Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Vayın Yönetmenı Orhan Erinç
0 Genel Yayın Koordınatorü. Hikmet
Çetinka> a 9 Yazıışlen Müduru. İbrahim
Yıldız '• Sorumlu Müdur Fikret llkiz
0 Haber Merkezı Müdürü Hakan
Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser
İstıhbarat Cengiz Yıldınm # Ekonomı: Özlem
Y ü/ak 0 ICültür. Handan Şenköken 0 Spor:
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami
Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0
Fotograf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgi-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Haberleri MehmetFaraç
Yayın Kurulu: tlhan Selçuk
(Ba^kan), Orfaan Erinç, Oktay
Kurtböke. Hikmet Çetinkaya.
Şfikrın Soner, Ergun Balcı.
Ibrahim Yıldız, Orhan Bursak,
MusUfı Balba>, Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısi Mustafa Balbav Ataturk Bulvan
No- 125, Kat:4, Bakanhklar-Ankarâ Tel- 4195020 (7
hat). Faks: 419502"* •lzmırTemsikisı SerdarKızık,
H ZıyaBh.I352S 13Tel:4411220. Faks 4419117
0 AdanaTemsılcısi Çetin Yiğenoğlu, lnonuCd. 119
S.No:l Kati.Tel 363 12 11. Faks 363 12 15
Muessese Mudünı tsîün \kmen %
ICoofdınalor Ahmrt Korulsın • Muha-
sebe Büknt Yener • Idare Hüs?)in
Gürer* Bılgı-Ukm Nail İnal • Bıİgı-
»ayarSıstem Mürirt-M Çiler #53115
FıziletKuza
MEDYA C: • Yönetim Kurulu
Başkanı - Genel Mudür Gûlbin
Erduran # Koordmator Reha
Işıtman O Genel MudüıYardımcısı
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
51395 80-5138460-61.Faks 5138463
YayımUyab \e Basan: Yenı Gun Haber 4jansı. Ba>ın ve \ ay.ncılık A Ş
TüfkocagıCad39 41Cağaloglu34334isi PK 246 Sırkecı Islanbul Tel (0.212) 512 U5 05 (2u hat! Faks lO 212) 513 85
5 MART 1999 İmsak:5.00 Güneş: 6.27 Öğle: 12.23 îkındı: 15.31 Akşam: 18.05 Yatsı: 19.26
Bahar
yorgunluğuna
dtkkat
• İstanbul Haber Servisi -
Bahar. sıcak yüzünü yavaş
yavaş göstermeye başladığı
* şu günlerde. mevsimle
bırlikte gelen psıkolojik
rahatsızlıklar da gündemde.
Türkiye Psikiyatri Derneği
Başkanı Prof. Dr. Özcan
Köknel, iklimdeki değışıme
bedensel uyumun zaman
aldığmi söyledi. Mevsım
değışimı sürecinde insan
organizmasında fizyolojik ve
kimjasal değışıklıkler
oldugunu belırten Özcan
K.öknel. "Uykuda, iştahta
bozukluk. bedensel bitkınlık,
yorgunluk; ortaya çıkabilir:
tansiyonda yükselme veya
düşme olabilir. Karamsarlık,
kötümserlik. kaygı, endişeli,
çabuk kızan. öfke, alınganlık
ortaya çıkabilir" diye
konuştu. Köknel bu
mevsımm sıkıntısız
atlatılabılmesi için, duygu ve
düşüncelerin serbest
bırakılmasını, sevilen, ilgi
duyulanşeylerin
yapılmasını. doğayla iç içe
bulunulmasını istedi.
Savaş
topraklarmda
buluşma
• ÇANAKKALE (AA)-
Çanakkale 18 Mart
Unıversıtesi Rektörlüğü,
düzenleyeceği
organizasyonla, Çanakkale
Savaşı'nda şehit ve gazi
olanlann çocuklannı
Çanakkale'de bır araya
getırecek. Cnıversite
rektörlüğünden yapılan
açıklamada, organizasyonda
Çanakkale Sa\aşlan'm anma
günleri. çeşıtli konferanslar
gibi etkinliklenn
düzenleneceği belırtilerek,
organizasyon içinde yer
almak ısteyen şehit \e gazi
çocuklannın ünıversite
rektörlüğüne başvurmalan
istendı.
'Sivil savunma
|GAZİANTEP<AA)-
Gaziantep Sivil Savunma
Müdürü Ali Uçar, insan
hayatının korunması için
gerekli olan sivil savunmanın
yetennce önemsenmediğini
bildirdı. Türkiye'nın,
Cumhunyetin kuruluşundan
bu yana büyük bır savaş
yaşamamasına karşın sivil
hayatın korunması için
hazırlıklı olması gerektiğini
Ravdeden Uçar, "Sivil
savunmada en önemli unsur,
sığınakların
yaygınlaştınlmasıdır.Ancak
denetimlerde binalann
büyük bir çoğunluğunda
sığmak olmadığını
görüyoruz" dedi.
TCDD'den
Güneydoğu turu
• ANKARA(ANKA)-
TCDD. 18 Mayıs-3 Haziran
tarihleri arasında
"Nemrut'Mardın/GAP" adı
altında özel tren turu
düzenleyecek. Tur sırasmda
Nemrut Dağı, Atatürk Barajı,
Şanlıurfa Tüneli gezilecek.
Mardin kent turundan sonra
Deyrul Zefaran Manastın,
Kırklar Kılısesi, Kasımiye
Medresesı, Kızıltepe-
Llucamı, Şanlıurfa
Bahklıgölü. Dergâh-
Bedesten gezisi ile
Gaziantep \ e çevTesi zıyaret
edilecek. Tur için başvurular
26 Mart"a kadar Haydarpaşa,
Sırkecı, Eskişehir, Basmane,
Alsancak gar rezervasyon
büroları ve Raytur Seyahat
Acentesi'ne yapılabilecek.
^ükseköğretimde
Kalite Yüksettme'
• İstanbul Haber Servfci-
Cnı\ersıte Öğretim Üyeleri
Demeği'nce bugün saat
14.00'te •Yüksekögretimde
Süreklı Kalite Yûkseltme'
konulu bır konferans
düzenlenecek. ITÜ Işletme
Fakültesi Konferans
Salonu'nda düzenlenecek
konferansa konuşmacı olarak
Prof. Dr. Nüket Yetiş
katılacak.
Hasta akdeniztoku
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Çeşme kıyılarında
hasta bir akdenizfoku
görülmesı üzerıne. Foça'dan
bır gnıp bilim adamının
bölgeye gıttiği ve fokun.
hastalık nedeninin
öğrenılmesi için izlemeve
alındığı bildirildi. Bölgede
araştırma yapan uzman
grubu. sözü edilen
akdenizfokunu Çiftlikköy
yakınında görüntüledi.
Akdenizfokunun yaralı
olmadığı. ancak hareket
yeteneğinı azaltacak
derecede halsız ve hasta
olduğu anlaşıldı.
Prof. Arat 8 Mart'lann bağnazlığa, adaletsizliğe ve şiddete karşı çıkmanın simgelerinden biri oldugunu söyledi
Eşitsizliğe karşı çıkmamn günü
5-3 Mart arasında yapılacak
i
Sevgi Şöleni' Siirt veEruh *ta
ÖZLEM YÜZAK
1997'den beri her yıl Dünya Kadınlar
Gûnü'nü Güneydoğu Anadolu Kadını ile
birlikte kutlayan ve bunu bir "Se>gi Şöle-
ni" halıne getiren Anakültür bu yıl da Sı-
irt ve Eruh kadınlannı kucakhyor.
Anakültür'ün 5-8 Mart arasında T.C.
Başbakanlık GAP Bölge Kalkınma 1da-
resi Başkanlığı. yerel yönetimler ve Siirt
Valihği'nin destegiyle gerçekleştirecegi şö-
lende bu yıl ilk olarak çocuklara yönelık
etkinlikler de bulunuyor.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü ilk
yıl Şanlıurfa'da. geçen yıl ise Mardin' in
Dargeçıt ılçesinde kutlayan kooperatifın
başkanı CeylanOrhon,kutlamalan için ne-
den Güneydoğu bölgesini seçtiklerini şöv -
le anlattv.
•*19% vılında Şanlıurfa'da namus yü-
zündenöİdürülen Sevda Gök olayı bölge-
de yıllardan beri işlenen töre cinavetleri-
ni birkez daha rüm çıplaklığı ilegözler onü-
ne serdiğinde Günev doğu kadını ile nasıl
yakınlaşma yollan bulabileceğimizi dü-
şündük, Bu amaçla Se\ gi Şölenleri düzen-
lemeyi kararla.'jtırdık."
Anakültür'ün amacını "kültüreletldn-
iikler aracılıgıvla kültürter arası iletişim ve
etkiteşim ortamıyaratmak. toplumun sos-
yo-kültürel sûrecine katkıda bulunmak"
diye anlatan Orhon. bu yılkı ^olenler kap-
samında çocuklara yönelik çeşitli etkin-
likler de düzenleyeceklerini söyledi.
Kadın Adaylan Destekleme ve Eğit-
me Derneği (KA-DER) Başkanı ŞirinTe-
kefi'nin de konuşmacı olarakkaülacagı şö-
lende Harran Üniversitesi Müzik Eğitim
Fakültesi öğrencileri de konserler verecek.
Çeşitli ulusal ve uluslararası yurtiçive
yurtdışı toplantılara katılan ve bildiri su-
nan Anakültür. Türkıyeli ve Yunanıstan-
lı kadınlar Banş Gınşımi'nin de (WIN-
PEACE) kuruculan arasında bulunuyor.
tstanbulHaberServisi-Türk kadm-
lan. eğitimde, sosyal, ekonomik ve iş
yaşamında eşitliği, yasalann kendile-
rine verdiği, ancak toplumsal neden-
lerden dolayı yararlanamadıklan hak-
lannı tam olarak almak istiyor.
-DünyaKadınlarGünü" ile ılgili bir
açıklama yapan İstanbul Üniversitesi
Kadın Sorunlan Araştırma ve Uygu-
lama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nec-
la Arat 8 Mart'lann ataerkılhğe, bağ-
nazlığa. cınsiyet aynmcılığına, kadın-
lara yönelik her türden eşitsizliğe, ada-
letsizliğe ve şiddete karşı çıkmanın,
kadınlık durumunu yeniden sorgulama-
nın simge günlerinden biri oldugunu
vurguladı Arat "Bu 8 Mart'ta da her
yıl olduğu gibiolmasıgerekenkri, ama
bir türlii oimayanlan istiyoruz. Yine
eşitlik- banş, hoşgörü ve erdem temel
ilkelerimiz diyoruz" dedı. Aılede ve
toplumda katıhmcı demokrasiyi ön-
gördüklerini kaydeden Prof. Dr. Arat.
bütûn ödev ve yükümlülüklerin payla-
şıldığı, sevgi ve saygının egemen ol-
duğu bir ülke ve dünya yaratmak iste-
diklenni ifade etti.
İstanbul Barosu Kadın Haklan Ko-
• İstanbul Barosu
Kadın Haklan
Komisyonu
Başkanı Moroğlu
" Cumhuriyetimizin
kuruluşu ile
ulaşılması amaçlanan kadın-
erkek eşitliğine ve gerçek
demokrasi hedefine ne yazık
ki hâlâ çok uzağız" dedi.
misyonu Başkanı Nazan Moroğlu bu
yıl da yine 8 Mart'm coşkuyla kutla-
nabileceği ortam ve koşullara sahıp
olmadıklannı söy ledi. Nüfusun yansı-
nı oluşturan kadınlann ve çok sayıda
kadın kuruluşunun demokratikleşme ve
kalkınma yolunda kendılerine düşen gö-
revi, özveny le yenne getirmeye çahş-
tıklarını belırten Moroğlu "Ancak
cumhuriyetimizin kuruluşu ile ula-
şılması amaçlanan kadın-erkek eşit-
liğine ve gerçek demokrasi hedefine
ne yazık ki hâlâ çok uzağız'' dedı.
Moroğlu, bugün bile hukuk devri-
minı simgeleyen Medeni Kanun baş-
ta olmak üzere, bazı yasalarda çağımı-
zın eşıtlik anlayışı ile bağdaşmayan
hükümler bulunduğuna dikkat çekti.
8 Mart 1857'de40binNew York'lu
işçi kadın. 12 saatlik işgününü ve dü-
şük ücretleri protesto etmek için baş-
ladıkları grevde polisle çatışmıştı. 8
Mart 1908'de ıse yine ABD'nin Nevv
YorkkentininManhattanbölgesinde ça-
lışan iplik işçisi kadınlar 8 saatlik ış-
günü ve işçi kadınlann politik haklan
için gre\ yapmışlardı. Bu greve yine
polıs müdahale etmiş ve çatışma çık-
mıştı.
Yine ayns tarihte Nev. York'taki do-
kuma işçisi kadınlann işten çıkanlma-
lannı protesto etmek için ışyerlenm
işgal etmesıyle çıkan yangında 129 ka-
dın yaşamını vitirmışti.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün
bu olaylann hangısınden esinlendiği so-
rusunun yanıtı bulunamamasına kar-
şın 1910"da toplanan tkinci Sosyalist
Enternasyonal "de Clara Zetkin'ın öne-
risi ile 8 Man "Dünya Kadınlar Gü-
nü" olarak benımsendi. Bunun yanı
sıraBirleşmışMiUetler, 16Aralık 1977
tarihinde ' Kadın Haklan tçin Birieş-
miş Milletfcr Günü" ilan ettı
Kraliyetaüesinin
tiyatro gezisi
Kraliçe Elizabeth ve eşi
Edinburg Dükü Philip.
Londra'da tiyatrolara ^zi
haftası dü/enlediler. Gezi
kapsamında dün Adelphi
Tıyatrosu'nda oynanmava
başlanan Chicago
müzikalini zivaret eden
çift, oyunu ilgi ile izJedl
Muâkalin bitiminde
sahne arkasında
ovunculan zry aret eden
Edinburg Dükü.
kostümleri incekrken
heyecanını gizleyemedL
(Fotoğraflar: REUTERS)
Bilirkişi raporu 'milli parklar olduğu gibi korunmalı' diyor
Oudağ'ın kurtıılmasıııa yeşû ışık
LEVENTGENCELLİ
BURSA - Uludağ Mılh Parkı'nın
yaklaşık yüzde 52'sini ımara açan Bur-
sa Uludağ Kış Sporlan Turizm Mer-
kezi'nın iptaline ılışkın açılan davanın
bilirkişi raporu tamamlandı. ODTL'
öğretim üyeleri Prof. Dr. DuranTarak-
h. Prof. Dr. AliTürelve Doç. Dr. Bay-
kanGünay ın hazırladıklan raporun so-
nuç bölümünde. "Bu da\a konusunda
şehircilik ilkeleri değil, doğal çe\re \e
milli parktasanmıükeleri sözkonusu-
dur. Bu açıdan turizm merkezi karan
uygun bulunmamışnr. Özellikle yasal
olarakgerekenÇe\reselEtki Değerlen-
dirmesi(ÇED) yapdmadan konuyayal-
nızca kayak işlevi açısından bakılması
doğru değüdir veşimdiden probiemler
yaratmıştır'' denıldi.
Mutlak koruma
Raporda. dünya ölçeginde milli park-
lann planlanmasında temel yaklaşı-
mın artık "mutlak koruma"ya dön-
düğü anımsatılarak şöyle denıldi: "Do-
ğal kaynak olduğu gibi korunmah. Flo-
ra ve fauna kendi dengeleri içinde ya-
şamlannı sürdürmelidir. Bunun sonu-
cundadinlence işlevi yerini mutlak ko-
rumaya bırakmau, yabancı hayab ön
plana çıkanlnıalıdır. Yapdğumz değer-
lendirmelere göre turizm merkezi ka-
ran yalnı/ca doğayı zedeleyen pist ve
mekanik tesislerle kalmayacak. çok
miktarda yapılaşmaya neden olacak-
ür. Bu uygulamanın Uludağ Milli Par-
kı'nıolurnjsuz etkflemesi kaçmümazdırT
TurgutÖzal döneminintuzak yasa-
lanndan sayılan Turizmi Teşvik Yasa-
sı'nın yanlışlannı da ortaya koyan bi-
lirkişi raporunda, milli parklarla ilgi-
li kararın, 2873 sayılı Milli Parklar
Kanunu'na göre alınması da önerili-
yor.
BUMLAP.
E Ç Î M U E R E
Sfl/ASET
Rl£"TlRM
ÎSTÎVÖRLfiR.
Prof. Dr. Hasan ilkova
'Şişmanlık kronik
bir hastalık'
e-posta : tan (a prizma. net. tr
İstanbul Haber Senisi -
Şişmanlıgın yok edilmesi ge-
reken bir estetik sorun olma-
dığı. yaşam boyu devam eden
bırhastalık olduğu vmgulan-
dı. Cerrahpaşa Tıp Fakülte-
si Diyabet ve Metabolızma
Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ha-
san tlkova. şişmanlıgın ya-
şam boyu devam ettiğinin
unutulmamasmı ıste>erek
"Bu nedenle kısa zamanda
kAnvrilmesisağlıklıdcğikür"
dedı.
Knoll Alman Firması tara-
fından düzenlenen "Obezi-
te" konulu toplantı Four Se-
asons Oteli'ndeyapıldı. Top-
lantıda şişmanlıgın kronik
bir hastalık oldugunu vurgu-
layan Prof. Hasan tlkova. has-
talığm en önemli nedenini
yaşam şekli olduğuna dikkat
çekti. Kilo arttıkça kişilerin
yaşam kalitesinin düştüğü-
nü ifade eden İlkova, vücut
kıtle indeksinin ağırlığın bo-
>un karesine bölünerek he-
saplandıgını belirtti. Dünya
Saglık Orgütü'nün kriterle-
rine göre, sonuç 25' in üstün-
deyse kişi kilolu. 30'un üs-
tündeyse şişman olarak kabul
cdüiyor. Prof. tlkova. şişman-
lıgın neden olduğu hastahk-
lan şöyle sıraladı: "Yüksek
tansiyon. kalpdamar sistemi
hastalıklan, kan yağlanıun
bozukluğu, beyin damarla-
nndasorun,tip-2 rü> abet, uy-
kudasolukdu rmalan.ekiem
bnzukluklaru mide-bağırsak
sistemi bozukluklan, adette
düzensizlik. infertilite.r
Sadece zayıflamanın ye-
terli olmadığını da kaydeden
Hasan İlkova, "Şismanhk ya-
şam boyu tedavi edilmesi ge-
reken bir hastalık. Hastayı 5
kflozayrâannca buonu tatmin
etmiyor. Ama bu kadarzayıf-
lama bile bazı hastalıklann
önlenmesindeetkfli" diye ko-
nuştu.
Her liseden bir öğrenci başvurabîliyor
Felsefe Olimpiyatı
14 Mart'ta yapılacak
İstanbul Haber Servisi - Liselerarası
3. Ulusal Felsefe Olimpiyatı, Türkiye
genelindekı yedi merkezde 14 Mart pa-
zar günü gerçekleştinlecek.
Her liseden bir öğrencinin başvura-
bileceği olimpiyatın Istanbul'daki ev
sahipliğini Kültür Koleji yapacak.
İstanbul, Ankara. Izmir, Antalya,
Samsun, Urfa ve Tarsus'ta gerçekleş-
tinlecek olimpiyatta, 10.00-14.00 saat-
leri arasmda fılozoflardan yapılan alın-
tılann yorumlanacağı bır sınav yapıla-
cak. Sınavnn ardından 15.30-17.00 sa-
atleri arasında öğrencilerin ve felsefe-
cilenn katılacağı bir söyleşi düzenlene-
cek. Sınavdan sonra her merkezde oluş-
turulacak komisyonlann seçeceği me-
tinler, Türkiye Felsefe Kurumu bünye-
sinde olusturulan komitece değerlendi-
rilecek.
Olimpiyata bu yıl Istanbul'dan katı-
lacak öğrencilerin ısımlennın. 10 Mart
günü saat 16.00'ya kadar Özel Kültür
Koleji Felsefe öğretmenı Ayla Aktaş'a
560 47 78 numaralı telefondan bıldiril-
mesi gerekiyor.
Elmalı Definesi'
Kültür
Bakanlığı'ndan
William
Koch'a rozet
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kültür Bakanı ts-
temihan Talay. Antalya'nın
Elmalı ilçesinden 1984yılm-
da kaçınlan antik gümüş sik-
keler ile Sıvas Divriği Ulu
Camii'ne ait 5 panelin yur-
da getirilmesinin, 'Türki-
ye'nüı her koşulda kendi hak-
lannı, kültürel variık ve de-
ğeıierini koruyacağı gerçeği-
niortavaçıkardığınf söyle-
di.
Talay, Elmalı sikkelerini
yurtdışına satan İbrahim
Başbuğ'un avukatlıgmı, o
dönem. şimdi CHP lideri
olan DenizBaykal'ın üstlen-
diğine işaret ederek "Ulke-
yi yönetmegörevini üstlenen
kişilerin kaçakçılann avu-
katlığını üstienmeleri hjç de
hoş bir şe> değüdir" dedi.
Kültür Bakanı îstemihan
Talay dün düzenlediği basın
toplantısında. yurtdışına ka-
çınlan 1900 adet sikkenin
1661"inin davalının elinde
bulunduğunu, kalanmın ise
diğer şahıslar tarafmdan sa-
tıldığını ya da armağan edil-
diğinı belirtti.
Talay, dava ile ilgili tüm
bilgi ve gelişmelerin 16 Şu-
bat 1998 tarihli Bakanlar Ku-
rulu toplantısında görüşüle-
rek, sikkelerin uzlaşma yo-
luyla geri alınması için ge-
rekli çalışmalann yapılma-
sı konusunda bakanhğına
yetki verildiğıni anımsattı.
Talay. sikkeleri kendi is-
teği ile yalnızca koruma ve
benzeri giderleri almak yo-
luyla iyı koşullarda geri ve-
ren ABD'lı işadamı VV'illi-
am Koch'a bugün (dün) ba-
kanlık yetkilileri tarafmdan
bir rozet venleceğıni kay-
detti.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
'Besle Kargayı, Oysun Gözünü!...'
Hangimiz bilmiyor? 'Genç' Cumhuriyet'in, 'ışa-
damı' üreten 'kuluçka makinesi', İş Bankası ol-
muştu: biri nisbeten 'sivil', öbürü daha çok 'otoriter',
sonraki ikı 'Atatürkçülük'ün de, doğma sebebi! Inö-
nü/Peker 'takımı', otoriter devlet kapitalızmı anlayı-
şıyla, 30'lu yıllarda hüküm süren 'totalıterliğe'yakın
sayılıriardı; Bayar, Şükrü Kaya, Dr. Aras 'takımı', da-
ha gevşek ve 'sivil' bır 'lıberalliğe'!
Ikisi de, Müdafaa-i Hukuk Doktrini'nin 'ozledi-
ği' Mazlum Millet kalkınmasına uygun sayılamazdı;
sonrakiyıllann 'tatbikatı', bunu göstermiştir Gâzi'nin
vefatmı müteâkip, o iki 'Atatürkçülük'ün ikisi de, -ön-
ce Ismet Paşa, sonra Celâl bey- tasariadıklan 'kal-
kınma ' politikalannı uygulama imkânını, buldular ne-
resinden bakılsa, 1938/1950 dönemi ('40 Karanlı-
ğı
1
), handiyse 'totaliter
1
, birdevlet kapitalistliği olmuş-
tu; 1950/1960 dönemiyse, 'bağımlı' bir liberallikle,
yanlış bir 'Küçük Amerika' rüyası!
Oysa Celâl bey, iktisat Vekili iken, palazlandırma-
ya uğraştığı 'sera burjuvazisi'nln ne 'mal' oldugunu
bilmiyor muydu? Bakınız, 1936'da, Endüstri Kong-
resi'nde, ondan nasıl yakınmıştır.
"...eğersadece memleketin sanayileşmesini ve
milletin muhtaç olduğu reiahı, bazı hususi te-
şebbüslere ve bu teşebbüslerin dayandığı ser-
mayeye bırakmak lâzım gelirse lâakal (en az) iki
asır daha intizar (beklemek) devresi geçirmek-
liğimiz lâzımdır. Hususi teşebbüs nedir? Hususi
teşebbüse nasıl revaç vermek lâzım gelecek-
tir?.."
"..Açık söylememe müsaadenizi rica edece-
ğim. Gördük ki bunlar üç kısma aynlıyoıiar. Bi-
rinci kısım, muayyen sahalarda yerieşmeyi, mün-
hasıran kendi zaviyelerinden (açılarından) kâıiı
gören, yabancı sermayeye paravanlık edenler-
dir..."
"...ikinci kısım hükümet her yerde fabrika te-
sisini arzu ediyor, biz bugün müsait görülen bir
saha için müsaade alalım, bir sermâye gibi eli-
mizde bulunsun, üzerinde spekülâsyon yapalım
düşüncesini güdenlerdir..."
"...üçüncü kısım ise, memieketin ulusal eko-
nomi icaplan nazara alınmaksızın, büyük alâka-
stnı ve devletin yüksek himâye tedbirierini, ken-
di şahsi ve gündelik menfaatleri için istisman
(sömürmeyi) düşünenlerdir..." (Türkiye'nin Düze-
ni\ s. 192. Bilgi Yayınevı. 1968.)
Yanm yiizyıl sonra, Türkiye'de 'hususi (özel) te-
şebbûs' çok mu farklı bir manzara arz ediyor? Ağır-
lık, 'üçüncüfas/m'müteşebbislerdedır;'birincikısım'
son yirmi beş yıldır, yabani sarmaşıklar gibi Türkiye
ekonomisini sardı; spekülâsyon erbabına gelince,
hemen her sahada, cirit oynatıyor.
Özel sektör" devleti kemiriyor'...
Oysa, Gâzi'nin büyük sezgisiyle destek çıktığı
'Kadro'nun 'Ulusal Sol' devletçiliği, ekonomik
kalkınmayı böyle mi öngörmüştü? Hayır! Doğan Av-
cıoğlu, Yön'de savunduğu 'Kadro'yu. 'Türkiye'nin
Düzeni'nde de 'değeriendirir'; hem 'aklın yolu ö/r'dir,
ondan; hem de, 'şahsi ve gündelik menfaatlerinı'
değil, ülkesinin geîeceğini düşünenler, başkatürlü-
sünü yapamaz. onun için!
"...Kadrocular'a göre devletçilik millî kurtuluş
savaşı veren ülkelere özgü, sınıf tezatlarını tas-
fiye edici, fakat sosyalizm ve kapitalizmden ay-
n, bir üçüncü yoldur. Bu sistemde geniş bir dev-
let sektörü bulunacak ve devlet, millî iktisadiyâ-
tn kumanda manivelâlannı elinde tutacaktır. Ozel
sektör, ancak teknik ve sermâyeyeteriiliğine sa-
hip olduğu takdirde ve ptan disiplinine uymak şar-
tyta, bu sistemde yer alacaktır. Kalkınma, bütün
ekonomiyi kapsayan bir plan çerçevesinde yü-
rütülecektir..."
"...o zaman için değerli birçok görüşler orta-
ya atan Kadrocular'ın zaafı, devleti sınrflann üs-
tünde kudretli bir otorite olarak düşünür görün-
meleridir. Halbuki sınıf tezatlanmn henüz çok
fazla gelişmediği 1930 yıllannda dahi, büyük top-
rak sahipleriyle ittrfak halindeki kaprtalist sınıf,
yine de küçümsenemeyecek bir güçtü. Adına is-
ter liberalizm. ister devletçilik denilsin, ekonomi
politikasını kendi çıkartan yönünde etkileyebil-
mekteydi. Nrtekim bu güçler, az sayıda aydına hi-
tap eden Kadro'nun fikir ptanındakifaaliyetine da-
hi tahammül edememişlerve onu susturmuşlar-
dır..." (Aynı eser, s. 214)
lyi de, acaba kendılerine mahsus bir faaliyet sa-
hası saydıklan ekonomide. gerekli başanyı göstere-
biliyorlar mı? Yön'de bu konu uzun uzun işlenir. Evet,
bir burjuvazi ortaya çıkmtştır ama, nasıl bir burjuva-
zidir bu? 'Millî bir bun'uvazi' mi? Doğan Avcıoğlu
şöyle yazıyor.
"...bu burjuvazi, sanayide öncülük yapamadı-
ğı gibi, toprak ağasına karşı köylüyle birleşerek,
tarım alanında ilerici bir rol oynayamamaktadır.
Bun'uvazi, toprak ağasıyla işbiriiği yaparak, sos-
yal gelişmeyi önlemekte çıkan olan, statükocu
kuvvetlerin safında yer almaktadır..." (Yön, 12 Ey-
lül 1962).
Aynı konuyu tartışan Mümtaz Sosyal ise, günü-
müzde birer kehanet sayılabilecek şu satırtan kale-
me almıştır.
"...(Özel teşebbüs) Türk toplumunun demok-
rasi ve huzur içinde kalkınma bakımından tek ümi-
di olan devletçiliği kemirmekle meşguldür. Bu-
güne kadar devlet sayesinde bir şeyler yapan sa-
nayici, artık devletin elindekileri almak veya en
azından devletten pay kazanmak sevdasındadır.
'Türkler ticaret yapamaz' sözünün aksini ispat
edebilmek için her türlü teşviki görmüş olan it-
hâlatçı, şimdi, Osmanlı bezirgânlannın artklany-
la el ele vermiş ve ithâlata yüzde yüz sahip çık-
maya başlamıştır. Bunun anlamı, devlet kurum-
lannın ihtiyâcını karşılamak amacıyla yapılacak
ithalat için, hazine kasalanndan şuna buna yüz-
de 25 veya daha fazla haraç vermekten başka
bir şey değildir. Zaten Türkiye'nin özel teşebbü-
sü teşviki, 'besle kargayı oysun gözünü' hikâye-
sinden ibarettir..." (Yön. 25 Temmuz 1962).
Milliyetçi' kime derler?
I" Iginçdanodurki, Yön'ün kadrosunda, Kadro'nun
beyni Şevket Süreyya da yazar, sahibi Yakup
Kadri de görünür: bu. 'Ulusal solculuğun' devamı-
dır. Niyazi Berkes, Mümtaz Soysal, llhan Selçuk,
llhâmi Soysal, Çetin Altan, Taner Timur, A. Taner
Kışlalı, Fethi Nâci, Mehmed Kemal ve daha kim-
ler ve kimler, o genış yelpazenin çeşitli köşelerinde
yeralmışlardı. Derginin en büyük özelliği, yeni bir 'tan-
zimat alafrangalığının', 'Küçük Amerika olmak' rü-
yasıyla, devreye sokulduğu bir tarihte; 'Kemalist
Sol'un 'milliyetçiliğini' gündeme getirmek; üstelik
bunu, Müdafaa-i Hukuk günlerinin. 'Mazlum Mil-
letler' Entemasyonalı çerçevesinde yapmaktı.
Bilir misiniz Doğan Avcıoğlu, dergısınde 'Milli-
yetçiliği' nasıl tanımlamıştı? 'Milliyetçi, iç ve dış ka-
pitalizm karşısına dikilen insandır1
(Yön, 26 Şu-
bat 1965). Sizce bu, 'istiklâl-i tam' ilkesi değil midir?
http:// www. prizma.net. tr/ AILHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm