25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 MART1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 13 ŞİRKETLERDEN • SITV MICROSYSTE.YfS Baskanı Scott McîMeah, İnternet servis sağlayıcılannının ücretsize- mail, sunu graflkleri hesap tabk)laru haber hizmetieri sunduklanm, bu nedenle kurunısal alanda pahaJı ve karmaşık PC'lere ve Windows'a gereksinimin ortadan kalknğını savundu. * # > • CANON. dünyanın en büyük bilgi teknolojileri fiıan CeBlT 1999 Fuan'na katıldı. Fuarda, iki standı bulunan Canon'un bir standında ofis makinelen sergilenirken, diğer standında bilgi-işlem çevTe birimleri tanıtıldı. • SISLEY ilkbahar-yaz koteksiyonu tüketicilerin begenisine sunuldu. şarap kıımızısı, mavi \e gri renklerin ağırüklı bulunduğu koleksiyonda 254 model büJunuyor. • ERENKÖY LACOSTE mağazasında yapılan katalog çekimleri tüm dünyadaki Lacoste mağazalannda başvuru kaynağı olarak kullanıJacak. Katalog, 1999 yılı içinde tüm dünyadaki Lacoste mağazalanna dağıtılacak. • PROTEL BİLGİSAVAR Genel VIüdürii Metin Arghan, Türk turizminde son günlerde yaşanan sıkıntılann astlması için güçiü tanıtunın gereidj okluğunu söyleyerek, tanınm için kuUanılâcak araçlardan en ucuzu ve etkilisinin İnternet okluğunu vurguladı. • LC. \VAIKIKI Ukhahar- yaz koleksiyonu tüketicilerin begenisine sunuldu. Spor giysilerin ağırlık kazandığı koleksiyonda, tişörtten, mayoya, şapkadan pantolona, ayakkabıdan gözlüğe çocuk dünyasının ihtiyaçlanna cevap veriliyor. • YEŞtMTEKSTÜU Kariyer Günleri çerçetesinde ODTÜ te Biikent l nhersiteieri'nde düzenlenen organizasyonda ver aldı. Biikent fcniversitesi'nde bu yıi ilki düzenlenen ve iki gün siiren kariyer günierinde yaklaşık 3 bin öğrenci tekstil firmasının standıJU ziyaret etti. • EUROPAY INTERNATIONAL. bir süredir uygulanan kredi kartı sahtekârlığını önleme çalısmalan sayesinde kart sahtekârhğında düşüş gerçekleştiğıni açıkladı. 1998 yaz dönemi boyunca Eurocard'MasterCard kredi kartı işlem hacmi 39.1 milyar dolara ulaşırken, bu miktar içindeki kart sahtekârlığında bir önceki yıla göre yüzde 13 oranında azaima olduSu bildirildi. • JOHNMEUALKER Black Label'm 100 yıllık bir geçmişe dayanan şişesi yenilendi. Johnnie \\alker Black Label'uıyenişişe etjketi tasanınının, eskisine oranla daha wın ve ince olduğu belirtidi. • TURK NOKTA NET. ^eni yıl ıle bırıkte başlattığı '1 AyÖde2AyKullan" campanyasın; bitirerek yeni >irkampanyabaşlattı. Yeni :ampanya süresince Türk Jokta Nefın aylık nternet paketni aianlara 'ürk Nokta Vt şapkası edıye edılivor. I DANDY Sıkız ve ekerieme Saıayisi, şekersiz tkız Fatun'ı y?ni lezzetiyie iyasaya sürdi Falım, çflek ' karişık meve aromalı •ni lezzetiyle tüketicilerin "genisine sumldu. YETKİLİLER GÖREVtNİ YAPARSA UCUZEKMEKSATIŞISAĞLANABİLECEK Ekmeği ucuza satmayıvaat eden politikacılann günün koşullannda bunu 'başarabilmeleri' için başka kaynaldardan yararlanmaJan gerektigine dikkat çekilivor. Ekmekte zamanı E4TMA KOŞAR Seçimlerin yaklaşmasıyla po- litikacıiann ağzına almaya baş- ladığı ekmek fiyatlanndaki ar- tış. dar ve sabit geiirlının bütçe- sinde delikler açmayı sürdürür- ken. ekmeğin aslında çok daha ucuza satilabileceği belirtildi. Ek- meğin seçim malzemesi olarak kullanılmasına tepki gösteren fi- nncılar, ekmek zamlannda tanm politikasının da gündeme geti- rilmesi gerektigine dikkat çeke- rek zamlann tek sorumlusu ola- rak gösterilmelerinin doğru olma- dığını ifade ediyorlar. Ekmeği ucuza satmayı vaat eden polıtikacılann günün ko- şullannda bunu 'basarabilmete- ri' için başka kaynakJardan yarar- lanmalan gerektigine dikkat çe- ken finncılann büyük bir kısmı, aynı zamanda un piyasasında tam rekabetin sağlanması ve bakka- la ödenen payın azaltılması ha- linde halkın ucuz ekmeğe kavuş- turulabileceğini de söylüyor. Böylelikle yetkililerin asıl gö- revlerini yerine getirerek ucuz ekmek satışını saglayabilecekle- rine dikkat çekenfinncılar,ekme- ğin yerel yönetimlerce seçim mal- zemesi olmaktan çıkanlarak "sa- mimi yaklaşımlarU*' ucuzlatıl- ması gerektıği görüşünü dile ge- tıriyorlar. "Buğdaydabüeneredey- sehhalatçıkonumagetirilt-n Tür- kiye'de ucuz ekmek vaaderinin" söylemde kalacağı ağırlık kaza- nıyor. Bu arada yapılan hesaplama- lar, birekmeğin maliyetinin 50 bin lira civannda ve bayilere düşen payın çok yüksek oldugunu gös- teriyor. Bakkallann ekmek başı- na ortalama 25 bin lira aldığı be- lirtilirken un ve maya piyasasın- da tekelleşmeyaşanmasının fiyat- lara büyük oranda yansıdıgı ifa- de edıliyor. Fınn sahibi Levent Yarlı'nın yaptıgı hesaplamalara göre 250 gramlık birekmeğin maliyeti 50 bin 760 lira. Yarlı, pek çok finn- cı gibi girdilerdeki 'insafsız ar- öş'tan bahsederken, sadece bak- kala verilen ve 30 bin liraya ka- dar çıkan payın düsülmesi halin- de halkın 60 bin liraya ekmek alabileceğini söylüyor. Istanbul Finncılar Odası Baş- kanı Fahri Özer ise belediyeler tarafından sübvanse edilen Halk Ekmek şirketlenne tanınan koşul- lann, ucuz ekmek için 'siyasi kay- gılar' bir yana bırakılarak sefer- beredilmesi halinde iseherkesin ucuz ekmek alma şansına sahip olabilecegini dile getiriyor. Özelleştirme çalışmalannın gizlice sürdürüldüğüne dikkat çekildi Telekom dosyası Başbakanlık'ta HAZALATEŞÇAKIR Kamu mallannı yok pahasına elden çıka- ran siyasiler, Türk Telekom'un da özeUeş- ririlmesi için çahşmalannı gizlice sürdürii- yor. Telekom'un özelleştirilmesine ilişkin dosyanın Başbakanlık'a gönderildifini be- lirten yetkililer. "Bunun için de yeni senar- volar hazırianıyor. Dosya Mecüs'e henfiz gönderilmedi. Seçimlerin hemen ardından gündeme getirüecek" diye konuştular. Türk Telekom Ihale Komisyonu'nca ha- zırlanan raporun Başbakanlık'ta beklediği- ni belirten yetkililer. raporda şirket hissele- rinin bırkısmının halka arz, birkrsmının da şirket ve Posta tdaresi Genel Müdürlüğü ça- Iısanlanna satılrnasının öngörüldüğünü be- lirtiyorlar. Raporda, aynca şirket hisselerinin bazı stratejik yatınmcılara da satılacağının açık- landığı kaydedildi. Yetkililer, Türk Tele- kom'aaithisselennsatışıkonusunda ABN- AMRO Rothschild ile Merill Lynch Inter- national ve Investment firmalannın ortak- Jaşa bir çalışma yüriitrüklerini söylediler. Raporda, devlete trilyonlarca lira kâr geti- ren Türk Telekom'un yüzde 20 hissesinin kablolu veya kablosuz iletişimde, yönetim ve işletim alanlannda uzman stratejik yatı- nmcılara ve konsorsıyumlara satılması is- teniyor. Yetkililer, Türk Telekom'un satılarak de- CSM kullanıcıları artacak Bu arada. Türkiye'de hızlı bir büyüme trendi gösteren GSM pazan 1998 yılında 3.5 milyon abone sınınnı zorladı. Toplamda I milyon 977 bin 686 yeni abonenin yapıldıgı GSM pazannm 1999 yılı sonunda 7 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Operatör fırmalardan Turkcell, 1998 yılında 1 milyon 275 bin, Telsim de 702 bin 686 yeni abone gerçekleştirdi. Pazarda 895 bin abonesı bulunan Ericsson'u 240 bin abone ile Nokia takip etti. Motorola üçüncü, Panasonic de dördüncü sırada yer aldı. ğil, yeniden yapılandınlması, istihdamın arttınlarak teknolojik altyapının gûçlendi- rilmesiyle kânnın 10 misline katlanacagına işaret ediyorlar. 'Altm yumurtla>an tavuk 1 Yetkililer, "Enerji ve telekomünikasyon hizmetieristratejik öneme sahip. Hele bir de yabancılara satalım derseniz bu büyük bir hata olur. Siyasiler altın yumurtlayan ta\u- ğu satnıaya çahşıvoriar. Öndan sonra tûke- tici bugün ödediği rakamlann 3-4 mislini ödemek zorunda kalacak" değerlendırme- sini yapıyorlar. Bu arada. Türk Telekom AŞ Ihale Ko- misyonu'ndan alınan bilgiye göre, kısmi sa- tış konusunda danışmanlık kuruluşlan tara- findan yatınmcılar için hazırlanan raporla- rın 15 bin dolardan satıldığı belirtildi. Komisyon yetkilileri. şirketin özelleştiril- mesi kapsamında yüzde 20'sinin blok halin- de, yüzde 14'ünün yurtiçinde ve yıırtdışın- da halka arz, yüzde 5'inin çalışanlara ve küçük yatınmcılara satılmasını öngördük- lerini bildirdi. Yetkililer, ilk etapta şirketin yüzde 39'unu özelleştjrmeyi planladıklannı, yüzde 10 oranında nisseyi de Posta Genel Müdürlüğü'ne devrederek kamu payını yüz- de 5 l'e düşürmeyi planladıklannı kaydet- tiler. Petrol devlerinde bir birleşme dahaEkonomi Servisi - Petrol dev- leri arasında yaşanan birleşme- lerin sonu gelmiyor. Jngilte- re'nin en büyük petrol devi Bri- tish Petroleum'un (BP) ABD'li Amoco'yu satın almasıyla olu- şan BP Amoco şirketi, birleş- menin üzerinden biryıl geçme- den ABD'nin 7. büyük petrol şirketi Arco'yla şirket evliliği- ne gidiyor. BP Amoco ve Arco yetkili- lerinin, iki şirketin birleşmesi için görüşmeler yaptıklan ve • BP ve Amoco şirketleri, birleşmelerinin üzerinden biryıl geçmeden ABD'nin 7. büyük petrol şirketi Arco'yla evliliğe gidiyor. BP Amoco, Arco şirketinin hisseleri için yaklaşık 25 milyar dolar ödeyecek. bu konuda son aşamaya gelin- şirketin petrol rezervlerinin 13 diği belirtildi. Ingiltere'de ya- yımlanan FinanciaJ Times ga- zetesinin haberine göre, BP Amoco'nun Arco şirketinin his- seleri için yaklaşık 25 milyar do- lar ödeyeceği bildirildi. Birleşmeyle oluşacak yeni milyar varile ulaşacağt ve yıl- lık satışlann da 80 milyar do- lar olacagı söylendi. Analist- ler. BP ve Amoco birleşmesin- de olduğu gibi yeni şirket evli- liği ile işten çıkarmalann yaşa- nacagına dikkat çektiler. Daha önce BP'nin Amoco'yu almasıyia oluşan şirketin, pet- rol endüstrisinde Mobil ve Ex- xon'un evliliğine neden oldu- gu kaydedildi. Royal Dutch Shell ve Mo- bil-Exxon gibi devlerden son- ra petrol endüstrisinin en büyük üçüncü şirketi olan BP Amo- co'nun ABD'li Arco'yu da al- masıyla petrol devleri arasmda dengelerin nasıl degişeceğinin merak konusu olduğu ifade edildi. Yeni pazar arayışı İSO Amerika'yı yeniden keşfedecek Ekonomi Servisi - Türk fîrmalan ABD'yi yeniden keşfediyor. thracatta yeni pazar olarak ABD'ye ilgi artarken, Istanbul Sanayi Odası (ISO) da bu ülkeye yönelik çalışmalara ağırlık verdi. Bir süre önce ABD'ye giderek . -: incelemelerde bulunduklannı belirten İSO Başkanı Hüsamettüı Kavi. "Buradayatıruna, istihdama büyük destek var. Bazı böigelerde istihdam edüecek kişi başına karşılıksız para ve arsa teklif ediiiyor" dedi. ABD'de 4 belediye başkanı, 2 üniversite. 6 ticaret sanayi odası ve özel sektör temsilcileri ile biraraya geldiklerini dile getiren İSO Başkanı Kavi, ABD'nin 1998 'in son çeyreğindeki yüzde 6'lık büyümenin iş âlemini tedirgin ettigini kaydetti. Büyümenin borsa rantının yarattığı talepten kaynaklandığı yolunda ABD'lilerde bir görüş oluştugunu ifade eden Kavi, "Borsanın aşın şişkin olduğu gerçegini görüyoriar ve çare anyorlar. Bu nedenle yaönma, istihdama büyük destek var. Bazı böigelerde istihdam edüecek kişi başuıa karşılıksız para ve arsa teklif ediyorlar. KOBİ'leri daha fazla ihracatçı yapmak için de büyük çaba sarf ediyorlar. Türkiye pazar altematbleri gelistirmelL, genişlefmeli. Oda olarak çalışmaiannuzı sürdürüyoruz" diye konuştu. Muhasebeciler ülkelerini değiştirmelidip! { VERGİ SORUNLARIMIZ bfamÇartaya "Nereden nereye" sozü- nü, yaşamda- ki değişimi, gelışimi vur- gulamak için kullanınz. 2000'li yıllara girmek üzere, muhasebecilik mesleğinde büyük degi- şimler yaşamaktayız. Bugün yapt/ğımız iş, 6-7 yıl önce yaptığımız ve "muhase- be" sandığımız işten çok farklıdır. Bir gerçek daha var! Devietten bankalara, pi- yasalardan yatınmcılara dek yaptığımız "muhasebenın" sonucunu bekleyen, bu sonuca göre kararverecek kişi ve kurum- lann sayısı az degildir. Şu günlerde yay- gın bir şekilde tartışmakta olduğumuz; vergi kayıp ve kaçaklan, kayrt dışı eko- nomi, bütçe açıkları ve enflasyon gibi sorunlanmıan çözümlenmesinde de mu- hasebeci/enn katkısına ihtıyaç vardır. Muhasebecilik mesleğindeki değişim, kendi insan unsurunu da yaratmıştır. 6- 7 yıl öncelerinde, mutemet, sayman, kâ- tip olarak tanımlanan kişiler için artık, muhasebeci, mali müşavir, yeminli ma- li nvjşavir unvanları kullan/lmaktadır. En önemlisi, mu- hasebe ve mu- hasebeci kav- ramlanndaki değişmevege- lişmeler, yuka- ndan gelen zor- lamalarla degil, meslek men- suplannın ken- di özgür istek ve çabalarıyla gerçekleştiril- miştir. Böylece, ülkemizde mu- hasebe meslek elemanları ön- ce kendilerini ve mesleklerini yaratmış, daha sonra da yarattıklan degerleri de- ğiştinp geliştirmiş, uygar ülkeler düzeyi- ne taşımışlar. Bu değişim ve gelişim, kuşkusuz muhasebe meslek örgütleri öncülüğünde, o örgütlerin önderliğinde yapılmıştır. Bu değişim, sivil toplum ör- gütlerinin gücünün vurgulaması açısın- dan da anlamlı o/muştur. Ülkekalkınmasında etkin görevler üst- lenen kişi ve kurumlar yorulurlar, zorla- nır, sıkıntılar çekerler. Buzorluklar, sıkın- tılar, yapılan işin öneminden kay- naklanmaktadır. Kendi kendileri- ni yaratan, de- ğiştiren, yetişti- ren, geliştiren muhasebecile- rinbundan son- ra üstlenmek sorumluluğun- da bulunduklan konularülkemiz açısından son derece yaşam- sal öneme sa- hiptir. Ülkemiz- de zaman yitirmeden büyük bir ciddiyet- le ele alınacak, üzerinde durulacak, çö- zümlenmesi gereken sorunlann başın- da, toplanan vergiler düzeyine ulaştığı söylenen, ancak bir türfü toplanamayan "kaçınlan vergiler" sorunu vardır. Kaçın- lan vergilerde en büyük etkense "kayrtdı- şı" işlemlerdir. Bu satırlan yazan biri ola- rak, "muhasebeci, mali müşavirler" oi- madan, bu meslek mensuplan sorumlu- luk almadan ülkemizdeki vergi kayıp ve kaçakçılarının da, kayıt dışı işlemlerin de ortadan kalkacağına inanamıyorum. Bu toplumsal hastalıklann tedavisinde sa- dece muhasebecilerin değil, tüm "resmi- sivH" örgütlerin güç birliği ve desteğinin sağlanması gerekir. Elbette bu kuruluş- lar içinde muhasebe örgütlerinin katkıa, meslekJeri gereği başta olmalıdır. Kayıt dfşı işlemlerin ortadan kaldırılması Kayrtdışı işlemlerin ortadan kaldınlma- sı, vergi kayıp ve kaçaklannın önlenme- siyle bütçe açıklan son bulacak, ihraca- tın fthalatı karşılama oranı yüksetecek, enf- lasyondaki düşüş hızlanacak, gerçek an- lamda kaynak birikimi yaratılacaktır. Ya- ratılan kaynağın üretken yatınmlara yön- lendirilmesi yoluyla ülkemiz kalkınma- sındaki tıkanıklık aşılabilecektir. 2000'liyıllara girerken, muhasebeci, mali müşavirler sadece mesleklerinde gerçekleştirdiklen değişim ve gelişimler- leyetinmemeliler. Ülkelerindekj köklü de- ğişim ve gelişmelere de destek verme- li, katkıda bulunmalıdırlar. Bence, mu- hasebeciler böylesi bir degişıme katkı sağlayacak birikime sahip sorumluluk- larının bilıncinde görünmektedirler. ÇIFTÇIDOSTU SADULLAH USÜMt Damızlık İthalatında Kuşkular Giderilemedi Geçen cuma günü Cumhuriyet gazetesinde "Da- mızlık Hayvan Ithalatı Başlıyor" başlıklı yazımızın yayımlanmasından sonra yoğun birtelefon ve faks trafiği yaşadık. Tarım Bakanlığı'nın "damızlık hayvan ıthalatı" konusunda çok ciddi önlemler aJınacağı yolunda verdiği teminata rağmen hayvan üreticileri büyük bir kuşku içindeydi. Uygulama ile ilgili bilgi topla- maya çalışıyoriardı. Büyük çoğunfuk, Türkiye'nin geçmişi belli, ülke- miz koşullanna uygun ve verimli damızlık sığır cin- sine ihtiyacı oldugunu kabul ediyor, hatta bu ko- nuda çalışmalar yapılmasını da istiyorlardı. Üste- lik yılda 20 bin, beş yılda 100 bin damızlık hayvan ithalini de fazla bulmuyorlardı. Ancak onlan korkutan, geçmiş yıllardaki "itha- lat facialannın" tekrarlanmasıydı. lyi niyetle başla- yan ithalat, ileri yıllarda gene tehlikeli boyutlara ulaşırsa veya hayvancılığımız yeni bir darbe daha yerse korkusunu bir türiü içlerinden atamıyorlardı. Örneğin Holstein Damızlık Süt Sığırları Merkez Biriiği Başkanı Ismail Anıl, aynı biriiğin Izmir Baş- kanı Halil Tokoğlu ve Trakya Köy-Koop Başkanı Erdoğan Kantürer yılda 20 bin civannda yapıla- cak damızlık ithalaunı çok bulmuyorlardı... Ama ge- ne de "ithalatyololursa" kuşkusundan kendileri- ni kurtaramıyorlardı. Demek ki genelde damızlık sığıra ihtiyacımız ol- dugunu kabul edenler bile devlete güven duyma- dıkları için kolay kolay ithalata "Evet" diyemiyor- lardı. * • • Aslında üreticilerin duyduğu bu kuşkulan tama- men yersiz bulmak da haksızlık olurdu. Zira geç- miş yıllarda yapılan ithalat sırasında hem yüz mil- yonlarca dolar dövizimiz yabancı ülkeleregittj hem de başanlı bir sonuç elde edemedik. Kaybımız bu kadarla da kalmadı. Damızlık adı altında getirilen hayvanların arasında hastalıklı olanlar çıktı. Yeni ve verimli bir ırk oluşturamadık. Aynca hava koşullanmıza uymayan hayvanlann bir kısmı öldü. Sağ kalanların bir kısmı da yavru- lannı attı. Bu karmaşa hayvanalığımıza büyük bir darbe vur- du. Üreticilerimizin birçoğu iflasa sürüklendi. Da- ha açık bir deyişle "ithalat macerası" Türkiye'ye hem çok zaman kaybettirdi hem de pahalıya rnal oldu. Üreticilerimizin bir başka kuşkusu daha var. It- halatla ilgili alınan önlemler bugün için yeterli ola- bilir. Her şey yolunda gidebilir. Ama yarın bir hü- kümet değişikliği olursa... Bakan ve müsteşar gi- derse... Onlann yerlerine gelecekler, alınan karar- lan firsat sayarak geçmiş yıllarda olduğu gibi ge- lişigüzel ithalat başlatırsa... Geçmiş yıllarda sütten ağzı yanan üreticilerimiz, şimdi yoğurdu üfleyerek yemeye çalışıyorlar. • • • 12 Eylül darbesinden sonra ızlenen yanlış poli- tikalar hayvancılığımızda derin yaralar açtı. 1980 yılında 87 milyon baş olan hayvan sayımız, 1997 yılında 52 milyona geriledi. Cins ve verimleri hak- kında ise hâlâ güvenilir bir bilgi yok. Oysa tamamının "nüfus cüzdanı" gibi "soykü- tüğü" olması ve bu bilgilerin bilgisayarda gözük- mesi gerekir. Hayvan satın almak isteyenler bu ka- yrtlara göre kararverebilmeli ve alacağı sığınn han- gi soydan geldiğini, kaç kilo süt vereceğıni bilme- lidir. Batılı ülkelerde tüm hayvanlann gelmişi geçmi- şi bilgisayarlarda kayıtlıdır. Alışverişlerde kimse kimseyi kandıramaz... Türkiye'deki üreticiler de artık bu modern sistemlere kavuşturulmalıdır. An- cak bu gelişmelerden sonra az hayvan bakarak çok verim almak ve böylece maliyeti düşürrnek müm- kün olabilecektir. Türkiye'de 1984 yılından sonra bir kez bile "hay- /arJsay//77/"yapılmamıştır. Buyüzdenelimizde cid- di ve kesin bilgiler yoktur. Kaç sığınmızın, kaç ko- yunumuzun oldugunu ve ne kadannın hangi ırk- tan geldiğini kesin olarak bilmiyoruz... Bu neden- le en kısa zamanda Türkiye çapında bir "hayvan sayımı'nm yapılması yarariı olacaktır. Bu bilgiler da- mızlık hayvan ithalatı konusuna da bir ışık tutacak- tır. Standard and Poor's raporu Türk bankalannm sıkıntısı ağır değil' LONDRA/ANKARA (AA) - Dünyanın önde gelen kredi derecelendirme (rating) kuruluşlanndan Standard and Poor's (S and P), Türk bankalannm, küresel krizden çok etkilendiğini ama sorunlannın Latin Amerika ve Asya ülkelerindekj bankalar kadar ağır olmadığını bildirdi. S and P'nin gelişmekte olan ülkelerdekı bankacıfık sistemini incelediği en son raporundan derlenen bilgiye göre krizin Türk bankalan üzerindeki etkisinin fazla olmasına karşın yine de bankalar çalkantılı kriz ortamında yönetim becerisini gerçekleştirebildi. Yüksek faiz Türkiye'de, Rusya krizi nedeniyle finansman kaynaklannın pahalılaşması nedeniyle faizlerin yükseldiginin vurgulandığı değerlendirmede, yüzde I10-140araJığında seyreden faizler nedeniyle fon maliyetlerinin yükseldigi, krediyle iş yapma imkânının azaldığı kaydedildi. S and P, yüksek faiz ortamına ragmen, Türk bankalannın, TL cinsinden Hazine bonosundan fahiş kârlar elde ettigini belirtti. Degerlendirmede, bankalann, kredi kaybı (geri dönmeyen krediler açısından) konusunda hassas bir durumda bulunduklan ifade edildi. Türkiye'deki kamu bankalan konusuna da definen S and P, bankalar açısından en hassas durumda bulunan kesimin kamu bankalan oldugunu, kamu bankalannm, hükümetin yüklediği mali sorumluluklar ve kalitesizlik nedeniyle ağır yük altında bulunduklannı belirtti. S and P, gelişmekte olan pek çok ülkede krizin henüz bitmediğini belirtirken aralannda Türkiye'nin de bulunduğu. Avrupa'ya yakm ülkelerin bankacılık sistemlerinin, diğer ülkelere göre krize dayanıklılık açısından daha iyi konumda olduğunu vurguiadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle