Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
• MART 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ABD Elmalı'dankaçınlan 2000 antikgümüş sikkeden oluşan kültür hazinesini Türkiye 'ye verdi
Yüzyılaı Definesi yurduııa dönüyorÖZGENACAR
VVASHtNGTON - "Cumhuriyet"
Anadolu'nun tanhsel ve kültürel mıra-
sının korunması mücadelesinde bir dev
başanya daha ımza attı. Antalya-Elma-
lı'dan 1984 yıhnda kaçınlan, yaklaşık
2000 kadar antik gümüş sikkeden olu-
şan "Yüzyıhn Definesi" Türkiye'ye ge-
ri geliyor. Defineyı, ehnde bulunduran
ABD'nın en zengin 200 adamından bı-
ri olan \\Tlfiam Koch ve ıkı ortağı, 10
yıldır süren mahkeme sonucunu bekle-
meden pes ettıklenni, Kültür Bakanı İs-
temihan Talay'a resmen bıldirdıler. Ge-
n verilış ıle ilgılı toplantı dün Washing-
ton'da Türk Büyükelçiliği'nde yapıldı.
25-30 mılyon dolar değerindekı def ine
nisan başmda güvenlık önlemlen altın-
da Türkiye'ye göndenlecek.
Öykümüz yağmurlu günler sonrasın-
da Elmalı'da başladı. Elmalı'da, 13 ya-
şından ben define arayan otel sahıbi Ib-
rahim Başbuğ'un metal dedektörü bo-
zuldu. Antalya'da TV tamircisi Bayram
Sungur'a götürdü Tamırcı, kendısının
Hong-Kong'dan getirdıği "entegredev-
re"ler ile metal dedektöryaptığını söy-
ledi. Onaracağı Başbuğ'unkı ile bırlik-
te her ikisini de deneme önerisinde bu-
lundu.
18 Nisan 1984'te ıkı kafadar. ıki me-
tal dedektörle Elmalı'ya. oradan da 10
km uzaklıktaki Bayındır köyüne gitti-
ler. Denemelerden herhangi bir sonuç
alamadılar Köyde tek arabasahibı olan
Muhtar Ahmet Ali Şentürk'ten kendi-
lerini Elmalı'ya bırakmalannı ıstediler.
Yolda konu açıldı. Zaman zaman ok uç-
lan bulduğunu söyleyen muhtann tar-
Iasına gitmeye karar verdiler.
ancak 4 milyon lsviçre Frankı verdi.
De\ reye uluslararası kurt kaçakçı Ro-
bertHecbtgirdi, onunla da anlaşılama-
dı. Bu arada Nevzat Tellı, danışmanı
Harvard Ünıversıtesi mezunu arkeolog
Jeffrey Spier'ı devreye soktu. O da sı-
mf arkadâşı ve New York'ta Türkhükü-
metının Mali Danışmanlığı 'nı da yapan
Lazard Freres Fırması'nın ortaklann-
dan Jonathan Kagan'dan yardım ıste-
dı. O günlerde, ABD'nin en zengin 200
adamından bın olan Wılliam Koch,
Nevı York'ta dev bir bronz heykel satın
almak istıyordu. Koch ve Kagan ara-
smdaki bağlantı ıle zengin ışadamı bu
defmeye yönlendırildı.
Boston Güzel Sanatlar Müzesi'nin
yöneticilerinden ve Türk kaçakçılan-
nın koruyucusu Cornetthıs Venmıkde-
fınenın "özgün" olduğuna ilişkin bırra-
por verdı. Koch ve ikı ortağı ılk aşama-
da 1680 sikkeyi 1.663.000 dolara satın
aldı.
Ahcılar, saocılann bazı sikkeleri ken-
dılennden sakladıklannı öğrenince
Boston'da mahkemeye verdiler. Bunun
üzenne ikıncı aşamada "Türkfcr", 66
sikkeyi 1.03 7.000 dolara satmak zorun-
da kaldılar. Koch'un ödediği fatura 2.7
mıryon dolara ulaştı. Koch, defineyi
elektronik şıfrelı çelik kasaya kilitledi.
Halen defineden 150-200 sikkenin ne-
rede olduğu bılınmiyor.
'Ibram abine
bunu nasıl yaparsın?'
Bu işler olurken, üç ortak paylanna
düşen 70'er mılyon lirayla çeşitli işler
yaparlar. "Muhtar", ürkmüş, harcama-
ilk kez duydugum bu olay üzerine An- •
talya'ya gıderek tüm yetkilı-yetkisiz,
sanık-suç ortağı, müzecilerle konuş-
tum. Bu konuda engin bilgi sahibi olup
mesleklerini yapmayan ıki arkeolog ve
nümızmat Seîçuk Gür ve AH Ünsal Öz-
çakır'ın btrikımlerinden büyük ölçüde
yararlandım. Elmalı mahkeme dosyala-
nnı inceledim.
Seytan Üçgenl
Türkiye'deki tüm bilgiler Münih'te
Edip Telli'de noktalanıyordu. Define-
nın o noktadan sonra kimde olduğu, ki-
me satıldığı, topluca mı, perakende mi
satıldığına ilişkin en ufak bir ipucu yok-
tu Sanki, define yeryanlmışiçinegir-
mış ya da Atlantiği gecerken Okya-
nus'ta "Şeytuı Üçgen"nde kaybolmuş-
tu. Bundan sonra ne olduğunu resmen
hiç kımse bılmıyordu. Aralık 1986'da
gittiğim New York'ta araştırmalanmı
orada sürdürmeye başladım. Çeşitli sik-
ke fuarlanna katıldım.
Tüm sikke müzayedelerini izledim.
Defınedeki sıkkelerin nasıl olduklan
hakkında çeşitli kitaplar ve müzayede
kataloglannt inceledim. Aradan bir yıl
geçmiş, en ufak bir ipucu dahi elde ede-
memiştim.
1989 yılının sonuna doğru bir gün,
New York'taki büroma, dünyanın en
önemli sikkecilik kuruluşu olan Ame-
rican Numismatic Society'nin (ANS)
"Günej Türkiye'de bulunmuş bir de-
gerii defineden bazılannın incelenmek
üz*reANS'ye«lüııçverdigini"bıldıren
bir haber bültenı ulaştı. "Defmenin sa-
hibi Bostonhı işadamı VVilliam Koch'a
Tarlhl vınlama
Başbuğ. Sungur'un yaptığı de-
dektörü denerken Sungur ve Şen-
türk de ekmek-domates yemeğe
başladılar. Başbuğ gerecı çalıştıra-
lı daha bir dakika dolmamıştı ki
bir vınlama sesi ortahğı kapladı.
Ötekiler de sesin geldi ğı yere koş-
tu. Ellen ve ayaklan ile kazdıkla-
nnda, rraktörpuiluğunun parçala-
dığı bir küp ıçinde. yüzeyden bir
kanş derinlikte, yaklaşık 2000 ka-
dar. çıl çıl antik gümüş sıkke bul-
dular. Bazılan, sadece çamurlan-
mıştı. Çoğu ilk günkü gıbiydi...
Muhtar, restTOgerevımaremsa-
• mış olacak kı "Hadi buıüan kay-
makamkğa götüreHm1
" dedi. Öte-
kılerınin baskısı ıle Başbuğ'un
evıne yöneldiler. Başbuğ'un an-
nesi ve kız kardeşı Aylaplastık le-
ğen içinde defineyı güzelce yıka-
yıp çamurlanndan anndırdılar.
Sikkeleri tek tek saydılar. lri bir
sikke, "gözhakkı" olarak Ayla'ya.
bıraz daha küçügü anneye verildi.
O anda bir tarihi aydınlattıklannı
ve yok etme yolunda olduklannın
farkında değıllerdi. Bulduklan
sikkeler neydi? Para eder miydi?
Ederse ne kadardı? Kıme. nasıl sa-
tabilırlerdı? Pazarlamak ıçın kla-
sık "sondaj" yöntemme başvur-
dular. Içlerinden bir avuç sikkeyi
seçip, Antalya'nın eskı kaçakçı-
lanndan kuyumcu Mehmet Ata-
niş'e götürdüler. Altıniş, daha son-
raki ifadesinde söyledığıne göre
iki Likya sıkkesini tanesi 60 bin li-
radan (o günkü 145 dolar) satın
aldı. Bundan sonra iki kafadar, Al-
tıniş'ten aldıklan parayı harçlık
yapıp Kapalıçarşı'nın yolunu tut-
tu, ellenndeki örnekleri bazı kişi-
lere gösterip, Antalya'ya gelip de-
finenın tümunü görmelerini öner-
di. Bazı kışıler Antalya'ya geldi.
Ancak Kapalıçarşı'nın kurt ka-
çakçısı (Küçük) Fuat Aydıner,
ötekilerini devreden çıkarma ba-
şansını gösterdı. Önceden define-
den seçtıği Makedonya stkkele-
rinden 75'inı kendi adına 30 mil-
yon liraya (89 bin dolar) kapattı.
Bundan kimseye söz edılmemesi-
ni ıstedı. Ne var ki, definenın tü-
münü alacak parası yoktu.
Küçük Fuat, kendisi gıbi Sürya-
ni olan patronu (Büyük) Fuat Üzül-
mez'e haber saldı. Ardından o günün
620 bin dolannın karşılığı olan 210 mil-
yon lira kadar bir para ödeyerek defi-
neyi satın aldı. Defineyı. emekli bir ha-
nta binbaşısı ve eski eser kaçakçısı Ra-
sim Gümüş. albay ünıforması giyerek
kullandığı bir özel araba ile lstanbul'a
taşıyıp "kurye parası''nı cebine koydu.
Defıne EdipTeİIi'ye 450 milyon liradan
(1.3 milyon dolar) devredildi. Bir rakip
ihbanndan çekindiklen ıçın, sadece ka-
zançta-zararda ortaklığı öngören, buz
üzerine yazılı, geçici bir "ortakhk" ku-
ruldu. Münih'te Fuat Üzülmez, Edip
Telli, Londra'da Ne^-zat Telli ve îstan-
bul'da (şu andayurtdışında kaçak oldu-
ğu söylenen Dilson Otelı'nin sahibi ün-
lü eski eser kaçakçısı) Nihat Kolaşm,
Fuat Aydıner ortakoldular. Olaydan ha-
beri olan ünlü kaçakçı Metin Özfaarat
gıbi çeşitli kişilere de sus payı ödendi.
BankLeu'nun çellkkasası
Daha sonradefine yurtdışına kaçınl-
dı. Zürih'te bu işlerin karargâhı olan
Bank Leu'nun özel güvenilır kasalan-
na konuldu. Definevi ilk gören banka-
run antik sikkeler sorumlusu SilviaHur-
ter oldu. "Türkter*, 1850 kadar sıkke
için 4 milyon dolar istedı. "Hurter'".
Define neden önemli?
1Ö 465 yıllartndan kısa
bir süre öncesine
tarıhlenen sıkkelerin
bulunduğu bu defmeye
aynı zamanda "Yüıyılın
Deflnesi" denmesinın
nedeni de şu noktalardan
kaynakiamyor: 1.
Pers lerin önce Anadolu,
ardından Yunamstan 'ı
istıla etmeleh üzerine
h£ige Jayısındaki tüm km
İetttleri o günkü NATO
denilebilecek bir askeri
bırlik oluşturmuş. kendi
bastıklan gümüş sikkeleri
varlıklan ıle orantıh
katılım payı olarak bu
btrliğe vermişlerdi. Bu
definede söz konusu
birliğe üye tüm kent
devletlerın o tarihte
bastıklan sıkkelerden
degişik örnekler
bulunuyor. Define. degil
bugün o günün tanhsel
ortamı içinde dahi
önemli ve eşsı: bir sikke
koleksıyonundan
olusuyor. 2. Perslerin
Yüzyılın kaçakçılığı
f f
çıttm )*ıı ••' ı nr f\-
^^ En kûrlıyatınm oldu z~
20 Haziran 1988 tarihli Cumhuriyet Gazetesi
yenılgisinden sonra Atina'dabu
zaferin anısı içın, az savıda "deka
drahmi (ondrahmi) " -günümüzdeki
anı paraları gibi-, basümıştı Günlük
kuilanıma gırmeyen bu sikkelerden
günümüze ancak 7 tane ulaştı
Bunlardan yedincisı 1974 yıhnda
lsviçre de bir müzayedede Yunan
hükümeti ktran kıran mücadeleyle
tarihinin bu önemli belgesini 275 bin
dolara bir özel koleksiyoncuya
kaptınnca, ditnya antıka sikke rekoru
da kırılmıştı. Elmalı Definesi 'nde bu
deka drahmi sıkkelerinden 14 tane
bulunuyor Elmalı Definesi 'nin ana
grubundan ayrılan bir deka drahmi,
"Çarkı Felek " varışma programını
yaratan Amenkalı TVyapımcısı Merv
Griffîn 'e 600 bin dolara sattldı. Bu
±alışla dünya antika sikke rekoru da
yeniden kırıldı. Bu defmeye Batı da
"Dekadrahmi Definesi" de denıliyor
3. Definede, başkenti Fethiye
yakınlanndaki Xanthos olan Likya da
basılmış bini aşkın degişik sikkenin
varhğı biliniyor. Uzmanlar, definedekı
Likya sikkeleri arasında daha önceden
bilınmeyen çeşitli Likya
hanedanlanmn varlığım saptamakla
kalmadılar, henüz tam okunamayan
Likya dili konusunda da önemli
ipuçlan elde ettiler. Definenin
Perslerle savaşan bir komutamn
"savaş kasası" olduğu, her askerin
yaptıgı gibi savaş öncesinde gömdügü,
ancak savaşırken öldügü, yerini de
başkasına bildirmedigi ıçin 18 Nisan
1984 tarihine kadar toprak altında
kaldığı sanılıyor. Bu göriişii iki verı de
dogruluyor Birincisi yörede bolca ok
ve mızrak ucu çıktıgı, ikincisi ise karşı
bir tepede bu olaydan 10-15 yıl önce
bir Pers Definesi 'nin bulunduğu ve
yurtdışına kaçırıldıgı biliniyor.
yıpsamanhktasaklamıştır "Televizyon-
cn" daıre aldığı tstanbul'a göç etmıştir
•'Otelci" ise Antalya barlanrun altını üs-
tüne getirmektedır. Kasım 1984'te ma-
h polisin dikkatını barlarda olağanüstü
para harcayan bir adam çeker. Oraeğin,
bu kişi gıttiği bır gece kulübünde hesap
100 bin lira geldığınde garsona "Oğ-
hım, tbram abine 100 binlik hesap geti-
riür mi? Gh 200 binlik hesap getir" de-
mektedır. Yedi ay sonra definenin ko-
kusu buram buram çıkmaya başlar. Bir
operasyonla sanıklar yaklanır, tbrahım
kaçar.
Ötekiler hapse gırer, daha sonra 1b-
rahimdeteslimolur. Ibrahım Başbuğ'u
Yargıtay'da a\ıakat olarak CHP Genel
Başkanı Deniz Bavkal savundu, davayı
kaybetti. Koch'un avukatlan Baykal'ın
sa\r
unmasmı ınceledıler, ancak Bos-
ton'da dikkate alma gereğini duymadı-
lar.
Antalya Poltsi, Genel Müdürlüge:
Genel Müdürlük. Uluslararası Polis Or-
gütü Interpol'e ola> ı ıletir. Kırmızı bül-
tenle yurtdışındakı ortaklann yakalan-
ması ve definenin bulunması ıstenır.
Tarih 20 Mayıs 1986'ya geldığinde
hazinenin kimde olduğu bilinmemekte-
dir. Türk hükümeti "faiB mechul" ben-
zeri uygulama ile dosyayı rafa kaldınr.
O gün Ankara'dakı bır sempozyumda
(58) katJasından dolayı" teşekkür edili-
yordu. O anda artık hedef belli olmuş-
tu. Günlerce William Koch'un kım ol-
duğunu araştırdım. Hatta Boston Güzel
Sanatlar Müzesi'nin "1 numarah ha-
nüsi" olan bu kişinin müzedeki dosya-
sını bıle, "iade kaydryia 48 saaöigme"
ve gizlıce New York'a getirtip, incele-
me olanağını buldum.
Araştırmalanm bir altı ay daha sür-
dü. Nisan 1988'de Los Angeles'da Nu-
mismatic Fine Arts (NFA) müzayede-
sınin kataloğunda defineden 10 sikke
belirledim. Anlaşılan Koch, yeterince
bekledikten. Türklenn olayı unuttukla-
nna ınandığım sandıktan, beğendiği
sikkeleri de kendıne ayırdıktan sonra
satışa başlamıştı. Su üstüne ilk çıkan
bu 10 sikkeyi duyurduğum New York
ve Los Angeles başkonsolosluklannın
ve Türk hükümetinin avukatlan yerin-
de müdahaleleri ile Türkiye'ye kazan-
dırdılar.
Los Angeles'ın en zengin adamlann-
dan. çeşitli şirketlerinın yanı sıra, bir
buz hokey kulübü ile NFA'nın sahibi ve
"Sikke Imparatoru" olarak tanınan
Bnıce McNall 3-4 yıl sonra ıflas etti.
Cezaevine girmeden önce Wall Street
Journal gazetesine verdiği bir demeçte
"Türk gazeteci Mr. Acar'ın sahneve çı-
ktşından sonra şansımdöndü" dedi Ar-
dından 3 sikke de Bank Leu'dan getiril-
di. Böylece, deftnenın bütünlüğünü
sağlamak amacıyla sabırlatek satır yaz-
madan bekledim.
Sikkelerin Türk hükümetince polis
zoruyla gen ahndığını görenler bu sik-
kelere el sürmemeye, Koch'tan satmak
üzere sikke alanlar da bunlan geri ver-
meye başladılar. Koch o anda defıneyi
atsa atamıyor, satsa satamıyordu. Ola-
yı önce "Cumhuriyet" haziran-tem-
muz'da iki aşamada yayımladı. Ameri-
kan Connoısseur dergısıne Temmuz
1988'de kapak oldu. Sikkecilik dünya-
sma sankı bir nükleer bomba düşmüş-
tü. "Yüzyıhn Definesi"nden edinmek
ısteyenler. alışverişinı düşünenler, mü-
zeler, özel koleksiyoncular şaşkınlık
içindeydiler.
Bu yayından sonra TRT adına bir ha-
ber programı \çin gittiğim bir sikkeci-
lik fuannda çekim yaptığımız video ka-
setine el konulmuş. yaka paça dışan
atılmıştım. Koch, Mark Nazer adlı
Mossad'dan aynlma bir elektronik uz-
manını peşime takarak ev telefonumu
dinletmış, benım "Türk hükümetinin
casusu" olduğumu yaymış, aleyhimde
Amerikan dergılerinde yazılar yayım-
latmıştı.
TOrtclye dava açıyor
Aralık 1989'da Türk hükümeti, Bos-
ton'da Federal Mahkeme'de Koch ve or-
taklannı dava etti. Ük duruşmaya Tür-
kiye üç avukatla, Koch 20 avukatla ka-
tıldı. Bu farkı ilk bakışta gören yargıç
av-ukatlar ordusuna dönüp "Gaüba siz-
ler Amerika'ıun en zengin adamlann-
dan Koch'u temsil ediyorsunuz"
demek gereğini duymuştu.
Koch'un avukatlan, "zamanaşı-
mr, "Türk hükümetinin ihnulde
bulunması veözen göstermemesi"
gıbi gerekçelerle Türkıye'nın da-
va dilekçesının reddini istediler.
Her sefennde çeşitli bahaneler uy-
durdular. Dokuzyıl süren bu çetin
sinir savaşında avukatlann amacı-
nın davayı kazanmak değil,
Koch'tan biraz daha fazla para ko-
parmak oldugunu herkes biliyor-
du. Yargıç, öncekı yıl verdiği ara
kararla Türk hükümetinin dava dı-
lekçesinı kabul etti. Aynca.
Koch'un bu defineyi Türk sikke
uzmanlanna göstermesi gerektı-
ğine de hükmettı. Kxnm Haainesı
Davası'nda olduğu gibi ara karar
Türkiye için dev bir başanydı. 8
Mart'tajüri önünde Boston'da yar-
gilamaya geçilecekti.
Koch, New York Times ve Bos-
ton Globe gazetelerine öncekı ay
verdiği bir demeçte "Bu işe bulaş-
maktan duyduğu pişmanlığı"
açıkladı. Bu açıklama, Karun Ha-
zinesi'nde New York Metropoli-
tan Müzesi'nin yaptığı gıbi
Koch'un da dava sonucunu bekle-
meden Türkiye'ye defineyi geri
vereceğının bir göstergesı oldu.
Nitekim, Koch'un avukatlan Türk
hükümetinin avukatlan ıle bu yo-
lun kapısını açtılar. Görüşmelen
bizzat Kültür Bakanı îstemihan
Talay yürüttü.
Defıne ile ilgili olarak dün Was-
hington'da yapılan toplantıda Türk
Büyükelçisi Baki bldn, defineyi
geri verme karanndan dolayı, Wil-
liam Koch'a simgesel bır onur ro-
zetı taktı. Toplantıda, bakanlığı
Anıtlar ve Müzeler Genel Müdü-
rü Kenan Yurttagül temsil edecek.
Define ise özel güvenlık önlem-
leri altında nisan başında Türkı-
ye'ye gen getirilecek. Mustafa
Balbaj'ın dediği gibi "Elmalı De-
finesi el-mafa otanaktan" kurtula-
cak. Bu olaydan sonra Edip Telli,
Mühih'teki antika galensini kapat-
mak zorunda kaldı. Sabıkalı uyuş-
tuîucu kaçakçısı olan kardeşi Nev-
zat Telli'yi ise Ingiliz gümrükçü-
leri bir yanş atı römorkunun taba-
nında tngiltere'ye 92 kilo eroin
sokmak suçundan yakalayıp hap-
se koydular.
Anvmsayacaksınız. Ibrahim Baş-
buğ'un kız kardeşi Ayla'ya defineyi yı-
kadığı için. en değerlı sikke olan "Ati-
na Deka Drahmisi(10 Drahmi)
n
den bı-
n "göz hakla" olarak venlmişti. Bu sik-
ke daha sonra Elmah'nın ünlü kaçakçı-
sı Hasan Sanbaş'a sattldı. O da yanına
bir başka kaçakçı Abdolgani Hûzme-
li'yı alarak New York'a götürdü. Sikke-
yi sattvklan ünlü emlak komısyoncusu,
antikacı ve koleksıyoncu Jonathan Ro-
sen. daha sonra olayı bana özetle şöyle
anlatacaktı "Bir gün Arapça konuşan
bir adam yanmda bir başkası ile büro-
ma geldi. Bir sikke satmak istedikterini
söytedi.Göstermeteriniiste\ince,\anın-
daki adam boynundaki muskadan sik-
keyi çıkanp gösterdi. Bu bir Atina deka
drahmisi>di. Çilçildi. 225 bin dolara an-
laşük. İmzaladığım çeki alıp gittiklerin-
de, ola>a tanık olan babam, bir sikkeye
225 dolar vermeme çok kızdL 'Aptal'
olduğumu sö>ledi. Altı av sonraaynı sik-
keyi babamın yanında, bir başkasına
275 bin dolara satarak 50 bin dolar ka-
zandım. Babama 'Bak oğlun aptal de-
ğılmış1
' dedim. Oda'Busenin aptal ol-
madığını değıl, senden de aptallann ol-
dugunu göstenr' dedL" Daha sonra bu
sikke 600 bin dolara satıldığmda dünya
antik sikke rekoru kınlmış oldu. Şimdi,
sıra bu sikke>i de geri getirmeye geldi.
Bavindur köyüode Elmaiı definesinin bulunduğu yer.
BULANLAR- ARACI
Ahmet Ali Şentûrk tbrahim Başbuğ Fuat Aydmer
ESKİ ESER MAFYASI
Nevzat TeBi Edip Telli FuatÜzûlmez
DEFİNE ORTAKLARI
Jefrr^Spfer Jonathan Kagan Bruce MacNaU
William Koch kim?
Kansash "Koch* (kok okunur) ailesinin
yaşammda da Dallas tipi olaylar JR gibi kişileri
ve entrikalan görebilirsiniz. Baba FredKochda
baba Jack Ewing gibi bir petrol zengınidir.
Stalin döneminde Sovyetler Birliği'nde 15
rafıneri yaparak bugün ABD'nin en zengin 50
şirketmin arastnda yenni almıştır. Bunun anlamı
daha o zamanda milyar dolarhk bir zenginlik
demektir. Şirketin çeşitli maî varlıklan arasında
Türk-Irak petrol boru hattram 30 katı
uzunluğunda (30 btn km) bir boru hattt, iki
rafineri, 6 dev gaz fabrikası, Van Gölü'nden az
küçük bir alanda maden ruhsatt, Tuz Gölü
büyüklüğünde bir sığır çiftliği saytlabilir. Baba
Fred'in eşi Marv "den dört oğlu olur. Baba.
sanatçı ruhlu, drama eğitimini yeğleyen New
York'un eşcinsel dünyasma takılan oğlu
Frederic'i mirastan reddeder. Baba ölünce aile
birbirine girer. Büyükağabey Chartes, JR rolünü
üstlenir. Wiiliam'm (58), kısaca Bill, cebine
620, Frederic'inkine de 400 milyon dolar
koyarak şirketten uzaklaştınr. Bül'in ıkizi David
büyük ağabeyle şirkette kabr. Ailede, kan
kavgası başlar.
Bill, Boston'da iş hayatına girer. Boston Güzel
SanatJar Müzesi'nin hamisi olur. Müzeye çeşitli
tablolar kazandınr. Yılhk bağışlan hiçbir zaman
1 milyomm altına düştnez. Babasının sikke
koleksiyonundan dolayı annesini mahkemeye
verir. Yatçıhğa meraklı olduğu için büyük bir
özel marina sahibidir. Bu arada dünyanın en
önemli yat yanşı olan Amerika Kupası'nı
kazanmayı kafasına koyar. Biigisayarlar
yardîmıyla, özel kurdurduğu laboratuvarda ve rüzgârtünelinde 75 milyon dolara özel bir
tekne yaptırarak yanşa katılır. Kaptanlığında ekibi ile ve görkemli teknesiyle kupayı
kazanır. Işe aldığı yüksek düzeydeki her görevliye maaş pazarlığından sonra kendisi
'"haftada iki kez psikiyatrise gitmesini. faturasoıt kendismin ödeyeceğinr koşul olarak
bildirir. Sekreterierdahıl, kilıt personelın telefonlannı dinletir. Defineden bazı sikkelerie
ünlü kuyumcu Bul^ri'ya kendisine bir çift kol düğmesı, eşine de kolye yaptırttı.