşlaran ve bankanın üst düzey 3 yöneticisinin, Kıbns Yatınm Bankası'na 4.5 milyon dolar, Everest Bank'a da 2 milyon mark depo hesabı açarak bankayı zarara uğrattıklan gerekçesiyk yargılanmalanna dün başlandı. Davanın dünkü duruşmasına sanıklar Sezgin Taşkıran. Şakir Yırdıncı. Leyla Tatar. Rıfkı Metin Selçuk ve avukatlan katıldı. Taşkıran, savunmasında iddia edılen suçun bankanın yaptığı bir mevduat işlemi olduğunu belirterek 1993 yılmın Aralık ayında görevinden aynldığını belirtti. Taşkıran, görevde bulundugu süre içinde Kıbns Yatınm Bankası ve Everest Bank'a ilişkin işlem yapmadığını ve bankalara depo hesabı açılmasının aynlmasından sonra olduğunu ileri sürdü. Sanık avukatlanndan Yıküz Köker bilirkişi incelemesi yaptınlmasını istedi.Yargıç, bankanın zarannın belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptınlmasma karar vererek duruşmayı erteledi. lddianamede, yönetim kurulu karanna dayanılarak 1 Kasım 1992'de sermayesinin tamamma yakını Şefika Demirere ait olan ve KKTC'de kurulan Yahya Kemal DemireL, Murat Arulat Emin Şirin, .\hmet Terah ve Kemal Erbilen tarafindan yönetilen Kıbns Yatınm Bankası'na 4.5 milyon dolar tutannda depo hesabı açıldığı belirtiliyor. valilik açıkladı Istanbul'da kanunsuz gösteriye geçit yok' tstanbul Haber Servisi - lstanbul Valiliği, kentte yapılacak toplantı ve gösteri yürüyüş alanlannı belirledi. lstanbul Valiliği'nce yapılan yazılı açıklamada, bazı kişilerin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. 12-13 Mart Gazi ve 15 Mart Ümraniye olaylan yıldönümlennde kanunsuz gösteriler düzenleyerek yurttaşlan güvenlik kuvvetlerine karşı provoke etmeye çalışanlann belirlendığını, bu tür eylemlere karşı alınacak tedbirlerin arttınldığı bildirdi. Açıklamada, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu hükümleri uyannca, kentte toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılabilecek yer ve güzergâhlann valilik tarafindan belirlenerek ilan edildiği anımsatıldı. Bu yerlerin Şişli Abide-i Hürriyet Meydam, Beykoz Çayın ve Zeytinburnu Kazlıçeşme Alanı olduğu belirtilerek şöyle denildi: "Ancak. kanunlanmuon emredici hükümlerine u\ ulmaksmn. özeUikk geçmiş yülarda meydana gelen olayiar ve > ıkıcı böliicü örgütlerin sıkça istismar ederek kullandıklan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 12-13 Mart Gazi ve 15 Mart Ümraniye olaylan yıldönümleri.21 Mart Nevnız ve benzeri günlerde kanunsuz gösteriler düzenlemek suretiyle, güvenlik kuvvetlerine karşı halkı provoke ederek yurttaşlanmızm can ve mal güvenliğini tehlikeye sokma gayTeti içinde olduklan gözlenmektedir. Bu nedenle, kolluk kuvvetleriınizce kamu güvenliğinin sağlanması amacıyla gereken tedbirier arttınlarak uygulamaya konulmuştur. tstanbul'da sağianmış olan huzur ve güven ortamım bozmaya kalkışanlara izin verilmeyecek. anında müdahale edikcektir." Açıklamada. yurttaşlardan bu kışilere itibar etmemeleri, istismarlanna fırsat vermemelen ve eylemlere girişenleri güvenlik kuvvetlerine bildirmeleri de istendi. Trabzonspor Kulübü Başkaru Mehmet Ali Yılmaz'ın, kulübün Ingilız futbolcusu Campbell'a yamyam demesiyie başlayan knz giderek büyüyor. Trabzon'un yıl- dızlanndan, takım kaptanı Ogün de bu kriz sırasında kadro dışı bı- rakıldı. Trabzonspor'un başkanı Mehmet Ali Yılmaz'ı tanıyoruz. Çakıct kasetlen skandalı sırasın- da ismi yeniden gündeme gel- mişti. Yılmaz, bakanlık, milletvekilliği, gazete patronluğu da yaptı. Bu nedenle ne söyleyeceğini, söyle- diği sözlerin ne anlama geleceği- ni bitecek kadar tecrübe sahibi olması gerekir. Daha sonra CampbeH'la iigıli tutumu düzelt- meye çalışsa da, söylenen o ağır sözleri kökten düzeltecek bir tu- tum içine girmedi. Yılmaz, "delıkanlı" tavırlarıyia tanınan bir İşadamı. Çakıcı ve Pe- ker'i de deiikanh çocuklar olduk- ları için tanıdığını ve onları yeğen- leri gıbi gördüğünü söytemişti. Bu delikanlı tavrın arkasında, bu gençlerle ilişkisının de bir payı ol- duğu düşünülebılir. Böylesine Campbell, Ogün ve Yamyam "erkek've "deiikanh" olunca, bu işin raconunda birisine "yam- yam" deme hakkını da kendisin- de görmesi çok doğal. Gelişmiş Batı kültürü içinde, ırkçılığa karşı gelişen bir duyarlı- lık oluştu. Geçmişteki ırkçı sö- mürgecilik, yüzyıllann mücadele- si içinde bir birikim yarattı. Özel- likle Ikincı Dünya Savaşı sırasın- da milyonlarca insanın yaşamına mal olan Alman ırkçılığı, ınsanlı- ğın tarihinde önemli sarsıntılar yarattı. Campbell'ın duyduğu bu sözlere tepki göstermesının böy- le bir arka planı olduğunu da unutmamak gerekir. ingiliz ımpa- ratorluğunun zencıleri, ırkçılıktan ve aşağılanmaktan çok çektiler. Campbell, tepkilerinde haklıydı. Daha da haklı ve duyarlı olan, Kaptan Ogün'ün tutumuydu. Ogün, son derece saygılı ve dik- katli sözlerle Başkan Yılmaz'ın tavnnın yanlış olduğunu belirtti. TV ekranlanndan izlediğimiz bu sözlerinde, Ogün'ün kişiliklı tutu- munun ötesinde hiçbir aşırılık yoktu. Ancak kulübün delikanlı başkanı, bu sözlere bile dayana- madı ve Ogün'den kaptanlığı al- dığı gibi onu kadro dışı bıraktı. Ogün'ün başına gelenleri gö- rünce Oğuz'a ve Aykut'a yapı- lanlan hatırlamamak mümkün mü? O zaman da Fenerbah- çe'nin başında, çok "Baba" bir başkan vardı. Onlar da bır Trab- zonspor maçı sonrası ömek bir tutum göstererek maçı kaybeden Trabzonspor'lu arkadaşlarının yaşadıklart drama üzüldüklerini söylemişlerdi. Sahada üstün bir futbol sergıleyıp maçı kazandık- tan sonra, futbol dünyasında acı- masızlığa kurban olan rakıp arka- daşlanna sahip çıkmışlardı. Onlann davranışı, üikemizdeki sporculuk mantığını olumlu etki- leyebilecek örnek bır davranıştı. Işte bu örnek davranışı gösteren kışilikli iki futbolcu, bu tavırlan ne- deniyle Fenerbahçe'den kovul- du. Aslında Fenerbahçe'den ko- vulan, yetişkin ve olgun futbolcu kavrayışıydı. Kulübün "Baba" başkanı, kişilikli futbolcuya ta- hammül edememişti. Aynı olay şimdı Trabzon'da yaşanıyor; Ogün'ün şahsında, doğru futbol- culuk anlayışı yok edilmek ısteni- yor. Futbol dünyasının Ogün'e sahip çıkması ve onun örnek davranışını desteklernesi gerekir. Her şeyi para belirlerse, so- nunda cebinde çok parası olan- lar istediklerini yapacaklannı zan- nediyoriar. (Kaldı ki Mehmet Ali Yılmaz'ın Trabzonşpor'a son yıl- larda hiçbir maddi katkısı olma- dığı biliniyor.) Trabzonspor, Kara- daıiz'ın örnek takımlanndan biri. Yüz binlerce taraftarı var. Zaman zaman birileri bu takımı, kurt işa- retli göstericilerin egemenliğine sokmak istediyseler de bunu ba- şaramadılar. Koca bir bölgenin en etkili takımını dar bir grubun egemenliği altına sokmak müm- kün olmaz; bugüne kadar olma- dığı gibi. Oğuz'la, Aykut'la başlayan, Ogün'le süren kişiliklı futbolcula- nn; korunması, desteklenmesi, futbolun ve sporun geleceği ba- kımından önem taşıyor. Milli Ta- kımlar Teknik Direktörü Mustafa Denizli'nin Oğuz'a sahip çıktığı gibi Ogün'e de sahip çıkması u- mut verici bir davranış. Campbell'ın, daha önce tak- dirle karşılanıp bir iki mağlubiyet sonrası "yamyam" denilereksuç- lanması, futbol dünyamızdaki de- rin bir yaraya da işaret ediyor. Futbol, sonunda bir oyun. Renk- liliği ve estetiğiyie milyonların gönlünde yer ediyor. Bu oyunun her zaman bir kazananı, bir kay- bedenı olacak. Herkes kazana- mayacağına göre birileri de kay- bedecek. önemli olan, bu sporu dostluk içinde bir yanşma olarak kavramak. Soruna böyle yaklaş- tığımız zaman, sporumuz da ile- ri ve gelışmiş yeni bir aşamaya yükselecek. Topluma aşınlanmak istenen şovinizmin, futbola da yarar yer- ine zarar getirdiği, bu son örnek- le bir kez daha gündeme geldi. SERVER TANtLLİ Kadınlar Ustüne Konudan Konuya Önümüzdeki pazartesi Dünya Kadınlar Günü. Belki cumartesi, pa*zardan başianacak kadınla il- gili sorunların harmanlanmasına. Sosyal, kültürel, bu arada siyasal sorunlar. Insansoyunun en ağır- dan aldığı bir konu bu. Çünkü, kadının bağımsız- lığına giden yolun üstünde yüzlerce, binlerce yılın getirip yığdığı engeller var. Hele Doğu dünyasında ve yoksul ülkelerde... Çare? Kadın-erkek sürekli ve kıran kırana mü- cadele! "Ekmek ve gül" için kavga bu! • Rastlantının güzelliğine bakınız: Bu yıl, Simone de Beauvoir'ın, kadın hareketinde bir kilometreta- şı olan -o dev- eserinin, Ikinci Cins'in yayımlanışı- nın da 50. yılı. 1949'da yayımlandığında fırtınalar yaratmış, yığınla dile -bu arada Türkçeye de- çev- rilip kadınların bilinçlenmesinde büyük rol oynamış olan bu devrimci eserle ilgili kolloklar düzenleniyor şu sıralan incelemeler yayımlanıyor. Nedir anlattığı Simone de Beauvoir'ın o kitapta? En kısa deyimle, kadınlann geri plana itilişlerinin öyküsü! Ona göre, bu itiliş, kadının doğasından değil, ta- rihten ileri gelen birdurumdur. Tarih boyunca, koz- molojiler, dinler, boş inançlar, ideolojiler, edebiyat- lar". yarattıklan kadın imgesiyle, böylesi bir itilişi tez- gâhlayıp durmuşlardır Beauvoir, büyük bir cesaret- le yaptığı çözümlemelerden yola çıkıp, bu mitosla- nn karşısına, kadınların "yaşadıklan deneyimi", "bahtsızlıklannı ve şanslannı, kaçışlannı ve gerçek- leştirdiklerini" çıkanp ortaya koyar. Bununla da ye- tinmez, "kadmındoğası", "ebedîkadın"ö\yeaö\an- dınlan şeye de karşı çıkar; cinsler arasındaki farklı- lıklar, toplumlann yarattığı gerçekliklerdir, doğadan ileri gelmezler, der. Böylece, onun ünlü formülüyle, "kadın olarak do- ğulmaz, kadın olunur!" Peki ne yapılmalrydı? Başta kadın, kendisini her an gözetleyen ve izle- yen "yabancılaşma "tehlikesıne karşı mücadele et- mek zorundadır; kurtuluşu buna bağlıdır. Ne var ki Beauvoir, kadın hareketinin kazandığı dinamizme bakıp kimi düşüncelerinde değışikliğedegitti: Özel- likle, kadınlann toplu mücadelesinin önemini ve ive- diliğini göndü; bu mücadeleler, başka "öncelikler"e ya da -ne olursa olsun!- gelecek bir toplum umudu- na tâbi olmamalıydılar. Söylemekle kalmadı, bizzat kendisi, kadının kur- tuluşu hareketinde "militanca" bir kavga verdi; yal- nız o konuda da değil, kendi kuşağından çoğu ay- dın gibi, savaşa, dünyanın bloklara aynlışına, dikta- törlük ve totalitarizme, sömürge savaşlanna sürekli karşı çıktı; öte yandan, insan hakları uğruna müca- deleyi hep canlı tuttu eyteminde. Kadınlar, Simone de Beauvoir'ın anısına bir gül koymayı unutmayınız! • Cumhuriyetimiz, aynı zamanda bir "Aydınlanma" hareketi olarak, kadınlanmıza, yaşamındeğişikalan- lannda çok şey getirdi. O hareketin, kadın öncü "lö- ri de oldu: Oğretmen, yazar, kurtuluş savaşçısı ola- rak, sendikacı ve sanatçı olarak, hukukçu ve tarih- çi olarak "ön"edüşenlergörüyoruz. Perihan Ergun (Turgut), Tekin Yayınlan'ndan çıkan Cumhuriyet Ay- dınlanmasında Öncü Kadınlanmız'da onlann öykü- sünü -hünerie- anlatıyor. Öte yandan, o "Aydınlan- ma "nın coşkusunu kendi uzmanlık alanlannda sür- düren kadınlanmız var. Necla Arat'ın yayıma hazır- layıp Cumhuriyet Kitap Kulubü'nün çıkardığı/tyd/n- lanmanın Kadınlan'nda, onlann Cumhuriyet ve ka- dınlar üstüne düşüncelenni okuyoruz; getecege ve ileriye açık hepsi de... Mutlaka okunması gereken bir kitap! • Bir seçim artfesinin hareketlenişi, ister istemez ka- dın hareketini de etkilemiş halde. Yine bizzat kadın- lardan gelen bir girişimle, kadınlanmıza politikada hak ettikleri yeri sağlamanın kavgası veriliyor. Kadın- laria ilgili yığınla sorunun içinde, bu kez buna ağıriık tanınmış. Hiç de yabana atılacak bir yeğleme değil. Büyük partilerden de kulak kabartanlar var konuya. Ama daha çok, parlamento dışında kalmış iki küçük parti, özgüriük ve Dayanışma Partisi ile lşçi Partisi, işe büyük heyecanla sanlmış haldeler ve örnek bir davranış sergiliyoriar. Dileriz, seçimlerde halktan g- elecek ilgi, bu anlamlı çabayı ödüllendirir... Erdost'a cezaya hukukçu tepkisi 'Üç Sivas'm cezalandırılması karagüldürü' NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Avukat Nurten Çağlar Yakıs, yayımcı-ya- zar Muzaffer Dhan Er- dostun mahkûm edildiği kitabı "Üç Shas"ta Türki- ye'nin SevT modeli çerçe- vesinde bölünüp parçalan- masını teşhir edip eleştırdi- ğini belirterek "Bir eserin, karşı çıkügı ve eleştirdiği düşüncelerin savıınucusuy - muş gibi gösterilerek ceza- landınlması. hukuk tari- hinde de ender görülebüe- cek birceza olsa gerek" de- di. Edebıyatçılar Derneği Genel Başkanı Şükrü Er- baş. insanlann okuduklan- nı anladıkları gün Erdost- lar'm cezalandmlmayaca- ğını belirtti. Erdost'un mahkûmiye- tinin onanmasına tepkiler sürüyor. Avukat Yakış, Er- dost'un yapıtını ortaya ko- yarken yanlış anlaşılabil- mesine yol açabilecek bir üslup karmaşasından uzak durdugunu ve düşüncelen- ni ortalama bir insanın al- gılama düzeyini baz alan bir açıklıkta sunduğunu kaydetti. Yakış, Türkı- ye'nin bütünlüğünün koru- narak demokratikleşme yoluyla sorunlann çözül- mesini isteyen bir yazann, bu görüşleri nedeniyle yar- gılanması ve ceza alması- nın büyük adli hata oldu- ğunu belirterek "Erdost, Yargıtay'ın karannı öğren- diğizaman 'Türkiye'de hu- kuk bitmiştir' derken son derece hakhydı" dedi. Edebiyatçüar Demeği Genel Başkanı Erbaş, Er- dost'un alıntılan tırnak içinde. kaynaklannı göste- rerek ve eleştirmek ama- cıyla aldığını behrten ay- nntıh açıklamalanna kar- şın bunlann yazann kendi düşüncesi olarak kabul edildiğini ve mahkûmiye- tin bu nedenle verildığine dikkat çekti. Erbaş. "Türkhe ya>ın >DIUJ la bölünme paranoya- sından kurtulduğu, birta- kım insanlann da okuduk- lannı anladıklan gün bu tür kara güldürüler yaşan- mayacakbr" dedi. Pır Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Necati Yılmaz da duşünen, konuşan beyinlerin sustu- rulduğunu bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle