25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Vayın Yönetmenı Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatorü. Hikmet Çetinka> a 9 Yazıışlen Müduru. İbrahim Yıldız '• Sorumlu Müdur Fikret llkiz 0 Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser İstıhbarat Cengiz Yıldınm # Ekonomı: Özlem Y ü/ak 0 ICültür. Handan Şenköken 0 Spor: Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotograf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgi-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberleri MehmetFaraç Yayın Kurulu: tlhan Selçuk (Ba^kan), Orfaan Erinç, Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinkaya. Şfikrın Soner, Ergun Balcı. Ibrahim Yıldız, Orhan Bursak, MusUfı Balba>, Hakan Kara. AnkaraTemsılcısi Mustafa Balbav Ataturk Bulvan No- 125, Kat:4, Bakanhklar-Ankarâ Tel- 4195020 (7 hat). Faks: 419502"* •lzmırTemsikisı SerdarKızık, H ZıyaBh.I352S 13Tel:4411220. Faks 4419117 0 AdanaTemsılcısi Çetin Yiğenoğlu, lnonuCd. 119 S.No:l Kati.Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Muessese Mudünı tsîün \kmen % ICoofdınalor Ahmrt Korulsın • Muha- sebe Büknt Yener • Idare Hüs?)in Gürer* Bılgı-Ukm Nail İnal • Bıİgı- »ayarSıstem Mürirt-M Çiler #53115 FıziletKuza MEDYA C: • Yönetim Kurulu Başkanı - Genel Mudür Gûlbin Erduran # Koordmator Reha Işıtman O Genel MudüıYardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 51395 80-5138460-61.Faks 5138463 YayımUyab \e Basan: Yenı Gun Haber 4jansı. Ba>ın ve \ ay.ncılık A Ş TüfkocagıCad39 41Cağaloglu34334isi PK 246 Sırkecı Islanbul Tel (0.212) 512 U5 05 (2u hat! Faks lO 212) 513 85 5 MART 1999 İmsak:5.00 Güneş: 6.27 Öğle: 12.23 îkındı: 15.31 Akşam: 18.05 Yatsı: 19.26 Bahar yorgunluğuna dtkkat • İstanbul Haber Servisi - Bahar. sıcak yüzünü yavaş yavaş göstermeye başladığı * şu günlerde. mevsimle bırlikte gelen psıkolojik rahatsızlıklar da gündemde. Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Özcan Köknel, iklimdeki değışıme bedensel uyumun zaman aldığmi söyledi. Mevsım değışimı sürecinde insan organizmasında fizyolojik ve kimjasal değışıklıkler oldugunu belırten Özcan K.öknel. "Uykuda, iştahta bozukluk. bedensel bitkınlık, yorgunluk; ortaya çıkabilir: tansiyonda yükselme veya düşme olabilir. Karamsarlık, kötümserlik. kaygı, endişeli, çabuk kızan. öfke, alınganlık ortaya çıkabilir" diye konuştu. Köknel bu mevsımm sıkıntısız atlatılabılmesi için, duygu ve düşüncelerin serbest bırakılmasını, sevilen, ilgi duyulanşeylerin yapılmasını. doğayla iç içe bulunulmasını istedi. Savaş topraklarmda buluşma • ÇANAKKALE (AA)- Çanakkale 18 Mart Unıversıtesi Rektörlüğü, düzenleyeceği organizasyonla, Çanakkale Savaşı'nda şehit ve gazi olanlann çocuklannı Çanakkale'de bır araya getırecek. Cnıversite rektörlüğünden yapılan açıklamada, organizasyonda Çanakkale Sa\aşlan'm anma günleri. çeşıtli konferanslar gibi etkinliklenn düzenleneceği belırtilerek, organizasyon içinde yer almak ısteyen şehit \e gazi çocuklannın ünıversite rektörlüğüne başvurmalan istendı. 'Sivil savunma |GAZİANTEP<AA)- Gaziantep Sivil Savunma Müdürü Ali Uçar, insan hayatının korunması için gerekli olan sivil savunmanın yetennce önemsenmediğini bildirdı. Türkiye'nın, Cumhunyetin kuruluşundan bu yana büyük bır savaş yaşamamasına karşın sivil hayatın korunması için hazırlıklı olması gerektiğini Ravdeden Uçar, "Sivil savunmada en önemli unsur, sığınakların yaygınlaştınlmasıdır.Ancak denetimlerde binalann büyük bir çoğunluğunda sığmak olmadığını görüyoruz" dedi. TCDD'den Güneydoğu turu • ANKARA(ANKA)- TCDD. 18 Mayıs-3 Haziran tarihleri arasında "Nemrut'Mardın/GAP" adı altında özel tren turu düzenleyecek. Tur sırasmda Nemrut Dağı, Atatürk Barajı, Şanlıurfa Tüneli gezilecek. Mardin kent turundan sonra Deyrul Zefaran Manastın, Kırklar Kılısesi, Kasımiye Medresesı, Kızıltepe- Llucamı, Şanlıurfa Bahklıgölü. Dergâh- Bedesten gezisi ile Gaziantep \ e çevTesi zıyaret edilecek. Tur için başvurular 26 Mart"a kadar Haydarpaşa, Sırkecı, Eskişehir, Basmane, Alsancak gar rezervasyon büroları ve Raytur Seyahat Acentesi'ne yapılabilecek. ^ükseköğretimde Kalite Yüksettme' • İstanbul Haber Servfci- Cnı\ersıte Öğretim Üyeleri Demeği'nce bugün saat 14.00'te •Yüksekögretimde Süreklı Kalite Yûkseltme' konulu bır konferans düzenlenecek. ITÜ Işletme Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenecek konferansa konuşmacı olarak Prof. Dr. Nüket Yetiş katılacak. Hasta akdeniztoku • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Çeşme kıyılarında hasta bir akdenizfoku görülmesı üzerıne. Foça'dan bır gnıp bilim adamının bölgeye gıttiği ve fokun. hastalık nedeninin öğrenılmesi için izlemeve alındığı bildirildi. Bölgede araştırma yapan uzman grubu. sözü edilen akdenizfokunu Çiftlikköy yakınında görüntüledi. Akdenizfokunun yaralı olmadığı. ancak hareket yeteneğinı azaltacak derecede halsız ve hasta olduğu anlaşıldı. Prof. Arat 8 Mart'lann bağnazlığa, adaletsizliğe ve şiddete karşı çıkmanın simgelerinden biri oldugunu söyledi Eşitsizliğe karşı çıkmamn günü 5-3 Mart arasında yapılacak i Sevgi Şöleni' Siirt veEruh *ta ÖZLEM YÜZAK 1997'den beri her yıl Dünya Kadınlar Gûnü'nü Güneydoğu Anadolu Kadını ile birlikte kutlayan ve bunu bir "Se>gi Şöle- ni" halıne getiren Anakültür bu yıl da Sı- irt ve Eruh kadınlannı kucakhyor. Anakültür'ün 5-8 Mart arasında T.C. Başbakanlık GAP Bölge Kalkınma 1da- resi Başkanlığı. yerel yönetimler ve Siirt Valihği'nin destegiyle gerçekleştirecegi şö- lende bu yıl ilk olarak çocuklara yönelık etkinlikler de bulunuyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü ilk yıl Şanlıurfa'da. geçen yıl ise Mardin' in Dargeçıt ılçesinde kutlayan kooperatifın başkanı CeylanOrhon,kutlamalan için ne- den Güneydoğu bölgesini seçtiklerini şöv - le anlattv. •*19% vılında Şanlıurfa'da namus yü- zündenöİdürülen Sevda Gök olayı bölge- de yıllardan beri işlenen töre cinavetleri- ni birkez daha rüm çıplaklığı ilegözler onü- ne serdiğinde Günev doğu kadını ile nasıl yakınlaşma yollan bulabileceğimizi dü- şündük, Bu amaçla Se\ gi Şölenleri düzen- lemeyi kararla.'jtırdık." Anakültür'ün amacını "kültüreletldn- iikler aracılıgıvla kültürter arası iletişim ve etkiteşim ortamıyaratmak. toplumun sos- yo-kültürel sûrecine katkıda bulunmak" diye anlatan Orhon. bu yılkı ^olenler kap- samında çocuklara yönelik çeşitli etkin- likler de düzenleyeceklerini söyledi. Kadın Adaylan Destekleme ve Eğit- me Derneği (KA-DER) Başkanı ŞirinTe- kefi'nin de konuşmacı olarakkaülacagı şö- lende Harran Üniversitesi Müzik Eğitim Fakültesi öğrencileri de konserler verecek. Çeşitli ulusal ve uluslararası yurtiçive yurtdışı toplantılara katılan ve bildiri su- nan Anakültür. Türkıyeli ve Yunanıstan- lı kadınlar Banş Gınşımi'nin de (WIN- PEACE) kuruculan arasında bulunuyor. tstanbulHaberServisi-Türk kadm- lan. eğitimde, sosyal, ekonomik ve iş yaşamında eşitliği, yasalann kendile- rine verdiği, ancak toplumsal neden- lerden dolayı yararlanamadıklan hak- lannı tam olarak almak istiyor. -DünyaKadınlarGünü" ile ılgili bir açıklama yapan İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunlan Araştırma ve Uygu- lama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nec- la Arat 8 Mart'lann ataerkılhğe, bağ- nazlığa. cınsiyet aynmcılığına, kadın- lara yönelik her türden eşitsizliğe, ada- letsizliğe ve şiddete karşı çıkmanın, kadınlık durumunu yeniden sorgulama- nın simge günlerinden biri oldugunu vurguladı Arat "Bu 8 Mart'ta da her yıl olduğu gibiolmasıgerekenkri, ama bir türlii oimayanlan istiyoruz. Yine eşitlik- banş, hoşgörü ve erdem temel ilkelerimiz diyoruz" dedı. Aılede ve toplumda katıhmcı demokrasiyi ön- gördüklerini kaydeden Prof. Dr. Arat. bütûn ödev ve yükümlülüklerin payla- şıldığı, sevgi ve saygının egemen ol- duğu bir ülke ve dünya yaratmak iste- diklenni ifade etti. İstanbul Barosu Kadın Haklan Ko- • İstanbul Barosu Kadın Haklan Komisyonu Başkanı Moroğlu " Cumhuriyetimizin kuruluşu ile ulaşılması amaçlanan kadın- erkek eşitliğine ve gerçek demokrasi hedefine ne yazık ki hâlâ çok uzağız" dedi. misyonu Başkanı Nazan Moroğlu bu yıl da yine 8 Mart'm coşkuyla kutla- nabileceği ortam ve koşullara sahıp olmadıklannı söy ledi. Nüfusun yansı- nı oluşturan kadınlann ve çok sayıda kadın kuruluşunun demokratikleşme ve kalkınma yolunda kendılerine düşen gö- revi, özveny le yenne getirmeye çahş- tıklarını belırten Moroğlu "Ancak cumhuriyetimizin kuruluşu ile ula- şılması amaçlanan kadın-erkek eşit- liğine ve gerçek demokrasi hedefine ne yazık ki hâlâ çok uzağız'' dedı. Moroğlu, bugün bile hukuk devri- minı simgeleyen Medeni Kanun baş- ta olmak üzere, bazı yasalarda çağımı- zın eşıtlik anlayışı ile bağdaşmayan hükümler bulunduğuna dikkat çekti. 8 Mart 1857'de40binNew York'lu işçi kadın. 12 saatlik işgününü ve dü- şük ücretleri protesto etmek için baş- ladıkları grevde polisle çatışmıştı. 8 Mart 1908'de ıse yine ABD'nin Nevv YorkkentininManhattanbölgesinde ça- lışan iplik işçisi kadınlar 8 saatlik ış- günü ve işçi kadınlann politik haklan için gre\ yapmışlardı. Bu greve yine polıs müdahale etmiş ve çatışma çık- mıştı. Yine ayns tarihte Nev. York'taki do- kuma işçisi kadınlann işten çıkanlma- lannı protesto etmek için ışyerlenm işgal etmesıyle çıkan yangında 129 ka- dın yaşamını vitirmışti. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün bu olaylann hangısınden esinlendiği so- rusunun yanıtı bulunamamasına kar- şın 1910"da toplanan tkinci Sosyalist Enternasyonal "de Clara Zetkin'ın öne- risi ile 8 Man "Dünya Kadınlar Gü- nü" olarak benımsendi. Bunun yanı sıraBirleşmışMiUetler, 16Aralık 1977 tarihinde ' Kadın Haklan tçin Birieş- miş Milletfcr Günü" ilan ettı Kraliyetaüesinin tiyatro gezisi Kraliçe Elizabeth ve eşi Edinburg Dükü Philip. Londra'da tiyatrolara ^zi haftası dü/enlediler. Gezi kapsamında dün Adelphi Tıyatrosu'nda oynanmava başlanan Chicago müzikalini zivaret eden çift, oyunu ilgi ile izJedl Muâkalin bitiminde sahne arkasında ovunculan zry aret eden Edinburg Dükü. kostümleri incekrken heyecanını gizleyemedL (Fotoğraflar: REUTERS) Bilirkişi raporu 'milli parklar olduğu gibi korunmalı' diyor Oudağ'ın kurtıılmasıııa yeşû ışık LEVENTGENCELLİ BURSA - Uludağ Mılh Parkı'nın yaklaşık yüzde 52'sini ımara açan Bur- sa Uludağ Kış Sporlan Turizm Mer- kezi'nın iptaline ılışkın açılan davanın bilirkişi raporu tamamlandı. ODTL' öğretim üyeleri Prof. Dr. DuranTarak- h. Prof. Dr. AliTürelve Doç. Dr. Bay- kanGünay ın hazırladıklan raporun so- nuç bölümünde. "Bu da\a konusunda şehircilik ilkeleri değil, doğal çe\re \e milli parktasanmıükeleri sözkonusu- dur. Bu açıdan turizm merkezi karan uygun bulunmamışnr. Özellikle yasal olarakgerekenÇe\reselEtki Değerlen- dirmesi(ÇED) yapdmadan konuyayal- nızca kayak işlevi açısından bakılması doğru değüdir veşimdiden probiemler yaratmıştır'' denıldi. Mutlak koruma Raporda. dünya ölçeginde milli park- lann planlanmasında temel yaklaşı- mın artık "mutlak koruma"ya dön- düğü anımsatılarak şöyle denıldi: "Do- ğal kaynak olduğu gibi korunmah. Flo- ra ve fauna kendi dengeleri içinde ya- şamlannı sürdürmelidir. Bunun sonu- cundadinlence işlevi yerini mutlak ko- rumaya bırakmau, yabancı hayab ön plana çıkanlnıalıdır. Yapdğumz değer- lendirmelere göre turizm merkezi ka- ran yalnı/ca doğayı zedeleyen pist ve mekanik tesislerle kalmayacak. çok miktarda yapılaşmaya neden olacak- ür. Bu uygulamanın Uludağ Milli Par- kı'nıolurnjsuz etkflemesi kaçmümazdırT TurgutÖzal döneminintuzak yasa- lanndan sayılan Turizmi Teşvik Yasa- sı'nın yanlışlannı da ortaya koyan bi- lirkişi raporunda, milli parklarla ilgi- li kararın, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu'na göre alınması da önerili- yor. BUMLAP. E Ç Î M U E R E Sfl/ASET Rl£"TlRM ÎSTÎVÖRLfiR. Prof. Dr. Hasan ilkova 'Şişmanlık kronik bir hastalık' e-posta : tan (a prizma. net. tr İstanbul Haber Senisi - Şişmanlıgın yok edilmesi ge- reken bir estetik sorun olma- dığı. yaşam boyu devam eden bırhastalık olduğu vmgulan- dı. Cerrahpaşa Tıp Fakülte- si Diyabet ve Metabolızma Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ha- san tlkova. şişmanlıgın ya- şam boyu devam ettiğinin unutulmamasmı ıste>erek "Bu nedenle kısa zamanda kAnvrilmesisağlıklıdcğikür" dedı. Knoll Alman Firması tara- fından düzenlenen "Obezi- te" konulu toplantı Four Se- asons Oteli'ndeyapıldı. Top- lantıda şişmanlıgın kronik bir hastalık oldugunu vurgu- layan Prof. Hasan tlkova. has- talığm en önemli nedenini yaşam şekli olduğuna dikkat çekti. Kilo arttıkça kişilerin yaşam kalitesinin düştüğü- nü ifade eden İlkova, vücut kıtle indeksinin ağırlığın bo- >un karesine bölünerek he- saplandıgını belirtti. Dünya Saglık Orgütü'nün kriterle- rine göre, sonuç 25' in üstün- deyse kişi kilolu. 30'un üs- tündeyse şişman olarak kabul cdüiyor. Prof. tlkova. şişman- lıgın neden olduğu hastahk- lan şöyle sıraladı: "Yüksek tansiyon. kalpdamar sistemi hastalıklan, kan yağlanıun bozukluğu, beyin damarla- nndasorun,tip-2 rü> abet, uy- kudasolukdu rmalan.ekiem bnzukluklaru mide-bağırsak sistemi bozukluklan, adette düzensizlik. infertilite.r Sadece zayıflamanın ye- terli olmadığını da kaydeden Hasan İlkova, "Şismanhk ya- şam boyu tedavi edilmesi ge- reken bir hastalık. Hastayı 5 kflozayrâannca buonu tatmin etmiyor. Ama bu kadarzayıf- lama bile bazı hastalıklann önlenmesindeetkfli" diye ko- nuştu. Her liseden bir öğrenci başvurabîliyor Felsefe Olimpiyatı 14 Mart'ta yapılacak İstanbul Haber Servisi - Liselerarası 3. Ulusal Felsefe Olimpiyatı, Türkiye genelindekı yedi merkezde 14 Mart pa- zar günü gerçekleştinlecek. Her liseden bir öğrencinin başvura- bileceği olimpiyatın Istanbul'daki ev sahipliğini Kültür Koleji yapacak. İstanbul, Ankara. Izmir, Antalya, Samsun, Urfa ve Tarsus'ta gerçekleş- tinlecek olimpiyatta, 10.00-14.00 saat- leri arasmda fılozoflardan yapılan alın- tılann yorumlanacağı bır sınav yapıla- cak. Sınavnn ardından 15.30-17.00 sa- atleri arasında öğrencilerin ve felsefe- cilenn katılacağı bir söyleşi düzenlene- cek. Sınavdan sonra her merkezde oluş- turulacak komisyonlann seçeceği me- tinler, Türkiye Felsefe Kurumu bünye- sinde olusturulan komitece değerlendi- rilecek. Olimpiyata bu yıl Istanbul'dan katı- lacak öğrencilerin ısımlennın. 10 Mart günü saat 16.00'ya kadar Özel Kültür Koleji Felsefe öğretmenı Ayla Aktaş'a 560 47 78 numaralı telefondan bıldiril- mesi gerekiyor. Elmalı Definesi' Kültür Bakanlığı'ndan William Koch'a rozet ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür Bakanı ts- temihan Talay. Antalya'nın Elmalı ilçesinden 1984yılm- da kaçınlan antik gümüş sik- keler ile Sıvas Divriği Ulu Camii'ne ait 5 panelin yur- da getirilmesinin, 'Türki- ye'nüı her koşulda kendi hak- lannı, kültürel variık ve de- ğeıierini koruyacağı gerçeği- niortavaçıkardığınf söyle- di. Talay, Elmalı sikkelerini yurtdışına satan İbrahim Başbuğ'un avukatlıgmı, o dönem. şimdi CHP lideri olan DenizBaykal'ın üstlen- diğine işaret ederek "Ulke- yi yönetmegörevini üstlenen kişilerin kaçakçılann avu- katlığını üstienmeleri hjç de hoş bir şe> değüdir" dedi. Kültür Bakanı îstemihan Talay dün düzenlediği basın toplantısında. yurtdışına ka- çınlan 1900 adet sikkenin 1661"inin davalının elinde bulunduğunu, kalanmın ise diğer şahıslar tarafmdan sa- tıldığını ya da armağan edil- diğinı belirtti. Talay, dava ile ilgili tüm bilgi ve gelişmelerin 16 Şu- bat 1998 tarihli Bakanlar Ku- rulu toplantısında görüşüle- rek, sikkelerin uzlaşma yo- luyla geri alınması için ge- rekli çalışmalann yapılma- sı konusunda bakanhğına yetki verildiğıni anımsattı. Talay. sikkeleri kendi is- teği ile yalnızca koruma ve benzeri giderleri almak yo- luyla iyı koşullarda geri ve- ren ABD'lı işadamı VV'illi- am Koch'a bugün (dün) ba- kanlık yetkilileri tarafmdan bir rozet venleceğıni kay- detti. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN 'Besle Kargayı, Oysun Gözünü!...' Hangimiz bilmiyor? 'Genç' Cumhuriyet'in, 'ışa- damı' üreten 'kuluçka makinesi', İş Bankası ol- muştu: biri nisbeten 'sivil', öbürü daha çok 'otoriter', sonraki ikı 'Atatürkçülük'ün de, doğma sebebi! Inö- nü/Peker 'takımı', otoriter devlet kapitalızmı anlayı- şıyla, 30'lu yıllarda hüküm süren 'totalıterliğe'yakın sayılıriardı; Bayar, Şükrü Kaya, Dr. Aras 'takımı', da- ha gevşek ve 'sivil' bır 'lıberalliğe'! Ikisi de, Müdafaa-i Hukuk Doktrini'nin 'ozledi- ği' Mazlum Millet kalkınmasına uygun sayılamazdı; sonrakiyıllann 'tatbikatı', bunu göstermiştir Gâzi'nin vefatmı müteâkip, o iki 'Atatürkçülük'ün ikisi de, -ön- ce Ismet Paşa, sonra Celâl bey- tasariadıklan 'kal- kınma ' politikalannı uygulama imkânını, buldular ne- resinden bakılsa, 1938/1950 dönemi ('40 Karanlı- ğı 1 ), handiyse 'totaliter 1 , birdevlet kapitalistliği olmuş- tu; 1950/1960 dönemiyse, 'bağımlı' bir liberallikle, yanlış bir 'Küçük Amerika' rüyası! Oysa Celâl bey, iktisat Vekili iken, palazlandırma- ya uğraştığı 'sera burjuvazisi'nln ne 'mal' oldugunu bilmiyor muydu? Bakınız, 1936'da, Endüstri Kong- resi'nde, ondan nasıl yakınmıştır. "...eğersadece memleketin sanayileşmesini ve milletin muhtaç olduğu reiahı, bazı hususi te- şebbüslere ve bu teşebbüslerin dayandığı ser- mayeye bırakmak lâzım gelirse lâakal (en az) iki asır daha intizar (beklemek) devresi geçirmek- liğimiz lâzımdır. Hususi teşebbüs nedir? Hususi teşebbüse nasıl revaç vermek lâzım gelecek- tir?.." "..Açık söylememe müsaadenizi rica edece- ğim. Gördük ki bunlar üç kısma aynlıyoıiar. Bi- rinci kısım, muayyen sahalarda yerieşmeyi, mün- hasıran kendi zaviyelerinden (açılarından) kâıiı gören, yabancı sermayeye paravanlık edenler- dir..." "...ikinci kısım hükümet her yerde fabrika te- sisini arzu ediyor, biz bugün müsait görülen bir saha için müsaade alalım, bir sermâye gibi eli- mizde bulunsun, üzerinde spekülâsyon yapalım düşüncesini güdenlerdir..." "...üçüncü kısım ise, memieketin ulusal eko- nomi icaplan nazara alınmaksızın, büyük alâka- stnı ve devletin yüksek himâye tedbirierini, ken- di şahsi ve gündelik menfaatleri için istisman (sömürmeyi) düşünenlerdir..." (Türkiye'nin Düze- ni\ s. 192. Bilgi Yayınevı. 1968.) Yanm yiizyıl sonra, Türkiye'de 'hususi (özel) te- şebbûs' çok mu farklı bir manzara arz ediyor? Ağır- lık, 'üçüncüfas/m'müteşebbislerdedır;'birincikısım' son yirmi beş yıldır, yabani sarmaşıklar gibi Türkiye ekonomisini sardı; spekülâsyon erbabına gelince, hemen her sahada, cirit oynatıyor. Özel sektör" devleti kemiriyor'... Oysa, Gâzi'nin büyük sezgisiyle destek çıktığı 'Kadro'nun 'Ulusal Sol' devletçiliği, ekonomik kalkınmayı böyle mi öngörmüştü? Hayır! Doğan Av- cıoğlu, Yön'de savunduğu 'Kadro'yu. 'Türkiye'nin Düzeni'nde de 'değeriendirir'; hem 'aklın yolu ö/r'dir, ondan; hem de, 'şahsi ve gündelik menfaatlerinı' değil, ülkesinin geîeceğini düşünenler, başkatürlü- sünü yapamaz. onun için! "...Kadrocular'a göre devletçilik millî kurtuluş savaşı veren ülkelere özgü, sınıf tezatlarını tas- fiye edici, fakat sosyalizm ve kapitalizmden ay- n, bir üçüncü yoldur. Bu sistemde geniş bir dev- let sektörü bulunacak ve devlet, millî iktisadiyâ- tn kumanda manivelâlannı elinde tutacaktır. Ozel sektör, ancak teknik ve sermâyeyeteriiliğine sa- hip olduğu takdirde ve ptan disiplinine uymak şar- tyta, bu sistemde yer alacaktır. Kalkınma, bütün ekonomiyi kapsayan bir plan çerçevesinde yü- rütülecektir..." "...o zaman için değerli birçok görüşler orta- ya atan Kadrocular'ın zaafı, devleti sınrflann üs- tünde kudretli bir otorite olarak düşünür görün- meleridir. Halbuki sınıf tezatlanmn henüz çok fazla gelişmediği 1930 yıllannda dahi, büyük top- rak sahipleriyle ittrfak halindeki kaprtalist sınıf, yine de küçümsenemeyecek bir güçtü. Adına is- ter liberalizm. ister devletçilik denilsin, ekonomi politikasını kendi çıkartan yönünde etkileyebil- mekteydi. Nrtekim bu güçler, az sayıda aydına hi- tap eden Kadro'nun fikir ptanındakifaaliyetine da- hi tahammül edememişlerve onu susturmuşlar- dır..." (Aynı eser, s. 214) lyi de, acaba kendılerine mahsus bir faaliyet sa- hası saydıklan ekonomide. gerekli başanyı göstere- biliyorlar mı? Yön'de bu konu uzun uzun işlenir. Evet, bir burjuvazi ortaya çıkmtştır ama, nasıl bir burjuva- zidir bu? 'Millî bir bun'uvazi' mi? Doğan Avcıoğlu şöyle yazıyor. "...bu burjuvazi, sanayide öncülük yapamadı- ğı gibi, toprak ağasına karşı köylüyle birleşerek, tarım alanında ilerici bir rol oynayamamaktadır. Bun'uvazi, toprak ağasıyla işbiriiği yaparak, sos- yal gelişmeyi önlemekte çıkan olan, statükocu kuvvetlerin safında yer almaktadır..." (Yön, 12 Ey- lül 1962). Aynı konuyu tartışan Mümtaz Sosyal ise, günü- müzde birer kehanet sayılabilecek şu satırtan kale- me almıştır. "...(Özel teşebbüs) Türk toplumunun demok- rasi ve huzur içinde kalkınma bakımından tek ümi- di olan devletçiliği kemirmekle meşguldür. Bu- güne kadar devlet sayesinde bir şeyler yapan sa- nayici, artık devletin elindekileri almak veya en azından devletten pay kazanmak sevdasındadır. 'Türkler ticaret yapamaz' sözünün aksini ispat edebilmek için her türlü teşviki görmüş olan it- hâlatçı, şimdi, Osmanlı bezirgânlannın artklany- la el ele vermiş ve ithâlata yüzde yüz sahip çık- maya başlamıştır. Bunun anlamı, devlet kurum- lannın ihtiyâcını karşılamak amacıyla yapılacak ithalat için, hazine kasalanndan şuna buna yüz- de 25 veya daha fazla haraç vermekten başka bir şey değildir. Zaten Türkiye'nin özel teşebbü- sü teşviki, 'besle kargayı oysun gözünü' hikâye- sinden ibarettir..." (Yön. 25 Temmuz 1962). Milliyetçi' kime derler? I" Iginçdanodurki, Yön'ün kadrosunda, Kadro'nun beyni Şevket Süreyya da yazar, sahibi Yakup Kadri de görünür: bu. 'Ulusal solculuğun' devamı- dır. Niyazi Berkes, Mümtaz Soysal, llhan Selçuk, llhâmi Soysal, Çetin Altan, Taner Timur, A. Taner Kışlalı, Fethi Nâci, Mehmed Kemal ve daha kim- ler ve kimler, o genış yelpazenin çeşitli köşelerinde yeralmışlardı. Derginin en büyük özelliği, yeni bir 'tan- zimat alafrangalığının', 'Küçük Amerika olmak' rü- yasıyla, devreye sokulduğu bir tarihte; 'Kemalist Sol'un 'milliyetçiliğini' gündeme getirmek; üstelik bunu, Müdafaa-i Hukuk günlerinin. 'Mazlum Mil- letler' Entemasyonalı çerçevesinde yapmaktı. Bilir misiniz Doğan Avcıoğlu, dergısınde 'Milli- yetçiliği' nasıl tanımlamıştı? 'Milliyetçi, iç ve dış ka- pitalizm karşısına dikilen insandır1 (Yön, 26 Şu- bat 1965). Sizce bu, 'istiklâl-i tam' ilkesi değil midir? http:// www. prizma.net. tr/ AILHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle