Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 MART 1999 PERŞEMBE
HABERLER
DUTVYADA BUGUN
ALİ SİRMEIV
3Mart1924
75 yıl olmuş, hilafet ile biriikte Evkaf ve Şer'iye Ve-
kâletleri ilga edileli ve de Tevhid-i Tedrisat Kanunu
kabul edileli,
Meclis'in 3 Mart 1924 tarihli oturumunda şeyh
Saffet Efendi, elli dört arkadaşıyla biriikte üç öner-
ge birden verdi. Bunlardan birincisi hilafetin kaldı-
nimastnı, ikincisi Şer'iye ve Evkaf ve Erkanı Harbi-
ye Vekâletleri'nin kaldınlmasını, üçüncüsü ise tev-
hid-i tedrisatın sağlanmasını öngörüyondu.
Bu üç önerge de aynı gün yasalaştı. Ama geliş-
menin ilk haberini daha üç gün önce, yani 1 Mart
1924'te Meclis'in beşinci yasama yılını açış konuş-
masında Mustafa Kemal Paşa yapmış ve üç nok-
tanın altını çizmişti: Cumhuriyetin korunması, dinin
siyasete alet edilmekten kurtanlması ve öğretimin
birteştirilmesi.
Hemen belirtmek gerekir ki, hilafetin ilgasından
sonra, halife Abdülmecit Efendi, Ingiltere Kralı'na
başvurdu ve "ilga karannı 'asi tebasından' olan
Ankara Meclisi'nin aldığını, hükmü ve etkisi ola-
mayacağını" söyleyerek yardım istedi.
Olayın.çirkinliğinibırakın biryana ama mantığıda
abesti. Çünkü, daha 2 Kasım 1922'de saltanat kal-
dınldıktan ve 17 Kasım 1922'de Vahdettin kaçtık-
tan sonra, yeni halifenin seçiminin fetva ile yapılma-
sını isteyenlere karşı çıkan Mustafa Kemal, fetva
yerinin Meclis oldugunu söylemiş ve Abdülmecit
Efendi, Meclis tarafından 148 oyla bu makama se-
çilmişti.
Her neyse, tarihi olaylan bırakalım bir yana ve 3
Mart 1924 oturumunun anlamı ve önemine baka-
lım.
Kuşku yok şeyh Saffet Efendi ve 53 arkadaşının
üç önergesinin üçü de çok önemliydi ve hepsi tek
bir amaca yönelikti: Laik sistem.
3 Mart 1924 tarihi, Türkiye'de laik sisteme geçiş
açısından bir dönüm noktasıdır. Laikliği incelerken
bu ılkenin anayasada yer aldığı tarihe takılanlar ya-
nılırlar. Laiklik ile ilgili en önemli gelişme 3 Mart
1924'te olmuştur ve bu üç yasanın içinde en yaşam-
salı tevhid-i tedrisat, yani öğretim birliğidir.
Gerçekten de, Türkiye Cumhuriyeti'nin kazanım-
lannın bu denli kısa sürede, böylesine yaygınlaşıp
kökleşmesinin ardında, Öğretim Birliği Yasası ve
büyük eğitim seferberliği yatmaktadır. 1920'li, 30'lu,
hatta 4O'lı yıllann Anadolusu'nun, bugünün genç-
lerinin kafalannda canlandırmalan bile çok güç olan
koşullannı birdüşünün! Istanbul ve Ankara'daki rad-
yo vericilerinin kapasiteleri çok sınırlı, radyo alıcı sa-
yısı ise son derecede az: tirajı son derece düşük olan
gazeteler ise, Anadolu'nun kimi yerlerine günlerce
sonra varabiliyor, kimilerine hiç gidemiyor.
Bu durumda bu kazanımlan bütün Anadolu'ya
yayan, Mustafa Kemal'in genç eğitim ordusudur. Bu
ordunun kuruluşunda, Cumhuriyet'in genç Milli Eği-
tim Bakanı Mustafa Necati'nin de çok büyük kat-
kılan olmuştur.
öğretim Birfiği Yasası'nın önemini en iyi anlayan-
lar arasında, laiklik karşıtları. din esasına dayalı bir
devlet kurmak, inancın tekelini uhdelerine alarak ik-
tidar oJmak isteyenler ile, dini alet ederek siyaset
yapmayı hedefleyen cambazların da yer aldıklannı
belirtmek gerek.
Onlann hayatta kalanlannın büyük bir kısmı şu an-
da yasama ve yürütmenin çeşitli kademelerinde
yer alıyorlar.
Tevhid-i tedrisatı delmeyi hüner sayan ve bunu if-
tiharla ilan eden kimileri, şimdi laikliğin güvencesi
olmaya soyunmuş durumdalar.
Imam-hatiplerin önündeki son engelleri de kaldı-
rarak, açarak öğretim birlığine darbe vurmuş olan
ve kendisini Atatürkçü sanan kimi biçareler de, sı-
cak sayfiye kentlerinde, emeklilik yıllannı geçiriyor-
lar.
Onlann teker teker adlannı vermeye gerek yok.
Nasıl olsa sizler hepsini biliyorsunuz.
Cumhurbaskanı Demirel
'Sanayileşmek içîn
elektrik zorunlu9
ANKARA (Cumburi-
yet BÜTDSU) - Cumhurbaş-
İcanı Süleyman Demirel,
uluslararası tahkim konu-
suna "Türkiye'nin ege-
menlik haklanna zarar ve-
recek" diye bakmanın
yanlış oldufunu sa\ıındu.
Demirel. "Osmanlı Devle-
ti'nin maruz kaldığı sıkın-
blann korkusu altında
Türkiye olma>a devam
edemez. Söylediğim şeyler,
önümüzdeki zaman içinde
Tûrkiye'yi yönetenler ta-
rafindan kabuDenecek şey-
terdir" dedı.
Demirel. The Econo-
mist dergisi tarafindan dü-
zenlenen "Türkiye Enerji
Konferansı"nda yaptığı
konuşmada. Türkıye'nin
sanayileşmesı ıçin elektn-
ğin zorunlu oldugunu vur-
guladı.
1995 yıhnda bir elektrik
darboğazının kendini da-
ha fazla duyumsattığını
belirten Demirel. "Bu ko-
nudadarboğaza girmeme-
yi başardık demiyoruz a-
ma uç ueayız... 1998'i bel-
ldkurtardik.Belkil999'u
da kurtarınz ama bu \e-
teriideğil. 2001-2002'de'vi-
ne darboğaza gjreriz" de-
di.
Türkiye'nin kendi ola-
naklannın yetmediği yer-
de, dış kaynaklardan ya-
rarlanması gerektiğini vur-
gulayan Demirel. devletin
işJetmecilikten çıkmasını
istedi. "Devletin kötü bir
işletmeci olduğu ortaya
çıkmıştır'' diyen Demirel.
devletin etkın hale gelme-
sınin yolunun tıkanmama-
sı gerektiğini belirtti.
Cumhurbaskanı konuş-
masının ardından konfe-
ransa katılanlann sorulan-
nıjanıtladı.
Demirel, Türkmen do-
ğalgazıyla ilgili yatınma
yönelik bir soru üzerine,
15 mılyar metreküplûk bu
gazı Türkiye 'ye getirilme-
sini istediklerini söyledi.
Türkiye'nin gereksiminm
55 miİyar metreküp oldu-
Sunu belirten Demirel.
"Alabildigimiz kadar
Türkmen gazını alacağız.
Ne kadar doğalgaz varsa
hepsini alınz. BluestreanTi
de alınz" diye konuştu.
Demirel. bir gazelecmin
"Irak bonı hatünuı sürek-
li bombalanması, Türkiye
açısından kabul edUebilir
bir dunım mu" sorusunu
"hayır"
1
diye yanıtladı.
Başka bir gazetecinin
"tran'dan doğalgaz alımı,
ABD ile Türkhe ilişkikrin-
de her zaman çözümsüz
hale geliyor. ABD Başkanı
Clinton'ın size bir mektup
göndererek tran'dan do-
ğalga/ almmamasını tavsi-
yeettiği doğru mu" sorusu
üzenne Demıre! "Doğru-
dur. Henüz bunlarinşa ha-
linde neticeye gelinmiş bir
şej yok.ABD'nin bö>lebir
ahşverişten rahatsız oldu-
gunu hepimiz biliyoruz"
dedi.
Demirel, "Uluslararası
tahkime gidiunesinin, Tür-
kiye'nin egemenlik hakla-
nna zarar vereceği söyle-
niyor. Bunu nasıl yorumlu-
yorsunuz" sorusu üzerine
ise dünyada yaygm olan,
başka uluslann başvurdu-
ğu usullerden Türkiye'nin
kaçmasının düşünüleme-
yeceğıni söyledi.
Bakanın, imtiyaz sözleşmeleri konusunda Danıştay ile 'anlayış birliği'ne vardıklan açıklaması doğrulanmadı
Danıştay Aklaş• Danıştay Başkanı Erol
Çırakman, Danıştay'ın,
imtiyaz sözleşmelerine
ilişkin görevini yerine
getirirken taraflarla
anlayışa girmesi ve ileriye
dönük sözler vermesinin
anayasal ve yasal olarak
olanaksız oldugunu
söyledi. Çırakman,
"Danıştay'ın, taraflann
arzusuna göre
davayı belli bir süre
geciktirmesi ve bu konuda
anlayış birlığine girmesi söz
konusu olamaz" dedi.
ANKARA (AA) - Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Ziya Aktaş'ın
imtiyaz sözleşmeleri konusunda,
Danıştay ile 'anlayış birliğTne
vanldıgı açıklamasma Danıştay
Başkanı Erol Çırakman dan yanıt
geldi. Çırakman, Danıştay'ın imtiyaz
sözleşmelerine ilişkin görevini yerine
getirirken, taraflarla anlayışa girmesi
ve ileriye dönük vaatlerde
bulunmasının mümkün olmadığını
bildirdi.
Çırakman, Enerji ve Tabıi Kaynaklar
Bakanı Aktaş'ın, Türkiye Enerji
Konferansı'nda yaptığı konuşmaya
ilişkin açıklamada bulundu.
İmtiyaz sözleşmeleri konusıuıda,
Danıştay'ın görevinin idari ve
yargısal olmak üzere iki bölümden
oluştuğunu hatırlatan Çırakman.
Danıştay'ın idari alandaki görevinin,
imtiyaz sözleşmelennı anayasa ve
yasalann koyduğu kurallar
çerçevesinde incelemek oiduğunu
kaydetti.
Yargısal görevinin ise imtiyaz
sözleşmesınden öncekı söz konusu
işe talip olan firmalann
görevlendirmesine karşı açılan
davalardan ibaret oldugunu anlatan
Çırakman, şunlan söyledi:
"Danıştay imtiyaz sözieşmesi
hükümlerini anayasa ve kanunlara
uygunluk bakımından inceleyerek,
bu hususun sağlıklı bir şekilde
yerine getirilmesi için önüne
geien konuya, taraflann da
mutabakatını saglayarak.
sözleşmelere son şeklini verir.
Danıştay'ın bu görevini yerine
getirirken taraflarla anlayış birligine
girmesi ve ileriye dönük vaatlerde
bulunması anayasa) ve yasal olarak
mümkün değjldir. Aynı husus yargısal
görevi için de önceükle geçeriidir."
'Hiçbir ilgimiz yok'
Yargı yeri olarak Danıştay'ın, önüne
gelen bir konuda önceden görüş
açıklamasının mümkün olmadıgına
da dikkati çeken Çırakman,
"Özellikle, taraflann arzusuna göre
bir davayı belli sürelerde geciktirmesi
ve bu konuda anlayışa varması hiçbir
şeküde söz konusu olamaz" diye
konuştu.
Danıştay Başkanı Erol Çırakman, bu
konuda bazı basın yayın organlannda
aksi yönde yer alan haber ve
yorumlann, Danıştay ile
hiçbir ilgısinin bulunmadığını ve
gerçeği yansıtmadığını sözlerine
ekledi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Ziya Aktaş, Türkiye Enerji
Konferansf nda yaptığı konuşmada,
Türkiye'ye artık uluslararası
finans kuruluşlannın gelmemesi
için hiçbir neden olmadığını
belirterek. bu konudaki Danıştay
engelinin ortadan kalktıf ını
söylemişti.
Aktaş, "Danıştay'la, yabancı
yatınmcıya anlayış gösterilmesi
konusunda. karşıhklı anlayışa
vardık" diye konuşmuştu.
TPAO'da suçlanan bürokrat, sorumluluğu uluslararası petrol şirketlerine attı
6
Beklentîler gerçekleşemedf.\NKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
tarafindan TPAO'nun
Kazakistan'daki petrol arama-üretim
faaliyetleri sırasında görevlerini
suiıstimal ve ihmal ederek kurumu
zarara uğratmakla suçlanan eski
genel müdür yardımcısı Akif
Güneri, olayın uluslararası petrol
şirketlerinin iftiralanndan
kaynaklandığmı savundu.
Güneri, Kazakistan Jeoloji
Bakanlığı ile ortaklaşa kurulan
Kazak-Türk Munay şirketinin
yaptığı 300 milyon dolarlık
yatınmın diğer yabancı şirketler
tarafindan 1 mılyar dolara bile zor
gerçekleştirilebileceğini öne sürdü.
Fiyatlann düşük olmasmın nedenini,
KTM'nin yüzde 51 hissesine sahip
Kazakistan Jeoloji Bakanlığf nın
eski Rus sisteminden kalma
maliyetlerle müteahhitlik yapmasma
bağlayan Güneri, petrol bulma
oranının yüzde 10 olduğu alanlarda
beklenen rezerv miktannm
gerçekleşmediğini, ancak bunun
bütün petrol şirketlen için geçerli bir
risk etkeni oldugunu belirtti. Güneri,
şunlan söyledi:
"Ancak nıhsat alanlannın tamamı
aranmış ve sondajlan vapılmış
değildir. Buna rağmen TPAO
tarafindan yapılan yatınm miktannı
karşıiayacak rezcnler bulunmuştur.
TPAO'nun Kazakistan'da böjiesine
ucuz yatınm birim Tıyatlan ile
çalışması yine rahatsızlık yaratmıştır.
Zira diğer yabancı şirketler arama-
sondaj yatınmlan olarak KTM Ltd.
şirketi ile Kazakistan'da
yansabilecek durumda degiUerdir."
Türkiye-Kazakıstan ilişkilerini ve
TPAO'nun yurtdışı açılımını
yıpratmak için değişik araçlar
kullanıldığını belirten Güneri,
ABD'ninKerkük'tebombaladjgıpetroltesislerinin faturasısadeceIrak'adeğil,Türkiye'vedeödettirfliyor. , :,,H .,,
"1 Ocak 1999'da bakla ağızdan
çıkanbnıştır. 'TPAO bir an önce
özelleştırilmelidir' teşhisi vapılmış,
böyleükle amaç ortaya konmuştur.
Önce kötüle, sonra da satılığa çıkart,
çıkart ki, o bekleyen devler yok
pahasına bu güzide milli şirketi
pavlaşıp kapsınlar" dedi.
'Büyfime sürüyordu'
Yargıya ulaşan olayda adaletin
gerekeni yapacağını. ancak
kurumun zedelenmemesini
istediklerini kaydeden Güneri, şöyle
devam etti: "TPAO, elinden
pazarlama imkânı atanmasına
rağmen büyümeye devam ediyordu.
Tüpraş, Botaş, Pefkim gibi önemli
kuruluşlan oluşturduktan sonra bu
kunıluşlar da TPAO'dan alındı.
Baülı standartlarda aramadan
pazariamaya kadar milli bir petrol
şirketi olgusu parçalandı. TPAO
yalnızca ürettiği ham petrolle ayakta
durabilen bir dunıma getirildL
V'abancı petrol şirketleri,
Ortadoğu'da kendi standartlanyla
faalnel gösterebüecek bir milli
şirketin rekabetinden
kurtulmuşlardı."
Günen, TPAO'nun sınırlı olanaklan
ile Kazakistan'dan Azerbaycan'a
Türkmenistan ve Cezayır"e kadar"^'
;<1
"
alanlarda petrol faaliyetleri
yürütürken yabancı petrol
şirketlerini rahatsız ettiğini
belirterek şirketleri rahatsız eden bir
unsuru da. arama-sondaj
yatınmlannın büyüklüğüne karşın
maliyetlennın düşük olması
biçimınde değerlendirdi.
Kazak Maliye Bakanlığı
müfettişlerinin KTM'yi kontrol
ettiklerini. herhangi bir usulsüzlük
ya da yolsuzluk bulamadıklannı
savunan Güneri. kurumun yaşadığı
tahribatın faturasının halka
yansıyacağını öne sürdü.
MGT'nin yurtdışında kişi başına 750-1500 mark arasında para toplamaya başladığı belirtildi
Yurldışı seçmene oy içîn rüşvet
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Kapatılan RP'nin gençlik örgütü
Milli Gençlik Vakfı (MGV) ile en
önemli ekonomik kaynağı Milli
Görüş Teşkilatı (MGT) yanlılannın
seçim çahşmalannı "taJayye''
üzerine kurduklan belirlendi. Milli
Görüş Teşkilatf nın yurtdışındaki
seçmenlerden, Türkiye'de
kullanılmak üzere kişi başına 750 ile
1500 mark arasında para toplamaya
başladığı bildirildi.
lrtica odaklannın devletle
hesaplaşma olarak gördükleri
seçimde her türlü yolu deneyecekleri
belirlendi.
Seçim stratejisini şekillendirmek
üzere sık sık toplanft yapan irtica
• MGV, milletvekili adaylan hakkmda gizli anketler yapıp
FP yönetimine bildirecek. MGV'nin kapatılma olasılığına
karşı Yeni Dünya Vakfı faal tutuluyor.
odaklannın aldığı son kararlar şöyle:
- Seçim propagandası süresince
çarşaf ve peçenin halk içindeki
olumsuz etkisinin ortadan
kaldınlması ve devlete bağh, dini
inancuıda siyasallaşmamış
kesimlerin elde edilmesi amacıyla
çarşaflı ve peçeli hanımlar en kısa
sürede bunlan çıkaracak, yerine
başörtüsü takacak.
- Seçim propagandası süresince,
devlet, Atarürk ve TSK aleyhine
kesinlikle konuşulmayacak.
- Avrupa'da faalhetlerini sürdüren
Islam Toplumu Milli Görüş TeşkUaO
tüm üyelerinden ocak, şubat, mart ve
nisan aylannda 750-1500 mark
toplayacak. Bu para seçim
faaliyetlerinde kullanılmak üzere
Türkiye'ye gönderilecektir.
- Teşkilat, 2 bin 500 üyesini özel
otolanyla Türkiye'ye gönderecek;
bu üyeler hem gümrük kapılannda
oy kullanacak hem de
görevlendirildikleri seçim
bölgelerinde faaliyette bulunacaklar.
- MGV, 18 Msan'da yapılacak olan
seçimler için yasalara aykın ve gizli
olarak olsa da propaganda
çauşmalannda bulunacaktır.
- MGV 13 Şubafta Ankara "da
düzenlenen bölge sorumlulan ve
şube başkanlan toplantısında,
milletvekili adaylannın çalışmalan
konusunda gizli anketler
yapacak ve sonuçlan FP üst
yönetimine iletecek. MGY
bu partiyi destekleyecek,
ancak bu faaliyetlerini belli
etmeyecek.
- Kapatılma olasılığına karşı Ekim
19%'da kurulan Yeni Dünya Vakfi
da faal tutulacak; IMGV'nin
kapaülması durumunda faaliyctler
Yeni Dünya tarafindan
vürütülecektir.
Erdosfa destek sürüyor
Halit Çelenk: Davada
eksik soruşturma var
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Avukat HaHt Çelenk, yayıncı-yazar
Muzaffer İlhan Erdost'un u
Üç
Sivas" kıtabı nedeniyle mahkûm
edilmesinin davadaki eksik
soruşturmadan kaynaklandığmı
belirterek. "Davaya konu yapılan
kitabın içeriğinin anlaşılabilmesi
için dikkatie incelenmesi
gerekmektedir" dedi. Eğit-Der
Genel Başkanı Mustafa Gazakı.
Erdost'un kıtabında bölücülüğün
tersine ülke bütünlüğü için
tehlikelere işaret ettiğini, birleştirici
oldugunu söyledi. Erdost'un
"Türkıye'nin Yeni Sevr'e
Zorlanması Odağuıda Üç Sivas"
adlı kitabı nedeniyle
mahkûmiyetinin Yargıtay'ca
onanmasına tepkiler sürüyor.
Çelenk, kitabı okuduğunu ve suç
unsuru görmediğini belirterek,
"Mahkemenin mahkûmiyet karan
vermesi beni şaşırttı" dedi. Çelenk.
"Dava konusu yapılan kitabın yargı
katında aydınüğa
kanuşturulamamış, gerçek içeriği ve
amacı anlaşdamamıştır
düşüncesindeyim "
değerlendirmesinı yaptı.Çelenk,
davadaki eksik soruşturma
nedeniyle mahkemenin yanılgıya
düştüğünü de belirterek,
"Mahkeme konu>u aydınlatacağı
yerde, karannda küçük alıntılarla
değeriendirme yoluna gitmiş,
kitabın genel ve gerçek amacını
gözden kaçırmıştır" dedi.
3 yıl hapsi isteniyor
Erbakan davasma
devam edildi
DİYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - Bingöl "de 1994 yerel
seçimleri sırasında yaptığı
konuşma nedeniyle Diyarbakır 1
No'lu DGM'de, TCY'nin 312.
maddesi uyannca •'Halkı. din ve
mezhep farklılığı gözeterek açıkça
düşmanlığa tahrik etmek"
suçundan 3 yıl hapis istemiyle
yargılanan. kapatılan RP'nin lideri
Necmettin Erbakan'ın
duruşmasına devam edildi.
Diyarbakır 1 No'lu Deviet
Güvenlik Mahkemesi'nde dün
yapılan duruşmada tutuksuz olarak
yargılanan Necmettin Erbakan
kattlmazken, avukatı Mehmet Ener
hazır bulundu. Geçen duruşmada
DGM savcısının, esas hakkındaki
görüşünü bildirmesinın ardından
Ener, dosyadaki bazı eksikliklerin
giderilmesini istedi. Ener. dava
dosyası içinde yer alan \ ideo
bandın Bingöl Milli Gençlik
Vakfi'nda ele geçirildiğine ilişkin
tutanağın bulunmadığını belirterek,
"Bu tutanaklann Bingöl
Valiügi'nden gönderilmesini
istiyoruz. Aynca Raks fırmasından
da bu video bandın hangi tarihte
uretildiğine dair resmi bir yazının
firma>a gönderilmesini talep
ediyoruz. Bu belgeierin
geunesinden sonra savunma
yapacağız" dedi. Mahkeme heyeti
avukat Mehmet Ener'ın bu
istemlerinı yennde buldu ve
duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Avukat Senal Sarıhan
'DGM
sorunu
tadilatla
çözülemez'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Işık
Hukuk Bürosu avukatlarından Şenal
Sanhan DGM'lerde asker üye
buiunmasından kaynaklanan
"bağımsıztak'' sorununun tadilatla
çozülemeyeceğıni söyledi. Sanhan. artık
işlevsiz hale gelen DGM'lerin tümüyle
kaldınlıp davalannın ağır ceza
mahkemelerine devredilmesini istedi.
DGM'ler kurulduğundan beri bu
mahkemelerdeki duruşmalara giren
avukat Şenal Sanhan Abduilah Öcalan'ın
yargılanma sürecınde çözüm aranan
konuyla ilgili olarak sorulara şu yanıtlan
verdi:
- Taröşmanm Apo davasmdan önce
yoğunlaşmasını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- DGM'lenn bugün tartışmaya açılmış
olması. ülkemızde yöneticilerin ve kimi
, ,.bi|w %damlannın, insan haklanna dayalı
v ,h,ukuloın ülkemızde egemen olması
konusunda yeterince duyarlı ve kararlı " '
olmadıklannı göstermeİctedir. Hukuk
çevTeleri yıllardır. DGM'lerin adil
yargılanma hakkını ıhlal ettiğini ifade
etmişlerdir. Bugün DGM'lerin
yapısındaki hukuka aykınlığın yepyeni
bir olaymış gibi alınmasını yöneticilerin
samimiyeti açısından kaygı ile
karşıladığımı ıfade etmek isterim.
Türkiye'de ınsan haklanna dayalı bir
hukukun inşası. Avrupa Birliği ya da
ABD'nin istemlen ya da işaretleri ile
değil, ülke insanlannın gereksinimi için
ve onlann istemleri dikkate alınarak
gerçekleştirilmelidir. Yurtseverlik ve
ulusallık bu tav n zorunlu kılar.
Başkalannın işareti ile yapılan işler hem
zamanında olm'ayacaktır hem de
sorunlann kökten çözülmesme yardım
etmeyecektir. "Elden gelen öğün olnuz, o
da vaktinde gebnez" atasözü bu nedenle
çok öğretıcidir.
- DGM'den asker üyelerin çıkanlması ya
da sicfl sistemkrinin shiUeştirümcsi
sorunu çözebilir mi?
- AİHM. ıncal karannda, DGM'lerin
yapısının, A\Tupa İnsan Haklan
Sözieşmesi'ne aykınhğını
saptarken Türk hukukçulannın DGM'lere
ilişkin temel itirazlannı ele almış değildir.
Biz, bizzat DGM'lenn var olmasını
hukuka aykın buluyoruz. DGM'lerin ilk
kuruluş tarihi olan !973'ten bu yana da,
bu mahkemelerin, yargı bağımsızlığı,
hâkim güvencesi. doğal yaıgıç ilkelerine
aykın, özel ve olağanüstü mahkemeler
olduklannı ifade ederek kaldınlmalan
için mücadele ettik.
82 Ana\asasr>La yeniden
kuruldu
1975 yılında Anayasa Mahkemesi'nin
iptal karan ile DGM'ler kaldınldı. Ne var
ki, 1982 Anayasasfnın 143. maddesine
dayanılarak 2845 sayılı yasa ile yeniden
kuruldu. Binlerce insan bu mahkemelerde
yargılandı ve yargılanmaya dev'am ediyor.
DGM'lerde özel usul hükümleri
uygulanıyor. Örneğin gözaltmda avukat
görüşünden yararlanma,
açık görüş yapma. isnadı
bihne gıbi haklar, DGM kapsammda
yargılanan sanıklara tanınmıyor.
Bu dunım da adil yargılanma
hakkının açık ihlalidir. Eşitsiz bir
durumdur. DGM'ler bu
yapılan ile var olduklan sürece,
AİHM'nin çeşitli maddelerinin ihlali
gündeme gelecek, Türkiye. bu
aykınlıklan düzeltmek için ille de
yabancı bir hukuk kurumunun
söylemesini mı beklemeliydı?
Yapılması gereken, Türkiye'ye kulak
vermektir. Terör suçlan ağır cezalık
suçlardır ve bu suçlan yargılayan ağır
ceza mahkemelerimiz vardır. Bu
mahkemelerde görev yapan yargıçlar da
DGM'Jerde görev yapan yargıçlarla aynı
eğitimden geçmiş hukukçulardır. Devlet.
kendi mahkemelerine güvenmek ve çifte
standarda düşmemek zorundadır. Bugün
yapılması gereken, DGM'lerin tümden
kaldınlması ve bu mahkemelerdeki
davalann da ağır ceza mahkemelerine
devredihp sorunun kökten çözülmesidir.