25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
• MART 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABD Elmalı'dankaçınlan 2000 antikgümüş sikkeden oluşan kültür hazinesini Türkiye 'ye verdi Yüzyılaı Definesi yurduııa dönüyorÖZGENACAR VVASHtNGTON - "Cumhuriyet" Anadolu'nun tanhsel ve kültürel mıra- sının korunması mücadelesinde bir dev başanya daha ımza attı. Antalya-Elma- lı'dan 1984 yıhnda kaçınlan, yaklaşık 2000 kadar antik gümüş sikkeden olu- şan "Yüzyıhn Definesi" Türkiye'ye ge- ri geliyor. Defineyı, ehnde bulunduran ABD'nın en zengin 200 adamından bı- ri olan \\Tlfiam Koch ve ıkı ortağı, 10 yıldır süren mahkeme sonucunu bekle- meden pes ettıklenni, Kültür Bakanı İs- temihan Talay'a resmen bıldirdıler. Ge- n verilış ıle ilgılı toplantı dün Washing- ton'da Türk Büyükelçiliği'nde yapıldı. 25-30 mılyon dolar değerindekı def ine nisan başmda güvenlık önlemlen altın- da Türkiye'ye göndenlecek. Öykümüz yağmurlu günler sonrasın- da Elmalı'da başladı. Elmalı'da, 13 ya- şından ben define arayan otel sahıbi Ib- rahim Başbuğ'un metal dedektörü bo- zuldu. Antalya'da TV tamircisi Bayram Sungur'a götürdü Tamırcı, kendısının Hong-Kong'dan getirdıği "entegredev- re"ler ile metal dedektöryaptığını söy- ledi. Onaracağı Başbuğ'unkı ile bırlik- te her ikisini de deneme önerisinde bu- lundu. 18 Nisan 1984'te ıkı kafadar. ıki me- tal dedektörle Elmalı'ya. oradan da 10 km uzaklıktaki Bayındır köyüne gitti- ler. Denemelerden herhangi bir sonuç alamadılar Köyde tek arabasahibı olan Muhtar Ahmet Ali Şentürk'ten kendi- lerini Elmalı'ya bırakmalannı ıstediler. Yolda konu açıldı. Zaman zaman ok uç- lan bulduğunu söyleyen muhtann tar- Iasına gitmeye karar verdiler. ancak 4 milyon lsviçre Frankı verdi. De\ reye uluslararası kurt kaçakçı Ro- bertHecbtgirdi, onunla da anlaşılama- dı. Bu arada Nevzat Tellı, danışmanı Harvard Ünıversıtesi mezunu arkeolog Jeffrey Spier'ı devreye soktu. O da sı- mf arkadâşı ve New York'ta Türkhükü- metının Mali Danışmanlığı 'nı da yapan Lazard Freres Fırması'nın ortaklann- dan Jonathan Kagan'dan yardım ıste- dı. O günlerde, ABD'nin en zengin 200 adamından bın olan Wılliam Koch, Nevı York'ta dev bir bronz heykel satın almak istıyordu. Koch ve Kagan ara- smdaki bağlantı ıle zengin ışadamı bu defmeye yönlendırildı. Boston Güzel Sanatlar Müzesi'nin yöneticilerinden ve Türk kaçakçılan- nın koruyucusu Cornetthıs Venmıkde- fınenın "özgün" olduğuna ilişkin bırra- por verdı. Koch ve ikı ortağı ılk aşama- da 1680 sikkeyi 1.663.000 dolara satın aldı. Ahcılar, saocılann bazı sikkeleri ken- dılennden sakladıklannı öğrenince Boston'da mahkemeye verdiler. Bunun üzenne ikıncı aşamada "Türkfcr", 66 sikkeyi 1.03 7.000 dolara satmak zorun- da kaldılar. Koch'un ödediği fatura 2.7 mıryon dolara ulaştı. Koch, defineyi elektronik şıfrelı çelik kasaya kilitledi. Halen defineden 150-200 sikkenin ne- rede olduğu bılınmiyor. 'Ibram abine bunu nasıl yaparsın?' Bu işler olurken, üç ortak paylanna düşen 70'er mılyon lirayla çeşitli işler yaparlar. "Muhtar", ürkmüş, harcama- ilk kez duydugum bu olay üzerine An- • talya'ya gıderek tüm yetkilı-yetkisiz, sanık-suç ortağı, müzecilerle konuş- tum. Bu konuda engin bilgi sahibi olup mesleklerini yapmayan ıki arkeolog ve nümızmat Seîçuk Gür ve AH Ünsal Öz- çakır'ın btrikımlerinden büyük ölçüde yararlandım. Elmalı mahkeme dosyala- nnı inceledim. Seytan Üçgenl Türkiye'deki tüm bilgiler Münih'te Edip Telli'de noktalanıyordu. Define- nın o noktadan sonra kimde olduğu, ki- me satıldığı, topluca mı, perakende mi satıldığına ilişkin en ufak bir ipucu yok- tu Sanki, define yeryanlmışiçinegir- mış ya da Atlantiği gecerken Okya- nus'ta "Şeytuı Üçgen"nde kaybolmuş- tu. Bundan sonra ne olduğunu resmen hiç kımse bılmıyordu. Aralık 1986'da gittiğim New York'ta araştırmalanmı orada sürdürmeye başladım. Çeşitli sik- ke fuarlanna katıldım. Tüm sikke müzayedelerini izledim. Defınedeki sıkkelerin nasıl olduklan hakkında çeşitli kitaplar ve müzayede kataloglannt inceledim. Aradan bir yıl geçmiş, en ufak bir ipucu dahi elde ede- memiştim. 1989 yılının sonuna doğru bir gün, New York'taki büroma, dünyanın en önemli sikkecilik kuruluşu olan Ame- rican Numismatic Society'nin (ANS) "Günej Türkiye'de bulunmuş bir de- gerii defineden bazılannın incelenmek üz*reANS'ye«lüııçverdigini"bıldıren bir haber bültenı ulaştı. "Defmenin sa- hibi Bostonhı işadamı VVilliam Koch'a Tarlhl vınlama Başbuğ. Sungur'un yaptığı de- dektörü denerken Sungur ve Şen- türk de ekmek-domates yemeğe başladılar. Başbuğ gerecı çalıştıra- lı daha bir dakika dolmamıştı ki bir vınlama sesi ortahğı kapladı. Ötekiler de sesin geldi ğı yere koş- tu. Ellen ve ayaklan ile kazdıkla- nnda, rraktörpuiluğunun parçala- dığı bir küp ıçinde. yüzeyden bir kanş derinlikte, yaklaşık 2000 ka- dar. çıl çıl antik gümüş sıkke bul- dular. Bazılan, sadece çamurlan- mıştı. Çoğu ilk günkü gıbiydi... Muhtar, restTOgerevımaremsa- • mış olacak kı "Hadi buıüan kay- makamkğa götüreHm1 " dedi. Öte- kılerınin baskısı ıle Başbuğ'un evıne yöneldiler. Başbuğ'un an- nesi ve kız kardeşı Aylaplastık le- ğen içinde defineyı güzelce yıka- yıp çamurlanndan anndırdılar. Sikkeleri tek tek saydılar. lri bir sikke, "gözhakkı" olarak Ayla'ya. bıraz daha küçügü anneye verildi. O anda bir tarihi aydınlattıklannı ve yok etme yolunda olduklannın farkında değıllerdi. Bulduklan sikkeler neydi? Para eder miydi? Ederse ne kadardı? Kıme. nasıl sa- tabilırlerdı? Pazarlamak ıçın kla- sık "sondaj" yöntemme başvur- dular. Içlerinden bir avuç sikkeyi seçip, Antalya'nın eskı kaçakçı- lanndan kuyumcu Mehmet Ata- niş'e götürdüler. Altıniş, daha son- raki ifadesinde söyledığıne göre iki Likya sıkkesini tanesi 60 bin li- radan (o günkü 145 dolar) satın aldı. Bundan sonra iki kafadar, Al- tıniş'ten aldıklan parayı harçlık yapıp Kapalıçarşı'nın yolunu tut- tu, ellenndeki örnekleri bazı kişi- lere gösterip, Antalya'ya gelip de- finenın tümunü görmelerini öner- di. Bazı kışıler Antalya'ya geldi. Ancak Kapalıçarşı'nın kurt ka- çakçısı (Küçük) Fuat Aydıner, ötekilerini devreden çıkarma ba- şansını gösterdı. Önceden define- den seçtıği Makedonya stkkele- rinden 75'inı kendi adına 30 mil- yon liraya (89 bin dolar) kapattı. Bundan kimseye söz edılmemesi- ni ıstedı. Ne var ki, definenın tü- münü alacak parası yoktu. Küçük Fuat, kendisi gıbi Sürya- ni olan patronu (Büyük) Fuat Üzül- mez'e haber saldı. Ardından o günün 620 bin dolannın karşılığı olan 210 mil- yon lira kadar bir para ödeyerek defi- neyi satın aldı. Defineyı. emekli bir ha- nta binbaşısı ve eski eser kaçakçısı Ra- sim Gümüş. albay ünıforması giyerek kullandığı bir özel araba ile lstanbul'a taşıyıp "kurye parası''nı cebine koydu. Defıne EdipTeİIi'ye 450 milyon liradan (1.3 milyon dolar) devredildi. Bir rakip ihbanndan çekindiklen ıçın, sadece ka- zançta-zararda ortaklığı öngören, buz üzerine yazılı, geçici bir "ortakhk" ku- ruldu. Münih'te Fuat Üzülmez, Edip Telli, Londra'da Ne^-zat Telli ve îstan- bul'da (şu andayurtdışında kaçak oldu- ğu söylenen Dilson Otelı'nin sahibi ün- lü eski eser kaçakçısı) Nihat Kolaşm, Fuat Aydıner ortakoldular. Olaydan ha- beri olan ünlü kaçakçı Metin Özfaarat gıbi çeşitli kişilere de sus payı ödendi. BankLeu'nun çellkkasası Daha sonradefine yurtdışına kaçınl- dı. Zürih'te bu işlerin karargâhı olan Bank Leu'nun özel güvenilır kasalan- na konuldu. Definevi ilk gören banka- run antik sikkeler sorumlusu SilviaHur- ter oldu. "Türkter*, 1850 kadar sıkke için 4 milyon dolar istedı. "Hurter'". Define neden önemli? 1Ö 465 yıllartndan kısa bir süre öncesine tarıhlenen sıkkelerin bulunduğu bu defmeye aynı zamanda "Yüıyılın Deflnesi" denmesinın nedeni de şu noktalardan kaynakiamyor: 1. Pers lerin önce Anadolu, ardından Yunamstan 'ı istıla etmeleh üzerine h£ige Jayısındaki tüm km İetttleri o günkü NATO denilebilecek bir askeri bırlik oluşturmuş. kendi bastıklan gümüş sikkeleri varlıklan ıle orantıh katılım payı olarak bu btrliğe vermişlerdi. Bu definede söz konusu birliğe üye tüm kent devletlerın o tarihte bastıklan sıkkelerden degişik örnekler bulunuyor. Define. degil bugün o günün tanhsel ortamı içinde dahi önemli ve eşsı: bir sikke koleksıyonundan olusuyor. 2. Perslerin Yüzyılın kaçakçılığı f f çıttm )*ıı ••' ı nr f\- ^^ En kûrlıyatınm oldu z~ 20 Haziran 1988 tarihli Cumhuriyet Gazetesi yenılgisinden sonra Atina'dabu zaferin anısı içın, az savıda "deka drahmi (ondrahmi) " -günümüzdeki anı paraları gibi-, basümıştı Günlük kuilanıma gırmeyen bu sikkelerden günümüze ancak 7 tane ulaştı Bunlardan yedincisı 1974 yıhnda lsviçre de bir müzayedede Yunan hükümeti ktran kıran mücadeleyle tarihinin bu önemli belgesini 275 bin dolara bir özel koleksiyoncuya kaptınnca, ditnya antıka sikke rekoru da kırılmıştı. Elmalı Definesi 'nde bu deka drahmi sıkkelerinden 14 tane bulunuyor Elmalı Definesi 'nin ana grubundan ayrılan bir deka drahmi, "Çarkı Felek " varışma programını yaratan Amenkalı TVyapımcısı Merv Griffîn 'e 600 bin dolara sattldı. Bu ±alışla dünya antika sikke rekoru da yeniden kırıldı. Bu defmeye Batı da "Dekadrahmi Definesi" de denıliyor 3. Definede, başkenti Fethiye yakınlanndaki Xanthos olan Likya da basılmış bini aşkın degişik sikkenin varhğı biliniyor. Uzmanlar, definedekı Likya sikkeleri arasında daha önceden bilınmeyen çeşitli Likya hanedanlanmn varlığım saptamakla kalmadılar, henüz tam okunamayan Likya dili konusunda da önemli ipuçlan elde ettiler. Definenin Perslerle savaşan bir komutamn "savaş kasası" olduğu, her askerin yaptıgı gibi savaş öncesinde gömdügü, ancak savaşırken öldügü, yerini de başkasına bildirmedigi ıçin 18 Nisan 1984 tarihine kadar toprak altında kaldığı sanılıyor. Bu göriişii iki verı de dogruluyor Birincisi yörede bolca ok ve mızrak ucu çıktıgı, ikincisi ise karşı bir tepede bu olaydan 10-15 yıl önce bir Pers Definesi 'nin bulunduğu ve yurtdışına kaçırıldıgı biliniyor. yıpsamanhktasaklamıştır "Televizyon- cn" daıre aldığı tstanbul'a göç etmıştir •'Otelci" ise Antalya barlanrun altını üs- tüne getirmektedır. Kasım 1984'te ma- h polisin dikkatını barlarda olağanüstü para harcayan bir adam çeker. Oraeğin, bu kişi gıttiği bır gece kulübünde hesap 100 bin lira geldığınde garsona "Oğ- hım, tbram abine 100 binlik hesap geti- riür mi? Gh 200 binlik hesap getir" de- mektedır. Yedi ay sonra definenin ko- kusu buram buram çıkmaya başlar. Bir operasyonla sanıklar yaklanır, tbrahım kaçar. Ötekiler hapse gırer, daha sonra 1b- rahimdeteslimolur. Ibrahım Başbuğ'u Yargıtay'da a\ıakat olarak CHP Genel Başkanı Deniz Bavkal savundu, davayı kaybetti. Koch'un avukatlan Baykal'ın sa\r unmasmı ınceledıler, ancak Bos- ton'da dikkate alma gereğini duymadı- lar. Antalya Poltsi, Genel Müdürlüge: Genel Müdürlük. Uluslararası Polis Or- gütü Interpol'e ola> ı ıletir. Kırmızı bül- tenle yurtdışındakı ortaklann yakalan- ması ve definenin bulunması ıstenır. Tarih 20 Mayıs 1986'ya geldığinde hazinenin kimde olduğu bilinmemekte- dir. Türk hükümeti "faiB mechul" ben- zeri uygulama ile dosyayı rafa kaldınr. O gün Ankara'dakı bır sempozyumda (58) katJasından dolayı" teşekkür edili- yordu. O anda artık hedef belli olmuş- tu. Günlerce William Koch'un kım ol- duğunu araştırdım. Hatta Boston Güzel Sanatlar Müzesi'nin "1 numarah ha- nüsi" olan bu kişinin müzedeki dosya- sını bıle, "iade kaydryia 48 saaöigme" ve gizlıce New York'a getirtip, incele- me olanağını buldum. Araştırmalanm bir altı ay daha sür- dü. Nisan 1988'de Los Angeles'da Nu- mismatic Fine Arts (NFA) müzayede- sınin kataloğunda defineden 10 sikke belirledim. Anlaşılan Koch, yeterince bekledikten. Türklenn olayı unuttukla- nna ınandığım sandıktan, beğendiği sikkeleri de kendıne ayırdıktan sonra satışa başlamıştı. Su üstüne ilk çıkan bu 10 sikkeyi duyurduğum New York ve Los Angeles başkonsolosluklannın ve Türk hükümetinin avukatlan yerin- de müdahaleleri ile Türkiye'ye kazan- dırdılar. Los Angeles'ın en zengin adamlann- dan. çeşitli şirketlerinın yanı sıra, bir buz hokey kulübü ile NFA'nın sahibi ve "Sikke Imparatoru" olarak tanınan Bnıce McNall 3-4 yıl sonra ıflas etti. Cezaevine girmeden önce Wall Street Journal gazetesine verdiği bir demeçte "Türk gazeteci Mr. Acar'ın sahneve çı- ktşından sonra şansımdöndü" dedi Ar- dından 3 sikke de Bank Leu'dan getiril- di. Böylece, deftnenın bütünlüğünü sağlamak amacıyla sabırlatek satır yaz- madan bekledim. Sikkelerin Türk hükümetince polis zoruyla gen ahndığını görenler bu sik- kelere el sürmemeye, Koch'tan satmak üzere sikke alanlar da bunlan geri ver- meye başladılar. Koch o anda defıneyi atsa atamıyor, satsa satamıyordu. Ola- yı önce "Cumhuriyet" haziran-tem- muz'da iki aşamada yayımladı. Ameri- kan Connoısseur dergısıne Temmuz 1988'de kapak oldu. Sikkecilik dünya- sma sankı bir nükleer bomba düşmüş- tü. "Yüzyıhn Definesi"nden edinmek ısteyenler. alışverişinı düşünenler, mü- zeler, özel koleksiyoncular şaşkınlık içindeydiler. Bu yayından sonra TRT adına bir ha- ber programı \çin gittiğim bir sikkeci- lik fuannda çekim yaptığımız video ka- setine el konulmuş. yaka paça dışan atılmıştım. Koch, Mark Nazer adlı Mossad'dan aynlma bir elektronik uz- manını peşime takarak ev telefonumu dinletmış, benım "Türk hükümetinin casusu" olduğumu yaymış, aleyhimde Amerikan dergılerinde yazılar yayım- latmıştı. TOrtclye dava açıyor Aralık 1989'da Türk hükümeti, Bos- ton'da Federal Mahkeme'de Koch ve or- taklannı dava etti. Ük duruşmaya Tür- kiye üç avukatla, Koch 20 avukatla ka- tıldı. Bu farkı ilk bakışta gören yargıç av-ukatlar ordusuna dönüp "Gaüba siz- ler Amerika'ıun en zengin adamlann- dan Koch'u temsil ediyorsunuz" demek gereğini duymuştu. Koch'un avukatlan, "zamanaşı- mr, "Türk hükümetinin ihnulde bulunması veözen göstermemesi" gıbi gerekçelerle Türkıye'nın da- va dilekçesının reddini istediler. Her sefennde çeşitli bahaneler uy- durdular. Dokuzyıl süren bu çetin sinir savaşında avukatlann amacı- nın davayı kazanmak değil, Koch'tan biraz daha fazla para ko- parmak oldugunu herkes biliyor- du. Yargıç, öncekı yıl verdiği ara kararla Türk hükümetinin dava dı- lekçesinı kabul etti. Aynca. Koch'un bu defineyi Türk sikke uzmanlanna göstermesi gerektı- ğine de hükmettı. Kxnm Haainesı Davası'nda olduğu gibi ara karar Türkiye için dev bir başanydı. 8 Mart'tajüri önünde Boston'da yar- gilamaya geçilecekti. Koch, New York Times ve Bos- ton Globe gazetelerine öncekı ay verdiği bir demeçte "Bu işe bulaş- maktan duyduğu pişmanlığı" açıkladı. Bu açıklama, Karun Ha- zinesi'nde New York Metropoli- tan Müzesi'nin yaptığı gıbi Koch'un da dava sonucunu bekle- meden Türkiye'ye defineyi geri vereceğının bir göstergesı oldu. Nitekim, Koch'un avukatlan Türk hükümetinin avukatlan ıle bu yo- lun kapısını açtılar. Görüşmelen bizzat Kültür Bakanı îstemihan Talay yürüttü. Defıne ile ilgili olarak dün Was- hington'da yapılan toplantıda Türk Büyükelçisi Baki bldn, defineyi geri verme karanndan dolayı, Wil- liam Koch'a simgesel bır onur ro- zetı taktı. Toplantıda, bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdü- rü Kenan Yurttagül temsil edecek. Define ise özel güvenlık önlem- leri altında nisan başında Türkı- ye'ye gen getirilecek. Mustafa Balbaj'ın dediği gibi "Elmalı De- finesi el-mafa otanaktan" kurtula- cak. Bu olaydan sonra Edip Telli, Mühih'teki antika galensini kapat- mak zorunda kaldı. Sabıkalı uyuş- tuîucu kaçakçısı olan kardeşi Nev- zat Telli'yi ise Ingiliz gümrükçü- leri bir yanş atı römorkunun taba- nında tngiltere'ye 92 kilo eroin sokmak suçundan yakalayıp hap- se koydular. Anvmsayacaksınız. Ibrahim Baş- buğ'un kız kardeşi Ayla'ya defineyi yı- kadığı için. en değerlı sikke olan "Ati- na Deka Drahmisi(10 Drahmi) n den bı- n "göz hakla" olarak venlmişti. Bu sik- ke daha sonra Elmah'nın ünlü kaçakçı- sı Hasan Sanbaş'a sattldı. O da yanına bir başka kaçakçı Abdolgani Hûzme- li'yı alarak New York'a götürdü. Sikke- yi sattvklan ünlü emlak komısyoncusu, antikacı ve koleksıyoncu Jonathan Ro- sen. daha sonra olayı bana özetle şöyle anlatacaktı "Bir gün Arapça konuşan bir adam yanmda bir başkası ile büro- ma geldi. Bir sikke satmak istedikterini söytedi.Göstermeteriniiste\ince,\anın- daki adam boynundaki muskadan sik- keyi çıkanp gösterdi. Bu bir Atina deka drahmisi>di. Çilçildi. 225 bin dolara an- laşük. İmzaladığım çeki alıp gittiklerin- de, ola>a tanık olan babam, bir sikkeye 225 dolar vermeme çok kızdL 'Aptal' olduğumu sö>ledi. Altı av sonraaynı sik- keyi babamın yanında, bir başkasına 275 bin dolara satarak 50 bin dolar ka- zandım. Babama 'Bak oğlun aptal de- ğılmış1 ' dedim. Oda'Busenin aptal ol- madığını değıl, senden de aptallann ol- dugunu göstenr' dedL" Daha sonra bu sikke 600 bin dolara satıldığmda dünya antik sikke rekoru kınlmış oldu. Şimdi, sıra bu sikke>i de geri getirmeye geldi. Bavindur köyüode Elmaiı definesinin bulunduğu yer. BULANLAR- ARACI Ahmet Ali Şentûrk tbrahim Başbuğ Fuat Aydmer ESKİ ESER MAFYASI Nevzat TeBi Edip Telli FuatÜzûlmez DEFİNE ORTAKLARI Jefrr^Spfer Jonathan Kagan Bruce MacNaU William Koch kim? Kansash "Koch* (kok okunur) ailesinin yaşammda da Dallas tipi olaylar JR gibi kişileri ve entrikalan görebilirsiniz. Baba FredKochda baba Jack Ewing gibi bir petrol zengınidir. Stalin döneminde Sovyetler Birliği'nde 15 rafıneri yaparak bugün ABD'nin en zengin 50 şirketmin arastnda yenni almıştır. Bunun anlamı daha o zamanda milyar dolarhk bir zenginlik demektir. Şirketin çeşitli maî varlıklan arasında Türk-Irak petrol boru hattram 30 katı uzunluğunda (30 btn km) bir boru hattt, iki rafineri, 6 dev gaz fabrikası, Van Gölü'nden az küçük bir alanda maden ruhsatt, Tuz Gölü büyüklüğünde bir sığır çiftliği saytlabilir. Baba Fred'in eşi Marv "den dört oğlu olur. Baba. sanatçı ruhlu, drama eğitimini yeğleyen New York'un eşcinsel dünyasma takılan oğlu Frederic'i mirastan reddeder. Baba ölünce aile birbirine girer. Büyükağabey Chartes, JR rolünü üstlenir. Wiiliam'm (58), kısaca Bill, cebine 620, Frederic'inkine de 400 milyon dolar koyarak şirketten uzaklaştınr. Bül'in ıkizi David büyük ağabeyle şirkette kabr. Ailede, kan kavgası başlar. Bill, Boston'da iş hayatına girer. Boston Güzel SanatJar Müzesi'nin hamisi olur. Müzeye çeşitli tablolar kazandınr. Yılhk bağışlan hiçbir zaman 1 milyomm altına düştnez. Babasının sikke koleksiyonundan dolayı annesini mahkemeye verir. Yatçıhğa meraklı olduğu için büyük bir özel marina sahibidir. Bu arada dünyanın en önemli yat yanşı olan Amerika Kupası'nı kazanmayı kafasına koyar. Biigisayarlar yardîmıyla, özel kurdurduğu laboratuvarda ve rüzgârtünelinde 75 milyon dolara özel bir tekne yaptırarak yanşa katılır. Kaptanlığında ekibi ile ve görkemli teknesiyle kupayı kazanır. Işe aldığı yüksek düzeydeki her görevliye maaş pazarlığından sonra kendisi '"haftada iki kez psikiyatrise gitmesini. faturasoıt kendismin ödeyeceğinr koşul olarak bildirir. Sekreterierdahıl, kilıt personelın telefonlannı dinletir. Defineden bazı sikkelerie ünlü kuyumcu Bul^ri'ya kendisine bir çift kol düğmesı, eşine de kolye yaptırttı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle