Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
i r *
SAYft CUMHURİYET
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
31 MART 1999 ÇARŞAMBA
2
Yiyenler, Bakanlar...
TALtPAPAYDEV
Y
aşantımızda karşılaş-
tığımız bazı olaylar,
tanık olduğumuz sah-
neler nasıl da etkilı
olur. yıllar geçer unu-
tamayız. îkıde bırge-
lı\ OEümüze dikılır. Belkı otuz yıl geç-
tı Aana'da tanık olduğum bir sahne
bînıfena halde çarpmıştı, unutamı-
yonm. Uzun otobüs yolculugundan
sonrcyorgun argın birotele ınmiş. eli-
m >izümü yıkayıp karnımı doyur-
nak çin ilk önüme gelen lokantaya gir-
rraştm Havasıcakolduguiçıncadde-
nntemen kıyısındakı yazlık bölümü-
ne oürdum. garsonu beklemeye baş-
ladm. O zaman gözüme ilişti, par-
maklğın hemen kıyısında tek başına,
şıjmaı, yaşlıca bir adam, masası do-
nEtılnış. yedı sekız kap yemek, bıra-
yı daıçmış, büyük bir iştahla ve zevk-
le gfzlenni yumarak yemek yıyor.
Psmuklığın hemen arkasında üstü ba-
şı penşan, esmer, zayıf, sekız on yaş-
lannca bir çocuk da onun yemek yi-
yışine bakıyor. Ama nasıl bakış... Aç
olduğu her halinden belli. Adam yut-
kunurken o da yutkunuyor. Adam hıç
aldırmıyor. Görmemesıne olanak yok.
Parmaklığın hemen arkasında. Elini
uzatsa değer. Gözümü alamadım, da-
kikalarca ızledim. Ne git dıyor, ne sof-
radan bir parça yiyecek uzatıyor. Hıç
rahatsız olmuyor. Yemeyi içmeyi ke-
yifle sürdürüyor. Nasıl açıklanabilir,
şaştım kaldım. Kocabaş bir besi hay-
vanı olsa, karşısında aç bir buzağı böy-
le bakınırken önüne yığılı yemı, sama-
nı iştahla yiyebilir mi, emin değilim,
ama herhalde rahatsız olur. Onun ye-
mesini de ıster. Hayvanlarda bile böy-
le bir duygu vardır. Bızim şişkoda yok-
tu. Alabildiğine duyarsız, tıkınıyordu.
Gözlerini yuma yuma yutuyordu lok-
malannı.
Ikı porsiyon kebap söyledim, birisı-
ni paket yapın. şu çocuğa verin, alıp
gitsin, dedim. Elbette bir şey çözüm-
lemiş olmuyordum. Yann yine açtı o
çocuk. Ama hiç değılse yemeğimi ra-
hat yedım. Yıllar geçti unutamadığım
bir olaydır. O şişko adam da, o çocuk
da gözümün önünden gitmediler. Bel-
leğime takılıp kaldılar.
Benzer olaylara hemen her gün ta-
nık oluyoruz. Televizyonda akşam ha-
berlerini izlerken tam da yemeğe otur-
muşsak, kimi kurumlann yoksula yi-
yecek dağıttığı sahneler, yaşanan dra-
mın görüntüleri msanın ıçine oturuyor.
Nasıl toplum olduk biz? Kanal değiş-
tiriyorsun, öbür yanda yiyip içenler, gü-
lüp oynayanlar... Kuş sütü eksık sof-
ralar... En pahalı otellerde çekilen zi-
yafetler. düğünler, havada uçuşan do-
İarlar, beş milyonluk paralar... Delir-
miş, çılgın bir toplumun görüntüleri...
lnsanın bir yerleri sızlıyor. Insan ya-
nımız biraz olsun gelişmişse kendi ra-
hatımız, kavuştuğumuz olanaklar yet-
mez oluyor. Hele ülkenin yönetımıne
soyunanlar, tüm yurttaşlann yaşamın-
dan sorumlu olanlar nasıl rahat uyu-
yorlar, bu çelişkilerden nasıl tedirgin
olmuyorlar diye düşünmeye başlıyor-
sunuz.
Milletvekillerimiz, daha yukanlar-
daki yöneticilerimiz bunca olanakla-
nn, milyarlık maaşlann bol harcama-
lı rahatlığı içinde, yoksulluk kıskacın-
da kıvranan halkın sorunlanna eğile-
cek zaman bulamıyorlar. Yaşamlannın
amacı milletvekili olmak, üst katlara
tırmanmak ve kendilennı kurtarmak
olup çıktı. Ağızlanndan düşmeyen Sa-
tana millete hizmet' söylemlen yapma-
cık. ıçeriksız, inançsız deyımler. Hiç-
bir anlamı yok. Seçımlere yaklaştıkça
şu oynanan oyunlara yüce Meclis'i ne
durumlara düşürdüklerine, dönen do-
laplara bakınız, gerçekten mide bu-
landıncı. Bencilliğin bu düzeye düş-
mesi insanda umutsuzluk yaratıyor.
Boğaz tokluğuna çalışan memurla-
nn, ışçılerin, dul ve yetimlerin küçük
maaşlanna ayda sekiz-on miryon artış-
laryapılıyor. Bu artış aynı yüzde ile ya-
pılınca milletvekili maaşlanna üç yüz-
dört yüz milyon birden ekleniyor. Eme-
ği ıle geçinen üreticilerin birkaç aylık
ücretine denk paralar.
Sonuç ne oluyor? Yukanda anlattı-
ğımız aç yoksul çocuğun karşısında
hiç aldırmadan yiyip tıkınan şişkonun
öyküsü yaşanıyor. Adamlar öylesine
duyarsız. Sağcısı, solcusu hiçbirisi bu
haİcsız çelişkilen dile getirmiyor. Te-
levizyonlarda ikide bir izlenen yok-
sulluk tablolan karşısında suskunlar.
'Vatanın ve milletin bölünmez bütfln-
lüğünden' söz ederler ama bu varsıl
yoksul bölünmüşlüğünü yok sayarlar.
Öylesı işlenne gelır. Asıl can yakan bö-
lünmenin bu olduğunu bir türlü anla-
mak ıstemezler.
Son yıllarda iyice göze batar duru-
ma geldı: Bu enflasyon karşısında yok-
sulluk sının gittikçe büyüyor. Çok az
ücretlerle çalışan, iş bulamayıp boş
gezen insanlanmızın sayısı artıyor.
Adı ne olursâ olsun bir yönetimin asıl
görevı bu soruna eğilmek değil mi?
Yurttaşlann geçim durumunu düzelt-
mek içın önlemler bulmak olmamalı
mı?
Devlet olanaklannı bir avuç ınsanın
yaranna sunmak yerine, işsizlerin ve
çahşıpdaemeğınin hakkını alamayan
yığınlann durumunu düzeltmek daha
akılcı ve adil bir tutum değil mi? Bu-
na kım karşı çıkabılir? Binbir cam-
bazlıkla. yalanla dolanla halktan oy
isteyen pohtikacılar. bu büyük gerçek-
lere ve doğrulara yönelmeden ne yüz-
le oy ister, anlamak olası değil. Or-
tada açık bir sapkınlık olduğu kesin.
ARADABİR
Ml STAFA GAZALCI
Eğıt-Der Gn. Bşk. CHP PM üyesi
Kayabaşı'ndan
Saçılan Işık
Denizlı'nin Kale ılçesinin Kayabaşı Köyü'nde22
Şubat 1999 günü şenlik vardı.
Aydın ve köylü dayanışmasıyla yapılan 3 katlı,
350 oğrencinin okuyabileceği Kayabaşı Cumhu-
riyet llköğretim Okulu'nun açılışında yaşandı bu
şenlik.
Sımrlı da olsa karanlığa karşı aydınlığın bir ut-
kusudur(zaferidir) Kayabaşı llköğretim Okulu'nun
açılışı. Atatürkçüluğün, tam bağımsızlığın, çağ-
daşlaşmanın utkusu!..
Ali Karlık, Kayabaşı nda görev yapan, soyu gi-
derek azalan, halk önderi, aydınlanma örneği bir
öğretmen.
Isterse, direnirse bir öğretmenin, öğrencileriy-
le, halkla birlikte neler yapabileceğinin kanıtıdır
Kayabaşı Cumhurtyet llköğretim Okulu'nun yapı-
lıp öğretıme başlaması.
Hem de her türlü engeli aşarak, kendisi gibi dü-
şünenlerle bütünleşerek bir şeyleri başarmanın
kanıtı.
Umutsuz, yılgın, "Benneyapabilirimki?", "Umu-
nımda mı dünya" diyenlere eşsiz bir örnektır Ka-
yabaşı köyünde yaşananlar.
önce öğrencilerle birlikte Atatürkçü düşünce
doğrultusunda "Kayabaşı'nın Sesi" adlı bir gaze-
te çıkardılar. O gazeteyı bütün yurda dağıttılar. Ay-
rn doğrultuda oyunlar hazırlayıp sergilediler. Bu
oyunlarını Ankara'da, Denizli'de sahneledıler.
Sonra da bırçok gereksinimı karşılayacak Cum-
hurıyet llköğretim Okulu'nun yapımına başladılar.
Bu gırışımlerden rahatsız olanlar öğretmen Ali
Karlık'ı, 'bölücülük' savıyla Konya'ya sürgün et-
tiler. Ali öğretmen Danıştay'dan yürütmeyi durdur-
ma kararı aldı. Binbir güçlükle bu karan uygulat-
tı. llle de Kayabaşı köyü dedi. Direndi. Sürekli ışık
saçacak okulun yapımını bitirmek istedi.
Cumhuriyet gazetesi de bu sese kulak verdi.
Kayabaşı'nınhaklıçığlığını ülkenin aydınlık insan-
lanna duyurdu.
Damla damla toplanan katkılar, sonunda bir gü-
zelliği yarattı.
Ülkede bunca olumsuzluk yaşanırken simgesel
de olsa yaşanan bu ortak sevinç anlamlıdır.
Bu ülkede irtica bir ölçüde önlendiyse, aydın-
lanmacılann sesi düne göre bugün daha çok çı-
kıyorsa, bunda Kayabaşı'nda olanlann etkisi, kat-
kısı vardır.
Şimdi bu zincire aynı çizgide olumlu yeni şey-
ler eklemek gerekir. Başka yerlerde de benzeri
güzel şeyleri yaşamak. Okul içinde ya da dışında
zengin bir kitaphk kurulması, her türlü sanat et-
kinliklerınin sergilenmesi, çevre üretiminin değer-
lendirilmesi gibi.
Bıhyorum, kolay değil bütün bunlan başarmak.
Sürekli birsavaşım, iğneyle kuyu kazargibi bırdi-
renç gerekir. Ama dün de bugün de guzellikler bu
engeller aşılarak sağlandı. Başka çözüm yok.
Halk gönlüne ekilen emek er geç yeşerir, değe-
rini bulur. Bu yolda yapılan her şey değerlidir. Bun-
lar yenı güzellikleri doğuracaktır. Aydınlanma için
sürekli ışık saçacak Kayabaşı llköğretim Oku-
lu'nun yapımında emeği geçenleri kutluyo-
rum.
TERCAN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Esas. 1983'10 Karar 1998/14
Davacılar Tercan"ın Yuvalı köyünden Hasan Uludağ. Dursun
Uludağ ve Temur Taşçı tarafından Tercan Mliye Hukuk Mahke-
mesı'ne mesaha tashıhı ıçın adlanna tapuda kayıtlı olan taşın-
mazlar hakkında hazıneyı ve köy muhtarlığını davalı göstererek
dava ıkame etmışlerdır. Dava devam etö^ı sırada yöreye kadast-
ro çalışmalan başlamış ve davacılara aıt taşınmazlar hakkında tu-
tanak tanzım edılerek taşınmazlann davalı olduğundan bahısle
tutanaklan Tercan Aslıye Hukuk Mahkemesı'mn 1979'464 esas
sayılı dosyasma göndermışlerdır Tercan Aslıye Hukuk Mahke-
mesı de bu taşınmazlarla ılgılı nıhaı karan vermek ıçın dosyanın
Tercan Kadastro Mahkemesı'ne göre\sızlıkle göndermış ve dava
Kadastro Mahkemesı'mn 1983 10 esasına kavdı yapılmıştır
Bu kez nızalı taşınmazlann komşu parsellerdekı taşınmaz-
lann malıklenm davalı olarak göstenlmekle aşağida adı geçen
davalılan dahılı davalı olarak dava>a ıştnaklennı saglamışlardır.
Kadastro mahkemesınce yapılan açık yargılama sırasında Ter-
canın Yuvalı köyü hudutlannda bulunan 33, 408. 545, 546 ve
547 parsel sayılı taşmmazlann davacılann taleplen doğrultusun-
da mesahalanmn büyütülmesine karar venlmış olup \enlen
karar bir kısım davalılann adreslen meçhul olduğundan teblığı
yapılamamıştır. Keza Hazıne temsılcısı Tercan Mal Müdûr-
İûğü'nce karar süresmde temyız edilmış olup temyız dılekçesı de
bir kısım da\alılara teblığı yapılamamış olduğu tespıt edılmıştır
Bu ıtıbarla adreslen meçhul olup tespıt edılemeyen, Hûseyin
Polat. Halıs .Aras. Rıza Araz. Temur Taşçı. Velı Güneş, Hasan Er-
taşoğlu, Dursun Akgül, Yavuz Arslan, Mehmet Tekın. Dursun
Ali Sönmez. Hasan Yavuz. Alıcan Bınıcı, Bınali Cengız, tbrahım
Sönmez. Ahmet Zülfıkar. Mehmet Özcan, Süleyman Yıldınm,
Mehmet Demır, Zeynel Bulmuş ve Hıdır Tekın'e mahkememızin
3 09 1998 tanh ve'1983/10 esas, 199814 karar sayılı mahkeme
karan ıle Hazıneyı temsılen \enlen temyız dılekçesının teblığı
yenne kaım olmak üzere ılan tanhinden ıtıbaren karar ve temyiz
dılekçesmm teblığı yenne geçerlı olmak üzere ılanen teblığ
olunur Basın: 10261
Geçmişe Bakış
H. AVNİ USLUOĞLU Emekli Müsteşar Yrd.
Y
ıl, 1943.Kasımayının21-23
arası günlerden bir gün. Ana-
dolu Hısan'nın doğusunda
Kavacık Çiftliği denilen yer-
de 10. UçaksavarTaburu 95.
Batarya'da, Yedek Subay
Okulu'ndan geleli bir ayını tamamlamamış
asteğmenim. Pazartesi sabahı. Çankınlı Av-
niÇavuş, toplanmız başında günlük çalışma-
lanmız sırasında bir gazete uzattı, cebime yer-
leştirdim, ferahlaymca göz attım ve sanki
dünya başıma yıkıldı... En üstte, en büyük
harflerde gördüğüm şu idi: Osmancıktama-
men batd." Depremi yazıyordu.
Yer yanldı ve şehir kayboldu hissine ka-
pıldım. Annem ve 4 kız kardeşimin, bizi kur-
tar, diyen bağırmalannı işitirgibiydim. Izin-
li gittim, hafıf atlatmışlar, sevindim, sevin-
dim...
Bir süre Cumhuriyet gazetesini elime ala-
madım. Bunu bilen saygınbiryakınım, "Sa-
na sadece bu gazeteyi tav siye ederim. amma
gerçekten sabıria ve dikkatle okuman koşu-
lu ile, iki yüda iki v ıllık dört yılda dört v ıllık
bir sosyal eğirim veren bir fakülteden dlplo-
ma abnış kişi düzeyine ulaşacaksın" demış-
ti... Bu altın değerindeki sözleri ben de ge-
rekenlere sık sık tekrarlamışımdır...
Gün geldi, özellikle 1970 yılından bu ya-
na, Cumhuriyet okuyuculannın adımı anım-
sayacaklan ölçüde yazılanmın bu gazetede
yayımlanmış olmasının gerçek mutluluğunu
yaşadım, yaşıyorum.
Tanıyanlarbiliyorlar; her iki gözüm de re-
tinadaki kanamalar yüzünden iyi değil. 15-
20 cm. ötesinı silik olarak görebilıyorum. 15-
20 cm'deki yazıyı da özel gözlükle (17 No.)
güçlü ışık altında okuyabiliyorum. Yazılan-
mı, alıntı yapamadan, karalamadan (müs-
vedde) yararlanamadan, sadece birikimle-
rimle ve bu 1930 yılından kalma yazı maki-
nem yardımıyla tuşlayarak yazabiliyorum.
Verdiği işkenceyi ve yazımı bitirince duydu-
ğum hazzı tasavvur edemezsiniz...
Izninizle konuyu değiştireceğim. 'Kura-
nı Kerim ve Müsbet llim' adlı bir kitapçık al-
mıştım; Diyanet Işleri Başkanhğı bastırmış.
Sayın Dr. Fahri Demir'in bir konferansıdır.
Dikkatli ve kısmen zevkle okumaya çahştım.
Arzettim, gözlenm elvermiyor. Yararlandım,
ancak "Meleklerin peygamberleri mü'min-
lerden, insanlann p«ygamberi de meleklerin
pe>gamberierinden üsründür" sözleri beni
düşündurdü.
Demek ki Yüce Allah, yolunu şaşıran me-
lek topluluklannı da uyarmak için peygam-
berlergönderiyor. Katıldığımı söyleyemem...
Sayın Prof. Dr. Süleyman Ateş'in altı cilt-
lik Kuranı Kerim Tefsiri'nde Yasin suresinin
80. ayetine bakmam gerekti, ağaçlarda ye-
şilyapraklararasındakıvılcım, ateşkonusu-
nu elektriklenmeye bağhyor. Buna da katı-
lamıyorum.
Odun hammaddesi depo edilmiş güneş
enerjisidir. Karbon yüklüdür. Havadaki kar-
bondıoksitin fotosentez olayı ile karbonu alı-
konup oksıjeni havaya verilir. Oksijen yakı-
cıdır.
Yani bu ayet ındiği zaman oksijen bilin-
miyordu, yakıc» olarak ateş deyimi ile ifade
edildi. Oksijenin olmadığı yerde yanma ol-
maz. Konunun elektriklenme ıle ilgisini dü-
şünemiyorum. Ne büyük bir hikmettirki ya-
nıcı hidrojen ile yakıcı oksijen birleşıyor ve
su oluşuyor.
Yazımı teşekkür borcumla bitirmek istiyo-
rum: Ancak kalbimde aort ağzının genişle-
mesi, tam kapanamama, sızıntı yapma, na-
bızda ritim bozukluğu, teklemeler, ani tan-
siyon yükselmeleri gibi sorunlara karşın ba-
şan ile açık prostat ameliyatımı gerçekleş-
tiren ve beni sağlığıma kavuşruran Hacette-
pe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ha-
lukÖzen'e. bu eli öpülesi genç yeteneğe, bu
memleket evladına mınnettarlığımı, şükran-
lanmı dile getirmeyi ihmal edersem ken-
dımi affedemezdim.
Bir tuşla, görüşmelerin ağırlığından kurtulun.
KT 1500, sizi yormayan bir telefon. Çünkü ahizeye, kabloya bagımlı olmadan,
tek tuşla özgürce görüşmenizi saglayan Speaker Phone Sistemi'ne sahip. Elbette hepsi bu kadar degil.
Yine tek tuşla ulaşabileceginiz 20 hafızalı Memory Bank7 Quick Memo, tek tuşla yeniden
arama, ses kesme . Bütün bu özellikleri, en uygun fiyata sunan KT 1500 ile tanışın, hayatınız kolaylaşsın.
1500 KT 1020 KT 1060
•«MIUI03Z& A- -t 343 » K/«b» Mİ » 3» 75 »5./rao k 73 41 »Ü^Jı-ij Bs H i « O » c 136 00 SV G«*ıiy M Zl/fh fc d 34<O/bıla Oitt «Zlfa.lt-15! 09 \7I»** r<. <S4 T> 77')» 1 x 0 ^ B* 5S 10,'OJÜ» Ul » <l3«7«1JmTc 232 21 BAlnri fc
ısiıa anMuMom 0od>#> s**n : ' i ı ı *mMcırn~±ı u * 2i: u 72 •umtuestv U14 m zı 17 7j <u*. u s> 31! 73 71 y . u*. * 73 73/bU v 31212 »JU*$, u > ru n ufym m » 31 • ıs n'o*,* h t m ıı/M w »
r ttx,-tMtmeW! Hanuti'iaxz-:v? fmr.n*5tji*r v:rn fc,EWi','!;^y.iMKH«(«<»-va»yj»?cıı»ıty»&te»4zy7a3tw^Jfa:ii î : t m«—MKMI/U»AM»»718ÎI2J. şj»airi7137455
225 E 1/lm: W> 2M <0 M « n itkr 222 10 S8 kd <U> 37Î 9» 50<mn 2Ü 2! »1 •Om LZ'u „ W a w b v » 112 15 55 < 0 I W * M , J J I V 21] 17 t tBOtl^A < « | U
3^r U^2212ll5Ali»V231'5»-at>«»41^ı>nAEIa^2<2 5l311<kUZ2535^-f!nv*IOÎ2aEnrc231G>> «mk i lü 11 DI
214 It a I W | M | I UA 212 71 42 •eUttUHHUOUI •OtASKl i|,GnawSc M 95 <&K*W >15 20 3>'H>W \ Ul V 43/Or<a 33! 79 i/feU « 1 3 4 H M « « M « TMUSK: J. ^> ', »1 "i S Hİr, m 53 S3IU» İU 31 *>IM>* h.
f>532l 371 SD lt/^»ı WD> 251 42 SOı'Cam» 152 3< 04 jU. Iıi»r S3J II C»U«ı T< 591 X 11/tt, U n 520 91 21'Sr, T«_ 5B >S 4lı1GSPri» 214 C 51tw B n n i 24! V ™ i i : (i™ fa 42» 5C 2tHU 51! 2 15 V U*>U m 21 5İ»*I !51 S P U L
57d33V7/«»««7fcoı».i
l
;W6 1<rad.I, Z5 n 51fa«rt S ) u U * ^ 55J 62 P/ut kakr SX *H/0r* 53» T W/5t*»r<. 512 I N / S ı ^ U * 45» 23 HS» V 52« 30 Vba 232 r ^ ~ttm >«! U 12 W 25i X U i m r«. 527 05 « b OM 252 4» WV~k
524 71 Ml •ln*D2rV'><«b Id > K » » h a * » E " 91,U» » C T'.TİM 1 . «4 S» 59 EjrSo- « «5»^n~c45!«*Eı>»ı Sdri 145 St X/»dn t*pm tt 277 u ' t H n Aidn. \ <i !» 54 C= O» k 242 1" Ijtodn H H 271 « O/ba» f
J U 2 O J / Q ^ r « 2 7 O T / O ^ W t a t 3 t l t / ' G t f 5 l l 7; U U U « 0 3 4 ' h r Tt îli 13 Jftfe SmGdm 2145< Tl'IHpUni 223S< 5«,YmnU*i511 »33/Bdte İUJ5 14 <AUMmV t
K t ü. 72 T/I^-lt» 222 t 61 "O» ud » 233 3» H U 4 V 231 Ti W/ll n^ 1» 334 16 ît'Ogn ftn 13° l
İ « V>WıD» V 222 V OT&j.ta 2322C 24,"fîn«k 331141 HMBUUtÜHtoUJ 2 l 2 5 1 U
r
232 70 3»/C* te !Z ^ !'
1 1S/W»i !J
42*~t>» ik 23; 53 23,5^4 VJa 222 17 »1,
J
.,,. ,..,...., ....
t e ^ l 2 2 )a l342/Hn
adril3S
Ücretsiz Tüketici Haltı
fOflfOfOfifljlftf2(2IO7 KLJıMTEL
PENCERE
Demokraside
Kâbe Yoktur...
Çocukluğumda "Ölüm Şuaı" adlı bir roman oku-
muştum. Hangi dergideydi?.. Yazan kimdi?.. Anım-
sayamıyorum, ama, konusunu unutmadım. Üstün ye-
tenekte bir bilgin, gizli laboratuvarında 'ölüm şuaı'ru
(ışınını) bulur gezegenimizde istediği ülkeyi, istedi-
gi kenti, istediği halkı, istediği devleti yok edebile-
cek gücü tek başına ele geçirmıştır.
Bilgin nasıl bir kişi?..
İyi mi?.. Kötü mü?.. Amacı ne?.. Bitgin insanlığın
yazgısını elınde tutuyor. Ne yapacak?.. Güç tek ki-
şinin eline geçti mi sonu ne olur?..
Çocuk aklımla düşündüm durdum, romanın çe-
kimine kapıldım, gece düşlerime girdi bilginin serü-
veni...
•
Insanlıkta gücün payiaşılması gerek!..
Bizim dışımızdaki bir gücün her şeyi düzetteceği-
ne, her şeyi bildiğine, bizim yazgımıza da egemen
olduğuna inandığımız gün, insanlığımızdan istifa et-
miş sayılınz.
Konuyu somutlaştıralım mı?..
Eskiden bızım solculanmız arasında Moskova'yı
'/câbe'bilenler vardı.
Kremlin ne söylerse gerçek o idi.
Kâbedeki putlara tapınmayı sosyalizm sananlar,
artıkdöndüter...
Yeni kâbeleri Vaşington!..
Ne diyoriar
- "Dünya artık tek kutupludur; Vaşington insanlı-
ğın tartışılmaz efendisidir; 'Yeni Dünya Düzeni' tek
seçenektir; tarihin sonu geldi; her ülkenin, her top-
lumun, her kişinin yapacağı tek şey var: Amerikan
egemenliğinde tek ekonomık modeti benimsemek!..
Başkaldıran olursa, başı ezilir."
ÂBD'nin egemenlıği tartışılmaz.
Tek kutuplu dünya bu...
•
Tek kutuplu dünya olabilir mı?..
Artı olacak, ama eksi olmayacak!..
Doğayaaykın bu...
Insanlık ekonomide egemenin saptadığı bir 'tek
model'e sığabilir mi?.. Tüm gezegenimize buyurgan-
lığını dayatan Amerika, Birleşmış MılletlerOrgutu'nu
de hiçe saydığına göre ınsanlık kendısının dışından
ve kendisinin üstunden gelecek emiriere mı boyun
eğecek?..
Geleceğin belirsizliğini vurgulayan sorulann ardı ar-
kası kesılmiyor.
•
Tek kutuplu dünyada Amerika'nın bağılsız koşul-
suz egemenliğini tartışılmaz buyruk gibi benimse-
yen az gelişmış ulke enteli, sözde demokrasıden
yana gönjnüyor. Oysa bağımsız olmayan bir toplum
bağımsız düşünemez, özgürlüğü tanıyamaz, bu du-
rumda o toplumda nasıl demokrasi olacak?.. Ame-
rika öyte istediği için mı?.. Buyrukla demokrasi, dün-
yanın hiçbır toplumunda tarihin hiçbir devresincle ger-
çekleşemedi.
Toplum önce kendi içinde demokratikleşecek, kul
bireye dönüşecek, özgürlükler kişinin vazgeçilmez
değerleri olacak ki dünyada demokratik bir forumup
örgütlenmesi gerçekleşebılsin. , .„,„
Demokraside kâbe yoktur^.f J J ı a L
Tek kutup doğaya aykın...
Insanlığadaaykın...
Eski cihangirler, tek kutuplu dünya yaratmak is-
temişlerdi, başaramadılar.
Demokratik birdünyanın insanlığı, tek kutbun bu-
yurganlığına girecek ölçüde kölelığe teşne olabilir mi?
İSTANBUL10. İCRA MÜDÜRLÜ ĞÜ'NDEN
GAYRİMENKUL SAHŞ İLANI
DosyaNo 1999 6
Emınönü Muhsıne Hatun Mah Tavası Çeşme Sok Babayıgıt Sok 'ta ka-
ııı. 114 pafta.
7
19 ada, 18 parsel sayıh 18 00 m2 mıktarlı kargır bınanın ta-
mamı ızaleı $uyu ve açık aıttııma suretıyle satışa çıkanlmıştır Satış ılanı ıl-
gılılenn adresıne teblığe göndenlmış olup. adreste teblıgat yapılamaması ve-
ya adreslen bılınme\enler ıçın de ışbu satış ılamnın tebhgal \eruie kaım ola-
cağı ılan olunın İnır dırumu: Enunönu Bel Bask tmar Mûdnûn
07 11 1997 tanh ve 97 7506 sayılı yazısma göre 12 07 1995 tanh ve 6848
sayılı Koruma Kunılu karan ıle tanhı StT alanı ve kentsel StT alanı olarak
ılan edılmış bölgede olduğundan, 1 -500 ölçeklı planda eskı eser olduğundan
her türlü ınsaı taalıya ıçın kuruldan gönîş alınması gerekmektedır Halika-
a r dnnıniB: Satışa konu tasınmaz 6 kapı nolu kargır hanenın tamamıdır
Tamammda kunılu kısmı bodrum kat, zemın kat, 1 normal kat. çatı katından
ıbaret, yıgma kargır beden duvarlan harman tuğla, pencerelen ahsap. gınş
katmda sahanlık. WC, mutfak. nışı ahşap merdıvenle çıkılan 1. katta hol ıle
sok cephesınde cumbalı, 1 oda. çatı katında hol ve 1 odadan ıbaret, oda ze-
mınlcn ahşap. elektnk ve su tesısatı bulunan boş yapı eskı ve metruktur
Kıjmeti: Tamamına 5 500000 000 - TL kıymet iakdır edılmıştır lhale.
damga pulu bedelı. tapuda alım harcı, KD\\ tâhlıye ve teslım masraflan alı-
cıya aıttır Arttırma zanuıı ve veri: İlk açık arttırması 14.05 1999 Cuma
gûnü saat 10 00'dan 10 15'e kadar lstanbul Adlıye Sarayı Onuncu lcra Mü-
dûrlugu'nde yapılacaktır. Lk açık arltırmada leklıf edılen bedel. muhammen
kıymetın %75'mı ve varsa rüçhanlı alacaklılann bu gaynmenkulle temın
edılmış alacaklan mecrnuunu aşmadıjı takdırde en çok arttıranm taahhûdü
bakı kalmak ûzere arttırma on gün daha uzatılaıak 24.05 1999 Pazartesi gü-
nü saat 10 00"dan 10 I5"e kadar >ıne lstanbul Adlıye Sarayı Onuncu Icra
Müdürluğü'nde yapılacaktır lkmcı açık arttırmada muhammen kıvmetın
°'o4O'ını bulması ve satış ısteyenın alacağına rüçhanı olan alacaklann top-
lamından fazla olması ve bundan baska paraya çevirme ve paylaştırma mas-
raflannı geçmesı şam \le en çok arttırara ıhalesı yapılacaktır Gaynmenkul
kendısme ıhale olunan alıcı. venlen mehıl içinde ıhale bedelını ödemezse
namına yapılan ıhale fesholunarak tlKnun 133 maddesı hukmü tatbık
olunur. Ikı ıhale arasındakı ferk ve geçen günlenn %50'den hesaplanacak
faız ve dıger zararlar aynca hûkme hacet kalmaksızm alıcıdan tahsıl olunur
lpotek sahıbı alacaklılarla dıger ılgılılenn ve ırtılak hakkı sahıplennın hak-
lannı. faız ve masrafa daır olan ıddıalannı davanağı belgelerie 15 gün ıçın-
de lcra Daıresı'ne bıldırmelen ıcap eder Aksı halde haklan tapu sıcılıyle
sabıl olmadıkça satış bedelmın paylaşılmasından hanç kalırlar Arttırma
sartnamesı herkesın görebılmesı ıçın 14 04 1999 tanhinden ıtıbaren mûdür-
luğumüzde açık bulundurulacakîır Talep edıldıfı ve 750 000 - TL lık pos-
ta pulu göndenldıgınde şarrnamemn bir orneğı gondenhr Arttırmava ıştırak
etmek ıstevenlenn arttırma şarrnamesını okumuş ve münderecatını aynen
kabul etmış ad ve ıtıbar olunacaklardır Ihaleye ıştırak etmek ısteyenlenn
muhammen kıymetın %20'sı nısbetınde pey akçesı (TL olarak) veya o mık-
tar mıllı bir barıkanın temınat mektubunun tevdıı mecbun olup, alıcı bınde
3 6 damga resmını ıhaleyı müteakıp ödemeye mecburdur Fazia bılgı edm-
mek ısteyenlenn dos\a numarasıyla müdürlûgumüze müracaatlan ılan
olunur 25 3 1999 Basın 13845
Neden ınsanlar öldürülür?
Ardından insan haklan gelır?
Anlamış değilim.
Neden insanlar
Bırbinnın yüzüne gıilüp,
Ardından kötü konuşur
Bılmış değilim.
Neden insanlar bayram yapar
Birbırlerıyle bayramlaşır
Onu da anlamadım
Ya öyle
Her neyse
Bayramınız, bayramımız bayram ola
Kalın sağlıcakla
DOĞAN KATIRCIOGLU
"Arkadaş Kulübü" Başkanı